Ekonomi-teknoloji haberleri (Kurumsal)

Dünyanın yapay zeka destekli ilk grip asistanı: FluAI
Yesil Science, nezle ve grip gibi üst yolunum yolu enfeksiyonlarında kişisel analiz ve öneriler sunan yeni yapay zeka destekli mobil sağlık uygulaması FluAI’yı tanıttı. Görüntü işleme ile kişilerin boğaz görüntüsü ve şikayetleri üzerinden, detaylı analiz ve tedavi önerileri sağlayan ve ayrıca koronavirüs risk tespit özelliğine de sahip mobil uygulama ile gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Tıp ve teknolojiyi bir araya getirerek sağlık alanındaki problemlere yenilikçi çözümler geliştirmek amacıyla çalışan Yesil Science; nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında kullanıcıya kişisel analiz ve öneriler veren mobil sağlık uygulaması FluAI’nın tanıtımını gerçekleştirdi.
Hastanelerde uzun bekleme süreleri, muayene ve ulaşım maliyetleri, hastaneden enfeksiyon bulaşma riski, hastanelerin yoğunluğu karşılayamaması gibi problemleri ortadan kaldıracak bir çözüm sunan FluAI; hastalık belirtisi gösteren kişilerde, hastaların ateş, öksürük ve benzeri şikayetleri ile boğazının fotoğrafı üzerinden yapay zeka analizi yaparak hastalık durumu hakkında bilgiler ve öneriler veriyor.
Gereksiz antibiyotik kullanımına son
2050 yılında antibiyotik direncinin 10 milyon ölüme sebep olması bekleniyor. Günümüzde kişilerin yüzde 95’i sağlık bilgisi aramasını internetten yapıyor ve bunun sonucunda üst solunum enfeksiyonu sebebiyle alınan antibiyotiklerin yüzde 50’si ise gereksiz yere kullanılıyor. FluAI uygulaması, gereksiz antibiyotik kullanımının da önüne geçmeyi hedefliyor.
“Türkiye’de pratiğe dönüşen en önemli uygulamalardan biri”
FluAI’nın dünyanın yapay zeka destekli ilk grip asistanı olduğunu söyleyen Yesil Science Kurucusu Yusuf Yeşil, “FluAI, sağlıkta yapay zeka konusunda Türkiye’de pratiğe dönüşen en önemli uygulamalardan biri. Konusunda deneyimli doktorlar ve mühendisler olmak üzere birçok farklı alandan kişinin bulunduğu deneyimli bir ekip tarafından geliştirildi. Birçok üniversiteden, akademisyenlerden destek ve danışmanlık aldık. Sağlık teknolojileri ve uzaktan sağlık-mobil sağlık alanlarında Türkiye için çok önemli, adeta devrim niteliğinde olan ürünümüz; NVIDIA, TÜSİAD, Teknopark İstanbul, İstanbul Sanayi Odası, AİFD gibi birçok kurumun programında yer alıyor. Halihazırda yürüyen bir klinik çalışmasının bulunuyor, yakında sonuçlarını da yayınlayacağız” dedi.

Huobi Inno Labs’den Polkadot ekosistemine 5 milyon USDT’lik yatırım  
Huobi Inno Labs farklı blokzincirleri arasında veri aktarımını kolaylaştıran Polkadot projesine teknik destekle birlikte içerik ve etkinlik yardımı sunacak.
Alım-satım hacmi ve likiditede dünyada lider konumda olan dijital varlık alım satım platformu Huobi Group’un yüksek potansiyelli dijital varlık projelerine yatırım yapan kolu Huobi Inno Labs, Polkadot Ekosistem Destek Fonuna 5 milyon USDT değerinde yatırım yapacağını açıkladı. Yapılacak yatırım, Polkadot ekosisteminin geliştirilmesini teşvik etmeyi ve ekosistem geliştiricilerine finansal destek sunmayı amaçlıyor.
Polkadot Ekosistem Destek Fonu, teknoloji ve ekolojik proje geliştirmenin yanı sıra topluluk ve operasyon teşvik faaliyetlerini desteklemeye odaklanıyor. Geliştiriciler, etkinlik organizatörleri, içerik üreticileri ve Polkadot elçileri yanında Polkadot ekosistemine katkı sağlamayı planlayan tüm birey ve kurumlar polkaeco@huobi.com adresine sponsorluk başvurusunda bulunabilecek.
Polkadot Mainnet’inin kullanıma alınmasıyla, dijital varlık piyasası Polkadot teknolojisine yönelik giderek artan bir katılıma tanıklık ediyor. Halihazırda 300’ün üzerinde eko-proje Polkadot üzerinde geliştiriliyor. Verilere göre 2019 yılında Polkadot ağı üzerinde geliştirilen proje sayısı yüzde 44 oranında artmış bulunuyor. Bu da Polkadot’u en etkin blokzinciri ekosistemlerinden biri haline getiriyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Huobi Türkiye Genel Müdürü Alphan Göğüş şunları söylüyor: “Polkadot’un temsil ettiği blokzincirler arası çalışma protokolü, Web 3.0’un uygulanmasına yönelik yeni ve dağıtık bir ağ çözümü sunuyor. Bu da geliştiricilere daha gelişmiş bir şekilde inovasyonlara öncülük etme fırsatı sağlıyor. Polkadot Ekosistem Destek Fonu gibi platformların blokzinciri alanında sürmekte olan büyümeye önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Huobi Inno Labs de bu alana odaklanan geliştirici ve içerik üreticilerini destekleyerek blokzinciri dünyasını genişletmeyi hedefliyor.”
Polkadot nedir?
Polkadot, farklı blokzincirleri arasında tokenların yanı sıra farklı tipteki veri ve varlıkların da aktarılmasını sağlıyor. Polkadot, kendi ağındaki geniş çeşitlilikteki blokzincirlerine birlikte çalışma kabiliyeti kazandırıyor. Polkadot, birden çok blokzincirinin güvenliğini sağlamak için ortak bir doğrulayıcı(validator) kümesini etkinleştiriyor ve bu sayede benzersiz bir ekonomik ölçeklenebilirlik sağlıyor. Ayrıca, işlemleri birden çok paralel blokzincirine yayarak işlem ölçeklenebilirliği de sunuyor.
Huobi Inno Labs, aşağıdaki alanlarda destek sağlayarak Polkadot ekosisteminin küresel ölçekte geliştirilmesine katkıda bulunacak:

  1. Teknik atölye çalışmaları, proje geliştirme
  2. Çevrimiçi ve çevrimdışı etkinlikler, hackathon’lar ve buluşmalar
  3. Her türden grafik, metin, video gibi içeriklerin oluşturulması
  4. Polkadot Ekolojisine önemli katkılar sunan Polkadot Treasury ve Kusama Treasury ile bağlantılı projeler

Fortinet Gartner’ın Bu Yılki Kablolu ve Kablosuz LAN Erişim Altyapısı Magic Quadrant Raporu’nda Vizyoner Olarak Duyuruldu
Fortinet, Ağ Güvenliğini ve LAN Kenarını Birleştiren Tek Şirket Olarak Öne Çıkıyor
Kapsamlı, entegre ve otomatik siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri Fortinet®, Gartner’ın 2020 yılı Kablolu ve Kablosuz LAN Erişim Altyapısı Magic Quadrant Raporu’nda Vizyoner kategorisinde yer aldığını duyurdu.

  • Gartner, raporun Vizyonerler kategorisinde yer alan sağlayıcıları “pazara farklı bir yaklaşım sunmak için ürünlerine yeni özellikler ekleme becerisini gösterebilenler” olarak tanımlıyor. “Vizyoner bir şirketin, kendi içinde bir veya daha fazla erişim katman teknolojileri (güvenlik, yönetim veya operasyonel verimlilik gibi) alanında yenilenmiş olması gerekiyor. Şirketin tüm erişim katmanındaki fonksiyonlarını farklılaştırabilme yeteneği, rapordaki konumunu etkiliyor.”
  • Fortinet, yer aldığı konumun ve yenilikçi mirasının arkasında altyapı pazarına farklı ve özel bir yaklaşım sunan Güvenlikten güç alan Ağ stratejisinin olduğunu düşünüyor.
  • Fortinet’in kablolu ve kablosuz ağlarda sunduğu Güvenlikten güç alan Ağ yaklaşımı, şirketlere birçok özelliğe sahip olan, eklenti yerine temelinde koruma barındıran ve BT ekiplerinin uzun vadeli toplam sahip olma maliyeti hedefleriyle en iyi uyumu yakalayabilmek için özellik sayısını ekstra lisanslama gerektirmeden artıran hizmetler sunmasını sağlıyor. Fortinet’in vizyonunda aşağıdaki temel ilkeler yer alıyor:
  • Azalan Maliyet:  Fortinet LAN Kenar çözümleri, herhangi bir lisansa ihtiyaç duymadan özellikleri FortiGate Yeni Nesil Güvenlik Duvarları’na ekleyerek toplam sahip olma maliyetini azaltıyor ve aynı özelliğin iki üründe de olmasının önüne geçiyor.
  • Kolaylaştırılmış Yönetim: Fortinet LAN Kenar çözümleri, LAN ve ağ güvenliği için tek bir yönetim platformu sunarak yönetimi kolaylaştırıyor. Ağın çeşitli alanlarını yönetmek için tek bir konum sunarak BT döngüleri de en aza indiriliyor.
  • Azalan Karmaşıklık: Fortinet LAN Kenar çözümleri, LAN yönetimini ve ağ fonksiyonlarını FortiGate Yeni Nesil Güvenlik Duvarları’yla merkezileştirerek karmaşıklığı azaltıyor. Karmaşık LAN ağına tek bir noktadan bakma imkanı, istenmeyen aksaklıkları düşünmeden daha kolay bir yönetim sunuyor.

Fortinet’in yaklaşımı, FortiGate Yeni Nesil Güvenlik Duvarı’nın özelliklerinden faydalanan LAN kenarını özel bir şekilde sunmasını sağlıyor. Bu kapsamda şirketler, yönetimi, hizmete almayı ve gözetimi kolaylaştıran birleşik görünürlük ve merkezi yönetim sunuyor.
Fortinet, Müşterilerinin En Büyük LAN Güçlüklerini Çözüyor
Fortinet Gartner Peer Insights Kablolu ve Kablosuz LAN Erişim Altyapısı Müşterilerin Tercihi listesinde 3 yıl üst üste yer aldı. Gartner’ın bu yılki Müşterilerin Tercihi, doğrulanmış son kullanıcı profesyonellerin sağlayıcıları sıralamasıyla oluşturuldu. Sıralama oluşturulurken son kullanıcı değerlendirme sayısı ve sağlayıcının genel kullanıcı derecesi göz önünde bulunduruldu. Fortinet’e göre müşteriler gelen bu ek doğrulama, şirketin LAN Kenarında sunduğu kolay, güvenli ve ölçeklenebilir yaklaşımın müşterileriyle uyumlu olduğunu gösteriyor. Güvenlikten güç alan Ağ gücünü ve sektör öncüsü FortiGate Yeni Nesil Güvenlik Duvarları’nı geliştiren Fortinet, yerleşkeleri, şubeleri ve uzaktan çalışanları kapsayan tüm hizmete alımların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ölçeklenebilen bir LAN Kenar çözümü sunuyor.

  • Yerleşke Ağları: Fortinet’in LAN Kenar çözümü, tek ve birleşik bir yapılandırma imkanıyla hata ihtimalini azaltmanın yanında ağ ve güvenlik için günlük yönetim özelliği sunuyor. Güvenlikten güç alan Ağ, Yönetim ve güvenlik özelliklerini entegre ederken ek çözüm ihtiyacını ortadan kaldırıyor.
  • SD Şube: LAN Kenarındaki Güvenlikten güç alan Ağ yaklaşımı, şube ağındaki üç ana bileşenin (SD-WAN, Güvenlik Duvarı/Güvenlik ve ağ katman) tüm şubeler için tek bir standart platformda birleşmesini sağlıyor. Böylece farklı noktalardaki noktaların gözetimi ve yönetimi, her bir konum için tek ve birleşik bir çözümle kolaylaşıyor.
  • Uzaktan Çalışanlar: Fortinet’in LAN Kenarındaki Güvenlikten güç alan Ağ yaklaşımı, uzaktaki kablosuz Erişim Noktalarında da çalışıyor. Ana merkezde merkezi bir FortiGate’ten faydalanarak BT ekipleri için yapılandırma ve yönetim karmaşıklğını azaltırken uzaktan çalışan kullanıcıların da ofisteki gibi bir deneyime sahip olmasını sağlıyor.

 Fortinet Ürünler Kıdemli Başkan yardımcısı ve CMO’su John Maddison, konuyla ilgili şunları söylüyor: “LAN Kenar bağlantısı, dijital inovasyonun temelini atıyor ancak karmaşıklığı sebebiyle desteklemek ve korumak genellikle zor oluyor. Fortinet teknolojisi, kurumların ağ altyapılarını ve güvenlik mimarilerini birbiriyle entegre ederek yönetimini kolaylaştırıyor ve güvenliğini artırıyor. Fortinet olarak Güvenlikten güç alan Ağ yaklaşımımızı uygulama becerimiz sayesinde müşterilerimize kolaylaştırılmış, güvenli, hızlandırılmış ağ ve kullanıcı deneyimi sunabiliyoruz. Dahası, Güvenlikten güç alan Ağ yaklaşımımız sayesinde Gartner’ın bu yılki Kablolu ve Kablosuz LAN Erişim Altyapısı Magic Quadrant Raporu’nun Vizyoner kategorisinde yer alan iki şirketten birisi olduk.”

Gıda sektörünün yerli ve yabancı tüm paydaşları The Fource’da bir araya geldi

Türkiye’ye yıllık 5 milyar doların üzerinde döviz kazandıran Egeli gıda ihracatçıları 10 milyar dolar ihracat hedeflerine ulaşmak için Türkiye’nin ilk sanal gıda fuarı The Fource’u düzenleyerek büyük bir adım attı.

Ege İhracatçı Birlikleri’nce düzenlenen ilk sanal gıda fuarı The Fource, gıda sektörünün tüm paydaşlarını buluşturdu. 53 Türk gıda şirketinin üç boyutlu sanal stant açtığı fuarda Çin, İngiltere, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD’den olmak üzere 72 ülkeden 400’ün üzerinde ithalatçıyla 500’ün üzerinde ikili iş görüşmesi gerçekleştirdi.

The Fource Fuarı’nda düzenlenen webinar oturumları ise; sektör temsilcilerini bir ekranda birleştirdi. Dünyaca ünlü şefler, Türk ürünleriyle The Fource’a özel tarifler yaptı. Usta fotoğrafçı Lalehan Uysal’ın kadrajından yansıyan Kurda, Kuşa, Aşa ve Göze adlı fotoğraf sergisi de fuarı sanatla bir araya getirdi.

The Fource’un pandemi dönemine panzehir olduğunu belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi “Shoedex’ten sonra Türkiye’nin ilk sanal gıda fuarı The Fource’u düzenledik. The Fource ile Türkiye coğrafyasının sunduğu değerli ham maddeleri ve katma değerli gıda ürünlerimizi tüm dünyaya bir kez daha tanıtma fırsatı bulduk. The Fource ile sektör paydaşlarını sanal gerçeklik ortamında bir araya getirerek bir bilgi ve ticaret köprüsü kurduk” dedi.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin (EİB) Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin destekleriyle 23-27 Kasım tarihleri arasında düzenlediği Türkiye’nin ilk sanal gıda fuarı The Fource, gıda sektörünün tüm paydaşlarını buluşturdu. 53 Türk gıda şirketinin stant açtığı The Fource sanal gıda fuarına başta Çin, İngiltere, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD’den olmak üzere 72 ülkeden 400’ün üzerinde ziyaretçi girişi oldu.

EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Fuarın açılış töreninde The Fource’un pandemi döneminde panzehir olacağını söylemiştik. Öyle de oldu. Shoedex’ten sonra dünyanın ilk sanal gıda fuarı The Fource’u düzenledik. The Fource ile Türkiye coğrafyasının sunduğu değerli ham maddeleri ve katma değerli gıda ürünlerimizi tüm dünyaya bir kez daha tanıtma fırsatı bulduk. 53 gıda şirketimiz stantlarını açtı. Bu stantlara 8 bin ziyaret gerçekleştirildi. Beklediğimizin üzerinde bir ilgiyle karşılaştık” dedi.

Gıda ihracatımıza yeni bir açılım getirdik

Jak Eskinazi, şunları söyledi:“Dijitalleşme süreçlerinde en hızlı pozisyon alan ihracatçı birliği olarak tedarik zincirinde yaşanan kırılma ve değişimi kendi lehimize çevirmek için dijital kanalları aktif bir şekilde kullanıyoruz. The Fource ile sektör paydaşlarını sanal gerçeklik ortamında bir araya getirerek bir bilgi ve ticaret köprüsü kurduk. The Fource, çağın ve teknolojinin sağladığı imkanlarla gıda ihracatımıza yeni bir açılım getirdi.”

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep “Ege İhracatçı Birlikleri olarak, bizim olduğu kadar tüm dünyanın gündelik yaşamına ve yaşam alışkanlıklarına yeni bir boyut kazandıran pandemi sürecinde, The Fource’la dijital dünyaya ne kadar hızlı adapte olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Dünya masası etkinliğimiz, webinarlarımız ve Usta fotoğrafçı Lalehan Uysal’ın kadrajından yansıyan Kurda, Kuşa, Aşa ve Göze adlı fotoğraf sergisiyle The Fource, sadece bir fuar olmaktan çıkıp gıda sektörünün tüm paydaşlarının bir arada olduğu sanatla içi içe, eğlenceli ve bilgilendirici bir etkinlik olarak hafızalarda kalacak. Fuarda 500’ün üzerinde video görüşmesi, 300’ün üzerinde webinar ve şef etkinliği izlenme sayısı, 10 binin üzerinde etkileşim sayısına ulaştık” diye konuştu.

Gıda ihracatında hedefimiz 10 milyar dolar

Ege İhracatçı Birlikleri’nin yıllık tarım ürünleri ihracatının 5 milyar doları aştığına vurgu yapan Celep sözlerini şöyle tamamladı: “Su ürünleri ve hayvansal mamuller, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, zeytin ve zeytinyağı, meyve sebze mamulleri, odun dışı orman ürünleri, taze meyve sebze, baharatlarda Türkiye’de lider konumdayız. Türkiye’nin 7 bölgesinde ürettiğimiz lezzetlerin dünya sofralarını süslemesi için 2021 yılında da gıda sektöründe sanal ticaret heyeti organizasyonlarımızı sürdüreceğiz. Covid-19 virüsünün yeni aşılar sayesinde kontrol altına alınması sonrasında pazarlama faaliyetlerimizi hibrit şekle dönüştüreceğiz ve 10 milyar dolar tarım ürünleri ihracat hedefimize ulaşmak için çalışacağız.”

OİB’DEN GİRİŞİMCİLERE 300 BİN TL DESTEK

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ARI Teknokent tarafından düzenlenen İTÜ Çekirdek Big Bang Start-up Challenge Yarışması’nda girişimci projelere destek olmaya devam ediyor. OİB, pandemi nedeniyle bu yıl online olarak düzenlenen Big Bang’e katılan beş girişim projesine toplam 300 bin TL para ödülü verdi. OİB, yarışmada en büyük desteği 100 bin TL ile Büyütech projesine verirken, 70 bin TL ile desteklediği Syntonym girişimi ise 1 milyon 940 bin TL ile en çok yatırım alan proje oldu.

Her aşamadaki teknoloji girişimcilerine destek veren ve girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapan İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek, girişimcilerin en iyilerinin belirlendiği Big Bang Start-up Challenge yarışmasını Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) platin sponsorluğunda gerçekleştirdi.

Bu yıl “Rise Together” mottosuyla yola çıkan ve pandemi nedeniyle ilk kez online olarak düzenlenen 9. Big Bang Start-up Challenge, Serdar Kuzuloğlu’nun moderatörlüğünde ünlü şovmen Ceyhun Yılmaz’ın katılımıyla heyecanlı gösterilere sahne oldu.

İTÜ Çekirdek’e bu yıl aralarında Arnavutluk, Azerbaycan, Hindistan, İran, Karadağ, Kosova, Lübnan, Makedonya, Malezya, Nijerya, Pakistan, Romanya, Sırbistan ve Tunus’un da yer aldığı 20 farklı ülke ile Türkiye’nin 81 ilinden binlerce başvuru alındı. Başvurular arasından seçilen 20 teknoloji girişimi, Big Bang Start-up Challenge’ın sanal sahnesine çıkarak sunumlarını gerçekleştirdi.

OİB’den beş girişime 300 bin TL destek

OİB, İTÜ Big Bang’in ve İTÜ Çekirdek’in en büyük destekçilerinden biri olmayı bu yıl da sürdürdü. OİB, yarışmada sırasıyla Büyütech projesine 100 bin TL, Syntonym projesine 70 bin TL, Algae Biodiesel’e 60 bin TL, Arcmir projesine 40 bin TL ve Autonom TGY projesine de 30 bin TL ödül dağıttı.OİB’in de desteklediği projelerden Syntonym girişimi ise Big Bang Yarışması’nda 1 milyon 940 bin TL ile en çok yatırım desteği alan proje oldu.

OİB’in bugüne kadar İTÜ Big Bang’de 36 girişim projesine verdiği destek tutarı ise 2 milyon TL’ye ulaştı. Bu girişimler, 375 kişiye istihdam alanı oluştururken, 82 milyon TL ciroya ulaştı. Toplamda 47 milyon TL’yi aşan yatırım alan 193 girişim, İTÜ Çekirdek programına da alındı.

OİB Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Burhanoğlu, ödül töreninde yaptığı konuşmada, “Big Bang hem girişimci ekosisteminin güçlenmesi açısından hem de girişimcilerin hayata geçirecekleri projelerin daha da hızlandırılması açısından çok kıymetli. Ben öncelikle şahsım ve OİB Yönetim Kurulu adına tüm katılımcıları, destekleyicileri ve izleyicileri saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Tüm girişimleri, İTÜ Çekirdek Big Bang ekibini, yatırımcıları, eğitimcileri, mentörleri, bu ekosisteme destek ve gönül veren tüm paydaşları kutluyor ve teşekkür ediyorum. Bizler, girişimcilere ilham vermek ve hayallerini gerçekleştirmek için buradayız. Hızla gelişen otomotiv dünyasında onlarla geleceği yakalamak için 9 yıl önce yola çıktık. Son 6 yıldır da İTÜ Çekirdek ile otomotiv dikeyinde örnek bir iş birliği ile birçok başarı hikayesine destek vermenin gururunu yaşıyoruz. Biz sadece Big Bang’de değil bizim gerçekleştirdiğimiz Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’yla da girişimcilere destek veriyoruz. Bu yarışmada hem ödüller veriyoruz hem de İTÜ Çekirdek’in anahtarını veriyoruz. Bizim geleceğimiz için bu sevgili gençlere çok ihtiyacımız var.  Her sene daha çok kişiyle, daha fazla ve kaliteli bir katılım olmasına rağmen, ben gençlere ‘Lütfen daha fazla katılım sağlayın’ diyorum. Çünkü, gelecek sizin ellerinizde. O yüzden onları cesaretlendirmek ve onlara teşvik vermek, bizim boynumuzun borcudur. Bu bağlamda toplamda 300 bin TL ödül dağıtımında bulunuyoruz” dedi.

“OİB gibi paydaşlara ihtiyaç duyuyoruz”

 

İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Atilla Dikbaş, pandemi sürecinde OİB ile otomotiv kategorisinde teknoloji geliştiren firmalar ve girişimciler olduğunu ve OİB gibi paydaşlara ihtiyaç duyduklarını söyledi. Atilla Dikbaş, “Biz bu yolda hiçbir zaman yalnız olmadık. Mentorlarımız, danışmanlarımız, paydaşlarımız, yatırımcılarımız hep beraber İTÜ Çekirdek’e, ekosisteme çok büyük katkılar sağladı. İTÜ Çekirdek, Türkiye’nin teknoloji alanında da büyümesi yolunda yapı taşı olarak görev alacak” dedi.

Yarışmada OİB’in de desteklediği projelerden Syntonym girişimi ise Big Bang Yarışması’nda 1 milyon 940 bin TL ile en çok yatırım desteği alan proje oldu. Big Bang Yarışması’nda 20 girişim arasından en çok desteği alan diğer girişim projeleri ise Bugbounter 1 milyon 558 bin TL ile Eyecheckup 688 bin TL oldu. Big Bang’de girişimcilere toplamda 54 milyon 154 bin TL’lik kaynak verildi.

Çok evraklı sistem rafa kalktı: Kredi ve sigorta süreçleri artık dijitalde

Türk Eximbank kredi ve sigorta imkanlarıyla konkordato, iflas, ithalat yasağı gibi ülkenin içinde bulunduğu olumsuz koşullara, politik ve ticari risklere karşı ihracatçılara yüzde 90 garanti sağlıyor.

İhracatçılar için kredi ve sigorta başvuru süreçlerini kolaylaştıran Türk Eximbank, işlemlerin çoğunu artık mail kanalıyla yürütüyor.

Türk Eximbank Ege Bölge Müdürü Gülom Timurhan, Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği webinarda kredi ve sigorta başvuru süreçlerindeki yenilikleri anlattı.

Sigorta poliçesi ile alacakların vadeyi beklemeden iskonto edilme imkanı  

Sigorta sayesinde müşterinin kredibilitesinin rahatlıkla öğrenilebileceğini söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, teminat mektubu karşılığında kredi veren Türk Eximbank’ın yeni bir çalışması olduğunu açıklayarak, “Bundan sonra yapmış olduğunuz sigortalar ile alacakların vadesini beklemeden iskonto edebilme imkanı bulunmaktadır. İhracatçılarımızın yolladıkları mallarda sigorta garantisi almaları kendi gelecekleri için çok önemli bir enstrüman. Sigorta yapan firmalarımız bir sıkıntı olduğu zaman meblağı tahsil edebilecekleri bir kurum oluyor.” dedi.

2021’de sigorta sabit ücretleri değişebilir

Türk Eximbank Ege Bölge Müdürü Gülom Timurhan, sigorta ve kredi süreçlerinde firmaların sadece iki tane muvafakatname vererek tüm evraklarını mail yoluyla iletebildiğinden bahsetti.

“Artık neredeyse tüm işlemleri bu iki evrakı aldıktan sonra mail kanalıyla yürütebiliyoruz. Geçmiş dönemde çok evrak istenen bir dönemden şu anda daha çok sadeleştirilmiş bir seviyeye geldik. Yeni bir firmaysanız bankadan getireceğiniz bir niyet mektubu olması gerekiyor. Bunun dışında evrak setiyle beraber niyet mektubu bize ulaştığı taktirde analiz çalışması hızlı bir şekilde yapılıyor, limit koşuları belirleniyor ve kredinizi kullanabiliyorsunuz. Eskisi gibi firmaların kredi başvuru süreçlerinde evrak hazırlamakta zorluk çekeceği bir durum yok. Sigorta süreci de alıcıların tahsilat güvencesini sağlamak için satıcı firmayla Eximbank’ın karşı karşıya geldiği bir sistem. Bir malı güvenle yurtdışına satmak istiyorsanız sigorta tarafında Eximbank’ı kullanmanız faydanıza olacaktır. 2021 yılında KOBİ’leri daha çok Eximbank ile tanıştırmak istiyoruz. 2021 yılında sigorta sabit ücretleriyle ilgili değişikliğimiz olabilir.”

Türk Eximbank finansman programları;

-Yurtiçi krediler; kısa vadeli, orta uzun vadeli, döviz kazandırıcı hizmet

-Alacak sigortası; kısa vadeli, orta uzun vadeli

-Uluslararası krediler; uluslararası ticaretin finansmanı, proje kredileri

Kredi programlarının ortak özellikleri neler?

-Mal ve hizmet ihracatı taahhüdü

-Teminat (Teminat mektubu, KGF kefaleti)

-Her firma için aynı faiz oranı

-Program limiti (firmaları kendi iç dinamikleriyle değerlendiriyoruz)

Kredi kullanıcısı firmalar için mal ihracatı nedir?

-Mal ihracatı; Firmalar, ihracatçı, imalatçı(ihracata yönelik mal üreten) ya da imalatçı+ihracatçı olması halinde kredi kullanabilir.

-Hizmet ihracatı; Turizm işletmeleri ve seyahat acentaları, özel havayolu firmaları, nakliyat işlemleri, müteahhitlik firmaları, müşavirlik, mühendislik ve yazılım firmaları olması halinde kredi kullanabilir.

Kısa vadeli krediler

-Sevk öncesi ihracat kredisi (Bankalar aracılığıyla kullandırılan, Eximbank’ın kendi kaynağından finanse ettiği, teminat mektubu olmadan, bankanın krediyi doğrudan firma hesabına aktardığı kredi programıdır)

Reeskont kredisi (Türkiye’de verilen en düşük maliyetli kredidir. Merkez Bankası’ nın kaynağı ile kullandırılan iskonto kredileridir)

Sevk sonrası reeskont kredisi (Sigorta poliçesinin kredinin teminatına alınarak, alacağın Yüzde 85’inin TCMB kaynağı ile iskonto edildiği kredi programıdır)

İhracata hazırlık kredisi, KOBİ ihracata hazırlık kredisi, DTŞ ihracat kredisi.

Orta uzun vadeli krediler: İhracata yönelik işletme sermayesi kredisi, ihracata yönelik yatırım kredisi, marka kredisi, özellikli ihracat kredisi, finansal kiralama şirketlerine yönelik kredi programı, yurtdışı mağazalar yatırım kredisi.

DKH kapsamındaki krediler: Döviz kazandırıcı hizmet kredisi, turizm kredisi, uluslararası nakliyat pazarlama kredisi, yurt dışı fuar katılım kredisi, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri köprü kredisi.

Kredi başvuru evrak seti: Bilanço ve gelir tabloları, GİB ve TAKPAS muvafakatnamesi, imza sirküleri ve firma yetkililerinin kimlik bilgileri (firmayı temsil ve ilzama yetkili kişilerin güncel imza sirküleri ile kimlik fotokopileri), detay mizanlar (son 3 yıla ilişkin bilanço dönemleri itibarıyla hazırlanmış detay mizanlar ve gerekiyorsa ara dönem detay mizanları), hazirun cetveli, ticaret sicil gazeteleri, uzun vadeli borç itfa tablosu, bağımsız denetim raporu, kurumsal yönetim ilkelerine uyum raporu, kredi derecelendirme raporu, devam eden/tamamlanan işler tablosu. Kapasite raporu

Sigorta süreci nasıl işliyor?

1)Alacaklarına tahsilat güvencesi sağlamak isteyen firma Türk Eximbank’a gelir.

2)Satıcı firma Türk Eximbank’tan alacak sigortası poliçesi yaptırır.

3)Satıcı firma, müşterileri için Türk Eximbank’tan alıcı limiti talep eder.

4)Türk Eximbank satıcı firmanın müşterilerini finansal açıdan değerlendirir. Alıcı limiti tahsis eder.

5)Satıcı firma, alıcı limiti çerçevesinde alıcı firmaya sevkiyat gerçekleştirir.

6)Zararın kesinleşmesi halinde Türk Eximbank mal bedelini belirlenen oranda tazmin eder.

Gerekli belgeler neler?

Kısa vadeli ihracat kredi sigortası programından yararlanmak isteyen ihracatçı firma poliçe başvuru formunu doldurup ekleriyle birlikte Türk Eximbank’a gönderir.

Ülke portföy bildirim formu: Formun dijital ortamda doldurulmasından sonra çıktısının alınması, çıktının imzalı ve kaşeli olacak şekilde gönderilecek olan belgelerin arasına eklenmesi ve e-posta yoluyla ilgili şube uzmanına gönderilmesi gerekiyor.

İmza sirküleri: Firmayı temsil ve ilzama yetkili kişilerin güncel noter onaylı imza sirkülerinin aslı ya da fotokopisi.

Muvafakatname

Vekaletname: İmalatçı olan firmalar tarafından gönderilmesi gerekiyor.

Ticaret sicil gazetesi: Firmanın kuruluşuna, faaliyet konusuna, temsil ve ilzama, ortaklık yapısına ve son değişikliklerine ilişkin ticaret sicil gazetelerinin fotokopileri.

Şirket türünün anonim şirket olması durumunda güncel hazirun cetvelinin, limited şirket olması durumunda ise güncel ortaklık pay defterinin ticaret sicil gazetesine ek olarak gönderilmesi gerekiyor.

Firmanın temsil ve ilzama yetkili kişilerinin kimlik bilgileri 

 Vergi kimlik numarasının tespitini teminen Gelir İdaresi Başkanlığı’nın ilgili birimi tarafından düzenlenen belgeler 

 Elektronik bankacılık sözleşmesi

 İnternet başvuru formu

 Kobi beyan formu

 IBAN bildirim formu ve taahhütnamesi 

 Poliçe tanzim ücretinin yatırıldığına dair dekont

PANDEMİYLE BÜYÜDÜ. HOLLANDA’DA YENİ MAĞAZA AÇACAK

Türkiye’de kişiye özel mobilya kavramını başlatan Art Design, pandemi boyunca yatırıma devam etti. İstanbul Kalamış’ta, yaklaşık 20 milyon TL’yle mağaza açan Art Design, 2021 yılının ilk çeyreğinde Hollanda’da ilk yurt dışı mağazasını açmaya ve yeni bir marka kurmaya hazırlanıyor.

2019 yılını 150 milyon TL ciroyla kapatan ve 140 kişiyi istihdam eden Art Design, Türkiye’de kişiye özel mobilya kavramını başlatan ilk firmalardan biri de. “Tasarım ötesi” sloganıyla yaklaşık 20 yıldır kişiye ve mekana özel mobilyalar üreten Art Design, İstanbul Modoko’daki mağazalarından sonra yılın üçüncü çeyreğinde yaklaşık 20 milyon TL ile üçüncü mağazasını da açmıştı. Pandemi nedeniyle ofislere de dönüşen evlerde iş verimliliğini artıracak tasarımlara ilginin arttığını belirten Art Design Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Terzi, “Pandemi döneminde iç mimarlarımız online görüşmelerle müşterilerimize hizmet verdiler. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamalarına kadar, yeme içme mekanlarının kapalı olması nedeniyle mağazalarımızda yoğun bir giriş çıkış trafiği yaşadık. Pandemi dolayısıyla bir kısım kendi imzalarını yansıtacak evin dekorasyonunu tamamen değiştirme yoluna gitti. Artık tekli ürün satımından ziyade bir odayı ya da bir evi baştan aşağıya değiştiren projelerde yer alıyoruz. Böylece dekorasyonu bir bütün alarak ele alabiliyoruz. Bu anlamda da müşterilerimizden olumlu bir geri dönüş alıyoruz. Duvarla, parkeyle, mobilyayla uğraşmadan tek bir yer üzerinden yani bizimle işlerini sonlandırmış oluyorlar. Bu dönemde en çok rahat koltuk tasarımları, çalışma sandalyeleri ve ofis masaları tercih edildi. Daha çok yüzde 75 konut, yüzde 25 ofis projelerinde yer alırken, projelerimizde tamamen konut ağırlıklı çalışmaya karar verdik.” diyerek, yeni yatırımlar hakkında da bilgi verdi.

Yeni marka yolda

2019 yılını 3,5 milyar dolar ile kapatan mobilya sektörünün, bu yılı 4 milyar dolar ihracatla kapatacağının altını çizen Terzi, Art Design markası olarak da cirolarının yüzde 30’unu ihracatın oluşturduğunu ve 2021 yılında cirolarının payı içinde ihracatın payını yüzde 40’a çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. Avrupa ülkelerine ihracatı önemsediklerini açıklayan Turgay Terzi, “Hollanda bizim için önemli bir pazar. Çünkü ihracatımızın büyük bir kısmını Almanya, Belçika, Hollanda hattına yapıyoruz. Burada daha çok restoran ve kafelerle iş yapmamızın yanı sıra villa tipi büyük konut projelerinde varız. 2021 yılının ilk çeyreğinde Hollanda’da ilk yurt dışı mağazamızı açmayı hedefliyoruz. Türki Cumhuriyetlere ihracatımıza devam ederken, yeni bir marka çıkarmanın altyapı çalışmalarını hazırlıyoruz. Böylece her segmentte müşteriye ulaşabileceğiz.” dedi.

Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder,

Gelecek 5 yılda, teknolojik altyapı yeni baştan dizayn ediliyor”

Dijital değişim ve dönüşümün pandemiyle hız kazandığını kaydeden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi:

Teknolojideki gelişmelerle, dijital değişim ve dönüşüm hız kazandı. Gelecek 5 yılda, teknolojik altyapı yeni baştan dizayn ediliyor. Dünyada özellikle 5G teknolojilerini kimin yapacağı konusunda, Amerika ve Çin arasında çekişme ve yarış bulunuyor. Ülkeler, 5G teknolojisinde, Amerika mı, Çin mi, Japonya mı veya Finlandiya mı gibi ülkelerden birisini değerlendiriyor olacaklardır” dedi.

EGD ile Evde Kal” sohbetlerinin 4 Aralık 2020 tarihindeki konuğu, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder oldu. Kanal Ekonomi televizyonunda usta gazeteciler Celal Toprak ve Ahmet Coşkunaydın moderatörlüğünde gerçekleşen yayında, “teknoloji hayatımızı nasıl şekillendiriyor ve pandeminin dijital yaşama etkisi” konuları Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder’e soruldu.

Pandemide eğitim online/uzaktan oldu, “sosyalleşme” sıkıntısı ortaya çıktı

İlk soru online/uzaktan eğitim konusunda oldu. Pandemiyle birlikte çocukların online/uzaktan eğitime başladığını anlatan Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, ancak bu süreçte çocuklarda “sosyalleşme” sıkıntısının ortaya çıktığının altını çizdi. Çocukların birçok dersi, videolar üzerinden öğrenebileceğini ve istedikleri zaman istedikleri konulara dair dersleri tekrar tekrar dinleyebileceğini ifade eden Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, konuşmasına şöyle devam etti: “Çocuklar, pandemi sürecinde, online/uzaktan eğitime alıştılar. Ancak, bu sürecin sosyalleşme boyutu da var ki, şuan bu konuda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bu süreci, önümüzdeki dönemde yeniden modellemek gerekiyor. Çünkü, gelecekte de online/uzaktan eğitimler devam edecektir. Burada, çocukların sosyalleşebileceği platformları, ortak proje yapabilecekleri kurguları, ortak yaşam/ortak mücadele gibi başlıkları yeniden tasarlamak gereklidir. Nitekim, herhangi bir konuya dair, online ortamlarda içeriklere ulaşmak günümüzde kolaydır ve geriye dönük olarak defalarca dinlemekte de mümkündür. Bu gerçekleşirken, çocukların sosyalleşme ihtiyacı da modellenmelidir” diye konuştu.

E-Belge ile Yeşil Ekonomi oldu

Son yıllarda e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye, e-SMM vd) uygulamalarında ciddi yol alındığını kaydeden Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları anlattı:

Ülkemizde 2000’li yılların başlarından itibaren e-Dönüşümde başarılı çalışmalara imza atılıyor. Bugün geldiğimiz noktada, 320 binin üzerindeki mükellef işletme, e-Fatura sürecine girmiş oldu. Yine, bir o kadar sayıdaki avukatlar, eczacılar gibi serbest meslek mensupları da e-SMM kullanmaya başladı. e-Belge uygulamasında başarıyla hayata geçirdiğimiz çalışmalar, Yeşil Ekonominin bir parçası oldu. Binlerce ağacın kesilmesinin önüne geçilirken, aynı zamanda mükellef işletmeler iş süreçlerinde hız, verimlilik ve tasarruf sağlandılar” dedi.

Uyumsoft, iş ortakları sayısını artırıyor

Ülkemizin inovasyon lideri Uyumsoft AŞ, 24.’ncü yılında 30 binin üzerindeki yerli ve global müşterisinin uçtan uca dijital dönüşümünü sağlıyor. Uyumsoft’un ürün ailesinde; Kurumsal Kaynak Planlama uyumERP (bulut, mobil), Müşteri İlişkileri Yönetimi uyumCRM (bulut, mobil), İnsan Kaynakları Yönetimi uyumHRM (bulut, mobil), e-Belge e-uyum (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-SMM, e-Defter, e-İrsaliye ve diğer tüm e-Belgeler) uygulamaları, Ticari Paket Yazılımlar, ekoTicari (Kobi’lerin ERP’si), ekoHR, ekoSMMM (Mali Müşavir Yazılımı), ekoCari (Ön Muhasebe Ticari Paket Programı), Banka Bakiyem, uyumYEDEK, AHTAPOT dahil 30’u aşkın yazılım ürünü bulunuyor. Uyumsoft’un 250 çalışanı ve 350 iş ortağı ile hizmet verdiğini anlatan Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, önümüzdeki yakın gelecekte iş ortakları sayısının 1000’i bulacağını ifade ederek, ekosistem bazında yapılan bu çalışmaların ülkemiz teknolojisindeki büyüme anlamına geldiğini sözlerine ekledi.

Domates ihracatçıları Rusya’ya ihracatta kotanın kaldırılmasını istiyor

Taze meyve sebze ihracatının lider ürünü domates, lider ihraç pazarı Rusya Federasyonu’nda kota engeliyle karşı karşıya. Rusya’ya domates ihracatında 200 bin tonluk kota doldu. Türk domates ihracatçıları için Rusya kapısı kapanmış durumda. Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birlikleri Başkanları, Rusya’ya domates ihracatında kotanın kaldırılmasını istiyor.

Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Ali Kavak, Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Necdat Sin, Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Saffet Kalyoncu, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçılar Birliği Başkanı Cafer Aşkar ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin ortak imzasıyla yapılan açıklamada “Domates ihracatında Rusya’ya kotanın kaldırılmasını, 2015 öncesine dönülmesini istiyoruz” denildi.

Rusya, Türkiye ile 2015 yılı Kasım ayında yaşadığı siyasi kriz sonrasında Türk domatesine ambargo kararı almıştı. 2017 yılı Kasım ayında Türk domatesi tekrar Rusya’ya ihracat vizesi alırken bu kez kotayla karşı karşıya kaldı.

İlk önce 1 Kasım 2017 tarihinde 100 bin ton olarak belirlenen kota Türk ihracatçılarının kısa sürede kotayı doldurması üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin girişimleriyle önce 150 bin ton’a, 7 Mart 2020 tarihinde ise; 200 bin tona çıkarılmıştı. Türk ihracatçıları 200 bin kotayıda, Kasım ayı sonunda doldurdu.

Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birlikleri Başkanları, Türk domatesinin en büyük ihraç pazarı Rusya’ya ihracatın durma noktasına gelmesi üzerine yaptıkları ortak açıklamayla, Rusya Federasyonu’na yapılacak domates ihracatında kotanın kaldırılmasını ve 2015 Kasım ayı öncesindeki sürece dönülmesini talep ettiler.

Türkiye’nin domates ihracatının 2020 yılında 11 aylık dönemde yüzde 6’lık artışla 286 milyon dolara ulaştığı bilgisini paylaşan Birlik Başkanları, 2020 yılı sonunda 300 milyon doları aşmayı hedeflediklerini, bu hedeflere ulaşmak için en büyük ihraç pazarları Rusya’daki kotanın kaldırılması gerektiğinin altını çizdiler.

Rusya’ya domates ihracatında 2015 öncesinde kota olmadığını hatırlatan Başkanlar, “İki ülke arasındaki ilişkiler, 2017 yılında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki zirvede her konuda normalleşmişken, iki ülke arasında 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefi konulmuşken, Azerbaycan ile Ermenistan arasında çıkan savaş sonrasında Dağlık Karabağ’da kontrolü sağlamak için Rusya ile Türkiye savunma bakanlıkları mutabakat muhtırası imzalamış ve Dağlık Karabağ’da birlikte görev yapıyorken, Rusya, başka ülkelere kota uygulamazken Türk domatesine hala kotanın olmasını anlamak mümkün değil. Kotanın kaldırılmasını sadece Türk ihracatçıları değil, Rusya’daki ithalatçılarda kotanın kaldırılmasını istiyor” diye konuştular.

Türk domates üreticilerinin pandeki sürecinde gece gündüz çalışarak, çorbalardan salatalara, mezelerden, meyve sebze mamullerine, makarnalardan zeytinyağlılara, pilavlardan etli yemeklere mutfaklardaki tüm lezzetlerde kullanılan domatesin üretimine devam ettiğine vurgu yapan Birlik Başkanları, üreticilerin bu emeklerinin karşılığını alabilmesi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’den destek talebinde bulundular.

Türkiye taze domates üretiminde 9 milyon tonu tarlada üretim, 4 milyon tonu örtü altı (sera) üretimi olmak üzere 13 milyon tona ulaşan üretim rakamıyla dünyada dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye, 2020 yılının Ocak – Kasım döneminde 484 bin ton taze domates ihracatı karşılığı 286,5 milyon dolar döviz getirisi elde ederken, Rusya Federasyonu’na 61 bin 781 ton domates ihraç edilirken karşılığında 56 milyon dolar döviz geliri elde edildi. Rusya, Türkiye’nin taze domates ihracatında ilk sırada yer alıyor.

Türk otomotiv firmalarından 63 ülkeye üç boyutlu sergi

 Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), pandemi döneminde katma değerli ihracatın artırılması yolunda düzenlediği dijital etkinliklere yenisini ekledi. Türkiye’nin otomotiv sektöründe ilk üç boyutlu dijital otomotiv fuarı olan Auto Expo Türkiye 2020, Almanya’dan ABD’ye, İngiltere’den Vietnam’a, İspanya’dan Bolivya’ya dünyanın 63 ülkesinden 300’ü aşkın ziyaretçinin katılımıyla açıldı. Fuarda, Türkiye’nin önde gelen 55 otomotiv ana ve tedarik sanayi firması üç boyutlu ürünlerini sergiliyor.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik: “Bu yılı hedeflediğimiz 25 milyar doların biraz üzerinde bir rakam ile kapatacağımızı düşünüyoruz. Böylece üst üste 15. İhracat şampiyonluğuna ulaşmış olacağız. Yeni yılın bir bölümünde daha etkinliklerimizin dijital olarak devam edeceğini düşünüyoruz. Bununla birlikte pandeminin seyrine göre 2021’de yüze yüze etkinliklerimize de başlamayı hedefliyoruz.”

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), pandemi döneminde katma değerli ihracatın artırılması yolunda düzenlediği dijital etkinliklere bir yenisini daha ekledi. OİB, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinasyonu ve Automechanika İstanbul’un desteğiyle Türkiye’nin otomotiv sektöründe ilk üç boyutlu dijital otomotiv fuarı olan Auto Expo Türkiye 2020’nin açılışını gerçekleştirdi. Online açılış töreni, OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik’in ev sahipliğinde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve TİM Başkanı İsmail Gülle’nin katılımıyla yapıldı. Almanya’dan ABD’ye, İngiltere’den Vietnam’a, İspanya’dan Bolivya’ya dünyanın 63 ülkesinden 300’ü aşkın ziyaretçinin katılımıyla açılan fuarda, Türkiye’nin önde gelen 55 otomotiv ana ve tedarik sanayi firması üç boyutlu ürünlerini sergiliyor. İlk etapta katılımcı firmalarımız ile 100’e yakın yabancı firmanın ikili iş görüşmesinde bulunacağı Auto Expo 2020, 11 Aralık tarihine kadar sürecek. Fuar süresince, online yapılacak B2B görüşmeleri katılımcılara yeni iş fırsatları yaratacak. Fuarda ayrıca ziyaretçilere firmaların üç boyutlu stantları ziyaret etme olanağı da sunuluyor. Sanal Fuar alanı ise gelecek yıl haziran ayına kadar açık kalacak.

Çelik: “Bu yıl üst üste 15. şampiyonluğa ulaşacağız”

Auto Expo 2020 Dijital Fuarı’nın açılışında konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, Türkiye ihracatının 14 yıldır lider sektörü otomotiv endüstrisi olarak 2019 yılında 30,6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiklerini ve son üç yılda 30 milyar dolarlık ihracat ortalaması yakaladıklarını söyledi. Konuşmasında bu yıla iyi bir başlangıç yaptıklarını ancak pandemi nedeniyle tüm beklentilerin değiştiğini kaydeden Baran Çelik “Haziran ayı ile birlikte toparlanma başlasa da ihracat hedefimizi 25 milyar dolar olarak revize ettik. Yılın ilk 11 ayında ise 22,75 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu yılı hedeflediğimiz 25 milyar doların biraz üzerinde bir rakam ile kapatacağımızı düşünüyoruz. Böylece üst üste 15. İhracat şampiyonluğuna ulaşmış olacağız” diye konuştu.

“Gelecek yıl hedef; pandemi öncesi rakamlara dönmek”

Otomotiv endüstrisinin üretim kapasitesinin de 2 milyon adedi aştığını belirten Baran Çelik “Üretimimiz 2019 yılı itibariyle 1.46 milyon adet, adet bazında ihracatı ise 1.25 milyon adet durumunda. Tedarik endüstrisi ihracatımız ise tek başına 11 milyar dolar düzeyinde. Ülkemiz Avrupa’nın üçüncü büyük ticari araç üreticisi olmasının yanı sıra, dünyanın 14.  Avrupa’nın ise 4. Büyük motorlu araç üreticisi konumunda yer alıyor. Bugün ülkemizde kurulu büyük ana sanayi firmaları sürekli yeni yatırımlar yapmakta, yeni modeller ve projeler ile üretim kapasitelerini artırmaktalar. Bu durum tedarik endüstrisi üretimine ve ihracatına da olumlu yansıyor. Tüm bu rakamlardan anlaşılacağı üzere bugün Türkiye’deki otomotiv ana ve tedarik sanayi yüksek üretim kalitesi ile başta gelişmiş ülkeler olmak üzere tüm dünyaya ihracat yapabilecek kapasite ve seviyede. 2021 yılı ile birlikte hedefimiz tekrar yükselişe geçerek, tüm kategorilerde pandemi öncesi rakamlara dönmek olacak. 2021 yılının bir bölümünde daha etkinliklerimizin dijital olarak devam edeceğini düşünüyoruz. Ancak 2021 yılı içerisinde pandeminin seyrine göre yüze yüze etkinliklerimize de başlamayı hedefliyoruz” dedi.

Pekcan: “Otomotive doğru ve stratejik biçimde desteğimiz sürecek”

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan konuşmasında, “Bakanlığımız tarafından desteklenen sanal heyet ve fuarlarla ihracatçılarımıza önemli destekler sağlıyoruz. İhracatçılarımız bu sayede 6 bin ikili iş görüşmesi imkânı elde etti. Pandemi nedeniyle bu dönemde temassız ticaretten kolay ihracat platformuna, Eximbank desteklerine kadar ihracatçılarımızın yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Yine Bakanlık olarak özellikle otomotiv, savunma, makine ve havacılık sektörlerinde faaliyet gösteren şirketleri desteklemeyi amaçlıyoruz. Desteklediğimiz 84 projeden 40 tanesi otomotiv sektöründe yer alıyor.  İhracatımızın öncü sektörü otomotiv endüstrimiz de eylülde ilk kez artış yakaladı, ekimde ve kasımda da bu artışı sürdürdü. Dış pazarlarda sağlanacak rahatlamalar ve yoğun gayretle arzu edilen seviyelere en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Otomotiv sektörümüzü en doğru ve en stratejik biçimde desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.

TİM Başkanı İsmail Gülle de pandeminin olumsuz etkisine karşın ihracatın kısa sürede toparlandığını ve eylül-ekim gibi artışlar kaydedildiğini söyledi. Gülle, “Üçüncü çeyrekte ihracatını artıran 4 ülkeden biriyiz. Yeni ekonomik program doğrultusunda 2020 yılı için revize edilen 165,9 milyar dolarlık rakamı geçeceğimize inanıyoruz. 2021 yılı için küresel ticarette yüzde 7 daralma bekleniyor. Bu durumdan etkilenecek sektörlerin başında da otomotiv geliyor. Otomotiv, pazar daralmalarının başladığı kasımda da ihracattaki başarı ivmesini sürdürdü. Bu başarı ivmesini, yeni iş fırsatları yaratarak devam ettireceğine ve Auto Expo 2020’nin de otomotivin pazarlamasına güç katacağına inanıyoruz. Başarılarından dolayı OİB’i ve OİB’in değeri Başkanı Baran Çelik’i kutluyorum” dedi.

Türkiye, Bor türevlerinden yılda 50 milyar doların üzerinde para kazanabilir

Dünyada hızla artan elektrikli araç üretimiyle birlikte batarya pazarının büyüklüğü 5 yıl içinde 150 milyar doları geçecek. 2030 yılında 40 milyonun üzerinde yeni elektrikli aracın satılması, yollardaki elektrikli araç sayısının 143 milyonu bulması bekliyor. Yollardaki araç sayısı içinde elektrikli oranı %7.5’a ulaşacak.

2016 yılında, global satışlar içinde elektrikli araç satışları sadece %1 seviyesindeydi. Genel toplam içindeki oranı ise yüzde 0.02’ydi. 2020 yılına geldiğimizde, dünyada 92 milyon motorlu araç satıldığını görüyoruz. Artık, bunların yaklaşık 4.6 milyonu elektrikli araçlardan oluşuyor. Yollardaki elektrikli araçların toplam sayısı 8,5 milyona yaklaştı ve 2,3 milyon elektrikli oto ile Çin pazarda liderliğini elinde bulunduruyor.

Norveç’te satılan 2 araçtan birisi artık elektrikli. Avrupa Birliği 2030 itibariyle fosil yakıtlı otomobil kullanımı sonlandırmayı düşünüyor. Elektrikli otomobil satışları bir önceki yıla göre, Çin’de % 67, ABD’de %35, Avrupa’da %44 arttı. Norveç’te 2019 yılında yeni satılan toplam araçlar içinde elektrikli araçların oranı %56’ya, İrlanda’da %25.5’a, Hollanda’da %15’ulaştı. Önde gelen Avrupalı otomobil üreticileri yaptırdıkları piyasa araştırmalarında, mevcut araç sahiplerinin neredeyse %50’sinin araç yenilerken öncelikle elektrikli tercih etme eğiliminde olduğunu gördüler. Şu anda tek engel, fosil yakıtlı araçlara göre, fiyatların hala pahalı kalması. Fakat, özellikle batarya tarafındaki gelişmelerle bu maliyetler hızla makul seviyelere doğru geliyor.

5. Pil Teknolojileri Çalıştayı, 8 Aralık 2020 tarihinde düzenleniyor

ASPİLSAN Enerji’nin ev sahipliğinde yapılacak, 5.Pil Teknolojileri Çalıştayı, 8 Aralık 2020 tarihinde, ASPİLSAN Enerji YouTube kanalında düzenleniyor. Türkiye’nin ilk Lityum-İyon Pil Hücresi Üretim Tesisi yatırımındaki gelişmelerin ele alınacağı etkinlikte, ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacak yerli ve milli pil hücresi üzerine bilgilendirici paneller gerçekleşecek. Panelistler arasında yer alan TTT Global Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, günümüzde dünya genelinde yollardaki elektrikli otomobillerin sayısı 8,5 milyonu bulduğunu ve batarya pazarının 50 milyar doları geçtiğini belirtti.

Gelecek yıllara ilişkin elektrikli araç sayısı ve batarya pazarını değerlendiren TTT Global Group Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

2030 yılında toplam araç satışları içinde elektrikli araç satışlarının %30’ları bulacağı ve batarya pazarının ise 400 milyar doların üzerinde büyüyeceği düşünülüyor. Benzer batarya sistemlerinin başka alanlarda da hızla tercih edilmeye başlaması mümkün. ABD’li Tesla, dünyanın en büyük pil fabrikası olan Gigafactory’de ürettiği ve 2019’da ABD’de satışa sunduğu evlere yönelik 6-11 kWh kapasiteli Powerwall adını verdiği pillerle milyonlarca ev kullanıcısına yeni bir ışık yaktı. Bir evin günlük elektrik ihtiyacı yaklaşık 2,5kWh-4kWh arasında değişiyor. Güneş panellerinden gündüz üretilen elektrik enerjisi, Powerwall’larda depolanabilecek ve böylece bir evin tüm elektrik ihtiyacı 7/24 kesintisiz sağlanabilecektir. Bu da batarya pazarının yakın gelecekte katlanarak büyüyebileceğine işaret ediyor” dedi.

Bir elektrikli aracın maliyetinin yaklaşık %30’u batarya maliyetinden oluşuyor

Elektrikli bir aracın maliyetinin %30’nu batarya maliyetinin oluşturduğunu belirten TTT Global Group Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

Elektrikli otomobilin tercih edilmesini etkileyen temel parametreler arasında; maliyeti, garantili pil ömrü (pil devir sayısı), bir şarj ile ne kadar gidebildiği, ne kadar sürede tam şarj olabildiği (Hızlı şarj süresi), şarj istasyonlarının yaygınlığı ve erişilebilirliği, tüketiciye şarj maliyetleri gibi konular yer alıyor. Parametrelere dikkat ederseniz, çoğu doğrudan pil ve pil teknolojileri ile ilgilidir. Bir elektrikli aracın tercih edilirliğini doğrudan pil teknolojileri belirler. Pil konusunda dünyada müthiş bir yarış başlıyor. Her ne kadar bu yarışta Tesla ve Panasonic, ABD’de Florida’da inşa ettikleri ve devreye aldıkları 5 milyar dolarlık pil fabrikaları Gigafactory’le liderliği üstlenmiş gibi gözükselerde, Çin’li CATL, BYD, LG Chem, Samsung gibi global aktörler hızla pozisyon almaktadırlar” diye konuştu.

Pil Üretiminde Stratejik Madenler: Lityum ve Kobalt

Pil üretimindeki stratejik madenler konusuna değinen TTT Global Group Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları anlattı:

Şarj edilebilir pillerin içinde, yüksek enerji depolayabilen madenler tercih edilir. Bunların önde gelenleri lityum, kobalt, kurşun ve magnezyumdur. Günümüzde bilgisayarlar, cep telefonları ve elektrikli otomobiller başta olmak üzere şarj edilebilir bataryalarda en çok tercih edilen lityumdur. Küresel lityum rezervlerinin %66’sı tuzlu su rezervuarları içinde yer almaktadır. Dünyanın en büyük lityum tuz havzası 3.000 km2 büyüklüğü ile Şili’nin kuzeyinde yer alan Salar de Atacama bölgesindedir. Dünyada en çok Lityum rezervi 9 milyon ton ile Güney Amerika ülkesi Bolivya’dadır. Onu 8 milyon ton rezerv ile Şili ve Arjantin takip etmektedir. Dünya lityum rezervinin yüzde 57,5’i Güney Amerika’dadır. Avustralya ve Çin de rezerv sahibi ülkeler arasındadır. Lityumun, bir bataryada içinde elektrik depolayabilmesi için ikinci bir element ile birlikte kullanılması gerekir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda en yüksek verim lityum-Kobalt eşleşmesinde görülmüştür. Dünya genelinde üretilen toplam 140 bin ton kobaltın %70’ni tek başına üreten Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC), 2019 yılı verilerine göre kobalt üretiminde dünyada ilk sıradadır. Bu ülkenin madenleri, tamamen Fransız devleti ve şirketlerinin kontrolündedir. Elektrikli araçlar ve akıllı telefonlar başta olmak üzere birçok teknolojik ürününün bataryalarında, yaygın olarak kullanılan kobaltın fiyatı yıllar içinde hızla artmıştır” dedi.

Türkiye, sahip olduğu Bor gücüyle, pil üzerinde global tedarikçi pozisyonuna gelebilir

Bor’un batarya teknolojisinin geleceğindeki stratejisini değerlendiren TTT Global Group Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları açıkladı:

Türkiye’de yıllardır “Bor” hakkında şehir efsaneleri dolaşır. Dünyadaki en muhteşem maden olduğu, Türkiye için petrolden bile çok önemli bir zenginliğe işaret ettiği söylenir. Söylenir ama, cam sanayisindeki kısıtlı kullanımı, son günlerce deterjan olarak kullanılmaya çalışılmasının ötesinde, bugüne kadar katma değerli bir ürünün stratejik parçası haline dönüştürülememiştir. Kim bilir, belki de batarya teknolojilerinde “Bor türevlerinin” kullanımına ilişkin yapılacak araştırmalar, Bor’u dünyada stratejik maden konumuna getirebilir. Dünya bor rezervinin %73,4’ü Türkiye’dedir. Bor madeni, geleceğin batarya teknolojilerinde Kobaltın yerine, Lityum’u tamamlayıcı olarak düşünülmesi gereken bir madendir. Bor mineralleri doğada 150’nin üzerinde farklı formlarda bulunabiliyor ve bulunduğu yer itibariyle lityumla benzerlikler gösteriyor. Çoğunlukla lityum gibi tuzlu havzalarda; kalsiyum, sodyum ve magnezyum elementleri ile hidrat bileşikleri halinde bulunuyor. Bor’un tek başına değil, ama karıştırılarak lityumun kapasitesini dört kat artırdığı bilimsel olarak ispatlandı. Bor ile güçlendirilmiş lityum-iyon bataryaların kapasiteleri, klasik bataryalara göre birkaç kat fazla olabilir. Türkiye’nin, Bor’u deterjan üretmenin çok ötesinde katma değeri yüksek alanlarda işleyerek kullanmayı düşünmesi, geleceğin lityum-iyon bataryalarında lityum ile birlikte kullanmanın yollarını araştırması hayatidir. Türkiye, sahip olduğu Bor gücüyle, pil üzerinde global tedarikçi pozisyonuna gelebilir” diye konuştu.

Türkiye, Bor türevlerinden yılda 50 milyar doların üzerinde para kazanabilir

Bor rezervleri ile fırsatın kapıda olduğunu anlatan TTT Global Group Başkanı Dr. Akın Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

Türkiye için fırsat yine kapıda. Bor ile yeni yeşil bataryaların üretilebilmesinde, teknolojik olarak inisiyatif alabilecek mi? Bunu hep birlikte göreceğiz. Bor madeninin türevlerinden olan bir ton borik asitin uluslararası fiyatı, 600 ile 1.000 dolar arasındadır. Bir ton kobaltın fiyatı ise 35 bin doların üzerinde. Dünya bor ürünleri tüketimi 2019 itibariyle 3,71 milyon ton seviyesinde. Bu çok düşük bir miktar. Türkiye’deki bor rezervinin 1 milyar ton seviyesinde olduğu dikkate alındığında, tüketimi arttırmayı teşvik etmek öncelikle ülke olarak bizim sorumluluğumuzda. Bor, dünyada ağırlıkla %48 seviyede Borosilikat olarak cam üretiminde kullanılıyor. Pil teknolojilerinde kullanmak, çığır açıcı bir çıkış yolu olabilir. Lityum pillere entegre olabilecek bileşikler geliştirilebilirse, Türkiye Lityum tabanlı şarj edilebilir piller için kullanılacak bor türevlerinden yılda 50 milyar doların üzerinde para kazanabilir” dedi.

Dünyada elektrikli araç şarj ünitesi sayısı 8,5 milyonu geçti

Dünya genelinde elektrikli araç sarj ünitesi sayılarının arttığını ifade ederek konuşmasını sürdüren TTT Global Group Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları anlattı:

2020 Kasım itibariyle dünyada 8,5 milyonun üzerinde elektrikli araç şarj ünitesi var. 2018’de bu sayı 5,2 milyon üniteydi. Pazar, hızla büyüyor. Şarj ünitelerinin yaklaşık 7 milyonu, aracı satın alanlara verilen, ev-tipi yavaş şarj cihazları (8-12 saatte şarj edebilen). Dünyada 30 dk.’da %80 seviyesinde hızlı şarj edebilen şarj istasyonu sayısı ise 600 bini buldu. Bunların %86’sı Çin’de bulunuyor. Elektrikli araç için batarya maliyeti çok önemlidir. Bir elektrikli aracın maliyetinin yaklaşık %30’u batarya ve birleşik sistem maliyetlerinden oluşuyor. Bu o kadar önemli bir oran ki, batarya maliyetinin düşmesi, elektrikli aracın maliyetini doğrudan etkiliyor. Batarya teknolojisi aynı zamanda aracın menzilini de etkiliyor” şeklinde konuştu.

UTİB İHRACATÇI FİRMALARA ALMANYA VE BİRLEŞİK KRALLIK KAPILARINI AÇTI

26 TÜRK İHRACATÇI FİRMA 59 ALICI FİRMAYLA BULUŞTU

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Türkiye’nin tekstilde en önemli pazarı olan Almanya ve Birleşik Krallık’a ihracatı artırmak için Turkish Textile Network adıyla hayata geçirdiği sanal ticaret heyeti programı ile dört günde 302 toplantı gerçekleştirerek, 26 Türk ihracatçı firmayı 59 alıcı firmayla buluşturdu.

Türkiye’den ev tekstili ve giyimlik tekstil alanında faaliyet gösteren 26 firmanın yer aldığı heyet, ilgili ülkelerden 59 alıcı firmayla buluştu. UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin ev sahipliğinde gerçekleştirilen dijital ticaret heyetinin açılış toplantısı, T.C Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, TİM Başkanı İsmail Gülle, T.C Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın ve T.C. Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın’ın konuşmacı olarak katılımları ile gerçekleşmişti.

Başarı ile tamamlanan toplantıda hakkında bilgiler veren UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, pandemi nedeniyle zorlu bir süreçten geçen Türkiye’nin bu sınavdan başarı ile çıkabilmek için ciddi bir uğraş verdiğine dikkat çekti. UTİB Yönetimi olarak sürdürülebilir üretim ve ihracat için çok sayıda çalışmayı pandemiye rağmen iptal etmeden dijital ortamda sürdürdüklerini söyledi.

Almanya ve Birleşik Krallık’ın en önemli pazarlar arasında yer aldığına değinen Pınar Taşdelen Engin, “Sanal Ticaret Heyetimizle, her iki ülkeye yönelik ihracatımızı canlandırmayı, iş ve yatırım imkânları oluşturmayı amaçladık. Bu heyet Turkish Textile Network adı altında kurguladığımız ilk sektörel ticaret heyetimiz ve bu seriyi sektör olarak odağımızda olan ülkelerle devam ettirmeyi istiyoruz. Heyetimizde Ev tekstili ve giyimlik tekstil ürünlerinde faaliyet gösteren 26 firmamız heyette yer aldı. Heyet kapsamında ilgili ülkelerden 59 üst düzey ev tekstili ve giyimlik kumaş alıcısı firmalarımızla görüşme yapacak olup, 302 B2B görüşme organize edildi. Biz bu ticaret heyetini planlarken tekstil sektörümüzün çok güçlü olduğu iki alt ürün grubu olan Ev Tekstili ve Hazır Giyim Tekstilini dikkate almıştık. Her iki alanda da Avrupa’nın en güçlü ticaret ortaklarındanız” diye konuştu.

Pınar Taşdelen Engin, Türkiye’nin Almanya pazarında tekstilde yüzde 5, ev tekstilinde ise yüzde 15 gibi son derece önemli bir pazar payı bulunduğunu hatırlatarak, “Bu durum tüm sektörler bağlamında çok büyük bir başarı.  Aynı zamanda Almanya tekstil sektöründe bizim için Avrupa Birliği’ne açılan büyük bir kapı. Benzer şekilde Birleşik Krallık, 2019 yılı sonu itibarıyla 4. sırada yer alan temel pazarlarımızdan. Birleşik Krallık aynı zamanda 2019 yılı itibariyle dünya tekstil ithalatçı ülkeleri arasında da toplam 3,9 milyar dolar ithalat ile 16. Sırada yer alan yer alan önemli bir pazar. Birleşik Krallık en çok Çin, Türkiye ve Almanya’dan ithalat yapıyor. 2019 yılında Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yaptığı tekstil ihracatı geçen seneye göre yüzde 5,33 artarak 377,5 milyon USD oldu. Ülkemiz, Birleşik Krallık tekstil pazarındaki üçüncü büyük oyuncu. Birleşik Krallık ise Türkiye’nin tekstil ihracatı yaptığı ülkeler arasında dördüncü sırada yer alıyor. Bu başarılı pozisyonu korumak ve geliştirmek sektörümüz için kritik önem taşıyor. Bildiğiniz gibi İngiltere aynı zamanda Ticaret Bakanlığımız tarafından tespit edilen dış ticarette öncelikli ülkeler arasında yer alıyor. Birleşik Krallık ayrıca Türkiye’nin en fazla dış ticaret fazlası verdiği iki ülkeden biridir. Bu açıdan çok farklı çok özel bir öneme sahip. Bu bağlamda Brexit sürecinden ülkemizin zarar görmemesi için Türkiye ile İngiltere arasında bir Serbest Ticaret Anlaşmasının tesis edilmesi ve rakiplerimize karşı dezavantajlı duruma düşmemek bizler için çok önemli. Bu konuda Bakanlığımızın değerli çalışmalarına katkıda bulunmaya daima hazırız” dedi.

TCL, 10 Serisi’ne Android 11 güncellemesini gönderiyor

TCL, 10 Serisi’ne Android 11 güncellemesinin geldiğini duyurdu.  Birkaç ay boyunca devam edecek güncelleme dağıtımına TCL 10 Pro, TCL 10 L, TCL 10 Plus erişebilecek. Android’in en yeni versiyonu, Portekiz, İspanya, İtalya, Fransa, Hollanda ve Almanya’daki kullanıcıların yanı sıra İngiltere ve tüm Avrupa’daki kullanıcıların erişimine açık olacak.

TCL, 10 Serisi’ne Android 11 güncellemesini gönderiyor

TCL, 10 Serisi’ne Android 11 güncellemesinin geldiğini duyurdu.  Birkaç ay boyunca devam edecek güncelleme dağıtımına TCL 10 Pro, TCL 10 L, TCL 10 Plus erişebilecek. Android’in en yeni versiyonu, Portekiz, İspanya, İtalya, Fransa, Hollanda ve Almanya’daki kullanıcıların yanı sıra İngiltere ve tüm Avrupa’daki kullanıcıların erişimine açık olacak.

Uyumsoft’tan, Kobi’lere kampanya

Dijital dönüşüm lideri Uyumsoft’tan, Kobi’lere kampanya. İşletmelerin uçtan uca dijital dönüşümünü sağlayan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, pandemi sürecinde Kobi’lere tam destek veriyor. Uyumsoft’a, 15 Aralık tarihine kadar başvuran Kobi’ler, 50 adet e-Fatura için aylık 4,99 TL+kdv ve 50 adet e-Arşiv fatura için aylık 4,99 TL+kdv ödeyecek.

Lider özel entegratör Uyumsoft, sistemin 7/24 erişilebilir ve çalışılabilir olmasını sağlarken, dijital dönüşüm uzmanları ile kesintisiz hizmet vermeyi sürdürüyor.

Yerli ve yabancı işletmelerin, uçtan uca dijital dönüşümünü sağlıyor

Ülkemizin inovasyon lideri Uyumsoft, bu yıl 24.’ncü yılında ve yerli ve yabancı 30 binin üzerindeki müşterisinin uçtan uca dijital dönüşümünü gerçekleştiriyor. Uyumsoft’un ürün ailesinde; e-Belge e-uyum (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-SMM, e-Defter, e-İrsaliye ve diğer tüm e-Belgeler) uygulamaları ile Kurumsal Kaynak Planlama uyumERP (bulut, mobil), Müşteri İlişkileri Yönetimi uyumCRM (bulut, mobil), İnsan Kaynakları Yönetimi uyumHRM (bulut, mobil), Ticari Paket Yazılımlar, ekoTicari (Kobi’lerin ERP’si), ekoHR, ekoSMMM (Mali Müşavir Yazılımı), ekoCari (Ön Muhasebe Ticari Paket Programı), Banka Bakiyem, uyumYEDEK (veri yedekleme), AHTAPOT (veri transfer çözümü) dahil 30’u aşkın yazılım ürünü yer alıyor.

Özel entegratör Uyumsoft AŞ, e-Belgede Kobilere şunları sağlıyor:

1)e-Belgeleri, GİB’in belirlediği ve yayınladığı teknik kılavuzlara göre oluşturur, gönderir ve takibini yapmaktadır.

2)e-Fatura ve e-Arşiv Fatura’da, mükellefin mali mührüne gerek olmadan, kendi mali mührü ya da yüksek hızda imzalama gücüne sahip HSM cihazıyla elektronik kayıtları imzalamaktadır.

3)Sistemlerin, 7/24 erişilebilir ve çalışıyor olmasını taahhüt etmektedir.

4)Mükellefe sunduğu portalda, elektronik kayıtlara ulaşabilmesini sağlamaktadır.

5)Mevzuat veya teknik kılavuzlarda bir güncelleme olduğunda, bunu mükellef adına takip eder, bilgilendirmeyi yapar ve güncellemeleri uygulamaktadır.

7)Özel entegratörün sistemi ile, mükellefin kulllandığı iş yazılımı arasında, verilerin alış-verişinin yapılması mümkündür.

Kobi’lerin dijitale ilk adımı, e-Belge kullanımı ile kazandıkları avantajlar nelerdir?

1-Kobi’ler, e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter gibi e-Belge uygulamalarının kullanımı ile, gelir-gider takibi ve gelen-giden fatura trafiğini kolaylıkla yönetebilir.

2-e-Belge uygulamalarına geçiş yapan Kobi’ler, hem zamandan, hem de kağıt, kargo, arşiv, saklama gibi maliyetlerden tasarruf ederek, işlerini aksatmadan ticaretlerini sürdürebilirler.

3-e-Uyum mobil uygulaması ile mobilden fatura oluşturma, gönderme ve arşivleme işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebilirler.

4-Elektronik fatura işlemlerinin zaman ve mekân bağımsız bir şekilde erişilebilirler.

5-Operasyonel verimliliklerini arttırarak, rekabette bir adım önde olabilirler.

6-Tüm gelen, giden, arşivlenen veya iptal edilen faturalarını tek ekranda görüntüleyerek tüm fatura süreçlerini hatasız takip edebilirler.

7-e-Uyum’un muhasebe ve ön muhasebe programlarına rahatlıkla entegre olması sayesinde tüm muhasebe süreçlerini uçtan uca sorunsuz yönetebilirler.

MOBİL UYGULAMA İLE ARAÇ KAMPANYASINA BÜYÜK İLGİ

İlk kez ANKAmall tarafından hayata geçirilen mobil uygulama ile araç kampanyası büyük ilgi görüyor

ECE Türkiye tarafından yönetilen, Türkiye’nin en büyük alışveriş merkezlerinden ANKAmall’un Türkiye’de ilk kez hayata geçirdiği mobil uygulama üzerinden araç kampanyası ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor.

Pandemi sürecinde aldığı üst düzey tedbirlerle ziyaretçilerini ağırlayan, Türkiye’nin en güvenilir alışveriş merkezlerinden biri olan ANKAmall, ziyaretçilerinin sağlığını önceleyen yaklaşımıyla bir yeniliğe imza atarak gerçekleştirdiği mobil uygulama üzerinden araç kampanyası ile temas ve riski tamamen ortadan kaldırıyor.

Ziyaretçilerin telefonlarına indirdikleri program ile kayıt masasına gitmeden başvuru yapabildikleri BMW Gran Coupe Sport Line araç kampanyası, ziyaretçilerin yoğun katılımıyla gerçekleşiyor. ‘’Çek Fişi Bitir İşi’’ sloganıyla başlatılan ve katılımcılar tarafından binlerce kez indirilen projede kullanıcılar uygulama üzerinden yapılan fiş kontrolü sonrası çekilişe katılmaya hak kazanıyor.

21 Ekim 2020 tarihinde başlayan ve tek seferde 300 TL ve katları tutarında alışveriş yapan ziyaretçilerin katılım hakkı kazandığı kampanya 18 Nisan 2021 tarihine kadar devam edecek.

Teknik tekstilciler atıkları ekonomiye kazandırıyor

Dünyayı yıllık 10,5 milyar ton karbondioksit salınımıyla en çok kirleten Çin başta olmak üzere, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin radikal dekarbonizasyon vaatleri, iklim kriziyle mücadeleye ticareti de etkileyecek geniş çaplı bir boyut kazandırdı.

Dünya ticareti artık her ülkenin istediği gibi sanayi üretemeyeceği, ekolojik standartlara bağlı bir sürece girmek üzere. Küresel emisyonların yüzde 7’sine sahip tekstil, dünyanın en büyük ikinci kirleticisi olarak en fazla öne çıkan sektörlerden biri.

Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi (TEKSMER) – BUDİN Kimyevi Maddeler Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi iş birliğinde geri dönüştürülmüş polimerlerin kullanımı ile UV dayanımlı Bikomponent tekstil lifleri geliştirildi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin tekstilde dünyanın önde gelen üreticileri arasında yer aldığını, ülkedeki sanayiye, hatta direkt olmasa bile tarıma ve de endüstriye büyük oranda etkisi olduğunu söyledi.

“Özellikle son dönemde hızla büyüyen 107 milyar dolarlık ihracat pazarına sahip teknik tekstil sektörünü, Ar-Ge ve inovasyona yatırım yaparak yeni, düşük karbonlu bir sisteme dönüştürmenin yollarını aradık. 2014’te Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin ortaklığında İzmir Kalkınma Ajansı’nın güdümlü projesi olarak kurulan Türkiye’nin ilk teknik tekstil merkezi TEKSMER, yıllardır sürdürülebilir sanayi alanında birçok projeye imza atıyor. Teknik tekstilin temel hammaddesi olan yeni nesil elyaf ve lifleri geliştirmek amacıyla son dönemde çalışmalarını hızlandırdı ve başarılarına bir yenisine daha ekledi. TEKSMER- BUDİN Kimyevi Maddeler Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi iş birliğinde üretim sonrası çıkan atıklar geri dönüştürülerek fonksiyonel bikomponent tekstil lifleri geliştirildi. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından desteklenen projemizi daha da ilerleterek geliştirdiğimiz geri dönüşüm liflerinden üretilen kumaşımızla dünya pazarına açılacağız.”

Her ülkenin karbon ayak izi olacak: İklim müzakereleri başlamalı

Jak Eskinazi, Türkiye’nin karbon emisyonu artış hızında OECD ülkeleri arasında en fazla artış gösteren iki ülkeden biri olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Bu artış hızı bizi 2030’a kadar önemli kirleticilerden biri olarak öne çıkarabilir. Her ülkeye ait bir karbon ayak izinin olacağı bir dönem bizi bekliyor. Sanayi stratejimizde, orta ve uzun vadeli kalkınma planlarımızda iklim değişikliği yer almalı. Çözüm yollarını biliyoruz. Değişmek için gereken güce sahibiz. Öyleyse neyi bekliyoruz? İklime dönük çözümlerle ilgili müzakereler bir an önce başlamalı. Yeni koşullara uygun üreten, katma değer sağlayan, istihdam yaratan, dünyada ürünleri aranan, tercih edilen markalarımızın olması lazım. Böylelikle yeşil yeni düzende rekabet edilebilecek, katma değer yaratabilecek bir ulusal zenginlik elde edebiliriz. Eksen değişiminin doğru yolu budur.”

Teknik tekstil ihracatı 2,6 milyar dolara ulaştı

Türkiye’nin teknik tekstil ihracatının Ocak-Kasım döneminde yüzde 68 artarak 2,6 milyar dolara ulaştığını açıklayan TEKSMER Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Ünlütürk, Ege Bölgesi’nin ise teknik tekstil ihracatını yüzde 91 artırarak 174 milyon dolara taşıdığından bahsetti.

“Türkiye geneli teknik tekstil ihracatımızda öne çıkan 10 ülke; ABD, Almanya, İngiltere, İtalya, Hollanda, İspanya, Romanya, Fransa, Polonya ve Mısır. Ege’den yapılan teknik tekstil ihracatımızda ise Çin ilk sırada. Yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üreten yeni nesil bir üretimle katma değer zincirimizi, ticaret kanalımızı büyütüyoruz. Düşük lif salımı yapan kumaşların tasarımı öncelikli hedeflerimizden biri. Çünkü döngüsel ekonomi, fikir aşamasında başlayan beşikten mezara kadar devam eden bir süreç. Sıfır atıksız bir endüstri hayal ediyorsak üretilen malzemenin tasarım aşamasından üretim aşamasına her noktayı planlayarak süreci yürütmeliyiz. Yıllardır yaptığımız çalışmalarla sanayinin geri dönüşümle döngüsel ekonomiye nasıl uyumlanabileceğine, değiştirilebildiğine şahit olduk. Dünya Ekonomik Forumu ya da G20 gibi zirvelerin hızlı sonuca ulaşamamasının nedeni iklim mücadelesinde küçük ülkelerin dışarıda bırakılması değil, Türkiye, Rusya, Suudi Arabistan, Endonezya, Bangladeş gibi gerçek büyük ülkelerin dahil edilmemesidir. Artık birlik olma zamanı.”

Teksmer – Budin Kimyevi Maddeler Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi’nden projeye dair yapılan açıklama ise şu yönde;

“Teksmer – Budin Kimyevi Maddeler Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi iş birliğinde; üyesi olduğumuz Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu’nun ‘The Circular Vouchers’ teknik destek Programı’ndan faydalanarak, masterbatch üretimi sonrası ortaya çıkan atıkların fonksiyonel tekstil liflerine dönüştürülmesi ile “sıfır atık” hedefi üzerine yürütülen projemiz başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. “Budin Kimyevi Maddeler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile, bu proje için EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) tarafından danışman firma olarak belirlenen Teksmer Eğitim Danışmanlık Araştırma ve Laboratuvar Hizmetleri A.Ş. ile birlikte gerçekleştirilen çalışmada 19.000,00 € hibe destek alınmıştır. Teksmer’de bulunan bikomponent lif çekim sisteminde masterbatch atıklarından bikomponent lifler elde edilmiştir. Aynı anda iki farklı tipte masterbatch kullanımına olanak sağlayan bu sistem ile geri dönüştürülmüş polimerlerin kullanımı ile antistatik ve UV dayanıklı bikomponent tekstil liflerinin üretimi ve geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapılmıştır. Geri dönüştürülmüş bikomponent liften prototip ürün üretmek için araştırma ve geliştirme üzerine Teksmer ve Budin Kimyevi Maddeler Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi ortak çalışmaları devam edecektir. Budin Kimyevi Maddeler Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi, seri üretim için ulusal ve uluslararası tekstil sektöründe kendini kanıtlamış Türkiye’deki elyaf ve iplik üretim firmaları gibi tekstil üreticileri ile çalışabilecektir. Örme ve konfeksiyon alanında çalışan birçok firma ile Teksmer’in ortaklıkları bulunmakta olup yüzey eldesi üzerine çalışmalar yapılacaktır. Bu proje çalışmaları ile geliştirilen “fonksiyonel ve geri dönüşüm tekstil kumaşının” ülkemizdeki üretici firmalar ile seri üretime ve ticarileştirilmesine girmesi kaçınılmazdır.”