Hep aynı numara.. (Köşe yazısı 26.09.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Havalar soğumaya başladı.

Nefes alamayacağız.

Hava kirliliği yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladı.

Şehir merkezinde neredeyse park, bahçe kalmadı.

Mevcut olanlarda geceleri bir bir kesilerek, betonlaşıyor.

Kağıt üzerine bakarsanız Kayseri, Dünya Sağlık örgütünün kişi başına düşen yeşil alan kriterlerinde çok iyi bir yerde.

Ben bunu göremiyorum.

Şehir merkezinde bunu gören varsa buyursun öne çıksın.

Ama kağıt üzerine baktığınız zaman şehrin göbeğindeki  Mimarsinan parkı, İnönü parkı, Gültepe parkı, Kocasinan parkı, Emirgan parkı, yol kenarlarındaki parkları eskisi gibi ele alıyorsanız o zaman ayrı.

Nerede bir yeşillik görseler hemen ‘Cami yapalım’ edebiyatı ile plan tadilatları gündeme getiriliyor.

Türkiye’nin ilk Tayyare Fabrikası Kayseri’de idi.

Kim ihanet ederek kapattırdı, o tartışmalara girmeden yeni ‘Kayseri modeli’ betonlaşma tüm hızıyla devam ediyor.

Sürekli yazıyorum.

Beni heyecanlandıran Kayseri için ciddi bir yatırım, devlet hizmeti, destek ve teşvik göremiyorum.

Sürekli şov yapıldığı, popülist ve süslü sözler ‘Kayserili işini bilir, hayırsever, ticaret merkezi’ dendiği için her konuda geri kaldık.

‘Ulaşım yılı’ ya da ‘2017 projeler’ de sadece afişlerde insanları mutlu ediyor.

Gecikmiş alt ve üst köprüler; alt nalları, papatyalar ulaşımı rahatlatmadı.

Ulaşımda en büyük sıkıntı yaşanan yerler daha da kötü oldu. Belki bir iki yer rahatladı.

Yukarıda da söylediğim gibi havalar soğumaya başlayınca, egsoz, karbon, kurşun, kükürt, duman gibi kirliliklerde kendini hissettiriyor.

Çanak içindeki Kayseri’nin tepelerine yapılan çok katlı binalar ile çukur daha da derinleşirken, hava sirkülasyonu zorlaşıyor, kirlilik hastalıkları özellikle göğüs ve solunum yolları hastalıklarını zirveden indirmiyor.

Herkesin bildiği, yeşil alanların, park, bahçelerin plan tadilatları ile nasıl betonlaştığının kitapları yazıldı.

Son dönemlerde buna birde yeni kılıf bulundu.

‘Millet parkı ve Kayseri’ye yakışan cami.’

Halkın tepkisine karşı ‘cami’ edebiyatı iyi kullanılıyor. Şehitliğin hemen yanında bir çok arazi ve yakınında birde cami var. Yapacaksanız o alanda yakışan bir cami yapın.

Yapacaksanız, gerçekten halka iyi hizmet edecekseniz, kentsel dönüşüm alanlarının büyük bölümünü yeşil alan, park, bahçeye dönüştürün.

Cumhurbaşkanı bile halkın tepkisine duyarsız kalmıyor ama uygulamada sınıfta kalınıyor.

‘Artık binaların yükselmesi yerine yatay genişlemesi, hobi alanları, yaşam alanları, park, bahçeler’ deniyor, Kentsel dönüşüm uygulamalarında buna kılıf bulunmuş.

‘Yasa, yönetmelik, Cumhurbaşkanımızın bu emrinden önce projeler onaylandığı için bu bizi ilgilendirmiyor’ denilerek 2 ile 5 kat arasındaki binalar yıkılıp yerlerine ‘beton mezarlar’ bir bir dikilmeye başlandı.

Eski güzellikler, park, bahçelerin yeri de betonlaşarak ‘Kayseri modeli’ yaratılıyor.

Yine bunları yazdığım için birilerinin hoşuna gitmeyecek, bizim bazı’ özel ekip’te kıvırta kıvırta bu konuyu ‘başkanım bak yine yazmış’ diyerek asli görevini yapacak.

Hiç sorun değil.

Mevkiler, makamlar, statüler gelip geçici.

Bu şehirde anıları, eserleri ile anılan, konuşulan insanlar belli.

Bizlerde gidince, yazdığımız eserler gelecek kuşaklarda konuşulacak.

Kayseri’nin ivedilikle, tek ya da iki katlı içinde bahçesi olan yaşam alanlarına ihtiyacı var.

Daha öncede önerdiğim gibi, mevcut ağaçları genel ağaç ve cins ağaç ile tescil yaparak kesimini durdurmak, engellemek gerekir.

Birde kağıt üzerindeki gerçek park, bahçeler dokunulmadan, betonlaştırılmadan, gece ağaçları, yeşil alanları imha edilmeden aynen korunsun.

Yeşil alanları, en son Sümer, Dikimevi, Mimarsinan parkı arazisinde olduğu gibi tam ya da kısmen imha ederken, Türkiye’nin ilk Tayyare fabrikasını da ‘Cami’ edebiyatı yaparak imha etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Zaten şehir merkezinde askeri alanlar dışında yeşil alanda kalmadı.

Yollar, tretuvarlar, orta refujlar, vatandaşlar, sürücüler yap-bozlardan bıktı.

Kayseri bu konuda da  ‘kötü örnek-model’e sahip.

‘Kayserili işini bilir’ şovu nasıl zarar verdiyse bu betonlaşma da Kayseri’ye sağlık açısından zarar veriyor. İyisi mi mevcutları koruyalım, kimse bu alanlarda yeni proje istemiyor.