Ekonomi-teknoloji-yaşam haberleri (20.08.2021)

Sürdürülebilir kalkınma amaçlarında neredeyiz?

Etki yatırımını Türkiye’de ana akım bir yatırım modeli haline getirmek ve Türkiye’nin bu alanda uluslararası iş birliklerine, modellere ve projelere imza atabilmesini sağlamak hedefiyle kurulan Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK), Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına yönelik olarak atılacak adımları bir yuvarlak masa toplantısıyla değerlendirdi.

Türkiye’yi etki yatırımı alanında dünya sahnesine taşımak için bir araya gelen 30 lider kurum tarafından kurulan Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK), yuvarlak masa etkinlikleri düzenleyerek, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SKA’lara) ulaşılmasına yönelik ilk adımı attı. Yuvarlak masa etkinliği, EYDK’nın daha büyük bir keşif sürecinin parçası olarak gerçekleştirildi.

19 Ağustos 2021’de düzenlenen toplantının katılımcıları arasında Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı-Kalkınma Ajansları Koordinatörü Filiz Alsaç, UNDP Türkiye-Özel Sektör Programı Yöneticisi Hansın Doğan, UNDP İstanbul Uluslararası Kalkınma Özel Sektörü Merkezi Proje Yöneticisi Funda Süzer, YASED (Uluslararası Yatırımcılar Derneği) Genel Sekreteri Serkan Valandova, TURKVEN Direktörü Lina Alsaid, Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı Esra Hatipoğlu, Impact Hub Istanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu yer aldı.

Gerçekleştirilen bu ilk yuvarlak masa toplantısında, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA’lar) ayrıntılarıyla ele alındı ve odaklanılması gereken ortak değerlerin belirlendi. Toplantıda ayrıca, Türkiye’de SKA’ların potansiyel etkilerinin yanı sıra bu potansiyelin gerçekleşmesini sağlayacak yollar ve araçlar vurgulandı.

EYDK Başkanı Şafak Müderrisgil, etki yatırımları kapsamında yapılan açıklamaları yansıtacak bu ilk interaktif etkinlikteki açılış konuşmasında şunlara değindi: “EYDK, SKA ile uyumlu yatırımlar ve etki yatırımları için özel sermayenin kilidini açmayı hedefliyor, bu nedenle SKA’larin potansiyelini ve kurumlarımızdaki entegrasyon kapasitesini anlamamız gerekiyor. Etki yatırımını ana akım haline getirme vizyonuyla önde gelen 30 kurum tarafından kurulan EYDK, gündemini tasarlamak için ayrıntılı tartışmalar ve yansımalar yoluyla üye kurumlarının etki yatırım potansiyelini ve SKA uyumunu ortaya çıkarmayı hedeflemektedir.”

Yuvarlak masa konuşmacıları, EYDK’nın etkisini en üst düzeye çıkarmak için sektörler arası, kucaklayıcı bir odak noktasının önemini vurguladı. Bu amaçla, genel olarak kapasite geliştirme ve özel olarak ise etki ölçümü ve yönetimine yönelik çalışmalar ön plana çıkarıldı. Türkiye’nin nitelikli insan gücü potansiyelinin değerlendirilmesinin bu açıdan elzem olacağı öngörülüyor. Toplantıda ayrıca, tüm katılımcılar EYDK’ya bağlılıklarını da yenilediler ve politika, pazar ve iletişim geliştirmenin yanı sıra EYDK’nın know-how oluşturma ve küresel ağ katılım rolleriyle ilgili yüksek beklentileri olduğunu dile getirdiler.

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, yuvarlak masa ile görüşlerini dile getirirken, “EYDK olarak etki yatırımları ekosistemini geliştirirken ulusal ihtiyaçlarımız ve stratejik önceliklerimiz doğrultusunda hareket etmemiz gerekiyor” dedi.

YASED (Uluslararası Yatırımcılar Derneği) Genel Sekreteri Serkan Valandova ise şöyle dedi: “EYDK olarak, etki yatırım gündemimizin metodolojisini ve boyutlarını tasarlarken hükümetin girişimleri ve acil sorunları ile uyumlu bir çizgide ilerlenmesi gerekiyor.”

Impact Hub Istanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu yuvarlak masa sonunda, “Etki yatırımının önemli bir unsuru olan etki oluşturma niyeti, EYDK üyelerinin yatırım tezleri ve kriterlerinin içine yerleştirilmelidir”  diyerek görüşlerini ifade etti.

Sürdürülebilir kalkınmanın stratejik önem taşıdığı küresel ekonomide, finansal kârlılığın yanı sıra pozitif ve ölçümlenebilir sosyal ve çevresel etki yaratmaya odaklanan etki yatırımlarının önemi her geçen gün artıyor. Buradan yola çıkarak kurulan EYDK, etki yatırımını Türkiye’de ana akım yatırım modeli haline getirmek için çalışıyor. Kamu ve özel sektörün önemli oyuncularını bir araya getirirken, kâr amacı gütmeyen paydaşlarının da desteğiyle büyüyen EYDK; Türkiye’nin girişimci ruhundan, jeopolitik, sosyal ve ekonomik gücünden faydalanıyor.

WIN EURASIA FUARINA YURT DIŞINDAN BÜYÜK İLGİ!

Hannover Fairs Turkey tarafından düzenlenen ve her yıl onlarca ülkeden endüstri profesyonelini bir araya getiren, Avrasya’nın lider sanayi fuarı WIN EURASIA, 10-13 Kasım 2021 tarihlerinde tüm sektör profesyonellerini fiziki ve dijital ortamda yeniden bir araya getirecek. Katılım taleplerinin sadece online olarak alındığı WIN EURASIA’ya başta Avrupa ve Kuzey Afrika olmak üzere yurt dışından yüksek katılım talebi geliyor.

Hannover Fairs Turkey, 10-13 Kasım 2021 tarihleri arasında düzenleyeceği ve İstanbul’da Tüyap Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek WIN EURASIA’da, her yıl olduğu gibi bu yıl da onlarca ülkeden endüstri profesyonellerini bir araya getirmeye hazırlanıyor. WIN EURASIA, sac işlemeden metal şekillendirme teknolojilerine, otomasyon hizmetlerinden elektrik ve elektronik ekipmanlara, hidrolik ve pnömatik hizmetlerden tesis içi lojistiğe kadar geleceğin fabrikaları için ihtiyaç duyulan tüm eko-sistemi buluşturacak.

WIN EURASIA’ya yoğun ilgi!

Katılımcılarını “Endüstriyel Dönüşüm” temasıyla karşılamaya hazırlanan WIN EURASIA, hem ziyaretçiler hem de katılımcılardan yoğun talep görüyor. İki yıl aradan sonra İstanbul’da yapılacak ilk büyük endüstri buluşması olacak WIN EURASIA’ya sadece Türkiye’den değil, yabancı satın almacılar da yoğun ilgi gösteriyor. Başta Avrupa ve Kuzey Afrika olmak üzere birçok yabancı ülkeden satın almacılar şimdiden B2B etkinliklerindeki yerlerini almaya başladı.

Dijital ve fiziksel fuar ilk kez WIN EURASIA’da bir arada olacak!

Salgınla birlikte değişen iş yapış şekillerinin fuar ortamına taşındığı WIN EURASIA, bu yıl fiziki fuarın yanı sıra dijital ortamda da gerçekleşecek. Fiziksel ve dijital fuar ortamlarını tek bir fuarda buluşturacak hibrit fuar modelinin hayata geçirileceği fuar, seyahat edemeyecek sektör profesyonellerinin de WIN EURASIA’da yer almalarını sağlayacak.

Hannover Fairs Turkey, Haziran 2020’den itibaren hayata geçirdiği Connection Days dijital etkinlik platformuyla, pandemi nedeniyle fiziksel gerçekleştirilemeyen etkinlikleri dijital platforma taşımış; global işbirliği oluşturma ve yeni iş birliklerinin yaratılmasında fayda oluşturan etkinlikler düzenlemişti. Hannover Fairs Turkey, bu dijital etkinliklerden edindiği tecrübesinibu kez WIN EURASIA’ya yansıtmayı hedefliyor.

Dijital katılımcılar; sanal ortamda, fuar stantlarında sohbet fonksiyonları, birebir görüntülü görüşmeler ile satın alma yetkililerini ağırlama; ürünlerini 3 boyutlu sergileme imkânı bulacaklar. Dijital katılımcılar, fiziksel fuar ortamında da 5 m2’lik alanlarda fiziksel olarak yer alabilecekler. Konferansların da dijital ortama taşınacağı fuarda, konuşmacılar ister fuar alanında, isterlerse bulundukları yerden dijital sunum yapabilecekler.

Fiziksel olarak fuara katılamayacaklar için fuarın dijital ortama taşınmasının yanı sıra fiziksel fuar alanında alınan Covid-19 önlemleri WIN EURASIA’nın tercih edilmesinde etkili oluyor. Covid-19 önlemleri kapsamında özellikle girişte yoğunluk olmamasını sağlamak için ziyaretçi kayıtları sadece online olarak yapılabiliyor. Ayrıca Fuarın Mobil Uygulaması ile sıra beklemeden giriş, katılımcı stantları için uygulanacak kurallar, salonların kapasitelerinin sosyal mesafe kurallarına göre planlanması gibi pek çok uygulama hayata geçiriliyor.

Aksa’nın çözüm ortaklığı ile Jeneratör Özel Alanı ilk kez WIN EURASIA’da yer alacak!

Katılımcı ve ziyaretçilerine 360 derece imalat sanayiini tecrübe etmek için benzersiz bir fırsat sunmaya hazırlanan WIN EURASIA’da bu yıl ilk kez Jeneratör Özel Alanı da yer alacak. Aksa’nın çözüm ortaklığı ile oluşturulacak Jeneratör Özel Alanı’da ziyaretçiler jeneratörler ile ilgili en güncel bilgileri edinme ve yeni teknolojilerle tanışma fırsatı bulacaklar.

ÇEVRE FELAKETLERİNİ YENİLENEBİLİR ENERJİYLE DURDURABİLİRİZ

Küresel Isınma, çevre felaketlerine yol açıyor. Karbon salımını düşürmek için atılacak önemli adımlardan biri ise enerji üretiminde yenilenebilir kaynaklara yönelmekten geçiyor. Evsel kullanımda yenilenebilir enerji kullanımını teşvik eden Almanya, Berlin’de 2023’ten sonra yapılacak tüm binalarda güneş enerjisi kullanımını zorunlu kıldı. Yenilenebilir enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yürüten Üçay Grup’un İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, “Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli çok yüksek. Yenilenebilir enerjiyi evsel kullanıma açarak hem karbon salımını azaltabilir hem de enerji maliyetlerinde önemli miktarda tasarruf sağlayabiliriz” dedi.

Küresel Isınma, iklim değişikliğine, iklim değişikliği ise çevre felaketlerine yol açıyor. Güney illerimizde başlayan orman yangınlarının etkisi henüz sürerken, Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketi can ve mal kaybına yol açtı.

Dünyanın her yerinde görülmeye başlanan çevre felaketlerine karşı harekete geçen devletler, ‘yeşil planlar’ açıklayarak karbon ayak izini her alanda düşürmeye çalışıyor. Karbon salımının önemli bir bölümüne neden olan enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların kullanımına dikkat çeken Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, “İklim krizi tahmin edilenden daha hızlı ilerliyor. Çevresel felaketlerin dünyanın her yerinde artış göstermesi karbon emisyonunu düşürerek Küresel Isınma’nın önüne geçmemiz için gezegenimizin bizlere verdiği son ve ciddi mesaj” ifadelerini kullandı.

“ENERJİ İKLİMLENDİRMEDE HARCANIYOR”

“Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde kullanımı son yıllarda ciddi bir artış gösterdi” diyen İlgin Eray, Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası’na (GEPA) göre Türkiye yıllık 2 bin 737 saat, günlük 7,5 saat verimli güneş alıyor. Bu rakam hem sürdürülebilir enerji üretimi için hem de evsel kullanım için gayet yeterli. Günümüzde Türkiye enerji üretiminin yüzde 16 ila yüzde 17’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından üretiyor. Bu oran yakın gelecekte yapılması planlanan yatırımlarla yüzde 20 seviyelerine çıkabilir” diye konuştu.

“TÜKETİCİLER YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINI KULLANABİLİR”

Tüketicilerin enerji üretimini yenilenebilir kaynakları kullanarak gerçekleştirebileceğini söyleyen İlgin Eray, “Evsel enerji üretiminde güneş enerjisi kullanıldığında ciddi miktarda elektrik enerjisi üretilebilir. Türkiye’de 80 milyon metre kare çatı alanı olduğu tahmin ediliyor. Bu kadar alanda günümüz teknolojisindeki güneş enerjisi panellerini kullanıldığında Keban ve Atatürk Barajı’nın ürettiği kadar enerji üretmemiz mümkün” şeklinde konuştu.

“BERLİN’DE YAPILACAK TÜM YENİ BİNALARA GÜNEŞ PANELİ ZORUNLU”

Avrupa Birliği’nin ortaya koyduğu ‘yeşil plan’ kapsamında Berlin’de 2023 yılında yapılacak tüm yeni binalara güneş enerjisi paneli konulmasını zorunlu kılan kararı hatırlatan Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi Eray, “Berlin’in yıllık güneş enerjisi üretim potansiyeli 1100 kilovat saat. Türkiye’nin kuzeyindeki en az güneş alan bölgesi Karadeniz Bölgesi’nin yıllık güneş enerjisi üretim potansiyeli ise tek başına 1400 kilovat saat. Bu rakam Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne gidildikçe yılda 2.000 kilovat saate yükseliyor. Türkiye’de kurulacak bir GES’in enerji üretme değeri, başka ülkelerdeki GES ile kıyaslanınca kat be kat daha fazla. İstanbul’da kentsel dönüşümle elde edilecek binalarda bile milyarlarca TL’lik ekonomik potansiyel var” ifadelerini kullandı.

“GELECEĞİMİZİ YENİLENEBİLİR ENERJİDE GÖRÜYORUZ”

“Geleceğimizi yenilenebilir enerjide görüyoruz. Dünyamız ve ülkemiz için en iyi seçenek bu” ifadelerini kullanan İlgin Eray, “Fosil kaynaklı yakıtların sürdürülemez oluşu ve sıfır emisyon hedefi nedeniyle yenilenebilir enerji kullanımına yöneleceğiz. İklimlendirmeyi artık elektrik enerjisiyle çözüp, elektriği de güneşten ya da rüzgârdan yenilebilir şekilde üretmek mümkün. Biz sektörün bu noktada biraz daha evirileceğini, yeni bir vizyona geçeceğini ve geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hem Dünya’mız hem de bizler için yenilenebilir enerji kullanımı en iyi seçenek. Bu konuda farkındalık yaratmalı, yenilenebilir enerjinin evsel kullanımını teşvik etmeliyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

AB Dijital COVID Sertifikası: Komisyon Türkiye, Kuzey Makedonya ve Ukrayna için denklik kararlarını kabul etti.

Komisyon bugün Kuzey Makedonya, Türkiye ve Ukrayna ile ilgili olarak üç denklik kararını kabul etti. Bu adım, [bu] ülkelerin AB sistemiyle irtibatlandırılacağı ve Kuzey Makedonya, Türkiye ve Ukrayna tarafından verilen COVID sertifikalarının AB’de, yarından itibaren, AB Dijital COVID Sertifikası (EU Digital COVID Certificate)  ile aynı koşullarda kabul edileceği anlamına geliyor. Bununla birlikte Kuzey Makedonya, Türkiye ve Ukrayna da AB’den kendi topraklarına yapılacak seyahatlerde AB Dijital COVID Sertifikası’nı kabul etme hususunda mutabık kaldılar. Bu ülkelerin AB Dijital COVID Sertifikası’na dâhil olması, AB’ye ve AB’den yapılacak seyahatlerin güvenli olmasını kolaylaştıracak. Konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Adaletten Sorumlu Komisyon Üyesi Didier Reynders şunları söyledi: “AB Dijital COVID Sertifikası’na dayalı bir sistem uygulayan ülkelerin yer aldığı listenin sürekli büyüdüğünü ve uluslararası standartları belirler olduğumuzu görmekten memnuniyet duyuyorum. Bu durum Birliğimiz sınırları ötesinde de güvenli seyahatin kolaylaşmasını sağlayacaktır.” Komşuluk ve Genişlemeden sorumlu Komisyon Üyesi Olivér Várhelyi konuya ilişkin şu hususların altını çizdi: “ Pandemiyle hep birlikte mücadele ettiğimiz bu dönemde ortaklarımız da güvenli şekilde açılımı sağlama sürecinin ayrılmaz birer parçasıdır.  Ukrayna, Kuzey Makedonya ve Türkiye’nin Dijital COVID Sertifika sistemine katılımından memnuniyet duyuyor daha çok sayıda komşu ülkenin de yakın zamanda katılmasını temenni ediyorum.” Bugün alınan üç karar yarın (20 Ağustos 2021)  itibariyle yürürlüğe girecek. Kararlara buradan  ulaşabilirsiniz.  Komisyon, AB sistemine dahil edilmeleri amacıyla diğer üçüncü ülkelerle işbirliği yapmayı sürdürmektedir. AB Dijital COVID sertifikasına ilişkin daha fazla bilgiye ilgili websitesinden ve Soru&Cevap bölümünden ulaşabilirsiniz.

Doç. Dr. Levent Mert Günay, Pfizer Afrika ve Ortadoğu İnflamasyon ve İmmünoloji Kıdemli Medikal Direktörü oldu
8 yıldır Pfizer ailesinin üyesi olan, 2019’dan bu yana Pfizer Gelişen Pazarlar ve Çin İnflamasyon & İmmünoloji Medikal Direktörü görevini başarıyla yürüten Doç. Dr. Levent Mert Günay, 1 Eylül itibariyle Pfizer Afrika ve Ortadoğu İnflamasyon ve İmmünoloji Kıdemli Medikal Direktörü rolünü üstlenecek.
1999 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan, ihtisasını da aynı üniversitenin Üroloji Anabilim Dalı’nda tamamlayan Doç. Dr. Levent Mert Günay farklı üniversitelerde ve hastanelerde çalıştı. Akademik alanda birçok yayını olan Günay, Pfizer’deki kariyerine medikal danışman olarak 2013’te başladı. 2019’dan bu yana Pfizer Gelişen Pazarlar ve Çin İnflamasyon ve İmmünoloji Medikal Direktör görevini sürdürmekteydi.
Doç. Dr. Levent Mert Günay yeni sorumluluğu ile ilgili şunları söyledi: “Pfizer rotasyon kültürünün çok güçlü olduğu, çalışanlarına yeni ufuklar açan bir kurum. Bu çatı altında, hasta ve toplum sağlığı için çalışırken, bilimsel kimliğimi de geliştirdim; bu birikimimi tıbbi ihtiyacın en yoğun olduğu Afrika ve Ortadoğu’da yaşayan insanların hizmetine sunabileceğim için mutluyum.”

Toyota, Le Mans’da Hiper Aracıyla Kazanmak İstiyor

 Toyota, TS050 HYBRID yarış aracıyla üç yıl üst üste elde ettiği Le Mans zaferlerinin ardından, bu yıl ilk kez La Sarthe Pisti’nde yeni GR010 HYBRID hiper aracıyla yarışacak. Toyota, yeni hiper aracıyla birlikte galibiyet serisine devam ederek başarılarına bir yenisini daha eklemeyi amaçlıyor.

21-22 Ağustos tarihlerinde 89’uncusu gerçekleştirilecek 24 Saat Le Mans yarışında, Toyota’nın 7 numaralı GR010 HYBRID hiper aracında son Dünya Şampiyonları Mike Conway, Kamui Kobayashi ve José María López yarışacak. Bu üç pilot, sezonun en büyük yarışına gelmeden önce 6 Saat Monza yarışını kazandılar. Bununla birlikte, son 3 yıl La Sarthe’de kazanan Sébastien Buemi ve Kazuki Nakajima’ya, yine geçen yılın kazananı Brendon Hartley eşlik edecek.

TOYOTA GAZOO Racing, altı yarışlık 2021 WEC Şampiyonası’nda gerçekleştirilen üç yarışın ardından en yakın rakibine göre 30 puan farkla lider konumda bulunuyor.

Le Mans yarışı, çift FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası (WEC) puanı verilmesiyle birlikte dünya şampiyonluğu kazanmak adına büyük önem taşıyor. Le Mans’daki hiper araç kategorisindeki rekabetin yanı sıra her zaman olduğu gibi 24 Saat Le Mans’ın doğasındaki mücadelenin ve pistin kendisinin getirdiği zorluklar da heyecanın bir parçasını oluşturuyor. Le Mans, tipik bir yarışta 25 bin civarında vites değişimi, tam gazda gidilirken 4 bin kilometre sürüş ve 2 milyonun üzerindeki tekerlek dönüşüyle gerçekten bir dayanıklılık testi olarak öne çıkıyor.

Toyota’nın bu zorlu yarış için hazırlıkları, 2020’nin Ekim ayına dayanıyor. O günden bu yana sekiz test ve üç WEC yarışı gerçekleştiren GR010 HYBRID hiper aracı, 13.626 km’lik La Sarthe Pisti için tüm hazırlıklarını tamamladı.

İlk kez 1923’te yapılan 24 Saat Le Mans yarışı, bu sezon azaltılmış olarak 50 bin seyirci kapasitesiyle, 62 araç ve 186 pilotun katılımıyla gerçekleştirilecek.

Vispera, Vispera Corp. ile ABD’deki faaliyetlerine başladı
Yapay görme ve makine öğrenmesi alanında geliştirdiği teknolojileri 25 ülkeye ihraç eden Türk şirket Vispera, faaliyet gösterdiği ülkelere ABD’yi de ekledi. Şirketin Chicago’da kurduğu Vispera Corp., sabit kamera çözümü olan Shelfsight’a ağırlık verecek.
Geliştirdiği teknolojileri 25 ülkede hızlı tüketim ve perakende sektörlerine çözüm olarak sunan Vispera, uzmanlığını ABD’deki şirketlere de sunmaya başladı. Sabit kamera çözümünün öne çıktığı Vispera Corp. ile şirket Türkiye’nin yüksek teknolojili ilk unicorn’u olma hedefinde önemli bir adım atıyor. Shelfsight isimli bu sabit kameralar sayesinde hızlı tüketim ve perakende sektörü şirketleri satış noktalarında devamlı takip yapabiliyor. Ayrıca Vispera’nın geliştirdiği programlar aracılığıyla anlık aksiyonlar üretilebiliyor veya dashboard’lar üzerinden de kapsamlı analizler yapılabiliyor.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Vispera Eş-CEO’su Aytül Erçil, “Kurulduğumuz ilk günden itibaren Türkiye’nin yüksek teknolojili ilk unicorn’u olmak için çalışıyoruz. 5 yıl içinde gerçekleştirmeyi planladığımız bu hedef doğrultusunda İsrail, Almanya, Hindistan, Brezilya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kazakistan gibi faaliyet gösterdiğimiz ülkelere ABD’yi de ekledik ve bulunduğumuz ülke sayısını 25’e çıkardık. Bir ürünün olması gereken rafta bulunmaması, tüm dünyada toplamda 2 trilyon dolarlık bir kayıp yaratıyor. Ek olarak müşterilerin dörtte biri aradıkları ürün yoksa başka bir markayı tercih ediyor ve üçte biri de başka bir mağazaya gidiyor. Dolayısıyla ABD’de Vispera Corp. ile ağırlık vereceğimiz sabit kamera çözümümüz Shelfsight, bu kaybın önlenmesinde önemli rol oynuyor. Bu yüzden sabit kameralı sistemlerimizi tüm dünyada daha da bilinir hale getireceğimiz Vispera Corp. sayesinde yıllık ciromuzun önemli bir kısmını sadece ABD’den sağlayacağız” dedi.
Vispera Eş-CEO’su Ceyhun Burak Akgül de “2020’den bu yana organizasyonel büyümeye ve yeniden yapılanmaya imza atıyoruz. Geliştirdiğimiz yapay zeka ürünleri de tüm dünyada ilgiyle karşılanıyor. Vispera Corp. ile ABD’de de faaliyet göstermeye başlayarak farklı bir pazara adım atıyoruz. Vispera’nın küresel bir teknoloji şirketi olma hedefine bir adım daha yaklaştığımız için çok mutluyuz” dedi.

Acer KG1 Serisi oyun monitörleri, kusursuz bir oyun deneyimine davet ediyor

Acer’ın oyunculara yönelik geliştirdiği KG1 Serisi oyun monitörleri, ekran gecikmesini minimuma indiren AMD® Freesync™ özelliği ve çerçevesiz bir görünüme sahip ZeroFrame™ tasarımları ile kusursuz bir oyun deneyimi sunuyor.

Acer’ın AMD® Freesync™ teknolojisine ve desteğine sahip KG1 serisi oyun monitörleri yüksek yenileme hızı, 1 ms tepki süresi ile net görüntüler sunarken sahip olduğu diğer yenilikçi özellikleri ile kusursuz bir oyun deneyimi vaat ediyor.

FreeSync™ teknolojisi ile oyunlarda minimum gecikme

Geliştirilmiş oyun performansı için 165 Hz’e varan yenileme hızı, 1 ms tepki süresine sahip KG1 Serisi oyun monitörlerinde yer alan FreeSync™ teknolojisi, oyunlarda gecikmeyi minimuma indiriyor. Bu sayede oyunculara modern oyunların keyfini çıkarabilmek için gerekli olan sorunsuz aksiyon sıraları sunuyor. Bu monitörlerin dikkat çeken bir diğer özelliği olan Black Boost teknolojisi oyuncuların en karanlık sahnelerde dahi daha iyi performans elde etmesini sağlıyor. KG1 Serisinde yer alan KG251QJ 24,5 inç ve KG271P ise 27 inçlik FHD ekranları ile oyunculara tatmin edici bir oyun deneyimi sağlıyor.

Konforlu bir görüntüleme deneyimi sizi bekliyor

KG1 Serisi monitörlerde yer alan Acer BlueLightShield™ teknolojisi, renk tonunu ve parlaklığı ayarlayarak zararlı olabilecek mavi ışığı azaltıyor. Yine bu modellerde yer alan Flickerless™ teknoloji gözlerinizi gereksiz yorgunluğa karşı koruyor. Acer ComfyView™ ve Low Dimming™ teknolojileri ise monitör parlaması ve göz yorgunluğunu azaltıyor, böylece monitörün karşısında daha uzun süre vakit geçirebiliyorsunuz. Tüm bu özellikler sayesinde ise daha konforlu bir görüntüleme deneyimi elde ediyorsunuz. 6 eksenli renk ayarı formatı ile gerçek renkleri ve tonları sunarken birden fazla ekranı aynı renge dönüştürerek mükemmel renkli oyun oynamanın imkanı sunuyor.

Esnek kullanım özellikleri ve geniş bağlantı seçenekleri dikkat çekiyor

Çerçevesiz bir görünüme sahip ZeroFrame™ tasarımları ve şık üç parçalı stantları ile stilden ödün vermeden yerden tasarruf sağlayan KG1 Serisi monitörlerin 5° ila 15° eğilebilme özelliği sayesinde boynunuzu iyi bir pozisyonda tutabilmeniz mümkün. VESA standardı desteği ile monitörleri kolay bir şekilde duvara monte etmek mümkünken; HDMI, DisplayPort, Dual Link DVI, SPK gibi geniş bağlantı seçenekleri de oyun tutkunlarına mümkün olan en esnek deneyimi sunuyor.

Lexus, Türkiye’nin İlk Instagram Botu’nu Devreye Aldı

 Premium otomobil üreticisi Lexus, kullanıcılarının hayatını kolaylaştırmak adına Lexus Deneyim Danışmanı hizmetlerine bir yenisini daha ekledi. Daha önce lexus.com.tr ve WhatsApp chatbot kanallarını kullanarak öne çıkan Lexus, şimdi de Türkiye’de Instagram direkt mesaj chatbot özelliğini kullanan ilk marka oldu.

Bu sayede Lexus markası hakkında bilgi almak isteyenler, Instagram uygulamasıyla da Lexus Deneyim Danışmanı’na anında erişim sağlayabilecekler.

Türkiye, 39 milyonu aşkın Instagram kullanıcısıyla dünyada 6. sırada bulunurken Lexus Türkiye’nin Instagram chatbot kanalı, marka hakkında bilgi almayı çok daha kolay hale getiriyor.

Lexus Instagram chatbot kanalı, kullanıcılara 7/24 kesintisiz hizmet ve anlık cevap alma olanağı sunuyor. Bu sayede Lexus müşterileri marka hakkında aradıkları sorulara anında ulaşabiliyor ve istediğinde “Canlı Destek” ile Lexus temsilcileriyle de iletişim kurulmasını sağlıyor.

Lexus, teknoloji iş ortağı Jetlink ile birlikte konuşmaya dayalı yapay zeka platformuna Instagram entegrasyonunu ekleyerek Lexus Deneyim Danışmanı’nın bu kanalda da kullanılmasını sağladı.

Instagram kullanıcıları “lexusturkiye” hesabına direkt mesaj göndererek Lexus ayrıcalıklarına ulaşabilecekler. Bu chatbot ile sohbet ederek Lexus modelleri, fiyatları; Lexus’un satış sonrası ayrıcalıkları, teknolojisi, 2. el Lexus ve kampanyaları gibi hizmetler hakkında bilgi edinebilecekler.

Lexus Deneyim Danışmanı, sahip olduğu yapay zeka sayesinde yeni bilgiler öğreniyor, hiçbir bilgiyi unutmuyor ve bu sayede kullanıcı deneyimini daha da ileriye taşıyor.