Ekonomi-teknoloji-magazin-yaşam haberleri (08.08.2021)

Yaş meyve sebze ihracatı son 12 ayda 3 milyar doları aşarak rekora imza attı

Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatı Ocak-Temmuz döneminde yüzde 20 artarak 1 milyar 363 milyon dolardan, 1 milyar 638 milyon dolara çıktı.

Taze meyve sebze ihracatı son 1 yıllık süreçte ise; yüzde 19’luk artışla 2 milyar 527 milyon dolardan, 3 milyar 4 milyon dolara yükseldi. Taze meyve sebze ihracatı tarihinde ilk kez 3 milyar doları aşmış oldu.

Ocak – Temmuz döneminde taze meyve sebze ihracatında ilk sırada 527 milyon dolarla geleneksel ihraç pazarı Rusya yer yer aldı. Rusya’yı 186 milyon dolarla Almanya ve 141 milyon dolarla Romanya takip etti.

Ürün bazında ise ilk sırada 220 milyon dolarla domates yer alırken, söz konusu dönemde 183 milyon dolarlık kiraz ve 148 milyon dolarlık limon ihraç edildi.

Uçak: “Yıllık bazda 3 milyar doları aştık”

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, yaz aylarının gelmesiyle Türkiye’nin önde gelen yaş meyve sebze ihraç ürünlerinin hasatlarının da hızlandığını söyledi.

Yüksek kesimlerde kiraz hasadının devam ettiğine işaret eden Uçak, başta Avrupa olmak üzere 50’nin üzerinde ülkeye taze kiraz gönderdiklerini ifade etti.

Taze incir ihracatının da yoğun taleple, hız kesmeden sürdüğüne vurgu yapan Uçak, Ege Bölgesinde şeftali hasadının da sona yaklaşıldığını dile getirdi.

Türkiye’nin önde gelen ihraç ürünlerinden taze üzümde ihracatın başladığını, narenciyenin ise sonbahara doğru hasadının başlayacağına değinen Uçak, “İklimden kaynaklı narenciyede rekoltemiz düşük olsa da fiyatı tutturup kilogram başına ihraç değerini artırmayı hedefliyoruz. Hem üreticimizin hem de ülkemizin kazanması için çaba sarf edeceğiz.” dedi.

Türkiye’nin tüm ürünlerdeki ihracatının son 12 ayda 200 milyar doları aşarak rekor kırdığını anımsatan Uçak, “Bizim sektörümüzde de 31 Temmuz 2020’den 1 Ağustos 2021’ye kadar olan süreçte ihracatımız 3 milyar doları aştı. Yıllık bazda bu bir rekor. Hasadı gelen ve gelecek olan ürünlerimizle ihracattaki artışımız sürecek diye tahmin ediyoruz. Bu yılın sonunda yeni bir rekora imza atmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’nin 3 milyar doları aşan taze meyve sebze ihracatına en büyük katkıyı 454 milyon dolarlık tutarla mandalinanın sağladığını ifade eden Uçak, domatesin 336 milyon dolar, limonun 329 milyon dolar, biberin 189 milyon dolar, kirazın ise; 185 milyon dolar döviz geliri sağladığını dile getirdi.

Ülke anlamında son 12 aylık ihracata ilişkin ise Uçak, şu bilgileri verdi:

“Türkiye 150 ülkeye taze meyve sebze ihraç etti. 1 milyar 12 milyon dolarlık tutarla Rusya açık ara birinci ülke oldu. Almanya 273 milyon dolarlık Türk taze meyve sebzesi tercihiyle ikinci olurken, Irak 255 milyon dolarlık tutarla listenin üçüncü basamağına adını yazdırdı.”

EİB deneyimin gücünü Export-Up mentörlük projesiyle gösteriyor

 Ege İhracatçı Birlikleri tarafından düzenlenen genç ve kadın girişimcilere yönelik ihracat odaklı ilk mentörlük programı EİB Export-Up başladı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EMCC (European Mentoring & Coaching Council /Avrupa Yönderlik ve Koçluk Derneği) ve TurkishWin iş birliğiyle düzenlenen Export-Up Mentörlük Programının 6 ay süreceğini açıkladı.

“Projemize şu ana kadar 50’yi aşkın faydalanıcı başvurdu. Tüm faydalanıcı-mentör eşleşmeleri, beklentiler ve özgeçmişler dikkate alınarak Birliğimizce gerçekleşti. Mentörlerimiz, alanında uzman deneyimli Yönetim Kurulu Başkanlarımızdan ve üyelerimizden oluşuyor. 6 aylık süre zarfında faydalanıcı-mentör görüşmeleri gerçekleşecek. Proje kapsamında dış pazar araştırması, e-ticaret, mikro ihracat, fuar ve devlet destekleri gibi başlıklarda ayda en az bir kez eğitimler düzenlenecek. Başarı hikayeleri, deneyim paylaşımı etkinlikleri ve paydaş kuruluşlar arasında yer alan DHL firması tarafından da eğitimler de organize edilecek.”

İnovasyonun bir defaya mahsus bir faaliyet değil; aksine süreklilik gerektiren bir anlayış olduğunu söyleyen Eskinazi, mentörlük programının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini sözlerine ekledi.

“Geleceğin dünyasının bugünden şekillendiği bir dönemde bizim önceliğimiz; bu hızlı değişime ve dönüşüme en uygun şekilde ayak uydurmak için güçlü ekipler kurmak, gençlerin ve kadınların gelişimine, kariyer yolculuklarına destek olmak, ihracat potansiyellerini ortaya çıkarmak ve ihracatı tabana yayarak bölgemizde sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak. Ege İhracatçı Birlikleri olarak ülke genelinde bir mentörlük programı kurgulayan ilk İhracatçı Birlikleri olmanın, tüm paydaşların birlikte çalışacağı, üreteceği ve katma değer yaratacağı bir ortam oluşturmanın gururunu yaşıyoruz. Ve Türkiye’de öncü olduğumuz bu çerçeve önemini hep koruyacak. Bir kriz bitse başka kriz çıkacak, bir trend geçse yenisi gelecek ancak sürdürülebilir başarının temeli hep aynı kalacak. Çünkü geleceğin ihracatçıları deneyimin gücüne inanıyor.”

TurkishWIN Kurucusu Melek Pulatkonak da, “Bilginin zekatı paylaşmaktır. Girişimci kadınlar ve gençlerle deneyim paylaşmak için Ege İhracatçı Birlikleri ve EMCC Türkiye ile çıktığımız bu yolculukta mükemmel bir program hayata geçti. Bu özel çalışmanın paydaşı olduğumuz için gurur duyuyoruz.” dedi.

YÜZLERİ GÜLDÜRMEK İÇİN CANSUYU OLUYORUZ

Kayseri’de faaliyetlerine devam eden Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Kayseri temsilciliği temel ihtiyaçları karşılama faaliyetleri sürdürdü.

Şube Başkanı Ahmet Karagöz yaptığı açıklamada son muhtaç kişi de kalmayıncaya kadar çalışmayı bırakmayacaklarını ifade ederek “Kayseri çok büyük ve önemli bir şehir. İçerisinde çok çeşitli gelir grubuna mensup vatandaşımız var. Maalesef çok sayıda da yardıma muhtaç ailemiz var. Bizlerde tespit edebildiğimiz ailelerimize yardımlarımızı iletmeye çalışıyoruz. Gelen yardımları nerede bir ihtiyaç sahibi varsa ulaştırıyoruz. Bugün yine yüzlerce kolimizi ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Karşımızda gülen gözler görünce bizim de şevkimiz artıyor ve daha fazla yardım buluyoruz. Bu nedenle de ilimizde son muhtaç kişi de kalmayıncaya kadar çalışmalarımızı bırakmayacağız” açıklamasında bulundu.

Ahmet Karagöz, “İnsanlarımıza ulaştığımız andan itibaren ihtiyaçlarını tespit ediyoruz. Daha sonrasında aile fertlerinin ihtiyaçlarına göre o aileye yardım yapıyoruz. Gittiğimiz her yerde ailelerin bizlere ve kolilerin hazırlanmasında katkı sunan hayırseverlere dua etmesi bizleri oldukça mutlu ediyor. Bilhassa kurban bayramı vesilesi ile birçok yardım toplanıp dağıtılmıştı. Önemli olan burada da bir sürekliliği sağlamaktır. Bir koli eşya ile bir yıl idare edilemez. Bizlerde bayram sonrası hemen işe koyulduk ve ihtiyacı olan ailelerimize ulaştık. Bizler yaraları sarmak için, ihtiyaçları gidermek için, yüzleri güldürmek için cansuyu oluyoruz” diye konuştu.

Deri sektöründen mühendis adaylarına burs ve iş garantisi

Deri ihracatçı birlikleri ile YÖK arasında 2019 yılında imzalanan protokole göre üniversite sınavında ilk 20 bine giren öğrenciler, Türkiye’de sadece Ege Üniversitesi’nde olan ve 2021 yılı tercih kılavuzuna göre 26 öğrenci kontenjanı bulunan deri mühendisliğini tercih etmeleri durumunda her ay net asgari ücret tutarında karşılıksız burs ve iş imkanından faydalanacak.

Sınavda 20–60 bin arasında yer alan öğrenciler net asgari ücretin yüzde 70’i, 60–100 bin arasındaki öğrenciler ise net asgari ücretin yüzde 50’si oranında karşılıksız burs alabilecek ve iş garantisinden faydalanabilecek.

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) ve Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği ile bir araya gelen Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Türkiye’de deri mühendisliğinin algısını üst seviyelere çıkarmak ve öğrencilerin bu bölümleri daha çok tercih etmelerini sağlamak için 2019 yılında protokol imzalamıştı.

Toplamda 13 öğrenci burslu yerleşti. Proje hayata geçtikten ve burs imkanı sağlandıktan sonra sadece Ege Üniversitesi’nde olan deri mühendisliği bölümünde hem kontenjan hem de tavan ve taban puanlarda artış yaşandı. 2021- 2022 eğitim öğretim dönemi için yayımlanan tercih kılavuzunda bölüme 26 öğrenci kontenjanı ayrıldı.

Belirtilen kriterleri sağlayan adaylar karşılıksız asgari ücret tutarında karşılıksız burs ve iş imkanından faydalanmaya hak kazanabilecek. Türk derisinin dünyadaki güçlü algısı nitelikli mühendislerle artacak Deri mühendisliği bölümünü tercih edecek gençlerin gelecekte iş garantisi olduğunu vurgulayan İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak şunları söyledi:

“Deri sektörü olarak 2021 yılının ilk 7 ayında 164 ülkeye yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Sektör olarak dünyanın önemli tedarikçilerinden birisiyiz. Türk derisinin dünyada güçlü bir kalite algısı var. Kendimizi daha da geliştirmek dünya piyasasında daha üst seviyelere gelmek ve var olan algıyı güçlendirmek için nitelikli mühendislere ihtiyacımız var. Gençlerimize sağlayacağımız imkanlarla onları hem sektörümüze hem de ülkemize kazandıracağız. Projemize 2019 yılında başladık. Projemiz ile hem bölümün kontenjanları doldu hem de puanları arttı. Bu sene de yine 26 öğrencimize burs ve mezuniyetlerinde iş imkânı sağlayacağız.”

Şenocak, “Her geçen sene kontenjanımızı artırmayı hedefliyoruz. Gençler bizim geleceğimiz. Önümüzdeki dönemde sektörümüze yön verecek 26 mühendisimizi arıyoruz. Deri mühendisliği Türkiye’de sadece Ege Üniversitesi’nde olması sebebiyle öğrenci sayısının çok sınırlı kaldığı bir bölüm. Sektörümüzün potansiyelinin farkındayız. Ege Üniversitesi’ndeki bölüme yaptığımız destekle sektörün yetişmiş eleman ihtiyacının karşılanması için çalışıyoruz. Başarılı öğrencilerimize burs imkanıyla eğitim sırasında destek sağlanırken, mezun olunca da sektörde iş bulma garantisi sunuluyor.” dedi.

Türkiye’nin deri sektöründe yüzyıllara dayanan bir tecrübeye sahip olduğunu anlatan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Deri sektörü Türkiye’nin geleneksel ve emek yoğun sektörlerinden biri. Ürünlerimizin işlenerek ortalama ihraç fiyatı ayakkabıda 15 dolar, saraciyede 30 dolar, deri konfeksiyonda ise 120 dolar civarlarına ulaşıyor. Bu rakamlar modada öne çıkmış ülkelerde çok daha yukarılarda. Deriyi işleyen en eski milletlerden biriyiz. Dolayısıyla ortalama ihraç fiyatlarını yukarı taşıyacak potansiyele sahibiz. Özellikle Türkiye genelinde ayakkabıda son yıllarda büyük bir sıçrama yaşadık. 2021 yılında ayakkabı ihracatında 1 milyar doları aşacağımızı öngörüyoruz.” diye konuştu.

Her 4 öğrenciden biri burslu okuyor

EDMİB olarak Mart ayından itibaren ihracatlarının artan bir ivmeyle devam ettiğinden bahseden Zandar, “Nisan’da yüzde 125, Mayıs’ta yüzde 76, Haziran’da yüzde 65, Temmuz’da yüzde 41 ilerleme kaydettik. Birliğimizin Ocak-Temmuz dönemi ihracatı yüzde 20 artarak 90 milyon dolara ulaştı. 2021 yılında 200 milyon dolar ihracat hedefimiz var. Deri işlendiğinde katma değeri artan bir ürün. Ve bu katma değer yolculuğunda mühendislerimizin, tasarımın katkısı büyük. Moda endüstrisinde öne çıkmış ülkelerin seviyesine ulaşmak için nitelikli deri mühendislerine ihtiyacımız var. 3 senedir bu projeye önayak oluyoruz. Birçok gencimizi sektörümüze kazandırdık. Projemiz sayesinde deri mühendisliği tercih edilir noktaya geldi. Her 4 öğrenciden biri burslu okuyor. Biz bu sayıyı artırmak için uğraşıyoruz.” dedi.

Panasonic, çevik iş ürünleri ve entegre tedarik zinciri çözümleri sunacak yeni bir şirket kuruyor
Panasonic Connect Europe, ürünleri ve çözümleri sahadaki süreç inovasyonu uzmanlığıyla birleştiriyor.
Panasonic, Avrupa’daki şirketlerin değişen teknoloji ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan Panasonic Connect Europe GmbH adlı yeni ve çözüm odaklı bir şirketin kurulduğunu duyurdu. Panasonic Connect Europe, yalnızca çeşitli B2B teknolojisi çözümleri sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda da müşterilerin kritik görev operasyonlarını sürdürmelerine ve kuruluşların iş operasyonlarını dönüştürmelerine yardımcı olacak gelişmiş bir hizmet çözümü de sunacak.
Bu şirket, yeni bir teknoloji çözümleri lideri yaratmak için Panasonic’in hem üretim makinelerinin hem de yazılımın yanı sıra dayanıklı mobil bilişim çözümlerini ve gelişmiş danışmanlık, sistem entegrasyonunu, yayın ve medya eğlence portföyünü de kapsayan, proje yönetimi ve uygulama yazılımı geliştirme kapasitelerini içeren yüksek kaliteli B2B ürün yelpazesini de bir araya getirecek.
Panasonic System Communications Company Europe’un (PSCEU) Genel Müdürü olan ve yeni Panasonic Connect Europe’un Genel Müdürü olacak olan Hiroyuki Nishiuma şunları ifade etti: “Panasonic Connect Europe üretim, lojistik, perakende, eğlence, eğitim ve kamu sektöründeki çeşitli endüstrilerin taleplerine hızla yanıt verebilecek yeni ve çevik bir şirket kuracak. Şirketlerin geleceğin ihtiyaçlarına uyum sağlamasına yardımcı olmak için ürün uzmanlığımızı gelişmiş çözüm yeteneğimizle birleştirmek için sabırsızlanıyoruz.”
“Gemba Process Innovation” adı verilen ön iş cephesi süreç inovasyonu, yeni şirketin ayrılmaz parçası olacak. Şirket, Panasonic’in köklü iş, teknoloji ve çözüm bilgi birikiminden yararlanacak ve operasyonları radikal bir şekilde gözden geçirmek, yeniden tasarlamak ve yeniden keşfetmek için dönüşümsel bir yaklaşım benimseyecek. Verimliliği ve müşteri memnuniyetini artırmak için de yeni çalışma yöntemleri sunan yenilikçi teknolojilerden yaralanıyor
Gemba Process Innovation ekibi; sınır cihazları, akıllı algılama ve robotik konusunda tavsiyelerde bulunmanın ve konuşlandırmanın yanı sıra dijitalleştirilmiş verilerden faydalanarak operasyonun görselleştirilmesini iyileştirecek, operasyonel optimizasyon ve süreç otomasyonu sağlayacak ve tedarik zinciri genelinde toplam optimizasyonu mümkün kılacak.
Panasonic Connect Europe, kendi Avrupa servisi ve destek merkezi tarafından da desteklenecek. Yeni şirket ayrıca aşağıdakilerin uzmanlığından da yararlanacak:
Tamamen Panasonic’e ait bir işletme olan Zetes, bağlı tedarik zincirlerinde çeviklik, görünürlük ve izlenebilirlik sağlayan tedarik zinciri yazılımları ve çözümleri geliştiriyor ve pazarlıyor; Panasonic’in kısa süre önce satın alacağını duyurduğu Blue Yonder ise dijital tedarik zinciri ve çok kanallı ticaret alanında dünya lideri.

Pandemi döneminde Papara’nın eczane harcamalarına verdiği destek 15 Milyon TL’ye ulaştı.

Kovid-19 salgını, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hem tüketici hem de harcama alışkanlıklarını değiştirdi. Bu süreçte en büyük önceliğin kişisel sağlığın korunması olması sebebiyle eczane harcamalarında 4 katın üzerinde artış görüldü.

Finansal işlemlerin daha özgür ve kolay gerçekleştirilebilmesi, finansal hizmetlerin tabana yayılabilmesi için ezber bozan Papara, kullanıcılarına sunduğu ücretsiz bir hesap, ücretsiz bir kart ve ödeme çözümleri ile 9,6 Milyon kullanıcıya ulaşmıştı. Pandeminin başında tanıtılan ve Papara Card ile yapılan harcamalarda anında nakit kazandıran Cashback programı kapsamında kullanıcıların bütçelerine katkı sağlanmaya başlanmıştı. Pandeminin ortaya çıktığı ilk günlerden itibaren bu programa eczane harcamalarını ekleyen Papara, bir yılı aşkın bir süredir kullanıcılarının eczanelerde yaptığı harcamalarda anında %50 nakit iadesi sağlıyordu.

Papara’da sunulan bu hizmet ile birlikte 2020 Mart ayından itibaren eczane harcamalarında Cashback programından yararlanarak tasarruf eden kullanıcı sayısı 275.000’e ulaştı. Bu kullanıcıların gerçekleştirdiği 900.000 adetin üzerinde eczane alışverişinde kullanıcılara sunulan katkı 15.000.000 TL’ye ulaştı.

Kullanıcılarımızın ihtiyaçlarına hızlı cevap verdik

Papara’nın kurucusu ve CEO’su Ahmed Faruk Karslı, “Pandeminin başından bu yana Cashback programına birçok sektörü ve markayı dahil ederek hizmet alanımızı genişlettik. Her dönem kullanıcılarımızın ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak en çok ihtiyaç duydukları alanlarda onlara katkı sağlamaya çalıştık. Bu kategorilerin başında gelen sağlık kategorisindeki eczane harcamaları verdiğimiz en büyük desteklerden biri oldu. Sanıyorum Türkiye’de özel bir kurum tarafından yapılan en kapsamlı yardım çalışmalarından biri oldu. 81 ilin tamamında her yaş grubundan kullanıcılarımız maske, ilaç, hijyen malzemeleri gibi eczanelerdeki her türlü harcamalarında desteklendiler. Kişisel sağlığımızı korumaya belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde bu denli bir katkı sağlayabildiğimiz için çok mutluyuz.” Dedi.

Taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörlerinin hedefi Balkanlar

Pandemi döneminde ihracatta rekorlar kıran Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Balkan ülkelerine ihracatını artırmak için harekete geçti.

Pandemi öncesinde Kuzey Makedonya’ya ‘İş Gezisi’ düzenleyerek Makedonya Başbakanı Zoran Zaev, Kuzey Makedonya Ticaret Odası Başkanı Branko Azeski, Kuzey Makedonya Dış Yatırımlar Bakanı Zorica Apostolska, Tarım Bakanı Trajan Dimkosvki ile bir araya gelen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği bu sefer Kuzey Makedonya ve Kosova’dan ithalatçıları İzmir’de ağırladı.

Kuzey Makedonya’dan iş insanı Azem Ismaili ve Kosova’dan iş insanı Alban Shala’yla Ege İhracatçı Birlikleri’nde bir araya gelen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Kuzey Makedonya ve Kosova’da Türk ürünlerine büyük bir sempati olduğunu, Türk ürünlerinin özellikle tercih edildiği, marketlerde arandığını, taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörlerimizin iki ülkeye ihracatlarının sürekli arttığını dile getirdi.

Kuzey Makedonya, Kosova ve Türkiye arasındaki tarihi bağların ülkeler arasında ticaretin gelişimine zemin hazırladığına temas eden Başkan Uçak, “2016 yılında Kuzey Makedonya ve Kosova’ya 17,5 milyon dolar olan ihracatımız 2020 yılı sonunda 29 milyon dolarlık seviyeye ulaştı. 5 yılda iki ülkeye ihracatımız yüzde 79 artış gösterdik. Kuzey Makedonya’ya ihracatımızda ilk sırayı narenciye ürünleri alırken, Kosova’ya ihracatta su ve domates öne çıktı. İlerleyen dönemde iki ülkeye ihracatta 100 milyon dolar seviyesine çıkmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Türkiye 2020 yılında Kuzey Makedonya’ya 13 milyon 216 bin dolarlık taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihraç ederken, ağırlığı 12,2 milyon dolarla taze meyve sebze ürünleri oluşturdu. Kosova’ya ise; 9,7 milyon doları meyve sebze, 7,9 milyon doları meyve sebze mamulleri olmak üzere 17,5 milyon dolarlık ihracat seviyesine ulaşıldı.

KOÇEL A.Ş GİRESUNSPOR’UN BU YIL DA SPONSORU OLDU

Çelik eşya ve mobilya sektörünün önde gelen firmalarından Koçel Çelik Eşya Sanayi A.Ş, Giresunspor’un forma sırt sponsoru olduğunu duyurdu. Sponsorluk anlaşması Koçel A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Metin Koç ve Giresunspor Kulübü Başkanı Hakan Karaahmet’in yer aldığı törende imzalandı.

Koçel Çelik Eşya Sanayi Anonim Şirketi, 2014 yılından beri sürdürdüğü sponsorluğunu Giresunspor’un Süper Lig’e yükselmesinin ardından bu yıl da devam ettirdi. Koçel A.Ş ve Giresunspor arasındaki forma sırt sponsorluk anlaşması 5 Ağustos Perşembe günü Beyoğlu Taksim’deki Titanic City Otel’de saat 10.30’da düzenlenen imza töreniyle hayata geçirildi. İmza törenine, Koçel A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Metin Koç, Giresunspor Kulübü Başkanı Hakan Karaahmet ve çok sayıda basın mensubu katıldı. Koçel A.Ş’nin sponsorluğunun ise 1+1 sezon boyunca devam edeceği belirtildi.

“HER ZAMAN KULÜBÜMÜZÜN YANINDA OLACAĞIZ”

İmza töreninde konuşan Koçel Çelik Eşya Sanayi A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Metin Koç “Aslında bugünkü lansmanımızın daha coşkulu ve daha güzel bir şekilde yapmayı arzu ederdik. Ama son dönemdeki orman yangınları hepimizi derinden etkilediği için biraz daha mütevazı şekilde lansman yapmayı uygun gördük. Koçel Çelik olarak Giresunspor’la yollarımız 2014 yılında kesişti. Giresunspor tarihinde kendi isteğiyle giden belki de ilk sponsor benim. Bir Cuma günüydü Yağlıdere’deydim. Giresunsporumuz 2 ligden 1. Lig’e yükselmişti, bende kendimce bir şeyler yapmak istemiştim. Yanıma bir arkadaş alarak kulübe gittim, sponsor olmak istediğimi söylediğim de herhalde inanmamış olacaklar ki başkanımız yok gibi bir şey söylediler. Sonra sırt sponsoru olmak istediğimi söylediğim de o gün ki başkanımız Mustafa Bozbağ’ı aradılar. İlk sponsorluk serüvenimiz bu şekilde başladı. 44 yıl sonra Süper Lig’e çıkma başarısı Hakan başkanımız sayesinde oldu.” dedi

Koç “Bence asıl zorluk bundan sonra başlıyor. Hep birlikte hep beraber spor medyası, iş adamlarımız, taraftar guruplarımız, bu sezon daha önceden olmadığı gibi sahip çıkmalıyız. Kombine, bilet ve loca alarak her türlü desteği sağlamalıyız. Bu sene kalıcı oluruz demiyorum, inşallah iyi bir yerde oluruz. Biz de ayrıca Koçel Çelik olarak bundan önceden olduğu gibi bundan sonra da elimizden geldiği sürece her zaman kulübümüzün yanında olacağız. Tek istediğim taraftarın destek vermesi.” diye konuştu.

“BUNUN İŞ DÜNYASINA ÖRNEK OLMASINI İSTİYORUZ”

Giresunspor Kulübü Başkanı Hakan Karaahmet ise “Metin bey Giresunspor’un her zaman yanında olmaya çalışan, her fırsatta elinden gelen her şeyi yapan, Giresun’un yetiştirdiği Türkiye’nin değerli iş adamlarından biri. Spor camiasında sponsorluk eksikliği ve ihtiyacı çok fazla, bir çok takımda bu feryadı duyuyoruz. Sponsorlar olmasa futbol olmayacak gibi bir durum var. Birçok takımın ekonomik olarak sıkıntıları var. Federasyon gelirleri yeterli değil. Hasılat geliri pandemiden dolayı yok. Burada en önemli sponsorluklardır. Bugün yaşadığımız zorluklar hepimizin yaşadığı, dünyanın yaşadığı zorluklar. Sponsorluk konusundaki birçok firmayı geri adım attırdı. Metin bey gibi değerli insanlar her zaman her ortamda sponsorluktan hiçbir zaman kaçınmadılar. Bunun iki nedeni var. 1.’si evet reklam tarafı var, sonuçta var olmak için reklama hepimizin ihtiyacı var. Birde kendi şehrinin takımına bir şey yapmak. Milyonları futbolla mutlu edebilirsiniz. Nereye gitsem Giresunlu görüyorum. Antalya’ya İzmir’e gitsek de çok fazla Giresunlu görüyoruz. O yüzden bu insanları mutlu edecek bir şeyi desteklemek çok önemli, hiçbir zaman sırt dönmedi Giresunspor’a, bu onun için çok önemli ve bizim için de çok özel bir yeri var. Bunun iş dünyasına örnek olmasını istiyoruz. Çünkü camialar bunlarla var olacak. Bizim gibi il takımlarının, o ilin yetiştirdiği iş adamlarına ihtiyacı var. Dışarıda kalmamak, kenardan seyretmemek işin içine girmeleri gerekiyor. Bu kulübün yapısını ve hedeflerini güçlendiriyor. Bu yüzden Metin beye huzurunuzda teşekkür ediyorum.” dedi