Fetö’yü kim kurdu (Köşe yazısı)

Mustafa TEMİZER                                                                                                      

“Fetö’yü Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı kurdu. Fetullah Gülen 1946 yılında ilkokula başladı, Daha sonra medreseye gitti. Medresedeki oda arkadaşı eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’dı. Erzurum’da medresede okurken hocasının kendisini azarlamasına kızdı. “Atatürk’e hakaret etti” iftirası ile hocasını jandarmaya şikâyet etti.

Gülen’in şikâyet ettiği Kuran hocası, hapse atıldı. İşte bu şikâyet Fetullah Gülen’in bütün hayatını değiştirdi. İspiyoncu Fetullah Gülen, medreselerde kullanışlı elaman arayan MİT’in dikkatini çekti.

İsmi bir kenara not edildi.

Fetullah Gülen 1962-1963 yıllarında, Erzurum Komünizmle Mücadele Derneğinin kurucuları arasında yer aldı ve dernekte aktif olarak görev yaptı. Bu dernek, o yıllarda SSCB ile soğuk savaş yürüten CIA desteğiyle kurulmuştu. Gülen’in yurt dışı bağlantılarla ilk temasının bu dernek vasıtasıyla gerçekleştiği ve örgütün temellerinin bu süreçte atıldığı yine devletin gizli raporlarına düştü.Buradaki yurt dışı bağlantılarından CIA ve Vatikan kastediliyordu.

Gülen 1960’lı yılların ortasında nurcuların arasına giren 2 ayrı Vatikan papazıyla da yakın ilişki içerisindeydi. Vatikan’ın İstanbul Temsilcisi Papaz George Marovitch ve Thomas Michel aynı zamanda CIA ile bağlantılı çalışıyorlardı. Fetullah Gülen’in yurtdışı bağını da bu ikisi sağlıyordu.

Vatikan papazları, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagür ile sık sık görüşüyorlardı. MİT ajanı olan Tunagür; gelen raporla, 20 yaşındaki Gülen’i kanatlarının altına aldı. Yaşar Tunagür, FETÖ’nün hem fikir babası hem beyni hem de kurucusu idi. Fetullah Gülen’i yetiştirip önce Nurcuların sonra da Müslümanların arasına atan kişi de Yaşar Tunagür ‘dür.

FETÖ’yü anlamak ve çözmek için Yaşar Tunagür’ü anlamak lazım. FETÖ’nün bütün şifresi Tunagür ’dür Kimdir bu Yaşar Tunagür? Bu şahıs belki de yakın tarihimizin en karanlık kişilerinden birisidir. Amerikan derin devletinin Türkiye sorumlusu ve CIA ajanıdır. CIA kimliğiyle MİT ajanı olduğu, devletin resmi kayıtlarına girmiştir. Aynı kayıtlarda Mason olduğu da belirtilmiştir.

Yaşar Tunagür’ün dinle ve diyanetle hiçbir alakası yoktu. Kendisi Öcalan gibi Tapu Kadastro mezunudur. 1965 yılında girdiği bir imtihan ile fahri müftü ve vaiz ehliyeti aldı. Tunagür’ün fahri vaizlik yaptığı yerlerden birisi de İzmir Kestanepazarı camisiydi.Fahri Vaiz olarak İzmir’de dolaşan Yaşar Tunagür, arkasındaki güç sayesinde kısa sürede İzmir Merkez Vaizliği ’ne atandı. İzmir vaizliğinde din dışı şeyler anlattığı için ahali ayaklandı ancak arkasındaki güçler görevde kalmasını sağladı. Arkasından da jet hızıyla Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına atandı…Tapu kadastrocu Yaşar Tunagür, bir anda Türkiye’deki vaiz ve müftülerin başı oluverdi…

Tunagür, hocasını ispiyonlayan 20 yaşındaki Fetullah Gülen’i yanına aldı. Hızlandırılmış bir hainlik eğitiminden sonra kendisini o genç yaşta İzmir Bornova Camisine vaiz olarak atadı. Arkasından da Kestanepazarı Camisinde vaizlik görevi verildi. Kestanepazarı Camisi’nin önceki vaizi Yaşar Tunagür’dü. Tunagür hainlik postuna genç Gülen’i oturttu. Gülen’de tıpkı kendisi gibi İslam dışı garip şeyler anlatıyordu. Kestanepazarı FETÖ’nün doğuş yeridir.

Kestanepazarı’ndan devşirilen pek çok isim, bugün FETÖ’nün tepe noktasındadır ve bu hain örgütü yönetmektedir…

Diyanet İşleri Başkan yardımcısı olan Tunagür çok kısa sürede Diyanetin altını üstüne getirdi. 1966’da Diyanet İsleri Başkanı İbrahim B. Elmalı’ya, mason olması teklif edildi. Elmalı Mason olmayı kabul etmeyince kısa sürede görevden alındı. O dönem Tunagür, Elmalı’nın yardımcısıydı… Onu görevden edense Yaşar Tunagür’ den başkası değildir.

Demirel, Yaşar Tunagür’ü Diyanet İşleri Başkanı yapmak istiyordu ancak asker buna karşı çıktı. Tunagür’ün sık sık yurtdışına çıkıp Londra’da kimliği belirsiz kimselerle toplantılar yapması, Dışişleri Bakanlığı’nın dikkatini çekmişti. Suudi Arabistan’da Suudi yönetimi ve bazı yabancılarla buluştuğu rapora girdi. Suudi Arabistan’da Vehhabilerle ilişkisi vardı. Onlar kendisine Şeyh Yaşar diye hitap ediyorlardı.

Dışişleri Bakanlığı 1969 yılında hakkında bir rapor yazdı. Raporda Suudi Arabistan ile Türkiye’nin arasının bozulması için çalıştığı belirtildi. Yaşar Tunagür; Süleyman Demirel’in eşi Nazmiye Demirel’e ait olan bir dairede kira vermeden otururdu. Askerin istihbarat raporlarında ‘Kürtçü’ ve ‘Bölücü’ olarak tanımlandı.

1970’te Cumhurbaşkanı Sunay’a rapor edildi. Yaşar Tunagür’ün garip bağlantı ve ilişkileri ile Diyanet İşleri Başkanlığındaki şüpheli hareket, eylem ve davranışları Cumhuriyet Senatosu’nun da dikkatini çekti. Yaşar Tunagür hakkında 14.01.1970 tarihinde bir araştırma komisyonu kuruldu. Komisyonun sorularını yazılı cevaplayan bir önceki dönemin Diyanet İşleri Başkanı İbrahim Elmalı, “Vaiz Fetullah’ın Yaşar Tunagür’ün adamı olduğunu, onun tarafından korunup kollandığını, bu ikilinin vaazlarında İslam dışı şeyler anlattığını” ifade etti.

Demirel, Başkan yardımcısı Yaşar Tunagür’ü, Meclis gizli oturum, araştırma komisyonlarına rağmen görevinde tutmakta diretti. 1970’deki muhtıra ile askerler tarafından görevden uzaklaştırıldı. Ardından da tutuklandı. 6 ay hapis yattıktan sonra İngiltere’ye kaçtı.

Tunagür görevden alınmadan hemen önce; Vehbi Koç’un evinde FETÖ’yü kurdu. Devletin resmi kayıtlarında şöyle denildi;

– 1971 yılında Vehbi Koç’un evinde bir toplantı düzenlendiği ve bu toplantıya Fetullah Gülen, Vehbi Koç, dönemin MİT Müsteşarı Fuat Doğu, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagür ve aralarında TSK mensubu olan önemli isimler katıldı. O yıllarda MİT, CIA’nın kontrolünde çalışıyordu. TSK içerisinde CIA ile bağlantılı çok sayıda komutan vardı. Bu toplantı; Masonların desteği, CIA’nın bilgisi ve oluruyla yapılmıştı. O toplantıda; CIA, MİT ve TSK’nın bazı komutanlarının oluruyla SABATAY destekli FETÖ resmen kuruldu. Başına da Fetullah Gülen oturtuldu.

Yurtdışından gelen yüklü miktarda parayla örgütün evleri, dershaneleri ve kuruluşları satın alındı. CIA’nın bütün amacı bu topraklardan yeni bir Osmanlı devletinin ve İslam halifeliğinin doğmasını önlemekti. Bunun için Müslümanların arasına kendinden gibi görünen kimselerle fitne çıkarttılar. Müslümanları birbirine düşürdüler.

Her 10 yılda bir TSK’daki adamları eliyle darbeler yaptırıp filizlenen Müslüman grupları biçtirdiler. Darbeler tepki çekmeye başlayınca Fetullah Gülen gibi vatan hainleri eliyle ülkeyi karıştırdılar. FETÖ darbesiyle de az kalsın Türkiye’yi temelli ele geçireceklerdi.

FETÖ’yü kuran Yaşar Tunagür; 12 Mart 1971 Muhtırasından sonra Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevinden alınıp, Çorum’a vaiz olarak atandı.. Ardından da tutuklanarak 6 ay Mamak Cezaevinde tutuklu kaldı. Sivil hükümet gelince yurtdışından dönüp, İstanbul’a yerleşip ticaretle uğraştı. Ayrıca vaaz ve sohbetleri ile toplumu etkiledi. Kalp ve solunum rahatsızlıklarının tedavisi için yatırıldığı İstanbul’da FETÖ’cülerin Sema Hastanesi’nde 2006’da öldü.

İşin hazin tarafına bakın ki; Türk tarihinin en karanlık isminin cenazesine devlet erkânı tam kadro katıldı. Özal ailesinden Demirel ailesine, Refah Partisi’nden AK Parti’ye kadar pek çok siyasi cenazede hazır bulundu. FETÖ’cülerin bugün aranan bütün isimleri de cenazedeydi. Cenaze namazını Hayreddin Karaman kıldırdı. Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “Yaşar Tunagür Hocaefendi nin vefatı bizim için büyük kayıptır” dedi. Tıpkı Fetullah Gülen’e hitap ettikleri gibi Yaşar Tunagür’e de ‘Muhterem Hocaefendi’ diyerek kabire koydular. Dini yıkmak için çabalayan bir MASONU, âlim sanıp gömdüler.(METİN ÖZER HABERVİTRİNİ) 19.9.2021)”