Güncel ve ilginç.. (Köşe yazısı 06.03.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Kulak Burun Boğaz ve Odyoloji Uzmanı Doç.Dr.Hayriye Karabulut’a ‘Ambulansın önü neden açılmaz?’ diye sordum. Kendisi de ‘Ambulans sirenlerini çalıp hızla ilerlerken neden öndekiler sağa çekip durmazlar? Hatta arkadakiler neden sağa çekeni taciz edip ortalığı karıştırır? Makam arabası geçerken bile daha hızlı geçiyor. Sebebi ne ola ki?’ diye sorularla şöyle yanıt verdi.

Seslerin kişinin üzerinde bıraktığı etkiye psikoakustik diyoruz. Bu özellik kullanılarak birçok endüstriyel ürün üretilmektedir. İnsan kulağı sesleri algılarken bazı sesler işlemden geçerek iç kulağa ulaşır. Seslerin bazıları kulak yapıları bazıları refleksler tarafından değişime uğratılır. 3000 Hz frekansındaki sesler ince sesler olup bunlar iç kulakta salyangoza kadar çok rahatlıkla engelle karşılaşmadan ulaşır.

Kulağın en alert olduğu, alarma geçtiği ses 3000 Hz’dir. Bu sebeple bütün alarmlar yangın alarmı zil sesi polis sireni gibi alarmlar 3000 Hz de çalar.

Fakat bu alarmların kişi üzerindeki psikolojik etkisi harekete geç ve kaç şeklinde olur. Psikoakustik olarak 3000 Hz alarmı kişide kaçma uyarısı oluşturur.

Bunun aksine alçak frekanslı olan kalın sesler ise otorite ifade eder ve kişide olduğu yerde kalma, kenara çekilme uyarısı oluşturur. Makam arabası geçerken çalan kalın seste bu etki meydana gelir.

Bu sebeple ambulanslar kalabalık yolda kenara çekil uyarısı oluşturan sirenini,

boş yolda ise kaçma uyarısı oluşturan sirenini çalmalıdır.

Ambulanslarda tek frekans siren yoktur. Yerine göre neyi çalacaklarını seçebilirlerse daha hızlı hareket edebilirler. Yoksa biz millet olarak o kadar da duyarsız değiliz. Sadece alarm çalarken ne yapacağımızı şaşırıyoruz.

***

İstanbul’un gürültü kirliliğinin en fazla yaşandığı şehirler listesinin başlarına yerleştiği görüldü. Ajans Press, ITS Ajans ve PRNet’in üç araştırması. Indy100 verilerinden ve medya yansımalarından derlenen bilgilere göre, listenin başında ise Çin’den Guangzhou şehrinin yerleştiği saptandı. Listede yer alan diğer şehirler ise Delhi (Hindistan), Kahire (Mısır) , Mumbai (Hindistan) , Pekin (Çin), Barcelona (İspanya), Mexico City (Meksika), Paris (Fransa) ve Buenos Aires (Arjantin). Gerçekleştirilen medya araştırmasında haber çıkışlarının son yıllarda artışa geçerek medyanın da önemli çevre başlıkları arasında yer aldığı gözlendi. Böylelikle 2015 yılından itibaren “gürültü kirliliği” ile ilgili 5 bin 934 haber çıkışı yaşandığı gözlendi.

***

TÜİK verilerinden ve medya yansımalarına göre, Ocak ayı ihracat oranın yüzde 5,9 arttığı saptandı. Buna karşın ithalat oranının yüzde 27,2 oranında azaldığı görüldü. Dış ticaret açığının ise yüzde 72,5 azalarak 2 milyar 503 milyon dolara gerilediği kaydedildi. İhracat oranlarında ülke sıralaması yapıldığı zaman ise Almanya’nın birinci sıraya yerleştiği görüldü. Böylelikle Almanya’nın ihracatı 1 milyar 289 milyon dolar olurken, ithalatta ilk sırayı 1 milyar 709 milyon dolar ile Rusya’nın çektiği kaydedildi. Geçen yıl, ”İthalat ve ihracat” başlığı altında medyaya yansıyan haber adetleri de belli oldu. Basına yansıyan haber adedi 20 bin 935 olarak kaydedildi. Sadece bu yılın ilk ayında çıkan haber adedi ise bin 900 olarak saptandı.

***

Club World Ranking verileri ve medya yansımalarından derlenen bilgilere göre, en iyi 100 teknik direktör sıralamasına Türkiye’den sadece Fatih Terim’in girdi. Veriler güncel sıralamayı yansıtırken, listenin başına River Plate’nin teknik direktörü Marcelo Daniel Gallardo’nun yerleştiği saptandı. İkinci sırada yer alan isim ise Barcelona’nın teknik adamı Ernesto Valverde olurken, üçüncü sırada Atletico Madrid teknik direktörü Diego Simeone’nın yerleştiği kaydedildi. Fatih Terim’in ise doksanıncı sırada olduğu gözlendi. 2018’de gerçekleşen medya araştırmasında, ligin en çok konuşulan teknik sorumlusunun, hakkında 26 bin 800 haber çıkışı tespit edilen Galatasaray’ın teknik direktörü Fatih Terim oldu.

***

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından paylaşılan güncel rakamlara göre Türkiye’de Zorunlu Deprem Sigortası bulunan konut sayısı 9 milyona, ülke genelinde sigortalılık oranı ise yüzde 50’ye ulaştı.

DASK’ın kuruluşundan bu yana yapılan hasar ödeme miktarı 187 milyon TL’ye ulaştı. Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, dev dalga veya yer kaymasının sigortalı binalarda neden olacağı hasarları poliçede belirlenen limitler dahilinde hızla karşılanıyor. İster oturulamaz durumda ister kısmî hasarlı olsun, bina zararını en hızlı şekilde tazmin ederek, yaşamın normale dönmesine aracılık ediliyor. Bugün deprem bilinci yüksek vatandaşlar sayesinde DASK’ın ödeme gücü 18 milyar TL’ye ulaştı. DASK olası bir İstanbul depreminde hasarların tazmininde yeterli kaynak sunmanın yanı sıra, afetin tüm operasyonel sürecini etkin ve teknoloji rehberliğinde yönetmek amacıyla da hızla çalışıyor ve diğer ilgili devlet kurumlarıyla işbirlikleri geliştiriyor.

DASK; poliçe adedi, reasürans programı büyüklüğü, sigorta yaygınlık oranı, fon büyüklüğü ve teknolojik altyapı gibi özellikleriyle doğal afet havuzları açısından diğer ülkeler nezdinde bir model olarak kabul ediliyor. Son yıllarda başta Pakistan, İran, Güney Kore, Kazakistan gibi ülkeler olmak üzere birçok ülke ve bölge DASK modelini örnek alarak kendi çalışmalarını yürütüyor. DASK yetkilileri İngiltere, Japonya, Yunanistan, İtalya, Filipinler, Çin, Meksika, Makedonya, Ürdün, Fas, Arnavutluk, Endonezya, Romanya, Kuveyt, Azerbaycan gibi ülkelerden gelen kurumlara DASK’ı ve Zorunlu Deprem Sigortası’nı anlatıyor.