Gezi davasında karar ve ceza

Yedisi yabancı uyruklu, toplam 255 sanıklı ‘Gezi Parkı Ana Davası’nda mahkeme 255 sanıktan 244 sanığı suçlu buldu ve 2 ay 15 gün ile 1 yıl 2 ay 16 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırdı. 7 sanık beraat etti, 4 sanığın dosyası ayrıldı. Mahkeme 2’si asistan doktor 4 sanığı, “ibadethaneyi kirletmek” ten suçlu buldu. Sanıklar 10’ar ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezalar ertelendi.

İki doktor ile Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii’ne sığınan göstericilerin de aralarında bulunduğu 255 sanıklı Gezi olayları davası karara bağlandı. Mahkeme tutuksuz sanıklar Murat Akıllı, Murat Gülbay, Onur Yener ver Emre Güleryüz’ün savunmalarının alınmadığını belirterek dosyalarının ayrılmasına karar verdi.

Üzerine atılı tüm suçlardan beraat eden 7 sanığın ayrı ayrı beraatlerine karar veren mahkeme, 244 sanığı ise değişik suçlardan 2 ay 15 gün ile 1 yıl 2 ay 16 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırdı.

Asistan Doktor Sercan Yüksel ve Erenç Yasemin Dokudan’ın da aralarında bulunuğu 4 sanık hakkında “ibadethaneyi kirletme” suçundan 10 ay hapis cezası veren mahkeme, cezayı erteledi. “Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma” suçundan 3 sanığa 2’şer ay 15’er gün hapis cezasına çarptıran mahkeme, cezayı ertelemedi.

Mahkemenin haklarında mahkumiyet kararı verdiği sanıkların işlediklerini belirttiği suçlar şöyle;

– 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet

– Görevi yaptırmamak için direnme

– Kamu malına zarar verme

– Özel kıyafetleri usulsüz kullanma

– İbadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme

Suçun niteliğine göre bazı sanıkların cezalarını erteleyen mahkeme,bazılarınınkini de adli para cezasına çevirdi.

Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Savaş Dinç duruşmadaki ifadesinde “Caminin içinde alkol alan herhangi birini görmedim. Camiinin içinde bir şeyler içen, tüketen ya da sigara içen görmedim” dedi.

Bazı sanıkların avukatları da basında çıkan camide bira kutulu fotoğrafların ya başka yerde çekildiğini ya da mizansen olduğunu söyledi.

Duruşmada hakkında yakalama kararı çıkarılan Cemile Korkmaz’ın kimlik tespitinin ardından savunması alındı. Cemile Korkmaz, olay günü gezmek ve alışveriş için oğlu ile Anadolu Yakası’ndan önce Taksim, ardından da Kabataş’a gittiğini söyleyerek, “Gazlar atılıp, plastik mermiler patlayınca bir yerlere saklanmak istedik. Ancak gözaltına alındık. Herhangi bir uyarı yapılmadı. Hiçbir olaya karışmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum. Hakkımdaki yakalama kararı kaldırılsın.” dedi.

Atılan gazlardan kendisinin de etkilendiğini söyleyen tanık Savaş Dinç, “İçeride 15-20 kişi yaralılara müdahale ediyordu. Yaralıların gözlerine ilaç sıkıyordu. Sabah herkes gitti. Sağlıkçılar da tıbbi malzeme içeren mavi torbalarla camiden ayrıldılar. Ben olay günü dışarıda, tahmini 15 bin kişinin olduğunu düşünüyorum. Polis camiye müdahale etmedi. Polis müdahalesinden sonra yaralananlar ve gazdan etkilenenler camiye geldi. Kalabalık grup, can havliyle gazdan korunmak için kapıya yüklenince kapının pimi attı. Kapı açıldı ancak kapı kırılmadı, kapı sağlamdı.” dedi. Kameraların bulunduğu 1,5 metrelik direklerin sökülüp yere düşmesi sonucunda kameraların zarar gördüğünü söyleyen Tanık Savaş Dinç, “Caminin karşısındaki sosyal tesisin de kapı ve parmaklıkların söküldüğünü sabahleyin gördüm.” diye konuştu.

Diğer tanık güvenlik görevlisi Sercan Özcan da “Gündüz nöbetçiydim. Davaya konu olay benim görevimden önce olmuştu. Nöbeti devraldığımda camide kimse yoktu. Nöbetim esnasında herhangi bir sorun olmadı. Ayrıca görev yaptığım sürede basın mensuplarını ya da başkasını camiye almadık.” diye konuştu.
Tanığın bu ifadesinin ardından söz alan bazı sanıkların avukatı da “Tanık beyanlarımızdan ulaştığımız sonuç Bezm-i Alem Camii’ne basın mensupları girmemiş. Basında çıkan fotoğraflar üzerine dava açıldı. Basında çıkan fotoğraflar (bira kutusu) ya başka yerde çekildi ya da mizansel fotoğraflar olduğu görüşündeyim.” ifadelerini kullandı.
Hakimin davayı karar bağlayacağını söylemesi üzerine 6 tutuksuz sanığın son sözleri soruldu. Tutuksuz sanık Ahmet Küçükkayalı, “Doğru zamanda doğru yerdeydik. Demokratik hakkımızı kullandık. Yanlış bir şey yapmadık.” dedi.
Armağan Hasan Çoban da “Tamamıyla yanlış zamanda yanlış yerde olduğumdan hakkımda dava açıldı. Beraatimi istiyorum.” ifadelerini kullandı. Cemile Korkmaz ise “Sadece gezmeye gitmiştim. Mağdur oldum, beraatimi istiyorum.” derken diğer sanıklar da beraatlerini istedi. Mahkeme, kararını açıklamak üzere duruşmaya bir saat ara verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Dolmabahçe’deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’ne girilmesi olayının da aralarında bulunduğu, 1 Haziran-4 Ağustos 2013 tarihleri arasındaki Gezi Parkı odaklı eylemlere yer veriliyor. İddianamede, 7’si yabancı uyruklu 255 sanığın, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “Görevi yaptırmamak için direnme”, “Kamu görevini usulsüz üstlenme”, “Kamu malına zarar verme”, “Özel kıyafetleri usulsüz kullanma”, “Suçluyu kayırma”, “İbadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme” ve “Hırsızlık” gibi suçlardan cezalandırılmaları isteniyor. İddianamede, toplam 220 şüphelinin, 1 yıl 2 aydan 7 yıla kadar değişen hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. Diğer sanıkların ise 1,5 yıldan 21 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.