Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (13.08.2022)

Seyahatteyken siber dünyada güvende kalma rehberi COVID-19’un yayılma oranlarının tüm dünyada artmasına karşın ülkelerin sınırlarını turizme açmasıyla, pandemi birçok yerde daha da yüksek oranlarda geri döndü. Seyahatlerin sıklaşmasıyla birlikte siber riskler de arttı. Deloitte’un 2022 Yaz Tatili Araştırması’na göre, içinde Türkiye’nin de bulunduğu tatil ülkeleri coğrafyasında 2022 yaz dönemi ve sonbahar başlarının hareketli geçmesi bekleniyor. Bu nedenle, ülkeler arası yolculuk yapanların siber hijyene mutlaka dikkat etmesi gerekiyor. Siber hijyen seyahate çıkanlar için neden önemli?Seyahate çıkanlar, yanlarında genellikle cihazlarını taşıyor ve bu cihazlar uç noktalar olarak biliniyor. Uç noktaların doğası ise otellerde, kurumsal ağlarda, halka açık Wi-Fi’larda veya konferanslarda farklı ağlara bağlanmayı içeriyor. Ağların son aşaması anlamına gelen uç noktalar, kullanıcıların en çok risk altında kaldığı yerleri oluşturuyor. Özellikle beyaz yakalı çalışanlar seyahatleri sırasında gündemi ve işleriyle ilgili haberleri takip etme ihtiyacı duyuyorlar. 2022’de yapılan bir araştırmaya göre insanların yüzde 82’si haberleri takip etmek için internet kullanıyor. Bu yüzden seyahat sırasında haber takibi yapmak için çeşitli lokasyonlardan internete erişen kullanıcılar cihazlarında daha fazla virüs bulundurma ihtimaline sahip. Örneğin kullanıcı cihazını seyahat sonrası kendi ortamında kullanmaya devam ediyor ve öncesinde birçok ağa ve aygıta bağlanmış olan cihaz kullanıcının kendi sunucularına bağlı ağına geri döndürüyor. Bu durumda eğer cihaza virüs bulamışsa, bu virüs kullandığı kurumsal ağa da bulaşma ihtimali taşıyor. 2022 yaz aylarında, insanların farklı bölgelere tekrar seyahat etmesinden yararlanan birçok farklı kimlik avı saldırısı olduğu tespit edildi. 2022 Haziran ayında Fortinet tarafından yayınlanan tehdit raporunda, seyahat programı hakkında bilgi sahibiymiş gibi davranan zararlı kodlar yüklü PDF dosyaları içeren kimlik avı dolandırıcılıklarından bahsediliyor. Bu tür saldırılarda havaalanları ve konferanslar son derece popüler lokasyonlar arasında yer alıyor. Seyahate çıkanlar kendilerini siber saldırılara karşı korumak için neler yapabilir?

En önemli nokta sistemlerin yamalanması. Akıllı telefonlardaki uygulama mağazasından uygulamaların düzenli olarak güncellenmesi gerekir. Güncellemelerin nedeni çoğu zaman, güvenlik özellikleriyle veya düzeltilmiş bir hatayla ilgilidir. Bu uygulamalar güncellenmezse siber saldırganlar bu açık ve hatalardan faydalanabilir.

Cihazların seyahat sırasında farklı kişilerle paylaşılmaması alınması gereken öncelikli önemlerdendir. Başka bir kullanıcı e-postasını sizin cihazınızdan kontrol etmek istediği halde zararlı bir dosyayı indirip cihaza zarar verebilir.

Cihazların kilidini yabancıların yanında açık bırakılmamalıdır ve olabildiğince karmaşık parola oluşturulmalıdır. Karmaşık parolaları oluşturmak akılda tutmakta zorluk yaratabileceği için şifre yöneticisi kullanmak kullanıcı için büyük kolaylık sağlayabilir. Şifre yöneticisi sayesinde kullanıcılar karışık hesap şifrelerini akıllarında tutmak zorunda kalmaz ve aynı zamanda şifrelerin güvenliğini sağlamış olur.

Çalışanlar seyahat ederken ve iş için önemli ağlara bağlanırken uzaktan çalışmada nelere dikkat etmeli?

Çok zorunda kalınmadıkça halka açık alanlarda Wi-Fi’a bağlanılmaması alınabilecek en önemli ve güvenli önlemlerdendir. Halka açık alanlardaki Wi-Fi ağlarına bağlanıldığında güvenliği zayıf olan bir ağ ise, kullanıcı, cihaz sisteminin diğer kişiler tarafından taranmasına olanak sağlayabilir. Bu durumda alınabilecek en büyük önlem kullanıcının kendi hotspot’unu oluşturmasıdır.

Seyahatlerde sosyal medya çok daha sık kullanılıyor. Siber dünyada güvende kalmak için çalışanlar sosyal medyayı kullanırken nelerden kaçınmalı?

Birçok internet platformuna sosyal medya hesapları üzerinden giriş yapmak güvenlik riskini oldukça arttıran bir hatadır. Örneğin, bazı Wi-Fi’lara bağlanıldığında, hesap oluşturulması istenir veya başka platformlar üzerinden giriş yapma seçeneği sunulur. Sosyal medya hesaplarıyla giriş yapıldığı durumda, çoğu zaman platformu çalıştıranların birçok hassas bilgiye erişimine izin verilir.

Günümüzde QR kodları hayatın her alanında kullanılmaya başlandı. Pandemi dönemiyle birlikte artık fiziksel temasın azaltılması için birçok restoranın tamamen QR menüye geçmesi buna verilebilecek en iyi örneklerdendir. QR kod genel anlamda hem kullanıcıya hem de üreticiye kolaylık sağlasa da, QR kodları taramanın potansiyel risk taşıdığı akıldan çıkarılmamalıdır. Genelde bir QR kod tarandığında, cihaz kullanıcıyı bir web sitesine yönlendirir. Bu web sitesi açıldığında, kullanıcının cihazına zararla dosyalar indirebiliyor ve güvenliğini ihlal edebiliyor.

Avrupa’nın En Büyük Kripto Festivali İstanbul’da Düzenleniyor

ICRYPEX’in ana sponsor olduğu, Avrupa’nın en büyük kripto festivali Kripto Fest 2022 başlıyor. 20-21 Ağustos’ta, ücretsiz olarak İstanbul Zorlu PSM’de gerçekleştirilecek festivalde, Emin Çapa ve Erdil Yaşaroğlu gibi isimlerin yanı sıra ICRYPEX CEO’su Gökalp İçer de yer alacak. Ayrıca ücretsiz Mahmut Orhan konserine katılabileceksiniz.

Türkiye’nin önde gelen kripto para borsalarından ICRYPEX’in ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek Kripto Fest 2022’de, kripto para yatırımcıları ve teknoloji tutkunları bir araya geliyor.

ICRYPEX CEO’su Gökalp İçer’in başta olmak üzere, gazeteci ve ekonomist Emin Çapa, küresel stratejist Şant Manukyan, Türkiye’nin sayılı ekonomistlerinden Selçuk Geçer, NFT alanındaki başarılı işleriyle konuşulan karikatürist Erdil Yaşaroğlu ve teknoloji yazarı Ahmet Usta gibi alanında uzman kişiler, konuşmalarıyla sahne alacak.

ICRYPEX’in uzman ekibi ve yönetici kadrosunun da bulanacağı festivalde blok zincir, metaverse, NFT ve finans dünyasının geleceği üzerine konuşma ve paneller düzenlenecek. Ücretsiz olarak düzenlenen Kripto Fest 2022’ye katılanlar konserleri, stand-up gösterilerini ve sahne şovlarını da takip etme şansı bulacak.

Ücretsiz Mahmut Orhan Konseri

20-21 Ağustos tarihinde düzenlenecek olan Kripto Fest’te katılımcılar, molalardaki müzik dinletileri ve ikramların yanı sıra, ilk günün sonunda gerçekleştirilecek Mahmut Orhan konseriyle keyifli vakit geçirecek.

EN BÜYÜK KÜRESEL İLAÇ ŞİRKETLERİNİN TERCİHİ OLDULAR: HEM TASARRUFU HEM HİZMET KALİTESİNİ ARTIRDILAR

Telekomdan sağlığa, sigortadan perakendeye pek çok sektörde hizmet veren ülkemizin öncü veri analizi ve yazılım şirketi Ereteam, başarılarına devam ediyor. En büyük küresel iki ilaç şirketi çözüm ortağı olarak Ereteam’i seçti. Ereteam’in tedarik zinciriyle uyumlu çözümü sayesinde gereksiz stoklar azaldı, tasarruf sağlandı, hizmet kalitesi arttı.

Türkiye’nin ilk yazılım hizmeti danışmanlığı ve veri analizi şirketlerinden biri olan, veri odaklı karar alma kültürünü kuruluşlara adapte etme vizyonu ile çalışan Ereteam, veri entegrasyonu iş zekâsı, performans yönetimi, kurumsal pazarlama yönetimi, finansal kaynak planlaması ve risk yönetimi gibi çok geniş alanda çözüm ve hizmet sunuyor.

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen teknoloji şirketleri ile etkili iş ortaklıkları gerçekleştiren, kamu, finans, telekomünikasyon, ilaç, sigorta ve perakende gibi birçok sektöre veri analizi ve iş optimizasyonu çözümleri sunan Ereteam, başarılarına devam ediyor.

En büyük küresel ilaç şirketlerinden iki kuruluş, kapsamlı bir “Pazar İçi Envanter Planlama” platformu oluşturmak için çözüm ortağı olarak Ereteam’i seçti. İlaç şirketlerinde, tedarik zinciri yönetimi zorlayıcı olabilir. Çoğu şirket için esnek, uygun maliyetli ve güçlü bir tedarik zincirine sahip olmak kolay değildir. İlaç tedarik zinciri, depolar, hastaneler, eczaneler vb. dahil olmak üzere çok çeşitli paydaşları içerir.

Tedarik zinciri yönetimi aynı zamanda stok fazlası ve stok yetersizliği gibi sorunları da önleyebilmelidir. Stok fazlası sorunları hem hasta sağlığını hem de halk sağlığını etkileyebilecek hileli faaliyetlere yol açabilmekteyken, aynı şekilde stok yetersizliği de hastaların sağlığını doğrudan etkiler.

ÇEŞİTLİ FORMATTAKİ VERİLER STANDART HALİNE GETİRİLİYOR

Ereteam geliştirdiği platformda müşterilerden gelen envanter ve satış verileri e-posta veya elektronik veri arayüzleri aracılığıyla toplanıyor. Daha sonra, müşterinin ana veri standartlarına göre tek bir formata dönüştürülüp, envanter yönetimini iyileştirmeye yönelik olarak kullanılıyor.

Çözümün veri toplama kısmında ilaç şirketinin dağıtım ağında yer alan iş ortaklarının veri paylaşım şekli ve veri formatı açısından çeşitlilik arz eden envanter ve satış verisini almayı kapsıyor. Birden çok kuruluştan toplanan bu çeşitli formatlardaki veri kullanılarak standart bir hale getiriliyor. Sonuç olarak konsolide satış – envanter verileri ve ürün-organizasyon-müşteri ana verileri, hem analiz, hem de planlama amaçlı kullanılabilir halde toplanmış oluyor. Bu verilere dayanarak, ilaç şirketinin organizasyonundaki kullanıcılar ve dağıtım ağındaki iş ortakları, stoklarında bulundurmaları gereken her ürün için minimum ve maksimum stok hedeflerini birlikte tanımlıyorlar. Ayrıca ürünlerin son kullanma tarihlerine ve diğer parametrelere göre otomatik uyarılar oluşturuluyor.

SATIŞ TAHMİNLERİNİ İYİLEŞTİRDİ

Ereteam’in geliştirdiği çözüm, global ilaç firmalarının müşteri odaklı E2E tedarik zinciri hedefleriyle tam uyumlu. Çözüm, işletme sermayesinde tasarruf, artan itibar, daha yüksek hizmet seviyeleri, yeni ortaklıklar, daha iyi iç görüler ve daha düşük masraflar gibi faydaları da sağlıyor.

Ereteam’in çalışmasıyla müşteri davranışının ve talep modellerinin daha iyi anlaşılması, satış tahminlerini iyileştirdi ve bu da ilaç şirketlerinin stok yetersizliğini önlemek için proaktif önlemler almasına yardımcı oldu. Üstelik kendi müşterilerine yönelik, onların ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş çözümler sunmalarını sağladı. Stokların pazarda daha iyi görüntülenmesi ve takip edilmesi sayesinde bağlı kuruluşların depolarındaki stoklar azaldı ve bu da işletme sermayesinde tasarruf sağladı. Müşterilerden iade gelen son kullanma tarihi yakın olan ürünler başka müşterilere yönlendirilerek, bundan kaynaklanan zararların önüne geçilmiş oldu. Ayrıca, belirli bir bölgedeki satışları ile o bölgedeki hasta sayısı karşılaştırılarak hizmet seviyesi iyileştirilebilir hale geldi ve şirketin talepteki olası değişiklere hazır olması sağlandı.

‘’İŞLETME SERMAYELERİNDE TASARRUFLAR SAĞLANDI’’

Ereteam Teknik Satış Direktörü Gökçe Kırbacı çalışmalarına ilişkin şunları söyledi: ‘’Müşterilerimiz artık kendi müşterilerinin her üründen kaç kutu sipariş vermesi gerektiğini hesaplayabiliyor ve ona göre teklif gönderiyor. Tedarik zinciriyle uyumlu bu çözüm sayesinde gereksiz stokların azaltılmasıyla da işletme sermayelerinde tasarruflar sağlandı.’’

‘’TÜM KITALARDA PROJE YAPABİLİR HALE GELDİK’’

Ereteam’in Satış, Pazarlama ve AR-GE`den sorumlu Genel Müdür Vekili Suat Örslü ortaya koydukları çözümlere ilişkin şöyle konuştu: ‘’Dünyanın en büyük iki ilaç şirketinde geliştirmiş olduğumuz bu çözümler ile sadece Türkiye’de değil, Avustralya’dan Amerika’ya kadar tüm kıtalarda proje yapabilir hale geldik.

14 farklı ülkede projelerimizi tamamlamış durumdayız ve bu sene içerisinde 16 farklı ülkenin daha katılmasıyla birlikte çözümlerimizin uluslararası bir standart haline gelmesinin haklı mutluluğunu yaşıyoruz’’ dedi.

Riskli yapıların acilen dönüştürülmesi gerekiyor

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 23. yıl dönümü vesilesiyle açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, Türkiye Deprem Tehlike Haritasına göre nüfusumuzun yüzde 70’ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yaşamakta olduğuna dikkat çekerek “Her yıl on binlerce yeni konut yapılsa da nüfusun önemli bir oranı hâlen depreme dayanıksız eski yapılarda ikamet etmektedir. Ne zaman, nerede ve ne şiddette olacağını bilemediğimiz deprem, yeni acılara neden olmadan riskli yapıların acilen dönüştürülmesi gerekmektedir.” dedi.

Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 1988 yılından bu yana çalışan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 17 Ağustos 1999’da yaşanan deprem felaketinin 23. yıl dönümünde bir kez daha deprem gerçeğini hatırlattı. Geçmişte yaşadığımız depremlerde olduğu gibi, gelecekte olacak depremlere karşı tedbir alınmazsa büyük can ve mal kaybına uğrayacağımıza dikkat çeken Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nı incelediğimizde nüfusumuzun yüzde 70’ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek olan bölgelerde yaşamakta olduğunu görüyoruz. Her yıl on binlerce yeni konut yapılsa da nüfusun önemli bir oranının hâlen depreme dayanıksız eski yapılarda ikamet etmektedir. Ne zaman, nerede ve ne şiddette olacağını bilemediğimiz deprem, yeni acılara neden olmadan riskli yapıların acilen dönüştürülmesi gerekmektedir. Resmî verilere göre 6,7 milyon konut risk altındadır. Yılda 100-200 bin adet konut dönüşümü ile bu risk kısa vadede maalesef ortadan kalkmayacaktır.” dedi.

Her yıl en az 300 bin konutun dönüştürülebilmesi için süreçte yer alacak bütün paydaşlar aktif rol almalı

Depremlerin ekonomik etkilerine de dikkat çeken Yavuz Işık, “Özellikle İstanbul gibi ticaretin, sanayinin ve önemli üst ve altyapıların olduğu büyükşehirlerde olabilecek büyük bir depremin kötümser senaryosu sadece olası can kayıpları ile değil, ülke ekonomisine vuracağı darbe ile de değerlendirilmelidir. Bu nedenle, kentsel dönüşümün hızını azaltan sorunların çözülmesi önem arz etmektedir. Bu sorunların çözülmesi ile vatandaşların güvenli ve konforlu yaşam alanlarına kavuşması sağlanabileceği gibi, inşaat sektörünün canlanması, kalkınmaya ve istihdama katkı vermesi de sağlanacaktır. Bu nedenle T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından her yıl en az 300 bin konutun dönüştürülebilmesi için süreçte yer alacak bütün paydaşlar aktif rol almalıdır. ” diye konuştu.

“KGS belgeli kaliteli hazır beton olası bir depremde birçok hayat kurtaracaktır”

Kaliteli beton kullanımı ve denetim ile depremi az hasarla atlatmanın mümkün olduğunu vurgulayan Yavuz Işık: “Hazır beton alanında kaliteyi garanti altına almayı hedefleyen Birliğimiz, Kalite Güvence Sistemi (KGS) ile hazır beton tesislerinin üretim şartlarını, teknik ve laboratuvar altyapısını, personel yeterliliğini denetleyerek kaliteli ve yüksek dayanım sınıflarında beton üretimi gerçekleşmesini sağlamaktadır. Yeni yapıların inşasında ve kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılacak KGS belgeli kaliteli hazır beton, olası bir depremde birçok hayat kurtaracaktır.” dedi.

“Bütün beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz”

Türkiye’de üretilen betonların yüzde 65’inin Türkiye Hazır Beton Birliği üyeleri tarafından KGS belgeli olarak üretildiğinin altını çizen Yavuz Işık: “Depreme karşı dayanıklı yapılaşma için bu oranın çok daha yüksek olması gerekmektedir. KGS Sistemi’ne katılan beton tesisleri, yoğun kontroller sonucunda daha stabil ve sürdürülebilir bir üretim yapmaktadır. Böylece, hem kaliteli hem de ekonomik bir üretim elde edilmektedir. Standartlara uygun üretimin sağlanmasıyla beton üreticisi ile tüketici arasında güven oluşmaktadır. Sektördeki bütün üreticilere tarafsız ve doğru bir denetim uyguladığı için KGS Belgeli beton üreticileri özellikle tercih edilmektedir. Günümüzde bazı prestijli projelerin teknik şartnamelerinde beton üreticisi firmaların KGS belgeli THBB üyesi olmalarının ön şart olarak talep edilmesi, bizler için sevindiricidir. Bu doğrultuda, bütün beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz.” dedi.

İnşaatlarda daha yüksek dayanımlı ve doğru çevresel etki sınıfında betonlar kullanılmalı

2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin binalarda en az C25 dayanım sınıfı betonun kullanılmasını öngördüğünü söyleyen Yavuz Işık, “Betonarme yapıların uzun yıllar boyunca depreme karşı dayanıklı olabilmesi için dış çevre etkilerine de dayanıklı olacak şekilde boşluksuz ve geçirimsiz olması gerekmektedir. Bu dayanıklılığın yani dürabilitenin sağlanması için, beton dayanım sınıflarının daha da yükseltilmesi çok önemlidir. Bu nedenle THBB, betonun ve dolayısıyla betonarme yapının dayanıklılığı için taşıyıcı beton olarak en düşük C30 sınıfı betonun kullanılmasını önermektedir. Dayanım sınıfı kadar önemli olan bir konu da, betonun servis ömrü boyunca performansını belirleyecek olan “Çevresel Etki Sınıfı”dır. Örneğin; bir binanın bir sahil bölgesinde veya bir İç Anadolu ovasında veya zararlı yeraltı sularının bulunduğu bir zeminde inşa edilecek olmasına bağlı olarak, farklı çevresel etki sınıfları seçimi söz konusudur. Bu örnekteki her üç binanın servis ömrü boyunca maruz kalacağı çevresel etkiler birbirinden farklı olacaktır. Doğru çevresel etki sınıfı seçilip buna göre beton kullanılmazsa, yapıda uzun vadede bozulmalar meydana gelecek, öngörülen servis ömrü ve depreme dayanıklılık azalacaktır. Projeye uygun çevresel etki sınıfının doğru bir şekilde belirlenmesi noktasında projeyi yapan mühendise ve denetlenmesi konusunda özellikle Yapı Denetim Sistemi’ne büyük rol düşmektedir. Doğru belirlenmiş çevresel etki sınıfında, yüksek dayanımlı ve kalite belgeli betonlarla inşa edilen standartlara uygun olarak tasarlanmış ve denetlenmiş binaların depremde alacağı hasarın daha az olacağını öngörebiliyoruz.” dedi.

Pendikspor’un ana sponsoru Siltaş Yapı oldu

İş dünyasındaki 40 yılı aşkın köklü geçmişiyle ağırlıklı olarak Pendik bölgesine değer katan yapılar inşa eden Siltaş Yapı, 1998 yılından bu yana 2. Lig’de mücadelesini sürdüren ve geçtiğimiz mayıs ayında Spor Toto 1. Lig’e yükselen Pendikspor’un 2022-2023 sezonu ana sponsoru oldu. İmza töreni 12 Ağustos Cuma günü Pendikspor Futbol A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Türkoğlu ve Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir’in katılımıyla Pendik Divan Otel’de gerçekleşti. Forma göğüs sponsorluğunu da içeren anlaşma kapsamında Pendik Stadyumu’nun ismi yeni sezonda ‘Siltaş Yapı Pendik Stadyumu’ olarak değişecek.

Kente değer katma hedefiyle güven, kalite ve insan odaklı yaşam alanları inşa eden ve son olarak Pendik’teki en büyük kentsel dönüşüm projesi Siltaş Panorama’nın lansmanını gerçekleştiren Siltaş Yapı, bu bölgedeki faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor. Şirket şimdi de uzun zamandır desteklediği, geçtiğimiz senelerde forma sponsoru olduğu ve bu yıl Spor Toto 1. Lig’e yükselerek sezonu taçlandıran Pendikspor’un 2022-2023 sezonu ana sponsoru oldu. Sponsorluk anlaşmasının imza töreni 12 Ağustos Cuma günü Pendikspor Futbol A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Türkoğlu ve Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir’in katılımıyla Pendik Divan Otel’de gerçekleşti.

“Şimdi bizi destekleyenleri mutlu etme zamanı”

Törende konuşma yapan Pendikspor Futbol A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Türkoğlu, “Spor Toto 1. Lig’de hedeflerimiz doğrultusunda mücadele etme ve bizi destekleyenleri mutlu etme zamanı geldi. Siltaş Yapı ile kapsamlı bir partnerliğe başlıyoruz. Pendik semtimize değer veren ve burada yıllardır önemli faaliyetlerde bulunan Siltaş Yapı’ya bu sponsorluk için kulübümüz adına teşekkür ederim. Bundan sonraki amaçlarımıza ulaşma yolunda iş birliğimizin büyük bir önemi olacak, hepimize hayırlı uğurlu olsun.” dedi.

“Pendikspor’a olan desteğimiz her zaman, her koşulda devam edecek”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Siltaş Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Özdemir ise “Biz iş dünyasında 40 yılı aşkın geçmişe sahip bir aile şirketiyiz. 2011 yılında ise tüm enerjimizi inşaat sektörüne yoğunlaştırma kararı aldık ve Siltaş Yapı’yı hayata geçirdik. O günden bu yana da kendimizi ağırlıklı olarak Pendik aksında insan odaklı ve bulunduğu bölgeye değer katan yapılar üretmeye adadık. Bu sayede yalnızca inşaat sektöründe değil Pendik bölgesinde de kısa sürede güvene dayalı bir ilişki geliştirmeyi başardık. Pendikspor da işte onlardan biri… Uzun yıllardır kulüple bir gönül bağımız bulunuyordu. Geçtiğimiz yıllarda forma sponsorlarıydık. Yakın zamanda lansmanını gerçekleştirdiğimiz son projemiz Siltaş Panorama’nın konumu dolayısıyla da kulüple resmen komşu olduk. Bugün imzaladığımız anlaşma sonucunda ise maçlarını heyecanla izlediğimiz, her daim gönülden desteklediğimiz, başarısıyla gururlandığımız Pendikspor’un artık ana sponsoruyuz. Takımımıza olan desteğimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her zaman, her koşulda devam edecek. Onların da bizleri başarılarıyla gururlandıracağına eminiz. Tabii burada taraftar desteği de çok önemli. Tüm Pendiksporluları takımımızı desteklemek adına yeni sezonda Siltaş Yapı Pendik Stadyumu’na bekliyoruz. Yolumuz açık olsun.” şeklinde konuştu.

Sponsorluk anlaşması neleri kapsıyor?

Pendikspor ve Siltaş Yapı arasında imzalanan ana sponsorluk anlaşması kapsamında, Pendik Stadyumu’nun ismi yeni sezonda ‘Siltaş Yapı Pendik Stadyumu’ olarak değişecek. Pendikspor’un yeni sezon formalarının göğüs sponsoru da Siltaş Yapı olacak. Tribünlerin doğu ve batı tarafında kalan kale arkası bölümlerindeki panolarda, Spor Toto 1. Lig maçlarında, sahanın kenarını çevreleyen LED ekranlarda, Pendikspor takım otobüsünde, takımın ve teknik direktörün vereceği röportajlarda ve basın toplantılarında yer alacak backdroplarda Siltaş Yapı logosu yer alacak.

Perakende satış hacmi yıllık %5,5 arttı
Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi (2015=100) 2022 yılı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %5,5 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları %6,4, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) %11,4 arttı, otomotiv yakıtı satışları ise %11,8 azaldı.
Perakende satış hacmi aylık %0,7 azaldı
Sabit fiyatlarla perakende satış hacmi (2015=100) 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %0,7 azaldı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları %0,1, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) %1,8 arttı, otomotiv yakıtı satışları ise %9,6 azaldı.
Perakende ciro yıllık %119,1 arttı
Cari fiyatlarla perakende ciro (2015=100) 2022 yılı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %119,1 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları %107,1, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) %100,3, otomotiv yakıtı satışları ise %203,6 arttı.
Perakende ciro aylık %8,4 arttı
Cari fiyatlarla perakende ciro (2015=100) 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %8,4 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları %6,6, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) %7,8, otomotiv yakıtı satışları ise %12,3 arttı.

Sanayi üretimi yıllık %8,5 arttı
Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2022 yılı Haziran ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %7,1 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi %10,0 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %0,6 arttı.
Sanayi üretimi aylık %1,3 arttı
Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2022 yılı Haziran ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %2,1 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi %1,6 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %0,1 arttı.