Ekonomi, teknoloji haberleri ve TUİK verileri (06.10.2021)

Siber güvenlik uzmanları, bulutlardaki yanlış yapılandırmaların keşfedilmesinde önemli rol oynuyor
Açıklanan yeni bir rapora göre buluttaki yanlış yapılandırmaların yüzde 62’si hackerlar bulmadan önce siber güvenlik uzmanları tarafından raporlanıyor. Platformunda 1000’den fazla bağımsız siber güvenlik uzmanı bulunan BugBounter.com, sistemleri beyaz şapkalı hackerlara denetletmenin önemine dikkat çekiyor.
Şirketlerin güvenlik açıklarını denetleme, bulma ve doğrulama ihtiyacını bünyesindeki 1000’in üzerinde bağımsız araştırmacıyla hızlı ve güvenilir bir şekilde karşılayan BugBounter.com, güvenlik ekiplerinin uzun zamandır gündemindeki bir konu olan buluttaki yanlış yapılandırmaları tespit etmek isteyen şirketlere siber güvenlik uzmanlarının sağladığı faydanın altını çiziyor.
Buluttaki yanlış yapılandırmaların çoğunluğu siber güvenlik araştırmacıları tarafından bulundu
2021 Cloud Misconfigurations Report araştırmasına göre 2020’de doğrudan buluttaki yanlış yapılandırmadan ötürü gerçekleşen 121 veri ihlalinin yüzde 62’si, beyaz şapkalı hacker olarak tanımlanan siber güvenlik uzmanları tarafından keşfedildi ve böylece kötü niyetli hacker’ların sömürmesinin önüne geçildi. Siyah/Gri şapkalı hackerlarla benzer becerilere sahip olan ancak iyi niyetiyle ve etik çizgide kalmasıyla temelden ayrılan bu uzmanlar, bir güvenlik açığı bulduğunda bunu o şirkete raporlamayı ve açığın kapatılması için aktif rol almayı tercih ediyor.
BugBounter.com Kurucu Ortağı Murat Lostar, konuyla ilgili şunları söyledi: “Siber saldırganlarla benzer yeteneklere sahip olan ancak interneti daha güvenli bir ortam haline getirmek için çalışan siber güvenlik uzmanları, şirketlerin varlığından haberdar olmadığı açıkları bu saldırganlardan önce keşfetmek için çalışıyor. Beyaz şapkalı hackerlar, bir güvenlik açığı tespit ettiğinde ilgili şirkete bildirmek istiyor ama iletişime geçebilecek birisini bulamıyor. Bulgusunu iletmekte zorlanan araştırmacıların yarısı da vazgeçiyor.  BugBounter olarak şirketlerle bağımsız siber güvenlik uzmanlarını bir araya getiriyoruz. Güvenlik yapılarını doğru şekilde denetleyerek güçlendirmek isteyen şirketler veya kurumlar, siber saldırganların sömürebileceği potansiyel ve henüz bilinmeyen açıkları gidermek için en etkili yöntemlerden birisi olan bug bounty (ödül avcılığı) programlarını tercih ederek sistemlerini olası bir siber saldırıya karşı en uygun maliyetle, en yetenekli kişilere 7/24 denetletebiliyor. BugBounter olarak ülkemizde öncülük ettiğimiz bu çalışma modeli sayesinde şirketler sadece deneyimli uzmanlar tarafından varlığı onaylanmış güvenlik açıkları için ücret ödüyor. Böylece hem parası hem de zamanı boşa harcanmıyor. Şirketler vereceği ödülü, programın takvimini ve kapsamını kendi belirleyebildiği için sistemlerinin güvenliğini o anki bütçelerine ve iş planlarına uygun olarak kontrol ettirebiliyor. Platformda kayıtlı güvenlik araştırmacıları, buldukları zafiyetleri raporladıktan sonra yetkili ekiplerimiz kısa sürede doğrulama süreçlerini tamamlıyor, önemine göre derecelendiriyor ve şirketin belirlediği güvenlik ekiplerine raporları tek tek iletiyor.”

Toyzz Shop’tan genç ralli şampiyonu Ali Türkkan’a destek

Toyzz Shop, Türkiye’nin rallideki genç yeteneklerinden biri olan ve ülkemize çok sayıda başarı kazandıran Castrol Ford Team Türkiye pilotu Ali Türkkan’ın destekçisi oldu. Toyzz Shop bu iş birliği ile, Ali Türkkan aracılığıyla spora ilgi duyan her yaştan çocuğa örnek bir rol model tanıtmayı amaçlıyor.

Türkiye’nin lider oyuncak markası Toyzz Shop, Ali Türkkan ile sporu ve genç sporcuları destekleyen yeni bir iş birliğine imza attı. Türk ralli sporunda önemli başarılara imza atan Ali Türkkan’ın şampiyonluk yolunda destekçisi olduğunu açıklayan Toyzz Shop, genç sporcunun önderliğinde çocuklarla birçok spor odaklı etkinliği hayata geçirmeyi planlıyor.

Başarılı sporcuya destek olmaktan dolayı gururlu olduklarını ifade eden Toyzz Shop Kurumsal Pazarlama Müdürü N. Merve Erses, “Ülkemizin yetiştirdiği en yetenekli genç ralli pilotlarından Ali Türkkan’ın şampiyonluk yolunda destekçisiyiz. Toyzz Shop’tan aldığı oyuncak arabaları yarıştırarak başarılı bir pilot olmanın hayalini kurmuş, daha 6 yaşındayken hayallerinin peşine düşmüş ve Türk sporu adına unutulmayacak başarılar elde eden bir isme destek olmak bizim için gurur verici. Ali Türkkan ile spora ilgi duyan her yaştan çocuğa; sporcu kimliği, azmi ve çalışkanlığı ile örnek bir rol model tanıtıyoruz. Balkan Ralli Kupası’nda ‘Gençler Şampiyonu’ olurken yanında olmaktan mutluluk duyduk. Avrupa ve Türkiye Şampiyonasında gerçekleştireceği ralli yarışlarında da Toyzz Shop olarak yanında olacağız. Aynı zamanda çok yakında çocukları Ali Türkkan ile buluşturacak etkinlikler de gerçekleştireceğiz. Toyzz Shop olarak sporu seven nesiller yetişmesini önemsiyoruz” dedi.

Son olarak Balkan Ralli Kupası’nı da ülkemize getiren Castrol Ford Team Türkiye pilotu Ali Türkkan ise iş birliği ile ilgili duygu ve düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi: “Toyzz Shop’un desteğiyle, benim gibi spora gönül veren her yaştan çocuğa ulaşacağımıza ve onlara örnek olabilecek işler yapacağımıza yürekten inanıyorum. Balkan Ralli’sinden harika haberlerle döndük; Gençler ve İki Çeker klasmanlarında Balkan Şampiyonu olduk. Bu şampiyonluk Gençler klasmanında Türkiye’nin de ilk uluslarası başarısı.  Sezon bitmiş değil hala önümüzde zorlu ve heyacanlı bir yarış programı var. Toyzz Shop ve motor sporlarını seven binlerce çocuğun heyecanı enerjimize enerji katacak.”

PaybyMe, 2021 üçüncü çeyrekte yüzde 89 büyüdü
Tüm dünyada internet işletmeleri için yeni nesil ödeme yöntemleri sunan PaybyMe’nin, 2021 yılının üçüncü çeyreğinde toplam cirosu yüzde 89 arttı. PaybyMe, kartlı ödemelerde yüzde 76, mobil ödemelerde ise yüzde 140 büyüme gerçekleştirdi.
2010 yılından bu yana sektör ve firma büyüklüğü ayırt etmeksizin müşterilerine online ödeme çözümleri sunan finansal teknoloji firması PaybyMe, 2021 yılının üçüncü çeyreğinde kartlı ödemelerde yüzde 76, mobil ödemelerde ise yüzde 140 büyüme gerçekleştirdi.
Kartlı ödemelerde en çok hacimli kategori ve geçen seneye büyüme oranı sırasıyla; yüzde 99 ile oyun sektörü, yüzde 194 ile e-ticaret ve yüzde 220 ile hizmet sektörü (üyelik, aidat) oldu. Aynı şekilde mobil ödemelerde en çok hacim yapan ilk üç sektör ve büyüme oranları da; yüzde 221  ile oyun, yüzde 333 ile sosyal medya/topluluk harcamaları ve yüzde 71 ile dijital içerik harcamaları olarak gerçekleşti.
“Yurt dışı hacminin mobil ödeme işlemlerindeki payı yüzde 56,2’ye yükseldi”
PaybyMe olarak; Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde direkt çalıştıkları organizasyonların yanı sıra uluslararası birçok ödeme kuruluşlarına altyapılarını kullandırdıklarını belirten PaybyMe Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Meşeci, “Ciromuzu mobil ödeme ve kartlı işlemler olarak ayırdığımızda, yurt dışı hacminin mobil ödeme işlemlerindeki payı yüzde 56,2’ye yükselirken; kartlı işlemlerdeki payı ise geçen seneye göre yüzde 131 oranında artarak yüzde 7,6’a yükseldi. Ekibimiz ile birlikte yarattığımız rüzgar ve PaybyMe yelkenleri arasında yakaladığımız uyum üçüncü çeyrek hedeflerimizi de başarı ile taçlandırdı. Büyüme hedeflerimizden ödün vermeden öncelikle dördüncü çeyreği, akabinde ise 2022 yılını iple çekiyor olacağız.” dedi.

İkinci El Araç Ekspertizinde Yapılan Testlerin Önemi

İkinci el araç ticaretinde, düzenlenmesi zorunlu olan ekspertiz raporuyla birlikte alıcılar en ince ayrıntısına kadar aracın neyi var neyi yok öğrenmek istiyor. Peki araç alım ve satım esnasında karşılaşılabilecek sorunlar neler? Ekspertiz raporunda hangi veriler yer alıyor? Ekspertiz raporuyla ilgili tüm merak edilenleri TÜV SÜD D-Expert blog yazısında sizler için derledi.

İkinci el araç alımı sırasında araç geçmişinde herhangi bir kaza ya da arıza olup olmadığını tespit etmek amacı ile araba ekspertizi yapılır. Bir nevi araç muayenesi olan ekspertiz işlemi sayesinde araç detaylı bir şekilde yapılan testlerle incelenir. İşte bu testlere dair alıcıların merak ettikleri…

• Yanal Kayma Test: Bir aracın 1 km’lik mesafe içerisinde sağa veya sola ne kadar kayabileceğini 1 metrelik mesafede ölçebilmesidir.

• Süspansiyon Test: Cihaz vasıtasıyla ilgili aracın tekerlekleri yukarı aşağı yönde hareket ettirilerek, araca kasisten geçiş, çukura düşüş etkisi verilir. Bu şekilde aracın süspansiyon verimliliği ölçülür. Tek tek süspansiyon başına ölçülmesinin ardından ön ve arka değerler arasındaki farklılıklar da ölçüm sonucunda verilir.

• Fren Test: Cihazdaki ruloların üzerinde bulunan kaplama ile tekerleklere asfalt hissi verilerek ön frenler, arka frenler ve el freniyle ilgili testler yapılır. Aracın toplam fren verimlilikleri belirlenir. Tek tek fren performansları ölçülür ön ve arka fren değerleri arasındaki sapmalar tespit edilir.

• Diagnostik Test: İlgili aracın OBD soketi üzerinden diagnoz cihazıyla bağlanılarak genel arıza taraması yapılır. Araçta kayıtlı bulanan arızalar ekranda gösterilir. İlgili cihaz ile marka ve model seçimi yapılarak aracın tüm elektronik sistemleri kontrol edilmiş olur.

• Akü Testi: İlgili test araç üzerine bağlı akünün voltajını, şarj durumunu, akü ömrünü ve marş akım değerini ölçer. Başka bir deyişle, test sonucu akünün mevcut durumu ile ilgili aydınlatıcı bilgiler vermektedir.

• DYNO(Dinamometre) Test: İlgili test sonucu, araç motorunun ürettiği gücü ve bu gücün ne kadarının tekerleklere iletildiğinin ölçülmesidir. Test sırasında; Motor gücü, tekerlek gücü, tork değerleri Kayıp güç ölçülmektedir. Bu ölçüm, araç merdaneler üzerine çıkarılarak motor maksimum devrine çıkarılmak suretiyle yapılmaktadır.

Raporda Hangi Bilgiler Yer Alıyor

Yapılan bu testlerden sonra mühim olan bir diğer kısım ise ekspertiz raporunda yer alan bilgiler. Araç ekspertizi yaptıran alıcılara hangi bilgiler veriliyor.İşte raporda merak edilen tüm detaylar …

Yapılan bu ekspertiz testleri sayesinde aracın mevcut durumu tespit edilirken, en geniş kapsamlı ekspertiz raporunda, aracın kaza geçmişi, göçük, dolu hasarı, şanzıman, motor, fren sistemi gibi parçaların durumu da yer alıyor. Bu sayede alıcılar artık araçlarını güvenle satın alabiliyor. 8 yaş ve 160 bin km üstü araçlar yönetmelikte zorunlu olan ekspertiz raporu kapsamı dışında tutulmasına rağmen tüm araçların mevcut durumu hakkında detaylı bilgi veren raporun alınması uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor.

i-PRO EMEA, güvenlik kamerası endüstrisini temelden değiştirmeye geliyor 
Aynı kalite ve güvenilirlik mirasını taşıyan şirket, pazar taleplerine daha hızlı yanıt verecek yüksek beceriye sahip.
i-PRO EMEA, Panasonic’in kalite ve güvenilirlik konusunda sahip olduğu itibarı ileriye taşıyarak ve pazara yenilikçi ve rekabetçi yeni ürünler getirip, müşteri taleplerine daha hızlı yanıt vermeye odaklanan bir girişim yaklaşımını benimseyerek güvenlik kamerası sektörünü temelden değiştirmek için çalışıyor. 1 Ekim itibariyle Panasonic’ten resmi olarak transfer edilen yeni küresel ve bağımsız şirket, Japonya merkezli i-PRO Co., Ltd. küresel şirket ağının bir parçası olarak ana merkezi artık Amsterdam’da olacak.
i-PRO EMEA, 60 yıllık kaliteli güvenlik kamerası üretim geçmişini ileriye taşımaya ve Yapay Zekâ gibi yenilikçi teknolojilere hız vermeye devam edecek. Bu yeni yaklaşımın bir parçası olarak şirket, i-PRO markasını Nisan 2022 tarihinden itibaren bağımsız bir ürün kimliği olarak kullanmaya başlayacak.
Gerard Figols, bu yeni dönemde şirkete liderlik etmek üzere i-PRO EMEA Başkanı olarak atandı. i-PRO EMEA, mevcut ekibi ve uzmanlık bilgisini Panasonic’ten transfer etmenin yanı sıra şirketi destekleyerek bir sonraki seviyeye taşımak ve i-PRO EMEA’yı gelecekteki büyümeye hazırlamak için kuruluşa yeni yetenekler kazandırmak üzere aktif olarak işe alım yapıyor.
i-PRO EMEA Başkanı Gerard Figols, yaptığı duyuruda; “Bugün güvenlik kamerası sektörünün gelişiminde heyecan veren yeni bir sayfa açılıyor. i-PRO olarak hem önümüzdeki 6-12 ay boyunca ürün yelpazemizdeki kamera sayısını üç katına çıkarmayı planlıyoruz hem de Yapay Zekâyı yeni bir standart haline getirerek güvenlik kamerası pazarının yapay zekâ ile gelişimine liderlik etmeyi amaçlıyoruz. Şirketin bu yeni becerisini daha kaliteli ürünleri daha kısa geliştirme sürelerinde, daha yüksek değerde teslim ederek ve gerekliliğe göre uyarlanabilen yüksek kaliteli güvenilir donanımlar sağlayarak pazar taleplerine hızla yanıt vermek için kullanacağız. i-PRO EMEA markasıyla bu heyecan verici yolculukta iş ortaklarımızı ve onların müşterilerini desteklemeyi dört gözle bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
i-PRO EMEA, iş ortaklarına ve müşterilerine daha yakın olmak için distribütörleri ve entegratörleri kapsayan Premium İş Ortağı Programı’nı yeniden hayata geçiriyor. i-PRO EMEA Pazarlama ve İletişim Müdürü Wanda Nijholt konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “i-PRO olarak pazarın güvenilir yeni nesil iş ortağı olmak için iş ortakları ile daha önce hiç olmadığı kadar yakın çalışacağız, onların ihtiyaçlarını dinleyeceğiz ve yeni çözümlere hızla yanıt vereceğiz.”

Zyxel’in bulut çözümü Nebula güvenlik kapsamını genişletiyor

Zyxel’in Nebula platformu yeni eklenen ATP (Gelişmiş Tehdit Koruması) firewall desteği, sıfır gün ve uç nokta saldırılarına karşı tam koruma sağlıyor.

Güvenlik, yapay zekâ ve bulut destekli ev ve iş çözümleri lideri Zyxel, bulut tabanlı ağ yönetimi çözümü Nebula aracılığıyla küçük işletmelerin ve MSP’lerin (Yönetilen Hizmet Sağlayıcıları) daha fazla yanında olmak için üst düzey güvenlik duvarı ATP serisinin artık merkezi bulut yönetimini destekleyeceğini duyurdu.

Dağıtık iş gücü ve hibrit çalışma dolayısıyla sayısı artan, kapsamı genişleyen siber saldırılardan korunmak daha güç hale geliyor. Güncel bir araştırmaya göre, küçük işletme sahiplerinin yüzde 88’inin kurumlarının siber saldırılara karşı savunmasız hissettiğini ortaya koyuyor. Birçok küçük işletmenin kapsamlı, kurumsal düzeyde bir BT çözümüne gücü yetmiyor veya siber güvenliğe ayıracak kaynakları son derece sınırlı.

Zyxel’den basit ama etkili bir güvenlik çözümü

İşletmelere içinde oldukları bu zor durum karşısında destek vermek isteyen Zyxel, merkezi olarak yönetilen, bulut tabanlı Nebula ailesine gelişmiş ağ güvenliği özellikleri ekleyerek ATP firewall yazılım güncellemesini yayınladı. Söz konusu güncelleme ile gelen korumalı alan ve reputation filtreleri, orta ölçekli işletmelerin merkez ofislerini güvence altına almalarını kolaylaştırıyor. ATP’nin Nebula ailesine eklenmesi, halihazırda milyarlarca kötü amaçlı yazılımlara karşı koruma sağlayan ve sürekli büyüyen bir bulut veri tabanından yararlanarak sistemin savunma ve yanıt yeteneklerini üst seviyeye taşıyor.

ATP, ayrıca ağları ve verileri geleneksel güvenlik çözümlerini tehdit eden sıfır gün saldırıları gibi gelişmiş siber tehditlerden korumaya yardımcı oluyor ve Nebula uyumlu firewall çözümleri serisi USG FLEX’i tamamlıyor. ATP genellikle genel merkez veya büyük ofisler için bir çözüm olarak kullanılırken, USG FLEX genellikle daha küçük ofisler veya şube ofisleri için tercih ediliyor.

Tam kontrol ve tutarlı güvenlik politikaları

Güvenli bir uzaktan çalışma deneyimi için Zyxel SecuExtender VPN çözümü de kurumların yanında yer alıyor. Bu sayede Nebula Kontrol Merkezi’ndeki yeni temel özelliklerden faydalanılırken, SecuExtender, evde veya ofis dışında çalışanlar için iki faktörlü kimlik doğrulama ve tünel koruması sağlamak için masaüstü veya dizüstü bilgisayarlar dahil olmak üzere uç noktalara kurulabiliyor. Ağ yöneticileri, Nebula’ya SecuExtender’ı ekleyerek, artık tüm uç noktaların güvenliğini merkezi biçimde yönetebilir ve konum bağımsız olarak farklı ağlarda aynı güvenlik politikalarını kolayca uygulayabilirler.

Basitleştirilmiş lisans yönetimi

İş ortaklarını daha akıcı ve basitleştirilmiş bir kullanıcı deneyimiyle desteklemek için MSP’ler ve VAR’lar ise artık Nebula lisanslarını abonelik yönetim platformu Circle aracılığıyla yönetebiliyor. Önceden yalnızca güvenlik lisanslarını yönetebilen Circle, artık varlık yönetimi, hesap yönetimi ve e-ticaret özelliklerini tek bir noktada topluyor.

Zyxel Networks Başkanı Gordon Yang, “Nebula’ya gelen en son güncellemeler, işletmelere hepsi tek bir bulut tabanlı ağ tarafından birlikte yönetilebilen bir platform altında 60’tan fazla farklı ürünü kapsayan bir portföy sunuyor. Bu, işletmelere belirli ihtiyaçlarını ve dağıtım senaryolarını karşılamalarına yardımcı olacak zengin seçenekler sunuyor. Son 18 aydır ağ ortamında şahit olduğumuz bu değişimler sonrasında, küçük işletmelerin ve MSP’lerin güvenlik ve ağ yönetimi konusunda yaşadıkları zorluklara ayak uydurabilmelerini sağlamak için çözümlerimizi yeni özelliklerle geliştirmeye devam ediyoruz” dedi.

İşletmeler için en kapsamlı bulut tabanlı ağ yönetimi çözümü olan Zyxel Nebula, pazardaki bu öncü konumunu koruması için sürekli yeni özelliklerle güncelliyor. ATP’ye ek olarak, USG20-VPN firewall da artık bir yazılım güncellemesiyle Nebula ile uyumlu hale geldi.

Aon 2021 Siber Güvenlik Risk Raporu: Fidye yazılımların toplam maliyeti 2021’de 20 milyar dolara yaklaşacak
COVID-19 salgınının etkisiyle tüm dünyada dijitalleşme hız kazanırken, kurumlar bu hıza yetişmek için güvenliği ihmal edebiliyor. Salgınla birlikte gelişen yeni riskleri değerlendiren Aon 2021 Siber Güvenlik Risk Raporuna göre 2018’in ilk çeyreğinden 2020’in son çeyreğine kadar yüzde 400’e varan artış gösteren fidye yazılımlar, sigortacılar için ilk sırada yer alan siber risk oldu.
Risk, emeklilik ve sağlık konularında profesyonel hizmetler sunan Aon, “2021 Siber Güvenlik Risk Raporu”nun sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Kuzey Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Asya Pasifik bölgesindeki 20 farklı sektörden bine yakın kurumdan elde edilen verileri analiz eden rapor, kurumların karşılaştığı güncel siber riskleri ve bu risklerin yönetim metodolojilerini ortaya koyuyor.
Raporla ilgili görüşlerini paylaşan Aon Türkiye Eş-CEO’su Selda Oknas Tanbay şu açıklamayı yapıyor: “2020 yılında sektörler genelinde dijital dönüşümün hızının arttığı bir yıl oldu. Rekabetçi yapılarını korumak isteyen kurumların güvenliği ihmal edebildiğini gördük.   Günümüzde kuruluşların karşılaştığı siber tehditlerin çoğu yeni değil – bağlı cihazlar, fidye yazılımları ve içeriden riskler her zaman mevcut olacak. Bununla birlikte, COVID-19’un etkisiyle karmaşıklaşan siber dünyanın, katlanarak artan siber risklere maruz kalabileceğini hesaba katmalıyız. Hızla ilerleyen dijital evrimde kurumların güvenliği en az büyüme planları kadar gündemde tutmaları gerekiyor. Aon Güvenlik Çözümleri’nin hazırladığı raporumuz her geçen gün yenileri ortaya çıkan risklerle mücadele için bir yol haritası niteliğinde.”
2020’nin sonu ve 2021’in başı itibarıyla gün yüzüne çıkan Mimecast, SolarWinds, Accellion ve Microsoft Exchange gibi başarılı olmuş siber saldırıların üçüncü taraflarla çalışmanın getirdiği zafiyetleri ortaya çıkardığı tespitinin yer aldığı rapora göre 2018’in ilk çeyreğinden 2020’in son çeyreğine kadar yüzde 400’e varan artış gösteren fidye yazılımlar, sigortacılar için ilk sırada yer alan siber risk oldu. [1] 2020 fidye yazılımları için patlama yılı oldu
Rapora göre 2020’de fidye yazılımı saldırılarının sayısı ve çeşitliliğinde patlama yaşanırken siber sigortacılar 2019’un başından 2020’ye kadar bu alana yönelik taleplerde yüzde 336’lık bir artış yaşandığını bildiriyor. Fidye yazılımlarından kaynaklı kurumsal maliyetlerin 2021’de 20 milyar dolara yaklaşması beklenirken fidye yazılımlarının ardında “ödeyip kurtulma” esasına dayanan yazılımlar olmadığı, verilerin tamamen silinmesi gibi senaryoları da içerisinde barındırdığı ifade ediliyor. 2020’nin sonunda, 10 fidye yazılımı saldırısından yedisi, verileri sızdırma tehdidini içeriyordu ve bazı varyantlar çalınan verileri açık artırmayla satma girişimlerinde bulunuyordu. Ayrıca, sunucuların veya veri kümelerinin kalıcı olarak silindiği bir veri imhası da yaşandı. Raporda kurumlara fidye yazılımı risklerinin azaltılması için güvenlik açıklarını belirleme, iş sürekliliği planları oluşturma ve ihlal yanıtına yardımcı olmak için yalnızca kalifiye siber güvenlik uzmanları ile çalışma gibi önlemleri almaları tavsiye ediliyor.
Dijital dönüşümün getirdiği riskler
Aon 2021 Siber Güvenlik Risk Raporuna göre nesnelerin interneti (IoT), bedenlerin interneti (IoB) ve akıllı şehir inisiyatifleri 2021 yılında da siber riskler oluşturmaya devam edecek.  Raporda bu ortamda faaliyet gösteren kurumların, yeni teknolojilerin veya iş modellerinin benimsenmesiyle ortaya çıkan siber risklere karşı tedbirli olmaları gerektiği belirtiliyor.  Kurum çapında bir yaklaşımın parçası olarak, siber riskleri ve tehditleri belirlemenin önemine vurgu yapılan raporda, en iyi siber güvenlik uygulamaları yoluyla uygun şekilde riskleri azaltmak; olaylara hazırlanmak ve hazır olmak; ve riskin hangi kısmının sigorta yoluyla bilanço dışına aktarılacağını değerlendirmek ve ardından yeni risklerin karşılandığından emin olmak için mevcut ve mevcut poliçeleri incelemenin önemine dikkat çekiliyor.
Kurumlar uzaktan çalışmaya karşı önlemlerini artırıyor
Pandemi ile birlikte kurumlarda giderek yaygınlaşan uzaktan çalışma yaklaşımı çerçevesinde kurum çalışanlarının kurumsal sistemlere ve verilere güvenli bir şekilde erişmelerinin öneminin altını çizen rapora göre uzakta çalışma anlayışı kalıcı olmakla birlikte kurumların yalnızca yüzde 40’ı yeni riskleri yönetmek için yeterli seviyede bir uzaktan çalışma stratejisine sahip. Söz konusu stratejiler kapsamında kurumların alması gereken önlemler şöyle sıralanıyor:

Uzaktan bağlanırlık

Kimlik doğrulama

Cihaz arızaları ve takibi

Uzaktan çalışma kapsamında iş sürekliliği

Uzaktan çalışma kapsamında güvenlik farkındalığı

Rapora göre her beş kurumdan yalnızca ikisi hızla gelişmekte olan dijital devrimden kaynaklanan yeni risklere karşı hazırlıklı olduklarını belirtiyor. Yeterli seviyede uygulama güvenlik önlemlerinin yürürlükte olduğunu belirten kurumların oranı ise yalnızca yüzde 17. Kurumların yalnızca yüzde 21’i kritik tedarikçi ve bayileri denetlemek için temel önlemlere sahip olduklarını belirtiyor.

Üçüncü taraf iş ortaklarının güvenliği
Rapora göre kuruluşlar, tedarik zincirlerinden kaynaklanan siber riskleri yeni yöntemlerle ve artan endişeyle değerlendirirken, bir süre önce Amerikan teknoloji şirketi Accellion’un dosya paylaşım programı ve yazılım şirketi SolarWinds’in Orion ağ yönetim yazılımında yaşanan güvenlik ihlallerinde olduğu gibi savunulmayan bir arka kapının tüm kurum güvenliğini tehdit edebileceği belirtiliyor[2]. Kâr amacı güden ya da gütmeyen kuruluşlar, akademik kurumlar ve kamu kurumlarının tamamen birbirine bağlı olduğu vurgulanırken, COVID-19 salgınının etkileriyle dijital taleplerdeki artışla birlikte üçüncü taraf uygulama ve ürün kullanımlarında artış yaşandığı ifade ediliyor. İş sürekliliği açısından kritik önem arz eden tedarikçilerin değerlendirilmesine yönelik yönetim önlemlerini alan kurumların oranının yüzde 21 gibi düşük bir oran olduğunun altı çizilirken, üçüncü taraf risklerini yeterince yönetmeyen kuruluşların bir dizi durum tespiti, işe alım ve sözleşme risk yönetimi önlemlerini dikkate almaları gerektiği belirtiliyor. Rapora göre inceleme aşamasında ve işe alım süreçlerinde üçüncü taraf tedarikçiler üzerinde siber güvenlik değerlendirmeleri yapılması gerekiyor. Ayrıca siber güvenlik değerlendirmeleri, sızma testi ve iş sürekliliği yönetimi ve müdahale tatbikatlarını periyodik olarak gerçekleştirmek için üçüncü taraf tedarikçileri Hizmet Düzeyi Anlaşmalarını (SLA’lar) kabul etmesinin önemine dikkat çekiliyor.

Yakın vadede dikkat edilmesi gereken beş risk alanı
2021 Siber Güvenlik Risk Raporunda yakın vadede kritik önem taşıyan beş risk alanı da tanımlanıyor:

Yapay zekâ: Makine öğrenimi şaşırtıcı bir hızla ilerliyor ve kuruluşların iş yapma şeklinin kaçınılmaz bir parçası. Gelişimiyle birlikte kurumlar ve insanlar için seçimler yapan yapay zekâ, söz konusu seçimleri etkileyebilecek saldırılara karşı riskler oluşturabilir.

Alternatif ödeme yöntemleri: Alternatif ödeme yöntemlerine duyulan ihtiyaç artıyor. Banka kullanmayan kitlelerle etkileşimi artıran kurumların işletmeden doğruda tüketiciye yönelen iş modellerinin risklerini değerlendirmesi gerekiyor.

Teknoloji tedarik zinciri: Gittikçe daha fazla hassas veri ve fikri mülkiyet üçüncü taraf yazılımlar aracılığıyla değiş tokuş edildiğinden, kuruluşların güvenlik açıklarını ve siber riske maruz kalma durumlarını değerlendirirken dikkatli olmaları gerekiyor.

Emeklilik planları: Emeklilik planları maddi kaynaklara ve geniş veri kaynaklarına erişim imkânı barındırıyor. Kurumların, çalışanların emeklilik verilerinin anahtarlarının kimin elinde olduğunu ve plan sağlayıcının güvene dayalı sorumluluğunu bilmesi gerekiyor. Planlara giderek daha fazla çevrimiçi ve mobil cihazlardan erişildikçe, bu veriler ihlallere karşı giderek daha hassas hale geliyor.

Karanlık ağ: Kripto para birimi ekosisteminin büyümesi, TOR gibi tarayıcıların kullanımı ve fidye yazılımı gruplarının artan karmaşıklığı ile desteklenen siber suçlar güçleniyor. Karanlık ağ (dark web) söz konusu siber risklerin merkezlerinden biri olarak konumlanıyor. Kurumların bu alanda gerekli rehberliği almadan faaliyet göstermemeleri öneriliyor.

DÜNYANIN EN BÜYÜK ONLINE KENT FORUMU MARUF21 GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Marmara Belediyeler Birliği (MBB) tarafından 1-2-3 Ekim 2021 tarihlerinde ikincisi düzenlenen Marmara Urban Forum’da (MARUF21) 50’den fazla ülkeden 500’den fazla konuşmacı, aynı anda 10 paralel odadan 100’den fazla yayın yapıldı. Oturum, eğitim, yan etkinlik, çalıştay, networking etkinlikleri gibi programların bulunduğu forum, bu rakamlarla toplantı şimdiye kadar yapılan dünyanın en büyük online kent forumu unvanını aldı.
COVID-19 salgınıyla birlikte yerleşik kentsel politikaları ve çözümleri yeniden sorgulama ihtiyacıyla, MARUF21 “Çözüm Üreten Kentler: Yeniden Düşün, Birlikte Hareket Et” başlığı etrafında şekillendi. Dünya genelinde, kentleri derinden sarsan salgın sürecinden çıkarılan dersleri öğretilere dönüştürmek ve köklü dönüşümleri başlatmak için bir fırsat sunan MARUF21’de birbirini besleyecek altı ana eksene odaklanıdı. “Sağlıklı”, “Kapsayıcı”, “Yenilikçi”, “Dayanıklı”, “Sürdürülebilir” ve “Yaratıcı” kentler olarak belirlenen bu eksenler ışığında kentlerin problemleri ve bunlara yönelik çözüm önerileri tartışıldı.
“Bu Yılın Teması Salgın Sürecinde Özellikle Çok Anlamlı”
Programın açılışında konuşan UN-Habitat İcra Direktörü Maimunah Mohd Sharif, açılış oturumu için gönderdiği video mesajda “Bu yıl ikinci kez düzenlenen MARUF’ta sizleri bir kez daha selamlamaktan onur duyuyorum. Marmara Belediyeler Birliğini bu önemli etkinliği düzenli olarak organize ettiği için kutluyorum. MARUF’un bu yılki “Yeniden Düşün, Birlikte Hareket Et” teması, devam eden salgın sürecinde özellikle çok anlamlı. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusundaki taahhütlerimizi gerçekleştirebilmek için yeniden düşünmemiz ve hep birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Krizlerle başa çıkma mekanizmalarımızı güçlendirmeye ve hem bireyler hem de şehirler arasında dayanışmayı artırmaya ihtiyacımız var.” dedi.
“Kentler Hiç Kimsenin Geride Kalmaması için Ana Aktörlerin Başında”
Kapsayıcılık yalnızca kentin kendi sakinlerini kapsaması değil diyen MBB ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, “MARUF, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile paralel olarak, küresel ile yereli birlikte düşünmeye davet eden bir platform. Kentler, bu küresel amaçların başarıya ulaşması ve hiç kimsenin geride kalmaması için ana aktörlerin başında gelmektedir. Bu ise ancak on birinci amaçta da belirtildiği gibi “sürdürülebilir şehirler ve topluluklar” inşa etmekle mümkün olur.” ifadelerini kullandı.
Marmara Belediyeler Birliğinin bölgesel ölçekte yaptığı çalışmalara da değinen Başkan Büyükakın, “Marmara Belediyeler Birliği, son zamanlarda gerek Marmara Bölgesi Mekânsal Strateji Belgesi, gerek Marmara Bölgesi Göç Raporu, gerekse Marmara Denizi Eylem Planı konusunda farklı ölçekteki belediyeleri ve farklı kurumları bir araya getirerek diğer paydaşlarla iş birliği halinde ortak aklı harekete geçirme konusundaki inisiyatif almakta önemli çabalar sergilemektedir. Marmara Belediyeler Birliğinin bu çabası aslında sadece Türkiye ölçeğinde değil, uluslararası ölçekte de havza düzeyinde yönetime farklı bir bakış açısı kazandıracak yeni ve proaktif bir çabadır.” dedi.
“Yeni Dönemin Sloganlarından Biri de ‘Dayanıklı ve Esnek Şehir’ Olmalıdır”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yurt dışı programı sebebiyle MARUF21’e video mesaj ile katıldı. Bakan Kurum, video mesajında “Geçtiğimiz üç ayın Türkiye fotoğrafına baktığımızda, kuzeyimizde seller, heyelanlar; güneyimizde ise tarihte eşine benzerine rastlanmamış büyüklükte yangınlar görüyoruz. Peki bu gidişat duracak mı? BM raporları durmayacak, daha yaygın ve yoğun bir şekilde hissedeceğiz, diyor. Tüm ülkeler, hep birlikte ortak mücadelemizi güçlendirmek ve iş birliğini en yüksek seviyeye çıkartmak zorundayız.” dedi.
Dayanıklı şehirlerin kurulmasının öneminden bahseden Bakan Kurum, “Bize göre yeni dönemin sloganlarından biri de ‘dayanıklı ve esnek şehir’ olmalıdır. Çünkü şehirlerimiz birçok nedenden ötürü, özellikle de sağlıksız yapı stokundan dolayı artık daha kırılgan hale geliyor. Değişen şartlara ve yükselen toplumsal taleplere göre politika belirlemek, buna göre adım atmak bizler için bir tercihten öte zorunluluktur.” diye ekledi.
Açılış Oturumu: Yeniden Düşün & Birlikte Hareket Et
Açılış konuşmalarının ardından açılış oturumuna geçildi. Çanakkale Üniversitesinden Dr. Nihal Eminoğlu’nun moderatörlüğünü üstlendiği açılış oturumunda ise LSE Cities İcra Direktörü Dr. Philipp Rode, UN-Habitat Kentsel Uygulamalar Yöneticisi Dr. Shipra Narang Suri, OECD Kentsel Politikalar ve İncelemeler Başkanı Soo-Jin Kim, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Lousia Vinton ile MBB ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın konuşmacı olarak yer aldı. Açılış oturumunda kentlerin mevcut sorunları üzerine düşünmenin ve birlikte hareket ederek küresel stratejiler geliştirmenin önemi vurgulandı.
Emsalsiz Zorluklara Karşı
“Salgınlara dirençli kentler: Emsalsiz zorluklara karşı durmak” oturumunda, salgınlara açık kapı bırakılmaması adına ne tür çalışmalar yapılması gerektiği, salgın anlarında oluşan temel zorluklar ve bu sorunlarla nasıl mücadelede edilebileceği üzerinde duruldu.
Her Konuya Değinen Farklı Oturumlardan Örnekler
Pandeminin derinden etkilediği bir diğer alan da evlerimiz oldu. Konut ile ilgili eşitsizlikler bir kez daha su yüzüne çıktı, konut piyasası pandemiden direkt olarak etkilendi, yeni ihtiyaçlar doğdukça evi kullanma biçimimiz değişti. “Ev ve ötesi: COVID-19 sonrası konutu yeniden hayal etmek” oturumunda yeniden inşa edilen konut kavramı konuşuldu. “COVID-19 günlerinde gayrimenkulun değişen dinamikleri” panelinde akademisyenler ve sektörden duayenler ile birlikte dünya, Türkiye ve İstanbul için pandeminin gayrimenkule etkileri tartışıldı.
Salgınlar gibi küresel problemler yaşlılar için daha derin ve yaygın olumsuz sonuçları beraberinde getirmekte. “Zamana değer katmak: Yaşlılar için kentsel politikalar” oturumunda, pandemide en dezavantajlı konumda bırakılan yaşlılar için yaşanabilir ve refahın sağlandığı kentler için neler yapılması gerektiği tartışıldı.
“Hataya yer yok: Afetlere dirençli kentler” oturumunda ise kentlerin afet ve kriz durumuna dirençli hale gelebilmesi için uygulanabilecek yaklaşım ve çeşitli çözüm önerileri aktarıldı.
Bir diğer küresel zorluk olan iklim krizi, “İklim eylemi için kentsel kapasiteyi geliştirmek” oturumunda küresel amaçlara erişmek için yerel adımların ne kadar önemli olduğunun farkındalığıyla tartışıldı.
Peki küresel sözleşmeler, ulusal kalkınma planları, sektör ve şehirlerin iklim eylem planları yapılırken kimleri ve neleri unuttuğumuzu biliyor muyuz? İklim krizinde görülmeyen ve duyulmayanlar “İklim krizinde kimseyi geride bırakmamak” oturumda konuşuldu.
“Mültecilere kulak ver: Kamusal yaşama aktif katılım” oturumunda ise göçmen ve mültecilerin kamusal yaşama katılımları ve özellikle COVID-19 sonrası dönemde karşılaştıkları zorluklar mülteciler tarafından anlatıldı.
Doğa lehine ve yaşam kalitesini artıracak doğa ile barışık kentlerin oluşturulmasında, Şehir Oyunları, ciddi oyunlar arasında özel bir yere sahip olup, yeni bir kentsel inovasyon alanıdır. Bu konudaki her türlü deneyimin paylaşımı, çözüm üreten kentlerin geleceğine ışık tutması amacıyla “Kenti ciddi oyunlarla keşfetmek” oturumunda anlatıldı.
Ekonomik kalkınmışlık ile üretilen atık miktarı arasındaki korelasyonu kırmanın altının çizildiği “Çöp devrimi: A(r)tıksız yaşam” oturumunda hem topraklarımızı depoladığımız atıklardan koruyabilir, denizler ve okyanuslarımızı tek kullanımlık ambalajların atığından kurtulabileceği mesajı verildi.
“Veri! Veri! Veri! Kil olmadan tuğla yapılmaz” oturumu ekseninde politikaların üretilmesinden geliştirilmesine tüm süreçlerde verinin önemi ve ne şekilde kullanıldığı, açık verinin bu konuda nasıl bir rolü olabileceği üzerinde duruldu.
Kamusal alanda sanat oturumunda, kamusal alan ve sanat kavramları, sanatın kamusal alan aracılığı ile daha erişilebilir ve rastlantısal hale gelmesi aracılığıyla kamusal alanın nasıl ortak kullanım alanı haline gelebileceği konusu ele alındı.
Play Marmara “Denizi”
İlk kez 2019’daki MARUF’ta gerçekleşen Play Marmara bu yıl da devam ediyor. Play Marmara “Denizi”, noktasal ve yayılı kaynaklar aracılığıyla Marmara Denizi’yle buluşan atık suyun sürdürülebilir yönetimine bağlı deniz suyundaki değişikliklere ve deniz ekosistemindeki farklılıklara odaklanan çok aktörlü “ciddi” bir oyun. Bu oturumda Play Marmara “Denizi”nin ikinci aşaması, Marmara Denizi’nin sürdürülebilir çevre yönetimine ilişkin gelişmeler ve Marmara Denizi Eylem Planı çalışmaları birlikte değerlendirildi. Etkileşimli anket sonuçları ve oturumun çıktıları değerlendirilerek 21 Ekim’deki fiziksel oyun hazırlıklarına dahil edilecek.
Marmara Bölgesi’ndeki Belediye Başkanları MARUF21’de
“Başkanlar Konuşuyor: Marmara için Yeniden ve “Birlik”te”  Marmara Bölgesi’nde uygulanan politikaların dünü, bugünü ve yarını Marmara Bölgesi belediye başkanları tarafından ele alındı.
Kadın Gibi Yönet
Dünya çapında kadınlar belediye başkanlarının %5’inden daha azını oluştururken, Güneydoğu Avrupa bölgesinde NALAS tarafından yapılan anket çalışmasına göre belediye başkanlarının %8’inden azı kadındır. NALAS ve UNWOMEN işbirliğinde düzenlenen “Kadın gibi yönet: Kadın Belediye Başkanları Forumu” oturumunda kadın liderler kent yönetimine dair tecrübelerini aktardı.
Başakşehir Living Lab – Marmara Urban Forum Girişimci Günü 13
Girişimcilerin, yatırımcılar, mentorlar ve girişimcilik ekosisteminde yer alan kurum ve kuruluşların temsilcileri ile bir araya gelerek katma değer sağlayan projelerini sunmalarını ve iş ilişkilerini geliştirme ortamı sağlanması amaçlandığı “Başakşehir Living Lab – Marmara Urban Forum Girişimci Günü 13” gerçekleşti.
MARUF21 Doktora Çarşısı
“Doktora Çarşısı” başlıklı yarışmada, araştırmacılar 3 dakikada çevre, ikilim değişikliği, biyoçeşitlilik, sürdürülebilirlik, kentleşme, ulaşım, dayanıklılık, altyapı, sosyal hizmetler, göç, kentsel tasarım, akıllı şehircilik, yerel yönetimler, yönetişim, kamu sağlığı alanlarında yürüttükleri doktora tez çalışmalarını sözlü olarak sunarak yarıştı. Yapılan sunumlar akademisyenler, yerel yöneticiler ve belediye başkanlarından oluşan jüri tarafından değerlendirildi. Birinci seçilen sunum 1000$ kazanırken iki sunum ise 250$ mansiyon ile ödüllendirildi.
MARUF21 İyi Uygulama Çarşısı
İyi Uygulama Çarşısı, yerel yönetimlerin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) kapsamında ele alınan sosyal, ekonomik ve çevresel problemlere çözüm üretmek amacıyla geliştirdikleri projeleri 5 dakika içerisinde tanıttıkları oturuma verilen isimdir.
Yerel yönetim sahasında çalışma yürüten ve projenin bir paydaşı belediye olan her türlü kurumun başvurabildiği oturum ile yerel yönetimlerin birbirleriyle bilgi ve deneyim paylaşımına olanak sağlanması ve iyi uygulamaların yaygınlaştırılması amaçlanmıştır.
Marmarathon
“Marmarathon: Yaban için Kent” isimli oturumda farklı disiplinlerden alanından uzman kişiler günümüz kentlerinin yaban hayatı ve ekosistem ile ilgili çıkmazlarına çözüm aramak için bir araya geldi. Konu üzerine konuşmalar ile başlayan oturum MARUF on the GO kapsamında 28-29 Eylül’de gerçekleştirilen Marmarathon’da geliştirilen fikirlerin sunumları ve jüri değerlendirmesi ile devam etti.
YoundTable
“YoundTable” oturumları gençlerin bir araya gelerek forumu değerlendirdiği ve genel izlemeye açık yuvarlak masa toplantılarıdır. Gençler forum boyunca tüm oturumları ve yan etkinlikleri takip ederek gün sonunda moderatörlerin katkıları eşliğinde forumu kendi bakış açılarından değerlendirdi. MARUF’ta üç gün boyunca her akşam gençler forumu canlı olarak değerlendirdiler.
Forumun sonunda kapanış konuşmasını yapan MBB Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, “MARUF gibi etkinlikler, eksiklikleri çok iyi ortaya koyan, hali hazırda yapılan bir uygulamanın daha iyi yapılabileceği fikirlerini sunan çok iyi platformlar. Ama bunların uygulamaya dökülmesi için çalışmalar yapmamız lazım. Pilot belediyeler seçip örnek projeler ortaya çıkarmamız gerekiyor. Bir sonraki MARUF’a kadar olan dönemde bunların hayata geçirilmesi önemli bir kazanım olacaktır.” diyerek iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması mesajında bulundu.

Dikkat ! e-Döviz Alım- Satım belgeleri uygulaması yeni yılda başlıyor

Bugüne kadar kağıt ortamda düzenlenen Döviz Alım ve Satım belgeleri için, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren “e-Döviz Alım ve e-Döviz Satım” belgesi düzenleme zorunluluğu getirildi. Döviz alım ve satım işlemlerinin, yeni yılda elektronik ortama geçeceğine ilişkin, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından 30 Eylül 2021 tarihinde ebelge.gib.gov.tr adresinden bir duyuru yayınlandı.

Buna göre, ülkemiz genelinde döviz alım ve satış işini yapan yetkili kurumların, 213 sayılı VUK (Vergi Usul Kanunu)’nun ilgili maddeleri ve 509. sıra nolu VUK Genel Tebliği’nin GİB’e vermiş olduğu yetkiye istinaden, 1 Ocak 2022 tarihten itibaren düzenleyecekleri döviz alım-satım belgelerini, “e-Döviz Alım Belgesi” ve “e-Döviz Satım Belgesi” şeklinde düzenlemeleri zorunluluğu getirildi. Yeni yıldan itibaren, e-döviz alım- satım belgesi düzenlemeyen veya almayan mükelleflere ise, Kanun’da öngörülen cezai hükümlerin uygulanacağı açıklandı.

e-Döviz Alım-Satım Belgesi, kağıt belge ile aynı hukuki nitelikleri sahiptir

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından hayata geçirilen e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye örneklerinde olduğu gibi, 1 Ocak 2022 tarihinde hayatımıza girecek olan “e-Döviz Alım – Satım” belgesi de, yeni bir belge türü olmayıp, bugüne kadar kullanılan kağıt belge ile aynı hukuki niteliklere sahiptir. e-Belge uygulamaları ile belgelerin kağıt ortamda düzenlenmesi yerine; elektronik ortamda düzenlenmesi, saklanması ve ibraz edilmesi sürecine geçilmektedir. e-Döviz Alım ve e-Döviz Satım” uygulamasına geçecek olan mükellef kurumların, önümüzdeki üç ay içinde, bu elektronik sürece hazırlanması gerekmektedir. Bugüne kadar e-Belge e-Uyum (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-İrsaliye vd) uygulamasına geçen mükelleflerin büyük kısmı lider entegratör Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin aralarında bulunduğu özel entegratörler ile çalışmayı tercih etmektedir.

Vatandaşlara, e-Döviz Alım-Satım Belgesi nasıl teslim edilecek?

Yeni yılda, “e-Döviz alım ve satım” işini yapacak olan yetkili mükellef kurumlar, döviz alımı veya satımı yapan vatandaşlara, elektronik ortamda düzenleyecekleri bu belgeleri, vatandaşın talebine göre e-posta yoluyla iletebilecekleri gibi, talebi doğrultusunda bir kağıt çıktısı alınarak da verebilecektir. Kağıt ortamda verilecek e-Döviz Alım- Satım Belgesinin yetkili kurum tarafından, kaşe ve ıslak imza ile imzalanıp, teslim edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yetkili kurum nüshasının da elektronik sertifika ile imzalı bir şekilde, elektronik ortamda muhafaza edilmesi zorunludur. Bir diğer önemli konu da, GİB tarafından yapılan açıklamada; belgelerin elektronik ortamda sorgulanması ve doğrulanması için, belgelerin üzerinde “karekod” veya “barkod” bulunmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Ayrıca, GİB tarafından 29 Eylül 2021 tarihinde, “e-Döviz Alım – Satım Belgesi Teknik Kılavuzu” yayınlandı.

DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye, İstanbul’un en şık düğün oteli

Etkileyici mimarisi ve uluslararası standartlardaki yapım kalitesi, özenle tasarlanmış detaylarıyla kısa sürede Anadolu Yakası’nın sembollerinden biri haline gelen DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye’de, en büyük hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

Hayalleri süsleyen en özel günlere özenle tasarlanmış yüksek tavanlı ve kolonsuz, en yeni teknoloji ses ve ışık sistemleriyle donatılmış Balo salonunda; gurme lezzetleri ve kaliteli hizmet anlayışıyla ile kokteyl, kına, nişan, düğün organizasyonlarına ev sahipliği yapılıyor.

Menü içeriği oluşturulmasından, profesyonel hizmet ekiplerine, davetin akış programından masa düzenine kadar her detayın en ince ayrıntısına kadar planlandığı DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye’de, yeni yıla (2021 yılının sonuna) kadar hayallerini gerçeğe dönüştürmek isteyen çiftlere özel %15 indirim kampanyası uygulamaktadır.

Misafirlerinin, temizlik ve dezenfeksiyon beklentilerini, Hilton CleanStay programı ile karşılıyor

DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye Hoteli, misafirlerine çok daha temiz ve hijyenik bir konaklama deneyimi sunabilmek adına geliştirilen Hilton CleanStay programı ile otelde evdeki kadar güvenli ve rahat konaklama imkanı sunuyor.

Hilton CleanStay’in bir sonraki aşaması olan ve tüm özelliklerini taşıyan Hilton EventReady ile toplantı, etkinlik ve güvenli grup seyahati uygulamalarınızı düzenleyebilir ve yüksek standartların sağlandığı otelde unutulmaz deneyimler yaşayabilirsiniz.

Devlet Hesapları, 2020 Genel devlet açığının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya oranı 2020 yılında %4,7 oldu
Genel devlet açığı 2020 yılında 235 milyar 256 milyon TL olarak tahmin edildi ve genel devlet açığının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı %4,7 oldu. Mahalli idareler alt sektörü 2020 yılında fazla verirken merkezi devlet ve sosyal güvenlik kurumları alt sektörleri açık verdi. Genel devlet konsolide brüt borç stokunun GSYH’ye oranı ise 2020 yılında %39,8’e yükseldi.
Genel devlet toplam harcamalarının GSYH içindeki payı 2020 yılında %35,9 oldu
Genel devlet toplam harcamaları 2020 yılında 1 trilyon 810 milyar 867 milyon TL’ye yükselirken, harcamaların GSYH içindeki payı %35,9’a ulaştı. Genel devlet toplam gelirleri 1 trilyon 575 milyar 611 milyon TL’ye yükselirken, gelirlerin GSYH içindeki payı %31,2 oldu. Değer olarak tüm ana harcama ve gelir kalemlerinde artış görüldü.
Toplam vergi ve sosyal katkı gelirleri 2020 yılında 1 trilyon 274 milyar 701 milyon TL’ye yükseldi
Toplam vergi ve sosyal katkı gelirlerinin tüm alt kalemlerindeki artışlara bağlı olarak 2020 yılında 1 trilyon 274 milyar 701 milyon TL’ye yükseldi. Üretim ve ithalat üzerindeki vergilerin toplam vergi ve sosyal katkı gelirleri içindeki payı 2019 yılında %43,6 iken 2020 yılında %47,4’e yükseldi. Gelir, servet vb. üzerindeki cari vergilerin payı %24,3’e, net sosyal katkıların payı ise %28,1’e düştü. Sermaye vergilerinin payı değişmedi.

Tüketici Fiyat Endeksi: Kayseri, Sivas, Yozgat
Tüketici Fiyat Endeksi Kayseri, Sivas, Yozgat Tüketici Fiyatları Endeksinde(TÜFE) aylık değişim oranı Kayseri, Sivas, Yozgat bölgesinde %1,14 olarak gerçekleşti.
TÜİK Kayseri Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre; 2021 yılı Eylül ayında TR72 Kayseri, Sivas, Yozgat bölgesinde bir önceki aya göre %1,14, bir önceki yılın Aralık ayına göre %13,81, bir önceki yılın aynı ayına göre(yıllık) %20,52 ve on iki aylık ortalamalara göre %16,65 oranında değişim gerçekleşti.
Aynı dönemde TÜFE’de Türkiye geneli için ise, bir önceki aya göre %1,25, bir önceki yılın Aralık ayına göre %13,04, bir önceki yılın aynı ayına göre(yıllık) %19,58 ve on iki aylık ortalamalara göre %16,42 oranında değişim gerçekleşti.
Kayseri, Sivas, Yozgat bölgesinde aylık bazda en yüksek artış ‘Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri’ ana harcama grubunda gerçekleşti
TÜİK Kayseri Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre; 2021 yılı Eylül ayında Ana harcama gruplarına göre; Kayseri, Sivas, Yozgat bölgesinde en yüksek artış %4,23 ile ‘Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri’ ana harcama grubunda gerçekleşmiş olup, bunu sırasıyla %3,34 ile ‘Eğitim’ grubu ve %2,65 ile ‘Lokanta ve oteller’ grubu izlemiştir. Diğer taraftan ‘Giyim ve ayakkabı’ grubunda ki değişim ise yüzde -2,1 olarak gerçekleşmiştir
Türkiye genelinde bir önceki aya göre en yüksek artış ‘Eğitim’ ana harcama grubunda gerçekleşti
2021 yılı Eylül ayında Türkiye genelinde bir önceki aya göre en yüksek artış %5,15 ile ‘Eğitim’ ana harcama grubunda gerçekleşmiş olup, bunu sırasıyla %3,33 ile ‘Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri’ grubu ve %2,34 ile ‘Konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar’ grubu izlemiştir. Diğer taraftan ‘Giyim ve ayakkabı’ grubunda ki değişim ise yüzde -0,16 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TÜFE’de Türkiye geneli için ise, bir önceki aya göre %1,25, bir önceki yılın Aralık ayına göre %13,04, bir önceki yılın aynı ayına göre(yıllık) %19,58 ve on iki aylık ortalamalara göre %16,42 oranında değişim gerçekleşti.
Kayseri, Sivas, Yozgat Bölgesindee fiyatı en çok artan ürün; ‘Kıvırcık’ oldu
Kayseri, Sivas, Yozgat İstatistiki Bölgesinde 2021 Eylül ayında fiyatı en çok artan ürünler sırasıyla; Kıvırcık (%21,29), Patates (%19,15), Sivri Biber (%16,3); olup, fiyatı en çok düşüş gösteren ürünler ise; Limon (%34,68), Salatalık (%21,64) ve Armut (%12,74) oldu.
TÜFE’de Türkiye geneline bakıldığında 2021 Eylül ayında fiyatı en çok artan ürünler sırasıyla, Kömür Ücreti (%33,72), Kıvırcık (%30,46) ve Servis Ücreti (%29,52) olup, fiyatı en çok düşüş gösteren ürünler ise; Limon (%29,6), Salatalık (%26,08) ve Yurt içi Bir Hafta ve Daha Fazla Süreli Turlar (%25,63) oldu.

Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %19,58, aylık %1,25 arttı
TÜFE’de (2003=100) 2021 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %1,25, bir önceki yılın Aralık ayına göre %13,04, bir önceki yılın aynı ayına göre %19,58 ve on iki aylık ortalamalara göre %16,42 artış gerçekleşti.
Yıllık TÜFE’ye göre 7 ana grup daha düşük, 5 ana grup daha yüksek değişim gösterdi
Yıllık en düşük artış %1,80 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla, %4,99 ile haberleşme, %7,32 ile giyim ve ayakkabı ve %12,45 ile eğlence ve kültür oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, %28,79 ile gıda ve alkolsüz içecekler, %23,27 ile ev eşyası ve %23,27 ile lokanta ve oteller oldu.
Aylık TÜFE’ye göre 7 ana grup daha düşük, 5 ana grup daha yüksek değişim gösterdi
Aylık düşüş gösteren tek ana grup %0,16 ile giyim ve ayakkabı oldu. Ana harcama grupları itibarıyla 2021 yılı Eylül ayında en az artış gösteren ana gruplar %0,05 ile alkollü içecekler ve tütün, %0,47 ile haberleşme ve %0,50 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Buna karşılık, 2021 yılı Eylül ayında artışın yüksek olduğu gruplar ise sırasıyla, %5,15 ile eğitim, %3,33 ile ev eşyası ve %2,34 ile konut oldu.
Eylül 2021’de, endekste kapsanan 415 maddeden, 51 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 46 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 318 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.
Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık %18,63, aylık %1,50 arttı
İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2021 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %1,50, bir önceki yılın Aralık ayına göre %12,65, bir önceki yılın aynı ayına göre %18,63 ve on iki aylık ortalamalara göre %16,72 artış gerçekleşti.

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi, Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %43,96, aylık %1,55 arttı
Yİ-ÜFE (2003=100) 2021 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %1,55, bir önceki yılın Aralık ayına göre %30,50, bir önceki yılın aynı ayına göre %43,96 ve on iki aylık ortalamalara göre %33,83 artış gösterdi.
Sanayinin dört ana sektöründen imalat yıllık %43,68 arttı
Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %28,39, imalatta %43,68, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %50,10, su temininde %30,15 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında %51,62, dayanıklı tüketim malında %29,25, dayanıksız tüketim malında %30,48, enerjide %62,38, sermaye malında %26,33 artış olarak gerçekleşti.
Sanayinin dört ana sektöründen imalat aylık %1,63 arttı
Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %0,36 azalış, imalatta %1,63, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %1,34, su temininde %3,18 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında %1,56, dayanıklı tüketim malında %2,73, dayanıksız tüketim malında %0,97, enerjide %1,87, sermaye malında %1,98 artış olarak gerçekleşti.
Yıllık Yİ-ÜFE’ye göre 22 alt sektör daha düşük, 7 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
Yıllık en düşük artış; %9,81 ile giyim eşyası, %11,16 ile deri ve ilgili ürünler, %12,04 ile diğer mamul eşyalar olarak gerçekleşti. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri %102,01, ana metaller %91,73, ağaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç) %68,53 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
Aylık Yİ-ÜFE’ye göre 17 alt sektör daha düşük, 12 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
Aylık azalış; %4,82 ile ham petrol ve doğal gaz, %1,60 ile metal cevherleri alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık diğer ulaşım araçları %4,49, kömür ve linyit %4,00, kok ve rafine petrol ürünleri %3,37 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Tırport, lojistikte Türkiye’nin en büyük dijital platformu haline geldi

Gartner’ın en son yayınladığı Karayolları Yük Taşımacılığı Global Raporu’nda, Avrupa’daki sayılı Dijital Yük Servisleri ve Lojistik Teknolojilerinden birisi olarak sıralanan Tırport, Türkiye’nin açık ara en büyük dijital platformu haline geldi.

Bugün itibariyle ülkemizdeki 1,2 milyon kamyoncunun 75 bini Tırport Platformunu kullanıyor ve 3 yıl içinde 250 bin aktif kullanıcıya ulaşılması hedefleniyor.

Tırport üyesi olan, çoğu OSB’lerden olmak üzere 2 binin üzerindeki KOBİ, günde 500’ün üzerindeki yeni yükü Tırport Platformundan açıyor. Binlerce bireysel kamyoncu, dönüş yükünü Tırport’tan buluyor.

Avrupa’dan şirketler, Tırport’u tercih ediyor

Ülkemizin önde gelen lojistik ve üretici firmalarının yanı sıra, Avrupa’da lider konumunda olan dev üretici şirketler de dünya operasyonlarında TMS (Transport Management System) teknolojisi olarak TIRPORT’u tercih etmeye başladılar. Tırport, bugün itibariyle günde 3 bin 500’ün üzerinde FTL operasyona; İzlenebilirlik+Mobilite+Dijital Teslim Evrakları Yönetimi (Visibility+ Mobility+ POD) hizmetlerini sunuyor. iOS, Android, iPAD ve web Dashboard’lardan, 5 ülkede ve 6 dilde faaliyet gösteriyor. Dünyada lojistik operasyonların cepten uçtan-uca yönetilebildiği tek mobil uygulama “Tırport Kurumsal APP” dir.

Yoldaki kamyonların 1/3’ü dönüş yükü bulamıyor

Türkiye’de her gün ortalama 450 bin kamyon yük alıyor. Tırport Insights verilerine göre, Türkiye’de günlük yükleme sayısı hafta sonu 200 binlere kadar düşerken, Pazartesi ve Salı günleri 600 binlerin üzerine çıkabiliyor. Yolda görülen kamyonların 1/3’ü uygun zaman ve yerde dönüş yükü bulamadığı için maalesef boş dönmek zorunda kalıyor. Tırport, %90’ı bireysel kamyonculara ait nakliye pazarının ve filolarını doldurmaya çalışan lojistik firmalarının yeni umudu olma yolunda ilerliyor.

47 TAYVANLI ÜRETİCİDEN EMO MILANO 2021’DE “AKILLI ÖTESİ” ÇÖZÜMLER ŞOVU

Dünya imalat endüstrisi operatörleri için en önemli ticaret fuarı olarak kabul edilen dünya takım tezgahı fuarı EMO 4-9 Ekim 2021 tarihleri arasında İtalya Fieramilano Rho’da düzenleniyor. EMO Milano’ya Tayvan, sektörün lider markaları HIWIN ve AXILE başta olmak üzere 47 marka ile çıkartma yaptı. Fiziksel olarak düzenlenen fuarda akıllı metal şekillendirme-kesme makineleri, makine aletleri, katımlı süreçler ve mekanik aksamlar tanıtıldı. Fuarda ayrıca, TAITRA Fuar departmanı ve Tayvan Ticaret Merkezi Milano ofisi Taipei’de gerçekleştirilecek olan TIMTOS Fuarı’nı ve Taiwan Excellence’ı tanıttı. 1992 yılından bu yana Tayvan Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen Taiwan Excellence Ödülü ürünlerin, tasarım, kalite, pazarlama, Ar-Ge ve imalatındaki mükemmelliğin bir sembolü. Bu sembol 106 ülke tarafından kabul ediliyor.

Tongtai Machine and Tool Co., Ltd, Fair Friend Enterprise Co., Ltd., Buffalo Machinery Co., Ltd., L&L Machinery Industry Co., Ltd., Hiwin Technologies Corp. firmaları EMO Milano 2021 Fuarı’nda lansmanını yaptıkları “Akıllı Ötesi” çözümlerini 5 Ekim 2021 Salı günü düzenlenen online seminerde Türk sanayicilerine tanıttılar.

Lansmana katılan Tayvanlı firmalar

1969 yılında kurulan Tongtai fuarda, otomotiv, uzay, elektrikli taşıt, 5G ve yarı iletken endüstrilerinde kullanılmakta olan ürünlerini sergiledi.

Dünyadaki üçüncü büyük takım tezgâhı grubu olan ve dünya çapında 37 takım tezgâhı markasına ve 50 üretim tesisine sahip olan FFG fuarda en son teknolojilerle geliştirdiği parça tanıma ve Yapay Zeka temelli olan personel denetimlerine ihtiyacı azaltacak ve yönetim verimliliğini artıracak akıllı takım tezgâhlarını, akıllı üretim hatlarını ve akıllı üretim yönetimi anahtar teslim çözümlerini katılımcılara sundu.

Çevik, akıllı dik işlem merkezleri tasarlamakta, inşa etmekte ve imalatçılara otomasyon çözümleri sağlayan AXILE, fuarda, üreticilerin otomasyon üretimine ulaşmalarına yardımcı olmak için yeni geliştirdikleri yüksek hızlı 5 eksenli VMC olan AXILE G6 MPC & G8’i tanıttı. AXILE çığır açan tasarım konseptleri ve gelişmiş, patentli teknolojileri, başta uzay, hadde ve kalıp, tıp ve siparişe göre üretim sanayileri olmak üzere, kompleks parça ve elemanları ile tanınıyor. Firmanın güçlü tasarımı sağlamlıkla kesinliğin mükemmel dengesini oluşturmakta ve karmaşık parçaların işlenebilmesini sağlamaktadır.

Hareket kontrol ve sistem teknolojisi üretiminde lider HIWIN fuarda, ağırlıklı olarak otomasyon dünyasına, genel olarak mekanik endüstrisine ve takım tezgahlarına odaklanan lider ürünlerini tanıttı. HIWIN ürünleri bilyalı cıvata, kızak, rulman ve DATORKER robot redüktörden, endüstriyel veya medikal robotlar ile çok fonksiyonlu ve doğa dostu olan yüksek hızlı, yüksek hassasiyette döner tablalara kadar çeşitlilik göstermektedir. Ticaret fuarlarına yoğun katılımı olan firma amacını “çalışma ortamını ve günlük hayatı kolaylaştırmak için yüksek kesinlikte ürünler ve teknoloji geliştirerek katma değer sağlamak” olarak tanımlamaktadır.

Hareket kontrol ve sistem teknolojisi üretiminde lider HIWIN fuarda, ağırlıklı olarak otomasyon dünyasına, genel olarak mekanik endüstrisine ve takım tezgahlarına odaklanan lider ürünlerini tanıttı. HIWIN ürünleri bilyalı cıvata, kızak, rulman ve DATORKER robot redüktörden, endüstriyel veya medikal robotlar ile çok fonksiyonlu ve doğa dostu olan yüksek hızlı, yüksek hassasiyette döner tablalara kadar çeşitlilik göstermektedir. Ticaret fuarlarına yoğun katılımı olan firma amacını “çalışma ortamını ve günlük hayatı kolaylaştırmak için yüksek kesinlikte ürünler ve teknoloji geliştirerek katma değer sağlamak” olarak tanımlamaktadır.

ABD’DE DÜZENLENEN LA TEXTİLE SHOW’A KATILAN FİRMALAR HEDEF PAZAR ABD’DE TÜRK RÜZGARI ESTİRDİLER

UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Halen ABD pazarından aldığımız pay yüzde 3,5 seviyesinde. Sektör olarak yapacağımız çalışmalarla payımızı daha da artırmalıyız.”

Dünyanın önde gelen kumaş alıcılarının yakından takip ettiği LA Textile Show Fuarı sona erdi. Giyimlik kumaş ve aksesuar ürünlerinin sergilendiği fuara: Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin milli katılım organizasyonu ile 13 Türk firması katıldı.

ABD’nin önemli tekstil ve moda merkezlerinden olan California Market Center’da yılda iki kere düzenlenen fuarı değerlendiren UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, sadece tekstil sektöründeki profesyonellerin ziyaret ettiği fuarın hem Türkiye tekstil sektörü hem de katılımcı firmalar açısından çok verimli geçtiğini söyledi.

Los Angeles Başkonsolosu Can Oğuz ve Yönetici Ticaret Ataşesi Yavuz Mollasalihoğlu ile birlikte katılımcı firmaların standlarını ziyaret eden UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Sonbaharda ABD’de Premiere Vision Sport Portland, Premiere Vision Sport Boston 2021 ve LA Textile Show olmak üzere tekstil sektörüne yönelik çok önemli üç fuar organizasyonu gerçekleştirildi. 29 Eylül – 1 Ekim tarihleri arasında düzenlenen ve dünyanın önde gelen sektör profesyonellerini buluşturan LA Textile Show’da birliğimiz milli katılım organizasyonu ile ülkemizin önde gelen 13 tekstil firması ve UTİB Tanıtım standı ile yer aldık. Firmalarımız kendi tasarımları ve ürün kaliteleri ile fuarda ilgi çektiler” dedi.

Türk firmaları fuarın ilgi odağı oldu

Tekstil sektörü için vazgeçilmez bir pazar olan ABD’nin aynı zamanda sektörlerin dünyaya açılan penceresi olma özelliğini de taşıdığını belirten UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Genel olarak baktığımızda Türkiye tekstil sektörü, dünya ihracatında 7. sırada yer alıyor. Ülkemizde de sektörümüz hazır giyimle birlikte en büyük ikinci ihracatçı sektör. Düzenlenen fuarların tekstil sektörünün mevcut konumuna etkisinin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Çünkü sektör temsilcilerimiz fuarlarda dünyanın dört bir yanından gelen iş insanları, tasarımcı ve üreticilerini, ülkemizin tasarım gücünü, üretim ve servis kalitesi ile tanıştırıyorlar. Pandemi nedeniyle fiziki olarak gerçekleştiremediğimiz etkinlikleri dijital ortama taşıyarak, ihracatın artırılmasına çalıştık. Şimdi yeniden fiziki fuarlara katılıp sektörümüzün gücünü dünyaya tanıtma heyecanı içerisindeyiz. Sektörümüz için çok önemli olan fuarların ihracatımıza güç katacağına inanıyorum” dedi.

Türk tekstil sektörü için ABD pazarı vazgeçilmez…

ABD’nin 12 milyar dolarlık ithalatıyla dünyanın en büyük 3. tekstil ithalatçısı olduğunu belirten Pınar Taşdelen Engin, pazar hakkında şunları söyledi:

“Türk tekstil sektörü olarak dünyanın en büyük 7’nci tekstil ihracatçısı, AB’nin ise 2’nci tekstil ihracatçısı konumundayız. ABD ise en önemli hedef pazarlarımızdan birisi. 2020 yılında pandemiye rağmen bu ülkeye ihracatımızı yüzde 7 artırarak 360 milyon dolara ulaştık. 2021 yılının ilk 8 ayında da ihracat artışımız sürdü ve toplam sektör ihracatımız 312 milyon dolar seviyesine geldi. Yıl sonunda 500 milyon doların üzerine çıkacağımızı düşünüyorum. Pandemi, konteyner krizi ve navlun ücretleri gibi nedenlerle bu dönemlerde Türkiye’den ithalat hız kazandı. Halen ABD pazarından aldığımız pay yüzde 3,5 seviyesinde. Sektör olarak yapacağımız çalışmalarla bu pazarda Türk tekstil sektörünün payını daha da artırmalıyız. Çünkü pandemi sürecinde gerek hızlı ve esnek üretim, gerekse kalitesi ve lojistik avantaları ile tercih noktası olan ülkemiz, Ar-Ge, İnovasyon ve markalaşma yolunda attığı adımlarla da bu güce sahip olduğunu ispatladı”

Tarım ve gıda ürünleri sektörü yazı ithalat ile kapattı!

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Dış Ticaret Verileri baz alınarak Agrimetre tarafından hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli’ne göre 2021 yılının ilk 8 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 13,8 milyar dolar ihracat, 10,6 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi. 01 ile 24 fasılları arasındaki tüm GTIP kalemleri ile 29. ve 35. fasıllardan seçili ürünlerin dahil edildiği hesaplamalara göre, 2021’nin ilk 8 ayında sektörün dış ticaret dengesi, önceki yılın aynı dönemine kıyasla %35,3 arttı.
Özet Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınlanan dış ticaret verilerine göre, 2021’in ilk 8 ayında, yani 3’te 2’lik bölümünde ihracat, önceki yılın aynı dönemine göre %18,8 oranında artarak 13,8 milyar dolara, ithalat %14,6 artarak 10,6 milyar dolara ulaştı.
Ağustos ayında ithalatta büyük artış!
Aylık bazda bakıldığında Ağustos 2021’de ihracat, önceki yılın aynı ayına göre %38 artarak 1,74 milyar dolar, aylık ithalat ise %56,2 artarak 1,43 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ağustos ayında, önceki yılın aynı ayına göre aylık ihracattaki artışın yanında, aylık ithalattaki oldukça büyük artış dikkat çekti.
İthalat, 2021 yılının ilk aylarında önemli bir artış eğilimindeydi. Nisan ayında, önceki yılın aynı ayına göre %25 artan aylık ihracat ve ithalat artış hızının yavaşlaması ile bu trendde değişim işareti görülmüştü. İhracat Mayıs ayında da belirgin şekilde artarken, 2021 yılında ilk kez Mayıs ayında ithalatın önceki yılın aynı ayına kıyasla gerilemesi, yılın başından bu yana devam eden yüksek ithalat trendinin değiştiğini göstermişti. İhracatın artması, ithalatın yavaşlaması yönündeki olumlu trend, Haziran ayında güçlenerek devam etti. Temmuz ve Ağustos aylarında ise bu trend değişti ve ithalattaki artışlar dikkat çekti.
Dış ticaret fazlası halen güçlü
2021 yılının başlarında ithalatın artış eğiliminde olmasından olumsuz etkilenen dış ticaret fazlası, yılın ilk dört ayında önceki yılın aynı döneminin gerisinde kalmıştı.
Mayıs verilerinin gelmesiyle birlikte 2021’de ilk kez dış ticaret fazlası, önceki yılın aynı döneminin üzerine çıkmış; 2021’in ilk 5 ayında, önceki yılın aynı dönemine kıyasla %32,1 artarak 1,63 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.
2021’in ilk 8 ayında ise dış ticaret fazlası önceki yılın aynı dönemine göre %35,3 artışla 3,16 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Birim ihracat değeri 2021’in ilk 8 ayında, önceki yılın aynı dönemine göre %1,8 artarak 1.091 dolar/ton olarak gerçekleşti. İthalat birim değeri ise önceki yılın aynı dönemine göre %34,2 artışla 620 dolar/ton’a yükseldi.
Birim ithalat değerinin 2021’in başından beri yüksek seviyede devam etmesi olumsuz bir gelişme olarak değerlendirildi.
Dış ticarette en yüksek hacimli ürünler
2021’nin ilk 8 ayında ihracatta öne çıkan ürünler sırasıyla Un (0,70 milyar dolar), Fındık İçi (0,70 milyar dolar) ve Makarna (0,49 milyar dolar) olurken bu ürünler toplam ihracatın yaklaşık %13,7’sini oluşturdu.
Aynı dönemde en çok ithal edilen ürünler ise sırasıyla Soya Fasulyesi (1,2 milyar dolar), Buğday (1,1 milyar dolar) ve Ham Ayçiçeği Yağı (0,7 milyar dolar) oldu. Bu 3 ürün, toplam ithalatın yaklaşık %28,2’sini, yani 4’te 1’inden fazlasını oluşturdu.
Son dönemde yurt içinde fiyat artışları ile sıkça gündeme gelen ve 760 milyon dolarlık ithalat ile 2020’de en fazla ithal edilen 3. ürün olan Ayçiçek yağında ithalat trendi devam etti. Ayçiçek ve Ayçiçek yağı 2021 yılında da en çok ithal edilen ürünler arasında yer aldı.
2021 yılı Ağustos ayında en çok ihraç edilen ürünler Un, Makarna ve Dondurulmuş tavuk eti olarak sıralanırken, en çok ithal edilen ürünler Buğday, Soya Fasulyesi ve Arpa oldu.
Ağustos ayında 263 milyon dolarlık Buğday ithalatı yapılması dikkat çekti.
Büyük ölçüde yem sektörü tarafından kullanılan Soya Fasulyesi’nin Haziran (246,9 milyon dolar), Temmuz (150,6 milyon dolar) ve Ağustos (158,1 milyon dolar) aylarındaki yüksek seviyedeki ithalatı dikkat çekti. Bu üründe, Mayıs-Ağustos aylarında 800 milyon doların üzerinde ithalat yapıldı.
En çok ihracat yapan sektörler
2021’in ilk 8 ayına ait dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde Şeker ve Şekerli Mamuller (1.387 milyon dolar), Sert Kabuklu Meyveler (1.359 milyon dolar), Yaş Meyve (1.270 milyon dolar), Bitkisel Yağ (1.063 milyon dolar) ve Balıkçılık ve Su Ürünleri (827 milyon dolar) Sektörleri en fazla ihracat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ihracatın %42,8’i bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi.
Aynı dönemde Hayvan Yemi (2.950 milyon dolar), Bitkisel Yağ (1.897 milyon dolar), Un (1.355 milyon dolar), Kakao-Çikolata (506 milyon dolar) ile Tütün ve Mamülleri (327 milyon dolar) sektörleri ise en çok ithalat yapan sektörler olarak sıralandı. Toplam ithalatın %66,2’si, yani 3’te 2’sinden fazlası bu 5 sektör tarafından gerçekleştirildi. Bu oranın yüksek olması, ithalatın az sayıda sektörde yoğunlaştığını gösterdi.
Tek başına Hayvan Yemi Sektörü, 2021’in ilk 8 ayında 3 milyar dolara yaklaşan hacim ile toplam ithalatın %27,8’ini, 4’te 1’inden fazlasını oluşturdu.
Fiyat artışları ile gündemde yer bulan Bitkisel Yağ Sektörü, 2021’in ilk 8 ayında 1.897 milyon dolarlık ithalat ile toplam ithalatın %17,8’ini oluşturdu. Küresel piyasalardaki fiyatın Mayıs 2020 – Ocak 2021 döneminde neredeyse 2 katına çıkması ve döviz fiyatlarındaki hareketlilik, ithalata bağlı bu sektörde ülke içi fiyatların belirgin bir biçimde artması ve yüksek seviyede devam etmesiyle sonuçlandı.
İhracatın arttığı ve azaldığı sektörler
2021 yılının ilk 8 ayında önceki yılın aynı dönemine göre ihracatını değer olarak en fazla arttıran sektörler Bitkisel Yağ Sektörü (305 milyon dolar artış), Şeker ve Şekerli Mamuller Sektörü (302 milyon dolar artış), Balıkçılık ve Su Ürünleri Sektörü (231 milyon dolar artış), Beyaz Et Sektörü (184 milyon dolar artış) ve Sebze Sektörü (151 milyon dolar artış) oldu.
Aynı dönemde ihracatın gerilediği tek sektör Tütün ve Mamulleri Sektörü (101 milyon dolar düşüş) oldu. Kuru Meyve/Sebze, Un Sektörleri ihracatı yılın ilk 4 ayında; Makarna sektörü yılın ilk 7 ayında önceki yıla kıyasla gerideydi. Mayıs ayından itibaren bu sektörlerdeki ihracatın toparlanması dikkat çekti.2021 yılının ilk 8 ayında önceki yılın aynı ayına göre ithalatı değer olarak en çok artan sektörler Hayvan Yemi Sektörü (536 milyon dolar artış), Bitkisel Yağ Sektörü (387 milyon dolar artış), Kakao ve Çikolata Sektörü (94 milyon dolar artış), Un Sektörü (69 milyon dolar artış) ve Ambalajlı Su Sektörü (33 milyon dolar artış) oldu.
İthalatın en çok düştüğü 5 sektör Makarna (177 milyon dolar düşüş), Şeker ve Şekerli Mamuller (64 milyon dolar düşüş), Tütün ve Tütün Mamulleri (38 milyon dolar düşüş), Sert Kabuklu Meyveler Sektörü (33 milyon dolar düşüş) ve Canlı Hayvan Ticareti Sektörü (29 milyon dolar düşüş) ve oldu.
Dış ticarette öne çıkan ülkeler
2021’in ilk 8 ayında dış ticaret verileri ülkeler bazında incelendiğinde en çok ihracat yaptığımız 5 ülke Irak (1.636 milyon dolar), Almanya (1.109 milyon dolar), Rusya (903 milyon dolar), ABD (717 milyon dolar) ve İtalya (529 milyon dolar) oldu. Bu 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatımızın %35,5’ini oluşturdu.
Ülkelere göre en çok ihraç ettiğimiz ürünler Irak için un, tavuk eti, gofret ve waffle; Almanya için ambalajlı fındık, fındık içi ve kiraz; Rusya içinse alabalık, şeftali ve mandalina oldu.
Ülke bazında ithalat verileri incelendiğinde, 2021 yılının ilk 8 ayında en fazla ithalat yaptığımız ülkeler Rusya (2.276 milyon dolar), Brezilya (1,277 milyon dolar), Ukrayna (572 milyon dolar), ABD (542 milyon dolar) ve Malezya (517 milyon dolar) oldu. Bu 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %48,8’ini oluşturdu.
Rusya’dan yapılan ithalatta öne çıkan ürünler buğday, ham ayçiçeği yağı ve dane mısır; Brezilya’dan yapılan ithalatta soya fasulyesi, kahve, tütün; Ukrayna’dan yapılan ithalatta dane mısır, buğday ve soya fasulyesi oldu.

Moda endüstrisi Avrupa’da AHA ile yer aldı

Moda endüstrisi Fransa’ya ihracatında 1 milyar dolar hedefine bir adım daha yaklaştı. 21-23 Eylül 2021 tarihlerinde düzenlenen ve global ölçekli en büyük moda fuarları arasında yer alan Premiere Vision Manufacturing Paris Fuarı’na uluslararası alanda en yüksek katılım Türkiye’den gerçekleşti.

EHKİB milli katılım organizasyonu ile katılan firmaların da dahil olduğu toplamda 120 firmanın PV Manufacturing Paris Fuarı’nda yer aldığını açıklayan Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş sözlerine şöyle devam etti:

“Fuar Fransız alıcıların yanı sıra her sene İtalya, İngiltere, İspanya, Almanya, ABD, Japonya, Belçika ve Hollanda başta olmak üzere 124 farklı ülkeden uluslararası alıcılarla firmalarımızın buluşmasına imkan sağlıyor. Fuarın ziyaretçileri arasında Dior, Balmain, Versace, Hermes, Balenciaga, Karl Lagerfeld gibi dünyaca ünlü birçok moda markası da var. Üç gün boyunca binin üzerinde ikili iş görüşmesi yapıldı.”

Uluslararası katılımın en fazla Türkiye’den gerçekleştiğini söyleyen Sertbaş, “Büyük markaların siparişleri Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kaydığı için ilgi tamamen ülkemizin üzerinde. PV Manufacturing Paris Fuarı’nda, Türkiye’nin hazırgiyim potansiyelini başka bir boyuta taşıdığımız dijital platformlarda yer alma çalışmalarımız kapsamında yürüttüğümüz AHA (AegeanHasApparel) projemizin tanıtımını gerçekleştirdik.” dedi.

Ocak-Eylül döneminde Fransa’ya hazırgiyim ihracatı yüzde 23 arttı

Fuarda sürdürülebilirlikle ilgili paneller düzenlendiğini açıklayan EHKİB Başkan Yardımcısı ve Dış Pazar Stratejileri Geliştirme Komitesi Başkanı Seray Seyfeli, fuarda özellikle sürdürülebilir üretim yapan firmalara yoğun bir ilgi olduğunu açıkladı.

“Ocak-Eylül döneminde Fransa’ya hazır giyim ve konfeksiyon ihracatımız yüzde 23 artışla 722 milyon dolara, Ege’den yapılan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatımız ise yüzde 40 artışla 34 milyon dolara ulaştı. Önümüzdeki süreçte Türkiye geneli Fransa’ya ihracatımızda 1 milyar dolar hedefliyoruz.   Fransa’nın Çin, Bangladeş ve İtalya’dan sonra en çok konfeksiyon ithalatı yaptığı dördüncü ülke konumundayız.”

Seyfeli, “Sektörümüz; Uzak Doğu şirketlerine göre çok daha fazla çeşitliliğiyle, az adetli ve kısa terminli siparişlere hızlı cevap verebiliyor olmasıyla, esnek hazır giyim imalatçılarıyla, ileri tekstil sanayisiyle pandeminin olumsuz etkisini üzerinden atmış durumda.  2022 yılı Şubat ayında düzenlenecek Premiere Vision Manufacturing Paris Fuarı’na katılım için hazırlıklarımızı başlattık.” diye konuştu.