İpek böceği hircaat ödülleri, konveyör bant üreticisi Habasit, Türkiye’de enerjide yeşilin payı

TEKSTİL İHRACATININ YILDIZLARI ÖDÜLLENDİRİLDİ. İPEK BÖCEĞİ İHRACAT ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

 Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği, 2020 yılının en başarılı ihracatçı firmalarını ödüllendirdi. İpek Böceği İhracat Ödülleri kapsamında 49 ödül ve 68 ihracat başarı sertifikası verildi.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB) İpek Böceği İhracat Ödülleri, çevrimiçi ortamda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Platin kategoride ödülleri sırasıyla Yeşim Satış Mağazaları ve Tekstil Fab. A.Ş., Fistaş Dış Tic. Paz. San. ve Tic. A.Ş. ve Weavers Tekstil San. ve Tic. A.Ş. paylaşırken platin, altın, gümüş ve bronz olmak üzere 4 kategoride toplam 49 ödül ve 68 ihracat başarı sertifikası verildi. UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin’in 2019-2020 yılı faaliyet sunumu ile başlayan programda Profesör Doktor Selva Demiralp de katılımcılara Pandemi ve Ekonomi konulu bir sunum yaptı.

“1 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPTIK”

İpek Böceği İhracat Ödülleri Töreni’nin açılış konuşmasını yapan UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, 2020 yılını başarı ile kapatmanın ayrı bir anlamı olduğunu belirterek “Tüm zorluklara karşın Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği, 2020 yılını 1 milyar dolar ihracatla kapatmayı başardı. Pandemiye rağmen yaptıkları ihracat ve gösterdikleri performansla bu başarının mimarları olan firmalarımıza ödüllerini vermekten büyük mutluluk duyuyorum. Normalleşme ile birlikte firmalarımızın performansı daha da artacak ve 2021 yılında çok daha güzel sonuçlar elde edeceğimize yürekten inanıyorum” dedi.

“DİJİTALLEŞMEYE HIZLICA UYUM SAĞLADIK”

Pandemi süreciyle birlikte küresel ekonomide rekabetin yeniden şekillendiğini ifade eden Pınar Taşdelen Engin, firmaların değişen şartlara hızla uyum sağladığını söyledi. “Bu dönemde 5-10 yılda geçebileceğimiz dijitalleşme süreci, çok kısa sürede hayatımızın önemli bir parçası oldu” diyen Engin konuşmasını şöyle sürdürdü: “UTİB olarak hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadık. Sınırlar kapandı, organizasyonlar iptal oldu diye yerimizde durmadık. Sürekli bir arayış içinde olduk. Sektörümüzün önünü açacak yeni projeler, yeni pazarlar ve yeni müşteriler için planladığımız tüm etkinlikleri iptal etmeden, dijital ortamda başarılı bir şekilde hayata geçirdik”

“YENİ ROTAMIZ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK”

Türkiye tekstil sektörünün sadece pazar çeşitlendiren değil, ürün çeşitlendiren bir konuma yükseldiğini dile getiren Engin sektörün yeni rotasının sürdürülebilirlik olduğunu vurguladı. UTİB Başkanı Engin, “UTİB olarak sürdürülebilirlik konusunu sürekli gündemde tutmak için çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda adım atan ve başarılı olan firmalarımızı gördükçe de ayrıca mutlu oluyoruz. Ancak bu sadece birkaç firmanın değil, sektörün tamamını ilgilendiren bir konu. Çünkü Avrupa Birliği ile ticari ilişkilerimizde bu konu sürekli karşımıza çıkacaktır. Tekstil ihracatçıları olarak 2021 yılında ülkemizin 200 milyar dolarlık ihracat hedefine en büyük katkıyı sağlamak için aynı azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

UTİB OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Ödül töreninin ardından UTİB 2019-2020 Olağan Genel Kurul toplantısı da gerçekleştirildi. UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin ve Yönetim Kurulu Üyelerinin katıldığı Genel Kurul’da 2019-2020 yılında gerçekleştirilen faaliyetler değerlendirilirken, 2021 yılı ve yeni dönem için planlanan projeler de üyelerle paylaşıldı.

“GENİŞ ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİMİZ SAYESİNDE HER SEKTÖRDE VARIZ”

İsviçre merkezli konveyör bant üreticisi Habasit’in Türkiye Satış Müdürü Tolga Kaynak, yapılanmaları ve rakipsiz geniş ürün yelpazeleriyle her sektöre hizmet sunabildiklerini belirtti.

İsviçre merkezli Habasit AG’ye bağlı olan Habasit Türkiye; konveyör kayışlar, plastik modüler bantlar, plastik zincirler, dişli kayışlar ve mühendislik plastikleri gibi ürünlerin Türkiye’de terzi usulü uyarlamasını ve satışını gerçekleştiriyor.

Toplam 2 bin çeşit ürün arasından Türkiye’de stoklarında bulunan yaklaşık 400-450 kalem ürünleri olduğunu aktaran Habasit Türkiye Satış Müdürü Tolga Kaynak, Habasit’i rakiplerinden ayıran ve rekabette ayrıştıran en büyük özelliklerden birinin ürün çeşitliliği olduğunu vurguluyor.

Tekstil, gıda, otomotiv ve lastik ile malzeme taşıma sektörlerinin firmalarının odaklandığı dört ana sektör olarak öne çıktığını kaydeden Kaynak, buna karşın hemen hemen her sektörde ürünleriyle var olduklarını ifade ediyor.

2008 YILINDAN BU YANA TÜRKİYE’DE FAALİYET GÖSTERİYOR

Grubun ve Türkiye organizasyonunun kuruluşu ve yapılanmasıyla ilgili bilgi veren Kaynak; “İsviçre merkezli bir firma olan Habasit, II. Dünya Savaşı itibariyle tekstil endüstrisinin hızlandığı dönemde hayvan derilerinden kayış üreterek bu sektöre giriş yaparak faaliyetlerine başlıyor. 1946 yılının ardından polimer teknolojisi geliştikçe bu işi daha plastik türevli ham maddelerle üretir hale getirmiş. Asıl faaliyet alanları; konveyör bantlar, proses bantları ve güç aktarma kayışları üretmek. Bunun haricinde de konveyör konstrüksiyonunu destekleyen bazı mühendislik ürünleri de üretiyor ve komple bir çözüm sunuyor. İsviçre Reinach’daki Genel Merkezinin yanı sıra İsviçre dışında, İtalya ve ABD’de 3, İngiltere’de 1, Hollanda’da 1 adet olmak üzere çeşitli ülkelerde yine hammaddeden ürün imal eden tesislerimiz var. Ayrıca bunların haricinde Habasit Türkiye gibi işin konfeksiyonunu yapan, müşterinin talep ve ihtiyacına göre ham maddelerden kesip biçerek, gerekirse üzerine aksesuar ekleyip fabrikasyonunu yapan yaklaşık 35 ülkede Habasit’in kendi tesisi var. Hemen hemen her sektöre hitap ediyoruz, sektör ayrımı yapmaksızın tüm sektörlere çözüm sunabilen bir ürün portföyüne sahibiz. Asya-Pasifik, Avrupa ve Ortadoğu ve Amerika olmak üzere üç büyük bölgede faaliyet gösteriyoruz. Direkt olarak son kullanıcıya, makina üreticisine ulaşabiliyoruz ya da bayi kanalarımız, iş ortaklarımız aracılığıyla da üreticilere/son kullanıcılara ulaşabiliyoruz. Habasit’in globalde 4 bine yakın çalışanı, 250-300 civarında da bayisi bulunuyor. Geçmişte bayilikle temsil edilen Türkiye organizasyonu, 2008 yılından beri Habasit Türkiye adı altında Türkiye’de yerleşik olarak hizmet sunuyor.” dedi.

13 YILDA 6 KAT BÜYÜME GÖSTERDİ, ORGANİZASYONA YATIRIM YAPTI

13 yıldır Türkiye’de yerleşik olarak faaliyet gösteren Habasit Türkiye’nin bu kararının büyüme hızı ile alınan stratejik bir karar olduğunu belirten Tolga Kaynak; “Habasit, agresif büyüme kararı aldığı için ve hem büyüme hızını hem de çeşitli sektörlerdeki potansiyeli gördükten sonra artık bayilik kanalıyla değil de doğrudan müşterilere ulaşma noktasında alınan stratejik bir karardı bu. Ne kadar doğru, yerinde olduğunu da aslında yaklaşık 13 yılda görmüş olduk. Firmamız, bu 13 yıl içinde çok hızlı bir büyüme kaydetti ve ilk olarak satışlarımızın başladığı 2008’in yaklaşık 6 katına ulaştı. Özellikle son 5-6 yıldaki yaşanan ciddi sıçramanın ardından bir doygunluğa erişti. Organizasyona yatırım yapmaya başladık; hem makinalaşma hem de insan kaynağı anlamında birtakım yatırımlar gerçekleştirdik. Büyüme gerçekleştikçe Yenibosna’daki ilk fabrikamız yeterli gelmemeye başladı ve 2015 yılında Tuzla’da konumlanan bugünkü tesisimize taşındık.” ifadelerini kullandı.

STOKLARINDA 450 KALEME YAKIN ÜRÜN BULUNUYOR

Yaklaşık 6 yıldır bugünkü tesislerinde faaliyetlerini sürdürdüklerini dile getiren Habasit Türkiye Satış Müdürü Tolga Kaynak; ”Daha küçük, çekirdek bir organizasyonla başladıktan sonra bugün çalışan sayımız; yaklaşık 20 kişi mavi yakalı, 30 kişi ise beyaz yakalı personel olmak üzere 50’ye ulaştı. Satış ve satış sonrası montaj ve teknik servis hizmetimiz ile geniş bir ürün gamımız var. Toplam 2 bin çeşit ürün arasından Türkiye’de stok tuttuğumuz yaklaşık 400-450 kalem ürünümüz bulunuyor. Dolayısıyla Habasit’i rakiplerinden ayıran en büyük özelliklerinden biri, ürün çeşitliliği. Global olarak büyük rakiplerimiz de var, ancak ürün çeşitliliğimiz rekabette ayrıştıran önemli özelliklerimiz arasında yer alıyor.” dedi.

Türkiye’de enerjide yeşilin payı artıyor

 Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakat kapsamındaki öncelikli alanlardan bir tanesi enerji sisteminin dekarbonizasyonu. Bu dönüşümü de yenilenebilir enerji üzerine inşa ediyor.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstri Derneği ile birlikte çevrimiçi düzenlediği “Geleceğimiz Güneşimiz” seminerinde; Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde güneş enerjisinin rolü, güneş enerjisinin yeni uygulama alanları ve bu yatırımların finansmanı gibi konular tartışıldı.

Sanayi sektörü, elektrik tüketiminde yüzde 45’le birinci sırada

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, yüzde 85’i fosil yakıtlara dayalı olan küresel enerji sisteminin iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının yüzde 70’inden fazlasından sorumlu olduğunu açıkladı.

“Sanayi sektörü, elektrik tüketiminde yüzde 45’le birinci sırada yer alıyor. Kömür, sıvı yakıt ve doğalgazdan üretilen elektrik, toplam üretimimizin yüzde 56’sına tekabül ediyor. Yenilenebilir enerji ve atıklardan elde edilen elektrik üretimimiz geçen on yılda on kattan fazla artış göstermiş. Ama buna rağmen, toplam elektrik üretimimizdeki payı yüzde 17 seviyelerinde. Hala elektrik üretimimiz önemli derecede fosil yakıtlara bağlı. Kısacası, iklim değişikliği ile mücadelede ise en büyük pay biz sanayicilere düşüyor. Bu konuda Paris Anlaşması gibi çok önemli adımlar atıldı.”

Sürdürülebilir kalkınma EİB’in ana gündemi

Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2020 yılını ‘Sürdürülebilirlik Yılı’ ilan ettiğini açıklayan Jak Eskinazi, 2021 yılında da aynı şekilde çalışmalarına devam ettiklerinden bahsetti.

“Tüm üyelerimize sürdürülebilirlikle ilgili bilgilendirici bültenler iletiyoruz. Global Compact’a Türkiye’den üye olan, “Sıfır Atık Projesi”ne üye olan ilk İhracatçı Birliği olduk. “EİB Sürdürülebilirlik Günleri” adı altında çok kapsamlı bir eğitim serisi düzenledik. AB Yeşil Mutabakatı’na uyum süreci gibi birçok konuyu irdeliyoruz, güncel gelişmeler hakkında üyelerimizi bilgilendiriyoruz. Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki sektörler, sürdürülebilir ve çevreye duyarlı üretimi, Ticaret Bakanlığı desteğiyle gerçekleştirilen Sürdürülebilir Ur-Ge projeleriyle artıracak. Hazır giyim sektörü ile başladığımız çalışmalarımızdan çok başarılı sonuçlar elde ettik.”

Enerjinin sürdürülebilir bir şekilde üretimi ve tüketimi hepimizin geleceği

Yenilenebilir Enerji Ekipmanları İhracatçıları Birliği’nin kurulmasıyla ilgili değerlendirmelerin devam ettiğinin bilgisini paylaşan Jak Eskinazi, “Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımların ve teşviklerin artırılması, ve Türkiye’nin toplam elektrik üretimindeki payının artmasını istiyoruz. Tükenmeyen, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yenilenebilir enerjiler önceliğimiz olmalıdır. Enerjinin sürdürülebilir bir şekilde üretimi ve tüketimi hepimizin geleceğidir.” dedi.

Asya pazarı toplam payını yüzde 61 seviyesine çıkardı

Dünyada ve Türkiye’de, güneş enerjisi santrallerine yapılan yatırımlar yıldan yıla, hızlı bir şekilde arttığına değinen Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle şöyle devam etti:

“Ülkemiz yıllık 2 bin 741 saat toplam güneşlenme süresi ve yıllık toplam bin 527 kilowatt saat gelen güneş enerjisi değeri ile, önemli bir güneş enerjisi potansiyeline sahiptir. 2020 yılında, fotovoltaik pazarının genel durumunu incelediğimizde, Çin 253,4 gigawattlık toplam kapasitesiyle zirvede yer alırken, Avrupa Birliği 151,3 ABD 93,2 gigawattlık kapasiteleriyle ilk 3 ülke arasında yer aldı. Avrupa Birliği ülkeleri arasında Almanya 53,9 gigawattlık kapasitesiyle zirvede yer alıyor. Bu 3 ülkenin 2020 yılında da yatırımlarında hız kesmeyerek yıllık bazda en çok kapasite artışı gerçekleştiren ülkeler olmasıdır. Özellikle Çin’in öncülüğünde Asya Pasifik’teki yatırımlar, oldukça önemli seviyelere gelmiş durumda. Öyle ki, 2020’de Asya pazarı toplam payını yüzde 61 seviyesine çıkarmayı başardı.”

Türkiye’nın fotovoltaik kaynak kullanımı AB ortalaması ile aynı

Gülle, ülkemizde 2020 yılında pandemiye rağmen 1 gigawattlık kurulum gerçekleştirildiğini fotovoltaik üretimin elektrik talebine katkısının, artan enerji ihtiyacını da göz önüne aldığımızda her geçen gün daha da önem kazandığını şöyle örnekliyor:

“2020 yılında, Honduras elektrik talebinin yüzde 13’ünü, Avusturya yüzde 10,7’sini, Almanya yüzde 9,7’sini ve Türkiye yüzde 5,9’unu fotovoltaik kaynaklardan karşıladı. Ülkemiz, toplam enerji talebine fotovoltaik kaynaklarla cevap verme noktasında 2020 yılında on dördüncü sırada yer aldı. Avrupa Birliği ortalaması ile yaklaşık olarak aynı değeri yakalamamız önemli bir başarı olarak öne çıkarken, AB’ye kıyasla potansiyelimizin çok daha fazla olduğunu unutmamamız gerekiyor.”

Yeni YEKA geliyor: Türkiye yenilenebilir enerjide merkez olmaya hazırlanıyor

Ülkemizde güneş enerjisi sistemlerinde kullanılan çelik yapı, kablo, trafo kesici, panel, panelin hücresi gibi ürünler artık üretilmekte ve ihracat noktasında da ciddi paylar aldığını açıklayan GENSED Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği Başkanı Halil DEMİRDAĞ, “İzmir’den olan bir şirketimiz şu anda dünyanın en büyük projelerine çelik yapı göndermekte. YEKA projemiz ile Türkiye’de sanayicinin eskiden bahsettiği yeşil enerji pahalıdır imajını değiştirdik. Bunun birçok sebebi var. Dünyadaki teknolojik ucuzlamalar, teknolojik gelişmeler ve ülkemizde bunun bir sektör haline gelmiş olması ve birçok maliyetin artık ciddi olarak azalması. Daha geniş katılım olması için yine 50 MW daha 100 MW gibi bir beklentiyle yeni YEKA yapılacak. Sektör olarak ülkemiz için çok rekabetçi fiyatlar verebileceğiz.” dedi.

Güneşten elektrik üretiminde Avrupa’da 6’ıncı sıradayız

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz, Türkiye’nin Avrupa’da ve dünyada son yıllarda en hızlı güneş panellerini, güneş santrallerini kuran ülkeler arasında üst sıralarda yer aldığını söyledi.

“Çünkü 10 bin megavatları zorluyoruz. Son 5 yılda kurulu gücümüz 22 kat arttı. 2005 yılında 295 megavatken bugün lisanslı ve lisanssız GES’imiz 7 bin megavatın üzerinde, 8 bini zorluyoruz. 2021’in ilk başında yarım milyar kilowattın üzerinde üretimimiz güneş kaynaklarıyla gerçekleşti. Güneşten elektrik üretiminde Avrupa’da 6’ıncı sıradayız. Maliyetlerin düşmesi bizim yatırımlarımızı olumlu etkileyecek ve Türkiye’nin bir panel üretim üssü olması konusunda avantajlar sağlayacak. Yurt çapında bir güneş seferberliği başlatmalıyız.

Güneş enerjisinde arazi kurulumları

Yılmaz, “Arazi kurulumlarıyla ilgili kısıtlamayı çatıları teknik sebeplerle müsait olmayan kişileri göz önünde bulundurarak önce kanun daha sonra da yönetmelik değişikliğiyle genişlettik. Artık tüm gerçek ya da tüzel kişilerin aynı dağıtım bölgesindeki tüketimleri için aynı ya da farklı ölçüm noktasında arazi kurulumları da gerçekleştirilecek. Elektrik üretimi çok yüksek olan çimento, maden, otelcilik sektörleri iletim seviyesinde bu yatırımlarını gerçekleştirecek.” dedi.

Türkiye’nin kapasite kullanım oranı yüzde 80’lerde

Küresel iklim değişikliğinin ekonomik maliyetinin 2030’a kadar yıl 300 milyar dolar, 2030’dan sonra ise her yıl 500 milyar dolara ulaşacağı, toplamda 2050 yılına gelindiğinde 8 trilyon dolar kayıpla karşı karşıya olunacağı öngörüsünü paylaşan TBMM San. Tic. Enerji, Tabii K., Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, “Çin, Hindistan ve ABD’den sonra dünyanın 2050’lerde dünyanın dördüncü ekonomik büyüklüğüne eşdeğer olduğunu görüyoruz. İklim değişikliğinde en fazla karbon üreten alan enerji tüketiminde kullanılan tedariktir. Üreticiyle enerji tedarikçilerini bir araya getiren bu toplantı çok önemli. Türkiye üretim kapasitesinde önemli bir noktada, kapasite kullanım oranları yüzde 80’lerde.” diye konuştu.

Coğrafyanın tedarik ve üretim merkezi haline geleceğiz

Altunyaldız’a göre yeni dönemde doğrudan yabancı sermayenin çekilebilmesi, enerji kaynaklarının yeşil dönüşüme uygun bir şekilde yenilenebilir kaynaklara yönelmesiyle doğrudan ilişkili.

“Yeşil dönüşüme hızlı adapte olursak ve yenilenebilir kaynaklarla enerji üretirsek o kadar çok yatırım çekip, başta Avrupa olmak üzere etrafımızdaki coğrafyanın tedarik ve üretim merkezi haline geleceğiz. Türkiye yenilenebilir enerjide toplam elektrik enerjisindeki kurulu gücün yüzde 50’sine ulaştık. Karapınar Güneş Enerji Santrali tamamlandığında dünyanın en büyük güneş enerji santrali olacak.”

Açılış konuşmaları sonrasında GENSED Mevzuat Komisyonu Başkanı Av. Dr. Özlem Döğerlioğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı birinci oturumda; İZKA İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, Ticaret Bakanlığı Uluslararası İlişkiler ve Anlaşmalar Gn. Md. Yrd. V. Bahar Güçlü, EPİAŞ Mevzuat ve Uyum Müdürü Derya Erbay, LIFE ENERJİ Yönetici Ortağı Ramazan Aslan, AB Yeşil Mutabakat’ın Türkiye’ye etkilerini ele aldı.

EİB Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı ikinci oturumda ise Güneşte Yeni Uygulama Alanları ve Finansmanı; GARANTİ BBVA Sürdürülebilir Finansman Yönetmeni Gizem Çelik, DENİZLEASİNG Kurumsal, Tic. Satış ve Proje Finansmanı Yönetimi Bölüm Müdürü Başar Yılmaz, PUNTEKS Tekstil Makina Sanayi Tic.A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gürhan Kanlı, MEDAŞ Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. Yenilenebilir Enerji ve Tesis Kabul Müdürü İlkay Yüksel değerlendirdi.