Ekonomi-teknoloji ve sağlık haberleri (31.05.2019)

Ev dışı tüketim sektörünün öncüsü Nestlé Professional’dan müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkaracak iki yeni kahve makinesi serisi:

NESCAFÉ Milano ATTIMO ve NESCAFÉ Alegria LEGGERO

Nestlé Professional, yaratıcı yiyecek ve içecek çözümleriyle ev dışı tüketim sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin işlerine değer katmayı sürdürüyor. Kahve tüketicilerinin giderek artan beklentilerini karşılamak isteyen işletmelere özel çözümler sunan Nestlé Professional, iki yeni kahve makinesi serisini, 28.05.2019 Salı günü (bugün) Yapı Kredi bomontiada Atölye’de düzenlenen Deneyim Tasarımı ve Yönetim Zirvesi XCO’19’da görücüye çıkardı. Çağdaş tasarımı, gelişmiş işlevsellikle birleştirerek işletmelere hem görsel hem operasyonel katkı sağlayan yeni Nescafé Milano ATTIMO ve Nescafé Alegria LEGGERO ile kahveseverlere kusursuz kahve deneyimi sunmak daha da kolay hale geliyor.

Dünyanın lider gıda firması Nestlé’nin ev dışı tüketim sektöründe faaliyet gösteren uzman iş birimi Nestlé Professional, sektördeki öncülüğünü yenilikçi duruşuyla da güçlendiriyor. Deneyim Tasarımı ve Yönetim Zirvesi XCO’19’da ev dışı tüketim endüstrisi profesyonellerinin beğenisine sunulan iki yeni kahve makinesi serisi, müşterilerine en üst düzeyde kahve keyfini en uygun maliyetlerle sunmak isteyenler için ideal seçenekler olarak dikkat çekiyor.

Omurga sağlığınız için doğru yatak seçimi

 Yaşam kalitesini en fazla etkileyen faktörlerin başında uyku kalitesi geliyor. Sağlıklı bir uyku elde edebilmenin yolu ise doğru uyku ekipmanları seçebilmekten geçiyor. Peki, omurga sağlığı için yatak seçimi nasıl olmalıdır? Yatak seçiminin uyku üzerindeki etkisi nedir? Bambi Yatak için açıklamada bulunan Central Hospital’dan Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Özlem Çakır, kaliteli bir uykuya kavuşmanın püf noktalarını paylaşıyor.

Omurganın gün içerisinde aldığı duruş pozisyonunu uyku sırasında da sağlamak omurga sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle tercih edilecek yatakların, omurganın ve disklerin üzerine en az yükün bindiği uyku pozisyonlarına elverişli olması şartı taşıyor.

VERİMDER UYARIYOR!.. 

“DOĞRU TASARRUF DOĞRU YALITIM MALZEMESİ İLE OLUR”

  • Enerji verimliliği ve tasarrufu konusunda Türkiye’nin dört bir yanında bilinçlendirme seferberliği yürüten Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği-VERİMDER tarafından düzenlenen Anadolu Buluşmaları’nın on ikincisi Sivas’ta gerçekleştirildi.
  • Enerji tasarrufunun temel yapı taşının ısı yalıtımı olduğu üzerinde durulurken, doğru malzeme ile yapılmayan yalıtım uygulamalarının tüketiciyi zarara uğrattığı vurgusu yapıldı.
  • Toplantıda, “Yalıtımın hem doğa hem de ekonomiye katkısı”, halkın sürekli sorguladığı “yapı malzemesi mi yalıtım malzemesi mi?” ve “yalıtım konusunda doğru bilinen yanlışlar” gibi merak edilen konular masaya yatırıldı.
  • VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkinise; “Tüketicinin bütçesinden harcanan miktarın büyük bir kısmı, ısıtılamayan ya da soğutulamayan evlerde uçup gidiyor. Yapılarda en fazla enerji kaçağı, ısı yalıtımı olmayan binalarda oluşuyor” dedi.

Türkiye’de enerji verimliliği, tasarrufu ve ısı yalıtımı konularında farkındalık oluşturmak üzere kurulan Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği – VERİMDERtarafından düzenlenen vegeleneksel hale gelenAnadolu Buluşmaları’nın12’incisini Sivas’ta gerçekleştirdi.

Samsun, Antalya, Konya, Gaziantep gibi Türkiye’nin birçok ilinde düzenlediği toplantılarda kamuoyu tarafından artan ilgi ile karşılaşan VERİMDER, Sivas’ta enerji verimliliği, tasarrufu ve ısı yalıtımı hakkında önemli bilgileri paylaştı.

SERT İKLİM KOŞULLARINI YALITIM İLE YUMUŞATIN

 Yapılarda ısıtma ve soğutmadan kaynaklı enerji faturalarında doğru ısı yalıtımı yapılması ileyüzde 50’ye varan tasarruf elde edilebileceğinevurgu yapılan toplantıda, doğru malzeme kullanımının önemine dikkat çekildi.

VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin,Ürettiğimiz enerjinin büyük bir kısmını yaşadığımız evlerde farkına dahi varmadan tüketiyoruz. Yapılardaki enerji kaçağı tüketicinin cebini etkilerken, aynı zamanda dünyamızı da olumsuz etkiliyor.

Yaşanılan evleri ısıtmak ve soğutmak için harcanan bütçeler ise aylık hane giderlerinin en büyük kısmını oluşturuyor. Kış aylarında yüksek doğalgaz, yaz aylarında ise yüksek elektrik faturaları ile karşılaşıyorsanız mutlaka evinizde ısı yalıtım bulunmuyordur ya da doğru malzeme seçimi yapılmamıştır.

Özellikle kış ayları soğuk, yaz ayları sıcak geçen karasal iklimin hakim olduğu illerde evleri ısıtmak ve soğutmak için ödenen rakamlar aylık giderlerinönemli bir kısmını oluşturuyor” diye konuştu.

TOYOTA DÜNYANIN EN DEĞERLİ OTOMOTİV MARKASI

Toyota, dünyanın en değerli markaları araştırmasında bir kez daha zirvede yer almayı başardı. Dünyanın en saygın ekonomi dergileri arasında yer alan Forbes tarafından tüm endüstrileri kapsayan “2019 Dünyanın En Değerli Markaları” araştırma sonuçlarına göre Toyota, otomotiv alanında en değerli marka oldu.

Markaların son üç yıldaki kazanımlarının ve endüstrideki başarılarının dikkate alındığı değerlendirmede, Toyota geçen yılki değerini koruyarak 44.6 milyar dolarlık marka değeriyle dikkat çekti.

Dünyanın en değerli otomobil markası seçilen Toyota, 2018 yılında en yakın rakibinden 1 milyon 300 binden daha fazla satış gerçekleştirerek dünyanın en çok tercih edilen otomobil markası da olmuştu. Geçtiğimiz yıl dünya toplamında 8 milyon 91 bin 277 adetlik satış gerçekleştirerek “lider marka” unvanıyla sektördeki gücünü bir kez daha kanıtlayan Toyota aynı zamanda herkes için hareket özgürlüğü sağlayan çözümler üreterek teknoloji konusunda da başarısını ortaya koyuyor.

 YALITIM İÇİN SİSTEM ÇÖZÜMLERİNİ TERCİH EDİN

Isı yalıtımının hem doğayı hem de cebi koruyacak faydalarının yanı sıra nasıl yapılması gerektiği ile ilgili de detayların paylaşıldığı Sivas buluşmasında,uzmanlar tarafından konuya ilişkin yapılan araştırmalar kamuoyu ile paylaşıldı.

Isı yalıtımı uygulamasının binalarda büyük önem taşıdığını belirten uzmanlar, yalıtım için kullanılacak malzemenin ve nasıl yapılacağının da yalıtımın uzun ömürlü olmasında etkili olduğunu vurguluyor. Sıklıkla tüketicinin en çok düştüğü hatanın ısı yalıtımı uygulamasının pahalı olarak nitelendirilip, ucuz çözümlere ya da malzemelere ilgi gösterildiği belirtiliyor. Uzmanlar, binanın yapım sürecinde pek çok farklı ürün kullanıldığını bu ürünlerin de az miktarda da olsa yalıtım etkisi oluşturduğunu ancak yalıtım malzemesi ile yapı malzemesinin birbirinden farklı olduğu vurgusunu yapıyor.

Isı yalıtımının yapılarda önemli bir sistem bileşeni olduğunu belirten uzmanlar, yalıtım için kullanılacak çözümlerin tek bir elden, yani “paket sistem olarak” temin edilmesinin tüketiciyi de koruduğunu vurguluyorlar. Uzmanlar, ısı yalıtım sistemlerinin birçok bileşenden oluşan “kompozit yapılar” olması dolayısıyla“birbirinden farklı üretim hattından çıkmış ürünlerin” dış cepheye zarar verdiğine ve uyumsuzluklar yarattığına dikkat çekiyorlar.

Diğer yandan, uzmanlara göre“farklı üretici ve markaların aynı cephede uygulanmaya çalışılmasından doğacak teknik sıkıntıların” yanı sıra uygulama sonrası müşteri destek hizmetinde de “muhatap bulamama” sorunuyla da karşı karşıya kalınabiliyor.

Uber Basın Duyurusu

Tek bir tuşa basarak istediğiniz yere gitme fikriyle yola çıkan Uber, bugün dünyada 63 ülkede, 700’den fazla şehirde günde 15 milyon yolculuk yapılmasına imkan sağlayan global bir teknoloji platformu olmuştur.

Uber, 2014 yılı itibariyle İstanbul’da hizmet vermeye başlamış ve güvenli ulaşımın popüler seçeneği haline gelmiştir. Türkiye’de 4 milyondan fazla kullanıcı uygulamamızı indirmiş, 12,000 UberXL sürücü ortağı ile 6,000 şirket Uber sayesinde gelir elde etmiştir.

Maalesef, çok zor bir karar almak durumunda kalarak İstanbul’daki UberXL faaliyetlerimizi 31 Mayıs tarihi itibariyle durdurduğumuzu bildirmek isteriz. Uber, Türkiye için uzun vadeli bir iş ortağı olmak istemektedir. Yolcularımıza Sarı Taksi ve Turkuaz Taksi ürünlerini sunmaya devam edeceğiz.

Uber olarak Türkiye’ye olan bağlılığımızı koruyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve tüm ilgili yerel paydaşlarla beraber çalışmak istiyoruz.

Bize güvenen tüm yolcularımıza ve her koşulda saygınlık ve profesyonellikleri ile örnek olan her bir UberXL sürücü iş ortağımıza çok teşekkür ediyoruz.

Pfizer Yelken Takımı, metastatik meme kanseri farkındalığı için yelken açmaya devam ediyor

Metastatik meme kanseri farkındalığı için yarışan Pfizer Yelken Takımı, BAUISC Spring Trophy Bosphorus Sailing Cup’ta trofenin son ayağında birinci, genelinde ise üçüncü oldu.
Metastatik meme kanserli kadınlara ve herkese “Umutlar Çiçek Açsın” sloganıyla farkındalık yaratmak amacıyla yıl boyunca önemli yarışlarda yelken açan Pfizer Yelken Takımı, Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Yelken Kulübü’nün düzenlediği BAU Spring Trophy’de bu yıl da yerini aldı. Thropy, 23-24 Mart, 6 Nisan, 21 Nisan ve 4-5 Mayıs tarihlerinde kalabalık bir yarış filosuyla kıyasıya rekabete sahne oldu. 6 farklı tarihte 4 etaptan oluşan yarışta, metastatik meme kanseri farkındalığı için yelken açan Pfizer Yelken Takımı üstün bir başarı göstererek trofenin 4. ayağında birinci, genelinde ise üçüncülük başarısı elde etti.
Pfizer Yelken Takımı, “Yılın İlk Boğaz Yarışı”nda IRC 3 sınıfı birincisi
Pfizer Yelken Takımı, 6 Nisan tarihindeki BAU İlkbahar Trofesi’nin 2. ayağında IRC 3 sınıfı ikincisi olarak tamamladı. Trophy’nin son etabı, “Yılın İlk Boğaz Yarışı” unvanına sahip BAU Bosphorus Sailing Cup ise 4-5 Mayıs tarihlerinde gerçekleşti. 4 Mayıs Cumartesi günü İstanbul Boğazı’nda yapılan IRC 3 sınıfında yarışan takım, üstün bir başarı göstererek yarışmayı birincilikle tamamlamayı başardı. Pfizer Yelken Takımı’nın hedefi geçtiğimiz yıl olduğu gibi yarışlar vesilesiyle metastatik meme kanseri farkındalığını artırmak ve bu hastalıkla mücadele eden hastalara destek olmak. Takımın bir diğer amacı da Pfizer çalışanlarının iş yeri dışında da bir araya gelerek, tutkunu oldukları hobilerini gerçekleştirmelerine ve spor yaparak sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olmalarına destek olmak.

Türkiye, denim kumaşı ve hazır giyiminde basamakları hızla tırmanıyor

Kalitesi ve tasarım gücünün yanı sıra, uluslararası pazarlarda müşterilerin beklentisine anında cevap verebilme kabiliyetiyle dünyanın ilk beş tedarikçisi arasında yer alan Türkiye, İtalya’da düzenlenen Denim Premiere Vision Milano Fuarı’nda gücünü bir kez daha gösterdi. Dünya genelinden 93 firmanın katıldığı fuarda Türkiye, 27 firma ile en çok katılım sağlayan ülkeler arasında ilk sırayı aldı.

Sektörü ihracata teşvik etmek için çalışmalarını aralıksız sürdüren Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Denim Premiere Vision Milano fuarına da milli katılım organizasyonu düzenledi. Türkiye’nin 80’li yıllarda yaptığı yatırımlar ve sonrasındaki çalışmalar ile dünya denim ticaretinde dördüncü büyük tedarikçi konumuna ulaştığını belirten UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Her yıl daha çok firmamızın bu pazarda gücünü artırması için destek veriyoruz. 27 firma ile en çok katılım sağlayan ülkeler arasında yerimizi aldık. UTİB standımızda firmalarımızın her türlü ihtiyacına cevap verecek şekilde çalışmalarımızı yaptık. Ayrıca fuara katılan Türk firmalarının bilgilerinin yer aldığı tanıtım kataloğunu bastırarak fuar ziyaretçilerine dağıttık” dedi.

Türkiye denim modasına yön veriyor 

Türk denim sektörünün dünya pazarındaki etkisi her geçen yıl artıyor. Sektörde yarattığı yenilikler ile de dikkat çeken firmalarımız, yeni teknoloji ürünleri ve tasarımları ile hem denim kumaşında hem de hazır giyim alanında rakipsiz olduğunu bir kez daha dünyaya gösterdi. Birçok uluslararası hazır giyim kuruluşunun ekonomik ve kaliteli üretim koşulları arayışında, kendileri için aynı zamanda bir pazar da olan Türkiye’yi tercih etmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Pınar Taşdelen Engin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tekstildeki hızlı yükselişin nedeni; Türkiye’deki firmaların üretim ve pazarlamadaki başarısı ve Avrupa’ya yakınlığını coğrafi bir avantaj olarak değerlendirmesinden kaynaklanıyor. Üretimde hız çok önemli olduğu için, talep edilen kapasiteye ve kalite standartlarına uyum sağlayabilen sanayiciler, zorlanmadan üretim ve ihracatta başarı elde ettiler. Öyle ki bir zamanlar yabancı markaların tasarımlarını üreten Türkiye, günümüzde, kendi markalarını yaratan, tasarımları ve teknolojik ürünleri ile dünya denim modasına yön veren ülke haline geldi. 2018 yılında hem denim kumaşı hem de denim giysi ihracatında dünyanın en başarılı ülkeleri arasında yerimizi aldık. Toplam 4 milyar 910 milyon dolar olan dünya denim kumaş ihracatında 338 milyon dolar ihracat ile yüzde 7, hazır giyiminde ise 2.1 milyar dolar ihracat ile yüzde 4.5 paya ulaşarak, her iki branşta da dünyanın en fazla ihracat yapan dördüncü ülkesi olduk.”

Kumaşta da hazır giyimde de üst segmente yönelik üretim yapıyoruz

Türkiye’nin en fazla denim kumaşı ihraç ettiği ülkelerin başında Tunus, Mısır, İtalya, Fas ve Bangladeş geliyor. Maliyetler açısından üretimin daha çok doğuya kayması ve küresel firmaların birçoğunun bu ülkelerde üretim faaliyetleri içinde olmasının bu ülkelere ihracatı artırdığına dikkat çeken Pınar Taşdelen Engin, Denim giysi ihracatında ise Almanya, İspanya, Birleşik Krallık, Hollanda ve Danimarka’nın ilk sıralarda yer aldığını bildirdi. Taşdelen Engin, denim giysi ihracatımızdaki ilk beş ülkeye bakıldığında Türkiye’nin en üst segment denim giysi üretebilme kabiliyetinin de net bir şekilde ortaya çıktığını söyledi.

Denim kumaş ithalatında Türkiye için en önemli hedef pazarların başında Uzak Doğu’da Çin, Bangladeş ve Vietnam, Avrupa’da İtalya, Amerika kıtasında Meksika ve ABD, Orta Doğu’da ise Tunus ve Mısır’ın geldiğini belirten UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, hazır giyimde ise ABD, Avrupa Birliği ülkelerinin tamamı, Japonya ve Hong Kong’un öncelikli hedef pazarları olduğunu açıkladı.

TEMSA, yeni yatırımcısı True Value Capital Partners’ın yönetiminde yeni bir büyüme dönemine giriyor

Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen otobüs üreticilerinden TEMSA’nın hisse devri gerçekleşti. Sabancı Holding ve İsviçre merkezli True Value Capital Partners kurumu arasında imzalanan hisse devir sözleşmesinin resmileşmesiyle beraber, TEMSA artık yoluna yeni yatırımcısı liderliğinde devam edecek.

True Value Capital Partners’ı temsilen Evren Ünver, satış işlemlerinin tamamlamasının ardından TEMSA’nın Adana’daki fabrikasını ziyaret etti. Ünver, TEMSA çalışanlarına yönelik konuşmasında yeni dönemin TEMSA markası için yeni bir büyüme dönemini başlatacağını ifade etti.

Fabrikadaki tanışma töreninde söz alan TEMSA CEO’su Hasan Yıldırım ise “Kurucumuz Sabancı ailesine, tüm holding yöneticilerine ve çalışma arkadaşlarımıza bugünkü TEMSA’yı yarattıkları için teşekkürü bir borç biliriz. Şimdi sıra yarının TEMSA’sını yaratmakta. Bu yolculukta bayrak artık yeni yatırımcımız True Value Capital Partners’da. Yeni yatırımcımız ile heyecan verici yolda kol kola yürümek için sabırsızlanıyoruz. 50 yılı aşkın tecrübesiyle otobüs ve midibüs üretiminde dünyanın lider otomotiv markaları arasında yer alan TEMSA olarak, yolumuza daha da güçlenerek ve büyüyerek devam edeceğiz. TEMSA, elektrikli araçlar konusunda birden fazla model alternatifi sunan dünyanın sayılı otomotiv şirketleri arasında bulunuyor. Şirketimiz geleceğin ulaşımına akıllı, otonom ve elektrikli araçlarımızla katkı sunarken, ulaşım sektörünün geleceğini de şekillendirmeyi sürdüreceğiz” dedi.

 TEMSA’nın 66 ülkede 15 bini aşkın aracı yollarda

Ayrıca ABD pazarında çok kısa bir sürede yüzde 10’a yaklaşan bir pazar payı yakalayan TEMSA, ihracat hedeflerini büyüterek yoluna devam edecek. Bugün itibarıyla yaklaşık 1.000 TEMSA markalı araç Kuzey Amerika yollarında bulunurken; kendi segmentinde yaklaşık yüzde 10 olan pazar payını TEMSA North America şirketiyle birlikte daha da yukarılara taşımayı hedefliyor. Bunların yanında, elektrikli araç alanındaki tecrübemizi Kuzey Amerika’ya taşıyacak yeni aracımız TS 45 Elektrikli’yi tamamen bu pazara özel olarak geliştiriyoruz. 2020 yılında seri üretime hazır hale getireceğimiz bu aracımızın da piyasaya girdiği anda büyük beğeni toplayacağına ve pazarın yeniden şekillendireceğine yürekten inanıyoruz” dedi.

Türkiye’de üretilen her 3 otobüsten birinin imalatını üstlenen TEMSA, 66 ülkeye 15 bin adetten fazla araç ihracatı gerçekleştiriyor. TEMSA’nın bugün sadece Fransa’da 5 bin adet otobüsü yollarda yer alırken, Almanya, İngiltere, İtalya, Avusturya, İsveç, Litvanya ve Benelux ülkeleri şirketin Avrupa’da faaliyet gösterdiği önemli pazarlar arasında bulunuyor. ABD’de kurduğu şirketle bu pazara özel bir önem veren TEMSA, Adana’daki üretim tesislerinde 4 bini otobüs, midibüs ve 7 bin 500’ü hafif kamyon olmak üzere yılda 11 bin 500 araç üretim kapasitesine sahip.

Kuralkan hızla büyüyen 50 cc segmentinde şimdi de yerli üretim Tigrina 50 modelini çok ulaşılabilir bir fiyatla sunuyor…

Ulaşım ve Hafif Yük İçin İdeal Motosiklet  “Kanuni Tigrina 50”  

Türkiye motosiklet sektörünün en önemli temsilcilerinden Kuralkan, ulaşım ve hafif çaplı yük taşımacılığı için geliştirdiği yerli üretim Kanuni Tigrina 50 modelini piyasaya sundu. 5 bin 490 TL’lik benzersiz fiyatıyla da dikkat çeken Kanuni Tigrina 50, özellikle yazlıkçılar ve kırsal kesimde yaşayanlar için ideal bir model olarak öne çıkıyor. 2019 yılından itibaren internet üzerinden on-line satışa başlayan Kuralkan, e-kuralkan sisteminde; kredi kartı, kredi ve havale gibi ödeme seçeneklerini bulunurken, 60 aya kadar taksitlendirme de yapılıyor.

B Sınıfı Ehliyetle Kullanılabiliyor

Türkiye motosiklet pazarının yükselişte olan 50 cc segmentine Trodon 50’den sonra Tigrina 50 ile  de iddiasını ortaya koyan Kuralkan, Scooter tipi motosikletlerinde Euro4 normlarına uygun modelleriyle farkını gösteriyor.  B sınıfı ehliyetle kullanılabilen Tigrina 50, tek silindirli 4 zamanlı motora sahip.  2.68 HP’lik gücünde, 2.81 Nm’lik tork üreten ve boş 89 kg, ağırlıkla 239 kg taşıma kapasitesi bulunan Tigrina 50, kahverengi, Kırmızı, Siyah ve beyaz renk seçenekleriyle satışa sunuluyor. Motorlu Taşıtlar Vergisi ve zorunlu trafik sigortasından muaf olan Tigrina 50, retro ve sade hatlarıyla çekici bir tasarıma sahip. Benzerlerine göre daha büyük lastikleri sayesinde iyi bir yol tutuşu sunan Tigrina 50’de, vites, hız, yakıt ve devir göstergesi dijital olarak yer alıyor. Uzun ve yumuşak selesiyle sürüş konforu da sağlayan Tigrina 50’de aynı zamanda USB girişli cep telefonu şarjı da bulunuyor.

Fethiye bayrama hazır!

Bayramda Fethiye’de yüzde 100’e yaklaşan doluluk oranı bekleniyor

Ramazan Bayramı tatili yaklaşırken, Muğla’nın Fethiye ilçesindeki kurumlar ve turizmciler özellikle yerli tatilcilerin keyifli bir tatil dönemi geçirmelerini için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Geçen yıla oranla yüzde 100’e yaklaşan doluluk oranı beklediklerini açıklayan Fethiye Otelciler Birliği Başkanı Bülent Uysal, Fethiye’ye ve çevresine gelen misafirlerin rahatı için diğer kurumlarla iş birliği içinde çalıştıklarını söyledi. Henüz rezervasyon yaptırmamış olanlara da uyarıda bulunan Uysal, “Geçen yıl bayramda oteller yüzde 100 doluluk oranına ulaştı. Çok yoğun bir hafta yaşadık.  Bu yıl, Fethiye ve Ölüdeniz çevresindeki 4-5 yıldızlı otellerin yanı sıra pansiyonların ve diğer konaklama tesislerinin de yoğun olacağını biliyoruz. Tavsiyemiz tatilcilerin şimdiden bayram rezervasyonlarını yaptırmaları. Son dakikaya bırakmadan erken rezervasyon fırsatlarından yararlanmaları…”

 Ramazan Bayramı tatiline az bir zaman kaldı. Geçtiğimiz yılı göz ününe alarak bu yıl yüzde 100’e yakın doluluk oranına ulaşacaklarını ön gören sektör, bu yoğun döneme hazır.  Bu noktada tatil için henüz rezervasyon yaptırmayanlara uyarıda bulunanFethiye Otelciler Birliği Başkanı Bülent Uysal, “Geçen yıl bayramda oteller yüzde 100 doluluk oranına ulaştı. Fethiye ve Ölüdeniz olarak çok yoğun bir hafta yaşadık. Tavsiyemiz misafirlerimizin şimdiden bayram rezervasyonlarını yaptırmaları. İndirim fırsatlarından yararlanmaları ve son dakikaya tatil planlarını bırakmamaları.” dedi.

Legrand, İSO 500 listesindeki yükselişini sürdürüyor

Legrand İSO 500 2018 yılı listesinde 23 sıra birden yükseldi

 İstanbul Sanayi ve Ticaret Odası’nın her yıl açıkladığı İSO 500 sıralamasının 2018 sonuçları açıklandı. Her yıl, Türkiye’nin en büyük şirketlerinin yer aldığı sıralamada Legrand, geçen yıl 385. sırada yer alırken bu yıl 23 sıra birden yükselerek 362. sırada yerini aldı.

İstanbul Sanayi ve Ticaret Odası’nın açıkladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması İSO 500 sıralamasının 2018 sonuçları açıklandı. Her yıl, Türkiye’nin en büyük şirketlerinin yer aldığı sıralamada bina, elektrik ve dijital altyapıları için ürün ve sistemler konusunda uzman Legrand Grubu, geçen yıl 385. sırada yer alırken bu yıl 23 sıra birden yükselerek 362. sıraya oturdu.

ENERJİ KURULTAYINA DOĞRU….

Dünyayı ve insanlığı tehdit eden iklim değişikliği tehlikesine karşı çalışmalar sürdüren, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) İzmir’de iklim ekonomisi, enerji verimliliği ve temiz enerji gibi konuların ele alındığı bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdi

Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) iklim değişikliğe dönük çalışmaları devam ediyor. Önümüzdeki Kasım ayında İzmir’de Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Küresel Isınma Kurultayı’nın yapılmasına karar veren EGD bu etkinlikteki gündemi belirlemek üzere bir yuvarlak masa toplantısı yaptı.

Gazeteciler, sivil toplum önderlerinin katıldığı toplantıda, Kurultay’da enerji dönüşüm ve yenilenebilir enerjinin mutlaka ele alınması gerektiği vurgulandı.

Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda (EBSO) düzenlenen toplantıda, EGD Başkanı Celal Toprak bugüne kadar, 10 kez Küresel Isınma Kurultayı düzenlediklerini, 11. Kurultayın ise Kasım ayında İzmir’de gerçekleşeceğini belirtti.

Öncesinde konunun paydaşlarıyla görüş alışverişinde bulunmak istediklerini dile getiren Toprak, küresel ısınma ve temiz enerji konularında toplumda farkındalığı artırmayı hedeflediklerini vurguladı.

Dünyanın ortak sorunu olan küresel ısınmaya ilişkin gazetecilerin büyük sorumluluğu olduğuna vurgu yapan Celal Toprak, “Bir meslek örgütü olarak düzenlediğimiz kurultaylarla dünyanın daha iyi bir yer olmasına katkıda bulunmak istiyoruz” diye konuştu.

İzmir’de enerji ve tarım alanında çalışmalarıyla bilinen kurum ve sivil toplum örgütü temsilcilerini de katıldığı toplantıda, kurultayda ele alınacak öncelikli konularla ilgili öneriler dile getirildi. Toplantıya, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim  Kurulu Üyesi ve Enerji Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ENSİAD) Başkanı Hüseyin Vatansever, İzmir Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Murat Çelik,  Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı, İGC Başkan Yardımcısı Dilek Gappi, İşadamı Arif Koşar,  İzmir Ticaret Borsası Danışmanı Dr. Pınar Nacak, Yaşar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şevkinaz Gümüşoğlu ile Hacer Şekerci Öztra, Yaşar Holding Kurumsal İletişim Direktörü Mehmet Aykırı, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve  gazeteciler katıldı.

DİKKAT ÇEKEN ÖNERİLER  

İzmir’in tarım ve enerjide ulusala model olacak bir gelişim sergilediğine dikkat çekilen toplantıda, Kasım ayında düzenlenecek kurultayda yenilenebilir enerji, enerji kooperatifleri, tarım ve temiz enerji, kirletici kaynaklar ve karbon ayak izi, küresel ısınma ve çocuk gibi başlıklarda oturumlar düzenlenmesi gibi öneriler dile getirildi.  

KİMLER KATILDI

Yaşar Üniversitesi Prof. Dr. Şevkinaz Gümüşoğlu, ASKON İsmail Çapak, Gürdal Tarım İsletmesi Arif Gürdal, İzmir Ticaret Borsası Danışmanı Dr. Pınar Nacak, İGC Başkan Yardımcısı Dilek Gappi, Konak Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Yasemin Sağlam, Gözlem Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Gürel, Konak Belediyesi Nurselin Karaloğlu, Yenilebilir Enerji Üretim Kooperatifi Mehmet Ülgen, Cevreci Enerji Derneği Hazal Coşkun, Focep Bahadir Doğutürk, Austrotherm Türkiye Genel Müdürü Özgür Kaan Alioğlu, Yaşar Holding Kurumsal İletişim Direktörü Mehmet Aykırı, ENSİAD Serkan Aksüyek, Jesder Dr.Osman Şen, , Gözlem Gazetesi Engin Tatlıbal ,TÜRAP Sabuhi Attar, Yrd. Doç. Dr. Hacer Şekerci, Anadolu Ajansı Tolga Albay ve İlkses Gazetesi Nurettin Baki, Şiir Ajans Murat Şahin

Lehlerin sofralarını Türk balıkları süsleyecek

İhracatta 1 milyar dolara koşan Türk Su Ürünleri Sektörü, 2023 yılı için belirlediği 1.5 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için Polonya pazarında büyüme kararı aldı. Polonya’nın 38 milyonluk nüfusu ve keşfedilmemiş bir pazar olması Türk balıkçılarının iştahını kabartıyor.

Türkiye’den ihraç edilen her 4 balıktan üçünü ihraç eden Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, Polonya’da düzenlenen POLFISH- Uluslararası Su Ürünleri ve Ekipmanları Fuarı’na katılarak Türk su ürünlerinin tanıtımını yaptı.

Polonya su ürünlerinde ithalatçı ülke

POLFISH- Uluslararası Su Ürünleri ve Ekipmanları Fuarı’nın Polonya’nın en büyük su ürünleri ve ekipmanları fuarı olduğu bilgisini veren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Polonya’yı 38 milyonluk nüfusu ve yıllık 2.5 milyar dolarlık su ürünleri ithalatı nedeniyle Türk su ürünleri sektörünün büyüme kaydedebileceği bir pazar olarak gördüklerini kaydetti.

Türk su ürünleri sektörünün Polonya pazarında başarılı olması durumunda Polonya’nın komşuları
Rusya, Danimarka, Almanya, Çekya, Slovakya, Ukrayna, Belarus ve Litvanya pazarlarında da konumunu güçlendirebileceğinin altını çizen Girit, “Türkiye’nin Polonya’ya su ürünleri ihracatı 6,3 milyon dolar seviyesinde. İlk etaptaki hedefimiz 2014 yılında ulaştığımız 14 milyon dolar ihracat rakamına ulaşmak, sonrasında ise; ihracat rakamımızı 50 milyon dolara taşımak” şeklinde konuştu.

POLFISH- Uluslararası Su Ürünleri ve Ekipmanları Fuarı’nda, Ege Su Ürünleri İhracatçıları Birliği üyesi firmalara ikili iş görüşmesi yapacakları ortam sağladıklarını dile getiren Girit, böylece ESÜHMİB’nin ihracat potansiyelini tanıttıklarını ve Polonyalı ithalatçıların olası ithalat talepleriyle buluşturduklarını sözlerine ekledi.

Polfish Fuarı’na 14. kez düzenlendiği 2017 yılında 14 ülkeden 113 firma katılırken, fuarı 5 binin üzerinde kişi ziyaret etti. Fuarda Türkiye’yi Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Melih İşliel temsil etti.

Sultanahmet’te Trend Ünlü Köfteci’nin Lezzet Kuyruğu…

Sultanahmet, Ramazan dolayısıyla büyük kalabalıklara evsahipliği yaparken, iftar için en çok ilgi gören adres 100. yılına hazırlanan  1920 Sultanahmet Köftecisi oluyor.

Tarihi yarımadanın merkezi Sultanahmet’te Ramazan ayı  dolayısıyla büyük yoğunluk yaşanıyor.  Mahyalar ve ışıklarla süslenen SultanahmetCamisi ve Ayasofya’nın görkemi ile taçlanan meydan, her gün Ramazan’ın manevihazzını en güzel şekilde  yaşamak isteyenon binlerce kişinin akınına uğruyor.

Sultanahmet Camii, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Yerebatan  Sarnıcı, Dikilitaş gibi tarihi mekanlarıziyaret edenler, iftara doğru  oruçlarınıaçmak için yine tarihi bir mekana yöneliyor.

İftar öncesi önünde uzun kuyrukların oluştuğu 1920 SultanahmetKöftecisi, müşterilerini özel bir çabayla karşılıyor. Ezan sesinin duyulmasıyla birlikte 3 katlı tarihi mekanıdolduranlar, hızla servis edilen  köfte-piyaz-irmikhelvasından oluşan klasik lezzet üçlüsüyle oruçlarını açıyor.

Mekanda masa boşalmasını beklemek istemeyenler ise ekmek  arası köftelerini alarak oruçlarını açmak içinmeydana yöneliyor.

Gençler kuyrukta

1920 Sultanahmet Köftecisi’nde iftar öncesi oluşan kuyrukta,bu yıl ağırlıklı olarak gençlerin yer alması dikkati çekiyor.

Büyük çoğunluğu üniverisite öğrencisi olan gençler, iftar  için 1920 Sultanahmet Köftecisi’ni tercih etmenedenlerini , “Güven duygusu, kalite, bilinen bir yer, gelenek görenek biziburaya getirdi” diye sıralıyorlar.

1920 Sultanahmet Köftecisi’nin 4. Nesil patronlarından TimurTezçakın, iftar saatlerinde oluşan kuyruğu hızla eritebilmek için 4. ve 5.nesil tüm patronlar ile 75 personelin büyük özveriyle çalıştığını bildirdi.

Ramazan’da sahura kadar açık olan işletmelerinin günde 2 bin 500 – 3 bin civarında müşteriye hizmetverdiğini anımsatan Tezçakın, ”Meydanda  ismimizi izinsiz kullanan başka köfteciler deolduğu halde insanlar Sultanahmet köftesinin bir asırdır korunan gerçeklezzetini tatmak için iftarda kuyrukta  beklemeyigöze alıyorlar. Bu yıl kuyruktaki gençlerin fazlalığı dikkatimizi  çekiyor. Önceki yıllarda da gençler vardı amaorta ve üstü yaşlardaki  müdavimlerimizağırlıktaydı. Sultanahmet Köftecisi’nin bir asra yaklaşan lezzet  ve sunum geleneğini, gençlere de beğendirmişolmak, bize ayrı bir onur verdi” diye konuştu.

Tezçakın, ilginin sadece Sultanahmet’le sınırlı olmadığını,İstanbul’daki diğer şubeler ile Almanya, İngiltere, Azerbaycan ve KKTC’deki  şubelerde de iftar saatinde büyükkalabalıklara hizmet verdiklerini söyledi.

15 milyonu aşkın insan bayram tatili için yollarda olacak

Ramazan Bayramı tatiline az bir zaman kaldı. 15 milyonu aşkın insanın yola çıkması bekleniyor. Özellikle uzun yol öncesi otomobillerin bakımlarının yaptırılması çok önemli. Hem trafik güvenliği hem de yolcu güvenliği için en iyi yöntem ise; otomobillerin komple mekanik bakımlarının yapılması. Bu noktadahava filtresi, polen filtresi, yağ ve yağ filtresi değişimi, lastik ile fren bakımından motor bakımına kadar tüm süreçleri içeren mekanik bakım için araç sahiplerinin servislere gitmesi şart.

Ramazan Bayramı tatiline az bir zaman kaldı. 9 günlük tatil için şehir dışını tercih edenlerin önceliği ise araçlarının bakımını yaptırmak. Peki, nereden başlamak gerekiyor? Yani tatil öncesi araç bakımı nasıl yapılır? İşte bu noktada AUTO KING Mekanik Bakım hizmetleri, aracınızı uzun yola hazırlıyor.

Tatile çıkmadan önce uzun yol bakımını ihmal etmeyin!

Lastik değişiminden, yağ değişimine, fren bakımından motor bakımına kadar bir araç için gerekli olan tüm süreçlerin uzun yola gitmeden önce uygulanması gerekliliğinin altını çizen AUTO KING yetkilileri, 5 yıldan eski olan araç lastiklerinin değişmesini öneriyor. Diğer yandan yedek lastiklerin de araçta bulundurulması ve basınçlarının kontrol edilmesinin önemine değinen AUTO KING Uzman Teknisyenleri, araçların rot-balans yani ön düzen ayarlarının yapılmasının yanı sıra amortisörleri, amortisör takozları ve diğer süspansiyon sistemlerinin uzun yol öncesi incelenmesinin önemine vurgu yapıyor. Fren balataları için de uyarıda bulunan AUTO KING Uzman Teknisyenleri, hidrolik sıvısının tam olması gerektiğine; eskimiş aşınmış yaralanmış ve çatlaklar oluşmuş ise vantilatör kayışı ve triger kayışının yenisi ile değiştirilmesi gerektiğini aktarıyor. 

Mekanik Bakım Kampanyası 31 Mayıs’a kadar sürecek….

Tüm bu süreçleri, profesyonel ekibi ve hizmet kalitesiyle tüketicilere sunan AUTO KING; bayramda uzun yol sürücüleri için çok özel bir kampanya uyguluyor.  31 Mayıs tarihine kadar geçerli olacak Mekanik Bakım Kampanyası ile uzun yola çıkacaklara aynı anda birçok hizmeti birlikte sunan AUTO KING; Hava Filtresi Değişimi, Polen Filtresi Değişimi, Yağ ve Yağ Filtresi Değişimi ile 26 nokta check-up hizmetlerini 489 TL + KDV’den gerçekleştiriyor.

Kolunuz Ağrıyor. Ama Neden?

Durup dururken başladığını düşündüğünüz kol ağrınızın altında yatan nedenleri biliyor muydunuz? Hastane Derindere Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Zafer Volkan Gökçe, kol ağrısının göz ardı edilen nedenlerini anlattı.

Kalp krizi

Kalp krizinin önemli belirtilerinden biri de özellikle göğsün ortasında başlayan; baskı ve nefes darlığına eşlik eden kol veya omuz ağrısıdır. Kısa süreli olabileceği gibi uzun süreli de olabilir. Mide, çene, sırt veya boynunuzda da ağrı oluşabilir. Bu belirtileri fark ederseniz gecikmeden hemen hastaneye başvurun.

Karpal Tünel Sendromu

Dokuz tendon ve bir sinir, ön kolunuzdan avucunuza giden karpal tünel adı verilen bir tüpten geçer. Mesajlaşma, çok uzun süreli klavye kullanma, video oyunları, elde bulaşık yıkama gibi tekrarlanan hareketler bu alana zarar vererek sinirleri zorlayabilir. Özellikle önkolda ağrı şeklinde görülen belirtilere uyuşukluk, karıncalanma eşlik edebilir. Kavramanızdaki zayıflamayı fark ediyorsanız gecikmeden bir uzmana başvurun.

Tendinit

Bir tornavidayla vidayı sıkarken, bahçenizdeki yabani otları çekerken veya bir çarkı döndürmek gibi sürekli tekrarlayan hareketler kaslarınızı kollarınızdaki kemiklere bağlayan tendonlarda hasara neden olarak kolunuzu zayıf hissetmenize yol açar. Tenis, squash gibi sürekli aynı hareketi yapan sporcularda görülen bu sağlık problemi aynı zamanda tenisçi dirseği olarak da bilinir.

Burkulma

Düştüğünüzde ya da kolunuzu bir yere vurduğunuzda eklem içindeki kemikleri birbirine bağlayan bağ dokusunda yırtıklar oluşabilir. Şişme, morarma ve kullanım zorluğu gibi belirtilerle kendini gösteren bu durumda öncelikle kolunuzu dinlendirin ve soğuk kompres yapın. Dinlenmenize ve komprese rağmen ağrınız azalmıyorsa mutlaka hekime başvurun.

Gerginlik

Kolunuzdaki kas veya tendonları çekebilir veya yırtabilirsiniz. Genellikle, dirsek, bilek veya omzunuz gibi bir eklemi gereğinden fazla uzatmaya çalıştığınız durumlarda ortaya gerginlik çıkar. Fizik tedavi süreci ağrılarınızı azaltmada yardımcı olabilir.

Çıkık

Ani çarpma, düşme, genellikle bileğiniz veya omzunuzun etrafındaki iki kemiği ayırabilir. Çıkık olarak nitelendirilen bu durumda kolunuz ya da bileğinizin şekli garip görünebilir, şişebilir, uyuşuk ve acı verici olabilir. Bazen tendonlara, bağlara veya sinirlere zarar verir. Doktorunuz kemikleri tekrar yerine koymak için itebilir. Bundan sonraki süreçte, dinlenme, buz uygulaması ve fizik tedavi iyileşmenize yardımcı olacaktır. Nadir durumlarda ameliyat gerekebilir.

Gerilme kırıkları

Bacaklarınızda daha yaygın olmasına rağmen, tenis ya da beyzbol topuna vurmak gibi tekrarlanan hareketler, kol kemiklerinizde küçük çatlaklara neden olabilir. Buna neden olan aktiviteyi yaptığınızda ağrı genellikle daha kötüdür. İyileşmesi için 6-8 hafta dinlenmeniz ve hekim kontrolünde olmanız gerekir. Yapmazsanız, tedavisi zor olan daha ciddi hasarlarla karşılaşabilirsiniz.

Kırık kemik

Bir kemik tamamen veya parçalı olarak kırıldığında, ciddi ağrı, şişme ve morarmaya neden olabilir. Spor ve araba kazalarındaki düşmeler ve çarpışmalar genç yaşlarda daha etkiliyken yaş ilerledikçe ayakta dururken düşme bile kol kırıklara yol açabilir. Doktorunuz kemiğinizi tekrar düz tutmaya çalışacak ve alçıya alacaktır; ancak kırık çok kötüyse kemiği birleştirmek için ameliyat olmanız gerekebilir.

Bursit iltihaplanması

Bursa adı verilen küçük sıvı dolgulu keseler kas ile kemik arasındaki sürtünmeyi azaltır. Uygun şekilde ağır yükleri kaldırmama veya top atma gibi aynı hareketi sürekli tekrarlarsanız bu alanlarda iltihaplanma oluşabilir. İltihaplandıktan sonra ağrı, giyinme veya saçınızı taramak gibi basit şeyleri bile yapmak sizin için acı verici hale gelebilir. En çok omuzda görülen bu problem dirsek, bilek ve kemiklerin birleştiği alanlarda da görülebilir. 

Osteoartrit (Kemik Erimesi)

Ekleminizin uçlarını örten ve koruyan kıkırdak zamanla bozulabilir. Bu ağrı ve şişmeye neden olarak eklemin hareket etmesini zorlaştırabilir. Aşınma ve yıpranma, hareketlerinizi de sınırlandırarak yavaşlatır, orta yaşta başlayan bu süreç yaş ilerledikçe daha kötüye giderek yaralanmalara da zemin hazırlayabilir. İlaçlar ve basit egzersizler ağrıyı ve şişliği gidermeye yardımcı olabilir; ancak bu dönemde sağlıklı kilonuzu korumanız, aktif bir hayat sürmeniz tedavinizin olumlu sonuç vermesi için çok önemlidir unutmayın!

MS HASTALARININ YORGUNLUKLA MÜCADELESİ

S) belirtilerinden en sık görüleni. MS’lilerin yüzde 75-95’i tarafından dile getirilen ve yine hastaların yaklaşık yüzde 50-60’ının hastalık derecesinden bağımsız olarak en önemli sorun olarak gördükleri yorgunlukla başa çıkmanın yollarını Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Nöroloji Bölüm Başkanı Uzm. Dr. İhsan Özcan Ertürk anlattı.

Multipl Skleroz ya da halk arasında bilinen adıyla MS’in Türkiye’de görülme sıklığı artıyor. Nadir bir hastalık olarak literatüre giren MS’in, ülkemizde 50 binden fazla kişide görüldüğü tahmin ediliyor. Artış hızı, çevresel etkenler ve genetik yatkınlıkla açıklanıyor. Merkezi sinir sistemini etkileyerek hastanın yaşam kalitesini bozan bir hastalık olan MS’in, gözle görülmeyen en önemli belirtilerinden biri yorgunluk.

YORGUNLUK NEDİR VE MS HASTALARINDA NASIL GÖRÜLÜR?

Yorgunluk, herkes için ‘günlük aktiviteler sırasında birey tarafından algılanan fiziksel ve/veya zihinsel enerjinin subjektif azlığı’ şeklinde tanımlanıyor. Ancak MS hastaları yorgunluğu farklı şekillerde yaşayabiliyor. Bazıları sadece aşırı yorgunluk ve halsizlik hissederken, bazılarında görmede problemler, kas spazmları dolayısıyla hareketlerde zorluk gibi semptomlar görülebiliyor.

MS hastalarında yorgunluk iki sebeple oluşuyor. Birincil sebep, merkezi sinir sisteminin hasar görmesi. Vücut bu hasara, hareketlerde yavaşlama ve yorgunlukla karşılık veriyor.


LOŞ IŞIK VE SICAK ORTAM DA YORUYOR

MS’den kaynaklanmayan, ikincil sebeplere dayalı yorgunluğun sebepleri de şöyle sıralanabiliyor:

  • Uykunun bölünmesi: Spazmlar, ağrı, gece tuvalet gereksinimi, depresyon gibi nedenlerle uykunun bölünmesi yorgunluk yaratabiliyor.
  • Enfeksiyon: Birçok enfeksiyon nedeniyle MS yorgunluğu oluşabiliyor.
  • Aşırı çaba: Koordinasyon ve hareket etkilenmişse vücudun çok basit gibi görülen hareketler için daha fazla efor harcaması nedeniyle yorgunluk gelişebiliyor.
  • İlaç tedavisi: İlaçların birçoğu yan etki olarak uyuşukluk ve yorgunluk yapabiliyor.
  • Depresyon: Sinirlerin zarar görmesi veya MS’i kabullenme sürecindeki duygusal nedenlerle de yorgunluk hissedilebiliyor.
  • Çevresel faktörler: Çalışma ortamının ısısı ve aydınlatması çok önemli. Zayıf ışıkta görebilmek için daha fazla efor harcamak gerekiyor. Ayrıca ısı, genellikle yorgunluğu artırıyor.

SADECE HASTALAR DEĞİL, YAKINLARI DA BUNLARI BİLMELİ!

MS hastalarının yorgunlukla mücadelesinde hastanın çevresindekiler de bilinçlendirilmeli çünkü kimi zaman yorgunluğun hastayı nasıl etkilediğini anlayamadıkları için, kişisel ilişkiler etkilenebiliyor.

İlaç tedavisi: MS yorgunluğu sinirlerde hasar nedeniyle oluştuğu için, normal yorgunluk için kullanılan ilaçlar ve yöntemler kullanılamıyor. Hasta için en uygun ilaç ve doz, hekim tarafından belirlenmeli.

İlaçsız tedaviler: Hastanın günlük alışılagelmiş programını değiştirmek, yorgunluğu azaltmaya yardımcı olabiliyor. Bu değişiklikleri yaparken hastanın doktoru, fizyoterapisti ve MS hemşiresi ekip olarak çalışmalı.

YAĞLI VE SICAK YEMEYİN, EGZERSİZ YAPIN

  • Fizyoterapi: Fizyoterapi, kasların gevşemesine ve kuvvetlenmesine yardımcı olurken, eklemler daha rahat hareket eder ve dolaşımda da artma olur. Hastaya özgü bir aerobik programının hazırlanması da yorgunlukla mücadelede başarılı olabiliyor.
  • Dinlenme-gevşeme: Eğer yorgunluk düzenli formda ise en iyisi, yorgunluk en kötü duruma gelmeden önce dinlenip vücudunuzun kendini daha çabuk toparlamasını sağlayabilirsiniz.
  • Günlük aktiviteleri sıraya koyma: Eğer günlük alışkanlıkların ve işlerin listesi yapılırsa öncelikli olanları ayırabilirsiniz. Öncelikli olmayanlar ertelenebilir veya iptal edilebilir. Günlük aktivitelerin sıraya konmasında hastanın çevresindekilerin iş birliği şart ve bu değişikliklerin hastaya sağlayacağı avantajları herkesin anlaması gerekiyor.
  • Günlük aktivitelerin planlanması ve düzenlenmesi: Her şeyi bir seferde yapmaktansa, bu işleri dengeli bir şekilde yapmalısınız. Yorgunluğun minimum olduğu zamanlarda en öncelikli ve önemli işler yapılıp diğerleri ertelenebilir.
  • Organizasyon: Günlük işler, enerjiyi en düşük seviyede harcayarak, en çok verim alacak şekilde yapılmalı. Uzaktan kumanda aletleri ve telsiz telefonlar gibi işleri kolaylaştıracak şeyler kullanabilirsiniz.
  • Pozisyon: Uzun süreli işleri yaparken ayakta durmak yerine oturun.
  • Sağlıklı beslenme: Yağlı ve sıcak yemekler yerine az yağlı diyetler, yorgunluk seviyesini düşürmeye yardımcı olur. Alkol ve sigara yorgunluk hissini artırır.