Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (14.10.2021)

KAYSERİ OSB’DE İKİ PARSEL İÇİN 24 BAŞVURU

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde iki parselin satışı için noter huzurunda kura çekilişi yapıldı. Kura çekilişine 24 müteşebbis katıldı. Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, katılımcı sayısının fazlalığının yatırıma ilginin göstergesi olduğunu söyledi.

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi, Ahi Evran Konferans Salonu’nda noter huzurunda yapılan kura çekilişi ile mülkiyeti Kayseri OSB’ye ait olan iki ayrı parselin satışı gerçekleştirildi. Kura çekilişi öncesi bir konuşma yapan Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, 24 sanayicinin başvuruda bulunmasını önemsediğini ifade ederek, “Bildiğiniz üzere daha önce sanayi parsellerimizin ihaleyle satışını gerçekleştirmiştik; ancak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da görüşü doğrultusunda iki parselimizi noter huzurunda yapacağımız kura çekilişi ile sanayicilerimize vereceğiz. Kura çekilişimize katılmak üzere 24 sanayicimiz başvuru yaptı. İki arsa için bu kadar çok başvuru yapılması yatırıma ne denli ilgi gösterildiğini ortaya koyuyor. Bu ilgiden dolayı müteşebbislerimize teşekkür ediyorum. Kurada çıkacak sanayicilerimize şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Alacakları parsellerde katma değerli üretimler yapmalarını, istihdama, ihracata ve topyekun ekonomimize katkıda bulunmalarını temenni ediyorum” dedi.

Kura çekilişi sonucu 7591 geçici parsel numaralı 8 bin 414 metrekare büyüklüğündeki parseli Hasçelik Firması, 7596 geçici parsel numaralı 6 bin 201 metrekare büyüklüğündeki parseli ise KLC Enerji firması dolu çekti. Her parsel için ayrıca ikişer adet yedek çekilişi yapıldı.

Kayseri OSB Başkanı Tahir Nursaçan’dan uluslararası rating kuruluşları ve IMF’ye tenkit

“HEM BURUNLARINDAN KIL ALDIRMIYORLAR, HEM DE BÜTÜN TAHMİNLERİ YANLIŞ ÇIKIYOR”

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, uluslararası derecelendirme kuruluşları, S&P, Fitch ve Moody’s’in, Türkiye ile ilgili tahminlerinin sürekli yanlış çıktığını belirtti. Başkan Nursaçan, Türkiye’nin 2021 yılı ekonomik büyümesine ilişkin tahminlerin birbiri ardına revize edildiğini hatırlattı.

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının ehliyet ve güvenilirliklerinin sorgulanması gerektiğini söyledi. OECD ve IMF’nin de bu kategoride olduğunu ifade eden başkan Nursaçan, “Şimdi de OECD ve IMF Türkiye’ye ilişkin büyüme tahminlerini yukarı doğru revize etti. Bunlar hem burunlarından kıl aldırmıyorlar, hem de bütün tahminleri yanlış çıkıyor. Bu kuruluşların tahminlerini takip edelim, ama kesin bir doğruluk atfetmemize de gerek yok” dedi.

Kayseri OSB Başkanı Tahir Nursaçan, bu kurum ve kuruluşların Türkiye ekonomisini değerlendirirken tarafgir ve art niyetli bir yaklaşım içinde bulunduklarının ortaya çıktığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Sözüm ona, anlı şanlı uzmanlarına yüzlerce sayfa rapor hazırlatıyorlar. Her şeyi dikkate alıp incelediklerini iddia ediyorlar, ama sonunda ortaya koydukları rakamlar yanlış çıkıyor. Raporlarının sonuçlarını açıklarken, öyle iddialı konuşuyorlar ki, piyasalar üzerinde her türlü manipülasyona zemin hazırlıyorlar. İş dünyamız istese de istemese de etkileniyor. Rating kuruluşları hem burunlarından kıl aldırmıyorlar, hem de bütün tahminleri yanlış çıkıyor. Son olarak IMF’nin de tahminleri yanlış çıktı. IMF’nin son raporuna göre, Türk ekonomisinin 2021 yılına ilişkin büyüme tahmini yüzde 5,8’den yüzde 9’a yükseltildi. Bu hataya rağmen hiçbir mahcubiyet göstermiyorlar. Aynı IMF 2022 için büyüme beklentisini yüzde 3,3’te sabit tutuyor. Gel de şimdi bu IMF tahminine güvenerek iş ve yatırımlarını planla.”

Türkiye’nin bu yılı yüzde 9 ya da üstünde bir büyüme ile kapatacağının artık kesinlik kazandığına işaret eden Başkan Nursaçan, “Sahadan gelen bilgiler, ekonomimizin önemli bir aksilik olmazsa 2022 yılında da önemli bir büyümeye sahne olacağını gösteriyor. Düşük tahminler akıl karıştırmaktan ve moral bozmaktan başka neye yarar? Artık, bu kuruluşların tahminlerinin güvenilirliklerinin sorgulanması ve yayınladıkları raporlara da şüpheli yaklaşmak şart oldu. Bu yıl tahmini yüzde 60 oranında yanlış çıkan IMF, 2022 için yüzde 3,3 büyüme öngörmüş. Demek ki, Türkiye, en az yüzde 5-6 büyüyecek. Bir kenara yazalım ve ekonomik öngörülerimizi de buna göre yapalım” diye konuştu.

E-Döviz Alım ve Satım dönemi başlıyor
Yetkili müesseselerce düzenlenen döviz alım ve döviz satım belgelerinin, elektronik döviz alım ve satım belgesi olarak düzenleme zorunluluğu getirildi. Yetkili müesseseler, 1 ocak 2022 tarihinde “e-döviz alım ve satım belgesine” geçiş yapmak zorundadır.

Konuya ilişkin açıklama yapan Kolaysoft Teknoloji Dijital Dönüşüm Uzman Yardımcısı Tuğba Sezgin şunları söyledi: E-döviz alım ve satım belgesi uygulaması, döviz alım ve satım faaliyetinde bulunan yetkili müesseseler dahil olmak üzere, ilgili mevzuat gereğince döviz alım-satım belgesi düzenleyebilen tüm mükellefler tarafından kağıt ortamda düzenlemekte olan döviz alım belgesi ve döviz satım belgesinin, elektronik ortamda düzenlenmesi, muhatabına talebi doğrultusunda elektronik veya kağıt ortamda iletilebilmesi, elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilebilmesine imkan veren uygulamadır. E-döviz alım-satım belgesi, yeni bir belge türü olmayıp, kâğıt ortamdaki döviz alım – satım belgeleri ile aynı hukuki niteliklere sahiptir.” dedi.

E-Fatura’ya dahil olmak gerekiyor

Konuya ilişkin bilgiler veren Tuğba Sezgin şunları kaydetti: “Mükelleflerin, E-Döviz alım ve satım belgesi uygulamasına geçiş yapabilmeleri için E-Fatura uygulamasına dahil olmaları gerekiyor. E-döviz alım satım belgesi düzenleyebilme ve iletebilme konusundaki gerekli hazırlıkları, mükellef olan kurum ve kuruluşların biran önce tamamlamış olmaları önemlidir. Kolaysoft Teknoloji olarak, e-dönüşüm hizmetlerinin tümünde olduğu gibi e-döviz alım-satım belgesinde de kullanıcılarına anahtar teslim portal hizmeti vermekteyiz. Başvuru aşamasından tüm entegrasyonlara kadar, Kolaysoft Teknoloji’nin uzman kadrosu ve tecrübesiyle, müşterilerimize hizmet veriyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Tüketicilerin yüzde 72’sinin marka tercihinde sürdürülebilirlik önemli rol oynuyor
Gelişen teknolojiler sayesinde araştırma dünyasında öne çıkan online anketlerin daha fazla kişiyle, daha kısa sürede ve daha az maliyetle yapılmasını sağlayan Havucum.com, tüketicilerin teknolojik ürünleriyle ilgili alışkanlıklarını incelediği anketinin sonuçlarını paylaştı. Araştırmaya göre on tüketiciden dokuzu teknolojik ürünlerini sıfır almayı tercih ederken, yüzde 72’si de tercih edeceği markayı sürdürülebilirlik çalışmalarına göre belirliyor.
Online anketlerle daha geniş bir kitleye ulaşarak araştırmaların daha kısa sürede ve daha az maliyetle gerçekleşmesini sağlayan Havucum.com, tüketicilerin teknolojik ürünlere yönelik tercihlerine dair araştırma gerçekleştirdi. Araştırmaya göre on tüketiciden yedisi ürününü alacağı markaya karar verirken sürdürülebilirlik çalışmalarına dikkat ediyor. Anket katılımcılarının yüzde 92 gibi büyük bir çoğunluğu da teknolojik ürünlerin sıfırını alıyor.
Tüketicilerin yarısından fazlası akıllı telefona 1.000-2.000 TL ayırıyor
Ankete göre katılımcıların yüzde 55’i akıllı telefon için 1.000-2.000 TL arası bütçe ayırdığını belirtirken yüzde 35’i 4.000 TL, yüzde 10’u ise 6.000TL ve üzeri bir bütçe ayırdığını paylaşıyor.
Katılımcılara telefon tercihlerini hangi kriterlere göre yaptıkları sorulduğunda ise kullanıcıların büyük bir çoğunluğu diğer teknolojik cihazlarla uyumlu olmasının, kullanım kolaylığının ve fiyatın en önemli kriterler olduğunu belirtiyor. Ek olarak katılımcıların yüzde 48’i performansının, yüzde 45’i kamerasının ve yüzde 26’sı da son model olmasının tercihlerinde önemli rol oynadığını aktarıyor.
Katılımcıların yarısından fazlası telefonlarını 3-5 yıl aralığında yenilediğini, yüzde 16’sı da telefonları bozulduğu zaman değiştirmeyi tercih ettiklerini söylüyor.
Akıllı telefon, tüketicilerin kullandığı tek cihaz değil
Ankete göre kullanıcıların yüzde 65’i dizüstü-masaüstü bilgisayar, yüzde 55’i tablet ve yüzde 26’sı akıllı saat kullanıyor. Katılımcıların yüzde 92’si bu ürünleri sıfır almayı tercih ettiğini ekliyor.
Yeni araştırmanın bulgularıyla ilgili görüşlerini aktaran Havucum.com Kurucu Ortağı Deniz Alpay, “Günümüzde tüketiciler artık daha bilinçli ve akıllı cihazlarının daha fazla özellik sunmasını istiyor. Dünyanın dört bir yanındaki tüketicilerde en çok gözlemlenen trendlerden birisi olan sürdürülebilirlik, Türkiye’de de görülüyor ve araştırmamızda da yüzde 72 gibi yüksek bir oranla etkisini gösteriyor. Tüketiciler ayrıca elektronik cihazlarının birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışarak bir ekosistem oluşturmasına ve hayatlarının her alanını kolaylaştıracak özelliklere sahip olmasına önem veriyor.” dedi.

Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi, Eylül 2021
Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık %23,35, aylık %1,46 arttı
Tarım-ÜFE’de (2015=100), 2021 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %1,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre %14,00, bir önceki yılın aynı ayına göre %23,35 ve on iki aylık ortalamalara göre %21,71 artış gerçekleşti.
Sektörlerde bir önceki aya göre tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %1,44, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %3,39 artış, balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde %0,23 azalış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde %0,39, tek yıllık bitkisel ürünlerde %5,62 artış, çok yıllık bitkisel ürünlerde %5,02 azalış gerçekleşti.
Yıllık en fazla artış %59,27 ile lifli bitkiler alt grubunda gerçekleşti
Yıllık artışın fazla olduğu diğer alt gruplar %44,02 ile canlı kümes hayvanları ve yumurtalar ve %35,51 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu. Buna karşılık, yıllık artışın az olduğu alt gruplar ise %5,40 ile üzüm, %6,55 ile çeltik ve %11,94 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular oldu.
Aylık en fazla artış %15,84 ile lifli bitkiler alt grubunda gerçekleşti
Aylık artışın fazla olduğu diğer alt gruplar %8,67 ile canlı kümes hayvanları ve yumurtalar ve %7,24 ile tropikal ve subtropikal meyveler oldu. Buna karşılık aylık artışın az olduğu alt gruplar ise %2,65 ile yağlı meyveler ve %3,68 tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu. Aylık en fazla azalış ise %6,53 ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler alt grubunda oldu.

Kurumsal Sektör Hesapları, 2020
Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) 2020 yılında 4 trilyon 982 milyar 603 milyon 819 bin TL oldu
Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) 2020 yılında bir önceki yıla göre %17,5 artarak 4 trilyon 982 milyar 603 milyon 819 bin TL oldu.
Mali olmayan şirketlerin 2020 yılı katma değer içindeki payı %57,9 oldu
Mali olmayan şirketler, toplam ekonomide yaratılan katma değere en fazla katkıyı yapan sektör oldu. Mali olmayan şirketlerin toplam katma değer içindeki payı %57,9 olarak gerçekleşti. Bu sektörü sırasıyla hanehalkı ile genel devlet takip etti.
Toplam gayrisafi tasarrufun GSYH’ye oranı 2020 yılında %26,8 oldu
Toplam gayrisafi tasarrufun Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı 2020 yılında toplam ekonomi için %26,8 oldu. Bu oran mali olmayan şirketler için %16,7, hanehalkı için %7, mali şirketler için %4,1 ve genel devlet için %-0,9 oldu.
Gayrisafi hanehalkı tasarruf oranı 2020 yılı için %10,9 oldu
Hanehalkı tasarrufunun harcanabilir gelire oranı olarak tanımlanan tasarruf oranı, 2019 yılında %12,8 iken 2020 yılında %10,9 oldu.
Net borç verme/ Net borç alma işleminin GSYH’ye oranı toplam ekonomi için 2020 yılında %-5,1 oldu
Toplam ekonomi 2019 yılında GSYH’nin %1’i ile net borç veren konumunda iken 2020 yılında %5,1’i ile net borç alan pozisyonunda oldu.

Konut Satış İstatistikleri, Kayseri’de 2021 yılı Eylül ayında 3 139 adet konut satıldı
Türkiye İstatistik Kurumundan alınan verilere göre, 2021 yılı Eylül ayı itibarıyla Kayseri ilinde toplam konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %24,5 artarak ve bir önceki aya göre %13 azalarak 3 139 adet oldu. Kayseri ili 3 139 konut satışı ile Türkiye genelindeki toplam konut satışlarından %2,1 pay aldı.
Türkiye genelinde 2021 yılı Eylül ayı itibarıyla toplam konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre, %7,6 artarak ve bir önceki aya göre %4,1 artarak 147 143 adet oldu.
2021 yılı Eylül ayında Kayseri’deki ipotekli konut satışları 487 adet olarak gerçekleşti
2021 yılı Eylül ayında Kayseri ilinde satılan konutlardan ipotekli olarak satılanların oranı %15,5 oldu. İpotekli satılan konutların oranı geçen yılın aynı ayına göre %20,2 azalarak 487 adet olmuştur.
Türkiye genelinde Eylül ayında ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %16,4 azalarak 29 759 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %20,2 olarak gerçekleşti.
2021 Eylül ayında Kayseri’de diğer satış türleri sonucunda 2 652 konut el değiştirdi
Kayseri ilinde 2021 yılı Eylül ayı itibarıyla toplam konut satışları içindeki diğer konut satış payı (%84,5) olurken Türkiye genelinde bu oran (%79,8) olarak gerçekleşti.
İpotekli ve diğer ayrıntısında konut satış sayıları
2021 yılı Eylül ayında Kayseri’de satılan konutların 899 adedi ilk satış olarak gerçekleşti
2021 yılı Eylül ayında Kayseri’de satılan konutların 899 adedi ilk defa satılırken, 2 240 konut ise ikinci el konut satışı ile el değiştirdi.
Türkiye İstatistik Kurumundan yapılan açıklamaya göre, Kayseri’de 2021 yılı Eylül ayında toplam konut satışları içinde ilk satışın payı %28,6 iken; ikinci el satışların payı ise %71,4 olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde ise konut satışları içinde ilk satışın payı %29,9, ikinci el satışların payı ise %70,1 oldu.
Kayseri’de 2021 yılı Eylül ayında ikinci el konut satışları geçen yılın aynı ayına göre arttı
2021 yılı Eylül ayında Kayseri ilinde ikinci el olarak satılan konutların oranı geçen yılın aynı ayına göre %23,6 artarak 2 240 adet olmuştur. Türkiye genelinde ise ikinci el konut satışları geçen yılın aynı ayına göre %8,2 artarak 103 176 adet olmuştur.

Konut Satış İstatistikleri, Eylül 2021
Türkiye genelinde Eylül ayında 147 bin 143 konut satıldı
Türkiye genelinde konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,6 artarak 147 bin 143 oldu. Konut satışlarında İstanbul 28 bin 229 konut satışı ve %19,2 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 14 bin 218 konut satışı ve %9,7 pay ile Ankara, 8 bin 806 konut satışı ve %6,0 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 14 konut ile Hakkari, 41 konut ile Ardahan ve 78 konut ile Şırnak oldu.
Konut satışları Ocak-Eylül döneminde %18,3 azaldı
Konut satışları Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %18,3 azalışla 949 bin 138 olarak gerçekleşti.
İpotekli konut satışları 29 bin 759 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %16,4 azalış göstererek 29 bin 759 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %20,2 olarak gerçekleşti. Ocak-Eylül döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %64,3 azalışla 181 bin 855 oldu.
Diğer satış türleri sonucunda 117 bin 384 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde diğer konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %16,0 artarak 117 bin 384 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %79,8 olarak gerçekleşti. Ocak-Eylül döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %17,6 artışla 767 bin 283 oldu.
İlk el konut satış sayısı 43 bin 967 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,3 artarak 43 bin 967 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %29,9 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Eylül döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %20,1 azalışla 287 bin 156 olarak gerçekleşti.
İkinci el konut satışlarında 103 bin 176 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %8,2 artış göstererek 103 bin 176 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %70,1 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Eylül döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %17,5 azalışla 661 bin 982 olarak gerçekleşti.
Yabancılara Eylül ayında 6 bin 630 konut satışı gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %25,8 artarak 6 bin 630 oldu. Toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %4,5 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 2 bin 995 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla bin 358 konut satışı ile Antalya, 408 konut satışı ile Ankara izledi.
Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Eylül döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %43,2 artarak 37 bin 479 oldu.
Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı İran vatandaşlarına yapıldı
Eylül ayında İran vatandaşları Türkiye’den bin 323 konut satın aldı. İran vatandaşlarını sırasıyla 990 konut ile Irak, 540 konut ile Rusya Federasyonu vatandaşları izledi.

İnşaat sektörü, hareketlilik için konut yatırımlarının artmasını bekliyor

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koyan “Hazır Beton Endeksi” 2021 Eylül Ayı Raporu’nu açıkladı. 2021 yılı ağustos ayından sonra eylül ayında da faaliyette bir yükseliş görülmektedir. Faaliyette görülen bu harekete rağmen Beklenti Endeksi son bir ayda azalma göstermiştir. Uzun dönemli toparlanmanın göstergesi olan Güven Endeksi ise eylül ayında eşik değerin hemen altında bir değer almıştır.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.

THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2021 Eylül Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, 2021 yılı ağustos ayından sonra eylül ayında da faaliyette bir yükseliş görülmektedir. Faaliyette görülen bu harekete rağmen Beklenti Endeksi son bir ayda azalma göstermiştir. Uzun dönemli toparlanmanın göstergesi olan Güven Endeksi ise eylül ayında eşik değerin hemen altında bir değer almıştır. Beklenti ve Güven Endekslerinde görülen düşüşe rağmen Hazır Beton Endeksi’nin eşik değerin üzerinde tutunmasının nedeni Faaliyette görülen yükseliş olarak karşımıza çıkmaktadır.

2021 eylül ayında bütün endeksler, pandemi sonrasında Türkiye ekonomisinde toparlanmanın etkilerinin görüldüğü geçen yılın eylül ayına kıyasla düşük görünmektedir. Geçen yıl görülen konut talebinin bu yıl ortaya çıkmaması nedeniyle bütün endekslerdeki yıllık değişim negatif tarafta kalmıştır.

Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “THBB olarak her ay gerçekleştirdiğimiz Hazır Beton Endeksi yalnızca hazır beton sektörü perspektifinden değil, inşaat sektörünün geneli açısından da durumu yansıtması yönüyle sektörün öncü göstergelerinden biri konumundadır. Üçüncü çeyrek verileri ile inşaat sektörünün yoluna devam ettiği ancak sektörün potansiyelini bu yıl hâlen gösteremediği anlaşılmaktadır. Sektör oyuncularının ekonomiye olan güvenlerinin ve geleceğe yönelik beklentilerinin olması gereken seviyenin altında olması, üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır.” diye konuştu.

İnşaat sektörünün yoluna devam etmesi için konut yatırımına olan mevcut ilginin artması gerekiyor

İnşaatın güveni en hızlı zayıflayan, buna karşılık normalleşmesi en çok zaman alan sektör olduğunu vurgulayan Yavuz Işık “Ekonomik gelişmelerden ve başta faiz olmak üzere makro değişkenlerden ani bir şekilde etkilenen inşaat sektörünün kısa zaman içinde yoluna devam etmesi için konut yatırımına olan mevcut ilginin artması gerekmektedir. Bu noktanın cazip hâle getirilmesine yönelik her türlü kamusal girişim sektör açısından kıymetlidir.” dedi.

ANTALYA’YA GELEN TURİST SAYISI 7 MİLYON BARAJINI AŞTI

Antalya’ya gelen turist sayısı artmaya ve 2021 yılının turizm verileri yüzleri güldürmeye devam ediyor. Antalya Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, Antalya’ya hava yoluyla gelen turist sayısı, Ocak-Eylül bandında 7 milyon barajını aştı.

Koronavirüs salgını nedeniyle geçen yılı yaklaşık 3,5 milyon turistle kapatan Antalya’da aşılama çalışmaları ve tesislerdeki sıkı salgın tedbirleri meyvelerini vermeye devam ediyor. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından açıklanan verilere göre, Ocak – Eylül ayları arasında Antalya’ya gelen turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 173 arttı. Ocak – Eylül ayları arasında Antalya’yı ziyaret eden turist sayısı 7 milyon 016 bin 276 oldu.

Mevsimler sonbaharı gösteriyor olsa da henüz turizm sezonu bitmiş değil. Antalya, sonbahar tatili için de birinci sırada yer alıyor. Yaz sezonunun devam ettiği Ekim ayında da Antalya’yı ziyaret eden turist sayısında artış devam ediyor. Bu yüz güldürücü haberin ülkemize çok büyük katkıları olacağı aşikar.

FUARLAR UMUT VERİYOR

Turizm destinasyonları açısından “farkındalık” yaratılmasında turizm fuarlarının rolü son derece önemli olduğu düşünülürse, fuarların kapılarını açıyor olması son derece sevindirici.

ANFAŞ – Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde pandemi nedeniyle uzun bir süre düzenlenemeyen fuarlar, son dönemde tekrar kapılarını açmaya başladı. Bu açılış, hem 2021’in son çeyreği hem de 2022 için önemli bir ivme yaratacaktır. 2022 hem fuarcılık sektörü hem de fuarların düzenlendiği sektörler için oldukça hareketli bir yıl olacağı anlamına geliyor.

Bir süre önce başlayan fuarlarla birlikte, hem ertelenen küresel satın alma talepleri hem de dünya tedarik süreçlerindeki değişimler, Türkiye fuarcılığı için önemli bir ivme yaratacaktır. Fuarların, en üst seviyede toplumsal ve çevresel faydaya sebep olacak şekilde gerçekleşmesi umut ediliyor.

Hilti Kadınları ile inşaat sahalarında eşitlik hareketi

İmza attığı teknolojilerle olduğu kadar erkek istihdamının yoğun olduğu sektörde kadın iş gücüne tanıdığı fırsatlarla da alanına öncülük eden Hilti, bu konuda yürüttüğü kapsamlı çalışmalarla eşitlikçi yaklaşımını şirketin her katmanına yaymayı hedefliyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kapsamında kadın işgücünün artırılması amacıyla hayata geçirdiği “Hilti Kadınları Sahada” projesiyle çalışmalarına tüm hızıyla devam eden Hilti, 2019 yılından bu yana yüzlerce kadına ulaşarak fırsat eşitliğine dayalı bir sistem oluşturmaya katkı sunuyor. Hilti’deki çalışma kültürünün kadın ve erkeğin masada eşit söz sahibi olması üzerine inşa edildiğini vurgulayan Hilti Türkiye İK Direktörü Gülseda Gürsoy, bu projeyle kadınların saha rollerinde daha fazla yer almalarını sağlayarak somut faydalar elde ettiklerini ifade etti.

Çalışan deneyimini merkeze alan eşit ve katılımcı perspektifiyle sadece sektör için değil çalışanları adına da katma değer yaratan Hilti Türkiye, inşaat sahalarında erkek işi olarak atfedilen görevleri kadınların da yapabileceğini savunuyor. Bütün düşüncelere kulak verilmesi, farklı fikirlerin değerlendirilmesi, eşitlikçi yaklaşımın çalışma ortamının her alanına yayılmasını esas alan “Hilti Kadınları Sahada” projesi, yapılan işlerin cinsiyetten bağımsız olduğunu göstermeyi ve inşaat sektöründe eşit görev dağılımını sağlamayı hedefliyor.

Mesleklerdeki cinsiyet kalıpları yıkılıyor

Kadınlar Komitesi ve Hilti Kadınları Sahada projelerinin ilk olarak 2019 yılında ortaya çıktığını ve her yıl gelişerek yeni çalışmalarla devam ettiğini belirten Hilti Türkiye İK Direktörü Gülseda Gürsoy; “Bugünün dünyasında kadının zekâsı, emeği, niteliksel fayda ve becerilerinden yoksun bir iş dünyası düşünmek mümkün değil. Ne fabrikada ne evde ne de sahada… Üretimden üst yönetime kadar her alanda kadın istihdamını bir seçenek olarak görmek artık günümüz gerçekliğinden ve nesnellikten uzak bir yaklaşım. Bu noktada Hilti Türkiye olarak kadınların iş hayatına sağladığı katma değeri geleceğin güvencesi olarak kabul ediyor, kadınların saha rollerinde daha fazla yer almalarını sağlamak adına var gücümüzle çalışıyoruz. Konumu ya da tanımı ne olursa olsun bir göreve cinsiyet atamak konusunda köklü bir dönüşümün yaşanması gerektiğini düşünüyoruz. Hilti Kadınları Sahada projemizle öncelikle kendi sektörümüzdeki cinsiyet kalıplarını yıkmayı, sonrasında ise toplumsal eksende fırsat ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını hedefliyoruz. Yanı sıra kadınların her alanlarda katılımcı olması için gerekli farkındalığın yaratılmasını amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Hilti Kadınları Sahada projesine iş ortaklarından büyük destek

Projeyle ilgili olarak iş ortaklarından olumlu geri bildirimler aldıklarını vurgulayan Gürsoy; “Hem şirket içinde hem de sahada çeşitliliğe dair attığımız adımlar ve aksiyonlarımız, çalışanlar ve müşterilerden destek görüyor. Önce şaşırıyorlar, ancak yapılan işin cinsiyetten bağımsız olduğunu anladıklarında kadınların sahada daha fazla rol almaları gerektiğinde hemfikir oluyorlar. Zaten kadın istihdamının yoğun olduğu bir şirket olarak iş ortaklarımızdan her zaman olumlu dönüşler alıyoruz. Şu an için yüzde 27 oranında kadın çalışanımız var ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uyumlu olacak şekilde bu oranı yüzde 34’e çıkarmayı planlıyoruz.” dedi.

Fırsat eşitliğini şirketin her katmanında uyguluyor

Kadınların saha rollerinde daha çok yer almasını hedefleyen proje kapsamında orta vadede Toplumsal Cinsiyet Eşitliliği üzerine farklı aktivitelerin yer aldığını söyleyen Gülseda Gürsoy; “Bunların başında eğitim ve farkındalık seminerleri geliyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kapsamında konuşmacılar çağırıyor ve şirket çalışanlarımıza seminerler veriyoruz. Ek olarak şirket içindeki uygulamalarımızda sadece kadın ya da erkeklere özel uygulamalara yönelik politikaları farklılaştırıyoruz. Örneğin; babalık iznini iki hafta olarak uyguluyoruz. Kadınlar Günü hediyelerimizi sadece kadın çalışanlarımıza değil, çalışanlarımızın eşleri ve anneleri dahil olmak üzere hayatımıza dokunan tüm kadınlara armağan ediyoruz.

Hilti olarak, şirket içindeki kadınlarımızdan oluşan ve genel müdürümüzün sponsorluğunda oluşturduğumuz Kadınlar Komitesi projelerine yer veriyoruz. Şirket içindeki kadınları dinliyor ve sahadan gelen geri bildirimler ışığında aksiyonlar alıyoruz. Kadınlar Komitesi hem yerel hem global ölçekte projeler geliştirerek fırsat eşitliği için çeşitli çalışmaları hayata geçiriyor. Kadınların okul hayatından başlayarak onları özellikle iş hayatı ile ilgili konularda desteklemek amacıyla oluşturduğumuz ‘Hilti ile Kariyer Köprülerini İnşa Edin’ sloganıyla yola çıktığımız kadın öğrencilere yönelik ‘Mentor-Menti’ programımız bulunuyor. Aynı şekilde satış ve pazarlama departmanları için önceliklendirdiğimiz, üniversitelerin 3. ve 4. sınıflarından istihdam sağladığımız ‘Kadın Stajyer’ programlarımızı da sürdürüyoruz” sözleriyle Hilti’nin kadınların kariyerindeki rolü hakkında bilgiler verdi.

Mercedes-Benz, Stellantis ve TotalEnergies’in batarya şirketi Automotive Cells Company’ye ortak oluyor

Mercedes-Benz, Stellantis ve TotalEnergies, Mercedes-Benz’in Automotive Cells Company’nin (ACC) yeni ortağı olması konusunda anlaşmaya vardı. Düzenleyici merci onaylarının alınmasının ardından resmiyet kazanacak ortaklığın sonucunda ACC, endüstriyel kapasitesini 2030 yılına kadar en az 120 GWh’ye çıkarmayı taahhüt ediyor.

ACC, 2020 yılında Stellantis ve TotalEnergies ile TotalEnergies’in iştiraki Saft arasında başlatılan ve Fransız, Alman ve Avrupalı yetkililer tarafından desteklenen girişim sonucunda, Avrupa’da elektrikli araçlar için batarya üretiminde lider bir şirket oluşturmak amacıyla kuruldu. Mercedes-Benz gibi büyük bir ismin ortaklığa katılması, ACC’nin sektörde kaydettiği ilerlemeyi ve projenin değerini açıkça gösteriyor ve ortaklığı daha da güçlendiriyor.

ACC, elektrikli araçlar için güvenlik, performans ve rekabet odaklı batarya hücreleri ve modülleri geliştirip üretmenin yanı sıra en üst düzeyde kaliteye ulaşmayı ve karbon ayak izini asgariye indirmeyi amaçlıyor. Güncel ACC kapasite planı, sübvansiyonlarla desteklenecek ve öz kaynak ve borçla finanse edilecek olan 7 milyar Euro’yu aşan bir yatırımı harekete geçirecek. Avrupa’da batarya üretiminde lider bir şirketin kuruluşu, Avrupa’nın mobilite alanında enerji dönüşümünde karşı karşıya olduğu sıkıntıları aşmasına ve elektrikli araç sektörü için önemli bir bileşenin arzını güvence altına almasına yardım edecek.

Daimler AG ve Mercedes-Benz AG CEO’su Ola Källenius, yaptığı açıklamada, “Mercedes-Benz çok iddialı bir dönüşüm planı uyguluyor ve bu yatırım, karbon nötr olma yolunda stratejik bir dönüm noktası teşkil ediyor. ACC ile birlikte Avrupa’da Mercedes-Benz’in özel gerekliliklerine göre tasarlanmış batarya hücreleri ve modülleri geliştirecek ve verimli bir şekilde üreteceğiz” dedi. Källenius şöyle devam etti: “Bu yeni ortaklık bize batarya hücresi arzını güvence altına alma, ölçek ekonomilerinden yararlanma ve müşterilerimize üstün batarya teknolojisi sunma imkanı sağlıyor. Bunun yanı sıra, Avrupa’nın elektrikli taşıt çağında dahi otomobil sektörünün merkezinde olmasına yardımcı olabiliriz. ACC, yeni ortağı Mercedes-Benz ile birlikte batarya hücrelerinin tasarımında ve üretiminde Avrupa’nın sektörel rekabet gücünü desteklemek için Avrupa tesislerinde kapasiteyi iki katının üzerine çıkarmayı hedefliyor.”

Stellantis CEO’su Carlos Tavares de şu açıklamalarda bulundu: “ACC’nin liderliğini hızlandırma tutkumuzu paylaşan stratejik bir ortak olarak Mercedes-Benz’i aramızda görmekten mutluluk duyuyoruz. Stellantis’in elektrikli taşıtlara geçiş stratejisi tüm hızıyla sürüyor ve bugün yapılan açıklama, müşterilerin taleplerini karşılayan, sınıfının en iyisi, tam elektrikli çözümler sunmaya kendini adamış 14 markayla birlikte otomotiv sektörünün öncüsü olma yolundaki bir sonraki adımımızı temsil ediyor. Bu konsorsiyum, ortak teknik uzmanlığımızdan ve üretim sinerjimizden güç alıyor ve Stellantis’in en verimli, uygun maliyetli ve sürdürülebilir mobilite çözümlerinde dünya liderliğini sürdürmesini sağlıyor.”

TotalEnergies Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Patrick Pouyanné ise konuyla ilgili “Mercedes-Benz’i ACC’nin yeni ortağı olarak aramızda görmekten mutluluk duyuyoruz. Bu, bir yıl önce Stellantis ile başlattığımız girişimin kredibilitesini gösteriyor ve Avrupa’da batarya hücresi üretiminde lider bir şirket kurma azmimizi tam olarak destekliyor. Birlikte, sürdürülebilir mobilitenin gelişimine katkıda bulunmak için tüm becerilerimizi bir araya getiriyoruz. Bu yeni adım, TotalEnergies’in geniş kapsamlı bir enerji şirketine dönüşümünün ve elektrikli mobilite alanındaki etkinliğimizi artırma isteğimizin bir başka göstergesidir. TotalEnergies, Avrupa’da elektrikli araçların hızla artan büyümesini karşılamak için iştiraki Saft’ın batarya alanındaki kabul görmüş uzmanlığından ve ortaklarımızın sektörel bilgi birikiminden yararlanacak” dedi.

Vertica yeni analitik çözümü Vertica Accelerator’u piyasaya sunuyor

Vertica Unified Analytics Platform’un devreye alım ve tüketim modellerini genişleten Hizmet Olarak Sunulan Vertica (Vertica-as-a-Service), AWS üzerinde kullanıma sunuldu

Vertica bugün yeni birleşik hizmet olarak sunulan yazılım (SaaS) olanağı Vertica Accelerator’ın satışa sunulduğunu duyurdu. AWS üzerinde çalışan Vertica Accelerator, her bir analitik kullanım senaryosu için doğru seviyede kaynak sağlama, yönetim ve kontrol arayışında olan kuruluşlara uçtan uca, veritabanı içi makine öğrenmesinin yanı sıra yüksek performanslı ve ölçeklenebilir analitik de sağlıyor. Kaynak sağlama, yönetim ve kontrol özelliklerinin hepsi yeni Vertica 11 Unified Analytics Platform’da hazır olarak bulunuyor.

Micro Focus Vertica Genel Müdürü ve Üst Düzey Başkan Yardımcısı Colin Mahony konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Şirketler veri odaklı olma niteliğini artırma yarışında analitik süreçlerini çalıştırmak için bulut tabanlı yönetilen hizmetler kullanmaya başlıyor, ancak, kontrolü kaybetmeleri ve hızla yükselen faturalar nedeniyle şaşkına dönüyorlar. Vertica Accelerator kuruluşlara tam kontrol yeteneğiyle birlikte en hızlı hizmet olarak analitiği sunuyor. Müşteriler bir yandan fatura şokundan kaçınmayı sağlayan Vertica’nın hazır otomatik ölçekleme özelliğinden yararlanırken diğer yandan AWS ile pazarlık sonucu saptadıkları kendi fiyatlandırmalarını kullanıyor ve ihtiyaçları temelinde performans seviyelerini belirleyebiliyorlar.”

Vertica Accelerator, AWS genel bulut altyapısında müşterinin kendi AWS hesabında çalışıyor ve hem pazarlıkla saptanan bütün fiyatları ve harcama taahhüdünü koruma yeteneği sağlıyor hem de Vertica ortamının kurulumunu ve yönetimini otomatikleştiriyor. Her türlü devreye alma modeli için tek bir birleşik analitik platformu sağlama taahhüdünü yerine getiren Vertica Accelerator dünya üzerindeki veri odaklı şirketlerin çoğuna itici gücü sağlayan performans ve ölçeğin yanı sıra müşterilerin güven duyduğu bütün temel işlevleri içeriyor. Bu işlevler arasında zaman serisi (time series), örüntü eşleme (pattern matching), jeo-uzamsal (geospatial) analitik ve veritabanı içi uçtan uca makine öğrenmesi gibi gelişmiş analitik işlevler bulunuyor.

McKnight Consulting Group Başkanı William McKnight şu yorumda bulunuyor: “Hizmet Olarak Veri Ambarı olanaklarının hepsinin tasarımı birbirine eşit değil. Öngörülemeyen fiyatlandırma, donanım fiyatlarındaki artışlar ve kontrolden taviz verme karşılığında sağlanan kullanım kolaylığı gibi nedenlerden ötürü şaşırtıcı derecede yüksek faturalarla sonuçlanan çözümlerin farkına varabilmek için bu konuyu araştırmak önem taşıyor. Müşteri tarafından tahsis edilen bulut hesabında çalışan Vertica Accelerator bütün veri ve hesaplama kaynaklarının kendi bulut hesabınızda bulunmasına olanak tanıyor. Vertica uzmanları doğrudan doğruya veritabanınızla iletişim kurarak ayarlama, izleme ve yükseltme işlemlerini gerçekleştiriyorlar. Böylece veriler üzerinde kontrolü ele alıp bir güvenlik ve uyumluluk modelini tam olarak uygulayabiliyorsunuz.”

Vertica Accelerator çözümünün öne çıkan özellikleri ve avantajları şunlardır:

Ölçeklenebilen analitik – Daha fazla kullanıcı, kullanım senaryosu ve veri nedeniyle verilerinizde ve analizinizde ortaya çıkan büyüme ihtiyacıyla birlikte Vertica Accelerator da sizinle birlikte büyür.

Daha hızlı analiz – Sorgular saatlerce sürmesin. Saniyeler ya da dakikalar içinde sorgularınızı tamamlayın. İmkânsız olduğunu düşündüğünüz analitik kullanım senaryolarını gerçekleştirin.

Kolay yönetim – Tüm büyütme, yedekleme ve kurulum işlemleri Vertica uzmanlarınca tasarlanan, oluşturulan ve sağlanan Vertica yönetim düzlemi aracılığıyla sizin için gerçekleştirilir. Böylece analitiğe ve makine öğrenmesine odaklanabilirsiniz.

Erişilebilirlik Bölgesi (Availability Zone) yedek sistemine geçiş ve otomatik düğüm kurtarma – Daha az kaynakla daha fazla kullanım senaryosu ve daha yüksek veri hacimlerine göre ölçekleme yaparken verilerinizden değer elde etmek için daha fazla, yönetim için daha az zaman ayırın.

Otomatik Ölçekleme ve Otomatik Zaman Planlaması – Bilgi işlemi otomatik olarak ama yüksek, şaşırtıcı faturalardan kaçınmayı sağlayan kullanıcı tanımlı korumalarla geliştirin.

Veri yaygınlaştırma – Diğer iş yüklerinin sizi yavaşlatacağına ilişkin endişe duymadan bütün analistlere ve veri bilimcilere veritabanı erişimi sağlayın.

Fazladan ücret ödemeyin – Ek ücret ödemeden geleneksel iş zekasından jeo-uzamsal analitik, zaman serisi ya da makine öğrenmesi gibi gelişmiş analitiğe geçin.

Pazarlık etme özgürlüğü – Güvenli AWS hesabınızda pazarlık sonucu elde ettiğiniz indirimlerden, tasarruf planlarından ve kullanım taahhütlü indirimli faturalama planından yararlanın.

Vertica uzmanlarıyla katılım hizmeti – Vertica uzmanları analitik deneyiminizden en iyi şekilde yararlanabilmenizi sağlamak için hesaplar arası bağlantı ve sürekli izleme ve büyütmeler gibi kişiselleştirilmiş katılım deneyimi sunar.

Türk meyve suları 150 ülkeye ihraç edildi

Türkiye’nin meyve suyu ihracatı 2021 yılının Ocak – Eylül döneminde yüzde 20’lik artışla 223 milyon dolardan 268 milyon dolara yükseldi. Türk meyve suyu sektörünün ihracatından en büyük payı ise; 138,5 milyon dolarla elma suyu ihracatı aldı.

Ege İhracatçı Birlikleri verilerine göre Türkiye, 2020 yılının 9 aylık döneminde 1 milyar 470 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri ihracatı yaparken, meyve suyu meyve sebze mamulleri ihracatının lideri oldu.

Türkiye’de meyve suyu sektörünün büyük bir gelişim gösterdiğini, meyvelerin katma değere dönüşmesine katkı sağladığını dile getiren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, meyve suyu ihracatının son 5 yıldır sürekli artarak 2016 yılındaki 182 milyon dolar seviyesinden, 2020 yılı sonunda 323 milyon dolara geldiğini belirtti.

Meyve suyu ihracatındaki artışın 2021 yılında da sürdüğüne işaret eden Uçak, “Türk meyve suyu sektörü 2021 yılının son çeyreğinde göstereceği performansla 2021 yılı sonunda 400 milyon dolar ihracat rakamına ulaşabilecek güçte. 2022 yılında 500 milyon dolarlık meyve suyu ihracatı gerçekleştirebiliriz” diye konuştu.

Türkiye’nin yıllık 4,3 milyon ton elma üretimiyle elma üretiminde dünyada ilk üç ülke arasında yer aldığının altını çizen Uçak sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin elma üretiminin katma değere dönüşmesi adına ihracatçılarımız yoğun çaba gösteriyorlar. 2021 yılının Ocak – Eylül döneminde; elma suyu ihracatımız yüzde 60’lık artışla 86 milyon dolardan 139 milyon dolara çıktı. Vişne, şeftali, kayısı suyu ihracatımız 103 milyon dolara ulaşırken, portakal suyu ihracatı 4 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Üzüm suyu, domates suyu, armut suyu, limon suyu, kiraz suyu, ananas suyu, greyfurt suyu ihraç edilen diğer meyve suları oldu.”

Meyve suyu ihracatında ABD zirvede

2021 yılında Türkiye’nin meyve suyu ihraç ettiği ülke sayısı 150’ye ulaşırken, Amerika Birleşik Devletleri 90 milyon dolarlık taleple zirvede yer aldı. Hollanda, Türkiye’den 30 milyon dolarlık meyve suyu isteğinde bulunurken, listenin üçüncü sırasında 12 milyon dolarlık meyve suyu talebiyle İtalya yer aldı.

Adyabatik soğutma santral ile sanayide 10 kat ekonomik ısıtma ve soğutma sağlamak mümkün

Canovate indirekt adyabatik yüksek verimli konfor tipi soğutma santrali ile, sanayide 10 kat daha ekonomik ısıtma ve soğutma sağlanması mümkün. Dünyanın ar-ge ve inovasyon şirketleri arasında gösterilen Canovate Group’un mühendisleri, 3 yıllık bir ar-ge çalışmasının sonunda “Canovate İndirekt Adyabatik Soğutma Santralini” geliştirerek, Türkiyenin en prestijli projelerinden Turkcell’in Ankara’daki veri merkezinde 2 yılı aşkın bir sürede kullanılmaktadır. Adyabatik soğutma santrali uluslararası testlerden geçerek (Tier 3 standartları), bu alandaki global ürünlerin arasına girdi.

Canovate İndirekt Adyabatik Soğutma Santralleri, yazılım, donanım ve tasarım gibi kriterlerinde yerlidir. Ülkemizin yanı sıra, Avrupa başta olmak üzere global şirketler ve uluslararası sanayiciler ile görüşmeler devam etmektedir.

Adyabatik ile çok az elektrik kullanılarak soğutma yapılıyor

Adyabatik’in temel olarak havayı nemlendirerek soğutma anlamına geldiğini anlatan Canovate Group’un şirketlerinden CoolAer İklimlendirme Sistemleri AŞ Satış Müdürü Alper Zülkaroğlu, şunları söyledi:

Adyabatik, havayı nemlendirerek soğutma demektir. Nemlenen hava soğuyor ve istenilen mekanda çok az enerji kullanılarak soğutma gerçekleşiyor. Temelde, az enerji kullanılarak soğutma yapıldığı için en verimli sistem adyabatik cihazlarıdır. Kısaca, adyabatik cihazlar sayesinde, 10 kat daha ekonomik ısıtma ve soğutma yapılması mümkündür. Bu nedenle, farklı sektördeki işletmeler ve sanayi tesisleri, enerji maliyetlerini düşürmek için adyabatik soğutma santrallerine yoğun ilgi gösteriyor. Adyabatik soğutma santrallerinin kullanım alanları, telekom şirketleri, finans kurumları, sanayi tesisleri, hastaneler, ilaç depoları, oteller, AVM’ler gibi oldukça geniştir.” dedi.

Konfor Tipi İndirekt Adyabatik Klima Santrali avantajları şunlardır:

1-Özel tasarım ve yüksek verimlilikli adyabatik soğutma performansı, hidrofilik özellikli adyabatik ısı eşanjörü kullanılmaktadır.

2-Günümüzde virüsler önemli derecede konfor alanlarını etkilediği için %100 taze hava olarak ya da karışım havası olarak farklı şekillerde tasarlanabilmektedir.

3-Diğer konfor tipi cihazlarından yaklaşık 10-15 kat daha verimlidir.

4-Enerji verimlilik oranı 30’un üzerine çıkabilmektedir. (EER> 30)

5-Hem ısıtma, hem de soğutma özelliği bulunmaktadır.

6-Opsiyon halinde nem kontrolü sağlanmak isteniyorsa, nem kontrolü de eklenebilmektedir.

7-Sistem içerisinde ek olarak DX sistem bulunmaktadır. Gerekli zamanlarda devreye girerek soğutmaya destek olmaktadır.

8-Tek parça monoblok yapısı sayesinde benzersiz tasarıma sahiptir.

9-Diğer standart ürünlere göre (chiller, klima santrali, tesisat elemanları vs.) ayrı ayrı ve ciddi proje gerektirmez. Tek parça özelliğinde olduğu için bütün komponentler içerisinde barındırılmaktadır.

10-Yazın soğutmadan, kışın ısıtmadan, ciddi oranda enerji tasarrufu elde edilmektedir.

11-Su donmasına karşı koruma özelliği vardır.

12-Problemsiz olarak 25 °C’ye kadar çalışmaktadır.

13-Su tasarruf modu bulunmaktadır. Su kesintisi durumunda su tüketimi azaltılabilmektedir.

14-Tank sistemi ile, su belirli iletkenliğe kadar sirküle edilerek, su tasarrufu yapılabilmektedir.

15-Normal şartlar altında geri dönüş havası fanları toplam soğutma kapasitesini sağlamak için sadece ihtiyaç duyulan oranda çalışarak enerji tasarrufu sağlanmaktadır.

16-Geri dönüş havası fanları, en kötü durumda bile veri merkezi fanlarının kapasitesinin yarısı kapasitede çalışarak, tam soğutma kapasitesini yakalayabilir. Bu şekilde, enerji tasarrufu sağlanmaktadır.

17-Su sertlik değeri ölçümü ve sertlik değeri yüksek suyun drenaj edilmesi sağlanarak sisteme temiz su alımı yapılmaktadır.

18-Cihaz kapaklarında vida kullanılmaz ve her kapaktan kolayca servis için ulaşım imkanı sağlanmaktadır.

19-Nozul besleme suyunun sadece ihtiyaç oranında kullanılması ve su tasarrufu sağlanması mümkündür.

20-Monoblok dizayn ile ısı pompası hücresinin her bir parçasını kendi içerisinde bulunduran bir tasarımdır. Dışarıdan bakıldığında sadece klima santrali görülmektedir.

21-Takım çalışması uyumluluğu ve birbirinden bağımsız çalışma özelliği bulunmaktadır.

22-Kompakt bir otomasyona sahip olup, otomasyonel zenginliği en yüksek cihazdır.

Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü 3,5 milyar dolar hedefine fuarlarla ulaşacak

2023 yılı sonunda 3,5 milyar dolar ihracat hacmine ulaşmayı hedefleyen Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, Almanya’nın Köln şehrinde düzenlenen ANUGA Gıda Fuarı’nda su ürünleri ve hayvansal mamuller ürünlerini dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçıların beğenisine sundu.

Gıda sektöründe dünyanın en büyük buluşmasına ev sahipliği yapan Anuga Fuarı’na Türkiye’den 290 firmanın katılım sağladığı bilgisini paylaşan Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, ANUGA Fuarı’nda Türkiye’nin İtalya, İspanya’nın ardından uluslararası katılımda üçüncü sırada yer aldığını dile getirdi.

Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün 2021 yılının Ocak – Eylül döneminde ihracatını yüzde 38’lik artışla 1 milyar 731 milyon dolardan, 2 milyar 382 milyon dolara taşıdığına işaret eden Kızıltan, “Su ürünlerinden, kanatlı eti ve yumurtaya, baldan süt ürünlerine insanlığın üç öğün beslenme ihtiyacına cevap veren bir ürün gamına sahibiz. Salgın döneminde sağlıklı gıda tüketim talebindeki artış ihracat rakamlarımıza olumlu yansıdı. Fiziki fuarlar ve sektörel ticaret heyetleri yapamamış olmamıza rağmen, başarılı bir dönem geçiriyoruz. Yıllık ihracatımız ilk kez 3 milyar doları aştı. 2023 yılı için ortaya koyduğumuz 3,5 milyar dolar ihracat hedefine daha önce ulaşmak için tanıtım çalışmalarımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.

Son 1 yıllık süreçte ihracatını yüzde 31’lik artışla 932 milyon dolardan 1 milyar 226 milyon dolara taşıyan, Ege Bölgesi’nde gıda ihracatında lider birlik konumuna yükselen Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Köln’de gerçekleşen Anuga Fuarı’na katılım sağladı. Fuar sırasında Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyeleri Nedim Kalpaklıoğlu ve Osman İşlek, ithalatçılara Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

ANUGA Gıda Fuarı’nda, Türk firmaları 9 ayrı ihtisas salonunda tanıtım yaparken, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü dondurulmuş ürünlerin ağırlıklı olduğu 4.1 Hall de yerini aldı.

TOYOTA GAZOO Racing Yeni Kadrosuyla WRC Dönemi İçin Daha da Güçleniyor

TOYOTA GAZOO Racing Dünya Ralli Takımı, FIA Dünya Ralli Şampiyonası’nın yeni dönemine kendini kanıtlamış bir kadroyla girecek. Elfyn Evans ve Kalle Rovanperä, yeni imzaladıkları sözleşmeyle birlikte yeni hybrid Rally1 aracında her yarışta takımla mücadele edecek.

Bununla birlikte Dünya Şampiyonu Sébastien Ogier ise seçilen bazı rallilerde Toyota adına yarışmayı sürdürecek. Toyota’nın güçlü kadrosu, sezon boyunca Ogier ile aracını paylaşacak Esapekka Lappi’nin gelişiyle daha da güçlendi.

TOYOTA GAZOO Racing, 2022 teknik yönetmelikleri için kritik bir geliştirme aşamasına girdi ve bu süreçte takım adına ralliler kazanan ve şampiyonada başarı getiren pilot kadrosuna güveniyor.

2020 yılında takıma katılan Evans, Türkiye ve İsveç gibi rallilerde kazanarak şampiyon Ogier’in ardından ikinci olarak şampiyonluk için yarışabilecek bir pilot olduğunu kanıtlamıştı. Bu yıl Portekiz ve Finlandiya’da kazanan Evans şampiyonluk için mücadele etmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz yıl rallinin en yüksek seviyesine adım atan 21 yaşındaki Rovanperä da Estonya’da galibiyet alarak tarihin en genç WRC kazanan ismi olmuştu. Ardından Yunanistan’da Akrapolis Rallisi’ni de kazanarak hızını bir kez daha kanıtladı.

Toyota Yaris WRC ile ilk sezonu olan 2020’de Dünya Şampiyonluğu kazanan Ogier ise Monte Carlo, Hırvatistan, Sardunya ve Kenya’daki galibiyetleriyle birlikte şampiyonada 24 puan farkla liderliğini sürdürüyor. Ogier’in tüm zaferlerinde yanında olan co-pilotu Julien Ingrassia, 2021 sezonunda kariyerini sonlandıracak ve yerine Benjamin Veillas görev yapacak. 2017’de Toyota takımının bir parçası olan Lappi WRC’nin yeni döneminde tekrar Toyota takımında yer alacak.