EKONOMİ-TEKNOLOJİ HABERLERİ (28.05.2022)

YEŞİL BİNALARIN ENERJİ VERİMLİLİĞİ DIŞA BAĞIMLILIĞI SONLANDIRACAK

2019 yılından itibaren uygulamaya konulan binalara yüzde 5 yenilenebilir enerji şartı getirilmesi ile birlikte yenilenebilir enerji alanına yönelik faaliyetler daha da önem kazanıyor. Güneş enerjisi üretimi için ülkemiz çok avantajlı bir konumda bulunuyor. Bu avantajı fırsata çevirmek için sanayi kuruluşları başta olmak üzere konutların günlük enerji ihtiyacını karşılamada güneş enerjisi sistemleri büyük rol oynuyor.

Enerji konusu gündemin en önemli maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Artan enerji maliyetleri enerji verimliliği kavramını da beraberinde getiriyor. Enerjide dışa bağımlılığı azaltacak ya da enerjideki dışarıya bağımlılığı kökünden çözecek uygulamalar sadece şirketlerin değil hükümetlerin de birinci gündem maddesini oluşturuyor. 2019 yılından itibaren Türkiye, binalara en az yüzde 5 yenilenebilir enerji şartı getirerek bu konudaki politikasını ortaya koymuş durumda.

YILLIK 2 BİN 737 SAAT, GÜNLÜK 7,5 SAAT VERİMLİ GÜNEŞ ALIYORUZ

Ülkemiz güneş enerjisi konusunda çok avantajlı bir bölgede yer alıyor. Türkiye’nin yıllık 2 bin 737 saat, günlük 7,5 saat verimli güneş aldığı bilgisini veren Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, “Avrupa Birliği üyesi ülkelerde güneş paneli kullanımı için hibe paketleri açıklandı. Berlin’de kent konseyi kararıyla 2023 yılı itibarıyla inşa edilecek tüm yeni binalarda güneş enerjisi kullanımını zorunlu kılındı.” ifadelerini kullandı.

GES’TEN ATATÜRK VE KEBAN BARAJI KADAR ENERJİ ÜRETMEK MÜMKÜN

Türkiye’de 80 milyon metre kare çatı alanı olduğunun tahmin edildiğini belirten Eray, “Bu kadar alanda günümüz teknolojisindeki güneş enerjisi panellerinin kullanılmasıyla Keban ve Atatürk Barajı’nın ürettiği kadar enerji üretmek mümkün. Enerji tüketimde binalar en yoğun yerler olarak karşımıza çıkıyor. Binaların kendi ürettiği enerjileri kullanması, enerjide dışa bağımlılığın azalmasına katkı sağlayacak. İklim krizinin etkilerini yoğun olarak görmeye başladığımız günümüzde enerjisini üreten ve karbon emisyonlarının azalmasına katkı sağlayan binalara yönelim de hızla artıyor. Fosil yakıtlar çevreyi kirletirken yenilenebilir temiz enerji ise dünyamızın teminatını oluşturuyor.” dedi.

TÜM DÜNYADA YEŞİL MUTABAKAT BAŞLADI

Tüm dünyada ‘Yeşil Mutabakat’ kapsamında yeşil dönüşümün başlaması ve Avrupa Birliği ülkelerinin tüm binaların sıfır enerji bina olmasını zorunlu hale getirmesi de çevre için sevindirici bir gelişme olduğunu belirten Eray, “İklim değişikliği ile mücadele kapsamında birçok ülke imzalamış olduğu Paris Anlaşması ile 2050 yılında Net Sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. GES başta olmak üzere genel anlamda yenilenebilir enerji konusunda tüm ülkeler beraber hareket edebilirse iklim krizinin beraberinde getireceği pek çok sorunun da önüne geçilmiş olur.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin yenilenebilir enerjide yatırımlar yapan bir ülke konumunda olduğunu belirten Eray şu ifadeleri kullandı:

“2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre yenilenebilir enerji kullanımında 8. sıradayız. Binaların kendi ürettikleri enerjileri kullanmalarıyla beraber fosil yakıtlara olan ihtiyacımız en alt seviyeye düşecektir. Böylelikle enerjide dışa bağımlılığımız azalacak ve enerji ithalatı için kullanılan parayı da başka alanlara aktarmamız mümkün olabilecektir.”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanan yönetmelik ile birlikte ‘Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar’ konsepti kapsamında, binaların kullandığı enerjinin en az yüzde 5’inin güneş enerjisi paneli, rüzgar enerjisi, ısı pompası gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması şartı getirilmişti.

GENÇ ve KADIN İŞSİZLİĞİ ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL

Resmi Veriler Kadınların İş Gücünde Erkeklerden Daha Az Yer Aldığını Doğruluyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hane halkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, 2021 yılında istihdam edilenlerin yüzde 32,8’i kadın, yüzde 70,3’ü ise erkek oldu.

Türkiye’de kadınların istihdama katılımı, Avrupa Birliği (AB) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkelerinin de altında seyrediyor. OECD ülkelerinde kadın ve erkeklerin istihdama katılım oranı arasındaki açık yüzde 14,5, AB üyesi ülkelerde yüzde 10 iken aynı oran Türkiye’de 39,1 şeklindedir.

TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 23 olan dar tanımlı genç kadın işsizliği, 2021 yılında 27,2’ye yükseldi. Kadınlar arasında geniş tanımlı yani mevsimlik işsizler ile iş aramaktan vazgeçenlerin de eklenmesiyle ortaya çıkan işsizlik oranı ise 2014 yılında yüzde 35,8 iken 2021 yılında 42,7 oldu.

Kadın istihdam oranı gelişmiş ülkelerin ortalamasının altında olan Türkiye’de pandemi süreci de kadınların iş gücüne katılımını olumsuz yönde etkiledi. Covid-19 salgını sürecinde birçok fabrika ve işyerinin kapanması en çok kadın istihdamını etkiledi ve 2018 yılından itibaren kadın istihdamı düşüş göstermeye başladı.

İstihdam Teşvikleri Çözüm Olabilir

Türkiye’de işsizliğin azaltılması ve istihdamın arttırılması için 2008 yılında çıkarılan 5763 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la; kadınların ve 18-29 yaş arası gençlerin istihdamını teşvik amacıyla, mevcut istihdama ilave olarak işe alınmaları halinde beş yıl boyunca kademeli prim indirimi sağlanmıştır. Türkiye’de ilk defa kadınların istihdamını teşvik etmesi bakımından hazırlanan bu kanun büyük önem taşımaktadır.

İstihdam teşviklerinden faydalanan işverenler, ödemek zorunda oldukları sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması, işverenlerin maliyetlerinin biraz olsun düşmesine yardımcı olacaktır. Bir diğer grup kadınların kendisidir. Teşvikler sayesinde kapılarını açan işverenler kadınları istihdam ederek onları “işsiz” gruptan çıkartarak işgücü piyasalarına çekecektir. Üçüncü grup ise devlettir. Teşvikler sayesinde artan kadın istihdam oranları makro anlamda ülkenin ekonomik büyüme ve kalkınmasında etkili olacaktır.

Olumlu Sonuçlar

İşsizliğin azaltılması için uygulanmaya başlayan istihdam teşvikleri, yıllar içerisinde göstergelere olumlu sonuçlar da yansıttı. Özellikle 2011 yılından itibaren yürürlükte olan 6111 sayılı kanunla uygulanan kadın ve genç istihdamını artırmaya yönelik olan devlet desteği kadınların işgücünekatılmasını olumlu yönde etkiledi.

Uzun yıllardır İnsan Kaynakları hizmetleri alanında danışmanlık hizmeti veren ve alanında uzman olan Artı365 Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Berat Süphandağ, işsizliği önleyici devlet politikalarının başında istihdam teşviklerinin yer aldığını ve hizmet verdikleri yüzlerce yüksek istihdam sağlayan firmalardan edindikleri istatistiklere göre orta ve uzun vadede ülke ekonomisine doğrudan pozitif etkiler sağladığını belirtti.

Kadın ve genç istihdamının sanayi ve hizmet sektörlerinin gelişimi için olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Berat Süphandağ, 2011 yılından itibaren Türkiye’de kadınların “işsizlik, istihdam ve işgücüne katılım” rakamlarını hazırladıkları bir grafikle paylaştı.

TÜRKİYE’NİN EN KAPSAMLI METAVERSE ZİRVESİNE SEKTÖRÜN ÖNCÜSÜNDEN DESTEK

Metaverse’ ün temel ilkeleri, teknolojisi ve beraberinde getirdiği kavramlar hakkında toplumsal farkındalığı oluşturmayı ve bu yeni trendlere karşı insanları bilgilendirmeyi hedefleyen gençlerin düzlediği Türkiye’nin en kapsamlı Metaverse Zirvesi başlıyor. Metaverse alanında yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren DOF Robotics, zirveye platin sponsor olarak desteklerini sunarken Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan’da zirvede ‘Metaverse’ün Geleceği’ hakkındaki görüşlerini ve gerçekleştirdikleri Ar-Ge çalışmalarını gençlerle paylaşacak.

Hızla gerçekleşen teknolojik gelişmelerin sonucunda yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen dijitalleşme ile ilgili kavramları yakından takip etmemizi gerektiriyor. Bu gelişmelerin en son geldiği nokta olan Metaverse’ün temel ilkelerini ve bu teknolojide yer alabilmek için de kavramın felsefesini anlamak gerekiyor. Metaverse teknolojisi ve beraberinde getirdiği kavramlar hakkında toplumsal farkındalığı oluşturmayı ve bu yeni trendlere karşı insanları bilgilendirmeyi hedefleyen, multidisipliner olarak bir araya gelmiş olan bir grup lisans ve lisansüstü öğrencinin çevresinde gerçekleşecek olan Metaverse Zirvesi, Türkiye’de bu alanda gerçekleşecek olan en kapsamlı zirve olma özelliği taşıyor.

5 ANA OTURUM BAŞLIĞI ALTINDA GERÇEKLEŞECEK

Metaverse Zirvesi, alanındaki bilgi kirliliğine karşı farklı disiplinlerden uzman isimleri bir arada ağırlayarak bilinmeyen noktaları çözmeyi ve bu konuya ilgili olan, merak eden herkesin doğru bilgiye ulaşmasını sağlamayı hedefliyor. 5 ana oturum başlığı altında Metaverse’ün tüm alanlarla olan ilişkisini anlatmayı hedefleyen zirve, Metaverse’ün Geleceği, Metaverse Teknolojileri, Metaverse ve Mimari, Metaverse ve Yaşam, Metahuman ve İnsan başlıkları altında düzenlenecek oturumlarla gerçekleşecek.

METAVERSE GELECEĞİNİN OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLERİ KONUŞULACAK

“Metaverse” alanında çalışmalar yapan muhtelif kurumlar arasında işbirliğini geliştirmek ve bu alanda çalışmak isteyen kişilere yeni bir alan açma hedefinde olan zirveye, ürettiği simülatör ve yazılımlarla dünyanın ilk 10 şirketi arasında giren ve 350’den fazla lokasyona ürünlerini ihraç eden, ileri teknoloji ve sanal gerçeklik firması DOF Robotics de platin sponsor olarak desteklerini sunuyor. Gençlere verdiği desteklerle tanınan, her fırsatta rakiplerden farklılaşacak bir yapıya ulaşmada yerli yazılım ile tasarımın önemini vurgulayan DOF Robotics’in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, ‘Metaverse’ün Geleceği’ oturumunda, kavramın bilinmesi gereken yönlerini, bu alandaki girişim ve Ar-Ge çalışmalarına dair tecrübelerini gençlerle paylaşacak.

VR TEKNOLOJİLERİNİ DENEYİMLEME İMKÂNI

28 Mayıs 2022 tarihinde, saat 10.00’da Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde hibrit ve ücretsiz olarak gerçekleşecek olan zirvede alanında uzman isimlerin konuşmalarının yanı sıra, DOF Robotics’in katkılarıyla katılımcılara dünyada ilgiyle takip edilen, onlarca ödül alan ve yüzlerce fuarda sergilenen bir deneyim alanı imkânı da sunulacak. Zirve alanına kurulacak olan VR istasyonunda, metaverse alanında üretilen birçok yeni teknoloji tanıtılacak ve zirve katılımcıları da VR tecrübesini deneyimleme şansını yakalayacak.

Uyum MasterERPm Day toplantı serisinin ilki yapıldı

Uyum MasterERPm Day toplantı serisinin ilki, 26 Mayıs Perşembe günü Sofitel İstanbul Taksim otelde, Uyumsoft müşterilerinin geniş katılımı ile gerçekleşti. Kurumsal Kaynak Planlama (ERP)’de ülkemizin lider şirketi Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, UyumERP ürünündeki son yenilikleri, teknolojideki son gelişmeleri ve işletmelerin uçtan uca dijitalleşme süreçlerini anlattı.

Toplantının açılış konuşmasını Uyumsoft Kurumsal Hizmetler Genel Müdürü Özkan Metin ve Uyumsoft Müşteri İlişkileri Direktörü Abdullah Murat yaptı. Uyumsoft ERP ailesi yazılımlarının tümünde yeni erp versiyon 4 uygulamasına geçtiklerini ifade eden Özkan Metin, cloud ve mobil tabanlı uyumERP’nin ülkemizin yanı sıra, bulunduğumuz coğrafyanın lider erp firması olarak 15 ülkede hizmet verdiğini ve erp’de başarılı bir yıl geçirmekte olduklarını söyledi. İlki yapılan toplantıların devam edeceğini kaydeden Abdullah Murat, uyumERP ailesindeki son yenilikleri her platformda anlatmayı sürdüreceklerini belirtti.

Müşteri İlişkileri Yöneticisi Muhammet Ali Portakal’ın moderatörlüğünde, Uyumsoft yöneticileri, katılımcılara uyumERP çözümündeki yenilikler başta olmak üzere, bir işletmenin uçtan uca dijitalleşmesi konusunda bilgiler verdi. Toplantı sırasında, Bulut Teknolojileri Direktörü Ramazan Öztemur, webERP, Uyumsoft DataCenter mimarisi, bulut sistem hakkında; Yazılım Arge Yöneticisi Bülent Sarı, webERP genel özellikleri ve UyumERP uygulama geliştirme platformu hakkında; Web Servis ve API Yöneticisi İlker Poyraz, müşteri API aktivasyon süreci hakkında; Raporlama ve Destek Süreçleri Yöneticisi Fazlı Akça, Dinamik Raporlama ve Portlet Yapısı hakkında; Raporlama Takım Lideri Emrah Demirbaş, İş Zekası Qlik Sense’nin özellikleri hakkında; Mobil Uygulama Geliştirme Yöneticisi Sinan Demir, mobil Erp’nin uygulama yapısı, genel özellikleri ve yenilikler hakkında; Yazılım Üretim Ürün ve Proje Analiz Yöneticisi Müjdat Büyüközkan, Mes Depo Otomasyonu özellikleri hakkında; Yazılım ve Ürün Yöneticisi Sevtap Turancı, Banka Bakiyem, Dijital Damga, KVKK çözümü, İYS çözümü hakkında geniş bilgiler anlattılar.

Uçak Ailesi’nin 3 ay arayla ikinci büyük kaybı

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak’ın, kardeşi Zübeyde Uçak (45) vefat etti. Uçak, üç ay önce de annesi Şükriye Uçak’ı kaybetmişti. Uçak Ailesi 3 ay içinde iki büyük acıyla sarsıldı.

Uzun süredir amansız hastalıkla mücadele eden Zübeyde Uçak, evli ve üç çocuk annesiydi.

Kardeşi Zübeyde Uçak’ın vefatını sosyal medya hesabından duyuran Başkan Uçak, “Ailemizin en küçüğü, hepimizin kıymetlisi, çok sevdiğim kardeşim Zübeyde Uçak hakkın rahmetine kavuştu” dedi.

Zübeyde Uçak’ın cenazesi, 27 Mayıs 2022 Cuma (bugün) günü Cuma namazını müteakip İstanbul Fatih Camii’nde kılınacak cenaze namazı sonrasında, Edirnekapı Şehitlik Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

TÜRKİYE’NİN İLK KİMYA İHTİSAS ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDEN İSTİHDAM ATILIMI

GEBKİM OSB bünyesinde firmaların iş gücü ihtiyacını karşılamak ve bölgedeki işsizlik probleminin önüne geçmek amacıyla İŞKUR ofisinin açılışı gerçekleştirildi. Açılışta konuşan GEBKİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı, “GEBKİM OSB olarak bölgemizdeki istihdamı artıracak faaliyetlere her zaman öncelik veriyoruz.” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin ilk kimya ihtisas OSB’si GEBKİM, istihdamı artırmaya yönelik faaliyetlerine devam ediyor. GEBKİM bünyesinde kurulan Teknoloji Geliştirme ve Çözüm Merkezi (GEBTEK) tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda GEBKİM OSB içerisinde yer alacak İŞKUR şubesinin açılışı gerçekleştirildi.

Açılışa, GEBKİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı, Dilovası Kaymakamı Dr. Metin Kubilay, Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir, İŞKUR İl Müdürü Ulvi Yılmaz, İŞKUR İl Yöneticileri, GEBKİM Yönetim Kurulu Üyeleri ve davetliler katıldı.

ÇALIŞANLAR VE FİRMALAR ARASINDA KÖPRÜ KURACAK

Bölgenin kalkınmasına ve yeni istihdam yaratılmasına verdiği önemle bilinen GEBKİM OSB’in İŞKUR işbirliği ile hayata geçen ofis ile birlikte bölgede çalışanlar ile firmalar arasında köprü kurulacak.

“BÖLGEMİZDE ARTI İSTİHDAM OLUŞTURACAĞIZ”

Açılışta konuşan GEBKİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı istihdamı destekleyici adımlara her zaman öncelik verdiklerini belirterek, “GEBKİM içerisinde faaliyet gösteren teknoloji geliştirme merkezimiz koordinasyonuyla da bu süreci yürütüyoruz. Bu kapsamda daha önce de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi istihdam ofisimiz, kaymakamlığımız ve İŞKUR ile işbirliğine gitmiştik. Kısa bir süre önce yine burada OSB Mesleki Eğitim Merkezi İrtibat büromuzun açılışını gerçekleştirmiştik. Kimya üreticilerini tek bir adreste bir araya getiren örnek ekosistemimizin rolü burada çok etkilidir. Kurulacak bu tesis ve inşaatı devam eden bunun gibi yatırımlar sayesinde bölgemizde artı istihdam oluşturacağız” ifadelerini kullandı.

“DİĞER OSB’LERDE DE YAYGINLAŞMASINI SAĞLAYACAĞIZ”

GEBKİM OSB bünyesinde kurulan İŞKUR şubesinin büyük önem taşıdığını ve bu şubelerin diğer OSB’lerde de yayınlaşmasını sağlayacaklarını belirten Dilovası Kaymakamı Dr. Metin Kubilay ise açıklamasında, “GEBKİM’in eğitime verdiği önemi biliyoruz. Biz de Kocaeli’de Halk Eğitim Merkezi açarak burada yürütülecek eğitimlerle birlikte istihdama katkı sağlayacağız” açıklamasında bulundu.

“YILDA 60 BİNİN ÜZERİNDE KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYORUZ”

İŞKUR İl Müdürü Ulvi Yılmaz açılan ofisin bölgedeki firmaların istihdam sağlaması için hızlı adım atmasına olanak sağlayacağını vurgulayarak, “Dünyanın en büyük sorunlarından biri işsizlik. Kocaeli’de 4 tane hizmet merkezimiz var. Yılda 25 bin iş yeri ziyareti yapıyoruz. Yılda 60 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyoruz.” şeklinde konuştu.

“İLÇEMİZİN BUNA İHTİYACI VAR”

Açılan ofisin iş arayanlar ve işverenler için bir buluşma noktası olduğunu belirten Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir de yaptığı açıklamada, “Ülkemizin ekonomisine, istihdama yapmış oldukları katkılardan dolayı çok değerli sanayicilerimize teşekkür ediyoruz. İlçemizin buna ihtiyacı var. Bu hizmetlerin başında da İŞKUR hizmet noktaları geliyor. Bir taraftan insanlar iş arıyor, bir taraftan da sanayicilerimiz çalışan arıyor. Gerçekten güzel bir hizmet. Bölgemize hayırlı olmasını diliyorum” temennisinde bulundu.Açıklamaların ardından protokol üyeleri birlikte kurdele kesim törenini gerçekleştirdi.

Mobilya ihracatı son 5 yılda yüzde 106 arttı

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, son 5 yılda mobilya ihracatını yüzde 106 artırarak 229 milyon dolara taşıdı.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, Türkiye geneli mobilya ihracatının 2021 yılında yüzde 24 artışla 4,2 milyar dolara ulaştığını hatırlattı.

“2016’dan 2021’e kadar olan 5 yıllık dönemde Türkiye’nin mobilya ihracatı yüzde 73 arttı. 2022 yılı Ocak-Nisan döneminde ise Türkiye geneli mobilya ihracatı 1 milyar 619 milyon dolara yükseldi. Bugün mobilya dahil birçok sektörde tasarım gündemde. 2023 yılında, Ur-Ge projelerimiz ve tasarıma yaptığımız yatırımla, mobilya ihracatında 6 milyar dolara ulaşacağız. Firmalarımızın kümelenerek yetkinliklerini geliştirmek için 31 firmamızın katılımıyla Ticaret Bakanlığı destekli Aegean Furniture isimli URGE Projesini sürdürüyoruz. URGE Projemizle firmalarımızın hem kurumsal yapılarının iyileştirilmesi hem de personel ile firma sahiplerinin kişisel gelişimlerine yönelik eğitimler alıyoruz, aynı zamanda pandemi sürecinin yavaş yavaş yok olmasıyla önümüzdeki dönemde hedef pazarlarımıza ticaret heyetleri organize ederek ticaret payımızı arttırmayı amaçlıyoruz.”

Ezber Bozan Tasarım Yarışması katma değerli ihracat yolculuğunu hızlandıracak

Ali Fuat Gürle, “Katma değerli ihracat yolculuğumuzu hızlandıracak Ezber Bozan Tasarım Yarışmamız 2021’de düzenlendiği ilk yılında büyük ilgiliyle karşılandı. İkincisini bu sene “Smart Furniture” teması ile gerçekleştireceğiz. Rekor düzeydeki başvurunun bu sene katlanacağına inanıyoruz. Yeni ödüllerimiz var ve toplam nakdi ödülümüzü de yükselttik. Aynı zamanda dereceye giren yarışmacıların staj ve iş bulmalarına aracılık edeceğiz. Biz sektörün katma değerli ürün ihracatına önemli katkılar sağlamak için akademi ve tasarımcılarla sektör arasında bir köprü görevi üstlendik.” dedi.

Katma değer anlamında Ege Bölgesi’nin daha fazla fırsata sahip olduğunu anlatan Gürle, 2021 yılında Türkiye geneli mobilya ihraç birim fiyatının 2,74 dolar; Ege’nin ise ihraç birim fiyatının 3,23 dolar olduğunu söyledi.

“Yaklaşık 3,5 milyar dolar dış ticaret fazlası veren bir sektörüz. Bu tablo sektörümüzün dış ticaret dengesine sağladığı katma değeri ortaya net bir şekilde koyuyor. Birliğimizin mobilya ihracatı 2016 yılında 110 milyon dolarken 2021 yılında 229 milyon dolara ulaştı. 5 yıllık dönemde mobilya ihracatımızda artış oranı yüzde 106’ya yükseldi. 2022 yılının ilk 4 ayına baktığımızda ise Birliğimizden yapılan mobilya ihracatı 86 milyon dolar olarak gerçekleşti.”

Mobilya üretiminin ağırlığının iç pazara yönelik olduğunu söyleyen Gürle, “Hem iç hem dış piyasada çalışan firmalara sahibiz. İç piyasa güçlü olursa dış piyasada güçlü olur. Son dönemdeki enflasyon ve alım gücünün düşmesi nedeniyle taksit sayısının artırılması elzem.” dedi.

Almanya, Hollanda ve İsrail en çok ihracat yapılan ülkeler

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, 2021’de 150 ülke ve bölgeye mobilya ihracatı gerçekleştirirken, ihracatının yüzde 50’sini Avrupa ülkelerine yaptı.

Mobilya ihracatında ilk sırada yüzde 43 artışla 23 milyon dolarla Almanya, yüzde 33 artışla 20 milyon dolarla Hollanda, yüzde 72 artışla 19 milyon dolarla İsrail, yüzde 50 artışla 12 milyon dolarla Fransa, yüzde 99 artışla 12 milyon dolarla ABD yer alıyor.

Ekolojik Tekstiller UR-GE Projesinde yer alan firmalar yabancı alıcılarla bir araya geldi

 Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), 2010/8 Sayılı Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ çerçevesinde Ticaret Bakanlığı desteği ile yürüttüğü “Ekolojik Tekstiller UR-GE Projesi” kapsamında ilk alım heyetini gerçekleştirdi. Yabancı ülkelerden gelen alıcı heyet ile 11 küme firması buluşturuldu. Yerli küme firmaları ve alıcı heyet firmaları B2B İkili iş görüşmelerine katıldılar. 17-18 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen ikili iş görüşmelerine firmalar yoğun ilgi gösterdi.

Ekolojik Tekstiller UR-GE Projesi kümesinde bulunan firmaların ev tekstili ve giyimlik kumaş olmak üzere iki gruba ayrıldığını, bu bağlamda alım heyeti için öncelikle ev tekstili sektörü odağında bir faaliyet gerçekleştirilmesine karar verdiklerini belirten UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Üye firmalarımızın ihracatlarının artırılması, yeni pazarlar bulunması, ülkemizin ekonomik ve ticari açıdan tanıtılması ve yurtdışındaki alıcı firmaların Türkiye’den alım yapmalarını sağlamak amacını taşıyan alım heyetini 17-18 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da düzenledik. Küme üyesi 11 firmamız yurtdışından gelen alıcılar ile buluşturuldu. Yapılan B2B ikili iş görüşmelerinden olumlu yansımalar aldık” diye konuştu.

Tekstil sektörünün ülkemizde en temel ve güçlü sanayi gruplarından olduğunu belirten UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Günümüzde özellikle giyimlik kumaş ve ev tekstili denildiğinde dünya pazarında akla ilk gelen ülkelerden biri Türkiye’dir. Geldiğimiz noktaya bakarsak, ülkemiz sanayicisi artık üretimden tanıtıma, kaliteden pazarlamaya kadar tüm alanlarda yüksek kaliteyi sunma gücüne sahip. Türkiye rakiplerine göre daha kaliteli ve daha farklı, inovasyona dayalı ürünlerle rekabet gücünü artırdı” dedi.

Valorant’ta Radyant Olmak İçin 4 Ekipman Önerisi!

RIOT Games tarafından geliştirilen ve dünya genelinde 14 milyon aktif kullanıcıya sahip olan video oyunu Valorant, oyun dünyasında oyuncular arasında büyük ilgi görüyor. Oyun tutkunlarının Radyant rütbesine ulaşabilmek için birbirleriyle kıyasıya mücadele ettiği oyunda rütbe atlamak için oyuncunun yeteneği kadar kullanılan oyuncu ekipmanları da büyük rol oynuyor. SteelSeries Türkiye Ülke Müdürü İlkay Tepe Valorant’ta Radyant rütbesine ulaşmak isteyen oyunculara 4 ekipman önerisinde bulundu.

Oyun sektörü hızla gelişen ve büyüyen sektörlerin başında geliyor. Oyun sektörünün gelişimine katkı sağlayan oyunların başında ise RIOT Games tarafından geliştirilen ve dünya üzerinde yaklaşık 14 milyon aktif kullanıcıya sahip olan Valorant geliyor. Oyun tutkunları kısa sürede rank atlayarak Radyant rütbesine ulaşmak için kıyasıya rekabet ediyorlar.

Radyant rütbesine ulaşmak tüm oyuncuların en büyük hedefi arasında yer alıyor. Radyant rütbesine ulaşmak için oyuncunun kişisel yetkinliği ve performansının yanı sıra kullandığı oyuncu ekipmanın kalitesi de büyük önem taşıyor. SteelSeries Ülke Müdürü İlkay Tepe Valorant’ta Radyant rütbesine ulaşmak isteyen oyunculara 4 ekipman önerisinde bulundu.

Oyuncu ekipmanlarının demirbaşı: Mouse!

Oyuncu ekipmanlarının olmazsa olmazlarından birisi olarak karşımıza oyuncu mouse’ları çıkıyor. Oyuncu mouse’larını tercih ederken performansı olumlu anlamda etkileyecek birkaç özelliğine dikkat etmek gerekiyor. Bu özelliklerin başında ise ergonomik kullanım imkanı sunması, hafiflik ve DPI geliyor.

DPI (Dot Per Inc) olarak da bilinen fare hassasiyeti, oyuncu faresinin sağ-sol hareketlerinin geçiş hızını ifade ediyor. Oyun esnasında farenizin hızı ve hakimiyeti ne kadar iyi olursa Radyant rütbesine de o kadar yakın olursunuz! Ergonomik kullanım imkanı sunan oyuncu fareleri, oyuncuların el biçimine uygun şekilde üretilir. Bu sayede hem kas gerginliğini minimum düzeye indirir hem de tam tutuş olanağı sağlar. Hakimiyeti daha kolay bir şekilde sağlamanıza yarayan hafiflik özelliği rakiplerinize karşı daha hızlı reaksiyon göstermenizi sağlar. SteelSeries Rival 5 oyuncu faresi oyun zevkinizi artırırken Valorant’ta Radyant rütbesine ulaşmanıza yardımcı olacak!

Oyuncu faresinin en iyi tamamlayıcısı MousePad!

Valorant’ta bir üst rütbeye atlamak için hızlı olmak önem taşıyor. Hız, oyuncu farelerinin yanı sıra oyuncu farelerinin rahat bir şekilde hareket etmelerini sağlayan mousepadler ile daha kolay bir şekilde sağlanıyor. Kullanım kolaylığı ve tasarım özellikleri ile ön plana çıkan mousepadler, oyuncu farelerinin de en iyi tamamlayıcısı konumunda bulunuyor. Oyuncuların herhangi bir engele veya pürüze takılmadan oyun içinde hareket edebilmesi için üretilen birçok mousepad bulunuyor. Fakat mousepad satın alırken alt tabanının kauçuk malzemeden üretilmesi, suya dayanıklı olması ve rahat kullanım imkanı gibi özelliklere sahip olan ürünlerin tercih edilmesi gerekiyor. SteelSeries QcK Prism Cloth RGB Gaming Mousepad, özel mikro dokulu kumaşı sayesinde rahat kullanım imkanı sağlarken, RGB aydınlatması sayesinde oyunculara keyifli bir oyun deneyimi sunuyor. SteelSeries QcK Prism Cloth RGB Gaming Mousepad, özel mikro dokulu kumaşı ve RGB teknolojisi sayesinde oyun zevkini destekler.

Rakiplerinizi oyuncu kulaklığı ile önceden tespit edin!

Oyuncu kulaklıkları, ortamdaki seslerden yararlanarak rakiplerinizi önceden tespit edip atağa geçmenizi sağlayan oyuncu ekipmanlarıdır. Şekil itibariyle diğer kulaklıklara oranla daha büyük ve hassastır. Oyuncu kulaklıklarının normal kulaklıklardan bir diğer farkı ise Stereo özelliğine sahip olmasıdır. Stereo özelliği, oyuncuların ortam seslerine daha fazla hakim olmasını sağlar.

Oyuncu kulaklıkları daha uzun süreli kullanıma yönelik üretildiklerinden dolayı terleme ve ağırlık yapmazlar. Oyun esnasında oyun içi sesleri duymak kadar, konuşmalarınızın anlaşılabilmesi için mikrofonların özellikleri de önem taşır. Birçok oyuncu mikrofonu, gürültü engelleme özelliği içerir. SteelSeries Arctis 7+, ergonomik yapısı ve fonksiyonel kullanım imkanı ile rütbe atlamanıza yardımcı olur!

SteelSeries Arctis 7+ kulaklığı eşsiz bir oyun deneyimine erişmek isteyen Valorant oyuncuları tarafından tercih edilebilir.

Galibiyete bir adım kala: Oyuncu Klavyeleri

Şüphesiz galibiyeti destekleyen en önemli oyuncu ekipmanlarının başında oyuncu klavyeleri geliyor. Sahip olunan oyuncu klavyesinin özellikleri ve kalitesi Valorant’ta Radyant rütbesine yaklaşmaya da yardımcı oluyor. Uzun yıllar yüksek performansla kullanıp tüm rakiplerinizi göz ardı edebileceğiniz oyuncu klavyelerini satın alırken, dayanıklı olmasına ve hızlı geri bildirim alabileceğiniz özelliklere sahip olmasına dikkat etmeniz gerekiyor.

Birçok oyuncu tarafından tercih edilen mekanik klavyeler bu noktada oyunseverlerin yardımına koşuyor. Dayanıklı ve kaliteli malzemelerden oluşan mekanik klavyeler uzun süreli kullanım imkanı sunarken, düşük tepkime süresi sayesinde de oyun performansınız üzerinde itici bir güç uygular. SteelSeries Apex 3 TKL 20 milyondan fazla tuş basım garantisi ve özelleştirilebilir ışık ayarı ile verimli bir oyun deneyimi sunar.

ÜRETİM SÜREÇLERİNDEKİ VERİMLİLİK KAYIPLARINI ORTADAN KALDIRIYOR

Verimlilik artırıcı projelerle firmaların sürdürülebilir büyümelerine katkı sağlayan Proven, üretim süreçlerindeki verimlilik kayıplarını tespit ediyor, projelendiriyor ve saha uygulamaları ile ortadan kaldırıyor.

Firmaların sürdürülebilir büyümelerine katkı sağlamak amacıyla hizmet veren Proven, 2023 – 25 hedefleri doğrultusunda yurt dışı projelerine ağırlık vermeyi planlıyor.

Proven Yönetici Ortağı M. Emre Çaptuğ; “Biz yine verimlilik artırıcı projeler ile firmaların sürdürülebilir büyümelerine katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Bu arada yurt dışı projelere de ağırlık vermek için planlarımızı yapıyoruz. İlk adımı da yurt dışında da yatırımları bulunan Türk firmaları ile atmayı planlıyoruz” dedi.

M. Emre Çaptuğ, Proven firması olarak klasik danışmanlık yaklaşımından uzak bir politikayla çalışmalarını sürdürdüğünü belirleterek; “Anında uygulama yaparak hızlı ve kalıcı sonuç elde edilen çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar firmaların doğrudan bilançolarına yansıyan finansal kazançlar sağlamasına yardımcı oluyor.” dedi.

BÜTÜNSEL YAKLAŞIM İLE ÇALIŞMALAR

Bütünsel yaklaşım ile ilk olarak ekipman ve süreçlerin rehabilitasyonunu yaptıklarını belirten Çaptuğ; “Örneğin, sürekli takılan ya da arıza nedeni ile duran ekipmanlar veya hatların teknik problemlerine hem işletmelerin hem de Proven’in teknik ekipleri ile çözümler üreterek iyileştirmeler sağlıyoruz. Bu bize standartlaştırabilecek teknik altyapıyı sağlamış oluyor. Bu aşamada aynı kaynakları kullanarak üretim artışı sağladığından hem verimlilik hem de karlılık artmış oluyor.” dedi.

İKİNCİ AŞAMA; STANDARTLAŞMA İLE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Daha sonra standartlaşma aşaması ile sürdürülebilirlik fazına geçiş yaptıklarını belirten Çaptuğ; “Bu aşamada firmalarda standart iş yapma yöntemleri uygulanıyor. Kaizen uygulamaları bu aşamada başlamış oluyor. Türkiye’de firmalar ilk aşamadaki eksikliklerini gidermeden standartlaşma çalışmaları ve eğitimlere başladıkları için bu gibi projelerde ya başarısız oluyor ya da kalıcılık sağlanamıyor.” dedi

Üçüncü aşamada ise çalışanların gelişimi üzerinde durduklarını ve çalışanların günlük iş yapma biçimlerini, sahada ve kendi çalışma alanlarında gözlemlediklerini anlatan Emre Çaptuğ; “Bu çalışmalarda kişisel yaklaşımların yanı sıra kültürel yapı da ortaya çıkıyor. Daha sonra tespit edilen eksiklere göre bir gelişim programı hazırlayarak sahada uyguluyoruz. Eğitimler ve saha koçlukları bu aşamaların temelini oluşturuyor. Son aşamada ise Teknolojik Entegrasyon devreye giriyor.” dedi.

Kuru meyve sektörü gıda güvenliği için AB ile ortak çalışıyor

Türkiye’nin üretim ve ihracatta dünya lideri olduğu besleyici değeri yüksek süper gıdalar ve geleneksel ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirin verim, kalite ve gıda güvenliğini arttırmak için çalışan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Avrupa Birliği ile işbirliği adımlarını sıklaştırdı.

Avrupa Komisyonu Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü ve Ankara’dan gelen Tarım Bakanlığı yetkilileri 25 Mayıs’ta EİB Genel Sekreterliğine ziyaret gerçekleştirdi.

Toplantıda Ekoloji Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy ve Ege İhracatçı Birlikleri Tarım 1 Sektörleri Müdürü Ece Tırkaz sunum yaparken, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birlikleri Sektörü Kurulu Başkanı Osman Öz, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Gabay, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep de yer aldı.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, “Avrupa Komisyonu Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü, 20 Mayıs – 6 Haziran 2022 tarihleri arasında AB’ye ihraç edilen antep fıstığı ve kuru incirdeki aflatoksin kontaminasyonu ile kuru incirdeki okratoksinin kontrolüne yönelik mevcut kontrol sistemlerinin değerlendirilebilmesi amacıyla ülkemize bir misyon ziyareti gerçekleştiriyor. AB Heyetinin asıl amacı Tarım ve Orman Bakanlığı’nı ve buradaki sistemi denetlemek.” dedi.

Kuru incirin Türkiye’nin bir prestij ürünü olduğuna değinen Işık, sadece bu topraklarda sarılop cinsinin yetiştiğini ve dünyaya gönderildiğini, 100 bin ton üretimin 70 bin tonunun ihraç edildiğini söyledi.

“Biz bu sağlıklı ürünü bütün dünyaya sağlıklı bir şekilde yedirmek için sürdürülebilirlik çalışmalarımıza devam ediyoruz. EİB olarak diğer kurumlarla, üniversitelerle, araştırma enstitüleriyle, incir araştırma enstitüsü, Tarım İl ve İlçe teşkilatları, borsalar, ziraat odaları, ticaret odaları gibi kurumlarla yaptığımız ortak çalışmalarla çiftçiden başlayıp rafa kadar uzanan tedarik zincirinde sürdürülebilirlik için çalışmalarımıza devam etmekteyiz.”

Mehmet Ali Işık, “Tedarik zincirinde sürdürülebilirlikle ilgili çiftçilerle yapılan altyapı çalışmaları, arazilerle başlayıp toplama, kurutma, depolama, işletmelerdeki üretim aşamalarının geliştirilmesi ve pazar çalışmalarıyla tamamlanmaktadır. Küresel ısınmanın ve iklim farklılıklarının getirdiği farklılıkları bertaraf ederek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu bizim ülkemizin en büyük misyonudur. Tarih kitaplarında, kutsal kitaplarda geçen bu ürünü ve bu toprakları gelecek nesillere anlatmakla mükellefiz.” dedi.

Işık, AB Heyetine, Birliği ve kuru incirle ilgili yaptıkları çalışmaları anlatan bir sunum gerçekleştirdiklerini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Heyet, program kapsamında İzmir, Aydın ve Gaziantep’te incelemelerde bulunacak. 23 Mayıs’ta Tarım İl Müdürlüğü’nde toplantı yaptılar. Aynı zamanda Bakanlığın bir işletmede nasıl denetim yaptığını görmek istedikleri için Rapunzel ve Işık Tarım işletmelerini gezdiler. Bugün Aydın’da Aydın Ticaret Borsası’nın laboratuvarını gezecekler ve İncir Araştırma Enstitüsü ziyareti gerçekleşecek. Cuma günü de Osman Akça İşletme ziyareti ve çiftçi ziyaretleri olacak. Oradan da Gaziantep’e geçecekler.”

Dünya genelinde 170’e yakın ülkeye 1,6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiklerinin altını çizen Mehmet Ali Işık, “İhracatımızda Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD ön plana çıkıyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında gerçekleşen dekarbonizasyon süreci, gıda güvenliği, sürdürülebilirlik, iyi tarım uygulamaları bizim öncelik alanımız. Bakanlığımız, Birliğimiz ve paydaşlarımızla kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirin daha kaliteli ve katma değerli üretilmesi ve ihraç edilmesi, hem çiftçinin emeğinin karşılığını alması hem de alıcıların beklentilerine uygun üretim yapılması için çalışmalarımız devam ediyor.” diye konuştu.

Sanayide dijital dönüşümün 10 temel faydası nedir?

Dijital dönüşüm, iş yapma şeklinin dönüşümüdür ve odağında “müşteri” vardır. Değişen ihtiyaçlar, organizasyonların daha etkin yönetimi, daha verimli hizmet ve müşteri memnuniyetinin artırılması amacıyla, insan, iş süreçleri ve teknoloji alanlarındaki bütüncül teknolojik dönüşümü kapsar.

Dijital dönüşüm aynı zamanda, bir iş modelini değiştirerek, yeni gelir ve değer üreten bir süreç sağlanması adına dijital teknolojilerin kullanılarak, dijital bir iş modelinin hayata geçirilmesidir. Dijitalleşmenin günümüzde giderek önem kazanmasının başlıca nedeni, iş süreçlerinin daha anlaşılır, verimli ve hızlı bir hale getirmesi talebidir. Uluslararası iş dünyasındaki anlayışlar ve beklentilerde de, yapay zeka, endüstri 4.0, büyük data ve IoT gibi faktörlerin öne çıkmasıyla hızlı bir değişim ve dönüşüm gerçekleşmektedir.

Sanayide dijitalleşme kavramının getirdiği dönüşümden birisi, fabrikalara ait tüm verilerin dijital ortama aktarılmasıdır. Fabrikalar, yazılımlar kullanarak, işletmeye ait tüm verileri, dijital altyapıya aktarmaktadır. Böylece, üretimde verimliliğin artmasını, üretimin anlık olarak takip edilmesini ve uzaktan müdahale edilebilmesini sağlayan otomasyon sistemler ile donatılmış bir fabrika ortamı oluşmaktadır.

Sanayide dijital dönüşüm hakkında bilgiler veren Canovate Group Tedarik Zinciri Direktörü Metin Çetin, şunları söyledi:

İşletme içindeki tüm verileri dijital ortama taşımak, işlerin uçta uca yönetilmesini sağlarken, işletim maliyetlerini ciddi oranda düşürüyor. Manuel takip ve analiz ile uğraşmak durumunda kalmayan ekip üyeleri, zaman kazanarak, başka projeler üzerinde çalışabileceği verimli bir ortamına kavuşuyor. Ar-ge ve Inovasyon odaklı çalışmalarımız ile data center ve fiber optikde dünyanın ilk 8 firması arasında yer alan dünya markası Canovate Group olarak, müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için tüm süreçlerimizde dijitalleşme yolculuğuna devam ediyoruz ediyoruz. Müşteriden talebin alınmasından müşteriye teslimatına kadar olan tüm iş sürecinde, dijitalleşme yatırımları ile süreçlerin iyileşmesini sağlıyoruz. Canovate Group’ta devreye alınan yeni üretim yönetim ve takip sistemi ile, hammaddeden bitmiş ürünlere kadar, üretimdeki tüm hareketler bilişim araçları yardımıyla takip edilmektedir.” dedi.

Canovate Group Tedarik Zinciri Direktörü Metin Çetin, sanayide dijital dönüşümün aşamaları ve temel faydaları hakkında şunları anlattı:

1-Gelişmiş veri toplama: Dijital dönüşüm, doğru verilerin toplanması ve daha üst düzeyde iş zekasının tam olarak dahil edilmesi için bir sistem oluşturur.

2-Daha fazla kaynak yönetimi: Dijital dönüşüm, bilgileri ve kaynakları, iş için bir dizi araçta birleştirir. Dağınık yazılım ve veritabanları yerine, şirket kaynaklarını, tek bir yerde bir araya getirir. Dijital dönüşüm uygulamaları, yazılımları ve veritabanlarını iş zekası için merkezi bir havuza entegre ederek, birimler arasında süreç yeniliğine ve verimliliğe yol açar.

3-Genel olarak daha iyi bir müşteri deneyimi: Müşterilerin beklentileri ve deneyimleri yüksektir. Müşteriler sonsuz seçeneklere, düşük fiyatlara ve hızlı teslimata alışmıştır. Veriler, müşteri beklentilerinin kilidini açmanın anahtarı olabilir. Müşterinizi ve ihtiyaçlarını daha iyi anlayarak, müşteri odaklı bir iş stratejisi oluşturabilirsiniz. Veriler, stratejilerin daha anlamlı, kişiselleştirilmiş ve çevik olmasını sağlar.

4-Artan karlar: Dijital dönüşüme geçen şirketler, verimliliğini ve karlılığını arttırıyor. Dijital dönüşümü tamamlayan kuruluşların büyük bir kısmında, pazar payları yükselmektedir ve karlılıkları artmaktadır.

5-Artan çeviklik ve geliştirilmiş üretkenlik: Dijital dönüşüm, organizasyonları daha çevik hale getiriyor. Birlikte çalışan doğru teknik araçlara sahip olmak, iş akışını düzene sokabilir ve üretkenliği artırabilir. Birçok manuel görevi otomatikleştirerek ve verileri şirket genelinde entegre ederek, ekip üyelerinin daha verimli çalışmasını sağlar.

6-Anlık Durum Görüntüleme: Sahadaki makinelerden elde edilen verilerin ve bu verilerin analizi ile elde edilen bilgilerin görüntülenmesidir. Ekipmanın durumunu sürekli olarak izlemek ve herhangi bir düzensizliği kaydetmek, daha ciddi arızalara dönüşmeden önce soruna yönelik bakım veya diğer önleyici faaliyetlerin programlanmasına olanak tanır. Anlık durum görüntülemede, üretimden alınan duruş, bekleme, performans yüzdeleri verileri, tablo ve grafiksel olarak yer alır.

7-Çevrim Zaman Analizi: Sürekli iyileşmenin temelini oluşturarak, operatörlerin kayıp zamanlarını minimize eder. Maliyetlerin iyileştirilmesine ve toplam maliyet analizine yön belirler. İsraf kaynaklarının belirlenmesine ve ardından yok edilmesine destek olur. Teslimatın zamanında yapılmasını kolaylaştırır.

8-Dijital Performans: Üretim süreçlerini değerlendirmek için veriler otomatik olarak toplanır ve analiz edilir. Bu sayede, makine verimi, operatör verimi gibi göstergeler tamamen dijital ortamda ve istenen zaman aralığı için yapılır.

9-Akıllı Bakım: Makinelerden alınan verilerin analiz edilmesi ile oluşan arızaların azaltılması ve sonraki dönemde arızaların tekrar etmemesi adına, önlem alınması için bakım planlarının yapılması sağlanır.

10-Akıllı Enerji Yönetimi: Enerji kaynaklarının korunması, verimsiz kullanımının önlenmesi ve maksimum tasarruf sağlayacak noktalara odaklanılması için, enerji kullanım noktaları ve değişkenleri sistematik olarak tanımlanır.