Ekonomi-teknoloji haberleri (29.03.2022)

Türkiye’nin Rüzgar Enerji Santralleri Drone Teknolojilerine Emanet

Türkiye’de 30 milyon dolarlık bir pazara dönüşen drone teknolojileri, inşaattan, tarıma, güvenlikten, lojistik ve enerji santrallerinin bakımına kadar pek çok endüstriyel alanda kullanılan robotlara dönüştü. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Kurumsal Üyesi, DroneCARE Kurucusu ve CEO’su Mustafa Can Gül, “Önceden 3 kişilik bir ekip, bir günde ancak tek bir türbini kontrol edebiliyorken, drone teknolojileri sayesinde 2 kişilik bir ekip günde 8 tane türbinin kontrolünü bitiriyor. Hız çok önemli. Çünkü, 1,5 MW güce sahip bir rüzgar türbinin ortalama yüzde 25’lik kapasite faktörü ile yıllık 3.285.000 kWh elektrik üretebilir. Yani saha koşullarına bağlı olarak bir rüzgar türbinin çalışmaya sadece bir gün ara vermesiyle en az 5500 USD verimlilik kaybı söz konusu olabilir.” dedi.

Drone teknolojileri olası iş kazalarını ortadan kaldırırken, denetim ve operasyonları geleneksel yöntemlerden kat be kat hızlı gerçekleştirerek; verimlilikte de artış sağlıyor. Endüstriyel alanda kullanılan drone teknolojilerinin dünya genelinde 12 milyar dolarlık bir pazara sahip olduğunu belirten Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Kurumsal Üyesi, DroneCARE Kurucusu ve CEO’su Mustafa Can Gül, 2027 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 10-12 civarında büyüme hızı ile globalde yaklaşık 45 milyar dolara yükselmesinin beklendiğini ifade etti. Türkiye’de çoğu sivil amaçlı 25 bin civarında drone bulunduğunu belirten Gül, Türkiye’deki pazarın 30 milyon dolar civarında olduğunu söyledi.

“Türkiye’nin rüzgar türbini kapasitesi 10 GW’a ulaştı”

Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. EPİAŞ verilerine göre; Türkiye’nin toplam rüzgar türbin sayısı 3600 civarında ve santrallerin toplam gücü 11.101,82 Mwh büyüklüğüne ulaşmış durumda. Bu rakam Türkiye’nin toplam enerji üretiminin yüzde 12’sine denk geliyor. Son dönemde enerji kaynaklarımızı çeşitlendirmenin ve üretken konumda tutmanın stratejik öneminin sadece ülkemizde değil dünya genelinde çok daha iyi anlaşıldığına dikkat çeken Gül, “Türkiye’de rüzgar türbini kapasitesi 10 GW’ye ulaşmış durumda, bu da yaklaşık 4 bin türbine denk geliyor. Rüzgar türbinlerinin kanatları 7/24 çalışıyor, bu süreçte sürekli hasarlar meydana geliyor. Nedir bu hasarlar? Yıldırım düşüyor, bazen kuşlar çarpıyor, çok yoğun çalışmaktan yapısal bazı hasarlar olabiliyor, hatta bazen açılan ateşler kaynaklı kurşun bulduğumuz bile oluyor. Drone teknolojileri sayesinde hasarlar zamanında tespit ederek türbin kanatlarının çalışır durumda kalması sağlanıyor.” dedi.

“Bir rüzgar türbininin çalışmaya bir gün ara vermesinin maliyeti 5.500 dolar”

Drone teknolojisinden önce rüzgar türbinlerinin bakım ve onarımların asansörle kuleye tırmanılması ve aşağı iple erişimle yapıldığına dikkat çeken Mustafa Can Gül, “3 kişilik ekip bir günde ancak tek bir türbini kontrol edebilirdi. Şimdi drone teknolojileri sayesinde biz sahada otonom ya manuel şekilde drone kaldırıyoruz ve bir saat içinde bir türbini bitiriyoruz. 2 kişilik bir ekip günde 8 tane türbinin kontrolünü bitiriyor. Hız çok önemli. Çünkü, 1,5 MW güce sahip bir rüzgar türbinin ortalama yüzde 25’lik kapasite faktörü ile yıllık 3.285.000 kWh elektrik üretebilir. Yani saha koşullarına bağlı olarak bir rüzgar türbinin çalışmaya sadece bir gün ara vermesiyle en az 5500 USD verimlilik kaybı söz konusu olabilir.” şeklinde konuştu.

“Güneş enerjisi santrallerinde 10 kat daha hızlı bakım yapabiliyoruz”

“Güneş enerjisi santrallerinde de drone teknolojilerinin kullanımına ihtiyaç var. Hatta güneş enerji santrallerinde rüzgara göre 10 kat daha hızlı bakım yapabiliyoruz ve daha sağlıklı data toplayabiliyoruz.” diyen Gül şöyle devam etti: “Drone teknolojilerini platform olarak düşünmek gerekiyor. Biz sadece drone’ları uçurmuyoruz, ona yazılım ve sensörler ekleyerek daha donanımlı hale getiriyor ve endüstriyel amaçlı kullanıma uygun hale dönüştürüyoruz.”.

Türkiye Hazır Beton Birliğinin 35. Olağan Genel Kurul Toplantısı Yapıldı

Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 34 yılı aşkın süredir uğraş veren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 35. Olağan Genel Kurulu 26 Mart 2022 tarihinde Birliğin İstanbul Kavacık’taki merkez binasında yapıldı.

Türkiye Hazır Beton Birliğinin (THBB) 35. Olağan Genel Kurul Toplantısı 26 Mart 2022 tarihinde İstanbul’da yapıldı. Genel Kurulda konuşan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Birliğimiz, hazır beton sektörüne yön vermenin yanı sıra ülkemizi, ulusal ve uluslararası bütün platformlarda başarıyla temsil etmektedir. Ülkemizin en köklü sektörel kuruluşlarından biri olan Birliğimiz, 34 yıldır hazır beton sektörünün gelişimi için canla başla çalışıyor.” dedi.

Son çeyrekte bir tek inşaatın gerilemesi dikkat çekicidir

Konuşmasında 2021 yılını değerlendiren Yavuz Işık, “Türkiye ekonomisi 2021 yılının ikinci çeyreğinde %22’lik göz dolduran performansından sonra üçüncü çeyrekte %7,4 ile tarihsel ortalamasının üzerinde bir büyüme sergilemeyi başarmıştır. Üçüncü çeyrekte aşılamadaki güçlü ivme, kısıtlamaların hafifletilmesi, turizm faaliyetindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesi, sanayi ve hizmetler sektöründeki üretim büyümeyi desteklerken, inşaat ve tarım sektörleri dönemlik büyümeyi sınırlamıştır. 2021 yılının son çeyreğinde ise %9,1’lik ciddi bir büyüme oranını hayata geçiren Türkiye ekonomisi ile karşılaştık. Bu oran 2011 yılından bu yana son çeyrekler bazında en yüksek büyüme oranıdır. İnşaat sektörü ise yılın son çeyreğinde, geçen yıla kıyasla %3,9 daralmıştır. 2020 ve 2021 yıllarındaki 8 çeyrekten 5’inde inşaat sektörü küçülürken yalnızca 3’ünde pozitif performans ortaya koymuştur. Son çeyrekte bütün sektörler pozitif bir görünüm sergilerken bir tek inşaatın gerilemesi dikkat çekicidir.” dedi.

Akaryakıta vergi kolaylığı sağlanması lojistik maliyetini aşağı çekebilecektir

2022 yılıyla ilgili öngörülerini paylaşan Yavuz Işık şöyle konuştu: “En olumsuz senaryoda FED’in bilanço küçültmesi ve hızlı bir faiz artırımına gitmesi ve Ukrayna krizinin derinleşmesi bir yandan petrol diğer yandan da doların fiyatını yükseltecektir. Küresel piyasalarda emtia fiyatlarının zirve yaptığı, enerji konusunda yaşanan darboğazların fiyat seviyesini yükseltmesinin kaçınılmaz olarak göründüğü bir ortama Türkiye, yüksek enflasyon ile başlamıştır ki bu koşullar altında ülkemizin sürdürülebilir bir enflasyon düzeyini yakalaması için daraltıcı politikalar da etkili olamayacaktır. Her şeye rağmen bu konuda atılabilecek adımlar görünmektedir. Örneğin sanayicilerin ürünlerini taşımak için kullandıkları akaryakıtın tamamının ya da belirli bir kısmının vergi dışı bırakılması ya da düşük vergilendirilmesi, en azından üretici tarafında lojistik maliyetini aşağı çekebilecektir.”

2022 yılı inşaat sektörü açısından zor bir yıl olmaya devam edecek

Geride bıraktığımız 2 ayı değerlendiren Yavuz Işık, “2021’in ilk iki ayında satılan konut sayısı 150 bin iken bu yılın aynı öneminde ulaşılan sayı 185 bin olarak görünmektedir. Yıllık bazda %22,5’luk bir artış ortaya çıkmıştır. İlk iki aydaki ipotekli konut satışlarındaki artış oranı %50, diğer satışlar ise %17 artmıştır. İlk el satışlarda %19, ikinci el satışlarda %23 artış görünmektedir. Özellikle şubat ayı konut satış rakamları bizleri sevindirmiştir. Her ay sizlerin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz Hazır Beton Endeksi ve TÜİK tarafından açıklanan güven endeksleri ise farklı bir tablo göstermektedir. Hazır Beton Endeksi sonuçlarına göre şubat ayında faaliyet hariç diğer endekslerde bir gerileme görülmektedir. Şubat ayında faaliyette sınırlı bir yükseliş ortaya çıkmıştır. Endeksler içinde özellikle beklenti düzeyi geçen yıla kıyasla oldukça düşük kalmıştır. TÜİK’in sektörel güven endeksleri ise inşaat sektörünün, diğer sektörlere kıyasla negatif ayrıştığının sinyallerini vermektedir. Şubat ayı sektörel güven endekslerinde perakende ve hizmet sektörlerinde 120’ye yakın iken inşaat sektöründe bu değer 82’dir. Son 3 ayda inşaat güven endeksi ciddi oranda azalmış ve inşaat ile diğer sektörler arasındaki fark 2020 yılından bu yana en yüksek düzeye ulaşmıştır. Bütün bu endekslerin bize söylediği, 2022 yılı genel ekonomi açısından iyi geçse bile inşaat sektörü açısından zor bir yıl olmaya devam edeceğidir.” diye konuştu.

Hazır beton sektörü 95 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemlidir

Türkiye Hazır Beton Birliği ve çalışmaları hakkında bilgiler veren Yavuz Işık, 2021 yılında Hazır Beton Sektör Raporu hazırladıklarını ifade ederek, “Sektörümüz 2020 yılı resmî verilerine göre 24 milyar Türk lirasını aşan cirosu, 33 bini aşan istihdam hacmi ve yıllık 95 milyon metreküpü bulan üretimiyle Türkiye ekonomisi ve inşaat sektörü açısından çok önemli bir yerde durmaktadır. Ülkemiz beton üretiminde 2009’dan bu yana Avrupa’nın lideridir. Sektörümüz, inşaat sektörüne ve buna bağlı olarak ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Bu durum, hazır beton sektörünün, inşaat sektörünün en temel kolu olduğunu göstermektedir.” dedi.

Sürdürülebilirlik, sektörün gündeminde öncelikli olarak yer alıyor

THBB’nin kalite ve belgelendirme hizmetlerine değinen Yavuz Işık, “Birliğimizin örnek denetim kuruluşu KGS, beton ve yan ürünlerine yönelik yurt içi ve yurt dışında denetimlerini sürdürmektedir. 2021 yılında 459 sistem denetimi, 1.113 ürün denetimi yapılmıştır.” dedi.

THBB’nin sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarını paylaşan Yavuz Işık, “Sürdürülebilirliğe gündemimizde öncelikli olarak yer veriyoruz. Üyesi ve Bölgesel Sistem Operatörü olduğumuz İsviçre merkezli Beton Sürdürülebilirlik Konseyi CSC ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. 2021 yılında CSC’nin Belgelendirme Kuruluşu olan KGS tarafından 3 çimento üretim tesisi ve 4 beton üretim tesisine CSC belgelendirmesi için denetim gerçekleştirilmiştir. Yetkilendirme yapılan tarihten bu yana 7 çimento, 9 beton üretim tesisi olmak üzere toplam 16 tesise belgelendirme hizmeti verilmiştir. Ayrıca Birliğimiz, CSC’nin Yönetim Kurulu’nda 2021 yılından itibaren ülkemizi ve sektörümüzü temsil etmeye başlamıştır.” şreklinde konuştu.

Deprem Performans Analizi hizmetimize devam ediyoruz

İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) desteğiyle kurdukları THBB Beton AR-GE ve Danışma Merkezi ile sektöre AR-GE ve teknoloji danışma hizmeti vermeye devam ettiklerine dikkat çeken Yavuz Işık, “Beton ve beton bileşenleri ile ilgili bütün deneyleri yaptığımız ve kalibrasyon hizmeti verdiğimiz laboratuvarımız, genişleyen kapasitesiyle birlikte ülkemizdeki ve yurt dışındaki önemli projelere hizmet vermektedir. 2021 yılında Laboratuvarımızda 5.360 beton dayanım testi, 1.111 numune için fiziksel, mekanik ve kimyasal testler ve 3.739 kalibrasyon hizmeti gerçekleştirilmiştir. Deprem Performans Analizi hizmetimize devam ediyoruz. Bu kapsamda İstanbul’daki 32 kamu binasının deprem performans analizini yaptık.” dedi.

Eğitime, kaynakların verimli kullanılmasına ve iş güvenliğine çok önem veriyoruz

Eğitim çalışmalarıyla ilgili bilgiler veren Yavuz Işık, “Millî Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Hazır Beton Birliği arasındaki protokol kapsamında, Beton Santral Operatörlüğü, Beton Pompa Operatörlüğü, Beton Transmikser Operatörlüğü ve Laboratuvar Teknisyenleri Eğitimleri düzenlemekteyiz. Üyelerimizin maliyetlerini düşürmek için çalışmalar yapıyoruz. Bu doğrultuda, aralıksız düzenlediğimiz Ekonomik ve Güvenli Sürüş Eğitimlerimiz ile hazır beton tesislerinin kaynaklarını verimli kullanmasını sağlamaya devam ediyoruz. Bugüne kadar 147 tesiste 2.200’den fazla kişiye ekonomik ve güvenli sürüş eğitimi verdik. Bunun yanı sıra 13 tesiste 159 kişiye Hazır Beton Şantiye Operasyonlarında Yer Tespit Elemanı ve Beton Pompa Operatörleri için Teknik Emniyet Kuralları Eğitimi düzenledik.” diye konuştu.

Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip çalışan sayısının artması ülkemiz için çok değerlidir

THBB Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezinin (THBB MYM) 2021 yılında 51 kişiyi Beton Pompa Operatörü alanında belgelendirdiğini ifade eden Yavuz Işık, “THBB MYM olarak Beton Santral Operatörü ulusal yeterliliklerinde yetkilendirildik, yakında MYK Belgesi vermeye başlayacağız. Beton Transmikser Operatörü meslek standardı ise Resmî Gazete’de yayımlanmış olup yetkilendirilmeyi bekliyoruz. Bu eğitimlerin yaygınlaşması ve Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip çalışan sayısının artması ülkemiz için çok değerlidir.” dedi.

Gelecekte hazır beton sektörünün daha çok gündeminde olacak konulara değinen Yavuz Işık, “Özellikle 2021 yılı sonunda ülkemizin Paris Anlaşması’nı imzalayıp onaylaması ile inşaat ve diğer birçok sektör için yeni bir sayfa açılmıştır. Kısa ve orta vadede hem inşaat sektöründe hem de inşaat malzemeleri sektöründe yeşil ve dijital dönüşümün, düşük karbon ve döngüsel ekonominin, bütünleşik tasarımın, yapı bilgi modellemesinin, enerji verimliliğinin daha çok gündemde olacağını öngörüyoruz.” dedi.

Katılım Emeklilik’in web sitesine uluslararası ödül

Katılım Emeklilik’in yenilenen web sitesi, Horizon Interactive Awards yarışmasında Gümüş Ödül kazandı. Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Türkiye’nin öncü emeklilik ve sigorta markalarından biri olarak web sitemizin uluslararası bir jüri tarafından ödüllendirilmesinden dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi.

Türkiye’nin önde gelen emeklilik ve sigorta markalarından Katılım Emeklilik’in yeni web sitesi, en prestijli web tasarım ödüllerinden Horizon Interactive Awards yarışmasında ödüle layık görüldü. ABD dahil 40 ülkeden projelerin katıldığı yarışmada Katılım Emeklilik “Web Sitesi-Banka/Finans” kategorisinde Gümüş Ödül kazandı.

Gricreative tarafından yenilenen web sitesi, Katılım Emeklilik’in “insanları gelecek hayalleri ile buluşturma” hedefine odaklanıyor. Katılım Emeklilik ürünlerinin, katılımcıların mevcut koşullarına ve gelecek beklentilerine göre özelleştirilebilmesi üstünlüğü öne çıkarılan web sitesi tasarımı, ziyaretçilerin bugünlerini ve hayallerindeki geleceği görebildikleri hikayeleri temel alıyor. 38 farklı karakter ve 76 farklı hikâyeden oluşan bu deneyim, üç günlük fotoğraf çekimi ve yaklaşık bir ay süren özgün illüstrasyon çalışmalarıyla görselleştirildi. Hikayelerin tasarım kurgusu, Horizon Interactive Awards jürisini en çok etkileyen özellikler arasında gösterildi.

“Türkiye’nin öncü markası”

Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Türkiye’nin öncü emeklilik ve sigorta markalarından biri olarak web sitemizin uluslararası bir jüri tarafından ödüllendirilmesinden dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi. Katılım Emeklilik’in kurulduğu günden itibaren teknolojiyi merkeze alan bir yaklaşımla hareket ettiğini vurgulayan Sincek, “Bir yandan web sitesinden mobil uygulamamıza kullanıcı dostu geliştirmelerimiz sürerken diğer yandan da iş süreçlerimize yönelik teknoloji yatırımlarımıza devam ediyoruz. Robo advise gibi yapay zeka teknolojileriyle dijital hizmetlerimizin kalitesini artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Gricreative CEO’su M. Emrah Özdamar iseKatılım Emeklilik web sitesinin tasarım sürecinde öncelikli hedeflerinin, kullanıcıların gelecek planlarını kolayca yapabilmelerini sağlayan bir deneyim kurgulamak olduğunu belirterek, “Kullanıcıların olumlu tepkilerinin yanı sıra alınan ödül, bunu başardığımızın prestijli bir kanıtı. Katılım Emeklilik ile iş ortaklığımızın ürünüyle önde gelen bir uluslararası yarışmada ödül kazanmak bizim için mutluluk verici” açıklamasında bulundu.

DEV ORGANİZASYON BUGÜN BAŞLADI! YÜZDE YÜZ YERLİ TEKNOLOJİYLE TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDECEKLER

Ortadoğu’nun en büyük eğlence fuarlarından Dubai DEAL 2022 ziyaretçilerine kapılarını açtı. İleri sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerinin hızla yaygınlaştığı günümüzde tamamen yerli imkânlarla dünya markası olma yolunda ilerleyen DOF Robotics de Ortadoğu pazarında da lider olma hedefiyle 3 gün sürecek fuarda yerini aldı. Kendi alanında dünyanın ilk 10 şirketi arasında bulunan ve 10 yılda 80’den fazla uluslararası fuarda adından söz ettiren DOF Robotics’in Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, fuarın önemini vurgulayarak, “Biz ülkemizi dünyada temsil etmek amacıyla yola çıktık. Bu alanda lider olmak hedefimiz doğrultusunda da çalışmalara hız kesmeden devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Ortadoğu’da eğlence endüstrisindeki en son yeniliklerin ve ürünlerin sunulduğu ünlü ticaret etkinliklerinden Dubai DEAL, 2022, (Dubai Entertaintment Amusement and Leusure Exhibition) bugün kapılarını ziyaretçilere açtı. 3 gün boyunca eğlence endüstrisinin nabzının atacağı fuara dünya genelinden çok sayıda marka da katılım sağladı. Tamamen yerli imkânlarla ileri sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerini kullanarak hareket simülatörleri ve etkileşimli VR oyunları geliştiren, Türkiye’nin ve dünyanın önde genelen teknoloji firmalarından DOF Robotics de Ortadoğu pazarında lider olmak amacı doğrultusunda fuarda yerini aldı. DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, fuarın önemini ve eğlence endüstrisindeki gelişmeleri değerlendirdi.

“METAVERSE TEKNOLOJİSİNİ 10 YILDIR ÜRÜNLERİMİZDE KULLANIYORUZ”

Son 10 yılda dünya çapında 350’den fazla lokasyona ürünlerini ihraç eden, yüksek teknoloji ürünü sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) uygulamaları, hareket simülatörleri ve etkileşimli VR oyunları üreterek amusement sektöründe devrim yaratmayı hedefleyen DOF Robotics, fuarda yeni kontaklar kurup adını tüm dünyaya duyurmayı hedefliyor. Eğlence sektöründeki son yenilikleri ve metaverse kavramına değinen DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, “Metaverse kavramı günümüzde çok popüler hale gelen bir kavram ve yeni uygulama alanlarıyla karşımıza çıkıyor. Ancak biz metaverse teknolojisini yaklaşık 10 yıldır ürünlerimizde kullanarak dünyanın dört bir yanındaki eğlence parklarına ihraç ediyoruz. Metaverse teknolojimiz sayesinde oluşturduğumuz simülasyonlarla kullanıcılara farklı deneyimler yaşatıyoruz.” dedi.

“YAZILIMINIZ SİZE AİT DEĞİLSE BAĞIMSIZ OLAMAZSINIZ”

2006 yılında kurulan DOF Robotics’in rakipleri karşısındaki başarısının özgün tasarımı ve yazılımının yerli imkânlarla oluşturulmasından kaynaklandığını belirten Mercan, “Çalışmalarımıza yüzde 100 yerli tasarım ve yazılım ile başladık. İlerleyen süreçte ise ürünlerimizi üretmeye başladık. Yazılım ve tasarım her şeydir. Ürünleri üretmek amacıyla gereken parçaları ikincil kaynaklardan temin etmek mümkün. Ancak eğer özgün bir yazılıma sahip değilseniz ürünlerinizi ve markanızı ileri götürecek, rakiplerden farklılaşacak bir yapıya ulaşamazsınız. Yazılımınız size ait değilse tam anlamıyla bağımsız olamazsınız.” ifadelerini kullandı.

“İLERİYE YÖNELİK YATIRIMLARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”

Mertcan, “Robot teknolojilerinde öncü olmak amacıyla ileriye yönelik yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Kurumumuzun faaliyet alanlarını genişletebileceğimiz her alanda tasarımlar oluşturmaya özen gösteriyoruz. İlerleyen süreçte DOF Robotics otonom araçlar, servis ve hizmet robotları, lojistik ve depolama gibi çok geniş bir hizmet ağında kullanılabilecek.” şeklinde konuştu.

“ORTADOĞU’NUN EN ÖNEMLİ FUARI”

Bugüne kadar ürettikleri simülatör ve oyunlarla Marvel, Feld Entertaiment gibi dünyaca ünlü markalarla iş birliği yaptıklarını belirten DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, Dubai’de düzenlenen fuarla ilgili ise, “Bu Ortadoğu’nun en önemli fuarı. Hem mevcut pazar için hem de Ortadoğu’da daha geniş pazar payına sahip olmak bizim için çok önemli. Biz ülkemizi bu alanda dünyada temsil etmek amacıyla yola çıktık. Dolayısıyla bu fuar aracılığıyla yeni kontaklar kurup yeni fırsatlar yaratmayı ve satış hedeflerimizi artırmayı planlıyoruz. Bu alanda lider olmak hedefimiz doğrultusunda da çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. Mertcan, Ortadoğu’da birçok ürünlerinin hali hazırda bulunduğunu ve META Bike gibi kullanıcılara spor yaparken aynı zamanda eğlenme ve sosyalleşme imkânı sunan bir proje üzerine de çalışmalarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi.

ABD DIŞINDAKİ EN BÜYÜK ORGANİZASYONLARDAN BİRİ KONUMUNDA

Zaman içerisinde Amerika Birleşik Devletleri dışındaki endüstri için en büyük organizasyonlardan biri konumuna gelen Dubai DEAL 2022’ye katılan ziyaretçiler birçok yenilikçi ürünü ve teknolojiyi deneyimlemeye imkânına kavuşacak. Ziyaretçiler ayrıca, gösteri ile eş zamanlı yürütülen bilgilendirici seminer ve konferanslara da katılma fırsatı yakalayabilecek.

Engelsiz Çeviri’den güç alan Farkındayız hareketi başladıHerkes için dijital erişilebilirlik anlayışıyla yola çıkan Engelsiz Çeviri, hayata geçirdiği Farkındayız platformuyla yeni bir hareketin başlamasına öncülük ediyor. İnternetin herkes adına kapsayıcı ve özgürleştirici bir yer olması için oluşturulan platformla, toplumda farkındalık oluşturmak hedefleniyor.  İşitme ve görme engelli bireylerin gündelik hayatlarında karşılaştıkları sorunları giderme yönünde teknolojik çözümler üreten ve 2016 yılından bu yana faaliyet gösteren Engelsiz Çeviri, internetin herkes adına kapsayıcı ve özgürleştirici bir yer olması için Farkındayız Hareketi’ni başlattı. Kendilerini ‘dijital erişilebilirlik destekçisi’ olarak tanımlayan hareketin öncüleri, dijital erişilebilirliği sağlayarak engelleri aşmayı hedefliyor. Farkındayız hareketi nedir?Hayatı zorlaştıran yeterince problem varken dijital erişilebilirlik sorununu çözmek için bir adım atılmasını isteyen Farkındayız hareketi, “Dijital erişilebilirlik için, herkesin eşit imkanlara sahip olması için, kısaca tüm insanlık için sen de fark et” mottosuyla toplumu harekete dahil ederek bilinçlendirmek istiyor. “Farkında olmasını istediğin platformları, markaları, ürünleri bizimle paylaş. Deneyimlerimizi konuşalım, birlikte fark oluşturalım” çağrısında bulunan Farkındayız hareketinin amacı, dijital erişilebilirlik sorunu yaşayan kişilerin deneyimlerini de dinleyerek, sadece bir hareket olarak kalmaktan öte, dijital erişilebilirlik sorununa çözüm bulmak. “Engelli bireyler için Farkındayız Hareketi’ne güç veriyoruz”Kapsayıcı teknolojiler üreten Engelsiz Çeviri Kurucusu Özer Çelik, Farkındayız hareketiyle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Herkes için erişilebilirlik, herkes için internet ve benzeri ‘herkes için’ ifadesini hepimiz sıklıkla kullanıyoruz. Sağlanan imkanlar, verilen hizmetler, üretilen içerikler her geçen gün daha fazla kişiye ulaşsa da, daha hızlı ve kolay erişime açık olsalar da bugün bazı gruplar bunlara erişimde ciddi güçlükler çekiyor. Bu grupların en başında ise engelli bireyler bulunuyor. Hayatın engelli bireyler için daha kolay yaşanabilir olması ve onların da sosyal hayatta olabildiğince etkin rol alabilmeleri için Farkındayız platformuna güç vererek, harekete geçiriyoruz. Yapay zeka ile ürettiğimiz birçok eklentimiz var; İşaret Dili Web Eklentisi, İşaret Dili Video Eklentisi, Çift Taraflı İletişim, PDF Seslendirme Eklentisi gibi. Bu eklentiler yapay zeka sayesinde dinamik ve eş zamanlı olarak işaret diline çevirilerini gerçekleştiriyor. Ayrıca en kapsamlı çözüm sunan ve kullanıcı çeşitliliğini en çok artıran eklentimiz Erişilebilirlik Eklentisi. Bu eklenti sayesinde web sitelerindeki font büyüklükleri, metin boşluğu, satır yüksekliği, kontrast ayarları, ekran okuma ve okuma imleci kişiye göre ayarlanarak renk körlüğü, disleksi, okuma zorluğu, işitme engeli ve görme engeline sahip bireylerin yaşadığı sorunlara çözüm üretiyoruz.” Markalar ve platformlar erişilebilir olmak için neler yapabilir?Dijitalleşen dünyada engelsiz yazılımlar artık büyük ölçüde önem kazanıyor. Erişilebilir siteler, özellikle görme engelli veya görme kaybı yaşayan kullanıcılar için ses sentezleyici veya ekran okuyucuyla sayfalarda gezinebilme, yazı boyutunu büyütme, renkleri değiştirme gibi sitenin görünümünü ihtiyaca göre kişiselleştirebilme, fare olmaksızın, yalnızca klavye veya dokunmatik ekranla sayfalarda gezinebilme imkanını sağlıyor. Yardımcı teknolojilerin daha kapsamlı şekilde üretilmesi gerektiğinin farkında olduklarını belirten Özer Çelik, “Tek bir engele değil birçok engele ve zorluğa hitap etmemiz gerektiğini biliyoruz. Bu yüzden markalar ve platformlar kapsayıcılığı yüksek olan yardımcı teknolojileri tercih etmeliler. Markalar erişilebilirlik için bir adım atmak istiyorlarsa entegrasyonu kolay ama çözümleri çok etkili olan Erişilebilirlik Eklentimiz için bizimle iletişime geçebilirler” dedi.

PayTR başarılı kadın yöneticileriyle gücüne güç katıyorSektörün önde gelen ödeme ve elektronik para kuruluşu PayTR, finans sektöründe deneyimli kadın yöneticilerle kadrosunu daha da güçlendiriyor. Güçlü altyapısı, müşteri odaklı yaklaşımı, deneyimli ekibiyle bugün 60 binden fazla iş yerine geniş yelpazede ödeme çözümleri sunan PayTR’ın insan kaynakları direktörlüğüne Özge Ünal, müşteri ilişkileri direktörlüğü görevine ise Fatma Avlunyalı atandı.Sektörde 13 yıldır başarılara imza atan ve aldığı yatırımla daha da güçlenen PayTR’ın insan kaynakları direktörlüğüne Özge Ünal, müşteri ilişkileri direktörlüğü görevine Fatma Avlunyalı getirildi. Özge Ünal, PayTR’da insan kaynağını ve mevcut yapısını yöneterek, belirlenen hedefler doğrultusunda sürekli gelişen bir noktaya taşımak konusundaki çalışmalarını sürdürecek. Fatma Avlunyalı ise bundan böyle PayTR’ın üye işyeri ve potansiyel müşteri adaylarının ihtiyacı olan tüm ödeme çözümlerinin ve hizmetlerinin sağlanmasının yanı sıra müşteri deneyiminin en üst düzeye getirilmesinde kilit rol oynayacak. “Başarılı şirketlerin sırrı mutlu çalışanlardan geçer” ilkesiyle çalışmalarını sürdürecekGöreve başladığı ilk günden bu yana PayTR’daki hızlı büyüme sürecine odaklanarak kurumun çalışan sayısını yüzde 70 oranında artırılmasında kilit rol oynayan Özge Ünal, sağlam temellere dayanan, çalışan odaklı ve süreçli gelişim felsefesiyle ilerleyen dinamik bir insan kaynakları yapısı oluşturdu. Bu anlamda şimdiden güzel başlangıçlar yaparak yoluna “Great Place To Work” sertifikasıyla devam eden PayTR, insan kaynağına verdiği önemi de ortaya koyuyor. Özellikle kadın çalışan sayısına da oldukça önem veren Ünal, finansal teknoloji şirketi olarak kadın çalışan sayısı yüzde 52,3 gibi azımsanamayacak bir orana sahip olan PayTR’ın Türkiye’deki pek çok şirkete de bu noktada örnek olması gerektiğini düşünüyor. PayTR, kariyer yolculuklarında kadın çalışanlarının yanındaPayTR Müşteri İlişkileri Direktörlüğü görevine atanan Fatma Avlunyalı ise 2015 yılından beri PayTR’da müşteri ilişkileri biriminde gerçekleştirdiği yöneticilik ve müdürlük görevlerinin ardından, PayTR’ın 2025 yılı hedeflerine ulaşması için sanal pos ve alternatif ödeme çözümlerinin, üye işyerleri ve potansiyel müşteri adaylarının hayatlarını kolaylaştırması adına çalışacak. PayTR’da kadın çalışan oranı yüzde 52,3Kadın çalışan istihdamına oldukça önem veren ve bugün kadın çalışan oranı yüzde 52,3 olan PayTR, kariyer yolculuklarında kadınları destekleyerek, finans sektöründe kariyer sahibi olmalarına öncülük ediyor. Hem kişisel hem de iş hayatlarında kendilerini geliştirmeleri için eğitim imkanları sağlıyor.

Katılım Emeklilik’in web sitesine uluslararası ödül

Katılım Emeklilik’in yenilenen web sitesi, Horizon Interactive Awards yarışmasında Gümüş Ödül kazandı. Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Türkiye’nin öncü emeklilik ve sigorta markalarından biri olarak web sitemizin uluslararası bir jüri tarafından ödüllendirilmesinden dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi.

Türkiye’nin önde gelen emeklilik ve sigorta markalarından Katılım Emeklilik’in yeni web sitesi, en prestijli web tasarım ödüllerinden Horizon Interactive Awards yarışmasında ödüle layık görüldü. ABD dahil 40 ülkeden projelerin katıldığı yarışmada Katılım Emeklilik “Web Sitesi-Banka/Finans” kategorisinde Gümüş Ödül kazandı.

Gricreative tarafından yenilenen web sitesi, Katılım Emeklilik’in “insanları gelecek hayalleri ile buluşturma” hedefine odaklanıyor. Katılım Emeklilik ürünlerinin, katılımcıların mevcut koşullarına ve gelecek beklentilerine göre özelleştirilebilmesi üstünlüğü öne çıkarılan web sitesi tasarımı, ziyaretçilerin bugünlerini ve hayallerindeki geleceği görebildikleri hikayeleri temel alıyor. 38 farklı karakter ve 76 farklı hikâyeden oluşan bu deneyim, üç günlük fotoğraf çekimi ve yaklaşık bir ay süren özgün illüstrasyon çalışmalarıyla görselleştirildi. Hikayelerin tasarım kurgusu, Horizon Interactive Awards jürisini en çok etkileyen özellikler arasında gösterildi.

“Türkiye’nin öncü markası”

Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Türkiye’nin öncü emeklilik ve sigorta markalarından biri olarak web sitemizin uluslararası bir jüri tarafından ödüllendirilmesinden dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi. Katılım Emeklilik’in kurulduğu günden itibaren teknolojiyi merkeze alan bir yaklaşımla hareket ettiğini vurgulayan Sincek, “Bir yandan web sitesinden mobil uygulamamıza kullanıcı dostu geliştirmelerimiz sürerken diğer yandan da iş süreçlerimize yönelik teknoloji yatırımlarımıza devam ediyoruz. Robo advise gibi yapay zeka teknolojileriyle dijital hizmetlerimizin kalitesini artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Gricreative CEO’su M. Emrah Özdamar iseKatılım Emeklilik web sitesinin tasarım sürecinde öncelikli hedeflerinin, kullanıcıların gelecek planlarını kolayca yapabilmelerini sağlayan bir deneyim kurgulamak olduğunu belirterek, “Kullanıcıların olumlu tepkilerinin yanı sıra alınan ödül, bunu başardığımızın prestijli bir kanıtı. Katılım Emeklilik ile iş ortaklığımızın ürünüyle önde gelen bir uluslararası yarışmada ödül kazanmak bizim için mutluluk verici” açıklamasında bulundu.

 Doğal taş sektörü Afyon ve Muğla’da iş sağlığı ve güvenliği için buluştu

Doğal taş sektöründe iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini en üst seviyeye çıkarmayı hedefleyen Ege Maden İhracatçıları Birliği, “Doğal Taş Madenciliği Sektöründe İş Kazalarını ve Yaralanmaları Önlemek İçin İş Sağlığı ve Güvenliği Odaklı Faaliyetlerin Geliştirilmesi” isimli Avrupa Birliği projesi kapsamında doğal taş firmalarının işveren, İSG uzmanları ve çalışanlarına İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimlerine başladı.

“İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi”nin ilki 18-19 Mart 2022 tarihlerinde Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin en fazla üyesinin bulunduğu mermerin başkenti Afyonkarahisar’da ikincisi ise 21-22 Mart 2022 tarihlerinde Muğla’da gerçekleştirildi.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, proje kapsamında iki eğitim ve iki çalıştay düzenlediklerini anlattı.

“Birinci gün işveren ve İSG uzmanlarına yönelik çalıştaylar düzenlendi. İkinci gün ise iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulmasında devletin, işverenlerin, çalışanların görevleri, kanunlar, yenilikler, yaptırımlar, çevre, yükümlülükler, raporlama, analiz gibi birçok konuda eğitimler düzenlendi. Her bir eğitim 20 kişilik grupların katılımı ile interaktif bir şekilde gerçekleştirildi. Eğitimler, A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Maden Mühendisi Mehmet Raif Karvan tarafından verildi. Firma temsilcilerinin yaşadığı sorunlar, gerçekleşen iş kazaları üzerine de konuşuldu ve çözüm önerileri hep birlikte değerlendirildi. Projemiz kapsamında Bilecik, Burdur, İzmir, Antalya, Denizli ve Balıkesir illerinde de Mayıs ayında eğitimler düzenlenecek.”

7 milyar dolar ihracat hedefine iş sağlığı ve güvenliğiyle ulaşılacak

Türk doğal taş sektörünün dünya rezervlerinin yüzde 35’ine sahip olmasına karşın, yıllık 2 milyar dolarlık ihracat rakamıyla dünya doğal taş ihracatından yüzde 10 civarında pay aldığı bilgisini paylaşan Başkan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Projeden elde edilen çıktılar, doğal taş madenciliği sektöründe İSG’nin AB ülkeleri düzeyine yükseltilmesi konusunda farkındalığın artırılmasını sağlamanın yanında, Türkiye’nin 7 milyar dolar doğal taş ihracat hedefine ulaşmasına da olumlu katkı sağlayacak. İş sağlığı ve güvenliğini maliyet değil, işyerinde verimliliği artıracak ve güvenliği sağlayacak olmazsa olmazlar arasında yer alan tedbirler bütünü olarak görmeliyiz. Bütün paydaşlarla beraber ülkemize ve insanımıza karşı sorumluluk misyonumuzla hareket edersek, iş güvenliğinden gelişimine kadar birçok sürece özen gösterirsek nitelikli katma değerli sürdürülebilir bir ekosistem yaratabiliriz.”

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI KARAİSMAİLOĞLU:“2 MİLYON YOLCU KAPASİTELİ TOKAT YENİ HAVALİMANI’NI YARIN AÇIYORUZ”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, yıllık 2 milyon yolcu kapasitesi ve 16 bin 200 metrekare büyüklüğündeki Tokat Yeni Havalimanı’nın yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teşrifleriyle açılacağını belirtti ve “Hiç şüphesiz Tokat Yeni Havalimanı şehrin gelişimine büyük katkı sağlayacak ve kalkınma seferberliğini daha da ilerilere taşıyacak. Yeni Havalimanının bağlantı yollarındaki yapım çalışmalarını da tamamladık. Tokat Havalimanı Kavşağı ve Bağlantı Yolumuzu ayrıca diğer karayolu yatırımlarımızın da yarın açılışlarını yapıyoruz” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, açılış öncesinde Tokat Yeni Havalimanı’nda incelemelerde bulundu. İncelemenin ardından açıklama yapan Karaismailoğlu, Ak Parti hükümetleri olarak, üretmekten ve geliştirmekten asla vazgeçmediklerini söyledi.
GÜNLÜK SIĞ TARTIŞMALAR YERİNE STRATEJİK DEVLET AKLIYLA HAREKET EDİYORUZ
“Bu sayede 20 yıldır ülkemizin istisnasız her noktasında milletimizin ihtiyaçlarına karşılık veren, hayatını kolaylaştıran projeleri bir bir hayata geçiriyoruz” diyen Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye’nin geleceği için günlük sığ tartışmalar yerine stratejik devlet aklıyla hareket ediyoruz. Birileri gibi boş laflar yerine hizmet üretmek için odağımıza insanımızı alıyoruz. Yaptığımız her iş, her proje; milletimizin rahatının, konforunun, yaşam kalitesinin artması, yeni istihdam olanaklarına kavuşması ve ülkemizin köyden kente bütünsel kalkınması içindir. İnsanımıza dokunan projeler sayesinde ekonominin, ticaretin, sağlık hizmetlerinin gelişmesine katkıda bulunurken, turizmin, sanayinin ve üretimin artmasını, sosyalleşmenin gelişmesini, eğitimin niteliğini, milletimizin hayat kalitesinin yükselmesini sağladık. Milletimize kazandırdığımız dev eserleri, değil yapmak, hayal bile edemeyenlerin; bu büyük çalışmamızı itibarsızlaştırmak için saldıranları da ibretle ve hayretle izliyoruz. Bu saldırılar bizim için çok sık karşılaştığımız bir davranışın tekrarından öteye gitmiyor: Muhalefet etmek, ülkesine, milletine, devletine yatırıma düşmanlık olarak sergilemek asla değildir. Bir muhalefet partisi ya da lideri, elbette ki yapılacak bir yatırımın ülke için uygun olmadığını düşünebilir, daha iyisini önerebilir. Bunu yaparken de akla, izana ve vicdana dayanması beklenir. Çünkü; sözü, ancak o zaman bir anlam kazanır. Yoksa, bugün düştükleri durum gibi milletine, ülkesine, devletine yatırım düşmanı gibi algılanmaları maalesef kaçınılmazdır. Milletimiz müsterih olsun; biz ne milletimize hizmet etmekten vazgeçeceğiz ne de müfterilerle mücadele etmekten.”
HİZMET VE ESERLER ZİNCİRİNE BİR YENİSİNİ DAHA EKLİYORUZ
Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü olan 18 Mart’ta açılan 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun ardından şimdi de Tokat Havalimanı’nı hizmete kazandırmanın mutluluğunu arifesinde olduklarını belirten Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, AK Parti iktidarı ile hayata geçen dev hizmet ve eserler zincirine, Tokat’ta bir yenisini daha eklediklerini kaydetti.
Yarın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da teşrifleri ile Tokat Yeni Havalimanı’nı Türkiye’ye kazandıracaklarının altını çizen Karaismailoğlu, hava ulaşım faaliyetlerinde son yıllarda dikkate değer bir eksen kayması yaşandığına dikkati çekti. Karaismailoğlu, “Küresel nüfus hareketleri ve ticari dengelere bağlı olarak hava ulaşım faaliyetlerinin, hızla batıdan doğuya kaydığını görüyoruz. Ülkemiz, coğrafi bakımdan üç kıtanın ortasındaki kilit konumuyla, ‘gelişmiş pazarlar’ ile ‘gelişmekte olan pazarlar’ arasındaki uçuş rotaları üzerinde. 67 ülkeye en fazla 4 saat uçuş mesafesindeyiz. Bu da bize önemli bir coğrafi üstünlük sağlıyor. Bunları dikkate alarak, 2003 yılından itibaren yürüttüğümüz hava ulaşım politikaları ve faaliyetleriyle, dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkelerden biri haline geldik. Havacılık sektörümüzde başlattığımız değişim neticesinde, son 20 yılda ülkemiz bu alanında dünyanın en önde gelen ülkeleri arasına girdi. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki; havayolu ulaşımı kazan-kazan devrinin en önemli dinamolarından biridir. Uluslararası arenada ekonomik iş birliklerinin tesisi ve dış ticaret faaliyetlerimizin gelişmesi için gerekli olan en hızlı, güvenli ve konforlu ulaşım yolu havayolu taşımacılığıdır. Bu kapsamda 2003-2022 yılları arasında havayolu sektörümüzün gelişmesi için yaklaşık 125 milyar liralık yatırım yaptık. Türkiye’yi çağın ihtiyaçlarına cevap veren yeni havalimanlarıyla baştanbaşa donattık. Mevcut havalimanlarını tepeden tırnağa modernize ettik. Bu ülkede milletin efendi olduğunu siyasi iktidarın hizmetçi olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Milletten aldığımızı millete verdik. Şantiyeleri hep açık tuttuk, milletimize iş, aş sağladık” diye konuştu.
TÜRKİYE HAVA SAHASINI ULUSLARARASI HAVAYOLU AĞLARI İLE ÖRDÜK
Türkiye’nin kaybedecek bir dakikası dahi olmadığını vurgulayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çalışmalı, üretmeli, gelişmeli ve daha birçok projeyi hayata geçirerek milletimizin refahını daha da yukarılara çekmeliyiz. Bu nedenle bizler de Ulaştırma ve Altyapı Politikalarımızı ülkemizin ekonomik ve siyasi gücünü destekleyecek bir anlayışla hayata geçiriyoruz. Vatanımıza olan sevgimizi lafla değil işle, çalışmayla, projelerle ortaya koyuyoruz. Çukurova, Bayburt-Gümüşhane, Rize-Artvin ve Yozgat Havalimanlarımız da tamamlandığında aktif havalimanı sayımız 61’e çıkacak. Türkiye hava sahasını uluslararası havayolu ağları ile ördük. ‘Dünyada ulaşamayacağımız yer kalmayacak’ dedik ve bu hedefimizi de büyük oranda gerçekleştirdik. Anlaşmalar ve müzakereler neticesinde, 2003 yılında 60 olan dış hat uçuş nokta sayısına 277 yeni nokta ekledik. Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 sağlık krizine rağmen havacılık sektöründe uyguladığımız kurallar bütünüyle tüm dünyaya örnek olduk. Güvenli uçuş sertifikası, havalimanlarına girişteki kontroller, sosyal mesafe kuralları havacılık sektörümüzün ayakta kalmasını sağladı. Aldığımız önlemler sayesinde pandemi süreci başarılı bir şekilde yönetildi. Avrupa havalimanları yolcu sayısı ve uçak trafiği sıralamasında İstanbul Havalimanı ve Türk Hava Yolları birinciliği kimseye bırakmadı. Havalimanlarımız dünya devletlerini geride bıraktı. Türk Hava Yolları’nın başarıları milletimizi gururlandırdı.”
UÇUŞ AĞI 129 ÜLKEDE 337 ÜLKEYE ULAŞTI
Uçuş ağının, 2022 yılı Şubat ayı sonu itibarıyla 129 ülkede 337 noktaya ulaştığını belirten Karaismailoğlu, en büyük ve önemli havacılık yatırımı olan İstanbul Havalimanı ile birlikte bugün Türkiye’nin, dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri olduğunu aktardı. 2003 yılında 34 milyon olan toplam yolcu sayısının 2019 yılında yüzde 507 artış göstererek 210 milyona ulaştığını kaydeden Karaismailoğlu, 2021 yılında ise pandeminin etkisinin azalması ile birlikte toplam yolcu sayısının 128 milyonu aştığını söyledi. Bu yılın Şubat ayı sonunda ise toplam yolcu sayısının, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 76 artışla 18 milyonun üstüne çıktığını ifade eden Karaismailoğlu, “Uluslararası Havalimanları Konseyi’nin açıkladığı veriler ışığında; İstanbul Havalimanımız ağırladığı 36 milyondan fazla yolcu ile 2021 yılında Avrupa’nın en yoğun havalimanı oldu. Onlara kalsa, temel atılamıyordu. Attık! Onlara kalsa, bitmiyordu. Bitirdik! Onlara kala, kimse uçmayacaktı! İstanbul Havalimanı uçuş bakımından Avrupa lideri. İstanbul’da bulunan diğer havalimanımız Sabiha Gökçen 24 milyon 991 bin yolcu ile Avrupa’nın en yoğun 6’ncı havalimanı olurken, Antalya Havalimanımız da 21 milyon 333 bin yolcu ile 9’uncu sırada yer alarak büyük başarılara imza attılar” dedi
YILLIK 2 MİLYON YOLCU KAPASİTELİ
Havacılığın altın devrini yaşadığına vurgu yapan Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tokat Yeni Havalimanı’na da bu başarılar ışığında bakmamız gerekiyor. Havalimanımızın yatırım maliyeti 1 milyar 200 milyon lira. Yıllık 2 milyon yolcu kapasitesi ve 16 bin 200 metrekare büyüklüğünde, estetik mimarisi ile modern bir terminal binası inşa ettik. Havalimanımıza 633 araç kapasiteli otopark inşa ettik. Pist uzunluğunu ise 2 bin 700 x 45 metre. Özetle, Tokat’a dört başı mamur hiçbir eksiği olmayan modern bir havalimanı inşa ettik. Hiç şüphesiz Tokat Yeni Havalimanı şehrin gelişimine büyük katkı sağlayacak ve kalkınma seferberliğini daha da ilerilere taşıyacak.”
  TOKAT HAVALİMANI KAVŞAĞI VE BAĞLANTI YOLUMUZU DA YARIN AÇACAĞIZ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak çalışmaların sadece yeni havalimanı ile sınırlı olmadığına işaret eden Karaismailoğlu, Yeni Havalimanının bağlantı yollarındaki yapım çalışmalarının da tamamlandığını söyledi. “Tokat Havalimanı Kavşağı ve Bağlantı Yolu’muzu ayrıca diğer karayolu yatırımlarımızın da yarın açılışlarını yapıyoruz” diyen Karaismailoğlu, hayata geçirilen her projenin Tokat’ın üretim faaliyetlerini güçlendireceğine dikkati çekti. Tedarik zincirinin etkinliğinin artmasıyla şehrin ticari hayatının daha da gelişeceğini dile getiren Karaismailoğlu, “Tokat Havalimanımız da Tokat’ı dünyaya, dünyayı Tokat’a bağlayacak muazzam bir proje olarak tarihteki yerini alıyor. Kentimizin ilçeleri; Almus’un, Artova’nın, Başçiftlik’in, Erbaa’nın, Niksar’ın, Pazar’ın, Reşâdiye’nin, Suluçay’ın, Turhal’ın, Yeşilyurt’un ve Zile’nin sosyo ekonomik gelişimine büyük katkılar sağlayacak. Milletimizden aldığımız güç sayesinde, Tokat’ın ulaşım ve iletişim altyapısını güçlendirmeye devam edeceğiz. Tokat için yıllar önce düşlediğimiz güzel günleri hep birlikte inşa ediyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Progreen, şirketlerde yeşil dönüşüme rehberlik ediyor

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından iklim değişikliği kapsamında 2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşmasının ardından, Avrupa Birliği (AB) iklim değişikliği nedeniyle Kasım 2019 tarihinde Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM)’yi yayınladı. AB’nin yayınladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile, çevre ve sürdürülebilirlik konularında somut adımlar atılması hedefleniyor. 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarının sıfırlanması, ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrılması gibi maddelerin bulunduğu mutabakat kapsamında, Avrupa Birliği gelecek nesil ticaretin kurallarını yeniden konumlandırıyor.

Global ticarette yeşil dönüşümün başladığını anlatan Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi: Dünyada ticaret artık, sadece maddi unsurlar kapsamında değil; çevresel, sosyal, kültürel konular kapsamında da değerlendiriliyor. Bu noktada, ticaretten sanayiye, ulaşımdan enerjiye, tarımdan biyoçeşitliliğe kadar her alanda yeşil dönüşüm hedefleniyor. Aynı zamanda, bu konularda sadece devletlerin değil, şirketlerin de elini taşın altına koymaları gerekiyor. Türkiye olarak, 2021 yılındaki ihracatımızda %41 oranı ile AB ülkeleri ilk sırada yer alıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan, üye ülkelerin dışında, AB ile ekonomik ve ticari ilişkileri olan ülkelerin de etkileneceği belirtiliyor. Ülkemizin Turquality danışmanlığında lider firması olarak bizler, sanayide, ticarette ve sektör bağımsız tüm şirketlerde yeşil dönüşüme rehberlik etmek için Progreen markamız ile çalışmalarımıza hız vereceğiz.” dedi.

Elde ettiğimiz tecrübeler toplamı 250 yılı buldu

Progroup Uluslararası Danışmanlık firması, 2003 yılında kurulduğu tarihten itibaren, birçok alandaki danışmanlığının yanında, ülkemizin devlet destekli ilk markalaşma programı olan “Turquality” ile Türk markalarının dünyaya açılmasına rehberlik etmeye devam ediyor. Yapılan çalışmalar hakkında değerlendirmede bulunan Progroup Başkanı Dr. Salim Çam, şunları kaydetti: Çalışanlarımıza, hizmet verdiğimiz firmalara, Türk markalarına ve ekosistemine değer katan, Devlet Eski Bakanı Sayın Kürşad Tüzmen gibi Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerinden oluşan, global ölçekte birçok başarıya imza atan bir şirketiz. Progroup Turquality İş Modelimiz ile bugüne kadar 60’a yakın firmanın Turquality kapsamına girmesini sağladık. 40’ı aşkın Türk firmasının Turquality kapsamına girmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 35 kişilik uzman ve danışman ekibimizle ve yüzlerce firmaya verdiğimiz hizmetimizle, bugüne kadar elde ettiğimiz tecrübeler toplamı ve yaşam miktarının 250 yılı bulduğu belirtebiliriz. Şirketimizin temel değerleri, “sevgi” ve “doğa” üzerinedir. Yaptığımız tüm çalışmalarda, çalışanlarımız ve iş ortaklarımız ile bu değerler çerçevesinde hareket ediyoruz.” diye konuştu.

İşletmedeki mevcut duruma, Turquality’nin sağladığı değer artışı:

*Karlılığın artışına katkısı: %14,  İhracat artışına katkısı: %15, Verimlilik artışına katkısı: %17, Marka bilinirliğine katkısı: %7, İç piyasa artışına katkısı: %10, Yeni ürün geliştirmeye katkısı: %12, Müşteri memnuniyet seviyesi: %97, İsraf ve maliyetleri azaltmaya katkısı: %14

İşletmelere sağlanan, Turquality destekleri:

İstihdam, sertifikasyon, yazılım ve bilişim, depo hizmetleri, gelişim yol haritası, danışmanlık, pazar araştırması, ofis depo mağaza kira ve kurulumu, tasarım, uluslararası hukuk danışmanlık, ürün hizmet ve marka tescili ve korunması ile ilgili giderler vb…

Destek Patent’in stratejik iletişim ajansı Marjinal Porter Novelli olduTescil ve koruma işlemleri yanında, araştırma, takip, yorumlama, analiz, karşılaştırma, değerleme, sistem kurma ve geliştirme, eğitim gibi birçok konuda hizmet veren Destek Patent, iletişim çalışmalarını 360 derece stratejik iletişim danışmanlığı hizmetleri sunan Marjinal Porter Novelli ile yürütecek.Bilişimden sağlığa, finanstan sigortacılığa kadar geniş bir sektörel yelpazedeki müşteri portföyüne 360 derece iletişim hizmetleri sunan bir “purpose” ajansı olarak faaliyet gösteren Marjinal Porter Novelli, sınai haklar (marka, patent, tasarım) alanında hizmet veren Destek Patent’in stratejik iletişim ajansı oldu.Temeli 1983 yılında atılan, 40 yıla yaklaşan köklü geleneğiyle marka, patent ile tasarım haklarının ülkemizde ve tüm dünyada korunması, marka ve patent vekilliği sisteminin kurulması ile sektörün gelişmesi için gerçekleştirilen çalışmalara öncülük ederken bugüne kadar ulusal ve uluslararası alanda 260 binden fazla marka, 48 binin üzerinde patent/ faydalı model, 330 binin üzerinde tasarıma danışmanlık ve vekillik hizmeti verdi. Türkiye, İsviçre, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere’de bulunan 15 ofisi ile müşterilerine sınai haklar danışmanlığı yapmaya devam ederken, aynı zamanda dünya çapında hukuki, finansal ve özel hizmetler de sunuyor. Tescil ve koruma işlemleri yanında, araştırma, takip, yorumlama, analiz, karşılaştırma, değerleme, sistem kurma ve geliştirme, eğitim vb. birçok konuda dünyadaki son gelişmeleri yakından takip ederek sınai haklar alanında global bir marka olma hedefini benimsiyor. Destek Patent, dünyada özellikle uluslararası marka tescilinde en çok tercih edilen ilk 10 patent firması arasında yer almasıyla da öne çıkıyor.

TÜSİAD Ankara Temsilciliği artık yeni binasında  TÜSİAD Ankara Temsilciliği, Kavaklıdere’deki yeni binasına taşındı. Binanın açılış töreni TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve beraberindeki heyetin katılımı ile 28 Mart Pazartesi günü gerçekleşti. 2000 yılından beri faaliyette olan Ankara Temsilciği’nin yeni binası toplantı salonları kapasitesiyle TÜSİAD’ın Ankara’daki etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Ankara’da karar alıcılar, siyasetçiler ve kamu kurumları ile istişare süreçlerine katkı sağlayacak yeni temsilcilik binasında TÜSİAD’ın görüş belgeleri, raporları Ankara merkezli etkinlikler ile tanıtılacak.   TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “TÜSİAD olarak Ankara’da politika yapıcılarla istişareyi en yüksek seviyede tutmak amacıyla yaptığımız bu yatırım çerçevesinde, çok uzun yıllardır Ankara’da olan temsilciliğimizi daha geniş bir alana taşıdık. Yeni binamızda düzenleyeceğimiz etkinlikler ve toplantılar ile TÜSİAD’ın ürettiği görüş ve raporları Ankara’da daha sık paylaşmayı; karar alıcılar, siyaset ve kamu kurumları temsilcileri ile bilgi-görüş alışverişi kapasitesini artırmayı hedefliyoruz.”

TÜSİAD Yönetim Kurulu Anıtkabir’i ziyaret etti TÜSİAD Yönetim Kurulu Anıtkabir’i ziyaret etti.TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı.Simone Kaslowski Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdığı yazıda şu ifadeleri kullandı:“Büyük Atatürk;TÜSİAD Yönetim Kurulu olarak, bugün huzurunuzda olmaktan büyük onur duymaktayız. Bizlere hedef olarak belirlediğiniz “Muasır Medeniyet” düzeyine ulaşmak için ülkemizi daima ileriye taşıma sorumluluğunun bilinci ile gayret gösterirken yüce sahsınızı, ilke ve inkılaplarınızı korumanın azim ve kararlılığı içindeyiz.Cumhuriyet değerlerine sıkı sıkıya sarılan ve işaret ettiğiniz çağdaş uygarlık hedefinden ayrılmayan iş dünyası liderleri olarak, ülkemizin her alandaki kalkınma sürecine destek olmaya devam edeceğiz. Aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyoruz.Ruhunuz şad olsun. En derin saygılarımızla.”

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI KARAİSMAİLOĞLU:“ANTALYA HAVALİMANI İHALESİ’NİN 2.1 MİLYAR AVROLUK PEŞİNATI ÖDENDİ”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Antalya Havalimanı Projesi’ni kazanan konsorsiyumun kira bedelinin 2 milyar 138 milyon avroluk peşinatını ödediğini duyurdu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İstanbul’da düzenlenen Antalya Havalimanı Projesi Kamu-Özel İşbirliği ihalesi kira peşinatı ödeme törenine katıldı. Türkiye’nin coğrafi konumunun avantajını kullanmak zorunda olduğunu belirten Karaismailoğlu, bu avantajı kullanmak için de yatırımların ona göre planlandığını söyledi. 2002 yılından bugüne kadar 153 milyar avroluk yatırım yapıldığını vurgulayan Karaismailoğlu, bunun yüzde 22’sinin kamu-özel işbirliği ile yüzde 78’ni kamu bütçesiyle yapıldığına dikkati çekti.
YAPTIĞIMIZ İŞİN ARKASINDAYIZ
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Avrasya Tüneli gibi Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan projelerden örnekler veren Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, bu model ile ilgili yapılan eleştirilere de yanıt verdi:
“Yaptığımız işin arkasındayız, yapmaya da devam edeceğiz. Kamu-Özel işbirliği projelerin hepsi açık projelerdir. Bu işi yapabilecek kabiliyette olan yerli, yabancı bütün firmalar ihaleye girebilir. Bazıları diyor ki; ‘sözleşmeler gizli’. 24 tane firmanın dosya aldığı bir ihalenin sözleşmesi gizli olabilir mi? O da afaki söylenen bir laftır. Bu projelere birden fazla teklif olduğu için bir yarışma içerisinde ve kamu açısından en uygun teklif tercih edilmektedir. O yüzden ‘yatırım maliyeti yüksek bunun’ deniliyor mesela. Burada bir yarışma oldu. Bunların hepsi İhale Kanunun verdiği yetkiler doğrultusunda yapılmış ihaleler. Geçmediğimiz yola neden para ödüyoruz diyor. O zaman Adıyaman Havalimanı’nı kullanmıyorsunuz diye Adıyaman’a Havalimanı yapmasa mıydık? 57 tane havalimanımız var. Bunları 84 milyonun kullanması tabi mümkün değil. Dedikodu siyasetiyle bu kadar teknik konuları karalamaya çalışıyorlar.”
ANTALYA HAVALİMANI İHALE BEDELİ İLE 2 BOĞAZ KÖPRÜSÜ YAPILABİLİYOR
Antalya Havalimanı’nın kapasitesini doldurduğunu ve 765 avroluk bir yatırım yapılması gerektiğini aktaran Karaismailoğlu, projenin iç hatlar ve 2. dış hatlar terminallerinin büyütülmesi, 3. dış hatlar terminali ve genel havacılık terminali, VIP terminali ve Devlet Konukevi yapımı, apron kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırımlar, yeni teknik blok, kule ve verici istasyonu yapımı, akaryakıt depolama ve dağıtım tesisi yapımı gibi yatırımları içerdiğini söyledi. 2025 yılı sonrası 25 yılın işletme ihalesine çıkıldığını anımsatan Karaismailoğlu, tamamen açık, uluslararası firmaların ve birden fazla yüklenicinin katıldığı bir ihale olduğunu belirtti. Devlete 25 yıl içinde ne kadar para ödeneceği ve bunun yüzde 25’inin de 28 Mart’ta ödeme şartıyla ihalenin düzenlendiğinin altını çizen Karaismailoğlu, ihale sonucunda işi alan yüklenicinin 8 milyar 55 milyon avroluk kira ödemesini garanti ettiğini, 765 milyon avroluk yatırımı da yine yüklenicinin yapacağını ifade etti. 765 milyon avroluk yatırıma başlandığını ve 2025 yılına kadar bitirileceğini aktaran Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, 2 milyar 138 milyon avroluk kira peşinatının da bugün alındığını bildirdi.  2 milyar 138 milyon avro peşinat bedeli ile neler yapılabileceğine örnekler veren Karaismailoğlu, peşinat bedeli ile 2 Boğaz Köprüsü’nün yapılabileceğine, şu anda Boğaz Köprüsü’nün yapım bedelinin 1 milyar avro olduğuna işaret etti. Bir tane Çanakkale Köprüsü artı 3 tane Tokat Havalimanı, 2 Avrasya Tüneli yapılabileceğini ifade eden Karaismailoğlu, bu projelerin uzun soluklu düşünülmesi gerektiğini vurguladı.

TÜSİAD ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Girişimcilik Ekosisteminin Geliştirilmesi için Biraraya GeliyorTÜSİAD Türkiye’nin Girişimcilik Dönüşümü Projesi kapsamında yerel yönetimlerle gerçekleştirdiği işbirliklerinin bir yenisini Ankara Büyükşehir Belediyesi ile hayata geçiriyor. İşbirliği kapsamında Ankara’nın girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi ve gençlerin girişimciliğe ilişkin farkındalık ile yetkinliklerinin artırılması yönünde ortak çalışmalar gerçekleştirilecek.

TÜSİAD ve Ankara Büyükşehir Belediyesi 28 Mart 2022 tarihinde Dikmen TechBridge Teknoloji ve İnovasyon Merkezi’nde düzenlenen imza töreni ile girişimcilik ekosisteminin gelişmesi ve Ankara’nın bir girişimcilik üssü haline gelmesi amacıyla bir işbirliği protokolü imzaladı. İmza törenine TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’ın yanı sıra TÜSİAD Yönetim Kurulu üyeleri katılım gösterdi.

Protokol kapsamında TÜSİAD ve Ankara Büyükşehir Belediyesi; Dikmen TechBridge Teknoloji ve İnovasyon Merkezi’nde hayata geçirilecek olan girişimcilik programına dair inovasyon stratejisinin belirlenmesi, know-how paylaşımı, içeriklerin hazırlanması, tanıtım ve iletişim faaliyetlerinin yaygınlaştırılması süreçlerinde birlikte çalışacak.

TÜSİAD ve Ankara Büyükşehir Belediyesi arasındaki bu işbirliği protokolü çerçevesinde;

–          girişimci gençlere yönelik ortak çalışma alanlarının sağlanması,

–          girişimcilik alanında eğitimlerin verilmesi,

–          girişimci gençlere fikirlerini hayata geçirmeleri ve/veya geliştirmeleri için ihtiyaçları olan fiziksel imkanların yanı sıra danışmanlık ve mentorluk desteğinin sağlanması,

–          girişimcilik ekosisteminin gelişmesi için çok paydaşlı işbirliklerinin oluşturulması ve çeşitli etkinlikler düzenlenmesi planlanıyor.

Türkiye’nin Girişimcilik Dönüşümü projesi kapsamında ülke genelinde yerel yönetimlerle gerçekleştirdikleri ortak çalışmalara bir yenisini eklemekten büyük mutluluk duyduğunu vurgulayan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Ankara Büyükşehir Belediyesi ile girişimcilerin desteklemesi ve Ankara’nın önemli bir girişimcilik merkezi olarak global ölçekte öne çıkması adına katma değeri yüksek bir işbirliği hayata geçireceğiz. Büyükşehir Belediyesi’nin girişimcilik konusunu sahiplenmesinin Türkiye’deki 1300’ü aşkın belediyeye örnek oluşturacağına inanıyoruz.”

Yerel yönetimlerin ellerindeki kaynak ve olanaklar sayesinde girişimcilik ekosisteminde kilit ve dönüştürücü güce sahip olduklarını vurgulayan TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Girişimcilik ve Gençlik Yuvarlak Masası Başkanı İrem Oral Kayacık ise şu görüşleri paylaştı: “Bu işbirliği bir yandan Ankara’da daha çok gencimizin inovatif bakış açısıyla şehrin ihtiyaçlarına çözüm üretmesini sağlayacak.  Diğer yandan ise paydaşlar arasında işbirliğinin derinleşmesini ve girişimci sayısının artmasını tetikleyerek girişimcilik ekosisteminin gelişmesine hizmet edecek.”

EİB’nin sürdürülebilir kalkınma hamlesi kadının güçlenmesinden geçiyor

Dünyanın en büyük sürdürülebilirlik inisiyatifi UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ne (Women’s Empowerment Principles-WEPs) imzacı olan ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çalışmalarını sürdüren Ege İhracatçı Birlikleri, bu kez de Milyon Kadına Mentor Programına kurumsal katkı sağlıyor.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı Cinsiyet Eşitliği 2021 Raporu’na göre Türkiye’nin cinsiyet eşitliğinde dünyada 156 ülke arasından 133’üncü sıraya gerilediğini söyledi.

“UNDP’nin yayınladığı 2019 İnsan Gelişme Raporu’nda yer alan Toplumsal Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi’ne göre, Türkiye iki sıra gerileyerek 162 ülke arasında 68’inci sırada yer aldı. Sürdürülebilir Kalkınma 2021 Raporu’na göre de Türkiye 165 ülke arasında 70.4 endeks puanı ile 70’inci sırada yer alıyor. Biz uzun süredir toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çalışmalar yürütüyor ya da destek veriyoruz. Milyon Kadına Mentor Programı, (Million Women Mentors-MWM), STEMconnector aracılığıyla STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics) kariyerlerini ve liderlik fırsatlarını sürdürmek için genç kadınlara olan ilgi ve güveni artırmaya yönelik bir girişim.”

EİB, en az 30 mentor ile genç kadınlara fayda sağlayacak

Eskinazi, “MWM ağının misyonu, genç kadınları STEM kariyerlerinde takip etmeye, sürdürmeye ve gelişmeye teşvik etmek. EİB olarak 2 yıl süre taahhüt vererek, bu süre zarfında minimum 30 mentor ile bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik dallarında kariyer planlayan genç kadınlara fayda sağlama sözü verdik. 30 mentor bu alanlarda eğitim almış birlik personeli ve yönetim kurulu üyelerimizden oluşacak. Ayrıca EİB üyelerine duyuru yaparak, firmaları da konu hakkında bilgilendirdik ve kurumsal destekçi olmaya davet ettik.” dedi.

Jak Eskinazi, dünyanın en büyük sürdürülebilirlik inisiyatifi UN Global Compact’a üye olan ilk ihracatçı birliği olarak, sonrasında UN Women ve UN Global Compact ortak inisiyatifi olan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (Women’s Empowerment Principles-WEPs) imzacı olduklarını hatırlattı.

“Milyon Kadına Mentor Programı da toplumsal cinsiyet eşitliği için yaptığımız çalışmalar arasındadır. Global Compact’e ilk imza atan İhracatçı Birlikleri olduğumuz gibi aynı zamanda kadınlara ve gençlere yönelik bir mentörlük programı kurgulayan ilk Birlik de biziz. Export-Up Mentorluk programı ile ‘Geleceğin ihracatçıları deneyimin gücüne inanıyor’ diyerek sürdürülebilir ihracat hedefimiz kapsamında ihracata başlamak isteyen ya da mevcut ihracatını geliştirmek isteyen genç ve kadın ihracatçılarımıza yönetim kurulu üyelerimizden oluşan deneyimli ihracatçılarımız ile katkı sağlamıştık. Programın ikinci dönemi için çalışmalarımız devam ediyor.”

Eskinazi, “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin mutluluk ve toplumsal kalkınmışlığa pozitif katkısı olduğunu istatistikler bize söylüyor. Dünya genelinde mutlu ülkeler sıralamasında ve kalkınmış toplumlar listesinde ön sıralarda olan ülkelerin hepsi toplumsal cinsiyet eşitliğini başarmış ülkeler. Dünyanın en mutlu ülkeleri sıralamasında ilk 10’da yer alan, kalkınmışlık düzeyleri de aynı şekilde üst sıralarda yer alan Finlandiya, Danimarka, İsveç ve Yeni Zelanda’da kadın liderler Başbakan olarak görev yapıyor. Norveç’te yakın zamana kadar bir kadın lider Başbakandı. Bugün Rusya ve Ukrayna’nın başında kadın liderler olsaydı dünya bu durumda olur muydu?” dedi.