İki doktordan görüş (2)

KBB uzmanı Op.Dr. Yunus Yıldızkan
Kayseri
ACI REÇETE
Devletin ekonomik olarak sıkıştığı her dönemde önümüze konulan bu reçete, bu sefer doğru ve etkili olabilecek mi? Doğrusu şüpheyle bakıyorum.
Onun için ben de bir vatandaş olarak şöyle bir reçete hazırladım:
1-Hemen ve ”çok acil” olarak cumhurbaşkanlığı külliyesi ve bakanlıkları başa koymak şartıyla bir ”Tasarruf Genelgesi” yayınlanmalı ve çok sıkı takip edilmelidir.
Böylece;
-En küçük bir iş için bile Cumhurbaşkanı aracının arkasına takılan en az 50 araçlık konvoylardan belki kurtuluruz.
-Kıbrıs pikniğinde olduğu gibi 7-8 uçak birden kaldırıp ziyaretlerde bulunmayız.
-Cumhurbaşkanlığı envanterinde sayısı 13 olduğu söylenen uçağın 10 tanesini, yüzlerce aracın en az yarısını satabiliriz.
-Temsil makamlarında tasarruf olmaz düşüncesinden vaz geçerek, devletin tüm kurumlarındaki temsil giderlerinden ve araç saltanatından büyük ölçüde tasarruf edecek tedbirler alabiliriz
-Ekonomik, siyasi, kültürel, askeri konular gibi önemli konularda, yaklaşık 10 civarında cumhurbaşkanlığı başdanışmanı bulundurup, sayıları yüzü geçen danışman ordusunu dağıtabiliriz.
-Bakanlıkların büyük bir kısmını külliyeye taşıyıp sayın cumhurbaşkanı da Çankaya köşküne taşınabilir. Böylece bakanlıkların devasa hacimlere ulaşan kira giderlerini asgariye indirebiliriz.
-Devletten 2-3 hatta 4 ayrı temsilden maaş alma olayını yasaklayabiliriz.
-Devlet dairelerinde ,yeni tesisler hariç, mefruşat ve sair acil olmayan harcamaları durdurabiliriz.
2-Devletin temelini oluşturan adaleti herkes için gerçek anlamda ve mutlak sağlayacak reformlar yapmalıyız..
Hakimlerin korkmadan, telkin ve tehditlere maruz kalmadan, hukuk ve vicdan çerçevesinde hür bir şekilde karar vermelerini sağlayacak anayasal güvenceyi mutlaka sağlamalıyız. Sağlamalıyız ki, devlete güven artsın.
3-Kamu-Özel-Ortaklığı ile yapılan onlarca projenin, devletimizin ve milletimizin üzerinde büyük bir yük oluşturduğunu artık kabul etmeyen kimse kalmadı. Bu tür projeleri derhal durdurmalıyız. Hizmete açılanların, devlet tarafından işletilmesini engelleyen hukuki bağlayıcılığı nasıl aşabileceğimiz konusunda çalışma yapmalıyız.
Ekonomik sıkıntıların arttığı, milletin evine ekmek götürmekte zorlandığı, devletin yeterince vergi toplayamadığı bu günlerde, Kanal İstanbul gibi çok büyük paralara mal olacak çılgın projelerden vaz geçilmelidir. Daha sonra devletin ilgili kurumlarının İstanbul Belediyesinin, STK lar ve üniversitelerin katıldığı bir istişare kurulunda değerlendirilerek karar verilmelidir. İnatla ve ısrarla sürdürülen, milletin faydasına olacağı şüpheli, böyle projeler devlet projesi olamaz.
4-Atamalarda çalışkanlık, ehliyet, liyakat fazilet ve devlete bağlılık özelliklerine önem verilmelidir. Bu ilke devlete güveni artıracak en önemli husustur.
5-Son yapılan Devlet yapılanmasında önemli aksaklık ve eksiklikler olduğu açıkça görülmektedir.
-Kurumlarda bazı değişiklikler yapmak şart olmuştur. RTÜK, BDDK, TÜİK, Diyanet, Merkez Bankası gibi kurumlarda yapısal ve bürokratik anlamda personel değişiklikleri gerekmektedir. Bu kurumların bağımsız bir şekilde karar vermeleri sağlanmalıdır. TÜİK in, Merkez Bankasının veya BDDK nın siyasetin arzularına göre karar vermelerinin ekonomik sonuçlarını, devlet ve millet olarak hep beraber gördük. Bu yanlışlar da devlete güveni azaltmaktadır.
-Varlık fonunun denetim dışı kullanılması, bir işe yaramadığı gibi, devletimizin elinde kalan son varlıkları da borç batağına sürüklemiştir. Bu fon kaldırılmalı ve bağlı şirketler ve varlıklar denetime tabii tutularak işletilmeye devam edilmelidir.
-Sayıştay denetimi dışında bırakılan devlet kurumu sayısı, son yıllarda daha da çoğalmıştır. Kaldı ki, Sayıştayın her yıl yayınladığı raporlarda belirtilen olumsuz hususların bir sonraki yıl düzeltilmediği, hatta başkaca konularda devlet parasının hukuksuz bir şekilde çarçur edilmeye devam ettiği görülmektedir. Yargı reformu yapılırken, sayıştayın etkinliğinin artırılması da unutulmamalıdır.
-Devlet ihale kanunu çıkarıldıktan sonra, 80 defa değişikliğe uğratılmıştır. Bu değişikliklerin çok azı ihtiyaçtan olmasına rağmen çoğunluğu, devlet ihalelerini keyfi olarak arzulanan kişilere verilmesini sağlayacak şekilde olmuştur. Bu husus adalet duygusunu ve devlete güveni azaltmaktadır. Ayrıca TOKİ gibi, Kamu özel ortaklıkları gibi bazı büyük hacimli işler yapan kurumlar, kendi özel kanunlarına göre iş yapmaya devam etmektedirler.
Devletin bütün ihalelerinin, kamuya açık, şeffaf ve denetlenebilir şekilde yapılabilmesi için gereken yasal değişiklikler de acil listemizin içinde olmalıdır.
6- Devletimizin haklı davalarından taviz verilmeden, yalnızlığa düşmeden uzlaşmacı bir tavırla son yılların devlet politikaları yeniden gözden geçirilmelidir.
Suriye politikasındaki bazı ısrarlı yanlışlar, bizi 5 milyon suriyeliye de bakmak zorunda bırakmıştır. Devletimize ve milletimize ekonomik yük olmanın yanı sıra ,gelecek yıllarda milletimizin demografik yapısında önemli değişikliklere sebep olacak yabancı göçmen unsurların, Türk vatandaşlığına geçirmek yerine, kendi ülkelerine geri dönmelerini sağlayacak politikalar geliştirilmelidir.
7-Her ne yapılıyorsa ve bu kim veya hangi parti tarafından yapılıyorsa yapılsın, akılla, bilimle, istişareyle ve öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gücünü, Türk milletinin refahını artırmak çabasıyla yapılmalıdır.