ERÜ’de 2 mezuniyet ve acı kayıp, ve diğer Üniversite haberleri

Erciyes Üniversitesi Türkçe Öğrenim Programından 261 Öğrenci Mezun Oldu

 Erciyes Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (ERSEM) ile Erciyes Üniversitesi Kaşgarlı Mahmud Türkçe Öğretim Araştırma – Uygulama Merkezi (ERÜTÖMER) tarafından ortaklaşa yürütülen Türkçe öğrenim programı kapsamında bu yıl 110 farklı ülkeden 261 yabancı uyruklu öğrenci mezun oldu.

 Sabancı Kültür Sitesi’nde gerçekleştirilen mezuniyet törenine, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Doğan, Prof. Dr. Emine Alp Meşe, Prof. Dr. Nafiz Kahraman ve Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, ERSEM Müdürü Prof. Dr. Derviş Karaboğa, ERÜ TÖMER Müdürü Doç. Dr. Turgut Koçoğlu’nun yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan mezuniyet töreninin açılış konuşmasını yapan ERSEM Türkçe Öğrenim Koordinatörü Okutman Emre Gökduman, programda emeği geçenlere teşekkür etti.

ERÜ TÖMER Müdürü Doç. Dr. Turgut Koçoğlu da konuşmasında ERSEM ve ERÜTÖMER’in Yabancı Uyruklu Öğrencilere Yönelik Türkçe Öğrenim Programı’nın sadece Türkçe öğretmekle kalmadığını, Türk Medeniyeti ve Türk Kültürünü dünyanın dört bir yanından ülkemize gelen öğrencilere samimi bir havada öğrettiğini söyledi.

ERSEM Müdürü Prof. Dr. Derviş Karaboğa da, ERSEM faaliyetleri hakkında bilgiler verdi.

Prof. Dr. Karaboğa, “Sürekli Eğitim Merkezimizin onlarca kursu ve eğitim programı vardır. Binlerce öğrenci her yıl eğitim almaktadır. Bu eğitim alanlar içerisinde Türkçe Öğrenim Programını bitiren öğrencilerimize bizler pozitif ayrımcılık yapmaktayız. Çünkü bu öğrencilerimiz bu yıl misafirlerdi. Bu nedenle onları bizler farklı görmekteyiz. Eğitim merkezimizde düzenlenen kursları ben üçe ayırmaktayım. Birinci grup programlarımız yerel ve bölgesel olan kurslar. Biz göreve geldiğimizde eğitim merkezimizde genellikle bu kurslar vardı. İlk geldiğimizde yaptığımız ilk işlerden biri de ulusal boyuta taşımak oldu. Çalışma Bakanlığı ile birlikte Kayseri’de, Ankara ve İstanbul’da verilen hizmetleri buraya taşıdık. Çalışma Bakanlığı tarafından akredite olduk ve iş sağlığı ve güvenliği merkezini oluşturduk. Program olarak başladı ve merkez oldu. Sürekli eğitim merkezi esasında ne kadar gelişmeleri önceden gördüğünün bir sonucudur. Bir program olarak başlattık ve şimdi üniversitede bir iş sağlığı ve güvenliği merkezi oluştu. Binlerce kişiye iş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı eğitim verdik Kayseri’de. Bir anlamda ulusal boyuta taşıdık ERSEM’i” diye konuştu.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe ise, konuşmasında mezun olan yabancı uyruklu öğrencilere başarılar diledi.

Rektör Yardımcısı Meşe, “Zorlu bir 9 aylık eğitimin sonunda bugün Türkçeyi çok güzel öğrenmiş ve ifade etmiş olduğunuzu görmekteyiz. Dil öğrenmek sadece o dili öğrenmek değil. O dilin kültürünü öğrenmekle oluyor. Sizler burada devam ederek, lisansınızı tamamlayarak, belki yüksek lisansınızı yapıp doktoranıza devam edeceksiniz. Ülkelerinize döndüğünüzde ülkemizi en iyi şekilde tanıtacağınıza inanmaktayız. Bizim kültür elçimiz olmanızı sizlerden bekliyoruz. 40. yılını kutlayan Erciyes Üniversitesi uluslararası alanda büyük bir çaba gösteriyor. Bunu da 100’den fazla ülkeden öğrenci ile gösteriyor. Bu sayının da her geçen gün artacağını düşünüyoruz. Çünkü uluslararası öğrencilerimiz bizim zenginliğimiz. O yüzden her şeyden önce sizlere ve sizlere emek veren hocalarımıza teşekkür ediyoruz. Bundan sonraki akademik hayatınızda sizlere başarılar diliyorum” dedi.

Konuşmaların ardından Yabancı Uyruklu Öğrencilere Yönelik Türkçe Öğrenim Programına katkı sağlayan akademisyenlere teşekkür plaketi verildi.

Tören, mezun öğrencilere diplomalarının verilmesi, şiir dinletisi, tiyatro gösterisi ve şarkıların söylenmesinin ardından sona erdi.

ERÜ Fen Fakültesi Yeni Mezunlarını Verdi

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Fen Fakültesi, 2017-2018 Eğitim- Öğretim dönemi mezunlarını verdi. Program kapsamında 5 bölümden 71 öğrenci mezun oldu.

Fakülte Bahçesinde gerçekleştirilen mezuniyet törenine; Rektör Prof. Dr. Muhammed Güven, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Doğan, Prof. Dr. Nafiz Kahraman ve Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Öztürk ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Öztürk, fakülteleri hakkında bilgiler verdi. Prof. Dr. Öztürk, “Fen fakültemiz akademik yayınlar sıralamasında önemli bir birikime sahiptir. Her dönem yayınlar sıralamasında üniversitemizde ilk üç sırada yer almaktadır. Erciyes Üniversitesi Akademik Veri yönetimi sisteminden aldığımız bilgilere göre, son beş yılda 2017 yılı sonu itibari ile üniversitemizin ürettiği toplam akademik yayın sayısı 32 bin 91 adettir. Fakültemiz ise 4 bin 51 yayın ile toplam yayın sırlamasında 3. sırada yer almaktadır. Oransal olarak yani kişi başı yayın sıralamasına bakıldığı zaman ise fakültemiz 1. sırada yer almaktadır. Yine son 5 yılda üniversitemizde yapılan toplam proje sayısı 2 bin 887, üniversitemizin aldığı toplam atıf sayısı 102 bin 622 olurken, fakültemiz 433 adet proje ile üniversitemiz birimler arasında proje sıralamasında üçüncü ve 28 bin 166 adet atıf ile üniversitemiz birimler arası atıf sıralamasında ikinci sıradadır” dedi.

Rektör Prof. Dr. Muhammed Güven ise konuşmasında, mezun öğrencilere bundan sonraki hayatlarında başarılar diledi

Rektör Güven, “Erciyes Üniversitesi bir araştırma üniversitesi. Son 10 yılında kendisini bir araştırma üniversitesi olarak nitelemiş ve bu yönde çalışmalar yapmış bir üniversitedir. Bunun meyvesini de YÖK tarafından belirlenen 10 araştırma üniversitesi olarak almıştır. Anadolu’daki tek araştırma üniversitesi de Erciyes Üniversitesi’dir. Bir araştırma üniversitesinin oluşması veya ortaya çıkmasında en büyük emeklerden biriside fakültelerde öğretim üyeleri ve araştırmacılarımızın yaptığı çalışmalar ve bilimsel faaliyetler. Bu anlamda da fen fakültesi özetlenen verilerde baktığımızda görüyoruz ki, üniversitemizin lokomotif fakültelerinden birisi olmuştur. Fen fakültesi araştırmalarda sadece tek başına araştırma yapan bir fakülte değil, aynı zamanda diğer bilimler ile birlikte de araştırma yapan ve hatta diğer bilimlere alt yapı hizmeti de sunan ve ortak proje hazırlayan birimlerden birisidir. Temel bilimler olmadan, bilim olması mümkün değil. Dünya bunun farkına varmış ve temel bilimlere özel bir önem göstermiştir” diye konuştu.

Mezuniyet töreninde fakülte birincisi Rüveyda Ateş, mezuniyet kütüğüne plaket çaktı.

Tören mezun öğrencilere diplomalarının verilmesi ve hep birlikte keplerin havaya fırlatılmasıyla sona erdi.

İslam Bilim Tarihi Önemli Araştırmacısını Kaybetti

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Rektörü Prof. Dr. Muhammet Güven, İslam Bilim Tarihi Araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin’in vefatıyla İslam Bilim Tarihinin önemli bir araştırmacısını kaybettiğini belirtti.

Rektör Güven, Ünlü Tarihçi Prof. Dr. Fuat Sezgin’in ölümü ile ilgili olarak yayımladığı mesajında, geçtiğimiz Cumartesi günü vefat ettikten sonra Gülhane Parkı içerisinde İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesinin önünde ayrılan kısma defnedilen Prof. Dr. Fuat Sezgin’in sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önde gelen tarihçilerinden biri olduğunu ve özellikle yaptığı araştırma ve eserleri ile İslam Bilim Tarihine önemli katkı verdiğini söyledi.

Rektör Güven, “7 Temmuz 2015 tarihinde Üniversitemiz, Prof. Dr. Fuat Sezgin için bir etkinlik düzenlemiş ve bu etkinliğe katılan Prof. Dr. Fuat Sezgin, ‘Müslümanların Coğrafya Tarihine Katkısı’ konulu konferans vermişti. Ayrıca Prof. Dr. Fuat Sezgin etkinliği kapsamında kendilerinin de katılımı ile Prof. Dr. Fuat Sezgin’in ismi kampüs içerisinde bulunan bir caddeye verilmişti.

İslam bilim tarihi alanında çok önemli eserler veren ünlü tarihçi Prof. Dr. Fuat Sezgin’i hiçbir zaman unutmayacağız. İslam Bilim tarihinde kendisinin çizdiği yoldan çok sayıda İslam tarihçisinin gideceğinden eminiz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılını ‘Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Yılı’ olarak ilan etmesinden ayrı bir mutluluk duyduk. Erciyes Üniversitesi olarak Prof. Dr. Fuat Sezgin’i, rahmet ve minnetle anacağız” ifadelerini kullandı.

“YKS’nin kazananları zamanı yönetebilenler olacak”
“Sınav sonuçları açıklandığında bilginin yanında zamanı ve psikolojik olarak sınav sürecini daha iyi yönetenlerin başarı sıralarının daha yüksek olacağını görecek gibiyiz” diyen Altınbaş Üniversitesi Rehberlik Koordinatörü Murat Acet, hafta sonu tamamlanan sınavla ilgili önemli noktalara dikkat çekti.

Sayılı günler hızla geçti ve ilk kez uygulanan 2018 YKS (Yükseköğretime Geçiş Sınavı) bu hafta sonu itibariyle gerçekleştirildi. 2 milyon 381 bin 784 adayın TYT (Temel Yeterlilik Testi) oturumuna, 2 milyon 19 bin 853 adayın AYT(Alan Yeterlilik Testi) oturumuna ve son olarak 31 bin 453 adayın YDT (Yabancı Dil Testi) oturumuna başvurduğu süreç, 31 Temmuz 2018 tarihinde sonuçların açıklanması ve tercih günleriyle sonlanacak.

Zaman yönetimi zorladı

Hafta sonu tamamlanan YKS’yi değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Rehberlik Koordinatörü Murat Acet, gerçekleştirilen sınavla ilgili önemli noktalara dikkat çekti. Acet, “ÖSYM’nin sitesinde yayımladığı sorular ve öğrenci deneyimlerinden yola çıkarsak YKS’nin yapısı ve içeriğiyle büyük bir sürpriz yaşatmadığını, ancak soru tarzları bakımından öğrencileri özellikle “zaman yönetimi” açısından zorladığını söyleyebiliriz. Bu noktada sınav sonuçları açıklandığında bilginin ve bilenin yanında zamanı ve psikolojik olarak sınav sürecini daha iyi yöneten öğrencilerin puan ve başarı sıralarının daha iyi ve yüksek olacağını görecek gibiyiz” diye konuştu.

2018 YKS için tespitlerimizi aşağıdaki başlıklar halinde sıralayabiliriz;

1- Genel olarak değerlendirildiğinde hem TYT hem de AYT testlerinde sorulan soruların lise müfredatına aynı zamanda ÖSYM’nin yayımladığı örnek YKS sorularına uygun hazırlandığı söylemek yanlış olmayacak.

2- Hem TYT hem de AYT testlerinde en çok dikkat çeken durum soru tarzlarına getirilen yeniliklerdir. Tüm testlerde ama en çok Matematik ve Geometri gibi sayısal derslerde birçok sorunun hikâyeleştirmeye dayalı bir anlayışla hazırlandığını, temel bilgileri ve okuduğunu anlama, yorumlama becerileriyle beraber kıyaslama, çıkarımda bulunma, gündelik hayatla ilişkilendirebilme, sonuçlara ulaşabilme becerisini ölçtüğünü söyleyebiliriz. Ayrıca tüm testlerdeki sorular geçmiş dönem sınavlarıyla kıyaslandığında daha uzun metinler ve görseli fazla sorulardan oluşmuştur.

3-TYT Türkçe oturumunda geçmiş yıllarla kıyaslandığında dilbilgisi sorularında kısmi artışın olduğu, uzun – yoğun paragraf ve anlam sorularına yer verildiğini gözlemlemekteyiz. Matematik testinin daha az işlem gerektirse de daha fazla yorum içerikli olduğu ve  Felsefe testi sorularının da öğrencileri zorlamış olduğu görünüyor.

4- AYT için genel yorumlamalarımızla beraber Matematik sorularının bilgi ağırlıklı olması nedeniyle öğrencileri zorladığını, yine Sayısal öğrenciler için özellikle Fizik, Eşit Ağırlık ve Sözel öğrenciler için ise Tarih sorularının orta ve üst düzey alan bilgisi ölçmesi açısından belirleyici testler olacağını öngörebiliriz.

YKS sonrası adayları neler bekliyor?

Bu süreçte YKS sonuçlarını iyi değerlendirilmeli ve analiz etmeliyiz; Çünkü bugünden sonra artık tek başına bizim yaptıklarımız ya da yapamadıklarımız kadar genel içinde kendimize bulacağımız yer önem taşımaktadır. Çünkü YKS en nihayetinde bir sıralama sınavıdır. Tercih döneminde yeni açılacak bölümler, artan-azalan kontenjanlar,  tercih eğilimleri ve YKS’nin ilk kez uygulanıyor olması gibi faktörler bizleri hiç beklemediğimiz sonuçlarla karşı karşıya bırakabilir.

İki konu çok önemli
YKS nasıl geçmiş olursa olsun asıl yarışın tercih dönemiyle devam edeceğini söylemek yanlış olmayacak. Bu bilgiler ışığında istediğimiz sonuçlara ulaştığımız bir tercih sürecini planlamak ve uygulayabilmek için öncelikle iki önemli konuya dikkat etmemiz gerekiyor.

Birincisi, öncelikle tüm yıl süren ve sınavla sonuçlandırdığımız yoğun ve yorucu sürecin ardından kendinize zaman ayırarak yılın yorgunluğunu atmanızı tavsiye ederim. Çünkü 31 Temmuz 2018 tarihinde sınav sonuçlarının açıklanmasından sonra tercih için yaklaşık 10 gün gibi bir süremiz olacak. En az sınav süreci kadar önemli ve anlamlı bir tercih süreci yaşamak ve doğru kararlar verebilmek için sınav sürecinin yorgunluğunu ve telaşını geride bırakmış psikolojik olarak rahatlamış, sağlıklı bir zihne ihtiyacımız olacak.

İkincisi, kısa bir tatil ve moladan sonra sınav başarımızı ama en çok da isteklerimizi ve hayallerimizi göz önünde bulundurarak tercih sürecine hazırlıklar yapmak olmalıdır. Çünkü tercih döneminde birçok öğrencinin sürenin azlığından, yeterince araştırma yapamamaktan şikâyet ederek tercih haklarından ve üniversiteye yerleşme fırsatından vazgeçtiğini ya da aceleci kararlar verdiğini biliyoruz. Bu nedenle tercih etmek isteyeceğiniz üniversite, bölümler ve özel koşullarla ilgili ayrıntılı ve net bilgilere ulaşmanız yararınıza olacaktır. Bu konuda öncelikle ÖSYM’nin büyük ihtimalle Temmuz ayının ortalarında yayımlayacağı “2018 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu” olmak üzere üniversitelerin tanıtım dokümanlarından, internet sitelerinden, daha önce üniversiteye yerleşmiş tanıdık öğrencilerin düşüncelerinden bilgi sahibi olabilirsiniz.  Ne kadar çok bilgi ve deneyim sahibi olursanız kararlarınız ve tercihleriniz o kadar isabetli olacaktır.

ÖzÜ-X İnovasyon Buluşması’nda şirketlerin dijital dönüşümü konuşuldu
Tüm dünyada yeni gelişen “birlikte inovasyon” anlayışına öncülük eden Özyeğin Üniversitesi ve General Electric Türkiye, YASED iş birliğinde “AR-GE, Dijital Dönüşüm ve Şirketlerde İnovasyon” başlığıyla ÖzÜ-X İnovasyon Buluşması’nı gerçekleştirdi. Yenilikçi çalışmalara liderlik eden şirketlerin katıldığı etkinlikte endüstride yaşanan dijital devrim tartışıldı.
Türkiye’de girişimcilik kültürünün ve dijital ekosistemin geliştirilmesi için iş birliği yapan Özyeğin Üniversitesi ve General Electric (GE), Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) ile birlikte endüstriyel dönüşümü ve bu dönüşümde üniversitelerin AR-GE katkılarını tartışmak üzere ÖzÜ-X İnovasyon Buluşması’nı düzenledi.
Etkinliğe Anadolu Efes, Bosch, Deloitte, Demirdöküm, Dupont, Ericsson, GF Hakan Plastik, Mutlu Akü, Nestle, OYAK Renault, SGS, Tav Teknoloji, Tesa Bant, Tofaş, Turkcell, Vodafone, Wilo Pompa, Yased ve GE Türkiye gibi inovasyon alanında ilklere imza atan lider şirketler katıldı.
“Bilginin sosyo-ekonomik faydaya dönüşmesini önemsiyoruz”
Açılış konuşmasını yapan Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Gençtürk, “GE Türkiye ile beraber başladığımız bu yolculuktaki ÖzÜ-X İnovasyon Buluşmaları’nın ilkini gerçekleştirmekten ve bu çok özel mekânımızda YASED gibi değerli bir grubu ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dijital dönüşümü epeydir konuşuyoruz. Uluslararası dergilerdeki bilimsel makalelerin gün ışığına çıkması ve bu konunun gündeme gelmesi için çabalayan üniversitelerden biri de Özyeğin Üniversitesi. Bu yüzden kendimize girişimci, yenilikçi araştırma üniversitesi diyoruz. Bizim sorumluluğumuz sadece bilgiyi üretmek ve uluslararası hakemli dergilerde yayımlamakla sınırlı değil, bilginin sosyo-ekonomik faydaya dönüşmesini de önemsiyoruz. Bu nedenle bu tip açık inovasyon platformlarıyla bir araya gelmeyi son derece yararlı buluyoruz. Üniversitemizin 10 yıllık yolculuğunda bu kadar hızlı, başarılı ve çarpan etkisi yüksek çalışmalar yapmış olmamızın en büyük nedeni de bu. Bilgi, akademik çevre tarafından uzun yıllardır üretiliyor ancak, bilgiyi değerli kılan uygulamaya geçirilmesi oluyor. Üniversitemizin temel değerlerinden biri olan sektörlerle iç içe eğitim konusu da bu noktada önem kazanıyor. Çünkü bilgi transferi tek taraflı değil; araştırmaların uygulamaya yansıması sonucu uygulamalarda yaşanan sıkıntılar da yine bizim araştırma konularımız oluyor. Tüm taraflarla iletişimde olmanın, ortak çalışmalar yapmanın ve bu hedefle bu tip platformları oluşturmanın fayda ve verimliğine inanıyoruz. ÖzÜ-X’i eviniz ve ortak çalışma alanınız olarak görmenizi arzu ediyoruz” dedi.
GE Türkiye İnovasyon Lideri Ussal Şahbaz, “Dünyada dijitalleşme ve inovasyon, geçtiğimiz 20 yılda e-ticaret, eğlence, sosyal medya gibi tüketim sektörlerini dönüştürdü. Bugünse dijital dönüşüm ve inovasyon en çok finans, enerji, sağlık, imalat sanayii gibi sektörleri etkiliyor. Tüketim sektörlerinde start-up şirketleri tek başlarına büyüyebiliyorken; sağlık ve enerji gibi endüstrilerde büyük şirketlerle işbirliği yapmaları önemli bir hale geldi. Nitekim GE’nin 20 ülkede yaptığı İnovasyon Barometresi araştırmasında “İnovasyonun itici gücü çokuluslu şirketler” diyenlerin oranı dünyada 2016’da %19 iken; 2018’de %23’e yükseldi. Aynı yanıtın oranı Türkiye’de 2016’da %17 iken 2018’de %39’a yükseldi. Ancak büyük şirketlerin geleneksel yapıları inovasyon yapmaya hala müsait değil. Bu şirketler silolar şeklinde örgütlenerek bugünkü işlerini en iyi yapmaya yönelik çalışan yapılardan oluşuyor. Gelecekte ayakta kalmalarını sağlayacak yeni işler geliştirmek için çalışma biçimlerini iyileştirmeleri ve en önemlisi de start-up’larla birlikte iş birliği yapmaları gerekiyor. Biz GE içinde 5 yıldır gerçekleştirdiğimiz bu dönüşümü, Özyeğin Üniversitesi ile birlikte Türkiye’deki şirketlerle de paylaşmaktan büyük gurur duyuyoruz” dedi.