Ekonomi-teknoloji-magazin-yaşam haberleri (20.07.2021)

Tekstil ihracatı 2021’in ilk yarısında yüzde 126 arttı

Covid-19 süreci devam ederken aşılamanın hız kazanması ve fiziksel mağazaların açılmasıyla birlikte beklenen olumlu etkiler görülmeye başlandı.

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği olarak Haziran ayını bir önceki aya göre yüzde 122 artışla diğer beş ayda olduğu gibi rekor kırarak 36,5 milyon dolarlık ihracatla kapattık. Ocak-Haziran döneminde ise ihracatımızda yüzde 126 artış gerçekleşti ve bir önceki yıl Ocak- Haziran döneminde ihracatımız 92 milyon dolarken bu yılın ilk 6 ayında ihracatımız 208 milyon dolara yükseldi.

Bu yılın ilk yarısında en çok ihracat yaptığımız ilk 5 ülke sırasıyla; Pakistan, Çin, İtalya, Portekiz ve Hindistan oldu.

Pandemi sürecinde öne çıkan iki önemli kavram vardı. Birincisi alışkanlıkların değişip kaynakların kullanımının daha bilinçli hale gelmesi ikincisi ise dijitalleşme. Birliğimizin bu dönemde de önceliği sürdürülebilirlik , dijitalleşme ve her dönem olduğu gibi katma değerli ihracat olmaya devam etti.

Tekstil, çevreye en fazla zarar veren ve dünyada en çok su israfına yol açan sektörlerden arasında yer alıyor. Korona sonrası toparlanmanın hedefinde iklim krizi, çevre dostu üretim ve dijitalleşme olmalı.

Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme politikalarını sağlam zeminler üzerine inşa eden ve hızla aksiyona geçen ülkeler artık küresel ekonomiyi domine ediyor.

Avrupa Birliği’nin, Avrupa Yeşil Anlaşması ile iklim ve çevreyle ilgili zorluklarla mücadele konusunda etkili düzenlemeler içeren bir yol haritası belirlediğini artık herkes biliyor. Anlaşma kapsamında 2030’a kadar karbon salınımını %50 oranında azaltma, 2050’de ise karbon salınımını sıfıra indirme hedeflerine ulaşmak için yeni stratejiler belirleniyor. Bu hedeflere ulaşabilmek için kademeli olarak yeni sektörel kriterler, vergiler ve iş modelleri uygulamaya konulacak.

Biz de sektör olarak gerekli bilinci oluşturup hazırlıklarımızı yaparak bu durumu fırsat haline getirmeyi hedefliyoruz. Yeşil Anlaşma, Türkiye’nin düşük karbonlu üretimi desteklemesine ve bu şekilde yüksek karbonlu ülkelere göre avantajlı konuma gelerek, AB ülkelerine yaptığı ihracatta pazar payını artırmasına fırsat yaratabilir. Yeşil Anlaşma hedeflerine hızlı adapte olacak işletmeler görece rekabet avantajı da elde edeceklerdir.

Bu kapsamda biz de 2021 yılında sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturmayı hedefleyerek Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle “Tekstil Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi” konulu bir URGE projesi başlatma kararı aldık. Talep toplama aşamasında olan projemiz üyelerimizin Avrupa Yeşil Mutabakatı başta olmak üzere önümüzdeki dönemde sektörün dinamiklerini etkileyecek sürdürülebilirlik ile ilgili gerekli koşullara hazırlıklı olmalarını sağlamayı amaçlıyor.

Ayrıca uluslararası markaların Türkiye’den özellikle organik pamuk ve pamuk ipliği ürünlerini her yıl artırarak alma planları olduğunu biliyoruz. Hatta bazı büyük markaların siparişleri Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kaymış durumda. Dünya çapındaki giyim markalarının önümüzdeki 5 sene içinde kullandıkları pamuk elyaflarının tamamını organik ya da better cotton gibi sürdürülebilir pamuk elyaflarından alma hedefleri var.

Ege Bölgesinin, tekstil sektöründe organik pamuk, organik kumaş ve organik kıyafet üretiminde öncü konumda olması önemli bir avantaj.

Bölge olarak organik pamuğa en yakın Ege pamuğu ve Türkiye’de üretilen geri dönüştürülmüş ipliğin yüzde 75’inin üretildiği Uşak’ın rejenere iplikleri bizi öne çıkaran hammaddeler. Pamuk, polyester ve yünün geri dönüştürülerek ipliğe dönüştürüldüğü ilimizde bu konuda önemli yatırımlar gerçekleştirilmiş durumda. 2021 yılında da daha az karbon izi bırakarak yeşil ekonomiye uyumlu sürdürülebilir üretimle ihracat yapmayı hedefliyoruz.

Ülkemizde organik pamuk üretiminin artmasına yönelik çalışmalarının yanı sıra  takip edilerek sağlıklı büyümesinin sağlanması ve uzun vadeli istikrarlı büyüme modelinin benimsenmesi ve desteklenmesinin sektörümüz açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.

Pandemi sonrası artık tedarik zincirleri kısalmaya başladı ve az adetli ve kısa terminli siparişler yoğunlaştı. Bu durum en fazla ihracatı Avrupa’ya olan Türkiye ile hedef ülkeler arasında daha yakın ilişkilerin geliştirilmesi için bir avantajı da beraberinde getiriyor.

Bu kapsamda , fiziksel olarak gerçekleştiremediğimiz pazarlama faaliyetlerimizi online olarak gerçekleştirdik. Ticaret Bakanlığı desteğiyle Birliğimiz , Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği işbirliğiyle tekstil ve konfeksiyon sektörlerinin lider pazarlarından İspanya’ya beş gün süren dijital ticaret heyetini gerçekleştirdik. 24-28 Mayıs 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen söz konusu heyet organizasyonunda 45 Türk firması 100’den fazla İspanyol alıcıyla iş görüşmesi gerçekleştirdi.

Bundan sonraki faaliyetlerimizi de hibrit olarak gerçekleştirmeyi planlıyoruz, online gerçekleştirilen faaliyetlerin avantajlarından faydalanmaya devam edeceğiz.

Pandemi sürecinde, 2014’te sektöre kazandırdığımız Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi (TEKSMER A.Ş.)  medikal alanda çalışmalarını hızlandırdı ve 2021 yılının başında TEKSMER A.Ş. tarafından Covid-19’a neden olan koronavirüsün iki saat içinde etkisiz hale gelmesini sağlayan kumaş geliştirildi.

Bakırın antiviral özelliği dikkate alınarak başlatılan projenin ilk denemelerinden elde edilen olumlu sonuçlar ile TEKSMER A.Ş., geliştirdiği lifin viral koruma seviyesini arttıracak çalışmalarına devam etmekte olup geliştirilen antiviral özellikli kumaşın medikal ve koruyucu tekstil olarak kullanımı hedeflenmektedir.

Ayrıca Birliğimiz ve Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği tarafından yürütülen ‘Teknik Tekstil Sektöründe İhracat Potansiyelinin Artırılması’ konulu UR-GE projemiz kapsamında katılımcı firmalara yönelik “Koruyucu ve Medikal Teknik Tekstil Ürün Geliştirme” danışmanlık hizmeti verildi.

Katılımcı firmalarla 5 ana başlıkta 6 ay süre boyunca gerçekleştirilen görüşmeler ile teknik tekstillerin medikal veya koruyucu teknik tekstil alanlarında ayrı ayrı çalışmalar yapıldı ve böylece katılımcı firmaların uluslararası arenada teknik tekstil alanında rekabetçilik gücünün artırılmasına destek olundu.

Ayrıca, Tekstil Mühendisliği mesleğine ilginin artırılması ve gençlerimizin Tekstil Mühendisliğini tercih etmelerini sağlamak amacıyla tekstil ve hazır giyim ihracatçı Birlikleri olarak tanıtım kampanyalarına devam ediyoruz.

Üniversite sınavında ilk 80 bine girerek burs şartlarını sağlayan tüm öğrencilerimize eğitim hayatları boyunca asgari ücrete kadar karşılıksız burs sağlıyoruz.

Gençlerin önünü açarak, ekolojiyi koruyarak, güncel kalarak kısacası akıllı uzmanlaşarak ilerlediğimiz sürdürülebilir üretim planımızla gelişen ve büyüyen Türkiye ekonomisi için durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz.

Türkiye, Turistik Hediyelik ve Hatıra Eşya Sektöründe, Üretim ve Tedarik Merkez Üssü Olmaya Hazırlanıyor.

Uluslar arası platformda ‘Souvenir’ olarak adlandırılan Turistik Hediyelik ve Hatıra Eşya sektöründe en büyük pazar payına sahip Çin’in gerileme yaşaması, dünyanın hemen her yerine turistik hediyelik ve hatıra eşya ihraç eden Türkiye için yeni bir fırsat oldu. Rekabet gücünü arttıran Türkiye, bu fırsatı iyi değerlendirerek 12 milyar dolarlık iş hacmini daha da yukarılara taşırken aynı zamanda sektörün üretim ve tedarik merkez üssü olmayı hedefliyor.

Pandemiye karşı toplumsal bağışıklığı sağlama adına ülke genelinde aşılama seferberliği başlatan Türkiye, normalleşme sürecini başlatarak turizm sektörünün önünü açtı. Başta Rusya ve Almanya olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden Türkiye’ye turist akını başlarken, okulların kapanması ve Kurban Bayramı’na sayılı günler kalması nedeniyle iç piyasada da turizm sektörü can suyuna kavuştu. Pandemi öncesinde yılda 52 milyon turist ağırlayan ve 1.5 milyon ile Avrupa’nın 2’nci büyük yatak kapasitesine sahip Türkiye, 90 ülkeye 3 saatlik uçuş mesafesinde yer alırken, komşuları ile demiryolu, karayolu ve denizyolu ulaşım bağlantılarına sahip. Ayrıca, elverişli iklim koşulları ve 365 gün süren turizm hareketliliği, ülkemizi turizmde tercih edilen rotalarda en üst sıralara taşıyor.

Türkiye şimdi turizmden elde ettiği geliri, turistik hediyelik ve hatıra eşya sektöründe üretim ve tedarik üssü olarak arttırmayı hedefliyor. Çin’in pandemi koşullarında sektörde gerileme yaşaması ile önemli bir fırsat yakalayan ülkemiz, dış piyasada 8 milyar, iç piyasada ise 4 milyar dolar olmak üzere toplam 12 milyar dolarlık pazar payını, 2-5 Aralık 2021 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek Souvenir Expo Turkey Turistik Hediyelik ve Hatıra Eşya Fuarı ile daha da yukarılara taşımayı hedefliyor.

Rota Exhibitions Turkey Fuarcılık A.Ş tarafından düzenlenecek Souvenir Expo Turkey Fuarı, Yunanistan’da 1986 yılından bu yana düzenli olarak organize ediliyor ve sektörünün dünyadaki en başarılı fuarı olarak kabul ediliyor. Bugüne kadar birçok Türk firmasının da katılımcı ve ziyaretçi olarak yer aldığı fuara 1.000’den fazla firma her yıl düzenli olarak katılıyor ve 300’den fazla firma bekleme listesinde yer alıyor. Fuar, katılımcı firmaların yıllık anlaşmalarını yaptığı ortak buluşma platformu olarak kabul ediliyor. Souvenir Expo Turkey Turistik Hediyelik ve Hatıra Eşya Fuarı Türkiye’de ilk kez düzenlenecek olmasına karşın, Rota’nın ve Souvenir Expo Greece Fuarı’nın uluslararası bilinirliği sayesinde yaklaşık 200 firmanın katılım sağlaması ve özellikle Avrasya coğrafyasındaki ülkelerden ziyaretçi katılımı bekleniyor.

Türkiye’de çok sayıda firma Turistik Hediyelik ve Hatıra Eşya-Souvenir sektörü kapsamında üretim yapmasına karşın, henüz bunun farkında değil. Souvenir Expo Turkey, aslında ülkemizde çok önemli bir potansiyele sahip olan ancak tam anlamıyla kurumsallaşamamış Souvenir sektörünün oluşumuna katkı sağlamayı ve firmalara ürünlerinden nasıl daha fazla katma değer elde edebileceklerini göstermeyi amaçlıyor. Bu çerçevede turistlerin ülkemize geldikleri zaman satın aldıkları kupa, magnet, anahtarlık, nazar boncuğu gibi hediyelik ürünler, mayo, bikini, peştamal, havlu, şort, güneş gözlüğü gibi yaz modası, baklava, lokum, Türk kahvesi gibi gıda ürünleri, zeytin, zeytinyağı, sabun gibi doğal ve organik ürünler, promosyon malzemeleri, valiz, çanta, kemer, deri aksesuarlar ve dekorasyon ürünleri fuarda yer alacak.

2-5 Aralık 2021 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek Souvenir Expo Turkey Turistik Hediyelik ve Hatıra Eşya Fuarı, 40 yıla yakın bir süredir kesintisiz olarak Yunanistan’da gerçekleşen Souvenir Expo Greece fuarından 45 gün önce gerçekleştirilecek ve başta Yunanistan olmak üzere, çok büyük toptancıların ülkemize gelmesini sağlayacak. Büyük üretici ve toptancıların yanısıra müzeler, havalimanlarının duty free firmaları, souvenir satan mağazalar, oteller, turizm bölgelerindeki butiklerden ilgililerin 4 gün boyunca fuarı ziyaret etmeleri hedefleniyor.

“TEKSTİL MÜHENDİSLİĞİ FIRSATLAR SUNUYOR”

Tekstil Mühendisliği bölümü ve Tekstil Mühendisliği mesleğinin tanıtıldığı ‘Tercihini Geleceğinden Yana Kullan’ online seminerine konuk olan UHKİB Başkanı Nüvit Gündemir, üniversite tercihi yapacak öğrencilere tekstil mühendisliği bölümünü tercih etme çağrısında bulundu.

Üniversite tercihi yapacak öğrencilere rehber olmak ve bölümler hakkında bilgi vererek öğrencilerin tercih aşamasında onlara yardımcı olma amacıyla “Tercihini Geleceğinden Yana Kullan” online semineri düzenlendi.

Yazar ve sunucu Sadık Gültekin moderatörlüğünde Youtube üzerinden yayınlanan programa, Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, Bursa Uludağ Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilek Kut, Sanko Tekstil ISKO Ar-Ge Merkezi Müdürü Mahmut Özdemir ve Bursa Uludağ Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Ege Fidan katıldı.

Programda konuşan UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, tekstil sektörünün geldiği nokta ve tekstil mühendisliği bölümünün avantajları ile ilgili düşüncelerini paylaştı.

Üniversite tercihi yapacak öğrencilere tekstil mühendisliği bölümünü tercih etmeleri tavsiyesinde bulunan UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, pandemiyle birlikte yaşanan değişimin insanları hızlı tüketim ve hızlı teslime yönlendirdiğine dikkat çekti. Türkiye’deki tekstil sektörünün önünün açık olduğunu belirten Gündemir, öğrencilerin kendilerini geliştirdikleri takdirde işsizlik sorunuyla karşılaşmayacaklarının da altını çizdi.

“TEKSTİL MÜHENDİSLERİ BİLGİLERİNİ SÜREKLİ YENİLEMELİ”

Bursa’nın tekstil sektöründe çok önemli bir aktör olduğunu söyleyen Başkan Gündemir, tekstil mühendislerine de kendilerini sektörde yaşanan değişime hazırlamaları çağrısında bulunarak şöyle konuştu, “Bursa bir tekstil merkezi, bu şehirde senelere varan bir kaynak söz konusudur. Bu kaynağın üzerinden bir takım düzenlemeleri yapmak çok daha kolay. Tekstil mühendisleri, teknoloji konusunda kendilerini geliştirmeli ve en az bir tane yabancı dilleri olmalı. Teknoloji ve insan arasındaki bağlantıya odaklanması, bu konuda kendilerini geliştirmeleri de gerekiyor. En önemlisi de işlerini sevmeliler. Her bir üretim hattında planlama, üretim, Ar-Ge, süreç, kalite gibi birçok şansları var. Tekstil Mühendisliği artık tercih edilmesi gereken ve yüksek fırsatlar sunan bir alan” dedi.

“TEKSTİL GENİŞ BİR ALAN”

Programda konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilek Kut ise, “Sadece üretimde çalışmak değil üretimde çalışarak biraz deneyim kazandıktan sonra kendi işini kuran çok sayıda meslektaşımız var. Tekstil sektörü çok geniş bir alan. Tekstil alanında da son zamanlarda Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin sayısı da çok arttı. Bu alanlarda da mühendislerimiz kendilerine yer bulabiliyor. Girişimcilik de bu öğrencilerimizin kendi ürünlerini üretmek için bir seçenek olarak duruyor” diye konuştu.

Sanko Tekstil ISKO Ar-Ge Merkezi Müdürü Mahmut Özdemir de, “Tekstil sektörü bu gün sağlık, bilişim, otomotiv, inşaat, uzay ve havacılık gibi birçok alanda kendine yer bulabiliyor. Özellikle Bursa’nın Türkiye’nin tekstil başkenti olması hasebiyle, öğrencilerin alacağı teorik bilgileri uygulayacağı muazzam bir ortam mevcut. Tekstil mühendisliğinin çok daha ulvi bir görevi olduğunu düşünüyorum” dedi.

Son olarak konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Ege Fidan da bölümü ve aldığı eğitimlerle ilgili bilgiler aktardı. Program soru cevap bölümü ile sona erdi.

Kuru meyve ve mamulleri sektörü 2021’in ilk yarısında 685 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi

Kuru meyve ve mamulleri sektörünün 2020 yılı Ocak-Haziran döneminde ihracatı 604 milyon dolarken, 2021 yılının ilk yarısında yüzde 13’lük artışla 685 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Bu ihracattan Birliğimizce yüzde 53 pay alarak 362 milyon doları ülkemize kazandırdık.

Dünyada açık ara lider konumda olduğumuz, yüzde 95’ini Bölgemizden gerçekleştirdiğimiz çekirdeksiz kuru üzümü 94 ülkeye göndererek 191 milyon dolarlık ürün sattık.

2021’in ilk yarısında Türkiye geneli en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz diğer ürünlerimiz ise 141 milyon dolarla kuru kayısı ve 104 milyon dolarla kuru incir.

2019/20 sezonunda 2 bin 787 dolara ihraç edilen bütün kuru kayısı, 2020/21 döneminde 118 ülkede 3 bin 498 dolara alıcı bulurken, 2020/21 sezonunda 110 ülkeye gönderilen bütün kuru incirin ortalama ihraç fiyatı ise 4 bin 66 dolardan 4 bin 274 dolara yükseldi.

En yüksek oranlı ihracat artışını ise 36 milyon dolardan 85 milyon dolara yüzde 136 yükselişle antep fıstığında yaşadık.

Ocak-Haziran döneminde ihracatımızın 41 milyon dolarını badem, 40 milyon dolarını diğer meyve kuruları, 27 milyon dolarını diğer kavrulmuş meyveler, 16 milyon dolarını cevizler, yüzde 53 artışla 14 milyon dolarını çamfıstığı, 9 milyon dolarını leblebi, 5 milyon dolarını elma kurusu, 4 milyon dolarını kayısı ve zerdali çekirdeği, 1 milyon dolarını erik kurusu oluşturdu.

Çekirdeksiz kuru üzümde 2021 yılı Ocak-Haziran döneminde en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 5 ülke 53 milyon dolarla Birleşik Krallık, 29 milyon dolarla Almanya, 18 milyon dolarla Hollanda oldu.

Kuru kayısı ihracatımızda ilk sıradaki ülkeler; 26 milyon dolarla ABD, 13 milyon dolarla Almanya, 12 milyon dolarla Fransa. En fazla artış yaşadığımız pazarlar arasında ise Hindistan, Çin ve Ürdün var.

Kuru incir ihracatımızda ise 18 milyon dolarla ABD, 15 milyon dolarla Fransa, 13 milyon dolarla Almanya lider pazarlar. İtalya, Yeni Zelanda, Kanada ihracatımızı en fazla ihracat artışı gördüğümüz ülkeler arasında yer alıyor.

Kuru üzümde 450 milyon dolar, kuru kayısıda 300 milyon dolar, kuru incirde 250 milyon dolar rakamını yakalayıp iki senedir 1,4 milyar dolarda seyreden ihracatımızın sene sonunda 1,5 milyar doları geçmesini hedefliyoruz.

Öte yandan küresel iklim rejiminin çerçevesini netleştiren Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında, birçok proje gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

Dünyada ana akım haline gelen sürdürülebilirliğin içinin doldurulması ancak tabandan bir dönüşümle mümkün olabilir.

Kaldı ki Türkiye’nin iklim politikasında topyekün bir dönüşüme ihtiyacı var. Bu yüzden 2020 yılında kurduğumuz Sürdürülebilirlik Çalışma Grubumuz her geçen gün ajandasına yeni projeler ekliyor.

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, döngüsel ekonomi, perakende sektöründe gıda güvenliği ve sürdürülebilirlikle ilgili kriterleri, iyi tarım uygulamalarını, tarımda sürdürülebilirlik için yapılması gerekenleri webinarlarla ele alıyoruz.

Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’inin bölgemizden gerçekleştirildiği dikkate alınırsa; organik sektörü olarak Yeşil Mutabakat ve İklim Değişikliği başlıklarında iki projeye başvurarak girişimlerimizi başlattık.

Amacımız sürdürülebilirlikte ulusal inisiyatifler ortaya konulmasını sağlamak ve Ege İhracatçı Birlikleri olarak, Ege Bölgesi’nin sürdürülebilir üretim merkezi olduğunu tüm dünyaya göstermek için öncü olmamız gerektiğine inanıyoruz.

Tarım sektörlerimizin çevreci ve düşük karbonlu kalkınmaya geçişini hızlandırmak için firmalarımıza Sürdürülebilir UR-GE projelerimizle destek veriyoruz.

Ticaret Bakanlığı koordinasyonuyla 2019 yılında başlayan Turkish Dried Fruits UR-GE Proje’sinde “Yalın Üretim Teknikleri” eğitiminin sürdürülebilirlikle ilgili en önemli faaliyetlerden biriydi.

Sürdürülebilirlik anlayışını 7 Tarım Birliğimiz ile ortak gerçekleştireceğimiz sürdürülebilir UR-GE projemiz ile gıda sektörünün tamamına yayacağız.

Bunun yanı sıra dijitalleşme çalışmalarına da ağırlık vererek kendi potansiyelimizi dünyaya tanıtacağımız bir portal kurmak için harekete geçtik.

Kuracağımız portalla Türk organik ürünlerine daha fazla talep olmasını, sektörün 1 milyar euro büyüklüğe ulaşmasını hedefliyoruz. Sonrasında bu portal online bir pazar yerine dönüşebilecek.

Yıllık 160 milyar dolarlık tutarla dünyanın en büyük gıda ithalatçısı konumundaki hedef pazarımız ABD’ye yönelik çalışmalarımız devam ediyor.

6 gıda ihracatçı birliğimizin katılımıyla, Ticaret Bakanlığı’nca desteklenen “TURQUALITY Proje”miz ile İzmir Ekonomi Üniversitesi iş birliğinde, Las Vegas Üniversitesi’yle anlaşma yaparak Türk mutfağının William F. Harrah Turizm Otelcilik Okulu müfredatına girmesini de sağladık.

Satın almacılar ve şeflere yönelik “Hibrit Tadım Etkinlikleri” gerçekleştirdik. Nisan ayının son haftasında bir influencer (sosyal medya fenomeni) grubunu İzmir’de ağırladık.

Türk gıda sektörü olarak 10-14 Mayıs 2021 tarihlerinde dijital ortamda düzenlenen olan Specialty Food Live 2021 Fuarı’na 10 firmayla dijital ortamda katıldık.

Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu üstlendiğimiz fuarda Türk firmaları dünyanın dört bir tarafından katılan ithalatçılara Türk lezzetlerini tanıttı.

Dünya genelinde 162 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak özel önem verdiğimiz Asya Pasifik Bölgesi’nde Turquality, Ur-Ge projeleri, fuarlar ve sektörel ticaret heyetleriyle yürüttüğümüz başarılı pazar stratejisinin sonuçları ihracatımıza da yansıyor.

Sezon başladığı tarihten bu yana kuru üzümde Asya Okyanusya ülkelerine 38 milyon dolarlık, kuru kayısıda yüzde 20 ivmeyle 31 milyon dolarlık, kuru incirde ise 23 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik.

Aynı zamanda Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle Japonya’nın en büyük gıda fuarı Foodex Japan 2021’in 20 yılı aşkın süredir gerçekleştirdiğimiz milli katılımını bu sene de organize ettik.

Dünya genelinde kuru meyve ve kabuklu meyvelerin en üst istişare platformu Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Kongresi (International Nut and Dried Fruit Council-INC), tarafından 25-27 Mayıs’ta gerçekleşen 2021 INC 3D Çevrimiçi Konferansı’na katıldık.

Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın dört büyük tarım fuarından biri olan AgroExpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nda 8 ülkeden 40 ithalatçıyla, tarım ihracatçılarımızı “Alım Heyeti Organizasyonu”nda buluşturduk.

Ege Bölgesi’nin tarım ürünleri ihracatını artırmak için pazarlama faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.

Dondurulmuş meyve sebze ihracatında hedef 250 milyon dolar 

Meyve sebze mamulleri sektörü Ocak-Haziran döneminde Türkiye geneli dondurulmuş meyve sebzede yüzde 32 artışla 118 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Geçen sene 203 milyon dolar ihracat rakamına ulaşan sektör, sene sonunda 250 milyon doları Türkiye’ye kazandırmayı hedefliyor.

2021’in ilk yarısında Türkiye geneli yaş meyve sebze mamul ihracatının yüzde 20 ilerleme kaydederek 935 milyon dolara ulaştığını söyleyen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak sözlerine şöyle devam etti:

“2021’in ilk altı ayında geçen sene 89 milyon dolar olan dondurulmuş meyve sebze ihracatımızı yüzde 32 ivmeyle 118 milyon dolara taşıdık. Dondurulmuş ürün ihracatımızın 70 milyon dolarlık kısmını sebzeler, 48 milyon dolarlık kısmını ise meyve grubu oluşturuyor. Yılın ilk yarısında yüzde 37 artışla 22 milyon dolara ulaşan dondurulmuş çilek ihracatımızda Kanada ilk sırada. En fazla ihraç ettiğimiz bir diğer ürünümüz ise 18 milyon dolarla dondurulmuş patatesler. Çin 5 milyon dolarla dondurulmuş patates ihracatında lider pazarımız. Ocak-Haziran döneminde yüzde 7 artışla 16 milyon dolar ihracat yaptığımız dondurulmuş domateste ise Japonya öne çıkıyor. İlk yarıda 10 milyon dolarlık dışsatım gerçekleştirdiğimiz dondurulmuş kirazı ise en fazla ABD’ye gönderdik.” dedi.

Gün geçtikçe hem katma değeri hem de talep artıyor: Hedef 250 milyon dolar

Uçak, 121 ülkeye yapılan dondurulmuş sebze meyve ihracatında Amerika ülkeleri ve Avrupa ülkelerinin ağırlıklı olduğuna dikkat çekerek ilk beş ülkenin ihracatın yüzde 50’ye yakınını oluşturduğunu söyledi.

“İhracatımızda ilk sıradaki ülkeler arasında; 20 milyon dolarla ABD, 15 milyon dolarla Almanya, 8 milyon dolarla Birleşik Krallık, 7 milyon dolarla Brezilya, 6 milyon dolarla Kanada, 5 milyon dolarla İtalya, Fransa, Irak, Çin, 4 milyon dolarla Hollanda ve Japonya yer alıyor. Dondurulmuş ürünler dünyada piyasası, talebi artan, katma değerli ürünlerimiz. Katma değeri zaten yüksek olan frenk üzümü, yaban mersini gibi tropikal meyveler de dahil olmak üzere çok geniş bir ürün gamımız var. Dondurulmuş meyve sebze üretiminde artık dondurularak kurutulan freeze dried gibi yüksek teknolojili farklı işleme teknikleri de kullanılıyor. Hem ürünler besin değerlerini, aromasını, şeklini koruyor hem de küf ve aflatoksin açısından çok daha güvenilir. Dolayısıyla kg başına ihracat birim fiyatı da yüksek seviyelerde. Dondurulmuş gıdaların gün geçtikçe hem katma değeri hem de talebi katlanarak yükseliyor. 2020’de 203 milyon dolar dondurulmuş meyve sebze ihracatı gerçekleştirdik. 2021’de bu rakamı 250 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz.”

Egeli ihracatçılardan, “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”na tam destek

Avrupa Birliği, 2050 yılında karbon salınımını sıfırlama hedefiyle, 11 Aralık 2019 yılında “Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı”nı açıklamıştı. Türkiye’de en büyük ticaret ve yatırım ortağı AB’nin attığı adımlara uyum sağlamak için “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”nı hayata geçirdi. Ege İhracatçı Birlikleri, Resmi Gazete’de yayınlanan “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”na tam destek verdi.

II. Sanayi devrimi ile başlayan seri üretimin; lojistikte, teknolojide, pekçok sektörde ve iletişim alanlarında insanlığın konfor alanını genişletip, insanlığın hayatını kolaylaştırdığını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, sanayiden kaynaklanan kirlilik ve yanlış seçimler nedeniyle karşılaşılan çevresel ve ekonomik kayıpların minimum seviyeye indirilmesinin zorunluluk haline geldiğini kaydetti.

Yeşil Mutabakat Eylem Planı rekabetçiliğimize de katkı sağlayacak

İnsanlığın henüz dünya dışında bir yaşam alanına sahip olmadığına dikkati çeken Eskinazi, “İnsanlık, sanayi devriminin yaralarını sarmak ve daha yeşil bir dünya için çözümler aramaya başladı. Bu yolculukta ilk adım Avrupa Birliği’nden geldi. AB, 11 Aralık 2019 tarihinde açıkladığı Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ile 2050 yılına kadar karbon salınımını sıfırlamayı hedeflediğini dünyaya duyurdu. 2022 yılında AB’ne ihracatta karbon vergisi ödememiz gündeme gerecek. Bizim de bu konuda hızlı adımlar atmamız zorunluluktu. Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda kamu ve özel sektör kurumlarının desteğiyle hazırlanan ve Resmi Gazete’de 16 Temmuz 2021 tarihinde yayınlanan “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” yeşil bir dünyada yaşamamızı sağlarken, aynı zamanda rekabetçiliğimize de katkı sağlayacak” şeklinde konuştu.

Dünya’nın son 200 yıldır sanayide yaşadığı değişimin sonucunda iklim dengesinin bozulduğuna işaret eden EİB Koordinatör Başkanı Eskinazi, AB Yeşil Mutabakatını, Avrupa Birliği’nin bugüne kadar ki en büyük girişimi olduğunu, dünya genelinde de bir farkındalığı sağladığını dile getirdi.

Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle 2020 yılı sonu itibariyle 140 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaştığı bilgisini paylaşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep ise; Ticaret Bakanlığı’nın “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”nda; sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel bir ekonomi, yeşil finansman, temiz, ekonomik ve güvenli enerji arzı, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir akıllı ulaşım, iklim değişikliği ile mücadele, diplomasi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri başlıkları altında belirlenen hedeflere ulaşılması amacıyla hayata geçirilecek eylemlere yer verildiğini, bu çerçevede, Eylem Planının 9 ana başlık altında toplam 32 hedef ve 81 eylemi içerdiğini ifade etti.

Ege İhracatçı Birlikleri olarak 2019 yılında dünyanın en büyük sürdürülebilirlik inisiyatifi Global Compact’a üye olduklarını, 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettiklerini hatırlatan Celep, “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”nı sadece bir iklim politikası olarak görmüyoruz. Ekonomik ve toplumsal dönüşüm programı olarak algılıyor ve destekliyoruz. AB Yeşil Mutabakatı için yapılan çalışmaları zorunluluk olarak görüyoruz. Yeşil Mutabakat Eylem Planı”nda yer alan başlıklardan sürdürülebilir tarım bizim için öncelikli başlık. Türkiye tarımsal hasılada dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer alıyor. 24 milyon hektar ekilebilir tarım arazimizi ve bitki floramızı korumak durumundayız. Sahip olduğumuz su kaynakları küresel iklim değişikliği nedeniyle tehditle karşı karşıya. Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında suyun yeniden kulanım ulusal master planı ve su ayak izi ile ilgili rehber doküman hazırlanacak. AB dışında dünyayı en çok kirleten Amerika Birleşik Devletleri ve Çin de iklim değişikliğinin zararlarını minimize etmek için harekete geçmiş durumda. Modern sulamaya yatırım yaparak geleceğimizi tehdit eden unsurları ortadan kaldırmalıyız” dedi.

UTİB’DEN NEW YORK’A ÇİFTE ÇIKARMA

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Tekstil sektörünün hedef pazarı ABD’ye çifte çıkarma yapacak. 20-21 Temmuz 2021 tarihleri arasında New York’ta düzenlenecek olan Premiere Vision New York fuarına 14 firma ile milli katılım organizasyonu gerçekleştirecek olan UTİB, 20-22 Temmuz tarihleri arasında yine New York’da gerçekleştirilecek “Texworld New York City 2021 Hibrit Fuarı”na da 24 firmanın katılımını sağlayacak.

Premiere Vision New York fuarına bireysel katılım yapacak 4 firma ile birlikte iki fuarda Türkiye’den önde gelen 42 firma ürünlerini New York’tan dünya pazarının beğenisine sunacaklar.

Pandemi öncesinde Yurt dışı fuarlara en fazla katılım gösteren birlik olma özelliğini taşıyan UTİB’in pandemi sürecinde ağırlık verdiği dijital etkinliklerle de Türk ürünlerinin uluslararası pazarlarda boy göstermesini sağladığını söyledi.

Kumaş, aksesuar, deri, hazır giyim ve tasarım ürünlerinin sergileneceği Premiere Vision New York’un yılda iki kez düzenlendiğini belirten Pınar Taşdelen Engin, “Temmuz ayında 41’incisi düzenlenecek fuarda; 14’ü UTİB’in milli katılım organizasyonu, 4’ü de bireysel olmak üzere toplam 18 firma ile yer alacağız. ABD Türk Tekstil sektörünün çok önem verdiği bir pazar ve her geçen yıl bu ülkeye ihracatımızı artırıyoruz. Dünyanın önemli alıcılarının da yakından takip etmesi ABD fuarlarının bizim için önemini daha da artırıyor” dedi.

DİJİTAL FUARDA DA YERİMİZİ ALIYORUZ

New York’ta her yıl olduğu gibi bu yıl da aynı tarihlerde düzenlenen Texworld New York fuarının bu kez dijital ortamda gerçekleştirileceğini belirten UTİB Başkanı Engin, “UTİB olarak biz de firma organizasyonlarını buna göre gerçekleştiriyoruz. Ülkemizden tekstil,  hazır giyim ve ev tekstili alanında faaliyet gösteren toplam 24 firmamız fuarda ürünlerini sergileyecekler. 12 firmamız fuarın dijital bölümünde yer alırken, hibrit versiyonuna ise yine 12 Türk firması katılacak. Bu yıl pandemi nedeniyle ilk kez denenecek olan bu yöntemle 11 ülkeden, 200’e yakın firma fuarda yer alacak. Dünyanın önemli alıcılarının takip edeceği fuarda firmalarımızın ciddi geri dönüşler almasını bekliyoruz. Bu fuarın artılarını önümüzdeki dönemlerde göreceğiz” dedi.

Giyimlik kumaş, hazır giyim ve ev Tekstili ürünleri başlığı altında 200’e yakın firmanın yer alacağı fuarı 4 binin üzerinde ziyaretçinin takip etmesi bekleniyor. Starrett Lehigh’da düzenlenecek fuara firmalar bu yıl pandemi koşulları nedeniyle stand açmayacaklar. Ancak ziyaretçiler fuarı gezebilecekler. Katılımcılar, dijital ortamda veya hibrit olmak üzere iki farklı yöntemle fuarda yer alarak ürünlerini sergileyebilecekler.

Fuara digital ortamda katılan firmalar online olarak ürünlerini sergileyecekler ve alıcılarla yine dijital ortamda ikili görüşmeler yapabilecekler. Hibrit ortamda katılacak firmaların ise gönderdikleri numuneler fuar organizatörleri tarafından oluşturulan sergi alanlarında sergilenirken, firmalar yine fuar organizatörünün sağlayacağı altyapı ile alıcılarla online ortamda görüşmeler yapabilecekler.

Premiere Vision Fuarı’na Türkiye’den katılacak firmalar :

ALMODO ALTUNLAR TEKSTİL SANAYİ VE TİC. A.Ş

ALTINYILDIZ TEKSTİL VE KONFEKSİYON A.Ş.

ANTİK DANTEL SANAYİ TİCARET A.Ş.

CAN TEKSTİL ENTEGRE TES.VE TARIM ÜRÜNLERI SAN. TİC.

CONFETTİ TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET A.Ş

KİMTEKS TEKSTİL

KIVANÇ TEKSTİL SAN VE TİC. A.Ş

KOTONTEKS

MARSALA DOKUMA BOYA SANAYİ TİC.A.Ş.

OGUZ TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş.

OR-BEY TEKSTİL TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ.

ÖZEL TEKSTİL İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

PALMİYE DOKUMA İPLİK TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET A.Ş

YÜNSA YÜNLÜ SANAYİ VE TİC. A.Ş.

 Texworld Fuarı’na Türkiye’den katılacak firmalar:

 Giyimlik Kumaş :

 AKRİDA TEKSTİL SAN. İÇ ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

BEZTAŞ TEKSTİL TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ

C VE C TURİZM OTEL DOĞAL ÜRÜNLER SAN. TİC LTD ŞTİ (LED SCARVES)
ELISSA STAMPA TEKSTİL SAN. LTD. ŞTİ

İLAY DIŞ TİC. A.Ş.

İPEKER TEKSTİL TİCARET VE SANAYİ A.Ş.

KORTEKS MENSUCAT SAN. VE TİC. A.Ş

MER FABRIC TEKSTİL SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ

SARCAN TEKSTİL MAKİNA METAL ve DOĞRAMA SAN.TİC. LTD. ŞTİ.

SEÇEN TEKSTİL SAN. ve TİC.A.Ş.

TEZYAPARLAR TEKSTİL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ

ZEYNAR  MENSUCAT SAN. ve TİC. A.Ş.

 Ev Tekstili :

BARİNE TEKSTİL SAN. İÇ ve DIŞ TİC. A.Ş.

BAYKONUR TEKSTİL BASKI BOYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

BURSALI TEKSTİL SAN.ve TİC. A.Ş.

CHEMA TEKSTİL PAZ.SAN.ve TİC. LTD. ŞTİ.

DOK-SAN DENİZLİ DOKUMA SAN.ve TİC. A.Ş.

KAÇAR TEKSTİL TURİZM YAT.İN.SAN.ve TİC. İŞL. A.Ş.

KOBE TEKSTİL SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.

OFER DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ

RAVENA DUVAR KAĞITLARI A.Ş.

TEKSİM TEKSTİL SAN. ve TİC. A.Ş.

TRL TEKSTİL SAN.ve TİC. LTD. ŞTİ.

URAL MEDİKAL TİCARET PAZARLAMA A.Ş.