Ekonomi-teknoloji-yaşam haberleri (19.10.2020)

TAİDER Zirvesinde “aile işletmelerinde iletişim” konuşulacak
“Aile İşletmelerinde İletişim Sanatı” temasıyla 29-30-31 Ekim 2020 tarihlerinde çevrimiçi gerçekleşecek olan TAİDER 8. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi, The Coca-Cola Company Emekli Yönetim Kurulu Başkanı ve Ceo’su Muhtar Kent’in açılış konuşmasıyla başlayacak.
Bu yıl sekizincisi düzenlenen TAİDER Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi, “Aile İşletmelerinde İletişim Sanatı” temasıyla 29-30-31 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek. Bu yılki tema altında; aile şirketlerinin kurumsallaşma yolculuğunda aile içi dinamikler ve bu dinamiklerin yönetiminde etkili iletişimin rolüne değinilecek.
Olten Sanat’ın açılış konserinin ardından The Coca-Cola Company Emekli Yönetim Kurulu Başkanı ve Ceo’su Muhtar Kent’in konuşmasıyla başlayacak zirvenin ilk günü, “Aileleşen Profesyonel; Profesyonelleşen Aile – Organizasyonlarda Bayrak Devri” oturumunda Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Büyükkuşoğlu Serter ile Fark Holding Ceo’su Ömer Burhanoğlu konuşmacı konuk olacaklar. Oturumun yöneticiliğini Fark Holding Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Özge Bulut Maraşlı yapacak.
“2021 Kuzey Yıldızına Giderken” sunumuyla açılacak olan zirvenin ikinci gününde, Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “Kurumsal Yönetim İlkeleri ile Yeni Dünyada Şirket Yönetimi” başlıklı oturumda deneyimlerini paylaşacak, oturumun yöneticiliğini Yeşilova Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yalçın Yeşilova üstlenecek. Ardından, İnci Ailesi’nin ikinci ve üçüncü nesillerinin bir araya gelecekleri “Aile, İş ve Ortaklık İletişim Platformları” oturumunda, İnci Holding Yönetim Kurulu Üyeleri Perihan İnci ve Ece Elbirlik Ürkmez ile SekizGen Bilişim CEO’su Onur Eren konuk konuşmacı olacaklar. Zirvenin ikinci günü “İnsan Odaklı Liderlik” başlıklı kapanış konuşmasıyla AçıkBeyin Eğitim Kurucusu, Yazar Prof. Dr. Sinan Canan ile sona erecek.
Zirvenin üçüncü günü, aile işletmelerinin gelecek nesil üyeleri ile now-gen üyelerine açık olacak. Smarana Healing Kurucusu, eğitmen Natalie Garih ile nefes uygulaması ve meditasyonla başlayacak olan son gün; yönetici ve yazar İdil Türkmenoğlu konuk konuşmacı olacağı “Kurumsal İç İletişim Rezil de Eder Vezir de” başlıklı oturumla devam edecek. Zirvenin kapanışında, eğitmenler Gizem Alav Şapçı ve Judy Bleil Saruhan yönetiminde “Şiddetsiz İletişim Atölye Çalışması” yapılacak.
Ailede birlik işletmede sürdürülebilirlik
Kurulduğu günden itibaren “Ailede Birlik İşletmede Sürdürülebilirlik” sloganıyla yol alan TAİDER Aile İşletmeleri Derneği tarafından sekiz yıldır düzenlenen Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi, aile işletmelerini bir araya getirerek kurumsallaşma, sürdürülebilirlik, gelecek planlaması ve aile içi iletişim gibi konularda aile işletmelerine ışık tutmayı hedefliyor. Aile işletmesi sahipleri, aile işletmeleri üst düzey yöneticileri, gelecek nesil temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile konusunda uzman akademisyen ve danışmanların yer aldığı zirvede, katılımcılar ilham verici deneyimlerin ve en iyi uygulamaların paylaşımına tanıklık ediyor.

OİB’den Rusya’da Türk otomotiv sektörü tanıtımı

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), Türkiye’nin en önemli ticari partnerlerinden Rusya ile iş birliği fırsatlarını geliştirmek ve ihracata ivme kazandırmak amacıyla 13-14 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Adam Smith Rusya Otomotiv Forumu’na katıldı. OİB’in Türkiye’nin Rusya’ya olan yıllık 528 milyon dolar otomotiv ihracatını artırmak amacıyla katıldığı Adam Smith Rusya Otomotiv Forumu’nda çok sayıda ana ve tedarik sanayi üreticileri ile ilgili hizmet kuruluşlarından üst düzey isimler de yer aldı.

Rusya’nın en prestijli ve önemli otomotiv endüstrisi etkinliği olarak bu yıl 23.cüsü düzenlenen foruma, OİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Sabuncu da katılarak Türk otomotiv sektörü hakkında kapsamlı bir bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi. İki gün süren forumda; Yeni Mobilite ve Küresel Trendler, Elektrikli ve Otonom Araçlar, Verimlilik ve Yeni Satış Stratejileri gibi pek çok başlıkta sektör profesyonelleri tarafından endüstrinin bugünü ve geleceği ele alındı.

OİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Sabuncu tarafından gerçekleştirilen tanıtım sunumunda, otomotiv endüstrisinin Türkiye’de son 14 yılın en büyük ihracatçı sektörü olduğu ve 6 bin ihracatçı firma ile geçen yıl 30,6 milyar dolar ihracata imza attığı vurgulandı.

Türkiye’nin 2 milyon adetlik üretim kapasitesi ve 1,46 milyon adetlik araç üretimi ile dünyada 14’üncü, AB ülkeleri arasında da 4’üncü büyük motorlu araç üreticisi olduğu, motorlu araç üretiminde ise Avrupa’dan yüzde 8 pay aldığı belirtildi.

Tedarik sanayi 10,6 milyar dolar ihracata imza attı Sunumda Türkiye’nin yine AB ülkeleri arasında ticari araçlarda 3., binek otomobillerde 7. ve toplam üretimde 4. büyük üretici olduğu hatırlatıldı.

Tedarik sanayi hakkında da detaylı bilgilerin yer aldığı sunumda, Türkiye’nin gelişmiş bir tedarik sanayi altyapısına sahip olduğu, 200 yabancı yatırımcıya ev sahipliği yaptığı, tedarik sanayinin toplamda 200 bin kişiye istihdam sağladığı ve 10,6 milyar dolar ihracata imza attığı bilgisi paylaşıldı.

Sunumda ayrıca Türkiye’nin en büyük ihracat pazarının yüzde 77’lik pay ile AB ülkeleri olduğu ve Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere ve İspanya gibi ülkelerin en büyük pazarlar arasında yer aldığı vurgulandı. Türkiye’nin otomotiv üretiminin yüzde 86’sını ihraç ettiğinin belirtildiği sunumda, 2018 yılındaki toplam 31,6 milyar dolar ile tüm zamanların ihracat rekorunun kırıldığı da vurgulandı. Sunumda ayrıca sektörde 158 Ar-Ge Merkezi ve 29 Tasarım Merkezi olduğu, dünyanın önde gelen markaların üretiminin yapıldığı hatırlatıldı.

Türkiye’ye değer katan Yünsa’ya ödül

Üretim standartlarını günden güne geliştirerek sektörde fark yaratan üst segment entegre yünlü dokuma kumaş üreticisi Yünsa, bu çabasını bir ödülle taçlandırdı. Yıllık 5 bin metre kumaşta kalite kaybına yol açan üretim hatasını önleyen Yünsa, KALDER tarafından Japonların “sürekli iyileştirme” felsefesine dayanan Kaizen Ödülü’ne layık görüldü

Türkiye Kalite Derneği (KALDER) tarafından düzenlenen Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı, Yünsa’nın büyük başarısına sahne oldu. Günden güne geliştirdiği üretim standartları, kalitesi ve sürdürülebilirliği destekleyen projeleriylesektörde kuralları yeniden yazan üst segment entegre yünlü dokuma kumaş üreticisi Yünsa, Kaizen Ödülü’ne layık görüldü.

Adını “sürekli iyileştirme” anlamına gelen Japon yönetim felsefesinden alan Kaizen Ödülü’nün kazananı, pandemi nedeniyle bu yıl online ortamda düzenlenen konferansta duyuruldu. Yünsa ekibinin dokuma işletmesinde gerçekleştirdiği “Ayak Kaçığı Hatasının Eliminasyonu“ projesi sektörde yarattığı farkla ödülü almaya hak kazandı. Proje lideri Erman Öztekin ile ekip üyeleri Hasan Yorulmaz, Bekir Muslu, Bahar Aşer, İsa Kaya, Mesut Süder ve Ayhan Mergen tekstil sektöründe üretim hatalarının azaltılmasını sağlayacak projelerinin kazandığı başarının kendilerini gururlandırdığını ifade etti. Geliştirilmesi bir yıla yakın süren proje sayesinde, kumaşın dokunması sırasında belli sıralarda ipliğin eksik kalarak kumaşta kalite kaybı ve görüntü bozukluğuna yol açan üretim hatasının önüne geçildi.

Yünsa Ailesi olarak sadece kendi üretimlerine değil bütün sektöre faydalı olacak yenilikler geliştirmenin kendileri için büyük önem taşıdığını ifade eden Yünsa Genel Müdürü Mustafa Sürmegöz, “Yıllık 5 bin metre kumaşın hatalı ürün olarak çıkmasını engelleyen projemiz sayesinde, hem iş gücü kaybı azaltıldı hem de doğal kaynakların boş yere kullanımının önüne geçildi. Bize Kaizen Ödülü’nü kazandıran bu proje çalışma azmimizi daha da kamçılıyor. Yünsa’nın ‘sıfır kalite hatası’ hedefine ulaşmak için projelerimiz çoğalarak devam ediyor. Çünkü biliyoruz ki imzamızı attığımız her yenilik ve başarı, aslında Türkiye’ye katılmış bir değerdir” dedi.

TOTAL’den araç bakımında hızlı ve güvenilir hizmet

Total Turkey Pazarlama, Türkiye genelinde 111 noktada TOTAL QUARTZ AUTO CARE (TQAC) uzman servis merkeziyle, sürücülere kaliteli ve güvenilir hizmet sunuyor. Pandemi nedeniyle özel araç kullanımındaki artış ve ikinci ele olan talebin araç bakım ihtiyacını da beraberinde getirdiğini söyleyen Total Turkey Pazarlama Genel Müdürü Emre Şanda, “Uzman eller tarafından yapılan araç bakımı güvenli bir sürüş sağlamakla kalmıyor olası masrafları da azaltıyor” dedi.

Pandemi nedeniyle binek araç sahibi olmak ihtiyaçlar arasında üst sıraya çıkarken ikinci el araca olan talep de büyüyor. Düzenli araç bakımı ise güvenli bir sürüşün yanı sıra masrafları azaltırken aracın performansını artırıyor. Türkiye’de madeni yağ sektöründe 30 yıldır faaliyet gösteren ve sektörün lider şirketlerinden Total Turkey Pazarlama, TOTAL QUARTZ AUTO CARE uzman servis merkezleriyle araç sahiplerine kaliteli ve güvenilir servis hizmeti sunuyor. Türkiye genelinde 111 noktada hizmet veren servis merkezlerinde periyodik bakım ve yağ değişiminin yanı sıra mekanik onarım, elektrik, karoseri onarımı ve lastik değişimi gibi ek hizmetler bulunuyor.

TOTAL’in geniş hizmet ağıyla araç sahiplerinin beklentilerini karşıladığını belirten Total Turkey Pazarlama Genel Müdürü Emre Şanda, “Araç bakımını zamanında ve uzman ellerde yaptırmak çok önemli. Düzenli olarak bakımı ve onarımı yapılmış araçlar güvenli bir sürüş deneyimi yaşatırken aniden çıkabilecek yüksek masrafların da önüne geçiyor. Bunun yanı sıra aracın performansındaki düşüş de önleniyor. Pandemi nedeniyle ikinci el araç sahibi olmak isteyenlerin sayısı da artıyor. Ancak aracı satın alınca her şey bitmiyor. Sonuç olarak daha önce kullanılmış bir araçtan söz ediyoruz. Satış öncesinde her ne kadar bir ustaya veya servise gösterilmiş olsa da ikinci el aracın ihtiyaç duyduğu belli kontroller mutlaka oluyor. İşte bu noktada TOTAL QUARTZ AUTO CARE uzman servis şebekemizle ön plana çıkıyoruz. Eğitimli, deneyimli ve nitelikli personel ve yüksek kaliteli ekipmanlarla her araca uygun bakım ve onarım hizmeti sağlıyoruz. Böylece araç sahipleri, herhangi bir TOTAL QUARTZ AUTO CARE noktasında hizmet aldıkları servisten memnun bir şekilde ayrılıyor” şeklinde konuştu.

İnsan Vakfından “Umut Ol Gelecek Bahara” Kampanyası

İnsan Vakfı ve ORFAMDER, başta Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Trabzon olmak üzere yurt içinde özellikle yangın ve afetler sonucu kaybedilen orman varlığının yeniden kazanılabilmesi için “Umut Ol Gelecek Bahara” sloganıyla kampanya başlattı.

Kampanya ile ilgili İnsan Vakfı ve ORFAMDER’den yapılan açıklama;

İnsan Vakfı ve ORFAMDER (Orman Fakülteliler Derneği) olarak eğitim, insani yardım çalışmaları ile Türkiye’nin ve Dünyanın birçok yerinde hayatlara dokunurken bir yanda da çevreye ve doğaya sahip çıkmak için çalışmalar gerçekleştiriyoruz.

İnsan Vakfı ve ORFAMDER (Orman Fakülteliler Derneği) ile birlikte Hatay’da ağaçların yeniden yeşillendirmek adına ve zarar gören hayvanların tedavisi için “Acil Yardım Kampanyası” düzenliyor.

DOĞANIN YOK OLMASI DEMEK, NEFESİN YOK OLMASI DEMEK!

İnsan Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Kızılkoca,Yüzlerce hektar ormanı küle döndüren yangının yol açtığı yıkım, sabahın ilk ışıklarıyla daha da görünür hale geldi. Yanmış hayvan cesetleri, çocukların küle dönmüş bisikletleri yürek burktu. Doğanın yok olması demek insanın yok olması nefesin yok olması demek. Biz yaşatmak için elimizden geleni yapacağız.” dedi.

BÖLGEDE ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ!

ORFAMDER (Orman Fakülteliler Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yerli, “İnsan Vakfı ve ORFAMDER (Orman Fakülteliler Derneği) ile birlikte 11 Kasım’da fidan dikim organizasyonu için Hatay’da çalışmalarımızı başlatacağız. Ormanlarımızın tekrar yeşillendirilmesi adına fidan dikim çalışmalarını gerçekleştireceğiz. Hatay’ı yine eski yeşilliğine kavuşturmak için herkesi kampanyaya katılmaya davet ediyoruz.” dedi.

İyilik kervanına katılmak için;

Sizde yardım çalışmalarımızın katlanarak büyümesi ve doğa sevgisinin seferberlik haline dönüşmesi, bütün canlıların nefes kaynağı olabileceği bir gelecek istiyorsanız insanvakfi.org.tr web sitesi adresimiz ile online bağışta bulunabilirsiniz.

Panasonic, “Yeni Normal” için yeni kurumsal çözümlerini tanıttı
Panasonic, tüm dünyanın yaşadığı değişim karşısında farklı sektörleri destekleyebilmek için yeni çözümlerini tanıttı. Şirket ayrıca “IP Open Access Decleration Against COVID-19” gibi inisiyatiflere katıldığını da duyurdu. Panasonic, dahil olduğu yeni inisiyatif kapsamında COVID-19 salgınını durdurmak amacıyla yapılacak tüm çalışmalardan asla kar elde etmeyeceğini ve fikri mülkiyet hakkını uygulamayacağını taahhüt ediyor.
Panasonic’in Cardiff’teki İngiltere tesisi, hastanedeki hastalara yardımcı olmak için üretim hatlarını prototip nefes cihazını üretecek şekilde kullanıyor. Aynı zamanda 3D yazıcılarla da Kişisel Koruma Ekipmanları (PPE) üretiyor. Her türde cihazı da bağışlayan Panasonic, evden çalışanları desteklemek için PC ve yazılım telefonu gibi cihazlarla uyumlu yönetim yazılımını ücretsiz sunuyor.
Şirketlerin sürdürülebilir bir başarı elde etmelerine yardımcı olmak çok önemli. Panasonic’in sunduğu bu yardımlar da yeni normal ve her şirketin ihtiyaçlarını karşılamak için doğru çözümlerin kullanılmasını sağlamak amacıyla gerçekleştiriliyor. Her şirketin farklı ihtiyaç ve gereklilikleri, tıpkı kendileri gibi çok katmanlı. Ancak hepsinin merkezinde farklı imkan ve farklı çözümlerle adım adım, sektör sektör yardımcı olma inancı ve arzusu yer alıyor.
Perakende:
Pandemi öncesinde perakende sektörü, mağaza içinde yenilik yapmaya odaklanıyordu. Artık müşterileri mağazalara geri getirmek ve devletlerin COVID-19 sağlık ve güvenlik kriterleriyle uyumluluk sağlamak için risksiz ve güvenli ortamlar yaratmaya öncelik veriliyor. İş ortakları ve müşterileriyle birlikte Panasonic, perakendede “yeni normal” ile uyumlu çözümler geliştirmek için çok çalışıyor. Bu çözümler, müşterilerin ve çalışanların sağlığını ve güvenliğini desteklerken, mağaza operasyonlarını ve müşteri deneyimini iyileştirecek şekilde tasarlandı. Sunduğu imkanlar arasında otonom giriş yönetimiyle mağazaya girerken, mağazanın içindeyken ve mağazadan çıkarken müşteri akışını iyileştiren çözümler; sosyal mesafenin korunmasını sağlayan ve fazla kişinin olduğu alanlarda yoğunluğu denetleyen çözümler; ısı haritası, kişi sayısı, demografik bilgileri ve bekleme süresi analizi sunan çözümler; dijital ekran/projeksiyon çözümleri; öneri sunan elektronik raf etiketleri; stok dışı kalan ürünleri tespit eden çözümler ve çok daha fazlası yer alıyor. Bu çözümlerin hepsi, daha güvenli ve iyileştirilmiş müşteri deneyimi sunuyor.
Eğitim:
“Yeni normal” düzende eğitim vermek, okul veya üniversite gibi tüm kamu ve özel kurumların en önemli konularından birisi. Dersleri video çekip online erişime açmak artık “olsa iyi olur” olarak adlandırılan bir özellik yerine kurumların eğitim vermeye devam edebilmesi için gereken en temel imkanlardan birisi haline geldi. Panasonic bu noktada IP teknolojisi üzerinden ders kaydetme teknolojisi ve Almanya’daki Panopto’yla birlikte canlı yayın veya indirme imkanı için 4K projektörler veya interaktif ekranlar gibi cihazlarla uyumlu ilgili yazılım çözümleri sunuyor. Yeni öğrenme ortamları, uzaktan yönetilen PTZ kameralardan ve otomatik takip teknolojisinden faydalanıyor. Bu tür teknolojilerle basitleştirilmiş erişim ve entegrasyon ise ücretsiz denemeler (Otomatik Takip Yazılımı için 90 günlük) ve yerinde destek ile sağlanıyor.
Geniş görüntüleme açılarına sahip projektörler de sınıflara dönen öğrenciler için en iyi görüntülemenin yanı sıra birbirinden uzaklaştırılmış oturma düzeninde sosyal mesafeyi korumalarını sağlıyor. Uzaktaki kameralar sayesinde sanal veya sanal olmayan toplanmalar ve etkinlikler gerçekleştirilebiliyor. Pandemi sırasında bile öğrencilerin öğrenme deneyiminden en fazla verimi alması sağlanıyor.
Lojistik:
“Yeni normal” düzende lojistik operatörleri, malzemelerin ve ürünlerin mağazalara ve müşterilere ulaşabilmesi için çok çalışıyor. Aynı zamanda inovatif, çevik ve dijitalleştirilmiş tedarik zincirleri için süreçlerini yeniden oluştururken ve üzerine fikir üretirken karşılaştıkları güçlüklerle de yüzleşiyor. Panasonic; stok kontrolü, ulaşım ve toplama yönetimi, materyal akış kontrolü ve avlu/depo yönetimi alanlarında pandeminin beraberinde getirdiği koşulları da göz önünde bulunduran çözümler sunuyor. Tespit ve projeksiyon teknolojilerini bir arada kullanan “Sanal Sıralama Yardımcısı” gibi çözümler, sıralama sürecini iyileştirdiği gibi daha az çalışanın bu alanda görev almasını ve sosyal mesafenin korunmasını sağlıyor. Çalışanların temizlikte daha yüksek standartlara uyması gerektiği için dikkatler, Panasonic’in de TOUGHBOOK hizmet ve lojistik merkezlerindeki büyük deneyiminden yola çıkarak danışmanlık sunduğu sıkı hijyen kurallarına ve konseptlerine dönmüş durumda.
Yeni bir bakış açısı
Ürün tasarımı ve özellikleri göz önünde bulundurulduğunda IoT, büyük veri, robotik ve yapay zeka, “yeni normal” düzenin en önemli alanlarından birisi oluyor. Sensör çözümleri sektörü gibi alanlarda yapay zeka tarafında Panasonic, “yeni normal” düzeni için çözüm sunmaya odaklanan özel “aktif algılama çözümleri” iş birimini tanıttı. Yapay zeka ve derin öğrenme sayesinde Panasonic’in güvenlik kameraları; insan, araç veya bisiklet gibi izinsiz girişleri tanıyabiliyor ve GDPR ile uyumlu bir şekilde piksellendirme yapabiliyor. Ayrıca her kurumun ihtiyacına göre özelleştirilmiş dış uygulama imkanı da sunuyor. Panasonic’in yüz tanıma teknolojisi, maske takarken bile bir insanın yüzünü tanıyabilecek kadar en yüksek seviye doğruluğa sahip.
Her ülkenin veri koruma düzenlemeleri göz önünde bulundurulduğunda hareket takibi, giriş yönetimi, temas edilmeyen cihazlar, ısı denetimi ve yüz tanıma gibi farklı teknolojilerin bir arada kullanılması, şirketlerin pandemi sırasında sağlık ve güvenlik gereklilikleriyle uyum içinde olurken, daha verimli halde çalışmasına yardımcı oluyor.
Bu süreçte sadece uygulanabilir çözümler sunmak değil, birçok kurumun özellikle etkinlik ve eğlence sektöründe halihazırda satın alınan cihazların kullanılmadan duruyor olması gibi karşılaştığı sorunları da ortadan kaldırmak çok kritik. İletişim, eğitim veya eğlence için kullanılan ekipmanlar, şu anda boş duruyor. Bu durumda olan müşterileri desteklemek ve pandeminin yarattığı etkiyi azaltmak için Panasonic de ekran ve projektörler, yayın kamera ekipmanı, iletişim ve belge tarayıcı ve güvenlik çözümleri gibi ürünlerinin garanti süresini uzattı. Aynı zamanda bu ürünlerin bakım maliyetlerinde indirim yapılmasını sağlayan inisiyatiflere de katıldı ve cihazların kullanım dışı kaldığı süreyi en verimli şekilde kullanmak ve COVID-19 sonrası en iyi performansı verebilmek için etkilenen müşterinin teknisyenlerine de uzaktan eğitim vermeye başladı.
“Yeni normal” düzende birçok şirket, müşterilerine en iyi hizmeti sunabilmek için operasyonlarını dönüştürürken zorluklarla karşılaşıyor. Öte yandan bu zorluklar, şirketlerin geleceği için “yeni normal” düzende “yeni çözümlerin” gelişmesini sağlayarak daha iyi şeylerin ortaya çıkmasını sağlıyor.