Ekonomi-teknoloji haberleri (28.06.2021)

ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMİ UYGULAMALARINI TÜRKİYE’YE TAŞIYACAK

Merus Türkiye Ar-Ge Müdürü Serkan Anbar ve Merus Türkiye Satış Müdürü Elvan Aygün, enerji depolama sistemleri konusunda sektördeki gelişmeleri anlattılar.

Türkiye’nin enerji sektörü genel değerlendirmesini yapan Serkan Anbar; “Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yatırımlar yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru yöneldi. Özellikle fabrika çatılarına kurulan güneş enerji santralleri ve sahalara kurulan rüzgar enerji santralleri enerji ihtiyacımızın önemli bir kısmını karşılamaya başladı. Rüzgar ve güneş doğaya bağlı kaynaklar olduğu için şiddeti her zaman aynı oranda verimli olamıyor. Enerji santralleri de bu durumun dengesizliğini karşılayamıyor. Sistem gereksinimleri dengesiz hale geldiği için ilerleyen dönemlerde yatırımlar artacak ve bunların kontrol edilmesi kaçınılmaz olacaktır. Özellikle elektrikli ve otonom araçlar devreye girdikleri zaman enerjinin kontrolü ve yönetimi büyük önem arz edecektir. Tüm dünyada başlatılan kimyasal batarya teknolojisiyle enerji depolama, sistemdeki dengesiz yükleri kontrol edebilmek için artacaktır. Bu sistemler kullanılmadığı takdirde enerjiyi kontrol edemeyeceğiz. Bu da enerjinin sisteme doğru entegre edilemeyeceği için sistemlerin zarar görmesine neden olacaktır.”dedi.

“ODAKLANDIĞIMIZ ANA KONU ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİ”

Merus Power olarak enerji sektörüne sundukları çalışmaları anlatan Elvan Aygün; “Uzun yıllardır Merus Türkiye olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve enerji sektöründe birçok faaliyette bulunuyoruz. Gündemimizde olan enerji depolama sistemleri başta olmak üzere kompanzasyon sistemleri, Aktif Harmonik Filtre, SVC, UPQ ürünlerimizle güç elektroniği konularında çözüm sunuyoruz. Merus Türkiye olarak şu anda odaklandığımız ana konu enerji depolama sistemleri. Şirket olarak uzun yıllardır bu konuyla ilgili hem yatırım hem de Ar-Ge anlamında birçok faaliyeti hayata geçirdik. Artık bu çalışmalarımızın meyvesini toplamak istiyoruz. Yakın zaman içerisinde devletimiz enerji depolama sistemleri konusunda birçok adım attı. Bizler de yönetmeliklerin detaylandırılmasını bekliyoruz. Enerji gibi güzel bir sektör içerisinde olmaktan ve bu sektöre hizmet vermekten dolayı oldukça keyifliyiz.”dedi

ŞEBEKEYE ESNEKLİK VE GÜVENİRLİK SAĞLIYOR

Enerji depolama sistemleri konusunda yapılan çalışmaların neticesinde geldiğimiz noktayı değerlendiren Aygün; “Bilindiği üzere sadece Türkiye’de değil tüm dünyada doğal kaynaklarımız tükeniyor. Bu sebepten dolayı yenilenebilir enerji sektörü gün geçtikçe önem kazanıyor, yerini sağlamlaştırıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili şöyle bir durum da yaşanıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarında değişken parametrelerden dolayı sistemin ihtiyaçları dengeli ve düzenli yapılamadığından bu sistemlerin entegrasyonunu sağlayacak yardımcı sistemlere ihtiyaç duyuluyor. Bu yardımcı sistemler neler? Dünyanın birçok şebekesinde yenilenebilir enerji sistemlerinin sisteme entegrasyonunu sağlamak adına enerji depolama sistemleri kullanılıyor. Bu sistemler şebekeye esneklik ve güvenirlik sağlıyor.” dedi.

Türkiye’de bu konuyla ilgili önemli adımlar atıldığını belirten Aygün; “Yakın zamanda Enerji Piyasası Denetleme Kurulu enerji depolama sistemlerinin yönetmeliğini yayınladı. Bu gelişmeyle birlikte bu alandaki kuralların temeli atıldı. Sektörde de yeni bir beklenti oluştu. Artık enerji depolama sistemleriyle ilgili teknik özellikler açıklanmalı. Çünkü bundan sonra şebekeye maksimum fayda sağlayacak enerji depolama sistemleri için sistemin şartlarını hazırlamak gerekiyor. Bu sistemin şartları hazırlandığında artık enerji depolama sistemleri günlük yaşantımıza girmiş olacak.” dedi.

Dünya’nın kekiğini Türkiye üretiyor

Kekik ihracatında hedef 150 milyon dolara ulaşmak

Dünya’nın kekiğini Türkiye üretiyor. Dünyada en çok talep gören tıbbi ve aromatik ürünler arasında yer alan ve pandemiyle birlikte önemi bir kez daha anlaşılan kekiğin Dünya üretiminin yüzde 80’lik kısmını Türkiye karşılıyor.

Kekik ihracatında hedef 150 milyon dolar

Pandemi her ne kadar insanoğlunu eve hapsetmiş olsa da unutulan veya geri planda kalan bazı konuların tekrar gündeme gelmesine de aracılık ettiğini belirten Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, özellikle sağlıklı yaşam için doğal ürünlere olan talebin arttığını, kekiğin de bu ürünlerin en başında geldiğine işaret etti.

“Dünya kekik ticaretinin yüzde 80’ini yaparak bu üründe ciddi söz sahibiyiz” tespitinde bulunan Yağcı, “Kekik ihracatımız 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 13 ‘lük ihracat artışı ile tıbbi ve aromatik ürünler arasında en çok talep gören ürün oldu. Türkiye kekik ihracatından 60 milyon dolar ihracat geliri elde etti. Pandeminin etkisiyle dünya genelinde kekiğe olan talep daha da arttı. Kekik ürününde önümüzdeki yıllarda yeni üretim alanlarının devreye girmesiyle birlikte 150 milyon dolarlık ihracat hedefinin yakalanmasının çok da zor olmadığı değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Kekik ihracatımızın yüzde 95’ini Ege’den yapıyoruz

Türkiye kekik ihracatının yaklaşık yüzde 95’inin Ege Bölgesi’nden yapıldığı bilgisini veren Yağcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de 20 bin tonu aşan kekik üretiminin tamamına yakını ihraç edilmektedir. Bu da kekik ürününün önünün açık olduğuna işaret etmektedir. Kekik ihracatı 2020 yılını pandemi etkisiyle % 13 artışla kapatırken, 2021 yılının ilk 5 ayında 4’lük gelişim gösterdi. Arz sorununu çözerek uluslararası standartlara uygun, sürdürülebilir üretim odaklı projeler hazırlanarak Tarım ve Orman Bakanlığı, Üretici Kuruluşları, İl Tarım Müdürlükleri, Üniversiteler ve firmaları ortak paydada buluşturarak doğal kekik üretiminin arttırılması amaçlıyoruz.”

Kekik hasadında yabancı ot karışımını önlememiz şart

Kekik üretim alanlarının arttırılması yanında hasat sırasında meydana gelen yabancı ot karışımının da önüne geçmeyi de amaçladıklarını belirten Yağcı, “Kekik çiftçimiz için altın niteliğinde, talep yüksek ve arz yetersiz olduğu için ürünün müşteri bulma sorunu yok, üretimi de kolay” dedi.

Kekiğin, Denizli’nin Pamukkale, Güney, Buldan ve Çal ilçeleriyle başta olmak üzere çoğunluğu Ege bölgesinde yetiştiği bilgisini veren Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kekik, kolay yetişmesi, bir kez ekim yapıldıktan sonra 7-8 yıl boyunca ürün elde edilebilmesi, ürüne talebin yüksek olması ve daha karlı bir ürün olması nedeniyle çiftçinin tercih ettiği ürünlerin başında yer alarak çiftçinin önemli geçim kaynaklarından birisi haline geldi. Kekik, yemeklerin yanı sıra gıda ve ilaç sanayiinde ham madde olarak kullanılıyor. Kekiğin üretim süreci çiftçinin Mart-Nisan döneminde kekik tohumların toprağa atmasıyla başlıyor. Üreticinin imece usulüyle Temmuz ve Ağustos aylarında hasat ettiği kekik, işleme tesislerinde paketlenerek ihraç pazarlarına sevk ediliyor.”

Kekiğin Akdeniz mutfağı başta olmak üzere dünya mutfaklarının vazgeçilmez bir baharatı olduğu bilgisini veren Yağcı, “Kekik, özellikle et yemeklerinde ve pizzalarda, sos, çorba ve salatalarda kullanılıyor. Alternatif tıp uygulamaları dahil olmak üzere, solunum sistemi rahatsızlıklarında, iştah açıcı ağrı giderici özelliklerinden dolayı sindirim sistemi rahatsızlıklarında kullanılmasının yanısıra, yüksek miktarda fenol içermesi nedeniyle antibakteriyal, antispazmodik ve antiseptik özellikleri de çok önemli. Yöresel adı Bilyeli kekik olan İzmir kekiği yanında kekik yağı da çok değerli ve tercih ediliyor. Bu çerçevede, ürün çeşitlendirilmesi çalışmalarına yoğunlaşmamız gerekiyor” dedi.

Kekikten elde edilen dövizin yüzde 100’e yakınının Türkiye’de kaldığını, ithal girdi kullanımının çok sınırlı olduğunun altını çizen Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı sözlerini şöyle tamamladı:

“İstihdam ve ihracata önemli katkı sağlayan, kekik ürünü için çiftçilere eğitimler verilerek ürünün doğru yöntemlerle üretilmesi, çiftçinin ve ihracatçının ürettiği ürünlerin niteliğini arttırarak ürünün ekonomik değerinin artırılmasını amaçlıyoruz. Pandemi öncesinde kekik üretiminin yoğun olduğu bölgelerde çiftçilerimize yönelik eğitim çalışmaları yapılırken, pandeminin etkisiyle 2021 yılı için eğitim yerine hem kalıcı olması hem de daha fazla çiftçiye ulaşabilmek amacıyla tematik bir TV kanalı ile iş birliği yaparak 3 bölümlük bir video serisi hazırladık. Ege İhracatçı Birlikleri’nin youtube kanalından ulaşabilen bu video serisinde hem kekik bitkisi, kekik bitkisinin tarımında dikkate alınması gereken doğru uygulamaları anlatarak üretici ile sıcak temas sağladık.”

FUARCILIK YENİDEN HIZ KAZANIYOR

Anfaş yoğun günlerine tekrar dönüyor, Antalya’ yı fuarlar ile buluşturmaya devam ediyor. Pandemiden dolayı bir süredir bir çok sektör zor zamanlar geçiriyor. Fuarcılıkta maalesef olumsuz etkilenen sektörlerden biri.

Gerek vaka sayılarının düşüşü, gerek aşılamada olumlu gelişmeler piyasaya nefes alma imkanı sağladı. Bu sayede ekonominin ve ticaretin vazgeçilmezi olan fuarlarda canlılık kazanmaya başladı. Ancak son zamanlardaki olumlu gelişmeler neticesinde eski günlerdeki yoğunluğunu yakalamaya az kaldı.

26 – 27 Nisan 2021 tarihlerinde Anfaş Kongre ve Fuar Merkezinde gerçekleşen Last Minute Fuarı ile tüm olumsuzluklara rağmen turizm adına çok güzel bir organizasyon gerçekleşti.

15 – 20 Haziran 2021 tarihlerinde Dosso Dossi’ ye yine ev sahipliği yapan Anfaş dolu dolu bir fuar geçirdi.

Fuar takvimi oldukça kabarık olan Anfaş yeni organizasyonlara kapısını açmak için sabırsızlanıyor.

FLORA EXPO – Süs Bitkileri Peyzaj, Bahçecilik ve Üretim Teknolojileri Fuarı / 22-25 Eylül 2021

BEAUTYLIFE EXPO – Güzellik, Kozmetik ve Kişisel Bakım Fuarı / 30 Eylül-03 Ekim 2021

COSMO HAIR EXPO – Kozmetik, Saç ve Kuaför Ekipmanları Fuarı / 30 Eylül-03 Ekim 2021

HESTOUREX – 4. Dünya Sağlık Turizm Kongre & Fuarı / 07-09 Ekim 2021

EIF – Enerji Teknolojileri Fuarı / 13-15 Ekim 2021

ANTALYA TURİZM FUARI – 27-28 Ekim 2021

YÖREX – Yöresel Ürünler Fuarı – 20-24 Ekim 2021

ANTALYA CITY EXPO – 9. Antalya Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı / 11-13 Kasım 2021

GROWTECH – 20. Uluslararası Sera, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Ekipmanları Fuarı / 24-27 Kasım 2021

ANFAŞ HOTEL EQUIPMENT – 32. Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı / 18-21 Ocak 2022

ANFAŞ FOOD PRODUCT – 28. Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı / 18-21 Ocak 2022

KİRALA TÜRKİYE VIPP – 2. Vinç, İstif Makineleri, Platform, Proje Taşımacılığı İhtisas Fuarı / 9-13 Mart 2022

KOMATEK – 16. Uluslararası İş ve İnşaat Makine, Teknoloji ve Ekipmanları İhtisas Fuarı / 9-13 Mart 2022

Türkiye’de e-ticaret üzerinden verilen ürün ve hizmet siparişi, günlük 6,2 milyon adede ulaştı.

Türkiye’nin ilk para iadeli alışveriş sitesi Avantajix.com’un Ticaret Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, 2019’da günlük 3 milyon 726 bin olan e-ticaret sipariş adedi, 2020’de yüzde 68’lik büyüme ile 6 milyon 273 bin oldu.

Kargo şirketlerince sağlanan toplam gönderiler arasında, e-ticaret gönderilerinin payı da yüzde 60’a çıktı.

E-Ticarette Günlük Sipariş Adedi 6,2 Milyona Ulaştı

EN FAZLA ALIŞVERİŞ PAZARTESİ GÜNÜ YAPILIYOR

Yıllık 2,29 milyar adet sipariş karşılığı 226 milyar liralık pazar büyüklüğüne ulaşan e-ticarette, en fazla alışveriş Pazartesi günleri yapılıyor. Tüm siparişler içinde yüzde 20’lik paya sahip Pazartesi’yi, yüzde 16 ile Salı ve Perşembe izliyor. Çarşamba ve Cuma yüzde 14’erlik paylara sahip iken, Cumartesi yüzde 12, Pazar ise yüzde 9 ile e-ticaret pazarının en sakin günleri olarak dikkati çekiyor.

Aylık bazda ise en fazla alışveriş global kampanyaların düzenlendiği Kasım ayında yapılıyor. 27,2 milyar liralık siparişin verildiği Kasım ayını, 26,2 milyar liralık siparişle Yılbaşı alışverişlerinin yapıldığı Aralık ayı izliyor. En sakin aylar ise Nisan (13,1 Milyar TL) ve Mart (13,7 Milyar TL).

İSTANBUL İLK SIRADA

İnternet üzerinden en fazla mal ve hizmet siparişi veren illerin başında İstanbul geliyor. Yüzde 35’llik paya sahip İstanbul, her 3 siparişten birinin adresi oluyor.

İstanbul’u yüzde 11 ile Ankara, yüzde 6 ile İzmir izliyor. Bursa ve Antalya yüzde 3’er, Kocaeli, Adana, Konya, Mersin ve Gaziantep ise yüzde 2’şer payla, e-ticaretin en yoğun olduğu diğer Anadolu illeri olarak sıralamada yer alıyorlar.

İŞLETME SAYISI YÜZDE 275 ARTTI

Avantajix.com Kurucu Ortağı Güçlü Kayral, pandemi nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de alışveriş alışkanlıklarında e-ticaret lehine önemli değişimler yaşandığını belirterek, “Bu değişime paralel olarak dijital pazarlarda faaliyet gösteren işletme sayısı 68 bin 457’den yüzde 275’lik artışla 256 bin 861’e ulaştı. Türk insanı e-ticaretin kolaylığını ve konforunu sevdi. Avantajlarını da keşfetmeye başladı. Fırsat siteleri, fiyat kıyaslama siteleri yoğun şekilde kullanılıyor, kampanyalara rekor katılım oluyor. Bu değişim bizim rakamlarımıza da net olarak yansıyor. Alışverişini Avantajix.com üzerinden yaparak her alışverişte nakit para kazanan üye sayımızda, sektördeki büyüme rakamlarına paralel artışlar yaşıyoruz” dedi.

GIDA SEKTÖRÜNE ÖZEL ETİKETLEME

Gıda sektöründe firmaların etiketleme ihtiyacı, üretim hatlarının özelliğine göre oldukça geniş bir yelpazede karşımıza çıkıyor. Kimi firmada etiketleme hızı en önemli unsur iken, diğerinde ortam özellikleri ön plana çıkıyor.

Ürünün tüketiciyle ilk teması sayılan ve en önemli iletişim araçlarından biri olan gıda etiketleri, etiketleme sistemleri içerisinde ilk sıralarda yer alıyor.

ürün tanımlama, uluslararası mevzuata uygunluk, yüksek izlenebilirlik ve gıda güvenliğini sağlama bu alandaki en büyük beklentiler.

Yüksek hızlı üretim hatları ve bu hatların kesintisiz üretime devam etmesi, yüksek kalitede baskı ihtiyacı ve zorlayıcı çevre koşulları olan nem ve soğuk gibi etkenlerde çalışırken kalite standardı yakalanması önemli.

ROBOTİK ETİKETLEMEYLE KALİTE STANDARDI

Her projenin özel etiketleme ve paketleme ihtiyaçları var. Esnek ve konfigüre edilebilir ürünler kullanıcılara özelleştirilmiş çözümler sunulabilmesini sağlıyor.

NOVEXX SOLUTIONS, 50 yılı aşkın tecrübesi ve gıda sektöründe gerçekleştirdiği başarılı projelerle firmalara etiketleme konusunda çözüm ortağı oluyor. Üretim hatlarına uygun etiketleme makinasının seçilmesinden sonra sistem otomatize hale getirilerek etiketlemede kalite standardı yakalanıyor.

Esnek ve üretim hatlarına göre özelleştirilebilen ürünleriyle müşterilerine çözümler sunan NOVEXX SOLUTIONS, hem Türkiye’de hem de tüm dünyadaki yaygın ağı ve tecrübeleri ile projelendirme aşamasındaki desteğini satış sonrasında da kesintisiz bir şekilde veriyor.

Toyota Safari Rallisi’nden de Çifte Zaferle Dönmeyi Başardı

TOYOTA GAZOO Racing Dünya Ralli Takımı, Kenya Safari Rallisi’ne de damgasını vurdu. FIA Dünya Ralli Şampiyonası’nın bir parçası olarak yaklaşık 20 yıldır ilk kez düzenlenen rallide galibiyet Toyota takımının oldu.

Sébastien Ogier ve co-pilotu Julien Ingrassia yarışı ilk sırada tamamlayarak bu yıl şimdiye kadar gerçekleştirilen altı ralliden dört galibiyet elde etmeyi başardı. Bununla birlikte Takamoto Katsuta ise ikinci olarak kariyerinde ilk kez WRC podyumuna çıktı ve Toyota Yaris WRC’nin ilk iki sırada yer almasını sağladı.

Son derece zor bir yarış olmasıyla bilinen Kenya Safari Rallisi, hafta sonu boyunca tüm ekiplere heyecanlı anlar yaşattı. Ogier Cuma günü yaşadığı sorunun ardından genel klasmanda yedinci sıradaydı ve liderden iki dakikadan daha fazla süreyle arkada kalmasına rağmen muhteşem bir geri dönüşe imza atarak başarıya ulaştı.

Pazar günü üçüncü sırada yarışa devam eden Ogier, beş kısa ama son derece zorlu etaplarda yarış liderinin sıkıntı yaşamasının ardından yükselmeye devam etti. Yarışın bu bölümünde genç sürücü Katsuta ilk kez WRC yarışına liderlik ederken Ogier, yedinci etabını kazanarak ralliyi birinci sırada tamamladı. Bu zafer, Toyota tarihinin dokuzuncu Safari Rallisi galibiyeti olarak da kayıtlara geçti.

Ogier, rallinin sonundaki Güç Etabı’nda da iki puan elde ederken şampiyonada liderlik avantajını artırdı. Pilotlar Şampiyonası’nda en yakın rakibi olan takım arkadaşı Elfyn Evans ile puan farkını 34’e çıkardı.

Katsuta’nın ilk podyum sonucu ise 2015 yılından beri Japon pilotun geliştirilmesine destek veren TOYOTA GAZOO Racing WRC Challenge Programı’nın başarısını ortaya koydu.

Kenya’da yarışan dört Toyota Yaris WRC aracı da ilk 10’da finişe ulaşmayı başardı. Kalle Rovanperä ralliyi altıncı sırada tamamlarken, Elfyn Evans ise yarışı 10. sırada bitirdi.

Sezonun ortasına gelinirken bu sonuçlarla birlikte TOYOTA GAZOO Racing Markalar Şampiyonası’nda 59 puan farkla ilk sıradaki avantajını artırarak korumayı başardı.

Yarışın ardından sonuçları değerlendiren takım kaptanı Jari-Matti Latvala oldukça özel bir hafta sonu geçirdiklerini ifade ederek “Böylesine klasik bir rallide, ilk iki sırayı almak gerçekten zordu. Bu galibiyet dayanıklılığımızı, istikrarımızı ve asla pes etmeyen tutumumuzu gösteriyor” dedi.
Safari Rallisi’ni kazanmanın inanılmaz bir his olduğunu söyleyen Sébastien Ogier ise “Cuma günü yaşadığımız sorunun ardından bunun hala mümkün olduğunu düşünmüyordum ama sonuna kadar zorlayıp maksimum puanı almak için mücadele ettik. Safari’de birçok şeyin yaşanabileceğini biliyordum ve öyle de oldu. Cuma günü yaşanan sorun dışında hafta sonunun geri kalanında oldukça güçlüydük. İyi bir tempomuz vardı ve aracımız inanılmazdı. Şampiyona için büyük bir adım attık ve takım için çok iyi bir gündü” diye konuştu.

WRC takviminde 12 yarışın 6’sı tamamlanırken, sıradaki yarış 15-18 Temmuz tarihleri arasında Estonya’da gerçekleştirilecek. Hızlı ve akıcı etaplarıyla birlikte birçok zıplama noktasının bulunduğu Estonya Rallisi’nde bazı teknik etaplar da pilotları bekliyor olacak.

TCL Communication, akıllı telefonlarına uygun maliyetli Alcatel 1’i ekliyor
Öncü teknoloji şirketlerinden TCL, sınırsız eğlence için güvenilir bir akıllı telefon performansı sunan Alcatel 1 (2021)’i tanıttı.
TCL Communication Pazarlamadan Sorumlu Yönetici Stefan Streit, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yeni Alcatel 1 akıllı telefonumuzla TCL olarak tüketicilerin ihtiyaçlarından fazlasını veren telefonlar sunmaya devam ettiğimizi gösteriyoruz. Sürekli olarak herkes için keyifli anlar yaratan yeni ürünler geliştiriyoruz. Alcatel 1, en uygun fiyatlı akıllı telefonları büyük değerle sunma taahhüdümüzü bir kere daha gözler önüne seriyor.”
Alcatel 1 – Önemli temel özellikleri kompakt tasarımda sunuyor
Alcatel 1 kullanıcıların bir akıllı telefonda ihtiyaç duyduğu temel özelliklerin tamamını kompakt ve şık bir tasarımda sunuyor. Dört çekirdekli bir çip setinden güç alan Alcatel 1’de kullanıcıların uygulamalar arasında hızlıca ve kolayca geçiş yapabilecek yüksek performansa sahip olması için Android™ 11 (Go sürümü) bulunuyor.
5 inç 18:9 ekrana sahip Alcatel 1, rahat ve yuvarlak bir tutuş sağlayan kavisli çerçevesiyle hareket halindeyken video izlemek için ideal bir kullanım sunuyor. Arkadaki ince oymalı doku, kaymayan ve parmak izi bırakmayan bir yüzeyin yanı sıra telefonun zarif estetiğini tamamlayan hareketli bir ışık efekti sağlıyor.
Alcatel 1 akıllı ve kolay kullanıcı deneyimi düşünülerek oluşturuldu. Fotoğraf çekerken yüz takibi, kullanıcıyı ve arkadaşlarını odakta kalmasını sağlıyor. Göz Rahatlığı modu da ekrandan gelen mavi ışık miktarını azaltarak gözün yorulmamasına yardımcı oluyor.
Ağustos 2021’de Avrupa’da satışa çıkacak olan Alcatel 1, siyah ve mavi renk seçenekleriyle geliyor.

Büyüme ve istihdamın beyin merkezi sanayi sektörlerinin ihracatı yüzde 87 arttı

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki sanayi sektörlerinin ihracatı Mayıs ayında yüzde 87’lik artışla 380 milyon dolardan, 712 milyon dolara yükseldi.

Madencilik sektörü ise; yüzde 54’lük ilerlemeyle 2020 yılı Mayıs ayında 68 milyon dolar olan ihracatını 94 milyon 40 bin dolara çıkardı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EİB’ten yapılan 712 milyon dolarlık sanayi ihracatında maden sektörü de eklendiğinde 90 milyon dolarla Almanya, 70 milyon dolarla ABD, 60 milyon dolarla Birleşik Krallık’ın öne çıktığını açıkladı.

“Birliğimiz bünyesinde yer alan sektörlerimiz 712 milyon dolarlık ihracatın 274 milyon dolarını gerçekleştirdi. Bölgenin sanayi ihracatının 438 milyon dolarlık kısmı yani yüzde 60’ı EİB’te Birliği olmayan sektörler tarafından yapılıyor. Bu rakama bakıldığında EİB bünyesinde, bu sektörlerde Birlik kurulması isteğimizde ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha doğrulandı. Firmaların sorunlarına en iyi bizim bünyemizde çözüm getirilebilir ve ihtiyaç duydukları eğitim desteği verilebilir. “Kimya”, “Elektrik-Elektronik”, “Çimento, Seramik ve Toprak Ürünleri”, “Otomotiv Yan Sanayii” ve “Makine” ve “İklimlendirme Sanayii” sektörleri öncelikli olmak üzere EİB bünyesinde yeni İhracatçı Birlikleri kurulmasıyla ilgili girişimlerimiz devam edecek.”

Sanayi ihracatının 154 milyon dolarlık kısmı kimyevi maddeler ve mamulleri, 61,8 milyon dolarlık kısmı otomotiv endüstrisi, 61 milyon dolarlık kısmı iklimlendirme sanayii, 60 milyon dolarlık kısmı elektrik elektronik, 49,4 milyon dolarlık kısmı makine ve aksamları, 35,8 milyon dolarlık kısmı çimento cam seramik ve toprak ürünleri, 6,8 milyon dolarlık kısmı halı, savunma ve havacılık sanayii 4,9 milyon dolar, 2,5 milyon dolarlık kısmı gemi ve yat ihracatı oluşturdu.

Tekstil sektöründen beşinci rekor geldi 

2021 yılının ilk dört ayında ihracat artış rekorları kıran Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nden Mayıs ayında beşinci rekor geldi.

ETHİB, Mayıs ayında ihracatını yüzde 223’lük artışla 11 milyon dolardan 35,7 milyon dolara yükseltti.

Her ay yüzde 100’e yakın ihracat artışı yaşayan tekstil sektörü, yıl sonu 350 milyon dolar hedefine ilerliyor.

Demir sektörünün ihracat artışı yüzde 73 oldu

Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 12 ihracatçı birliği arasında en fazla ihracat yapan ise; 138 milyon dolarla Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği oldu. EDDMİB, Mayıs ayında ihracatını yüzde 73 arttırma başarısı gösterdi.

Ege Demir ve Demirdışı İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, 2021 yılı başında 1,4 milyar dolar ihracat hedefi belirlediklerini ancak ilk beş aydaki yüksek performansları sayesinde son 1 yıllık dönemdeki ihracatlarının 1,5 milyar dolara yükseldiğini, koşulların bu şekilde devam etmesi halinde ihracat hedeflerini rahatlıkla geçeceklerini açıkladı.

“Demir ve demirdışı metaller sektörü çelik ürünleri ile birlikte Türkiye genelinde Mayıs ayında en fazla ihracat gerçekleştiren sektör, aynı zamanda Ege Bölgesi’nde de en fazla ihracat yapan Birlik konumunda. Bölgemize ve ülkemize en fazla döviz kazandıran sektörler arasında bulunmak bizler için gurur verici. Ege Bölgesi’nden yaptığımız ihracatta da düzenli artan bir ivmemiz var. Sektör olarak yılın başından beri de siparişlerde bir aksama olmadığı gibi hammadde fiyatlarının daha da yükselmesinden endişe eden çelik kullanıcıları yeterli stok bulundurabilmek için alımlarını artırıyorlar; yine önümüzdeki 2-3 aylık dönemdeki ihracat bağlantılarımızı da halihazırda yapmış durumdayız.”

Maden sektörü 1 milyar dolar hedefine ulaştı

Pandemi nedeniyle 2020 yılında zor günler geçiren Ege Maden İhracatçıları Birliği, 2021 yılında dünyada yaşanan normalleşmeyle birlikte ihracatta her ay yeni başarıları karnesine ekliyor.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, ”Mayıs ayında ihracatımızı yüzde 38’lik gelişmeyle 94 milyon 40 bin dolara yükselttik. Son 1 yıllık dönemde yüzde 11’lik artışla 1 milyar 5 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşarak. 2021 yılı için ortaya koyduğumuz 1 milyar dolar hedefini Mayıs sonu itibariyle yakaladık. İhracatlarının yüzde 73’ünü işlenmiş doğal taş ürünlerinden gerçekleştiren Ege Maden İhracatçıları Birliği üyesi doğal taş ihracatçılarımız her türlü takdiri hak ediyor. Dünyada madencilik sektöründe 20 milyar dolarlık bir pazar var. Bu pazardan payımızı artırmak, sadece daha çok ürün satmakla mümkün değil. Bunun yanında katma değerli ürün satmamız lazım. Bunun gece gündüz için çalışıyoruz.” dedi.

Hazır giyim ihracatında yüzde 59’luk artış

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, en büyük ihraç pazarı Avrupa’daki normalleşmeyle birlikte ihracatta eski parlak günlerine tekrar kavuştu.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “Mart ayında yüzde 37, 2020 yılında en sert düşüşlerden birini yaşadığımız Nisan ayında bu sene yüzde 148 yükseliş yaşadık. İhracatımız Mayıs ayında da yüzde 59 ilerledi ve 90 milyon 619 bin dolara çıktı. Son bir yıllık dönemde de 1 milyar 442 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırmayı başardık. 2021 yılı 1,5 milyar dolar ihracat hedefimize ulaşmamıza çok az kaldı. Geleneksel olarak Türkiye’nin açık ara en fazla dış ticaret fazlası veren sektörüyüz. 2020 yılında yaklaşık 17 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek ülkemize içinde bulunduğumuz ekonomik ortamda ciddi oranda döviz kazandırdık. Sektör olarak böyle bir performans göstermemiz bizi gelecek için cesaretlendiriyor.” diye konuştu.

Deri ve deri mamullerinden yüzde 76’lık rekor

 Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği ise; yüzde 76’lık gelişimle ihracatını 9 milyon 740 bin dolara taşıdı. Son bir yıllık dönemde 134 milyon dolar ihracat rakamına ulaşan deri ve deri mamulleri sektörü sene sonunda 160 milyon doları hedefliyor.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “2023 yılında sektörümüzün ihracatının 200 milyon dolar civarında olacağını öngörüyoruz. Üretim kalitemiz ve ürün kalitemiz dünya standardı üzerinde. Çin ve Hindistan gibi yarı mamul ithal eden ülkelere ihracatımız başladı. Mayıs ayından sonra hızlı bir ivme bekliyoruz. Libya, Fas, Tunus, Cezayir gibi bölgelerde kendi markalarımızın mağazalarını görüyoruz. Markalarımızın bilinirliğinin artmasıyla bu rakamlar artacaktır. Özellikle Avrupalı markaların ayakkabı sektörüyle alakalı Türkiye’de arayış içinde. Bu arayışın sonuçları Eylül’de belli olacak.” dedi.

Sektörel bazda en fazla ihracat yapılan ülkeler hangileri?

Çelikte; Birleşik Krallık, Almanya ve Kolombiya,

Demir ve demirdışı metallerde; Almanya, İtalya, İsrail,

Çimento cam seramik ve toprak ürünlerinde; ABD, Birleşik Krallık, Almanya,

Deri ve deri mamullerinde; Almanya, Birleşik Krallık, ABD,

Elektrik-elektronikte; Almanya, Fransa, Hollanda,

Gemi ve yat sektöründe; Avusturya ve Hollanda,

Halı sektöründe; ABD,

İklimlendirme sanayiinde; Almanya, İtalya ve Fransa

Kimyevi maddeler ve mamullerinde; İtalya, Birleşik Krallık, Belçika,

Hazır giyim ve konfeksiyonda; Almanya, İspanya, Birleşik Krallık,

Maden sektöründe; ABD, Çin, İspanya,

Makine ve aksamlarında; ABD, Almanya, Ukrayna,

Savunma ve havacılık sanayiinde; ABD, Birleşik Krallık,

Taşıt araçları ve yan sanayiinde; Almanya, İtalya, Fransa,

Tekstil ve hammaddeleri sektöründe; Pakistan, Çin, Vietnam ilk sırada yer alan ülkeler arasında.

140 ülkenin yemekleri Türk bitkisel yağlarıyla pişiyor

Türkiye, 2021 yılının 5 aylık döneminde 140 ülkeye 503,8 milyon dolarlık bitkisel yağ ihraç etti. Bitkisel yağ sanayicileri 2020 yılının Ocak – Mayıs dönemindeki 380,6 milyon dolarlık ihracatlarını yüzde 32 artırma başarısı gösterdi.

Türkiye’nin bitkisel yağ ihracatının 2020 yılının ilk beş aylık döneminde 406 bin 475 ton iken, 2021 yılının Ocak – Mayıs döneminde 368 bin 124 ton olarak gerçekleştiği bilgisini veren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, bitkisel yağ ihracatının miktar bazında yüzde 9 düşmesine karşın, döviz getirisinin yüzde 32 artış yakaladığını, dile getirdi.

Bitkisel yağ ihracatı 2021’de 1 milyar 250 milyon dolara çıkabilir

Bitkisel yağ ihracatının döviz bazında yüzde 46 yükselme gösterdiğinin altını çizen Terci, “Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak, Türkiye’nin bitkisel yağ ihracatına 120 milyon dolarlık katkı sağladık. Türkiye’nin ihracatında öne çıkan ülkeler 84 milyon dolarlık tutarla Irak, 51 milyon dolarlık bitkisel yağ talebiyle Suriye ve 50 milyon dolarla Libya oldu. Ege Bölgesi’nden çok ihracat yaptığımız pazarlar ise; 38 milyon dolarla Libya, 34,7 milyon dolarla Yemenv e 13,7 milyon dolarla Tunus sıralandı. 2020 yılında 981 milyon dolar olan bitkisel yağ ihracatımızın 2021 yılı sonunda 1 milyar 250 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Tüm ülkeler “Güvenlik Stoğu” yapıyor

Pandemi sonrasında yağlı tohum, hububat, bakliyat ve tüm gıda ürünlerinde tüm ülkelerin, “Güvenlik stoğu” adı altında uluslararası ticarete konu olan bu hammaddelere çok ciddi talep gösterdiğine işaret eden Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Rıza Seyyar, bu talep artışının getirdiği fiyat artışları yaşandığını, bu konjonktürel dalgalanmanın 2022 yılının ikinci yarısına kadar devam edeceğini öngördüklerini ifade etti.

Bitkisel yağlar özelinde uzun yıllar ortalaması 600 dolar seviyesinde ticarete konu olan ham ayçiçeği fiyatlarının, 2021 yılının birinci çeyreğinde 1700 dolarlardan işlem gördüğünün altını çizen Seyyar, “Bitkisel yağ fiyatları 2021 yılının ikinci çeyreğinde 1550-1600 dolar bandında fiyatlandı. Dünya genelinde bitkisel yağ üretimin son 5 yılın ortalamalarına göre yüzde 7 artış gösterdiği bir dönemde bu artışları yaşamamızın nedeni pandeminin getirdiği fiyat dalgalanmalarıdır” şeklinde konuştu.

Apolitik bir yaklaşımla üretimi arttırmaya odaklanmalıyız

“Pandemi tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de üretimin ne kadar önemli olduğunu, sürdürülebilir tarımsal üretimin ekonomik faaliyetlerin temeline oturduğunu bir kez daha tüm paydaşlara ve halkımıza hatırlatmış oldu” tespitinde bulunan Seyyar sözlerini şöyle tamamladı; “Türkiye, 2020 yılında 4 milyar dolar yağlı tohumlar ve türevleri ithal etti. 2021 yılında bu rakamın 5 milyar doları aşması bekleniyor. Türkiye’nin 35 milyar dolar seviyesinde olan tarımsal üretimini apolitik bir yaklaşımla 100 milyar dolara çıkarmak için sektör paydaşları, kamu, STK’lar çalışmalıyız. Türkiye yağlı tohumlar ve türevlerinde net ithalatçı olmak yerine üretimi destekleyip, planlayıp üretim ve çeşitliliği artırarak ihtiyaç duyacağı hammadde kaynağını kendi elinde tutmasını başarmak zorundadır. Türkiye pamuk üretimizi artırarak 25 milyar dolar ihracat yaptığı tekstil ve konfeksiyon sektörlerinin ana hammaddesine sahip olacağı gibi 1,5 milyar dolara ulaşan pamuk ithalatının önüne geçebilecek, 1 milyar dolar ithalat yaptığımız palm yağı ithalatına gerek kalmayacak. Daha fazla yağlı tohum ürettiğimiz takdirde büyükbaş hayvan yem ihtiyacını karşılayacak, daha uygun maliyetli et ve süt üretimi sayesinde et ve süt ürünlerinin türevlerini ihraç edebilir hale geleceğiz. Deri ve mobilya sektörleri gibi pek çok sektöre hammadde teminini büyütmüş olacağız. Kısaca bir bütün olarak baktığımızda yağlı tohumlar ve türevi ihtiyacımızı kendi topraklarımızdan çözdüğümüzde temelinde tarım olan birçok sektör ve işkolununda önünü açmış, rekabetçiliğimize katkı sağlamış olacağız. Yani hububat, bakliyat ve yağlı tohumları sadece nohut, mercimek, çekirdek, mısır olarak görmek yerine bu ürünlerin katkıda bulunduğu sektörler ve onların çıktılarını göz önünde bulundurmakta fayda var.”

AKBANK UNICHALLENGE+ GENÇLERİ BİR KEZ DAHA “DİJİTAL” İLE BULUŞTURDU

Bu sene 10. yılını kutlayan IAB tarafından Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin desteğiyle 2015 yılından beri düzenlenen ve 4 yıldır Akbank’ın ana sponsorluğunda gerçekleşen Akbank UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı, bu yıl da Covid-19 nedeniyle UniChallengerlar ile bir kez daha online ortamda buluştu.

14-25 Haziran tarihleri arasında online olarak düzenlenen iki haftalık kampa Türkiye geneli ve yurt dışından yapılan başvurular arasından IAB Eğitim Yürütme Kurulu tarafından 60 üniversite öğrencisi ve yeni mezun seçildi. Akbank tarafından verilen brief doğrultusunda hazırlanan sunumlar arasından ilk 3’e giren ekipler IAB üyesi firmalarda 1 aylık staj imkânı elde etti.

7’incisi yapılan UniChallenge+, Akbank’ın bu yıl hayata geçirdiği ve gençlere, geleceğin yetkinliklerini kazandırmak üzere farklı alanlarda eğitimler sunan Akbank Gençlik Akademisi desteğiyle yapıldı. Yüzlerce başvuru arasından programa seçilen öğrencilerin 25’i İstanbul’dan, 9’u Eskişehir’den, 7’si İzmir’den, 5’i Ankara’dan, 2’si Yalova’dan gelirken Bursa, Çanakkale, Gaziantep, Isparta, Karabük, Kocaeli, Konya, Niğde, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve Kıbrıs’tan birer öğrenci katıldı.

Üniversitelerin 3. ve 4. sınıfları ile yeni mezun öğrenciler UniChallenge’da iki hafta boyunca toplam 38 eğitmen/konuşmacıyla bir araya gelerek, dijitali sektör profesyonellerinden dinleyerek ekosistemi yakından tanıma fırsatı buldular. Medya planlama, sosyal medyada içerik yönetimi, marka oluşturma, influencer pazarlaması, video reklamlar gibi sektörel konuların yanı sıra çeşitli kariyer oturumlarıyla da “Dijital Reklamcılık” sektörüne kendilerini nasıl hazırlayacaklarının yollarını keşfettiler.

Ayrıca sektörün önde gelen isimlerinin yer aldığı “Üniversiteden Sonra Bizi Neler Bekliyor?” Paneli, bu yıl ilk kez IAB YouTube Kanalı’nda canlı yayınlanarak UniChallengerlar’a ek olarak üniversite öğrencilerine ve sektör profesyonellerinin geniş katılımıyla gerçekleşti. Panelin kaydına IAB YouTube Kanalı’ndan ulaşılabilir.

UniChallengerlar derslerin yanı sıra aynı zamanda mentorlarıyla birlikte altı kişilik gruplar halinde sunumlarını hazırladılar.

Yapılan sunumlar sonrası 10 grup arasından seçilen ilk 3 ekip üyeleri:

Birinci Ekip

Aysu Kara – İstanbul Üniversitesi

Burak Marakçı – Anadolu Üniversitesi

Ekin Sözkesen – ODTÜ

Mazlum Aslan – İstanbul Üniversitesi

Şebnem Mısır – Kocaeli Üniversitesi

Şule Nur Ustaoğlu – Karabük Üniversitesi

Mentor: Yerda Ergün

İkinci Ekip

Ali Rıza Özbek – İstanbul Üniversitesi

Beste Yılmaz – Anadolu Üniversitesi

Beyzanur Topaç – İstanbul Üniversitesi

Derya Yücel – Hacettepe Üniversitesi

Hilal Kalkan – İstanbul Üniversitesi

Pelinnur Sayın – İzmir Ekonomi Üniversitesi

Mentor: Sinan Çilek

Üçüncü Ekip

Ali Yılmaz – İstanbul Üniversitesi

Beste Erdem – Anadolu Üniversitesi

Yaren Alevli – Yıldız Teknik Üniversitesi

Yusuf İzzettin Biçer – Marmara Üniversitesi

Zeynep Yıbar – Bursa Uludağ Üniversitesi

Mentor: Taylan Koru

Katılımcılardan bazıları program ile görüşlerini şu sözlerle paylaştı:

Beyzanur Topaç / İstanbul Üniversitesi:

“UniChallenge+’ı arkadaşımdan duymuştum başvuru formuma da yazmıştım ‘Dijital pazarlamayı burada öğrendim’ demişti. Benim az çok bir deneyimim var ancak sektörden insanları görmek, birebir konuşmak, onlardan ders almak beni inanılmaz mutlu etti. Çok yoğun bir döneme geldi ancak ne kadar içine dahil olduysam kat be kat fazlasını aldım. Böyle bir etkinlik yapıldığı için hepinize teşekkür ediyorum. İyi ki beni de aldınız :)”

Duygu Can / Anadolu Üniversitesi:

“İnsanın kendine vermesi gereken değerin ortaya çıkmasında rol oynayan platform. Kişi sadece eğitimi tamamlamayı değil, kendi için gelebileceği maksimum yeri hedefliyor. Challenge guruplar arası zannediliyor ancak herkesin en büyük challenge’ı aslında kendiyle :)”

Ece Gürsoy / Dokuz Eylül Üniversitesi:

“Dolu dolu eğitimler, deli dolu grup toplantıları ve harika mentorlarıyla hayatınızda edinebileceğiniz en güzel deneyimdir UniChallenge!”

Yaren Alevli / Yıldız Teknik Üniversitesi:

“UniChallenge’ın bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Her ne kadar bu dönemi online geçirmiş olsak da eğitimlerimizle olsun takım arkadaşlarımızla toplantılarımız olsun şu 2 haftayı aktif ve eğlenceli bir şekilde geçirdik. Birlikte geçirdiğimiz bu süreç boyunca çok güzel bir deneyim elde ettim. Teşekkürler UniChallenge!”