Ekonomi-teknoloji-magazin-yaşam haberleri (17.09.2020)

Tekstil ve Konfeksiyon Sektörleri İnovatif Girişimcilerini Arıyor TECHXTILE Start-up Challenge için başvurular başladı

 Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB) sektörde inovasyon kültürünü oluşturmak ve yeni girişimleri sektöre kazandırmak amacıyla bu yıl 12.’sini düzenlediği Uluslararası AR-GE Proje Pazarı, Techxtile Start-Up Challenge için proje başvurularında süreç başladı. Girişimcilerin projelerini online kayıt yaptırabilecekleri Techxtile Start-Up Challenge’in son başvuru tarihi ise 20 Ekim 2020 olarak açıklandı.

Türkiye’nin inovasyon ve girişimciliğe verdiği önemin son yıllarda arttığını ve tüm kurumlarıyla bu alana yatırımlar yaptığını belirten UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, ileri teknolojiye sahip ülkelerle aradaki farkın kapatılabilmesi için bu hareketin tabana yayılması gerektiğini söyledi.

“Girişimcilik ekosistemine büyük katkı sağlıyoruz”

Kurulduğu günden bu yana sektöre öncülük eden projelere imza atan UTİB’in Techxtile Start-Up Challenge ile tüm paydaşları bir araya getirdiğini kaydeden Pınar Taşdelen Engin, “Üniversite sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi yanında, sanayiciler ile start-upların beraber çalışacağı ortamlara da aracılık eden Techxtile Start-Up Challenge, sektörün ve alanlarının uzman isimlerinin eğitmen, konuşmacı ve jüri olarak katılımıyla da girişimcilik ekosistemine önemli katkı sağlıyor. Sürecin başından finaline kadar geçen süreçte verilen eğitimler ve yapılan çalışmalar özellikle genç girişimciler ve girişimci adayları için başlı başına bir ödül niteliğinde” dedi.

Kimler katılabiliyor?

Techxtile Start-Up Challenge’e Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı veya yabancı uyruklu 18 yaşını tamamlamış öğrenciler ve mezunlar proje başvurusu yapabilecekler. Araştırmacı, akademisyen,  kamu veya özel kurum çalışanları, girişimci adayları, inovasyon yapan ekipler ile start-up sahipleri veya kurucularının da proje gönderebileceği yarışmaya, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri ile özel şirket sahipleri veya kurucuları da katılabiliyorlar.

Techxtile Start-Up Challenge’a dair ayrıntılı bilgiler http://www.techxtile.net/ etkinlik web sayfasında ilan edilecek ve program takvimi aşağıdaki gibi işleyecek:

20 Ekim 2020:             Proje Son Teslim Tarihi

3-4 Kasım 2020:          Tüm Katılımcılar İçin Genel Girişimcilik Eğitimi – 1

5-6 Kasım 2020:          Tüm Katılımcılar İçin Genel Girişimcilik Eğitimi – 2

11 Kasım 2020:            Ön Elemeyi Geçen Projelerin Web Sitesinden Duyurulması

21 Kasım 2020:            Ön Elemeyi Geçen Girişimciler İçin Pitching Eğitimi

28 Kasım 2020:            Değerlendirme Kurulu Tarafından Yarı Final Projelerinin Belirlenmesi

29 Kasım 2020:            Finale Kalan Projeler İçin Devam Eden Mentorluk Süreci

15 Aralık 2020:            Advanced Pitching Öncesi Sunum Geliştirme Eğitimi

15-17 Aralık 2020:       Advanced Pitching ve Ödül Töreni Haftası

Kayserigaz, Ebiç Mahallesi’ni doğalgazla buluşturdu

SOCAR Türkiye’nin iştiraki Kayserigaz, Kocasinan ilçesindeki Ebiç Mahallesi’ne doğalgaz hizmeti vermeye başladı. 2,5 milyon TL’lik yatırımla 25 kilometre hat döşenen çalışma sonunda, 525 hanenin bulunduğu 48 cadde, çevreci ve ekonomik doğalgaz ile buluştu.

Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı SOCAR Türkiye’nin iştiraki Kayserigaz, Kayseri’nin Kocasinan ilçesindeki Ebiç Mahallesi’ni ekonomik, çevreci, konforlu ve güvenli yakıt doğalgaz ile buluşturdu. 2 milyon 588 bin TL’lik yatırım ile temmuz ayında başlayan çalışmalar kapsamında, 22 kilometrelik polietilen hat ve 3 kilometre servis hattı olmak üzere toplam 25 kilometre hat döşendi.

DOĞALGAZ KIŞA HAZIR

Kayserigaz Genel Müdürü Dinçer Akbaba konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Doğalgaz, bir enerji kaynağı olarak günlük yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri. Koronavirüs salgını ile mücadele sürecinin devam ettiği bu günlerde, bir yandan kesintisiz gaz arzı için gerekli bakım ve onarım çalışmalarımızı sürdürürken, bir yandan da doğalgaz altyapısının henüz bulunmadığı bölgelere ulaşmak üzere yatırımlarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Ebiç Mahallesi’ni kış mevsimi başlamadan önce doğalgaz ile buluşturmak için, 2,5 ay gibi kısa bir sürede altyapı çalışmalarımızı tamamladık. Bu kapsamda 48 cadde üzerindeki 525 haneye hizmet verebilir durumdayız. Doğası ve temiz havasıyla güzel mahallemiz Ebiç’i, çevreci bir yakıtla buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu yılın sonuna kadar Kayseri’de 33,5 milyon TL’lik yatırım ile 182 kilometre hat yapımını tamamlamayı planlıyoruz. Şehrimizdeki 10 ilçede, 560 bini aşkın abonemize sunduğumuz kesintisiz ve kaliteli hizmeti, diğer ilçe ve mahallelere de ulaştırmak için yatırımlarımıza devam edeceğiz. Çalışmalarımız esnasında desteklerini bizden esirgemeyen Ebiç sakinlerine ve yerel yöneticilerimize teşekkür ederiz.”

350 adet servis kutusunun da dahil olduğu projeyi 2,5 ayda tamamlayan Kayserigaz, 17 Eylül 2020, Perşembe gününden itibaren bölgedeki 48 caddeye doğalgaz vermeye başladı. Doğalgaz kullanmak isteyen Ebiç sakinleri, abonelik başvurusu için gerekli bilgiye, Kayserigaz internet sitesi üzerinden veya 444 5 429 numaralı Kayserigaz çağrı merkezinden ulaşabilecekler.

GEMEREKLİ TAŞIYICILAR’DAN BAŞKAN AKAY’A TEŞEKKÜR PLAKETİ

 Göreve yeni seçilen Gemerek Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı Mehmet Sarıhan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay ve Genel Müdür Osman Canıtez’i makamında ziyaret ederek, kampanya dönemlerinde nakliyecilere verilen desteklerden dolayı teşekkür plaketi takdim ettiler.

Yönetim Kurulu Üyeleri Erdoğan Ascan, Yavuz Yüksel Kölesin, Murat Koç ve Dursun Dinçer ile birlikte ilk olarak Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay’ı makamında ziyaret eden Sarıhan, Kayseri Şeker’in yakaladığı başarının bölge ekonomisine, çiftçinin refahına ve insanların istihdamına doğrudan yansıdığını belirterek, Kayseri Şeker’i bu noktaya taşıyan Başkan Hüseyin Akay ve yönetimine teşekkür ettiklerini söyledi.

Başkan Akay ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, çiftçilerin ve taşıyıcı esnafının takdirini kazanmanın, çalışma azimlerini arttırdığını belirtti, Akay kadirşinaslık gösteren ve Kayseri Şeker’in bu başarısı ile çalışma azmine ortak olan Taşıyıcılar Kooperatifi’ne teşekkürlerini iletti.

Başkan Akay’ın ardından Kayseri Şeker Genel Müdürü Osman Canıtez’i de ziyaret eden Kooperatif Başkanı Mehmet Sarıhan, ziyaretlerin sonunda Başkan Akay’a ve Genel Müdür Osman Canıtez’e bir teşekkür plaketi takdim etti.

TIRPORT, karbon salınımını azaltarak,  küresel ısınmanın önlenmesine katkı sağlıyor

Nakliyenin %90’nın karayollarıyla yapıldığı ülkemizde, 850 bini aşkın kamyon yollarda. Türkiye’nin lider dijital platformu TIRPORT’un 2020 ilk yarı verilere göre, Türkiye’de günde ortalama 450 bin kamyon taşıma yapılıyor. Bir kamyon günlük ortalama 282 km. yol yapıyor. Ayda 7-9 arası taşıma yapabilen bir kamyoncunun, en az 20 günü yollarda geçiyor.

TIRPORT sahip olduğu arttırılmış zeka destekli teknolojiler ile, yollardaki kamyonların yük aramak için boş gitme durumunu %35’lere varan oranda azaltabiliyor.

TIRPORT’un geliştirdiği yenilikçi teknolojiler; küresel ısınmanın başlıca sebebi olan CO2 salınımına “dur” diyor, yollardaki kamyonlardan kaynaklanan CO2 salınımını %35’lere varan oranda azaltılmasına katkı sağlıyor ve küresel ısınma ile mücadele ediyor.

Teknoloji kullanımı, CO2 salınımını azaltarak geleceğimizi koruyor

Günde 282 km yol yapan bir kamyon ayda en az 8.420 km, yılda 101 bin km yol yapıyor. Bu yolun 1/3’ü yük aramak için boş gidiliyor. Kilometre başına 0.3 L/km’ye varan yakıt harcayan bir kamyon, günde 282 km yol yaparak 282*0.3L= 84.6 L dizel yakıt yakmaktadır. 1 L dizel yakıt 2.77kg CO2 salınımı yaptığından, ortalama bir kamyon günde 2.77*84.6L= 234,34 kg CO2’yi doğaya bırakmaktadır. 450.000 adet tır ve kamyonun seyir halinde olduğu Türkiye’de kamyonların doğaya günde bıraktığı CO2 miktarı ise, günlük 234,34 kg*450.000 Kamyon= 105.453.000 kg CO2’dir.

CO2 salınımı dünya ve insanlık için büyük bir tehdittir. TIRPORT’un lojistik sektörüne yönelik geliştirdiği akıllı eşleştirme ve optimizasyon teknolojileriyle, kamyonların yolda boş gitmesini %35 seviyesinde önleyerek, yılda 55 bin ton CO2’nin doğaya salınmasını engelleniyor, bu oran her geçen gün artıyor ve geleceğimiz korunuyor. TIRPORT’un 45 bini bulan aktif üye kamyoncu sayısına, her ay binlerce yeni kamyoncu dahil oluyor.

Sürücüler dönüş yükü buluyor, CO2 salınımı azalıyor

Yollardaki kamyonların %35’nin boş hareket ettiğinin altını çizen TTT Global Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

Gittikleri bölgeden yük bulamayan binlerce sürücü, dönüş yükü bulmak için şehir şehir gezerek yük aramak, eğer acil yük bulamazsa bir şekilde geri boş dönmek zorunda kalabiliyor. Yollardaki 850 bin kamyonun %95’inin şahıslara ait olduğu düşünüldüğünde, bunun ekonomik sonuçları da son derece kırılgandır. Bu durum kamyoncuların bütçesine olumsuz yönde etki ederken, diğer taraftan boşta giden her kamyonun gereksiz CO2 salınımı yapacağı göz önüne alındığında, dünyamızın geleceği için ilave tedbirler almamız gerekliliği de ortaya çıkıyor. TIRPORT geliştirdiği konum tabanlı teknolojiler ile, sürücülere konumuna en yakın yükleri görebilme ve yük bıraktıkları bölgeden yeni bir yük bulabilme imkânı veriyor. Böylelikle, boş hareket etme oranları, en alt düzeyde gerçekleşiyor. Dünyadaki tüm şirketler ve hepimiz, doğayı korumanın bilinci ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmanın inancıyla üretip, çalışmalıyız” dedi.

TIRPORT, doğayı, yeşili ve ülke ekonomisini koruyor

TIRPORT tarafından salınımı önlenen CO2 miktarının; hava kirliliğinin önlenmesinden insan sağlığının korunmasına ve ülke ekonomisinin güçlenmesine kadar birçok noktada kattığı olumlu etki ile, TIRPORT gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmamıza liderlik ediyor.

Birkaç örneğe bakıldığında; şunları belirtebiliriz:

1-Yetişkin bir ağaç yıllık 114 kg CO2 emisyonu emilimi gerçekleştirdiğinden, TIRPORT 485.176 ağaçtan oluşan bir ormanın sağlayacağı karbon azalımına denk bir etki yaratıyor. Bu geçtiğimiz 20 senede, İstanbul’a dikilen ağaç sayısının 2 katına tekabül ediyor.

2- Bildiği üzere, 1 kg plastiğin karbon ayak izi 6 kg CO2’ye denk geliyor ve 1 kg plastikle 83,3 plastik şişe üretiliyor. TIRPORT tarafından önlenen CO2 miktarı ile 9.208.645 kg plastik atık geri dönüştürülebiliyor ve bu 767.356.388 adet plastik şişeye denk geliyor. Kısaca, TIRPORT sayesinde, 9.208.645 kg plastik üretiminden kaynaklanan eşdeğer CO2 salınımı engelleniyor ve bu da 767.356.388 adet plastik şişe üretimine denk geliyor.

3-Bir binek aracın yılda ortalama 5.200 kg CO2 salınımı gerçekleştirdiği düşünüldüğünde, TIRPORT’un engellediği CO2 ve zararlı gaz salınımı miktarı 10.625 aracın trafikte yaratacağı kirliliğe eşdeğerdir. Türkiye’de her sene hava kirliliğinden 50 bin civarı insanın hayatını kaybettiğini düşündüğümüzde, bu konunun ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.

500 Milyar Euroluk Küresel Demiryolu Oyuncuları Eskişehir’e Geliyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı desteği ile Modern Fuarcılık tarafından düzenlenen Rail Industry Show Demiryolu Endüstrisi Altyapı ve Teknolojileri Fuarı, 02-04 Aralık 2020 tarihinde Eskişehir ETO TÜYAP Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Fuar, 500 milyar Euroluk küresel pazara hakim olan demiryolu oyuncularını Eskişehir’de sektör oyuncuları ile buluşturacak.

Uluslararası demiryolu endüstrisinin kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirmeyi hedefleyen Rail Industry Show Demiryolu Endüstrisi Altyapı ve Teknolojileri Fuarı için geri sayım başladı. Fuar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın desteğiyle 02-04 Aralık 2020’de yüzde 100 yerli sermayeyle kurulan Modern Fuarcılık’ın organizasyonuyla düzenleniyor. TCDD Taşımacılık AŞ., Ankara Sanayi Odası, Eskişehir Ticaret Odası, Eskişehir Sanayi Odası, DTD Demir Yolu Taşımacılığı Derneği, Raylı Sistemler Derneği ve Raylı Sistemler Kümelenmesi etkinliği destekleyen kurumlar arasında bulunuyor.

15 ülkeden katılan 100 yerli ve yabancı firmanın ve 3 binden fazla ziyaretçinin katılımıyla gerçekleşecek fuar, yeni iş bağlantılarının kurulması ve mevcut ilişkilerin geliştirilmesi için de önemli bir zemin oluşturacak. Küresel ölçekte 500 Milyar Euro’luk pazar payına sahip olan sektörün baş oyuncuları fuarda yerini alacak. Türkiye’den ve dünyadan altyapı, üst yapı, teknoloji, güvenlik, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve IT firmalarının yanı sıra hafif raylı sistem üreticileri de Rail Industry Show’da iletişim halinde olacak. Organizasyonla ilgili açıklamalarda bulunan Modern Fuarcılık Genel Müdürü Moris Revah, projelerle finansörlerin fuarda bir araya geleceğinin altını çizdi.

Projeler finansörlerle bir araya gelecek

“Fuarlar esnasında demiryolu yatırımcıları ve proje sahiplerinin katılacağı bir konferans düzenlenecek. Konferansta; projeler, finansman modelleri ve finans kaynakları tartışılacak. Ayrıca konferansta banka, fon yöneticileri, yerli ve yabancı hükümet temsilcileri, yerel yönetimler, proje danışmanlık, sigorta ve hukuk şirketleri de yer alacak. Talebe göre, iş birliği amaçlı bire bir toplantılar da organize edilecek. Konferansın ardından, fuarla eş zamanlı olarak, sektöre ait spesifik konu başlıklarının ele alınacağı ayrı bir seminer düzenlenecek.

Fuar boyunca yapılacak konferanslarda işin teknolojisi, akademik yanı ve Endüstri 4.0 konuları uzmanlar tarafından ele alınacak. Demiryollarının Türkiye’deki gelişimi, yapılması gerekenler ve 2023 hedefleri de değerlendirilecek konular arasında. Metro yatırımları kapsamında belediyeler için ayrı bir panel hazırlanacak.”

Merkez üs Eskişehir

Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler de fuarın Eskişehir için büyük önem taşıdığını belirterek açıklamada bulundu: “Eskişehir, coğrafi avantaja, köklü bir ticaret ve sanayi geleneğine sahip. Odamızın, Eskişehir Fuar Kongre Merkezi yatırımına karar vermesinin en önemli nedenlerinden biri şüphesiz ki demiryolu endüstrisi. Merkez için hazırladığımız fizibilite raporunu inceleyen Kalkınma Bakanlığı, bir Anadolu şehrine yönelik en büyük desteği bize sağladı. Söz konusu fizibilite raporunun stratejik odağında, Eskişehir’in sahip olduğu kümeler bulunuyor. Demiryolu, havacılık ve seramik kümelerinin lobi gücüne katkı sağlanması, Eskişehir’de oluşacak fuarcılık endüstrisinin en önemli hedeflerinden. Ülkemizin modern sanayine öncülük eden TÜLOMSAŞ ve yan sanayileri, Uraysim projesinin Eskişehir de olması, Hasan Bey Lojistik üssünün Eskişehir de konuşlanmış olması ve Türkiye’deki demiryollarının tek kesişim noktası Eskişehir’deyken, fuarının ilimizde düzenlenmesi çok doğal.”

Fuar Alanında Alınacak Tedbirler

02-04 Aralık 2020 de gerçekleşecek olan Rail Industry Show kapsamında pandemi sebebiyle gerekli tüm tedbirlerin alınacağının altını çizen Revah; “ T.C. Sağlık Bakanlığının yönergeleri doğrultusunda tüm tedbirler alınacak. Başta maksimum hijyen tedariki olmak üzere, sosyal mesafe kuralları, yoğunluk kontrolleri, sağlık ekibi ve hizmetleri, yüksek ve kaliteli havalandırma sistemleri fuar esnasında aktif olarak kullanılacaktır.” dedi.

“Türkiye’deki raylı sistemlere 150 milyar Euro yatırım”

Eskişehir’in hem konvansiyonel hem de hızlı tren hatlarının kesiştiği bir nokta olduğunu söyleyen Modern Fuarcılık Genel Müdürü Moris Revah, ilin aynı zamanda İpek Yolu güzergahında bulunduğu için stratejik olarak önemli bir konumda olduğunu kaydetti; “Bu önemli organizasyon kapsamında sadece fuar değil, eş zamanlı olarak konferans ve farklı etkinlikler gerçekleştirilecek. Özellikle fuar zamanında alanında uzman insanlarla demiryolunun finansıyla ilgili çok ciddi bir konferans düzenliyoruz. Herhangi bir kısıtlama olamaması durumunda küresel ölçekte demiryollarında paranın başında olan finansörler ülkemize gelecek. Bu insanlar gerçekleştirdikleri konferansın ardından firmalarla direkt iletişime geçebilecek.”

“Demiryolu gelişmişlik kriteri”

Bir ülkenin gelişmişliğini gösteren en önemli kriterlerden birinin ülkenin sahip olduğu demiryolu ağları olduğunu vurgulayan Revah, şunları ekledi: “Biz Asya ile Avrupa’nın tam ortasında, coğrafi olarak çok stratejik bir ülkeyiz. Ticaretin geliştiği bir yerde tam merkezdeyiz. Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman ağırlıklı olarak ulaştırmanın demiryollarıyla yapıldığını görüyoruz. Avrupa’da insanlar uçaktan fazla treni kullanıyor. Özellikle Avrupa’da yanıcı, patlayıcı, büyük tonajlı her türlü yükün demiryoluyla taşınması zorunluluğu var. Raylı sistem hem karayolu trafiğini rahatlatıyor hem daha verimli bir taşıma modeli. Bir TIR’a en fazla 25 ton yükleyebilirsiniz ama sadece bir vagona 60 ton yüklemek mümkün. Trende 50 vagon olduğu zaman hesap ortada. Demiryolunda kar yağdı, çamura battı da yok. Demiryolu taşımacılığı denizyolundan yüzde 60, karayolundan yüzde 80 daha ucuz.”

Pandemi Sürecinde Fuarlarda Dijitalleşme

Bu süreçte geliştirdikleri online organizasyonları hakkında da bilgi veren Moris Revah; “Pandemi sürecinde dünyada parlayan taşımacılık modeli olan Demiryollarının tüm paydaşları Wagon Expo Online B2B ve Metro Expo Online B2B’ de buluşacak. Mart 2020 de başlayan ve ne zaman biteceğini bilemediğimiz pandemi sebebi ile hem fuar organizasyonlarının, hem yurt dışı seyahatlerinin rutin şeklide gerçekleştirilemediği dönemde Modern Fuarcılık olarak sektör bilgi ve ilişkilerimizi kullanarak butik olarak tutacağımız 2 adet online B2B ticaret alanını sektör oyuncularına sağlamayı hedefliyoruz.

Etkinliğin birinci ayağı olan yük vagonu üreticileri ve kullanıcıları, kamu kurumları, uluslararası ve yerli STK’ları bir araya getireceğimiz 2 gün sürecek olan Wagon Expo Online’ı gerçekleştireceğiz. Etkinliğin ikinci ayağında ise yine dijital platform üzerinden 2 gün sürecek demiryolu ve hafif raylı sistemlerde toplu taşımacılık konu başlığı ile üreticileri ve kamu kurum ve kuruluşlarını bir araya getirmek arzusu içerisindeyiz.”dedi.

“Metrolarda yüksek potansiyel var”

Demiryolu endüstrisinin iki bacağı olduğunu vurgulayan Moris Revah, “Birincisi TCDD, ikincisi de belki de daha büyük ayağı yerel yönetimlerin kontrolünde olan hafif raylı sistemler. Şu anda ülkenin konjonktürüne baktığımızda metrolarda çok fazla potansiyel var. İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana, Antalya Belediyelerine ait metro ve tramvay şirketleri Rail Industry Show da katılımcılarıdır. Bu iller önemli potansiyel” ifadesini kullandı.

 “25 Litre: Suyun Peşinde” FOX izleyicileriyle Buluşuyor

Finish iş birliğiyle hazırlanan National Geographic belgeseli “25 Litre: Suyun Peşinde”  FOX’ta izleyiciyle buluşuyor. Su kaynaklarımızı koruma, bireysel su tüketimi ve alınabilecek önlemler gibi konuları yeniden değerlendiren “25 Litre: Suyun Peşinde” belgeselinde ünlü müzisyen Gökhan Özoğuz ve ünlü oyuncu Taner Ölmez de uzmanlara eşlik ediyor. FOX ekranlarında ilk kez  20 Eylül Pazar günü saat 18:15’te yayınlanacak yapım, Finish’in “Yarının Suyu” hareketindeki en önemli kilometre taşlarından biri.

Finish iş birliğiyle hazırlanan National Geographic belgeseli  “25 Litre: Suyun Peşinde”, FOX ekranlarına geliyor. Geçtiğimiz yıl yayınlanan ve 25 milyondan fazla izleyiciyle buluşan “25 Litre” belgeselinin devamı niteliğindeki “25 Litre: Suyun Peşinde” belgeseli, tüm dünyadaki su kısıtı riskine bir kez daha dikkat çekiyor.

Bir önceki yapımın oluşturduğu temele eklenen yeni içeriklerin merkezinde ise, özellikle pandemi süreciyle birlikte, suyun değerinin daha fazla anlaşıldığı ve bugünlerde dünyada ve Türkiye’deki su kaynaklarının korunmasının önemi yer alıyor. Bireysel su tüketiminin su kaynakları üzerindeki etkisi ve su krizinin hangi noktada olduğu gibi başlıklarla konuyu yeniden ele alan yapım, Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu, İklim Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnazve Meteorolog Bünyamin Sürmeli gibi alanında uzman bilim insanlarının görüşleriyle zenginleşiyor. Yapım, su kaynaklarının korunması için yapılabilecekleri ve bu sayede geleceğe daha umutlu bakabileceğimizi de izleyicilere aktarıyor.

İlk 25 Litre belgeselinde yaşadığı bireysel deneyimi aktaran ünlü müzisyen Gökhan Özoğuz’a bu yeni yapımda oyuncu Taner Ölmez de eşlik ediyor.

Reckitt Benckiser ile sürdürülebilirlik çerçevesinde gerçekleştirilen iş birliği ile ilgili çok mutlu olduğunu belirten The Walt Disney Company, Türkiye Medya Birimi, Tematik Kanallardan Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni Yadigar M. Belbüken, “Ödüllü belgeselleri ve yapımları tüm dünyada milyonlarca kişiye ulaşan National Geographic’in, bilime ve keşfe verdiği desteğin yanı sıra dünyanın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak ve toplumu bilinçlendirmekle beraber, çevreci ve eğitici ruhuyla harmanladığı misyonunu “25 Litre: Suyun Peşinde” ile destekleyebildiğimiz için çok mutluyuz. Geçtiğimiz sene yayınladığımız “25 Litre” belgeselinin gördüğü ilgi, bu konuya herkesin ne kadar duyarlı olduğunu göstermiş oldu. Pandemi sürecinde suyun değerini daha iyi anladığımızı düşünerek, bu önemli konuya tekrar dikkat çekebilmeyi umuyoruz” dedi.

Reckitt Benckiser Türkiye Hijyen Pazarlama Direktörü Tarık Bayar, 25 Litre: Suyun Peşinde ile Finish’in Yarının Suyu hareketi kapsamında önemli bir adım daha attıklarını söyledi: “National Geographic ile son derece verimli bir iş birliğinin ürünü olan 25 Litre belgeselimiz, geçen yıldan bu yana 25 milyondan fazla izleyici ile buluştu ve yurtdışında da gösterimleri başladı. Bu yıl da aynı bakış açısıyla devam ediyoruz, başta içinde bulunduğumuz pandemi sürecinin su tüketimimize olan etkisi olmak üzere, Finish markamızın su kaynaklarımızın korunması için başlattığı Yarının Suyu hareketiyle dikkat çektiğimiz konuları değerli uzmanlarımızın katkılarıyla kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz.”

“25 Litre: Suyun Peşinde”, 2O Eylül Pazar günü Fox Ana Haber bülteninin hemen öncesinde saat 18:15’te FOX ekranlarında izleyicilerle buluşuyor.

TOYOTA GAZOO RACİNG ZORLU TÜRKİYE RALLİSİ’NE HAZIR

Toyota’nın WRC’de yarışan TOYOTA GAZOO Racing Dünya Ralli Takımı, 18-20 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek Türkiye Rallisi’nde yine podyumu hedefliyor. Toyota Dünya Ralli Şampiyonası’nın beşinci yarışı olan Türkiye Rallisi’ne Markalar Şampiyonası’nda lider olarak geldi. Bununla birlikte geçtiğimiz hafta Estonya’da podyuma çıkan pilotu Sébastien Ogier de, takım arkadaşı Elfyn Evans’ın 9 puan önünde Pilotlar Şampiyonası’nda liderliğini devam ettiriyor. Toyota’nın genç pilotu Kalle Rovanperä ise, şampiyonada dördüncü sırada yer alıyor.

Marmaris’te gerçekleştirilecek Türkiye Rallisi, kayaların yer aldığı toprak etaplar ve yüksek sıcaklığı ile sezonun en zorlu yarışlarından biri olarak gösteriliyor. Bununla birlikte diğer yarışlara göre nispeten daha düşük ortalama hız ise, motor, şanzıman ve fren soğutma konusunda zorluklar yaşanmasına yol açabiliyor.

2020 Türkiye Rallisi, sabah deneme sürüşlerinin ardından Cuma akşamı İçmeler ve Gökçe etaplarının testleriyle başlayacak. Cumartesi günü ise Marmaris’in batısında etaplar gerçekleştirilecek. Pazar günü de, rallinin en uzun etabı olan 38.15 kilometrelik Çetibeli etabı geçilecek.

Türkiye Rallisi’nin zorlu yol koşullarına sahip olduğunu ifade eden Takım Kaptanı Tommi Mäkinen, “2018’de burada kazanmış olsak da en güçlü olduğumuz yarışlar arasında değil. Ancak geçen yıldan bu yana Türkiye’deki gibi zor şartlar için aracımızı geliştirmek üzerine odaklandık. Bu tür koşullar için aracımızın artık çok daha iyi olduğunu biliyoruz ve iyi bir ralli olacağı konusunda kendimize güveniyoruz” dedi.

Toyota’nın şampiyona lideri pilotu ve geçen yılın kazananı Sébastien Ogier ise, burada iyi anılarının olduğuna değinerek, “Burada galibiyeti tekrarlamak kolay olmayacak. Herkes için zor bir ralli ama özellikle bizim adımıza yolu diğerleri için açarak ilerlemek daha zorlayıcı. Yine de Yaris WRC ile neler yapabileceğimizi görmek için heyecanlıyız. Türkiye Rallisi adına yaptığımız testler çok iyi geçti ve önemli geliştirmeler yaptığımıza inanıyoruz” dedi.

Toyota, geçtiğimiz yıl Türkiye’de Ott Tänak ile Güç Etabı’nı kazanarak şampiyonluk için kritik puanlar toplamıştı. Bununla birlikte Jari-Matti Latvala ve Kris Meeke ise yarışı sırasıyla altıncı ve yedinci sırada tamamlamışlardı.

Her mahallede bir yatırım ofisi hedefliyor 
Türkiye’de 7 yıldır faaliyetlerini sürdüren InvestAZ Yatırım, bireysel yatırımcı pazarında lider olma vizyonuyla çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. InvestAZ Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Elshan Guliyev, önümüzdeki 7 yıl içinde her mahallede bir yatırım ofisi kurmayı ve her haneden bir yatırımcı çıkarmayı hedeflediklerini belirterek “Yatırım Herkesin Hakkı sloganıyla çıktığımız yol doğrultusunda, yatırım araçlarının daha erişilebilir hale gelmesi için hem teknoloji yatırımlarımıza hem de finansal okur-yazarlık eğitimlerine ağırlık vereceğiz” dedi.
Bireysel yatırımcı pazarında lider olma vizyonuyla 2013 Mayıs ayından beri Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren ve halihazırda 300 milyon TL’lik günlük hisse senedi işlem hacmine aracılık eden InvestAZ Yatırım; her haneye bir yatırımcı, her mahalleye bir yatırım ofisi vizyonu ile çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Şirketin genişleme planlarına ilişkin açıklamalarda bulunan InvestAZ Yönetim Kurulu Başkanı Elshan Guliyev, bu kapsamda yapacakları çalışmalar neticesinde Türkiye’de 2027 yılına kadar her mahallede bir yatırım ofislerinin olmasını ve her haneden de hane ekonomisinin yatırımlarını yöneten bir yatırımcının çıkmasını hedeflediklerini söyledi.
Finansal hizmetlere genç nüfusun ilgisi arttı
Yedi yıl önce faaliyetlerine başladıklarında Türkiye’ye 10 yılda 7 milyon yatırımcı kazandırma vizyonunu benimsediklerini hatırlatan Guliyev, “Özellikle son birkaç yılda Türkiye’de farklı yatırım araçlarına olan ilginin arttığını gerek kendi müşteri portföyümüz gerekse piyasa gözlemlerimiz ışığında söyleyebiliyoruz. Artan dijitalleşme ve genç nüfusumuzun teknolojiye olan ilgisi bu hızlı artışta önemli bir pay sahibi. Türkiye’deki ilk günlerimizden bu yana finansal teknolojilere yatırım yapan bir şirket olarak önümüzdeki yedi yılın vizyonunu finansal hizmetlere ve yatırım araçlarına erişimi kolaylaştırma odaklı olarak şekillendireceğiz” diye konuştu.
Yatırıma erişim her mahallede yürüyüş mesafesi kadar olmalı
Amaçlarının 2027’ye kadar Türkiye’de her hanede hane yatırımlarını yöneten bir yatırımcının, her mahallede ise yatırıma erişimi kolaylaştıracak yapıların bulunması olduğunu vurgulayan Elshan Guliyev, “Yedi yıl önce yatırım yapmanın herkesin hakkı olduğunu söylüyorduk. Bugün yatırımın demokratikleşmesinin ve tabana yayılmasının ülke ekonomimiz ve hanehalkı gelirlerinin artması açısından ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz. Bu doğrultuda gerek pandemi sürecinde gerekse sonrasında yatırım araçlarının daha erişilebilir olabilmesi için ev hanımlarından öğrencilere kadar farklı profildeki kişilerin yatırımcı olabilmeleri için çalışacağız. Ülkemizde mevzuatın belirleyeceği sınırlar dahilinde her mahallede bir yatırım ofisimizin olmasını hayal ediyoruz. InvestAZ yatırım ofislerinin, doğru yatırımla ilgili eğitimlerin verilebileceği merkezler olmasını istiyoruz.”
Temassız dünya için temassız finansal hizmetlere ağırlık vereceğiz
Türkiye’nin banka dışı bir numaralı aracı kurum olma hedefini benimsediklerini aktaran Elshan Guliyev, dijitalleşen ve temassız bir dünyada yatırım hizmetlerine erişimi kolaylaştırma adımlarına dair örnekler de verdi: “Sermaye Piyasası Kurulu’nun hayata geçirdiği mesafeli sözleşme, girişim sermayesi yatırım fonu gibi yenilikçi adımları hizmetlerimize uyarlama çalışmalarını yürütüyoruz. Müşterilerimizin güvenle, tamamen online ortamda yatırım hesabı açıp işlem yapabilecekleri bir yatırım deneyimi tasarlıyoruz. SPK ve Borsa İstanbul’un finansal okur-yazarlığa yönelik farkındalık çalışmalarına destek vereceğiz. Tüm dünyada nakitsiz ekonomi anlayışı yaygınlaşırken biz de böyle bir dünya içerisinde ‘nakitsiz yatırım’ anlayışını hayata geçirmek istiyoruz.”

Canesis’in Yeni Genel Koordinatörü Onur Günay oldu

Sistem entegrasyonu alanında güçlü kadrosu ile faaliyet Canesis’in yeni genel koordinatörlüğü görevine Onur Günay atandı. Bilgi teknolojileri projelelerinin planlanmasından, mimari tasarımı, geliştirilmesi, uygulanması ve teknoloji danışmanlık verilmesine kadar tüm müşterilerine dijital dönüşüm yolculuklarında yenilikçi fikirleri, ileri analitik & IoT çözümleri ile sürdürülebilir faydalar sağlayan Canesis, Onur Günay’ın bu pozisyona gelmesi ile birlikte bilişim sektöründeki gücünü bir adım öteye taşımayı hedefliyor.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Mühendislik ve Tasarım Fakültesi’nden 2008 yılında mezun olan Onur Günay, kariyeri boyunca Ericsson, Huawei ve KoçSistem gibi global firmalarda operasyon, koordinasyon ve satış alanlarında farklı görevler üstlenmiştir. Sistem Entegratörlüğü ve Telekom sektörlerindeki tecrübelerinden sonra, kariyerine müşteri deneyimi, CRM, ERP gibi yeni nesil SAP çözümleri sunan firmalarda birçok farklı markanın dijital dönüşüm vizyonlarına yön vermiştir. 17 Ağustos 2020 tarihi itibariyle Canesis Sistem Entegrasyon A.Ş.‘nin Genel Koordinatörlük görevini üstlendi.

IoT cihazlar siber saldırı riskini yüzde 300 artırıyor

Şirketlerin verimliliğini artıran IoT cihazlar, buna karşın siber saldırı riskini de yüzde 300 artırıyor. Ağ tehditlerinden ve yönetilmeyen cihazlardan kaynaklı risklerden korunmak ise, doğru siber güvenlik sistemini seçmekle mümkün.

Siber güvenlik konusu, günümüzde hemen hemen her sektörden şirketler için önemli bir ihtiyaç. IoT (Nesnelerin İnterneti) ve ICS (Endüstriyel Kontrol Sistemleri) cihazları sağladığı birçok faydanın yanında güvenlik açıklarına da sebep oluyor.

Geçmişte daha çok IT networklere yapılan siber güvenlik yatırımları, dijitalleşme ve büyük veriye ulaşma çabasıyla birlikte OT ağlarını da şirketlerin kendi networklerinin bir parçası haline getirdi.

Şirketler, IT güvenliğinin yanı sıra OT (Operasyonel Teknolojiler) networkleri için de özel siber güvenlik çözümlerinden faydalanıyor.

IT VE OT’DE YÖNETİLMEYEN TÜM CİHAZLARDA YÜKSEK GÖRÜNÜRLÜK

Hem IT hem de OT’de yönetilmeyen tüm IoT ve ICS cihazlarında yüksek görünürlük sağlayan CyberX, endüstriyel kontrol sistemlerini siber saldırılardan koruyor.

Operasyonel ağlar üzerinde sürekli izleme ve siber güvenlik açığı yönetimi sunan CyberX, detaylı envanter mimarisi ile tüm ağ içerisindeki cihazların nasıl iletişim kurduklarını ve siber güvenlik risklerini net bir şekilde ortaya koyuyor.

İşletmelerdeki kameralardan kablosuz sensörlere, yazıcılardan akıllı TV’lere ve akıllı bina cihazları gibi milyonlarca yönetilmeyen ve risk barındıran IoT cihazı üzerinde yüksek görünürlük sağlıyor.

Tüm OT network topolojisini çıkaran CyberX, her türlü risk ve açığı tespit ediyor ve sürekli izlenmesini sağlıyor. Ayrıca şirket IT departmanının SOC sistemleri ile de kolayca entegre olabiliyor.

Bir Microsoft şirketi olan CyberX, Türkiye’de distribütörü IDA Proses ile hizmet veriyor. CyberX hakkında detaylı bilgi almak ve online demo için IDA Proses’e ulaşabilirsiniz: idaas.com.tr

Panasonic yeni nesil canlı video prodüksiyon platformu KAIROS’u piyasaya sürüyor

Yeni bir konsept ve mimari üzerine kurulan KAIROS, tescilli ve yenilikçi yazılımların GPU üzerinde yürütülmesine olanak tanıyor. Platform, dönüşen BT ekosistemlerini kullanarak uzun süre kullanılacak esneklik ve ölçeklenebilirlik sağlıyor.

Panasonic yeni nesil IT/IP canlı video prodüksiyon platformu KAIROS’un kullanıma hazır bir şekilde piyasaya sürüldüğünü duyurdu. KAIROS, profesyonel spor müsabakaları, konserler ve diğer etkinliklerin yayıncıları ile etkinlik yapımcılarına yönelik canlı video prodüksiyonunun ve video yayın hizmetlerinin kalitesi ile verimliliğini önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca geleneksel donanımların sahip olduğu sınırlamaları ortadan kaldırıyor.

Açık yazılım üzerinde kurulan platform, canlı program yapımlarının çeşitli bileşenlerini alıp, onları sanallaştırabiliyor. Ek olarak çeşitli kaynaklardan yayın alıp bunları projektörlere, ekranlara ve LED video duvarlarına yansıtarak prodüksiyon sürecinin merkezinde yer alabiliyor.

CPU ve GPU mimarisine dayanan KAIROS, üstün sistem esnekliği ve ölçeklenebilirliği sağlamasının yanı sıra tek bir karede sistem gecikmesini önemli ölçüde düşürüyor. KAIROS, SDI gibi ana bant sinyallerinin yanı sıra ST 2110 ve NDI gibi diğer birçok video giriş ve çıkışıyla da uyumludur.

En yeni IP teknolojisi için tam destek sunan KAIROS, canlı video prodüksiyonunun uzaktan kullanılmasını sağlıyor. Hassas Zaman Protokolü (PTP) eşzamanlamasını da destekleyen bu platform, spor etkinlikleri ve müzik performanslarında çekilen canlı videolarda anı yakalıyor ve atmosferin hissedilmesine olanak sağlıyor.

KAIROS, olağanüstü bir tasarıma sahip sezgisel Grafik Kullanıcı Arayüzü (GUI) KAIROS Creator sayesinde kullanılabilirlik açısından da yeni standartlar belirliyor. KAIROS, tuval ekranında herhangi bir çözünürlük veya format kaybı olmadan GUI dahilinde sayısız video katmanını ve geleneksel donanım platformlarında bulunan sınırsız sayıda ME’leri veya anahtarı yönetebiliyor.

Panasonic ayrıca uzaktan yapıma geçişi destekleyen KAIROS Control adında özel bir donanım paneli de oluşturdu. KAIROS Creator ve KAIROS Control siteleri, bir kullanıcının veya mühendisin bulunması gerektiği yere bağlı olmadan bir ağa eklenebiliyor.

Kullanımı kolay kumanda paneli de kullanıcının işlem atamasına izin vererek alandan tasarruf sağlayan video yapımına olanak sağlıyor.

Panasonic ayrıca hızla dönüşen yayın yazılımı ve donanım ekosisteminden yararlanmak için KAIROS Birlik Ortakları isimli bir program oluşturdu. Panasonic, bu program sayesinde KAIROS’u yeni nesil video prodüksiyon platformlarının fiili standardı haline getirecek.

Panasonic’in dünyaca ünlü yayın kamera sistemleri, projektörleri ve ekranlarıyla kullanılmakla birlikte diğer ortakların ürünleriyle de entegre edilebiliyor ve birbirine bağlanabiliyor.

Panasonic, bu sistemi kullanarak yeni Akıllı Canlı Prodüksiyon konseptini de görücüye çıkarıyor. KAIROS ise yaratıcılığı geliştirmede merkezi bir rol oynuyor.

Panasonic hem platformunu geliştirmeye ve genişletmeye hem de canlı video prodüksiyonu ve yayınında görev alan insanları destekleyen yeni değerler sağlamaya devam edecek.

Evinize en uygun kombiyi nasıl seçersiniz?

Doğru kombi seçimi cep yakmıyor

Doğru kombi seçimi yüzde 30’a varan enerji ve yakıt tasarrufu sağlıyor

Kış mevsimi yaklaşıyor. Günümüzde soğuk havalardan korunmak üzere yaşam alanlarımızın vazgeçilmezi haline gelen kombilerin sezonu da açılıyor. Bazılarımız mevcut kombilerimizi bakımla güncellerken bazılarımız vadesi dolmuş cihazlarımızı yenileme yoluna gidiyoruz. Uzmanlar periyodik kombi bakımını her sezon olduğu gibi bul yıl da vurguluyor, yeni kombi alacaklar ise seçimleri için doğru kriterleri keşfetmeye çalışıyor.  İklimlendirme sektörünün güçlü oyuncusu E.C.A.’nın uzman kadrosu, ideal kombiyi yeni nesil teknoloji, sürdürülebilirlik, yüksek tasarruf, uzun ömür ve yaygın servis ağı nitelikleriyle tanımlarken boyut, sessizlik, kolay kullanım ve garanti sürelerini de önemli kıstaslar olarak öne çıkarıyor.

Kış mevsimi yaklaşırken tüketicilerin kombi arayışları da yavaş yavaş artıyor. Vadesi dolmuş cihazlarını yenileme yoluna giden tüketiciler, ideal seçim için doğru kriterleri arıyor. Günümüz kombi kullanıcılarının satın alma sürecinde ürünün yüksek tasarruflu ve uzun ömürlü olması, markanın güvenilirliği, kombi alanındaki uzmanlığı ve yaygın servis ağının olması ön plana çıkarken boyut, sessizlik, kolay kullanım ve garanti süreleri de tercihleri belirliyor. Elginkan Topluluğu çatısı altında 30 yılı aşkın süredir iklimlendirme sektörünün en güçlü markalarından biri olarak faaliyetlerini sürdüren E.C.A.’nın uzman kadrosu, kış aylarında faturaların cep yakmaması için kombi seçimindeki kıstaslar hakkında ipuçları veriyor.

Kapasite ve alan tipi ilişkisi

Kombi satın alırken dikkat edilmesi gereken unsurların başında metrekareye göre kombi seçimi geliyor. Yaşam alanlarınız için seçeceğiniz kombinin kapasitesinin alanın tipi, metrekaresi, baktığı cephe/yön gibi özellikler ile uyumlu olması gerekiyor. Örneğin alanınızın metrekaresine yeterli olmayan bir kapasitede satın aldığınız kombi, ısı verimi sağlamadığı gibi faturaların da şişmesine yol açıyor.

Çevre dostu teknolojilerle düşük gaz emisyonu

Energy-related Products yani Enerji ile İlişkili Ürünler Direktifi ErP, Avrupa Birliğine üye olan ülkelerde yürürlükte olan ve Türkiye’de 2018 senesinden bu yana uygulanmaya başlayan, enerji verimliliğine dayalı bir yönetmelik olarak tanımlanıyor. Bu direktif ile 2020 yılı için Avrupa Birliği hedefi olan yüzde 2o oranında yenilenebilir enerji kullanımının arttırılması, aynı oranda fosil enerji kaynak tüketiminin ve sera gazı emisyonlarının azaltılması hedefleniyor. Dünya genelinde geniş çaplı enerji ve doğalgaz tasarrufunun hedeflendiği ErP verimliliğine sahip yoğuşmalı kombiler, yüzde 30’a varan enerji ve yakıt tasarrufu sağlıyor. E.C.A. tarafından üretilen kombiler ErP yönetmeliğine uygunken, A enerji verimlilik sınıfıyla kullanıcısına yüksek tasarruf sağlayıp, gaz emisyon değerleriyle çevre dostu bir profil çiziyor. Her mekanda kullanılabilecek ürünleriyle E.C.A. yüksek yanma verimi sağlayarak yanma esnasında oluşan zararlı madde emisyonlarını azaltıyor ve otomatik purjörlü enerji verimli sirkülasyon pompasıyla daha az enerji tüketiyor.

Güçlü servis ağı ve fiyat dengesi

Bir kombi satın alınırken hesaplı olması, tüketici yararına bir durum gibi gözükebilir. Fakat, kombi gaz ile çalışan bir cihaz olduğundan dikkat etmemiz gereken en önemli unsurların başında, ürünün güçlü bir servis ağının var olması geliyor. Aradığınız anda hemen ulaşabileceğiniz, hızlı bir şekilde hizmet vererek probleminizi kısa sürede çözecek uygun fiyatlı bir servis hizmetinin olması ürün alımında geleceğe yapılan bir yatırım olarak düşünülmeli.  E.C.A. bu farkındalıkla 81 ilde 300’den fazla servis noktasıyla 7/24 hizmet veriyor. Öte yandan yeni nesil E.C.A. kombilerde kullanılan ve periyodik bakım zamanını hatırlatan akıllı teknolojiler, markanın aktif servis hizmetini teknolojiyle bütünleştiriyor.

E.C.A. ile yeni nesil kombi deneyimi

E.C.A., ürünlerinin küçük boyutları, üstün teknolojisi, yüksek tasarruf sağlaması ve sessizliğiyle farklı alım gücüne sahip tüketicilerin tamamına hitap ediyor.  Üstün emniyet sistemleriyle güvenli kullanım sağlayan E.C.A. yeni nesil kombiler, sessiz çalışma özelliğiyle de kullanıcısının rahatını ön planda tutuyor. Kullanım suyunda feed forward türbin sistemi ile sabit sıcaklıkta su alma imkanı, paslanmaz çelik eşanjör ile yüksek yanma verimi, akıllı ve ergonomik kontrol paneli gibi avantajlarla da ideal bir deneyim sunan E.C.A. kombiler, uzun garanti süreleriyle tüketicilerine yıllar boyunca konfor sağlıyor.

Türkiye’de fabrika otomasyon sistemlerine yönelik farkındalık artıyor

  • FANUC, online eğitimlerle robotik üretim sektörünün geleceğine yön veriyor

150 milyar dolarlık küresel otomasyon pazarında yaklaşık yüzde 60’lık paya sahip olan, 640 binin üzerinde kurulu endüstriyel robotuyla sektörün lider üreticisi konumundaki FANUC, Türkiye’de fabrika otomasyonuna yönelik farkındalığı arttırmak ve nitelikli işgücü yetiştirmek üzere sürdürdüğü eğitimlere devam ediyor. Covid-19 salgını ile birlikte offline eğitimlerini online platforma taşıyarak eğitim boşluğu oluşmasını engelleyen kuruluş, şu ana dek yaklaşık 2 bin kişiye verdiği online eğitimlerle robotik üretim sektörünün geleceğini şekillendiriyor.

Japonya merkezli CNC, robot ve makine üreticisi FANUC, Türkiye’de fabrika otomasyon sistemlerine yönelik farkındalığı arttırmak, profesyonel sahada oluşan problemlerin giderilmesine yardımcı olmak, nitelikli işgücünü ve üretkenlik düzeyini geliştirmek üzere yürüttüğü eğitimleri online platformda sürdürüyor.  Covid-19 sürecinden bu yana yaklaşık 13 online eğitim düzenleyen kuruluş,  robotların ve kabinetlerin tanıtılmasından başlayarak robot kullanımı, kamera teknolojisi, kaynak teknolojileri, kolaboratif robotlar, Roboguide (simülasyon programı) kullanımı, makine yükleme-boşaltma uygulamaları ve sektöre yönelik özel teknolojiler konularına eğiliyor.

Sektöre kazandırılabilecek en efektif değeri eğitimdir”

Covid 19’un başlangıcından bu yana eğitim başına 115 kişilik ortalamayla toplamda yaklaşık 2 bin kişiye eğitim verdiklerini söyleyen FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit online eğitimlerin FANUC’un geçmişteki ve mevcut müşterileri, öğrenciler ve robot teknolojileri hakkında eğitim almak isteyen herkese açık, temel ve ileri seviye olarak planlandığını belirtti. Yiğit, FANUC’un online eğitimlere yönelimin temel nedeninin Covid-19 salgını ile gelişen sosyal mesafe kurallarına uyum ve güvenlik önlemleri olduğunu belirtti. Güvenliğin yanı sıra internet bulunan her ortamdan bilgisayar, tablet veya telefon yoluyla eğitimlere katılmanın mümkün olmasının da önemli bir faktör olarak gördüklerini ifade eden Yiğit “FANUC, sektörde donanım ve yazılım için her bir önemli bileşeni kendi bünyesinde geliştiren ve üreten tek şirket. Üstün fonksiyonel güvenilirlik,  en yüksek üretkenlik garantisi ve çevreye duyarlılık üçgeninde geliştirdiğimiz ürünlerimizle teknik altyapımız son derece sağlam. Bu derinleşmiş teknik altyapıyı yetişmiş insan gücüyle bir araya getirerek yaygınlaştırmak, otomasyon sistemlerine yönelik bilinci ve farkındalığı geliştirmek adına ülkemizin temel gereksiniminin nitelikli insan kaynağı olduğuna inanıyor ve projelerimizi çoğunlukla bu hedef üzerine kurguluyoruz. Sektöre kazandırılabilecek en efektif değerin de eğitim olduğunun farkındayız.” dedi. Gelecek dönem eğitimlerine ilişkin bilgi veren Yiğit, “Roboguide (simülasyon programı) eğitimlerine oldukça yüksek ilgi ve talep olduğu için offline programlama eğitimlerine devam edeceğiz. Roboguide’ın uygulamaya yönelik birçok farklı paketi olduğundan sırasıyla tüm paketler konusunda eğitim vermeyi planlıyoruz. Şu ana kadar Taşıma (HandlingPro) ve Paletleme (PalletPro) konusunda eğitimler verdik. Gelecek programlarda ise Spot kaynak (SpotPro), Ark Kaynak(WeldPro), Kamera(IRVision) ve hareketli konveyorden ürün toplama konusunda(IRPick) eğitimlere devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.

Banyolarınızda üstün Geberit kalitesi

Üstün Geberit kalitesi, 4’lü set kampanyası ile her banyoya ulaşıyor

Gömme rezervuarların mucidi olarak bilinen Geberit;  dörtlü set kampanyasıyla dünya çapındaki kalitesini avantajlı fiyatlarla son kullanıcıya ulaştırıyor. 1 Eylül – 15 Ekim 2020 tarihleri arasında geçerli ve stoklarla sınırlı olan kampanya kapsamında, gömme rezervuar, kumanda kapağı, asma klozet ve stop valften oluşan setler,  banyoları sıra dışı bir kişilikle imzalamaya hazırlanıyor.

İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, köklü birikiminin yansıması olan yüksek segment ürünlerini ilk kez dörtlü set halinde bir araya getirerek güçlü bir kampanyaya imza atıyor. Yaşam alanlarını Geberit dokusuyla yenilemek isteyenler için hazırlanan kampanya ile gömme rezervuar, kumanda kapağı, asma klozet ve stop valften oluşan setler, çok özel fiyatlarla kullanıcısıyla buluşuyor.

Küresel altyapısı, tasarım ve mühendislik vurgusuyla şekillenen ürünleri ile kendi sektörüne ve banyolara yön veren Geberit’in dörtlü setleri, kampanyaya katılan Geberit bayilerinden temin edilebiliyor. İki alternatif şeklinde kampanyaya dahil edilen setler; Sigma ve Alpha Set Kampanyası olarak tanımlanıyor.  KDV dahil 2200 TL’den başlayan fiyatlarla sunulan Alpha Set Kampanyası Geberit Alpha Kombifix rezervuar + Alpha10 / 15 parlak krom kumanda kapağı + Senya asma klozet + Stop Valf içerirken, KDV dahil 2700 TL’den başlayan fiyatlarla sunulan Sigma set kampanyası ise; Geberit Sigma Kombifix rezervuar + Sigma20 / 30 kumanda kapağı + iCon asma klozet + Stop Valf’ten oluşuyor.

1 Eylül – 15 Ekim 2020 tarihleri arasında geçerli ve stoklarla sınırlı olan kampanya bilgilerine ve ürün detaylarına https://www.geberit.com.tr/set-kampanyasi/ adresinden ulaşılabiliyor.

EİB, TSE COVID-19 Güvenli Hizmet Belgesi alan ilk ihracatçı birliği oldu

Tüm dünyayı etkisi altına alan, dünya genelinde bir milyondan fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan Covit-19 virüsü ile insanlığın mücadelesi devam ediyor.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Covid-19’a karşı aldığı tedbirler, Türk Standartları Enstitüsü’nün TSE COVID-19 Güvenli Hizmet Belgesi ile tescillendi.

TSE tarafından hazırlanan Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu’na uygunluğunu sertifikalandıran Ege İhracatçı Birlikleri, TSE COVID-19 Güvenli Hizmet Belgesi’ni almaya hak kazanan ilk ihracatçı birliği oldu.

Covid-19 salgını sonrasında hem sağlık tedbirleri bakımından, hem de iş yapış modelleri açısından yeni döneme hızla uyum sağladıklarını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Covid-19 salgını sonrasında aldıkları tedbirler sayesinde Ege İhracatçı Birlikleri’nde pozitif vakayla karşılaşmadıklarını dile getirdi.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Covid-19 sonrasında sanal fuarlar, sanal ticaret heyetleriyle ihracatçı firmaların pazarlama faaliyetlerine destek olduğunu anlatan Eskinazi, Türkiye’nin ihracatının yüzde 54’ünü gerçekleştirdiği, 26 ülkede görev yapan ticaret müşavirlerinin katılımıyla “Koronavirüsün Hedef Pazarlarımızdaki Seyri” isimli webinar toplantıları yaptıklarını, eğitimlerini online ortama taşıdıklarını ifade etti.

Eskinazi, “Covid-19 sürecinde sağlık tedbirlerimizi de üst seviyeye çıkardık. Ege Maden İhracatçıları Birliğimizin Çin’de Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu düzenlediği Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın 30 Ocak 2020 tarihinde iptal olması sonrasında Türkiye’de Covid-19 ile mücadeleyi başlatan ilk kurumlardan biri olduk. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart tarihinden itibaren EİB Hizmet Binası girişinde herkesin ateşini ölçmeye başladık. EİB binasına girişlerde maskesi olmayanlara maske temin ettik. Yemekhanemizde sosyal mesafeye göre yerleştirilmiş masalarda her masada bir kişi yemeğini yiyecek şekilde düzenleme yaptık. Binamıza temiz hava girişi için ekstra tedbirler aldık. Toplantılarımızı online ortama taşıdık, fiziki toplantılarımız için toplantı odalarımızı sosyal mesafeye uygun şekilde dizayn ettik. Ortak kullanım alanlarında covid-19’a uyumlu düzenlemelere gittik. Bu kapsamda, yaptığımız çalışmaları denetleyen Türk Standartları Enstitüsü, aldığımız önlemlerin Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu’na uygunluğunu tescil etti. Bu belgenin alınması sürecinde yoğun mesai harcayan personellerimize teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.

OKULLARDA YÜZ YÜZE EĞİTİM ÖNCESİNDE ÇOCUKLARI MASKE TAKMAYA TEŞVİK ETMENİN YOLLARI

Milli Eğitim Bakanlığı 21 Eylül Pazartesi günü okullarda yüz yüze eğitimin kademeli olarak başlayacağını duyurdu. Çocukların bir arada bulunacağı yüz yüze eğitim sürecinde uyulması gereken sosyal mesafe kuralları ve maske kullanımının önemi tekrar gündeme geldi. Eğitimci Yazar Coşkun Bulut çocuklarda sosyal mesafe kurallarına uyum ve maske kullanma konusunda motivasyon oluşturmanın ipuçlarını verdi.

Küresel salgın ile topyekün mücadele edebilmemiz için Eğitimci Yazar Coşkun Bulut, ebeveynlere çocuklarda maske takma ve sosyal mesafe kurallarına uyum konusunda motivasyon oluşturmak için şu önerilerde bulundu:

Önce Örnek Olmak Gerek

   Hayatımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmemiz için gerekli olan mesafe, temizlik, maske takma kurallarına yetişkinler olarak önce biz uymalıyız ve çocuklara doğru örnek olmalıyız. Çocuklara maskenin doğru şekilde nasıl takılması ve çıkarılması gerektiği uygulamalı olarak gösterilmeli ve evde birlikte alıştırma yapılmalı. Bilinçli davranan bir ailenin bireyi olmak çocukları daha sorumlu davranmaya yöneltecektir.

Zorlamak Doğru Değil

   Bu dönem yetişkinler ve çocuklar için kendi içinde ayrı zorluklar barındırıyor. Çocuklara sosyal mesafe kurallarına uymayı öğretirken tıpkı bebekliklerinde konuşma alışkanlığını, tuvalet alışkanlığını edindirdiğimiz dönemlerdeki gibi sabırlı olmalı ve onları zorlamamalıyız. Çocuklara covid-19’un nasıl bir hastalık olduğu, neden maske taktığımız, sosyal mesafeye dikkat etmemizin sebepleri; yaşına uygun, anlayabileceği şekilde açıklanmalı. Tehlikeli bir dönemden geçildiği için maske takmamızın zorunlu olduğu onlara öğretilmeli. “Maske takmak mecburiyetindesin.” şeklinde bir söylem içeren yaklaşım ise doğru olmaz ve çocukla ilişkilerimizi zedeler. Sebep göstererek ve onları bunaltmadan belli aralıklarla kurallara dair hatırlatmalarda bulunmalıyız.

Korkutmamalıyız

   Hastalığı anlatırken onları korkutmamalı ve doğru yöntemleri uygulayarak bu hastalıktan korunabileceğimizi anlatmalıyız. Kış mevsiminde soğuktan korunmak için atkı takmamız gerektiği gibi şimdi mikroplardan korunmak için maske takmalıyız gibi gündelik hayattan örnekler vererek konuyu anlaşılır kılmalıyız.

   Özellikle kapalı ortamlar ve sınıf ortamlarında arkadaşlarının hapşırması, öksürmesi sonucu gelebilecek mikroplara karşı ve kendisinden de kimseye geçmeyecek şekilde maske kullanma gereklilikleri çocukla sohbet eder şekilde konuşulmalı.

Maskesini Kendisi Seçsin

   Ailenin imkanlarına göre; çocuklar için üretilen renkli, çizgi film kahramanları desenli, özel maskelerden alınabilir. Maskesini kendisinin seçmesi takma konusunda isteğini artıracaktır.

Çocuklar Takdir Edilmeli

   Doğru davranışın pekişmesi için çocukları takdir etmek çok önemli. Sosyal mesafe kurallarına uyduğunda, maskesini taktığında hem kendisini hem de arkadaşlarını ve ailesini koruduğu için çocuklar takdir edilmeli. Maske takmaktan sıkıldığı dönemlerde sürecin geçici olduğu ve bu süreçte gösterdiği fedakarlığın çok değerli olduğu anlatılmalı. Çocuklara bu süreçte bir anı defteri hediye edilebilir ve tecrübelerini yazması istenebilir. Bu etkinlik hem onları yazarak rahatlatacak hem de bu dönemi daha anlamlı geçirmelerine aracı olacaktır.