Ekonomi-teknoloji haberleri..(28.06.2018)

Sürdürülebilir Etki Raporu’nu yayınladı
Rapor, başarıyla tamamlanan önemli çevresel hedeflere, ABD’de azınlıkların istihdam edilmesinde yakalanan önemli büyümeye ve milyonlara ulaşan eğitim programlarına yer veriyor.
HP Inc. (NYSE: HPQ), yaşadığımız gezegen, insanlık ve topluluklar için uzun süreli iyileştirmeleri güçlendirecek yeni çabaları özetleyen ve bu konularda kaydedilen yıllık ilerlemeyi gösteren 2017 Sürdürülebilir Etki Raporunu yayınladı. Rapora göre, kadınların yönetici pozisyonlarında yer almasında kaydedilen sürekli artışın yanı sıra istihdam çeşitliliğinde de yaklaşık yüzde 8’lik bir artış görülüyor.
Raporun ana başlıkları şöyle:
• HP’nin Sürdürülebilirlik ile rakiplerine göre fark yarattığı ihale oranlarında geçen yıla göre yüzde 38’lik artış; 700 milyonu aşkın yeni iş hacmi.
• Planlanan takvimin öncesinde bilimsel hedeflere ulaşılarak, Kapsam 1 (doğrudan) ve Kapsam 2 (dolaylı) sera gazı emisyonlarında yüzde 35 düşüş.
• Orijinal HP yazıcı mürekkebi üretmek için HP’nin kapalı döngü geri dönüşüm sürecinde kullanılan, 2017’de Haiti’den toplanan 8,3 milyardan fazla plastik şişeden elde edilen 170 tonluk kaynak.
• Amerika’da istihdam çeşitliliğinin 2016’da yüzde 26,8’den 2017’de yıllık yüzde 8 artışla yüzde 34,5’e ulaşması.[1]
• Daha iyi öğrenme sonuçları için kaliteli eğitimi ve dijital okur-yazarlığı artıran HP çözümleriyle fayda sağlanan 14,5 milyonu aşkın öğrenci ve yetişkin.

HP Inc. Başkanı ve İcra Kurulu Başkanı Dion Weisler rapor hakkındaki görüşlerini şöyle ifade etti: “HP olarak daha iyi bir dünya için teknolojiyi dönüştürüyoruz. Bu dönüşümün kalbinde dünya üzerinde sürdürülebilir etki bırakacak işler yaratmak yer alıyor. Bu yalnızca yapılması doğru olan şey değil; aynı zamanda bizim yeniliklerimizi, büyümemizi besliyor ve uzun vadede daha güçlü ve sağlıklı bir şirket olmamızı sağlıyor.” HP’nin 2017 Sürdürülebilir Etki Raporu, geçen yıl duyurusu yapılan hedeflere göre kaydedilen ilerlemenin spesifik detaylarının yanı sıra daha verimli, döngüsel düşük karbon ekonomisini, iş gücü becerilerini ve iş sağlığını geliştirmeyi ve daha kapsayıcı, adil, teknoloji destekli öğrenmeyi amaçlayan sürdürülebilir 4. Endüstri Devrimi olmak üzere gezegen, insanlık ve topluluklar üzerindeki etkiye dair HP’den güncellemelere yer veriyor.
HP Tedarik Zinciri Müdürü Stuart Pann ise “Sürdürülebilir etki, olumlu yönde değişimi hızlandırırken doğrudan gerçek iş sonuçlarına dönüşüyor. Müşterilerimiz, ortaklarımız, analistler ve diğer paydaşlarımız arasında güçlü bir fark yaratmamızı sağlıyor. Hizmet verdiğimiz ülkelerde bu noktada kattığımız anlam ve kaydettiğimiz ilerlemeden gurur duyuyoruz” dedi.

Gezegeni koruyacak hedeflere ulaşılması
HP, operasyonlar, ürünler ve tedarik zinciri olmak üzere tüm değer zinciri boyunca sera gazı emisyonlarını düşürmeye yönelik zorlu hedefler koymuştu. 2017’de HP’nin Kapsam 1 (doğrudan), 2 ve 3 (dolaylı) hedefleri Science Based Targets Initiative (Bilime Dayalı Hedefler İnisiyatifi) tarafından onaylandı. 2015’ten bu yana, şirket global operasyonlarından kaynaklanan Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı emisyonlarını 2015’e göre yüzde 35 azaltarak, yüzde 25 olarak belirlenen 2025 hedefinin üzerine çıkmış oldu. Bu düşüşler, enerji verimliliği çabaları ve 2017’de Amerika Birleşik Devletleri’nde alınan yenilenebilir enerji sertifikaları sayesinde gerçekleşti. HP, tüm global operasyonlarında yüzde 40 oranında yenilenebilir elektrik kullanma hedefine de ulaştı. Şirket aynı zamanda ürün portföyündeki sera gazı emisyonu yoğunluğunu yüzde 33 azaltarak 2010’dan 2020’ye kadar bu alanda koymuş olduğu yüzde 25’lik düşüş hedefini de aşarak 2010’dan bu yana tedarikçilerinin 1,05 milyon tonluk karbon emisyonunun önlemesine yardımcı oldu.
Döngüsel ekonomiye doğru ilerlemenin hızlandırılması
HP, kaynak kullanım uygulamaları ve operasyonel mükemmellikten, şirketin lider ürün ve çözümlerinin nasıl tasarlandığına, üretildiğine ve kullanıldığına kadar tüm değer zinciri boyunca ve hatta değer zincirinin de ötesinde, materyallerin daha etkin kullanıldığı, döngüsel ve düşük karbon ekonomisine yönelik bir iş modeli dönüşümünü benimsemiştir. HP, donanımlarının kullanım ömrünü uzatmak için de çalışmaya devam ediyor. 2017’de şirketin yeniden üretim programı kapsamında 4,6 milyon donanım ünitesi onarıldı. Ürünler kullanım ömürlerini tamamladığı zaman, HP, kapsamlı onarım, yeniden kullanım ve geri dönüşüm programları sunuyor. 2016’dan bu yana 271 bin 400 ton donanımı geri dönüştüren HP, 2025’e kadar 1,2 milyon tonluk geri dönüşüm hacmine ulaşmayı taahhüt ediyor. Aynı zamanda, HP 2017’nin başında geri dönüşüm tedarikçilerinin isim ve konumlarını halka duyurarak şeffaflık taahhütlerini de genişletmiş oldu.
HP’nin inovasyon stratejisinin merkezinde yeni üretim için yazıcı kartuşu plastiklerinin geri dönüştürülerek kullanılmasına öncülük eden çığır açıcı kapalı döngü geri dönüşüm programı yer alıyor. 2017’de şirket kapalı döngü üretim çalışmalarını yazıcıları dahil ederek genişletti. Kapalı döngü üretim çalışmalarının bir sonraki aşamasına ise bilgisayarlar dahil edilecek.
HP’nin ortaklıkları da güçlü, döngüsel bir ekonomi yaratma taahhütlerine ulaşmak için kilit rol oynuyor. Bu bağlamda;
• Geçtiğimiz yıl HP, Haiti’de geri dönüştürülen plastik şişelerden imal ettiği ilk orijinal HP yazıcı kartuşlarını tanıttı. Mart 2018’de, HP, Haiti’den 170 tonu aşkın (8,3 milyonun üzerinde plastik şişeden) plastik kaynağı temin etti. Bu plastikler geri dönüştürülmeseydi su şebekelerine ve okyanuslara karışacaktı. HP, First Mile Coalition’daki ortaklarıyla birlikte yerel ölçekte önemli bir ekonomik fırsat yaratarak 50 çocuğa eğitim imkânı ile gıda ve tıbbi yardım sağladı.
• HP, kapalı döngü materyal akışına dahil etmek üzere kullanım ömrünü tamamlayan cihazlardan materyal dönüşümü sağlamak için Los Angeles merkezli Homeboy Electronics Recycling ile ortaklık başlattı. Daha önce sabıkası bulunan ve istihdam edilmesi güç olan kişileri elektronik ekipmanların geri dönüşümü ve onarımı konusunda eğiterek ve istihdam ederek, Homeboy, insan kaynağının ve doğal kaynakların değer gördüğü bir dünya yaratmayı hedefliyor.
• HP iş ortağı Best Buy ile birlikte, 2017 boyunca geri dönüştürülmüş elektroniklerden elde edilen 3 bin 200 ton geri dönüştürülmüş plastiği yazıcılarında kullanarak geri kazandı.
HP aynı zamanda, talebe uygun ve yerelleştirilmiş üretim sunmak için 3D baskı teknolojisini kullanarak 4. Endüstri Devrimi ile daha çok sürdürülebilirlik ve fırsat yaratımına odaklanıyor.
HP, Latex yazıcıda HP Multi Jet Fusion teknolojisi ile alüminyum bir parçayı, yeniden tasarlanmış 3D baskı naylon kısımla değiştirerek, elde edilen faydaları gözler önüne serdi.
Değişiklikle birlikte parçanın ağırlığı yüzde 93 azaldı, sera gazı emisyonları yüzde 95 düştü ve maliyetten yüzde 50 tasarruf edildi.
İşgücü çeşitliliği ve katılım standartlarının yeniden icadı
HP Inc. kadınların ve yeterli düzeyde temsil edilmeyen azınlıkların yönetici pozisyonlarda yer aldığı lider teknoloji şirketlerinden biridir. 2015’teki Hewlett-Packard bölünmesinden bu yana, HP’de 2015’te yüzde 21,7 seviyesinde olan kadın liderliği yüzde 6,5’lik bir artış göstererek 2017’de yüzde 28,2’ye ulaştı. HP’nin üst yönetici ekibinin yüzde 21’i, yedi farklı ülkeyi temsil eden ve HP’yi şirket içi çeşitliliği artırma konusunda çok güçlü bir konuma getiren yeterli düzeyde temsil edilmeyen azınlık gruplarından oluşuyor. Hukuk, Finans, İK ve Pazarlama dahil olmak üzere pek çok global fonksiyonda, kadınlar çalışan tabanının yüzde 52’sini temsil ediyor.
Global Çeşitlilik Danışma Kurulu, stratejik ortaklıklar, sağlanan burslar ve Hour of Code gibi gönüllü çalışan çabaları dahil olmak üzere çok çeşitli girişimler ile, HP, kadınların ve yeterince temsil edilemeyen grupların fırsat eşitliğini artırmak için çalışarak, STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) yetenek hattının gelişimine yıllardır yatırım yapıyor. Yetenek çeşitliliğinde istihdamı artırmaya yönelik taahhütleri kapsamında, HP, Amerika Birleşik Devletleri’nin on üç şehrinde 500’ün üzerinde genç kıza ulaşarak yıl boyunca atölye çalışmaları ve kodlama yaz kampları düzenleyen Black Girls Code gibi organizasyon ve programları desteklemeye devam ediyor.
Bu yaz kampları ve atölye çalışmaları yeterince temsil edilmeyen topluluklara mensup genç kızların diğer genç kızlarla birlikte, kendilerini ilişkilendirebilecekleri kadın rol modellerin rehberliğinde bilişim ve kodlamanın temel ilkelerini öğrenmeleri için bir fırsat yaratıyor.
Milyonlarca kişi için daha iyi öğrenme sonuçlarının elde edilmesi
Eğitim, dönüştürücü güce sahip fırsatlara kapı açıyor ve dünya genelinde insanların ve toplulukların hayatlarını iyileştiriyor. HP, 2025’e kadar 100 milyon kişi için daha iyi öğrenme sonuçları yaratma hedefi kapsamında güçlü bir ilerleme kaydetti. 2017 süresince, 14,5 milyonun üzerinde öğrenci ve yetişkin HP’nin eğitim programlarından yararlandı. Bu rakam, HP’nin Clooney Foundation for Justice ve UNICEF ile ortaklığının ilk yılında 4 bine yakın Suriyeli mülteci öğrenciyi, HP LIFE’a ve BT becerileri eğitimine kayıt olan 55 bin yeni öğrenciyi ve Hindistan’ın kırsal kesimindeki köy ve kasabalar için çalışan HP’nin World on Wheels programıyla ulaştığı 4 bini aşkın insanı da içeriyor. 2017’de HP Ürdün’ün Azraq mülteci kampında kurulacak altı HP Öğrenme Stüdyosu’nun (HP Learning Studios) ilk ikisini başlatmak için BM Mülteci Ajansı ve diğer ortaklarıyla işbirliğine girdi.
Ayrıca, yeni nesil akademik ortamlar yaratmak amacıyla K-12 ve üzeri eğitim kurumlarıyla birlikte çalışan HP’nin Geleceğin Sınıfı ve Geleceğin Kampüsü gibi girişimleri de raporda yer alıyor. HP’nin Uygulamalı Araştırma Ağı’nın, sınıf ortamında üç boyutlu sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamaları üzerine araştırmalar yapan 20 yüksek eğitim kurumuyla işbirliği bulunuyor.
HP’de sürdürülebilir etki
HP olarak, yaşadığımız gezegen, insanlık ve topluluklar için uzun süreli iyileştirmeleri güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Dürüst mühendislik ilkesiyle çalışıyor, tüm ürün ve operasyonlarımızın en yüksek etik değerleri temel aldığından emin oluyoruz. Performansı geliştiren, atıkları azaltan, döngüsel ve düşük karbon ekonomisini güçlendiren tam döngü bir inovasyon taahhüt ediyoruz.
Daha adil, eşitlikçi ve kapsayıcı bir toplum hedefiyle fırsat yaratarak ve somut adımlar atılmasını sağlayarak etki yaratmak için ilham veriyoruz.
Bu çabalar hakkında daha fazla bilgi almak için HP Sürdürülebilir Etki sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz:  www.hp.com/sustainableimpact.

MÜSİAD HAZİRAN AYI SAMEKS VERİLERİ AÇIKLANDI

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Haziran ayı SAMEKS verileri açıklandı. Belirtilen rakamlara göre SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 3,5 puan artarak 54,0 değerine yükseldi ve ekonomik aktivitedeki canlılığın sürdüğüne işaret etti.

 2018 yılı Haziran ayında mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 3,5 puan artarak 54,0 değerine yükselmiş ve ekonomik aktivitedeki canlılığın sürdüğüne işaret etmiştir. Endekste gözlenen bu artışta hizmet endeksinin 5,6 puan artarak 56,0 puana yükselmesi etkili olurken, sanayi endeksi de 1,4 puan artışla 51,7 puana yükselmiştir.

Hizmet sektöründe girdi alımları hızlı bir artış sergilerken, buna bağlı olarak iş hacmi 3,6 puan ivme kazanmış ve 52,3 seviyesine yükselmiştir. Bu dönemde girdi alımlarının sanayi sektöründe de güçlü seviyesini koruduğu gözlenirken, böylece sanayi üretiminde 6,0 puan artış kaydedilmiştir.

Böylece mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Bileşik Endeksi’nin 54,0 puanlık değeri 2018 yılı Haziran ayına ilişkin ekonomik aktivitenin canlılığına işaret ederken, hem hizmet hem de sanayi sektörünün 50 referans puanı üzerindeki seyrini sürdürmesi; SAMEKS’teki olumlu görünümün önümüzdeki dönemlerde de süreceğinin sinyalini vermektedir.

1.      Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Sanayi Endeksi, 2018 yılı Haziran ayında, bir önceki aya göre 1,4 puan artarak 51,7 seviyesine yükselmiştir. Bu dönemde girdi alımları 1,2 puan artış kaydederek 61,2 seviyesine yükselmiş ve firmaların sektöre olan güveninin sürdüğüne işaret etmiştir. Girdi alımlarındaki artışa karşın nihai mal stokunda gözlenen düşüşler, firmaların yaptığı satın alımların gelecek dönemlere yönelik olduğuna işaret etmektedir.

Önceki aya göre 1,2 puan gerilemiş olmasına karşın, yeni siparişlerin 50 referans puanı üzerindeki seyrini koruması, bu dönemde sanayi üretiminde gözlenen 6,0 puanlık artışı desteklemiştir. Üretimde gözlenen artışa rağmen istihdamın hız kaybetmesi ise,  Haziran ayında sanayi sektörüne ilişkin olumsuz bir görüntü sunmaktadır.

Bununla birlikte SAMEKS Sanayi Endeksi, son 17 aya dair olumlu görünümünü Haziran döneminde de sürdürmüş ve 50 referans değerinin üzerinde yer alarak sektördeki canlılığa işaret etmiştir.

a)     Üretim

Sanayi sektörüne ait Üretim alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 6,0 puan artarak 51,2 seviyesine yükselmiştir. Önceki aya göre gerçekleşen bu artışta yeni siparişler ve girdi alımlarındaki olumlu görünümün sürmesi etkili olmuştur.

b)    Yeni Sipariş

Sanayi sektörüne ait Yeni Sipariş alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 1,2 puan azalarak 50,5 seviyesine gerilemiştir. Artış hızında gözlenen yavaşlamaya karşın yeni siparişlerin 50,5 puanlık seviyesi, sektördeki canlılığın devam ettiğini göstermektedir.

c)     Satın Alım

Sanayi sektörüne ait Satın Alım alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 1,2 puan artarak 61,2 seviyesine yükselmiştir. Sektöre yönelik satım alımların güçlü bir şekilde devam etmesi, firmaların sektöre olan güveninin sürdüğüne işaret etmektedir.

d)    Nihai Mal Stoku

Sanayi sektörüne ait Nihai Mal Stoku alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 3,3 puan azalarak 46,2 seviyesine gerilemiştir. Endekste gözlenen bu düşüş, firmaların Haziran ayında mevcut stoklarından tüketime yöneldiğine işaret etmektedir.

e)     Tedarikçilerin Teslimat Süresi

Sanayi sektörüne ait Tedarikçilerin Teslimat Süresi alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 4,5 puan azalarak 50,3 seviyesine gerilemiştir. Haziran ayında firmaların %74’ü teslimat sürelerinde önemli bir değişim olmadığını ifade etmiştir.

f)      İstihdam

Sanayi sektörüne ait İstihdam alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 0,7 puan artarak 49,5 seviyesine gerilemiştir. Böylece sektöre ilişkin istihdam üst üste iki ay 50 referans değerinin altında kalarak olumsuz bir görünüm arz etmiştir.

2.      Hizmet Sektörü SAMEKS Endeksi

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Hizmet Endeksi; 2018 yılı Haziran ayında, bir önceki aya göre 5,6 puan artarak 56,0 değerine yükselmiştir. İş Hacmi (3,6 puan), Satın Alım (9,8 puan), ve İstihdam (2,8 puan) alt endekslerinde gerçekleşen artışlar, hizmet sektöründe gözlenen hızlanmanın en önemli belirleyicileri olmuştur.

Girdi alımlarında gözlenen olumlu görünüm Haziran ayında da devam etmiş ve böylece sektöre ait iş hacmi artış kaydetmiştir. Girdi alımlarında gözlenen artışa rağmen nihai mal stokunda gözlenen düşüşler, bu dönemde firmaların mevcut stoklarından tüketime yöneldiğine işaret etmektedir. Sektöre ilişkin istihdam ise iş hacmindeki ivmelenmeden olumlu etkilenerek artışını sürdürmüştür.

Böylece mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Hizmet Endeksi 2018 yılı Haziran ayında 56,0 puanla 50 referans değeri üzerindeki seyrini sürdürerek sektöre yönelik olumlu görünümün devam ettiğine işaret etmiştir.

a.      İş Hacmi

Hizmet sektörüne ait İş Hacmi alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 3,6 puan artarak 52,3 seviyesine yükselmiştir. Bu dönemde girdi alımlarındaki olumlu görünümün sürmesi, sektöre yönelik iş hacminin artışına destek vermektedir.

b.     Satın Alım

Hizmet sektörüne ait Satın Alım alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 9,8 puan artarak 69,8 seviyesine yükselmiştir. Girdi alımlarında gözlenen artışlar, hizmet sektöründeki olumlu görünümün önümüzdeki dönemde de süreceğine işaret etmektedir.

c.      Nihai Mal Stoku

Hizmet sektörüne ait Nihai Mal Stoku alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 1,3 puan azalarak 49,7 seviyesine gerilemiştir. Endekste gözlenen bu düşüş, firmaların Haziran ayında mevcut stoklarından tüketime yöneldiğine işaret etmektedir.

d.     Tedarikçilerin Teslimat Süresi

Hizmet sektörüne ait Tedarikçilerin Teslimat Süresi alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 2,0 puan azalarak 51,8 seviyesine yükselmiştir. Haziran ayında katılımcıların %83’ü teslimat sürelerinde önemli bir değişim olmadığını ifade etmiştir.

e.      İstihdam

Hizmet sektörüne ait İstihdam alt endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre 2,8 puan artarak 53,0 seviyesine yükselmiştir. Bu dönemde girdi alımları ve iş hacminde gözlenen artışlar, sektöre yönelik istihdama olumlu yansımıştır.

YORUM:

Yılın ilk çeyreğini 53,3 puan ortalamasıyla tamamlayarak ekonomik aktivitedeki canlılığa işaret eden SAMEKS Bileşik Endeksi, olumlu görünümünü ikinci çeyrekte de sürdürmüştür. Buna göre SAMEKS; Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan bu dönemdeki 52,6 puanlık ortalamasıyla, hem sanayi hem de hizmet sektörüne yönelik pozitif bir tablo sunmuştur.

Haziran ayı özelinde ise, hizmet sektörüne ilişkin girdi alımlarındaki artışların hız kesmeden sürmesi, iş hacminde gözlenen artışların önümüzdeki dönemde de süreceğine işaret etmektedir. SAMEKS Sanayi Endeksi’nde ise Ocak 2017 döneminde başlayan artış trendinin Haziran ayında da sürdüğü görülmektedir.

T.C. Merkez Bankası tarafından açıklanan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranının Haziran ayında 0,1 puan artarak 78,3’e ve TÜİK tarafından açıklanan Tüketici Güven Endeksinin 70,3’e yükselmesi, SAMEKS’teki olumlu görünümü teyit etmektedir.

Özetle SAMEKS’in 2018 yılı ikinci çeyrek performansı, reel sektördeki olumlu gidişatın devam ettiğine ve Türkiye ekonomisindeki büyüme performansının bu dönemde de süreceğine işaret etmektedir.

Türkiye’ye 1 milyar dolarlık Avrupa’nın en büyük yatırımı

İnşaat ve finansmanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla TOKİ tarafından yaptırılan Avrupa ve Türkiye’nin en büyük karma projesi KUMSmall Factory’nin lansmanı gerçekleştirildi.

Radisson Blu Hotel Kayseri’de gerçekleşen lansmana Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayraktar, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Sayın Ömer Gülsoy, Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mehmet Büyüksimitçi, sektör temsilcileri, iş ve basın dünyasından isimler katıldı.

Kumsmall AVM Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Mehmet Akkaş, lansmanda yaptığı konuşmada Kayseri’nin mobilya üretim merkezi olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Türkiye’deki mobilyanın yüzde 50’si Kayseri’de üretiliyor. Dolayısıyla bu mobilyacıların ürünlerini sergileyeceği bir merkeze ihtiyacı vardı. Ürettiğimiz ürünleri daha iyi şartlarda sunabilmenin bizim için bir ihtiyaç olduğunu düşündük ve bu projeyi hayata geçirmeye karar verdik. Avrupa ve Türkiye’nin en büyük ve dünyanın ise en büyük ikinci alışveriş merkeziyiz. Mobilya üreticilerinin tamamı projeye büyük destek veriyor. Bu projede Mobilyacılar Odası, Sanayi Odası ve Ticaret Odası’yla beraber hareket ediyoruz. Projede ağırlıklı olarak Kayserili üreticiler olacak. Ama diğer illerden de üreticiler yer alıyor. İlerleyen dönemde yapılacak tanıtım çalışmalarıyla yurtdışından da üreticileri bekliyoruz. Kayseri de bu konuda öncü bir şehir. Bundan sonraki süreçte bu projeyle birlikte Kayseri’nin cazibe merkezi olmasını bekliyoruz. Birlikte hareket edersek bunu başaracağımızı düşünüyorum.”

AVM’LER TEMA PROJELER OLMAK ZORUNDA

GLA Gayrimenkul Yönetim Kiralama Danışmanlık Ceo’su Tahir Çelik de, “Alışveriş merkezleri birbirinin tekrarı olmaya başladı, biz bu projede bunu yıkmış olduk. Türkiye’de alışveriş merkezleri tema projeleri olmak zorunda biz bunu savunuyoruz, buradaki temamız da mobilya” dedi. Projede mobilya ve dekorasyon konsepti ile klasik alışveriş merkezini bir araya getirdiklerini ifade eden Çelik, AVM’nin 1 milyon 500 bin metrekareye yakın açık, 900 bin metrekare kapalı alana kurulan 180 bin metrekare kiralanabilir alanında 400 adet mağaza ve 6 bin araçlık otoparkıyla hizmet vereceğini belirtti. Bu proje ile Kayseri ve çevresinde 15 bin kişiye hizmet vermeyi hedeflediklerini kaydeden Çelik, “Projemiz TOKİ tarafından yapılıyor, içerisinde iki iş merkezi ve bir otel var. Bu özellikleri ile şuanda Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi olacak. Projede mobilya ve dekorasyon markaları ile bildiğimiz yeme içme eğlence markaları bir araya geliyor, kısacası projede her şey var” şeklinde konuştu.

Lokasyon olarak Kayseri çevre yolu üzerinde bulunduğunu dile getiren Çelik, “Yeni yapılan Şehir Hastanesinin hemen yanında, çok yakınımızda Nuh Naci Yazgan Üniversitesi de var. Şehirden ulaşımı tramvay ile sağlayacağız, içinden bir tramvay geçen alışveriş merkezi olma özelliğini kazanmış olacak” bilgisini verdi. Kayseri’nin Anadolu’nun başkenti olduğunu ifade eden Çelik, Kayseri’nin turizmde çok önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Projenin turizm açısından da önemli katkılar sağlayacağını kaydeden Çelik, “Erciyes Kayak Merkezi şuanda Türkiye’nin en gözde kayak merkezlerinden biri. Hem biz turizme katkı sağlayacağız hem de turizm bize katkı sağlayacak. Yakınımızdaki Kapadokya bölgesi de önemli bir merkez, bütün geçişler Kayseri üzerinden sağlanıyor. Projemiz aynı zamanda çevre dostu bir proje. 400 marka çok ciddi de bir istihdam sağlamış olacak. Hem Kayseri ve çevresinde yaşayanlar hem de perakendeciler mutlu olacak” diye konuştu.

“ALIN TERİNİ ÇÖZDÜK, AKIL TERİ EKSİKLİĞİMİZ VAR”

Lansmanda Kayseri Mobilyacılar Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Erciyes Yapı Kooperatifi Genel Müdürü Ercan Sarıkaya da yer aldı. Kayseri Mobilyacılar Odası olarak Türkiye’de üretimi çözdüklerine inandığını dike getiren Sarıkaya, “Üretimde katma değerli iyi tasarımlı ürünler yok, yani alın terini çözdük akıl teri eksikliğimiz var. Biz üyelerimize ürünlerini katma değerli hale getirecek ve pazara sunabilecek karma AVM konsepti geliştirdik. Biz şehrin sanayisinde üretilen ürünlerin ön plana çıktığı yeni bir konsept geliştirdik” ifadelerinde bulundu.

Daha sonra söz alan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayraktar, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Sayın Ömer Gülsoy, Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mehmet Büyüksimitçi de, projenin Kayseri için öneminden, şehrin potansiyelinden ve hedeflerinden bahsetti. Lansman toplantısının ardından katılımcılar, alışveriş merkezi inşaat alanını gezerek yetkililerden bilgi aldı.

MOBİLYA VE DEKORASYONDAN MODAYA

KUMSmall Factory’nin yüzlerce ulusal ve uluslararası alternatif markayı çatısı altında toplayarak, konforu ve alışveriş keyfini tasarım özellikleriyle bütünleştiren ticari bir alandan ziyade ziyaretçilerinin sosyal, kültürel ve eğlence adresi olan bir yaşam alanı olarak dizayn edilecek. KUMSmall Factory, mobilya dekorasyon ve klasik AVM konseptini birleştiren ilk karma proje olacak ve rakipleri içerisinde mobilyadan dekorasyona, modadan yeme içmeye, spordan eğlenceye kadar en fazla ürün seçeceğine sahip ilk karma proje olarak sıra dışı bir alışveriş deneyimi sunacak.

KUMSmall Factory tüm bunların yanı sıra güneş panelleri ve doğal gaz ile elektrik üreten ‘trijenerasyon’ sistemi ile kendi enerjisini üretecek ve ürettiği enerjiyi tasarruflu bir şekilde kullanacak. Bu özel tasarımla ‘Doğa Dostu AVM’ olacak. KUMSmall Factory, aynı zamanda mobilya ve dekorasyon konsepti ile Yurt içi ve Yurt dışına toptan satış hedefi ile yılın 365 günü fuar alanı olarak hizmet verecek.

Toplantıda ayrıca ülke geneline katkı sağlayacak bir alışveriş merkezi hayaliyle yola çıkıldığı belirtilerek açıklamada şu bilgilere yer verildi: Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray, Yozgat, Sivas, Kahramanmaraş, Malatya, Adana gibi illere hizmet vererek Türkiye’nin ilk bölgesel AVM’si olacak. “Bölgedeki illere bağlantıyı sağlayan çevre yolu üzerinde yer alan KUMSmall Factory, 9 kilometre mesafede yer aldığı şehir merkezi ile toplu ulaşımı için yeni tesis edilen tramvay hattı ve içinden raylı sistem geçen ilk alışveriş merkezi olacak. Kumsmall Factory, Hızlı tren istasyonu ve yeni şehirlerarası otobüs terminali ise hemen yanı başında yer alıyor. Yani ulaşılması imkansız bir büyüklükte olan ama ulaşımı kolay olan bir proje hayata geçirilecek. KUMSmall Factory, 8.500 bin çalışanı ve 60 bin günlük frekansı, yeni hizmete giren Şehir Hastanesi’ne yürüme mesafesinde, 10 bin öğrencisi bulunan Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’ne ise sadece 1,5 km mesafede yer alıyor. Türkiye’nin en gözde turizm merkezlerinden Erciyes Kayak Merkezi ve Kapadokya her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapıyor. Bu ziyaretlere ulaşım imkânı sağlayan, en yoğun havaalanlarından Kayseri Havaalanı KUMSmall Factory’a çok yakın ve uluslararası bölge havaalanı olarak hizmet veriyor. Yerli-yabancı turistler ile bölge nüfusunu katlayan gurbetçi ziyaretçilerimiz de alışveriş merkezimizin potansiyel müşterileri olacaktır.”

Yüzlerce ulusal ve uluslararası alternatif markayı çatısı altında toplayarak, kalıpların ötesinde bir konseptle sektöre yön veremeye hazırlanan KUMSmall Factory, bir Erciyes KSS Yapı Kooperatifi projesi. Merakla beklenen bu dev projenin yönetimi GLA Gayrimenkul Yönetim Kiralama ve Danışmanlık AŞ. firması tarafından yapılacak ve KUMSmall Factory 1 Nisan 2019’da açılacak.

Tohum ve fide-fidan desteğinde son gün

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tohum ve fide-fidan desteğinde son 3 güne girildiğini bildirdi.

Destekten yararlanmak isteyen çiftçilerin, 29 Haziran Cuma günü mesai saati bitimine kadar başvurmaları gerektiğini belirten Bayraktar, “Çiftçilerimizin yaşanabilecek yoğunluğu göz önünde bulundurarak kayıtlarını son güne bırakmadan bir an önce yaptırmalarında fayda var” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2018 yılı “Yurt İçi Sertifikalı Tohum Kullanım ve Yurt İçi Sertifikalı Fidan/Fide ve Standart Fidan Kullanım Desteği” başvurularının 29 Haziran’da biteceğini, gerekli belgelerle müracaatını zamanında yapamayan çiftçilerin destekten faydalanamayacağını belirtti.

Şemsi Bayraktar, yurt içi sertifikalı tohum kullanım desteğini dekarda, susam, kanola ve aspirde 4, tritikale, yulaf ve çavdarda 6, çeltikte 8, buğday ve arpada 8,5, yerfıstığı 15, nohut, kuru fasulye, mercimek ve soyada 20, korunga, fiğ, yem bezelyesinde 20, yoncada 30, patateste 80 lira olacağını bildirdi.

Bayraktar, yurt içi sertifikalı fidan/fide ve standart fidan kullanım desteğinin ise dekarda, bodur ve yarı bodur meyve türlerinde standart olanlarda 100, sertifikalı olanlarda 400, sertifikalı çilek fidesinde 400, bağ ve nar hariç diğer meyve fidanlarında standartta 100, sertifikalıda 280 lira olacağını kaydetti.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tohum ve fide-fidan desteği başvurularının, Ziraat Odalarından alınan çiftçi belgeleri ve diğer istenen belgeler ile tarım il ve ilçe müdürlüklerine yapılabileceğini hatırlattı.

DÜNYA KUPASI ARAŞTIRMASI

Poltio.com’da yanıtlanan sorular Türk insanının Dünya Kupası’na dair algısını ortaya koydu.

Türkiye’nin en çok oy kullanılan sosyal anket platformu www.poltio.com, kullanıcıları tarafından sorulan ve toplam 3.700’den fazla yanıtlanan anketlerin sonuçlarını analiz ederek Türkiye’nin Dünya Kupası ile ilgili bakış açısını ortaya serdi.

Bu sene şampiyonluğu elde edecek ülkenin ‘Brezilya’ olacağı düşünülüyor!

700’den fazla kişinin katıldığı ‘2018 Dünya Kupası’nda şampiyonluğa hangi ülke ulaşır?’ anketinde insanlar %28,3’lük oranla ‘Brezilya’ yanıtını verdi. ‘Portekiz’ %19,1’ oy oranı ile ikinci sırada yer aldı. %17,2 oy alan ’Almanya’yı %6,4’lik oranla ‘Fransa’ takip ederken, ‘Arjantin’ ve ‘İspanya’ %7,2 ve ‘İngiltere’ %1,4’lük oranla anketin en az oy alan seçeneği oldu.

İnsanların 2018 Dünya Kupası’na katılmasını en çok istediği ülke ‘Türkiye’ oldu!

‘2018 Dünya Kupası’na hangi ülkenin/ülkelerin katılmasını isterdiniz?’ sorusunu yanıtlayan 697 kişinin %45,3’ü ‘Türkiye’ cevabını verdi. %10,8’luk oranla ‘İtalya’ ikinci sırada yerini alırken, %9,2’lik oranla ‘Hollanda’ üçüncü sırada yer aldı. İnsanlar %6,3 lük oranla Bosna-Hersek’i, %5,9’luk oranla ise ‘Galler’i Dünya Kupası’nda görmek istediği ülkeler listesine koydu. Geriye kalan Arnavutluk, Avusturya, Cezayir, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Fildişi Sahili, Gana, İrlanda, Kamerun, Norveç, Slovakya ve Ukrayna ülkeleri ise %3’lük oy diliminin üstüne geçemedi.

Türk halkına göre bu sene ki Dünya Kupası’nda gol kralı ‘Cristiano Ronaldo’ olacak!

‘Dünya Kupası’nda gol kralı kim olur?’ anketi 2.000’den fazla kişi tarafından oylandı ve birinci gelen cevap %79,4’lük oranla ‘Cristiano Ronaldo’ oldu. Ronaldo’yu %6,0’lık oranla ‘Romelu Lukaku’ takip ederken, %5’lik oranla ‘Harry Kane’ üçüncü sıraya yerleşti. ‘Lionel Messi’ %4,9, ‘Diego Costa’ %2,8 ve ‘Denis Cheryshev’ %0,8’lik oy oranı ile sonuncu oldu.

Balda ihracat artırılmalı…

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, balda ihracatın artırılması gerektiğini bildirerek, “Zengin doğal kaynaklarıyla arıcılık cenneti olan, üretimde 115 bin tonla dünya ikinciliğini alan Türkiye, 6 bin 500 tondan çok daha fazla bal ihraç edebilir” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, doğal flora ve nektar kaynakları bakımından çok zengin olan Türkiye’nin arıcılıkta olağanüstü potansiyele sahip olduğunu belirtti. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, dünya genelinde üretilen 1,66 milyon ton balın yüzde 27,1’sini Çin’in, yüzde 5,7’sini ise Türkiye’nin karşıladığını vurguladı.

Türkiye’de 2017 yılında, 84 bin işletmede 8 milyona yakın kovanda 115 bin ton bal üretildiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ülkemizde bal olağanüstü bir potansiyele sahiptir. Balın geleceği ihracata bağlıdır. Türkiye, 2017 yılında 23,4 milyon dolarlık 6 bin 500 ton bal ihraç etmiştir. Çok daha fazla bal ihraç edilebilir. Balın yanı sıra polen, arı sütü, propolis gibi ürünlerin üretim ve ihracatına da önem verilmelidir. Kovan başına bal verimi artırılmalıdır. Çin kovan başına 50,1 kilogram bal alırken, bizde bu rakam 14,3 kilogramda kalmaktadır.”

-Yapılması gerekenler-

Bayraktar, Türkiye’nin arıcılıktan çok daha fazla gelir elde edebilmesi için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

“Arı üreticilerinin birlikler ya da kooperatifler şeklinde gelişmiş ülkelerdeki gibi güçlü bir şekilde örgütlenmesi sağlanmalıdır.

Özellikle ihracatta önem arz eden ballarda, arıların nektar aldığı bitkiye göre sınıflandırılması ve belli bir standardı yapılmalıdır.

Balda kalıntıya neden olan hastalık ve zararlılara karşı bilinçsizce ilaç kullanımı önlenmelidir.

Merdiven altı üretilen sahte ballara yönelik denetimler artırılmalıdır.

Kaçak bal girişleri önlenmelidir.

Arıcılar, balın yanı sıra yüksek katma değer sağlayan polen, arı sütü, propolis gibi diğer ürünleri de üretebilmesi için teşvik edilmelidir.

Arıcıların modern arıcılık konusunda eğitilmeli, genç çiftçiler desteklenmelidir.

Bölge şartlarına uygun ana arılar üretilerek arıcılara dağıtılmalıdır.

Organik bal üretiminin artırılmalıdır.

Kovanlarda standartlaşma sağlanmalı, verim ve kalite artırılmalıdır.

Sağlıklı Türk kuru meyveleri dünya genelinde tanıtılacak

Sağlık deposu kuru ve kabuklu meyvelerin dünya genelinde daha fazla tüketilmesi için politikalar geliştiren Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Konseyi (INC) dünya çapında yeni bir kampanya başlattı. Kampanya ile kuru ve kabuklu meyvelere ilişkin bilinirlik arttırılırken, ihtiyaç sahiplerine kuru meyve paketleri de hediye edilecek.

Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Konseyi’nde Türkiye’yi temsil eden Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği kampanyanın daha çok insana ulaşması için büyük destek veriyor.

“Daha sağlıklı bir dünya için kuru ve kabuklu meyve” sloganı ile başlatılan kampanya çerçevesinde bir video filmi hazırlandığı bilgisini veren INC’nin Türkiye Büyükelçilerinden Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Bilge Göksan, tanıtım kampanyasının aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi kimliğine bürüneceğini, Farklı milletlerden 22 kişinin, ülkelerinin kuru ve kabuklu meyvelerini sunacağı ve ürünlerin sağlığa faydalarını anlatacakları video, sosyal medyada her paylaşıldığında, 28 gr’lık bir kuru ve kabuklu meyve paketinin bu ürünleri satın alıp tüketemeyen kişilere hediye olarak verileceğini kaydetti.

Türk kuru meyvelerinin dünya genelinde farkındalığı artacak

Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir üretim ve ihracatında dünya lideri olduğunu hatırlatan Göksan, “Bu kampanya Türk kuru meyvelerinin dünya genelinde bilinirliğini ve farkındalığını daha da arttıracak. Bu tür tanıtım çalışmalarıyla hedefimiz yıllık 1.4 milyar dolar seviyesinde olan kuru meyve ihracatımızı 3 milyar dolara çıkarmak” diye konuştu.

28 gr. sağlıklı yaşamın şifresi

Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Konseyi’nin tanıtım kampanyasında 28 gr’lık kuru ve kabuklu meyve paketleri dağıtılması ile ilgili de bilgi veren Göksan şöyle devam etti: “28 gram, günlük olarak tüketimi tavsiye edilen kuru ve kabuklu meyve miktarı olup, bu açıdan sembolik bir anlama sahip. Özetle 28 gr. kuru meyve sağlıklı yaşamın şifresi.”

INC’nin bu kampanyasının, kuru ve kabuklu meyvelerin sağlıklı olduğunu dünya genelinde tanıtma yanında kuru ve kabuklu meyve satın alma gücü olmayan kişileri kuru ve kabuklu meyvelerle tanıştırma hedefi olduğuna işaret eden Göksan kampanyayı şöyle özetledi;

  • http://nutsforgifts.org/ adresindeki videonun viral hale getirilmesi ve çok sayıda insana ulaştırılması hedefleniyor
  • Videonun paylaşılmasının yanı sıra, kampanya, sosyal medya hesaplarında da kullanılacak olan #NutsForAHealthierWorld etiketiyle de desteklenecek.
  • Dünya çapında tanınan Bloggerlar, gıda, sağlıklı yaşam, yaşam tarzı vb. konularda yönlendirici olan sosyal medya fenomenleri, kampanyanın duyurulması ve yayılması için destek olacaklar.
  • INC üyesi firmalar, kampanyanın yaygınlaşması için videoyu üyeleriyle paylaşacak.
  • Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Konseyi kampanya sürecinde bağışlarda en az 5.000 kg kuru ve kabuklu meyveye ulaşmayı ve bu sayade yaklışık 200 bin kişiye ulaşmayı hedefliyor. INC üyeleri belirli bir miktar (1.000 kg’ın üzerinde) kabuklu ve kuru meyvelerden bağış yaparak bu kampanyaya katılım imkanına sahip. Bu katkılarına karşılık, bağış yapan firmalar ambalajlarında ve iletişim araçlarında “Daha Sağlıklı Dünya için Kuru ve Kabuklu Meyve Etiketi” kullanma hakkına sahip olacak. Ayrıca, INC yayınlarında firma logolarına yer verilecek. Detaylı bilgi almak isteyenler http://nutsforgifts.org/ adresini ziyaret edebilirler.

UHKİB ve BAU iş birliğiyle hazır giyimde Endüstri 4.0 dönüşümü başladı

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB), Bahçeşehir Üniversitesi iş birliğinde başlattığı “Endüstri 4.0 Entegrasyonu” projesi ile Türk hazır giyim sektörünün küresel ticaretteki yüzde 3,4’lük payını artırmasını ve yüksek katma değerli ihracatta öncü olmasını amaçlıyor.  

 UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir: “Türkiye geneli hazır giyim ihracatında kg ortalama değeri 14,69 dolar iken, UHKİB’de kg değeri 21,76 dolar. Başarımızda firmalarımızın engin tecrübesi var. İhracatımızda yüzde 86 paya sahip olan AB ülkelerinin talep ettiği teknik ve sağlık standartlarını tamamen karşılıyoruz. ABD, Rusya ve Japonya gibi yeni pazarlara da açılarak yıl sonunda ihracatımızı 570 milyon dolara çıkaracağız.”

 Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB), Bahçeşehir Üniversitesi iş birliğinde “Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektöründe Endüstri 4.0 Entegrasyonu” projesini başlattı. Proje ile dünyanın 5. büyük tedarikçisi olan Türk hazır giyim sektörünün 500 milyar dolarlık küresel ticaretteki yüzde 3,4’lük payını artırmasına ve yüksek katma değerli ihracatta öncü olmasına katkı amaçlanıyor.

 Projenin yol haritasının belirlendiği ilk toplantı, UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, Yeşim Tekstil CEO’su ve bir önceki dönemin UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı olan Şenol Şankaya’nın yanında proje içinde yer alan 15 firmanın temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, yeni proje ile UHKİB’in bilgi üreten ve sektöre rol gösteren bir rehber olma özelliğini sürdüreceğine dikkat çekti.

 

İhracat başarısı, dijital dönüşüm ile doğru orantılı

Tüm dünyada sanayi ve ihracat başarısı ile dijital dönüşüm sürecindeki başarı arasındaki doğru orantıya dikkat çeken Gündemir “Türkiye de bu anlamda bir yol ayrımında. Dijital teknolojilerin yerleştirilmesinden iş gücü yetkinliklerinin artırılmasına, eğitimden kurumsal kültüre, Sanayi 4.0’ın dokunduğu her alanda hazır giyim sektöründe yapılması gereken çalışmaların önemi ortada. Projemiz ile sektörümüzdeki dönüşüme katkı sağlayacağız. Ve sektörün lider firmaları da dünya ekonomisinde gelecekte de söz sahibi olma konumunu korumuş ve sürekli gelişim içinde rekabetçi yapılarını sürdürmüş olacak” dedi.

 

Made in Turkey sözünün arkasında duran bir karakter

UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, yeni dönem yol haritasının markalaşma, sürdürülebilirlik ve insan gücü olarak üç bileşenden oluştuğunu söyledi. Gündemir, “Dünyada Made in Turkey etiketi, tasarımı, kalitesi, satış sonrası desteği ile verdiği sözün arkasında duran bir karakteri ifade ediyor. Projemizde bu etiketin daha geniş kitlelere ulaşması birincil önceliğimiz olacak. Aynı şekilde üyelerimizin değişen trendler doğrultusunda yapay zekayı daha fazla kullanmalarını ve verimlilik artışını sağlayacak projeler üretecek, başarılı uygulama örnekleri ile sürekli sektörde iyileştirmeye öncülük edeceğiz. Yol haritamızın en önemli bileşeni olan insan gücünde eğitimlerle inovasyon kültürünü yaygınlaştıracağız” dedi.

 

Bu yıl hedef 570 milyon dolar ihracat

Konuşmasında sektör ihracatına ilişkin bilgi ve hedefleri de paylaşan Gündemir, şunları söyledi: “Ocak-Nisan döneminde Türk hazır giyim sektörü ihracatı yüzde 10,8 artışla yaklaşık 6 milyar dolar olurken, UHKİB ihracatı yüzde 16,5 artışla 215 milyon dolara çıktı. İhracat artış oranında ülke ortalamasının 6 puan üzerinde olmaktan gururluyuz. Yine nisan ayında Türkiye geneli hazır giyim ihracatında kg başına ortalama değer 14,69 dolar iken, UHKİB’in kg değeri 21,76 dolar düzeyinde oldu. UHKİB’in bu başarısında firmalarımızın engin tecrübesi var. İhracatımızda AB ülkeleri yüzde 86 paya sahip. Bu demek oluyor ki Avrupa kıtasının talep ettiği teknik ve sağlık standartlarını tam olarak karşılıyor, tasarım ve hızlı-hatasız servis yeteneğimiz ile fark yaratıyoruz. En çok ihracat yaptığımız ülkeler arasında İspanya, Almanya, Birleşik Krallık, Belçika ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerin yer alması tesadüf değil. Bu yıl sonunda ihracat hedefimizi 570 milyon dolar olarak belirledik. Bunun için mevcut pazarlarımızdaki rekabetçi yapımızı korumanın yanında, dünyanın en büyük hazır giyim pazarı olan ABD gibi hedef ülkelere de odaklanacağız. Yine Rusya’da kaybedilen pazar payını geri alacak, aynı şekilde dünyanın en büyük üçüncü hazır giyim pazarı Japonya’da payımızın artması için etkinlikler düzenleyeceğiz.”

 

Teknoloji, değişkenlikleri yönetme kabiliyetidir

Dünyada özellikle moda alanındaki gelişmelerin iş yapış modellerini de değişime zorladığını ifade eden Gündemir “Firmaların çok hızlı bir şekilde tüketicinin ihtiyacına göre tedarik zincirlerini organize etmesi gerekiyor. Yeni yapıda maliyet ve satış fiyatı arasındaki kırılıma dikkat etmek lazım. Mağazaların satış fiyatlarını bizler biliyoruz. Minimum üç çarpanla başlayıp daha yükseklere çıkan matematikler var ama ürün bedeli sadece bunun üçte biri. Diğer masraflar ve stok politikaları da ürün bedeli kadar önemli. Bu modellerde sadece ürün fiyatı söz konusu olmadığı zaman Türkiye Uzakdoğu’ya göre avantajlı duruma geçecektir. Yüksek teknoloji sadece elektronik ya da robotlaşma değildir. Bu değişkenlikleri yönetebilme kabiliyetidir” diye konuştu.

 

Proje 16 Eylül tarihine dek sürecek

Proje başlangıç toplantısında katılımcıları bilgilendiren Bahçeşehir Üniversitesinden Doç. Dr. Ahmet Başkese de projenin 16 Eylül tarihine kadar devam edeceğini ifade etti. Proje içerisinde yer alan firmaların endüstri 4.0 olgunluk seviyesinin de değerlendirileceğini belirten Doç. Dr. Başkese, ilk etapta kapsamlı bir firma, sektör, swot ve ihtiyaç analizinin yapılacağını söyledi. Projenin Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklendiğini de hatırlatan Doç. Dr. Ahmet Başkese, proje paydaşı şirketlerin rekabet güçlerinin ve ihracat kapasitelerinin şirket ve sektör bazında analizinin yapılacağını da sözlerine ekledi.

D-8 ÜLKELERİ 6. İİT HELAL EXPO’YA YÜKSEK KATILIM KARARI ALDI

D-8 üye devletleri, D-8 çatısı altında 6. İİT Helal Expo’ya katılma kararı aldı. Dünyadaki 1,8 milyar Müslüman nüfusun 1,2 milyarını kapsayan D-8 ülkeleri, Türkiye dahil, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya’dan oluşuyor. D-8 Genel Sekreteri Datuk Cafer Ku Şaari, Dünya Helal Zirvesi Konsey Başkanı Yunus Ete’yi ziyaret ederek, 29 Kasım-02 Aralık 2018’de gerçekleşecek, Cumhurbaşkanlığı himayesindeki dünyanın en büyük helal organizasyonu olan 6. İİT Helal Expo Fuarı ve Dünya Helal Zirvesi İstanbul’a katılımlarıyla destek vereceklerini açıkladı.

Dünya Helal Zirvesi Konsey Başkanı Yunus Ete, tüm dünyayı gezerek, farklı zirvelerde Türkiye’yi “helal” kavramıyla anılan öncelikli ülke yapmak, lider olarak konumlandırmak, Türkiye’nin helal ticaretini geliştirmek ve 29 Kasım-02 Aralık 2018’de gerçekleşecek 6. İİT Helal Expo Fuarı ve Dünya Helal Zirvesi’ne katılımı yükseltmek için yoğun çalışmalar gerçekleştiriyor. İki ay içerisinde Malezya, Fas ve Rusya’daki üç önemli etkinliğe katılan Yunus Ete, buralarda konuşmalar gerçekleştirerek ve Helal Expo tanıtım stantları kurarak Türkiye’yi helal alanında temsil etti.

Geçtiğimiz aylarda Morocco’nun Kazablanka şehrinde gerçekleştirilen Morocco Business Trip etkinliğinde Dünya Helal Zirvesi Konsey Başkanı Yunus Ete bir konuşma gerçekleştirerek, helal piyasası ile ilgili güncel istatistikleri katılımcılarla paylaştı, Türkiye’deki organizasyonlarının tanıtımını gerçekleştirdi. Benzer şekilde Rusya ve Doğu Avrupa’nın en büyük ihtisas fuarlarından biri olan PRODEXPO, Fas Kralı 6. Muhammed’in himayesinde Maknes’te gerçekleştirilen SIMA EXPO, Malezya Uluslararası Ticaret ve Sanayi Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirilen MİHAS Fuarı ve Tataristan Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Invest Tataristan işbirliği ile yapılan Kazan Summit 2018, Yunus Ete’nin tanıtım çalışmaları yaptığı diğer etkinlikler oldu.

Helal Pazarı Farklı Sektörleri Zincirleme Revize Etti

Discover Events’in T.C. Cumhurbaşkanlığı himayesinde geçekleştireceği Dünya Helal Zirvesi 2018 ve 6. İİT Helal Expo Fuarı, 29 Kasım-02 Aralık 2018 tarihinde İstanbul’un en yeni fuar alanı Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezinde düzenlenecek. Dünya Helal Zirvesi Konsey Başkanı Yunus Ete yaptığı açıklamada; “Başta gıda olmak üzere finans, turizm, ilaç, kozmetik gibi alanlarda dünyada yükselişte olan helal kavramı vasıtasıyla, büyük markaların birçoğu bu hassasiyete uygun üretim yaparken, sektörü besleyen hammaddeler, üretim ayağında kullanılan makineler, ambalajlama gibi tüm aşamalarda da oldukça hassas davranılmaya başlandı. Tüketiciler ise helal standartlarına uygun üretimi kanıtlayan belgelere artık daha fazla dikkat etmeye başladı.” dedi.

D-8 Ülkeleri Kasım’da 1,2 Milyar Müslümanı Temsilen Türkiye’ye Gelecek

D-8 Genel Sekreteri Büyükelçi Datuk Cafer Ku Şaari, D-8’e 6. İİT Helal Expo Fuarı’nda imtiyazlı bir pavyon ve özel tesisler verildiğini ve böylece tüm üye devletlerin imtiyazdan faydalanmak için burada yer almasını istediğini söyledi.

“D-8 Ülkeleri Arasında Helal Sektörünün Potansiyelinin Artırılması Gerekiyor”

D-8 Genel Sekreteri Büyükelçi Datuk Cafer Ku Şaari, D-8’in dünyadaki her yedi kişiden birine ev sahipliği yaptığını ve genç Müslüman nüfusun yaklaşık yüzde 60’ının öngörülebilir gelecekte D-8’de yaşayacağını da belirtti. Ku Shaari, tüm Helal firmalarını bu göz kamaştıran potansiyelden en iyi şekilde yararlanmaya çağırdı.

“Cumhurbaşkanı: Üye Sayısı 8’den 20’ye Çıkarabilir”

Geçtiğimiz yıl İstanbul’da gerçekleşen D-8 (Developing 8 ya da Türkçe adıyla Gelişen Sekiz Ülke) Zirvesi’nde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkelerimiz arasındaki ticarette artık milli para birimlerimizi kullanmanın yolunu açabildiğimiz takdirde D-8 tarihinde bir devrime imza atmış olacağız” demiş ve açıklamasında şu detaylara yer vermişti: “Kur baskısı altında ekonomimizi eritmeye gerek yok. Bir takas odası kurulması için merkez bankaları bir araya gelmelidir. D-8 ülkeleri olarak toplantılara katılım düzeylerini artırmalı, çalışmaları, özel sektör kuruluşlarını da bu çalışmalara dahil etmeliyiz. Cumhurbaşkanları olarak D-8 Liderler Zirvesi’nin önemi iyi kavranmalı. Hepimiz D-8’e sahip çıkmalı, daha etkin, daha verimli, daha güçlü olması için azami gayret göstermeliyiz.” Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca teşkilatın üye sayısını 8’den 20’ye çıkarabileceklerini açıklamıştı.

Panasonic 4K 60p PTZ uzak kamerasını tanıttı

Panasonic, kamera yayın sınıfındaki PTZ kameralarda bir ilki gerçekleştirerek, 4K 60p çekim yapabilecek yeni 4K entegre uzak kamera modeli AW-UE150’yi geliştirdiğini duyurdu.

UE150 modeli HDR modu, farklı 4K arayüz desteği ve eş zamanlı 4K/HD çıkışı sunmanın yanı sıra yatay 75,1 derece ile sınıfındaki en geniş izleme açısı da sağlıyor.

Yayın, prodüksiyon, şirket, etkinlik ve sahne ortamları için uygun olan UE150, 1 tip MOS sensörü, 20X optik yakınlaştırma ve kusursuz akıllı yakınlaştırma (i.Zoom) ile birlikte geliyor. Desteklenen 4K arayüzler arasında 12G-SDI, HDMI, optik fiber ve IP bulunuyor.

Panasonic EMEA Pazarlama Müdürü Sivashankar Kuppusamy konuyla ilgili “UE150’nin çözünürlük, lens ve arayüz alanlarında sahip olduğu gelişmeler ile üst düzey kurumsal ortam, yayın veya prodüksiyon gibi üst düzey PTZ uygulamalarında yeni nesil bir iş akışı ve açık bir 4K yükseltme yolu sunuyor. Yeni bir sınıfa ait olan bu PTZ kamera, sektör lideri  AW-HE130 ile birlikte tanıtılacak. Böylelikle kullanıcılara iki farklı üst düzey ve entegre PTZ kamera sunulacak. Her ikisinin de kendine has özellikleri ve potansiyel uygulama alanları bulunuyor” dedi.

Panasonic, bunlara ek olarak yeni uzak kamera kontrol cihazı AW-RP150’yi de görücüye çıkardı. Bu cihaz UE150’nin yanı sıra Panasonic’in diğer üst seviye PTZ’leri ve diğer uzak kameralarıyla da uyumlu. RP150, önceki modellere kıyaslandığında önemli gelişmeler sunuyor. Bu gelişmeler arasında PTZ veya Odağı kontrol edebilen yeni tek elle kontrol çubuğuna ek olarak izleme ve menü ayarları için büyük bir dokunmatik LCD ekran yer alıyor. RP150 modeli, aynı zamanda kamera izleme için LCD panelinde SDI girişi de sunuyor.

PIRELLI’DEN İTALYA CUMHURİYET BAYRAMI’NA ÖZEL

“ÜÇ RENKLİ” LASTİK

 İtalyan lastik devi Pirelli, İtalya’nın Cumhuriyet Bayramı’nı (Festa della Repubblica Italiana)Pirelli Color Edition renklerini uyguladığı, “Üç Renkli” özel bir lastikle kutladı.

Pirelli’nin İtalya Cumhuriyet Bayramı’na özel olarak ürettiği lastik, 26 Haziran Salı günü Ankara Büyükelçilik binasında düzenlenen törende, Pirelli Türkiye CEO’su Gian Paolo Gatti Comini tarafından İtalyan Büyükelçisi Luigi Mattiolo’ya takdim edildi.

Pirelli, İtalya’nın ulusal bayramını dünya çapında faaliyette bulunduğu çeşitli ülkelerde ürünleri ve markası ile kutluyor. Üç renkli özel lastikler, Almanya, İngiltere, Çin, Rusya, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’daki bazı diplomatik araçlara da takılacak. Ayrıca, “Üç Renkli” lastik bu ülkelerin yanı sıra Paris, Ankara, Tokyo, Mexico City, Brasilia, Buenos Aires’teki diplomatik temsilciliklerde ve Roma’daki Dışişleri Bakanlığı binası Farnesina’da da sergileniyor.

Renkli lastikler, Pirelli’nin F1 deneyiminden yola çıkılarak tasarlandı

Pirelli, F1® şampiyonalarındaki deneyimiyle yol lastiklerine de Pirelli Color Edition renklerini uygulayarak hem performans, hem de stil ve tasarım açısından özelleştirilmiş lastiklerle sportif ve benzersiz karakterini vurguluyor. Bu lastikler, Pirelli’nin Milano yakınlarındaki Bollate fabrikasında yenilikçi bir teknoloji kullanılarak renklendiriliyor.

2018 YILI PROJESİ TAMAMLANDI

Şubat ayında başlamış olduğumuz Her yıl bir Okyanus’un, ilk meyvesini geçtiğimiz hafta; 8 haziranda gerçekleştirmiş bulunmaktayız.

Kurumumuz, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde bulunan Gürakar İlk ve Ortaokulu’na 2.000 kitaplı kütüphane tesis etmiş, 8 Haziran’da ise açılışla birlikte ziyaretini gerçekleştirmiştir.

Aynı zaman da, çocukları iş güvenliği konusunda bilinçlendirmek adına okul merdivenlerine kaydırmaz bant temin edilerek daha güvenli hale getirilmiştir.

Projenin en önemli kısmı ise süreklilik sağlayacak olması.

Her yıl Türkiye’nin dört bir yanından gelen kütüphane talepleri incelenecek, ihtiyaç ve konum sırasına göre belirlenecektir.

Böylelikle; Egebant’ın ismini verdiği, her yıl mutlaka bir kütüphane olacaktır. 10 yılın sonunda 10 okulun eğitim seferberliğine öncülük edecek ve yüzlerce öğrenciye, öğretmene destek sağlamış olacağız.

Egeli İhracatçılar Tahsin ÖZTİRYAKİ diyor!

Ege, ÖZTİRYAKİ’Yİ destekleyecek.

62 delege sayısıyla yıllardır TİM seçimlerinde belirleyici rol oynayan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), ihracatçıları 2023 hedeflerine taşımak üzere, ihracat gemisinin dümenini Tahsin ÖZTİRYAKİ’ye devretmek istiyor.

EİB, ihracatın yeni kaptanını seçmek üzere 30 Haziran 2018 Cumartesi günü gerçekleştirilecek Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Kurulunda oyunu mevcut TİM Başkanvekili Tahsin ÖZTİRYAKİ’den yana kullanacak.

Tüm adayların kendileri ve ihracat camiası için çok kıymetli olduğunu ifade eden EİB Koordinatör Başkanı Jak ESKİNAZİ, “Sayın Oğuz SATICI TİM’in halihazırda onursal başkanı olan, TİM ve İhracatçı Birliklerinin kurumsal itibarını kazanmasında büyük emeklerini olan bir arkadaşımız, zira Sayın İsmail GÜLLE de sadece kendi sektörü için değil tüm ihracatçı sektörlerin sorunlarının çözümü için gece gündüz çalışan bir arkadaşımız; ancak, biz yıllardır Sayın Mehmet BÜYÜKEKŞİ’nin yardımcılığını yürüten ve kendisiyle birlikte katma değerli ürünün ihracatımızdaki payının arttırılması, inovasyon kültürünün ülkemizde yaygınlaşması ve girişimciliğin desteklenmesi için çalışmalar yürüten Sayın Tahsin ÖZTİRYAKİ’yi destekleme kararı aldık” dedi.

Tüm adayları bizzat İzmir’de ağırlayarak projeleri hakkında bilgi sahibi olduklarını ifade eden ESKİNAZİ, “Delege arkadaşlarımızla biraraya gelip tüm adayları ve programlarını değerlendirdiğimizde, oyumuzu Sayın ÖZTİRYAKİ’den yana kullanma kararı aldık. İhracat camiamıza yakışan bir seçim süreci geçirdik. Eminim ki sonucu da tüm ihracatçılarımız açısından hayırlı olacaktır” şeklinde konuştu.

125 Milyon Euro karşılığında Ay’ın etrafında evlenme teklifi!

2022’’den itibaren herhangi zengin bir aşık, www.proposeinparis.com sitesinden tüm hizmetleri kapsayacak şekilde rezervasyon yaptırabilir, müteakiben 5 ay sonra olmak şartıyla aşağıdaki programdan faydalanabilir :

– Fiziksel eğitim ve 12 hafta önceden başlayarak teknik eğitim.
– Cape Caneveral , Floridadaki Kennedy uzay üssünden kalkış
– Yerçekimi değişiminin etkilerinin yani difüzyonun ilk hissedildiği anda uzay turistlerinin kasklarında Richard Strauss’un “Also sprach Zarathustra, Op.30” adlı eseri.
– Ay yörüngesine varış , 3 gün sonra 200/300 km. yükseklikten uçuş.
– 30 dakika boyunca dünya ile tüm irtibatın kesilmesi ve bu sırada kapsül ayın diğer yüzüne uçar.
– Frank Sinatra’nın şarkısı “Fly Me to the Moon” adlı şarkının uçuşunun yarısına kadar devam ederek evlenecek kişiye diğer tüm dış dünyadan izole olmasını sağlayarak evlenme teklifini (takımına gizlenmiş nişan yüzüğü ile ) yapması.
– Atmosfere girmeden ve inişten önce, yaklaşık dört gün boyunca ay kraterlerinde sarsıcı depremler ve dönüş yolculuğu.
Kapsülün izlediği yol, 1968’deki efsanevi Apollo 8 misyonununkine benzer olacaktır. 38.000 km / s’e ulaşabilen kapsül, çiftin uzayın fethi ve fetih tarihine görkemli bir şekilde girişini sonsuza dek ölümsüzleştirecek sekiz kamerayla donatılacaktır… aşkım!

86 milyar dolarlık duvarı delen siber saldırılara karşı 7 güçlü zırh

Aon’un 2018 Siber Güvenlik Tahminleri Raporu’na göre büyük ölçekli siber saldırılar, 86 milyar dolarlık güvenlik harcamalarına rağmen gerçekleşti. Şirketlerin bu saldırılara karşı koymak için uygulayacağı savunma önlemleri ise büyük önem arz ediyor.

2017’de gerçekleşen geniş ölçekli siber saldırılar şirketlerin dikkatlerini veri ihlallerinin de ötesine, teknik hassasiyetlerin operasyonel maliyetine yöneltti. Risk, emeklilik ve sağlık konularında profesyonel hizmetler sunan Aon’un 2018 Siber Güvenlik Tahminleri Raporu’na göre büyük ölçekli siber saldırılar, 2017’de yüzde 7 artışla 86,4 milyar dolara ulaşan güvenlik harcamalarına rağmen gerçekleşti. Bu harcamaların sistemsel harcamalar olduğuna değinen Aon Risk Yönetimi Danışmanlığı’ndan (AGRC) sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Eryaman şunları söyledi: “Bu sistemsel harcamaların yapılması gerekli. Ancak gerekli olan başka bir harcama kalemi daha var ki o da insan kaynaklarına yönelik harcamalar. Çalışanların siber güvenlik bilincini artırmamız gerekiyor. Yaşanan kötü tecrübelerin şirketleri her yönüyle etkilediğini görüyoruz. Bu sebeple saldırılarla mücadele, tüm çalışanları kapsayacak bütüncül bir çerçevede ele alınmayı gerektiriyor. Yoksa yazılıma ve donanıma ne kadar para harcarsak harcayalım, zafiyetleri kapatamayız!”

Güvenlik harcamaları hem dünyada hem Türkiye’de hızla artıyor
Son 5 yıllık süreç incelendiğinde; Araştırma Kuruluşu Gartner’ın analizlerine göre dünya genelinde 2013 yılında 67,2 milyar dolar olan güvenlik harcamaları geçen 5 yılda yaklaşık yüzde 29 artış gösterdi. 2013 yılında dünya genelinde şirketler siber güvenlik adına 67,2 milyar dolarlık harcama yaparken, bu rakam 2014 yılında 71,4, 2015 yılında 76,9, 2016 yılında 80, 2017 yılında ise 86, 4 milyar dolara ulaştı. 2019 yılında ise bu rakamın 108 milyar dolara ulaşması bekleniyor. International Data Center’ın Yükselen Piyasalar: Türkiye, BT, 2015 ve Sonrası Analiz Raporu’na göre de Türkiye’deki BT harcamalarının 2019’a kadar 23 milyar doları aşması bekleniyor.[1]

“Kritik altyapı” sektörlerine yönelik siber risklere karşı 7 etkin savunma
Dünya ortalamasına göre daha az olan siber savunma bütçelerimizi doğru konumlandırmanın önemine değinen Aon Global Risk Consulting, özelikle “kritik altyapı” sektörleri için önceliklendirme tavsiye ediyor.  Çatısı altındaki Stroz Friedberg ve Amerika Birleşik Devletlerinde ulusal siber izleme, uyarı ve analiz merkezi olarak kurulan ABD Bilgisayar Acil Durum Hazırlık Takımı da siber saldırılar konusunda çarpıcı bir veri sunuyor. Şöyle ki, üretim, enerji, petro-kimya gibi “kritik altyapı” sektörlerindeki sistem sahiplerinin etkin savunma önlemlerini uygulamaları durumunda 2014 ve 2015 yılları içerisinde raporlanan siber olayların yüzde 98’inin engellenebileceğini belirtiyor. Bu etkin savunma stratejileri 7 başlık altında toplanıyor:

Güvenilir Uygulamalar Listesi: ICS-CERT’e göre 2014 ve 2015’te yaşanan saldırıların yüzde 38’inin güvenilir uygulama listelerinin kullanılmaması sonucu ortaya çıkan zafiyetlerden kaynaklanıyor. Saldırganlar tarafından yüklenmeye çalışılan kötü amaçlı yazılımların tespit edilmesinde ve önlenmesinde Güvenilir Uygulamalar Listesi oldukça önemli bir savunma aracı olarak dikkat çekiyor.

Güncellemelerin ve Doğru Konfigürasyonların Yapılması: Siber saldırganların eski sürümleri kullanan ve güncellemeleri yapılmamış sistemleri hedef almaları sebebiyle, sistem güvenliği için doğru kaynaktan güvenilir güncellemelerin düzenli olarak yapılması gerekiyor. Bunun için şirketlerin, bir yama /güncelleme yönetim programı izlemesi tavsiye ediliyor. ICS-CERT, bu konudaki zafiyetlerden kaynaklanan saldırı oranı da yüzde 29 olarak tespit etmiş.

Saldırıya Maruz Kalınabilecek Alanların Azaltılması: Endüstriyel kontrol sistem ağlarının güvenilmeyen bütün ağlardan izole edilmesi önem arz ediyor. Saldırılara maruz kalınabilecek alanların başında da internet ağı yer alıyor. Bu noktada, kullanılmayan tüm portların ve işletim sistemlerinin kapatılması, dış ağlara yalnızca onaylanmış işler için erişim izni verilmesi büyük önem arz ediyor.

Savunulabilir Bir Ortam Kurulması: Şirket ağlarının dış çeperini koruyan erişim çemberi üzerindeki ihlaller sonucu oluşabilecek hasarları sınırlamak ve ağları mantıklı bir şekilde bölümlere ayırarak host-to-host iletişim kanallarını kısıtlamak bu konudaki en etkili taktikler arasında yer alıyor. Böylece, sistemin normal olarak çalışmasını sağlarken bir şekilde içeri girmeyi başaran saldırganların erişimlerini genişletmesine ve daha fazla bilgiye ulaşmasına da engel olunabiliyor.

Yetkilendirme Yönetiminin Uygulanması: Siber saldırganlar son zamanlarda sistemlerdeki özel yetkilere sahip kullanıcıların hesaplarını ele geçirmeye odaklanıyor. Bu sebeple, çok faktörlü deneme metotlarını uygulanması ve yetkileri kısıtlayarak her kullanıcıya görevleri hangi yetkileri gerektiriyorsa o yetkileri verilmesi tavsiye ediliyor. Sadece şifre kullanılmasını gerektiren durumlarda karmaşık ve uzun şifrelerin kullanılmasının özendirilmesi gerekiyor.

Güvenli Uzaktan Erişim Uygulamalarının Kullanılması: Başta modemler olmak üzere güvensiz erişim yollarının her fırsatta ortadan kaldırılması ve açık bırakılan tüm erişimlerin olabildiğince kısıtlanmaya çalışılması önemli savunma önlemleri arasında yer alıyor. Tedarikçilerin şirket kontrol sistemlerine kalıcı olarak uzaktan erişimlerinin olmasına izin verilmemesi de bu konuda dikkat edilmesi gereken öncelikli uygulamalar kapsamında değerlendiriliyor.

İzleme ve Müdafaa Uygulamalarına Başvurulması: Endüstriyel kontrol sistemlerinizi modern siber tehditlere karşı koruyabilmek için sürekli olarak saldırılara karşı gözlem yapılması ve gerektiğinde hızlı bir şekilde daha evvelden oluşturulmuş prosedürler doğrultusunda tepki verilebilmesi gerekiyor. Ayrıca her zaman bir kurtarma planının olması savunma önlemleri kapsamında sık sık vurgulanıyor. Bu doğrultuda, şirketlere sistemlerinin bilinen en son düzgün çalıştığı tarihe geri dönmesini kolayca sağlayacak “altın” yedek disklerin oluşturulması tavsiye ediliyor.

Çinli online mağazası DHGate.com Türkiye’den

e-ticaret eğitimine 1,5 Milyon USD’lik yatırım

Çinin en büyük online mağazalarından DHGATE.COM Türkiye’nin dört bir yanında KOBİ’lere yönelik e-ticaret eğitimlerine başladı. Eğitimin yanı sıra insan kaynağı ve yazılım konusunda da ciddi yatırım planları olan DHGate.com Türkiye, yıl sonuna kadar her iki başlık için yaklaşık 1,5 Milyon USD’lik yatırım öngörüyor.

Çin’in en büyük dijital ticaret platformu DHGATE.COM Macaristan ve ABD’den sonra Türkiye’de açtığı ofisinde tarihi İpekyolu ticaretini tekrar canlandırmak, daha geniş kitlelerin bu geleneksel ticaretten pay sahibi olabilmeleri amacıyla geniş bir e-ticaret eğitim seferberliği başlattı. İlki İstanbul’da gerçekleştirilen eğitim Kayseri, İzmir, Eskişehir, Bursa, Gaziantep ve Antalya’da devam edecek. Yıl sonuna kadar planlanan uygulamayla 1000’in üzerinde KOBİ ve öğrenciye e-ticaret konusunda eğitim verilmesi hedeflenmektedir.

Türkiye’nin Çin için çok önemli bir pazar olduğunu ve yatırımlarının sadece ticari değil iki ülke arasında kültürel ilişkilerinin gelişmesi noktasında da önemli bir misyona sahip olduğunu belirten DHGATE.com Türkiye Genel Müdürü Hou Yibing şunları söyledi:

“ DHGATE.com olarak dünya genelinde 7 dijital ticaret merkeze sahibiz ve 1,4 milyon satıcımızla, listelenmiş 40 milyon’dan fazla farklı ürünü satışa sunuyoruz. DHGate olarak bugüne kadar 230 ülkede, 1,4 Milyar parça ürünü sahipleriyle buluşturduk. Bu bağlamda Türk tüketicilerinin yanı sıra B2B yani üretici ve tedarikçilerinde bir araya geldiği global bir platform oluşturmayı hedefliyoruz. Yıl sonuna kadar KOBİ’lerin yoğun olduğu illerde eğitimlerimizi yapacağız. Yılsonuna kadar hedefimiz üniversite, yerel yönetimler ve ticari STK’larla işbirliği yaparak binin üzerinde kişiye eğitim vermek. ”.

Türkiye’ye sadece ürün satmak amacıyla gelmediklerine de değinen Hou Yibing konuşmasını şöyle tamamladı;

“ Türkiye konumu itibariyle Avrupa, Afrika, Rusya ve Ortadoğu’nun tam merkezinde. Dolayısıyla Türkiye’yi gerek lojistik, gerekse üretim noktasında merkez yapma düşüncemiz var. Ayrıca e-ticaretin en önemli unsuru ticari yazılım ile ilgili de büyük yatırımlarımız olacak. Çin’de kullandığımız yazılımın özellikle batıya entegrasyonu çok zor ve pahalı bir yatırım. Bu yatırımı da hem Ar-Ge hem de insan kaynağı bakımından Türkiye’de yapmayı planlıyoruz. Yılsonuna kadar yaklaşık 1,5 milyon USD’lik bir yatırım planımız var.  2019 yılı itibariyle hem yazılım hem de insana yatırımlarımız büyük bir hızla, artarak devam edecektir. Aslında Türkiye’nin kuluçka merkezleri açısından da bir ilk yaşanacak. Adeta bir yazılım ihracatını Türk yatırımcılarla beraber bu topraklarda yeşerteceğiz. ”