Fatih Erbakan: Bizim iktidarımızda koltuğa dayısı olan değil hakkı olan gelip oturacak

Fatih Erbakan’dan ‘ittifak’ açıklaması: Kimseye kapımızı kapatmadık

Yeniden Refah lideri Fatih Erbakan,  basın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bir araya geldiği kahvaltıda yaptığı açıklamada, seçmenin kendilerini hiçbir ittifaka yakıştıramadığını dolayısıyla ittifak konusunda aceleci olmayacaklarını ama kimseye de kapıyı kapatmadıklarını söyledi.

Ankara’da bir restoranda gerçekleşen programda konuşan Erbakan 3. kuruluş yıldönümünü geçtiğimiz günlerde kutladıklarını, ‘Paylaşımda Adalet’ ve ‘Yönetimde Adalet’i tesis etmek için ve siyasete nezaket ve zerafet katmak için yola çıktıklarını ve üyelerinin yaş ortalamasına bakıldığında Türkiye’nin en genç partisi olduklarını belirtti.

Reel politik değil dava siyaseti yapacağız

Erbakan,  şunları söyledi:

“Yeniden Refah Partimiz’in daha ilk adımlarında takip edeceğimiz siyaset anlayışını da tanımladık, dedik ki; Yeniden Refah Partimiz Milli Görüş zihniyetini temsil edecek,  Milli Görüş’ün orijinal açılarından bir derece dahi sapma göstermeyecek “Hakkı üstün tutan”, “maneviyatçı”, “nefis terbiyesini esas alan”  siyaset yapacağız Siyaseti ibadet olarak gören anlayışla hareket edeceğiz “Dünyacı” değil,  “Ahiret öncelikli” siyaset yapacağız. Reel politik değil,   dava siyaseti yapacağız. Kim yapmış olursa olsun doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilme erdemini gösteren siyaset yapacağız. Sadece eleştiren değil,  çözüm üreten siyaset.  Gizli ajandası olmayan,  samimi siyaset. “Önce Dış Güçler”,  “Önce İmtiyazlılar” anlayışı ile değil,  “Önce Millet” anlayışı ile yapılan siyaset.  Söylemlerle eylemlerin uyumlu olduğu siyaset. Gençlere daha çok yer verilen siyaset bir siyaset yapacağız dedik.  Geldiğimiz noktada Yeniden Refah Partimiz’in Türkiye genelinde yüz binlerce teşkilat mensubuyla var olan, çalışan, ülkemizin ve milletimizin geleceği için projeler, çözümler üreten büyük bir teşkilat haline geldiğini görmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Bugün itibariyle 81 ilimizde, 900’den fazla ilçemizde teşkilatlarımızı kurduk. Pek çok ilimizde köy ve mahalle teşkilatlarımızı tamamladık… Şu anda 170 binin üzerinde resmi üyemiz, 100 bine yakın ıslak imzalı üye formu ve 50 bine yakın sandık başmüşahitimiz ile Yeniden Refah Partimiz,  Türkiye siyasetinin her geçen gün hızla büyüyen gücü ve parlayan yıldızı haline gelmiş durumdadır.”

Sadece eleştiri değil çözüm de ortaya koyuyoruz

Partisinin hazırladığı Milli Kaynak Paketleri ve  diğer proje  kitaplarına da değinen Erbakan, “Sadece eleştiren değil çözüm ortaya koyan bir siyasetle ilgili olarak partimiz Milli Kaynak Paketleri kitabımızı ortaya koydu. 15 maddede bir senede 150 milyar dolarlık bir kaynak nasıl bulunacak bunun bulunmasında en önemli husus ilave vergi, zam yapmadan, milletten herhangi bir kesinti yapıp millete yük yüklemeden ve tabii ki borçlanmadan. Devletin, milletin, ülkenin arazilerini, sanayi tesislerini satıp yok etmeden bu kaynaklar nasıl üretilecek bunun kitabı ortaya konuldu. 81 İlimize Yüzlerce Refah Projesi kitabımız 81 ilimizde 634 tane projenin ne olduğu, neyi amaçladığı ve nasıl bir katkı, fayda sağlayacağını ortaya koyan bir kitap” ifadelerini kullandı.

Dövizin yükselmesinin sebebi borç faiz beton çimento ekonomisidir

Döviz kurlarının astronomik yükselişine de değinen Erbakan,  döviz kurlarındaki bu artışın, yüksek enflasyona sebep olarak halkın hayatını doğrudan etkileyen bir faktör olduğunu belirtti.  Dövizin yükselişinin nedeninin iktidarın uyguladığı yanlış politikalar olduğunu da ifade eden Erbakan, “Hükümet yetkilileri; “döviz yükselsin ne olacak, döviz hesabınız mı var” dediler,  ama gerçeğin öyle olmadığı acı bir şekilde görüldü… Yıllık 50-60 milyar dolar dış ticaret açığı olan, yerli ürün üretirken dahi %82 oranında ithal hammadde ve malzemeye bağımlı olan bir ülkenin ekonomisi “ithalata bağımlı” bir ekonomidir, ithalata bağımlı olmak da sürekli olarak yüksek miktarda döviz ihtiyacı, talebi demektir.   Kaynak ihtiyacının sürekli olarak “kısa vadeli ve yüksek faizli dış borç” ile karşılandığı bir ülkede,  dış borç geri ödemesi zorunluluğu nedeniyle oluşan yüksek döviz talebi, kurların yükselmesine sebep olmaktadır. Yani dövizin yükselmesinin sebebi “Borç-Faiz” ve “Beton-Çimento” ekonomisidir. Bu temel sebeplerden dolayı döviz kurları sürekli artmaktadır, döviz kurunun artışı da,  “ithalata bağımlı bir ekonomide” doğrudan doğruya hayat pahalılığı ve enflasyon demektir. “Borç-faiz-zam-vergi ekonomisi”  yerine, “üretim- istihdam- ihracat” odaklı ekonomiye geçilmeden Türk lirasının değeri korunamaz.” şeklinde konuştu.

Kadına yönelik şiddet önlemek için idamın geri gelmesini destekliyoruz

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününe ilişkin de açıklama yapan Erbakan,  “Tabi kadına yönelik şiddete yapılması gereken bir şey öncelikle yasal düzenlemeler. Bunların da kadına şiddeti önleyeceğim derken yuvayı yıkacak veya erkeği mağdur edecek şekilde değil de hem erkeği hem kadını hem aileyi koruyacak, aile bütünlüğünü muhafaza edecek şekilde düzenlenmesi son derece önemli. Özellikle kadına ve çocuğa yönelik şiddette idamın geri gelmesi konusunda da destek veririz.  Kadına da erkeğe de şiddet olaylarında istatistiğe baktığınızda bu suçların işlendiği sırada suçu işleyen kişinin yüzde 70  80 oranında ya alkolün ya da uyuşturucunun etkisinde olduğu açık bir şekilde ortadadır. Bu kısmını göz ardı etmemek lazım ama aynı zamanda yasal düzenlemelerin yapılması gerekirse cinayet gibi olaylar için idam cezasının getirilmesinin de müzakere edilmesi gerektiğini daha önce de birkaç kez söylemiştik ama burada önemli prensip kadını koruyayım derken erkeği mağdur etmek veya yuvayı yıkmak doğru değil.” dedi.

Seçmen bizi hiçbir ittifaka yakıştıramıyor

İttifak konusunda aceleci olmadıklarını seçmenin kendilerini 2 ittifaka da yakıştıramadığını söyleyen Erbakan sağ partilerden oluşan 3. bir ittifaka destek verebileceklerini belirti:  “Herhalde millet, seçmen bizi hiçbir ittifaka yakıştıramıyor. Öyle olunca biz de kendimiz sanki girsek daha avantajlı, etkili olacak gibi düşünüyoruz. Gerçi tabi her siyasi partinin gönlünde yatan odur. Kendi gücüyle, kendi ismiyle. Tabi eğer biz kendimiz girip de kendimiz parti olarak bir başkan adayı çıkaracak olursak o zaman bunun tabi partinin genel başkanı olması son derece doğal. Her zaman söylediğimiz bir siyasi parti hele de seçime girme yeterliliği varsa zaten genel başkanı ‘ben ülkeyi yönetirim, Cumhurbaşkanı olmaya adayım’ demiştir. Potansiyel bir Cumhurbaşkanı adayıdır. Eğer öyle bir durum olursa Yeniden Refah Partisi’nin adayının genel başkanı olması son derece doğal. Türkiye’de 24 saat bile uzun bir zaman. Onun için de kesinlikle ittifak yapmayacağız bu bizim kırmızı çizgimiz şu anda doğru olmaz. Dereyi görmeden paçaları sıvamak gibi olur. Onunla ilgili bir üçüncü ittifak önerisini biz televizyonlarda da basın toplantılarımızda da ifade etmiştik. Seçmenin sağ partiler olarak nitelendirdiği partilerin bir ittifak çatısı altında bir araya gelmesi. İYİ Parti bunun başını çekebilir çünkü oy oranı bakımından yüksek bir oy oranı, mecliste grubu var. Demokrat Parti, Büyük Birlik Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi. Böyle bir üçüncü ittifak olması halinde bir sinerji oluşabileceğini ifade etmiştik. Tabi bu noktada hem Cumhur İttifakı’nda hem Millet İttifakı’nda olan bazı partilerin bu ittifaka gelmesi gerekli olacak doğal olarak” dedi.

Genel Başkan Erbakan’ın yanı sıra Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal da hazırladıkları proje kitaplarına ilişkin sunum gerçekleştirdi.

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, “Kul hakkına girmekten, yetim malına göz dikmekten, israftan ateşten kaçar gibi kaçacağız. İşe alımlarda, görevlendirmelerde kriter ehliyet liyakat ve adalet olacak. Koltuğa  dayısı olan değil hakkı olan gelip oturacak.” Dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, “Anadolu Buluşmaları” kapsamında ziyaret ettiği Trabzon’un Vakfıkebir ilçesinde vatandaşlara seslendi.

Siyaseti ticaret için değil ibadet için yapıyoruz

Sözlerine Milli Görüş dava şehidi Vakfıkebirli Adnan Demirtürk’ü anarak başlayan Erbakan, geçmiş dönemde Milli Görüş’ün yaptığı belediyecilik hizmetlerinde bahsederek şunları kaydetti:

“89 ve 94 yılında yapılan belediyecilik örnekleri ortada. Bu yapılan işlerin manası Allah’ın rızasını kazanmak için siyaset yapmak demek. Bugünküler gibi siyaseti ticaret için değil ibadet için yapmak demek.  İşte bu örnekler bizlere Milli Görüşün ne mana ifade ettiğini gösteren tarihi ve muazzam örneklerdir. Bugün de Yeniden Refah Partisi olarak 50 senelik bu muazzam geçmişimize sahip çıkıyoruz. Aynı yolda, aynı heyecanla, aynı ruhla, aynı dava uğrunda ve o aynı efsane hizmetleri bu aziz millete bir kez daha yapmak için yola çıkmış bulunuyoruz. İşte bunları anlattıktan sonra size gelip oy isteyen partilere geçmişini sorun.”

Yeniden Refah’ın 50 yıllık iş bitirme belgesi var

Vatandaşlara kendilerinden oy isteyen siyasi parti temsilcilerine referanslarının ne olduğunu sormalarını isteyen Erbakan, şöyle devam etti:

“5 sene bu ülkeyi ve devleti yönetmek için teslim edeceğiniz bir partili size geldiği zaman ‘Geçmişte iş başına geldin mi? Geldiysen bu millete ne verdin? Bu söylediklerini, bu konuştuklarını yerine getirebildin mi? Sözünü tutabildin mi’. Bu soruları sormak sizin en büyük hakkınızdır. Zaten bu soru sorulduğu zaman Yeniden Refah Partimiz, Milli Görüş, hepsinin önüne çıkıyor. Çünkü Milli Görüşün 50 senelik tarihi, birbirinden muazzam kapı gibi iş bitirme belgeleriyle, altın yıldızlı referanslarla ve tarihe geçen efsane hizmetlerle dolu da onun için.”

‘Kurtuluş Milli Görüş’ün ipine sarılmakla olur’

Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın geçmişte söylediklerinin bugün birer birer gerçekleştiğini belirten Erbakan, “Erbakan hocamız diyordu ki eğer Milli Görüşle yönetilmezseniz başınıza 4 felaket gelir, aç kalmak, işsiz kalmak, borca esir olmak, ahlaki erozyon ve dinimizden uzaklaşmak. İşte bu felaketlerin her birini bugün fiilen yaşıyoruz, yakından tecrübe ediyoruz. Öyleyse bu uyarıları yapan Milli Görüşün sesine kulak vermemiz, kurtuluş içinde Milli Görüşün ipine sarılmamız lazım. Partimiz de bu 50 senelik geçmişindeki efsane hizmetleri yapmak için yola çıktı.” ifadesini kullandı.

Milletimize yük yüklemeden 150 milyar dolarlık kaynağımız hazır

Erbakan, parti olarak kaynak paketlerine ilişkin kitaplar hazırladıklarını kaydederek, “Borçsuz zamsız vergisiz milletin suyunu çıkarmadan millete yük yüklemeden 150 milyar dolar kaynak oluşturacağımız projelerimizi hazırladık. Bu kaynakları milletimiz için kullanacağız. Yeniden Refah iktidarında, gelir gelmez işçiye, memura, emekliye yüzde 70 maaş zammı yaparak işe başlayacağız. Bugüne kadar ‘yüzde 50’ diyorduk, ama döviz ve enflasyondaki artıştan artık yüzde 50 kurtarmıyor. Çiftçimize, köylümüze en yüksek taban fiyatları, ucuz mazot ve ucuz elektrik, girdilerin hepsi devlet desteği ile en uygun maliyetlerde verilecek. Yine bu 150 milyar dolarlık kaynağı atanamayan öğretmenlerin sıkıntısını gidermek için, EYT’lilerin mağduriyetini gidermek için, çiftçinin Ziraat Bankası ve kooperatiflere olan borcunun faizini silmek için, Kobilerin bankalara olan borçlarının faizini silmek için ve 83 milyon vatandaşın bankalara olan borcunun faizini silmek için kullanacağız. Yani biz önce dış güçler ve imtiyazlılar değil önce millet diyeceğiz.”

Biz bu ülkede sadaka dağıtmak için değil işsizliği ve fakirliği ortadan kaldırmak için geliyoruz

81 ile yüzlerce Refah Projesi kitaplarının hazırlandığını ve bu hafta  lansmanını gerçekleştireceklerini söyleyen Erbakan, “81 ilimiz için 634 projemizin il il fizibilitesi yapıldı. 10 milyonluk işsizler ordumuzun 1,5 milyonluk üniversite diplomalı genç işsizimizin nerede hangi fabrikaya kurarak istihdam edeceğimizin kitabını ortaya koyduk. Biz bu ülkede erzak kömür sadaka dağıtmak için değil bu ülkede işsizliği ve fakirliği ortadan kaldırmak için geliyoruz.”

Koltuğa dayısı olan değil hakkı olan gelip oturacak

Adalet konusundaki sıkıntıları da dile getiren Erbakan, “Bugün Türkiye’de hukuk maalesef adamına göre işliyor. Kararlar adamına göre veriliyor.  Hakkı üstün tutan değil İktidarı üstün tutan bir hukuk anlayışına gelmiş durumdayız. Adalete yargıya hukuk sistemine güven kalmamış. Ehliyet liyakat ve adalet yerine hemşehrilik, yandaşlık ve akrabalık geçer akçe olmuş. Hayır bu olmaz. Yeniden Refah iktidarında Anadolu’nun en ücra köşesindeki kasketli Ahmet amca hakim karşısında cumhurbaşkanı ile eşit olduğunu bilecek. Nasıl ki 89 ve 94 yıllarında yerel yönetimlerinde ‘rüşvet veren de alan da melundur’ tabelası asıp rüşvetin, usulsüzlüğün ve yolsuzluğun önünü kestiysek, iktidara geldiğimizde devletin bütün kurumlarında ‘Hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa cezasını kendi elimle verirdim’ diyen Peygamber Efendimizin hassasiyeti esas alınacak. Kul hakkına girmekten, yetim malına göz dikmekten, israftan ateşten kaçar gibi kaçacağız. İşe alımlarda, görevlendirmelerde kriter ehliyet liyakat ve adalet olacak. Koltuğa  dayısı olan değil hakkı olan gelip oturacak. “