Ekonomi-teknoloji haberleri (28.05.2021)

KARŞILIK BEKLEMEDEN HİZMET EDİYORUZ

Kayseri Valiliği’ne bağlı il sivil toplumla ilişkiler müdürlüğü yetkilileri Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’ni ziyaret etti.

ASKON Kayseri başkanı Ali Özcan yaptığı açıklamada sivil toplum kuruluşlarının(STK) önemine değindi. Özcan, “Öncelikle Müdürümüz Osman Bal Bey ve kıymetli Ruşen Görücü Bey’e teşekkür ederim. Bize her zaman yardımcı oluyor, derneklerin işlerini kolaylaştırıyorlar. Derneklerin çok sayıda faaliyet alanı ve resmi evrağı var. Ne zaman takıldığımız bir yer olsa yardımcı oluyorlar.” Dedi. Ali Özcan, “Biz kamu yararına faaliyet gösteren bir dernek olarak iki senede bir detaylı olarak denetime giriyoruz. Aldığımız her kuruş, verdiğimiz her kuruş, alınan ürünler inceleniyor, yapılan faaliyetlere göz atılıyor. Çok şükür hiçbir eksiğimiz olmadan yolumuza devam ediyoruz. Pandeminin sıkıntılarına rağmen bizler faaliyetlerimizi elimizden geldiğince devam ettiriyoruz. Toplumda eksik gördüğümüz yerleri tamamlamaya fedakâr yönetimimizin desteğiyle gayret ediyoruz” dedi.

Her Hafta 2 Üye Aramıza Katılıyor

Ali Özcan, “Hali hazırda ülkemiz genelinde 122011 dernek mevcut. Günlük 10 ve üzeri dernek kurulmaya devam ediliyor. Ülkemiz dernekler açısından çok zengin bir ülke sayılabilir. Bunun temelinde topluma karşılıksız hizmet etmek yatıyor. Dernek faaliyetinde bulunmak demek, kişinin içinde yaşadığı toplumun değişim sürecinde bir seyirci olmaktan çıkıp, toplumsal değişim olgusuna aktif katkıda bulunmaya karar vermesi anlamını taşıyor. Toplumsal başarıya bilinçli olarak katkıda bulunabilmek için öncelikle “Sosyal Sorumluluk” hissetmek gerekiyor. Bizler bu manada duyarlı bir toplumun içerisindeyiz. Şu salgın sürecinde dahi bu hafta iki yeni üyemizi aramıza kattık. Bu durum pandemi yasakları olmadığı sürece devam ediyor. Bizler de ortaya koyduğumuz misyon ile çalışmalarımızı yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

MOSDER Başkanı Mustafa Balcı: “Çin işi bitirdi MDF işini!”

Balcı: “Yerli mobilyacılar hammaddeye ulaşamazken Çin’e 7. İhracat treni yola çıktı”

Geçtiğimiz yaz sezonundan beri birçok sektörü etkilediği gibi mobilya sektörünü de etkileyen hammadde sorunu için yaklaşık 1 senedir çözüm arayışında olduklarını belirten MOSDER Başkanı Mustafa Balcı, son olarak Çin’e bir tren dolusu MDF kaplı levha yükünün ihraç edilmesini hayretle karşıladıklarını ve mobilya sektörü adına yaşanan durumu kınadıklarını dile getiren bir açıklama yaptı.

Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Mustafa Balcı, son olarak Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve hammadde ihracatına kota getirilmesi konusunda devletten destek beklediklerini ifade etti.

“Biz aynı gemideyiz ama farklı rotalarda ilerliyoruz”

Başkan Balcı, “36 bin üreticinin yer aldığı mobilya sektöründe ciddi bir hammadde kriziyle karşı karşıya kaldık. Bu konuda çeşitli girişimlerde bulunduk. Yerli üreticilerle görüşmeler gerçekleştirdik ve çeşitli sözler aldık. Ama üzüntüyle görüyoruz ki aynı gemide olduğumuz sektörel paydaşlarımız yerli üreticiyi görmezden geliyorlar. Dünyada en büyük rakibimiz olan Çin’e bir tren dolusu MDF kaplı levha ihraç ediliyor. Halbuki aynı ürünü bize satmış olmasalar üreteceğimiz katma değerli ürünleri hem yurt içindeki tüketicilerimize hızlı terminle ulaştırabiliriz hem de ihracatla yurt dışına satışını gerçekleştirebiliriz”.

“Sektörümüz ülkeyi domine eden sektörlerin başında geliyor, pandemiye ve içinde bulunduğumuz tüm sıkıntılara rağmen üretimde fire vermeden faaliyetlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Yurt dışından hammadde ithal etmek yeterince maliyetli ve dünyada yaşanan konteyner krizi nedeniyle de sipariş verdiğimiz ürünün ülkemize ulaşması da oldukça vakit alıyor. Bizim daha önce yaptığımız milli çağrıyı tekrar ediyoruz.

Bu vesileyle tekrar seslenmek istiyorum, “Hammadde üreticilerinin yaşadığımız bu zorlu günlerde ihracata ağırlık verdikleri kadar yerli üreticiye de ürün temini ve uygun fiyata satış noktasında büyük bir destek vermelerini bekliyoruz. Hammaddeyi katma değeri yüksek bir mobilya ürünü olarak ihraç etmek ülkemizin kilogram başına ihracat payını da artıracak ve en nihayetinde tedarikçisiyle, üreticisiyle ve satıcısıyla birlikte mobilya sanayi kazanacaktır” diye ifade etti.

Farklı şehirlerde inşaa edilen önemli projelerin arkasında İzocam kalitesi var!

Her ihtiyaca uygun ürün ve çözümleri ile Türkiye’nin önemli projelerinin tercihi olan İzocam, Uşak, Mardin, Malatya ve Elazığ’da inşa edilen konut, ticaret merkezi, öğrenci yurdu ve ibadethane projelerinin yalıtımında da tercih edilen marka oldu.

İzocam, Türkiye’nin en önemli projelerine uzmanlığıyla hizmet sunmaya ve sağlıklı yalıtım ürünleri temin etmeye devam ediyor. Önemli pek çok projeye yalıtım danışmanlığı hizmeti veren İzocam, her ihtiyaca uygun şekilde sunduğu ürün ve çözümleri ile Türkiye’nin iddialı projelerinde çözüm ortağı olarak yer alıyor.

İzocam, son dönemde Uşak, Mardin, Malatya ve Elazığ’ın önde gelen projelerine her ihtiyaca uygun sağlıklı yalıtım çözümleri ile imza atmaya devam etti. Uşak’ta inşa edilen 2000 kişilik öğrenci yurdu projesinin, Mardin’de inşa edilen konut projesinin ve Malatya’da inşa edilen toplu konut ve dükkan projesinin ve Elazığ’da inşa edilen konut, ticarethane ve ibadethane projelerinin yalıtımında, kalitesi, satış öncesi ve sonrası sağladığı hizmetin güvenirliği ve uzmanlığı nedeniyle İzocam ürünleri kullanıldı.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından Uşak’ta inşa edilen 2000 kişilik kapasiteye sahip öğrenci yurdu inşaatının yalıtımı İzocam ürünleriyle yapıldı. Projeye, 6 bin 225 metre İzocam Camyünü Prefabrik Boru, 9 bin 636 metre İzocam Kauçuk Boru, 21 bin 760 metrekare Taşyünü Manto, 8 bin 64 metrekare 10 cm kalınlığında İzocam Camyünü Çatı Şiltesi tedarik edildi. Projenin malzeme tedariki, İzocam Bayisi Akgün İnşaat Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildi.

Mardin’in Artuklu ilçesinde bulunan İsmet Kent Sitesi’nin mantolama uygulaması da İzocam kalitesiyle gerçekleştirildi. Sitede ısı, ses ve yangın yalıtımı amacıyla 6 bin 500 metrekare Manto Taşyünü R+ ürünü kullanılarak, konforlu yaşam alanları ve enerji tasarrufu sağlandı. Projeye İzocam Bayisi Anadolu Cam İnş. Ltd. Şti. malzeme tedarik etti.

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı TOKİ tarafından Malatya’nın Kale ilçesinde inşa edilen toplu konut ve dükkân projesinde de İzocam ürünleri tercih edildi. 309 konut ve 16 dükkândan oluşan toplam 50 bin metrekarelik alana sahip projenin 25 bin 700 metrekarelik alanında İzocam ürünleri kullanıldı. Projeye, 10 bin metrekare Taşyünü Manto, 12 bin metrekare İzocam Camyünü Çatı Şiltesi ve 3 bin 700 metrekare İzocam Camyünü Kalibel tedarik edildi. Geçtiğimiz aylarda tamamlanan projeye malzeme tedariki İzocam Bayisi Biser İnşaat San. Tic. A.Ş. tarafından sağlandı.

İzocam’ın ürün tedarik ettiği bir diğer proje de T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı TOKİ tarafından Elazığ’da inşa edilen toplu konut, ticaret merkezi ve cami projesi oldu. 924 konutun yanı sıra birer adet ticaret merkezi ve camiden oluşan projeye, 12 bin metrekare Taşyünü Dış Cephe Levhası, 20 bin metrekare İzocam Camyünü Çatı Şiltesi ve 6 bin metrekare İzocam Camyünü Kalibel tedarik edildi. 2021 yılının başında tamamlanan projenin malzemeleri İzocam Bayileri Köprücü İnş. Yapı Dek. Taah. Ltd. Şti ve Keban Tic. tarafından gerçekleştirildi.

Gelişmiş kaliteli ürünlerinin yanı sıra müşterilerine yalıtım danışmanlığı hizmeti de veren İzocam, ısı yalıtımı, akustik konfor, tesisat yalıtımı ve yangın güvenliği açısından yönetmeliklere ve projelere uygun şekilde doğru ürünü öneriyor. İzocam ve ürünleri marka projelerin yalıtımında kalitesi, satış öncesi ve sonrası sağladığı hizmetlerin güvenirliği ve uzmanlığı nedeniyle tercih ediliyor.

Kredi vadeleri uzatılıp, faiz oranları düşürülmeli

 İhracatçılar daha düşük faizle daha uzun vadeli kredi olanağı yaratma, ihracat teşvik ve destek paketlerinin artırılması çağrısı yaptı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 18 seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin ihracatçılar üzerinde yaratacağı negatif etkilere rağmen 2021 yılı 184 milyar dolar ihracat hedeflerini büyüttüklerini söyledi.

“2021 yılı için ihracatımızı 200 milyar doların da üzerine çıkarmayı vaat ettik. Bu hedefi aşmamız için ihracat teşvik ve destek paketlerinin artırılması, ihracatçılarımızın finansman noktasında desteklenmeleri büyük önem arz ediyor. İhracat birim fiyatlarındaki düşüşler ve dünyada emtia fiyatlarının artışları nedeniyle ihracatçıların sermayeleri geriledi. Bu olumsuz tabloda çok düşük faizli uzun vadeli kredilere ihtiyacımız var. Kendi sektörlerimizi sağlam bir şekilde inşa etmek için; borçluluğu azaltmaya yönelik bir programlar hazırlanması, nakit ihtiyacının giderilmesi için uzun vadeli kredilendirmeye gidilmesi, sektörel bazda ihtiyaca yönelik yeni paketler hazırlanması, ihracatçı firmaların talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda gerekli çalışmalar yapılmalı.”

Katma değer yaratanlara özel teşvikler sunulmalı

İhtiyacımız olan doğrudan yabancı yatırımların yüzde 18 azaldığını, Türkiye’nin rakipleri karşısında daha güçlü konumda durması gerektiğine değinen Jak Eskinazi, “Brezilya 33 milyar dolar, Hindistan 57 milyar dolar yabancı yatırım alırken, Türkiye’ye 6,8 milyar dolar yabancı sermaye girdi. Tedarik zincirlerindeki kırılmalar dikkate alınarak, yabancı sermayeli doğrudan yatırımlar için yatırım ortamının iyileştirilmesi ve katma değer yaratanlara özel teşvikler sunulması gerekiyor.” dedi.

Lexus’un Üstü Açılan LC Convertible Modeli Ekstrem Dondurucu Testlerden Geçti

 Premium otomobil üreticisi Lexus, üstü açılan LC Convertible modelini ekstrem testlerden geçirdi. LC Convertible üstünün açılmasıyla birlikte güneşli havalarda yüksek sürüş deneyimi sunmasıyla öne çıksa da Lexus, bu otomobili çok daha ekstrem hava şartlarıyla başa çıkabilecek şekilde geliştirdi.

Haziran ayında Türkiye’de de satışa sunulacak bu zarif LC Convertible, gerektiğinde en ekstrem koşulların üstesinden gelebiliyor. Lexus, bu modelin üstün kalitesini kanıtlamak adına LC Convertible’ı 12 saat boyunca -18°C’de endüstriyel ölçekli bir dondurucu ünitesinin içerisine yerleştirdi.

Lexus bu ekstrem testi daha da zorlaştırmak adına aracın dört katmanlı tavanını da açmayı tercih etti. Dondurucuda geçen sürenin ardından ise LC Convertible, zorlayıcı bir test pistine çıkarılarak yüksek performanslı bir sürüşle sınandı.

İngiltere’de yol otomobillerinin yanı sıra savunma ekipmanlarının testleri için kullanılan Büyük İklim Odası’nda -18°C’lik sıcaklık lastiklerin donması için yeterliyken aynı zamanda buz çözme performansını değerlendirmek için endüstri standardı olarak öne çıkıyor. Lexus bu testi daha ileriye taşıyarak dondurucuya girmeden önce üstü açık şekilde aracın üzerine su spreyi sıktı ve böylece aracın üzerinde bir buz tabakası oluşması istendi.

Lexus dondurucunun içerisine park edildiğinde güçlü gaz iklimlendirme sistemleriyle istenen soğukluğa erişilmesi 1 saat kadar sürdü ve araca gece boyunca hiç dokunulmadı.

Dondurucu testin ardından ise profesyonel gösteri sürücüsü Paul Swift, 464 HP güç üreten 5.0 litre V8 motorlu LC Convertible’ın direksiyonuna geçti. Çekim ekibi aksiyonu başlattığında motor ilk kez çalıştırıldı ve aracın ekranları ve göstergeleri, aşırı soğuktan hiç etkilenmeden anında hayata döndü.

Milbrook Pisti’nin tepe tırmanma bölümleri ve Alp tarzı virajlı test rotasında denenen LC Convertible, etkileyici tasarıma uygun şekilde konfordan ve yüksek performanstan ödün vermeden sürüşü tamamladı.

Ekstrem soğukluk testi, Lexus LC Convertible’ın her hava şartında ve her sezonda sürüşe uygun olduğunu kanıtladı.

Toyota Sürdürülebilir Hidrojen Enerjisiyle Eyfel’i Aydınlattı

Toyota sıfır emisyon hedefiyle birlikte hidrojenin kullanım alanlarını genişletmeye ve hidrojeni yaygınlaştırma çalışmalarına ara vermeden devam ederken Paris’teki Eyfel Kulesi, Toyota’nın yakıt hücresi teknolojisi kullanılarak sürdürülebilir ışıklarla aydınlatıldı. Energy Observer tarafından düzenlenen “Paris de l’hydrogène” organizasyonunun bir parçası olarak yeşil renkle ışıklandırılan Eyfel Kulesi’nde hidrojen GEH2 jeneratörlerinde Toyota’nın geliştirdiği yakıt hücresi kullanıldı.

Görsel bir şölene ev sahipliği yapan Eyfel Kulesi’nin tamamen yeşile bürünmesi, karbonsuz yenilenebilir hidrojeni temsil etti. Farkındalığı artırmak adına gerçekleştirilen bu girişimle birlikte Toyota’nın karbon emisyonlarını azaltmak ve hidrojen toplumunun büyümesini hızlandırmak için yakıt hücresinin yaygın bir şekilde kullanımını destekleme yolundaki hedefine de vurgu yapıldı.

Işıklandırmada kullanılan GEH2 jeneratörler aynı zamanda Eyfel Kulesi’nin etrafındaki Energy Observer köyüne de elektrik sağladı. Birçok şirket ile birlikte Toyota da hidrojen enerjisi ve mobilite çözümleri ile yarının sürdürülebilir şehirlerine bakış açısını böylelikle ortaya koymuş oldu. Toyota, aynı zamanda hidrojen yakıt hücresi teknolojileri uygulamalarını da sergileyerek yeni Mirai, CaetanoBus tarafından üretilen bir hidrojenli şehir otobüsü, EODev ile birlikte geliştirilen REXH2 tekne menzil artırıcı ve GEH2 jeneratörlerini tanıtma fırsatı da buldu.

Toyota Avrupa Başkanı ve CEO’su Matt Harrison, hidrojenin marka ve çevre için önemine vurgu yaparak şunları söyledi:

“Hidrojen yakıt hücresi teknolojisi, Toyota’nın 2050 Karbon Nötr hedefine ulaşması için kilit bir rol oynayacaktır. Bu taahhüdü, 2015 yılında 2050 Çevre Hedefleri’ni duyurduğumuzda ve dünyanın ilk seri üretim yakıt hücreli aracı olan Mirai’yi tanıttığımızda vermiştik. Yakıt hücresi teknolojisi, sadece otomotiv sektöründe değil; otobüs, kamyon, demiryolu, havacılık ve denizcilik sektörleri dahil olmak üzere global ulaşım ekosisteminde de karbon nötre ulaşma hedefinde hayati bir role sahip olacak. Fransa’da bu önemli organizasyonda yer alan Toyota için Paris ise Olimpik ve Paralimpik Oyunları’nın resmi mobilite partneri olması nedeniyle özel bir öneme sahip. Toyota, sıfır emisyonlu mobilite çözümlerinin ve ‘Herkes İçin Mobilite Özgürlüğü’ anlayışının altını çizmek adına, oyunlar süresince sıfır emisyonlu araçlar ve gelişmiş mobilite ürünleri tedarik etmeye de devam edecek.”

Türkiye’nin en büyük dijital ödeme platformu olmaya aday Lidio’da Risk Yönetimi ve Uyum Direktörlüğü görevini Can Tiken üstlendi
Risk yönetimi, kripto para uyum ve kontrol süreçleri, ödeme sistemleri, e-para ve finansal ticaret alanlarında on yılı aşkın deneyimi bulunan Can Tiken, Lidio markasının Risk Yönetimi ve Uyum Direktörü oldu.
Avustralya Swinburne University of Technology’nin Muhasebe Finans bölümünden mezun olduktan sonra Melbourne Institute of Technology’de Muhasebe/MPA alanında master yapan Can Tiken, iş hayatına 2003 yılında BNP Paribas Fortis’te atıldı ve 2006 yılında Garanti Ödeme Sistemleri’nde Risk Uzmanı olarak çalışmaya başladı. 5 yıllık çalışma hayatı deneyiminin ardından eğitim için Avustralya’ya gitti. 2015 – 2018 yılları arasında PayU Türkiye ve EMEA’da iç kontrol ve risk yönetimi alanlarında çeşitli görevlerde bulunan Tiken, 2018 yılı itibariyle sırasıyla Hepsipay ve Paribu’da Risk Yönetimi ve Uyum alanlarında ekip yönetimlerini gerçekleştirdi.
Tiken kariyerini bundan böyle, yapay zeka gücüyle geliştirdiği çözümler, ödemeler dünyasındaki derin uzmanlığı ve yeni nesil yaklaşımıyla sektörde ezber bozmaya hazırlanan Lidio’da Risk Yönetimi ve Uyum Direktörü olarak sürdürecek.
6493 sayılı kanun kapsamında TC. Merkez Bankası’na lisans başvurusunu gerçekleştiren Lidio,  Türkiye’nin en büyük işletmelerinin yıllardır kullandığı Mobilexpress platformunu yeni nesil servislerle herkesin erişimine açmayı planlıyor.

TEKSTİLDE YENİ ROTA ‘DAHA AKILLI’ ÜRÜNLER

UTİB’in programında konuşan Eğitimci Mazyar Ahrarı, 2027’ye kadar 250 milyar Doları geçmesi beklenen teknik tekstil pazarının ‘daha akıllı’ ürünlerle yıldızının parlayacağını söyledi.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) eğitim programlarına hız kesmeden devam ediyor. İki gün boyunca çevrimiçi olarak gerçekleştirilen eğitimde Bursa Teknoloji Koordinasyon ve Ar-Ge Merkezi (BUTEKOM) Eğitmeni Mazyar Ahrarı, Ekolojik Tekstiller Ur-Ge Projesi’nin paydaşlarına teknik tekstiller pazarının geleceğinin parlak olduğunu anlattı.

FONKSİYONLAR ÇOĞALIYOR

Gelecekte teknik tekstillerin öneminin daha da artacağına dikkati çeken Eğitimci Mazyar Ahrarı, “Tekstil elyaf malzemelerini diğer polimer malzemelerle karıştırarak oluşturulan malzemelerin öneminin büyük ölçüde artması bekleniyor. Yakın bir gelecekte giyenlere, kullananlara örtme ve süslemenin yanında başta sağlık, güvenlik ve enformasyon alanları olmak üzere başka hizmetler de sunabilen çok fonksiyonlu, akıllı teknik tekstil ürünlerinin üretimi ve kullanımı artacak. Avrupa’nın en büyük tekstil ve üretim kapasitesine sahip olan ülkeyiz. Bu yüzden dünyada en büyük arz fazlalığının yaşandığı ve yaşanacağı sıradan, ucuz tekstil ürünlerinin yerine uzun vadede cazip pazar konumunda bulunan teknik tekstil ürünlerine yatırım yapılması gerekiyor. Bunu gerçekleştirmek adına da bu ürünleri araştırıp geliştirmeye başlamamız lazım” dedi.

ÇİFTÇİLER DE TALEP EDİYOR

Katılımcılarla Research&Markets adlı kuruluşun teknik tekstille ilgili raporunu da paylaşan Ahrarı, “Rapora göre küresel teknik tekstiller pazarının 2020-2027 yılları arasında yıllık yüzde 4,5 büyüme ile 250,6 milyar Dolara ulaşması bekleniyor. Salgın nedeniyle insan sağlığını koruyucu teknik tekstil ürünlerine talep, son dönemde artış gösterdi. Bununla birlikte küresel eğilimlerde başka trendler de söz konusu. Örneğin artan kuraklık ile birlikte çiftçiler, tarımsal üretkenliği artıracak teknik tekstiller talep ediyor. Ulaşım araçlarına dönük ürünler de yoğun şekilde talep ediliyor. Farklı uygulamalar için yüksek performanslı ve enerji açısından verimli kumaşlara yönelik talepte de artış gözlemleniyor. 3 boyutlu örme, ağ dokuma ve termoform teknolojilerinin yeni nesil üretim yöntemi olarak teknik tekstillerde daha fazla pay alacağını da net olarak söyleyebiliriz” diye konuştu.

Tarladan çatala gıda güvenliği için “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz” projesi  

Dünya genelinde tüketicinin sağlıklı gıdaya erişme çabası öncelik verdiği konular sıralamasında ilk sıraya yükselmiş durumda. Gıda üreticileri ve ihracatçıları tarladan çatala güvenli gıda üretip tüketicinin güvenini kazanmak için “Gıda Güvenliği” ile ilgili adımları hızla atıyor.

Pandemi döneminde ihracatta büyük bir başarı ortaya koyarak 1 milyar 40 milyon dolarlık ihracata imza atarak gıda ihracatında zirveye oturan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, gıda ürünleri ihracatında başarıyı sürekli kılmanın yolunun tüketici güveninin sürdürülebilir olmasından geçtiği bilinciyle ‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ adını verdiği projeyi başlattı.

Türkiye, dünyanın sağlıklı gıda deposu

Türkiye’nin dünyanın gıda deposu olduğuna işaret eden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, her yıl 50-55 milyon ton taze meyve sebze ürettiklerini, domates, kiraz, biber, üzüm, kayısı, incir, narenciye, çilek, nar başta olmak üzere pek çok taze meyve sebzede dünyanın en büyük üreticileri arasında yer aldıklarını, ihracattaki başarının da sürdürülebilir olması için ‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ isimli projeyle hastalık ve zararlılarla mücadelede entegre bir süreci hedeflediklerini kaydetti.

Gıda ürünlerinin kaliteli ve sağlıklı olması için yapılan işlemlerden birinin izinli olan pestisitlerin doğru bir şekilde gıda üretiminde kullanılması olduğunun altını çizen Uçak, “Pestisit kullanımında dikkat edilmesi gerekenler çok fazla husus var. ‘Doğru zamanda, doğru dozda, doğru alet ve ekipmanla, son ilaçlama ve hasat zamanı arasındaki süreye uygun, hedef organizmaya yönelik’ uygulamalar yapılması gerekiyor. Aksi takdirde yapılacak olan pestisit uygulamalarında hem insan ve çevre sağlığına zarar vermiş oluyoruz hem de ihracatımızın gerçekleşmesine engel oluyoruz. Ya da ihraç olmuş ürünlerin ‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ projesiyle üretim alanlarından numuneler alarak pestisitlerin doğru kullanımını sağlıyoruz” şeklinde konuştu.

Çilek’te analiz sonuçları mükemmel

‘Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz’ projesiyle ihracatın yoğun olduğu ‘çekirdeksiz sofralık üzüm, kiraz, nar, şeftali, mandalina, çilek, domates, hıyar ve asma yaprağı’ ürünlerine yönelik pestisitlerin analiz edilmesinin planladığını anlatan Uçak sözlerini şöyle tamamladı: “Projemiz kapsamındaki ürünlerin, üretiminin yoğunlaştığı bölgelerden genel hakkında fikir verecek sayıda numune toplayarak, akredite olmuş laboratuvarlarda analizleri yapmaya devam edeceğiz. Projemize çilek bahçelerinden 1.500 dekar alandan numuneler alarak başladık. MRL (Maksimum Rezidü Limiti) değerleri en büyük ihraç pazarlarımız Avrupa Birliği, Rusya ve kendi vatandaşlarımızın tüketimi için Türkiye’nin limitlerine uyumlu çıktı. Üreticimizin bu başarısı ihracatta da başarıyı getirdi. Türkiye’nin çilek ihracatı 1 Ocak – 24 Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 143 artarak 16,5 milyon dolardan 40,3 milyon dolara ulaştı. Doğru üretim yöntemlerini uyguladıkları ve çileğimizin yoğun bir talep görmesini sağladıkları için üreticilerimize teşekkür ediyoruz. Projemizde ikinci aşamada kiraz bahçelerinden numune aldık ve analiz için laboratuvara gönderdik. Üretiminde dünya birincisi olduğumuz kirazda da gıda güvenliğini önceleyerek ihracatta da üst sıralara yükselmek için çabalarımız devam edecek. Pestisitler konusunda veriye sahip olmamız çeşitli platformlarda gerçekleştirecek olduğumuz görüşmelerde elimizi de güçlendirecek.”

Egeli ihracatçılar, İSO 500 listesine damgalarını vurdular

 İstanbul Sanayi Odası, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırmasını açıkladı. İlk 500 Sanayi Kuruluşu Listesi’nde, Ege Bölgesi’nden tamamına yakını sektörlerinde ihracat lideri olan 113 firma yer alma başarısı gösterdi.

İzmir’den 43 firma listede yer bulurken, Manisa 12, Denizli 10, Balıkesir 9, Aydın 3, Muğla ve Uşak 2’şer, Afyon ve Kütahya 1’er firma ile temsil edildi. Kanuni merkezi Ege Bölgesi illeri dışında olan ancak üretim tesisleri Ege Bölgesi’nde olan 31 firma İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesine girdi.

Kocaeli merkezli görünen İzmir Aliağa’da rafinerisi olan TÜPRAŞ-Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Listesi’nde birinci sırada yer alarak zirvedeki yerini korudu. Listeye 2019 yılında 5. sıradan havalı bir giriş yapan Star Rafineri A.Ş. bu yıl da altıncı sıranın sahibi oldu.

Manisa’nın ihracatını sürükleyen, sektöründe Türkiye birincisi olan Vestel Beyaz Eşya San. ve Tic. A.Ş. 20., Vestel Elektronik San. ve Tic. A.Ş. 22. sıralarda yer aldı. PETKİM Petrokimya Holding A.Ş. ise; 23. basamağın sahibi oldu.

Türk sanayisinin devler liginde 100 Egeli yerini korurken, 13 Egeli bu yıl İSO İlk 500 Listesine girmenin gururunu yaşadı.

İzmir’den Verde, Roteks, Işık Tarım ve Ege Seramik listenin yeni üyeleri oldu

İzmir’den Verde Yağ Besin Maddeleri San. ve Tic. A.Ş., 421. sıradan listeye girerken, 2019 yılında İSO ikinci 500 listesinde 6. sıranın sahibi olan Roteks Tekstil İhracat San. ve Tic. A.Ş., 50 basamak birden yükseldi ve bu yıl İSO ilk 500 listesine 454. basamaktan giriş yaptı.

Organik sektörünün lider firmalarından Işık Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. 466 numaradan sanayinin devler ligiyle tanışırken, Ege Seramik San. ve Tic. A.Ş. 481. sıradan listeye girmeyi başaran firmalar arasında yerili aldı.

Manisa’dan Yorglass 98 sıra yükseldi

Türkiye’de en fazla ihracat yapan iller sıralamasında 8. Sıranın sahibi olan Manisa’dan, 2020 yılı performansına göre 12 firma İSO ilk 500 listesinde yer buldu. Listeye 426. sıradan adını yazdıran Yorglass Cam San. ve Tic. A.Ş. listenin yeni üyesi oldu. Yorglass 2019 yılında İSO ikinci 500 listesinde 24. sıranın sahibiydi. Firma bu yıl da 98 basamak yükselmiş oldu.

Manisa’nın listede yer alan diğer firmaları ise şunlar oldu; “Vestel Beyaz Eşya San. ve Tic. A.Ş., Vestel Elektronik San. ve Tic. A.Ş., Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima San. Tic. A.Ş., Maxion İnci Jant Sanayi A.Ş., İnci GS Yuasa Akü San. ve Tic. A.Ş., Yonca Gıda Sanayi İşletmeleri İç ve Dış Ticaret A.Ş., Klimasan Klima San. ve Tic. A.Ş., Elba Basınçlı Döküm Sanayii A.Ş., Tirsan Kardan San. ve Tic. A.Ş., Maxion Jantaş Jant San. ve Tic. A.Ş., Soma Termik Santral Elektrik Üretim A.Ş.”

Denizli sanayisinin ilk 10’u belli oldu

Denizli’den 10 firma İSO ilk 500’deki yolculuğuna devam ederken, listeye Denizli’den yeni firma katılmadı. Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri A.Ş. genel sıralamada 30. olurken, Denizli illeri arasında birinci sıradaki yerini korudu. Abalıoğlu Lezita Gıda Sanayi A.Ş., Seval Kablo Aydınlatma Cihazları İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş., Abalıoğlu Yem Sanayi A.Ş., Kardemir Haddecilik San. ve Tic. A.Ş., Aynes Gıda San. ve Tic. A.Ş., Menderes Tekstil San. ve Tic. A.Ş., Pamukkale Kablo San. ve Tic. A.Ş., Gamateks Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ve Atom Kablo San. ve Tic. A.Ş. listede Denizli’nin gururu olan diğer firmalardı.

Balıkesir’den 4 firma İSO 500’le tanıştı

Balıkesir sanayinin şampiyonlar liginde 2019 yılında 6 firma ile temsil edilmişken, 2020 yılında 9 firmaya yükseldi. Balıkesir’den 4 firma listeyen bu yıl girme mutluluğu yaşadı. 2019 yılında İSO ikinci 500’de 17. olan Kula Yağ ve Emek Yem San. Tic. A.Ş., 2020 yılında 49 sıra birden sıçradı ve İSO ilk 500’e 468. sıradan merhaba dedi.

İşbir Sentetik Dokuma Sanayi A.Ş. 483. basamaktan listeye giriş yaparken, Balıkesir merkezli Assan Gıda San. ve Tic. A.Ş. 490 ve Gesbey Enerji Türbini Kule Üretim San. ve Tic. A.Ş. 499 nolu basamağın yeni sahipleri oldular.

Zorlu Doğal Elektrik Üretimi A.Ş., Jantsa Jant San. ve Tic. A.Ş. ve Kaltun Madencilik Sanayi Nakliye ve Akaryakıt Ticaret A.Ş. İSO ilk 500 listesinde Aydın’ı temsil eden firmalar olurken, Muğla’dan; Gümüşdoğa Su Ürünleri Üretim İhracat ve İthalat A.Ş. ve Kılıç Deniz Ürünleri Üretimi İhr. İth. ve Tic. A.Ş. firmaları yer aldı.

Uşak’tan, Gedik Tavukçuluk ve Tarım Ürünleri Tic. San. A.Ş. ve Özerdem Mensucat San. ve Tic. A.Ş. sanayi devleri arasına adını bu yıl bir kez daha yazdırırken, Oruçoğlu Yağ San. ve Tic. A.Ş. Afyonkarahisar’ı, Nursan Kablo Donanımları San. ve Tic. A.Ş. Kütahya’yı temsil etti.

Eskinazi: “Ege Bölgesi listede gücünü arttırdı”

İstanbul Sanayi Odası, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırmasında İzmir’den 75, Ege Bölgesi’nden ise; 113 firmanın yer almasını gurur verici olarak nitelendiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2021 yılında bu listedeki Egeli firma sayısının artmasını diledi.

2019 yılında İSO’nun ikinci 500 listesinde yer alan pek çok firmanın bu yıl ilk 500’e çıktığını görmenin mutluluğunu yaşadıklarını anlatan Eskinazi, “2019 yılında Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ilk 1000 ihracatçı listesinde 160 Egeli yer almıştı. Benzer bir artışın TİM ilk 1000 ihracatçı listesinde de yaşanması halinde mutluluğumuz ikiye katlanacak. EİB olarak sürdürülebilir ihracat için İnovasyon, Ar-Ge ve tasarım odaklı projeler geliştirmeye devam edeceğiz. Covit-19 virüsünün aşılama ile ortadan kaldırılmasıyla birlikte üretim ve ihracatta daha iyi noktalara geleceğimize inancımız tam” şeklinde konuştu.

Zaxe’den 3D yazıcı satın alma rehberi

Ağır sanayideki hayati öneme sahip olan parçalardan, evdeki imalatla e-ticaret sitelerinde veya sosyal medyada para kazandıran hobi malzemelerine kadar pek çok alanda kullanılan ve her geçen gün yaygınlaşan 3D yazıcılar, hayatın her alanında bulunuyor. Birçok modele ve fiyat yelpazesine sahip 3D yazıcıları satın alırken hangisini tercih etmek kullanıcılar için doğru ve verimli seçim olur? Türkiye’nin ilk yerli 3D yazıcı şirketi Zaxe Genel Müdürü Emre Akıncı, KOBİ’lerden büyük sanayi kuruluşlarına, eğitim dünyasından kendi işinin patronu olmak isteyenlere kadar her yelpazedeki kullanıcılar için 3D satın alma rehberi niteliğinde bilgiler paylaştı. 3D yazıcı alırken ilk kuralın hangi amaçla kullanılacağının belirlenmesi gerektiğini ifade eden Akıncı, “Çocukların sanatsal ve zihinsel gelişiminden, şirketlerin geleceğinin kurtarılmasına kadar pek çok alanda 3D yazıcılar devrede. En doğru yazıcıyı seçmek için ise, ihtiyaçları belirlemek, bütçeye uygun yazıcı ile işe başlamak ve satış sonrası destek almak gerekiyor” dedi.

3D yazıcılar kısa süre öncesine kadar, sadece uzay teknolojisi alanındaki mühendisler tarafından roket parçalarının üretimi için kullanılıyordu. Son 10 yıldır ise 6 yaşındaki öğrenciler hayalini kurdukları oyuncakları yaratmak için 3D yazıcıların start düğmesine basıyor. İthal otomobilinin yedek parçası, üretici ülkeden gelmeyen ya da çok pahalı olan orijinal parçanın 10’da 1’i fiyatına evinde aynı kalitede üretim yapıyor. Fabrikalar, siparişlerini yetiştirmek için 3D yazıcıları uzaktan yöneterek imalatı artırıyor. Öte yandan Covid-19’un yarattığı üretimdeki aksaklıklar ve Süveyş Kanalı’nda meydana gelen dünya ticaret yollarını kilitleyen kazalar gibi etmenlerle, artık üretici ve tüketici, yedek parça için hiçbir şirkete ve ülkeye bağımlı olmak istemiyor. Çözümü de 3D yazıcı sahibi olmakta görerek, bu alana yatırım yapıyor. Pazarın ABD’de 2024 yılında 20 milyar doları aşması bekleniyor. 50 milyon dolara yaklaşan Türkiye pazarı her geçen gün büyüme kaydediyor. Fiyatı 3.000 TL’den başlayan 3D yazıcılar, kullanım alanına ve büyüklüğüne göre yüzbinlerce dolara kadar yükseliyor.

Püf noktaları nelerdir?

Peki, birçok modelin satıldığı 3D yazıcı pazarında hangi ürünleri tercih etmek ihtiyaçları karşılar aynı zamanda da kişi ya da kurumlara para kazandırabilir? Türkiye’nin en büyük yerli 3D yazıcı kuruluşu Zaxe Genel Müdürü Emre Akıncı, 3D yazıcı almak isteyen ya da 3D yazıcısını değiştirmeyi düşünen kullanıcılar için doğru ürünün nasıl tespit edileceği bilgilerini paylaştı. Yaklaşan yaz tatilini de gündemine alan Akıncı, hem eğitim, hem üretim, hem de hobi amaçlı evden pazarlama alanına dair 3D yazıcı seçiminin püf noktalarını anlattı. İster eğitim, isterse de KOBİ ve büyük sanayi kuruluşlarındaki üretim alanında 3D yazıcı seçerken dikkat edilmesi gereken noktaları anlatan Akıncı, şu bilgileri verdi;

Hangi amaç için kullanılacak

“Diyelim ki 3D yazıcı tercih ederken sınırsız bütçem var; en pahalısını mı almak daha verimli olur? Bu soruya yanıt arayalım: 3D yazıcı tercih ederken, ürünün hangi amaç için kullanılacağı önemlidir. Eğer çocukların zihinsel ve sanatsal gelişimi ile evde hobi amacıyla kullanmak istiyorsanız, doğal malzemelerle çalışan Zaxe xlite modelimiz gibi açık kasa 3D yazıcılar tercih edilmelidir. Eğer sanayi noktasında yedek parça ve daha komplike ürünleri imal etmek için daha dayanıklı üretimler noktasındaysanız, endüstriyel malzemelerle çalışan kapalı kasa cihazlar tercih edilmelidir. Görsel kalite tüm 3D yazıcılarda aynıdır. Fakat ürünün kullanım alanına göre tercih edilecek 3D yazıcı türü değişebilir. Zaten 3D yazıcı için kullanılacak üretim malzemeleri 800 gramlık paketlerde 100 ile 300 TL arasında değişen fiyatlarla satılır. Böylece kendi elinizle orijinali ile aynı kalitede bir ürünü imal etmek, piyasada satılan üründen 10’da hatta 20’de bir daha ucuza mal olur.”

Satış sonrası hizmetler önemli

Piyasada farklı fiyat ve markada çok sayıda 3D yazıcı olduğunu belirten Akıncı, doğru olan ürünü seçmek için gerekenleri şöyle sıraladı: “3D kullanımında önemli iki faktör vardır. Bunlardan ilki yazıcının uzun yıllar aynı kalitede baskı yapabilmesidir. İkincisi ise, kullanıcıların her gün başka bir gelişmenin yaşandığı 3D yazıcı sektöründe her an en hızlı ve kolay biçimde satış sonrası destek hizmeti alabilmesidir. Zaxe olarak ürettiğimiz 3D yazıcılar 24 ay garantili ve alüminyum kasaya sahip olması nedeniyle başlangıçta söylediğimiz iki faktörü destekler. Çin menşeli ürünler ise bu özelliklerde uzaktır.” dedi.

Evde para kazanmak mümkün

3D yazıcılar sayesinde evde üretim yaparak e-ticaret siteleri üzerinden pazar yeri açıp, satış gerçekleştirmenin mümkün olduğunu ve bu yolla önemli gelire ulaşan kişiler bulunduğunu belirten Emre Akıncı, “Sadece kişiler değil, çeşitli Start-Up’lar da bu yolla önemli gelirle elde ediyorlar. Özellikle popüler kültür ürünü çeşitli film ile oyun karakterleri ve eklemeli oyuncak grupları, yoğun olarak düşük maliyeti sebebiyle talep 3D yazıcılarla üretiliyor ve satışı yapılıyor. Ayrıca dünya gibi Türkiye’de de bulunması zor ve pahalı yedek parçalar, adaptif ve ardıl işlem gerektiren her türlü ürünün, 3D yazıcılarla üretildiği girişimler giderek daha karlı ve geniş çapta sürdürülebilir hale geliyor” ifadelerini kullandı.

Öğrencilerin yaz tatili için gerekli

Türkiye’de milyonlarca öğrencinin 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılını uzaktan eğitimle geçirdiğini vurgulayan Emre Akıncı, bu sebeple yaz tatilinin öğrenciler açısından çok önemli olduğunu dile getirdi. Öğrencilerin yaratıcılıklarının gelişmesi için aileleri tarafından çocuklara alınan oyun bilgisayarı ve konsolu kadar 3D yazıcının da hediye edildiğini ifade eden Akıncı, “Özellikle eğitim kurumlarında son 5-6 senelik süreçte, 3D yazıcı kullanımları popülerleşmeye başladı. Böylece öğrenciler, hem okulda hem de evde 3D yazıcılarla hayallerini kendileri tasarlayıp ihtiyaçlarını kendileri üretir oldu. Bu yaz tatilinde de tablet ve bilgisayar oyunları ile yoğun vakit geçirmek yerine kendilerini geliştirecek 3D yazıcılarla, hem hayal güçlerinin sınırlarını zorlayacak hem de hayat kalitelerine çok önemli katkı sağlayacak. Öğrencilerin kendi tasarladıkları ürünleri, 3D yazıcı ile basmaları onların hayal dünyasını geliştirir, bilgisayar becerilerini artırır, ileride yapacakları mesleklere ilişkin önemli verileri ortaya koyar, aynı zamanda da sanatçı yönlerini ortaya çıkarır. Saydığımız gelişimleri sağlamak için birden fazla kursa ve ürüne ihtiyaç varken, 3D yazıcılar tek başına tüm bunları gerçekleştirmede yardımcı oluyor” dedi.

Fındık ve mamulleri sektöründe Turquality destekleri nelerdir?

Turquality, ülkemizin devlet destekli ilk marka programıdır. Hem teşvik, hem değer oluşturan bir iş modeli olduğu için, ürün ve hizmet üreten tüm sektörler tarafından yoğun ilgi görmektedir. Son dönemlerde iş süreçlerini uçtan uca dijitalleştirerek geleceğe hazırlanan işletmeler, global alanda markalaşma çalışmalarına hız katmak için rotalarını Turquality’e çevirmektedir. Sektör lideri Progroup Uluslararası Danışmanlık 19 yıldır, Türk firmalarının stratejik, fonksiyonel ve operasyonel yönetim düzeylerini uluslararası şirketlerin seviyesine çıkararak, Türk markalarının globalde rekabet etmelerine rehberlik etmektedir.

Fındık ve mamulleri sektöründeki firmaların, Turquality’den yararlanmadığının altını çizen Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi:

Fındık ve mamulleri, Türkiye’de en büyük ihracatı olan sektörler arasındadır. Fındık ve türevleri, Turquality’den yararlanamıyor, çünkü Karadeniz’de fındıkla ilgili kapsam içerisine giren hiçbir firma yok. İşletmeler, gerek bunu bilmediklerinden dolayı, gerekse kurumsal anlamda alt yapı çalışmaları mücadelesine girmek istememelerinden dolayı uzak duruyorlar. Bu nedenlerden dolayı, verilen desteklerden de mahrum kalıyorlar. Bu destekler, ürün ihracatı yapan firmalara verilen desteklerdir” dedi.

ÜRÜN SEKTÖRÜ TURQUALITY DESTEKLERİ

DESTEK TÜRÜ

LİMİTİ- TL

Patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım tescili, marka tescili, yenileme ve koruma

Limitsiz/yıl (5+ yıl)

Tanıtım harcamaları

Limitsiz/yıl (5+ yıl)

Mağaza kira

Limitsiz (Aynı anda 50 mağaza) /yıl (5+ yıl)

Mağaza temel kurulum, dekorasyon, konsept mimari giderleri

1.515.000 TL (Kira desteği alan mağazalar için)/yıl (5+ yıl)

Ofis, depo, showroom, satış sonrası servis, reyon, raf, dekorasyonlu köşe kira

Limitsiz/yıl (5+ yıl)

Ofis, depo, showroom, satış sonrası servis, reyon, raf, dekorasyonlu köşe, temel kurulum dekorasyon, konsept mimari giderleri

1.515.000 TL /yıl (5+ yıl)

Pazara giriş belgeleri, sertifikasyon, ruhsatlandırma, test, klinik test

3.793.000 TL /yıl (5+ yıl)

Franchise, dekorasyon, kurulum, konsept mimari giderleri

757.000 TL (Aynı anda 100 mağaza) /yıl (5+ yıl)

Franchise kira

1.515.000 TL (Aynı anda 100 mağaza) /yıl (5+ yıl)

Yönetim Danışmanlık ve Yazılım

3.793.000 TL /yıl (5+ yıl)

İstihdam

Limitsiz (Aynı anda 10 kişi)/yıl (5 yıl)

Pazar araştırma çalışmaları ve raporları

Limitsiz /yıl (5+ yıl)

Fuar

Limitsiz /yıl (5+ yıl)

Depolama Hizmetleri

Limitsiz /yıl (5+ yıl)