Etkinlik Sen Genel başkanı Özandaç: Bu işin içinden nasıl çıkacağımızı bilemiyoruz

Tüm Etkinlik Sektörü işveren sendikası (Etkinlik Sen) Genel başkanı Ali Koray Özandaç, yaklaşık 100 bin kişiye hitap eden sektör için bu kışın zor geçeceğini, ciddi bir yara almadan atlatılmasını istediklerini, pandemiden kapalı kalınan 1,5 yılın acı kaybını bile telafi edemediklerini açıkladı. Sektörde yüzde 20 el değiştirme, kapanma yaşandığına da dikkat çeken Özandaç, sadece kendilerinin değil herkesin fedakarlık yapmasını isterken ‘Bu işin içinden nasıl çıkacağımızı bilemiyoruz’ dedi.

Etkinlik Sen Genel başkanı Ali Koray Özandaç, kendilerinin de artık devlet imkanlarından yararlanmalarını istedi. Döviz artışlarına bağlı kira artışlarının önlenmesi gerektiğini de belirten Özandaç şunları söyledi.

Hizmet ve etkinlik sektörü malumunuz pandemi öncesinde1,5 yıl kısıtlı hizmetlerle kapalı bir dönem geçirdi.6’ncı ay Haziran 2021 itibariyle sektörümüz faaliyetine başladı. Lakin sürekli bir kapanma endişesi, kapanma riskiyle faaliyeti sürdürmeye çalıştı. Malum 1,5 senelik kaybın telafisi için büyük gayret gösterdik. Sektörümüzde faaliyet gösteren işletmeler, organizasyon firmaları, düğün salonları, ketrin firmaları, prodüksiyon firmaları, ajanslar bu 1,5 yıllık bu acı kaybın telafisi için olağanüstü gayret gösterdiler. Tabi bu kaybı tam telafi ettiğimiz söylenemez.

Dövizin bugün yaşadığımız bu atağı ile birlikte ekonomik sıkıntılarla birlikte sattığımız ürünlerin yerine karşılığını hizmetin maliyetlerini hesapladığımız maliyetlerin çok daha çok daha üstünde mal etmeye başladık biz. Sattığımız malların üzerinde ürünleri teslim etmeye, hizmetleri teslim etmeye başladık. Zor bir zamana girdik. Bunun içinde nasıl çıkacağımızı bilemiyoruz.

Zaten sektörde yüzde 20 civarında bir el değiştirme yaşandı. Firmaların bir çoğu kapandı, bir çoğu el değiştirdi. Yeni sektöre adım atan arkadaşlarda şu anda fiyatla rekabet etmeye çalışıyorlar. Verdikleri fiyatlarında şu anda kar edemeden altında ezilmeye başladılar. Zor bir zaman bizler için. Umarım düzelecek bir şeyler.

Karşılıklı fedakarlıklara çok ihtiyaç var. Bilhassa mal sahiplerinin, elektrik firmalarının, doğalgazın, bizim ana giderlerimizin hiçbir şekilde fedakarlıkta bulunulmaması, işte vergi anlamında, SGK anlamında yüklerimizin çokluğu, kira anlamında yüklerimizin çokluğu ve küçük işletmeler olarak küçük KOBİ’ler olarak devlet imkanından da istifade edemiyor olamamamız haliyle bizim sürdürülebilirlik anlamında sıkıntıya girmemizin ana sebepleri.

Pandemi uluslararası arenada hala kapanma riskleri taşıyor. Avrupa’daki kapanmaları duyuyoruz. Ülkemizde olmayacağını umut ediyoruz. Aşılama belli bir orana yükseldi. Bir çok şehrimiz mavi kategoriye yükseldi. Buna rağmen devlet yetkililerimizden ‘kapanmayacağız artık. Bundan sonra kapanma öngörmüyoruz’ tarzında net bir yaklaşım alamamamız bizim haliyle müşteri kitlemize de olumsuz etkiliyor. İptal olursa verdiğimiz avansları geri nasıl alırız endişesi oluşturuyor. Bu da işlerimizin maalesef bilhassa kapalı mekanlardaki işletmelerin yüzde 50-60 kapasite ile çalışabilmelerine olanak sağlıyor. Bunların hep düzeltilmesi lazım. Biz beklenti içerisindeyiz.

SGK haliyle hizmetlerimizi personellerimizle veriyoruz. SGK yükümüz, vergi yükümüz, kira yükümüz, elektrik yükümüz çok yüksek. Bunları karşılayabilecek durumda değiliz. Elektrik anlamında biz bir fabrika kadar tüketmiyoruz. Kendi çapımızda tükettiğimiz elektriği de yüksek fiyatlarla tüketiyoruz. Küçük bir işletmenin ayda 15 bin lirayı bulan bir elektrik parasıyla karşı karşıya kalması bizim işlerimizi sürdürebilmemiz açısından büyük sıkıntı.

Belediyelerden, kamu kurumlarından ve normal vatandaşlardan kira ödeyen arkadaşlarımız bu kira anlamında şu zor dönemde artışlarla alakalı yardım bekliyoruz. Çünkü dövizin yükseldiği oranda bir kira artışıyla karşı karşıya kalır ise bu arkadaşlarımızın bir çoğu maalesef işletmelerini kapatma durumunda kalacaklar.

Rekabetin sürdürülebilir olması için ben şunu da arkadaşlarıma, işletmelere tavsiye ediyorum. Mutlaka maliyetlerini iyi yapsınlar. Ucuz ile bu gemi yürümez. Fiyat rekabetiyle bu gemiyi yürütemeyiz. Hepimizin net bir şekilde maliyetlerimizi görüp satışlarını ona göre yapmaları lazım. Tabi halkımız zor bir süreçten geçiyor. Satın alma gücü çok düştü. Bizlerden düşük fiyatlar talep ediyorlar. Sonrada düşük fiyatlarla aldıkları üründen de bu sefer memnun olmayacaklar. Bu karşılıklı bir güven sıkıntısına da sebebiyet verecek. Bu anlamda makul piyasa şartları çerçevesinde çok düşük ürünlere yönelmesinler, anlıyoruz satın alma gücü çok düştü.

Bir düğün yapan, bir etkinlik yapan, bir organizasyon yapmayı planlayan insanlar zorluklarla karşı karşıya kaldılar. Lakin bu zorluklarla hep birlikte mücadele edeceğiz. Karşılıklı fedakarlığı yapabilmemiz gerekiyor. Biz işletmeler olarak bu fedakarlığı zaten yapıyoruz. Hizmeti söz verdiğimiz şekilde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Halkımızın da bu anlamda beklentilerini biraz artırmaları ve mali anlamda da biraz bizleri anlamalarını da tavsiye ediyoruz.

Şu anda yurt çapında 350 kadar üyemiz var. Bunların hepsi işletmeler tabi. İşletmelerde ortalama onar personel çalıştığını düşünürsek ve bunlarında her birinin 4-3’er aile ferdi olduğunu düşünürsek 100 binlerce insan buralarda ekmek yiyorlar. Biz hizmet sektörü olarak büyük bir aileyiz yani. Ekonominin büyük bir çarkı bizimle birlikte dönüyor. Halkın alım gücünün düşmesi buradaki çarkın mutlaka yavaşlamasına sebebiyet verecek. Bizimle birlikte 50 kadar sektör işte emlak sektörü olsun, turizm sektörü olsun, tekstil sektörü, mobilya sektörü, kiralama sektörü bizimle hareket ediyor haliyle. Bu sektörlerde sıkıntıya giriyorlar. Burada bizim çarkımızın rahat hareket etmesi için bir takım olanakların seferber edilmesi gerekiyor.

Eski alışkanlıklarımızdan maalesef şu anda biraz uzaklaşıyor olduk. Halkımız görgü, görenek, anane ve kültürü gereği olarak düğün yapmak, insanları bir araya toplayıp güzel gününü, güzel anını insanlarla, akrabalarıyla paylaşmak istiyorlar. Bundan da vazgeçmek istemiyorlar. Pandemiye rağmen bunu ellerinden geldiğince bunu gerçekleştirmeye çalıştılar. Bizde zaten bunun için varız. Bizimde burada beklentilerini en iyi şekilde karşılamak gibi gayretimiz var işletmeler olarak.

Satın alma gücünün düşmesiyle birlikte de büyük bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. Pandemi öncesi dönemin rakamlarını ciddi anlamda yüzde 100’e yakın gıda ve emtia fiyatlarında bir artış oldu. Bizimde artırmamız gerekiyor. Bu artış oranını biz fiyatlarımıza çok yansıtamıyoruz. Bu da bizim sürdürülebilirliğimizi maalesef olumsuz etkiliyor. Bizim insanımız misafirini en iyi şekilde ağırlamak ister. Evinde ağırlıyormuş gibi mekanlarımızda, salonlarımızda ağırlamak istiyorlar. Tabi ki yemekli düğünlerimiz bizim öncelikli tercihimizdir. Fakat maliyetler karşısında rakamları önüne koyduğumuzda bu rakamlarla yapamayacaklarını söylüyorlar. En uygun şartlarda insanları bir araya getirelim adı konsun, bir düğünümüz olsun ama en uygun şartlarda yapalım gibi de bir beklenti içerisine giriyorlar.

Ortalama en basit bir düğünün 15 bin tl gibi bir rakamla gerçek maliyetlerle yapılabiliyor olması haliyle insanımızın da aldığı maaşla, asgari ücretle karşılaştırdığımızda gelirinin en az 4-5 katına tekabül ediyor bu. Bununda sıkıntısını yaşıyorlar. Bizler bu anlamda çaresizlik içerisindeyiz aslına bakarsanız. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bir takım ödeme alternatifleri sunmaya çalışıyoruz. Sektörümüzde peşin çalışan sektör. Burada karşılıklı anlayışla inşallah bu zor süreci de atlatmayı umut ediyoruz.

Bu kış bizim için zor geçecek, etkinlik ve hizmet sektörü için. Zor bir kış bizi bekliyor. İşlerimiz haliyle azaldı. Dolayısıyla gelecek yıl Nisan’a kadar bizim işletmelerimiz için bekleme süreci. Bu süreçte de tedirgin insanlara ürün pazarlıyor olmak bizler için zor. Umarım yara almadan işletmelerimiz bunu atlatırlar. Biraz sabırlı olmamız lazım. Gelecek yıl inşallah her şeyin daha iyi olmasını umut ediyoruz. Bu anlamda da devletimizin asgari ücretin üzerindeki vergisel bir takım yüklerin ve mükellefiyetlerin azalmasıyla ilgili bir çalışma yapmasını umut ediyoruz. Bu mutlaka gerekli zaten. İnsanların bu yükle daha fazla gemiyi yürütemeyecekleri malum. Bu anlamda sendikamıza hem çok talep geliyor. Biz de ister istemez kendi üstlerimizde bakanlarımızla, bürokratlarımızla konuşuyoruz. Durumu ifade ediyoruz.

Sanayimiz iyi gidiyor. İhracatımız iyi gidiyor olabilir ama iç dinamikleri de hizmet sektörü ve etkinlik sektörü belirliyor. Bizimle birlikte hareket eden sektörlerin biraz rahatlamaya ihtiyacı var. Burada geçmişte söylenen söylem insanlar eğer tencerelerini kaynatamazlarsa bizim bu tencerede büyük payımız var. Bu noktada bir an önce sesimizin duyulmasını arzu ediyoruz.

Önce insanların tabi ki evlerindeki huzur her şeyden önemli. Siyasi çekişmelerin bir tarafa bırakılıp ekonomik anlamda, asgari müştereklerde buluşup biran önce halkın rahatlatılmasının ben çok önemli olduğunu düşünüyorum. Etkinlik ve hizmet sektörü insanların ekonomik durumlarının derhal hissedildiği, hızlı bir şekilde hissedildiği sektörler. Belki insan evindeki buzdolabını 5 senede bir değiştirir ama insan restorana haftada bir gider günde bir gider. Düğününü yılda bir yapar ama bir eşin, dostun akrabanın organizasyonunu hizmet ve etkinlik sektörü büyük bir kavram olduğu için sürekli etkileşim içerisinde olduğumuz için biz buralardaki talep daralmasını çok ciddi şekilde hissediyor ve görüyoruz. Bu daralma bizimle beraber diğer sektörleri de direkt etkiliyor. Bir an önce bizlerin rahatlatılması ve önünün açılması lazım.