Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (30.12.2021)

Yünsa 8,7 milyon pet şişeyi kumaşa dönüştürdü

Avrupa’nın en büyük üst segment yünlü kumaş üreticisi Yünsa, sürdürülebilirlik odağında yürüttüğü çalışmasıyla önemli bir başarıya imza attı. Dünyanın en etkin geri dönüşüm firmalarından Unifi’nin verilerine göre Yünsa, koleksiyonlarında 147 bin kilogramdan fazla geri dönüştürülmüş REPREVE® elyaf kullanarak, 8 milyon 765 bin 691 adet pet şişeyi kumaşa dönüştürmüş oldu.

Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için sürdürülebilir üretim konusundaki faaliyetlerini artıran Yünsa, dünyaca ünlü moda markaları için sürdürülebilir kumaş koleksiyonları tasarlıyor. Koleksiyonlarını hazırlarken sürdürülebilir moda anlayışını merkeze alan Yünsa, doğada çözünebilen çevre dostu kumaş üretiminin yanında geri dönüştürülen malzemelerden de kumaş üretimi yapıyor. Döngüsel ekonomi modelini uygulayarak atıkları geri dönüştürmeyi ve doğal kaynak kullanımı azaltmayı hedefleyen Şirket, bu kapsamda ABD merkezli geri dönüşüm firması Unifi firması ile işbirliği yaparak atık pet şişelerden kumaş üretimi yapıyor.

Doğayı koruyan üretim anlayışı

Üretimlerinin merkezinde çevre dostu uygulamalar, sürdürülebilir çözümler ve inovasyonun yer aldığını belirten Yünsa Genel Müdürü Mustafa Sürmegöz, “Doğayı koruyan üretim anlayışımız doğrultusunda, koleksiyonlarımızda daha az doğal kaynak tüketilerek ve geri dönüştürülmüş malzemeler kullanılarak üretilen ürünler sunmaya önem veriyoruz. Bu kapsamda dünyanın en etkin geri dönüşüm firmalarından Unifi ile işbirliği yaparak, atık pet şişelerin geri dönüştürülmesiyle üretilen özel REPREVE® elyaf karışımlı kumaşlar üretiyoruz. Bugüne kadar koleksiyonlarımızda 147 bin kilogramdan fazla REPREVE® elyaf kullanarak, yaklaşık 8,7 milyon pet şişeyi kumaşa dönüştürdük. Böylece toplamda 2 milyon 283 bin 530 kilovat saat enerji ve 746 bin 243 litre su tasarrufu sağladık. Diğer bir deyişle, 83 hanenin 1 yıllık elektrik tüketimine denk gelen enerji tasarrufu veya 1.022 kişinin 1 yıllık içme suyu ihtiyacı kadar da su tasarrufu sağlamış olduk.” dedi

Yarınlara fayda sağlamak için birlikteyiz

Unifi Asya Pasifik Başkanı Hongjun Ning, “Unifi’nin sertifikalı ve izlenebilir REPREVE® geri dönüştürülmüş elyafını kullanarak, çalışmalarına sürdürülebilirliği dahil eden küresel markamızı ve perakende ortaklarımızı desteklemek için Türkiye’de Yünsa ile iş birliği yapmaktan büyük heyecan ve gurur duyuyoruz. Yünsa ile gerçekleştirdiğimiz bu ortaklık sayesinde, sürdürülebilir performans ürünleriyle müşterilerimize sunduğumuz ürünleri genişletmeye devam ediyor ve yarınlara fayda sağlamak için birlikte çalışıyoruz” diye konuştu.

İzmir’in tarım ürünleri listesine kumkuat eklendi “Altın portakal” kumkuat İzmir’de üretilmeye başlandı

 Çinlilerin “altın portakal” olarak tanımladıkları, C vitamini deposu tropikal meyve kumkuat, İzmir’in tarım ürünleri arasında yerini aldı. İzmir’de 2 yıl önce deneme amaçlı dikilen kumkuat ağaçlarından ilk hasat yapıldı.

Biçimi limona, rengi portakala benzetilen ve “altın portakal” olarak da adlandırılan kumkuatın İzmir’in tarım ürünü yelpazesini çeşitlendirmesi için Seferihisar ilçesindeki 5 dönümlük arazide deneme üretimi yapıldı.

Türkiye’de ağırlıklı olarak Akdeniz bölgesinde yetişen kumkuatın yaklaşık 400 ağaçla yapılan deneme üretiminde, 1500 kilo ürün elde edildi. Ağaçların henüz küçük olmasına rağmen verimliliğinin yüksek olduğu, ağaçların büyüyerek daha verimli hale gelmesi sonrasında meyve miktarının 8 tona çıkmasının beklendiği kaydedildi.

Deneme üretimini bahçesinde yapan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, İzmir’de saksılarda, hobi bahçelerinde yetiştirilen kumkuatın tıpkı mandalina gibi büyük bahçelerde yetiştirilerek Ege Bölgesinin önemli bir ticari ürün haline getirilmesini hedeflediklerini dile getirdi.

Turunçgiller ailesinden olan kumkuatı Seferihisar’da yetiştirmek için yaklaşık 2 sene önce yola çıktığını anlatan Uçak, “Saksıda yetiştirdiğim kumkuatı yüksek ekonomik getirisi ve sağlık açısından faydalarını gözönünde bulundurarak araziye dikmeye karar verdik. Kumkuat katma değeri yüksek bir meyve. Önümüzdeki dönemde üretimi çoğaltmaya çalışacağız. Üreticilere de öneriyorum. Üreticilerimizi boş arazilerinde kumkuat yetiştirmeye davet ediyorum” dedi.

Hasat ettikleri kumkuatları şimdilik iç piyasaya sunduklarını anlatan Başkan Uçak, bugüne kadar egzotik meyve olarak ithal edilen kumkuatın Türkiye’de üretimi arttıkça ithalatının sona eredeceğini, üretimin artmasıyla birlikte ilerleyen dönemde ihracatını da yapmayı hedeflediklerini aktardı.

Kumkuatın çiğ olarak tüketilebildiği gibi reçel, marmelat, turşu olarak da tüketilebildiğini, pasta ve keklerde kullanılabildiğini aktaran Uçak, şöyle konuştu:

“İzmir’e ticari amaçlı ilk deneme dikimi yapıldı. Satsuma mandalinası gibi fidan dikip 7-8 sene beklenmiyor. Bodur ağaçlarda yetişiyor. Fiyatları da iyi. Marketlerde 25-30 liradan satılıyor. Toptan olarak 15-20 liradan aşağı satılmaz. Emeği fazla tabi ki. Ağaç başına rekoltesi mandalinaya göre düşük ama fiyatı tatmin eder üreticiyi. İlk hasadı yaptım, memnunum. Önümüzdeki dönem kumkuat dikim alanımızı çoğaltacağız. Çeşidimizi çoğaltmamız lazım. İzmir’in satsuması çok meşhur. Ama çeşitlilik olduğu zaman üreticiyi tatmin edecek fiyatlara satılır. Gelecek yıllarda Ege’de bin ton civarında kumkuat ürettiğimizde ciddi anlamda katma değer girişi olur” diyerek sözlerini noktaladı.

1994 Krizinde Olduğu Gibi, Hükümet Kendi Krizini Yarattı

Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı, İşveren Kuruluşları, Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu son gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

1994 yılında yaşanan krizin benzeri bir krizle karşı karşıya olunduğunu söyleyen Hatipağaoğlu, “O dönemde hükümet nasıl kendi krizini kendi yarattıysa bugünkü hükümet de kendi krizini kendi yaratmıştır. Tüm serbest piyasa kurallarına uyuyoruz söylemlerine rağmen bu kurallara aykırı şekilde hiçbir tutarlılık olmadan faizi zorla düşürmek kriz yaratmaktır. Bunun akabinde Merkez Bankası’nın olmayan rezervi, döviz kuru artışına müdehaleye karşı kullanması göz göre göre kriz yaratmaktır. Döviz kurunun çok kısa sürede tekrar artmaya başlaması ve yetkililerin buna resmen seyirci kalması bu krizi tam anlamıyla AKP’nin yarattığını gösteriyor.” dedi.

Zamlar tam anlamıyla yansımadı, asıl zamları Ocak ortasında göreceğiz

3 ay gibi kısa bir sürede 8,5 liralardan 18,5 liralara tırmanan doların karşısında hala faizi indirmeye çalışmanın bile bile lades demek olduğunu belirten Hatipağaoğlu, “Bu arada üretici tarafında %50’lik bir enflasyonla karşı karşıyayız. Doların üretici maliyetlerine etkisiyle sebep olduğu zamlar daha tam anlamıyla etiketlere yansımadı. Aralık ayında yaşanan artışlar önceki aylara ait artışlardı. Bu ay yaşananlar cebimizi ocak ayı ortasından itibaren yakmaya başlayacak. Maalesef önümüzdeki süreçte enflasyon çok daha fazla artacak.” şeklinde konuştu.

128 milyar dolar olayının aynısını görüyoruz

Hatipağaoğlu, “Şimdi hükümet diyor ki, aldığımız kur korumalı Türk Lirası mevduat kararıyla bir anda kurları düşürdük. Açıkçası biz Merkez Bankası’nın geçmişte 128 milyar dolarda yaptığı gibi arka kapı işlemleriyle kamu bankaları üzerinden piyasaya düşük fiyattan döviz sattığını biliyoruz. Buna rağmen halihazırda döviz tevdiat hesabı oranı da düşmedi. Vatandaşlarımız dövizin düştüğünü görünce tekrar gidip döviz satın aldı. Bu vatandaşın Türk Lirası’na olan güveninin ciddi anlamda zedelendiğini gösteriyor. Bu güven kaybına hükümetin yanlış ekonomi politikaları sebep oldu.” ifadelerini kullandı.

Hükümet zenginleri fonlamaktan vazgeçmeli

Bugün halkın ciddi bir hayat pahalılığıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Hatipağaoğlu, “Bir gecede ben dövizi %40 düzeyinde düşürdüm demek ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir. Hala daha Eylül ayındaki döviz kurlarının çok ötesindeyiz ve artmaya da devam edecek. Hiçbir şey yetmezmiş gibi Türk Lirası mevduatı olanlara döviz karşısındaki kayıplarını kapatsınlar diye bütçe kaynaklı garanti verdik. Biz bütçeden toplumun dezavantajlı kesimlerini destekleyemeyecek duruma düşmüşken, nasıl oluyor da zenginleri fonlayabiliyoruz? Bir an önce hükümet Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal devlet özelliğini ön plana çıkararak aynı AKP döneminde zenginlere ve sermaye sahiplerine tanınan hakların vatandaşa aktarılması gerekiyor. Aksi takdirde özellikle hayat pahalılığı açısından emeğiyle geçinen insanlar için fazlasıyla zorlayıcı olacak.” dedi.

Bitkisel Üretim İstatistikleri, 2021 Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler bir önceki yıla göre azaldı

Üretim miktarları, 2021 yılında bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde %13,4 azalırken, sebzelerde %1,8,  meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde %5,4 oranında artış gösterdi. Buna göre üretim miktarları 2021 yılında yaklaşık olarak tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 61,7 milyon ton, sebzelerde 31,8 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde 24,9 milyon ton olarak gerçekleşti.

Tahıl üretimi 2021 yılında bir önceki yıla göre azaldı

Tahıl ürünleri üretim miktarları 2021 yılında bir önceki yıla göre %14,3 oranında azalarak yaklaşık 31,9 milyon ton olarak gerçekleşti.

Bir önceki yıla göre buğday üretimi %13,9 oranında azalarak yaklaşık 17,7 milyon ton, arpa üretimi %30,7 oranında azalarak yaklaşık 5,8 milyon ton, çavdar üretimi %32,4 oranında azalarak 200 bin ton, yulaf üretimi %12,2 oranında azalarak 276 bin ton, dane mısır üretimi ise %3,8 oranında artarak yaklaşık 6,8 milyon ton oldu.

Baklagillerin önemli ürünlerinden nohut üretimi %24,6 oranında azalarak 475 bin ton, kuru fasulye %9,1 oranında artarak 305 bin ton, kırmızı mercimek %30,6 oranında azalarak 228 bin ton, yumru bitkilerden patates ise %1,9 oranında azalarak 5,1 milyon ton olarak gerçekleşti.

Yağlı tohumlardan soya üretimi %17,2 oranında artarak 182 bin ton, ayçiçeği üretimi %16,8 oranında artarak yaklaşık 2,4 milyon ton oldu.

Tütün üretimi %7,7 oranında azalarak 73 bin ton, şeker pancarı üretimi ise %20,7 oranında azalarak yaklaşık 18,3 milyon ton olarak gerçekleşti.

Sebze üretimi 2021 yılında bir önceki yıla göre arttı

Sebze ürünleri üretim miktarı 2021 yılında bir önceki yıla göre %1,8 artarak yaklaşık 31,8 milyon ton oldu.

Sebze ürünleri alt gruplarından yumru ve kök sebzeler %6,9 arttı. Bu grupta yer alan kuru soğan üretimi %9,6, kuru sarımsak üretimi ise %13,5 arttı.

Meyvesi için yetiştirilen sebzelerin üretimi %0,9 arttı. Bu grupta yer alan biber (salçalık, kapya) üretimi %11,9, hıyar %0,2 artarken domates üretimi %0,8 azaldı.

Ayrıca yaprağı yenen sebzelerden beyaz lahana üretimi %0,6 artarken ıspanak üretimi %5,7 azaldı.

Meyve üretimi 2021 yılında bir önceki yıla göre arttı

Meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim miktarı 2021 yılında bir önceki yıla göre %5,4 oranında artarak yaklaşık 24,9 milyon ton olarak gerçekleşti.

Meyveler içinde önemli ürünlerin üretim miktarlarına bakıldığında, bir önceki yıla göre kayısı %4, üzüm %12,8, kiraz %4,8 oranında azaldı, elma %4,5, çilek %22,4, zeytin %32,1 oranında arttı.

Turunçgil meyvelerinden mandalina %14,7, portakal %30,6, limon %30,4, sert kabuklu meyvelerden fındık %2,9 oranında artarken Antep fıstığı %59,7 oranında azaldı.

Muz üretimi %21,3 oranında artarken, incir üretimi ise değişim göstermeyerek 320 bin ton olarak gerçekleşti.

Süs bitkileri üretimi 2021 yılında bir önceki yıla göre arttı

Süs bitkileri üretim miktarı 2021 yılında bir önceki yıla göre %2,9 oranında arttı.

Süs bitkileri üretimi içinde kesme çiçekler %62,3, diğer süs bitkileri %37,7’lik bir paya sahiptir.

Kesme çiçek üretimi bir önceki yıla göre %5,2, iç mekan süs bitkileri üretimi %11,4 oranında artarken, dış mekan süs bitkileri üretimi %1,8 oranında azaldı.

Ekonomik Güven Endeksi, Aralık 2021