Gözden geçirin…(2) (Köşe yazısı 13.07.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Evet dün ki yazımı  ‘yarın devam ederiz’ diyerek tamamlamıştım. Öyleyse kaldığım yerden devam edeyim.

Türkiye genelinde belediyeler birbiri ile yarışırken, kağıt üzerinde kartondan projeleri değil, anlattıklarını hayata geçirerek milletin gönlünü kazanıyor. Kayseri’de anlatılanlar projede kalıyor ve unutuluyor.

En çok yapılanlar ise, imar plan değişiklikleri, yeşil alanların, tarım alanlarının, ağaçlık ve ormanlık alanların, park-bahçelerin geceleri ağaçlar kesilerek, yeşiller kazınarak yok edilmesi.

Bunun en güzel örneği Cumhuriyet meydanındaki Mimarsinan parkı ve devamı ile Emirgan parkı, İnönü parkı ve diğer bölgeler. Şimdide ‘Millet parkı’ diye Hava İkmal arazisine göz dikildi. Şeker arazisi, mobilyakent, Kayseri Şehir hastanesi, Doğumevi arkası, Havalimanı çevresi derken en verimli ve sulak tarım alanları birilerinin zenginleşmesi adına hızla betonlaşıyor.

En acı olanı da ‘buna modern şehirleşme’ deniyor.

***

Kayseri’de,  parmakla gösterilecek kadar sayıları az olan başarılı spor kulüpleri, spor adamları dışında kağıt üzerinde, tabela o kadar spor kulübü var ki. Hiçbirinin doğru dürüst ne destekçisi ne sponsoru ne de destekleyeni, teşvik edeni var. Herkes kendi çabası ile birşeyler yapmak istiyor.

Yıllardır biz Erciyes Kar Kaplanları Spor kulübü bunun en iyi örneği. Erciyes’in ve Kayseri’nin tanıtımına o kadar hizmet ettik ve halende ediyoruz. Ancak gel gelelim, ehliyetsiz, yetkisiz, belgesiz kişiler daha kıymetli. Onlara her türlü destek, teşvikte, malzeme yardımı da var. Birkaç spor branşı dışında doğru dürüst malzeme yapılan spor branşları da yok. Üstelik Bakanlığın federasyonları olsa da şehirde il temsilcileri ‘.yandaş’ olunca kağıt üzerinden öteye gitmiyor. Alt yapıdan milli takıma yetişen, profesyonel liglere transfer edilen sporcu sayısı da giderek eriyor.

***

Spor deyince, Erciyes’e o kadar para gömüldü. Projeye başlanırken betonlaşma olmayacaktı. Dünya şampiyonaları, kış sporları, 12 ay etkinlikler yapılacaktı.

Elbette bazı başarılı kişilerin çabaları ile bazı etkinlikler yapılıyor. Yeterli mi? Kesinlikle değil. Bunun için Kayseri lobisi çok önemli. Federasyon yönetimleri, kurullarında Kayseri etkin olmalı.  Federasyon başkanları ya da yönetimde etkili isimler Kayseri’yi temsil etmeli.

En basitinden Erciyes için en çok konuşulan kış sporları ve kayak. Peki Kayak Federasyonunda aylar değil yıllardır Kayseri’yi doğru dürüst temsil eden kim var, kimse yok.

Bunun lobiciliğini en iyi Erzurumlu bakanlar, milletvekilleri, Doğu ve Güneydoğulu seçilmiş, atanmışlar yapıyor. Bizimkiler mi ‘şov’ ile koltuklarını dolduruyor.

***

Kayseri’de yıllardır ‘Kayserili işini bilir, ticaretin örnek merkezi, hayırsever şehir, devletten destek ve teşvik istemez, kendi özvarlıkları ile yatırım yapar’ gibi edebiyatların faturasının ve ‘şov’ların şehri ne hale getirdiği ortada. Bunları söyleyenlerin çoğu şimdi Kayseri dışında ‘şov’a devam ediyor.

Eskiden Kayseri’de ‘Kayserili’ çoktu. Şimdi Kayseri, ‘söylem şov’u sonucu BM çöplüğü gibi. Kimin ne olduğu belli değil. Üretmeyen, çalışmayan, kazanmayan, kazandırmayan, kendine yetmeyen bir şehir. Hala ‘aç ve açıkta kimse yok’ denmiyor mu millet bunu duyunca çıldırıp, ağzı hiç kapanmıyor.

Belediyelerin STK adı altında benzer tiplerle sürekli hareketleri, toplantıları da tepki alıyor. Onlarla gezip tozup, yiyip içerek günlük siyasette zirvedeler.

***

En çok ta ‘biz ensarız’ diyerek, ‘onlar mağdur ve mazlum’ diyerek Türkiye’nin tepki gösterdiği Suriyeliler ve diğer azınlıklara yapılan yardımların artık ticareti yapılıyor.

Bazı STK’lar, ‘şov’larına  güya ‘çocvuk yarışında’ olan, her türlü pisliğin içinde olan Suriyelilere ve diğer azınlıklara yardım ticaretinin keyfini çıkartıyor. Buna birde din adamları alet edildi. Camilerde artık ‘yardım toplanması’nın önüne geçilmesi istenirken,  toplanan paralar mide bulandırdığını söylemeyen kimse yok.

***

Seçilenler, sürekli milletin tepki gösterdiği ‘af’lar ile zenginleri koruyor.  Üretmeyen, çalışmayan, yabancılar içinde tüketimlerine destek ve teşvikler veriyor. Ortada bir tek vergisini ve primini zamanında ödeyen işçi-memurlar kalıyor.

Onlarda bu yöntemle adeta cezalandırılıyor ‘Vur abalıya’ deniyor.

Ülkede konuşabilen ve tepki gösteren, konuşmaya korkan kesimde yine işçi-memurlar.

En çok konuşanlar ise, işçi ve memurların eş ile çocukları. Onlar tam isyanda.

***

Bu ülkede yaşayanlar adına ‘üç maymunu oynayan’ iktidar ve siyasilerle, seçilmişlere benim önerim çok açık ve net.

O da başlıkta.

Yaptıklarınızı ve yapacaklarınızı bir kez daha gözden geçirin.