Ekonomide moda tasarım yarışması, kültür-sanat, teknoloji ve diğer haberler..

EİB Moda Tasarım Yarışması başvuruları için son tarih 25 Haziran

 Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin bu sene 16’ıncısını düzenleyeceği EİB Moda Tasarım Yarışması’nın başvuruları 25 Haziran’a uzatıldı.

Yarışmanın bu seneki teması pandeminin yarattığı akımlardan biri olan contact-less/temassız kavramı. Başvurular http://eib.modatasarimyarismasi.org/ adresinden yapılıyor.

onfeksiyon İhracatçıları Birliği Yarışma Komitesi’nin belirleyeceği adette finaliste ve Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Sosyal Organizasyonlar ve Yarışma Komitesi’nin belirleyeceği koşullarda, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin milli katılım organizasyonu gerçekleştirdiği fuarlardan herhangi birine ziyaret hakkı verilmesi planlanmaktadır.

Yeni dünyanın dinamiği “Contact-less/Temassız”

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş’a göre insanların kendilerini sürekli uyarlamasını gerektirecek, radikal bir sistem değişiminin içindeyiz ve bu değişim ülkeler, şirketler, sektörler ve toplumda sistemlerin bütünsel dönüşümünü içeriyor.

“Pandeminin bize verdiği mesaj netti; “Ezberlerinizi terk edin”. Kısaca bu şekilde özetleyeceğim bu dönüşüm; kimliğimizi, sahiplik anlayışımızı, tüketim kalıplarımızı, kariyerimizi, insanlarla nasıl karşılaştığımızı, ilişkilerimizi nasıl geliştirdiğimizi, dayandığımız hiyerarşileri, insan varlığının doğasını sorgulamamıza yol açıyor. Bu yüzden 2021 yılı temamız; yüksek erişilebilirliği, coğrafi olarak nötr niteliği, sosyal, ekonomik, kültürel, politik, ideolojik sınırları aşan etkileşimiyle bariyerleri kaldıran daha önce yaşadıklarımıza hiç benzemeyen dönüşümün merkezindeki kavram olan “contact-less/temassız”. Üretici ve tüketicinin aynı anda buluştuğu, tüketici davranışının saniyesine kadar gözlemlenebildiği yeni bir dönem. Kısacası yeni dünyanın dinamiği contact-less/temassız üzerine oluşuyor. Geçtiğimiz sene finalini online olarak gerçekleştirdiğimiz doğa ve teknolojiyi bir araya getiren sürdürülebilir tasarımların yer aldığı TECH-TILITY temasını işlemiştik. Bu senede toplumları, küresel ekonomiyi dönüşüme uğratan büyük değişimin potansiyeline en iyi nasıl uyarlanacağımız, bunu nasıl biçimlendireceğimiz ve etkileyeceğimize odaklanıyoruz.”

EİB Moda Tasarım Yarışması tasarımcılar için bir dönüm noktası

EHKİB Sosyal Organizasyonlar ve Yarışma Komitesi Başkanı Tuğba Hazar, artık herkesin teknoloji ve çevre bilincini kazandırmak konusunda bir misyon edinmek durumunda olduğu görüşünde.

“Biz 2004 yılından bu yana düzenlediğimiz yarışmalarımızla kendimizden öte bir amaç için çalışarak, değişimin fırsatlarını dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye adamış genç tasarımcılarımıza bir platform sunuyoruz. Bu sayede sektörümüz tasarım, kalite ve verimlilik konularında oldukça yetkin. EİB Moda Tasarım Yarışması bir yarışma olmanın ötesinde aslında gençlerimiz için bir dönüm noktası. Çünkü nakdi ödüllerden ziyade yurtdışı eğitim bursu ve fuar ziyaretleri ödülleri gelecekleri için çok önemli. 15 yıldır Türkiye’ye yüzlerce tasarımcı kazandırdık. Gençlerimiz özgün, yenilikçi tasarımlarıyla ülke sınırlarını aşarak dünyaya isimlerini duyurdu. Yarışmayla ilgili detayları hem web sitemizden hem de yarışmamızın mentörü moda tasarımcısı Özlem Erkan eşliğinde 17 Mayıs itibariyle @eibmoda Instagram hesabımızdan canlı yayınlarla gerçekleştirdiğimiz bilgilendirme seminerlerimizden takip edebilirsiniz.”

Contact-less/Temassız nedir?

Contact-less, fiziki temas ile teknoloji yoluyla milyarlarca insanla kurulabilen dijital temasın gerçekliği kavramını bu yıl moda tasarımcılarının yeni oyun alanı olarak sunuyor.

Görsel ve işitsel gerçekliğe dokunmayı da ekleyerek karma gerçeklik kavramını deneyimletecek teknolojilerle simüle edilecek ortamlar, yeni dijital kimliklerimiz olacak Avatarlar, biyo- malzemelerin yükselişi ve biyofilik tasarım dünyasının oluşumu, sürdürülebilirlik kavramının artık bir kavramdan çıkarak yaşamsal bir zorunluluğa dönüşümü, iş dünyası, zenginlik, refah, başarı, siyaset, ekonomi değerlerinin yıkılıp birey memnuniyeti ve zevk kavramını öne çıkaracak şekilde yeniden yorumlanması… Bizleri bekleyen bambaşka bir dünya oluşuyor.

Tasarımcılarımızdan, her alandaki hiyerarşilerin yok olacağı bu yeni dünyayı, toplumlara yön veren öncüler arasında yer alan moda tasarımcısı gözüyle yorumlamalarını ve 2022-23 İlkbahar-Yaz / Kadın ve Erkek koleksiyonu bağlamında hepimizi şaşırtacak ve hayran bırakacak eserlerini heyecanla bekliyoruz.

Yarışmaya kimler başvurabilir?

•          T.C. Vatandaşı olan,

•          En az lise veya dengi okul mezunu,

•          01.01.2003 ve öncesinde, 01.01.1991 ve sonrasında doğmuş olmak.

•          Türk moda endüstrisinde tanınan bir isim veya marka olmayıp, moda ürünlerine yönelik kendi adına kayıtlı ticari bir iş yerine sahip olmayan,

•          Daha önce İhracatçı Birliklerince düzenlenen herhangi bir bay/bayan dış giyim ile ilgili moda tasarım yarışmasında ilk üç dereceye girmemiş olan ve yukarıdaki şartları taşıyan yarışmacılar bu yarışmaya katılabilir.

•          Ege İhracatçı Birlikleri’nin herhangi bir çalışanının, birinci dereceden yakın akrabaları EİB XVI. Moda Tasarım Yarışması’na katılamaz, katılmış ve herhangi bir seçimden geçmiş olsalar dahi ödül alamazlar veya almışlarsa tüm haklarını kaybeder ve ödüllerini iade ederler.

•          Final gecesi Jürisi’nin birinci dereceden yakın akrabaları, çalıştıkları ve/veya sahibi oldukları kurumlarda çalışanlar EİB XVI. Moda Tasarım Yarışması’na katılamaz, katılmış ve herhangi bir seçimden geçmiş olsalar dahi ödül alamazlar, almışlarsa tüm haklarını kaybeder ve ödülleri iade ederler.

 Ödüller neler?

-Birincilik Ödülü 18.000 TL

İkincilik Ödülü 13.000 TL

Üçüncülük Ödülü 8.000 TL.

-Yurtdışı Eğitim Bursu Ödülü

Ege İhracatçı Birlikleri’nin “2008/2 Sayılı Tasarım Desteği Hakkında Tebliğ ile Uygulama Usul ve Esasları ” çerçevesinde Ticaret Bakanlığı’na sunacağı projenin onaylanması durumunda, dereceye giren yarışmacılara yine Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenen kişi sayısı doğrultusunda yurt dışında eğitim hakkı verilebilecektir. Yurtdışı eğitim desteğinin sağlanması Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’nun uygun görüşü ve Ticaret Bakanlığı’nın onayına tabidir. Birlik, bu eğitim hakkını, dereceye giren yarışmacılardan kaçına ve hangi şekilde kullandıracağı konusunda nihai takdir yetkisine sahiptir.

Yurtdışında eğitim ödülünü kazanması muhtemel yarışmacı, yarışmanın gerçekleştiği tarihten itibaren 2 (iki) yıl içerisinde eğitimlerine başlamalıdır, aksi takdirde bu hakkından feragat etmiş olur. Yurtdışı eğitime başlayabilmesi için gerekli olan yabancı dil yeterlilik belgesinin (İELTS, TOEFL, YDS, vs.) yarışmacı tarafından temin edilmesi gerekmektedir.

-Yurtdışı Fuar Katılımı

İlk 10 finalist arasında yer alan, Ege Hazırgiyim ve K

İlk 10 finalistin koleksiyonları Türkiye İhracatçılar Meclisi organizasyonu ve Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda her yıl düzenlenmesi beklenen Türkiye Tasarım Haftası etkinliğinde sergilenecektir.

Yarışma sonrası dereceye giren finalistler verilecek ödüller dışında EİB’den hiçbir talepte bulunamazlar.

Instagram: @eibmoda

 Facebook: EİB Moda Tasarım Yarışması

TİCARET ODASI BAŞKANI ÖMER GÜLSOY HASBİHAL TOPLANTISININ KONUĞU OLDU

MÜSİAD üyelerinin katıldığı toplantıda, açılış konuşmasını yapan Başkan Mehmet Kütahneci, “MÜSİAD toplantıları, işadamlarımızın kaynaşması, birlik ve beraberliğimizin yansıması, işbirliği güç birliği çerçevesinde hasbihal ettiğimiz, sorunlarımızı görüşme meclisleridir. Davetimize iştirak ettiği meclisimize katıldığı için Sayın Ömer Gülsoy Başkanımıza teşekkür ederim” dedi.

Başkan Ömer Gülsoy, ekonomi ve güncel konulara değinerek, oda faaliyetleri ve projelerinden bahsetti.

Samimi bir ortamda geçen hasbihal soru cevapla sona erdi.

BU KAPININ ARDINDA ‘ZAMAN MAKİNESİ’ VAR

157 yıldır geleneksel tatlı lezzetlerimizin en köklü temsilcisi olan ve Tanzimat döneminde kurulan Hafız Mustafa 1864, döneminin ruhunu ve özelliklerini yansıtan saray mimarisiyle yerli ve yabancı misafirlerini mağazalarında zaman yolculuğuna çıkarıyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Hafız Mustafa 1864’ün CEO’su Eren Ongurlar “İç mimarlarımızla birlikte Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve Cumhuriyet’e kadar tüm dönemleri inceleyip, oryantal mimariyi esas aldık. Koltuk kumaşındaki motiflerimizden, masalarda kullanılan simgelere kadar Tanzimat dönemine ayna tutuyoruz.” dedi.

Osmanlı-Türk kültürünü mimarisi ve dekorasyonuyla da en ince ayrıntısına kadar yansıtan Hafız Mustafa 1864 mağazaları, camiler, saraylar, müzeler ve doğal güzelliklerle birlikte Türkiye’de turistlerin en çok fotoğraf çektiği yerler arasına girdi. Misafirlerini mutlu etmenin eşsiz ürünlerinin yanında mağaza konseptiyle de pekiştirdiklerini belirten Hafız Mustafa 1864’ün CEO’su Eren Ongurlar, “Mağazalarımızdaki dekorasyonun tamamında Yıldız Sarayı, Dolmabahçe Sarayı gibi tarihi eserlerimizi referans aldık.” bilgisini paylaştı. Tüm tarih dönemlerini ele aldıklarını anlatan Ongurlar, *“Kurumsal kimliğimizi mağazalarımıza yansıtırken Tanzimat dönemi en büyük ışığımız oldu. Kullandığımız yazı karakterinden mermer desenine kadar birçok unsur misafirlerimizi tarih yolculuğuna çıkartıyor.* Kültür elçisi olma misyonumuz gereği, mağazalarımızı birer tarih ve modern çağ lezzet müzesi gibi tasarladık” diye konuştu.

Altın Oranı Yakaladık

Hafız Mustafa 1864’te mağazaların dekorasyonunda Topkapı, Yıldız ve Dolmabahçe saraylarından esintiler bulunduğunu anlatan Eren Ongurlar, “Sadece Tanzimat Dönemi değil, bizim için Osmanlı’nın her dönemi çok özel. Cumhuriyet’imizin modern bakış açısını da ele alarak, bir altın oran oluşturuyoruz. Bunu başarabildiğimiz için de bizi ziyaret eden milyonlarca ziyaretçimiz, özellikle de yabancı turistler mağazalarımızın dekorasyonundan sandalye modellerimize, çalışanların kıyafetlerinden çalınan müziklere, sunumlarımızdan ürünlerimizin kutularındaki yazı fontlarına kadar kullandığımız tüm detayları büyük bir beğeni ile takip ediyorlar. Mağazalarımızı ziyaret eden turistler kendilerini fotoğraf çekmekten alamıyorlar. Sosyal medyada İstanbul’da bulunduklarını işaretlerken mağazalarımızın konumlarını paylaşıyorlar” diye konuştu.

Mimar Sinan’ın Bursa Kemeri Motifinden, Mührü Süleyman’a Her Şey Var

Mağaza içeriklerini oluştururken tarih uzmanı mimarlar ile çalıştıklarını anlatan Eren Ongurlar, şu bilgileri verdi: “Mağaza tasarımında her detayı düşünmeniz gerekir. Zemindeki mermerler Marmara mermeri denilen üründür. Duvarlarımızda Osmanlı’da sık kullanılan kırmızı rengini tercih ettik. Osmanlı döneminde, İznik çinilerinin en gözde rengi olan Turkuaz’ı da tezgâh arkalarında ve raflarda kullandık. Koltuk kumaşındaki motiflerimiz ise Mimar Sinan’ın Bursa Kemeri motifi. Masalarımızda, Selçuklu mimarisinde de sıklıkla kullanılan Mührü Süleyman’ı kullandık. Menülerimizdeki yazı sitilimiz de Tanzimat dönemini yansıtacak şekilde seçildi. Kalıcı ve güzel çalışmalar yapmaya odaklandık. Hafız Mustafa 1864 markası ile özdeşleşecek; anlamı ve hikayesi olan bir mimari dekorasyon tercih ettik. 157 yıl önceden miras kalan Bahçekapı mağazamız gibi 157 yıl sonraya kültür bırakacağımız birçok mağazamız oldu, bunun için çok mutlu ve gururluyuz.” İfadelerini kullandı.

Kabe Yazısının Emanetçisi

Sirkeci mağazalarında çok özel bir emanete ev sahipliği yaptıklarını anlatan Eren Ongurlar, “Sirkeci mağazamızda Kabe’nin yaklaşık 3 metre boyunda orijinal yazısı bulunmakta. Biz de bu önemli değeri sergileyerek, mağazamızın koruyucusu olsun istedik. Yine birçok şubemizde el sanatlarıyla yapılan sultanlarımıza ait resimleri konumlandırdık. Bu önemli eserlerin de ev sahipliğini yapmaktan ötürü mutluluk duyuyoruz” dedi.

Kuru incir dolar bazında yüzde 15 değerlendi

 Kuru incir rekoltesi 2019-20 sezonunda 90 bin, 2020-21 sezonunda 85 bin olmasına rağmen şimdiden 60 bin tona ulaşarak değer bazında yüzde 15 ivmeyle geçen seneki ihraç rakamına ulaştı. Kuru meyve sektörü, kuru incirdeki bu başarının sektörel ve akademik iş birlikleri, Ar-Ge, tasarım ve markalaşmayla, kuru üzüm gibi ihraç kalemlerinde de sağlanabileceği görüşünde.

2019-2020 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında konuşan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, tarım ülkesi olan Türkiye’nin gıda ihracatı konusundaki stratejisini yaşanan kriz şartları altında bile avantaja çevirebildiklerini söyledi.

“Kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ürünlerimiz için ürün Komiteleri kuruldu ve bu komiteler hem ticari hem de teknik seviyede toplantılar düzenlendi. Ayrıca, Organik ürünler komitesi, Bilim ve Teknoloji Kurulu, Ekonomi ve Finans Kurulu kurulmuş ve sistematik bir şekilde toplantılarına devam etti.  Hem yurtiçinde hem de yurtdışında yürütülen bilimsel projelere finansal ve teknik destek verildi. Lisanslı depoculuk sisteminin kurulması ve TMO’nun kuru meyve alımı yapması için girişimlerde bulunuldu. Üreticilerle yakın temas ve iş birliği halinde olmanın önemi her platformda dile getirilmiş ve üretici toplantıları düzenlenmiş, gıda güvenliği ile ilgili sorunların çözümü için yayım ve eğitim çalışmaları yapılmış, ayrıca yurtdışı iş birliklerimiz sayesinde AB Komisyonu nezdinde yürütülen lobi faaliyetlerinde aktif rol alınmıştır.”

Kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir ihracatı 848 milyon dolara ulaştı

Sektörün ihracatının son 5 yıldır 1,3-1,4 milyar dolar seviyelerinde seyrettiğini hatırlatan Celep, “2019’da toplam kuru meyve ihracatı miktar bazında 485 bin ton, değerde 1 milyar 416 milyon dolar; 2020 yılında ise miktar bazında 477 bin ton, değer bazında 1 milyar 399 milyon dolar olarak gerçekleşti. Birliğimiz, ülkemizin toplam kuru meyve ihracatının miktar bazında yüzde 75’ini, değer bazında ise yüzde 61’ini gerçekleştirdi. 2020-21 sezonunda 19 Haziran itibariyle 184 bin ton üzüm ihracatı karşılığında 356 milyon dolar gelir elde edildi. Kuru incir ihracatımız ise miktar bazında yüzde 7’lik, değer bazında yüzde 15’lik bir artışla olumlu bir tablo çizdi. 60 bin ton kuru incir ihracatından 217 milyon dolar kazandık. Kuru kayısıda ise 82 bin 500 ton kuru kayısı ihracatı karşılığında ihracat gelirimizi yüzde 16 oranında ivmeyle 275 milyon dolara taşıdık. 2019/20 sezonunda 2 bin 781 dolara ihraç edilen bütün kuru kayısı, 2020/21 döneminde 3 bin 485 dolara alıcı buldu. 2020/21 sezonunda bütün kuru incirin ortalama ihraç fiyatı ise 4 bin 67 dolardan 4 bin 265 dolara yükseldi.” dedi.

Piyasaya alıcıların değil bizlerin yön vereceği bir sistem kurulmalı

Birol Celep, son yıllarda sağlıklı gıdalara olan talebin ve tüketici beklentilerinin gün geçtikçe arttığını, rekabetin daha da zorlaştığına değinerek birlik ve beraberlik çağrısı yaptı.

“Hem alıcı pazarlarımızdaki tüketici beklentilerini karşılayabilmek, mevcut pazarlarımızı korumak ve yeni pazarlara girebilmek, hem de Çin, Özbekistan gibi rakip üretici ülkelerle rekabet edebilmek için kendi aramızda birlik olmayı başarmaktan başka bir yolumuz yok. Dünyanın en büyük üzüm üreticisi ve ihracatçısı olarak üzüm piyasasına alıcıların değil bizlerin yön vereceği, kuru kayısımızın da dünya piyasalarında hak ettiği değeri bulacağı bir sistemi kurabiliriz. Kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı da Okratoksin-A ve Pestisit ile kuru kayısıda kükürt limitleri sorunu, AB’deki aktif maddelerle ilgili güncelleme çalışmaları gibi önümüzdeki dönemde karşımıza çıkabilecek sıkıntıları aşmak için tüm gücümüzü seferber ettik”

Ortak akıl çağrısı

Celep, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın fiyat politikasında, şeffaflık ve izlenebilirliği baz alarak pestisitin kontrollü kullanımında üreticiyi desteklemesi ve yönlendirici olması gerektiğinin altını çizdi.

“Devletin bizle ortak akıl yapması lazım. Tüm tarım sektörlerinde ortak aklı kurmalıyız. TMO ile birlikte 4 yıl çok verimli bir şekilde hareket ettik. 5’inci yılda farklı bir yol belirlediler. Spekülatif hareketlere sebebiyet vermememiz lazım. Tarım İl/İlçe Müdürlükleri ile, coğrafyadaki akil insanlardan geri bildirim alarak, tüm paydaşlarla ortak strateji yaparak ülkemizi sektörlerimizi gerçek anlamda koordine etmeliyiz. Rekoltede öngörülebilir koşullar sağlanmadan, fiyat açıklanmadan satışa başlanmamalı. Alivre satış hem üreticiye hem sektöre tüm taraflara zarar veriyor. ABD’nin bizle rekabet etme şansı yok. Güney Afrika’yı da istediğimiz gibi alt ederiz. İran zaten serbest piyasada yoktu. Özbekistan’da Çin’in ciddi plantasyonları var. Şili’deki gibi satılan ürünün sorgulanması ve ekim alanı plantasyonunun yapılması, süreci düzgün planlamak gerekiyor. Dünyada değişimi kabul edenler başarıyı yakalayacak. Her işte inovatif ve farklı düşünmeliyiz, her zaman kendimizi yenilemeliyiz.”

Kuru meyve sektörünün 2023 yılı hedefi 3 milyar dolar

Celep’e göre kuru meyve sektöründe dünyada ihracatta lider konumunda olabiliriz ancak sektörün ihracatı son yıllarda 1.3-1.4 milyar dolar aralığında sıkışıp kalmış durumda.

“Kuru meyve sektörünün 2023 yılı için belirlediği 3 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması ve mevcut potansiyelimizi en etkili şekilde ihracatımıza yansıtabilmek için, sektör paydaşları olarak bir arada olmalı, kısa-orta-uzun vadeli stratejilerimizi gözden geçirmeliyiz. Şayet üniversitelerle iş birliği, Ar-Ge, tasarım ve markalaşma gibi birçok aşamada yol kat edersek, tüm paydaşlarımızın güç birliği ile, daha katma değerli ürün ihracatına odaklanır, böylece 2023 hedeflerine ulaşırız.”

Çelik: “Avrupa’da Yeşil Mutabakat vergilerine karşı önlem alınmalı”

 Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) otomotiv sektörünün en büyük pazarı Avrupa Birliği ile iş birliğini güçlendirme amacıyla düzenlediği Auto Expo Türkiye-Avrupa Dijital Fuarı açıldı. Türkiye’den 54 firmanın 3D ürünlerini 21-24 Haziran tarihleri arasında sergileyeceği fuarla, yeni ihracat pazarlarının kapısının açılması da hedefleniyor.

 OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “En büyük pazarımız AB’nin ithal ettiği her dört motorlu araçtan birisini Türk otomotiv sektörü üretti ve bu araçların değeri de yaklaşık 15 milyar euro. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve buna bağlı olarak oluşturulan eylem planları, sektörümüzün geleceğini belirleyecek. Otomotiv endüstrimizin ihracatta ek vergilerle karşılaşma ihtimaline karşı erken önlemler alması çok önemli. Pandemide yaşanan yarı iletken çip krizi gibi sorunlar, yüksek teknolojiye yatırımların önemini ortaya koyuyor” dedi.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından düzenlenen Türkiye’nin otomotiv sektöründeki ilk ve tek üç boyutlu dijital fuarının üçüncüsü Auto Expo Türkiye-Avrupa, webinar programı ile açıldı. OİB’in Ticaret Bakanlığı’nın desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) koordinasyonunda düzenlediği ve Türkiye’den 54 firmanın 3D ürünlerinin sergileyeceği Auto Expo Türkiye-Avrupa Dijital Fuarı, 21-24 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Avrupa başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden çok sayıda otomotiv firmasının katıldığı fuar, OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik’in ev sahipliğinde TİM Başkanı İsmail Gülle’nin de katıldığı webinar programı ile açıldı.

Açılışta konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “İlkini geçen yıl 8-11 Aralık tarihleri arasında düzenlediğimiz fuara, 55 otomotiv firması ve 110 ülkeden 1.168 ziyaretçi katılmıştı. Bu yıl 26-29 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen ikinci fuarımıza ise 58 firma ile katılmıştık. Avrupa fuarına katılan 54 Türk firması ise 3D ürünlerini sergileyecekler. Fuar programı dahilinde otomotiv sektörü ve genel ekonomik durum hakkında sektöründe uzmanların katılım sağladığı webinarlar, tanıtım etkinlikleri ve canlı sohbetler ile üreticilerimize yeni ihracat pazarlarının kapısının açılmasını ve mevcut ilişkilerin güçlenmesini hedefliyoruz” diye konuştu.

Çelik: “Avrupa yüzde 77’lik pay ile en büyük pazarımız”

Türkiye ihracatının son 15 yıldır kesintisiz lider sektörü olan otomotivin, Covid-19 pandemisinin olumsuz etkilerini hızla telafi ettiğine dikkat çeken Baran Çelik, “Bu yıl da hedefimizi salgın öncesi performansa göre belirledik ve tekrar 30 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmak istiyoruz. Yılın ilk beş ayında sektörümüzün gösterdiği ihracat performansı, bize bu hedefe ulaşma konusunda ümit veriyor. Bu hızlı toparlanma endüstrimizin üretim ve ihracat gücünün kanıtı niteliğinde” dedi. Türkiye ve AB otomotiv sektörleri arasındaki iş birliğini rakamlarla değerlendiren Baran Çelik, “İki milyon adet üretim kapasitesine sahip endüstrimiz, Avrupa’daki önemli motorlu araç üreticilerinden biri ve 2020 yılında 1 milyon 300 bin adet üretimle Avrupa’da 4. ve dünyada da 14.sırada yer alıyor. 2020 yılında 20 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğimiz Avrupa ülkeleri, toplam endüstri ihracatından aldığı yüzde 77 pay ile en önemli pazarımız olmayı sürdürdü. AB açısından bakıldığında ise yüzde 25 payla sektörde AB’nin en fazla motorlu araç ithalatı yaptığı ülke konumundayız. 2019 yılında AB, ithal ettiği toplam 4 milyon 165 bin motorlu aracın 1 milyon adedini Türkiye’den aldı. Bir başka ifadeyle AB’nin ithal ettiği 4 motorlu araçtan birisi ülkemizde üretildi. Bu araçların ithalat değeri de yaklaşık 15 milyar Euro oldu. AB ve Türkiye, otomotiv sektöründe uzun yıllardır üst düzey iş birliği içerisinde ve bu işbirliği bu tarz etkinlikler ile gelişmeye devam ediyor. Bu iş birliğinin ve ticari ilişkilerin gelecekte de devam edebilmesi için sektörümüzün geçirdiği dönüşümü ve bu dönüşüme Avrupa ülkelerinin getirdikleri çözümü iyi tahlil etmemiz oldukça önemli” dedi.

Çelik: “İhracatta ek vergilerle karşılaşma ihtimaline karşı erken önlem gerekli”

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve buna bağlı olarak oluşturulan eylem planlarının Türk otomotiv sektörünün geleceğini belirleyecek çok önemli gelişmeler olduğunu vurgulayan Baran Çelik, şunları söyledi: “AB 2050 yılında iklim nötr hedefini gerçekleştirmek için Avrupa İklim Yasası müzakerelerinde anlaşma sağladı. Hedeflenen sonuçlara ulaşmak için ekonominin tüm sektörlerinin harekete geçmesi bekleniyor. Otomotiv endüstrimizin de ihracatta ek vergilerle karşılaşma ihtimaline karşı erken önlemler alması önem arz ediyor. Ülkemizin Avrupa pazarına yakınlığı büyük bir avantaj, ancak bu pazarı dinamik bir şekilde takip etmeliyiz. Avrupalı tüketicilerin talepleri değişiyor. Elektrikli araçlar, otonom araçlar, çevreye duyarlı teknolojilere yönelik talep giderek artıyor. Bu nedenle, yatırımlarımızı bu alanlarda yönlendirmek önem taşıyor. Ayrıca pandemi sürecinde yaşanan tedarik sorunları ve hala etkisini devam ettiren yarı iletken çip krizi gibi sorunlar, yüksek teknolojiye yatırımların önemini ortaya koyuyor. Bu etkinliğin değişen talebi anlamak, endüstrimizin güçlü yanlarını anlatmak ve Avrupa ülkeleri ile üst düzey ilişkimizi güçlendirmek açısından faydalı olacağını umuyorum.”

Gülle: “Otomotivin performansı bizleri cesaretlendiriyor”

Açılışta konuşan TİM Başkanı İsmail Gülle de iş dünyası olarak bu döneme çok çabuk adapte olduklarını ifade ederek şunları söyledi: “Bu dönemde yapılan sanal fuarlar ve sanal ticaret heyetleri gibi programların neticeleri özellikle orta ve uzun vadede olumlu anlamda ortaya çıkacaktır. Bu dijital seferberliğini başarılarıyla neticelenmesine imkan sağlayacaktır. İhracatçılarımızın gösterdiği yoğun ilgi, 1 yılı geçen bu süreçte edindiğimiz tecrübeler, ihracatımızı artırma adına dijital ortamları daha etkin bir şekilde bundan sonra da kullanmaya devam edeceğimizi gösteriyor. Virüsün ülkemizde görüldüğü Mart 2020’den bu yana küresel ticarette görülen daralmadan hepimiz etkilenmiştik. Ancak nisan ve mayıs aylarından sonra yavaş yavaş dünya ticaretinde toparlanmayla birlikte, hazirandan itibaren de ihracatımızda bir büyüme görmüştük. Otomotiv sektörü de buna en çok katkı veren sektörlerden biri. Otomotiv sektörü lojistik, hammadde ve ara mal gibi tedarik sorunları yaşamasına ve ana pazarların pandemi kısıtlamalarını henüz kaldırmamış olmasına rağmen aylık ortalama 2,4 milyar dolarlık bir ihracat yapıyor. Bu performans da bizleri bu yıl hedeflenen 30 milyar dolar ve üzeri için oldukça cesaretlendiriyor.”

Onur Betin ve DJ Mert Hakan Yok Olmak istiyor!

Onur Betin & Mert Hakan feat. İlhan Ünver “Yok Olsam” 18 Haziran’da Avrupa Müzik markasıyla tüm dijital platformlarda yayında!

“Yok Olsam” şarkısının sözü ve müziği İlhan Ünver, düzenlemesi başarılı müzisyen Onur Betin imzası taşıyor. Yönetmenliğini İmre Haydaroğlu’nun üstlendiği video klip, geçtiğimiz haftalarda Polenezköy ve Riva’da tamamlandı. Video klipte Polonyalı model Polina Cherpurnova doğal güzelliğiyle dikkat çekiyor.

Yeni dönem müziği olarak nitelendirilen, bünyesinde elektronik ve akustik altyapılarını barındıran ve bu akıma Türkiye’de yeni bir soluk getirecek olan “Onur Betin & Mert Hakan feat. İlhan Ünver “Yok Olsam” son dönemin en iddialı çıkışlarından biri olmaya aday!

Onur Betin ve Mert Hakan “Yok Olsam” da; “Aşk ruhsal anlamda sonsuza ulaşma, tamamlanma güdüsüdür. Ancak özüne kavuşmuş, sonsuz özgürlüğe ulaşabilmiş insan bu yüksek enerjiyle bütünleşebilir. Parçada da anlatmak istediğimiz, bu gerçeği arayıştaki tamamlanma, manevi boyutta yok olma arzusudur” düşüncesiyle tanımlıyor.

“Yok Olsam” şarkısının sözü ve müziği İlhan Ünver, düzenlemesi başarılı müzisyen Onur Betin imzası taşıyor. Yönetmenliğini İmre Haydaroğlu’nun üstlendiği video klip, geçtiğimiz haftalarda Polenezköy ve Riva’da tamamlandı. Video klipte Polonyalı model Polina Cherpurnova doğal güzelliğiyle dikkat çekiyor.