İşte yeni TÜBİTAK’ın yeni destek programları

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), 2023 hedefleri doğrultusunda yakın dönemde yürütülmeye başlanacak destek programlarını açıkladı. Destek programları, 7 ana başlıkta toplandı.

TÜBİTAK tarafından yakın dönemde yürütülmeye başlanacak olan destek programları, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü ile YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın katılımıyla kamuoyuna tanıtıldı.

Açılıştaki konuşmasında Türkiye’nin 2023 Yılı Hedeflerine dikkat çeken TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “10 büyük ekonomiden biri olmayı hedefliyoruz. TÜBİTAK da, bu hedefe ulaşma görevini, kendi yasal çerçevesinde, görev tanımları çerçevesinde, başarılı ve yetkin bir biçimde, paydaşlarıyla işbirliği yaparak, yerine getirmeye çalışıyor” dedi. Mandal, dünyadaki TÜBİTAK benzeri kurumların ne tip destek programları uyguladığına, kendi politikalarını nasıl değiştirdiklerine, yenilediklerine bakarak yaptıkları çalışmaların ardından yeni destek programlarını oluşturduklarını bildirdi.

  Veteriner hekimlere uzmanlık müjdesi!

Ülkemizin 2023 Yılı Hedefleri Doğrultusunda Yeni TÜBİTAK’ın Yakın Dönemdeki Destek Programlarının Tanıtımı’nı içeren bir sunum yapan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK’ta yaklaşık 5 bin kişinin istihdam edildiğini ve bu kişilerin 4 binin ülkemiz için stratejik ve kritik teknolojiler üzerinde çalıştığını söyledi.

TÜBİTAK’ın temel destek programları kapsamında 2017 yılında toplam 1,6 milyar liralık kaynak aktarımı yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Mandal, Küresel Rekabetçilik Endeksinde (2017-2018), Türkiye’nin 137 ülke arasında 53. sırada bulunduğunu belirterek, “Ülkemizin, yüksek teknoloji odağının güçlendirilmesi gerekiyor. Destek sistemleri daha çok girdi odaklı tasarlanmış, çıktılar yeterince iyi ölçülmüyor. Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri sonucu ticarileşme faaliyetleri oldukça zayıf kalıyor. Büyük bütçeli Ar-Ge konsorsiyum projelerine yönelik ara çıktılar üzerinden kontrol noktaları oluşturulmasına izin veren aşamalı destek sistemi bulunmuyor. Teknoloji şirketlerine danışmanlık, mentörlük yapacak ara yüzlerin artırılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Mandal sunumunda, TÜBİTAK’ın yeni dönemde çağrıya çıkacağı ve destek vereceği program başlıklarını şöyle sıraladı:

Mükemmeliyet Merkezleri Destek Programı

Sanayi Yenilik Ağları Destek Programı

Sanayi Doktora Programı Destek Programı

Uluslararası Ar-Ge ve Yenilik İşbirlikleri Destek Programı

Girişim Sermayesi Ekosisteminin Teşvik Edilmesi Destek Programı

Teknoloji Tabanlı Girişimlerin Desteklenmesine Yönelik Destek Programı

Burs programları aracılığıyla, disiplinler arası yetkinlik oluşumuna katkı programları.

TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, destek programları çağrılarının Haziran itibariyle açılmaya başlanacağını, programlara ilişkin detayların ise TÜBİTAK tarafından duyurulacağını kaydetti.

Toplantıda konuşan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ise Türkiye’nin, yükseköğretime erişim noktasında 137 ülke arasında ikinci sırada yer aldığını bildirdi. Bunun en önemli göstergesinin, 2017 yılı Dünya Ekonomi Forumu’nun Türkiye raporu olduğunu aktaran Saraç, bugün itibarıyla yükseköğretim sisteminde 205 yükseköğretim kurumu ile 46 bini aşkın programın bulunduğunu aktardı.

Yükseköğretime erişim ve yükseköğretimde kalitenin, yükseköğretim alanının birbiriyle ilişkili iki temel konusu olduğuna dikkati çeken Yekta Saraç, “Şimdi bugünün vazifesi, yükseköğretimde kalite üzerinde yoğunlaşmaktır. Bundan dolayı kaliteyi önceleyen bir anlayışla çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz. Ulaşmak istediğimiz insani, sosyal ve kültürel kalkınmışlık seviyesine erişmemizin ancak nitelikli insan gücü ve nitelikli bilgi üretimiyle mümkün olacağı muhakkaktır” dedi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü de, Türk biliminin amiral gemisinin TÜBİTAK olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

“TÜBİTAK’ın ürettiği bilim ve teknoloji; sadece bugünümüz için değil, geleceğimiz için de, belirleyici ve yol gösterici olacaktır. Dolayısıyla TÜBİTAK, ülkemizin geleceği açısından, son derece hayati bir işlevi ve misyonu yerine getirmektedir.

Geleceğin temel parametresi, bilim ve teknolojidir. Bilimden kopuk bir teknoloji, teknolojiden kopuk bir sanayi düşünülemez. Bugün bilim ve teknoloji adına yaptığımız her şey; geleceğimizin nasıl olacağını, doğrudan etkileyecektir. Bu anlamda, bizim bütün gayretimiz; ‘bilim merkezi, teknoloji üssü, ileri sanayi ülkesi Türkiye’ hedefine ulaşmaktır. Bu hedefe giden yolda; TÜBİTAK’a ve elbette üniversitelerimize büyük görevler düşmektedir.”

Türkiye’ye bilim ve teknoloji alanında sıçrama yaptıracak olan bütün kurumların uyum içinde hareket etmesini istediklerini vurgulayan Özlü, “Bilimin üretildiği, bilimsel bilginin ticarileştiği bir ekosistemi, hep birlikte oluşturacağız. Güçlü bir bilim ve teknoloji politikası üretmemiz, elbette tek başına yeterli değildir. Ürettiğimiz politikaları sürdürülebilir kılmak, ortaya çıkardığımız bilimsel bilgiyi ticarileştirmek zorundayız. Bu çerçevede, bilim ve teknoloji politikaları ile sanayi politikalarını aynı düzlemde ele almaktayız” ifadelerini kullandı.

Yeni TÜBİTAK olarak tarif ettikleri yapılanma temel olarak; daha esnek, daha aktif, daha çözüm odaklı, daha kapsayıcı ve daha üretken bir bilim politikası olduğunu bildiren Özlü, “TÜBİTAK; bilim  politikamızın merkezi ve beynidir. 55 yıldır, bilim dünyamıza hizmet eden TÜBİTAK; önümüzdeki yıllarda da, bilim insanlarımız, üniversitelerimiz, araştırmacılarımız ve özel sektörümüz için, en ciddi paydaş, en güvenilir çözüm ortağı olmaya devam edecek” diye konuştu.

TÜBİTAK’ın özel sektöre yönelik destek programları kapsamında; 1995-2002 yılları arasında 1.159 proje için toplam 490 milyon TL destek sağladığını, 2003-2017 arasında sağlanan destek miktarının ise yaklaşık 14 kat artarak,  13.187 proje için 6,7 milyar liraya yükseldiğini ifade eden Bakan Özlü, şu bilgileri verdi:

“Aynı dönemde; TÜBİTAK aracılığıyla; 10,8 milyar TL’lik Ar-Ge hacmi oluşturduk, Sadece 2017 yılında, yani 1 yıl içinde; özel sektöre yönelik destek programları kapsamında, 2.306 projeye, toplam 494 milyon Lira hibe desteği sağladık. Teknogirişim Sermaye Desteği Programı ile, genç ve yenilikçi girişimci adaylarının hayallerini gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bugüne kadar 2.335 Teknogirişim firmasını destekledik. Akademik projelere aktardığımız destek miktarını ise, 2002 yılına oranla, 44 katına çıkararak, 858 milyon liraya yükselttik.” (Gıda Hattı)