Ekonomi-teknoloji, TUİK verileri (07.10.2021)

Dijital reklamda birinci taraf kimlik kullanımı çerezleri ilk kez geride bıraktı

Adform’un yakın zaman önce hayata geçirdiği FIRST-PARTY NOW programı, hem reklamverenlerin hem de yayıncıların çerezsiz bir geleceğe hazırlanmalarında önemli bir rol oynuyor. Adform program kapsamında gerçekleştirdiği testlerde, son iki ay içinde üçüncü taraf çerez gösterimlerinden daha fazla birinci taraf kimlik gösterimi kaydedildi.

Reklam teknolojileri şirketi Adform, yayıncıların üçüncü taraf çerezlerden birinci taraf kimliklere geçiş konusunda önemli aşamalar kaydettiği şu günlerde, reklamverenlerin çerezlere olan bağlılığı azaltmak için FIRST-PARTY NOW programını başlattı. Son dönemde Birleşik Krallık, Almanya, Norveç ve Danimarka dahil olmak üzere birçok pazarda, reklamverenler yalnızca birinci taraf kimliklerin kullanımı hakkında önemli veriler toplamakla kalmadı, aynı zamanda Safari gibi çerezsiz ortamlarda da iyileştirilmiş sonuçlar elde etti.

Google Chrome’un üçüncü taraf çerezlerin kaldırılmasını erteleme kararına rağmen, reklamverenler ve yayıncılar sektörün çerezsiz geleceği için var güçleriyle çalışmaya devam ediyor. Modern pazarlamanın gereksinimlerini 360 derece hizmet çatısıyla sağlayan bağımsız küresel reklam yönetim platformu olan Adform’un son raporları, birinci taraf kimliklerin yaygınlaşması konusundaki bu çabayı işaret ediyor. Birçok küresel reklamveren ve ajans için bir test pazarı olan Danimarka’da bu yılın Haziran ve Temmuz aylarında yapılan ölçümlerde, birinci taraf kimlik tabanlı gösterimlere yapılan medya harcamalarının ilk kez üçüncü taraf çerez tabanlı gösterimleri geride bıraktığı ortaya çıktı.

Adform tarafından gerçekleştirilen bu programa katılanlar arasında Vodafone İngiltere, Vodafone Almanya, American Express Nordics, Coop, Telenor Nordics ve Mercedes Norveç yer alıyor. Bu test çalışmaları, artan baskı altında olan pazarlama yöneticilerinin ekiplerini ve değer zincirini geleceğe hazırlamalarına yardımcı oluyor.

Adform’un Kurucu Ortağı Jakob Bak programı şöyle değerlendirdi: “Gerçek şu ki, birçok küresel marka, üçüncü taraf çerezlerin olmadığı bir geleceğe hazırlanmak için hemen hemen hiç bir şey yapmıyor. Yayıncılar ise çeressiz bir geleceğe hazır olduklarını kanıtladılar. Artık bu sürece markaları da dahil etmemiz gerekiyor. FIRST-PARTY NOW gibi programlar bu açıdan büyük önem taşıyor. Başlattığımız bu programa dünyanın önde gelen yayıncılarının ve markalarının katılımından memnuniyet duyuyoruz.”

Adform’un konuyla ilgili güncel verilerine göre, yayıncıların çoğunluğunun teklif akışında zaten kimlikleri paylaştığı önemli Avrupa pazarlarında birinci taraf kimliklerin benimsendiğini gösteriyor. Buna göre benimsenme oranları aşağıdaki şekilde gerçekleşti.

Adform, FIRST-PARTY NOW kapsamında yürütülen çerezsiz kampanyalarla, üçüncü taraf çerezlerin hayatımızda olmadığı bir geleceğin mümkün olduğunu gösteriyor ve sektörü birinci taraf kimliklerin benimsenmesi konusunda teşvik etmeye devam ediyor. Halihazırda birçok pazarda çerezsiz tarayıcılar, trafiğin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Bu nedenle, birinci taraf ID’lere geçişin her durumda yayıncı geliri ve kampanya performansı üzerinde önemli bir yaratacağı açık bir şekilde ortada.

Jakob Bak değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Programın amacı markalara, ajanslara ve yayıncılara medya satın alma, planlama, yürütme ve temel KPI’larını birinci taraf ortamında çalışacak şekilde nasıl değiştirmeleri gerektiği konusunda önemli bilgiler sağlamak. Google’ın daha önceki Chrome’daki kadar üçüncü parti çerezlere olan desteğini 2022’de sonlandıracağı haberi, birinci taraf kimliklere geçişi tetikledi ve birinci taraf verilerinin kullanılabilirliğini artırdı. Ancak yeni odak noktası artık Safari ve Mozilla’nın yanı sıra Uygulama İçi, CTV ve Ses gibi diğer çerezsiz ortamlarda da kazanmak üzerine. Neyse ki, gerekli teknoloji ve bunun yayıncılar tarafından benimsenmesi ile büyük ölçekli kampanyalar yürütebilmek konusunda epeyce yol alındı.”

Vodafone Birleşik Krallık Programatik Lideri Richard Kanolik, “Bir marka olarak, üçüncü taraf çerezlerin kaybının reklam ekosistemimiz üzerinde ne gibi etkileri olacağına dair içgörüler toplamamız çok önemli. Yayıncıların çerez sonrası dünyaya hazır olduğunu vurgulayan Adform’un verileri sayesinde, Vodafone UK olarak, 2023’e hazır olmak FIRST-PARTY NOW programına katılan markalardan biri olmaktan ve sektöre birinci taraf kimlikleri kullanarak harika sonuçlar elde edebileceğimizi göstermekten heyecan duyuyoruz” dedi.

Omnicom Media Group’ta Dijital Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Matt Simpson, “FIRST-PARTY NOW, çerez sorununa nasıl yaklaştığımıza dair çok uygun bir program, bu nedenle biz programa birkaç önemli müşterimizle ve farklı pazarlarda katılıyoruz. Seçimimizi,

birinci taraf kimlikleri benimseme ve bu konuda sahip olunan yetenekler açısından hangi pazarların önde olduğuna bakarak yaptık. Deneme kampanyalarına ilişkin önemli sonuçları ve öngörüleri toplamayı sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

Vertiv UPS Portföyünü Yüksek Verimli Tek Fazlı Lityum İyon Ailesiyle Genişletiyor

Artık EMEA genelinde tüm pazarlarda yer alan Vertiv™ Edge Lityum İyon UPS modelleri, daha uzun akü ömrü sunuyor. Kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümlerinin küresel sağlayıcısı Vertiv (NYSE: VRT), bugün line interactive UPS portföyünü genişleterek, lityum iyon akü modelleriyle tek fazlı kesintisiz güç kaynağı (UPS) sistemlerini pazara sunduğunu duyurdu. Kule ve kabinlere monte dönüştürülebilir tasarımlarda 1500-3000VA arasında değişen kapasitelerle, yüksek verimli tek fazlı Vertiv™ Edge Lityum İyon- UPS ailesi artık Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) genelinde mevcut.

Daha düşük bakım gereksinimleri sayesinde lityum iyon aküler (Li-ion veya LIB olarak da biliniyor) BT desteğinin sınırlı olduğu ağın ucundaki dağıtımlar için doğal bir uyum sağlıyor. Valf ayarlı kurşun asitli (VRLA) akülerle karşılaştırıldığında, lityum iyon aküler üç kata kadar daha uzun ömre sahip ve bu da toplam sahip olma maliyetini (TCO) düşürüyor. Ayrıca, bu kapasitelerde UPS sistemleri için kullanılan VRLA akülere göre daha yüksek sıcaklıklarda daha verimli çalışıyor, daha küçük, daha hafif olmasının yanı sıra daha uzun çalışma süresi ile dikkat çekiyor. Vertiv Edge Lityum İyon UPS ailesi, VRLA akülü standart bir UPS için yaklaşık 4-5 dakikaya kadar, tam yükte 10 dakikaya kadar akü yedeklemesi sağlıyor.

“Dijitalleşme artarken birçok uygulama ağın sınırına taşınıyor ve güvenilir güç korumasına ihtiyaç duyuyor” diyen Vertiv’in EMEA satış başkan yardımcısı Karsten Winther, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Lityum iyon akülü UPS sistemleri, maliyet ve işletim avantajları sunarken aynı zamanda yerinde bakım ihtiyacını da azaltıyor. Sonuç olarak bu, kritik edge dağıtımları için daha fazla istikrar ve tasarruf, müşterilerimiz için de daha geniş seçenekler anlamına geliyor.”

Vertiv Edge Lityum İyon UPS, edge bilişim siteleri ve sağlık, bankacılık, eğitim, perakende ve devlet uygulamaları için ideal. Elektronik ve akü için standart 5 yıllık garantiyle birlikte geliyor. Sistem, çeşitli edge lokasyonlarda kolayca dağıtılabilen standart bir BT altyapı çözümü için Vertiv™ VR Kabini ile entegre edilebiliyor.

Vertiv™ Edge Lityum İyon UPS ailesi Vertiv’in web sitesi üzerinden ücretsiz olarak indirilebilen Vertiv™ Power Insight yazılımı tarafından destekleniyor. Vertiv Power Insight, bireysel ve sanal sunucular için kapatma korumasıyla kullanıcıların 100 adede kadar kabingüç dağıtım birimini (rPDU’lar) ve UPS sistemlerini kolayca izlemesine ve yönetmesine olanak tanıyarak daha fazla görünürlük ve birden çok edge lokasyonun daha iyi yönetilmesini sağlıyor. Vertiv Power Insight’ın yeni sürümü, güç yönetimini ve kullanılabilirliğini kolaylaştırmak için VMware vCenter eklentisi sunuyor.

Nar Tanesi Organizasyonu’ndan uzman mentor kadrosu ile gençlere kariyer desteği

Nar Tanesi Organizasyonu yetkin ve deneyimli mentor kadrosu ile bilişim sektöründe kariyer yapmak isteyen gençlere eğitim, staj ve kariyer fırsatlarını doğru değerlendirebilmeleri konusunda destek veriyor. Nar Tanesi Organizasyonu Yürütme Kurulu Üyesi Tuğba Şişik Reis’e göre, platformun en önemli misyonlarından biri de meslek ve kariyer seçimi konusunda farkındalık yaratmak.

Bilişim sektörü günümüzde çok geniş bir sektörel hacme sahip olması nedeniyle gençler için kariyer seçimi ve gelişiminde anahtar sektörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Diğer sektörlere oranla bu alanda hem yetenekli ve deneyimli çalışanlara hem de kendini geliştirmeye istekli ve açık olan adaylara daha fazla ihtiyaç var.

Bilişim alanında kariyer yapmak isteyenler için önemli nokta ise öncelikle eğitim hayatını bunun üzerine planlaması, sonrasında ise kendini sürekli olarak geliştirmek ve gelişmelere hâkim olmak geliyor. Belirsizliklerin fazla, değişimin ise çok hızlı olduğu bu sektörde eğitim ve kariyer düşünen gençlerin seçim yaparken kabiliyetlerini ve yaratıcılıklarını başarılı bir şekilde kullanabilmeleri konusunda sürecin en başında doğru yönlendirilmeleri kariyer yolculuklarındaki tüm gidişatı etkileyebiliyor.

Nar Tanesi Organizasyonu, bilişim alanında yetkin ve deneyimli mentor ekibi ile gençlerin sektördeki hızlı değişimi kalıcı ilerlemeye ve belirsizliği olasılığa dönüştürmelerine yardımcı oluyor. Yıllardır kendi çevrelerindeki gençlere yol gösteren ve onların meslek seçiminden özgeçmiş hazırlamalarına, farklı konulardaki soru ve sorunlarına yardımcı olan deneyimli isimlerin bir platform altında toplanması ile ortaya çıkan bu yapı, Türkiye bilişim sektörüne adım atacak gençlerin eğitim süreçlerinde ve kariyer adımlarında mentorluk boşluğunu dolduruyor.

Bilişim alanında yetkin ve deneyimli Nar Tanesi mentorları; mentilerinin eğitim süreçlerinde alan ve ders seçimi, staj rehberliği, uzaktan eğitim fırsatları, proje katılım motivasyonu ve kariyer basamaklarında ihtiyaç duyacakları her türlü gelişim için karşılıksız öngörülerde bulunuyor.

Meslek ve kariyer seçimi konusunda farkındalık yaratıyor

Nar Tanesi Organizasyonu Yürütme Kurulu Üyesi Tuğba Şişik Reis, bilişimin günümüzde gençlerin kariyer planlamalarında neden en önemli sektörlerden biri haline geldiğini şöyle ifade ediyor: “Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün, ülke ekonomisinin büyümesinde, istihdamın ve dünya pazarlarındaki rekabet gücünün artmasında kaldıraç görevi gördüğü ve Türkiye için stratejik sektör olarak konumlandırılması gerektiği dillendirildikçe bilişim kariyerlerinin cazibesi daha da öne çıkıyor. Dünyanın karmaşıklığı ve eğitimde çoklu disiplin yaklaşımı artık gençlerin daha başarılı olabilmek için daha fazlasını bilmeye ve yapabilmeye olan ihtiyacını gösteriyor.”

Şişik, bu konuda şu soruların da altını çiziyor: “Gençlerin aldığı örgün eğitim, gençleri gerçekten ihtiyaç duydukları bu yeteneklerle mi hazırlıyor? Mesleki bilgi, beceri ve yetkinlikler gençlerin eğitim ve daha sonraki hayat boyu öğrenme süreçlerinde hangi stratejiler ile arttırılabilir? Türkiye’de yüzlerce meslek lisesi, meslek yüksek okulu ve mesleki alanda üniversite bulunduğunu ve bu eğitim kurumlarından mezun olanların kolaylıkla iş bulamadıklarını görüyoruz. Bu durumun sebeplerinin başında iş arayanların sahip olduğu yetkinliklerin işverenlerin iş gücü profillerine uygun olmaması ve ne yazık ki birçok okuldan mezun olanların çoğunun kendi alanında çalışmayı hedeflemiyor olması geliyor. İşte platformumuzun ana hizmet alanı bu farkındalığı sağlamaktır.”

Yapay zekâ yardımı ile gençlerin kişisel özelliklerine uygun meslekler tespit ediliyor

Nar Tanesi platformunda öncelikle gençlere bilişim meslekleri hakkında temel bilgiler veriliyor. Donanım, Hizmetler, Network, Tasarım, Veri Bilimi ve Yazılım başlıkları altında 28 mesleğin tanımı, meslekte çalışacaklar için gerekli beceriler, mesleki sorumluluklar, eğitim gereklilikleri ve eğitim yol haritaları detaylı bir şekilde anlatılıyor. Ayrıca yapay zeka yardımı ile gençlerin kişisel özelliklerine uygun meslek tespiti ve eğitim yol haritası çıkartılıyor.

Platformun TÜBİDER Bilişim Sektörü çerçevesi altında gerçekleştirdiği, “Bilişim Sektörü Ücretler Araştırması” gibi farklı araştırmaları da var. Meslekler, kariyer gelişimi ve girişimcilik üzerine pek çok online seminerin gerçekleştirildiği organizasyon kapsamında ileride canlı etkinlikler de yapılması planlanıyor.

Bilişimde kariyer yapmak isteyenlerin kendilerini ve sektörü keşfettikleri bir platform

Nar Tanesi, mentor ve mentileri eşleştiriyor ve danışmanlık hizmetlerini takip ediyor. Platformda, tamamen gönüllülük esası ile çalışan mentorlar, bilişim sektörünün deneyimli profesyonellerinden oluşuyor. Platform çatısı altında bugüne kadar 150 gence destek sağlanırken, çeşitli zamanlarda etkin olmuş ve birçoğu görevine devam eden yaklaşık 160 mentor bulunuyor.

Tuğba Şişik Reis, mentorların kariyer yolculuklarındaki rolünü ve önemini şöyle değerlendiriyor: “İnsanların büyük bir çoğunluğu gençleri kendi çocuklarının ötesinde toplumlarında destekleme gücünün olduğu konusunda hemfikirdir. Mentorluğu, insanları bir araya getirmek, daha sağlıklı ve daha sorumlu topluluklar oluşturmak ve birçok eşitsizlik nedenine yönelik somut bir araç olarak görüyorlar. Bu sebeple mentor bulmakta çok sıkıntı çektiğimizi söyleyemem. Bilişim alanında mentorluk, belirli bir deneyim, bilgi birikimi, beceri veya uzmanlığa sahip bir kişinin, bir gencin kişisel ya da mesleki anlamda gelişimini ele alınan konularla bağlantılı tavsiyeler vererek, yol göstererek ve bilgilendirerek katkıda bulunması, diğer deyişle akıl hocalığı yapmasıdır. Mentor, eğitim süreçlerindeki mentilerin kendilerini keşfetmelerini sağlar, tavsiye verir, bilgi ve deneyimlerini paylaşır. Bilişim alanında yetkin mentorlarımız bunları yaparken az baskı yapar, öğrenilmesi gereken bilgileri mentilerin kendi kendilerine öğrenmelerini sağlayacak bir tutum sergiler.”

TAİDER aile işletmelerini dokuzuncu kez zirvede buluşturdu
Bu yıl “Peki Ya Bundan Sonra” temasıyla düzenlenen TAİDER 9. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi, Fiba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özyeğin, Hepsiburada Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, Getir Kurucu Ortağı Tuncay Tütek, Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu, Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Silk and Cashmere Yönetim Kurulu Başkanı Ayşen Zamanpur ve CEO’su Ferhat Zamanpur, Bilsar Kurucusu ve CEO’su Selman Bilal’in katılımlarıyla gerçekleşti. TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Urhan açılışta yaptığı konuşmada TAİDER olarak bundan sonra hedeflerinin, aile işletmeleri konusunda referans kurum olmak olduğunun altını çizdi ve “Aile işletmelerinin ülkedeki demografik durumunun ülke ekonomisine katkısı, nesil geçişleri ve bunun gibi konularda akademik çalışmalar yaparak derneğimizin bir bilgi kaynağı haline gelmesini sağlayacağız” dedi.
TAİDER olarak, Türkiye’deki aile işletmelerini bir araya getirerek kurumsal yönetim, sürdürülebilirlik ve gelecek planlaması gibi konularda aile işletmelerine ışık tutmayı hedefleyen ve bu yıl dokuzuncusu düzenlenen TAİDER Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. “Peki Ya Bundan Sonra” temasıyla düzenlenen zirvede şirketlerinin yaşadığı pandemi süreci ve iklim değişikliğinin getirdiği sonuçların iş hayatına etkisi, aile şirketlerinin krizler karşısındaki genel duruşu ve yaşadıkları deneyimler ortaya kondu.
Ana sponsorluğunu Deloitte Private ve Partner Republic’in üstlendiği zirvede konuşmacı olarak yer alan isimlerin arasında Fiba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özyeğin, Hepsiburada Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, Getir Kurucu Ortağı Tuncay Tütek, Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu, Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Silk and Cashmere Yönetim Kurulu Başkanı Ayşen Zamanpur ve CEO’su Ferhat Zamanpur, Bilsar Kurucusu ve CEO’su Selman Bilal oturumlarda konuşmalarıyla yer aldı.
“VUCA döneminden BANI dönemine geçtik”
Bu yıl pandemi nedeniyle ikinci kez çevrimiçi gerçekleştirilen TAİDER 9. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Urhan, pandemide tüm dünya için Değişken (Volatility), Belirsiz (Uncertainty), Karmaşık (Complexity) ve Muğlak (Ambiguity) olan VUCA döneminden artık Kırılgan (Brittle), Endişeli (Anxious), Doğrusal Olmayan (Non Linear) ve Anlaşılmaz (Imcomphensible) olarak adlandırılan BANI dönemine geçildiğini belirtti.
O yüzden bu yılki zirvenin temasını “Peki Ya Bundan Sonra…” olarak belirlediklerini söyleyen Urhan, “Ne mutlu bizlere ki aile şirketlerimiz bu dumanlı havada güçlü ve sürdürülebilir büyümesinden ödün vermeden, azimle yolculuklarına devam ediyor. Bu başarının elbette bazı sebepleri var. Aile şirketlerine bu avantajı sağlayan faktörler; uzun vadeli olmaya yönelik kurumsal içgüdü, kurumsal hafıza, akıllıca verilen refleksler ve gelenekler ile gelecek arasındaki dengeyi kurma becerisi” dedi.
Sürdürülebilirlik için nesil devrinin planlanması ve kurumsallaşma çok önemli
Geçtiğimiz aylarda TAİDER Üye Profil ve Eğilimler Araştırması adı altında önemli bir anket çalışmasına imza attıklarını belirten Urhan, sözlerine şöyle devam etti: “Anket çıktılarından da izlendiği gibi aile işletmeleri; kendi sürdürülebilirliklerini sağlama konusunda geliştirilecek alanları nesil devrinin planlanması ve kurumsallaşma süreçlerinin tamamlanması şeklinde önceliklendiriyor. Aile şirketlerimizin işletmenin ve ailenin kurumsallaşmasıyla birlikte Aile-İş-Ortaklık boyutlarının etkili bir şekilde yönetilmesi konusuna verdikleri önem dikkat çekici. Yönetim kurullarının ve icra komitelerinin aktif çalışması, uzlaşma kültürü ile kararların alınması, profesyonelleşmede atılan adımlar, gelecek nesillere liderliğin devri için planlı yaklaşımlar, aile anayasaları, aile meclisi toplantıları gibi birçok adım kurumsallaşma yönünde alınan mesafeleri gösteriyor. TAİDER üyelerinin bahsedilen konularda ortalamaların üzerinde yol kat etmiş, daha da ileri gitmeyi planlayan işletmeler ve bireyler olduğunu söyleyebiliriz. Bu anlamda üyelerin kendilerini geliştirerek aynı öncelikleri paylaşan diğer aile işletmeleri için de rol model olma potansiyeli, aile şirketlerinin sürdürülebilir büyüme hedefleri doğrultusunda son derece umut verici.”
TAİDER olarak bundan sonra hedeflerinin, aile işletmeleri konusunda referans kurum olmak olduğunun altını çizen Urhan, “Aile işletmelerinin ülkedeki demografik durumunun ülke ekonomisine katkısı, nesil geçişleri ve bunun gibi konularda akademik çalışmalar yaparak derneğimizin bir bilgi kaynağı haline gelmesini sağlayacağız” dedi.
Zirvenin ilk gününün diğer konuşmacısı ise Fiba Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özyeğin oldu. “Yeni Nesil Kurumsallaşma: Liyakat ve Eşitlik” konusunu ele alan Özyeğin, “Kurumsallaşma konusunda bir ailenin yapması gereken son şey, başka bir ailede gördüğü ama üzerine oturmayacak bir gömleği giymeye çalışmak olmalı. Çünkü ikinci nesil aile üyeleri arasında bile farklı görüşler, tercihler, öncelikler olabiliyor. Her ailenin, doğru çözümleri bulabilmek için vaka çalışmalarını yakından incelemesi gerekiyor. Bu konunun tartışılması sürdürülebilirlik için çok önemli ve TAİDER de bu konuda tüm Türkiye’ye öncülük ediyor. Vaka çalışmalarında öncelikle batıya bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu ülkelerde bizdekilerden daha eski aile şirketleri var ve bu örneklerin pek çoğu, iyi okullarda örnek olarak inceleniyor. Aile şirketlerinin bu vakaları inceleyerek kendilerine en uygun gömleği bulabilme imkânı var. Örnek olarak, Avrupa’da birçok aile ortak işlere giriyor, aile ofisleri yürütüyor. Birçok aile birleşiyor, işleri birbirlerinden öğreniyor. Bir araya geldiklerinde sahip oldukları know-how artıyor. Bir yatırım yaparken pazarlık güçleri artıyor. Aile ofisleri etrafında çok büyük iş birlikleri gerçekleşiyor. Bunlar ileriye dönük çok kıymetli, bizlerin de yaşaması gereken bir dönüşüm fırsatı. Her durumda, kurumsallaşma konusu aile içinde bir tabu olmamalı ve bu konu kurucunun sağlığında tartışılmalı. Fiba Grubu’ndaki anayasa çalışmalarımızda Hüsnü Özyeğin’in de öncü olduğu gibi, kurucunun da onayıyla her şirket kendine en uygun çözümü bulmalı. Ve tabii ki yeni nesil kurumsallaşmanın temel ilkeleri de liyakat ve eşitlik ilkeleri olmalı. Bu ilkelerin sürdürülebilirliği çok önemli. Bunun için de tüm prensipler yazılı ve kesin kurallar haline getirilmeli” dedi.

Türkiye’nin Çin’e gıda ihracatı ikiye katladı 

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Guangzhou Ticaret Ataşeliği destekleriyle katılım sağladığı Guangdong 21. Yüzyıl Denizyolu İpekyolu Uluslararası (MSRE) 2021 Fuarı 24-26 Eylül tarihleri arasında Çin’in Guangzhou şehrinde düzenlendi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, 64’ten fazla ülke ve bölgeden binden fazla katılımcının ürünlerini fuarda sergilediğini açıkladı.

“MSRE 2014 yılından bu yana sekiz kere düzenlendi ve fuarın toplam katılımcı sayısı bir milyonu aştı. Guandong Hükümetinin de yer aldığı fuarda Guangzhou Ticari Ataşeliğimiz destekleri ile Ege İhracatçı Birlikleri olarak Türk gıda ürünlerimiz tanıtılırken, Çinli iş adamları ile Müşavirliğimiz aracılığı ile ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi. Özellikle ülkemiz su ürünlerine, zeytinyağı ve kuru meyveye yoğun bir talep oldu. Son 9 aylık dönemde Çin’e ihracatımızda geçen seneye oranla su ürünlerinde yüzde 574, kuru meyvede yüzde 126, fındık ve mamullerinde yüzde 99, hububatta yüzde 68 gibi dikkat çeken artışlar yaşadık.”

Celep, Ocak-Eylül döneminde Türkiye geneli Çin’e yüzde 35 artışla 2 milyar 512 milyon dolar gerçekleştirilen ihracatın 254 milyon dolarlık kısmını gıdanın oluşturduğunu anlattı.

“Geçen seneye göre gıda ihracatımızda yaşanan yüzde 111’lik artış Türk gıda sektörünün Çin’e yaptığı yatırımların karşılığını almaya başladığı net bir şekilde ortaya koyuyor. 2019 yılında Birliğimiz bünyesinde kurduğumuz Çin çalışma grubumuz son üç senedir Çin pazarına yönelik etkinliklerin planlanması için yoğun mesai harcıyor. Wechat, weibo gibi platformlarda gıda ürünlerimizin tanıtımlarına devam ediyoruz. Aynı zamanda JD, T-Mall gibi platformlar tarafından onaylanmış ajanslar ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bu çalışmanın sonunda firmalarımızın mağazalarının açılması ve ürünlerimizin Çin pazarında daha yoğun olarak yer almasını sağlayacağız. Çin’e gıda ihracatında önümüzdeki 5 yılda 1 milyar doları geçmeyi hedefliyoruz.”

Yaş meyve sebze ve meyve sebze mamul sektörü dünyanın en önemli ithalatçılarından Hollanda ve Belçika ile adımlarını sıklaştırıyor

2021’in 9 aylık döneminde yüzde 14 artışla 813 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, 28 Kasım-02 Aralık tarihlerinde Hollanda ve Belçika’ya sektörel ticaret heyeti düzenliyor.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektöründeki güncel gelişmeleri, Ocak – Eylül dönemi ihracat rakamlarıyla ilgili değerlendirmelerini Seferihisar’da düzenlediği basın toplantısında açıkladı.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Dünya genelinde ve ülkemizde aşılanma oranının hızla artması sonucunda, biz de birlik olarak fiziki faaliyetlerimize yeniden başlamaya karar verdik. İlk fiziki faaliyetimizde Kasım ayının sonunda Hollanda ve Belçika’ya yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörlerine yönelik Ticaret Heyeti organizasyonu gerçekleştireceğiz ve orada ikili iş görüşmeleri düzenleyeceğiz. Şu anda 15 üyemizin katılım başvurusunu aldık.” dedi.

Belçika ve Hollanda’ya meyve sebze mamul ihracatını Ege Bölgesi sırtlıyor

Ocak-Eylül döneminde Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin ihracatının yüzde 14 artışla 813 milyon dolara yükseldiğini söyleyen Uçak, Hollanda’nın hem Türkiye’nin hem Ege’nin meyve sebze mamulleri ihracatında dördüncü sırada yer aldığını ve geleneksel pazarı olduğunu açıkladı.

“Hollanda’ya Türkiye geneli Ocak-Eylül döneminde yüzde 24 artışla 103 milyon dolar meyve sebze mamul ihracatı gerçekleştirdik. Bu ihracatın yüzde 34’lük artışla 50 milyon dolarlık kısmını bizim bölgemizden yaptık. Hollanda’ya Türkiye geneli yaş meyve sebze ihracatımız ise yüzde 10 yükselişle 44 milyon dolar civarında. Belçika’ya ise 9 aylık dönemde Türkiye geneli mamul ihracatımız yüzde 23 artışla 22 milyon dolar, yaş meyve sebze ihracatımız ise yüzde 14 yükselişle 8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Belçika’ya meyve sebze mamul ihracatının 13 milyon dolarlık kısmı Ege’ye ait.”

Hollanda ve Belçika’nın yaş meyve sebze ve meyve sebze mamul ürünleri açısından önemli bir potansiyel arz ettiğinden bahseden Hayrettin Uçak iki pazara dair şu tespitlerde bulundu;

“Hollanda, yıllık 10 milyar dolar taze meyve sebze ithalatı ve 7 milyar dolar meyve sebze mamulleri ithalatı ile dünyanın en önemli ithalatçılarından biri durumunda. Lojistik açıdan da Avrupa’nın birçok bölgesine ulaşmak amacıyla Hollanda önemli bir dağıtım merkezi olarak ön plana çıkıyor. Belçika da aynı şekilde yıllık 3,5 milyar doları geçen yaş meyve sebze ve 4,5 milyar dolar meyve sebze mamulleri ithalatı ile Avrupa’nın önemli alıcı ülkelerinden biri. Hollanda’ya göre daha küçük bir pazar olsa da bir reeksport merkezi olması ve Avrupa iç ticaretindeki etkinliği nedeniyle ihracat için cazip bir ülke.”

Uçak, “İhracatımızdaki artış yıl sonuna kadar devam ederse ihracatımızı 1 milyar 100 milyon doların üzerinde kapatacağız. Biraz daha artırmayı başarabilirsek yılbaşında koyduğumuz 1 milyar 200 milyon dolarlık ihracata ulaşmaya çalışacağız. Ama her şekilde yıl sonunda Birliğimiz adına yeni bir ihracat rekorunun geleceğini şimdiden söyleyebilirim.” diyerek sözlerini noktaladı.

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz, Ege İhracatçı Birlikleri’nin son bir yılda 15,5 milyar dolar ihracat seviyesine ulaştığını 2 tanesi Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olmak üzere 7 tane URGE Projesi yürüttüklerini, AB Yeşil Mutabakata uyum için ihracatçı sektörlerin uyum sağlama sürecine destek olmak için Sürdürülebilirlik Departmanı kurduklarını, bu anlamda Türkiye’de öncü ihracatçı birliği olduklarını, yoğunlaştıkları bir diğer başlığın ise dijitalleşme olduğunu söyledi.

TOYOTA GAZOO RACING FİNLANDİYA’DA YENİ BİR ZAFERE DAHA İMZA ATTI

TOYOTA GAZOO Racing Dünya Ralli Takımı, Elfyn Evans ve co–pilotu Scott Martin’in yaşattığı olağanüstü bir yarış sayesinde evinde dördüncü zaferini kutluyor. İngiliz ikili, iki raundun kaldığı şampiyonluk yolunda artık ralliyi beşinci sırada tamamlayan takım arkadaşları Sébastien Ogier ve Julien Ingrassia’yı yakalayabilecek bir konuma ulaştılar. Bu sonuçlarla birlikte; Toyota pilotlarının şimdiden üst üste üçüncü yıl şampiyonluk unvanını alması da kesinleşti. Toyota, üreticiler takım şampiyonluğunu kazanmaya da bir adım daha yaklaştı.

İki yıl aradan sonra yapılan ilk Finlandiya ralli yarışında, takımlar hızlı çakıl yollarda daha çetin bir rekabetle karşılaştı. Evans Cuma açılış gününün sonunda toplamdaki üçüncülükle en iyi konumlanmış pilot durumunda iken, yolda ikinci sırada olmasına rağmen güçlü bir performans ortaya koydu. Cumartesi sabahı dört etabın dördünü de kazanarak birinciliğe yerleşti ve final gününe 9.1 saniyelik bir avantajla girdi.

Pazar test sürüşlerinin ilkinde en hızlı süreyle arasındaki mesafe sadece 0.4 saniye olarak gerçekleşirken, 17. ve 18. etap farkı artırarak en hızlı sürelere ulaştı. Ralliyi bitiren Güç Etabı’nda en hızlı süreye yakışan bir zafere imza atarak, maksimum beş ekstra puana hak kazandı.

Ralliye ev sahipliği yapan Jyväskylä şehrinde üretilen Toyota Yaris WRC 2017 yılında piyasaya sürüldüğünden bu yana kendi şehrinin yollarında rekorunu kimseye bırakmadı. Araç bu sonuçla birlikte toplamdaki 25. WRC zaferine ulaşmış oldu. Toyota ayrıca WRC’de 200. kez podyuma çıktı ve böylelikle bu sayıya ulaşan üçüncü üretici oldu.

Sezondaki ikinci zaferiyle birlikte, Evans şampiyona lideri Ogier ile arasındaki farkı 24 puana düşürmüş oldu. Sezonun tamamlanması için toplamda 60 puan kalırken, üreticiler şampiyonasında da Toyota liderlik farkını 61 puana çıkardı.

Ogier finiş çizgisine vararak şampiyonluk yolunda beş puanı daha hanesine yazdı. Cumartesi yaşadıkları kazadan sonra, hem Kalle Rovanperä hem de TGR WRC Challenge Program pilotu Takamoto Katsuta pazar günü WRC’nin en üst kategorisinde bulunan Finlandiya Rallisi’nde start alarak deneyimlerini artırma fırsatı da buldular.

OİB’den ihracat artışında lider Birleşik Krallık’a dijital toplantı

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) hedef pazarlarda ihracatı artırmak amacıyla düzenlediği Otomotiv Dijital Sektörel Ticaret Heyeti programları, Birleşik Krallık ile devam ediyor. OİB’in etkinliği, 18-22 Ekim tarihlerinde yapılacak.

OİB’in Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) desteği ile düzenlediği Birleşik Krallık Otomotiv Dijital Sektörel Ticaret Heyeti Programı, Türkiye’den 21 firmanın katılımıyla gerçekleştirilecek.

Programın açılışı, 18 Ekim Pazartesi günü OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik ev sahipliğinde tüm firmalara açık olacak webinar programı ile başlayacak. Etkinlikte, webinar ve firmalar arası görüşmelerle iki ülkenin ticaret ve işbirliği faaliyetlerinin artırılması hedefleniyor.

Çelik: “İngiltere, Avrupa’daki en önemli pazarlarımızdan biri”

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Tüm dünyanın zorluklardan geçtiği böylesi bir dönemde alternatif pazarlar bulma, mevcut pazarlarımızı ise daha da geliştirme adına dünyanın pek çok farklı ülkesine yönelik etkinlikler düzenliyoruz. Avrupa ülkeleri, ihracatımızdan yüzde 80 pay alıyor. İngiltere otomotiv ve tedarik sanayii de dünyanın önde gelen binek ve ticari araç üreticilerinden özel pazarlara kadar geniş yelpazede üretim yapıyor. Dolayısıyla İngiltere de Avrupa’daki en önemli pazarlarımızdan biri” dedi.

Brexit süreci ile bir dönem belirsizlik yaşansa da geçen yılın son gününde yapılan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ile birlikte Türk otomotiv sektörünün Birleşik Krallık’a olan ihracatının kaldığı yerden devam ettiğini vurgulayan Baran Çelik “Bu yıl Ocak-Eylül döneminde en yüksek ihracat artışlarından birini yüzde 63’lük oranla Birleşik Krallık’a gerçekleştirdik. Birleşik Krallık, ilk dokuz ayda 2,2 milyar dolar ihracat ile ülkeler sıralamasında da üçüncü sırada. Amacımız, bu artış ivmesini sürdürmek ve dijital heyet organizasyonunun da katkısıyla ihracatımızı daha da yukarılara taşımak” dedi.

Geçen yıldan bu yana sekiz ülkeye dijital heyet

OİB’in Otomotiv Sektörel Ticaret Heyeti programları, pandemi nedeniyle geçen yıldan bu yana dijital olarak gerçekleştiriliyor. İlki geçen yıl haziran ayında Meksika ile başlayan, ardından Almanya ve İngiltere ile devam eden Otomotiv Dijtal Sektörel Ticaret Heyeti programları, bu yıl sırasıyla Tayland, Güney Afrika, Rusya, Brezilya ve Arjantin ile devam etti.

Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Aylık en yüksek reel getiri Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS)’de oldu
En yüksek aylık reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %0,24, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %0,53 oranlarıyla DİBS’de gerçekleşti.
Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) %0,31, Euro %0,73, Amerikan doları %0,74, külçe altın %0,96 ve BIST 100 endeksi %2,63 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise mevduat faizi (brüt) %0,01, Euro %0,43, Amerikan doları %0,44, külçe altın %0,66 ve BIST 100 endeksi %2,34 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
DİBS, üç aylık değerlendirmede; TÜFE ile indirgendiğinde %1,32 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise %1,23 oranında yatırımcısına kaybettirdi. Külçe altın, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %9,99, TÜFE ile indirgendiğinde ise %7,66 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; TÜFE ile indirgendiğinde %5,67 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlarken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise %4,49 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir. Aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %20,80, TÜFE ile indirgendiğinde ise %12,38 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri BIST 100 endeksinde gerçekleşti
Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; TÜFE ile indirgendiğinde %7,96 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı olurken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise %10,32 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir.
Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Amerikan doları %21,21, Euro %21,35, mevduat faizi (brüt) %23,50, DİBS %25,76 ve külçe altın %27,34 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir. TÜFE ile indirgendiğinde Amerikan doları %5,14, Euro %5,32, mevduat faizi (brüt) %7,90, DİBS %10,62 ve külçe altın %12,53 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir.

BinRota’dan gezginleri düşünen seyahat uygulaması: Sağlıklı Seyahat Paketi
Tur sağlayıcısı BinRota, tüm dünyada seyahat engellerinin hafifletilmesiyle birlikte hızlanan turizm sektöründe yepyeni bir uygulamaya daha imza atarak “Sağlıklı Seyahat Paketi” uygulamasını devreye aldı.
Gazella Turizm’in bünyesindeki tur operatörü markası BinRota, Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın uyguladığı seyahat önlemleri kapsamında geliştirdiği “Sağlıklı Seyahat Paketi” uygulaması aracılığıyla, hizmet verdiği seyahat acentelerinin turlarına katılan misafirlerin gönül rahatlığıyla dünyayı keşfedebilmelerini sağlayacak.
BinRota’dan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Dünya pandeminin ortaya çıkardığı kısıtlamalardan kurtulmaya ve yeni normallere adapte olmaya çalışıyor. Tüm dünyada aşılama süreçlerinin hızlanması, kısıtlamaların ortadan kalkması turizm sektörüne de bir hareket getirdi. Bu gelişmelerle birlikte biz de gerek yurt içi gerek yurt dışı tur planlamalarımıza başladık. Bu süreçte misafirlerimizin sağlığı bizim için her şeyden önemli. Bu noktada sektörde bir ilk olacak önemli bir adım attık ve misafirlerimize ‘Sağlıklı Seyahat Paketini’ sunmaya başladık. Bu paket kapsamında turlarda uyguladığımız bazı önlemler mevcut. Buna göre;
BinRota Turizm turlarında hizmet veren tüm şoförler ve araç görevlileriyle birlikte tur rehberleri ve yerel rehberler çift doz aşılanmış olacak

Tüm misafirlere ücretsiz COVID-19 Sağlık sigortası yapılacak

Tura katılan misafirlerde Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış çift aşı karnesinin ibrazı veya son üç ay içerisinde COVID-19 hastalığını geçirmiş olma zorunluluğu aranacakBinRota “Sağlıklı Seyahat” anlayışıyla misafirlerin sağlığını düşünen hizmetleriyle, çözüm ortaklarına ve paket tur misafirlerine en ince ayrıntısına kadar planlanmış deneyimler yaratıyor. İş modelini B2B’den B4B’ye dönüştüren BinRota turizm alanında sahip olduğu deneyimi sektörün tümüyle buluşturuyor. Ayrıca sadece tur operasyonel süreçlerine odaklanmaktan çıkararak, tüm turizm şirketlerinin alternatif gelir yaratabileceği bir modelle, onların da büyümesini de sağlıyor. BinRota’nın suduğu hizmetler şöyle sıralanıyor:

Paket tur tasarımı, Turların uçtan uca tüm operasyon hizmetleri, Turların tanıtım ve pazarlama çalışmaları, Turların satış çalışmaları