‘İslamda anne ve kadının yeri’ anlatıldı

Sarıoğlan İlçe Müftülüğü tarafından ‘Anneler Günü’ne ve ilçede yaşayan kadınlara özel “İslamda Anne ve Kadının Yeri” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansı Kayseri İl Müftü Yardımcısı Salih Sezik verdi.
Programın açılışına katılan ilçe Kaymakamı Hasan Doğan, beraberinde İl Müftü Yardımcısı Salih Sezik, İlçe Müftüsü Necmettin Saydan ile Belediye başkan yardımcısı Yusuf Akbulut dinleyicilere karanfil dağıttı ve ‘Anneler Günü’nü kutladı. Daha sonra Kaymakam Doğan, annelerin ve kadınların hem dinimiz, milletimiz hem de toplumumuz için ne kadar önemli olduğunu dile getirdi.

‘İslamda anne ve kadının yeri’ ni anlatan  Kayseri il Müftü yardımcısı Salih Sezik ise dinimizde kadın ve erkeğin eşit olduğunu belirterek şunları söyledi.

“İslam’da annelik makamı ve annelik makamını ve insanın hayatındaki rolünü anlayabilmemiz için yüce Rabbimizin kitabına ve Resulullah’ın (saa) ve Ehl-i Beyti’nin nurlu sözlerine müracaat etmemiz gerekir Biz de mümkün mertebe ayet ve hadislerden yararlanarak bu mevzuu Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Rabbin ondan başkasına ibadet etmemenizi ve anne babaya iyilik etmenizi emretmiştir İkisinden birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara öf bile deme; onları azarlama onlara güzel söz söyle; onlara rahmet ve şefkat dolu tevazu kanadını ger Onlara alçak gönüllü ve şefkatli davran ve onlar hakkında dua edip şöyle de: Ey Rabbim, bunlar küçükken beni nasıl yetiştirip büyüttülerse, sen de onlara merhamet et, acı” (İsra Suresi, ayet 23-24)

Nasıl, anne babanın ayrı bir ihmale, daha başka insanî değerlerin başka bir ihmale uğradığı, aile hayatının ve toplumda gerçek sevgi ve saygının büyük çöküntü yaşadığı modern çağlarda Anneler Günü, Babalar Günü gibi bir takım merasimvari günlerle anne ve baba hatırlanmaya çalışılıyorsa, aynı şekilde, kadının da, sanki toplumda ve ailede ayrı bir varlık gibi ele alınıp değerlendirilmesi, bir takım maksatlar dışında, esasen kadının İslâm dışı toplumlarda uğradığı haksızlığı gösteren bir vakıadır. Yoksa İslâm tarihinde ve toplumlarında böyle bir problem yaşanmamış, bu da, pek çok modern problem gibi ithal eseri olarak İslâm toplumlarına sirayet etmiştir.”