Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (13.12.2021)

Kripto Paralara Dikkat! Kumardan Farkı Yok! Yeni bir Bağımlılık mı?

“Talih cesurlardan yanadır.” mottosu ile hayatımıza giren kripto para dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biri haline geldi. Her ay yüz binlerce insan bu platformlara girmeye devam ediyor. Kripto otoritelerine göre 2021 yılı itibari ile kripto para alım-satım işlemlerini gerçekleştirenlerin sayısı 106 milyonu aşmış durumda ve gün geçtikçe sayı daha da artmaktadır.

Kripto varlıklar; gelişen teknoloji ile birlikte değişen insan ihtiyaçlarına daha uygun olmaları, klasik para birimleri gibi bir ülke ya da merkezi bir otoriteye bağlı olmak yerine “merkeziyetsiz” olmaları, daha hızlı, daha ucuz ve daha güvenilir olmaları, daha kolay transfer edilebilir olmaları, varlıkların deşifre olmalarına engel olan bir sistem kullanmaları gibi nedenlerle daha fazla ilgi gördükleri vurgulanmaktadır. Kriptoların bu yükselişin elbette eksi yönleri de mevcut. Konuyla ilgili Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Uzmanı Uzman Psikolog Kinyas Tekin, açıklamalarda bulundu.

Kripto para ticaretinin borsa piyasası ile pek çok ortak yanı olmasına rağmen günün 24 saati ve haftanın her günü gerçekleşmesi, kripto parayı değerlendirme zorluğu, kripto piyasasının çok değişken olması ve geleneksel borsadan farklı olarak güvensizlik ve belirsizlik potansiyeline sahip olduğunu belirten Kinyas Tekin, bu durumun kripto piyasasını daha da sorunlu hale getirdiğini vurguluyor.
Bağımlılıktan Farkı Yok!

Kripto ticaretinin, risk alma, önemli bir şans veya şans unsuru, tutarsız getiriler ve kayıplar, kısa sürede sonuç alma, düşük miktarlarda yatırım yapabilme gibi özellikle online kumar ve bahis ile birçok ortak noktası olduğu, kumar ve bahis oynayan kişilerin bu platformlara daha fazla yöneldikleri rapor edilmektedir. Kripto para ticaretinde kaldıraç sistemi olarak bilinen ve kişinin daha fazla risk almasına olanak sağlayan faktörler bu faaliyetin daha kısa sürede bağımlılığa neden olmasını sağlamaktadır.

Kripto para ticareti yapanlara ilişkin yapılan çalışmalar; kumar problemi yaşayanların yarısından fazlasının kripto para ticareti yaptığını, kripto para ticaretinin kumar bağımlılığı, depresyon ve anksiyete ile ilişkili olduğunu, fiyatlarda ani yükselme ve düşmelerin kumardaki gibi sürekli beklenti oluşturduğunu, kayıpları telafi etmek için daha fazla zaman ve daha fazla para ile yatırım yapıldığını, değişikleri takip etmek için sürekli izlemeye bağlı işlevsellikte kayıplara neden olduğunu, kripto para ticaretinin karmaşık işlemler gerektirmesi, işlemler için bilgisayarların kullanılması sonucunda internet, kumar ve kripto para bağımlılığının birbirini tetiklemesi kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.
Bu maddelerin yarısından fazlasına evet yanıtını veriyorsanız kripto para ticareti nedeniyle destek almanız önerilmektedir.

Planladığınızdan daha uzun süre kripto para ticareti yapmaya başlama

Kripto para ticareti yapmak için daha fazla miktarda para harcamaya başlama

Kripto para ticareti yaptığınız için sorumluluklarınızı ihmal etmeye başlama

Kripto para ticareti yaptığınız için hobi ve aktivitelerinizin değişmeye başlaması

Kripto para ticaretiyle ilgili (geçirilen zaman, kaybedilen para) yalan söylemeye başlama

Kripto para ticareti kesintiye uğradığında agresif ve tahammülsüz olmaya başlama

Kripto para ticareti yapma nedeniyle uykusuz kalmaya başlama

Kripto para ticareti yapmak için kendinize ait olmayan paraları kullanmaya başlama

Kripto para ticareti yapmayı bırakmak istemenize rağmen tekrar başlama

Kripto para ticareti yapmak için ihtiyaç duyduğunuz finansal desteği sağlamak için başkalarına bel bağlamaya başlama

Kripto Para Bağımlılığı için Psikolojik Destek Almak Şart!

Kripto para bağımlılığı geliştirmiş olanların profesyonel destek almaları gerektiğini belirten Uzman Psikolog Kinyas Tekin, bağımlılığın biyolojik bir hastalık olduğunu ve tek başına yönetilmesin güç olduğunu belirtti.

Bağımlılık zamanla düşünce ve inançları da değiştirdiği için yönetilmesi zordur. Başta kontrol yanılgısı, kaçırma korkusu, meşguliyet olmak üzere çok sayıda düşünce ve inançlarda meydana gelen bu değişiklere bilişsel hatalar denilmektedir ve farkındalık oluşturulması gerekmektedir.

Kripto para ticareti sorun olmaya başladıysa, profesyonel desteği düzenli sürdürmek, bu platformların tamamından uzak durmak, aile ile bütçe yönetimi yapmak, hobi ve aktivite planlamak, düzenli uyku ve beslenme, kontrolü zayıflatacak alkol ve uyuşturucudan uzak durmak önerilmektedir.

Kripto para bağımlılığı tedavisinde bütüncül değerlendirme, hasta ve aile ile hareket etmek gereklidir. İlaç tedavisi, bireysel terapi, aile terapisi ve grup terapisi ile entegre edilmiş bir tedavi modeli sürecin olumlu gitmesine katkı sağlayacaktır. Kumar bağımlılığı konusunda uzmanlaşmış bir ekipten destek almak oldukça önemlidir. “Talih cesurlardan yanadır.” mottosu ile hayatımıza giren kripto para dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biri haline geldi. Her ay yüz binlerce insan bu platformlara girmeye devam ediyor. Kripto otoritelerine göre 2021 yılı itibari ile kripto para alım-satım işlemlerini gerçekleştirenlerin sayısı 106 milyonu aşmış durumda ve gün geçtikçe sayı daha da artmaktadır.

Kripto varlıklar; gelişen teknoloji ile birlikte değişen insan ihtiyaçlarına daha uygun olmaları, klasik para birimleri gibi bir ülke ya da merkezi bir otoriteye bağlı olmak yerine “merkeziyetsiz” olmaları, daha hızlı, daha ucuz ve daha güvenilir olmaları, daha kolay transfer edilebilir olmaları, varlıkların deşifre olmalarına engel olan bir sistem kullanmaları gibi nedenlerle daha fazla ilgi gördükleri vurgulanmaktadır. Kriptoların bu yükselişin elbette eksi yönleri de mevcut. Konuyla ilgili Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Uzmanı Uzman Psikolog Kinyas Tekin, açıklamalarda bulundu.

Kripto para ticaretinin borsa piyasası ile pek çok ortak yanı olmasına rağmen günün 24 saati ve haftanın her günü gerçekleşmesi, kripto parayı değerlendirme zorluğu, kripto piyasasının çok değişken olması ve geleneksel borsadan farklı olarak güvensizlik ve belirsizlik potansiyeline sahip olduğunu belirten Kinyas Tekin, bu durumun kripto piyasasını daha da sorunlu hale getirdiğini vurguluyor.
Bağımlılıktan Farkı Yok!

Kripto ticaretinin, risk alma, önemli bir şans veya şans unsuru, tutarsız getiriler ve kayıplar, kısa sürede sonuç alma, düşük miktarlarda yatırım yapabilme gibi özellikle online kumar ve bahis ile birçok ortak noktası olduğu, kumar ve bahis oynayan kişilerin bu platformlara daha fazla yöneldikleri rapor edilmektedir. Kripto para ticaretinde kaldıraç sistemi olarak bilinen ve kişinin daha fazla risk almasına olanak sağlayan faktörler bu faaliyetin daha kısa sürede bağımlılığa neden olmasını sağlamaktadır.

Kripto para ticareti yapanlara ilişkin yapılan çalışmalar; kumar problemi yaşayanların yarısından fazlasının kripto para ticareti yaptığını, kripto para ticaretinin kumar bağımlılığı, depresyon ve anksiyete ile ilişkili olduğunu, fiyatlarda ani yükselme ve düşmelerin kumardaki gibi sürekli beklenti oluşturduğunu, kayıpları telafi etmek için daha fazla zaman ve daha fazla para ile yatırım yapıldığını, değişikleri takip etmek için sürekli izlemeye bağlı işlevsellikte kayıplara neden olduğunu, kripto para ticaretinin karmaşık işlemler gerektirmesi, işlemler için bilgisayarların kullanılması sonucunda internet, kumar ve kripto para bağımlılığının birbirini tetiklemesi kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.
Bu maddelerin yarısından fazlasına evet yanıtını veriyorsanız kripto para ticareti nedeniyle destek almanız önerilmektedir.

Planladığınızdan daha uzun süre kripto para ticareti yapmaya başlama

Kripto para ticareti yapmak için daha fazla miktarda para harcamaya başlama

Kripto para ticareti yaptığınız için sorumluluklarınızı ihmal etmeye başlama

Kripto para ticareti yaptığınız için hobi ve aktivitelerinizin değişmeye başlaması

Kripto para ticaretiyle ilgili (geçirilen zaman, kaybedilen para) yalan söylemeye başlama

Kripto para ticareti kesintiye uğradığında agresif ve tahammülsüz olmaya başlama

Kripto para ticareti yapma nedeniyle uykusuz kalmaya başlama

Kripto para ticareti yapmak için kendinize ait olmayan paraları kullanmaya başlama

Kripto para ticareti yapmayı bırakmak istemenize rağmen tekrar başlama

Kripto para ticareti yapmak için ihtiyaç duyduğunuz finansal desteği sağlamak için başkalarına bel bağlamaya başlama

Kripto Para Bağımlılığı için Psikolojik Destek Almak Şart!

Kripto para bağımlılığı geliştirmiş olanların profesyonel destek almaları gerektiğini belirten Uzman Psikolog Kinyas Tekin, bağımlılığın biyolojik bir hastalık olduğunu ve tek başına yönetilmesin güç olduğunu belirtti.

Bağımlılık zamanla düşünce ve inançları da değiştirdiği için yönetilmesi zordur. Başta kontrol yanılgısı, kaçırma korkusu, meşguliyet olmak üzere çok sayıda düşünce ve inançlarda meydana gelen bu değişiklere bilişsel hatalar denilmektedir ve farkındalık oluşturulması gerekmektedir.

Kripto para ticareti sorun olmaya başladıysa, profesyonel desteği düzenli sürdürmek, bu platformların tamamından uzak durmak, aile ile bütçe yönetimi yapmak, hobi ve aktivite planlamak, düzenli uyku ve beslenme, kontrolü zayıflatacak alkol ve uyuşturucudan uzak durmak önerilmektedir.

Kripto para bağımlılığı tedavisinde bütüncül değerlendirme, hasta ve aile ile hareket etmek gereklidir. İlaç tedavisi, bireysel terapi, aile terapisi ve grup terapisi ile entegre edilmiş bir tedavi modeli sürecin olumlu gitmesine katkı sağlayacaktır. Kumar bağımlılığı konusunda uzmanlaşmış bir ekipten destek almak oldukça önemlidir.

Yünsa Techxtile İnovasyon Ligi’nde ilk 10 firma arasında

Dünyada üst segment yünlü kumaş üretiminde lider firmalar arasında yer alan ve Türkiye’de de kendi kategorisinde ihracat lideri olan Yünsa, sektöre öncülük eden inovasyon çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Yünsa, yenilik ve teknolojiyi odak alan başarılı Ar-Ge projeleriyle Techxtile İnovasyon Ligi’nde ilk 10 firma arasında yer aldı.

Tüm üretim ve geliştirme süreçlerini sürdürülebilirlik anlayışıyla yerine getiren Yünsa, çevreye olumsuz etkisi az, yüksek katma değeriyle ülkeye katkı sağlayan, Türkiye’yi uluslararası arenada gururlandıran yenilikçi üretim süreçleri geliştirmeye devam ediyor. Yünsa’nın inovasyon çalışmaları ise sektör tarafından takdirle karşılanıyor. Son olarak Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği, Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Bursa Ticaret Odası, BUTEKOM ve BEBKA Kalkınma Ajansı proje ortaklığıyla düzenlenen Techxtile Ödül Töreni’nden ödülle dönen Yünsa, Ar-Ge ve inovasyon alanında yaptığı başarılı çalışmalarla tekstil sektörüne katkı sağlayan en başarılı ilk 10 firma arasına girerek Techxtile İnovasyon Ligi’ne katıldı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Yünsa Genel Müdürü Mustafa Sürmegöz, “Üretimimizin merkezinde çevre dostu, sürdürülebilir çözümler ve inovasyon var. Müşteri odaklı yaklaşıma ağırlık vererek fark yaratmak ve kaliteli üretimi sürdürmek için teknoloji ve inovasyona önem veriyor ve bu doğrultuda ürünlerimizin markalaşmasına katkı sağlıyoruz. Ürün kalitesini geliştirici ve sınai maliyeti düşürücü nitelikteki modernizasyon ve iyileştirme çalışmalarına ara vermeden devam ediyoruz. Bu kapsamda Ar-Ge merkezimiz, üniversite ve araştırma merkezleri ile koordineli olarak projeler yürütüyor. Yünsa olarak, sürekli inovasyon kültürü yaratma, yeni teknolojileri öğrenme ve geliştirme konusunda sektöre öncülük ediyor; teknolojik bilginin yerlileştirilmesini ve ticarileştirilmesini desteklemeye uygun teknik tekstiller ve akıllı tekstiller alanında çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Tüm bu emeklerimizin sektör tarafından yakından takip edilmesi ve sektörün önde gelen STK’ları tarafından ödüle layık görülerek Techxtile İnovasyon Ligi’nde yer almak gurur verici” dedi.

2022’de de dijital dönüşüme mentorluk edecek

Sanayicilerin sürdürülebilir başarılarını destekleyen ileri teknolojili üretim yönetim sistemleri geliştirmek ve stratejik iş ortaklığı kurmak hedefiyle çalışan Doruk, 2021 yılında firmalara dijital dönüşüm alanında mentorluk yapmaya devam etti. Türkiye’de sanayide dijitalleşme konulu ilk Ar-Ge çalışmalarını yapan teknoloji firması olarak otomotiv, beyaz eşya, plastik, ilaç, kimya, gıda ve ambalaj başta olmak üzere pek çok farklı sektöre odaklanan şirket; yakın zamanda hayata geçirdiği ve yurt dışı faaliyetlerine başladığı IoT Tabanlı MES MOM Üretim Yönetim Sistemi ProManage Cloud ile dijitalleşmede devrim niteliğinde bir yeniliğe imza attı. 2022 yılında ProManage Cloud ve kamera görüntülerinin dijital veriye dönüştürülmesi teknolojisi olan Computer Vision ile dijital dönüşüme öncülük etmeyi amaçlayan şirket, inovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerine yönelik yatırımlarını artırarak sürdürecek.

Geleceğin fabrikalarında yapay zekâ ve artırılmış gerçeklik teknolojileriyle “dünyanın en iyi çözümleri” olarak konumlanmayı misyon edinen Doruk, 2022 yılında ProManage ile birçok fabrikayı dijital üretim merkezlerine dönüştürmeyi planlıyor. Son olarak dijitalleşmenin önündeki engelleri kaldırmak için geliştirilen ProManage Cloud ve bilgisayarları görsel dünyayı yorumlamak ve anlamak için eğiten bir yapay zekâ uygulaması olan Computer Vision ile sektördeki dengeleri değiştiren şirket, yeni dönemde daha fazla sanayiciye ulaşmayı amaçlıyor. Kendilerine dünya markası olma hedefi belirlediklerini söyleyen Doruk Yönetim Kurulu Üyesi ve ProManage Corporation Genel Müdürü Aylin Tülay Özden, 2017’de kurulan ve halihazırda faaliyette olan Amerika’daki şirketleri ProManage Smart Manufacturing Solutions Corp. ile global olarak genişlerken Chicago’daki MxD Teknopark bünyesinde küresel projelere imza atmak istediklerini söyledi.

2021 yılı dijital dönüşümde dönüm noktası oldu

Pandemiyle birlikte artan dijitalleşme ihtiyacı doğrultusunda fabrikaların üretim yönetim mekanizmalarını dönüştürme talebinde ciddi bir artış yaşandığını söyleyen Özden; “2021 yılının hem yeni normale adapte olmak isteyen sanayinin gelişimi hem de dijital dönüşüm için bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. Doruk olarak özellikle ülkemizdeki girişimlerin yüzde 99,8’ini oluşturan KOBİ’lerin üretimlerinde kayıp yaşamaması, verimliliklerini artırıp kâr potansiyellerini yükseltmeleri ve en önemlisi de fabrikadaki belli süreçleri manuel olmaktan çıkarıp otomatize edebilmeleri için akıllı iş çözümlerimizle yanlarında yer aldık. KOBİ’lerin hem global rekabet yapısına dahil olması hem de makro büyüme elde etmesi için dijitalleşmeleri önündeki engelleri kaldıran çözümler geliştirdik. Kamera görüntülerinin dijital veriye dönüştürülmesi teknolojisi olan Computer Vision ile birçok işletmenin dijital fabrikaya dönüşmesinde öncü bir rol üstlendik. Bu teknoloji, yapay zekâ ve makine öğrenmesi teknikleriyle kamera görüntülemesinin anlamlandırılması sağlayan bir sistem. Ürün sayma, operasyon sayma, ürün kimliklendirme, yeniden işleme, manuel montaj gibi proseslerde operasyon adeti süresi ölçme, kalite kontrol ve montaj hattı boyunca ürün ve kalite uygunluğunu işletmelerin doğrulayabilmesini sağlıyor. Dijitalleşmenin temel dinamiğini oluşturan artırılmış gerçeklik, makine öğrenmesi, yapay zekâ, büyük veri ve analitik konularında yetkin kadromuzla birçok şirkete dijital dönüşüm mentorluğu hizmeti sunduk, sunmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Dijitalleşmenin önündeki engeller ProManage Cloud ile aşılıyor

ProManage Cloud ile üretim yönetimini uzaktan yaparak KOBİ’lerin verimli ve kârlı üretime devam etmelerini desteklemeyi hedeflediklerini söyleyen Özden; “Fabrikalarda oyunun kurallarını değiştirecek kadar farklı ve rakipsiz olan ProManage Cloud, dijitalleşmenin önündeki birçok engeli ortadan kaldırarak KOBİ’lerin dijitalleşme süreçlerini kolaylaştırıyor. En başta az eforla kurularak iş gücü engelini ortadan kaldırıyor. Sadece bir adet makine ve bir aylık kullanımla başlanabilen ProManage Cloud, esnek makine adedi ve süre kullanıma kadar ölçekli şekilde büyütülebilen dünyadaki en ekonomik dijitalleşme sürecini başlatıyor. Veri tabanı ve server ihtiyacı olmadan sadece internet bağlantısıyla gelişmiş alt yapı sorununa da son veriyor. Üstelik fonksiyon ekleyebilme ve sistemi kendi ihtiyacına göre sürekli dönüştürme şansı sağlayarak yatırımın zamanla düşük fonksiyonlu kalma riskini de nötralize ediyor. Dijitalleşme yatırımlarını risk olmaktan çıkaran, faydaları kanıtlanmış bir çözüm olan ProManage Cloud, hazır şekilde üretim sahalarına teslim ediliyor. Bu ürünümüz sayesinde KOBİ’ler işletmelerini mobilden izleyebiliyor, üretim miktarını ve makinelerin çalışıp çalışmadığını takip edebiliyor. Ürünümüzün hem ülkemizde hem de yurt dışı pazarında faaliyetlerine de başladık. Önümüzdeki dönemde de hem ülkemizde hem de dünyada gelişime açık sektörlerdeki dijitalleşme yolculuğuna rehberlik etmeye devam edeceğiz” dedi.

Tüm Avrupa ülkelerine ulaşmayı hedefliyor

Şirket olarak ABD, Rusya, Belçika, Romanya, Bulgaristan, Cezayir, Sırbistan ve Tataristan’a ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Özden; “Geçtiğimiz dönemde Amerika’daki ProManage Smart Manufacturing Solutions Corp. isimli şirketimizin, Japonya merkezli ITO Corporation ile partnerlik anlaşması imzalamasıyla Asya Pasifik pazarına giriş yapmıştık. Şimdi ise orta ve uzun vadede tüm Avrupa ülkelerine ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu noktadaki en temel hedefimiz dünyaya yayılmak ve üretim yönetim sistemleri alanında Türkiye’den çıkan öncü bir teknoloji markası olmak. Dolayısıyla Amerika’daki şirketimizle ProManage ürünümüzü tüm dünya sanayisine tanıtmak ve entegre etmek bizim için çok önemli. Bu doğrultuda farklı sektörden dev firmaların yer aldığı Chicago’daki MxD Teknopark bünyesinde yer alarak bu firmalarla özellikle üretim yönetim sistemleri alanında ortak projeler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” diye belirtti.

Hedef dünyanın ilk 3 MES üreticisi olmak

ProManage Smart Manufacturing Solution Inc. firması ile ilgili yeni gelişmeleri de aktaran Özden; “2021 yılında ABD’deki firmamızın operasyonel faaliyetlerine başladık. Bu adımla vizyon olarak belirlediğimiz ‘Dünyanın ilk 3 MES üreticisi arasında olmak’ yolunda güçlü bir adım atmış bulunuyoruz. Bilindiği üzere ABD, dünyada yapılan tüm pazarlama, satış ve uygulama faaliyetlerinin merkezi olarak kabul ediliyor. Biz de ProManage’in yurt dışındaki operasyonlarının merkezi olarak ABD’yi konumlandırılıyoruz. ProManage olarak Amerika’da yerel üretim endüstrisini dijitalleşme yolu ile güçlendirme amacı ile kurulan DMDII’ın (Digital Manufacturing Design and Innovstion Institute) yeni adı ile MxD-R&D’nin partnerlerinden biriyiz. Devam eden ‘Manufacturing IT’ projelerinde konsorsiyum üyesi olarak Ar-Ge çalışmalarımıza son hızla devam edeceğiz” sözleriyle gündemlerinde yer alan hedeflerini özetledi.

Singapur’un elektronik atık yönetiminden Evreka sorumluTüm atık yönetimi ve geri dönüşüm sürecini dijitalleştirmek için bulut tabanlı ERP yazılım ve donanımları sunan SaaS şirketi Evreka, ALBA işbirliğiyle Singapur’da akıllı şehirlerin kurulmasına ve sürdürülebilir politikalara destek vermeye başladı. Sıranın Türkiye’ye gelmesini istediklerini belirten Evreka Kurucu Ortağı ve CEO’su Umutcan Duman, Türkiye’de elektronik atık yönetimiyle ilgili optimizasyonu artıracak, atıkların toplandığı andan geri dönüşüm sürecine kadar her şeyi uçtan uca dijital hale getirebilecek bir sisteme ihtiyacın olduğunu söyledi. Çağımızın en büyük sorunlarından birini, yönetilmesi giderek daha da zorlaşan atık problemi oluşturuyor. Giderek azalan kaynaklar da atık problemine eklenince, verimli bir geri dönüşüm süreci ve bu sayede kaynakları tekrar kazanabilmek şart oluyor. Pandemi ile artan evden çalışma ve online eğitimin de etkisiyle 2021’deki elektronik atık miktarının 57.4 milyon tona çıkacağı düşünülüyor. Eğer verimli bir atık yönetimi olmazsa, sadece kaynak kaybı değil, doğaya zarar veren ve iklim krizini artıran etkiler de görülebiliyor. Bu atıkların sadece yüzde 17.4’ü etkili bir şekilde geri dönüştürülebiliyor. Malzeme Geri Kazanım Tesisleri sayesinde atıklar türüne göre ayrılarak, geri dönüştürülebilecek olanlardan ikincil kaynaklar elde edebiliyor. Ancak bu tesislerin yönetim sürecinde; teknolojik yetersizlikler nedeniyle geri dönüşüm sürecinin aksaması sonucu yaşanan zaman kaybı, veri olmadığı için doğru karar alamama, şeffaflıktan yoksun süreçler, elektronik atıklar başta olmak üzere bazı atıkların geri dönüşüm sürecinde zorluklar yaşanıyor. Tüm atık yönetimi ve geri dönüşüm sürecini dijitalleştirmek için bulut tabanlı ERP yazılım ve donanımları sunan SaaS şirketi Evreka, yazılım ve donanım çözümleriyle bu süreçleri iyileştirmek ve sürecin verimli yönetilmesini mümkün kılıyor. Evreka çözümleri Singapur’daSingapur’da her yıl 60 bin ton civarında elektronik atık ortaya çıkıyor. Bu atıkların sadece yüzde 6’sının geri dönüştürüldüğünü tespit eden Singapur yönetimi, geçtiğimiz temmuz ayında ülke çapında bir elektronik atık yönetim sistemi kurdu. Evreka, ALBA işbirliğiyle bu yönetimin bir parçası olarak akıllı şehirlerin kurulmasına ve sürdürülebilir politikalara destek vermeye başladı. Tesis yönetimiyle ilgili teknik sorunları çözmeye odaklanan Evreka, elektronik atık yönetimini de çok daha verimli hale getiriyor. Sırada Türkiye varTürkiye’de her yıl yaklaşık 700 bin ton elektronik atık üretiliyor ve sadece yüzde 5’i geri dönüştürülüyor. Kaybolup giden atıkların ham madde değerinin ise 700 milyon avro olduğunu belirten Evreka Kurucu Ortağı ve CEO’su Umutcan Duman, “Vodafone ve REC Türkiye’nin ‘Atığın Ötesinde’ raporuna göre düzenli olarak güncellenen bir ulusal elektronik atık veri tabanı yok. Dolayısıyla elektronik atık yönetimiyle ilgili optimizasyonu artıracak, atıkların toplandığı andan geri dönüşüm sürecine kadar her şeyi uçtan uca dijital hale getirebilecek bir sisteme ihtiyaç var. Yani, Evreka’nın tesis yönetimi başta olmak üzere sunduğu yazılım ve donanım çözümlerine! Böylece bütün veriler ve süreç tek bir mobil uygulamadan görüntülenebilecek ve daha etkili bir geri dönüşüm süreci başlayacak” diyor.

2022’de de Sürdürülebilir Değer Yaratacak

Stratejik hedefleri ve pek çok ürün gamındaki pazar liderliğiyle öne çıkarken farklılaşma yoluyla sürdürülebilir değer yaratmayı da misyon edinen Hilti Türkiye, sunduğu 360 derece hizmet anlayışıyla 2021 yılını hem endüstriyel yapıların hem de konutların inşasında sektör profesyonellerinin iş ortağı olarak tamamladı. İleri teknoloji birçok ürününü piyasaya sunarak inşaat sahalarında dijital dönüşümün temellerini atan şirket, imza attığı referans projelerle de yıl boyu önemli başarılar sergiledi. Yeni dönemde yapı sektöründe verimliliği artıracak ürün, servis ve yazılımlar geliştirmeye devam edeceklerini vurgulayan Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, özellikle erkek istihdamının yoğun olduğu sektörde kadın iş gücünü artırmayı hedeflediklerini ve deprem kuşağında yer alan Türkiye’de sismik ürünlerin gelişimine ve uluslararası kriterlerin standart haline gelmesine öncülük etmeyi sürdüreceklerini açıkladı.

Yeni normalin hâkim olduğu ve dijital dönüşümün her alanda hissedildiği 2021 yılında özellikle konut ve endüstriyel yapılar başta olmak üzere farklı yapıların dinamiklerine uygun teknolojiler geliştiren Hilti, ekipmandan yazılıma kadar birçok alanda entegre hizmet sunuyor. Şirketin 2021 yılını değerlendiren ve 2022 yılı için hedef ve öngörülerini paylaşan Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, “Hilti olarak en önemli gündem konumuz, iş ortağı olabilme hedefini yerine getirerek sürdürülebilir bir değer yaratmak. Bunun için de tüm çalışmalarımızı çözüm ortağı olma misyonu çerçevesinde değerlendiriyor, satılan ürünle sınırlı kalmadan müşterilerimize bütüncül bir hizmet sağlamayı hedefliyoruz. Şirket olarak 2021 yılında dijitalleşme ışığında yapı sektöründe verimliliği artıracak pek çok ürün, servis ve yazılımlar geliştirdik. Bu başarımızı 2022 yılında da artırarak sürdürmeyi ve sektöre öncülük etmeyi hedefliyoruz” dedi.

“İş Ortaklığı’’ modelini bir üst seviyeye taşıyacak

2021 yılının son çeyreğinde müşterileriyle daha fazla etkileşim halinde olmak için “İş Ortaklığı” modelini hayata geçirdiklerini vurgulayan Çetinkol, “Bu kapsamda 2022 yılında çok daha gelişmiş bir müşteri memnuniyeti yapısı oluşturmak istiyoruz. Çünkü iş ortağı modelinin sürdürülebilir değer yaratmada çok önemli bir itici güç oluşturduğunun farkındayız. Bu modelle sadece ekipman üreten ve satan bir tedarikçi olmak yerine verilen hizmet sonrası danışmanlık, yazılım, tasarım, kontrol ve mühendislik gibi faydalar sağlayan holistik bir yapı inşa edeceğiz. 2022 yılında da değer veren ve performans odaklı kültür anlayışımız gereği müşteri sadakatini verilen hizmetlerin bütünüyle sağlamayı, teknik çözümler ve doğru uygulamalarla öne çıkarmayı amaçlıyoruz” dedi.

İnşaat sahalarındaki dijitalleşmeyi hızlandıracak

2021 yılında geliştirdikleri yazılımlarla şantiyelerdeki ve proje ofislerindeki süreçleri çok daha verimli ve etkin hale getirerek sektördeki dijital dönüşüme öncülük ettiklerinin altını çizen Çetinkol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hilti olarak 2022 yılında Ar-Ge ve dijitalleşme konusunda çok ciddi atılımlara imza atacağız. Bu atılımlarla müşterilerimize ve tüm sektör paydaşlarımıza sağladığımız hizmet kalitesini en üst düzeye taşımayı hedefliyoruz. 2021 yılında ankraj uygulama tasarımları için geliştirdiğimiz bulut tabanlı yazılımımız PROFIS Engineering ile çok önemli projelerde yer aldık ve çok sayıda inşaat profesyoneli tarafından tercih edildik. Bu yazılım, tek bir platform üzerinden bağlantı elemanlarının tasarım süreçlerini dijitalleştirerek süreçleri çok daha verimli ve etkin hale getiriyor. 2022 yılında da PROFIS Engineering ile daha fazla inşaat temsilcisine ulaşmayı hedefliyoruz. Yıllardır başarıyla sürdürdüğümüz mühendislik ve yazılım servisimizi yeni yılda çok daha ileriye taşıyarak şantiyelerdeki dijitalleşme süreçlerini hızlandırmayı amaçlıyoruz.”

Hilti’den zaman tasarrufu sağlayan çözümler

2021 yılında Hilti envanter yönetim sistemi ON!Track’ın hem kullanıcı ara yüzü hem de fonksiyonel iyileşmelerle oluşturulmuş üçüncü jenerasyonunu kullanmaya başladıklarını söyleyen Çetinkol; “2022 yılında ON!Track kullanan müşteri sayımızı iki katına çıkarmayı hedefliyoruz. Buna ek olarak yeni yılda ON!Track Varlık Yönetim Sistemi’ni daha da geliştirmek için çalışacağız. Kompleks yapıdaki inşaat sahalarında ekipmanların ve sarf malzemelerinin mobil cihazlardan ve bilgisayarlardan kolayca takip edilebildiği bu sistemle üretkenlik konusunda fark yaratacağımız bir yıl olacak diyebiliriz” şeklinde konuştu.

“Sismik teknolojiler 2022 iş planlarımızın olmazsa olmazı”

2022 yılında global ve yerel iş birliklerini artırmayı planladıklarını belirten Banu Deniz Çetinkol, “Hilti Türkiye olarak çok önem verdiğimiz konuların başında gelen deprem çalışmaları ve iş birlikleri de yeni yıl hedeflerimiz arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu kapsamda çeşitli üniversite ve STK’larla iş birliklerimizi geliştirmeye odaklanacağız. Deprem, ciddiyetle odaklandığımız bir konu ve sadece depremle ilgili projelerimiz için ofisimizde bizimle çalışan bir arkadaşımız bulunuyor. İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliği başta olmak üzere deprem farkındalığı konusunda toplumu bilinçlendirmeye devam edeceğiz. Ayrıca bir yandan yapıların güvenlik karnesini güçlendirecek öncü sismik teknolojilere imza atarken öte yandan uluslararası kriterlerin standart haline gelmesi için de çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

2023 yılına kadar karbon emisyonunu nötrleyecek

Sürdürülebilirliği; çevre, kurumsal sosyal sorumluluk, cinsiyet eşitliği gibi konulara ve iş yapış şekillerine entegre ettiklerini söyleyen Çetinkol; “Hilti Grup’un uluslararası sürdürülebilirlik ajansı EcoVadis tarafından yapılan değerlendirme sonucunda Hilti, 2021 yılında gümüşten altın statüsüne yükseldi. Bu derece ile değerlendirmeye katılan tüm şirketler içinde yüzde 5’lik dilime girerek önemli bir başarıya imza attı. Daha iyi bir dünya misyonuyla attığımız adımlar, sürdürülebilirlik konusunda önemli çıktılar elde etmemizi de sağlıyor. Örneğin, elektrik tüketiminde bir önceki yıla göre yüzde 4,5 verimlilik elde ettik. Tüm organizasyonlar içindeki enerji tüketiminde ise yüzde 19,8 oranında bir tasarruf sağladık. 2020 yılında pandemi koşullarına göre revize ettiğimiz çalışma biçimleri ile CO2 emisyonumuzu 100,000 ton düşürmeyi başardık. Bu noktadaki öncelikli hedefimiz ise 2023 yılına kadar karbon emisyonunu nötrlemek. Bunun için küresel araç filomuzu benzinli ve dizel motorlardan elektrikli, doğalgazlı ve tam hibrit araçlara dönüştürmek istiyoruz. Döngüsel ekonominin bu hedefimize ulaşmada çok güçlü bir araç olduğuna inanıyoruz. Uzun süredir döngüsel ekonomiye verdiğimiz desteklerle etkili bir atık yönetim sistemi kurduk. Kullanılmış ürünlerin iadesi için bir tedarik zinciri oluşturduk. 800’den fazla çalışanımızın ürünlerimizin aşınma ve yıpranma, dayanıklılık ve geri dönüştürülebilirliği konusundaki bilgilerini her gün geliştirdiği küresel bir onarım merkezi sistemine sahibiz. 2020 yılında kullandığımız hammaddenin yüzde 23’ünü geri dönüştürülmüş malzemelerden tedarik ettik. İnşaat sahalarının vazgeçilmez unsuru haline gelen sürdürülebilirlik konusunda çalışmaya, projelerin çevreye olan etkilerini azaltacak teknoloji ve çözümler üretmeye, üniversiteler, araştırma enstitüleri ve onay kuruluşlarıyla projeler yürütmeye devam edeceğiz” dedi.

Hilti ile mesleklerdeki cinsiyet kalıpları yıkılıyor

Erkek istihdamının yoğun olduğu inşaat sektöründe kadınların iş gücüne eşit katılımını sağlayacak halihazırda birçok proje yürüttüklerini dile getiren Banu Deniz Çetinkol, “Hayata geçirdiğimiz ’Hilti Kadınları Sahada’ projemizle sektördeki ‘mesleki cinsiyet’ kalıplarını yıkmak ve fırsat eşitliği sağlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Aynı zamanda, okul hayatından başlayarak özellikle iş hayatıyla ilgili konularda kadınları desteklemek amacıyla oluşturduğumuz ‘Hilti ile Kariyer Köprülerini İnşa Edin’ adını verdiğimiz mentorluk programımızla da kadın öğrencileri desteklemeye devam edeceğiz. Satış, pazarlama ve mühendislik departmanlarında başlattığımız ‘Kadın stajyer’ programı ile de şirketimizdeki yeni mezun genç kadın sayısını artırmayı hedefliyoruz. Proje sayesinde bu yıl 5 yeni stajyerimizi daha Hilti ailesinin üyesi yaptık. Özetle, 2022 yılında da ezberleri bozmaya ve kadınları inşaat sahalarında görmek için çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Kestane ihracatı ton başına 930 dolar arttı

Kestane ihracatında çifte mutluluk. Türkiye’nin kestane ihracatı 2021 yılının Ocak – Kasım döneminde miktar bazında yüzde 31’lik artışla 5 bin 164 ton’dan, 6 bin 781 tona çıkarken, kestaneden elde edilen döviz miktarı yüzde 79’luk artışla 13,2 milyon dolardan 23,7 milyon dolara yükseldi.

Türk kestanesi 2021 yılında döviz bazında yüzde 36 daha katma değerli ihraç edildi. Türk kestanesi ton başına 930 dolar daha yükseğe alıcı buldu.

Türk kestanesinin 2020 yılında ton başına 2 bin 560 dolara ihraç edilirken, 2021 yılında ihraç fiyatının 3 bin 490 dolara yükseldiği bilgisini veren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Egeli ihracatçıların 20 milyon dolarlık kestane ihracatıyla Türkiye’nin kestane ihracatından yüzde 84 pay aldıklarını dile getirdi.

Kestanenin Sonbahar-Kış mevsimlerinin en önemli sokak lezzetleri arasında yer alması yanında şekerleme, pastacılık ve unlu mamuller sektörlerinde de yoğun olarak kullanılan kestanede yoğun bir hasat süreci yaşandığını aktaran Başkan Uçak, kestane ihracatının da hızlı bir şekilde sürdüğünü anlattı.

Sezon başında 50 milyon dolarlık kestane ihracatı hedefi koyduklarını hatırlatan Uçak, ihracat hedefine emin adımlarla ilerlediklerini dile getirdi.

Kestane üretiminde Aydın’ın Türkiye’de birinci il konumunda olduğuna vurgu yapan Uçak, bu yıl kestane kalitesinin ihracat için son derece elverişli olduğunun altını çizdi. Uçak, “Kestanemizin kalitesi ihracat rakamlarına olumlu yansıyor. Hem üreticimizin, hem ihracatçımızın yüzünün güldüğü bir sezon yaşıyoruz. Üreticimiz 40 TL civarında kestanesine alıcı buldu.” diye konuştu.

Türk kestanesinin yüzde 84’ü Ege’den ihraç edildi

Kestane ihraç sezonunun başladığı 1 Ekim 2021 tarihinden sonra geçen iki aylık dönemde Türkiye 6 bin 781 ton kestane ihraç ederken 23 milyon 675 bin dolar döviz geliri elde etti. Bu ihracatın 19 milyon 933 bin dolarlık dilimi Ege Bölgesi’nden yapıldı.

İtalya, 19 milyon 221 bin dolarla Türk kestanesinin büyük kısmına talip olurken, Almanya’ya 1,6 milyon dolarlık, Hollanda’ya da 523 bin dolarlık kestane ihraç edildi.

Türk kuru meyvelerini en çok Almanlar sevdi

 Türkiye’ye 2021 yılının Ocak – Kasım döneminde 1 milyar 403 milyon dolar döviz kazandıran, 2021 yılı sonunda 1,5 milyar doları aşacak Türk kuru meyve sektörü, en büyük ihraç pazarı Almanya’nın kuru meyve ithalatçıları ile online platformda bir araya gelecek.

Çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı üretim ve ihracatında dünya lideri olan Türkiye’nin ihracatının yüzde 55’ini tek başına gerçekleştiren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Brüksel’de yerleşik Avrupa Kuru Meyve, Kabuklu Yemişler, Konserveler ve Benzeri Ürünler Ticaret Federasyonu (FRUCOM) ve Almanya’da yerleşik Waren-Verein der Hamburger Börse e.V. ortaklığında 15 Aralık 2021 Çarşamba günü uluslararası katılımlı bir webinar düzenleyecek.

Webinarda, sürdürülebilirlik ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı perspektifinden Türk Kuru Meyve ve Kuru Üzüm Sektöründeki gelişmeler paylaşılırken, Alman kuru meyve pazarındaki yeni trendler hakkında bilgi sahıbı olmak ve iki ülke arasındaki ticareti ve diyaloğu arttırmak amaçlanıyor.

FRUCOM Genel Sekreteri Anna Boulova’nın moderatörlük yapacağı toplantıda Türk bilim insanları Prof. Dr. Uygun Aksoy ve Prof. Dr. Ahmet Altındişli, Hamburg Ticaret Borsası Yöneticisi Jeanette Gonnermann ve Waren-Verein der Hamburger Börse e.V. Kuru Meyve Yönetim Kurulu Başkanı Jens Borchert konuşmacı olacak.

Türkiye’nin kuru meyve ihracatının 2021 yılının 11 aylık döneminde yüzde 10,5’lik artışla 1 milyar 272 milyon dolardan, 1 milyar 403 milyon dolara çıktığına işaret eden Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, kuru meyve ihracatında Avrupa Birliği’nin lokomotif olduğunu, yüz yılı aşkın bir süredir ticari ortağımız olan Almanya ile kurduğumuz güçlü bağları korumak istediklerini dile getirdi.

Kuru meyve sektörünün 2021 yılında 155 ülkeye ihracat yaptığını aktaran Celep, “

Artan covid vakaları ve sağlık riskleri nedeniyle uluslararası toplantıların ertelendiğini ancak kuru meyve ihracatımızda en büyük alıcı pazarımız olan Almanya’da yerleşik kuru meyve ithalatçılarına sürdürülebilirlik ve AB Yeşil mutabakatı çerçevesinde yaptığımız çalışmalar hakkında bilgi vermek, aynı zamanda Alman kuru meyve pazarındaki gelişmeler ve beklentilere ilişkin bilgi sahibi olmak için bu webinarı tertip edeceklerini ifade etti.

“İhracat yaptığımız ülkeler arasında Almanya 212 milyon dolarlık tutarla zirvede yer alıyor” tespitinde bulunan Başkan Celep, “Sürdürülebilirlik ve AB Yeşil Mutabakatı, başta Almanya olmak üzere AB üyesi ülkelerdeki yeni trendleri ve beklentileri yakından takip etmek bizim için hayati derecede öneme sahip. Gıda güvenliği ve kaliteli ürün arzı sektörümüzün öncelikleri. Bu açıdan Birliğimizce yürütülen yoğun çalışmaları paylaşmak ve en büyük ihraç pazarımızın beklentilerini öğrenmek istiyoruz. Ümit ederim ki bu toplantı çok verimli geçsin ve önümüzdeki dönemde benzer toplantılar yapılmasına vesile olsun.” diye konuştu.

Çekirdeksiz kuru üzüm lider

2021 yılının Ocak – Kasım döneminde Türkiye’nin kuru meyve ihracatında ilk sırada 389 milyon dolarlık tutarla çekirdek kuru üzüm yer aldı.

Kuru kayısı ihracatı yüzde 29’luk yükselişle 237 milyon dolardan 306 milyon dolara çıkarken, kuru incir ihracatı yüzde 11’lik artışla 211 milyon dolardan 235 milyon dolara ilerledi.

Kuru meyve ihracatında en büyük artış Antep fıstığında yaşandı. Antep fıstığı ihracatı yüzde 71’lik artışla 108 milyon dolardan 184 milyon dolara fırladı. Türkiye badem ihracatından 56 milyon dolar, çam fıstığından; 37 milyon dolar, cevizden ise; 31 milyon dolar döviz geliri elde etti.

Ciro Endeksleri, Ekim 2021 Toplam ciro yıllık %47,5 arttı
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2015=100), 2021 yılı Ekim ayında yıllık %47,5 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2021 yılı Ekim ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi %52,8, inşaat ciro endeksi %37,6, ticaret ciro endeksi %42,1, hizmet ciro endeksi %59,4 arttı.
Toplam ciro aylık %6,4 arttı
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2015=100), 2021 yılı Ekim ayında aylık %6,4 arttı.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2021 yılı Ekim ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi %7,5, inşaat ciro endeksi %3,7, ticaret ciro endeksi %6,4, hizmet ciro endeksi %4,8 arttı.

Sanayi Üretim Endeksi, Sanayi üretimi yıllık %8,5 arttı
Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2021 yılı Ekim ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %9,2, imalat sanayi sektörü endeksi %9,2 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %3,5 arttı.
Sanayi üretimi aylık %0,6 arttı
Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2021 yılı Ekim ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %0,3 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi %0,7 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %0,1 arttı.

Perakende Satış Endeksleri, Perakende satış hacmi yıllık %15,2 arttı
Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi (2015=100) 2021 yılı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %15,2 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları %4,8, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) %24,5, otomotiv yakıtı satışları %6,0 arttı.
Perakende satış hacmi aylık %0,9 arttı
Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi 2021 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre %0,9 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları %0,6, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) %1,6 artarken, otomotiv yakıtı satışları %0,8 azaldı.
Perakende satış hacmi sektörlere göre yıllık ve aylık değişim oranları (%), Ekim 2021
Perakende ciro yıllık %38,4 arttı
Cari fiyatlarla perakende ciro 2021 yılı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %38,4 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları %29,1, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) %44,5, otomotiv yakıtı satışları %35,6 arttı.
Perakende ciro aylık %3,5 arttı
Cari fiyatlarla perakende ciro 2021 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre %3,5 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları %2,4, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) %4,0, otomotiv yakıtı satışları %3,6 arttı.