Kadınlar Çarşısı önündeki heykelin kaldırılmasına tepkiler artıyor..

CHP’Lİ AVUKAT İBRAHİM KAAN, KADINLAR ANITININ KALDIRILMASINI YARGIYA TAŞIYOR

Kayseri’de Milli Mücadelemizin kahramanı Türk Kadınının Simgesi olan heykeli kaldırmanın hiç bir haklı gerekçesi olamaz
Sayın Gülsoy siz bu heykelin bir ulusun kurtuluş mücadelesinin manevi değerlerini gösterdiğini bildiğiniz halde bu yola başvurmanızı anlamak mümkün değildir.
Kayseri Ticaret Odası Başkanlığına seçilmeniz ile alakalı bazılarına bir diyet borcunuz olduğunu düşünüyorsanız o başka
Ancak heykel tehlike arz ediyordu diyerek aklın mantığın kabul etmediği bir gerekçe ile kaldırılmasını ve heykelin değiştirilmesini kabul etmiyoruz.
Bu konuda hukuk içerisinde bütün hakları arayacağımızı da kamu oyuna saygılarımla bildiririm

Başkan Gülsoy: Heykel tehlike arz ettiği için kaldırıldı

Kazancılar Çarşısı’nda bulunan ve Türk kadınının kahramanlığını temsil eden kadın heykelinin neden kaldırıldığına dair açıklamalarda bulunan Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy; heykelin yapıldığı maddelerden dolayı güvenliği tehdit ettiği için orada bulunan esnaflar tarafından kendilerine şikayet geldiğini, yapılan incelemelerde ise tamiratının mümkün olmadığına karar verilince yenisini yapmak için kaldırıldığını söyledi.
’Kadınlar Çarşısı’ olarak bilinen Kazancılar Çarşısı’nda bulunan ve 2003 yılında KTO tarafından kahraman Türk kadınını simgeleyen heykel geçtiğimiz günlerde kaldırılmıştı. Heykelin neden kaldırıldığına dair açıklamalarda bulunan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, kendilerine çarşıda bulunan esnaflar tarafından şikayet ulaştığını, heykeltraşlar ve belediye ekiplerinin incelemesi sonucu güvenliği tehlikeye attığı ve tamiratının mümkün olmadığının belirlendiğini söyledi. Yaz mevsiminde olunması ve gurbetçilerin de şehirde yoğun şekilde olmasından dolayı tehlike arz eden heykeli yerine yenisi yapılmak suretiyle kaldırıldığını belirten Başkan Gülsoy; “Kadınlar Çarşısı olarak bilinen kalenin oradan uzun çarşıya giden yerde Türk anasının, Türk kadınının sembolü olan, Kurtuluş Savaşı’nda mücadele eden, hayatı idame ettirmek için geçmişte bir çarşı kurulup çeyizinden çıkarıp satılanları cephaneye götüren annelerimizin bir heykeli vardı. Oradaki heykelin son zamanlarda yapılan maddelerinden dolayı çürümüş olduğu tespit edilmiş, arkasından da oradaki esnaf arkadaşlarımız bize önce telefonla şikayetleri ve sonra imza toplayarak bunun can güvenliğini tehdit ettiğine yönelik şikayette bulundular. Biz de oraya heykeltraş bir arkadaşımızı gönderdik ’tamiratı mümkün müdür, bir bakın’ diye. Onların verdiği rapor doğrultusunda da tamiri mümkün olmadığı, aynı zamanda güvenlik riski oluşturduğunu söylediler. Bunu sadece bir heykeltraş değil belediyedeki arkadaşlarımız da gitti. Onun haricinde başka bir heykeltraşın da görüşünü aldık, tamirinin mümkün olmadığını, risk teşkil ettiğini söylediler. Biz de esnaflarımızın isteği doğrultusunda belediyeye müracaatta bulunup buranın yeniden yapılması için kaldırılmasını söyledik. Şuanda biliyorsunuz yaz günü, orası müthiş bir şekilde gurbetçi sezonundan dolayı kalabalık oluyor. Bayrağın tutulduğu direğin de kırılmış olmasından kaynaklı, hatta birkaç kişinin yaralanmasından dolayı esnafımızın talebi doğrultusunda söyledik. Oraya onun daha iyisi yapılacaktır. Çünkü o heykel, nihayetinde bizim ’Kadınlar Çarşısı’ olarak nitelendirdiğimiz Kapalı Çarşı bizim için tarihi dokusu olan, Türk anasının bir sembolü, Kurtuluş Mücadelesi’nin sembolü olan bir heykelin oradan kalkması söz konusu değil. Sadece tehlike arz ettiği için esnafımızın isteği doğrultusunda kaldırıldı. Oraya yeniden en kısa zaman içerisinde yenisi yapılacak inşallah. Şuan teklifleri alıyoruz, mesela 6 Temmuz’da bir arkadaşımızdan aldığımız teklif var. Biz o zamandan beri çalışmalarımızı yapıyoruz ama bilgi kirliliği olmasın diye açıklama yapma hissi duyduk. İnşallah en kısa zamanda teklifleri değerlendirip oraya daha güzel bir Türk anası sembolü olan bir heykel yapacağız” ifadelerini kullandı.
“En kısa sürede daha iyisini yapacağız”
Tekliflerin alınmaya devam ettiğini ve daha sonra gelen tekliflerin değerlendirilerek en uygun olarak seçilen heykelin yerine en kısa süre içerisinde yapılacağını sözlerine ekleyen Başkan Gülsoy; “Şuanda 1-2 tane teklif geldi, birkaç arkadaşımızdan da teklif istedik. Onlar da geldikten sonra belediyemiz ile oturup hangisi uygun olursa değerlendirip en kısa zaman içerisinde yapacağız” diye konuştu. (Kayseri Olay)

BASİT BİR KADIN HEYKELİ OLAYI DEĞİLDİR

Kayseri Ticaret Odası (KTO) eski başkanlarından Hasan Ali Kilci, kadınlar Çarşısı girişindeki kadın heykeli ile ilgili açıklama yaptı. Kilci, oraya dikilen kadın heykelinin basit bir anıt yada heykel olmadığını, çok derin anlamı olduğunu, Kayserili kadınların Milli Mücadeleye verdiği desteğin simgesi olduğunu belirtti.

KTO tarafından kadın heykelinin kaldırılmasıyla ilgili basın açıklaması yapan Hasan Ali Kilci, “Bu basit bir heykel kaldırma olayı olarak algılamadık” dedi. Esnafın heykelin kaldırılmasıyla ilgili olarak imza verdiği konusunda da bir soruya cevap veren hasan Ali Kilci, olayın doğru olmadığını dikkat çekti. Kilci, “Doğru değil. Bazı esnaf arkadaşlarımızla görüştük. Bizden böyle bir talep geldi demedi. Öyle talepleri olmadı. Şuan KTO Başkanı olan Ömer Gülsoy kardeşimizin işyerine yakınlığı 50-60 adımdır. Her gün arkadaşımız burayı görüyor” şeklinde konuştu.

Heykelin yeniden yerine konulacak olması ve bu yönde açıklama yapılmasını olumlu bulan Kilci, Kapalı Çarşı ve Kadınlar Çarşısı eski başkanlarından Necmettin Feyzioğlu ile birlikte yaptığı toplantıdaki açıklamasında, “Bu basit bir heykel olayı değildir. Buradan başka mecralara gitmesin. Buradan başlayarak bir takım heykeller gündeme gelecekse Atatürk’ün heykeline el sürdürtmeyiz. Öyle düşünmüyoruz. Aklımıza geldi” diye konuştu.

Hasan Ali Kilci, Gazeteciler Cemiyeti’nde Kadınlar Çarşısı heykeli ile ilgili basın açıklaması yaptı. Kilci, açıklamasında atılan adımları olumlu bulduklarını dile getirerek, şunları söyledi;

HERKESİN OLURUYLA HEYKEL YAPILDI

“Kadınlar Çarşısı’nın giriş kapısında, o günkü tarihi yaşatmak onun anlamını gelecek kuşaklara aktarabilmek dolasıyla İstiklal Savaşı’ndan, Milli Mücadele de Türk kadının neler yaptığını göstermek adına oraya heykel yapılmasına karar verdik. O dönemde yönetimde bulunduğumuz KTO, bazı derneklerimizle birlikte ilçe ve büyükşehir belediyesinin oluruyla bunu yaptı. Bu basit bir olay değildir. Milli şuura sahip herkesin hassasiyeti var. Bizlerde sizlerin de biliyorum ki; milli hassasiyetleri yaşatan ve yaşatılması gerektiğine inanan insanlarsınızdır.”

AÇIKLAMAYI ÖNCE YAPSALARDI…

“2003 yılında Kadınlar Çarşısının kapısına yani şimdiki bulunduğu yere kadın heykeli dikildi. Bu heykelin 15 yıllık geçmişi var. Yıpranmış olabilir. Şimdiki ticaret odası başkanımızın açıklaması var. Bu açıklamayı bizim açıklamamızdan önce yapmış olsalardı. Tamir tadilat yapılacak yada çok daha iyisi yapılacağını söyleseydi bizde şuan bunu desteklerdik. Teşekkür ederdik. Bu basit bir heykel kaldırma olayı olarak algılamadık. Arkadaşımızın açıklaması çok anlamlıdır. Öyle olduğuna da inanıyoruz. KTO Başkanımız Ömer beyinde hassasiyeti olan ve KTO’da da bu hassasiyeti taşıdığını biliyoruz. Takipçisi olacağız. Basında takipçisi olsun.”

KADINLAR ÇARŞISI BİZİM İÇİN DEĞERLİDİR

“Kapalı Çarşı ve Kadınlar Çarşısı bizim için değerlerdir. Önemlidir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, bakanlıklar, bürokratlar burası tam isteğimiz şekilde olmasa da iyileştirdi ve güzel hale getirildi. Kurtuluş Savaşı’nın Türk kadının Kayserili kadınların neler yaptığını Gazi Paşa, Atatürk’ün emri ile neler yaptığını Mızrak Duruşlu kadınlarla anlattık. İyi bir kampanya idi ve çok sayıda insanımız istifade eti. Avrupa Birliği projemizdi. Kadınlar Çarşısı Kayserili anaların, ‘Ben şehit anasıyım. Askerlerde benim evlatlarımdır’ diyen kızının çeyizinden, şu esvapları çam sakızı çoban armağanı vereceğim diyerek başlattığı kampanya ile elde edilen gelirle milli mücadelede cephane alınarak cepheye bizzat Kayserili kadınlarımız tarafından sevkiyatının başlatıldığı önemli bir mekandır. Basit bir kadın anıtı ve kadın heykeli olarak görülmemelidir. Çok derin anlamı vardır. Heykel değildir. Simgedir. Bundan dolayı tepki gösterildi. Keşke oda yönetimi ve ilgiler çok daha iyisini yapacaklarını söyleselerdi. Bugün kimse yorulmazdı. Basın açıklamasını yapmazdık.”

FERİŞTAHI GELSE YAPARDIM

“Çok söylenecek başka boyutları da var. Ben onları söylemek istemiyorum. Bu kale önünde heykelin kaldırıldığı yerde yapmak basın açıklamasını yapmak istiyorduk. Bir yetkili arkadaşımızın başkanım sıkıntılı dönemden geçiyoruz demesiyle vazgeçtik. Yoksa ben feriştahı gelse gider basın açıklamamı yaparım. Çekinmem kimseden. Tüm Kayserili insanların ve Türk kadınını ilgilendiren meseledir.”

HER KAHRAMANI DOĞURAN BİR KADINDIR

Türk kadınına yapılanlar hepimiz tarafından lanetlenmektedir. Kadınlar annelerimizdir. Annelerin elleri öpülesidir. Her kahramanı doğuran bir anne vardır. Atatürk’ü de Fatih Sultan Mehmet’i de. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı da doğuran bir ana vardır. Analarımız elleri öpülesidir. Gelip geçen insanların kafasına heykelin bayrağının değdiği ve yaralanma olduğu söylendi. Oysa öyle değil. Çünkü 2.5 metre yüksekliği vardır. Rastgele yapılmadı. Teklif ve bilgiler alındı. Yüksekliği de standartlara uygundur. Buradan geçen arkadaşlarımız Amerikan basketbol liginde oynayan arkadaşlar değildir.”

ESNAF ARKADAŞLARLA GÖRÜŞTÜK

“Biz bunun daha iyisini yapıyor. Daha güzelini yapıp Kayseri’ye yakışan anıtı dikerek Kayseri Kadınlar Çarşısının ve İstiklal Savaşımızın anlamını gelecek nesillere aktaracağız denmelidir. Bazı söyleyeceklerim var demiştim. Onları söylemeyeceğim. Doğru değil. Bazı esnaf arkadaşlarımızla görüştük. Bizden böyle bir talep geldi demedi. Öyle talepleri olmadı. Şuan KTO Başkanı olan Ömer Gülsoy kardeşimizin işyerine yakınlığı 50-60 adımdır. Her gün arkadaşımız burayı görüyor.”

ESNAFIMIZ BASİT SÖZ SÖYLEMEZ

“Esnafımızın böylesine basit bir söz söylemez. Kayseri’de Savaş mı oldu ki deniyor. Savaş göbeğimizde mi olacak. Savaş kafalarımızda olmuştur. Yüreğimizde olmuştur. Menbiç’te savaşlar oluyor. Burada bizim ciğerlerimiz yanmıyor mu? Elbette ki yanıyor. Kayseri’ye kimsenin hakaret etmeye hakkı yok. Bugün olduğu gibi Kayserili her zaman görevini yerine getirmiştir. Sessiz değiller. Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi başkanımız Ayşe Uzunlu burada olacaktı. Her ne hikmetse heykelin kaldırılma olayına tepki gösterdiği için büyük anlamda sosyal medyada saldırılar var. Yani bunlar doğru değil. Sahip çıkan kadın kuruluşlarımız var. Onlarda ayrı açıklama yapacaklar. Saygı duyarım. Sessiz kaldıklarını düşünmüyorum.”

ATATÜRK’ÜN HEYKELİNE EL SÜRDÜRTMEYİZ

15 yıl oldu. Yıpranma olabilir. Tadilatlar yapıldı. Kime ne zararı var bunun. Önemli bir simgedir. Kadınlarımız için. Basit bir heykel olayı değildir. Buradan başka mecralara gitmesin. Buradan başlayarak bir takım heykeller gündeme gelecekse Atatürk’ün heykeline el sürdürtmeyiz. Öyle düşünmüyoruz. Aklımıza geldi. Olacağını sanmıyoruz. Birileri de söyledi. Ama arkadaşlarımızın, yönetenlerinde böyle düşüncesi olduğunu sanmıyorum. Artık ‘Ne mutlu Türküm diyene’ diyorlar. Eskiden Mustafa Kemal diyenlerin Atatürk dediklerini duyuyoruz. Atatürk büyük Türk milliyetçisidir. (E Haber)

Kayseri Kadınlar Çarşısı’ndaki heykel hiçbir açıklama yapılmadan kaldırıldı.
Olayı duyduktan sonra yaptığımız kısa araştırma sonucunda çarşı esnafının “tehlike arz ediyor diye düşünüp imza toplayarak belediyeye şikayet edip kaldırılması talebini” duymak bizleri derinden sarstı. Merak edip heykelin olduğu alana gidince konuşup sohbet ettiğim iş yeri sahiplerinin konuya bakış açısı ise daha vahimdi. “Kayseri savaşmadı ki, kadınlar ne yaptı ki, esas kadınlar çarşısı burası değil ki” gibi sözler duyduk. Bazıları da heykeli sanatsal olarak değerli bulmayıp bu konuda yorum yaptı.
2003 yılında ‘’Kayseri Ticaret Odası tarafından yaptırılan Kadınlar Çarşısı Heykeli’’ Kayseri tarihi açısından önemli bir değerdir.”
Geçmişin unutulmaması, yeni kuşaklara aktarılması ve sevdirilmesi için şehirlerin yapısında bulunması gereken binalar, parklar, anıtlar, heykeller şehrin geçmişinin en güzel simgeleridir. Kadınlar Kurtuluş Savaşında hem cephe hem cephe gerisinde vardı. Cumhuriyetin ilanı ile her alanda var ve görünür olduk. Kadınlar Çarşısı heykeli ile hem maneviyatımızı hem de şehrimizin güzide hikayesini geri istiyoruz. Heykelimizin yerine iadesini bekliyoruz. Kayserili kadınlara ait bu kültürü yaşatacak anlamlı bir şeyler yapılmasını beklemek hepimizin en büyük arzusu.
Heykelin kaidesinde yazan Kadınlar Çarşısı; 11 Eylül 1921 tarihinde: “Ben şehit anasıyım, diğer askerler de evlatlarımdır. Kızımın çeyizinden şu esvapları onlara çam sakızı, çoban armağanı olarak vereceğim” diyen Türk kadınının başlattığı ve diğer Türk analarının desteklediği kampanya ile elde edilen gelirle Milli Mücadele için cephane alınarak cepheye bizzat kadınlar tarafından sevkiyatın başlatıldığı Kutsal bir Mahaldır. Bu cümleler bize kurtuluş savaşında kadın duyarlılığını gösteren en güzel sözlerdir.
2008 yılında Kayseri’de uygulanan “Mızrak Duruşlu Kadınlar” adlı AB projesi Kayseri Ticaret Odası ve Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi tarafından yürütülmüştür. Projenin adının nerden geldiği tarihsel açıdan çok önemlidir.
Kayseri’de bulunan cephanenin Çukurova direnişçileri için Ulukışla’ya taşınması gerekmişti. Mustafa Kemal Paşa, Halkı aydınlatması ve gençleri orduya kazanması için Kayseri’ye yolladığı Mazhar Müfit Kansu’ya bir telgraf göndererek; cephanenin her türlü çareye başvurularak Ulukışla’ya ulaştırılmasının sağlanmasını istedi. Mazhar Müfit bir hafta Kayseri’de kaldı. Müdafaa-yı Hukuk Derneği gibi Anadolu Kadınları Müdafaa-yı Vatan Derneğinin şubesinin çalışmalarını da başarılı bulmuştu. Kayserililerin büyük çoğunluğu milli namusu savunan Ankara’yı candan desteklemekteydi. Gençlerin askere katılması için özel bir çaba harcamak gerekmemişti.
“O kadar ki Kayseri Lisesi’nin bu yılki son sınıfları, öğrencilerinin tümü askere gittiği için kapalıydı.”
“Mutasarrıf Ethem Bey’e, Paşa’dan aldığı telgrafı gösterdi. Ethem Bey ilgilendi. Cephane hemen yola çıkarılabilirdi. Ama bir sorun vardı: Cephane kafilesini kimler eşkiyaya karşı koruyacaktı?
Bir küçük müfreze kurmak gerekti. Çünkü Kayseri’nin çevresi eşkıya çeteleriyle doluydu. Ama Kayseri’de eli silah tutan kim varsa ya cephedeydi ya cephe yolunda. Bir çözüm bulamayan Mazhar Müfit Bey geceyi uykusuz geçirdi. Sabah, mutasarrıfın çağırdığını söylediler. Koştu. Ethem Bey’in yüzü gülüyordu.”
Az önce Müdafaa-yı Vatan Derneği’nin Başkanı Seyyide Hanım ile yardımcısı Feride Hanım (Güpgüpoğlu) geldiler.(Ferruha Güpgüpoğlu 1935 yılında meclise seçilen ilk kadın milletvekilimizdir.) Beni durgun görünce sebebini sordular. Anlattım. Bu hanımlar bir gün gerekir diye silahlı bir kadınlar kolu da kurmuşlar. Cephaneyi bu hanımların götürebileceğini söylediler. Ne dersin ?”
“Götürebilirler miydi? Mazhar Müfit Bey bocaladı. Ancak silahlarını kuşanmış yüzleri açık mızrak duruşlu hanımları görünce içi rahatlayacaktı. Silahlı kadınlar kolu cephane dolu arabalarla sabah erkenden yola çıktı. Yol boyunca eşkıyalarla karşılaşan kol, bunlarla çarpışa çarpışa ilerledi. Cephaneyi esenlikle Ulukışla’daki yetkililere teslim etti.”
“Milli haklarımızı ve namusumuzu koruyacak hükümet ve erkek yoksa biz varız.”
(20 Kasım 1918,Turgut Özakman, Çılgın Türkler)
Tarihimizi okumadan kadınlar Kurtuluş savaşında çarpışmadı diyene cevabımız budur.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi anıtın bakıma alındığı açıklamasını yapmış. Aynı gün Bursa’da kitap okuyan kız heykelinin kaldırılması kadınları olumsuz duygulara sürükledi. Yine Ticaret Odasından duyumlarımıza göre anıt saçtan yapıldığı için güvenlik sorunu nedeniyle bakıma alındığı bilgisini öğrendik. Keşke anıtı kaldırmadan açıklama yapsalardı. Toplum gerilmeseydi.
Geçmişin unutulmaması, yeni kuşaklara aktarılması ve sevdirilmesi için şehirlerin yapısında bulunması gereken binalar, parklar, anıtlar, heykeller şehrin geçmişinin en güzel simgeleridir. Kadınlar Kurtuluş Savaşında hem cephe hem cephe gerisinde vardı. Cumhuriyetin ilanı ile her alanda var ve görünür olduk.
Kadınlar Çarşısı heykeli ile hem maneviyatımızı hem de şehrimizin güzide hikayesini geri istiyoruz. Ya heykelimizi yerine iade edin ya da Kayserililere, Kayserili Kadınlara ait bu kültürü yaşatacak anlamlı bir şeyler yapın.”
(Nihat Alacalıoğlu-Alıntı)

CHP il Başkanı Ümit Özer’den ‘Kadınlar çarşısı heykeli’nin kaldırılmasına tepki

Son günlerde Bursa’da ki ‘’Kemancı Kız’’,’’Kitap Okuyan Kadın’’ ve ‘’Yaşlı Kadın’’ heykelleri ile Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden kadın figürü olan heykellere saldırıların gerçekleştiğini şaşkınlıkla izliyoruz. Kadınlara saldıranlarla kadın heykellerine saldıranlar aynı zihniyettir. Ne yazık ki bu zihniyetin güçlenmesinin sebebi; heykele ucube diyenlerin, Atamızın biz Türk kadınlarına verdiği hak ve özgürlüklerine saygı duymayanların ülkemizde iktidarda olmalarıdır. Altı üstü bir heykel diyerek sanata ve kadına yapılan saldırıların göz ardı edilmemesi gerekmektedir çünkü bu saldırıların altında kadına karşı bilinçli olarak oluşturulan düşmanlık yatmaktadır.

Özellikle heykellere yapılan saldırılar, Kazancılar Çarşısında ki kurtuluş savaşında kadınlarımızın cesaretini temsil eden heykelin kaldırılması ve diğer illerde ki kadın heykellerinin de neredeyse eş zamanlı kaldırılması bizlerin aklına çeşitli şüpheler gelmesine sebep olmuştur. Özellikle Kazancılar Çarşısı ile özdeşleşmiş üzerinde çarşının kurtuluş mücadelesinde ki önemini’’ ‘’Ben şehit anasıyım, diğer askerler de evladımdır. Kızımın çehizinden şu esvapları onlara, çam sakızı çoban armağanı olarak vereceğim.’’ Diyen Türk kadının başlattığı ve diğer Türk analarının desteklediği kampanya ile elde edilen gelirle Milli Mücadele için cephane alınarak, cepheye bizzat kadınlar tarafından sevkiyatın başlatıldığı, Kutsal Mahaldir.’’ Yazısıyla da anlatan 2003 yılında KTO tarafından Kayseri’mizin kültürel mirasına da katkı olarak Kayseri’mize hediye edilmiş Kahraman Türk Kadını Heykeli’nin yangından mal kaçırır gibi gece kimseye göstermeden ve bilgilendirme yapılmadan kaldırılması aklımızda ki şüpheleri perçinlemiştir. Belediye yetkilileri ve KTO Başkanı Ömer Gülsoy’un ‘’Tadilat için kaldırıldı ama tadilatının mümkün olmayacağını yenisi yapılarak yerine konulacaktır.’’ demeleri bizleri memnun etmiştir. Ama yeni yapılacak heykelin aslını değiştirmeden aslına bağlı kalınarak yapılması gerektiğini düşünüyor bu konuda KTO Başkanı Sn. Ömer Gülsoy’un hassasiyet göstermelerini talep ediyoruz. Bu sürecin takipçisi olacağımızın bilinmesini ister heykelin tekrardan yerine konulacağı tarihin kamuoyu ile paylaşılmasını yetkililerden talep etmekteyiz. Kurtuluş Mücadelesi vermiş bu toprakların vatan olması için kanını dökmüş kadınlarımızı, şehit analarımızı temsil eden heykelin yerine tekrardan konulacağı sırada Kurtuluş mücadelesi vermiş kadınların torunları olarak, Cumhuriyet Kadınları olarak ve CHP Kayseri İl Başkanlığı olarak orada olacağımızı bilmenizi isteriz.

BU ÜLKE ÖYLE KOLAY KURTARILMADI.  MENEMEN TARİHİ… (İŞGAL YILLARI)
Bu fotoğraf beni her zaman duygulandırır..
Bu fotoğrafta acı vardır, hüzün vardır, yoksulluk vardır, yalnızlık vardır.
Ve ne zaman baksam o yıllardaki Menemenlilerin esaret altında yaşadıkları baskının izlerini yüzlerinde görürüm.
1919 yılının Mayıs ayı…
Menemen Yunan askerleri tarafından işgal edilmiştir. Yıllar boyu süren savaşlar sonucunda Menemen’deki erkek nüfusu da oldukça azaltmıştır. Şehirdeki müslüman nüfusun çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturmaktadır. Fakirlik ve yoksulluk en üst sınırdadır. Ovada çalışmak güvenlik açısından da son derece risklidir. Yunan askerlerinin uyguladığı baskı ve zulümler de tüm bunlara tuz-biber ekmektedir.
Menemenliler aç-sefil durumda, bir parça ekmeğe muhtaçtırlar.İşte böyle bir durumda imdada Menemen Kaymakamı Kemal Bey yetişir. Şube reisi Cemil Bey ve eşraftan Evlioğlu Emin Bey ile bir yardım komitesi kurar. Devletin ve milletin imkanlarını seferber eder. Tüm fakir, dul ve yetim Menemenlileri tesbit ettirerek yardım karnesi dağıttırır. Bu karnelerle Menemenliler karınlarını doyuracak yemeğe ve diğer ihtiyaç maddelerine kavuşurlar.
Ellerindeki karneler ile Menemen Hükümet binasının arkasında toplanarak tencere ve kaplarını doldurma sırasını bekleyen çoluk – çocuk, yaşlı – kadın Menemenlileri göstermektedir. Onların acılarını ve tedirginliklerini yüzlerinde görmek mümkündür. Bu fotoğraftan kısa bir süre sonra yiğit kaymakamımız Kemal Bey ne yazıktır ki vahşice öldürülecektir. (Alıntıdır /Oktay Özengi.)

KADINLAR ÇARŞISINDAKİ BU TAHRİK EDİCİ, AÇIK SAÇIK HEYKELİN YERİNE SIRF ” TÜRBANLI KADIN ” HEYKELİ KOYMAK İÇİN OLMADIK OYUN YAPIYORLAR. VEYA TEPKİLERDEN ÇEKİNİP ” 15 TEMMUZ FİGÜRÜ ” KOYACAKLAR YERİNE. SANKİ MEYDANDA YER YOK DA. TÜRBANLI HEYKEL RESMİNİ SİZLERE PAYLAŞACAĞIM. BU MEMLEKET HEYKELİN BİLE ARLI, NAMUSLUSUNU İSTER. NE DEMİŞTİK EFENDİM: MİLLİYETÇİ, MUHAFAZAKAR VE MUKADDESATÇI KAYSERİ. BUYRUN YORUMA.(Mehmet İncialan)

‘AYŞE’NİN MEHMET’

1970`Lİ YILLAR ,KAYSERİ OTO SANAİİNDE BİR ‘AYŞE’NİN MEHMET’ VARDIR.
AYŞE’NİN MEHMET 50 KÜSÜR YAŞINDA KENDİ HALİNDE, GÜNLÜK İŞLERLE KARNINI DOYURAN BİR GARİBAN…
OKUYAMAMIŞTIR, BAKIMA MUHTAÇ HALE GELMİŞ BİR ANASI VARDIR BİRDE KENDİ…
ESKİ TAŞ BİR EVDE YAŞAR GİDER MEHMET…

BİR GÜN YİNE SIRTINDA MAL YÜKLERKEN ‘AYŞE’NİN MEHMET’ DİYE BAĞIRIR KENDİNİ BİLMEZİN BİRİ…
MALI SIRTINDAN İNDİREN MEHMET BİR KÖŞEDE SESSİZCE İÇİNİ ÇEKEREK AĞLAR…
YILLARIN HORLANMIŞLIĞIDIR ASLINDA SIRTINDAKİ EN BÜYÜK YÜKTE BİR TÜRLÜ ATAMAMIŞTIR…
LAKİN KİMSEYE BİR ŞEY DEMEZ!
YAŞI GEÇMİŞ, EVLENEMEMİŞ, BELKİ SEVDİĞİ OLMUŞ AMA ADI AYŞE’NİN MEHMET YA…. VERMEMİŞLERDİR KİM BİLİR?

BAĞIRIR ORDAN BİR ARKADAŞI; KOLAY MI AYŞE’NİN MEHMET OLMAK KOLAY MI DER!
O ANDA ORDA BULUNAN HERKES DONA KALIR.
GÜR SESİYLE KIZGIN BİR SES TONUYLA BİR KEZ DAHA BAĞIRAN MEHMET`İN ÇOCUKLUK ARKADAŞI HERKESİN İÇİNİ SIZLATAN AYŞE’NİN MEHMET HİYAKESİNİ ANLATIR…

MEHMET’İN BABASI VATAN İÇİN GİDİPTE DÖNMEYENLERDENDİR…MEHMET’İN BABASI SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİNE HAMİLE EŞİNİ BIRAKIP KOŞUP GİDENLERDENDİR.
ONUN EMANETİNİ, ANASINI MEHMET SIRTLAR BERABERİNDE.
VATAN SAHİBİ OLMANIN DİYETİNİDE SIRTLAR HERKESİN ADINA SESSİZCE… DERT YANMADAN AH EDİP SÖYLENMEDEN…. ANASI ÖYLE BÜYÜTMÜŞTÜR MEHMET`İ…!
BABASIZLIĞIN YÜKÜNÜ BELKİDE VATAN SAHİBİ OLMANIN DİYETİNİ MEHMET VE MEHMET GİBİLER ÖDER HEPİMİZ İÇİN SESİ ÇIKMADAN…

İSTİKLAL HARBİ YILLARINDA YETİM OLARAK DÜNYAYA GELEN MEHMET ÖLÜP GİDENE KADAR HEP AYŞE’NİN MEHMET DİYE ANILIR. 70 YILLIK HAYATI BOYUNCA AYŞE’NİN MEHMET OLUP O AĞIR YÜKÜ ANASIYLA BERABER ŞEREFİYLE SIRTLADI…
KAYSERİ’DE SAVAŞ OLMADI BELKİDE AMA ÇOK OCAKLAR SÖNDÜ!
SAVAŞ BİRİLERİ İÇİN YOKTU, ONLAR BABALARI ÖNDE ZENGİN OLURKEN MEHMETLER HEP YALNIZLIĞI SIRTLADI! (Dr. Hasan Sami Özvarinli)