Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (23.08.2022)

Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması için son tarih 2 Eylül..Otomotiv, Geleceğin Teknoloji Girişimlerini bekliyor

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) düzenlediği Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’na (OGTY) başvurular, gelen yoğun istek üzerine 2 Eylül Cuma günü saat 23.00’a kadar uzatıldı. Yarışmada yüksek teknoloji ile otomotiv üretimi ve ihracatında katma değerin artırılması amaçlanıyor.

 Bu yıl “Şarj ve Batarya Teknolojileri” teması ile 25 Ekim tarihinde Bursa Uludağ Üniversitesinde gerçekleştirilecek olan yarışmada, dereceye giren finalistlere toplam 500 bin TL nakdi ödül ve Patent Tescil Ödülü verilecek. Dereceye giren projeler, ayrıca İTÜ Çekirdek Kuluçka Programına girmeye hak kazanacak.

 Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) düzenlediği Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’na (OGTY) başvurular, gelen yoğun istek üzerine bir hafta uzatıldı. Buna göre OGTY adayları, online ortamda başvurularını 2 Eylül Cuma günü saat 23.00’a kadar yapabilecek. OİB’in 2012 yılından bu yana Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinatörlüğünde düzenlediği OGTY, bu yıl “Şarj ve Batarya Teknolojileri” teması ile 25 Ekim tarihinde Bursa Uludağ Üniversitesinde gerçekleştirilecek.

Türkiye’nin otomotiv endüstrisinde dünyanın önde gelen üretim, Ar-Ge, Yenilik ve Tasarım merkezi olması vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren OİB, bu amaçla pek çok öncü etkinliğe imza atıyor. OİB, Türk otomotiv endüstrisinin en önemli etkinliklerinden biri olan OGTY ile üksek teknoloji ile üretim ve ihracatta katma değerin artırılmasını, yeni tasarımcıların yetiştirilmesini, üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendirilmesini ve özgün ürünlerin dünya pazarlarına sunulmasına katkı sağlanmasını amaçlıyor.

Bu yıl yine Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması kapsamında geleceğin fikirlerinin, tasarım ve projelerinin sunulacağı ve önemli konuşmacıların katılacağı etkinlikte, OGTY ödül töreni de düzenlenecek. Ödül töreni, OİB Kurumsal Youtube kanalından da izlenebilecek.

 Toplam 500 bin TL ödül

Bu yıl OGTY’de dereceye giren finalistlere toplam 500 bin TL nakdi ödül dağıtılacak. Yarışmanın birincisine 140 bin TL, ikinciye 120 bin TL, üçüncüye 100 bin TL, dördüncüye 80 bin TL ve beşinciye 60 bin TL ve tüm Patent Tescil Ödülü verilecek. Dereceye giren projelerin sahipleri; önde gelen sektör profesyonellerinin, tasarımcıların ve akademisyenlerin değerlendirmesi sonucunda “İTÜ Çekirdek Kuluçka Programı” nda projelerini olgunlaştırmak için gerekli mentörlük ve eğitimi alacak, ayrıca ofis ve laboratuvar hizmetlerinden yararlanabilme olanağı da yakalayacak.

İstanbul Oyuna Geri Dönüyor!

Gaming İstanbul 16 Eylül 2022’de kapılarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi ana sponsorluğunda açıyor. 18 Eylül’e kadar sürecek etkinlik, oyunun her türüyle ilgilenen amatör ve profesyonel yüzbinlerce kişiyi bir araya getirmeye hazırlanıyor.

Geçtiğimiz yıllarda yüzbinlerce oyuncuya ve oyun sektörü profesyoneline ev sahipliği yapan, 2019 yılında 92.000 ziyaretçiyle dünyanın en büyük sekiz oyun etkinliğinden biri haline gelen ve 33 milyon oyuncunun merakla beklediği oyun, e-spor ve dijital eğlence etkinliği Gaming İstanbul, 16 Eylül’de Prof. Dr. Kadir Toptaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde ilgilileriyle buluşuyor.

Gaming İstanbul 2022’de oyun severleri üç gün boyunca PC / konsol / mobil oyunlar, e-spor turnuvaları, yeni oyunların ilk gösterimleri, ünlü yayıncılar ve takipçi buluşmaları, donanım markalarının en yeni ürünleri, serbest geliştirici alanları ve jam’ler bekliyor.

Gaming İstanbul ziyaretçileri ayrıca etkinlik içindeki alışveriş alanı, FRP etkinlik alanı, cosplay alanı, retro oyun alanı, çocuk parkı ve serbest geliştirici alanına da giriş hakkına sahip olacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ana sponsorluğunda düzenlenen ve OGEM ve Medya AŞ. tarafından desteklenen Gaming İstanbul 2022’nin çatısı altında, oyun sektörüne yönelik iş geliştirme etkinliği ve ekosistemi Indieway de yer alacak. Oyun profesyonelleri ve serbest oyun geliştiriciler, Indieway’de Gaming İstanbul çatısı altında buluşacak, üç gün boyunca konferans ve toplantılarda bir araya gelecek, yatırımcı ve iş geliştirme toplantılarına katılacak.

Etkinlikte dev oyunlar, markalar ve en ünlü yayıncılar yer alıyor!

Gaming İstanbul’un bu yıl oyun severlere en büyük sürprizi Rise Online. Blockchain tabanlı rol yapma oyunu Rise Online, büyük bir etkinlik alanı ve Gaming İstanbul ziyaretçilerine özel sürprizlerle bu yıl etkinliğin en önemli katılımcılarından biri.

Aorus (Gigabyte), Red Bull, Unity, Aerosoft, Codeo, LG, Stargate, Bahçeşehir Üniversitesi Oyun İnkübasyon Merkezi BUG Lab TEKMER, Ancient Gears, Upgrade Entertainment, Wendigo Games, Gizala, Digigame Startup Studio, Zindhu, FRPNET, Enucuzoyun, Bestgameprice, Yuvamız İstanbul gibi marka ve oyunların yanı sıra Türkiye’nin en popüler jam etkinliği Mağara Jam de Gaming İstanbul’daki yerini alıyor.

Ancient Gears firması tarafından geliştirilen ve oyuncuların karşısına demo versiyonuyla dünyada ilk defa Gaming İstanbul’da çıkacak olan Sümer mitolojisi kökenli macera oyunu Adanath da bu yılın katılımcıları arasında.

2019 yılında 215 internet yayıncısına ev sahipliği yapan Gaming İstanbul, bu yıl da her zaman olduğu gibi ünlü yayıncılara ev sahipliği yapıyor. Gaming İstanbul’un marka yüzleri Pelin ‘‘PqueeN’’ Baynazoğlu, Tuna ‘’Pintipanda’’ Akşen, Can Sungur, Murat ‘’Ejderha’’ Sönmez, Alp ‘‘H1vezZz!’’ Kocaman ilk açıklanan isimler arasında. PqueeN, Pintipanda ve Can Sungur bu yıl takipçilerine özel bir sürpriz yaparak Gaming İstanbul Influencer Sahnesi’nde ziyaretçilerle buluşacaklar.

Mobile Growth Summit İstanbul’da

Gaming İstanbul, açılışını etkinlikten bir gün önce 15 Eylül tarihinde uluslararası oyun profesyonellerine özel Mobile Growth Summit etkinliğiyle yapacak. Oyun sektörü profesyonellerinin mobil oyun sektörüne yönelik konferans, seminer ve iş geliştirme toplantılarında bir araya gelebilmelerine olanak sağlayan Global Growth Summit’e üst düzey 200 yönetici katılacak.

Oyun profesyonellerinin buluşmaları, 16-18 Eylül boyunca Gaming İstanbul alanının içindeki Indieway’de devam edecek. Indieway katılımcılara seminerler, MeetToMatch uygulamasıyla toplantı planlama, randevulaşma, kendi bağlantılarını kurma imkanları tanıyor.

Geliştiricilere, Ustalara, Çıraklara İBB Desteği

Açılış konuşmasını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yapacağı açıklanan Gaming İstanbul 2022’de oyun ve genç kültürüne yönelik üretim yapan zanaatkarlar için özel bir alan var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi sponsorluğunda kurulan Gaming İstanbul Geek Culture alanında zanaatkarlar, el yapımı ürünlerini yaklaşık 100.000 ziyaretçi ile buluşturabilecek.

Yoğun talep üzerine büyütülen serbest geliştiricilere özel Indie Alanı sponsorluğunu üstlenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin oyun geliştirme kuluçka merkezi OGEM, genç ekipler için farklı alanlarda etkinlikler düzenleyecek.

Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi ilk yüz yüze bilim etkinliğini gerçekleştirdiBilim Kahramanları Derneği ile bilim kazanacak anlayışıyla çalışan biyofarma şirketi Pfizer Türkiye’nin ortak projesi Bilim Gençlerle Kazanacak çevrimiçi atölyelerden sonra ağustos ayında ilk kez yüz yüze bilim etkinliği gerçekleştirdi. Şimdiye dek 14-18 yaş aralığındaki lise öğrencilerinin bilim insanlarıyla çevrimiçi atölyelerde bir araya geldiği etkinlikler bu defa ilk kez yüz yüze, 7 Ağustos’ta Yeditepe Üniversitesi Teknoloji Üssü’nde, Bilim İnsanı Dilek Turan’ın liderliğinde “İyi Üretim Uygulamaları Merkezinde Temiz Odaları ve Sistemleri Tanıyalım” başlığı altında gerçekleşti. Ayrıca Yeditepe Üniversitesi Hücre ve Gen Terapi Mükemmeliyet Merkezi Laboratuvarı da kapılarını ilk kez Bilim Gençlerle Kazanacak Projesi katılımcılarına açtı.Bu bilim etkinliği kapsamında lise öğrencileri laboratuvarı gezme, iyi üretim gerekliliklerini öğrenme, temiz odaları keşfetme, hücresel ürünlerin üretim sürecini simülasyon ortamında gözlemleme şansı elde etti. Tamamen ücretsiz olan bilim etkinliğinin sonunda tüm katılımcılara dijital sertifika da verildi.Yeditepe Üniversitesi Doktora Adayı Dilek Turan, etkinlikle ilgili şunları söyledi: “Uzun zaman sonra yüz yüze bir organizasyonda gençlerle bir araya gelmek benim için çok heyecan vericiydi. Merkezin henüz açılışı gerçekleşmemiş olsa da gençlere özel ziyarete açmak ve onlara temiz odanın, iyi üretim merkezinin kurulumdan itibaren ne ifade ettiğini yerinde anlatabilmek çok büyük bir şanstı ve biz bunu Bilim Gençlerle Kazanacak projesi kapsamında yapma imkânı bulduk. Teknik gezi tadında bilimsel bir organizasyonla ülkemizde neler yapıldığını ve daha neler daha yapılabileceğini konuştuk. Beraber çok keyifli bir pazar günü geçirdik. Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürler.”Yüz yüze bilim etkinliğine katılan liseli gençler şunları belirtti:“Moleküler biyoloji ve genetik mühendisliği okumayı düşünen birinden, okumaya kesin karar vermiş birine dönüştüm. Çok zevkli ve bilgilendiriciydi. Tekrardan çok teşekkür ederim. (Ece)“Bilgilendirici ve öğrencilerin mikrobiyoloji alanına ilgi duymasına yardımcı olan keyifli bir etkinlikti.” (Melis)“Hangi mesleği seçeceğimi daha çok netleştirdim. Bu nedenle artık daha kararlıyım.” (Melek) Bilim Etkinlikleri ile ilgili sorular için: atolye@bilimkahramanlari.org

3 MADDEDE VEGAN VE EKOLOJİK HİJYEN ÜRÜNLERİ

Vegan ve ekolojik hijyen ürünleri tercih etmek, dünyayı paylaştığımız hayvanların yaşam hakkına ve doğanın sürdürülebilirliğine katkı sağlıyor.

Temizlik ürünleri, içeriklerinden dolayı çevreciler ve hayvanseverlerin en hassas olduğu konuların başında geliyor. Özellikle bazı markaların ürünlerin test aşamalarında hayvanları kullanıyor olması, toplum tarafında ciddi hassasiyete sebep oluyor.

Özellikle pandeminin ortaya çıkması, hijyen konusunun oldukça önemsenmesini sağladı. Çamaşır deterjanlarından bulaşık tabletlerine, yumuşatıcılardan sabunlara kadar hayatın birçok alanında hijyen ürünlerini düzenli olarak kullanmak gerekiyor. Bu ürünlerde de doğa, insan ve hayvan dostu seçenekler artık raflarda yerini aldı.

Ecomark ve vegan sertifikalarına sahip doğal hijyen ürünleri markası Life by Fakir Pazarlama Müdürü Zeynep Mercan, “Günümüzde insanların çevreye ve hayvan haklarına duydukları hassasiyet giderek artmaktadır.  Bu hassasiyet tüketicilerin alışveriş reflekslerini de doğrudan etkiliyor. Özellikle kişisel bakım, hijyen kategorisinde bulunan ve günlük hayatta sık kullanılan ürünlerin satın alım kararını verirken doğaya ve canlılara dost ekolojik ve vegan sertifikalı olmasına dikkat ediyorlar. Biz de Life By Fakir serisi ürünlerimiz ile insanların bu hassasiyetlerine hijyen ürünleri alanında cevap veriyoruz. Ürünlerimizde hayvansal içerikler bulunmamasının yanı sıra hiçbir ürünümüz hayvanlar üzerinde test edilmemektedir. Ayrıca ürünlerimizde GDO, SLS, paraben, klor gibi kimyasallar kullanmayarak doğayı ve insan sağlığını da koruyoruz.” dedi.

Ekolojik ve vegan ürünleri tercih etmek için insanların birçok sebebinin olduğunu belirten Zeynep Mercan, en önemli 3 maddeyi şöyle sıraladı:

Hayvan Dostu

Geçmişten günümüze bazı markaların, ürün test aşamalarında hayvanları kullandıklarını biliyoruz. Bu hayvanların denek olarak kullanılıp çeşitli eziyetlere maruz kalması kabul edilemez. Aynı gezegende nefes aldığımız bu dostlarımızla birlikte ekolojik sistemi bozmadan dünyanın sürdürülebilirliğine katkı sağlamalıyız.

Doğa Dostu

İnsanların sonsuzmuş gibi faydalandığı doğal kaynaklar artık alarm vermeye başladı. Özellikle yağışların azlığı ve sulardaki kirlilik oranı başta kuraklık olmak üzere birçok sorunu geleceğimize taşıyor. Aynı zamanda suyun doğru kullanımı da kuraklığı azaltma konusunda oldukça önemli. Günlük hayatta kullandığımız tüm ürünlerin doğada çözünürlüğü kolay ve ekolojik olmasına dikkat ederek doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğine büyük katkı sağlayabiliriz.

İnsan Dostu

İnsan sağlığı açısından da ekolojik ve vegan ürünleri tercih etmek yüksek önem taşıyor. Beslenmeden günlük hayatta kullanılan ürünlere kadar günümüzde bunu yaşam tarzına çeviren birçok insan bulunuyor. İnsanlar, hem doğayı ve doğadaki canlıları hem de kendi sağlığını korumak için bitkisel içerikli ekolojik ve vegan ürünleri tercih edebilir.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI KARAİSMAİLOĞLU: OYUNLARI BOZAN VE ARTIK OYUNLARI KENDİSİ YAZAN BİR TÜRKİYE VAR
TEKNOFEST kapsamında düzenlenen 7. Türksat Model Uydu Yarışması ile genç nesil uzay vatana “yerli ve milli ürünlerle” imzasını atacak. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türksat’ın gerçekleştirdiği Model Uydu Yarışması’nın önemine dikkati çekerek, “Hem mühendislik alanındaki lisans ve yüksek lisans öğrencilerine teorik bilgiyi pratiğe dönüştürme fırsatı sunuyor hem de disiplinler arası çalışma becerisi kazandırıyoruz. En önemlisi ise bu yarışma ile şimdiden uydu ve uzay teknolojileri alanında çalışacak insan kaynağımızın yetişmesine vesile oluyoruz” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST kapsamında düzenlenen 7. Türksat Model Uydu Yarışması’nda katılımcılara hitap etti. Karaismailoğlu, “Milli teknoloji hamlesi, vizyonumuzu milyonlarla paylaşmamızı sağlayan TEKNOFEST, özellikle gençlerimizin ilgisini kazanmayı başardı. Teknolojik anlamda çağın gerektirdiği bütün donanımlara sahip olmak için var gücüyle çalışan, her adımını planlayan ve geleceğe küresel bir oyuncu olma hedefiyle ilerleyen Türkiye’nin sesini tüm dünyaya duyurduk. Altyapısını hazırladığımız büyük hedeflerimiz var. Yerli sanayimizi geliştirerek ürettiğimiz milli ürünlerle dünya çapında küresel bir üretici ve ihracat ülkesi olmayı hedefledik. AK Parti iktidarı ile birlikte 2002’den bugüne, unutulmaya yüz tutmuş Anadolu’nun değerleri daha da güçlenmiş, millilik kavramı da bu güçlenmeden nasibini aldı” ifadelerini kullandı.
TEKNOLOJİ İHRAÇ EDEN ÜLKE YOLUNDA HIZLA YÜKSELİYORUZ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak inşa edilen köprülerden, uzaya gönderilen haberleşme uydularından, sorumluluk sahasındaki her alanda yerli ve milli üretim ve kabiliyetlerini arttırdıklarını belirten Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye’nin bağımsızlığını perçinliyor, sizler için yeni iş imkanları oluşturuyor, teknoloji ihraç eden ülke yolunda hızla yükseliyoruz. Bu nedenle uluslararası başarılarıyla ülkemizin gururu olan güzide kuruluşumuz Türksat’ın gerçekleştirmiş olduğu bu Model Uydu Yarışması’nı çok önemli buluyoruz. Böylece Hem mühendislik alanındaki lisans ve yüksek lisans öğrencilerine teorik bilgiyi pratiğe dönüştürme fırsatı sunuyor hem de disiplinler arası çalışma becerisi kazandırıyoruz. En önemlisi ise bu yarışma ile şimdiden uydu ve uzay teknolojileri alanında çalışacak insan kaynağımızın yetişmesine vesile oluyoruz. İlk defa 2016 yılında 3 takım 18 kişi ile başlayan sürecimiz 2022 yılında 111 başvuru ile yaklaşık 600 kişiye ulaşan büyük bir yarışmaya dönüştü. Türksat Model Uydu Yarışmasının süreçleri uydu/uzay projesini küçük ölçekte yansıtacak şekilde planlandı. Tasarımdan üretime ve görev sonrası gözden geçirilmesine kadar bir uydu, uzay projesinin tüm yönlerini içeriyor. Yarışmacılara bir uzay sisteminin tasarımından göreve başlamasına kadar geçen sürecini deneyimleme fırsatı sağlıyoruz. Yarışma süreçlerinde yer alan birçok yarışmacı kurdukları firmalarla Uzay ve Havacılık sektöründe irade beyan etmişlerdir. Örneğin, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nden Grizu-263 takımı cep uydu tasarlayarak Ocak 2022’de alçak yörüngeye uydularını yerleştirdi.”
SON 20 YILDA TÜRKİYE’DE ADETA BİR DEVRİM GERÇEKLEŞTİRDİK
Gençleri kutlayan Karaismailoğlu, doğru bir yolda olunduğunu hem yurt içinde hem de uluslararası arenada kazanılan başarılar ile görüldüğünü söyledi. “Amerika’da bu yıl düzenlenen Cansat yarışmasında, üstün başarılar gösteren ilk 15 uluslararası takımın ilk 5’i Türk takımlarıydı. Toplam 7 Türk takımı, ilk 15 sıralamasında yerini aldı” diyen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Hepsini tek tek tebrik ediyor başarılarının artarak devam etmesini temenni ediyorum. Biz kendi ürettiğimiz yüksek teknoloji ürünleriyle dünya çapında küresel bir üretici ve ihracat ülkesi olmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 20 yılda Türkiye’de adeta bir devrim gerçekleştirdik. Bugün, dünyada sadece 10 ülkenin gerçekleştirebildiği kendi yerli gözlem ve haberleşme uydularını üretiyoruz. Yerli arabamızı, milli elektrikli tren setlerini üretiyor. Kendi savaş gemilerini bir bir denize indiriyor. ATAK Helikopterlerini havalandırıyor, Altay Tanklarını yapıyor, İHA’lar ile düşmanları gözlüyor, gerektiğinde SİHA’ları ile düşmanlarını etkisiz hale getiriyoruz. Bu örnekleri arttırabiliriz ama kısaca tüm dünyaya her şeyi başarabileceğimizi ispatladık. Üreten, örnek alınan, teknolojik faaliyetleri takip edilen bir ülkeye dönüştük” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE, UZAYDA KENDİ UYDUSUYLA TEMSİL EDİLEN İLK 10 ÜLKEDEN BİRİ OLACAK
Türkiye’yi kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen ve test edebilen bir seviyeye çıkardıklarını aktaran Karaismailoğlu, Türksat 3A’yı 2008’de, Türksat 4A’yı 2014’te, Türksat 4B’yi 2015’te uzaya gönderdiklerini anımsattı. Türksat 5A ve Türksat 5B’nin de geçen yıl içinde yörüngelerine ulaştığına işaret eden Karaismailoğlu, böylece bir yılda 2 haberleşme uydusunu devreye alan ender ülkeler arasına yerleşildiğini söyledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, “TUSAŞ Tesislerindeki Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nde yapımı devam eden ilk yerli ve milli haberleşme uydumuz Türksat 6A’yı da 2023 yılında uzaya fırlatmayı hedefledik. Böylece Türkiye, uzayda kendi uydusuyla temsil edilen ilk 10 ülkeden biri olacak. Ülkemizin uzaydaki hak ve menfaatlerini korumaya yönelik yol haritamızda, emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
TEKNOLOJİYİ SADECE TÜKETEN DEĞİL, ÜRETEN BİR ÜLKE HALİNE GELMEYİ HEDEFLEDİK
Uzay ve havacılık teknolojilerinin yanı sıra dijital dönüşümün kilit noktasını oluşturan 5G teknolojisinin de yerli ve milli imkanlarla üretileceğine dikkat çeken Karaismailoğlu, “Türkiye’nin teknolojiyi sadece tüketen değil, asıl olarak tasarlayan, geliştiren, üreten ve dünyaya pazarlayan bir ülke haline gelmesini hedefledik. 5G Teknolojisi hususunda çok önemli çalışmalar yaptık ve büyük mesafeler kat ettik. 5G’ye giden yolda donanım ve yazılım ihtiyaçlarına yerli ve milli imkanlar ile geliştiriyoruz. 5G baz istasyonları, 5G çekirdek şebeke, 5G şebeke yönetim ve operasyonel yazılımları ve 5G sanallaştırma platformu gibi 5G teknolojisine özel kritik şebeke donanım ve yazılımları geliştiriyoruz. Ülke menfaatlerimizi gözeterek 5G teknolojisinin gelişmesi için gereken her türlü çalışmanın gereğini yapmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin geleceği gençlerimize emanet. Gençlerimiz bizimle yürüyerek Türkiye’yi layık olduğu geleceğe taşıyacak. Size güvenimiz, inancımız tam. Bugün yerli ve milli teknolojisini geliştirerek yazılan oyunları bozan ve artık oyunları kendisi yazan bir Türkiye var” şeklinde konuştu.

Doğru dondurmanın hikayesi anlatıldı

Bünyesinde gıda mühendisi bulunduran ilk ve tek artizan dondurmacı olan Serez Dondurmacısı, Uzman Diyetisyen Gamze Altınay iş birliği ile Doğru Beslenme ve Doğru Dondurma etkinliğini düzenledi. Markanın Kozyatağı şubesinde gerçekleşen etkinlikte Serez Dondurmacısı Kurucusu Serdar Kemahlı, doğru dondurma ile ilgili akıllardaki soru işaretlerini cevaplandırırken, Gamze Altınay ise dondurmanın doğru beslenmedeki yeri ve önemine değindi.

Sektöründe hayata geçirdiği ilkler ile tanınan Serez Dondurmacısı, sektöre değer katacak etkinliklere imza atmaya devam ediyor. Son olarak Doğru Beslenme ve Doğru Dondurma etkinliğini düzenleyen Serez Dondurmacısı, Uzman Diyetisyen Gamze Altınay ile dondurma tutkunlarını Kozyatağı şubesinde ağırladı. Doğru dondurma ve doğru beslenmeye dair birçok konu başlığının ele alındığı söyleşi soru-cevap oturumu sonrasında tamamlandı.

“Doğru dondurmanın izinden gidiyoruz”

Açıldıkları ilk günden itibaren doğru dondurmanın peşinden gittiklerini ifade eden Serdar Kemahlı, doğru beslenmenin önemini Hipokrat’ın ‘Sağlıklı bir yaşam için öyle bir beslenin ki, ilacınız gıdanız, gıdanız ilacınız olsun’ sözleriyle vurguladı. Dondurma hikayelerinin de bu hassasiyetle başladığını söyleyen Kemahlı; “Amacımız hiçbir zaman ithal hazır karışımlar ve şuruplar ile uzmanlığa gerek olmadan kolayca hazırlanabilen dondurmalar üretmek olmadı. Her daim hijyenik, güvenilir, şeffaf bir üretim anlayışıyla hazırlanan doğal, doğru, besleyici ve lezzetli dondurmaların izini sürdük. Bunun için laboratuvarımızda tam zamanlı gıda mühendisi çalıştırıyor, kendi bünyesinde ham madde denetim ve kontrollerini yapabilen tek işletme olarak butik dondurmacılık anlayışına yön veriyoruz. Doğru dondurmanın tüm kriterlerini yerine getirmek için çok titiz ve hassas bir organizasyon yapısı içinde hareket ediyoruz. Bilindiği üzere doğru dondurmanın temeli, reçete oluşturabilme becerisi ve dolayısıyla gıda teknolojilerinde uzmanlaşmış bilgiye dayanır. Üstelik bu reçeteler hiçbir kimyasal veya hazır şurup kullanılmadan yüzde 100 gerçek malzemeler kullanılarak hazırlanır. Serez Dondurmacısı olarak bizler yalnızca doğal ve gerçek ham maddeler ile çalışıyoruz. Kullandığımız ham maddelerin tarımını kendimiz yaptırıyor, hasadına da tüm Serez Dondurmacısı ekibiyle birlikte gidiyoruz. Çünkü bizim için dondurma yapımı mutfakta değil toprakta başlar” şeklinde konuştu.

Doğru dondurma konusunda tüketicilere uyarılarda bulundu

Doğru dondurmanın besleyici özelliğini koruyabilmesi için bazı standartların yerine getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Kemahlı; “Öncelikle tüm dondurmaların aynı olduğu algısını bir kenara bırakmalıyız. Çünkü doğru dondurmaların içeriğinde katkı maddesi, aroma, kimyasal kıvam artırıcı, renklendirici, hazır şurup veya yapay tatlandırıcı gibi unsurların yer almaması gerekir. Dondurma bir süt ürünü olduğu için doğru ham madde ve doğru tekniklerle üretilmesi de çok önemlidir. Aksi takdirde çok tehlikeli bir gıda maddesine dönüşebilir. Dondurmayı oluşturan her bir ham maddenin teste tabi tutulması, tarım ilacı (pestisit) kullanılmaması, dört mevsim taze ve doğal malzemelerin tercih edilmesi ve yüksek kaliteli sütün doğru pastörizasyon işlemlerinin ardından üretime dahil edilmesi gerekir. Ayrıca temel ham madde olan süt kaymağı kullanılmalıdır. Dondurmanın satışa sunulduğu mekânda da gerekli tüm hijyen kurallarının uygulanması, dondurma üretimi yapılan tesis ve ham madde tercihi kadar önem taşıyor. Bu noktada Serez Dondurmacısı olarak tüm bu kriterleri sağlayabildiğimiz için mutlu ve gururluyuz” dedi.

İki top doğru dondurma ile günlük birçok besin ihtiyacı karşılanabiliyor

Doğru beslenmenin kısıtlamalar değil çeşitlilik içerdiğini söyleyen Uzman Diyetisyen Gamze Altınay; “Beslenme programımızda tüm eser elementlere doğru miktarlarda yer verdiğimizde dengeli bir şekilde beslenmiş oluruz. Dondurma da doğru beslenmenin bir parçasıdır. Bu noktada dondurmanın beslenme açısından içeriklerine baktığımızda; fosfor, protein ve kalsiyum gibi vitamin ve mineraller içerdiğini görüyoruz. Örneğin iki top dondurma, kişinin kalsiyum ihtiyacının yüzde 9’unu karşılıyor. Aynı şekilde kasların korunmasında da dondurmanın faydaları öne çıkıyor. Tüketeceğimiz iki top dondurma günlük protein ihtiyacının yaklaşık yarısını karşılıyor. Sağlık açısından iyileştirici özelliği olduğunu da biliyoruz. Örneğin, bademcik operasyonu geçiren kişilerin dondurma tüketmesi, kişinin daha konforlu bir istirahat geçirmesini sağlıyor. Ayrıca dondurmanın içindeki kalsiyum vücuttaki asit-baz dengesini düzenliyor, kaslarımızın daha rahat kasılmasına yardımcı oluyor. Çikolatalı dondurmalar ise içerisindeki magnezyum sayesinde kaslarımızın daha rahat gevşemesine katkı sağlıyor. Özellikle de sporcuysanız çikolatalı dondurmaya beslenmelerinizde yer verebilirsiniz. Çünkü çikolatalı dondurmalar, günlük magnezyum ihtiyacının da yüzde 10 ila 15’ini karşılayabiliyor” diye belirtti.

Dondurmanın faydası ancak doğru ham maddeler ve doğru teknikler ile ortaya çıkıyor

Dondurmanın faydalarının saymakla bitmeyeceğinin altını çizen Gamze Altınay; “Dondurmanın faydalarına odaklandığımızda ham maddelerinin kalitesi önemli bir belirleyici oluyor. Eğer dondurmada kullanılan süt, doğru sütse bahsi geçen faydalar gerçek hale geliyor. Örneğin dondurma katkı maddesi içermiyorsa karbonhidratların etkisi ile halk arasında mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin salgılamasını sağlıklı düzeyde tutuyor. Buna ek olarak dondurma GDO, koruyucular, aroma, renklendiriciler içermiyorsa ve ayrıca kullanılan süt antibiyotiksiz ise böbreklerin daha sağlıklı çalışmasını sağlayarak taş oluşumunu engellemeye destek olabiliyor. Saydığımız bu faydalara ulaşabilmek içinse doğru dondurmayı bulmak gerekiyor, bunun için satın aldığımız dondurmaların arkasında yazan besin listesine mutlaka bakılmalı. Kesinlikle etiket okuma alışkanlığı geliştirilmeli. Ancak burada şunu da söylemekte fayda var; olabildiğince ambalajlı ürünlerden uzak durulmalı, doğallığıyla öne çıkan besinler tercih edilmeli” sözleriyle doğru dondurmanın önemine vurgu yaptı.

Lidya Grup SIGN İstanbul 2022’de Teknoloji Şovu yapacak

Dijital baskı sektörünün lideri Lidya Grup, 8 – 11 Eylül 2022 tarihleri arasında Büyükçekmece Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan 23. Uluslararası Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri – SIGN İstanbul 2022 Fuarı’nda temsil ettiği 5 markanın son teknoloji dijital baskı makinelerini sergileyecek.

Teknolojisiyle dijital baskı sektörünün dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson, Efi, Kongsberg ve kendi markası Sutec makinelerini ülkemizde temsil eden Lidya Grup, fuarın buluşma noktası olacak. Fuarda, 12 Hall’de E-10 / E-12 / F-20 nolu standlarında Xerox, Epson, Efi, Sutec ve Kongsberg markalarından sergileyeceği makineler ile adeta teknoloji şovu yapacak. Fuara özel kampanyalı fiyatları ve uygun finansman çözümleri ile ses getirecek olan Lidya Grup, ülkemizin tüm illerinden ve yurtdışından ziyaretçilerini ağırlayacak. Son iki yıldır yaşanan pandeminin ardından, bu yılki fuara yurtiçinin yanı sıra yurtdışından da yoğun katılımcı bekleniyor. Ülkemizden ve dünyadan yaklaşık 80 ülkeden 25 binin üzerindeki alıcıyı ve 300’ün üzerindeki katılımcı firmayı bir araya getirecek olan SIGN İstanbul Fuarı, endüstriyel reklamcılık ve dijital baskı dünyasının kalbinde yer alıyor.

Dijital baskı sektörünün en star makinelerini standında sergiliyor

Katıldıkları tüm fuarlarda standın teknoloji şölenine dönüştüğünü ifade eden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:

Son yıllarda pandemi başta olmak üzere çeşitli konulardaki durgunluğun ardından, SIGN İstanbul fuarına iyi bir katılımın olmasını bekliyoruz. İş dünyası olarak bizler, işimizi ve pazarı hareketlendirmek için elimizdeki kaynakları en iyi şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Fuarda, dijital baskı makinelerinin en star 5 markamızdan modellerini, herkesin görebilmesi ve deneyimlemesi için standımızda sergilemeye devam edeceğiz. Reklam sektöründen tekstil sektörüne, copy-centerlardan matbaalara, kobilerden sanayiye hemen hemen tüm sektörlere hizmet verecek geniş bir ürün ailesine sahibiz. Ayrıca, fuarlarda geçerli olan cazip kampanyalar gerçekleştiriyoruz ve yoğun ilgi görüyoruz.” dedi.

Lidya Grup Dijital Deneyim ve Eğitim Üssü yoğun ilgi görüyor

Bu yılın Mayıs ayında kapılarını açan Lidya Grup Dijital Deneyim ve Eğitim Üssü’nün ülkemizin yanı sıra yurtdışında büyük ses getirdiğini belirten Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, şunları kaydetti:

Lidya Grup olarak, sektörümüzde bir ilke daha imza atarak, Türkiye’de ve EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölgesinde ilk ve tek olan Lidya Grup Dijital Deneyim ve Eğitim Üssü’nü 17 Mayıs tarihinde Başakşehir’de açarak ülkemize kazandırdık. Temsil ettiğimiz Xerox, Epson, Efi, Sutec, Kongsberg markalarının, tek çatı altında, yıl boyunca yerinde incelenerek, uygulama sonuçlarının alınabileceği Merkezimizin, yurtiçinin yanı sıra yurtdışında da büyük ses getirdiğini görmekteyiz. Milyon dolarlık makine yatırımı yapacak olan şirketler ve iş insanları, artık dijital baskı makineleri modellerini ve makinelerin çıktılarını kataloglardan görmek yerine, Başakşehir’deki Dijital Deneyim ve Eğitim Üssü’müzde, istediği zamanlarda yerinde yakından incelerken, fiziki sonuçlarını görerek, değişik aplikasyonları deneyerek ve testlerden geçirerek, yatırım kararlarını sağlıklı bir şekilde alabiliyorlar. Temsil ettiğimiz Xerox, Epson, Efi, Sutec, Kongsberg markalarının hepsi baskı sektöründe gözükse de, markaların teknolojileri ve hizmet verdikleri alanlar birbirinden farklıdır ve bu nedenle yatırım kararından önce yakından incelenmesi önemlidir. Lidya Grup olarak bizler, yaptığımız her iş’te, daima en iyisini yapmaya çalışıyoruz ve elde ettiğimiz başarılar neticesinde şirketimizi ülkemizde ve Londra’daki Lydia Digital ltd şirketimiz ile Birleşik Krallık başta olmak üzere bulunduğumuz coğrafyada ve dünyada zirvede tutmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.

İleriye dönük yatırımlar doğru yapılmalıdır

İş dünyasında stratejilerin ve hedeflerin bir iki hamle sonrasına göre değil, orta ve uzun vadeli olarak planlanması gerektiğinin altını çizen Bekir Öz, iş hayatına dair tecrübelerini paylaşarak, şunları anlattı:

Ticarette, kar ve zarar kardeş gibidir. Kar elde etmenin yanında, bazen zarar da edilebilir. Önemli olan, işinizi nereye götürmeyi hedefliyorsunuz ve bu hedeflerin doğrultusunda orta ve uzun vadeli planınız nelerdir, bunları belirlemelisiniz. Yaptığımız her bir işimiz; emeği, bilgiyi, planlamayı, ölçmeyi, strateji geliştirmeyi vs gerektiriyor. Ön hazırlığını kapsamlı bir şekilde yapanların, tekniği ve kondisyonu daha iyi olur, böylece sahaya daha iyi çıkarlar ve başarıyı elde ederler. İleriye dönük yatırımlar doğru yapılmazsa, her şey kaybedilebilir de. Kısaca işinizi suyun akışına bırakamazsınız.” dedi.

Dijital baskı sektöründe zengin ürün ailesine sahibiz

Temsil ettikleri 5 marka ile dijital baskı sektöründe zengin ürün ailesine sahip olduklarını kaydeden Lidya Grup Satış Direktörü Adem Öz, şunları söyledi:

Dijital baskı sektöründe dünya markaları arasında konumlanan Xerox, Epson, Efi, Kongsberg ve kendi markamız Sutec makinelerini temsil ediyoruz. SIGN İstanbul fuarına, 450 metrekare alanda 2 ayrı stant ile katılıyoruz. 5 markamızdan ürün ailemiz ve yeni lansmanını yapacağımız modellerimiz yer alıyor. Markalarımızın hepsinde, daha yüksek kalitede, daha düşük maliyetle, daha verimli bir şekilde üretim yapabilme imkanı sunuluyor. Ürün ailemizdeki makinelerin hepsi baskı sektöründe olsa da, markaların teknolojileri ve hizmet verdikleri alanlar birbirinden farklıdır. Ürün yelpazesine bakıldığında birbirini tamamlayan bir yapıya sahibiz. Örneğin, Efi 30h modeli ile yüksek kalite ve düşük maliyetle yapılan baskılar, hemen onun tamamlayıcısı olan Kongsberg’de endüstriyel dijital kesimi yapılıyor, böylece ister 1 adet, ister 10 bin adet için baskı ve sonlandırmada hızlı şekilde çözüm sağlanabiliyor. Bu yıl ayrıca, tekstil tarafında zengin bir ürün ailesiyle fuara katılıyoruz. En son Epson tekstil ürünlerinin distribütörlüğünü almamızın ardından fuarda Epson’un yeni F serisi ürünlerinin gösterimini gerçekleştireceğiz ve demolarınını yapabileceğiz. Sutec serisinin 3X2 Uv flat pet modelini sergileyeceğiz ve bu modelimiz düşük baskı maliyeti ile yüksek hızda endüstriyel üreticilere hitap ediyor. Hem Sutec tarafında DTF ve sublimasyon olmak üzere 2 model ve Epson tarafında tekstilde direk tişörte baskı yapan yeni F-2100 sergilemesini yapacağız. Dolayısıyla geniş bir ürün grubu ile tekstil tarafında da ürünlerimizi sergileyeceğiz. Ayrıca, ilk defa sergileyeceğimiz Epson’un L serisi ile yüksek kalitede geniş format baskı isteyen müşerilerimize, reçineli, herhangi bir ekosolvent kimyasal içermeyen green card sertifikalı R serisinin lansmanını da yapacağız. Yılın ikinci yarısının daha yoğun geçeceğini gözlemliyoruz. Fuara ve fuarın buluşma noktası olacak standımıza yoğun ilgi bekliyoruz.” şeklinde konuştu. 

ASEE Grup 2022 yılının ikinci çeyreğinde çift haneli büyümesini sürdürdüTürkiye’nin en büyük online ödeme ağını yöneten Payten Türkiye’nin de bağlı bulunduğu Asseco South Eastern Europe (ASEE) Grup, 2022 yılının ikinci çeyreğine ait finansal sonuçlarını açıkladı. Yapılan açıklamaya göre ASEE Grup’un satış gelirleri 2022’nin ikinci çeyreğinde 2021 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 23,7 artarak 74,7 milyon euroya yükselirken Payten’in satış gelirleri yüzde 27 artarak 38,4 milyon euroyu aştı. Avrupa’nın en büyük yazılım şirketleri arasında yer alan Asseco South Eastern Europe (ASEE) 2022 yılının ikinci çeyreğine dair finansal sonuçlarını yayımladı. Yayımlanan sonuçlara göre şirketin satış gelirleri, 2022’nin ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 23,7 (14,4 milyon euro) artarak 74,7 milyon euroya ulaştı. Satış gelirlerinde en fazla büyüme ise yüzde 27 artışla 38,4 milyon euroya ulaşan ödeme çözümlerinden geldi. ASEE Grup’un 2022’nin ilk yarısındaki mali sonuçları da bir önceki yılın ilk altı ayına göre daha iyi geldi. İlk yarı satış gelirleri, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22,6 (26,1 milyon euro) artarak 141,7 milyon euroya ulaştı. ASEE Yönetim Kurulu Başkanı Piotr Jelenski, finansal sonuçlarla ilgili şu açıklamayı yaptı: “2022’nin ikinci çeyreğinde ASEE Group’un iyi performansı, esas olarak özel çözümler ve ödeme çözümlerinden kaynaklandı. Bu çözümler, şirketimizin faaliyet kârında yüzde 20’lik bir büyümeye katkıda bulundu. Özel çözümler yeni ITS (Akıllı Trafik Sistemleri) iş kolu içerisinde büyüme kaydederken ödeme çözümlerimiz e-ticaret ve POS ile ilişkili hizmetler ve işlemler içerisinde büyüme gösterdi.” Ödeme çözümleri (Payten)Finans sektörü başta olmak üzere tüm şirketler için kartlı ve kartsız işlemleri destekleyen kapsamlı ödeme çözümleri sunan Payten’in satış gelirleri ise 2022’nin ikinci çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 8,2 milyon euro (yüzde 27) artarak 38,4 milyon euroya ulaştı. İkinci çeyrekte, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla sırasıyla 3 milyon euro ve 2,8 milyon euro satış geliri sağlayan POS ve ATM hizmetleri ile ilişkili iş kollarının satış gelirlerinde önemli artışlar elde edildi. Bankacılık ve özel çözümler2022’nin ikinci çeyreğinde grubun bankacılık çözümlerinin satış gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,7 milyon euro (yüzde 14) artarak 13,7 milyon euroyu aştı. Temel bankacılık ve çok kanallı çözümler sayesinde daha yüksek satış gelirleri elde edildi. 2022’nin ikinci çeyreğinde özel çözümlerin satış gelirleri ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 4,5 milyon euro (yüzde 25) artarak 22,6 milyon euroya ulaştı. Bu artış kısmen, 2021 yılında satın alınan şirketlerin konsolide sonuçlarından ve trafik yönetimi ile BPM çözümleri sektörlerindeki faaliyetlerden kaynaklandı.

Amazon.com.tr’de “Evim Evim Güzel Evim” mağazası açıldı Herkes farklıdır, ancak evlerinde zaman geçirmeyi sever. Evler yaşadığımız alanlar olmanın yanı sıra rahatladığımız, sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz ve özel anlarımızı paylaştığımız en kişisel alanlarımız.  Amazon Türkiye, bugün yaptığı açıklamayla müşterilerine yaşam alanlarını güzelleştirebilecekleri ve bu konuda ilham alabilecekleri “Evim Evim Güzel Evim” kategorisinin açıldığını duyurdu. Artık Amazon.com.tr müşterileri, evlerini yaşam tarzlarına, bireyselliklerine veya evden çalışma düzenine göre tasarlayabilmek için aralarında ev dekorasyonundan, evden çalışma cihazlarına, akıllı ev cihazlarından tamir aletierine kadar, yaşam alanları için ihtiyaç duyabilecekleri tüm ürünlere “Evim Evim Güzel Evim” kategorisi ile sahip olabilecekler. “Evim Evim Güzel Evim” kategorisi ile müşteriler, sadece ihtiyaçları veya ilgi alanları için aradıkları ürünleri bulmanın yanı sıra renkli yaşam tarzı görselleri ile sunulan çeşitli ev deneyimlerinden de ilham alabilecekler. Tıpkı bir ev gibi iç rahatlatıcı tasarımı olan bu online mağazada ürünler; ilgi alanına, ihtiyaca göre ve odaya göre olmak üzere üç alt kategori altında toplanıyor. Ayrıca Amazon Türkiye müşterileri, açılışa özel olarak başlatılan kampanya kapsamında, 24 – 26 Ağustos tarihlerinde üç gün boyunca, aralarında Hoover H-Free Şarjlı Dikey Süpürge, Melitta Enjoy II Filtre Kahve Makinesi ve Karaca Granada Çelik Tencere Setinin bulunduğu indirim fırsatlarından faydalanabilecekler. Siz de bu sürpriz indirimleri kaçırmamak için buradan “Evim Evim Güzel Evim” mağazasına ulaşabilir, yaşam alanınızı kişiselleştirmek için ihtiyaç duyduğunuz tüm ürünlere Amazon Türkiye güvencesiyle sahip olabilirsiniz.

Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi, Temmuz 2022