İdam cezası geri gelsin…(Köşe yazısı)

Gazeteci İlhan Karaçay’ın analizi:
2021 için ne diyelim?

Her yılın sonunda veya başında yazmakta olduğum, geçmiş yılın değerlendirmesi ve gelecek yılın beklentileri konusunda, bu yıl ne yazacağım konusunu düşünürken, az önce eşim ile yaptığımız sohbet sırasında, Türkiye’de bir günde öldürülen dört kadın konusu gündeme geldi.
Şöyleydi medyadaki başlıklar:

Aksaray’da bir markette çalışan 2 çocuk annesi Saadet Korkmaz, ayrılmak istediği Ramazan T. tarafından 5 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.
Muğla’da ise Hafize Günakın isimli kadın, nişanlı olduğu erkek tarafından tabancayla öldürüldü.
İzmir’de de ‘defalarca koruma kararı başvurusunda bulunan’ Çilem Kılıç boşandığı erkek tarafından öldürüldü.
Malatya’da yaşayan 73 yaşındaki Emine P.  hakkında uzaklaştırma kararı çıkardığı erkek tarafından öldürüldü.

Görülüyor ki, Saadet Korkmaz ret ettiği için, Hafize Günakın ayrılmak istediği için, Emine P. koruma kararı uygulanmadığı için, Çilem Kılıç da koruma kararı verilmediği için öldürüldüler.

Öldürülen tüm kadınlarımızın ailelerinde ve dostlarında bıraktığı acıların ölçüsü saptanamaz. Mağdur oldukları için öldürülen kadınlarımızdan birinin görüntüleri TV’lerde geniş yer aldı. Bu kadınımız için görüntülü olarak şunlar anlatıldı:

İstanbul Maltepe’de bıçaklandıktan sonra diri diri yakılarak katledilen öğretim üyesi Aylin Sözer ortaya çıkan ölmeden önceki görüntüleri yürekleri burktu…

İstanbul Maltepe’de bir şahıs eski kız arkadaşı olan öğretim üyesi kadını evinde önce bıçaklayarak öldürdü. Ardından evin kapısına polis dayanınca ateşe vererek yaktı. Şahıs, polis tarafından olay yerinde gözaltına alınırken kadının cenazesi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Öldürülen kadın, öğretmen olacak adaylara öğretmenlik yapıyordu. Görüntülerde, öğretmen adaylarına ders verirken nasıl insancıl olduğu hemen anlaşılıyordu.

Aylin öğretmen için, çalıştığı Üniversite’den yapılan alttaki açıklama, üzüntümüzü ikiye katladı.

“Üniversitemiz Eğitim Fakültesi’nde Okul Öncesi Öğretmenliği Bölüm Başkanı olarak görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Aylin Sözer’i, 29 Aralık 2020 Salı günü (Bugün) öğle saatlerinde, maalesef bir kadın cinayetine kurban vermiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz.’

İDAM’A DÖNÜŞ İSTEĞİ

İşte, bu kahredici konuları görüşürken, göz yaşlarına hakim olamayan eşim, ‘Bu katillere bir de ömür boyu yemek verilecek ve hapisanelerde barındırılacak. Düşün bir kere, Allah korusun, aynı durum kızımızın başına gelse ne yapardık’ deyince, ezelden beri karşı olduğum idam cezası aklıma geldi.

Önce, idam cezasına neden karşı olduğumu izah edeyim.
Kanun yapıcıların da düşündüğü gibi, suçsuz olabilecek insanların boş yere öldürülmemesi fikrine katılıyordum. Ama son yaşanan cinayetler beni o kadar etkiledi ki, eşime, ‘Amaaan, bugüne kadar kaç kişi haksız yere müebbet hapis yedi ki?
Bu acımasız katillere ömür boyu bakıp  para harcayacağımıza, varsın idam edilsinler. Bu ara suçsuz olan biri de, binde bir kurban edilmiş olsun.’ deyiverdim.

Yani ben, hiç de iyi beklentilerimin olmadığı 2021 yılından itibaren ‘idam taraftarı’ bir kişi olacağım. Belki siz de biraz kafa yorarsanız aynı fikre göz yumabileceksiniz.
Hoş, ne olacak yani, idam cezası bu gözü dönmüş katil bozuntularını korkutacak mı?
Ama olsun, günahsız insanları hunharca katleden bu canilere insan gözüyle değil,
‘ceberût’ gözüyle bakmak lâzım.
Güçlü olan acılı aileler, zaten bu canileri hapisanelerde cezalandırıyorlar.
Hapisanelerdeki yiğit delikanlılar da bu adilere bir incelik (!) yapıyorlar.
Şimdiki tek tesellimiz de bunlar oluyor.

İdam’ı, medeni dünyanın lideri olarak bilinen ABD’nin pek çok eyaleti uyguluyorsa, varsın Türkiye de uygulasın bu acımasız cezayı.2021 için beklentilerimi yazmayacağım. Zira görünüre göre, bu yıl da, tıpkı 2020 gibi umutsuz bir yıl olacağa benziyor.Ben yine de hepinize mutlu, sağlıklı ve uzun yıllar diliyorum.

Hollanda’da sosyal yardım komedisi…

Sosyal ödenek alan bir kadın, annesinin yapmış olduğu alış-veriş için 10.500 euro geri ödeyecek.

Hollanda’nın sosyal yaşam konusunda dünya liderleri arasında bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Bu ülkede belediyelere kayıtlı insanların, hiçbir şekilde mağdur olmayacakları da bilincimizde.

Korona salgını nedeniyle mağdur olan insanlara yapılan devlet yardımları da takdire şayan.
Ama ne var ki, yasalarda yer alan bazı abartılı maddeler yüzünden, pek çok aile cezalandırılıyor.
Tıpkı, geçtiğimiz ay yapılan bir Meclis Araştırması sonucunda haksız bulunan vergi dairelerinin yapmış olduğu haksız suçlamalar gibi…
Hatırlayacaksınız, ülkede Çocuk Bakım ödeneği alan aileler arasında, sırf çifte tabiyetli vatandaşları kontrol altına alan vergi daireleri, sahtecilikle suçladıkları ailelerin ödeneklerini kestikleri gibi, ağır cezalar da verdiler.
Yapılan Meclis Araştırması sonunda haksız ve insafsız bulunan Vergi Daireleri suçlu bulunurken, sorumlu Bakanlar ve hatta Başbakan’ın  bile istifaları istendi.
Mağdur edilen ailelere önce 30 biner euro, daha sonra da hak ettikleri tazminatın tamamının ödenmesi yolunda çalışmalar yapılırken, 4 Ocak’ta toplanacak olan hükümetin istifa edip etmeyeceği de merak konusu oldu.

Hollanda’da şimdi de bir başka skandal yaşanıyor.
Wijdemeren’de yaşayan ve sosyal ödenek (fakirlik ödeneği) bir kadın, annesinin kendisi için yapmış olduğu ekmek, kahve, yumurta, tuvalet kâğıdı gibi alış-verişler yüzünden, Belediye’ye 7.039,65 euro geri ödemeye mahkûm edildi.
‘Mahkûm edildi’ diyorum, zira Belediye’nin bu acımasız isteği karşısında mahkemeye başvuran kadın, mahkemede de haksız bulundu ve 7.039,65 euronun yanında 3.500,00 euro da tazminat ödemeye mahkûm edildi.
Kızının almış olduğu sosyal yardım ödeneğinin çok az olduğunu belirten anne, ‘Bu nedenle ben arada bir kendisi için alış-veriş yaptım ve hediye ettim’ dediğine bin pişman oldu.

Sosyal ödenek veren Belediye’nin bu konuyu nasıl tespit ettiği bilinmezini bir kenara bırakalım. Zira bu durum mahkemede geniş bir şekilde ele alındı.
Bir annenin kızına hediye babında almış olduğu ekmek ve yumurta için toplamda 10.539,65 euro ceza verilmesi komedi değil de nedir?

Bu talihsiz kadına sahip çıkan politikacı kim oldu biliyor musunuz?
Irkçılığı ile tanınan Gerd Wilders.
Hatayı ne Belediye’de ve ne de Mahkeme’de aramamak gerektiğini belirten Wilders, ‘Hata böyle bir yasayı çıkaran siyasilerdedir’ diyor.

Ne diyelim, bir yanda sosyal yardım konusunda dünya şampiyorları arasında bulunan bir Hollanda, diğer yanda da, yasaları uygulama konusunda abartıya kaçan ve komikleşen bir başka Hollanda.

Hollanda’da gurur kaynağımız Tolga Çakmak, İstanbul’da halter silkmede dünya rekoru kırdı

*1 saat içinde 6 bin 650 kilogram kaldıran Çakmak, Guiness Dünya Rekorlar Kitabın’a geçti.

*Halter, Muay Thai, Kick Boks, Krav Maga, Sambo,Fitness, Yüzme, Atletizm ve Dalgıçlık’ta rekorlar kırıyor

*Dakikada 524 yumruk atıyor, saatte 26 bin 305 kilo kaldırıyor ve adını Guinness’e yazdırıyor

Tolga Çakmak’ın bu pozuna bakıp, işinin çok kolay olduğunu zannetmeyin. Zira bu bir halter kaldırma yarışması değil, halteri bir saat boyunca tekrar tekrar kaldırma yarışmasıdır.

Tolga Çakmak’ın adını, daha önce rekorlar kırdığı zaman yaptığım yayınlardan hatırlayacaksınız.  Akıllara durgunluk verecek nitelikte rekorlar kıran Çakmak, bir rekor da İstanbul’da kırdı.
Bunun için çalışmalarını Hollanda’da sürdüren Çakmak ile, genellikle öğrencilerin konakladığı bir otelin lobisinde buluşmuştum. Bu güne kadar almış olduğu ödül belgelerinin tamamını, konuşmamızı yapacağımız masanın üzerine sermişti.

Neler yoktu ki bu belgeler arasında?

Amsterdam’da görüştüğüm Tolga Çakmak, başarı belgelerini gösterirken, çalışmalarda ve yarışmalarda çok acı çektiğini, üstteki fotoğraf ile anlatmaya çalıştı.

Tolga Çakmak, ‘Guinness Dünya Halterde Dik Sırayla Bir Saat İçinde Kaldırılan En Fazla Ağırlık’ rekorunu 26 bin 305 kilogramla kırmıştı. Çakmak, ABD’li sporcu Bob Natoli’nin 2012’den bu yana elinde bulundurduğu rekoru elinden almıştı. Zira ABD’li Natoli, 1.291 tekrarla, 23 bin 450 kilogram kaldırmıştı.
Rekor denemesini 19,4 kilogram ile başlatan Çakmak, bir saat boyunca halter kaldırdı. Bob Natoli’nin dünya rekorunu, sürenin bitimine 1,5 dakika kala kıran Çakmak’ı, eşi ve kızı da yalnız bırakmamıştı. 1.097 tekrarla 26 bin 305 kilogram ağırlık kaldıran Çakmak’ın tansiyonu ise 18/14 olarak ölçüldü.
Yarışmalar halter dalında çeşitli branşlarda yapılıyor. Dik Sırayla yapılan yarışmadan başka, bir de koparma branşı var. Çakmak, ‘Guinness Dünya Halter Koparmada, Bir Saatte Kaldırılan Toplam Ağırlık’ rekorunu 7 bin 60 kilogramla kırmıştı. Çakmak,  yine ABD’li olan Robert Kelly’nin 4 bin 800 kilogramla kırmış olduğu rekorun yeni sahibi olmuştu..

Uzmanlar, halter koparmanın çok zor bir stil olduğunu hatırlatarak, “Kırdığı rekorların üstüne, koparmada da rekor denemesi kolay olmadı. Koparma çok zor bir stil ve bunu bir saat boyunca yapmak da çok zor.’’ diye konuştular.

180 tekrarla, 7 bin 60 kilogram ağırlık kaldıran Çakmak, dünya rekoruna 2 yıl hazırlandığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Dünya rekoruna 2 yıldır hazırlanıyorum. Son 7 ay daha antrenmanlarımı daha da sıklaştırdım. Günde 6 saat süren antrenmanlar yapıyorum ve kendime sadece 1 gün dinlenme veriyorum. Dünya rekorları antrenmanları süresince çeşitli sakatlıklarım meydana geldi. Bu sakatlıklarımla da doktorlarımızın sayesinde kısa zamanda toparlandım ve hiçbir dinlenme vermeden devam ettim. Çok çalışmıştık ve çok iyi yapacağımızdan hiçbir şüphemiz yoktu. Halter koparmada çeşitli rekorlar kırmaya devam edeceğim. En çok mekik ve şınav çekme rekorlarını kırmakla uğraşacağım.
Amerikalı ve İsrailli sporcuların rekorlarına odaklanıyorum. O rekorları kırabilecek kapasitedeyim. Her zaman hazırım. Her şekilde rekor kırmak için uğraşacağım.
Halterin en zor hareketi koparmadır. Amerikalı’nın rekorunu kırdım. Bundan sonra da rekorlara devam edeceğim.’’

Çakmak, yukarıda anlattıklarının tamamını başarı ile sonuçlandırdı. Daha sonra da halterin bir başka zor  branşı olan silkme dalındaki rekora göz dikti. Bunun için çalışmalarını Amsterdam’da sürdüren Çakmak, Guiness gözcülerinin hazır bulunduğu İstanbul’da yeni bir rekora imza attı.

İSTANBUL’DAKİ YENİ REKOR

Daha önce halter koparmada 1 saat içinde 7 bin 60 kilogramı kaldırarak rekor kıran Tolga Çakmak, rekorlarına yenisini ekledi. Başarılı sporcu, halter silkmede 6 bin 650 kilogramı 1 saat içerisinde kaldırarak ismini Guiness Rekorlar Kitabı’na yazdırdı. Kırdığı rekorun ardından açıklamalarda bulunan Tolga Çakmak, “Bu dünya rekorunun hazırlıklarına 2 yıldır yorucu tempo ile başladık. Kendi antrenörlüğümü yaptım. Kendi antrenman sistemleriyle piyasada olmayan bir biçimde çalışmalar yaparak her gün hız antrenmanı güç antrenmanı günün değişik saatlerinde yaptık. Bu rekor halterde silkme rekoru. Halterin en zor hareketi. Daha önce bunu Amerikan ve İngiliz sporcular denemiş ve yapamamıştır. Guiness Dünya Rekorları’nda ilk kez bir Türk sporcu olarak ben yaptım. 6 bin 650 kilogram yaptık. Bunu hiç kimseye tavsiye etmiyorum. Bel fıtığı, boyun fıtığı gibi çok ciddi sakatlıklar doğurabilir. Bu kısımdan tavsiye etmiyorum. Bunun üstüne çıkacağız. Halter mekik şınav rekorlarıyla devam edeceğiz. Amerika’da özel kuvvetler personeli birinin mekik rekoru var onu geçmeye deneyeceğim” şeklinde konuştu.

Tolga Çakmak, İstanbul’daki gösterisini Guiness temsilcilerinin nezaretinde yaptı.

Rekor denemelerinde farklı alanlarda 2021 yılında da devam edeceğini dile getiren Tolga Çakmak, şu ifadelere yer verdi:

“Biz geçmişte kendimize bir rekor hedefi koyduk. Bu hedef için durmadan çalışmaktayız. Hiçbir engel bizi durduramaz. Ben engel tanımam yaparım. Sadece kendimize rekor denemesi seçip engelleri hiçbir şekilde tanımadan rekor kırmaya hazır şekilde antrenmanlarımızı yapmaktayız. Antrenmanlarımızı kendi spor salonumda yapıyorum. Sporcularımla ve öğrencilerimle birebir çalışarak onları da kendi enerjimden faydalandırıyorum. 2020’nin son günlerinde son rekor denemesidir bu. Yine tarihe geçtik.

Geçmişte 1 efsane 1 kahraman olarak çıktığımız bu yolda, halter silkme rekor denemesini de yaptık çok mutluyuz. 2021’de yeni rekor denemelerimiz var. 20’ye yakın rekor başvurusu yaptık. Bunları günden güne yapacağız. 2 ayda 1, 3 ayda 1 rekor denemesi yapacağız. Çok ciddi çalışma içerisine girdik. 10-12 saat antrenman yapıyorum. Haftada 3 gün birkaç saat çalışma ile bunlar yapılamaz.”