ERÜ’de “Dünya sedef hastaları günü” etkinliği

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Gevher Nesibe Hastanesi’nde “Dünya Sedef Hastaları Günü” etkinliği düzenlendi. Sedef hastalığının tansiyon ve kalp hastalığı gibi uzun dönem takip gerektiren ve kronik bir hastalık olduğunu belirten ERÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Psoriasis Derneği Kurucu Üyesi Prof. Dr. Murat Borlu, “Ancak gelişen tıp sayesinde artık sedef hastalığı, yıllarca hiçbir lezyon oluşmayacak şekilde kontrol altına alınabiliyor” dedi.
Deri ve Zührevi Hastalıklar Polikliniği’nde gerçekleştirilen etkinlikte Prof. Dr. Murat Borlu, sedef hastalarıyla bir araya geldi.
Daha sonra basın mensuplarına sedef hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Borlu, bu etkinliği düzenleme amaçlarının toplumda sedef hastalığı konusunda farkındalık yaratmak olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Borlu, şöyle konuştu: “Psoriasis, yani Türkçe’de bilinen adıyla sedef hastalığı, yaygın ve kronik bir hastalıktır. Hastalığın kronik olması sedef hastalarında bazen ümitsizliğe ve çaresizliğe neden olsa da, son yıllardaki gelişmelerle hastaların büyük bir kısmı rahatlıkla kontrol altına alınabiliyor. Sedef hastalığının takip gerektiren ve kronik bir hastalık olduğu doğru, ancak hastalığın etkili bir şekilde kontrol altına alınması konusunda bir çaresizlik söz konusu değil.”
Sedef hastalığı bulaşıcı değil!
Sedef hastalığının kesinlikle bulaşıcı olmadığını ve bulaşma korkusuyla sedef hastalarından uzak durmanın gereksiz olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Borlu, hastalığı tetikleyen faktörler konusunda şöyle konuştu: “Sedef hastalığında genetik yatkınlık söz konusu. Ancak hastalık genetik ve aileden bağımsız olarak da görülebilir. Hastalığın tetikleyicilerinin multifaktöriyel olduğunu söyleyebiliriz. Genetik faktörler, çevresel faktörler, psikososyal stres ve bunun haricinde kullanılan ilaçlar gibi pek çok tetikleyici söz konusu olabilir. Hastanın geçirdiği enfeksiyonlar da hastalığın ortaya çıkışında değil ama ataklarının şiddetlenmesinde oldukça önemli bir etkendir.”
Hastalara ümit vaat eden tıp dışı uygulamalar zaman ve para kaybı
Sedef hastalığı gibi yaygın hastalıklarda paramedikal ve ümit vaad eden tıp dışı uygulamaların insanları boş yere zaman ve para harcamaya ittiğini belirten Prof. Dr. Murat Borlu, “Bu sözde tedaviler içinde sedef hastalığına iyi gelen hiçbir yöntem kanıtlanmamıştır. Akupunktur ve kaplıcalar gibi yöntemler de dahil. Bunlar yalnızca hastalar üzerinde maddi ve manevi kayıplara neden oluyor. Tabii ki hastalıklar güneş ışığıyla mevsimsel iyileşmeler gösterebilir. Fakat tıp dışı uygulamaların hiçbiri tedavide etkinliği kanıtlanmış yöntemler değil. Bu konuda insanlara bitkisel ürünler ya da paramedikal uygulamalar sunuluyor. Fakat bunların hiçbiri gerçekten etkili ve yararlı olduğu net gösterilmiş tedavi yöntemleri değil. Hastalar için en doğru yaklaşım hekimlere başvurmak ve ciddi tedaviler uygulamaktır” diye konuştu.
Sedef tedavisi aksatılmamalı
Yalnızca Kayseri’de 40 – 45 bin sedef hastası, 200 bin civarında da orta şiddetli sedef hastası olduğunun tahmin edildiğini bildiren Prof. Dr. Murat Borlu, Erciyes Üniversitesi’nde sedef hastalığına özel poliklinik günlerinin olduğunu ve bu günlerde ortalama 15 ila 20 hastanın muayene edildiğini söyledi.
Sedef hastalarının tedavisini aksatmamaları gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Murat Borlu, “Sedef hastalığı metabolik sendrom ve psöriatik artrite neden olabilir; obeziteye, diyabete ve metabolik sendroma yatkınlık oluşturabilir. Kalp hastalıklarında hem kalp krizi riski, hem de kronik kalp hastalıklarına yatkınlığı arttırabilir” şeklinde konuştu.