Ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam haberleri, TUİK verileri (11.05.2022)

Altın yatırımcıları dikkat! Finans Uzmanı Murat Özsoy, yeni alım seviyesini açıkladı

Piyasaların gözü çarşamba günü açıklanacak olan nisan ayı ABD enflasyon verisinde. Mart ayında yüzde 8,5 gelerek 40 yılın zirvesini yenileyen ABD enflasyonu için piyasa beklentisi yüzde 8,1 gelmesi gelmesi yönünde. Haftanın en kiritik verisi altın fiyatlarını nasıl etkileyecek? Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, kritik rakamlar verdi.

Altının gram fiyatı, yeni haftaya düşüşle başlamasının ardından 898 lira seviyesinde işlem görüyor. Ons altın iste 1864 dolardan işlem görüyor.

ABD’deki enflasyon endişesi varlık fiyatlarında etkili olmayı sürdürürken, piyasalarda oynaklık artmaya devam ediyor. Küresel piyasaların gözü ise ABD enflasyon verisinde.

Ekonomist Finans Uzmanı Murat Özsoy, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 3 seviyesini aşması sonrasında belirgin bir düşüş içerisine giren ons altın fiyatının 1863 Dolar seviyesinin altında bir kapanış sergiler ise son 3 aydaki en düşük seviyesi olan 1854 Dolar’a kadar bir seyir izleyebileceğinin altını çiziyor.

ABD 10 YILLIK TAHVİL FAİZİNDE GEVŞEME SİNYALİ

1863 Dolar’ın önemli bir destek seviyesi olduğunu vurgulayan Özsoy, “Ons altın fiyatlarındaki seyrin daha net bir görünüm kazanması için bu hafta Çarşamba günü açıklanacak ABD enflasyon rakamını takip edeceğiz. Genel beklenti olan yüzde 8.1’in daha da altında bir rakam açıklanması halinde 10 yıllık tahvil faizlerinde bir gevşeme olmasını bekliyorum. Yüzde 8.1’in altında bir enflasyon açıklanması bu gevşemenin yüzde 3’ün altına kadar olmasına etki eder diye düşünüyorum” ifadesini kullandı.

ALTINDA ALIM FIRSATI

Piyasa beklentisi paralelinde açıklanan bir enflasyon karşısında yine de ABD 10 yıllıklarında sınırlı bir gerileme olacağını belirten Özsoy, “Bu durum karşısında ABD dolar endeksinin hareketini takip edeceğiz. Eğer orada da 103 seviyesinin altına bir gerileme söz konusu olursa bu durumda ons altındaki toparlanma 1892 dolar seviyesine doğru olacaktır. Gram altın tarafında ise 900 TL ve eğer yakalanabilirse 900 TL altındaki seviyeler şu anda fırsat olarak nitelendirilebilir” dedi.

Biz Finansal Danışmanlığı Kurucusu Murat Özsoy, özellikle Dolar/TL kurunda Mayıs ayı itibariyle FED etkisiyle yükselişin sonucunda gram altında yeniden 925 TL-930 TL seviyeleri gündeme geleceğinin altını çizdi.

ACE of MICE EXHIBITION by TURKISH AIRLINES 9. KEZ KAPILARINI AÇIYOR

 Turizm ve etkinlik sektörü bu kez  ‘sürdürülebilir gelecek’ için buluşacak

 Turizm ve etkinlik sektörü profesyonellerini 9’uncu kez bir araya getirecek ACE of MICE Exhibition by Turkish Airlines’ın bu yılki teması “sürdürülebilir gelecek” oldu. 25-27 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek fuara 210 ulusal ve uluslararası firma ve 15 binin üzerinde ziyaretçi bekleniyor.

İki yılı aşkın süredir devam eden pandeminin ardından büyük bir atılım yapması beklenen turizm ve MICE (Meetings, Incentives, Confrences, Events – Toplantı, Teşvik Gezisi, Konferans, Etkinlik) sektörü, İstanbul’da dev bir buluşmaya hazırlanıyor. Turizm ve etkinlik sektörü profesyonellerini 9’uncu kez bir araya getirecek ACE of MICE Exhibition by Turkish Airlines, 25-27 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek ve  “Sürdürülebilir Gelecek” teması ile de geleceğe ışık tutacak.

Türk Hava Yolları’nın isim sponsorluğunda, TÜRSAB’ın stratejik partnerliğinde ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı – TGA, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Ticaret Odası, TUROFED, TUROB, Antalya Tanıtma Vakfı,  AKTOB ve  Nirvana Cosmopolitan Hotels destekleriyle bu yıl 9’uncusu gerçekleşecek fuar, Türkiye’nin tanıtımına ve MICE sektörünün ticari hacminin artmasına katkıda bulunacak. Önceki yılların deneyimlerinden yola çıkarak bu yıl çok daha zengin bir içerikle ziyaretçileri ağırlamaya hazırlanan ACE of MICE Exhibition, 15 binden fazla turizm profesyonelini buluşturacak.

Bu büyük buluşmayı organize eden Turizm Medya Grubu’nun Başkanı Volkan Ataman, salgın nedeniyle durgunlaşan sektörün yeniden ivme kazanmasının Türkiye için önemini vurgularken,

“Turizm endüstrisi, pandeminin ardından 2022 yılında yeniden atağa geçmeyi hedefliyor. MICE bunun önemli bir parçası olabilir” dedi. Ataman, şu değerlendirmeyi yaptı: “ACE of MICE Exhibitions, MICE sektöründe kazandığı tecrübeyle artık rüştünü ispatlamış, gerek içeriği gerekse sunduğu iş fırsatlarıyla sektörün merakla beklediği bir organizasyon. Türkiye MICE alanında değerlendirilmesi gereken büyük bir potansiyele sahip. Türkiye’nin turizm gelirinin yüzde 30’u MICE sektöründen sağlanıyor. Türkiye yalnızca deniz tatilinden ibaret bir ülke değil. Yalnızca bu amaçla gelen turistleri ağırlamaktan çok daha öteye geçebilir ve turizm gelirini MICE ile çok daha fazla artırabilir. Bu anlamda ACE of MICE Exhibitions’ın sektörü hareketlendireceğine inanıyoruz.”

DAHA AZ ENERJİ, DAHA ÇOK GELECEK

Bu yılki teması “Sürdürülebilir Gelecek” olarak belirlenen  fuarın, A’dan Z’ye çevreye saygılı şekilde tasarlandığına dikkat çeken Ataman, şu bilgileri verdi:

Doğaya destek olmak ve enerjiyi verimli kullanmak amacıyla gereğinden fazla teknolojik donanımın tercih edilmediği fuar, bunu tasarımı ile de yansıtacak. Fuar alanında katılımcılara doğayı daha çok hissettirecek sarı ve yeşil renkler tercih edilecek.

“Sürdürülebilir Gelecek” teması, fuarın yalnızca tasarımında değil, programında da önemli yer tutacak. “Sustainable Future Summit”te, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından gezenimizi korumayı, tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamayı amaçlayan 17 amaç ele alınacak. İklim değişikliği, su ve enerji verimliliği gibi gezegenimizin geleceğini ilgilendiren konular masaya yatırılacak.

UN-SDSN Türkiye ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi Direktörü Dr. Tamer Atabarut’un moderatörlüğünde gerçekleşecek oturumda, katılımcılar önemli konuşmacıları dinleme fırsatı bulacak. Bu ana oturumun konuşmacıları; Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikalar Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, Sürdürülebilirlik Adımları Derneği Başkanı Emrah Kurum, Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) Mavi Bayrak Programı Ulusal Koordinatörü Almila Kindan Cebbari olacak. Türkiye’de sürdürülebilirlik temalı ilk uzun metraj animasyon filmini yapan animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu da bir sunum yapacak

Oturumda ayrıca önde gelen markalar, kendilerine ayrılan 40’ar dakikalık oturumlarda sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde gerçekleştirdikleri projeleri aktaracak.

YENİ İŞBİRLİKLERİNİN TEMELLERİ ATILACAK

ACE of MICE Exhibition aynı zamanda son iki yılı durgun geçiren turizm sektörü için yeni işbirliklerine ortam yaratacak. Üç gün boyunca 15 binden fazla turizm profesyonelinin katılımının beklendiği fuarın “Kaya Hotels Hosted Buyer Lounge” alanı iş buluşmalarının merkezi olacak.

Toplam 210 ulusal ve uluslararası satın alıcı firma ile B2B görüşme yapılmasına olanak tanıyan fuar, yepyeni perspektifler açan oturum programları, network aktiviteleri ve birbirinden renkli içerikleri ile Türkiye’nin MICE potansiyelinin değerlendirilmesine katkıda bulunacak.

YILIN EN İDDİALI PARTİSİ BU FUARDA!

Üç gün boyunca iş birliği geliştirme olanağı bulan turizm profesyonelleri, 26 Mayıs’ta yılın en iddialı partisinde unutulmaz bir gece yaşayacak. Jolly M.I.C.E. isim sponsorluğu ile CVK Park Bosphorus İstanbul Terrace’de gerçekleşecek AMEzing Party by Jolly MICE, küresel ve yerel MICE endüstrisinden katılımcılara unutulmaz bir gece yaşatacak.

10 Mayıs Dünya Kanatlı Günü “Dünya’nın en çok üretilen ve tüketilen eti: Kanatlı eti”

Küresel kanatlı eti sektörü bugün 10. Dünya Kanatlı Günü’nü kutluyor ve zorlu zamanlarda milyarlarca tüketiciye güvenli, kaliteli ve besleyici gıda sağlamanın gururunu yaşıyor.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) “Tarımsal Görünüm 2021” raporu kapsamında Dünya’da 2021 yılında 135 milyon ton üretim yaparak birinci sırada yer alan kanatlı eti sektörü yüz binlerce sektör çalışanı ile Dünya Kanatlı Günü’nün 10’ncusunu gururla kutluyor. Kanatlı eti, dünya et üretiminde %40 civarındaki payı ile en çok üretilen ve tüketilen değerli bir besin kaynağı olma özelliğini koruyor. “Tarım Ürünleri Raporu” 2021-2030 dönemi projeksiyonuna göre 2030 yılında son 10 yıllık kanatlı eti üretimindeki artışın %14 olacağı tahmin ediliyor ve gelecek yıllarda da bu verilerin artarak devam edeceği görülüyor.

2005 yılında oluşturulan Uluslararası Kanatlı Eti Konseyi (IPC) kurucu üyelerinden olan ve Türkiye kanatlı eti sektörünü konseyde başarı ile temsil eden Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği Derneği (BESD-BİR) Başkanı Naci Kaplan ise Dünya Kanatlı Günü ile ilgili şu açıklamaları yaptı:

“Dünya’nın iki yıldır geçirdiği zor süreçlerine rağmen uluslararası alanda kanatlı eti sektörü, üstendiği sosyal ve ekonomik rolü farkında olarak tüm çalışanları ve paydaşları ile büyük özveri içinde çalışıyor. Kanatlı eti dünyada en çok üretilen ve tüketilen et çeşidi olmakla beraber yeni dünya düzeninin en önemli konularının başında gelen sürdürülebilir üretimin de uygulayıcılarından biri. Önümüzdeki süreçte ise sektör, küresel gıda sistemindeki değişiklikler karşısında dünyayı bulduğundan daha iyi durumda bırakmak için sürdürülebilir ve çevre dostu uygulamaları geliştirmeye ve ilerletmeye devam edecek.”

BESD-BİR Başkanı Naci Kaplan Türkiye kanatlı eti üretimi ile ilgili de şu bilgileri vermiştir: “Beyaz et üretiminde dünyada 10’uncu sırada olan Türkiye’de, 2021 yılında bir önceki seneye göre % 5 civarında artış ile 2,3 milyon ton beyaz üretimi gerçekleşti. Kişi başı tüketim miktarı ise 21 kg’dır ve Dernek olarak amacımız tüketim artırıcı çalışmalar yaparak bu rakamı artırmaktır.

Tüm yaşanan sorunlara rağmen sektörümüz üretimini en iyi şekilde sürdürmekte, Türkiye’nin batısından doğusuna kadar her yere günlük olarak tavuk ve hindi etini en sağlıklı şekilde ulaştırmaktadır. Son 30 yılda teknolojik alt yapısına yatırım yaparak dünya standartlarına ulaşmış, dolaylı olarak 3,5 milyon kişiye istihdam sağlayan sektörümüz kendini çevreye duyarlı ve sürdürülebilir üretim uygulamalarına adamıştır.

Derneğimiz çatısı altında; ulusal ve uluslararası kalite standartlarını üst düzeyde karşılayarak sağlıklı ve kaliteli üretim yapan sektörümüzün tüm çalışanları, kanatlı yetiştiricileri ve diğer tüm paydaşlarımızla kanatlı eti üretmekten büyük gurur duyuyoruz.”

Iglo Architects İmzalı Anatolia Tile Porselen Seramik Fabrikası’nın İnşaatı Devam Ediyor…

Sürdürülebilirlik prensibiyle oluşturulan kurgusuyla Iglo Architects tarafından tasarlanan 205.000 m2 kapalı alanlı Anatolia Tile Porselen Seramik Fabrikası’nın inşaat süreci tüm hızıyla devam ediyor.

Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar Karoğlu liderliğindeki Iglo Architects tarafından Kanada’da faaliyet gösteren seramik markası Anatolia Tile & Stone için tasarlanan Anatolia Tile Porselen Seramik Fabrikası, İzmir Aliağa’da 205.000 m2 kapalı alan olarak inşa ediliyor. Anatolia Tile & Stone’un Türkiye’deki ilk yapısı olan 65.000 m² alana sahip lojistik merkezi de Iglo Architects tarafından tasarlanmıştı.

Anatolia Tile Porselen Seramik Fabrikası’nın üretim ve lojistik alanları prefabrik kolon ve çelik kirişlerle taşıtılırken tamamen çelikten üretilen mikser ve silo bölgeleri ile betonarme perdelerle oluşturulan hammadde alanları dahil tüm yapı membran çatı örtüsüyle kapatılmış. Fabrikanın cephesi, yapıya özel detaylarla geliştirilmiş nervürlü dokusuyla betonarme prefabrik panellerden oluşturulmuş.

Son teknolojiye sahip yatırımın sürdürülebilirlik prensibiyle oluşturulan kurgusu, çevreye saygıyı ve en az zarar verme prensibini önceleyerek, en yüksek enerji tasarrufu yapacak şekilde tasarlanmış. Bu doğrultuda, genel aydınlatmada gün ışığından maksimum faydalanma, genel havalandırmada ise minimum enerji tüketimi ve düşük bakım gereksinimi sağlayan doğal sirkülasyon sistemleri kullanılmasının yanında arıtma ve toz toplama sistemleriyle de çevreci yaklaşım benimsenmiş.

13.000 m² alanlı yönetim binasına sahip yapıda, çatı teraslarını da efektif kuIlanan, konaklama amacıyla kullanılabilecek rezidanslar tasarlanmış. İlk binada olduğu gibi burada da ofis binası çevresinde sıcak İzmir havalarında doğal serinleme desteği sağlaması amacı ile yansıma havuzu konumlandırılmış.

İzmir Aliağa’da Iglo Architects tarafından hayata geçirilen Anatolia Tile Porselen Seramik Fabrikası’nın inşaatının 2023 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

Kuru meyve sektörünün muhteşem üçlüsü ihracatta 1 milyar dolara koşuyor

 Türkiye’nin ihracat yolculuğunu başlatan kuru meyve sektöründe 2021-22 sezonunda tarihi bir değişim yaşanıyor. İhracatta üzüm, kayısı, incir şeklindeki sıralama bu sezon kayısı, üzüm, incir şeklinde değişti.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin 9 Mayıs 2022 tarihinde yayınladığı sirkülere göre; 2021-22 sezonunun geride kalan diliminde Türkiye, yüzde 10’luk artışla 835 milyon dolarlık kuru kayısı, kuru üzüm ve kuru incir ihraç etti. Kuru meyve sektörü, 3 üründe sezon sonunda 1 milyar doların üzerinde dövizi Türkiye’ye kazandırmayı hedefliyor.

Kuru kayısı ihracatını yüzde 30’luk artışla 246,8 milyon dolardan, 321,7 milyon dolara taşıdı ve ilk sırada yer aldı.

Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı yüzde 1 artarken, 309,6 milyon dolardan 312 milyon dolara ilerledi.

Cennet meyvesi olarak tanımlanan kuru incirde ise; 2021/22 sezonunun geride kalan diliminde 201 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya konuldu.

Çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir ihracatını artırmak için ürün bazlı komiteler kurduklarını sektördeki tüm bileşenleri bir araya getirdiklerini, 95 bin üreticiye ulaştıklarını dile getiren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, önümüzdeki dönemde sektörün daha katma değerli ihracat yapması için bu birlikteliği sürdüreceklerini kaydetti.

İthalatçıların talebine göre üretim yapmak zorundayız

Çekirdeksiz kuru üzümde dünya ihracatının yüzde 33’ünü, kuru kayısı da, yüzde 54’ünü, kuru incirde yüzde 58’ini Türkiye’nin yaptığı bilgisini veren Işık, “Kuru meyve ihracatında güçlü konumumuzu koruyabilmemiz için başta en büyük ihraç pazarımız Avrupa Birliği olmak üzere alıcı ülkelerin istediği standartlarda ürün üretmek zorundayız. Bunun için ihracatçılar, kamu, üreticiler ortak hareket etmek durumundayız. Bu yıl yasaklanan aktiflerin üretimde kullanılmaması için üreticilere yoğun bilgilendirme yapıyoruz. 2022-23 sezonunun başarılı olması için yoğun mesai veriyoruz” diye konuştu.

Kayısıda ABD, üzümde İngiltere, incirde Fransa lider

Türkiye, 2021-22 sezonunda en çok kayısıyı Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderdi. ABD’ye kuru kayısı ihracatımız yüzde 28’lik artışla 37,3 milyon dolardan, 47,8 milyon dolara yükseldi. Fransa 29,6 milyon dolarlık kuru kayısı ihracatıyla ikinci sırada yer alırken, Almanya 26 milyon dolarlık Türk kayısısı talep etti.

Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında İngiltere 77,6 milyon dolarlık ihracatla zirvedeki yerini korurken, Almanya’ya 46,5 milyon dolarlık kuru üzüm ihraç edildi. Hollanda 28,8 milyon dolarlık kuru üzüm talebiyle üçüncü sırada yer buldu.

Fransa ve Almanya 27’şer milyon dolarlık kuru incir talebiyle öne çıkarken, Amerika Birleşik Devletleri’ne 22 milyon dolarlık kuru incir ihraç ettik.

Ukrayna-Rusya savaşı, Türkiye’den geçen Orta Lojistik Koridoru’nu ön plana çıkardı

Ukrayna-Rusya savaşı, Türkiye’den geçen ve Avrupa’ya uzanan Orta Lojistik Koridoru’nu ön plana çıkardı. Çin’deki tedarik zinciri kriziyle birlikte transit hacmi 7 kattan fazla artan Kuzey Lojistik Koridoru, son aylarda yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle, Türkiye’den geçen Orta Lojistik Koridoruna kayıyor. Savaş nedeniyle Kuzey lojistik koridorundaki Ukrayna hattı kapalı olduğundan, Rusya’ya giden araçlar Türkiye üzerinden Gürcistan’ı kullanmaya başladılar.

Orta Lojistik Koridoru ve Kuzey Lojistik Koridorunun önemi hakkında bilgiler veren Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

Bilindiği gibi, Orta Lojistik Koridoru, Bulgaristan-Yunanistan’dan başlayan Türkiye üzerinden İran-Gürcistan- Azerbaycan üzerinden Çin’e uzanan meşhur İpek Yoludur. Kuzey Lojistik Koridoru ise, Avrupa’nın kuzey doğusundaki hattan Rusya-Kazakistan üzerinden ilerleyen Çin’e uzanan akstır. Ukrayna-Rusya savaşı öncesi, pandeminin de etkisiyle Kuzey Lojistik Koridorundaki yük taşımacılığının trafiği 7 kattan fazla artmıştı. Savaş bu trafiğe büyük darbe vurdu. Savaş nedeniyle, Türkiye’den geçen Orta Lojistik Koridoru stratejik bir hale dönüştü ve tercih edilmeye başladı. Bu durum, Türkiye için büyük bir fırsata dönüşebilir ve Türkiye gelecek 10 yıl içinde 500 milyar dolarlık bir üretimi kendi coğrafyasına çekebilir. Ayrıca, önümüzdeki 10 yıl içinde Orta ve Kuzey Lojistik koridorundaki lojistik hacminin 1.5 trilyon doları geçmesi bekleniyor.” dedi.

Tırların bekleme süreleri uzadı

Savaş nedeniyle tırların bekleme süresinin uzadığına işaret eden Tırport Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları belirtti:

Ukrayna-Rusya savaşı, pandemiyle yıldızı parlayan Kuzey Lojistik Koridoruna büyük zarar verdi. UND verileri göre, Türkiye’den çıkabilmek için 1500 Tır, ülkeye geri dönmek için 6-7 bin Tır, en az 35 gün sınır kapılarında kuyruk oluşturuyor. Bazen Tır’ların bekleme süreleri 45-50 güne kadar dahi uzayabiliyor. Nitekim, savaş nedeniyle, Karasu ve Odessa üzerinden Rusya’ya olan transit yük taşımacılığı güzergahı kullanılamaz hale gelince, Türkiye ile Gürcistan arasındaki sınır kapısı olan Sarp Sınır Kapısı’na yoğunluk arttı. Gürcistan’dan Rusya’ya varış süresi, 15 günden 30 güne çıkmış oldu. Ayrıca, bekleyen her Tır’ın yaklaşık 200 doların üzerinde günlük maliyeti bulunuyor.” diye konuştu.

Tırport 1,5 milyon kamyonu yönetmeyi hedefliyor

Türk lojistik teknolojileri startup’ı Tırport’un dünyanın sayılı lojistik teknolojileri arasında yer aldığını kaydeden Dr. Akın Arslan, şunları anlattı:

Tırport, önümüzdeki 5 yıl içinde sahip olduğu teknolojiler ve pazaryeri gücüyle, Kuzey ve Orta Lojistik koridorlarındaki farklı ülkelere ait 1,5 milyon kamyonu yönetmeyi ve yönlendirmeyi hedefliyor. Yine, yapay-zeka destekli olarak geliştirmekte olduğu yeşil gümrük teknolojileri ile gümrüklerden hızlı geçişi sağlatmayı ve beklemeleri en aza indirmeyi amaçlıyor. Crunchbase’te dünyanın en önemli 10 lojistik teknolojisi ve dijital yük servisleri arasında yer alan Tırport, günümüzde 6 dilde ve 7 ülkede tüm dijital platformlarda (iOS, Android, web, iPAD) yer alarak, lojistiğin uçtan uca dijital olarak yönetilmesini sağlıyor.” şeklinde konuştu.

Yaş meyve sebze ihracatçıları ihraç pazarlarını çeşitlendiriyor

2021 yılında ihracatta 3 milyar dolar barajını aşan Türk taze meyve sebze sektörü ihraç pazarlarını çeşitlendirmek için dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan’ı radarına aldı.

Yaş meyve sebze sektörünün en büyük ihraç pazarlarının Rusya Federasyonu ve Ukrayna olduğuna dikkati çeken Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, iki ülke arasındaki savaşın alternatif pazar arayışlarını hızlandırdığını kaydetti.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak, Taze Kiraz, Üzüm ve Nar Ürünlerinde Hedef Pazarlar URGE Projesi yürüttükleri bilgisini paylaşan Uçak, “URGE Projemiz kapsamında 7-14 Mayıs 2022 tarihleri arasında Hindistan’a Yeni Delhi ve Mumbai şehirlerini kapsayacak bir ticaret heyeti gerçekleştiriyoruz. Program kapsamında 9 Mayıs’ta Yeni Delhi’de Hintli yaş meyve sebze ithalatçılarıyla çok verimli geçen 200’den fazla ikili iş görüşmesi gerçekleştirdik. Sonrasında Asya’nın en büyüğü AZADPUR Halinde ithalatçı firmaları ziyaret ettik. Ticaret heyetimizin ikinci ayağında Mumbai’de ithalatçılarla ikili iş görüşmeleri yapacağız” diye konuştu.

Türkiye’den Hindistan’a taze meyve sebze ihracatının 2021 yılında yüzde 123’lük artışla 31 milyon dolardan 69 milyon dolara ilerlediğini aktaran Başkan Uçak sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’den en çok ihraç edilen ürün taze elma. Narenciye ürünleri Hindistan’da çok ithal edilen bir ürün ancak Türkiye’den ithalatları çok az. Narenciye ürünleri ihracatımızı artırabileceğimizi gördük. Kiraz ihracatımızı geliştirebileceğimiz bir diğer ürün olarak öne çıkıyor. Taze incir, nar, üzüm, armut ve kivi ihracatımızın Hindistan’a başlaması için Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli temasları başlatmış durumda. Bu ürünlerde de karşılıklı anlaşmalar sağlandığı takdirde Türk taze meyve sebze sektörü çok büyük ve güçlü bir ihracat pazarı kazanmış olacak. 2022 yılında ihracatta 100 milyon doları aşmayı hedefliyoruz.”

Hindistan Sektörel Ticaret Heyeti sırasında, Türkiye’nin Hindistan Büyükelçisi Fırat SUNEL ve Yeni Delhi Ticaret Müşavirleri Aysun ERGEZER TİMUR ve Osman Birkan KUM’un yakın ilgisini gördüklerini dile getiren EYMSİB Başkanı Hayrettin Uçak kendilerine teşekkür etti.

Sürdürülebilir Evreka çözümleri Nevşehir’de maliyetleri yarı yarıya düşürdü

Evreka’nın akıllı şehir teknolojisi çözümlerini tercih eden Nevşehir Belediyesi, bir yandan operasyonlarının maliyetlerini düşürürken, hizmet ve kentsel yaşam kalitesi artırmaya devam ediyor. Görev kontrolü, yakıt takibi,

KANAL İSTANBUL İLE DENİZ TİCARETİNE NEFES ALDIRACAK, ORTA KORİDORU GÜÇLENDİRECEĞİZ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, asrın projesi Kanal İstanbul ile Karadeniz ve Akdeniz üzerindeki deniz ticaretine nefes aldırarak, Orta Koridor’u daha da güçlendireceklerini söyledi ve “Demiryoluna artan ölçüde gösterdiğimiz önem ve farklı ulaşım modlarında Orta Koridor odaklı yatırımlarımız ile güzergahın kullanımını kolaylaştırmaya, tercih edilmesini artırmaya katkı sunuyoruz. Yatırımlarımızla, hat üzerindeki geçişleri hızlandırıyoruz” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Trans Hazar Uluslararası Taşıma Güzergahı Birliği Genel Kurulu’na katıldı. Dünyada kadim medeniyetlerin; önemli ticaret yollarını yapan, işleten ve ticari kazanç sağlayan milletler tarafından kurulduğunu kaydeden Karaismailoğlu, “Anadolu’nun batısından başlayıp, doğuya doğru devam eden ve Basra Körfezi’ne kadar uzanan Kral Yolu, Uzak Doğu’dan Avrupa’ya uzanan Baharat Yolu ve Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan İpek Yolu, ticaretin sadece belli bir bölgede sınırlı kalmasını önlemiş, farklı kıtalara, hatta dünyaya yayılmasına yardımcı olmuştur. Bugün, tarihi İpek Yolu, Demir İpek Yolu ismi ile yeniden canlandırılmıştır. Yeni altyapı ve ulaşım yatırımları sayesinde Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin geliştirilmesi, kolaylaştırılması, hacminin ise artırılması hedeflenmiştir. Üç kıtanın ortasında, Karadeniz ve Akdeniz gibi önemli su havzalarının geçişinde yer alan ülkemiz, konumunun avantajını yüz yıllarca muhafaza etmiştir” diye konuştu.

ORTA KORİDOR’DA LOJİSTİK SÜPER GÜÇ OLMAK İÇİN ÖNEMLİ YATIRIMLAR YAPIYORUZ

Türkiye’nin, her dönem pek çok önemli ticaret yollarının güzergahında yer aldığına dikkati çeken Karaismailoğlu, Türkiye’nin 4 saatlik bir uçuşla, 67 ayrı ülkedeki 1,6 milyar insanın, 38 trilyon dolarlık gayrisafi milli hasıla ve 7 trilyon dolarlık ticaret hacminin yer aldığı coğrafyanın merkezinde yer aldığını söyledi. “Bu avantajların verdiği sorumluluklar, omuzlarımızdaki yükü artırıyor. Bizi, ülkemiz ve dünya için daha çok çalışmaya teşvik ediyor” diyen Karaismailoğlu, o nedenle 60’tan fazla ülkeyi, dünya nüfusunun 4,5 milyarını, küresel ekonominin yüzde 30’unu kapsayan Orta Koridor’da küresel lojistik bir süper güç olmak için uzun süredir önemli yatırımlar yapıldığını belirtti.

Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “84 milyona ulaşan, genç ve dinamik nüfusuyla Türkiye’nin potansiyelini artırmasına yardımcı olan, Şubat 2017’de tüzel kişiliğine kavuşan Trans-Hazar Uluslararası Taşıma Güzergahı Birliği’ni, çok önemsediğimizi özellikle ifade etmek isterim. Birlik, aldığı kararlar ve uygulamaları ile Trans-Hazar bölgesindeki ticareti kolaylaştırmakta, mal hareketliliğini ve Orta Koridor’un cazibesini artırmaktadır. Üye ülkeler arasındaki; tarife birliğinin sağlanması, güzergahın ilk kilometresinden son kilometresine kadar tek tip nakliye süreçlerinin uygulanması, güzergahtaki transit ve ticari yüklerin yönlendirilerek taşımaların artırılması ile birlikte, lojistik ürün çeşitliliğinin sağlanması da son derece önemlidir. Yük trenlerinin sınır geçişlerini kolaylaştırmak için kurulan elektronik entegrasyon sistemi, geçişlere katalizör etkisi yapmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

Pandemi sürecinin, demiryolu taşımacılığının önemini bir kez daha ortaya çıkardığını ve küresel ticaretin demiryoluna ilgisini arttığına işaret eden Karaismailoğlu, bu doğrultuda Türkiye’de de demiryolu kullanımının arttığını söyledi. Bunların bir günde başarılmadığına işaret eden Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Uzun ve hassas planlamalar sonucunda oldu. Ve deyim yerindeyse bir reformu gerçekleştirdik. 2020 yılında 35 milyon ton olan yük taşıma kapasitesini yüzde 10 artarak 2021 yılı sonu itibariyle 38 milyon tona ulaştırdık. Özellikle uluslararası taşımalarımız 2021 yılında yüzde 24 oranında artış gösterdi. Hedefimiz bu rakamları daha da artırmak, demiryolunun taşımacılığın en güçlü parçalarından biri haline getirmektir. Bu doğrultuda 26 adet lojistik merkezde toplam 19 milyon metrekarelik alanda, 73,2 milyon ton taşıma kapasitesi oluşturmayı da planladığımızı belirtmek isterim. Türkiye, 30 Ekim 2017’de işletmeye açtığımız Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı ile birlikte, Orta Koridor’da etkinliğini artıran bir ülkedir. Çin’in Xi’an şehrinden Çekya’nın Prag şehrine hareket eden Çin-Avrupa arasındaki ilk blok transit konteyner treni 6 Kasım 2019’da Ankara’dan geçerek İstanbul’da Marmaray’ı kullanarak, Avrupa’ya ulaşmıştı. Pandemi sonrasında, bu hatta tırmanışa geçen yük taleplerini karşılamak amacıyla Gürcistan’ın Ahılteke Bölgesi’ndeki aktarma istasyonu için günlük 3 bin 500 ton ilave kapasite artırımı gerçekleştirildi. Bakü-Tiflis-Kars Hattı’nın açılışından, 2022 Nisan sonuna kadar 1 milyon 70 bin tona yakın yük taşındı. Bakü-Tiflis-Kars güzergahı için ana hedefimiz, yılda bin 500 blok tren işletilmesi ve Çin ile Türkiye arasında 12 günlük seyir süresini 10 güne indirmek.”

KÜRESEL TİCARETTE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ESASI ÖNEM TAŞIYOR

Küresel ticarette de sürdürülebilirlik esasının önem taşıdığını aktaran Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, geçen yıl Mart ayında Ever Given yük gemisinin, Süveyş Kanalı’nda karaya oturduğunu ve bu hattaki dünya ticaretinin bir hafta boyunca çift taraflı olarak kilitlendiğini anımsattı. “Küresel ticaretin yüzde 12’sinin gerçekleştiği Süveyş Kanalı’nda yaşanan bu krizin dünyaya maliyeti günlük 10 milyar dolardır” diyen Karaismailoğlu, bu krizin aynı zamanda hattın güvenilirliğini de tartışmaya açtığını kaydetti.

Güncel gelişmelere de değinen Karaismailoğlu, Şubat ayından bu yana yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ve bölgedeki gerilimlerin Kuzey Koridorunu da sıkıntıya soktuğuna dikkat çekti. Orta Koridor’un mesafe ve süre açısından Kuzey Koridor için güçlü bir alternatif olduğunu belirten Karaismailoğlu, “Çin’den Avrupa’ya doğru yola çıkan bir yük treni, Orta Koridor ve Türkiye’yi tercih etmesi halinde 7 bin kilometreyi 12 günde kat ediyor. Aynı trenin Rusya Kuzey Ticaret Yolu’nu tercih etmesi halinde 10 bin kilometrelik bir mesafe ve en az 15 günlük seyir süresi söz konusu olmaktadır. Aynı tren gemiyle Güney Koridor’u tercih ederse, Süveyş Kanalı üzerinden 20 bin kilometre seyrederek, ancak 45 ile 60 günde Avrupa’ya ulaşabiliyor. Bu rakamlar bile Orta Koridor’un küresel ticarette, Asya ve Avrupa arasında ne kadar avantajlı ve güvenli olduğunu gözler önüne seriyor” ifadelerini kullandı.

BTK DEMİRYOLU HATTI İLE ORTA KORİDOR ÖNEM KAZANDI

Orta Koridor’un, 2017 yılında BTK Demiryolu Hattı işletmeye alınmasıyla önem kazandığını anlatan Karaismailoğlu, “2020 yılında Marmaray’dan yük trenlerinin geçmeye başlamasıyla Asya-Avrupa arasında kesintisiz demiryolu bağlantısı da sağlanmış olduk. Kars Lojistik Merkezi ise Bakü-Tiflis-Kars hattının önemini daha da güçlendirdi. Gerek küresel ticaret yollarındaki dönüşüm, gerek ülkemizin gelecek hedefleri, gerekse de 2050 yılında karbon nötr Avrupa hedefleyen Yeşil Mutabakat çerçevesinde demiryoluna verilen önem iyice güçlendi. Ulaştırma ve Lojistik Ana Planımız çerçevesinde, taşımacılıkta demiryolu payını yüzde 5’ten yüzde 22’ye çıkarma hedefimiz de verdiğimiz değerin en somut göstergesidir. Bölge ülkeleri arasındaki iş birliklerinin artması ve küresel ekonomiye entegrasyonlarının güçlendirmesi açısından barındırdığı fırsatlar, bu kararlılığımızı destekleyen unsurlardır. Bu fırsatları ile Orta Koridor, hiç şüphesiz, bölge ülkelerinin yapacağı koordineli iş birlikleri ile dünya ticaretinin en önemli bağlantılarından biri olacaktır” dedi.

RİZE-ARTVİN HAVALİMANI 14 MAYIS’TA CUMHURBAŞKANIMIZIN TEŞRİFLERİYLE AÇILACAK

Asrın projesi Kanal İstanbul ile Karadeniz ve Akdeniz üzerindeki deniz ticaretine nefes aldırarak, Orta Koridor’u daha da güçlendireceklerine vurgu yapan Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Demiryoluna artan ölçüde gösterdiğimiz önem ve farklı ulaşım modlarında Orta Koridor odaklı yatırımlarımız ile güzergahın kullanımını kolaylaştırmaya, tercih edilmesini artırmaya katkı sunuyoruz. Yatırımlarımızla, hat üzerindeki geçişleri hızlandırıyoruz” ifadelerini kullandı. Asya ile Avrupa’yı kesintisizi bir demiryolu hattı ile birleştiren Marmaray’ın 2013 yılında hizmete açıldığını belirten Karaismailoğlu, Türkiye’nin 2’inci, dünyanın 5’inci deniz dolgusu havalimanı olan Rize-Artvin Havalimanı’nı milletin ve dünyanın hizmetine sunulmasına sayılı günler kaldığını, 14 Mayıs’ta havalimanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle açılacağını belirtti. Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, böylece havalimanı sayısının 26’dan 58’e yükseltileceğini kaydetti.

ULAŞIM BÜTÇEMİZDEKİ DEMİRYOLU PAYINI 2023’TE YÜZDE 60’A ÇIKARACAĞIZ

Demiryollarına ek olarak deniz liman bağlantılarıyla Orta Koridor’a hareketlilik kazandırmaya devam edeceklerini dile getiren Karaismailoğlu, “Türkiye olarak, demiryollarımızı öncelikli projeler olarak değerlendiriyoruz. Ulaşım bütçemizdeki demiryolu payını 2020’de yüzde 47’ye çıkardık. 2023 yılında de bu oranı yüzde 60’a çıkaracağız. Demiryollarında, yolcu taşımacılığı payını, yüzde 0,96’dan yüzde 6,20’ye yükselteceğiz. Ayrıca, yük taşımacılığı payı yüzde 5’ten yüzde 22’ye çıkacaktır. Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren bağlantısına sahip olan il sayısı 8’den 52’ye yükseltilecek. Yıllık yolcu taşımacılığı 19,5 milyondan 270 milyona çıkaracağız. Yıllık yük taşımacılığı ise 55 milyon tondan 448 milyon tona ulaştıracağız. Türkiye en kısa sürede emniyetli, hızlı, verimli ve etkin bir demiryolu altyapısına sahip olacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yollar, sadece ülkelerin değil, bölgesel ekonominin ve kıtalararası ticaretin de can damarlarıdır. Geçtikleri yerlerdeki üretimi, istihdamı, ticareti, kültür ve turizmi canlandırdığı için bizler yolları akarsulara benzetiyoruz. Bütünleşik olarak değerlendirdiğimiz tüm ulaşım modları içerisinde demiryolları milletimize, uluslararası ticarete paha biçilemez katkılar sunuyor. Biz de bu ulaşım modundan en etkin biçimde yararlanmak, hem milletimize hem de dünyaya kazandırmak için gereken hassasiyeti gösteriyoruz. Özellikle geleceğin ulaşımını yönlendiren küresel etkenler dikkate alındığında; çevreci, hızlı, güvenli ve akıllı ulaşım sistemleri önümüzdeki dönemin yükselen değerleri olacaktır. Bu açıdan bakıldığında, özellikle, uluslararası yük taşımacılığında demiryolları ve hızlı tren sistemlerinin daha da gelişeceği açıktır” değerlendirmesinde bulundu.

TikTok ve Akustikhaneden Heyecan Verici İşbirliği: Akustikhane TikTok Canlı Yayın KonserleriÜlkemizde birçok ünlü sanatçının keşfedilmesini sağlayan Akustikhane ve sosyal medya devi TikTok, yepyeni sanatçıları dinleyicilerle buluşturmak için güçlerini birleştiriyor. Akustikhane TikTok hesabında yayınlanacak canlı konser serilerinde Akustikhane Recordsun yepyeni sanatçıları canlı performanslar sergileyecek.

TikTok X Akustikhane Canlı Yayın Konserleri2011 yılından günümüze, yayınladığı özenle kaydedilmiş canlı performans seçkisiyle milyonların müzik dinleme zevkini etkilemiş ve onlarca yeni sanatçının üne kavuşmasını sağlamış Akustikhane, TikTok Türkiye ile müzikseverler için oldukça heyecan verici bir işbirliğine imza atıyor. Günümüzde özellikle gençlerin yeni müzik keşfetme ve dinleme alışkanlıklarını değiştiren TikTokta canlı yayınlanacak konserler için geri sayım başladı. Akustikhane Records 2021 itibariyle Akustikhane bünyesinde kurulan yeni plak şirketi Akustikhane Recordsun sanatçıları canlı yayın konserlerinin ilk konukları olacak. Akustikhane Records müzik etiketinde, uzun bir çalışma sürecinin ardından yeni çıkan şarkıların birçoğu, ilk kez bu seride dinleyicilerle buluşacak. Alternatif Pop, Rock, Synthwave, R&B ve Trap gibi popüler müzik türlerinin yanında elektronik dokunuşlara da yer verecek seri, son derece geniş ve zengin bir müzik seçkisine ev sahipliği yaparak müzikseverleri yeni seslerle tanıştıracak. Yeni Keşifler & Yepyeni Seslerle Buluşma: Yeni Yerli İçin Başvurular SürüyorSeride yer alacak sanatçıların bir bölümü Akustikhanenin yeni sesleri keşfetmek için hayata geçirdiği Yeni Yerli projesine katılmış isimlerden oluşuyor. Daha önce hiçbir kaydı yayınlanmamış sanatçıların kendi özgün söz ve müzikleriyle başvurabildiği Yeni Yerli projesinin yeni sezonu için ise başvurular halen sürüyor. İlk Konser 10 MayıstaMelisa Zeyin canlı yayınıyla başlayacak konser serisinin ilki 10 Mayıs akşamı saat 22:00da Akustikhanenin resmi TikTok hesabında gerçekleşecek. Beliz, Kadirhan Ayter, Asya Sarı gibi yepyeni sanatçılarla devam edecek seride yer alacak diğer isimler çok yakında Akustikhane TikTok hesabında paylaşılacak. doğru planlama ve raporlama gibi özellikler sayesinde Nevşehir Belediyesi, ekipler arası koordinasyonu ve operasyon kontrolünü sağlarken, yakıt kullanımını yüzde 15 oranında azalttı. Aylık olarak ortalama 712 kilometre ve 37 saat tasarruf ederek, 672 ton atık toplanan ve görev performansının iki kat arttığı şehirde, konteyner başına düşen operasyon harcamaları yarı yarıya azaldı.

Hızla artan nüfus ve tüketim, atık miktarında da yüksek seviyede artışa sebep oluyor. Bu anlamda yerel yönetimler artık geleneksel metotlar kullanarak atıklarla baş edemiyor. Verimsiz atık yönetimi, vatandaşların refahına ve doğaya da büyük zararlar veriyor. Sektördeki bu sorunları fark eden Evreka ekibi, kentsel katı atık yönetimi için rota planlaması, sensörler, filo teknolojisi, vatandaş uygulamaları gibi birbirine entegre olabilen pek çok çözüm geliştirdi.

Yenilikçi atık yönetimi çözümleri arayan ve Türkiye’de bu konuda bir rehber olan Nevşehir Belediyesi de Evreka’nın akıllı şehir teknolojisini tercih ediyor. Bir yandan operasyonlarının maliyetleri düşerken, hizmet ve kentsel yaşam kalitesi artan Nevşehir Belediyesi’nin Evreka ile işbirliği altı yıldır güçlenmeye devam ediyor.

Konteyner yönetimi ihtiyaçları çözüldü

İnovatif atık yönetimi çözümleri arayışında yeraltı konteynerleriyle çalışan Nevşehir Belediyesi’nin en büyük gereksinimleri bu konteynerleri yönetmek, doluluk oranlarını ve yaşanan sorunları tespit etmekti. Bu ihtiyaçları ele alan daha kapsayıcı bir çözüm arayışları devam ederken 2016 yılında Evreka ile tanışan Nevşehir Belediyesi, saha analizlerinin ardından yer altı ve yer üstündeki 350 konteyner için Evreka çözümlerini kullanmaya başladı. Şoför ve operasyon yöneticileri dahil olacak şekilde Belediye personeli de tablet uygulaması ve işleyiş hakkında eğitim aldı.

Günlük planlamayla her açıdan tasarruf

Sensörler aracılığıyla doluluk oranını, sıcaklığı, konumu ve hareketi anlık olarak ölçerek verileri bulut tabanlı bir sisteme aktarılarak bu veriler ışığında günlük olarak optimize edilen atık toplama rotaları oluşturuluyor. Şoförlerin kolaylıkla kullanabildiği navigasyon sistemleri vasıtasıyla her gün görev başlamadan önce ölçüm alınıp rota oluşuyor ve sonucunda sadece doluluk oranı yüzde 70’in üstünde olan noktalar ziyaret ediliyor. Böylece zamandan, enerjiden ve yakıttan tasarruf etmenin yanı sıra operasyon verimliliği ve kar oranlarında da artış sağlanıyor.

“Öncü olmak mutluluk verici”

Altı yıldır Evreka ile birlikte çalışan Nevşehir Belediyesi, artık sistemi otomatik olarak çalıştırıyor. Sistemi açan biri olmasa bile sensör verileri doğrultusunda rota optimizasyonu sağlanıyor ve görev dağılımı yapılıyor. Nevşehir Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Cemal Gürsoy, “Dünyada bu çözümlerle bu kadar uzun vadeli çalışan bir belediye yok. Öncü olmamız bize mutluluk veriyor ve çalışmaları ilerletmek istiyoruz.” diyerek iş birliğini büyütmek istediklerini ifade etti. Evreka çözümleri sayesinde yakıt kullanımını yüzde 15 oranında azalttıklarını söyleyen Gürsoy, zaman tasarrufunun da çalışmaları büyütmek istemelerinde önemli bir etken olduğunu belirtti.

Operasyon maliyetleri yarı yarıya düştü

Görev kontrolü, yakıt takibi, doğru planlama ve raporlama gibi özellikler sayesinde Nevşehir Belediyesi, ekipler arası koordinasyonu ve operasyon kontrolünü sağladı. Yer altı ve yer üstü konteynerlerinden gelen ve tek bir merkezde toplanan veri akışı ile tüm aşamalar optimize edildi. Önceden dört araçla çalışan belediye, saha verilerine bakarak iki araçla çalışmanın yeterli olduğunu gördü. Böylece, her konteyner için tek tek ve 3-4 günde bir yapılması gereken ziyaretler de yarı yarıya azaldı. Aylık olarak ortalama 712 kilometre ve 37 saat tasarruf edilirken, 672 ton atık toplandı ve görev performansı iki kat arttı. Konteyner başına düşen operasyon harcamaları yarı yarıya azaldı.

Çevre dostu bir şehir

Evreka ve Nevşehir Belediyesi işbirliği sayesinde ölçümlenebilir operasyonlar ile döngüsel ekonominin temellerinin atıldığını söyleyen Evreka CEO’su Umutcan Duman, “Bu sayede atık yönetimi çözümlerinin kent yaşamına, doğaya ve sürdürülebilirliğe olan faydalarını görmek mümkün. Rota optimizasyonu sayesinde harcanan zaman ve yakıt azalırken sağlanan verilerin kullanımıyla doğru ve hakkaniyetli hizmet artış gösterdi. Aynı zamanda trafik yoğunluğunun azalmasıyla şehir ekonomisi, insan sağlığı ve yaşam kalitesine olan olumsuz etkinin yanı sıra en önemlisi yılda ortalama 90 bin kg karbon emisyonu azaldı. Sağlanan bu emisyon azalmasını, toplam 120 ağacın kurtarılmasına eş değer bir oran olarak değerlendirebiliriz. Nevşehir, akıllı şehir teknolojileriyle artık hem daha temiz hem de daha yaşanabilir çevre dostu bir şehir oldu” dedi.

Yerel yönetimlerle işbirliği sayesinde temiz şehirler oluşuyor

Bulut tabanlı ve sürdürülebilir çözümler sağlayan Evreka, atık yönetimi ve geri dönüşümdeki her detayı planlamaya devam ediyor. ‘Hepsi bir arada’ platformuyla gerçek zamanlı veriye dayanarak kapsamlı, özelleştirilebilir ve sürekli güncellenen yazılım ve donanım ürünleri 20’nin üzerinde ülkede global çaptaki sektör devleri tarafından da kullanılarak tercih ediliyor. Türkiye’de de kayda değer başarılar ve ödüller kazanan Evreka, yerel yönetimlerle kurduğu işbirliği sayesinde daha verimli operasyonlara ve temiz şehirlere alan açıyor.

Dünyaca ünlü şef Aytekin Erdoğan, Alâ Otel’de yemek severlerle buluşacakTarihi ve doğal yapısını koruyan Alaçatı’nın ayrıcalıklı dokusuna mükemmel uyum sağlayan, bölge müdavimlerinin en favori mekanı Alâ Otel’de 2-25 Ağustos tarihlerinde lezzet şöleni yaşanacak. Hollandalı-Türk şef Aytekin Erdoğan, Batı ve Doğu mutfağını birleştirdiği eşsiz lezzetleriyle yemek severlerin damaklarında unutulmaz tatlar bırakmaya geliyor. 2010 yılından bu yana sürdürdüğü butik hizmet anlayışını üst düzey hijyen önlemleriyle destekleyen, Alaçatı’nın kalbinde saklı bir cennet sunan Alâ Otel, 2-25 Ağustos tarihlerinde Hollandalı-Türk şef Aytekin Erdoğan’ın eşsiz menüsünü misafirlerle buluşturacak. Blanco By Aytems konseptiyle Batı ve Doğu mutfağının farklı ve sıra dışı kombinasyonları yemek severlerin beğenisine sunulacak.Doğu ve Batı’nın lezzetleri buluşuyorYemek severleri adeta bir keşfe çıkaran Şef Aytekin Erdoğan, onları kendi tarzında Osmanlı mutfağıyla tanıştırıyor. Erdoğan’ın menüsünde, Doğu ve Batı’nın lezzetleri buluşuyor, Fransız mutfağının teknikleri ve etkileri, yerel ürünlerle birleşiyor.Erdoğan şefin menüsünde aperatiflerin yanı sıra karides, rondo baharatlar eşliğinde ve balkabağı kreması, safrandan oluşan tartelette gibi eksantrik tadımlarda risottolu patlıcan kompostosu, kaplan karidesi ve çiçek yapraklarıyla süslenmiş melek saçı (kadayıf) lezzet özgünlüğü açısından en çok öne çıkan lezzetler arasında bulunuyor.Huzur dolu bir tatilin adresi: Alâ OtelMahrem iç bahçeleri ve avlusuyla sürpriz ve sessiz yaşam alanları sunmak üzere tasarlanan, Endonezya’nın farklı adalarından getirilmiş, tamamı doğal, masif el yapımı mobilyaları; Akdeniz ve tropik bitki florasının başarıyla sentezlendiği bahçe peyzajı ve huzur dolu detaylarıyla farklılaşan tesis, Alaçatı ruhundan kopmadan izolasyonu tatmak isteyen misafirlerini bekliyor.

EMİB Başkanı İbrahim Alimoğlu’ndan birlik mesajı

Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 12 ihracatçı birliği içerisinde en yoğun katılımlı ve heyecanlı geçen genel kurul sonrasında Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı seçilen İbrahim Alimoğlu seçim sonrasındaki ilk mesajında sektöre birlik çağrısında bulundu.

Genel kurul sonrasında mazbatasını alarak, EMİB Başkanlığı’nı devralan İbrahim Alimoğlu, “Genel kurul sürecinde, seçim stresiyle sarf ettiğimiz sözler her iki adaya da gönül veren meslektaşlarımız arasında üzüntüye yol açmış olabilir. Bu üzüntülerin kırgınlığa dönüşmesine izin veremeyiz. Gün yaraları sarma, hep birlikte madencilik sektörünün sorunlarının çözümü için çalışma vakti. Hep birlikte çok güzel işlere imza atacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin yeni dönem ikinci yönetim kurulu toplantısını 24 Haziran 2022 tarihinde doğal taşın başkenti Afyonkarahisar’da yapacaklarını anlatan Alimoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Afyonkarahisar’da EMİB Yönetim Kurulu Toplantısı yanında tüm üyelerimizle bir araya geleceğimiz, madencilik sektörünün gündemindeki konuları tartışacağımız bir istişare toplantısı yapacağız. EMİB’i önümüzdeki 4 yıl ortak akılla yöneteceğiz, seçim öncesinde de söylediğim gibi bugün bin 200 üyesi olan, önümüzdeki 4 yılda sayılarının 2 bine ulaşmasını hedeflediğimiz EMİB’e orkestra şefliği yapma çabası içinde olacağım.”

Türkiye’nin üretim ve ihracata dayalı büyüme modelini benimsediğini vurgulayan EMİB Başkanı Alimoğlu, “Sürdürülebilir ve çevreci madencilik yapmak için sektörün ihtiyacı olan Maden Kanunu çıkması için çalışacağız. Madencilik sektöründe bürokrasinin azalması için Tabii Kaynaklar Bakanlığı kurulması için Ankara nezdinde girişimlerde bulunacağız. Hayatımızın her alanında madenlerin vazgeçilmez olduğunu ortaya koyduğumuz “Hayatımız Maden Çalıştayı”nın 5.’sini Afyonkarahisar’da düzenleyeceğiz. Doğal taş ihracatında işlenmiş ürün ihracatının payını Türkiye’de yüzde 75’e, Ege’de yüzde 90’a çıkarmak için Amorf Doğal Taş Tasarım Yarışmasını uluslararası boyuta taşıyacağız. Türk madenlerinin dünyaya tanıtılması ve pazarlanması için metaverse’de projeler hayata geçireceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.

Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Nisan 2022

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik: “Dünya ticaretinde olumsuz gelişmelerin yaşandığı bir dönemde nisan ayı performansımızla bu yılki en yüksek ihracat rakamına ulaşarak otomotivde dünyanın güçlü ve güvenilir üretim üssü olduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdik. İlk dört ayda otomotiv endüstrisi ihracatımız yüzde 0,4 artışla 10,2 milyar dolar oldu.”

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre Türkiye ihracatının 16 yıldır üst üste lider sektörü olan otomotiv endüstrisinin nisan ayı ihracatı bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 11,5 artış ile 2,7 milyar dolar oldu. Aylık bazda bu yılki en yüksek ihracat rakamına ulaşan sektörde, alt ürün gruplarından eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ve otobüs midibüs minibüs ürün gruplarında çift haneli artış kaydedildi. Ülkeler arasında ise ABD, Slovenya ve İsrail’e yüksek oranlı ihracat artışları dikkat çekti. Türkiye ihracatında ikinci sırada yer alan sektörün aldığı pay ise yüzde 11,7 oldu.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Dünya ticaretinde olumsuz gelişmelerin yaşandığı ve büyümeye dair negatif yönde tahminlerin yapıldığı bir dönemden geçiyoruz. Böylesine bir dönemde nisan ayı performansımızla bu yılki en yüksek ihracat rakamına ulaşmayı başardık ve otomotivde dünyanın güçlü ve güvenilir üretim üssü olduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdik” dedi. Nisan ayında Türkiye ihracatında ikinci sırada yer alan sektörün bu yılın ilk dört ayında parite kaynaklı yaşadığı kayba da dikkat çeken OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Bu yılın ocak-nisan döneminde Euro / Dolar paritesi kaynaklı 700 milyon dolarlık ihracat kaybımız oluştu. Buna rağmen ilk dört ayda otomotiv endüstrisi ihracatımız yüzde 0,4 artışla 10,2 milyar dolar oldu. İlk dört aydaki ortalama aylık ihracatımız ise 2,55 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti” dedi.

Tedarik endüstrisi ihracatı yüzde 9,5 arttı

Nisanda en büyük ürün grubunu oluşturan Tedarik endüstrisinde ihracat yüzde 9,5 artarak 1 milyar 151 milyon olurken, Binek otomobil ihracatı yüzde 10 azalarak 807 milyon dolar, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı yüzde 54 artarak 462 milyon dolar, Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatı da yüzde 21,5 artarak 100 milyon dolar oldu.

Tedarik Endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya ihracatta yüzde 5 oranında artış görülürken, yine önemli pazarlardan ABD’ye yüzde 85, Polonya’ya yüzde 14, Belçika’ya yüzde 15, Fas’a yüzde 70 ihracat artışı, Rusya’ya yüzde 41, İtalya’ya yüzde 10, Slovenya’ya yüzde 68, Mısır’a yüzde 38 ihracat düşüşü görüldü.

Binek otomobillerde önemli pazarlardan Fransa’ya yüzde 53, İtalya’ya yüzde 30, Almanya’ya yüzde 55, Belçika’ya yüzde 32, ABD’ye yüzde 43, Mısır’a yüzde 51, Fas’a yüzde 62 ihracat düşüşü görülürken, Birleşik Krallık’a yüzde 92, İspanya’ya yüzde 46, Polonya’ya yüzde 67, İsrail’e yüzde 90, Slovenya’ya yüzde 130 ihracat artışı yaşandı.

Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda Slovenya’ya yüzde 248, ABD’ye yüzde 348, İtalya’ya yüzde 112, Fransa’ya yüzde 93, Belçika’ya yüzde 39 ihracat artışı, Birleşik Krallık’a yüzde 37 ihracat düşüşü yaşandı.

Otobüs Minibüs Midibüs ürün grubunda ise en fazla ihracat yapılan ülke olan Fransa’ya yüzde 96, yine önemli pazarlardan Almanya’ya yüzde 22, Azerbaycan’a çok yüksek oranlı ihracat artışı, Macaristan’a yüzde 96 ihracat düşüşü görüldü.

Diğer ürün grupları arasında yer alan Çekiciler ihracatı ise yüzde 71,5 artarak 181 milyon dolar oldu.

 Almanya’ya ihracat yüzde 5 azaldı

Ülke bazında en büyük pazar olan Almanya’ya ihracat yüzde 5 azalarak 396 milyon dolar oldu. İkinci büyük pazar Birleşik Krallık’a yüzde 17 artışla 258 milyon dolar ihracat yapılırken, üçüncü büyük Pazar Fransa’ya ise yüzde 18 azalışla 253 milyon dolar ihracat yapıldı. Yine önemli pazarlardan İspanya’ya yüzde 37, ABD’ye yüzde 92, Polonya’ya yüzde 29, Slovenya’ya yüzde 95, İsrail’e yüzde 50, Romanya’ya yüzde 20 ihracat artışı, Rusya’ya yüzde 49, Mısır’a yüzde 47, Macaristan’a yüzde 27 ihracat düşüşü yaşandı.

AB’ye ihracat yüzde 7 arttı

Ülke grubu bazında en büyük pazar olan Avrupa Birliği ülkelerine nisanda ihracat yüzde 7 artışla 1 milyar 781 milyon dolar olurken, AB Ülkeleri ihracattan yüzde 65 pay aldı. Geçen ay Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesine yüzde 87, Ortadoğu Ülkelerine yüzde 40, Diğer Avrupa Ülkelerine yüzde 21 ihracat artışı görüldü.

Edenred Türkiye hibrit çalışmayı kalıcı hale getirdi

Salgın süreci bireylere olduğu kadar iş dünyasına da yepyeni alışkanlıklar kazandırdı. Türkiye’de açıklanan ilk vakanın ardından aldığı hızlı bir kararla evden çalışma düzenine geçen ilk şirketlerden biri olan Ticket Restaurant Edenred, faaliyetlerine hibrit çalışma sistemi ile devam etme kararı aldı. Şirket yeni dönemde artık haftanın iki günü uzaktan, üç gün ise ofisten çalışacak. Bu kararın çalışanlarının istekleri doğrultusunda alındığını dile getiren Ticket Restaurant Edenred İnsan Kaynakları Direktörü Canan Soybakış, hibrit çalışma sistemine geçmekteki amaçlarının dijitalleşen yeni dünya düzenine ayak uydurmak ve esnek yapılarını daha da artırmak olduğunu belirtti.

İki yıldır devam eden pandemi sürecinde kazandıkları yepyeni iş alışkanlıkları ile pek çok şirket evden çalışma düzenine geçerek yeni normale adapte olmaya çalıştı. Bugün artık çoğu firma uzaktan çalışmaya devam ediyor ya da çalışanlarına haftanın belirli günleri ofisten, belirli günleri uzaktan çalışmayı kapsayan hibrit seçenekler sunuyor. 2020 yılının mart ayında Türkiye’deki ilk Covid-19 vakasının tespit edilmesiyle birlikte çalışanlarının sağlığını gözeterek evden çalışma sistemine geçen ilk şirketlerden biri olan Ticket Restaurant Edenred, aldığı kararla hibrit çalışma sistemine kalıcı olarak geçti.

Edenredliler haftanın iki günü uzaktan, üç günü ofisten çalışacak

Yeni çalışma düzenleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler paylaşan Ticket Restaurant Edenred İnsan Kaynakları Direktörü Canan Soybakış: “Ticket Restaurant Edenred olarak insanı en değerli kaynağımız olarak gördüğümüzden çalışanlarımızın sağlığını, mutluluğunu ve beklentilerini ilk sırada tutuyor; insan kaynakları politikalarımızı ‘iş dünyasını herkes için daha iyi bir yer haline getirmek’ üzerine kuruyoruz. Çalışanlarımızdan aldığımız geri bildirimler doğrultusunda şimdi de hibrit çalışma sistemini kalıcı hale getirdik. Çalışanlarımız artık diledikleri iki gün uzaktan, üç gün ise ofisten çalışma fırsatına sahip olacaklar. Hatta dileyen herkes beş gün de ofise gelebilecek.” dedi.

“Hibrit sistem bizim için en uygun çözüm”

Pandeminin hemen başlangıcında evden çalışma düzenine geçişle birlikte kesintisiz hizmet vermeye ve müşteri memnuniyetini artırmaya devam ettiklerini vurgulayan Canan Soybakış, sözlerine şöyle devam etti: “Geçen süre zarfında bu düzene iyice alıştık ve aslında bizlere esneklik kazandırdığını, hayatlarımıza pratiklik kattığını ve zamandan tasarruf etmemizi sağladığını deneyimledik. Ancak ofiste olmanın, takım arkadaşlarımızla bir arada bulunmanın, paylaşmanın, birlik ve dayanışma içinde, eşitlik ve çeşitliliğin bulunduğu çok sesli bir ortamda çalışmanın verdiği huzuru da özlediğimizi fark ettik. Bu sebeple hibrit sisteme geçmek bizim için en uygun çözüm oldu.”

Pandemi döneminde yaptıkları ofis yatırımına da özellikle dikkat çeken Soybakış, sözlerini şöyle tamamladı: “Artı olarak daha büyük, daha geniş, daha modern, yepyeni bir ofise taşındık. Ticket Restaurant Edenred olarak aldığımız bu hibrit çalışma kararının tasarruftan ziyade ekip arkadaşlarımıza çağdaş bir çalışma ortamı sağlamak üzere alındığının altını çizmek istiyorum. Ofis tasarım sürecinde çalışanlarımızın mevcut ofise dair eleştirilerini ve yeni ofisten beklentilerini öğrendik ve keyifle işe gelmek isteyecekleri, kurum kültürümüzü yansıtan renkli bir ofis hayata geçirdik. Ofis içerisindeki kahve-çay makinelerinden toplantı odası isimlerine ve hatta detoks içeceklerine kadar en küçük detaylarda bile çalışanlarımızın tercihlerini dikkate aldık. Değişen, dijitalleşen bu yeni dünya düzenine uyum sağlayarak teknolojik uzmanlığımız ve çevik organizasyon yapımızla esnekliğimizi daha da artırıyoruz. Ekibimizde yer alan birbirinden yetenekli çalışma arkadaşlarımız için en konforlu çalışma alanlarını yaratarak onlara her anlamda destek olmaya devam edeceğiz.”

PaybyMe ve Garena’dan işbirliğiTüm dünyada internet işletmeleri için geleneksel ve yeni nesil ödeme yöntemleri sunan PaybyMe, 130’dan fazla ülkede online oyun geliştiren ve yayınlayan Garena ile işbirliğine imza attı. Bu işbirliğiyle oyunseverler Garena platformunda yer alan tüm oyunlardaki satın alımlarını hem mobil ödeme hem de kartlı ödemeyle hızlı ve güvenli şekilde gerçekleştirebilecek.2010 yılından bu yana sektör ya da firma büyüklüğü ayırt etmeksizin müşterilerine online ödeme çözümleri sunan finansal teknoloji firması PaybyMe, oyun sektörünün en büyük firmalarından Garena ile işbirliği gerçekleştirdi.Bu işbirliği sayesinde milyonlarca oyuncu Garenan’ın geliştirdiği ve yayınladığı, son yıllarda dünya çapında en çok indirilen mobil oyun olan Free Fire ile sınırlı kalmayıp, Garena platformunda yer alan tüm oyunlardaki satın alımlarını hem mobil ödeme hem de kartlı ödemeyle hızlı ve güvenli şekilde gerçekleştirebilecek.PaybyMe Genel Müdür Yardımcısı Kaan Meşeci; “Dünyanın en büyük oyuncu kitlelerinden birine sahip, geliştirdiği ve yayınladığı ödüllü oyunlarla sektörünün lider firmalarından Garena ile işbirliği yapmaktan son derece memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Bir Kare Bando, Bir Kare Mutluluk

İmza attığı gurme lezzetlerle dondurma tutkunlarına sıra dışı lezzetler sunan ve her zaman “Ne yiyorsak onu sunarız” mottosu ile hareket eden Serez Dondurmacısı’ndan yaza damga vuracak yepyeni bir lezzet Bando… Sade dondurmanın özel çikolata sosu ile kaplandığı Bando, sütlü ve bitter çikolata seçenekleri ile farklı damak zevklerine de hitap ediyor. Kare formu ile dondurmanın yeniden şekillendirildiği Bando, vazgeçilmez dondurma alternatifleri arasında şimdiden yerini alıyor.

Her zaman en taze, en doğal malzemeleri kullanarak birbirinden özel formüller geliştiren ve yeni nesil dondurmacılığın modern temsilcisi olan Serez Dondurmacısı, imza reçetelerinden biri olan sade dondurmasını ezber bozan bir lezzete dönüştürdü. Havaların ısındığı, damakların serin lezzetler aradığı bugünlerde tadıyla unutulmaz bir deneyim sunan yeni Bando Dondurma, çikolata ve kaymağın eşsiz birleşimiyle lezzetine lezzet katıyor. Sade dondurmanın kare formuna dönüştürülmesiyle fark yaratan Bando, farklı damak tatlarına uygun olarak sütlü ve bitter olmak üzere iki özel reçete ile hazırlanıyor. Sütlü çikolatayla kaplanan Bando, fındık ve portakal kabuğu şekerlemesi ile masalsı bir lezzete bürünürken bitter seçeneği ise yoğun çikolata tadıyla adeta bir lezzet şöleni yaşatıyor.

Birbirinden özel Serez Dondurmacısı lezzetlerine İstanbul’da Kartal, Maltepe, Bostancı, Acıbadem, Kozyatağı, Ataşehir ve Bakırköy şubelerinin yanı sıra www.serezdondurmacisi.com üzerinden ya da Fuudy, Getir Yemek ve Yemeksepeti uygulamalarından ulaşılabiliyor. Serez Dondurmacısı web sitesinden verilen siparişler, Türkiye’nin dört bir yanına soğuk zincir bozulmadan gönderilebiliyor.

Ege İhracatçı Birlikleri Ocak-Nisan döneminde AB’ye ihracatını yüzde 28 artırdı

Ege İhracatçı Birlikleri, yılın ilk çeyreğinde 198 farklı ihraç pazarına ulaşarak, 126 ülke ve bölgeye ihracatını yükseltti.

2022 yılının Ocak-Nisan döneminde ihracatını yüzde 27 artırarak 6 milyar 205 milyon doları Türkiye’ye kazandıran EİB, son bir yıllık dönemde yüzde 27 ilerlemeyle ihracatını 17 milyar 629 milyon dolara taşıdı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “2022 yılı Ocak-Nisan döneminde ihracat gerçekleştirdiğimiz 198 ülke ve bölgeden 126’sıne ihracatımızı artırdık. Avrupa Birliği’ne ihracatımız 2022’nin ilk dört ayında yüzde 28 artışla 2 milyar 950 milyon dolarlık hacme ulaştı. 26 AB ülkesine ihracatımız artarken, EİB’in toplam ihracatında AB’nin payı yüzde 47, Avrupa kıtasının ihracatımızdaki payı ise yüzde 54 olarak kayıtlara geçti.” dedi.

En fazla artış yüzde 78 ile Afrika ülkelerine yaşandı

EİB’nin ihracatında 2022 yılının ilk dört ayında ülke gruplarına göre dikkat çeken artışlar yaşandığına değinen Eskinazi, bölgeler bazında ihracatta en fazla artışın yüzde 65 ile Türk Cumhuriyetlerine yaşandığını ve ihracatlarını 106 milyon dolara taşıdıklarını açıkladı.

“Ortadoğu ülkelerine yüzde 45 artışla 749 milyon dolar, Amerika ülkelerine yüzde 26 artışla 696 milyon dolar, Afrika ülkelerine ise yüzde 50 artışla 552 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Diğer Avrupa ülkelerine ihracatımız yüzde 27 artışla 445 milyon dolara, Eski Doğu Bloku ülkelerine 236 milyon dolara ulaştı. Serbest Bölgelere ise yüzde 9’luk artışla 111 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik.”

EİB’nin Asya ve Okyanusya ülkelerine ihracatının Ocak-Nisan döneminde 357 milyon dolar olarak gerçekleştiği bilgisini veren Jak Eskinazi sözlerine şöyle devam etti:

“Uzak Doğu ülkelerine baktığımızda; Çin’e ihracatımız 85 milyon dolarla geçen senenin aynı döneminin ihracat seviyesini korudu. Güney Kore’ye 15 milyon dolar, Hong Kong’a 8 milyon dolar ihracatımız var. Güney Asya’da ise ihracatımızı Hindistan’a yüzde 45, Bangladeş’e yüzde 48, Sri Lanka’ya yüzde 29 büyüttük. Asya Pasifik bölgesinde ise ihracatımız Malezya’ya yüzde 72, Singapur’a yüzde 33, Tayland’a yüzde 53 arttı.”

Ana pazarlar Almanya, ABD, İtalya

Ocak-Nisan döneminde Almanya’nın yüzde 22’lik artışla 673 milyon dolarla ilk sırada, ABD’nin yüzde 29 artışla 486 milyon dolarla ikinci, İtalya’nın yüzde 32 yükselişle 379 milyon dolarla üçüncü sırada olduğunu söyleyen Eskinazi, EİB’in ihracatında ilk 10’da yer alan ülkeleri ise şöyle sıraladı:

“Birleşik Krallık yüzde 18 yükselişle 349 milyon dolar, İspanya yüzde 25 artışla 335 milyon dolar, Hollanda yüzde 35 artışla 289 milyon dolar, Fransa yüzde 11 artışla 256 milyon dolar, İsrail yüzde 36 artışla 174 milyon dolar, Irak yüzde 64 artışla 138 milyon dolar, Belçika yüzde 20 artışla 154 milyon dolarla ihracatımızda öne çıkan ülkeler arasında.”

MSD Türkiye İnsan Kaynakları bölümünde görev değişimi MSD Türkiye Bölgesi İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapan Nalan Öğüt Koray, Gelişmekte olan pazarlar ve EEMEA Yetenek Lideri görevine atanırken, Aslı Menemenlioğlu MSD Türkiye Bölgesi İnsan Kaynakları Direktörü olarak atandı.Sağlık sektöründe, 130 yılı aşkın süredir insanların hayatlarını kurtarma ve iyileştirme motivasyonu ile çalışmalarını sürdüren MSD, Türkiye’de organizasyon gücünü artırmaya devam ediyor. Yapılan yeni atamalarla birlikte, Nalan Öğüt Koray MSD’nin İnsan Sağlığı İnsan Kaynakları bölümünde yürütülen projede rol alacak. Proje kapsamında, bölgesel ve ülke yetenek liderleri ile yakın bir şekilde çalışarak, yetenek yönetimi süreçlerinin daha da etkin ilerlemesine odaklanacak olan Koray, Gelişmekte olan pazarlar ve EEMEA Bölgesi Yetenek Yönetimi Lideri olarak da görev alacak.MSD Türkiye Bölgesi İnsan Kaynakları Direktörü olarak atanan Aslı Menemenlioğlu ise aynı zamanda MSD Türkiye Liderlik Ekibi’nin bir üyesi olacak.Nalan Öğüt Koray kimdir?Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünden mezun olan Nalan Öğüt Koray, MSD’ye katılmadan önce yaklaşık 11 sene boyunca Procter & Gamble’da İş ve Çalışan İlişkileri, İşe Alım ve İş Ortaklığı alanlarında farklı projelerde yer alarak, sırasıyla İşe Alım Lideri ve İK İş Ortağı görevlerini üstlendi. 2018’de Türkiye Bölgesi İnsan Kaynakları Direktörü olarak MSD’ye katılan Koray, MSD’nin Vizyon 2023 ve Vizyon 2025 yolculuğunda Türkiye Liderlik Ekibinin bir parçası olarak çalıştı. Organizasyonun iş hedeflerine ulaşabilmesi için bağlılık, gelişim, çeşitlilik & dahil etme ile yetenek alanlarına yön verdi. MSD Future Leadership Program, Liderlik Her Gün, Watchmakers ve Pathfinder Mentorluk Programı gibi programları yürüttü.Aslı Menemenlioğlu kimdir?Lisans eğitimini Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde, yüksek lisansını ise SDA Bocconi Üniversitesi’nde Uluslararası Ekonomi ve İşletme alanında tamamlayan Aslı Menemenlioğlu, Eli Lilly ve Sanofi şirketlerinde farklı pozisyonlardaki tecrübesinden sonra, 2009 yılında Bölgesel Müşteri Yöneticisi (RCM) olarak MSD’ye katıldı. Sırasıyla, Merkezi Sinir Sistemi (CNS) ve Aşı İş Birimleri’nde farklı pazarlama ve satış rollerinde görev aldıktan sonra, 2014 yılında İnsan Kaynakları Bölümü’ne geçerek, İnsan Kaynakları İş Ortağı olarak çalışmaya devam etti. Güçlü yetenek odağı ve sektör bilgisiyle; iç müşterilerinin iş hedeflerine ulaşabilmeleri için gerekli organizasyonel desteği sağlayarak, katma değer sağlayan Menemenlioğlu, EEMEA bölgesinde yürütülen birçok farklı projede de yer alarak, WE-GROW yetenek gelişim programında liderlik yaptı.

TGDF 2021 Dış Ticaret Verileri Raporu’nu yayınladı!

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), ‘2021 Dış Ticaret Verileri Raporu’nu yayınladı.
TGDF Dijital Veri Paneli temel alınarak oluşturulan ‘2021 Dış Ticaret Verileri Raporu’, 2021 yılı geneline ilişkin tarım, gıda ve içecek sektörü dış ticaret verilerini ve dış ticarette öne çıkan bilgileri içeriyor.
TGDF Dijital Veri Paneli, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesindeki Dış Ticaret Verileri baz alınarak Agrimetre tarafından hazırlanıyor. Paneldeki verilere 01 ile 24 fasılları arasındaki tüm GTIP kalemleri ile 29. ve 35. fasıllardan seçili ürünler dahil ediliyor.
İhracat, ithalat, birim ithalat ve ihracat değerleri, dış ticaret dengesi gibi genel verilerin yanında ürün, ülke ve sektör bazlı dış ticaret veri ve değerlendirmelerinin de yer aldığı raporda, aynı zamanda yakın dönemdeki dış ticaret verilerinin seyrine ve karşılaştırmalara da yer veriliyor.
2021 yılında 5,76 milyar dolar dış ticaret fazlası!
TGDF 2021 Dış Ticaret Verileri Raporu’na göre tarım, gıda ve içecek sektöründe ihracat 2021 yılında önceki yıla göre %21 oranında artarak 22,9 milyar dolara, ithalat %22 artarak 17,2 milyar dolara ulaştı. İhracat yıla yavaş bir giriş yaptıktan sonra toparlandı ve yılın devamını güçlü artışlarla geçirdi. İthalat ise yıla belirgin artışlarla başladıktan sonra yılın devamında yavaşladı.
2021 yılında sektörün dış ticaret fazlası, önceki yıla kıyasla %17 artarak 5,76 milyar dolar oldu. 2021 yılı, ihracatın ve ithalatın %20’nin üzerinde artışlarla tamamladığı bir yıl olarak kayda geçti.
Birim ihracat değeri 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla %3,7 artarak 1.097 dolar/ton, birim ithalat değeri %28,2 artarak 606 dolar/ton olarak gerçekleşti.
Ürün bazında dış ticaret verileri
Rapora göre, 2021 yılında ihracatta öne çıkan ürünler sırasıyla Fındık İçi, Un, Makarna, Rafine Ayçiçek Yağı ve Ambalajlı Fındık olurken, en çok ithal edilen ürünler Buğday, Soya Fasulyesi, Ham Ayçiçeği Yağı, Palm Yağı ve Arpa şeklinde sıralandı.
Sektör bazında dış ticaret verileri
Rapordaki sektör verilerine göre 2021 yılında Sert Kabuklu Meyveler, Şeker ve Şekerli Mamuller, Yaş Meyve, Bitkisel Yağ ve Balıkçılık-Su Ürünleri Sektörleri en fazla ihracat yapan sektörler olarak sıralandı. Hayvan Yemi, Bitkisel Yağ, Un, Kakao-Çikolata ile Tütün ve Mamülleri Sektörleri ise aynı dönemde en çok ithalat yapan sektörler olarak sıralandı.
Rapor TGDF sitesinde yayınlandı!
Raporda en çok hangi ülkelere ihracat ve ithalat yapıldığı, en fazla ihraç ve ithal edilen ürün kalemlerine ilişkin detaylar ile 25 farklı alt sektörün mevcut ve geçmiş yıllara ait dış ticaret hacimleri, dış ticaret dengeleri gibi birçok önemli veri yer alıyor.

2021 Dış Ticaret Verileri Raporu’nu https://www.tgdf.org.tr/wp-content/uploads/2022/05/TGDF-2021-Dis-Ticaret-Raporu.pdf inceleyebilirsiniz.

Eşsiz bir doğanın içinde konfor, huzur ve lezzete doyacaksınız /Tüm aile için eğlencenin ve dinlenmenin adresi: Pine Bay Holiday Resort  Havaların ısınmaya başladığı ve okulların kapanmasına sayılı günlerin kaldığı şu dönemde, ailecek yaz tatili planları da yapılmaya başlandı. Tüm aile üyelerine hitap edecek bir tatil için en doğru adres aranıyor. Sanat, Aile, Doğa ve Ev konforunun bir arada olduğu “SADE” anlayışı ve her şey dahil konseptiyle hizmet veren Pine Bay Holiday Resort, 7’den 70’e tüm misafirlerine rüya gibi bir yaz tatili vadediyor.Bütün bir yılın en heyecan verici zamanı yaklaşıyor. Aileleriyle birlikte sınırlı tatil günlerini dolu dolu ve konforlu geçirmek isteyenler yaz planları için rotasyonlarını şimdiden belirlemeye başladı. Türkiye’nin en güzel koylarından birinde kendisine ait bir sahil ve marinasıyla muhteşem bir atmosfere ev sahipliği yapan Pine Bay Holiday Resort, misafirlerine beklentilerinin ötesinde bir tatil deneyimi sunuyor. Pine Bay Holiday Resort’ta, otel, kulüp odaları ve villalar olmak üzere farklı konaklama alternatifleri bulunuyor. Kuş cıvıltılarıyla güne başlayacağınız otel binasına bağlı deniz ve orman manzaralı odaların yanı sıra yeşilliklerin arasında, balkonlu veya teraslı kulüp odaları, çocuklu aileler için konforlu bir ev ortamı sağlıyor. Doğanın tam ortasında izole bir ortama sahip olan villalar ise Ege Deniz’i, Samos ve Kuşadası’na bakan huzur dolu bir bahçe ve sonsuzluk havuzuyla büyülü bir tatilin kapılarını açıyor.Göçtur Turizm’in sektördeki 30 yıllık tecrübesini yansıttığı ve aile dostu hizmet anlayışıyla hizmet veren Pine Bay Holiday Resort’ta, aile bireylerinin deneyimleyebilecekleri farklı alan ve aktiviteler yer alıyor. Dolayısıyla ailecek tatil için akla ilk gelen en doğru adres Pine Bay oluyor.Çocuklar bu yaz çok eğlenecekYaz tatili boyunca çocuklar için Pine Bay, hem eğlencenin hem aktivitenin hem de sanatın en güzelini sunuyor. Pine Bay Holiday Resort’ta ailenin minik üyeleri için yaş gruplarına göre üç farklı mini kulüp bulunuyor. Pedagoglar ve spor eğitmenleri eşliğinde doğa, sanat ve yaratıcılık üzerine dans, boyama ve trekking gibi birbirinden farklı aktivitelere katılabilen minikler, ayrıca mini sinemanın da keyfini çıkarabiliyor. Pine Bay Holiday Resort’da, suda vakit geçirmeyi sevenler için küçük, büyük her yaş grubuna göre kaydırakların bulunduğu bir Aquapark da bulunuyor. Beş yetişkin kaydırağı, iki çocuk kaydırağı ve çocuk oyun alanı bulunan alan, ailece eğlenmek isteyenler için ideal ortamı sağlıyor.Dünya ve Türk mutfağından lezzetler  Pine Bay Holiday Resort’ta usta şeflerin hazırladığı, hem göze hem de damağa hitap eden birçok lezzet noktası yer alıyor. Balık ve deniz ürünleri ile özel soslarla harmanlanmış steak menülerinin yanı sıra Meksikan, İtalyan, Türk ve Uzak Doğu mutfaklarının en sevilen tatlarının yer aldığı sekiz alakart opsiyonu misafirlere  lezzet şöleni yaşatmaya hazırlanıyor. Bu yaz tatilciler, denize sıfır Beach Snack’te fokur fokur kaynayan fajitalarıyla kendilerini adeta Meksika plajlarında hissedecek.Pine Bay Holiday Resort’ta neler yapabilirsiniz?

Trekking: Özellikle sabahın erken saatleri ve gün batımında mutlaka deneyimlenmesi gereken endemik bitkilerin ve çam ormanlarının içinde Trekking yürüyüş severler için güzel bir alternatif.

SPA: Yaşamın yorgunluğunu bir kenara bırakıp SPA ve hamamda rahatlayabilirsiniz.

Seramik ve Sanat: Ellerini kirletmekten korkmayan misafirler için, Seramik Atölyesinde kilin arkasındaki büyülü dünyayı keşfedebilirsiniz.

Aquapark: Biraz enerji atmak ve ailecek eğlenebileceğiniz yarımada üzerinde bulunan Aquapark’ta çeşitli kaydıraklar bulunuyor.

Dalış: Heyecan ve eğlence arayanlar marinadaki su sporları aktivitelerini keşfedebilir. Ege’nin berrak sularında bitki ve balık çeşitliliği ile su altını keşfetmek için dalış yapabilirsiniz.

TCL NXTPAPER 10s Türkiye’de satışa sunuldu Kâğıt benzeri bir ekran olan NXTPAPER görüntüleme teknolojisine sahip TCL NXTPAPER 10s, ister yazmak veya okumak için bir not defterine, ister bir film izlemeye veya oyun oynamaya ihtiyaç duyun ihtiyacınızı tamamen karşılıyor.TCL NXTPAPER 10s, özellikle göz korumasına odaklanılarak tasarlandı. Tabletin yazılımına ve donanımına doğrudan dahil edilen özellik ile mavi ışık azaltma merkezde yer alıyor. Kâğıt benzeri ekran tasarımı, doğal renkleri korumak için 10 kat koruma kullanarak bir endüstri standardı oluşturuyor. TÜV sertifikalı ekranı mavi ışığı %50’nin üzerinde azaltması ile dikkat çekiyor. Bu yenilik, ekranlara bakmayı çok daha kolay ve güvenli hale getirerek kullanıcı deneyimini iyileştiriyor. Bu sayede kullanıcılar herhangi bir rahatsızlık hissetmiyor. Ayrıca kullanıcılar parlama önleyici kaplaması sayesinde ekranı her açıdan net görebilmenin de keyfini çıkarabiliyor.TCL NXTPAPER 10s, şirketin kendi üretimi olan T-Pen kalemi aracılığıyla baskıyı algılayan hassas ekran üzerinde ders çalışmak ve not almak için ideal bir cihaz oluyor. 8.000mAh bataryası da tabletin eğitimde, eğlenirken ve yaratıcılık gerektiren işlerde tüm gün kullanılmasını sağlıyor.TCL Türkiye Ülke Müdürü Serhan Tunca yaptığı açıklamada, “TCL olarak sektör lideri ekran uzmanlığımızı ve teknolojimizi kullanarak eğitim sektörü için anlamlı ürünler ve çözümler geliştirmeye kendimizi adadık. Bu nedenle, TCL NXTPAPER 10S’yi de piyasaya sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kâğıt benzeri bir ekran olan NXTPAPER görüntüleme teknolojisi, doğal renkleri korumak, zararlı mavi ışığı filtrelemek, harika görüntüleme açıları ve parlama önleyici özellikler sağlamak için birden çok katman kullanan bir teknoloji. Bu teknolojimiz, donanım düzeyinde orijinal renkli görüntüler üretirken yansıyan ışığı yazılım düzeyinde dağıtarak, göze hoş gelen kâğıda benzer bir görüntü oluşturur. İster yazmak veya okumak için bir not defterine, ister bir film izlemeye veya oyun oynamaya ihtiyaç duyun bu tablet ihtiyacınızı tamamen karşılıyor.” dedi.TCL NXTPAPER 10s, 4299 TL önerilen satış fiyatıyla kullanıcıyla buluşuyor.

“MAVİ YOLCULUKTA EVLİLİK VE BALAYI SEÇENEĞİ ÇİFTLERE DAHA CAZİP GELİYOR”

Yaz sezonu ile birlikte tatil, düğün ve balayı hazırlıkları hız kazanırken, sıra dışı nikah organizasyonu, balayı ve evlilik teklifi arayışları için farklı alternatiflerden biri de gemi seyahatleri. Gemi turlarında evlenmenin sık rastlanan bir tercih olduğunu belirten seyahat uzmanı Ahmet Yazıcı, cruise gemisinde evlenmeyi düşünen çiftlere sunduğu hizmet hakkında açıklamalarda bulundu. Yazıcı, “Lüks otel konforu sunan Cruise gemilerinde gerçekleştirilen evlilikler giderek artıyor. Dünyanın herhangi bir yerinde gemide kaptan tarafından evlendirilmek çiftler için daha cazip ve farklı olurken, romantik ve unutulmaz tatil deneyimi olarak zihinlerde iz bırakıyor” diye konuştu.

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte düğün sezonu da başladı. Her zaman güzel hatırlanacak, anılarda iz bırakacak olan düğün gününün güzel geçmesi her çiftin hayali. Çiftlerin nikah, düğün organizasyon arayışları içerisinde öne çıkan alternatiflerden biri ise sonsuz mavilikler içinde, cruise gemisinde evlenmek. Son dönemde lüks kruvaziyer gemide sıra dışı bir evlilik gerçekleştirmek isteyenlerin sayısı ilgi çekici oranda artmaya başladı. Selectum Blu Cruises Genel Müdürü Ahmet Yazıcı, Cruise gemisinde nikah ve balayı deneyiminin çiftler açısından ayrıcalıklı seçeneklerden biri olduğunu vurgulayarak “Cruise gemisinde evlenmek çiftler için en romantik ve unutulmaz tatil deneyimi olarak zihinlerde iz bırakıyor. Çifter, adeta bir ‘yüzen otel’ olarak adlandırılan gemimizde hem farklı bir organizasyona imza atmış oluyorlar hem de balayını dünyanın herhangi bir yerinde geçirme fırsatı yakalıyorlar” diye konuştu.

SIRA DIŞI BALAYI DENEYİMİ, SIRA DIŞI BİR EVLİLİK İÇİN GEMİ SEYAHATİ

Cruise gemisinde yapılacak olan nikah ve balayı, çiftleri adeta masal dünyasına götüren özel bir organizasyon. Ahmet Yazıcı, çiftler için her şeyin önceden detaylı şekilde planlamasının yapıldığının altını çizdi. Yazıcı, “Bu organizasyonun en güzel yanı çiftlerin sonsuz maviliğin ortasında birbirlerine ‘Evet’ deme fırsatı olması. Selectum Blue Saphire olarak bizler personelimizle birlikte her şeyin çiftlerin istediği gibi olmasına özen gösteriyoruz. Kaptan nikahında kişi sayısına göre fiyat veriyoruz. Klasik bir gül buketi ve yaka çiçeğine, tören fotoğraflarını içinde barındıran hizmetimiz avantajlı fiyat seçeneği ile müşterilerimize sunuluyor. Kaptan nikahı paketimizin içinde aynı zamanda gemi ekibinin katıldığı önceden kaydedilmiş müzikal tören ve çiçek aranjmanı, çiftler ve misafirler için iki katlı pasta ve şarap, kabin dekorasyonu gibi hizmetlerimizi dahil ediyoruz. Çiftlerimiz bir kaptan tarafından imzalanmış sembolik tören belgesi ile pastalarını kestikten sonra davetlilerle birlikte eğlencenin tadını doyasıya çıkarmış olacaklar. Düğün paketinizle birlikte alabileceğiniz profesyonel fotoğrafçı hizmeti sayesinde de bu özel günü ölümsüzleştirmiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.

MAVİ YOLCULUKTA RÜYA GİBİ BİR BALAYI

Ahmet Yazıcı, Selectum Blue Saphire’in sunduğu balayı paketi hizmeti hakkında da bilgi verdi. Kabin dekorasyonunun da çiftler için özel hazırlandığını belirten Yazıcı, “Özel kabin süslememiz dışında, kabinde balayı pastası ile bir şişe şarabımızı hazır bulunduruyoruz. Aynı şekilde kabine kahvaltı servisimiz de mevcut. Tüm bunların dahil olduğu balayı paketimizin bedelini ise 99 Euro olarak belirledik”

ROMANTİK ADA SANTORİNİ’DE GÜN BATIMI

Cruise seyahati ile kısa zamanda farklı rotaları ziyaret etmek mümkün. Gemi yolculuğu ile güvenli ve konforlu bir tatilin yanı sıra uygun fiyatlı tur seçeneklerini sunduklarını dile getiren Yazıcı, tur içerikleri hakkında da bilgi verdi. Yazıcı, “Bünyemizdeki Selectum Blue Saphire ile Bodrum’dan başlayacak olan turumuz ile misafirlerimizi Yunanistan’ın en güzel rotaları arasında yer alan Mikonos, Santorini, Rodos ve Kos’a götüreceğiz. Özellikle tam bir balayı adası diyebileceğimiz, romantik ada olarak da bilinen Santorini’de gün batımı sırasında nikah kıyılması çiftler için etkileyici anlar sunuyor. Bodrum çıkışlı ve yine Bodrum varışlı olan 2-3 ve 4 gecelik turlarımız için fiyatlarımız ise 119€’dan başlıyor. Müşterilerimiz tatilleri boyunca pek çok farklı opsiyondan yararlanabiliyor. Gemimizde 24 saat oda servisimiz, farklı oda tiplerimiz mevcut. Eğlenceli aktivitelerimizin yanı sıra kat hizmetlerinden restoran çalışanlarına, aşçılarından animasyon ekibine kadar güler yüzlü ve deneyimli personelimiz ile misafirlerimizin gemimizden mutlu ayrılmalarına vesile oluyoruz” diye konuştu.

KARAİSMAİLOĞLU: İSTANBUL-İZMİR OTOYOLU VE OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ’NÜ  290 BİN ARAÇ KULLANDI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, son 20 yılda 37,5 milyar dolarlık yatırımla, havalimanları, limanlar ve bin 250 kilometre otoyol altyapısının Kamu Özel İşbirliği yöntemiyle tamamlandığını belirterek, “İstanbul-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü’nü 29 Nisan-4 Mayıs tarihlerinde, yani sadece 1 haftada 290 bin araç kullandı. Yani, garanti karşılama oranı yüzde 120’nin üzerine çıktı. Otoyolun kalanı içinde yine araç garantilerinin en az yüzde 100’ü karşılandı. Bu fizibiliteleri biz 3-5 yıllık yapmıyoruz. Aynı planlamanın Çanakkale Köprüsü’nde de gerçekleşeceğine hep birlikte şahit olacağız. Memlekete çivi çakmayan, çivi çakılmasını da engellemek için çırpınan birileri gibi boş laflarla yürümüyoruz” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, TÜGVA İstanbul Lise Başkanları Kampı Programı’nda yaptığı konuşmada, “Tarihin sırtımıza yüklediği büyük sorumluluk bilinciyle Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 100. Yıl dönümü olan 2023 için emsalsiz hedefler koyduk. Bunları gerçekleştirmekle yetinmedik, 2035 ve 2053 yılına kadar planlamalarımızı yaptık. Bu hedefleri belirlerken iki şeye çok güvendik. Birincisi milletimizin binlerce yıllık tarihinden gelen engin ferasetine, irfanına. İkincisi ise siz gençlerimize. Asımın nesli olan, Anadolu’nun kapılarını açan Sultan Alparslan’ın, çağ kapatıp çağ açan Fatih’in, cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın ruhunu taşıyan siz gençlerimize. Sizlerin dinamizmine, çalışkanlığına güveniyoruz” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’NİN MİLYONLARCA GENCİNİN ENERJİSİNE, BİRİKİMİNE, HAYALİNE İHTİYACI VAR
Gençlere iyi bir eğitim ve öğretimle birlikte gönül dünyalarını dolduracak manevi bir iklim de sunulması gerektiğini vurgulayan Karaismailoğlu, gönül dünyası ihmal edilmiş bir gençliğin eğitim ve öğretim sürecinin sadece maddi bilgilerle sınırlı kalacağını söyledi. “O nedenle, toplumların hedeflerine ulaşabilmeleri için bu iki hususun birlikte inşa edilmesi şart” diyen Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu nokta da dünya üzerinde iyi ve güzele dair ne varsa savunan, her daim hakkın ve adaletin tarafında olacak bir nesil yetiştirme amacıyla faaliyetlerini yürüten Türkiye Gençlik Vakfı, büyük önem taşıyor. Gençlerimizi toplumun önemli meseleleri ve çözüm bekleyen sorunlarımız üzerine yöneltmiş, Gençlerin eğitim-öğretimden iş hayatına, spordan aileye kadar tüm meseleleriyle ilgilenerek kısa sürede büyük mesafeler kat etti. Türkiye’nin milyonlarca gencinin her birinin enerjisine, birikimine, hayaline ihtiyacı var. Sizler istikamet üzeri olacaksınız ki; Türkiye doğru yola gidebilsin, hedeflerine ulaşabilsin. Evet, omuzlarınızda ağır bir yük var. Ancak bugün için her biriniz bir fidan olsanız da unutmayın ki yarının koca çınarları olacaksınız. Bütün mesele, zamanınızı iyi değerlendirmenize bağlı. Bugünden kendinizi öyle yetiştirmelisiniz ki Üstat Necip Fazıl’ın dediği gibi; ‘Zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı fark edecek kadar gözü keskin gençlik’ olabilmelisiniz. Bunu da ancak her yaşta okumakla, araştırmakla, sorgulamakla ve çalışmakla başarabilirsiniz. Ülkemizde, bölgemizde ve tüm dünyada olan biteni medeniyetimiz ve milletimiz perspektifinden yorumlayarak yarınları planlamak gerekiyor. Bu noktada yapmanız gereken ilk şey; tarihinizi en iyi şekilde bilmektir. Tarihi bilmek, kendimizi, benliğimizi, kültürümüzü, değerlerimizi bilmek, tanımak ve tatbik etmek demektir. Tarihi bildiğimiz oranda dünyayı tanır, tüm gelişmeleri yakından takip eder ve geçmişte yaşanan olaylardan tecrübeler çıkararak geleceği planlarsınız.”
KÜRESEL HESAPLARI OLANLAR, TERÖR ÖRGÜTLERİ TAŞERONLUĞUYLA HAKİMİYET KURMAK İSTİYOR
Dünyanın çok büyük bir değişimin içinde olduğuna dikkati çeken Karaismailoğlu, salgınların ve savaşların yol açtığı olağanüstü dönemlerden geçildiğini söyledi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, “Dünyada ve bölgemizde önemli gelişmeler yaşanıyor. Yakın coğrafyamızda akan kanın sınırı maalesef yok. Küresel ticaret savaşları her geçen gün artıyor. Uluslararası kurallar emperyal güçler ekseninde yeniden şekillendirilmeye çalışılıyor. Küresel hesapları olanlar, terör örgütleri taşeronluğuyla ülkemiz üzerinde hakimiyet kurmak istiyor. Tüm bunlara karşı ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bir yandan küresel oyunlarla mücadele ediyor, diğer yandan daha fazla üretmenin, bütünsel kalkınmanın mücadelesini veriyoruz. Soru şu; Türkiye yeni dünyada eskisi gibi emir alan mı olacak, bağımsızlığına sahip çıkarak dik duruşundan ödün vermeyen mi olacak? Biz, Türkiye’nin eskisinden daha güçlü, sözü geçen, gençliğine iş sağlayan olması için var gücümüzle çalışıyoruz, projeler üretiyoruz. Gayemiz; ülkemizin istiklal ve istikbali, milletimizin refahı, bölgemizin huzur ve istikrarıdır. Ekonomik sistem yeniden şekilleniyor. Bunun yanında uluslararası güç dengeleri de değişiyor. Özellikle yakın çevremizde Irak’ta, Suriye’de, şu anda Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşlar kartların yeniden karıldığının en büyük kanıtları. İşte bu değişim rüzgarının kuvvetlice esmeye başladığı bu süreçte, uluslararası kurallar da değişiyor, ülkelerin önem sıralaması da değişiyor” diye konuştu.
SON 20 YILDA TÜRKİYE’DE ADETA BİR DEVRİM GERÇEKLEŞTİRDİK
Bu değişim sürecinde; dünyanın yeni kurallarını anlayan ve kendisini bu yeni sisteme uygun şekilde uyarlayan, bilgi üreten ve bunu üretime geçiren ülkelerin yeni dünyanın merkezinde yer alacağını belirten Karaismailoğlu, bunları başaramayanların ise kaybedeceğini kaydetti. Karaismailoğlu, “Yerli sanayiniz olmazsa, kendi araç ve gereçlerinizi üretmezseniz, kendi iletişim altyapınızı kendiniz kuramazsınız, kendi motorunuzu üretmezseniz, kendi savunma sanayiniz olmazsa küresel oyuncu da olamazsınız. Son 20 yılda Türkiye’de adeta bir devrim gerçekleştirdik. Bugün Türkiye, yerli gözlem uydularını üretiyor, yerli haberleşme uydularını yapıyor. Yerli demiryolu endüstrisini büyütüyor, kendi elektrikli trenini, motorlarını üretiyor. Kendi 4.5 G baz istasyonlarını kuruyor. 5G altyapısını oluşturuyor. Kendi tersanelerinde ürettiği savaş gemilerini denize indiriyor. Elbette bu başarıları burada bırakmayacağız. Yerli sanayimizi geliştirerek ithal ettiğimiz sanayi ürünlerinin miktarını düşüreceğiz, ürettiğimiz milli ürünlerle dünya çapında küresel bir üretici ve ihracat ülkesi olacağız” değerlendirmesinde bulundu.
HEDEFLERE ULAŞMA NOKTASINDA ULAŞIM VE İLETİŞİM YATIRIMLARI KİLİT ROL OYNUYOR
Bu hedeflere ulaşma noktasında da ulaşım ve iletişim yatırımlarının kilit rol oynadığını aktaran Karaismailoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ulaşım, lojistik ve iletişim sektörü, günümüzde gittikçe daha küresel hale gelen ve birbiriyle bütünleşen dünya ekonomisinin ve uluslararası ticaretin temel yapı taşlarıdır. Bu noktada, üç kıtanın kesişimindeki ülkemiz, dünya ekonomik merkezleri ile ham madde kaynakları arasındaki güzergah üzerinde bir kavşak konumundadır. 1,6 milyar insanın yaşadığı, 38 trilyon dolar Gayri Safi Milli Hasıla ve 7 trilyon dolarlık ticaret hacminin olduğu bir coğrafyanın tam ortasındayız. Bu konumun sunduğu potansiyelden en üst seviyede ekonomik, siyasi ve kültürel kazanç sağlamak gerekiyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak 2003 yılından bu yana uluslararası ulaşım koridorlarını sürekli geliştiren bir ulaşım politikası izledik ve yatırımlarımızı bu doğrultuda gerçekleştirdik. Son 20 yılda ülkemizin ulaşım ve iletişim altyapısına yaklaşık 1 trilyon 337 milyar Lira yatırım yaptık. 2003 yılındaki bölünmüş yol uzunluğumuzu 6 bin 101 kilometreden 28 bin 647 kilometreye çıkardık. 2003 yılına kadar 150 yıl boyunca el değmeyen demiryollarımızın tamamını yeniledik. 2003 yılında 10 bin 959 kilometre olan demiryolu hat uzunluğunu 13 bin 22 kilometreye çıkardık. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattını açarak, Marmaray’ı açarak Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz demiryolu bağlantısı sağladık. Havayolunu halkın yolu yaptık. 26 noktaya yapılan iç hat uçuşlarımızı, 57 noktaya gerçekleştirmeye başladık. 14 Mayıs’ta açılışını gerçekleştireceğimiz Rize-Artvin Havalimanı ile bu sayıyı 58’e çıkarıyoruz. Tersane sayımızı 37’den 84’e, liman sayımızı da 149’dan 217’ye yükselttik. ‘Uzayda izi olmayanın, dünyada gücü olmaz’ gerçeğiyle hareket ettik. 2021 yılının başında Türksat 5A’yı yörüngesine fırlatarak hizmete almışken yine aynı yıl bitmeden Türksat 5B’yi de yörüngesine fırlattık. Türkiye’nin aktif haberleşme uydu sayısını 5’e çıkardık. 2003 yılında 20 bin olan genişbant abone sayımız bugün 88 milyona ulaştı. Mobil abone sayısı 87 milyonu aşmış olup abonelerin yüzde 93’ünden fazlası 4.5G hizmetini kullanmaya başladı.”
“2053 ULAŞTIRMA VE LOJİSTİK ANA PLANI” BİR YOL GÖSTERİCİ OLACAK
Türkiye’yi baştan başa kuşatan ulaştırma ve haberleşme projeleriyle sadece Türkiye’nin bölgenin değil, dünyanın en önemli ticari koridorlarında söz sahibi bir ülke haline geldiğini belirten Karaismailoğlu, “Lojistik süper güce dönüşmek üzere yaptığımız dev ölçekli yatırımlarımız, ekonomimize, ihracatımıza, turizmimize de omuz vererek, ülkemizin âli menfaatlerine en iyi şekilde katkı veriyor. Diğer yandan yaptığımız her yol, her köprü, her tünel, her havalimanı, her liman inşa edildikleri noktada halkımıza iş oluyor, aş oluyor, bereket getiriyor. Biz, Türkiye’mizin sadece bugününü değil, önümüzdeki 10, 20, 50 yıllık geleceğini düşünerek plan ve çalışmalar yürütüyoruz. “Büyük ve Güçlü Türkiye” yolunda, kıtalararası kesintisiz ulaşım altyapısının tesis edilerek ülkemizin; üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyüme stratejisinin hayata geçmesi için hazırladığımız ‘2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’ bir yol gösterici olacak. Ülkemizin merkezinde bulunduğu, yükselen Avrupa-Asya-Afrika ticaret üçgeni bizim için büyük global fırsatlar barındırıyor. Küresel ticaretteki artış rakamlarına baktığımızda, Türkiye’nin ulaştırma ve haberleşme alanındaki ihtiyaçları için ne kadar isabetli adımlar atıldığı görülüyor. Bugün 12 milyar ton olarak gerçekleşen tüm dünyadaki ticaret hacminin, 2030 yılında 25 milyar tona, 2050 yılında 95 milyar tona ulaşması bekleniyor. Birleşmiş Milletler rakamlarına göre; bugün dünya nüfusunun yüzde 50’si kentlerde yaşıyor. 2050’de bu oran yüzde 70’e yükselecek. Bu da dünya ekonomisinin yüzde 90’ından fazlasının kentsel alanlarda üretileceğini söylemektedir. Bunun bir başka sonucu da dünyada ulaşıma yönelik talebin 2050 yılında iki katına çıkacak olması. Bu talebi ve ihtiyacı karşılamak için tüm ülkelerin ulaştırma ve altyapı yatırımlarına hız vermesi gerekiyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin 2 trilyon dolar, Çin’in 559 milyar dolarlık altyapı yatırımlarını planladıkları biliniyor. Bizde; 2003 yılından 2021 yılı sonuna kadar 5 sektörde yapılan yatırımların toplamı 172 milyar dolara aştı. Bu yatırımlarla; 18 milyon insanımıza istihdam sağladık. Yatırımlarımızın her 9,5 milyar dolar, 1 milyon vatandaşımıza yeni iş imkanı sağladı. Milli gelirimize 520 milyar dolardan fazla katkı sunduk” ifadelerini kullandı.
KESİNTİSİZ TRAFİK AKIŞIYLA, SEYAHAT SÜRESİNDE YILLIK 7,3 MİLYAR SAATLİK TASARRUF
Ekonominin üretim gücünü desteklenin temel öncelikler arasında yer aldığını dile getiren Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, 2003-2021 yılları arasında gerçekleştirilen yatırımlar sayesinde Türkiye’nin, 1 trilyon 42 milyar doların üzerinde ürettiğini aktardı. Yarının stratejisine hazırlanırken odak noktamız olan insan, veri ve yük hareketliliği, Lojistik-Mobilite-Dijitalleşme ekseninde, yeni ulaşım yaklaşım ve uygulamaları ile ele alınacaktır” diyen Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu;
“Akıllı otoyollarının inşası bu uygulamalardan biridir. 5G çalışmalarımız bu uygulamalardan biridir. Öncelikle güncel sosyo-demografik, arazi kullanımı, ulaştırma sistemleri, altyapı ve turizm verileri toplayarak, ihtiyacı analiz ettik. Ardından ihtiyaca uygun olan, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gidişatını ve tabii ki ulaştırma ile haberleşme alanındaki trendleri de dikkate alarak bir modelleme yaptık ve sonuçlandırdık. Yük ve yolcu taşımacılığından emisyon salınımını azaltma hedefli çevreci, akıllı ulaşım sistemlerinin öne çıktığı dijital, ithalat ve ihracat odağında yük taşımacılığının dikkate alındığı, ihracat ve hareketlilik odaklı senaryolar oluşturduk. Her senaryonun en iyi yönlerini hesaplayarak oluşturduğumuz sürdürülebilir senaryo ise önümüzdeki dönemin yatırımlarını şekillendirdi. Peki, bunca projeyi neden yapıyoruz? Neden geleceği şimdiden tasarlıyoruz? Çünkü; ulaştırma projeleri birer akarsu gibi gittikleri yerlere hareket getirir, canlılık katar, bereketi artırır. Sonucu; üretimdir, istihdamdır, turizmdir, tarımdır ve bunların canlanmasıdır. Bir yere ne kadar hızlı, ne kadar güvenli ulaşabilirseniz, o bölgenin kalkınmasına da fazlasıyla etki ediyorsunuz. Onun için biz projeleri bitirdikten sonra etki durumlarını izliyoruz. Yapılan yatırımların milli gelire katkıları 10 kat daha fazla. Tabii bir de sağladıkları tasarruflar var; sadece yollarımızın işletme performansını artıran kesintisiz trafik akışıyla, seyahat süresinde yıllık 7,3 milyar saat tasarruf elde ediyoruz. Seyahat süresindeki kısalmalar sayesinde zaman, akaryakıt, bakım ve çevre tasarruflarından yıllık toplam 85 milyar TL tasarruf sağlıyoruz. Yine bu yatırımlar sayesinde egsoz emisyon salınımını da 5 milyon ton azalttık. Ancak, en önemlisi yatırımlarımız sayesinde yol güvenliği arttı, ölümlü trafik kazaları yüzde 80 azaldı buna bağlı olarak da yılda 11 bin kişi hayatta kaldı. Canın bir bedeli olmaz elbette ama yaklaşık 11 bin kişinin canını kurtarmak dahi bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu bizlere gösteriyor.”
KÖİ PROJELERİ SAYESİNDE MİLLİ GELİRE 91 MİLYAR DOLAR ETKİ SAĞLADIK
Son 20 yılda 37,5 milyar dolarlık yatırımla, havalimanları, limanlar ve bin 250 kilometre otoyol altyapısını Kamu Özel İşbirliği yöntemiyle tamamlandığını aktaran Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, KÖİ projeleri sayesinde milli gelire 91 milyar dolar, üretime 193 milyar dolar, istihdama yıllık 156 bin kişi ile çok güçlü bir ekonomik etki sağladığına işaret etti. Karaismailoğlu, “Hani bazıları diyor ya YİD projeleri faydasız, bu projeler başlı başına hata diye. Onlar varsın yalan ve iftira dolu siyasetlerine devam etsinler. Bizler hizmet, eser üretmeye devam edeceğiz. Ekonomik faydaların hepsi, KÖİ ve YİD modelleri sayesinde ülkemizde kalıyor, vatandaşımızın cebinde kalıyor. Bu sayede Türkiye, 100 yılda kat edeceği mesafeye 20 yılda erişebiliyor, dünyayı yakalıyor. Ancak aldıkları pozisyonun bile hakkını veremeyenlerin alıştığı, görmek istediği Türkiye; çöp, çukur ve çamura boğulan, dış politikasında Batı’nın emrine amade olan bir Türkiye’ydi. Bugün yerli ve milli üretim gücüyle, ekonomik bağımsızlığını kazanan Yeni Türkiye’nin geleceği, siz gençlerimiz sayesinde çok daha parlak, önümüz aydınlıktır” dedi.
MEMLEKETE ÇİVİ ÇAKILMASINI ENGELLEMEK İÇİN ÇIRPINAN BİRİLERİ GİBİ BOŞ LAFLARLA YÜRÜMÜYORUZ
Her yatırıma itiraz eden zihniyetin, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü’ne de İstanbul Havalimanı’na da itiraz ettiğini anımsatan Karaismailoğlu, “İstanbul-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü’nü 29 Nisan-4 Mayıs tarihlerinde, yani sadece 1 haftada 290 bin araç kullandı. Yani, garanti karşılama oranı yüzde 120’nin üzerine çıktı. Otoyolun kalanı içinde yine araç garantilerinin en az yüzde 100’ü karşılandı. Proje açıldığı ilk yıl garanti karşılama oranı yüzde 20 idi. Bugün yüzde 80’lere yaklaştı. Pandemi olmasaydı geçen yıldan garanti karşılama oranını sağlayacaktı. Bu fizibiliteleri biz 3-5 yıllık yapmıyoruz. Yıllara göre nasıl artacağını ne zaman başa baş noktaya geleceğini, sonrasında ne zaman devletin kasasına ilave gelir getireceğini hepsini hesaplıyor, biliyor ve adımlarımızı atıyoruz. Aynı planlamanın Çanakkale Köprüsü’nde de gerçekleşeceğine hep birlikte şahit olacağız. Memlekete çivi çakmayan, çivi çakılmasını da engellemek için çırpınan birileri gibi boş laflarla yürümüyoruz. Değeri sıfır olan bir alan, devletin kasasından 1 kuruş çıkmadan 10 milyar euro yatırım yapılarak, bugün devlet aklı ile 22 milyar avronun üzerinde bir gelir kapısına dönüştürülen, Türkiye’nin yüz akı İstanbul Havalimanı’nda yine sadece bayram tatilinde 4 bin 729 uçuş gerçekleştirildi. Bu rakamın bin 331’i iç hat olarak gerçekleşti. Toplamda 670 bin yolcudan bahsediyoruz. 2022’nin ilk dört ayında Türkiye genelinde havalimanlarını kullanan yolcu sayısı ise 41 milyonu geçti. Bayramda 3 milyon kişi hava yolunu tercih etti. Boşuna söylemiyoruz ‘hava yolunu, halkın yolu yaptık. ‘Projelerimize düşmanlık yapan muhalefet istiyor ki milletimiz, bayramlarda, güvenli ve konforlu seyahat etmesin” diye konuştu.
GÜNÜBİRLİK TARTIŞMALAR YERİNE, TÜRKİYE’Yİ GELECEĞE TAŞIYACAK MEGA PROJELERE ODAKLANIYORUZ
Günübirlik tartışmalar yerine, Türkiye’yi geleceğe taşıyacak mega projelere odaklandıklarını aktaran Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Milletimizin geleceği için çalışıyoruz. Milletimize en iyisini sunmaya, sadece bugünü değil, geleceği aydınlatacak eserleri bir bir hayata geçirmek için çalışıyoruz. Sadece son 1,5 ayda ülkemize kazandırdığımız yatırımları sizlere hatırlatmak istiyorum; Türk mühendisliğinin gurur projelerinden olan, dünyanın en uzun asma köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü’nü 4 yıl gibi kısa bir zamanda hızla tamamladık; milletimizin hizmetine sunduk. Hemen peşinden, Tokat’ı, Havalimanı ile buluşturduk. Ülkemizin havalimanı sayısını 57’ye yükselttik. Ondan 1 hafta sonra, 16 ilin geçiş güzergahına hizmet veren Malatya Çevre Yolu’nu açtık; transit yolu şehir dışına taşıdık. Sonraki hafta Antalya’da Phaselis Tüneli’yle Antalya-Kemer arasını 4 kilometre kısalttık. Güvenli ve konforlu bir yolculuk imkanını vatandaşlarımıza sunduk. Bayram öncesindeki hafta, Kırklareli’de Pınarhisar ve Çakıllı çevre yollarının açılışını yaptık. Türkiye’mizin 2’inci, dünyanın ise 5’inci deniz dolgusu havalimanı olan Rize-Artvin havalimanını önce milletimizin, sonra da Karadeniz’in ve dünyanın hizmetine sunmamıza ise sayılı günler kaldı. 14 Mayıs’ta Rize-Artvin havalimanını Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle açacağız” ifadelerini kullandı.
198 MİLYAR DOLAR YENİ YATIRIM YAPACAĞIZ
“Ülkemizi geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz bu eser ve hizmet altyapısının üzerinde hedeflerine ulaştırmakta kararlıyız” diyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, Türkiye’nin 2035 ve 2053 yılına kadar olan yatırımlarını planladıklarını ve hedefleri belirlediklerini söyledi. 5’er yıllık planlamalarla demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu ve haberleşme için 198 milyar dolar yeni yatırım yapılacağını dile getiren Karaismailoğlu, “2053 yılına kadar; otoyol uzunluğumuz 8 bin 325 kilometreye yükselecek. Demiryolu ağımız 13 bin 22 kilometreden 28 bin 590 kilometreye çıkacak. Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren bağlantısına sahip olan il sayımız 8’den 52’ye yükselecek. Liman tesisi sayımız 217’den 255’e çıkacak. Havalimanı sayımız 57’den 61’e yükselecek. Bu yatırımlar ile sektörün milli gelirimize katkısı 2053’e kadar 1 trilyon doları geçerek yatırım bedelinin 5 katından fazlasını ülkemize kazandıracaktır. Ulaştırma ve haberleşme sektörlerinin 2053 yılında üretime katkısı ise 2 trilyon dolar ile yatırım bedelinin yaklaşık 10 katına çıkacaktır. Amacımız süreç sonunda ülkemizin dünyanın gelişmekte olan değil gelişmiş ülkeleri arasındaki seçkin yerini alması. Akif ne demi; iz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece. Onlar ömür boyu gayret ediyorlar; ‘sen ömür boyu hayret ediyorsun.’ Geleceği parlak bir Türkiye için hayret etmedik, gayret ettik. Geleceği olmayanın umudu da olmaz. Sizler ile Türkiye son 20 yılda yakaladığı başarıları önümüzdeki dönemlerde artırarak devam edecek. Sizlerin hayalleri ülkemizin geleceğini aydınlatan birer kor ateş olacak. Çıktığınız yolda sizin aydınlık ufkunuzu kimsenin karartmasına müsaade etmeyin” diyerek sözlerini tamamladı.

Designist “Lamartine Otel” Projesiyle iF Design Ödülü’nü Aldı!

Designist, mimari ve iç mimari kategorilerde dünyanın en iyi projelerinin yarıştığı Almanya merkezli iF Design Awards 2022’de Lamartine Otel Taksim projesi ile ödüle layık görüldü.

İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu liderliğinde ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü iç mimari projelere imza atan Designist, iF Design Awards 2022’de Lamartine Otel Taksim projesiyle ‘’Hotels, Spas, Restaurants, Bars‘’ kategorisinde ödülün sahibi oldu.

Mimari, İç Mimari, Ürün Tasarımı, Ambalaj Tasarımı, İletişim ve Hizmet Tasarımı’nın yanı sıra Profesyonel Konsept, UX ve UI Tasarımı alanlarındaki başarıları onurlandırmak amacıyla 1953 yılında kurulan ve her yıl dünyanın farklı noktalarından yapılan çok sayıda başvuruyu 100 bağımsız uzmandan oluşan uluslararası bir jürinin değerlendirdiği iF Design Awards sahiplerini buldu. Tasarımcılar, ödüllerini 16 Mayıs 2022 tarihinde Berlin’deki dünyanın en büyük tiyatro sahnesine sahip olan Friedrichstadt-Palast’ta düzenlecek iF Design Ödülleri Gecesi’nde alacak.

Deniz Kızı Eftelya’dan Lamartine Otel’e…

iF Design Awards 2022’de “Hotels, Spas, Restaurants, Bars”  kategorisinde ödülün sahibi olan, Taksim Talimhane bölgesindeki Lamartine Otel, Aslı Arıkan Dayıoğlu liderliğindeki Designist tarafından bir ek yapı ilavesiyle renove edildi. Adını otelin bulunduğu sokağa ismini veren ve 1800’lü yıllarda İstanbul’da yaşamış, İstanbul ile ilgili birçok eser vermiş olan şair Alphonse de Lamartine’den alan Lamartine Otel’e proje kapsamında ilave edilen apartman yapısı ise bir zamanlar İstanbul’un eski ses sanatçılarından Deniz Kızı Eftalya’ya aitti. Billur Apartmanı karşısında yer alan ve Deniz Kızı Eftalya’ya ait asıl ismi Şen Apartmanı olan binanın giriş kapısında yer alan “lir” figürü ise yapının en dikkat çekici noktalarından biri. Yapıların mimarı ise Ankara’daki Etnografya Müzesi ve Türk Ocağı’nın mimarı, aynı zamanda resim, heykel ve alçı süslemelerinde usta Arif Hikmet Koyunoğlu olarak biliniyor. Bu tarihi ve kültürel bağlam ve iki sanatçının hikayesi Designist’in iç mimari tasarımını üstlendiği projeyi biçimlendiren en önemli çıkış noktaları olmuş.

İki yapı, orta bölümde oluşturulan amorf formlu bir duvar konseptiyle birleştirilmiş. Zemin katında resepsiyon bankosu, oturma alanları, ofisler ve bir lobi barın bulunduğu otel yapısında üst katlarda odalara, bodrum katta ise kahvaltı salonuna yer verilmiş.

Geceleri İstanbul Boğazı kıyısındaki mekanlarda şarkı söyleyen ve enfes sesi tüm Boğaziçi’nde yankılanan Eftalya’dan ilham alan Designist, müzik tınılarının dalga hareketlerini soyutlaştırılarak otelin iç mekanlarına yansıtmış. Lobi tavanında bu dalga formlarının güçlü etkisi hissedilirken, zeminde ise özel kesim doğal taşlar kullanılmış. Tüm duvarlar köşesiz dairesel formlarla oluşturulmuş. Asansör ve merdiven kovasının yer aldığı duvarın sert etkisi koyu renk aynayla kaplanarak ve yansıtma yapılarak kırılmış. Ayna kaplı duvarın bir bölümünde ise İstanbul Boğazı’nın siluetinden esinlenen amorf formdaki doğal taş kaplamalara yer verilmiş. Genel olarak organik formların hakim olduğu Lamartine Otel’de nötr renk tonları kullanılarak sakin ve huzurlu bir atmosfer yaratılmış.

Designist, otel odalarını daha ferah ve geniş göstermek için açık renk tonları, açık dolap ve banyo sistemleri kullanmış. Deniz Kızı Eftalya’nın anısını canlandıran kadın siluetlerinden sanat eserlerine, duvarlarda Eftalya’ya ait plaklara ve fotoğraflara yer verilmiş. Duvar kağıtlarında ise ses dalgalarına gönderme yapan desenler kullanılmış. Islak hacimlerde büyük boyutlu seramiklere yer verilerek derz görüntüleri azaltılmış ve separatör olarak da ışığı geçirebilen opak cam malzeme kullanılmış.

Katlar arasında dolaşan döner merdivenin devamlılığını vurgulamak için merdiven duvarlarında kontrast renkte bir şerit uygulaması yapılmış. Bodrum kattaki kahvaltı salonuna inen döner merdivene ise duvarda koyu ve canlı tonlardaki ceviz ahşap kaplama eşlik etmiş. Kahvaltı salonunda ağırlıklı olarak terracotta ve krem tonları tercih edilirken zeminde doğal taş görünümlü seramikler kullanılmış. Kahvaltı salonunun tuvaletlerinde ise doğa figürlerinin yer aldığı özel baskı büyük boyutlu seramik tercih edilmiş.

iF Design Awards 2022’de “Hotels, Spas, Restaurants, Bars”  kategorisinde ödüle layık görülen Lamartine Otel’de sakin ve huzurlu bir şehir oteli yaratmak hedeflenmiş.

Künye:

İşveren: Güvenç Turizm

İç Mimari Tasarım: Designist

Tasarım Ekibi: Aslı Arıkan Dayıoğlu, Gizem Acun, Görkem Karakan

İş Ortakları: Addo, Adasan Contract Furniture, Çırpıcı Metal, Dr. Light, Evinox, Plaza Yapı, Estetis Boya, Aras Duvar Kağıtları, Işık Maden

Proje Yeri: Beyoğlu, İstanbul

Proje Yılı: 2021

Proje Alanı: 1000 m²