Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (04.09.2022)

Ege Bölgesi ihracatının 12 dev adamı Afyon’da toplanıyor

 Ege İhracatçı Birlikleri’nin Ege Bölgesi’nde ihracatçı firma sayısını artırmak, ihracatçı firmalarla bağlarını güçlendirmek amacıyla Dünya Gazetesi iş birliğinde düzenlediği “Ege İhracat Buluşmaları” isimli toplantılarının 5.’si mermer, termal ve gıdanın başkenti Afyonkarahisar’da, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde gerçekleştirilecek.

Ege İhracatçı Birlikleri Eylül ayı Başkanlar Kurulu Toplantısını da Afyonkarahisar’da gerçekleştirecek. Ege Bölgesi ihracatının 12 dev adamı 6 Eylül’de tam kadro Afyon’da toplanacak.

Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Dr. Mehmet Sıtkı Merdivenci, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu ve Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, açılış konuşmaları bölümünde iş dünyasının ajandasındaki konuları gündeme getirecek.

“Ege İhracat Buluşmaları-Afyonkarahisar” etkinliği aynı zamanda 2021 yılında Afyonkarahisar’dan en çok ihracat yapan 5 firmanın ödüllendirileceği “Afyonkarahisar İhracatın Yıldızları Ödül Töreni”ne de sahne olacak.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Dünya Gazetesi iş birliğinde düzenlediği “Ege İhracat Buluşmaları”nda Dünya Gazetesi İstihbarat Şefi Aysel Yücel moderatörlüğünde, Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Dünya Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Vahap Munyar ve Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, ülkemiz ve dünya ekonomisinin durumu, Rusya-Ukrayna çatışmasının ihracatımıza etkisini ve önümüzdeki dönemde ekonomimize ilişkin beklentileri masaya yatıracaklar.

Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonunda düzenlenecek etkinlik 6 Eylül 2022 Salı günü saat 16:00’da başlayacak.

Balıkçılıkta av sezonu başlıyor

 TZOB Genel Başkanı Bayraktar:“Balıkçılar ‘Vira Bismillah’ diyerek 1 Eylül’de denize açılacak”

-“2016 yılında 588 bin 715 ton olan su ürünleri üretimimiz, 2021 yılında yüzde 35,9 artarak 799 bin 851 ton olarak gerçekleşti”

-“Son 10 yıllık dönemde avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri üretimimiz yüzde 36,2 azalırken yetiştiricilik yoluyla elde edilen su ürünleri üretimimizde yüzde 149,8 oranında arttı”

-“Su ürünleri ihracatımız 2021 yılında 1 milyar 376 milyon 291 bin 922 dolara çıktı”

-“Su ürünleri ticaretinde ülkemiz net ihracatçı bir ülkedir”

-“Son yıllarda avcılık üretim miktarları azalıyor. Sektörün geleceği açısından sürdürülebilir avcılığın sağlanması şarttır”

-“Sürdürülebilir su ürünleri üretimi için gerekli stratejilerle kısa, orta, uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 Eylül’de başlayacak av sezonuna ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Balıkçılar 1 Eylül’de ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılacaklar” diyen Bayraktar, av sezonunun bereketli olmasını diledi.

Su ürünlerinin insan sağlığı ve dengeli beslenmede önemli hayvansal protein kaynaklarından biri olduğunu belirten Bayraktar, balık avcılığının önemli bir gıda temin yöntemi olmakla birlikte ülkelerin ekonomisinde de ciddi bir yere sahip olduğunu söyledi.

Bayraktar, “Balıkçılarımız yeni av sezonuna umutla bakıyor. Yeni sezonun hem balıkçılarımız hem de vatandaşlarımız açısından verimli geçmesini bekliyoruz” temennisinde bulundu.

Su ürünleri üretimi

Ülkemizin uzun sahil şeridi, yaygın iç suları ve nehirleriyle önemli balıkçılık kaynaklarına sahip olmasının yanında su ürünleri yetiştiriciliğinde de ön plana çıktığını vurgulayan Bayraktar, “2021 yılında toplam su ürünleri üretimimizin yüzde 41’i avcılık, yüzde 59’u ise yetiştiricilik yoluyla elde edildi. Su ürünleri avcılığımızın toplam üretimdeki payı yetiştiriciliğin artmasıyla birlikte yıllar içinde azaldı” dedi.

Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:

“TÜİK verilerine göre, 2016 yılında 588 bin 715 ton olan su ürünleri üretimimiz, 2021 yılında yüzde 35,9 artarak 799 bin 851 ton olarak gerçekleşti.

Son 10 yıllık dönemde (2011-2021) avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri üretimimiz yüzde 36,2 azalırken yetiştiricilik yoluyla elde edilen su ürünleri üretimimiz yüzde 149,8 oranında arttı.

Su ürünleri ticaretinde ülkemiz net ihracatçı bir ülkedir. Yıllar itibarıyla ihracat miktarımızda önemli artışlar oldu. Son 5 yıllık rakamlara baktığımızda; 2016 yılında 790 milyon 303 bin 664 dolar olan su ürünleri ihracatı yüzde 74,1’lik bir artışla 2021 yılında 1 milyar 376 milyon 291 bin 922 dolara çıktı.

Artan üretim ve ihracata karşın su ürünleri tüketimimiz ne yazık ki çok düşük seviyelerde seyretmektedir. FAO 2019 yılı verilerine göre kişi başına tüketimimiz 6,3 kilogramla, 20,5 kilogram olan dünya ortalamasının oldukça altındadır.”

 “Su ürünleri avcılığımız son 10 yılda yüzde 36,2 azaldı”

2011 yılında 514 bin 755 ton olan toplam su ürünleri avcılığımızın 2021 yılında yüzde 36,2 azalarak 328 bin 158 tona gerilediğinin altını çizen Bayraktar, “Su ürünleri avcılığımız ise 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9,9 azaldı” diyerek açıklamasını devam ettirdi:

“Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre yüzde 11 azalırken iç su ürünleri avcılığında değişiklik yaşanmadı. Avcılıkta Karadeniz bölgesi yüzde 77’lik payla ilk sırada yer aldı. Denizlerimizde avlanan en önemli balık türü hamsidir. 2021 yılında hamsi balığı 151 bin 598 ton ve yüzde 46,2 payla en yüksek miktarda avlanan balık oldu. Hamsi balığını 28 bin 41 ton ile çaça, 19 bin 590 ton ile istavrit takip etti. Denizlerde balık harici en fazla avlanan su ürünü de kum midyesi oldu. Ülkemizde, dünyada olduğu gibi avcılıkta stok büyüklüğüne ulaşıldı. Avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri üretiminin artması pek mümkün görülmüyor. Avcılığın korunması için denizlerimizin korunması gerekiyor.”

Hayvansal protein temininde önemli yeri olan balık avcılığının çevreye olumsuz etkilerinin en düşük seviyelerde tutulmasının önemine değinen Bayraktar, “Nitekim ekosistemdeki tahribatlar gelecek nesillerin refahını tehlikeye sokuyor. Ülkemizdeki su ürünleri avcılığı kıyı balıkçılığına dayanıyor. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yapılamıyor. Bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğunlaşıyor” diyerek yapılması gerekenleri açıkladı:

“Son yıllarda avcılık üretim miktarları azalıyor. Sektörün geleceği açısından sürdürülebilir avcılığın sağlanması şarttır. Bu amaçla stokların korunmasını ve geliştirilmesini sağlayacak çalışmaların ve araştırmaların yapılması gerekiyor. Koruma kontrol çalışmalarına öncelik verilmesi de ayrıca önemlidir.

Denizlerde ve iç sularda yapılacak ticari ve amatör amaçlı su ürünleri avcılığına yönelik düzenlemeleri içeren tebliğlerle Tarım ve Orman Bakanlığı bu konuda önemli çalışmalar yaptı. Su ürünleri avcılığında yer, zaman, tür, boy, ışık kullanımı ve avlanma mesafesi gibi konularda getirilen yasaklar ve kontroller su ürünleri üretiminin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.

Balıkçılarımızın av yasaklarına ve tebliğ ile getirilen düzenlemelere titizlikle uyması sağlanmalıdır. Sürdürülebilir su ürünleri üretimi için gerekli stratejilerle kısa, orta, uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir.

Kaynakların verimli kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurulmalı, yetiştiricilik, avcılık ve Ar-Ge çalışmaları daha fazla desteklenmeli, sektörde örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.

Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gerekir. Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır. Bunun artırılması için fiyat istikrarı sağlanmalı, eğitim ve tanıtım çalışmaları yayınlaştırılmalıdır.

Balıkçılık sektöründe ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve, paketleme ve işleme tesislerinin sayılarının artırılması sektöre ekonomik katkı sağlayacaktır. Yeni av sezonu döneminin balıkçılarımıza bereketli kazançlar getirmesini diliyorum.”

E-Ticaretin Gözü 20 Milyar TL’lik Okula Dönüş Pazarında

1 milyonun üzerinde öğrenci okula ilk kez başlayacak olmanın heyecanını yaşarken; diğerleri ise yaz tatilinin bitmesinin burukluğu ile uzun süredir ayrı kaldıkları arkadaşlarına kavuşacak olmanın sevinci arasında karmakarışık duygular içinde gidip geliyorlar.

Öğrenci velileri ise bütçeyi fazla sarsmadan okul alışverişlerini yapmanın yollarını arıyor.

Her kente özgü ucuz alışverişlerin yapıldığı merkezler, kırtasiyeciler, marketler velilerin akınına uğruyor. İnternetteki sanal mağazalar da düzenledikleri cazip kampanyalarla okula dönüş pazarındaki pastadan olabildiğince büyük pay almak istiyor.

ÇANTAYI DOLDURMANIN MALİYETİ 500-2500 TL

500’e yakın sanal mağazadan alışveriş yapanlara nakit para ödeyen Avantajix.com’un Dijital Pazarlama Direktörü Sevda Köseibiş, her sektörde olduğu gibi okul malzemeleri olan kitap ve kırtasiyede de fiyatların yüzde 100’e yakın oranda arttığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Geçen yıl bir okul çantasını doldurmak, alınacak ürünlerin kalitesine göre 300 ila 1000 TL arasında değişiyordu. Bu yıl en ucuz ürünlerle çanta 500 TL’ye doluyor, kaliteli ürünlerle doldurulduğunda ise cepten çıkan para 2500 TL’yi buluyor. Fiyatlardaki artış doğal olarak pazar hacmine de yansıyacaktır.

Geçen yıl birçok okul pandemi koşullarında eğitim yaptı. Uzaktan eğitim alan öğrencilerin, kitap ve kırtasiye için yaptığı alışverişler okula gitmedikleri için beklentilerin altında kaldı. Artık, pandemi koşulları ortadan kalktığından bu yıl öğrencilerin istekleri normalden biraz daha fazla olacaktır.

Sektör, Eylül ayında 20 Milyar TL’lik satış hedefliyor. Bunun 1 milyar TL’sini okul öncesi, 12,5 milyar TL’sini ilköğretim, 6,5 milyar TL’sini ise lise öğrencileri için yapılacak harcamalar oluşturacak.”

E-TİCARETİN HEDEFİ 4-5 MİLYAR TL

E-Ticaretin, cazip fiyatlar ve düzenlenecek kampanyalarla okula dönüş pazarından yüzde 20-25 aralığında pay alacağını vurgulayan Sevda Köseibiş, “E-Ticaretin okula dönüş pazarından alacağı pay 4-5 milyar TL civarında olacaktır. Geçen yıl bu rakam 2 milyar TL civarındaydı. İnternet üzerinden satışlarda geçen yıla göre yüzde 100-125 aralığında artış bekliyoruz” dedi.

İNTERNETTEN OKUL ALIŞVERİŞİ YAPMANIN AVANTAJLARI

Köseibiş’e göre, internetten okul alışverişi yapmanın avantajları şöyle:

Üründe Zengin Seçenekler: Bir dükkân ve mağaza içine sığmayacak kadar çok ürünü online mağazalarda bulmak mümkün. Öyle ki sadece kırtasiye malzemesi olarak internette 90 bin ürün satışa sunuluyor.

Güven Verici Olması-İade Kolaylığı: Ucuzluk merkezlerinde alışverişler genellikle kayıt dışı yapılıyor. Online alışveriş sitelerinde ise kayıtlı, şeffaf ve faturalı işlem yapmak kullanıcılara güven veriyor. İade işlemlerindeki kolaylık da online alışverişi cazip kılıyor.

Ürün ve Fiyat Karşılaştırma İmkanı: Oturduğu yerden birçok markanın mağazasını gezme fırsatı bulan kullanıcılar bu sayede aynı ürünün farklı modellerini karşılaştırabiliyorlar. Bununla birlikte fiyat karşılaştırmaları yaparak satın almaya karar verdikleri ürünün en ucuzuna ulaşabiliyorlar Ayrıca, sanal mağazalara Avantajix.com üzerinden giderek ve yaptıkları her alışveriş karşılığında nakit para iadesi toplayarak, okul alışverişleri karşılığında hiç hesapta olmayan ekstra paralar kazanabiliyorlar.

Ücretsiz Kargo İmkânı: Online alışveriş siteleri belli bir rakama ulaşılması halinde ücretsiz kargo hizmeti verebiliyor. Böylelikle, ucuzluk merkezine giderken kaybedilen zaman ve yol masrafı da ortadan kalkıyor.

TCL NXTPAPER 10s, EISA tarafından “2022 – 2023 Yılı Tablet İnovasyonu” ödülüne layık görüldü CES 2022’de tanıtılan ve burada “Yılın Göz Koruma İnovasyon Ödülü”nü kazanan TCL NXTPAPER 10s tablete bu kez Avrupa Görüntüleme ve Ses Birliği (EISA) tarafından “2022 – 2023 Yılı Tablet İnovasyonu” ödülü verildi.Önde gelen küresel teknoloji markalarından TCL, TCL NXTPAPER 10s tablet ile Avrupa Görüntüleme ve Ses Birliği (EISA) tarafından “2022 – 2023 Yılı Tablet İnovasyonu” ödülünün sahibi oldu. Böylelikle TCL, EISA Ödülleri’nde ilk kez tablet inovasyonu alanında ödül alma başarısı da gösterdi. CES 2022’de tanıtılan ve burada da “Yılın Göz Koruma İnovasyon Ödülü”nü kazanan TCL NXTPAPER 10s, göz sağlığı konusunda beklentilerin ötesine geçen akıllı bir 10,1” tablet olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. TCL NXTPAPER 10s hem öğrenciler hem de profesyoneller için kâğıt görünümü hissi veren benzersiz çok katmanlı ekranı sayesinde zararlı mavi ışığı, TÜV Rheinland tarafından belirlenen standartların çok üstünde, yüzde 73’ten fazla filtreliyor. NXTPAPER ekran teknolojisi, doğal renkleri korumak, zararlı mavi ışığı filtrelemek, şaşırtıcı görüş açıları sunmak ve parlamayı önlemek için birden çok katman kullanan kâğıt benzeri yeni bir ekran.   EISA jürileri konuyla ilgili yaptıkları değerlendirmede, “İlk bakışta, TCL NXTPAPER 10s tableti herhangi bir Android tablet gibi görünüyor. Ancak cihazı açtığınız an ‘kâğıt benzeri’ ekranı sayesinde tamamen farklı görüntü kalitesini fark ediyorsunuz. Bu cihazda TCL, 10 katmanlı bir LCD ekranı geliştirmiş ki bu da uzun süreli kullanımlarda gözleri korumaya ve ekran parlamasını sınırlamaya yardımcı olurken aynı zamanda renk doğruluğunu koruyor. Ayrıca çizim ve yazma için ürünle birlikte verilen kalem bu ekranda ideal bir şekilde kullanılabiliyor. Uzun ömürlü 8000 mAh pil ve 10,1 inç (256 mm) ekrana sahip bu cihazın 490 g ağırlığı da etkileyici artı bir özellik. TCL, NXTPAPER 10s ile uygun fiyatlı ideal bir tableti tüm nesiller için üretmeyi başardı.”  Performansı güçlü, taşıması hafif bir tabletİster çoklu görevler ister yoğun çalışma süreleri için olsun TCL NXTPAPER 10s; 4GB ROM[1], 64GB RAM[2] ve Android 11 sayesinde önceden yüklenmiş uygulamaları sorunsuz bir şekilde çalıştırırken gecikmesiz bir performans sağlayan sekiz çekirdekli bir işlemci ile de donatıldı. Kullanıcılar 8000 mAh pil ömrü[3] sayesinde günlük işlerini gönül rahatlığı ile yaparken 490 gram ağırlığı sayesinde ise gittikleri her yere cihazlarını götürebilme özgürlüğünü yaşayabiliyor. Taşıması hafif olan NXTPAPER 10s tabletin 10.1“ FHD ekranı da 5MP ön ve 8MP arka kameralar ile bir araya gelerek görüntülü aramalar için kullanıcılarına büyük kolaylık sağlıyor. TCL NXTPAPER 10s, yanında gelen kalem ve TCL’in T Pen desteği ile not almak veya çizim yapmak için mükemmel bir cihaz olarak da öne çıkıyor. Kalem, yazım için optimize edilmiş ekran üzerinde akıcı bir şekilde kaydığından tüm sanatsal çalışmalar da doğal bir şekilde görünüyor.
GitmekLazım.com ile Dubai’nin geçmişini ve geleceğini keşfetmeye hazır olun Gezginlere sosyalleşerek seyahat etme fırsatı sunan GitmekLazim.com 22-25 Eylül tarihleri arasında kullanıcılarını dünyanın en ünlü yapılarının olduğu Dubai’yi yakından görmeye davet ediyor. Sosyalleşmeyi ve keşfetmeyi tek platformda buluşturmak amacıyla kurulan GitmekLazım.com gezginlerin daha önce keşfetmedikleri coğrafyaları keşfetmelerini sağlıyor. Dünya’nın en ünlü yapılarından Burj Al Arab’ı ve Burj Khalifa’yı daha yakından keşfetmek ve Dubai’yi tanımak isteyenler, 22-25 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Dubai Turu’na GitmekLazım.com ile avantajlı fiyatlarla ulaşabiliyor. Dubai’nin geçmiş ve geleceğini keşfetmek mümkünGezginler, GitmekLazım.com’da bulabilecekleri Dubai Turu kapsamında Dubai’nin en işlek ve görkemli caddesi Sheikh Zayed yolunu, Emirates Kulelerini, kentin dünyada tanınırlık kazanan gökdelenlerini panoramik olarak izleme fırsatı bulabiliyor, dünyanın en büyük insan yapımı limanı Jebel Ali’yi yakından görme imkanına sahip olabiliyorlar.  GitmekLazim.com’u tercih eden gezginler katılacakları tur ile Yedi Emirliğin Başkenti olan Abu Dhabi’nin geçmiş ve geleceğine şahit olurken, devasa binaları da gözlemleyebilecekler. Hayallerine sınır koymayanlar kazanıyorTatil hayallerine sınır koymayan gezginlere özel fırsatlar sunan GitmekLazım.com, gezerken puan kazanılabilen ve bu puanlarla çeşitli avantajlar sunduğu “Papel” sistemi ile seyahati teşvik ediyor. Gezginler, papel sistemi sayesinde gerçekleştirdikleri her seyahatten bir sonraki seyahat için maliyet avantajı sağlayacak puanlar kazanabiliyorlar. GitmekLazim.com2019 yılında kurulan GitmekLazım.com, gezginlere yurt içinde ve yurt dışında birbirinden farklı tur seçenekleri sunuyor. Platform içinde bulunan araçlar ve “Papel Kazan” uygulamasıyla seyahat anlayışına yenilikçi avantajlar getiren GitmekLazim.com, gezginlerin hayalini kurduğu tatili gerçekleştirmesine yardımcı oluyor.
ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ’NDEN 2 MİLYONDAN FAZLA ARAÇ GEÇTİ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 1915 Çanakkale Köprüsü’nden 2 milyondan fazla aracın geçtiğini açıkladı ve “Malkara-Çanakkale Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü ile yoldan 27,8 milyon kilometre, zamandan 3.6 milyon saat tasarruf sağladık” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, yaptığı yazılı açıklamada 20 yılda 100 yıllık yatırım yaparak tarihe imza attıklarını vurguladı. Mega projeleri bir bir hayata geçirdiklerini aktaran Karaismailoğlu, İstanbul Havalimanı, Rize-Artvin Havalimanı, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün bu yatırımlar arasında yer aldığını belirtti.
2 MİLYONDAN FAZLA ARAÇ ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ’NDEN GEÇTİ
Yatırımların hem üretime hem milli gelire hem de istihdama katkı sağlamasının yanında ciddi ekonomik tasarruflar sağladığının altını çizen Karaismailoğlu, 18 Mart’ta hizmete açılan Malkara-Çanakkale Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nün ekonomiye olan etkilerini açıkladı. 1915 Çanakkale Köprüsü’nden açıldığı günden bu yana 2 milyondan fazla aracın geçiş yaptığını duyuran Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Malkara-Çanakkale Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yapım ve işletme döneminde; milli gelire 2.8 milyar dolar, üretime 6.1 milyar dolar, ihracata 531 milyon dolarlık katkı sağladık. 133.6 milyon dolarlık vergi geliri elde ederken, istihdama yıllık ortalama etkisi 27 bin kişi oldu” ifadelerini kullandı.
YILLIK TOPLAM 415 MİLYON DOLARLIK TASARRUF
Zamandan 382 milyon dolar, akaryakıttan 31,3 milyon dolar, emisyondan 1.9 milyon dolar olmak üzere yıllık toplam 415 milyon dolar tasarruf sağlandığını bildiren Karaismailoğlu, “İlklerin ve enlerin projesi ile saatler süren yolculuğu, 6 dakikaya düşürdük. 27,8 milyon kilometre yol, 3,6 milyon saat zaman tasarrufu sağladık” dedi.
“İLK”LERİN VE “EN”LERİN PROJESİ
“1915 Çanakkale Köprüsü, Çanakkale Boğazı’na vurulan mühür ve eşsiz bir abidedir. Köprümüz, enlerin, ilklerin ve rekorların projesidir” diyen Karaismailoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:
“Projemizi, planlanandan 1.5 yıl önce bitirdik ve halkımızın hizmetine sunduk. Köprü, 2 bin 23 metre orta açıklık ve 770’er metre yan açıklıkları ile birlikte köprümüz 3 bin 563 metre uzunluğunda. 365 ve 680 metrelik yaklaşım viyadükleri ile birlikte toplam geçiş uzunluğu da 4 bin 608 metreye ulaşıyor. Dünyada bu kadar uzun orta açıklıklı ikiz tabliyeli tasarlanan ilk köprü olarak tarihe geçti. 318 metre kule yüksekliği ve 16 metrelik mimari amaçlı top mermisi figürüyle deniz seviyesinden 334 metre yüksekliği ile dünyanın en yüksek kulelere sahip asma köprüsü ünvanına sahip. 1915 Çanakkale Köprümüz bizim için çok kıymetli olan pek çok sembolü bağrında taşıyor. 2 bin 23 metre orta açıklık, Cumhuriyet’imizin 100. yılı olan 2023’e atıftır. 318 metrelik çelik kuleleri, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’ne işarettir. 16 metrelik mimari amaçlı top mermisi figürleri, top mermilerini insanüstü bir güçle sırtlayan Seyit Onbaşı’ya saygımız, selamımızdır. Kırmızı-beyaz renkli kuleler, al bayrağımızı işaret ediyor.”
GÜNÜ BİRLİK TARTIŞMALAR YERİNE, MEGA PROJELERE ODAKLANDIK
“Durmak yok, yola devam” anlayışıyla 7/24 çalıştıklarını kaydeden Karaismailoğlu, “Günü birlik tartışmalar yerine, mega projelere odaklandık. Dünyanın gıpta ile baktığı projeleri hayata geçirdik. Milletimizin geleceği için çalışıyoruz. Milletimize en iyisini sunmaya, sadece bugünü değil, geleceği aydınlatacak eserleri bir bir hayata geçirmek için çalışıyoruz. Birileri; hesap, kitap yapmadan, yalan yanlış bilgi ve belgelerle, hayata geçirdiğimiz projelerin üretim, istihdam, ihracat ve kalkınmaya olan katkılarını hiçe saymaya çalışıyor. Tek umutları yalandır, iftiradır, çamur atmaktır. Tabii ki, projelerimizle ilgili yalan yanlış iftiralara, bu acizliğe gereken cevabı veriyor, milletimizin de neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt ettiğini gayet iyi biliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Siber saldırılar, devletlerin dijital sınırlarını güçlü savunması gereken bir tehlike haline geldiUygulamalara zararlı kod enjekte edilebilmesi, yanlış güvenlik yapılandırmaları, siteler arası komut dosyaları çalıştırılabilmesi gibi farklı yöntemleri kullanan siber saldırganlar, artık her ülkenin ortak sorunu. Kamunun web siteleri, enerji, ulaşım, iletişim gibi alt yapıları da cazip hedefler arasında yer alıyor. Riskin farkında olan devlet kurumları siber tehditlerle mücadele edebilmek için yenilikçi stratejiler oluşturuyor. Sürekli genişleyen siber güvenlik platformundaki 2200 uzmanı ile 7/24 denetlenme imkânı sağlayan BugBounter, siber tehditlere karşı devletlerin belirlediği politikaların önemine dikkat çekiyor. Şirketlerin güvenlik açıklarını denetleme, bulma ve doğrulama ihtiyacını bünyesindeki 2200 siber güvenlik uzmanıyla esnek, çevik ve güvenilir bir şekilde karşılayan BugBounter (www.bugbounter.com), siber saldırganlara karşı oluşturulan devlet stratejilerinin, ulusal güvenlik için kilit bir role sahip olduğunun altını çiziyor. Teknolojik cihazlar ve siber sistemler artık her bireyin yaşamında ve şirketin faaliyetlerinde yeri doldurulamayacak bir konumda yer alıyor. Bu yüzden bu teknolojilerin ve sistemlerin çalışmasını engelleyecek tehditlerin yaratabileceği sorun ve tahribat katlanarak artabiliyor. Finans, enerji, sağlık, ulaşım, telekom gibi kritik sektörlerinin yanı sıra kamu sektörünü de tehdit eden bu tehlikelere karşı devletler vatandaşlarını ve sınırları içinde faaliyet gösteren kurumları koruyacak stratejiler geliştiriyor ve onları uygulamaya alıyor.Yenilikçiliğin başını çeken ABD, 2021’de tüm kamu kurumlarının güvenlik açıklarını öğrenmeleri için bireylerden (yani halktan) destek alınmasını şart koşan bir genelge yayınladı. Bu yolla 12500 güvenlik açığını 1440 kişinin sayesinde keşfedip, giderdiğini duyurdu.Siber güvenlikte de “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.”Siber tehditler bugün neredeyse her sektörü ve herkesi tehlike altına sokuyor. Dolayısıyla devletlerin stratejilerini belirlerken siber güvenliğe ulusal savunma seviyesinde önem vermesi, elindeki tüm imkanları kullanması ve sadece belirli bir alanı değil, tüm siber dünyayı savunması gerekiyor. Ülkelerin ve savunma kuruluşlarının stratejileri incelendiğinde ise ortak yaklaşımın da bu olduğu görülüyor. Daha detaylı incelendiğinde ise departmanlar ve kurumlar arası işbirlikleri öne çıkıyor. Özel şirketlerin veya kamu kuruluşlarının çeşitli yöntemlerle elde ettiği bilgileri birbirleriyle şeffaf bir şekilde paylaşması, siber saldırganlara karşı verilen mücadelenin en önemli güç kaynağı oluyor.İşbirliği sadece kurumlar arasında kalmıyor. Bağımsız çalışan uzmanlar, öğrenciler, siber güvenliğe ilgi duyan yetenekli bireylerin de gücünden yararlanmak gerekiyor. İstihdamın zor olduğu bu sektörde dış kaynağı akıllıca kullanmak artık bir seçenek olmaktan çıkıp, zorunluluk oldu. Eğer sathı savunmak istiyorsak, bunun yalnızca kamu görevlilerinden ve hizmet alınan firmaların uzmanlarından oluşan az sayıda personelle olamayacağını kabul edip bireylerin gücünü gecikmeden sisteme katmak gerekiyor.BugBounter Kurucu Ortağı ve CSO’su Murat Lostar, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Siber dünyanın önemi ve bulunduğu kritik konum artık inkar edilemez gerçekler arasında. Ulusal bağımsızlık mücadelemizin saygıyla anıldığı bu dönemde siber güvenliğe de kara, hava ve deniz savunması kadar önem verilmesi gerekiyor ve siber güvenlik alanında faaliyet gösteren her şirketin siber saldırganlara karşı verilen ülke mücadelesine katkı sağlaması da şart. Biz de BugBounter olarak platformumuzdaki 2200 uzmanı siber saldırı risklerini hızla bulup gidermek isteyen şirketlerle kolayca bir araya getiriyoruz. Oluşturduğumuz ödül avcılığı programlarımızla şirketler sistemlerindeki kritik alanları bağımsız siber güvenlik uzmanlarına 7/24 denetletebiliyor ve çok büyük maddi ve itibar kayıplarına yol açabilecek bir saldırının başlangıç noktası olabilecek açıklar bir tehdit haline gelmeden kapatılıyor. Bu sayede siber saldırganların da işi zorlaşıyor ve kurumlara sızma ihtimali azalıyor.”

Çalışanlar Uzaktan ve Hibrit Çalışmayı Sevdi: “Hibrit ve Uzaktan Çalışma Modelinde Geri Dönüş Yok”

Pandemi döneminde sık kullanılan tabirle, yeni normal çalışma düzenimiz uzaktan ve hibrit çalışma modeli oldu. İnsan kaynakları endüstrisinde lider bir güç olan Gi Group Holding’in global markası Grafton’un hazırladığı rapora göre; Uzaktan ve hibrit çalışma, iş arayanlar ve çalışanlar için çok önemli bir etken ve artık geri dönüşü olmayan bir trend. Raporu değerlendiren Grafton Direktörü Sancar Tok, İK liderlerinin %95’inin pandemi sonrasında çalışanlarının en azından bir kısmının uzaktan çalışmaya devam edebileceği konusunda hemfikir olduğuna dikkat çekti. Tok, Grafton’un yeni raporunun yetenek açığında rekabetçi kalmak isteyen şirketlere rehberlik edeceğinin altını çizdi.

Yeni çalışma biçimleri, çalışanlar için temel bir ölçü ve şirketlerin yetenekleri elde tutma ve cezbetme açısından önemli bir faktör haline geldi. Grafton tarafından hazırlanan Uzaktan ve Hibrit Çalışma ile ilgili hazırlanan yeni rapor, yetenek açığında rekabetçi kalmak isteyen şirketler için 4 temel faktörü ortaya koydu. Bu faktörleri, ‘Doğru araçları ve koşulları sunmak’, ‘Yöneticilerin desteklenmesi’, ‘Entegrasyon’ ve ‘Esneklik’ olarak sıralayan Grafton Direktörü Sancar Tok, “Günümüzde şirketlerin pazardaki rekabet gücü insanlara ve onların becerilerine dayanıyor. Şirketler artık bu konuda daha bilinçli. Aslında, iş birimleri ve İK arasında sürekli bir diyalog içinde yetenekleri çekme ve tutundurma stratejileri geliştiriyorlar. Yapılan araştırmalara göre; İK liderlerinin %95’i pandemi sonrasında çalışanlarının en azından bir kısmının uzaktan çalışmaya devam edebileceği konusunda hemfikir. Uzaktan ve hibrit çalışma, günümüzde iş arayanlar ve çalışanlar için çok önemli bir etken haline geldi ve geri dönüşü olmayacak bir trend olarak görünüyor. Grafton olarak bizler de bu teknik incelemeyle ve piyasadan elde ettiğimiz iç görüler ile, şirketlerin değişim süreçlerine yardımcı olmaya kararlıyız.” dedi.

Grafton’un yeni raporunda yeni çalışma düzeninin neden kalıcı olacağına dair dikkat çekici tespitler var:

· Yöneticilerin %63’ü ve çalışanların %74’ü genel olarak olumlu bir uzaktan çalışma deneyimine sahipler.

· Yeni modelin işyerlerindeki sirkülasyonu doğrudan etkilediği ve uzaktan çalışma modeline geçişin, çalışan devrini %12 oranında azalttığı görülüyor.

· Yapılan araştırmaları şirketlerin %89’unun esnek çalışma konusunda önlemler uyguladığını gösteriyor.

· Çalışanların %54’ünün daha fazla esneklik sunan bir iş bulmaları halinde işlerini değiştireceklerini söylemesi şirketlerin esnek çalışma önlemleri alarak doğru strateji uyguladıklarına işaret ediyor.

· Öte yandan LinkedIn’in verilerine göre; Şubat 2022’de yayınlanan uzaktan iş ilanlarının, tüm iş ilanlarının %20’sinden bile daha azken, yapılan tüm başvuruların %50’sini oluşturması değişimin neden kalıcı olduğunun altını çiziyor.

Grafton’un raporunda yer alan analizlerin, yeni çalışma yöntemlerini uygulayan kuruluşların daha büyük bir yetenek havuzuna erişim sağlayarak işe alım performanslarını iyileştirdiğini belirten Tok, işverenler açısından %32 maliyet tasarrufu, %34 daha iyi iş-yaşam dengesine bağlı olarak çalışanı elinde tutma oranı, %46 esneklik, %41 İşe gidip gelme – ulaşım sürelerinde azalma ve %30 verimlilik artışı gibi önemli faydalar sağladığını söyledi. Grafton Direktörü Sancar Tok, yeni modelin şirketlerin yetenekleri çekme ve tutundurmaları üzerinde de etkileri olduğuna dikkat çekti ve şöyle devam etti: Yakın tarihli bir araştırmaya göre, çalışanların %54’ü daha güçlü esneklik sunan bir fırsat bulursa işlerini değiştirebileceklerini söylüyorlar. Ve veriler, uzaktan çalışma kullanımının çalışan devrini %12 oranında azalttığını gösteriyor.”

Raporun, Uzaktan ve Hibrit Çalışma Modelini adayların ve çalışanların bakış açısından da değerlendirdiğini ifade eden Grafton Direktörü Sancar Tok, “Grafton tarafından tanımlanan üç makro fayda bulunuyor. Bunlar: ‘İş-yaşam dengesi’, ‘Güven oluşturma’ ve ‘Daha geniş bir fırsat havuzu”. Uzaktan çalışma çalışanların iş ve özel yaşamlarını dengelemeleri açısından daha iyi bir fırsat sunuyor, bu da genel olarak daha mutlu ve üretken çalışanlar kazanmamıza sebep oluyor. Uzaktan ve daha esnek çalışma koşulları, “herhangi bir yerden” çalışma fırsatları, adayların kariyer hedeflerini ve tutkularını karşılarken, başka şehirlerde, hatta ülkelerde bulunan şirketlerde kendileri için doğru işleri bulmalarına olanak tanıyor.” şeklinde konuştu.

2022 yılında 25 ülke genelinde yapılan OECD anketi, yöneticilerin yaklaşık %63’ünün ve çalışanların %74’ünün COVID-19 sırasında uzaktan çalışma deneyimlerini genel olarak olumlu değerlendirdiklerini ve çoğunun gelecekte de uzaktan çalışmaya devam etmek istediğini gösteriyor. Dünyanın dört bir yanındaki Grafton danışmanları da, birçok kuruluşun uzaktan ve hibrit bir çalışma yapısına geçtiğini ve geçmekte olduğunu teyid ediyor.

Beyaz yakalıların uzaktan veya hibrit olarak başarılı bir şekilde çalışmaya en elverişli konumda olduğu ilk beş alan: Finans / Sigorta: %86, Yönetim: %78, IT / Telco: %75, Toptan Ticaret: %52 ve Gayrimenkul: %44 olarak sıralanıyor. Bu dönüşüm özellikle finans, perakende / e-ticaret, hizmet, BT, ticari hizmetler, medya ve eğitim gibi radikal değişimlerden geçen temel sektörler için geçerli oldu. Ayrıca, idari işler, müşteri hizmetleri, satış, BT, finans ve muhasebe, işe alım başta olmak üzere İK’nın diğer fonksiyonları gibi çeşitli rollerde de daha fazla esnekliğe geçilerek büyük bir değişim yaşandı. Üretime dayalı sektörlerde faaliyet gösterenler gibi, bu yeni çalışma biçimine işin doğası gereği, tamamen geçiş yapamayan bazı şirketlerin de olduğu gerçek olmakla birlikte, bu senaryoda dahi birçok Grafton müşterisi ofise yarı zamanlı olarak gitmeyi (belki haftada 2 veya 3 gün) ve hatta bazen ofis alanının nasıl olması gerektiğini (örneğin daha küçük ofis gibi) düşünüyor.

Profesyonel işe alımda yeni mezun, uzman ve orta düzey yönetici rollerinde hizmet veren Grafton, insan kaynakları endüstrisinde lider bir güç olarak, 30 ülkede 20.000’den fazla şirkete hizmet veren Gi Group Holding çatısı altında yer alıyor. 2021 yılından bu yana Türkiye’de de faaliyet gösteriyor.

 

Restoranlarda Mevsiminde Yerel Ürün Kullanımı, Zorlukları ve Faydaları Paneli yapıldı

Üniversitemiz ve Slow Food Kapadokya tarafından düzenlenen etkinliklerin ilki 22-23 Ağustos tarihlerinde gerçekleşti. “Restoranlarda Mevsiminde Yerel Ürün Kullanımı, Zorlukları ve Faydaları” başlıklı panel Uçhisar Sanat Yerleşkemizde yapıldı.

Sağlıklı ve sürdürülebilir tarımsal yöntemlerin tartışıldığı ve yerinde incelendiği etkinliğe; Mütevelli Heyet Koordinatörümüz Funda Firuz Aktan, Rektörümüz Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, Ürgüp Kaymakamı Mehmet Maraşlı, Slow Food Kapadokya Sözcüsü Kaan Aktan ile yerel üreticiler, turizm işletmecileri, turizm ve gastronomi alanında çalışan akademisyenler, şefler, Slow Food Aşçı Dayanışması Platformu’nun üyeleri ve yerel STK’lar katıldılar.

Restoranlarda mevsiminde yerel ürün kullanımının teşvik edilmesi bu sayede daha fazla değer yaratılmasıve yerel ürün kullanımında yaşanan zorluklara dikkat çekmek amacıyla yapılan etkinlikte, ürünler aynı zamanda yerlerinde incelendi. Yerelde sağlıklı ve sürdürülebilir yöntemlerle yapılan tarımsal üretimin yüksek katma değere dönüştürülebilmesi için kullanım alanlarının çeşitlendirilmesi ve artırılması konusuna dikkat çekildi. Yerel tarımsal üretimin turizm ve yeme-içme işletmelerinde etkili bir şekilde kullanılmasının tartışıldığı, üreticilerin emeğinin karşılığını bulması için üretim şekilleri kadar düzenli tedarik, lojistik, tüketim noktaları ile etkili iletişim gibi değer yaratma sürecinin kritik adımlarında yaşanan eksikliklerin giderilmesi için “Restoranlarda Mevsiminde Yerel Ürün Kullanımı, Faydaları ve Zorlukları” başlığıyla düzenlenen panelde konu her açıdan ele alındı.

 Rektörümüz Prof. Dr. Hasan Ali Karasar

Turizmin en fazla döviz girdisi sağladığımız sektör olduğunu belirten Rektörümüz Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, bu bilincin arttırılması gereğine işaret etti. Turizmin dinamik olarak dayandığı üçlü bir sacayağı olduğunu ifade eden Karasar, ulaşım, konaklama ve gastronomi konularına değindi. Karasar, bunlar arasında en geri kaldığımız sektörün katma değerli ve yüksek gelir grubu ziyaretçilere hitap eden gastronomi ürünleri olduğunu söyledi. Bu konuda eksikliği gidermek için de Kapadokya Üniversitesinin sadece Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile Aşçılık programı aracılığı ile sektöre insan kaynağı yetiştirmekle yetinmediğini belirtti. Kapadokya Üniversitesinin aynı zamanda Slow Food ağı ile yakın temaslar içinde, yerel üreticilerin ürünlerini mevsiminde yüksek değerli olarak yerel turizm faaliyetlerinin gastronomi ihtiyaçlarını karşılamak üzere sunmaları için gerekli faaliyetleri yaptığını ifade etti.

Türkiye’nin 2023 Turizm stratejisinde yüksek gelir grubu ziyaretçileri hedeflediğini belirten Karasar, “Eğer nitelikli bir turizm modeli istiyorsak, kitlesel turizmle ülkemizi yok etmek istemiyorsak, sürdürülebilir turizm anlayışıyla, sürdürülebilir gastronomi ve yerelde kurulan tedarik zincirlerinin hem üreticiyi hem bölgenin endemik veya endemik olmayan, üretimi olan her türlü tüketim maddesini en doğru tüketecek insanları mutlu etmesi lazım” dedi.

Slow Food Kapadokya Sözcüsü Kaan Aktan

Slow Food’un 25 yılı aşkın geçmişi olan uluslararası bir organizasyon olduğunu, Slow Food Kapadokya Sürdürülebilir Gastronomi ve Turizm Birliği’nin ise bu yapı içerisinden 3 ay önce kurulduğunu belirten Aktan, amaçlarının, mevsiminde yetiştirilmiş, mevsiminde toplanmış, temiz bir üretim ile üretim yaparken doğayı da tüketmeyen ve sürdürülebilirliği de ön planda tutan bir üretim biçimiyle adil bir şekilde tüketiciye ulaştırmak olduğunu ifade etti. Ekip olarak iki gün boyunca yerel üretici ziyaret ettiklerini belirten Aktan, zorlu şartlar altında yapılan üretime dikkat çekti.   Kaan Aktan, “Slow Food’un bir alt inisiyatifi olarak Aşçı Dayanışması’nın amacı, bu bahsettiğim prensiplerle mesleğini icra etmek isteyen, sanatını icra etmek isteyen şeflerimize bu prensipleri nasıl uygulayabileceklerine dair bir yol haritası vermek, iyi örnekleri paylaşmak. Üretimden tüketime giden zincirde şeflerin rolü çok büyük. Hem tüketimin kalitesini oluştururken hem de hikayesini yazmak, bir yandan da hak ettiği değeri, üreticiden başlayarak gelen o zorlu yolda ürünün ve üreticinin hak ettiği değeri vermek gibi görevleri de var. Yeni bir organizasyon, sağ olsunlar ilk ziyaretlerini de şeflerimizle beraber Kapadokya bölgesine yaptılar. Biz de dünden bu yana çok sayıda üreticimizi dolaştık, ben çok faydalı bir ziyaret olduğunu düşünüyorum, ümit ediyorum tüm katılımcılar da aynı fikirdedir. Bundan sonra da bu prensipleri hayata geçirmek üzere biz çalışmalarımıza devam edeceğiz.” dedi.

Açılış konuşmalarından sonra Slow Food Tarsus Sözcüsü Yasmina Lokmanoğlu moderatörlüğünde panel yapıldı. Panele, Ahiler Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Bekir Varol, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Gülcan, Köşe Yazarı-Degüstator Elvan Uysal Bottoni, Şef İşletmeci Duran Özdemir, Üretici Ayfer Kayaalp, Fide Türk Tarım Ürünleri’nden Murat Avcı ve Gastronometro Yönetici Eğitmen Şef Murat İlke Özipek katıldı.

Panel kapsamında yerleşkenin fuaye alanında kurulan demonstrasyon stantlarında bölgemize özel ürünler, üreticilerimiz tarafından sergilendi.

Eşsiz Mimaki Deneyimi için Promosyon Show İstanbul 2022’ye davetlisiniz

Doğrudan objeye UV-LED baskı, süblimasyon transfer baskı, 3D baskı ve kesim teknolojileri ile promosyon sektörüne yenilikçi çözümler sunan Mimaki Eurasia, Promosyon Show İstanbul 2022 fuarında, ziyaretçileri bu eşsiz deneyime ortak olmaya çağırıyor.

Geniş format inkjet baskı teknolojileri ve kesim plotterlarının lider markası Mimaki, 28 Eylül – 1 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) düzenlenecek olan Promosyon Show İstanbul 2022 fuarında en yeni ve gelişmiş baskı çözümlerini sergileyecek. Mimaki Eurasia 1. salondaki 1D05 numaralı standında, doğrudan objeye baskı, süblimasyon transfer baskı, 3D baskı makinelerini ve kesim plotterlarını sergilemenin yanı sıra, sert ve esnek birçok farklı promosyon malzemesine baskıda Mimaki’nin sağladığı avantajları gözler önüne serecek. Adeta bir görsel şölene dönüşecek olan Mimaki standında farklı türde birçok promosyon ürünü ziyaretçilerin ilgisine sunulacak. Fuar ziyaretçileri ayrıca 143 m2 büyüklüğündeki stantta özel bir yere konumlandırılan süblimasyon transfer baskı atölyesinde de kupa, bardak altlığı ve mousepad gibi birçok farklı malzemeye baskı sürecini deneyimleyebilecek.

Promotürk Derneği himayesinde gerçekleştirilen Promosyon Show İstanbul 2022 fuarının önemine dikkat çeken Mimaki Eurasia Bölge Satış Müdürü Hüseyin Şarerler, kurumsal hediye, pazarlama ve reklam ürünleri segmentlerinden profesyonellerle bir araya gelmek için heyecanla hazırlandıklarını söyledi. Farklı birçok tanıtım çalışması için yüzlerce promosyon ürünü olduğunu belirten Şarerler; “Kurumsal tanıtım ve pazarlamanın bir parçası olarak promosyon ürünleri, her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Kupalardan defterlere, kalem setlerinden mousepadlere, USB belleklerden anahtarlıklara kadar birçok yaygın veya özel üretim promosyon malzemesi markaların öncü gücü olarak müşterilerin ve kullanıcıların iş ve yaşam alanına dahil oluyor ve markayı görünür kılıyor. Dolayısıyla bu ürünlerden beklenen kalite de günden güne artıyor. Mimaki Eurasia’nın Türkiye pazarına sunduğu gelişmiş baskı çözümleri promosyon ürünlerinde istenilen renk ve çözünürlük kalite standartlarını sağlıyor. Üstelik fiyat/performans bağlamında oldukça avantajlı konumdaki çözümlerimiz yatırım sırasında olduğu gibi üretim boyunca da kazandırmaya devam ediyor” dedi.

Fuar boyunca Türkiye’nin yanı sıra çevre bölgelerden gelen promosyon profesyonelleriyle de buluşmayı beklediklerini ifade eden Şarerler, ziyaretçilere uygulamalarla sürprizler yapacakları bilgisini verdi.

Promosyon ürünlerinde yüksek baskı performansı; UJF-MkII e Serisi

Mimaki’nin küçük format UV-LED baskı serisi UJF, başta defter, telefon ve elektronik cihaz kılıfları, USB bellekler, kalemler ve anahtarlıklar olmak üzere küçük format promosyon, tabela ve POS ürünleri, kutu, ambalaj, şişe ve panel baskıları ve kişiselleştirme uygulamaları için pazarda son derece güçlü bir konumda bulunuyor. Serinin yenileri; yüksek performanslı küçük format UV-LED baskı makineleri UJF-6042MkII e ve UJF-3042MkII e fuar boyunca ziyaretçilere kapasitelerini gösterecek.

TS100-1600: Promosyon ürünlerinde süblimasyon transfer baskıyla yeni bir deneyim

Mimaki’nin geçen yıl pazarla buluşturduğu giriş segmenti süblimasyon transfer baskı makinesi TS100-1600 kısa sürede büyük ilgi çekmeyi başardı. Tekstil sektöründe hızla kabul gören model, yeni uygulama alanlarıyla kullanıcılarına yeni pazarlar da açıyor. Bu uygulamaların başında da süblimasyon transfer baskı ile dekore edilen promosyon ürünleri geliyor. Mimaki standında oluşturulan mini atölyede TS100-1600’de gerçekleştirilen baskıların, kupa, bardak, kutu ve benzeri promosyon ürünlerine nasıl uygulandığı birebir gösterilecek. Uygulama masasındaki bu deneyime ziyaretçilerini davet eden Mimaki Eurasia, ilham verici uygulama örnekleriyle görsel bir şölene hazırlanıyor.

3DUJ-2207 ile tam renkli 3D baskılı promosyon ürünleri

Mimaki’nin yenilikçi 3D baskı teknolojileri model ve maketlerde sadece kalıp ihtiyacını ortadan kaldırmakla kalmıyor, aynı zamanda tam renkli modeller üreterek fark yaratıyor. Mimaki’nin 10 milyon renkli giriş seviyesi çözümü olan 3DUJ-2207, kompakt tasarımı ile ofislerde minimum yer kaplıyor. Uygun maliyeti ile bu modelde hassas prototiplerin yanı sıra, küçük modeller ve biblolar gerçek renklerde ve yüksek çözünürlükte üretilebiliyor.

Yenilikçi promosyon ürünleri için yepyeni Mimaki CG-AR Serisi

Mimaki’nin en yeni kesim plotterı serisi CG-AR, promosyon endüstrisinin yenilikçi ürünler üretmeye dönük vizyonunu geliştirecek özellikleriyle dikkat çekiyor. Opsiyonel aksesuarlarla seriye eklenebilen yeni özellikler sayesinde sert malzemelerle çalışmak mümkün hale geliyor. A3 boyutuna kadar farklı tiplerdeki kartonlar kesilerek birbirinden çeşitli sanatsal ve ticari uygulamalar gerçekleştirilebiliyor. Paper craft (karton keserek model oluşturma), paper illustration (karton yüzeyde farklı derinliklerde ve boyutlarda kesim yaparak kompozisyon oluşturma), özgün tasarımlarda figürler ve kutular vb. uygulamalarla ürün portföyünün genişletilmesine olanak veren CG-AR Serisi, ambalaj ve promosyon endüstrisine esnek ve sert malzemelerle çalışmada ihtiyaç duyduğu çok yönlülüğü sağlıyor.

Mimaki, SIGN İstanbul 2022’de marka gücünü gösterecek

Mimaki Eurasia, Türk baskı ve reklamcılık endüstrisi ile bağlarını önemli etkinliklere ve fuarlara katılarak göstermeyi sürdürüyor. 8-11 Eylül tarihleri arasında TÜYAP’ta gerçekleştirilecek olan SIGN İstanbul 2022 fuarına katılacak olan Mimaki bayileri SDS ve İnka Teknik stantları, gelişmiş Mimaki baskı çözümleri ile ziyaretçilerin uğrak noktasına dönüşecek. Endüstriyel reklam ve tabela endüstrisi ile buluşmaya hazırlanan Mimaki bayileri fuarda; yeni 100 Serisi (JV100-160, UJV100-160, TS100-1600), UJF-MkII e Serisi, geniş format UV-LED baskı makinesi UJV55-320, 3D baskı makinesi 3DUJ-2207, CG-AR kesim plotterı serisi, eko-solvent bas/kes makinesi CJV330-160 ve UV-LED flatbed baskı makinesi JFX200-2513 EX ile yer alacak.

SIGN İstanbul 2022 ziyaretçileri SDS ve İnka Teknik stantlarında Mimaki baskı ve kesim makinelerini doğrudan deneyimleyerek, Mimaki çözümleri ve hizmetleri hakkında detaylı bilgi alabilecek.

Mimaki’nin gelişmiş baskı teknolojileri hakkında daha fazla bilgiye resmi web sitesinden ulaşabilirsiniz; http://www.mimaki.com.tr/

Okul dönemi başlamadan bu önerilere dikkat!

Uzun süren yaz tatilinin ardından okul hazırlıkları başladı. Aileler okul seçimi, okul alışverişi derken bir yandan da çocuklarının okul dönemi ile birlikte nasıl besleneceğini düşünüyor. Uzman Diyetisyen Yeşim Nurdan Özkorucuklu çocuklar için gün içinde enerji gereksinimlerini karşılayabilecek, aktivitelerini kısıtlamayacak aynı zamanda gereksinimlerinden çok fazla olarak onları aşırı yağlanma ve kilo almaya sevk etmeyecek şekilde menüler hazırlanması gerektiğini belirtiyor.

Eylül ayıyla birlikte okul rutini başlıyor. Özellikle bu dönem aileler ve çocukları için yaz tatilinin ardından yeni bir düzen demek. Aileler hem bu yeni düzene çocuklarını ve kendilerini hazırlamaya çalışırken bir yandan da çocuklarının beslenmelerini düşünüyorlar. Çocuklar günlerinin büyük çoğunluğunu okulda geçiriyorlar. Uzun süreli açlığın vermiş olduğu yorgunluk, halsizlik, derslerde dikkat eksikliğine neden olabiliyor. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nden Uzman Diyetisyen Yeşim Nurdan Özkorucuklu, besin çeşitliliğini sağlamak, sağlıklı vücut ağırlığını korumak, makro besin öğelerinin (karbonhidrat, protein, yağ) dengeli dağılımı, vitamin ve minerallerin yeterli düzeyde alınması için şeker ve şekerli gıdaların sınırlandırılacak şekilde sağlıklı beslenme çantaları oluşturulabileceğini vurguluyor. Uzman Diyetisyen Yeşim Nurdan Özkorucuklu’dan çocukların beslenme çantası için şu önerilerde bulunuyor:

Haşlanmış kuru baklagiller ve mevsim yeşillikleri ile hazırlanmış salata + 1 dilim ekmek
1 simit arasına kaşar/beyaz peynir, domates
Tam tahıllı sandviç (içine ton balığı, hindi füme, beyaz peynir seçenekleri konulabilir) + 1 kutu ayran
Tam tahıllı tost + 1 kutu süt

Ara öğün seçenekleri olarak;

Evde yaptığınız havuçlu/portakallı kek + 1 kutu süt
1 porsiyon kuruyemiş + 1 porsiyon meyve
1 porsiyon meyve + 1 tatlı kaşığı fıstık ezmesi

Paketli gıdalar çocuklarda tat algısını köreltiyor

Çocukların paketli gıdaları çok fazla tüketmesi sonucu doğal olan gıdalara tat algılarının köreldiğini belirten Özkorucuklu; “Aşırı yağlı, tuzlu ve şekerli gıdalara alışan çocuklar ilk etapta saf gıdalardan çok hoşlanmayabilirler. Zamanla bu gıdaların tüketimini azaltarak damak zevklerini değiştirebilir, tat algılarını arttırabilirsiniz. Bu nedenle çocuklarınızı kantinden protein/kuruyemiş barlar, süt, ayran, kefir, yoğurt, sade çubuk kraker, grisini, galeta, kuruyemiş, tost ve simit gibi seçenekleri tüketmesi için teşvik edebilirsiniz” diyor.

Besine alışması önemli

Besinlerin kendine özgü tatlarına göre sunulmasını belirten Uzman Diyetisyen Yeşim Nurdan Özkorucuklu; “Çocuk besini tanıyabileceği şekilde gördüğünde ve besin elleri ile yiyebileceği şekilde olduğunda daha çok sevecektir. Çocuğun bir besine alışmasını sağlamak için yaklaşık 11 kez o besinin önüne sunulması gerekebilir. Bu nedenle aile çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak onun görmesini ve öğrenmesini sağlayabilir. Böylece çocuk ileri yaşlarda bu yemekleri severek tüketecektir. İştahsız çocuğa besinler ve yemekler farklı sunumlarla (süslenerek, farklı renk ve desende tabaklarla vb.) verilebilir. Öğünlerde hazırlanan besinler, çocuğa iki seçenek şeklinde sunularak çocuğun tercih yapması sağlanabilir. Sadece ev ortamında sabah erkenden kalkmasını gerektirecek şekilde değil, okulda arkadaşları ile birlikte yemesi için de pratik kahvaltılar hazırlanabilir” diyor.

Çocukların kahvaltıda sevebileceği basit birkaç tarif…

Omlet Tost

1 adet yumurta

2 dilim ince tam buğday ekmek

1 dilim hindi füme

Lavaş Dürüm

Tam tahıllı lavaş

Labne

Hindi füme

Kurutulmuş domates

İstenilen mevsim sebzeleri

Yulaf Krep

1 yumurta

1 su bardağı süt

3 yemek yulaf unu

1 tatlı kaşığı tarçın

1 tatlı kaşığı bal

Smoothie

1 adet muz

1 tatlı kaşığı tatlı kaşığı yer fıstığı ezmesi

1 su bardağı süt

1 tatlı kaşığı bal

2 tatlı kaşığı yulaf unu

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi, Şubat 2016’dan bu yana, 10 bin 200 metrekare kapalı alana sahip, 8 katlı modern binasında hizmet veriyor. Moodist, 75 yatak kapasitesi, suit ve konforlu hasta odaları, erişkin ve çocuk poliklinikleri, bağımlılık, kadın ruh sağlığı, acil psikiyatri bölümleri ve tüm psikolojik tanı testleriyle ruh sağlığına yönelik bilim ve teknolojinin gerektirdiği koşulları sağlayan, insan odaklı, tam teşekküllü özel bir psikiyatri hastanesidir. Moodist’in akademik kimliğe sahip profesör, uzman hekim ve psikologlardan oluşan tedavi kadrosunda ayrıca; anestezi, iç hastalıkları, nöroloji uzmanı, diyetisyen ve tecrübeli sağlık personeli de bulunuyor.

GitmekLazım.com, İtalya’yı keşfetmeye davet ediyorGitmekLazım.com, İtalya’yı uçtan uca keşfetmek isteyen gezginlere özel turlarını sunuyor. İtalya’yı yakından tanımak isteyen gezginlerin seyahat listelerinde yer alan Napoli ve Milano’ya konforlu ve keyifli bir tur 25 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında GitmekLazım.com’u tercih edenleri bekliyor.Keşfetme ve aynı zamanda sosyalleşme imkânı sağlayan sosyal seyahat platformu GitmekLazım.com, 25 Eylül- 2 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek İtalya turu ile ülkenin tarihi değerleri yüksek şehirlerinden Napoli ve Milano’yu keşfetmeye davet ediyor. İtalya dünyanın sayılı tarihi yapılarına ev sahipliği yapıyor ve GitmekLazım.com tarafından gerçekleştirilecek olan tur kapsamında ise tarihi yapıların büyüsünü keşfetmek mümkün olacak.Şehrin nostaljisini, tarihi güzellikleri ve mimarisini keşfedin Gezginler için İtalya’nın en özel iki şehri arasında yer alan Napoli ve Milano, GitmekLazım.com’da uçtan uca keşfedilebilecek. İtalya’yı bu özel lokasyonlarında keşfetmek isteyenler için dünyanın en ünlü arkeolojik alanlarından biri olan Pompei, Hristiyanlığın merkezi olarak kabul edilen San Pietro Meydanı ve Bazilikası, Mussoli’nin halka seslenmiş olduğu Venedik Meydanı ve II. Vittorio Emmauele anıtı, Gladyatör savaşlarına ev sahipliği yapan Kolezyum, Tatlı Hayat filmiyle ünlenen Aşıklar Çeşmesi şehirde gezilecek tarihi yerler arasında bulunuyor.Sırlar ve masallar şehri olarak bilinen ve UNESCO dünya kültür mirası olarak da tanımlanan Siena’da gerçekleştirilecek tur ise gezginleri yüzyılı aşkın bir tarihte yolculuğa çıkaracak. San Domenico Kilisesi, Duomo Katedrali, Pisa Kulesi ile şehrin mistik yapısını görme fırsatı yakalanabilecek.‘Papel’ sistemi ile gezerek indirim kazanGezginlerin, keşfetme ve aynı zamanda sosyalleşme beklentilerine yanıt veren GitmekLazım.com “Papel” sistemi ile kullanıcılara ekonomik anlamda fayda sağlıyor. Papel uygulaması adı verilen puan sistemi ile gezginler topladıkları Papelleri satın alacakları sonraki turlarda indirim olarak kullanabiliyor.GitmekLazim.com2019 yılında kurulan GitmekLazım.com, gezginlere yurt içinde ve yurt dışında birbirinden farklı tur seçenekleri sunuyor. Platform içinde bulunan araçlar ve “Papel Kazan” uygulamasıyla seyahat anlayışına yenilikçi avantajlar getiren GitmekLazim.com, gezginlerin hayalini kurduğu tatili gerçekleştirmesine yardımcı oluyor.

İç ortamlarda bulunan havanın kalitesini arttırmak ve zararlı mikroorganizmaları insan yaşamının olduğu her alandan uzaklaştırmak üzere, uzman ekibiyle yürüttüğü çalışmalarını sürdüren Noor Technologies, en gelişmiş katalitik yüzeylerin formülasyonu için bilimsel ve endüstriyel araştırmalara dayanan Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmaları sonucunda bu kez sprey fotokatalizör geliştirdi.

Noor Technologies tarafından geliştirilen sprey formunda oluşturulmuş fotokatalizör tanecikleri; uygulandığı alanlarda hava kalitesini arttıran, çevreyi temizleyen, kirliliklerin yüzeye tutunmasını engelleyen, kirleticilerin ve hastalık yapıcı mikroorganizmaların etkisini ortadan kaldıran bir çözüm sunuyor.

UZUN SÜRELİ HİJYENİN YENİ ADI SPREY FOTOKATALİZÖR

Noor Technologies’in bireylerin yaşam kalitesini arttırmak ve daha sağlıklı yaşam alanları inşa etmek üzere geliştirdiği ürünlerden sonuncusu olan sprey fotokatalizör, içerdiği bilim sayesinde gözle görülmeyen tanecikleri ortamlarda ve yüzeylerde hijyen sağlamak üzere görevlendiriyor. Hava kalitesini arttırmak, ortamı temizlemek, çeşitli kirleticilerin ve insan sağlığına zararlı mikroorganizmaların etkisini ortadan kaldırmak üzere geliştirilen fotokatalizör sprey, istenmeyen oluşumların yüzeylere tutunmasını da engelleyerek uzun süreli hijyeni insan yaşamına sunuyor. Hem de pratik ve taşınabilir sprey formuyla.

Noor Technologies tarafından geliştirilen fotokatalizör spreyin içerisinde bulunan titanyumdioksit ve gümüş nanopartikülleri, ortamlarda bulunan nemden yararlanarak güneş ışığı ve iç aydınlatma sayesinde organik ve inorganik malzemelere karşı yüksek oksitleyici ajanlar üreterek kirliliklere ve zararlı canlı formlarına karşı savaş açıyor. Böylece günlük yaşamın süregeldiği her alanda, anlık ve ileriye dönük hijyen sağlayabiliyor.

KENDİ KENDİNİ TEMİZLEYEN, SÜRDÜRÜLEBİLİR YÜZEYLER

Noor Technologies ekibi tarafından geliştirilen sprey fotokatalizör, içerisinde bulunan tanecikler sayesinde havada ve yüzeylerde bulunan kir ve zararlı mikroorganizmaların etkisini ortadan kaldırmanın yanı sıra yüzeylere tutunmalarını engelleyerek ortamları daha temiz ve daha kaliteli bir hale getiriyor. Fotokatalizör sprey, iç ortamlardaki duvarlara ve ahşap, kumaş, seramik, plastik yüzeylere uygulandığında kirin kolayca yok edilmesini sağlayan hidrofilik bir yüzey oluşturuyor. Yüzeyde kir ve biyoaktif bir film oluşumunu engelleyen sprey, bu sayede uygulanan yüzeyin kendi-kendini temizleyen ve sürdürülebilir bir malzemeye dönüşmesini sağlıyor. Aynı zamanda üzerine püskürtüldüğü yüzeylerin, ortamda bulunan kirli hava ile temasına engel olarak havadaki istenmeyen kirliliklerin kalıcı yuvalar edinmesine engel oluyor.

Ar-Ge ve üretim aşamaları tamamlanan spreyler, tüketici deneyimine sunulmak üzere pazara hazırlanıyor. Önümüzdeki günlerde kullanıma sunulması beklenen ürün, şimdiden temizlik ve hijyen pazarı ilgilileri tarafından tam puan aldı.

NOOR TECHNOLOGIES KİMDİR?

İtalyan girişimci CEO Giuliano Regonesi’nin yenilikçi fikirleri, uzman biyolog ve mühendis ekibinin tutkusu ve COO Gabriele Regonesi’nin yönetim becerilerinin birleşimi ile sürekli genişleyen Noor Technologies şirketi her bir bireyin sağlığını ve huzurunu garanti altına almak için sürekli araştırmaya dayanarak dezenfeksiyon ürünleri geliştiren ve üreten bir markadır.

Çok sayıda son teknolojiye sahip laboratuvarlar ve tanınmış uluslararası üniversitelerle iş birliği sayesinde sürekli olarak yeni teknolojilerin araştırılması ve geliştirilmesiyle meşgul olan şirket her zaman ürün kalitesine ve müşteri memnuniyetine odaklanmıştır. Çok sayıda faydaya sahip, kimyasal maddeler içermeyen, tüm mikroorganizmalara karşı işlevsel, insan ve çevre için güvenli olan etkili bir dezenfeksiyon yöntemi olan UV-C kullanımı yoluyla yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi üzerine yoğunlaşan Noor Technologies, tüm dünyada tanınan üniversiteler ve önemli enstitülerle yaptığı iş birliği sayesinde, yönteminin ve sanitasyon cihazlarının etkinliğini garanti etmesini sağlayan sertifikalar almıştır.

NOOR Technologies, Dünya çapında 100’den fazla çalışanıyla, sağlam ve yenilikçi bir ekibin sürekli taahhüdü sayesinde, her ihtiyaç için özel olarak hazırlanmış geniş bir ürün yelpazesiyle İtalya ve Türkiye’de faaliyet gösteriyor.

Ali Kemal’in gerçek aşk yolunda dünya çapındaki fantastik yolculuğuna katılın!

Bir sene içerisinde ikinci oyununu yayınlayan The Pack Studios ekibinin Bamya Games ile piyasaya sürmeye hazırlandığı Under the Moon, Steam Next

Fest’te ilk açık demosunu yayınladı. Puzzle-Bulmaca türünde ki platform oyunda ana karakter Ali Kemal aşkının peşinden koştuğu yıllarda başından geçen olayları torunlarına anlatıyor ve oyuncular tam da bu noktada devreye giriyor. Türkiye/ İzmir’den başlayan ve birçok farklı ülkede geçen hikayede Ali Kemal’in sevgilisinin izini bulabilmesi için gerekli ipuçlarını takip ediyor ve Ali Kemal’i sevgilisi ile buluşturmak için çalışıyor.

The Pack Studios’u Tanıyın

Daha önce Ephesus oyunu ile ilk oyunlarının çıkışını yapan, 2021 Next Game Startup Oyun Girişimciliği Yarışmasında 2.lik, 2022 Kristal Piksel Ödüllerinde ‘’ En İyi Sinematik Jüri Özel Ödülü’’ ve 2021 The Game Development Championship Weekly Winner gibi birçok ödül ve başarıya sahip olan The Pack Studios, Under the Moon oyunu ile yeniden oyun severlerin karşısına çıkıyor.

Under the Moon Steam’de Satışta!

Under The Moon bilgisayar oyunlarının özlenen ve sıkça aranan “bulmaca” kategorisine farklı yaklaşımı ile birçok oyuncunun ilgisini çekiyor. Eski tarz bulmaca kültürünün yeni nesil oyunlarla birleşmesiyle yakalanan bu keyfi kaçırmayın! Oyunun demosunu erişmek ve oynamak için Under the Moon Steam sayfasına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. The Pack Studios ve diğer projeler için websitesini ziyaret edebilirsiniz.

İzmir’de İndie Oyun Stantı Başvuruları için Son Hafta

Bağımsız oyun geliştiricilerini sektörde hak ettiği konuma getirebilmek için desteğimizi eksik etmiyoruz! Bu sene de 7-11 Eylül 2022 tarihleri arasında İzmir Enternasyonal Fuarı’nda gerçekleştirilecek olan Digi Gaming Fest’te hem oyun severlere hem de oyun geliştiricilerine oyununu tanıtma imkanı yakalayabilirsin. Türkiye’de başarılı geliştirici, girişimci ve akademisyenlerden oluşan jüri kadromuza, yarışmaya katılan oyun geliştiricilerine ve alanı ziyaret eden oyun severlere oyununu tanıtarak hem kendini geliştirme fırsatı yakalayıp hem de oyununu sektöre ve oyun pazarına tanıtabilirsin.

Indie Oyun Standı Başvuru Koşulları

Oyun geliştirici, mali anlamında bağımsız olmalıdır; burada geliştirici stüdyonun şirket olup olmama şartı aranmamaktadır.

Oyunun oyuncular tarafından oynanabilir bir demosu olmalıdır.

Oyunun geçerli bir websitesi veya sosyal medya hesabı olmalıdır.

İçerisinde pornografik içerik, açık şiddet unsurları, telifli içerik, 18+ içerik bulunmamalıdır.

Oyun geliştiricileri sadece kendilerine ait materyalleri stantta sergileyebilirler.

Geliştiricilere stantta oyun ya da tanıtıcı videolarını sergilemeleri için bir adet ekran, masa, sandalye, elektrik ve internet altyapısı etkinlik organizatörleri tarafından sağlanacaktır.

Geliştiricilerin alana oyunlarını oynatabilecekleri en az bir adet bilgisayar ve gerekli bilgisayar ekipmanları geliştiriciler tarafından sağlanmak zorundadır.

Festival boyunca stantta en az bir kişinin bulunması zorunludur.

Konaklama ve ulaşım geliştirici tarafından sağlanacaktır.

Ham stantlar organizatör tarafından sağlanırken stantların giydirilmesi geliştiricinin sorumluluğundadır.

ŠKODA Yeni Tasarım Dilini 30 Ağustos’ta Sergileyecek

ŠKODA yeni marka kimliğini ve yeni tasarım dilini 30 Ağustos’ta tanıtmaya hazırlanıyor. Yeni tasarım dilinin hangi yönde evrileceğini gösteren VISION 7S konseptinin örtüsünü kaldıracak olan ŠKODA, yeni imajıyla marka değerlerini daha ileriye taşıyacak.

ŠKODA’nın yeni tasarım dilinde de markanın sağlamlık, fonksiyonellik ve özgün olma gibi özellikler korunurken geniş iç mekanda da teknoloji, sağlamlık ve sürdürülebilir materyaller öne çıkıyor.

Tam elektrikli 7 kişilik bir SUV olarak şekillenen VISION 7S konseptinin tasarımında güçlü bir ön bölüm yer alıyor. Dışa doğru konumlandırılmış dörtlü ışıklandırma grubu, T harfini oluşturacak şekilde tasarlandı. ŠKODA’nın yeni konseptinin ön panjuru ise geniş, siyah ve kapalı olarak şekillendirildi. Markanın kendine has çizgileri ise araç boyunca devam ediyor ve VISION 7S’e güçlü bir duruş kazandırıyor.

Markanın yeni kimliğini ve tasarım dilinin sergileneceği Explore More organizasyonu, canlı yayınla takip edilebilecek. 30 Ağustos’ta Türkiye saati ile 20:00’da başlayacak olan tanıtım, 360 derece kameralarla birlikte https://skoda-explore-more.com/ adresinden interaktif olarak izlenebilecek.

Ekonomik güven endeksi 94,3 oldu
Ekonomik güven endeksi Temmuz ayında 93,4 iken, Ağustos ayında %1,0 oranında artarak 94,3 değerini aldı. Bir önceki aya göre Ağustos ayında tüketici güven endeksi %6,1 oranında artarak 72,2 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %1,5 oranında artarak 86,3 değerini aldı. Reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi %1,1 oranında azalarak 101,4 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %1,3 oranında azalarak 116,2 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %0,4 oranında azalarak 112,9 değerini aldı.