Ekonomi-teknoloji, ziyaret ve toplantılar (28.08.2021)

KAYSERİ ŞEKER GENEL KURUL YAPTI 

Kayseri Şeker’in 66. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Hijyen ve mesafe kuralları dikkate alınarak gerçekleşen Genel Kurulda 7 kişiden oluşan Yönetim Kuruluna 5 yeni isim girdi.

Kayseri Şeker 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen genel kurul saat 10’da başladı.

Genel Kurul’a Kayseri Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Özer ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay ve Kooperatif Yönetim Kurulu Üyeleri, Pankobirlik’i temsilen Murat Akar, Varlık Fonu Temsilcisi Murat Uluğ, Elbistan Pancar Kooperatifi adına Muhsin Yılmaz, Elazığ Pancar Kooperatifi adına Mesut Özdemir ile Bağımsız Denetçi ve Yeminli Mali Müşavirler katıldı.

Divan Başkanlığını Kayseri Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Turan Özer, kâtip üyelikleri Halis Lektemur ve Ümit Korkmaz’ın üstlendiği genel kurul saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Genel Kurul daha sonra gündem maddelerinin görüşülmesi ve ibrası ile devam etti.

YÖNETİME 5 YENİ İSİM GİRDİ

Genel Kurul’da, Kayseri Şeker’in 7 kişilik yönetim kurulu üyeliğine 5 yeni isim girdi. Bağımsız Üyeler Prof. Dr. Mehmet Arslan ve Şaban Güner görevine devam ederken, 8 yıl 2 ay süreyle Kayseri Şeker Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Turhan Özer ile birlikte, yönetim kurulu üyeleri Abdulkadir Akdeniz, Abdullah Borazan, Mustafa Kulak ve Varlık Fonu’nu temsilen yönetimde yer alan Murat Akgüç veda ederken; Hurşit Dede, Gökhan Güzar, Adem Öner, Metin Demircan ve Varlık Fonu’nu temsilen de Murat Uluğ, Kayseri Şeker Yönetim Kurulu’na katıldı.

Genel Kurulda söz alan Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, Kayseri Şeker’in faaliyetlerinin yanı sıra şeker sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunarak şu görüşlere yer verdi:

‘VERİMLİ BİR YILDI’

Bu faaliyet dönemi Kayseri Şeker açısından tabi bir takım başarıların ortaya çıktığı ama bunun yanında önemli sorunların yaşandığı bir faaliyet dönemi. Sadece Kayseri Şeker açısından değil Türkiye’deki şeker sektörü açısından bu şekilde olduğunu değerlendirmek gerekiyor. Geçen yıl bedele esas pancar miktarı 3 milyon 604 bin ton gerçekleşti. Tabii bu çok önemli bir rakam ve Kayseri Şeker için büyük bir rekor ifade ediyor. 3 milyon 91 bin ton sözleşme yapılmış ama bunun karşılığında 3 milyon 604 bin ton pancar alınmış. Bunun sonucunda da 1 milyar 350 milyon lira gibi bir pancar bedeli ödemiş ki bu da bir rekor. Pancardaki verim artışı doğrultusunda toplamda 528 bin 500 ton şeker üretimi gerçekleşti. Yani şeker kotamızın 99 bin ton fazlası bir üretim gerçekleşmiş oldu. Bütün bu yönlerine bakıldığı zaman oldukça verimli bir yıl yaşandı. 

‘ŞEKER STRATEJİK BİR ÜRÜN’  

Bütün bu yönlerine bakıldığı zaman oldukça verimli bir yıl yaşandı. Bu verimlilik başarısının yanında sorunlarında çok derin bir şekilde yaşandığı bir yılı geride bıraktık. Sektörel bazlı sorunların, büyük sorunların yaşandığı bir yılı geride bıraktık. Biz 2011 yılında burada göreve başladığımızda sektör açısından olmasa bile Kayseri Şeker açısından büyük travmalar söz konusu idi. O dönemden sonra belki en fazla krizin hissedildiği yıl bu geçtiğimiz kampanya dönemi geçtiğimiz üretim dönemi oldu. Bunun mutlaka altının çizilmesi gerekiyor. Türkiye’de son 3 yılda özelleştirmenin yapıldığı 2018 yılından sonra sektörde bir takım problemler ortaya çıkmaya başladı. Bunlar net bir şekilde görülmeye ve yaşanmaya başlandı. Çözüm konusunda yeterli adımlar ortaya çıkmayınca Türk Şeker’in politikalarının sektör üzerindeki olumsuz etkileri, bunun yanında nişasta bazlı şekerin kontrolsüz kota fazlası üretim ve satışının yeterli denetlenmemesi sonucunda şeker satışlarında sorunlar yaşandı. Bu durum fiyata da maalesef bu şekilde yansımış oldu. Fiyata yansımış olması, yani baskı olarak yansımış olması sektörü tabi büyük zararlar içerisinde bıraktı. Sektörün büyük kuruluşları biz tabi raporlarını bir şekilde takip ediyoruz izliyoruz veya görüyoruz ki aslında onlarında büyük zararları söz konusu. Bu nedenle bizler sektörün içerisinde bir kuruluş olarak işimizi ne kadar ciddiye alsak da,  ne kadar disiplinli yapsak, ne kadar başarılı olsak, ne kadar verimliliği öne çıkartsak da sonuçta bu fiyatlardan fiyat politikalarından bizde etkileniyoruz.

Şeker sektörü, Türkiye’de stratejik bir sektör. Orta Anadolu’da 58 tane ilde, 100 bin civarı çiftçi ailesi bu ürünle geçimini sağlıyor. Belki de bundan daha önemlisi şeker pancarı sayesinde tarımsal faaliyetini sürdürüyor. Eğer şeker pancarı olmayacak olursa Orta Anadolu’daki çiftçilerimizin, tarımsal faaliyetini sürdürmesinde büyük sorunlar ortaya çıkar.  O nedenle şeker pancarı hem stratejik bir ürün hem de mutlak ve mutlak sahip çıkılması gereken bir ürün. Bunu biz her şekilde her platformda anlatıyoruz, dilimiz döndüğünce gücümüz yettiğince elimizden geldiğince anlatıyoruz ve çözüm bulunmasına uğraşıyoruz Şuana kadar olmadı ama hala umudumuz da kesilmedi’

Kayseri Milletvekili Arık ve İl Başkanı Özer, Başkan Nursaçan’ı ziyaret etti

CHP’DEN KAYSERİ OSB’YE ZİYARET

Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri Milletvekili Çetin Arık ve İl Başkanı Ümit Özer ile parti yöneticileri Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan’ı Kayseri’de düzenleyecekleri ekonomi programına davet ettiler. Ziyarette özellikle Kayseri OSB Teknik Koleji ile ilgili çalışmalardan övgüyle bahsedildi.

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, CHP Heyetinin ziyaretinde OSB’de yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi. Sadece sanayiciden icazet aldıkları Kayseri OSB’de üretim ve eğitim odaklı çalıştıklarını dile getiren Başkan Nursaçan, üretimin kalbi olan Organize Sanayi Bölgesi’ni geleceğe taşıyacak yatırımlar yaptıklarını kaydetti.

CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık ve CHP Kayseri İl Başkanı Ümit Özer ile parti yöneticilerinin ziyaretinde özellikle Kayseri OSB Teknik Koleji’nin eğitim modelinden övgüyle söz edildi ve sadece Kayseri’nin değil ülkemizin bu tür okullara ihtiyaç duyduğu vurgulandı. Ziyarette CHP Heyeti tarafından Başkan Nursaçan, 1 Eylül’de CHP ekonomi kurmaylarının katılımıyla Kayseri’de düzenlenecek olan Ekonomi Masası adlı programa davet edildi.

Siber riskleri siber sigortayla bertaraf edin
Günümüzde dijital dönüşümün hızla artması kurumlara pek çok fırsat sunarken, bazı riskleri de beraberinde getiriyor.
Bu durum karşısında kurumların risk yönetimi konusundaki öncelikli refleksi ise riski azaltıcı uygulamaları hayata geçirmek oluyor. Siber sigorta, doğru şekilde yönetilen siber risklerin teminatlandırılması için en uygun yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de siber saldırılar görülüyor. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’yi hedef alan ve engellenen siber saldırıların sayısı 2018’de 70 bin, 2019’da 150 bin ve 2020’de 102 binin üzerinde gözüküyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum) Küresel Riskler Raporu’nda, dünyada meydana gelme olasılığı en yüksek olarak belirlenen ilk beş riskten ikisi siber saldırılar ve veri dolandırıcılığı olarak gösteriliyor. Hem kurumsal hem bireysel alanda dijitalleşme adımları büyüdükçe ve siber saldırı riski arttıkça, hukuki yükümlülükler ve zarar maliyeti de artıyor.
Günümüzde siber saldırılardan kaynaklanan kayıplar, tüm işletmeler için gerek teknik gerek risk yönetimi ve transferi anlamında uygun ve etkin çözümlerle bertaraf etmeleri gereken risk başlıkları arasında üst sıralarda yer alıyor. Risk azaltıcı uygulamaları hayata geçirmek isteyen kurumlar için siber sigorta öne çıkıyor.
“Riskleri belirleyerek en uygun siber sigorta içeriğini sunuyoruz”
Can Sigorta ve Reasürans Brokerliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve İcra Kurulu Başkanı Meral Sürücü Toraman, “Olası bir saldırı sonrası şirketlerin uğrayacağı masraflar ve hatta işin durması neticesinde oluşabilecek olası üretim kayıpları göz önüne alındığında konunun önemini daha iyi görebiliyoruz. Bu çerçevede, başta siber güvenlik riski nedeniyle oluşacak veri koruma hasarları, iş durmasından kaynaklanan zararlar, kamu otoritesine karşı yapılan savunmalar ve para cezaları, siber fidye hasarları, bilgi güvenliği ve gizlilik sorumluluğu ve veri ihlali masrafları teminatları olmak üzere, özel çözümlerle bu riskler teminat altına alınabiliyor” diyor.
Bu doğrultuda Can Sigorta ve Reasürans Brokerliği olarak, müşterilerinin bilişim teknolojileri seviyeleri ve risklerini detaylı olarak incelediklerini belirten Meral Sürücü Toraman, “Şirketlerin maruz kaldığı veya kalabileceği riskleri belirleyerek en uygun siber sigorta içeriğini sunuyoruz. Uzman kadromuzla siber risklerin tayin edilmesi, sigorta teminatı ile transfer edilmesi konularında müşterilerimize hizmet veriyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Taze meyve sebze sektörüne çifte destek

Narenciye sezonuna sayılı günler kala Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan narenciye ürünleri ihracatına çifte destek geldi.

Narenciye ürünleri ihracatında Avrupa Birliği ülkelerine ihracatta yüzde 100 olan analiz sıklığı yüzde 50’ye düşürüldü. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’den taze meyve sebze ihracatında parti başına 1700 TL olan analiz ücretlerinin 1300 TL’ye düşürülmesi sözünü aldı.

Türkiye’nin narenciye ürünleri ihracatında Avrupa Birliği’nin yüzde 20’lik payla önemli bir ihraç pazarı olduğu bilgisini veren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ile görüştüklerini, narenciye ürünlerinde yüzde 100 olan analiz sıklıklarının azaltılması talebinde bulunduklarını dile getirdi.

Uçak: “Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’ye çok teşekkür ediyoruz”

Yaptıkları görüşmede, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin taleplerini olumlu karşıladığını, hemen sorunun çözümüne odaklandığını dile getiren Uçak, “Avrupa Birliği’ne portakal, mandalina, greyfurt ve limon ihracatında pestisit analiz sıklığı yüzde 50’ye düşürüldü. Bakanlık bu gelişmeyi resmi yazıyla acele kodlu Zirai Karantina Müdürlükleri ve ilgili birimlere iletti. Bu değişiklik Türk ihracatçısının rekabetçiliğine olumlu yansıyacak. Bizlere  güveni ve desteği için Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli’ye ihracatçılarımız adına çok teşekkür ediyoruz. Avrupa Birliği’ne narenciye ve nar ihracatımızı 202 milyon dolardan 250 milyon dolara çıkararak teşekkürümüzü daha anlamlı kılmak için çalışacağız” diye konuştu.

“Evimizin önünü süpürüyoruz”

Türkiye’nin yıllık 55 milyon tonluk taze meyve sebze ürettiğini bu üretilen taze meyve sebzelerde kalıntı oluşumunun önüne geçmek için yoğun çaba içinde olduklarını anlatan Uçak sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarladan çatala gıda güvenliği için “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz” isimli projemize 2021 yılı başında start verdik. Yıllık 3 milyar doları aşan taze meyve sebze ihracatımızı domine eden domates, kiraz, biber, üzüm, kayısı, incir, narenciye, çilek ve nar ürünlerinde analizler yapıyoruz. Projeyle hastalık ve zararlılarla mücadelede entegre bir süreci hedefliyoruz. Şu ana kadar projemiz kapsamında çok mesafe kat ettik. Kalıntısız taze meyve sebze üretimi için tabir yerindeyse evimizin önünü süpürüyoruz.”

Analiz ücretlerinde indirime gidiliyor

Taze meyve sebze ihracatında parti başına 1700 TL analiz ücretlerinin Türk ihracatçısının rekabetçiliğini olumsuz etkilediğini, bu hususta Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’den analiz ücretlerinde indirime gidilmesi talebinde bulunduklarını da dile getiren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Bakan Pakdemirli’den 1700 TL olan analiz ücretlerinin 1300 TL’ye indirilmesi sözünü aldıklarını sözlerine ekledi.

Narenciye ve nar ihracatı 1 milyar doları aştı

Türkiye, 2019 yılında 852 milyon dolarlık narenciye ve nar ihracatı yaparken, 2020 yılında narenciye ve nar ihracatından elde ettiği  döviz tutarını yüzde 24’lük artışla 1 milyar 58 milyon dolara taşıdı.

Türkiye’nin narenciye ve nar ihracatında Avrupa Birliği’nin payı 2019 yılında 164 milyon dolar iken, 2020 yılında 202,5 milyon dolara yükseldi.

Mandalina, 2020 yılında 438 milyon dolarlık ihracatla narenciye ürünleri arasında ilk sırada yer alırken, limondan 274 milyon dolar döviz geliri elde edildi. Portakal ihracatı 129 milyon dolar, nar ihracatı ise 126 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Greyfurt ihracatı 92,5 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Toyota Düşük Emisyonda Liderliğini Sürdürüyor

Toyota, sıfır emisyona giden stratejisinde büyük üreticiler arasında en düşük ortalama emisyon oranıyla liderlik yapmaya devam ediyor. Avrupa’da 10 yıl öncesine göre yeni satılan otomobillerin CO2 emisyon oranları yüzde 24 düşerken Toyota, hibrit teknolojisi başta olmak üzere elektrik motorlu çözümleriyle emisyonları düşürmede öncü rol oynuyor.

Toyota, JATO verilerine göre her geçen gün daha fazla tercih edilen hibrit araçları sayesinde Avrupa’da ana akım üreticiler arasında en düşük ortalama emisyon ile ilk sırada yer alıyor. Açıklanan verilere göre Toyota, 2020 satışlarına göre Avrupa’da 94 g/km CO2 emisyon değeriyle öne çıkıyor.

Toyota, 20 yılı aşkın hibrit motor deneyimi sayesinde AB’nin ortaya koyduğu sıkı yönetmelikleri karşılamaya ve hedeflerin daha altında CO2 emisyon ortalamaları sunmaya devam ediyor.

Toyota’nın Avrupa’da ilk 6 ayda geçen yıla göre yüzde 61 oranında artan hibrit satışları ortalama emisyon oranlarının her geçen yıl düşmesini sağlıyor. Bununla birlikte Toyota’nın 2021’de ilk 6 ayda Batı Avrupa’da tüm satışlarda hibritlerin payı yüzde 69 olarak gerçekleşti ve hibrit satışları bu dönemde, geçen yıla göre yüzde 59 arttı.

Toyota sıfır emisyon hedefine giden yolda elektrik motoruna sahip hibrit araçların yanı sıra pazarların taleplerine ve altyapı şartlarına uygun olarak sunulacak dışarıdan kabloyla şarj edilebilen hibritler, bataryalı elektrikli araçlar ve yakıt hücreli hidrojenli araçlar geliştirmeye devam ediyor.

Markanın elektrifikasyon hedefleri çerçevesinde Toyota 2025 yılına kadar, global olarak ürün gamında 70’ten fazla elektrik motorlu araç sunacak. Bunların en az 15 adedi ise, bataryalı elektrikli araç olacak.

Gönüllü Son Hasat Projesi Türkiye’nin dört bir yanında gıda farkındalığını artırmaya devam ediyor

İzmir’in Selçuk ilçesinde yetişen hasat edilmeyen şeftaliler; İzmir Tarım İl Müdürlüğü, Konak ve Selçuk İlçe Tarım Müdürlükleri, Spor Toto Kulübü Başkanlığı, Uluslararası Damla Gönüllüleri Derneği ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin ortak yürüttüğü Gönül Son Hasat Projesi kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından projeye katılan üniversite öğrencileri ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.

Sürdürülebilir gıda zincirinin sağlanması, Türkiye’de gıda bankacılığının yayılması için gönüllülük ve sosyal sorumluluk esasının şart olduğunun altını çizen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne dikkat çekiyor.

“BM’nin açıkladığı bu yeni dönem ile artık başarının tanımı değişti. Başarı; salt ekonomik değil, içinde bulunduğumuz topluma ve çevreye sağladığımız sosyal faydayla doğru orantılı. Taze meyve sebze sektöründe yüzde 50’lere varan kayıp, ciddi anlamda bir israf. Gönüllü Son Hasat Projemiz ile çiftçisinden mühendisine, öğrencisinden toplumun her kesiminde gıda farkındalığını yaratmaya devam ediyoruz. İlk etkinliğimiz İzmir’in Kınık ilçesindeydi. İkinci durağımız olan Selçuk’a; 50’den fazla öğrencimiz değişik illerden geldi. İçlerinde Suriye, Çad gibi farklı ülkelerden gelip Türkiye’de okuyan ve projenin bütün adımlarında yer almayı planlayan gençlerimiz var. Projemiz ile gençlerimiz hem dalında kalan tarım ürünlerini ihtiyaç sahibi ailelere sunuyor hem de gıda israfının önüne geçiyor. Bu başarı tablosu bizi gururlandırıyor.”

Uçak, 2020 yılında Türkiye geneli şeftali ve nektarin ihracatının yüzde 69 ivmeyle 153 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 2021 yılı 1 Mayıs-25 Ağustos itibariyle de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artışla 142 milyon dolara ulaştığını sözlerine ekleyerek, “Sadece ihracat değil, bu projenin üretim ayağında da gençlerimize çok faydası var. Amacımız ülkemizdeki kolektif aklı uyandırmak ve gıda güvenliğini önceleyen ulusal bir bilinç inşa etmek.” dedi.

Şeftali gönüllü son hasadı; Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sadık Demircan, Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci, İzmir Tarım İl Müdürü Mustafa Özen, Konak Tarım İlçe Müdürü Ruhsan Özdemir Çiftçi, Selçuk Tarım İlçe Müdürü Mustafa Acarğil, İzmir Ziraat Odaları Birliği Başkanı İbrahim Erdallı katılımıyla gerçekleştirildi.

Yaz Anıları TCL’in Akıllı Cihazları ile Ölümsüzleşiyor

Yaz mevsiminin sonları yaklaşırken her anı yakalamak ve deneyimlemek daha da önem kazanıyor. Bu sıcak sezonun canlı renkleri, TCL 20 Serisi’nin Akıllı Ekranları ve NXTVISION teknolojisi ile ışıl ışıl parlıyor. Bu özellikler ayrıca TCL MOVEAUDIO S600’ün Akıllı Aktif Gürültü Engelleme özelliği ve TCL’nin uygun fiyatlı tablet serisi ile bir araya gelerek tatil anılarını daha ayrıcalıklı kılıyor.
NXTVISION & POLARİZASYON EKRAN TEKNOLOJİSİ
Yaz tatillerindeki en büyük trend deniz kenarlarına gitmek, kumda ayak izleri bırakmak ve güçlü güneş ışığının parladığı mavi gökyüzünü deneyimlemek. TCL 20L+, entegre TÜV Rheinland sertifikalı Dairesel Polarizasyon Ekran teknolojisi sayesinde güneş gözlüğü takarken ekranın doğal renklerde mükemmel şekilde görülmesini sağlıyor ve aynı zamanda göz yorgunluğunu azaltmak için çeşitli göz bakım modlarını da içeren TÜV Rheinland Düşük Mavi Işık sertifikalı göz dostu özellikleri de destekliyor.
TCL’in gelişmiş ekran ve kamera görsel teknolojisi NXTVISION, hayatın anlarını daha gerçek renk, netlik ve kontrastta yakalıyor ve TCL 20 Serisi akıllı telefonların tamamında görüntülerin canlı tonlarını gösterme imkanı sunuluyor. Tüm cihazlarda, SDR’den HDR’ye gerçek zamanlı dönüştürme aracı bulunuyor.
Bağımsız üçüncü taraf test laboratuvarı DXOMARK, kısa süre önce TCL 20 Pro 5G’yi test etti ve 89 ekran derecelendirmesi verdi. Laboratuvar ayrıca NXTVISION’daki gelişmelerin güç verdiği üst segmentteki en iyi kamera seçeneklerinden biri olduğunu belirtti. TCL 20 Pro 5G, bu özelliğiyle bazıları iki kat daha pahalı olan en iyi mobil rakiplerle yarışıyor.
TCL 20 Serisi, Google™ tarafından Android Enterprise Recommended cihazlar olarak onaylanmış bulunuyor. Bu sertifika, kurumlara ve bireylere TCL cihazlarının düzenli bir şekilde zamanında sunulacak Android güvenlik yamaları ve garanti verilen büyük güncellemeler aracılığıyla Google’ın sıkı kurumsal gereksinimlerini karşıladığını güvence altına alıyor.
MAKRO FOTOĞRAFÇILIK İÇİN NXTVISION KAMERA
Ağır ilerleyen sıcak yaz günlerinde rahatlamak isteyen kullanıcılar tüm TCL 20 Serisi’nin sunduğu Süper Makro çekim modunun ayrıntılarını kullanabiliyor. Her cihaz, özneye yaklaşma ve makro profesyonel kalitede mikro anları yakalama imkanı sunuyor.
TCL 20 Pro 5G, 3D arka cama mükemmel şekilde uyum sağlayan dikey bir kamera düzenini entegre ediyor. Profesyonel kalitede Sony IMX 582 sensörlere sahip 48 MP ultra yüksek çözünürlüklü kamera her zaman canlı ve net çekimler üretiyor ve Optik Görüntü Sabitleme (OIS) özelliğinin dahil edilmesi, gündüz veya gece net görüntüler sağlayarak fotoğrafçılık deneyimine profesyonel bir görünüm kazandırıyor.
TCL 20 Pro 5G’nin dörtlü kamera tasarımı, yaz mevsiminin mükemmel fotoğraflarını çekmek için birlikte çalışıyor. 48MP yüksek çözünürlüklü kameraya ek olarak ufukta güneşin batışını yakalamak için telefonun 123 derecelik süper geniş açılı kamerası kullanılabiliyor. Süper Gece modu sayesinde de geceleri daha iyi fotoğraflar çekilebiliyor.
Bütçesi kısıtlı fotoğrafçılar için ideal olan TCL 20L+, optimum netlik ve renk üretimi sağlayan 64 MP dörtlü kameraya sahip. Ayrıca Arkadan Aydınlatmalı Selfie ve Süper Gece modu ile kullanıcılar kendilerini ve arkadaşlarını mümkün olan en iyi ışıkta öne çıkartabiliyor.
TCL 20 SE, 16MP Dörtlü Kamerasıyla tüm anları yakalıyor. İnce ayrıntıları da yakalamanın yanında kullanıcıların geniş açı, makro ve derinlik kamerası sayesinde daha uzağı, daha geniş ve daha net görmesini sağlıyor. AI destekli dört kamera fotoğrafı çekilecek nesneleri otomatik olarak algılamak ve daha güzel çekimler için arka planı ayarlamak üzere tasarlanmış portre ve gökyüzü geliştirme özellikleri sunuyor.
ULTRA HIZLI 5G YETENEKLERİ
Yaz aylarında kullanıcılar keyfine bakarken hızlı, sorunsuz ve güçlü bir bağlantının tadını çıkartabiliyor. TCL 20 Pro 5G Qualcomm® SnapdragonTM 750G 5G sekiz çekirdekli yonga setinin yanı sıra her yerde ve tüm gün kullanım için büyük bir 4500mAh batarya ile birlikte geliyor.
TCL 20 SE, ve TCL 20L+ 5000 mAh batarya ile geliyor, uzun ömürlü güç sağlıyor, 17 saate kadar kesintisiz video oynatma, 154 saat müzik veya 20 saat 4.5G internette gezinme imkanı sunuyor. Tek bir şarjla1 iki haftaya kadar bekleme süresi için yeterli gücü kolaylıkla sağlayan bu batarya, OTG Ters Şarj özelliğiyle akıllı telefonu bir mobil şarj ünitesi haline getirerek diğer cihazları zahmetsizce şarj edebiliyor.
YAZ SESLERİNİ DİNLERKEN SÜRÜKLEYİCİ DENEYİM
TCL’in MOVEAUDIO S600 Gerçek Kablosuz Kulaklıkları, havuz başında uzanırken veya bir akşam buluşması düzenlenirken en sevilen müzikleri dinlemek, en gürültülü yerlerde bile net bir şekilde duymak veya iletişim kurmak gerektiğinde tüm beklentileri karşılayabiliyor.
Bu kompakt kulaklıklar, kullanıcıların gerçek özgürlüğü deneyimlemelerini ve özgürce hareket etmelerini sağlamaya devam ediyor. Güçlü bir bas tepkisi ve hassas ses sunan TCL MOVEAUDIO S600, ANC’yi etkinleştirmek için her kulaklıkta bulunan dokunmatik kontrollerle ses kalitesini en yükseğe çıkartıyor. Bu kontroller müzik, telefon görüşmelerini, çalma listesi yönetimini ve hatta Google Voice Assistant ile konuşmayı mümkün kılıyor. Tek bir şarjla 8 saate kadar müzik çalma ve şarj kutusunu kullanırken 32 saatlik pil ömrü ile en sevilen tüm müziklerin keyfi çıkarılabiliyor.
TCL MOVEAUDIO S600 ile TCL 20 Pro 5G birbirlerine harika bir eşlik edebiliyor. Her iki cihaz arasındaki renk kombinasyonu harika bir uyumluluk sağlıyor!
ANI YAKALARKEN İNTERAKTİF DENEYİM
TCL’in Çoklu ekran işbirliği2 sayesinde tatil fotoğrafları ve videolar kullanıcının tableti, PC’si veya televizyonu ile kolayca paylaşılıyor. Pano metnini kopyalama ve yapıştırmanın yanı sıra cihazlar arası bildirimler ile çoklu ekran yönetimi yapılabiliyor ve kolay dosya paylaşımı için en son tatil anıları tablete sürükleyip bırakılabiliyor. Böylece kullanıcıların çalışma, izleme ve oynama şekli de değişiyor.
Multi-Screen Collaboration Çoklu Ekran ile Birlikte Çalışma özelliği, birçok ürün yelpazesinde destekleniyor ve ilk aşamada kablosuz bir yazılım güncellemesi aracılığıyla TCL 20 Pro 5G akıllı telefonlara geliyor.

TİM ve EİB sektörel sorunları masaya yatırdı

 Tarım ve sanayi sektörlerinin sorunları, TİM Başkanı İsmail Gülle ve Birlik Başkanları’nın katılımı ile Ege İhracatçı Birlikleri ev sahipliğinde gerçekleştirilen Ege Bölgesi İhracat Değerlendirme Toplantısı’nda ele alındı.

Toplantı; İzmir Vali Yardımcısı Hulusi Doğan, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Özgür Volkan Ağar, AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin, Birliklerimiz Yönetim Kurulu Başkanları, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleriyle TİM delegelerinin katılımıyla gerçekleşti

EİB’nin ihracatı 15 milyar dolara ulaştı

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) İsmail Gülle, “Temmuz ayı itibariyle son 12 aylık dönemde 200 milyar dolar ihracatı aştık. Bu başarıda şüphesiz Ege İhracatçı Birliği üyelerimizin önemli bir katkısı var. Ege İhracatçı Birliğimizin ihracatı yılbaşından bu yana geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 40 artarak 8,5 milyar doları bulurken, son 12 aylık periyottaki ihracatı 15 milyar dolara ulaştı. Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’ye ulaşma yolunda, tüm sektörlerimizin tüm firmalarımızın tüm ürünlerimizin ayrı ayrı önemi var” dedi.

EİB 2021 hedefini yukarı yönlü revize etti

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi; “Dünya genelinde pandeminin etkilerinin devam ettiği bir süreçte yıllık ihracatta 15 milyar doları aşarak tarihi bir başarıya imza attık. 2021 yılı sonu için hedefimizi 16 milyar dolar olarak yukarı yönlü güncelledik. Pandemi döneminde Türkiye’nin ilk sanal fuarlarını ve sektörel ticaret heyetlerini organize ettik. Pazarlama faaliyetlerimiz hiç kesintiye uğramadan devam etti. Sanal pazarlama faaliyetleri yanında URGE Projelerimiz, TURQUALITY Projelerimiz yoğun bir şekilde sürüyor. 2022 yılında 18 milyar dolar ihracat hedefliyoruz.” dedi.

“Yenilenebilir Enerji” ekipmanlarına özel bir ihracatçı birliği EİB çatısı altında kurulmalı

Eskinazi, önemi her geçen gün artan “Yenilenebilir Enerji” sektöründe Türkiye’nin dünyada önde gelen ülkelerden arasında olduğuna da değindi.

“Ege Bölgesi yenilenebilir enerjide önemli bir üretim ve ihracat üssü olma yolunda hızla ilerliyor. Bu nedenle; “Yenilenebilir Enerji” ekipmanlarına özel bir ihracatçı birliğinin EİB çatısı altında kurulması çok doğru bir karar olacak. Bu sektörlerdeki ihracatçı firmalarımız da EİB bünyesinde temsil edilme taleplerini her geçen gün artan bir şekilde dile getiriyorlar. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımların ve teşviklerin artırılması ve Türkiye’nin toplam elektrik üretimindeki payının artmasını istiyoruz. Tükenmeyen, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yenilenebilir enerjiler önceliğimiz olmalıdır. Enerjinin sürdürülebilir bir şekilde üretimi ve tüketimi hepimizin geleceğidir.”

Rekolte tahmin çalışmaları titizlikle yapılmalı

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanımız Birol Celep, “TMO stoklarındaki ürünlerin ticari kaygı gözetilmeksizin uygun fiyat politikasıyla piyasaya sürülmesini bekliyoruz. TMO’nun yönlendirici olmasına devam etmesi, alım ve fiyat politikasını sezon başlamadan açıklaması gerekiyor. İhracatta izlenebilirlik çok önemli. Bu yüzden hammadde takip edilebilir olmalı. Rekoltenin doğru tahmin edilmesi de çok büyük önemde. Bu sezon çekirdeksiz kuru üzüm rekolte tahmininde yüzde 20-25 civarı sapma olması bekleniyor. Rekolte tahmin çalışmaları çok daha titizlikle ve doğruya yakın sonuç verecek şekilde yapılmalı.” dedi.

Kimya Birliği çağrısı

EİB çatısı altında kimya, elektrik-elektronik, çimento, seramik ve toprak ürünleri, otomotiv yan sanayi ve makine sektörleri öncelikli olmak üzere EİB bünyesinde yeni ihracatçı birlikleri kurulması gerektiğinin altını çizen Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan sözlerine şöyle devam etti:

“2020 yılında kayda aldığımız 13 milyar 4 milyon dolarlık ihracatın yüzde 30’u EİB bünyesinde birliği olmayan sektörler tarafından gerçekleştirildi. Kimya sektörü bir ay arayla Temmuz ayında da bölgemizden en fazla ihracat gerçekleştiren sektör oldu. Genel tabloya baktığımızda da demir sektörümüzden sonra totalde ikinci sırada. Sektör yüzde 52 artışla 151 milyon dolar tutarında ihracat gerçekleştirirken, son 1 yıllık ihracatı 1, 5 milyar doları aşmış durumda. Firmalarımıza daha iyi hizmet verip sektörel sinerjinin yaratılabilmesi için bu sektörlerin birliklerinin, özellikle Kimya Birliği’nin, EİB bünyesinde mutlaka kurulması gerekiyor.”

Avrupa Birliği’ne kuru domates ihracatında GTİP değişikliği

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak ise ülkemizden AB ülkelerine ihraç edilen kuru domateste GTİP sınıflandırmalarında değişikliğe gidildiğini söyledi.

“2021 yılı için söz konusu GTİP dahilindeki ülkemiz menşeli ürünler için tanımlanmış olan 8900 tonluk kota 2021 yılı haziran ayında dolduğundan, 2021 ihraç sezonu başladığında ihracatçılarımız ilave vergi yükü ile karşı karşıya kalacaklar. İhraç edilen kurutulmuş domateslerin, tuzlama işleminin kurutmadan sonra yapılmadığı, dolayısıyla ileri işlem olmadığı dikkate alınarak, mevcut GTİP numarasında sınıflandırılmasına devam edilmesini talep ediyoruz.”

Firmalarımızın sürdürülebilir üretim için yaptığı harcamalara teşvik verilmeli

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş; tüketiciler ve devletlerin döngüsel ekonomiyi gündemde tutması gerektiğini, devletin bu konudaki yatırımları desteklemesi gerektiği görüşünde.

“Sektörün tüm paydaşları, aynı dili konuşmalı, kurallar koyulmalı. Devletimizin tasarım alanında sektörümüze vermiş olduğu desteğin pozitif sonuçlarını görüyoruz. Firmalarımızın sürdürülebilir üretim için yaptığı harcamalara da aynı şekilde teşvik verilmesini istiyoruz. Bugüne kadar sektörümüze verilen teşvikleri ülkeye her sene 17 milyar dolar döviz kazandırarak ve katma değerli ihracatta ön saflarda yer alarak gösterdik. 2020 yılında pandemiye ve ana pazarlarımızdaki kapanmalara rağmen 17,1 milyar dolar ihracat geçekleştirdik. Sektörümüz doğru uygulamalarla bu ihracat rakamını rahatlıkla 20 milyar dolar ve üzerine çıkarabilir. Son olarak sürdürülebilirlik alanında verilecek teşvikleri de en etkin şekilde kullanarak ülkemiz ekonomisine ve ihracatına en iyi şekilde hizmet edeceğimize inanıyorum.”

Hava kargo ve navlun bedelleri

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit Milas-Bodrum Havalimanı’nın altyapısının hava taşımacılığı için müsait olmasına ve hava kargo izni olmasına rağmen, direkt taşımacılığın yapılamamış olmasının firmalar için maliyet artışına ve zaman kaybına neden olduğundan bahsetti.

“TİM ve TOBB iş birliği ile hava kargo terminalinin açılmasının Muğla bölgesinden sadece su ürünleri değil, başta taze meyve ve sebze olmak üzere diğer birçok ürünün de ihraç edilebilmesine olanak sağlayacak, sektörün kayıplarının önüne geçecektir. ABD’ye hava kargo navlun bedellerinin makul düzeye çekilmesi ve teknik engellerle kapalı olan bazı pazarların açılma süreçlerinin hızlandırılmasını istiyoruz. Kuzey Amerika ülkelerine yapılan ihracatın çok büyük kısmı havayolu ile gerçekleşiyor. Türk ihracatçıları olarak ihracatımızda kayıp yaşanmaması ve Amerika pazarının kaybedilmemesi için en büyük rakibimiz Yunanistan ile navlun bedellerinin aynı düzeyde olmasını bekliyoruz.”

Arıcılığa destek

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Kalpaklıoğlu, “Ülkemizde son dönemde Ege Bölgesi’nde yaşanan orman yangını felaketlerinde başta çam balı olmak üzere arıcılık sektörünün kayıplarının ağırlığı nedeniyle, üreticilerimizin karşı karşıya kaldıkları kayıpları bir ölçüde de olsa telafi etmek adına, ihtiyaç duyulan kovan, ekipman, besin vb. ihtiyaçların temin edilebilmesi ve sektörün kayıplarının ivedilikle karşılanması amacıyla adı geçen Birliğimiz yedek akçe hesabından harcama yetkisi verilmesi önemli.” diye konuştu.

Haşhaş tohumunda Hindistan ile üst düzey diplomasi trafiği

Ege Hububat ve Yağlı Tohumlar Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci; Birliğin önemli ihraç ürünlerinden olan haşhaş tohumunda Hindistan Hükümeti kaynaklı kesintili sürece girildiğini hatırlattı.

“2021 yılı Temmuz ayında yeni sezon başladı. Dolayısıyla 2 sezonluk rekolte dikkate alınarak ihracatımızın yeniden kesintisiz bir şekilde başlaması için Hindistan Hükümeti Maliye Bakanlığı nezdinde, Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet Muş’un desteğiyle üst düzey temaslarda bulunuldu. Aynı zamanda önümüzdeki günlerde söz konusu durumun iyileştirilmesiyle ilgili İhracat Genel Müdürlüğü ile de görüşme halinde olacağız. Son olarak Temmuz ayında Hindistan bizden ihraç edilebilecek haşhaş tohumu miktarını bildirmemizi talep etti. İvedilikle bildirdik ve geri dönüş bekliyoruz. Aynı zamanda Hindistan ile yürütülen mevcut online sistemin geliştirilmesine ilişkin görüşmelerde bulunmak üzere haşhaş ihracatçısı firma temsilcilerinin katılımı ile bir toplantı gerçekleştirdik. Söz konusu toplantıda revize talepler değerlendirildi ve sektör temsilcileri sistemin iyileştirilerek devamına yönelik görüş bildirdiler.”

Ani gelen ihracat yasakları öngörüleri engelliyor

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, “Zeytinyağı sektörü büyümeye aday ve yeterli düzeyde rekolteye ulaşıldığı takdirde 1,5 milyar doları hedefleyen bir sektör. İhracatçıların programlarını uzun vadeli yapabilmesi gerekiyor. Ani gelen ihracat düzenlemeleri öngörüleri engelliyor. Kararlar alınırken sektör bileşenlerinin de fikri alınmalı. Aynı zamanda AB ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi görüşmeleri çerçevesinde AB’nin ülkemize uygulamakta olduğu zeytinyağı gümrük vergisinin sıfırlanması ya da Avrupa Birliği’nden zeytinyağı için en az 30.000 tonluk bir kota alınmasının Türk Zeytin ve zeytinyağı sektörünün geleceği için çok faydalı olacağı görüşündeyiz.” dedi.