Ekonomi-teknoloji, medya, kültür-sanat haberleri (Kurumsal-firma)

Kargo bekleme dönemi bitti; artık kargocunuz sizi bekliyor

Kargoda randevulu teslimat dönemi başladı; zamandan çalan kargo bekleme dönemi sona erdi. Türkiye’de ilk kez Bir Günde Kargo tarafından uygulamaya konulan randevulu teslimat seçeneği ile alıcı, ne zaman ve nerede isterse kargosuna ulaşma olanağı buluyor. Evde kargo bekleme dönemini sona erdiren uygulama, alıcıya son anda dahi teslim tarihini ve saatini düzenleme, GPS özelliği ile kargosunun nerede olduğunu anlık olarak takip etme imkanı sunuyor.

Bir Günde Kargo, sektöre öncülük ederek başlattığı randevulu teslim sistemi ile alıcının e-ticaret firmasından vermiş olduğu siparişini, istediği yerde ve istediği saatte alıcısına ulaştırıyor. Evde kargo bekleme dönemini sona erdiren uygulama, anlık adres değişikliği gibi durumlarda alıcıya, siparişinin teslim tarihini ve saatini düzenleme imkanı da sunuyor.

Kurye ile alıcının istediği zaman için randevulaşabilme avantajı sunduklarını belirten Bir Günde Kargo Kurucu Ortağı Yaşar Kımıl, bekleme dönemini sonlandırdıklarını söylüyor; “Geliştirdiğimiz teknolojik alt yapımız sayesinde sıklıkla duymaya alışık olduğumuz “Evde yokuz” cevabını literatürden kaldırdık, kontrolü alıcıya verdik. Alıcının “Şurada olacağım, lokasyon paylaşıyorum, bu saatte teslim edin” gibi yönlendirmeleri bizim için yeterli. Yani kargo bekleme dönemini sonlandırdık; artık kargocunuz sizi bekliyor. Alıcıya sunduğumuz bu kişiye özel kargo hizmeti ile aynı zamanda kargosunu tek bir tuşla cep telefonundan yönetebilmesini de sağlıyoruz. Alıcı, SMS ile gelen linkle kargosunu hareketli olarak takip edebiliyor. Tüm teslimatlar fotoğraf ve GPS kayıtları ile gerçekleştiriliyor. Böylelikle %100 teslimat güvenliği sunuyoruz.’’

İade Oranları Sıfırlanıyor

Yeni nesil kargo anlayışıyla hareket eden ve kişiye özel hizmetler sunan Bir Günde Kargo, randevulu teslim seçeneğinde, hazırlanan siparişleri özel korumalı güvenlikli depolarında bekleterek alıcısının belirtmiş olduğu tarihte ve yerde teslim ediyor. GPS entegrasyonlu takip sistemi ile alıcı, kargosunun nerede olduğunu, kimin getirdiğini, ne zaman kendisinde olacağını görebiliyor ve kurye ile iletişime geçebiliyor. Bir Günde Kargo böylelikle siparişin iade olması durumuna olanak vermiyor. Alıcı, anlık adres değişikliği gibi olası istenmeyen durumlarda ise anlık talimat ya da teslimat günü saati randevusunu düzenleyebiliyor.

E-ticaret firmalarına avantaj sağlıyor

Randevulu teslimat uygulamasını uygulamaya koyarak sektöre öncülük ettiklerini belirten Bir Günde Kargo Kurucu Ortağı Yaşar Kımıl, “Bu uygulamamız ile sadece alıcının hayatını kolaylaştırmakla kalmıyoruz. Kargosunu evde olmadığı için teslim alamayan alıcının bu sorununa çözüm getirerek, e-ticaret firmalarının da mağduriyetini sonlandırıyoruz. Alıcı, kargocusuyla randevulaşarak istediği yerde ve istediği saatte, ne koşulda olursa olsun mutlaka kargosuna ulaşıyor. Böylelikle firmalara gelen iade ya da şikâyet gibi mağduriyetlerin de önüne geçiyoruz. Markaları ve e-ticaret sitelerini çıkmaza sokan problemlere teknolojik alt yapımızla çözüm getirmeye devam ediyoruz.” dedi.

İnşaat sektörü yılı pozitif tarafta kapattı

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koyan “Hazır Beton Endeksi” 2020 Aralık Ayı Raporu’nu açıkladı. Aralık ayında tüm endekslerde geçen yıla kıyasla olumlu bir tablonun söz konusu olduğuna dikkat çeken Rapor, faiz indirimleri ile birlikte normalleşme adımlarının hızlandığı haziran ayından itibaren başlayan rüzgârın inşaat sektörü açısından hâlen dinmemiş olduğunu ve sektörün yılı pozitif tarafta kapattığını ortaya koydu.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektöründeki ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.

THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2020 Aralık Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre faiz indirimleri ile birlikte normalleşme adımlarının hızlandığı haziran ayından itibaren toplamda yedi aydır inşaat faaliyetlerindeki yukarı yönlü hareket devam etmektedir. Faaliyet Endeksi’nin en yüksek endeks değeri olarak yılı kapattığı görülmektedir. Beklenti Endeksi, kasım ve aralık aylarındaki yükselişle birlikte yılı pozitif tarafta kapatmıştır. Güven Endeksi yılın tamamında yalnızca haziran ayında eşik değeri aşmış olmasına karşın, yılın sonuna doğru yükselişe geçmiştir.

Hazır Beton Endeksi Aralık Ayı Raporu’ndaki bütün endekslerde geçen yıla kıyasla olumlu bir tablo söz konusudur. Güven Endeksi hâlen negatif tarafta olmasına rağmen önceki yıla kıyasla en fazla yükselen endeks olarak görünmektedir. Faaliyet Endeksi aralık ayında, hem önceki yıla kıyasla artış göstermiş, hem de en yüksek endeks olarak yılı kapatmıştır.

Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Temmuz-ağustos-eylül döneminde, yani 3. çeyrekte ekonominin toparlanmasına imkân tanıyan düşük faiz öncesinde 8 çeyrek daralan inşaat sektörü %6,4 büyümüştür. 2008 küresel krizinde dahi 7 çeyrek daraldıktan sonra %8 büyüyen inşaat sektörünün 8 çeyrek üst üste daralma göstermesi dikkat çekicidir.” dedi. İnşaat dışında herhangi bir sektörün 8 çeyrek yani 2 yıl boyunca negatif büyüme göstermediğine dikkat çeken Yavuz Işık, “Bunun anlamı, inşaat ve ona girdi veren imalat sektörleri için yalnızca 2020 yılı değil aynı zamanda 2019 da oldukça zor bir yıl olmuştur.” diye konuştu.

Faiz indirimleri ile birlikte normalleşme adımlarının hızlandığı haziran ayından itibaren başlayan rüzgârın inşaat sektörü açısından hâlen dinmemiş olduğunu ifade eden Yavuz Işık, “Bu durum sektörün yelkenlerini şişirmesine imkân tanımaktadır Yılın son çeyreğinde bu etkinin azalmış olduğu görülmekle birlikte inşaat yılı pozitif tarafta kapatmıştır.” diye ekledi

Tırport Insights, lojistik sektörünün nabzını tutacak

Devreye aldığı dijital hizmetleriyle sadece Türkiye’nin değil, dünyanın önemli lojistik platformlarından birisi haline gelen Tırport, lojistik bilgi servisi Tırport Insights’ı Ocak 2021 tarihi itibariyle yayına aldı. Lojistik sektörünün canlı ve güncel verileri, sektöre ilişkin raporlar, değerlendirmeler, analiz ve öngörüler Tırport Insights’tan yayınlanmaya başladı.

Türk lojistik sektöründe gerçekleşen veriler, dünya ve Türkiye’den sektöre ilişkin karşılaştırmalı analizler, devlet kurumlarından ve sektör derneklerinden yayınlanan rapor özetleri, artık Tırport Insights’tan paylaşılacak. Canlı verilere de dayanacak zengin bir içerik, sektör paydaşlarına, eğitim ve akademik dünyaya sunulmaya devam ederken, lojistik sektörünün nabzını tutacak.

Tırport, lojistik sektörünün uçta uca dijitalleşmesine liderlik ediyor

Türkiye’nin en büyük lojistik dijital platformu haline gelen Tırport, arttırılmış zeka ile desteklenen dijital çözümleriyle dünyanın dikkatlerini üzerine çeken Türk lojistik teknolojileri startup’ı oldu.

Ülkemizde ve globalde lojistik sektörünün uçtan uca dijital dönüşümüne liderlik ettikleri açıklayan Tırport Pazarlama Direktörü Burcu Kale, şunları söyledi:

Avrupa’nın en büyük kamyon pazarına ev sahipliği yapan Türkiye’de, yük taşımacılığının %90’ı karayollarıyla yapılıyor. Her gün yaklaşık 450 bin kamyon yük alırken, 1 milyonun üzerinde SRC belgeli kamyon şoförü ekmeğini doğrudan kamyonundan yiyor. Tırport olarak bizler, konum tabanlı ve gerçek zamanlı tüm nakliye operasyonlarının 7/24 izlenmesi ve yönetilmesinden; kamyonların gidiş yükü ile yoldayken dönüş yükü bulabilmelerine kadar her aşamada lojistik sektörünün uçtan uca dijital dönüşümüne önderlik ediyoruz. Global çapta lojistiğin dijitalleşmesinde ilklere imza atan lider bir teknoloji grubuyuz. Bu ay devreye aldığımız Tırport Insights ile lojistik sektörüne sıra dışı bir canlı bilgi kaynağı sunacağız. Sektörde gerçekleşen verileri anlamlandırıp, kamuoyuyla aktif olarak paylaşırken, lojistik sektörü ve aktörlerinin, endüstri 4.0’a geçişini kolaylaştırmayı, sektördeki verimliliğin ve karlılığın yükseltilmesini, ülke lojistik kapasitesinin dikey ve yatay yönde artırılmasının sağlanmasını hedefliyoruz” dedi.

Tırport Insights’ta neler var?

*Türkiye karayolu nakliye trafiği yoğunluk haritası,

*Türkiye’nin yük çıkış noktalarının, şehir-ilçe bazında yoğunluk haritası,

*Sektöre ilişkin dönemsel kıyaslamalar ve analizler, sektörünün nabzını gösteren infografikler, *Çeşitli özel ve resmi kurumlar tarafından sektöre ilişkin yayınlanan raporlar, lojistik sektörünü ilgilendiren, dünyadan ve Türkiye’den önemli haber, rapor, değerlendirme ve analizler,

*Sektöre yön veren makale ve değerlendirmeler,

*Üniversitelerdeki öğrenci ve akademisyenlerin akademik çalışmalarda kullanabileceği, gerçek verilere dayanan anonimleştirilmiş veri setleri,

*Sektöre ilişkin yapay zekâ çalışmalarına destek verecek açık kaynak kodlu kütüphane hizmetleri,

*Sektöre yönelik doğal dil işleme, yazı ya da görsel içerikleri anlamlandırma, öneri sistemleri geliştirme, dağıtım sistemleri optimizasyonu gibi yapay zekâ çalışmalarının yönlendirilmesini sağlayan derin öğrenme altyapılarının sunulması hedefleniyor.

Veribilim Yazılım, İnovaLİG Türkiye Şampiyonu oldu
Veribilim Yazılım, Türkiye’nin inovasyon liderleri arasına adını yazdırdı. 61 ilden 1.236 firmanın başvurduğu yarışmada, Veribilim Yazılım Şirketi Veribase.com markası ile, İnovaLİG 2019 İnovasyon Döngüsü kategorisinde Türkiye Şampiyonu oldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından düzenlenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yapılan 8.Türkiye İnovasyon Haftası etkinliğinde, dereceye giren firmalara ödülleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ve TİM Başkanı İsmail Gülle tarafından verildi. Birincilik ödülünü Veribilim Yazılım Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Bülent Sarı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve TİM Başkanı İsmail Gülle’den aldı.
Türkiye’nin en İnovatif firmalarından birisi olduğu tescillenmiş oldu
İnovaLİG 2019 İnovasyon Döngüsü Birinciliği ödülüne ilişkin görüşlerini paylaşan Veribilim Yazılım Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Bülent Sarı, şunları söyledi:
İnovasyon konusunda ülkemizin yerli ve milli yazılım firmaları arasındayız. İnovasyon, şirketimiz için her zaman öncelikli bir konudur. Sürekli olarak müşterilerimize ve kullanıcılarımıza; daha iyi nasıl hizmet verebiliriz ve hayatlarını nasıl kolaylaştırabiliriz diye düşünüyoruz ve yazılım çözümlerimizi buna göre geliştiriyoruz. Yarışmaya başvuran 1.236 firma arasında seçilerek, Kobi ölçeğinde İnovasyon Döngüsü kategorisinde Türkiye Şampiyonu olarak Türkiye’nin en inovatif firmalarından biri olduğumuz bu ödül ile tescillenmiş oldu” dedi.
Başarının anahtarı “İnovasyon’dan” geçiyor
Firma olarak daima inovasyona yönelik projeler yürüttüklerini belirten Veribilim Yazılım Kurucu Ortağı ve Satış Pazarlama Müdürü Duygu Sarı, şunları kaydetti
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Girişimcilik, İnovasyon, Yönetim konularında tamamladığım yüksek lisansla birlikte, şirketimizde pek çok konuda stratejik yönetsel kararlar aldık. Bunlardan bir tanesi de inovasyon oldu. Başarının anahtarı “inovasyondan” geçiyor. Bu bakış açısıyla çalışmalarımızda her zaman inovasyona yönelik projeler yürütmeye devam edeceğiz. Inovalig yarışması, heyecanla başvurduğumuz ve birinciliği hedeflediğimiz bir yarışmaydı. “Bir fikrim var” modülümüz ile İnovasyon Döngüsü kategorisinde birinci olmak Veribilim Yazılım ekibi olarak bizleri çok gururlandırdı ve bundan sonraki çalışmalarımızda da bizi motive edecek” diye konuştu.
Bir Fikrim Var” Modülü Birinciliğe taşıdı
İnovaLİG 2019’da “Bir Fikrim Var” modülünün birinciliği getirdiğini ifade eden Veribilim Yazılım Kurucu Ortakları Bülent Sarı ve Duygu Sarı,İnovaLİG ödülünü, geliştirdiğimiz “Bir Fikrim Var” modülümüz ile aldık. Tüm kullanıcılarımıza, çalışanlarımıza ve paydaşlarımıza açık bir modüldür. Tüm kullanıcılar ekranlarında bulunan bu modül üzerinden, şirketimize yılda yaklaşık 600 civarında fikir iletiyor, biz bu fikirleri alarak ar-ge ekibimizle değerlendiriyoruz ve ortalama 450’sini hayata geçiriyoruz. 10.000 kullanıcı, sürekli fikirlerini iletiyor ve bu da sistemlerimizin ileri düzeyde gelişmesini sağlıyor. Herhangi bir ilaç firmasının A’dan Z’ye tüm satış ve pazarlama yazılım altyapısını sağlıyoruz. Müşteri veritabanlarından saha ekibinin planlanmasına ve segmentasyonuna; ziyaret ve sipariş süreçlerinin yönetilmesinden sunum işlemlerine kadar tüm ihtiyaçlarını sistemimiz üzerinde bulabiliyorlar. Veribilim Yazılım olarak Veribase.com markamız ile Türkiye’de ilaç sektöründe CRM denildiğinde ilk akla gelen lider markayız” şeklinde sözlerini tamamladı.

9 üründe pestisit analizleri yapılacak
 Sağlıklı gıda tüketimi ve bunun anahtarı olan “Gıda Güvenliği” son yıllarda dünyada yükselen değerler arasında.

Dünya’nın gıda deposu olan Türkiye’de gıda üretiminde “Gıda Güvenliği”ne odaklanmış durumda.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği 2021 yılında “Gıda Güvenliği”ne dikkati çekmek amacıyla ‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ isimli projeyi hayata geçirecek.
Türkiye’nin bulunduğu konum nedeniyle sahip olduğu iklim ve toprak koşulları ile tarımsal üretim açısından zengin bir çeşitliliğe sahip olduğunun altını çizen Ege Yaş  Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi sırasında, hastalık ve zararlı etmenlerin etki ederek ürünün hem kalitesini hem de verimini olumsuz yönde değiştirdiğini, bunu önlemek için hastalık ve zararlılarla mücadelede üreticilerin entegre mücadele programını uyguladıklarını kaydetti.
Entegre mücadele içerisinde gerçekleştirilen uygulamalardan birisinin de pestisit kullanımı olduğuna temas eden Uçak, “Ancak pestisit kullanımında bilinmelidir ki ‘doğru zamanda, doğru dozda, doğru alet ve ekipmanla, son ilaçlama ve hasat zamanı arasındaki süreye uygun, hedef organizmaya yönelik’ uygulamalar yapılmalıdır. Aksi takdirde yapılacak olan pestisit uygulamalarında hem insan ve çevre sağlığına zarar vermiş oluyoruz hem de ihracatımızın gerçekleşmesine engel oluyoruz. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçılar Birliği olarak güvenilir gıdanın sağlanmasına yardımcı olacağını düşündüğümüz ‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ projesinin saha çalışmalarına 2021 yılı Mart ayında çilek ürünüyle başlayacağız” diye konuştu.
Gıda Güvenliği bilinci her gün artıyor
“Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere tüm dünya ülkeleri ‘Gıda Güvenliği’ konusunda her geçen gün daha da bilinçleniyor” diyen Başkan Uçak, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu projede ihracat miktarının yoğun olduğu ‘çekirdeksiz sofralık üzüm, kiraz, nar, şeftali, mandalina, çilek, domates, hıyar ve asma yaprağı’ ürünlerine yönelik pestisitlerin analiz edilmesi ile ilgilidir. Bu ürünlerin, üretiminin yoğun olarak gerçekleştiği bölgelerden belirli sayılarda numune toplayarak, akredite olmuş laboratuvarlarda analizi gerçekleştirilecek. Analiz sonrası çıkan sonuçlarda, hangi üründe hangi pestisitlerin ne kadar kullanıldığını görmüş olacağız. Bu sonuçlara göre en büyük pazarımız olan Avrupa Birliği ve Rusya ile 83 milyon vatandaşımızın sağlığı için istenilen MRL (Maksimum Rezidü Limiti) değerlerinin sağlanmasında ne ölçüde başarı sağladığımızı, yasaklı olan pestisitlerin kullanılıp kullanılmadığını öğrenebilecek ve bu konuda hem üreticilerimize hem de ihracatçılarımıza gerekli bilgilendirmelerde bulunulacak.”
‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ projesinin ilk kez hayata geçirileceğinin altını çizen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Bundan sonraki süreçte pestisitler konusunda veriye sahip olmamız çeşitli platformlarda gerçekleştirecek olduğumuz görüşmelerde ayrıca faydalı olacak” diyerek sözlerini noktaladı.
EUROPEAN PROPERTY AWARDS’TAN IMAK OFSET YÖNETİM OFİSİ’NE ÖDÜL
İç mekan tasarımı ve uygulaması EDDA Architecture tarafından gerçekleştirilen Imak Ofset Yönetim Ofisi, European Property Awards 2020’de “Best Office Interior Turkey” ödülüne layık görüldü.
Çalışan motivasyonunu odak aldığı ofis projeleriyle ön plana çıkan EDDA Architecture, Imak Ofset’in yeni yönetim ofisi binasının tasarım ve uygulamasını üstlendiği iç mekanları ile European Property Awards 2020’de “Best Office Interior Turkey” kategorisinin kazananı oldu. Kazananlar, 11 Aralık’ta online olarak gerçekleştirilen ödül töreninde duyuruldu.
Kullanılan renkler, malzemeler ve iç peyzaj çalışmaları ile firmanın kurumsal kimliğini ön plana çıkaran EDDA Architecture, Imak Ofset Yönetim Ofisi’nin iç mekanlarını renkli, dinamik ve işlevsel bir stilde tasarladı. Çekirdekte kurgulanan sosyal alanlar etrafında tasarlanan departmanlar ile çalışanlar için keyifli bir ortam oluşturan İç Mimar Eda Tahmaz, kullanılan renkler, malzemeler ve iç peyzaj çalışmaları ile çalışan motivasyonunun en üst noktaya çıkarıldığı bir ofis tasarımı kurguladı.
İşverenin isteği doğrultusunda farklı fonksiyonlar ve departmanların dağılımının üç ayrı kata yayıldığı planda yönetim ofisi girişi, dairesel formda tasarlanarak karşılama ve bekleme alanları şekillendirilmiş. Bu anlayışla tavan, aydınlatma ve mobilyalara da bu organik formlar yansıtılarak mekanın kendi içerisindeki üç boyut etkisi devam ettirilmiş. 1.katta firmanın ürünlerinin yer aldığı showroom ve toplantı odaları, 2.katta dinlenme odaları ve özel banyoları ile beraber yönetici odaları, yönetim kurulu toplantı odası, pazarlama ve satış departmanları ile tüm ofis çalışanlarının kullanımına yönelik kafe ve oturma alanları tasarlanmış.
Kullanıcı isteklerinin de etkili olduğu renk seçimleriyle departmanlar arasında çeşitlilik oluşturulurken, çalışma ekibini yoğun iş temposu içerisinde dinamik tutacak canlı renkler, sıcak malzemeler ve iç peyzaj ile tasarımda dinamik ve modern bir stil yakalanmış. Yönetici odalarında ise kullanılan halı, mermer, doğal ahşap ve metal gibi malzemeler ile yakalanan, daha yalın bir çizgi olmuş. 170 kişilik yemekhane ve açık teras ayrıca masa tenisi ve langırt ile çalışanların sosyalleşip günlük stresini atabilecekleri sosyal alanlar ile beraber 100 kişilik eğitim ve seminer odası ve yurtdışından gelen misafirler için düşünülen süit odalarını 3. katta konumlandıran EDDA Architecture, sunduğu yenilikçi ve yaratıcı çözümler ile geleneksel kalıpların ötesine geçen bir çalışma ortamı sağlıyor.

İGİAD’IN 2021 YILI İNSANİ GEÇİM ÜCRETİ (İGÜ) 4.134 TL

Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) tarafından yapılan araştırma sonucunda İstanbul’da ortalama büyüklükte bir ailenin, insani şartlarda aylık geçimini sağlayabilmesi için insani geçim ücreti (İGÜ), 2021 yılı için 4.134 TL olarak belirlendi.

İGİAD İnsani Geçim Ücreti (İGÜ) Tespit Komisyonu, her yıl Aralık ayında yaptığı bir araştırma ile Türkiye’de farklı bölgelerdeki ailelerin geçinebilmesi için gerekli olan insani geçim ücret seviyesini tespit ediyor. İGİAD’ın 2004 yılından beri Asgari Geçim Ücreti (AGÜ) ismiyle İstanbul için yaptığı çalışma, 2014 yılı itibariyle insani geçim ücreti İGÜ olarak revize edilmiş ve hesaplamada daha ileri yöntemlerin kullanılmasına geçilmiştir. İGÜ, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İstatistiki Bölge Sınıflaması’nda yer alan 12 farklı bölge için yapılmaya başlanmıştır.

İki çocuklu dört kişilik bir ailenin onurlu bir yaşam sürebilmesi için aylık insani geçim maliyetinin hesaplanmasından hareketle yapılan bu araştırma, bir ailenin; gıda, giyim, konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar, mobilya, ev aletleri ve ev bakımı, sağlık, ulaştırma, haberleşme, eğlence ve kültür, eğitim hizmetleri ve sair harcamalarını içeriyor. TÜİK tarafından üretilen veriler kullanılarak yapılan hesaplamalara göre, işverenlerin İstanbul’daki bir iş görene ailesini geçindirebilmesi için aylık toplam 4.134 TL (prim, ikramiye, yardım vb. yan ödemeleri dâhil) ödemesi gerekiyor. Tespit edilen İGÜ rakamı; SGK, vergi ve devlet tarafından karşılanan eğitim giderlerini içermiyor. İGİAD, bu rakamı, iş görene verilmesi gereken insani geçim ücreti tutarı olarak işverenlere tavsiye ediyor. Her bölge için farklı ücretlerin belirlendiği çalışmada, Türkiye ortalaması fiyatlarla hesaplanan İGÜ 3.285 TL’dir.

İGİAD İş görenlere ödenen insani geçim ücretini helal kazancın adil paylaşımı çerçevesinde; toplumsal dayanışma ve refah seviyesi açısından önemli bir gösterge olarak kabul ediyor. Kurucuları arasında işverenlerin yanı sıra iş görenlerin de olduğu İGİAD, yürürlükte olan asgarî ücret seviyesinin İGÜ seviyesine yükseltilmesi gerektiğini düşünüyor. İGÜ uygulamasında işverenlerin daha duyarlı olmaları konusunda çağrıda bulunan İGİAD, İGÜ sayesinde çalışanların ücretlerinin sürekli iyileştirilmesini amaçlıyor.

İGİAD, iş dünyasına alternatif olarak sunduğu ve reel rakamlarla hesaplanan İGÜ’yü pratikte uygulanması ya da uygulama yönünde gayret gösterilmesi için tüm işverenlere tavsiye ediyor. Ayrıca, işverenlerin bu ücret seviyesini işletmelerinde uygulayabilmeleri için de hükümetin iş gören maliyetini işveren lehine çevirecek düzenlemelerde bulunması gerekmektedir. Türkiye’de Bölgesel asgari ücrete geçilmesi önem arz etmektedir.

                                        İNSANİ GEÇİM ÜCRETİ (İGÜ) NEDİR?

“Helal Kazancın Adil Paylaşımı”

“Helal kazancın adil paylaşımı” ilkesini benimseyen İGİAD, piyasa şartları uygulaması yerine alternatif İGÜ – İnsani Geçim Ücreti uygulamasını geliştirmiştir. İGÜ, farklı bölgelerde ortalama büyüklükteki ailelerin insanca geçimini sağlayacağı taban ücret seviyesidir. Bu uygulamanın temeli, alt gelir grubundaki işgörenlerin insanca yaşam standardına erişmesine yardımcı olmaktır. İGÜ, aynı zamanda, işverenin, yanında çalıştırdığı işgörenleri yoksulluğa mahkûm etmemesi, üretilen artı değerin adil bir şekilde paylaşılması ve bu sayede iş ortamındaki motivasyonun arttırılması gereğini ortaya koymayı amaçlayan bir uygulamadır.

İGİAD, işveren ve işgören gibi ana unsurlarının kazanca katkıları oranında ve oluşan kârı hakkaniyet çerçevesinde paylaşılmasını, adil ve hak merkezli bir iş hayatının gerçekleşmesi için asgarî şart olarak görmektedir. Bu prensip hem inanç hem sosyal dayanışma hem de işletme veriminin artırılması açısından önemlidir. Bu sayede hakkaniyete dayalı ve adil bir paylaşım gerçekleşmiş olacak, toplumsal barışın ve düzeyli bir kalkınmanın önü açılacaktır.

İGÜ uygulamasında piyasa şartları değil hakkaniyet, yardımlaşma ve ücretin yeterliliği esas alınmaktadır. Özellikle emek arzının yoğun olduğu ülkemizde piyasa mekanizmasının çalışanların aleyhine bir durum oluşturduğu açıktır ve bu çok yoğun bir şekilde istismar edilmektedir. Burada istismar, tek taraflı olmamakla birlikte işveren tarafı uygulayıcı taraf olarak daha fazla önem taşımaktadır.

BÖLGELERE GÖRE AYLIK İNSANİ GEÇİM ÜCRETLERİ

Bölge 2020
İnsani Geçim Ücreti
2021
İnsani Geçim Ücreti
İstanbul 3.192 ₺ 4.134 ₺
Batı Marmara 2.371 ₺ 3.044 ₺
Ege 2.627 ₺ 3.213 ₺
Doğu Marmara 2.767 ₺ 3.563 ₺
Batı Anadolu 2.561 ₺ 3.449 ₺
Akdeniz 2.518 ₺ 3.200 ₺
Orta Anadolu 2.379 ₺ 2.666 ₺
Batı Karadeniz 2.321 ₺ 2.585 ₺
Doğu Karadeniz 2.460 ₺ 2.764 ₺
Kuzeydoğu Anadolu 2.371 ₺ 2.793 ₺
Ortadoğu Anadolu 2.185 ₺ 2.636 ₺
Güneydoğu Anadolu 2.672 ₺ 3.059 ₺
Türkiye 2.676 ₺ 3.285 ₺

Dünyanın Karadeniz somonuna talebi ikiye katlandı

Pandemi nedeniyle 2020 yılında dünya mal ticaretinde yüzde 7’lik daralma yaşanırken, Türk su ürünleri sektörü ihracatını yüzde 4 arttırarak 1 miyar 53 milyon dolara taşıdı. Türk su ürünleri sektörü pandemiye rağmen bu başarıya imza atarken, tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaştı.

Su ürünleri sektörü pandemi nedeniyle 2020 yılının ikinci çeyreğinde ihracatta eksiye düşse de, özellikle yılın son çeyreğindeki performansıyla ihracatını eksiden artıya çevirmesini bildi.

Omega3 bakımından son derece zengin olan su ürünlerinin insan vücudunun bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dikkati çeken Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, özellikle 2000 yılı sonrasında büyük gelişim gösteren Türk su ürünleri sektörünün 2023 yılında 1.5 milyar dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerlediğini, pandeminin de bu yolculuğa engel olamadığını söyledi.

Levrek zirvede, Karedeniz somonu ihracatını ikiye katladı 

Türkiye’nin su ürünleri ihracatında levreğin 355,6 milyon dolarlık ihracatla en çok ihraç edilen balık türü olduğu bilgisini veren Kızıltan, “Levrek ihracatta yüzde 7’lik gelişim gösterdi. Çipura ihracatımız ise yüzde 8,6’lık artışla 311 milyon dolara ulaştı. Alabalık yüzde 3’lük artışla 120 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Orkinos ihracatımız 65,3 milyon dolar olarak kayıtlara geçerken, en büyük artışı Karedeniz somonunda yakaladık. Karedeniz somonu yüzde 96’lık ihracat artış hızıyla 56,8 milyon dolar ihracata imza attı. Kaya levreğinden yüzde 7,5’lik artışla 6,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik” diye konuştu.

Hollanda en çok ihracat yapılan ülke oldu

Türkiye’den yapılan su ürünleri ihracatında Hollanda 133 milyon dolarlık su ürünleri ihracatıyla zirvedeki yerini alırken, Rusya’ya su ürünleri ihracatı yüzde 49 artışla 132 milyon dolara ulaştı. Pandemiyi en ağır geçiren ülkelerden İtalya’ya ise; yüzde 17’lik artışla 129 milyon dolarlık su ürünleri gönderdik.

Türkiye’nin su ürünleri ihracatında Yunanistan 81 milyon dolarlık tutarla dördüncü, İngiltere ise 74 milyon dolarlık Türk balıkları tercihiyle beşinci sırada yer aldı. Japonya ve Almanya 73,6 milyon dolarlık Türk balıkları talebiyle listede 6 ve 7. sıraların sahibi oldu. İspanya’ya 43,3 milyon dolarlık, ABD’ye 33,3 milyon dolarlık, İsrail’e ise  26 milyon dolarlık su ürünleri ihraç ettik. Türk su ürünleri 93 ülkede milyarlarca insanın sofralarına lezzet kattı.

TÜRKİYE SU ÜRÜNLERİ İHRACAT TABLOSU

                                                           2019                                       2020

TOPLAM DEĞERLER Miktar (KG) Tutar ($) Miktar (KG) Tutar ($) Miktar KG Tutar ($)
ALABALIK 22.535.367 116.736.188 23.652.761 120.412.602 4,96 3,15
LEVREK 64.220.416 331.683.675 60.915.455 355.576.387 -5,15 7,20
ÇİPURA 65.849.611 286.095.345 68.223.126 310.705.775 3,60 8,60
ORKİNOS 7.118.695 88.662.421 6.887.428 76.504.062 -3,25 -13,71
DİĞERLERİ(KAYA LEVREĞİ) 899.789 6.722.378 879.267 7.226.073 -2,28 7,49
KARADENİZ SOMONU 4.859.374 29.047.871 12.450.022 56.827.690 156,21 95,63
DİĞER 31.355.064 153.026.870 25.959.791 125.850.955 -31,35 -18,30
ARA TOPLAM 165.483.252 858.947.878 173.008.058 927.252.588 4,55 7,95
GENEL 196.838.316 1.011.974.748 198.967.849 1.053.103.543 1,00 4,06

Otomotiv, ihracatın 15 yıldır aralıksız şampiyonu

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, salgın nedeniyle ülke pazarlarının kapanmasından olumsuz etkilenen sektörlerden olan otomotiv, 2020 yılında bir önceki seneye göre yüzde 16,5 azalışla 25,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bununla birlikte otomotiv endüstrisi, Türkiye ihracatını yine ilk sırada tamamlayarak 15.şampiyonluğunu ilan etti. Sektörün aralık ayı ihracatı da yüzde 10 artışla 2,8 milyar dolar oldu.

 OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “2020, Türkiye ve dünya için zor bir yıldı. Covid-19 pandemisi nedeniyle özellikle Mart-Nisan-Mayıs döneminde çok ciddi düşüşler yaşadık. Son dört ayda kaydettiğimiz ihracat artışlarının da etkisiyle revize ettiğimiz hedefin üzerine çıkarak 2020 yılını 25,5 milyar dolar ihracatla tamamlamayı ve 15. şampiyonluğumuza ulaşmayı başardık” dedi.

 Baran Çelik: “2021 yılına hem salgına karşı aşı tedavilerinin başlaması hem de Birleşik Krallık ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmasının moral ve motivasyonu ile girdik. Sürecin hızla yürütülmesini sağlayan Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’a ve Bakanlık yetkililerine teşekkür ederiz. 2021 yılında AB başta olmak üzere tüm hedef pazarlara çok daha iyi rakamlarla ihracat yapmayı hedefliyoruz.”

 Türkiye otomotiv endüstrisi, Covid-19 pandemisine rağmen 2020 yılında sektörel bazda üst üste 15.ihracat şampiyonluğuna ulaştı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, salgın nedeniyle ülke pazarlarının kapanmasından en olumsuz etkilenen sektörlerden olan otomotiv, 2020 yılında bir önceki seneye göre yüzde 16,5 azalışla 25,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bununla birlikte otomotiv endüstrisi, Türkiye ihracatını yine ilk sırada tamamlayarak 15.şampiyonluğunu ilan etti.

Otomotiv, sonbahar aylarında yakaladığı artış grafiğini ise geçen yıl son ayında da sürdürdü. Aralık ayında sektör ihracatı bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 2,8 milyar dolar oldu.

Otomotiv, aralıktaki artışla 2020 yılının aylık bazdaki en yüksek 2. ihracat rakamına ulaştı. Böylece endüstrinin son dört aylık ihracat ortalaması 2,75 milyar dolar oldu. Aralık ayı performansıyla Türkiye ihracatında yine ilk sırada yer alan sektörün aldığı pay ise yüzde 15,7 oldu. Aralık ayında Tedarik endüstrisi ihracatı yüzde 18, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı yüzde 44 artarken, önemli pazarlardan Fransa’ya ihracatta yüzde 26, Birleşik Krallık’a iseyüzde 66 artış kaydedildi.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, 2020 yılının Türkiye ve dünya için zor bir yıl olduğunun altını çizerek “Türkiye otomotiv endüstrisi olarak geçen yıla 32 milyar dolar ihracat hedefi ile başladık. Ancak Covid-19 pandemisi nedeniyle özellikle Mart-Nisan-Mayıs döneminde çok ciddi ihracat düşüşleri yaşadık. Haziran ayında yeni normalin başlamasıyla ihracatta toparlanma başlasa da, OİB olarak sektör ihracat hedefimizi 25 milyar dolar olarak revize etmek zorunda kaldık. Son dört ayda kaydettiğimiz ihracat artışlarının da etkisiyle revize hedefin üzerine çıkarak 2020 yılını 25,5 milyar dolar ihracatla tamamlamayı ve 15. şampiyonluğumuza ulaşmayı başardık” dedi.

Baran Çelik, 2021 yılına yönelik olarak da “Yeni yıla hem salgına karşı aşı tedavilerinin başlaması hem de Birleşik Krallık ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmasının moral ve motivasyonu ile girdik. Son dört yıldır merakla beklediğimiz Brexit’in istediğimiz ölçüde sonuçlanmasıyla İngiltere’ye gümrük vergisiz ihracat avantajımızı korumaya devam edeceğiz. Bu noktada İngiltere ile STA sürecinin hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlayan Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’a ve Bakanlık yetkililerine otomotiv ihracatçıları adına teşekkür ederiz. 2021 yılında en büyük pazarımız Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm hedef pazarlara geçen seneden çok daha iyi rakamlarla ihracat yapmayı hedefliyoruz. Diğer yandan 2021 yılından itibaren Birleşik Krallık’ın AB ülkelerinden ayrılıp Diğer Avrupa Ülkeleri grubu altında değerlendirilecek olması ile en büyük pazarımız AB’nin ihracatımızdaki payı azalacak” dedi.

OİB’den pandemi döneminde ihracatı artırmak için üstün gayret

Türkiye otomotiv endüstrisinin ihracattaki tek koordinatör birliği olan OİB, geçen yıl Covid-19 salgınının olumsuz etkilerini en aza indirmek için faaliyetlerini dijital ortamda sürdüren birlikler arasında öne çıktı. Salgının yayılmasını önlemek amacıyla heyet gezisi, fuar gibi yüz yüze tüm organizasyonlarını iptal eden OİB, haziran ayından itibaren Meksika, Birleşik Krallık ve Almanya’ya yönelik Dijital Sektörel Ticaret Heyetleri düzenledi. İhracatın lideri otomotiv sektörünün en büyük organizasyonu olan Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’nı 27 Ekim tarihinde online olarak gerçekleştiren OİB, Türkiye’nin otomotiv endüstrisinde yaşanan dijital dönüşümün bir parçası olmasına ve elektrikli araçlarda öncü olmasına katkı sunacak yarışmada dereceye girenlere toplam 250 bin TL ödül dağıttı. Rusya Adam Smith Konferansı’na katılarak etkili sunumlara imza atan OİB, aralık ayında Türkiye’nin ilk 3D otomotiv fuarı olan Auto Expo Türkiye Dijital Fuarı’nı da gerçekleştirdi. Fuarda Türkiye’nin önde gelen 55 otomotiv firması 3D ürünlerini sergileme şansı yakaladı. OİB, 2021 yılının bir bölümünde daha etkinliklerine dijital ortamda devam etmeyi planlıyor. Sonrasında pandeminin seyrine göre yüz yüze etkinliklere başlamayı hedefliyor.

Tedarik endüstrisi ihracatı aralıkta yüzde 18 arttı

Ürün grupları bazında Binek otomobiller 2020 yılında geçen yıla göre %20 azalışla 9 milyar 534 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, tüm otomotiv ihracatından aldığı pay %37,3 oldu. Geçen yıl Tedarik endüstrisi ihracatı %11,5, Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı %14 ve Otobüs-minibüs-midibüs ihracatı da %25 düşüş kaydetti. Geçen yıl diğer ürün grupları altında yer alan Çekiciler ihracatı da %29,5 geriledi.

Geçen aralık ayında ise Binek Otomobil ihracatı %7 azalarak 1 milyar 43 milyon dolar olurken, Tedarik Endüstrisi ihracatı %18 artarak 941 milyon dolar, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı %44 artarak 575 milyon dolar ve Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatı da %14 azalarak 140 milyon dolar oldu.

Aralıkta Tedarik Endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya ihracatta %37 oranında artış görülürken, önemli pazarlardan İtalya’ya %58, İspanya’ya %54, ABD’ye %25, Fransa’ya %26 Rusya’ya %27, Polonya’ya %83, Belçika’ya %52 ihracat artışı, Romanya’ya %33, Fas’a %22 ve Slovenya’ya ise %43 düşüş yaşandı.

Binek otomobillerde önemli pazarlardan Fransa’ya %22, İspanya’ya %33, Slovenya’ya %23, İsveç’e %54 ihracat artışı yaşanırken, İtalya’ya %27, Almanya’ya %26, İsrail’e %14, Birleşik Krallık’a %13, Hollanda’ya %30, Belçika’ya %39 ihracat düşüşü oldu.

Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda ise en önemli pazar olan Birleşik Krallık’a %255, yine önemli pazarlardan İtalya’ya %39, Belçika’ya %31, Slovenya’ya %34, Fransa’ya %50, ABD’ye %100 ihracat artışı, Hollanda’ya %63 ve Almanya’ya %34 ihracat düşüşü görüldü. Otobüs Minibüs Midibüs ürün grubunda ise Fransa’ya %5, Almanya’ya %8 ihracat düşüşü, Fas ve Avusturya’ya da yüksek oranlarda artış kaydedildi.

Fransa, aralıkta en büyük pazar Almanya’yı geçti

Ülkeler bazında 2020 yılında en büyük pazar yine Almanya olurken, bu ülkeye 3 milyar 571 milyon dolar ihracat yapıldı. Almanya’ya ihracat %18 düştü. Aynı şekilde en büyük pazarlardan İtalya’ya %27, İspanya’ya %16, Fransa’ya %14 ihracat düşüşü yaşandı. Mısır’a ise ihracat %27 arttı.

Aralık 2020 döneminde ise en büyük pazar ünvanını Almanya’nın elinden alan Fransa’ya %26 artışla 371 milyon dolar ihracat yapılırken, Almanya’ya % 6 oranında artışla 357 milyon dolar ihracat kaydedildi. Üçüncü büyük pazar konumundaki Birleşik Krallık’a yönelik ihracat da %66 artarak 305 milyon dolar oldu. Yine önemli pazarlardan İspanya’ya %41,5 ABD’ye %48, Polonya’ya %40, İsveç’e %25 ihracat artışı, İsrail’e %11, Romanya’ya %38, Hollanda’ya ise %37 ihracat düşüşü yaşandı.

AB’ye ihracat aralıkta yüzde 13,5 arttı

AB Ülkeleri 2020 yılında %75,4 pay ve 19 milyar 266 milyon dolar ihracatla otomotivin en önemli pazarı konumunu korudu. Aralık 2020 döneminde ise AB Ülkelerine ihracat bir önceki senenin aynı dönemine göre %13,5 artışla 2 milyar 144 milyon dolar oldu. AB ülkeleri ihracattan yüzde %77 pay aldı.

UTİB BAŞKANI PINAR TAŞDELEN ENGİN:“2020 İHRACAT RAKAMLARI OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN SEKTÖRÜMÜZÜN POTANSİYELİNİ GÖSTERDİ”

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Virtual Hometex Turkey 2021’in açılış programında konuştu. Tekstil sektöründe pandemi sürecinin olumsuzluklarına rağmen yıl içinde yaşanan ihracat rakamlarının sektörün potansiyelini bir kez daha gösterdiğini belirterek, yeni yılda da yakaladıkları ivmeyi daha yukarılara taşımak için çalışacaklarını söyledi.

T.C. Ticaret Bakanlığı katkıları, Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB), Denizli Sanayi Odası (DSO) ortaklığında Messe Frankfurt işbirliğiyle düzenlenen, Virtual Hometex Turkey 2021’in açılış programı T.C Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, TİM Başkanı İsmail Gülle, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz, Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Bayram, ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Sayın Pınar Taşdelen Engin’in konuşmacı olarak katılımları ile gerçekleşti.

Programda konuşan UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, 2020 yılında yaşanan dünya genelinde devam eden siyasi dalgalanmalar ve sağlık alanında yaşanan sorunlara rağmen Türkiye’nin ve sektörlerinin süreci başarıyla yürüttüğünü ve yoluna devam ettiğini belirtti. Pınar Taşdelen Engin, Türkiye tekstil sektörünün pazar çeşitlendirmesini son derece başarılı şekilde gerçekleştirdiğini ifade ederek, Hem tekstil ve hem de hazır giyim sektörlerimizin dış ticaretinde canlılığın devam edeceği konusunda hemfikiriz. Ve yeni normalde bunun devamlılığını sağlamak için yapacağımız bu tarz sanal ve hibrid etkinliklerin öneminin hepimiz farkındayız. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak bizler de tüm çalışmalarımızı hız kesmeden, sektörümüzün sürdürülebilir üretimi ve ihracatı için, gerçekleştirmeye devam ediyoruz. İhracatımızın gelişmesi için bu döneme kadar fiziki olarak yapmış olduğumuz Fuar katılımları, eğitim seminerleri, Ur-Ge Projeleri, ticaret ve alım heyetleri gibi faaliyetlerimizin hiçbirini iptal etmeden, dijital ortamda sürdürüyoruz” dedi.

GİRİŞİMCİLERİN HER ZAMAN YANINDAYIZ…

Tekstil Sektörünün geleceği için tasarımcıların ve girişimcilerin sektöre katılmalarını önemsediklerini ve bu konuda önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Pınar Taşdelen Engin, “Bunu teşvik etmeyi amaçladığımız Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması ve TechXtile Start-Up Challenge etkinliklerimizi Sayın Bakan Yardımcımızın da katılımıyla sanal ortamda başarıyla gerçekleştirdik. Önümüzdeki sene 11. Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışmasını Master Class adı altında, uzun soluklu ve eğitim ve mentörlüğün ön planda olduğu bir etkinlik olarak gerçekleştireceğiz. Bu yıl 2.’sini düzenlediğimiz TechXtile Start-Up Challenge da ise bu sene pandemiye rağmen Geçen seneye oranla % 66’lık bir artış ile 174 proje başvurusu yapıldı. Özellikle akıllı ve teknik tekstiller, sürdürülebilirlik ve yapay zekâ alanlarında almış olduğumuz bu projeler geleceğe dair bizleri çok umutlandırıyor. TechXtile Start Up Challenge’a katılan tüm girişimcilerimize mentorlük desteği vererek fikirlerini geliştirmelerine katkı sağladığımız bu etkinlik uzun soluklu ve yaşayan bir süreç. Seçilen projeleri geliştirmek ekonomimize kazandırmak üzere çalışmalarımız devam edecek. Biz bu projemizin sonuçlarının diğer sektörlere de örnek olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Son çeyrek yüzyılda geri dönüştürülebilir malzemeler kullanılarak, kaynakların daha etkin kullanılabilmesine imkân veren sürdürülebilir üretim sürecine geçişin önemine vurgu yapan Pınar Taşdelen Engin, “Bizler de bu değişimi yakından takip etmek ve en kısa sürede yakalayabilmek amacı ile 22 firmamız ile Ekolojik Tekstiller URGE projemizi devam ettiriyoruz. Diğer yandan ticaret heyetlerimiz ve fuarlarımızı da dijital ortamda devam ediyoruz. Heimtextil Rusya dijital sektörel ticaret heyetimizden sonra Almanya ve Birleşik Krallık Dijital Sektörel Ticaret Heyetimizi de başarıyla gerçekleştirdik. Firmalarımız hedef pazarlara seyahatlerin zor olduğu bu dönemde bu tarz çalışmalardan oldukça memnunlar” dedi.

TÜRK EV TEKSTİLİ SEKTÖRÜ DÜNYAYA KALİTEYİ SUNUYOR

Türkiye’nin özellikle ev ve mekân tekstilleri denildiğinde dünya pazarlarında akla ilk gelen ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Pınar Taşdelen Engin, “Bugün gelinen noktada Türkiye Ev ve Mekan Tekstilleri Sektörü artık üretimden tanıtıma, tasarımdan pazarlamaya kadar tüm alanlarda dünyadaki en yüksek kaliteyi sunuyor.2020 yılı sonu itibarıyla 2,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Türkiye Ev ve Mekân Tekstili Sektörü, toplam pazar büyüklüğü yaklaşık 65 milyar dolar olan dünya mekân tekstilleri pazarından %4 pay almaktadır. Bu bizim için çok önemli bir oran. Türkiye’nin diğer büyük ihracatçı sektörleri ile kıyaslandığında dünya pazar payı açısından ülkemizdeki lider sektörlerden birisidir. Türkiye Ev ve Mekân Tekstilleri Sektörünün 2020 yılı kilogram başına ortalama ihracat değeri de 7,60 dolar oldu. 2020 yılında sektörümüzün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 5 ülke sırasıyla Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Hollanda ve İtalya oldu. Biz de Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak 2020 yılında pandemiye rağmen sadece %3 azalışla 527 milyon dolar ev tekstili ihracatı gerçekleştirdik. Almanya, Hollanda, Rusya, İspanya, Belarus, Romanya gibi pazarlarda önemli düzeyde artışlar elde ettik. Ortalama ihracat kilogram değerimiz 9,2 dolar gerçekleşti” şeklinde konuştu.

ÖNEMLİ TİCARET NOKTALARINDA ÇALIŞMALARIMIZI SÜRÜYOR

Ev tekstili sektörünün dünya pazar payını ağırlıklı olarak orta ve üst segment ürünlerle aldığını anlatan Pınar Taşdelen Engin, “Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) olarak uzun zamandır ev tekstili ticaretinde en önemli merkezler olan Frankfurt, İstanbul, Şanghay, Moskova, Como gibi noktalarda, sektör trend alanları, milli katılım organizasyonları, ticaret heyetleri, alım heyetleri gibi çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalarımızda sektörümüzdeki diğer Birlikler ve TETSİAD ile ortaklaşa hareket ediyoruz. Ayrıca Messe Frankfurt ile Almanya, Çin, Rusya gibi önemli pazarlarda güçlü işbirliklerimiz uzun yıllardır devam ediyor. Birlikte hareket ederek çok daha başarılı etkinliklere imza atacağımıza da inancım tamdır” ifadelerini kullandı.

İHRACAT RAKAMLARI POTANSİYELİMİZE OLAN İNANCIMIZI ARTTIRDI

Türkiye’nin Avrupa genelinde yatırım ve istihdam ve girişimcilik bakımından tekstil sektöründe lider konumda olduğunu anlatan Pınar Taşdelen Engin, şunları söyledi:

“Bizim Ar-Ge ve Ur-Ge’ye, yeni teknolojilere odaklanmaya devam etmemiz şart. Avrupa Birliği Tekstil sektörünü anahtar sektörlerden biri olarak görüyor ve sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamaya devam etmek istiyor. Benzer şekilde bizim için de Tekstil sektörümüz vazgeçilmez bir hazine. Bir yılda tekstil ve hazır giyim sektörlerimiz 15 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası veriyor. Bunu etkin bir şekilde değerlendirmeye devam etmeliyiz.  Aralık ayında tekstil sektörümüzde Türkiye’de %28 civarında ihracat artış yakaladık, yeni yıla girerken hepimize moral olan bu ivme, tüm şartlara rağmen ülkemizin 170 milyar dolara yaklaşan ihracat potansiyelinin daha da üstüne çıkabileceğimize dair inancımızı güçlendirmiş oldu. Bu bağlamda yeni rekabet şartlarında, tecrübeli yöneticilerimiz ve nitelikli çalışanlarımız ile hep birlikte çalışmaya her daim hazırız.”

EİB’nin 2021 yılı tarım ürünleri ihracat hedefi 5,5 milyar dolar

Çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, tütün, pamuk, zeytin, zeytinyağı, su ürünleri, kanatlı eti, yumurta, süt ürünleri, bal, taze meyve sebze, meyve sebze mamulleri, odundışı orman ürünleri, narenciye, haşhaş tohumu, yağlı tohumlar ve baharat başta olmak üzere pek çok tarım ürününde Türkiye’nin lideri olan Ege Bölgesi’nde yetişen tarım ve hayvansal ürünleri dünyanın dört bir tarafına ihraç eden Egeli ihracatçılar, 2020 yılında 5 milyar 98 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı.

Pandemi nedeniyle dünya mal ticaretinin yüzde 7 daraldığı 2020 yılında Ege İhracatçı Birlikleri’nin tarım ürünleri ihracatı yüzde 4 artış gösterdi. EİB bünyesindeki tarım ihracatçılarının 2019 yılı karnesinde 4 milyar 922 milyon dolar ihracat yazıyordu.

2020 yılında Türkiye 24 milyar 369 milyon dolarlık tarım ürünleri ihraç etmişken, bu ihracatın yüzde 21’ini Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi.

Tarım Haftası nedeniyle Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2020 yılı tarım ürünleri ihracat performansını değerlendiren Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları, 2021 yılında Ege Bölgesi’nin tarım ürünleri ihracatında yüzde 10 artış hedeflediklerini, 2021 yılında 5,5 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmak için çalışacaklarını dile getirdiler. Egeli tarım ihracatçılarının ortak kaygısı ise kuraklık.

Pandemi doğal ürünlere ilgiyi arttırdı

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki tarım ihracatçı birliklerinin 2020 yılında EİB’nin gururu olduğunun altını çizen EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, 2020 yılında pandemi nedeniyle doğal ürünlere ilginin arttığını, bu trendin 2021 yılında da devam etmesini beklediklerini kaydetti.

2020 yılında yurtdışı seyahatlerinin, fiziki fuarlar ve ticaret heyetlerinin yapılamaz hale geldiği evrede hızlı aksiyon alarak dijital pazarlamayla hedefe ulaştıklarını anlatan Celep, “EİB olarak Dubai Sanal Sektörel Ticaret Heyeti ve The Fource sanal gıda fuarını düzenledik. Çin İthal Ürünler Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştirdik. Üreticilerimiz üretti, ihracatçılarımız dünyanın dört bir tarafına Ege’nin lezzetlerini ulaştırdı. Ortak çalışmanın sonucunda bu başarı geldi. Bu başarıda emeği olan tüm üreticilerimizi ve ihracatçılarımızı kutluyorum. 2021 yılında daha parlak başarılara imza atmak için çaba göstereceğiz. Toprak anadan aldığımız, Güneş’in ışığıyla kuruttuğumuz içerisine herhangi bir şey katmadığımız ürünlerimize talep artışı olacaktır. Organik ürünlerimiz de bu süreçte daha fazla talep görecektir” dedi.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 846 milyon dolarlık ihracatıyla Türkiye’nin kuru meyve ihracatının yüzde 60’ını yaptığını dillendiren Celep, Tarım sektörünün 2021 yılı gündeminde olacak konu başlıklarını ise kuraklık, su tüketimi, kaynakların verimli kullanımı, tarımsal destekler, yenilebilir enerji, sürdürülebilirlik, kontrollü zirai ilaç kullanımı olarak özetledi.

Yaş meyve sebzede pandemide 54 yılın rekoru kırıldı 

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (EYMSİB) 2020 yılında yüzde 17’lik ihracat artış hızıyla EİB bünyesinde 12 ihracatçı birliği arasında ihracat artış rekortmeni olurken, 1 milyar 39 milyon dolarlık ihracatla 54 yıllık tarihinde ilk kez 1 milyar dolar barajını aştı.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, yaş meyve sebze ihracatında yüzde 28’lik artışla 346 milyon dolar, meyve sebze mamullerinde ise; yüzde 12’lik yükselişle 693 milyon dolar ihracata imza attıklarını, 2021 yılı için 1 milyar 200 milyon dolar ihracat hedeflediklerini kaydetti.

Su ürünleri ve hayvansal mamuller son çeyrekte açıldı

Türkiye’nin su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının lideri olan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, 2020 yılının son çeyreğinde gösterdiği üstün performansla ihracatta eksiden artıya geçerek ihracatını yüzde 4 arttırarak 984 milyon dolar ihracata imza attı.

2020 yılının ikinci yarısında gösterdikleri performansı 2021 yılında da sürdürerek ihracatta 1 milyar doları aşmayı hedeflediklerini dile getiren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, 2020 yılına Karadeniz somonu ihracatımızı ikiye katlayarak 57 milyon dolara taşıdıklarını, tabii bal ihracatında da 2019 yılını geride bıraktıklarını, kanatlı eti ve süt ürünleri sektörlerinin 2020 yılında Çin’e ihracat vizesi aldığını, su ürünlerinde de Çin’e ihracat izni almak için 2021 yılında çaba göstereceklerini ifade etti.

Tütün sektörü ihracatta yatay bir seyir izledi

Ege Bölgesi’nin geleneksel ihraç ürünlerinden tütün sektöründe ihracatta 2020 yılında yatay bir seyir ortaya çıktı. Ege Tütün İhracatçıları Birliği, 60 bin ailenin geçim kaynağı tütün sektöründe 2020 yılını 884 milyon dolar döviz getirisinde geride bıraktı.

Tütün mamulleri sektörünün ihracat yanında Türkiye Hazinesine kazandırdığı 65,7 milyar TL’lik vergi geliriyle Türk ekonomisine büyük katkı sağladığına işaret eden Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Ömer Celal Umur, 2021 yılında 1 milyar dolar ihracat hedefi ortaya koydu.

Bitkisel yağ ihracatıyla hedefe koştular

2020 yılına girerken 500 milyon dolar ihracat hedefi ortaya koyan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ihracatını yüzde 14 geliştirerek 505 milyon dolara ulaştı. İhracatını 2020 yılında yüzde 50 arttıran bitkisel yağ sektörü 260 milyon dolarlık ihracatla aslan payını aldı.

En önemli ihraç ürünlerinden olan haşhaş tohumunda en büyük ihraç pazarları Hindistan’ın ithalat kotasını belirlemediği için 2020 sezonu haşhaş tohumunun ihracatının başlamadığı bilgisini veren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, Ticaret Bakanlığı nezdinde girişimlerinin devam ettiğini, 2021 yılında ihracatın başlamasını beklediklerini, 2021 yılında da yüzde 10 ihracat artışı hedeflediklerini belirtti.

Zeytin ve zeytinyağına artan talep güzel fırsatlar sunacak

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği 2020 yılında 160 milyon dolar döviz kazandırdı. Ege Bölgesi, zeytin ve zeytinyağı üretim ve ihracatında Türkiye’nin lideri konumunda.

Sofralık zeytin ihracatında daha başarılı bir yıl geçirdiklerini anlatan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, “Bizim ürünlerimize tüm dünyada talep her yıl artıyor. Bu bakımdan bu yükselen trend daha iyi fırsatlar sunacaktır. Özellikle pandemiden dolayı sağlık ve şifa iksiri zeytinyağı tüm tüketicilerin aradığı ürün olmaya devam edecektir. Tek sıkıntımız küresel ısınmaya bağlı olarak artan kuraklık belki önümüzdeki yıllarda olumsuzluklara neden olabilir” tespitinde bulundu.

Odundışı orman ürünlerinde yüzde 14’lük artış

Pandeminin doğal ürünlere olan talebi arttırması odundışı orman ürünleri ihracatında yüzde 14’lük artışı beraberinde getirdi. Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, 2020 yılında odundışı orman ürünlerinin 90 milyon dolardan 103 milyon dolara yükseldiği bilgisini verdi.

“Birliğimiz iştigal alanına giren kekik, defne, adaçayı, biberiye gibi odun dışı orman ürünlerimize talep her geçen gün artıyor” diyen Yağcı, “Dünya genelinde yaşanan ticaret hacmi düşüşüne rağmen kekik ihracatında yüzde 13, defne yaprakları ihracatında ise yüzde 8, tıbbi bitkilerde yüzde 26, biberiyede yüzde 30, ıhlamur ihracatımızda ise yüzde 38’lik bir artış yakaladık. Doğal ürünlere olan ilginin artması ile birlikte 2021 yılında da odun dışı orman ürünlerinde olan ihracatımızın artmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Hedefimiz ihracat rakamlarımızın en az yüzde 10 üzerine çıkmak.   Bu ihtiyacı karşılamaya yönelik olarak en önemli konu ürünlerimizin sürdürülebilir ve kaliteli temini ile katma değerli olarak ihracatının sağlanması” diye özetledi.

Tarım ürünlerinde ilk üç Almanya, ABD ve İngiltere oldu

Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2020 yılında yaptığı tarım ürünleri ihracatında Almanya 446 milyon dolarlık tutarla ilk sırada yer aldı. ABD, 394 milyon dolarlık Ege lezzeti tercih ederken, Ege Bölgesi’nden İngiltere’ye 363 milyon dolarlık tarım ürünleri ihraç edildi. Hollanda, 282 milyon dolar, İtalya 271 milyon dolarlık tarım ürünleri talebiyle sıralandı.

İlk 10’da yer alan diğer ülkeler ise; 255 milyon dolar ile Rusya, 172 milyon dolarla İran, 162 milyon dolarla Irak, 131 milyon dolarla Suudi Arabistan ve 130 milyon dolarla Fransa oldu. Ege İhracatçı Birlikleri’nden tarım ürünleri ihraç edilen ülke sayısı ise; 190 olarak kayıtlara geçti.

Çekirdeksiz kuru üzüm lider ürün

Ege İhracatçı Birlikleri’nden ihraç edilen tarım ürünleri arasında en fazla döviz getirisini 462 milyon dolarla çekirdeksiz kuru üzüm sağladı. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’nde su ürünleri ihracatçıları toplamda 741 milyon dolar ihracata imza atarken balık ihracatının 424 milyon dolarlık bölümü taze, 198 milyon dolarlık kısmı fileto, 55 milyon dolarlık dilimi dondurulmuş olarak ihraç edildi. Ege Bölgesi, yaprak tütün ihracatından 267 milyon dolar, bitkisel yağ ihracatından 260 milyon dolar, turşu ihracatından 221 milyon dolar, kuru incir 200 milyon dolar döviz getirisi sağladı.

Adform, reklam platformuna AdsWizz iş birliğiyle ölçeklenebilir dijital audio envanteri ekledi

Reklam ve pazarlamada dijital audio’nun önemi artarken, Adform ve AdsWizz arasındaki iş birliği sayesinde Adform DSP platformunu kullanan reklamverenler artık dünya standartlarında dijital audio envanterlerine erişebilecekler.

Entegre programatik reklam platformu Adform, dijital audio reklam çözümleri sunan AdsWizz ile direkt entegrasyon sağlamaya başladıklarını duyurdu. İş birliği sayesinde, reklamverenler Adform DSP platformunu üzerinden kolaylıkla programatik dijital audio kampanyaları yürütebilecekler.

Dijital audio, reklam sektörünün en hızlı büyüyen kanallarından birisine dönüştü. COVID-19 dönemi boyunca tüketici fikirlerini en etkili şekillendiren kanalların başında gelen dijital audio, Birleşik Krallık’ta 29 milyon insan tarafından her hafta 12,8 saat dinleniyor.

Adform ve AdsWizz entegrasyonu, markalara ve Adform platformunu kullanan ajanslara dünyaca ünlü yayıncılar tarafından üretilen dijital audio envanterlerine ve AdsWizz’in küresel dijital audio mağazası AdWave platformuna ulaşma şansı tanıyor. Adform kullanıcıları artık AdsWizz platformunda bulunan envanter kaynaklarına bağlanabiliyor ve dijital audio yayıncıları tarafından üretilen içeriklerle spesifik kitleleri hedefleyebiliyor.

Adform IAP platformuyla tanışacak AdsWizz kullanıcıları ise dünyanın dört bir yanından 200 milyon tekil kullanıcıya ulaşabilecek, 20 milyarın üzerinde aylık etkileşim alabilecek ve her kampanyada birden fazla temas noktasına sahip olacak.

Adform DSP platformunu kullanan reklamverenler RMS, Bauer Media Audio, Mediamond gibi yayıncıların markalar için güvenli ve yüksek kaliteli podcast ve içerik akışı envanterlarine de ulaşabilecek. Dijital audio tüketiminin arttığı bu dönemde dijital audio envanterlerini reklamverenler için daha ulaşılabilir hale getiren bu iş birliği, dijital audio yayıncılarına ise yüksek kaliteli içeriklerini kazanca dönüştürme şansı sağlıyor.

İş birliği hakkında açıklamalarda bulunan Adform CEO’su Philip Jensen, “Adform IAP üzerinden dünyanın en büyük küresel dijital audio pazaryerine erişim şansı sunmaktan heyecan duyuyoruz. Müşteri ihtiyaçlarına hızla yanıt veren bir reklam teknoloji sağlayıcısı olarak, AdsWizz iş birliğiyle reklamverenlere dijital audio platformlarından en yüksek faydayı sağlamaları için ihtiyaç duyduklarını sunuyoruz. Bu heyecan verici kanal büyüdükçe AdsWizz ile iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

AdsWizz CEO’su Alexis van de Wyer ise “Bu entegrasyon, AdsWizz’in daha fazla küresel dijital audio envanteri talebine erişmesi için müthiş bir fırsat. Adform IAP platformuyla entegrasyon yayıncılarımızı dijital audio reklamlarına ilgi duyan daha fazla markaya bağlayacak” dedi.

Trump birçok yetkiyi kaybeden başkan olarak tarihe geçti

Trump döneminde Amerika’nın hiç olmadığı kadar kutuplaştığını söyleyen Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Suat Dönmez, “1932 yılından beri Trump, hem ikinci dönem başkanlık seçimini hem senatodaki çoğunluğu hem de temsilciler meclisinde kendi partisinin çoğunluğunu kaybeden bir başkan olarak tarihe geçti. Tabi bu durumun seçmenlerde yarattığı ciddi bir hayal kırıklığı var. Bu da olayları tetikleyen nedenlerden biri” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın düzenlediği mitingin ardından Trump destekçilerinin Washington DC’de bulunan kongre binasını basması sonrasında ülkede başlayan karışıklığın yansımaları hala devam ediyor. ABD’deki son gelişmeleri değerlendiren İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Suat Dönmez, “Amerika’nın tarihinde böyle olaylar görmeye alışık değiliz. Halkın kanunsuz bir şekilde gösteri yaparak parlamento binasını basıp, demokratik süreçlere müdahalesini daha çok üçüncü dünya ülkelerinde görürdük. Dünyada demokratik değerlerin öncülüğünü yapma iddiasında olan bir ülkede böyle olayların yaşanması son derece düşündürücüdür. 4 kişi hayatını kaybetti, bu barışçıl gösterilerin çok ötesinde baskına dönüştü” diye konuştu.

“SEÇMENDE HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI”

Trump döneminde Amerikan kamuoyunun tarihinde hiç görülmediği kadar kutuplaştığını belirten Dönmez, “Kutuplaşma, dünyada ve Amerika’da yükselen popülizmin tetiklediği siyasi iklimin sonuçlarıdır. Trump, 1932 yılından beri hem ikinci dönem başkanlık seçimini hem senatodaki çoğunluğu hem de temsilciler meclisinde kendi partisinin çoğunluğunu kaybeden bir başkan olarak tarihe geçti. Tabi bu durumun seçmenlerde yarattığı ciddi bir hayal kırıklığı var. Bu da olayları tetikleyen nedenlerden biridir” ifadelerini kullandı.

“TRUMP ATEŞE BENZİN DÖKTÜ”

Bir süre daha bölünmüşlüğün devam edeceğini aktaran Dr. Öğretim Üyesi Suat Dönmez, “Biden olayların yaşandığı saatlerde bir açıklama yaparak Trump’a göstericileri eylemlerini barışçıl bir şekilde sonlandırmaları için çağrıda bulundu. Trump, yayınladığı videoda göstericileri çok sevdiğini, evlere dönme vakitlerinin geldiğini söyledi. Ancak aynı videoda yine seçimlerin hileli bir şekilde kendilerinden çalındığını söyleyerek bir anlamda ateşe benzin dökmeye devam etti. Dolayısıyla bu bölünmüşlük bir süre daha devam edecektir” dedi.

Trump’ın parti içinde yalnız kaldığını söyleyen Dönmez, “Trump yaptığı açıklamada sorunsuz bir şekilde başkanlığı devredeceğini ilk defa açıkladı. Bugüne kadar hep başkanlığının devam edeceğini, seçimleri kabul etmediğini söylüyordu. Trump son dönemde kendi partisinde yalnız kaldı. Cumhuriyetçi parti içinde güçlü aktörler yavaş yavaş Trump’tan ayrıldı. Trump, en son olarak kongredeki seçim sonuçlarının oylanmasında  bir şeylerin değişebileceği umudu içerisindeydi ancak bu olmadı.” diye konuştu.

“BİDEN İLE DIŞ POLİTİKA DEĞİŞECEKTİR””

Biden yönteminin iş başına gelmesiyle ABD’nin dış politikasında önemli değişiklikler olacağını belirten Dönmez, “ABD küresel bir güç, dolayısıyla dış politikadaki yaklaşımı bütün dünyayı etkiliyor. Trump döneminde ABD daha içe dönük, uluslararası iş birliklerinden uzaklaşan bir politika izledi. Amerika birçok anlaşmadan tek taraflı olarak çekildi. Biden’ın başkanlığı devralmasıyla uluslararası anlaşmalar tekrar imzalanıp, iş birliklerine daha uyumlu bir politika izlenecektir. Amerikan kamuoyu ciddi anlamda bölünmüştür. Bu bölünmüşlük, bir süre daha devam edecektir. Trump yönetimden ayrılsa bile, ideolojisi toplumda sürebilir. Bir diğer yansıması da şudur ABD, sert gücünün yanında yumuşak güce de sahip bir küresel devlet. Son yaşanan olaylarda yumuşak güç anlamında kredisini kaybetme görüntüsü verdi. Önümüzdeki süreçte bunun küresel politikalara önemli yansımaları olacaktır” ifadelerini kullandı.

Fortinet Operasyonel Teknoloji Altyapıları için Sektörün İlk Güvenli SD-WAN Cihazlarını Tanıttı
FortiGate Rugged 60F Yeni Nesil Güvenlik Duvarları, OT Ağları için Hizmete Alması Kolay SD-WAN ve Entegre Gelişmiş Güvenlik Sunuyor
Kapsamlı, entegre ve otomatik siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri Fortinet®, operasyonel teknoloji (OT) ortamlarında çalışabilir sertifikalı sektörün ilk güvenli SD-WAN cihazı FortiGate Rugged 60F modelini duyurdu. Çevresel olarak kontrol edilemeyen, zorlu çalışma koşullarına sahip alanlar için geliştirilen FortiGate platformunun yeni üyesi, kamu hizmetleri, enerji, üretim, ulaşım gibi sektörlerdeki kurumların OT ağlarında Fortinet’in sektör öncüsü Güvenli SD-WAN çözümünü kolaylıkla kullanabilmelerini sağlıyor.
OT Ağları Özelleşmiş Çözümlere İhtiyaç Duyuyor
Enerji, üretim, kamu hizmetleri, ulaşım gibi kritik altyapıların dağıtık topolojilerinde güvenli bağlantı sağlamak için genellikle pahalı özel devreler veya MPLS devreleri kullanılıyor. SD-WAN, OT ortamlarında daha iyi kullanıcı deneyimi sunmak, yönetimi kolaylaştırmak ve toplam sahip olma maliyetini azaltmak için öne çıkan modern bir çözüm haline geliyor. Ancak SD-WAN teknolojisini OT altyapısında kullanmak için güç, güvenlik, zorlu çalışma koşulları gibi OT’ye özel ihtiyaçları karşılayabilen, OT gereksinimlerine uygun bir çözüm gerekiyor.
Fortinet SD-WAN’ı Hiç Olmadığı Kadar İleri Taşıyor
Fortinet, FortiGate 60 serisinin dayanıklı versiyonları olan FortiGate Rugged 60F ve FortiGate Rugged 60F dahili LTE modelleri ile OT altyapılarının tüm ihtiyaçlarına çözüm sunuyor. Tüm dünyada 1,65 milyondan fazla adet ile en çok tercih edilen yeni nesil güvenlik duvarı olan FortiGate 60 serisi, en hızlı ve en güçlü Güvenli SD-WAN cihazı olarak öne çıkıyor. FortiGate Rugged 60F, SD-WAN yeteneklerini güven altında kullanıma olanak sağlarken, OT ortamları için aşağıdaki özellikleri de beraberinde sunuyor:

  • Küçük Hacim: FortiGate Rugged 60F, sektör öncüsü SD-WAN yetenekleri ile gelişmiş yönlendirme ve yeni nesil güvenlik duvarı yeteneklerini tek ve kompakt bir kasada birleştirerek, az alana sahip ortamlarda kullanılabilmesini sağlıyor. Böylece daha az maliyet ve ağ uzmanları için kolaylaştırılmış operasyon imkânı sunuyor.
  • Esnek Montaj ve Güç Seçenekleri: FortiGate Rugged 60F, geleneksel BT altyapılarından farklı montaj ve güç seçeneklerine ihtiyaç duyan OT altyapılarında kullanıma uygun şekilde tasarlandı.
  • Dayanıklı Yapı: FortiGate Rugged 60F, yüksek sıcaklık, elektromanyetik parazit, yüksek nem, yüksek veya devamlı titreşimler gibi zorlu ortam koşullarına dayanıklı şekilde geliştirildi.
  • Dahili LTE bağlantısı: FortiGate Rugged 60F, uzak lokasyonlar için kolay yapılandırma ve operasyon imkânı sunan, ilave WAN bağlantısı sağlamak üzere dahili LTE seçeneğine sahip.

Fortinet, OT için Sektör Lideri, Yüksek Performans Sunuyor
FortiGate Rugged 60F, operasyonel teknoloji ağları için sertifikalı tek güvenli SD-WAN çözümü olmanın yanında, sektörün en yüksek güvenlik ve ağ performansını sunuyor.  Fortinet’in patentli SOC4 SD-WAN ASIC ile güçlendirilmiş FortiGate Rugged 60F platformu SSL şifre çözme dahil düşük gecikme süreleri ile koruma sağlarken, tümü Fortinet’in sezgisel SD-WAN orkestratörü tarafından yönetilen SD-WAN ile entegre geniş ölçekli IPSec VPN sunar.
Operasyonel Teknolojiler için Güvenlikten Güç Alan Ağ
Fortinet, güvenlikten güç alan ağ yaklaşımı ile merkezi ve orkestrasyona sahip bir güvenli SD-WAN çözümü sunuyor. Fortinet Security Fabric ile birleştiğinde tüm OT güvenlik açıklıklarını kapatan, tam görünürlük ve kolay yönetim sunan, bütünleşik, BT-OT ağının tamamını kapsayan bir çözüm haline geliyor. FortiGate ailesinin tüm modelleri, OT ağları için özelleşmiş güvenlik ve görünürlük sunabiliyor. FortiGate Rugged 60F ve diğer dayanıklı fortigate modelleri ile bu yetenekler trafo merkezlerinde, montaj hatlarında, deniz taşımacılığında ve diğer zorlu ortam koşullarında da kullanılabilir hale geliyor.
Fortinet Ürünler Kıdemli Başkan yardımcısı ve CMO’su John Maddison,
“OT ve BT ortamlarının birleşmesi, birçok kurumun çalışma şeklini değiştiriyor ve yeni güvenlik riskleri yaratıyor. OT kurumlarının, uzak lokasyonlarda ve zorlu koşullarda dahi güvenlikten güç alan ağ çözümlerini kullanması çok önemli. FortiGate Rugged 60F platformu, Güvenli SD-WAN sunarak OT sistem yöneticilerinin güvenli ve kesintisiz bir şekilde operasyonlarını sürdürebilmesi için gereken dijital inovasyonu kolaylıkla benimsemelerini sağlıyor. Bu duyuruyla Fortinet olarak Güvenli SD-WAN’ı tüm noktalarda erişilebilir hale getirme konusuna verdiğimiz önemi bir kere daha gösteriyoruz.”
Schneider Electric Siber Güvenlik Hizmetleri Başkan Yardımcısı Jay Abdallah,
“Operasyonel Teknoloji müşterilerinin dijital inovasyon için güvenli çözümlere ihtiyaçları var. Schneider Electric Siber Güvenlik Hizmetleri grubu olarak müşterilerimizin ihtiyaçlarıyla en uyumlu teknolojiyi sunuyoruz. Fortinet ile birlikte çalışarak OT müşterilerimizin operasyonel maliyetlerini azaltan ve yönetimi kolaylaştıran ,hepsi bir arada güvenlik çözümlerine sahip SD-WAN’ı güvenli bir şekilde hizmete almalarını sağlıyoruz.”

EİB Sürdürülebilirlik Günleri düzenliyor

Dünya’da son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri insanlığın sürdürülebilir, yeşil üretim konusuna daha yoğunlaşmasını beraberinde getirdi. Gelecek nesillere sağlıklı, yaşanabilir bir dünya bırakmak dünyanın gündemindeki konular arasında üst sıralara yükseldi.

Yeşil üretimle 2021 yılında 15 milyar dolar ihracat hedefleyen Ege İhracatçı Birlikleri, “EİB Sürdürülebilirlik Günleri” düzenliyor. 12 Ocak 2021 tarihinde online ortamda başlayacak olan eğitim programı ücretsiz olacak ve tüm ihracatçı firmaların katılımına açık olacak.

2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettiklerini hatırlatan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, sürdürülebilirlik ile ilgili 2020 içerisinde çok sayıda proje gerçekleştirdiklerini, Türkiye’de Birleşmiş Milletlerin Küresel İlkeler Sözleşmesi Global Compact’a üye olan ve “Sıfır Atık Belgesi” sahibi olan ilk ihracatçı birlikleri olduklarını, sürdürülebilirlik çalışmalarının 2021 ve sonrasında da öncelikli konuları arasında olacağını kaydetti.

“EİB Sürdürülebilirlik Günleri”nde ihracatçı firmaların sürdürülebilirlik yetkinliklerini arttırmayı hedefledikleri bilgisini veren Eskinazi, “Türkiye’nin ihracatının yüzde 50’sini gerçekleştirdiği Avrupa Birliği 2050’ye kadar Avrupa kıtasını karbon nötr hale getirmeyi hedefliyor. Bu amaçla da bir dizi politikaları hayata geçiriyor. Bu gelişmeler sürdürülebilir üretim modelini seçenek olmaktan çıkarıyor, bir zorunluluk haline getiriyor. Ticarette karbon vergisi, sıfır atık vergisi gibi ihracatçılara maliyetleri artıracak yaptırımlar gündemde. O nedenle ihracatçı firmalarımızın Avrupa Yeşil Mutabakatına uygun üretim yapmalarını amaçlıyoruz. Ege İhracatçı Birlikleri üyesi 8 bini aşkın ihracatçı firmamızın sürdürülebilirlik konusundaki yetkinliklerini arttırmak için “EİB Sürdürülebilirlik Günleri”ni düzenledik. Yayınladığımız sürdürülebilirlik manifestosunda da dediğimiz gibi, “Sürdürülebilir bir dünya için, sürdürülebilir üretim ve sürdürülebilir ihracat” sloganıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Ege İhracatçı Birlikleri, Brika Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilirlik Akademisi ve Kadir Has Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen “EİB Sürdürülebilirlik Günleri”ndeki eğitim başlıkları ise; “Sürdürülebilirlik Kavramı ve Özel Sektör Analizi, SDGs-Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Uyumlaştırma, Döngüsel Ekonomi, Sürdürülebilir Finans, İyi Yönetişim Uygulamaları, Enerji Verimliliği, İklim Değişikliği Kapsamında Enerji Gündemi, Sera Gazı Emisyon Raporlama ve Avrupa Yeşil Mutabakatı” olacak. Bu konularda uzman isimler, Egeli ihracatçıların online ortamda sürdürülebilirlik yetkinliklerini arttıracak. Başlayan ve Mart ayına kadar devam edecek program kapsamında, her bir eğitim başlığı için ayrı duyuru yapılacak. Program kapsamındaki ilk eğitim olan “Sürdürülebilirlik Kavramı ve Özel Sektör Analizi Eğitimi” iki bölüm halinde 12 ve 14 Ocak günleri 14:00 – 16:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek olup eğitime aşağıdaki link aracılığıyla kayıt yaptırılabilir.

Hotelya; Katar, Kazakistan ve Sırbistan’da

Ocak 2021150’den fazla ülkede 700’ü aşkın projenin hareketli ve sabit mobilyalarında imzası bulunan Hotelya, uzmanlığını Katar, Kazakistan ve Sırbistan’da yeni açılan otellere taşıdı. Katar’ın başkenti Doha’da bulunan Jouri A Murwab, Kazakistan’da faaliyet gösteren Sheraton Nur-Sultan ve Sırbistan’daki Viceroy Kopanik otellerinin de tercihi Türk markası Hotelya oldu. Hotelya, üç proje için 6 ayda toplam 4750 parça mobilya üretti.

 Dünyaca ünlü otel projelerine imza atan Hotelya’nın üç yeni adresi; Katar, Kazakistan ve Sırbistan oldu. Butik hizmet anlayışı ile her proje ve konsept için, özgün, hızlı ve kaliteli üretim yapabilen Hotelya, bu kez de Jourı A Murwab, Sheraton Nur-Sultan ve Viceroy Kopanik otellerinin çözüm ortağı oldu. Otellerin ortak kullanım alanları, balo salonları, odaları, SPA ve restoranlarına ait hareketli mobilyalar Hotelya imzası taşıyor.

Doha’nın Yükselen Yıldızı; Jourı A Murwab

Hotelya’nın yıldızlar kervanına kattığı en son projelerden biri olan Jourı A Murwab Hotel, akıllı tasarım ve mimari tarzı ile dikkat çekiyor. Otel odaları ve ortak alanlar için 3 ay gibi kısa bir sürede yaklaşık 750 parçadan oluşan özel üretim yapıldı.

Sheraton Nur-Sultan’a Türk Mobilyası

Her proje için butik ve özgün üretim yapabilme kabiliyetine sahip Hotelya, devlet dairelerine, iş alanlarına ve eğlence tesislerine yürüme mesafesinde olan, 191 otel odası ve 100 residance  dairesi bulunan Sheraton Nur-Sultan oteli için yaklaşık 3350 parça üretim gerçekleştirdi.

Sırbistan’da Türk Mobilya Markası

Lüks deneyimler ve birinci sınıf konukseverlik sunmak için tasarlanan Sırbistan’daki Viceroy Kopanik Hotel’in tercihi de Hotelya oldu. Bölgenin en büyük sıradağlarının eteğinde bulunan 119 odalı otelin SPA’sında ve restoranında bulunan özel tasarım yaklaşık 650 parça mobilya Hotelya tarafından üretildi.

Medya Tarihinin En Büyük Sosyal Sorumluluk Projesi Hibya Ajan

Hibya Haber Ajansı, basın emekçilerinin el ele vermesiyle kurulmuş bağımsız, tarafsız bir haber kuruluşudur. Haberin kaynağından nitelikli habercilik yapmayı hedefleyen Hibya Haber Ajansı, haberciliğin beş ana kolundan ismini almaktadır, Haber, İlan, Basın, Yayın ve Ağı (Hibya)

Siyasetin tartışmalarına tarafsız kalan, daha çok sosyo-politik, küresel ve bölgesel ekonomi haberleri üzerine yoğunlaşan, hiçbir siyasi oluşumdan destek almadan yayın hayatına devam eden Hibya, sermaye bakımından da kişisel birikim ve girişimlere dayanmaktadır.

Kendisini de bir basın emekçisi olan, kişisel çabalarını gazeteci arkadaşlarıyla el ele vererek kurulmuş en büyük sosyal sorumluluk projesidir

Kişisel çaba ve birikimlerle ilerleyen Hibya, tüm basın emekçilerine el uzatıyor.

Medyadaki tarihin en büyük Sosyal Sorumluluk Projesini hayata geçiren Hibya

1-İşsiz kalan gazeteciler için, eşsiz bir haber yayımlama sistemi

2-Yayıncılar için “tarafsız” haber kaynağı

3-Şirketler için essiz bir paylaşım noktası

4-İletişimciler için “rica minneti bitiren” tek noktadır

İktisattaki kıt kaynak yönetimi şimdi basın emekçilerinin emek ve birikimleriyle medyaya can veriyor.

Hibya Haber Ajansı’nın ulaştığı kitle, kendi aboneleri ile sınırlı değildir diyen Hibya Ajans CFO’su Büşra Öztürk “ Sadece abonelerine değil, açık sistemi ile tüm medya kuruluşlarının haber kaynağıyız, medya iletişim ortaklıklarınızda ise her zaman vazgeçilmeziniz olmak istiyoruz. Nitelikli ,etik ve yayın ahlakı olan bir medya dünyası oluşturmaya çalışıyoruz.” Dedi.

Haber İlan Basın Yayın Ağı olan Hibya,

Aynı zamanda uluslararasıdır, halen 14 dilde yayın altyapısına sahip, bünyesinde 120’dan fazla haber sitesi bulunan ve her gün ağa dahil olan yeni katılımcılarla büyümesini hızla sürdüren genç ama deneyimli aynı zamanda dinamik yapılanmadır.
Dil, din, ırk ve siyasi görüş ayrımı olmaksızın nitelikli habere odaklanan Hibya, siyaset ve asayiş haberlerine ise cok sınırlı yer vermektedir. Hibya, Türkiye siyasi gündemi yerine, dünya ekonomi ve diplomasi gündemine odaklanmaktadır.

Seramik ve Makine Sektörlerinden İş Birliği

Seramik sektöründe yerli makine ve teknolojilerin kullanımının artırılmasına yönelik yeni bir proje hayata geçirildi. Türkiye Seramik Federasyonu (TSF), Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) iş birliğiyle başlatılan proje sayesinde; seramik sektöründe makine ve teknoloji gelişiminin artmasının yanı sıra yeni seramik makinesi üreticilerinin de oluşması hedefleniyor.

Seramik sektöründe teknoloji ve inovasyonu geliştirmek adına Türkiye Seramik Federasyonu (TSF), Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) yeni bir iş birliği gerçekleştirdi. Sektörün rekabetçiliğine ve teknolojinin gelişimine katkı sağlayacak iş birliğiyle seramik sektöründe yerli makine kullanımının arttırılması, ihracatta ve istihdamda büyüme amaçlanıyor. “Seramik Sektöründe Yerli Makine ve Teknolojinin Geliştirilmesi” adı verilen proje kapsamında; Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu ve Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Erdem Çenesiz online olarak bir araya gelerek iş birliğinin kapsamını aktardılar.

“Yeni makine ve teknolojiler seramik sektörünün ihracatını büyütecek.”

 Seramik sektörünün ihtiyaç duyduğu makinelerin yerel üretiminin gerçekleşmesiyle ülkemiz ve sektör açısından çok önemli bir adım atılacağını belirten TSF Başkanı Erdem Çenesiz; “Şüphesiz bu makine ve teknolojiler ülkemizdeki fabrikalara satılırken ithalatı azaltılacak, bir yandan da aynı makinelerin dış satımı ile ihracatımızın büyümesine katkı sağlanacaktır.” dedi.

“Yeni seramik makinesi üreticileri oluşmasını hedefliyoruz.”

 Mevcut seramik makinecilerini  iletişime geçirmek ve yeni makinecilerin çıkmasına destek olmak istediklerini belirten Çenesiz, “Mevcut seramik makinesi üreticilerini seramik üreticileriyle buluşturmanın yanında, yeni seramik makinesi üreticilerinin de oluşmasını arzu ediyoruz. Hâlihazırda seramik sektörüne makine ve teknoloji üreten çok kıymetli şirketlerimiz var. Hepsi gurur duyduğumuz firmalar. Tüm firmaları tek tek tebrik ediyorum. Her geçen gün daha yeni makine ve teknolojiler üreterek Avrupalı rakiplerimizin önüne geçeceğimize inanıyorum.” şeklinde konuştu.

 “Makine ithalatı muhakkak dizginlenmeli”

 Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı ve Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Başkan Vekili Kutlu Karavelioğlu ise şöyle konuştu; “Birliğimizin gerçekleştirdiği 2005 yılındaki ilk toplantıdan bu yana toplam ithalatımız 421 milyar dolar, toplam açığımız 221 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2019’da TÜİK verilerine göre, ihracatımız 19 milyar dolara ulaştı. Ürün olarak makine, ikinci ihraç malımızdır. 30 bine yakın imalatçımız ve 33 bine yakın ihracatçımız var. Dünyada makine ithalatı yüzde 12 civarında düşerken bizde yüzde 15 arttı. Bu verilere bakıldığında makine ithalatının rakip ülkelerde olduğu gibi muhakkak dizginlenmesi gerekiyor.”

Hazır giyim ihracatı Aralık ayında tüm zamanların rekorunu kırdı

Pandemi döneminde Mart-Nisan-Mayıs aylarında ihracatında yüzde 50’lere varan düşüşler yaşayan Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) 2020 yılının ikinci yarısındaki performansıyla pandeminin etkilerini sildi.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, 12 Birlik arasında 2020 yılında Türkiye’ye 1,3 milyar doları kazandırarak zirveye ortak oldu.

Medikal ürünler hazır giyim ihracatına 1,3 milyar dolar katkı sağladı

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Türkiye geneli hazır giyim ihracatının Aralık ayında yüzde 25,3 artarak 1 milyar 662 milyon dolar, EHKİB Aralık ayı ihracatının ise yüzde 14 artışla 112 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini söyledi.

“2020 yılında medikal ürünler, hazır giyim ihracatına Türkiye genelinde 1 milyar 368 milyon dolar, EHKİB ihracatına ise 92 milyon dolar katkı sağladı. Türkiye genelinde 166, EHKİB olarak ise 76 ülkeye medikal ürün ihracatı yaptık. 2020 yılında Türkiye geneli hazır giyim ihracatı önceki yıla göre yüzde 3 azalarak 17,1 milyar dolar oldu. EHKİB olarak ise 2020 yılında pandemiye rağmen geçen yılki ihracat seviyemiz olan 1,3 milyar doları koruduk. Ege İhracatçı Birlikleri özelinde hazır giyim sektörü demir-demir dışı metaller sektörünün ardından ikinci, Türkiye genelinde ise otomotiv ve kimya sektörünün ardından en çok ihracat yapan üçüncü sektör oldu. Pandemi sebebiyle küresel ihracatın darbe aldığı, hazır giyim sektöründe ana ihraç pazarımız Avrupa’da azalan talebi göz önüne aldığımızda iyi bir performans gösterdik. 2020 yılının ilk iki ayında Türkiye ve bölgemiz ihracat performansı gayet iyiydi.”

“Firmalarımızın hızlı adaptasyonu başarımıza katkı sağladı”

Mart-Nisan-Mayıs aylarında Covid-19’un etkilerinin ihracat rakamlarında yoğun bir şekilde hissedildiğini anlatan Sertbaş, pandemi başladıktan sonraki 3 aylık dönemde ihracat kaybının yüzde 44 olduğundan da bahsetti.

“Haziran ayıyla dünyada ve ana ihraç pazarımız Avrupa’da önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte ihracatımızdan olumlu sinyaller gelmeye başladı. Haziran-Ekim döneminde beş aylık periyotta Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde ay bazında ihracat lideri olduk. Yılın ikinci yarısında sektör olarak gösterdiğimiz başarılı performans sayesinde 2020 yılını iyi bir seviyede kapattık. Hazır giyim endüstrisindeki firmalarımızın yeni döneme hızlı adaptasyonu bu başarımıza ciddi oranda katkı sağladı. Emeği geçen tüm ihracatçı firmalarımız bu başarıda büyük bir tebriği hak ediyor. Zor koşullarda göstermiş olduğumuz başarılı ihracat performansımız gelecek yıllar için de bize umut veriyor. Daha büyük hedefler için bizi cesaretlendiriyor.”

Hedef 2021 yılında 1,5 milyar dolar ihracat

Pandeminin küresel tedarik zincirinde önemli değişimleri beraberinde getirdiğini anlatan Burak Sertbaş şöyle devam etti:

“Müşterilerin gelecek yıllarda alternatif ve daha yakın pazarlardan tedarik eğilimleri olduğunu görüyoruz. Özellikle Avrupa pazarı açısından coğrafi yakınlık avantajımızdan daha çok faydalanacağımızı düşünüyorum. 2021 yılı için EHKİB olarak 1,5 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. Medikal ürünlere olan küresel ihtiyacın devam edeceğini, ihracatının da bu seviyelerde gerçekleşeceğini beklediğimiz için hedefimize ulaşacağımızı inanıyorum.”

Dr. SHIRLI ENDER BÜYÜKBAY’IN KALEMİNDEN FARKLI BİR PANDEMİ SERÜVENİ

#SeninİçinEvimdeydim, Barcelona’dan Shirli, Dr. Shirli Ender Büyükbay’ın İspanya Barselona’da yaşadığı Covid-19 Pandemi’sini anlattığı bir eser. Yazar tüm dünyanın aynı anda evlerine kapandığı, belirsizlik ve umutla bekleyiş sürecini çok özgün bir anlatı halinde okurla paylaşıyor. Sosyal medyada günbegün paylaştığı yazılarını çevresinden gelen yorumlarla kitaplaştırmaya karar veren Shirli Ender Büyükbay, insanlığın dönüşümünü, doğanın bizlere söylemek istediklerini kendi içsel serüveniyle birleştiriyor.

“Belki de bu virüs insanlığa insanlığını yeniden hatırlatma işlevi olarak başımıza geldi… Kim bilir? Şu kesin ki hayatımız ve bundan etkilenen herkesin yaşama bakış tarzı bambaşkalaşacak.”

Herkese Ait Bir Deneyim…

Okurla keyifli bir sohbet edercesine, mizah ve hüzünle dolu bir anlatıma sahip olan #SeninİçinEvimdeydim, Barcelona’dan Shirli; bu sürecin aslında benzerlikleri olduğu kadar herkesin kendi içsel dönüşümü için de biricik olduğunun altını çiziyor. Covid-19 sürecinde tüm insanlığın yaşadığı belirsizlik ve endişe dolu günleri, yer yer değişen ruh halini olumlu bir bakış açısıyla ve cesurca okura “içini dökerek” anlatan kitapta, mesafe ne olursa olsun aynı duyguların paylaşıldığını görmenin ve ne kadar izole olunsa da yalnızlığın sadece zihnin oyunu olduğu vurgusu yer alıyor. Yazarın pozitif farkındalık ve mindfulness konularındaki birikimi, okura hayata dair olumlu bazı ipuçları vermeyi de satır aralarında sürdürüyor.

Sistematik değerlendirme süreçlerinin yanı sıra, liderlik, yetenek yönetimi, performans yönetimi, örgütsel davranış (endüstri psikolojisi), pozitif psikoloji, duygusal zekâ (EI), farkındalık, nörobilim, iş-yaşam dengesi / entegrasyonu, koçluk ve mentorluk alanlarında uzman olan Dr. Shirli Ender Büyükbay; şu anda akademik araştırma, akademik makale incelemesi, blog yazımı ve gönüllü koçluk ve mentorluk görevlerini sürdürmekte ve üniversitede yarı zamanlı ders vermektedir. Çalışanların iyi olma halinin çalışan performansı üzerindeki etkisini vurgulamak için doktora tezini “Yeni Bir Çalışan Esenliği Modeli Önerisi: Çalışan Bütünlüğü” başlığı ile tamamladı. www.mindthepositive.com adresinde bu konudaki birikimlerini paylaşmaktadır. Yazardan Direkt Yayınevi’nden yayımlanan eser, hafızalardan kolay kolay silinmeyecek 2020 yılının bambaşka bir anlatısı olarak okurla buluşuyor.