FETÖ davasında tanık olacak iş adamlarına baskı iddiası

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan ve Kayseri 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1 Kasım’da başlayacak 67 sanıklı ve 771 sayfalık FETÖ Davası iddianamesinde ile birlikte kentin tanınmış iş adamları FETÖ’ye destek sağlamak suçlamasıyla hakim karşısına çıkacak. Önümüzdeki hafta Salı günü görülecek olan davaya sayılı günler kalırken ortaya şok iddialar atıldı. İddiaya göre, bazı çevreler söz konusu davada gizli ve açık tanıklık yapacak bazı isimlere ulaşarak, tanıklıktan vazgeçmeleri konusunda baskı kurdukları belirtiliyor. Baskıya maruz kalan isimler arasında kentin tanınmış birçok iş adamı da var.

1 Kasım’da, Kayseri 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak olan 67 sanıklı FETÖ davasında 771 sayfalık iddianame hazırlanmış ve iddianamede de çarpıcı detaylara yer verilmişti. Buna göre hazırlanan iddianamede FETÖ’nün kuruluşundaki yemin metni de yer almıştı. Yemin metninde,”Gücüm yettiği kadar Kuran’ı hayatıma gaye edineceğime, kardeşlerime karşı sadakat izinde bulunacağıma. Halkın ve talebe arkadaşların izzet ve onurlarını izzetim ve onurum kadar yükseltmeye çalışacağıma. Kusurlarımın hatırlatılması karşında memnuniyet ihzar edeceğime. Dahilden ve hariçten gelen bilumum taarruz ve tenkitleri, ‘nefsime yapılmış’ gibi ‘ret’ edeceğime. Bilumum karar listesindeki esaslara riayette bulunacağıma. Hizmet adına uhdeme aldığım vazifeleri veya kararla bana tahmil edilen mükellefiyetleri, ‘itirazsız’ yerine getirmeye çalışacağıma. Kur’an’a sadakatten hiçbir surette ayrılmayacağıma. Münferit hareket edip bu kararlara muhalif davrandığım an, ihtiyarımla bu kadrodan kendimi ıskat edip, ‘herhangi bir talebe gibi’ dershanede vazifeme devam edeceğime, ‘Vallah-Billah’ kasemleriyle yemin ediyor ve bu yeminin ‘La Yen Kati’ olmasına, ‘Cenab-ı Hakk’ı istişhadd bulunuyorum.” İfadelerinin yer aldığı belirtilmişti.

“FETÖ silahlı terör örgütünün Kayseri’deki yapılanmasıyla ilgili olarak bu örgüte eleman temin edilmesi, finans sağlanması, sahtecilik, dolandırıcılık, ÖSYM Kanunu’na muhalefet suçlarına” ilişkin konulara da kamuoyunun tanıdığı 67 sanık hakim karşısına çıkarak 1 Kasım Salı günü yargılanmalarına başlanacak. Haklarında FETÖ/PDY örgütü üyesi oldukları iddiasıyla dava açılan 67 sanık arasında Boydak Holding’in sahip ve yöneticilerinin yanı sıra Kayseri’de tanınan birçok iş adamı da bulunuyor. İddianamede yer alan 67 sanık şu şekilde: “Sıtkı Baş, İlhan Miraboğlu, Mehmet Yıldız, Mehmet Çetin, Ahmet Türkmen, Ahmet Doğan, Hacı Boydak, Memduh Boydak, Hamdi Kınaş, Halit Gazezoğlu, Necmi Somtaş, Bekir Boydak, Şükrü Boydak, Mehmet Fındık, Ali Arap Aksoy, Abdurrahman Haskahraman, Ali Demir, Birol Çelebi, Bünyamin Aksoy, Cengizhan Bingöl, Engin Yanık, Erol Boydak, Eşref Coşar, Hacı Osman Büyükata, Hamza Çil, Hasar Basri Doğan, Mahmut Mert, Haşim Emirdağı, Hüseyin Aydın, Hüseyin Alpay, Hüseyin Güngör, İbrahim Ülger, İsmail Tuna, Köksal Erdoğmuş, Mahmut Alak, Mahmut Göncü, Mehmet Filiz, Mehmet Karakaya, Mehmet Albayrak, Mehmet Kocatürk, Mehmet İslamoğlu, Metin Gök, Metin Çiftçi, Murat Bozdağ, Mustafa Özdemir, Mustafa Ahi, Muzaffer Güner, Nurullah Sarıöz, Nurullah İyigün, Osman Nuri Özdil, Ömer Yazıcı, Ömer Pekşen, Ömer Geneci, Salih Akay, Servet Demirel, Sinan Ekin, Şaban Çınar, Şadi Günek, Şahin Ekici, Tamer Oğuz, Yahya Karadeniz, Mustafa Boydak, Halit Bayhan, Yunus Serin, İlyas Boydak ve Adem Çelik, Erkan Yıldız.”

Diğer yandan sadece Kayseri’nin değil ülke genelinde de merak edilen davaya sayılı gümler yani 9 gün kala çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. İddiaya göre aralarında Kayseri kamuoyunun yakından tanıdığı iş adamlarının da yer aldığı bazı tanıklara baskı kurulmak istendiği ifade ediliyor. Buna göre FETÖ davasına tanıklık edecek olan kimliği açık olan tanıkların yanında gizli tanıklara dahi ulaşan bazı çevrelerin, tanıklar üzerinde baskı kurmaya çalıştıkları ve onlara, “Tanıklıktan vazgeçin. Bu devir gelir geçer siz kötü olursunuz. Sakın tanıklık yapmayın.” şeklinde telkinlerde bulunarak, onları tanıklıktan vazgeçirmeyi amaçladıkları yani baskı kurmaya çalıştıkları ileri sürülüyor.

Bu durum karşısında yetkililer ise, 15 Temmuz gecesinde darbe girişimi ile ülkenin geleceğine kast etmek isteyen, cumhuriyete, demokrasiye ve milli iradeye zarar vermeyi amaçlayan, dış güçlerin piyonu olan, ülke vatandaşlarını gözünü kırpmadan öldüren, yaralayan bu örgütün ve mensuplarının belirlenmesi ve yargılanmaları için herkese sorumluluk düştüğünü, bu konuda bilgi, belge sahibi olanların da gerekli mercilere ulaşması gerektiğini belirtiyor. Yetkililer,  bu konunun aynı zamanda vatandaşlık görevi olduğunu da belirterek, şu uyarılarda bulunuyor: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu düşünce çerçevesinde harekete edecek sorumlu, duyarlı vatandaşlarımızın her zaman yanındadır. Bu konuda ilgili birimleri bilgilendirmek, aynı zamanda vatandaşlık görevidir. Bu çerçevede tanıklar üzerinde ya da devlete bilgi verecek vatandaşlarımızın üzerinde baskı ya da tehdit oluşturmak isteyenlerin de bilgi verilmesi halinde, bu kişiler hakkında devletin ilgili birimlerince gereken işlem başlatılacak”(Kayseri Olay Gazetesi)