Ekonomi-teknoloji haberleri (26.05.2021)

Araç Kiralamanın Yeni Yolu : Miniyol.com

Biletall.com’un Kurucularından Yeni Online Araç Kiralama Platformu Girişimi: Miniyol.com

Kurulduğu günden bu yana sürdürülebilir büyüme vizyonu ile hem ulusal hem de uluslararası birçok başarıya imza atan Türkiye’nin ilk ve en büyük online seyahat bileti sitesi olan Biletall.com’un kurucularının hayata geçirdiği yeni girişim ‘Miniyol.com’ araç kiralama sektörüne yeni bir soluk getiriyor.    Kosgeb’in Arge ve İnovasyon Desteği ile Erciyes Üniversitesi Teknopark’ında kurulan şirket, kurduğu sistemi 2022 yılına kadar her noktasıyla kusursuz bir hale getirmeyi, aynı yıl içerisinde günlük minimum 1.000 adet işleme hacmine sahip olmayı ve 3 yıl içerisinde ise sektöre yön veren firma haline gelmeyi hedefliyor.

Dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs ile birlikte özellikle bireysel taleplerdeki artış ile en çok konuşulan alanların başında gelen online araç kiralama sektörüne yeni bir oyuncu katıldı. Ulusal ve uluslararası arenada da birçok başarı ile dikkat çeken biletall.com’un kurucuları tarafından hayata geçirilen yeni girişim ‘Miniyol.com’, ‘Araç Kiralamanın Yeni Yolu’ sloganıyla pazara farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Web sitesi ve Mobil uygulamalar üzerinden hizmet verecek olan platform, ihtiyaca yönelik olarak onlarca araç kiralama firmasına ait araçları karşılaştırmalı olarak, güvenli ödeme seçenekleri ve sağladığı birçok avantaj ile 7 gün 24 saat, kaliteli hizmet prensibini ön planda tutarak kullanıcıların en güvenli yol arkadaşı olarak karşımıza çıkıyor. Miniyol başta Türkiye’de günlük araç kiralama ile hizmet vermeye başlamış olup, kısa zaman içerisinde yurtdışında da hizmet vermeye başlayacak. Günlük araç kiralama hizmetlerinin yanı sıra daha geniş tedarikçi ağına sahip olabilmek ve daha geniş kitlelere hitap edebilmek adına sektöre birçok yenilik getirmeye hazırlanıyor.

“Her Bir Kurucunun Farklı Sektörel know how’ı Mevcut”

Ar-ge ofisi Erciyes Üniversitesi Teknoparkında, Genel Müdürlük ofisi ise İstanbul Buyaka Kule’de bulunan şirketin Kurucu Ortağı Yaşar Çelik, “ Online araç kiralama sektöründe pandemi sonrası oluşan pazar ve sektörde çok az sayıda oyuncu olması ile beraber sektöre katacağımız çok sayıda yenilik olduğuna inancımız bu girişimin ortaya çıkmasındaki en önemli etkenleri oluşturuyor. Sektörde faaliyet gösteren az sayıdaki firma çok geleneksel çalıştığını ve sektöre katkı sağlayacak yeterli ürün ortaya koyamadığını tespit etmiş bulunuyoruz. Miniyol olarak sektörün ve süreçlerin dijitalleşmesi için hem tedarikçilerimiz olan araç kiralama firmalarına hem de son kullanıcılara yönelik birçok yeniliği hayata geçirecek olmanın heyecanını yaşıyoruz. Şirketin 3 kurucusu bulunuyor. Her bir kurucunun farklı sektörel know how’ları mevcut. Bu durum büyük bir avantaj da sağlıyor.  Sistemi geliştirirken, kendimize özgü bir müşteri deneyimi yaşatabilmek adına, sektörün ve kullanıcıların ihtiyaçlarını iyi analiz ederek bütün teknolojik gereksinimleri bu çerçevede çözümledik. Hali hazırda içeride yer alan ekiple birlikte her konuda alanında uzman çözüm ortağı şirketlerle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Minimalizm Kavramını Ön Planda Tuttuk

Koronavirüs salgını ile birlikte adını daha çok duyduğumuz ‘Minimalizm’ kavramının da girişimin oluşumunda etkili olduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Araç kiralama dikeyinde ürüne ve son kullanıcıya doğru büyümeyi ve 5 yıllık projeksiyonda hali hazırda örneği olmayan birçok farklı ürünü de kullanıma açmayı hedefliyoruz. Hayata geçecek projeler, tedarikçilere yeni pazarlar, kullanıcılara da ciddi fiyat avantajları sağlayacak. Miniyol’da herşey minimal, her şey minicik olacak. Online araç kiralama sektöründe ilk defa sadece 3 adımda kiralama işlemi yapılırken, tek bir tıklama ile de iptal işlemi Miniyol’da yapılabiliyor. Ara yüzümüz de yine minimallik prensibi uyarınca zaman sayaçları, pop-up’lar gibi sadece kullanıcıyı satın almaya zorlama amacı güden materyalleri de kesinlikle kullanmıyoruz.”

Mini Ödeme ile Türkiye Bir İlki Başlattık

Miniyol, benzerlerinden farklı olarak Türkiye’de online araç kiralama sektörüne yeni bir ödeme modeli de getirdiğini belirten Çelik, “ Miniyol’un temel prensibi olan minimalizm ödemelere de uyarlandı. Kullanıcılarımız bizden araç kiralarken kiralama bedelinin sadece minicik bir kısmını ödeyecekler. Örnek vermek gerekirse 1.000 TL’lik bir kiralama için rezervasyon esnasında sadece 150 TL ödenecek, aracı teslim alana kadar ise kullanıcılarımızdan başkaca herhangi bir bedel talep edilmeyecek. Firma olarak geliştirdiğimiz bu ödeme metodunu “ miniödeme” olarak adlandırıyoruz. Bunun yanı sıra geleneksel ödeme yöntemlerini tercih eden kullanıcılarımız için de “ tam ödeme “ metodumuz ile tek sefer de tüm kiralama bedelini ödeme imkanı da sunuyoruz. Ayrıca rezervasyon esnasında hiç ödeme yapmak istemeyen kullanıcılarımıza ise kiralama bedelinin tamamını aracı teslim alırken yapmalarına imkan sağlayan “ teslimatta ödeme “ seçeneğini de sunuyoruz. Miniyol kullanıcı dostu arayüzü ile tüm kullanıcılarının ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına sistemin her noktası ile bütünleşik hizmet veriyor” dedi.

Koşulsuz, Şartsız Sürekli İndirim Sağlıyoruz

Sistemin işleyişi hakkında da bilgi veren Çelik, sözlerine şunları ekledi:  “Temel prensiplerimizden biri de kullanıcılarımıza karşı her zaman şeffaf olmak.  Hem minimalizm hem de şeffaflık prensibimiz gereği, web sitemizde kullanıcıları rahatsız edecek, pop-up lar, zaman sayaçları, gerçeği yansıtmayan üzeri çizili fiyatlar yer almıyor. Bunların tam tersine kesintisiz ve sürekli olarak Miniyol üyelerine koşulsuz şartsız her kiralama işleminde yüzde 5 puan garantisi veriyoruz. Üstelik kazanılan puanları ise bir sonraki alışverişlerinde indirim olarak kullanmalarını sağlıyoruz. Şirket olarak kullanıcılarımızla şeffaf, dürüst ve uzun soluklu iletişim kurmak için sürekli yenilikler oluşturmaya devam edeceğiz.”

Kesintisiz İade

Özellikle pandemi döneminde daha fazla ihtiyaç halinde gelen esnek iptal ve iade koşullarının tüm tüketicilerin ilk baktığı konu olduğunu  vurgulayan Çelik,”  Bizler geçmiş tecrübelerimizden de bildiğimiz üzere, kullanıcıların satın alma işleminden çok daha kolay iade işlemlerini yapabilmeleri için tüm geliştirmelerimizi tamamladık. Kullanıcılarımız 3 adımda kiralama yapabildiği gibi, tek tuşla koşulsuz, şartsız kiralama işlemlerini iade edip, ücret iadelerini alabiliyorlar. Üstelik bu işlemi herhangi bir yeri aramadan miniyol.com üzerinden yapabiliyorlar” diye konuştu.

Bakan Yardımcısı Büyükdede ve KOP Başkanı Şahin’den ASELSAN Konya Ziyareti

 Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, KOP Başkanı Mahmut Sami Şahin ile birlikte ASELSAN Konya’yı ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Mahmut Sami Şahin, Konya Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Vehbi Konarılı ile KSO Başkan Yardımcısı Mustafa Veli Tekelioğlu’nun bulunduğu heyete eşlik eden ASELSAN Konya Genel Müdürü Bülent Işık, yerli üretime büyük katkı sağlayacak olan fabrikadaki çalışmalar hakkında bilgi verdi.

“Özel Sermaye Katılımlı Yeni İş Modelinin En Güzel Örneği ASELSAN Konya”

1975 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını yerli ve milli olarak karşılanması için kurulan ASELSAN’ın; dünyanın en büyük savunma sanayi şirketleri listesinde her geçen yıl daha üst sıralara yükseldiğini ve bu kararlı yükselişle birlikte Türkiye’nin yerli ve milli üretim payının hızla arttığını belirten Bakan Yardımcısı Büyükdede, milli teknoloji hamlesini yurt geneline yaymak amacıyla İç Anadolu Bölgesi teknoloji yatırımları kapsamında Konya Teknoloji Endüstri Bölgesinde kurulan ASELSAN Konya Silah Sistemleri Fabrikasının, bölgenin savunma sanayi eko sisteminin gelişmesine büyük katkı sağlayacağını, savunma sanayi üretiminde 2002’de yüzde 20’ler seviyesinde olan yerlilik oranının günümüzde yüzde 70’lerin üzerine çıktığını hatırlatarak, özel sermaye katılımı ile oluşturulan yeni iş modelinin en güzel örneklerinden biri olan ASELSAN Konya’yı ziyaret etmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.

“KOP Bölgesinin Yerli ve Milli Üretimin Yeni Merkezi Olmasını Hedefliyoruz”

‘Milli Silah Güçlü Savunma’ ilkesiyle kurulan; cihaz, makine ve yatırımın tamamında milli ve yerliliğe büyük önem verilen tesiste, savunma sanayi alanında gerçekleştirilecek üretimlerle hem dışa bağımlılığın azaldığını hem de istihdama katkı sağlandığını ifade eden KOP Başkanı Şahin, Türkiye’nin ‘Küresel Güç Vizyonu’na uygun olarak lider ve yol gösterici bir ülke olma yolunda KOP Bölge Kalkınma İdaresi olarak; yüksek kabiliyetli sanayi altyapısının oluşturulması ve desteklenmesi, endüstri sanayi yatırımlarının yanı sıra ileri teknoloji yatırımlarının artırılması, bölgede katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ve özellikle savunma sanayi alanında KOP Bölgesinin yerli ve milli üretimin yeni merkezi olmasını hedeflediklerini söyledi.

“Silah ve Silah Sistemlerinin İnovasyon Merkezi Olacağız”

ASELSAN Konya Genel Müdürü Bülent Işık ise ASELSAN A.Ş.’ye bağlı bir anonim şirket olarak kurulan ASELSAN Konya’nın, ilk etapta tasarım faaliyetleri ile birlikte ASELSAN tarafından yapılacak uzaktan komutalı silah sistemlerinin üretimi, test ve entegrasyonunu gerçekleştireceğini, ilerleyen dönemlerde ise değişik kalibrelerde silah ve silah sistemlerimde tasarım ve inovasyon merkezi olarak hizmet vereceğini, önceliği Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üretim ve ürün geliştirme ihtiyaçlarının milli imkanlarla karşılanması olan tesisin stratejik hedeflerine emin adımlarla ulaşacağını vurguladı.

Fujitsu, Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Oluşturduğu Çevre Planını Küresel Olarak Belirlenen 1.5 °C Emisyon Hedefine Uygun Güncelledi

Fujitsu, dünya çapında karbon emisyonlarını azaltma gerekliliğinin önemli miktarda arttığı ve buna yönelik çabaların hızlandığı günümüzde, sera gazı azaltma hedeflerini 1.5 °C’ye uygun olarak güncelledi. Fujitsu, bu amaçla 2021 ve 2022 çevresel hedeflerini ilerletmek için kuruluştaki tüm paydaşlara rehberlik eden Fujitsu Group’un Çevresel Eylem Planını (Faz X) yayınladı.

Sunduğu ürün ve hizmetlerin yaşam döngüsüne dayalı olarak önceliklerinin tanımladığı ve üç perspektiften dokuz adet hedef belirleyerek bunları teşvik ettiğini ifade eden Fujitsu’nun çevresel eylem planında  “İklim Değişikliği”, “Kaynak Döngüsü” ve “Doğa ile Bir Arada Yaşama” konuları öne çıkıyor.

İhracatçı gelecek 90 milyon doz Biontech aşısında öncelik istiyor

 Pandemi sonrasında aşılamada ilerleme kaydeden ülkeler aşı pasaportu olmayan kişilere vize vermemeye başladı.

200 milyar dolar ihracat hedefleyen Türk ihracatçısı, aşılamada 100 bin ihracatçı firmanın yöneticilerine ve dış ticaret departmanlarında çalışan kişilere aşılamada öncelik tanınmasını istiyor.

Dünya genelinde Çin, ABD ve Avrupa ülkelerinin aşılamada çok yol kat ettiğini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Çin’in covit-19 aşısı yapılmamış kişilere vize vermemeye başladığını, benzer uygulamanın yakın gelecekte ABD ve Avrupa ülkelerinde başlamasından endişe ettiklerini dile getirdi.

Aşılama oranlarının yükselmesiyle uluslararası ticaretin canlanmasını beklediklerinin altını çizen Eskinazi, “Türkiye, Biontech Prizer ile 90 milyon dozluk yeni bir anlaşma yaptı. Bu aşılar kısa süre içinde partiler halinde ülkemize gelmeye başlayacak. Burada ihracatçı firma yöneticilerimize ve dış ticaret departmanı çalışanlarına öncelik verilmesini istiyoruz. İhracatımızın devamlılığı için bu husus çok hayati” diye konuştu.

Covit-19 virüsüne karşı aşılamada 2 doz aşı yapılması gerektiğine vurgu yapan Eskinazi, iki doz arasında 6-8 hafta süre geçmesi gerektiğini, yeni gelecek aşı partilerinde ihracatçılara öncelik verilmesinin Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracağını sözlerine ekledi.

Tarım sektörü dünyanın ve insanlığın geleceğinin tam merkezinde 

Tarım 4.0 Teknoloji ve Etki Derneği tarafından düzenlenen Tarım ve Teknoloji Zirvesi’nde Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep Tarım ve Gıda Arz Zincirinde Değişen Dinamikler ve E-ticaret konulu oturumda Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, döngüsel ekonomi, e-ihracat ve EİB’in sürdürülebilirlik çalışmalarını anlattı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, “Ege Bölgesi’nin sürdürülebilir üretim merkezi olduğunu tüm dünyaya göstermek için öncülük yapmamız gerektiğine inanıyoruz. Biz, bünyesinde 7 tarım birliği bulunan Ege İhracatçı Birlikleri olarak, ihracatı daha az karbon ve su ayak izi bırakarak yapma hedefini benimseyerek kurum içi strateji geliştirme çalışmalarımızda geçtiğimiz 2020 yılını ‘Sürdürülebilirlik Yılı’ olarak ilan etmiş ve bir çalışma grubu kurmuştuk. Kurumumuza ve üyelerimize yönelik çalışmalar ve hayatımıza yeni giren kavramları anlatma hedefleri çerçevesinde Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve Döngüsel Ekonomi başlıkları altında çok sayıda webinar düzenledik.” dedi.

Tarladan çatala strateji tüm paydaşların iş birliği ile başarılabilir

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’nı Avrupa’nın yeni büyüme stratejisinin kural setini ortaya koyan yeni bir düzenleme, pek çok sektörü etkiliyor ve ana amacı AB’nin 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması olarak tanımlayan Celep sözlerine şöyle devam etti:

“Bu strateji çerçevesinde ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona erdirilmesi, ve kimsenin ve hiçbir bölgenin geride bırakılmaması hedefleniyor. Yani Mutabakat, emisyonları azaltırken iş imkanları yaratacak ve yaşam kalitesini artıracaktır. Bizde bu kapsamda, Tarladan Çatala Stratejisi oluşturduk.  Bu stratejiyle; Organik tarıma ayrılan alanların artırılması, kimyasal pestisitler gübreler ve antibiyotiklerin kullanımını ciddi oranda azaltacak tedbirler alınması, tüketiciler için gıda takibi (ulaşılabilirlik, gıdanın nereden geldiği, çevresel ayak izi, besin değeri, dijital araçların kullanımı, vb.), tağşişle mücadele, üretimi zararlılar ve hastalıklardan korumak için yenilikçi teknikler, taşıma, depolama, paketleme ve gıda atıkları konusunda gıda işleme ve perakende sektörlerinin çevresel etkilerini azaltma alanlarında politika değişiklikleri. Biz bunları değer zincirindeki tüm paydaşlar yani özel sektörün yanında kamu kurumlarının iş birliği ile başarabiliriz.”

Yeşil satın alma ve tedarik zincirleri ortaya çıkıyor

Celep’e göre tarım sektörü dünyanın ve insanlığın geleceğinin tam merkezinde ve sektörün sürdürülebilirliği ve gelişimi için teknolojik gelişmelerin takibi ve adaptasyonu olmazsa olmaz.

“Ekonomide sürdürülebilirlik dendiğinde tarımda geçerliliği olan döngüsel ekonomi kavramından bahsetmek gerekir. Döngüsel Ekonomi Modeli, bildiğiniz üzere; ham maddeden atık oluşumuna kadar geçen süreçte tüm bireyleri bir yandan yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneltirken, tüketimi azaltmayı, geri dönüşümü ve yeniden kullanımı da teşvik ediyor. Yeni nesilleri sürdürülebilir iş ve yaşam modellerine yönlendirerek toplumsal faydaya katkıda bulunuyor. İklim değişikliği ile etkin mücadele etmemizi sağlayan model iş dünyası için daha fazla fırsat ve yeni iş imkanı doğuruyor. Sürdürülebilir üretim ve tüketim alışkanlıkları geliştikçe sıfır atık yaklaşımını benimseyen yeşil satın alma ve tedarik zincirleri ortaya çıkıyor. Bizler de üzerimize düşen görev ve sorumlulukların bilincindeyiz ve bu sebeple döngüsel ekonomi kavramının etrafında bir ekosistem yaratmak için öncelikle sektör mensuplarına ve ürün tedarik ettiğimiz paydaşlara farkındalık kazandırmamız gerekiyor.”

Tarımsal ürün ihracatımız orta vadede 10 milyar dolara çıkacak

“Gelecek birkaç 10 yıl, bilginin etrafında şekillenecek.” diyen Celep, tarımda bilgiyi kullanmak, yorumlamanın verimliliği arttırmayı sağlayacağı görüşünde ve bu döngünün bir diğer çıktısının ise sürdürülebilir ihracat artışının sağlanması olduğuna dikkat çekiyor.

“Son dönemde biraz önce bahsettiğim stratejilerle uyumlu şekilde atılan adımlardan bir diğeri ise Dikili, Bayındır, Kınık ve Bergama gibi Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri oluşturulmasıdır. Bu OSB’ler sayesinde, Bölgemizde bugün yıllık 5 milyar dolar seviyesinde olan tarımsal ürün ihracatımızın orta vadede 10 milyar dolara çıkacağını öngörüyoruz. Türkiye’nin coğrafi zenginliğini iyi değerlendirmek, tüm paydaşların katılımıyla ortak akıl çerçevesinde oluşturulacak politikalarla geleceği şekillendirmek vizyonumuz olmalı. Bunun için herkes taşın altına elini koymalı. Ege Bölgesi’nde büyük tarımsal potansiyelin olduğu bir gerçek. Üretiminde ve dış ticaretinde dünyada ilk sırada yer aldığımız üzüm, incir, kayısı, fındık, kiraz, defne, kekik gibi ürünleri daha değerli kılmalı, katma değerli şekilde ihraç etmeliyiz. Ülkemizde ihtiyaç duyulan ancak yeterince üretilmediği için diğer ülkelerden tedarik edilen ürünlere de daha fazla yatırım yapmalıyız.”

E-ihracat rakamımız 1,4 milyar dolara ulaştı

Birol Celep, Türkiye’de ön plana çıkan ihracat türünün genellikle B2B (firmadan firmaya) olsa da son zamanlardaki B2C (firmadan müşteriye) ticaret hacminde büyük artışlar yaşandığını açıkladı.

“E-ihracat dayanıklı tüketim ürünleri açısından daha çok fırsata sahip. Ticaret Bakanlığımızca 2020 Haziran ayı itibarıyla e-ihracat kaydı devreye alındı ve veriler elde edilmeye başlandı. Haziran-Aralık 2020 dönemi için, yani 6 aylık bir dönem için ülkemiz genel ihracat rakamı 108 milyar dolarken, aynı dönemde e-ihracat rakamımız 1,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu altı aylık dönemde e-ihracatın genel ihracata oranı ise yüzde 1,3 olarak tespit edildi. Bu oran dünyada yaklaşık yüzde 4,4 seviyesinde. Ticaret Bakanlığımız, çatı kuruluşu olarak yurt dışında farklı noktalarda ‘yurt dışı lojistik merkezleri’ açmak için çalışmalar yürütüyor. Bu merkezlerin ülkemizden gerçekleşen e-ihracata önemli katkı sağlamasını bekliyoruz. Firmalar da e-ihracat için 4 ana konuya odaklanmalı, bunlar markalaşma, satış kanalının oluşturulması, eğitimli kadro ve lojistik-depolama olarak özetlenebilir.”

Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Kongresi dijital yapılacak

Dünya genelinde kuru ve kabuklu meyvelerin yol haritasının çizildiği Kuru ve Kabuklu Meyveler Kongresi (International Nut and Dried Fruit Council-INC) bu yıl 25-27 Mayıs 2021 tarihleri arasında pandemi nedeniyle online gerçekleştiriliyor.

Dünya genelinde 750 firma ve kuruluş temsilcisinin üyesi olduğu Kuru ve Kabuklu Meyveler Kongresi (INC), her yıl farklı bir ülkede yaptığı kongrelerde ürünlerin üretim ve tüketim durumları ve tahminlerine ilişkin istatistikler, ticarete etki eden konular, genel tanıtım çalışmaları, kuru ve kabuklu meyvelerin insan sağlığına katkılarına yönelik bilimsel çalışmalar ele alınıyor.

Dünya genelinde kuru meyve ve kabuklu meyvelerin en üst istişare platformunun INC Kongresi olduğunu söyleyen Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep sözlerine şöyle devam etti:

“Kuru meyveler ve fındık sektörlerinde dünyada lider üretici ve ihracatçı kimliğiyle önemli bir aktör olan ülkemizin böyle uluslararası platformlarda temsil edilmesi, katılım sağlanması sektörümüzü güçlendiriyor. Çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ve fındığın dünya genelinde tüketimini artırmayı hedefleyen projeler INC Kongresinin öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Türkiye geneli kuru meyve ve mamulleri ihracatı 2020 yılında 1,4 milyar dolara ulaştı. Bu ihracatın 846 milyon dolarlık kısmı Birliğimizce gerçekleştirildi. 162 ülkeye ihracatımız var. Bizim görevimiz Türk üreticisinin ürününün katma değerli ihracatına aracılık etmek ve dünya genelinde pandemiyle birlikte ön plana çıkan sağlıklı gıda tüketiminde insan sağlığına olan olumlu etkileri bilimsel çalışmalarla kanıtlanan kuru meyveyi daha da ön plana çıkarmak. Üç gün boyunca devam edecek oturumlarda badem, fındık, kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, çam fıstığı, ceviz ve diğer kabuklu/kuru meyvelerden bahsedilecek. Birliğimiz üyesi firmalarımız da oturumlarda sunum gerçekleştirecek.” dedi.

Konferansa dünyanın her yerinden 1300’den fazla katılımcı gelmesi bekleniyor 

Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Konseyi (INC) Türkiye Büyükelçisi Ahmet Bilge Göksan, 70’in üzerinde ülkeden 800’den fazla fındık ve kurutulmuş meyve sektörü şirketinin Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Konseyi (INC)’ne üye olduğu söyledi.

“Bu sene pandemi nedeniyle dijital ortamda gerçekleştirilecek konferansın katılımcıları kişiye özel bir avatar oluşturabilecek. Platformda dolaşarak, diğer katılımcılarla etkileşim sağlayarak sergi salonunu keşfedebilecek. Katılımcılar oditoryumdaki oturumlara katılabilecek. Aynı zamanda 3D özelliği olan platformda stant açıp, tanıtım yapabilecek. Tüm oturumları Nutflix’te yeniden izleyebilecekler. Konferansa dünyanın her yerinden 1300’den fazla katılımcı gelmesi bekleniyor. Sektördeki en son gelişmeleri öğrenme, endüstri profesyonelleriyle bağlantı kurma ve yeni iş fırsatları için büyük bir şans. Konferansın açılışı TR saatiyle 17:00’de gerçekleşecek. İncir, üzüm, kayısı Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı ürünler listesine yer alıyor. “Daha sağlıklı bir dünya için kuru ve kabuklu meyve” sloganı ile yürüttüğümüz kampanyaya kuru ve kabuklu meyvelerin dünya genelinde tüketim miktarını üst seviyelere çıkarıp, geliştirmek için dijitalden devam ediyoruz.”

RULMAN SEÇİMİ İLE TASARRUF SAĞLIYOR

Silkar Endaş, deneyimli mühendis kadrosuyla fabrikalar ve üretim hatları için doğru rulmanı belirleyerek ona uygun çözümlerle tasarruf etmelerini sağlıyor.

Rulman ve güç aktarım ürünlerinin yanlış kullanılması, yanlış montajı ürünlerin ömrünü ciddi oranda azaltıyor. Üretim hatlarına ve buradaki özel koşullara göre doğru güç aktarım ürünlerinin seçilmesi ve bakımlarının yapılması oldukça önem taşıyor.

Aksi takdirde, rulman ömründe azalmaya neden olan bu durum, hem ürün değişim sıklığından doğan maliyet hem de plansız bakım duruşları olarak kayıplara neden oluyor. Toplam işletme giderlerine bakıldığında; üretim hatlarının durması, yeni ürün maliyeti ve işçilik ücreti ile tesislere yüksek maliyetlere sebep oluyor. Silkar Endaş, farklı fiyat aralığı ve segmentlerde rulman çeşitleriyle fabrikaların doğru ürünü bulması için hizmet veriyor.

Silkar Endaş; SCHAEFFLER, FAG & INA, NSK, KG, GBM, HRB ve MGM gibi çok çeşitli markaların temsilciğini yapmakta. Rulmanın ömrünü etkileyen yağlama, sızdırmazlık, sökme takma ve güç aktarım; zincir, kayış, kaplin, kasnak gibi ürün gruplarında ise; OKS, SIMRIT, NAK, FENIX, REXNORD, MEGADYNE, OPTIBELT markalarıyla Türkiye pazarında çözümler sunmaktadır.

ORJİNAL ÜRÜN MÜ KULLANIYORSUNUZ?

Sahte rulmanlar ve güç aktarım ürünleri fabrikalar için büyük bir tehdit unsuru oluşturuyor.

Silkar Endaş’ın müşterilerine sunduğu tüm ürünlerinde Silkar Endaş Hologramı yer alıyor.

Kullanılan bu hologram ürünlerin orijinal ve Silkar Endaş garantisinde olduğunu kullanıcılarına taahhüt ediyor.

ETİKETLEME OTOMASYONU OTOMOTİV SEKTÖRÜNE FAYDA SAĞLIYOR

Otomotiv sektörüne özel olarak kurulan robotik etiketleme sistemleriyle hatlarda yavaşlama ve durmalar engelleniyor, kalite standardı yakalanıyor.

Robotik etiketleme sistemine geçiş yapan otomotiv firmalarının en büyük kazanımları etiket – stok maliyetlerinde sağlanan tasarruflar ve kalitede standardı yakalamak oluyor. Robotik etiketleme ile; yürüyen bant üzerinde ürünün yavaşlamasına gerek olmadan etiketlerin doğru pozisyonlarda yapıştırılması, esnek üretim ve sıfır etiketleme hatası avantajları sağlanıyor.

KÜÇÜK BİR ROBOT YETERLİ

Zaman ve işçilik verimliliklerinin dışında kalitede standardı yakalamanın en büyük avantajlardan biri olduğu üretim süreçlerinde firmalar küçük bir robotla birlikte bile sistemlerini otomatize hale getirebiliyor.

Kaynak, iç lojistik, boyama ve etiketleme gibi daha birçok fonksiyon entegre sistemlerinin yer aldığı otomotiv sektöründe robotik etiketleme ile esneklik ve kalite standardı yakalanıyor.

İki ve çok eksenli çalışabilen robotlarla farklı yüzeylerin farklı noktalarına etiketleme yapılmasının yanı sıra yürüyen bant üzerinde ürünün durdurulması gerekmeden etiketleme mümkün oluyor. Böylelikle hatlarda yavaşlama ve durmalar engelleniyor. Bu durumda robotik etiketleme ile zaman ve işçilikte verimlilik sağlanıyor.

Federal Mogul, Delphi, Mutlu Akü ve İnci Akü gibi sektöründeki öncü firmalar için başarılı projeler gerçekleştiren NOVEXX SOLUTIONS otomotiv sektöründeki firmalara özel geliştirdiği projelerle etiketleme konusunda çözüm ortağı oluyor.

50 yılı aşkın bir süredir Türkiye pazarında hizmet veren NOVEXX SOLUTIONS’ ın otomotiv projeleri ile tanışın.

DoubleTree By Hilton Canpark Ümraniye’ye, “Travellers’ Choice 2021” ödülü verildi  

DoubleTree By Hilton Canpark Ümraniye, Tripadvisor tarafından dünya çapındaki oteller arasında ilk %10 içinde yer alarak “Travellers’ Choice 2021” ödülüne layık görüldü. Otel, dünyanın en büyük otel ve seyahat değerlendirme sitesi olan Tripadvisor gezgin yorumları ve kullanıcıların oyları ile sonuçların belirlendiği, sürekli yüksek puanlı yorum alan ve mükemmel konukseverlik taahhüdü sergileyen dünyadaki belirli sayıda işletmeye verilen “Travellers’ Choice 2021” ödülünü almaya hak kazandı.

DoubleTree By Hilton Canpark Ümraniye, pandemi döneminde misafirlerini güvenle konaklatmaya devam ediyor. Otelde, DoubleTree By Hilton tarafından otel temizliği ve hijyenine getirilen Hilton CleanStay standartları uygulanıyor. T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan ilgili genelgeler kapsamındaki tüm zorunluluklar yerine getiriliyor. Ayrıca, düzenli olarak, T.C. Sağlık Bakanlığı ve T.C. Turizm Bakanlığı tarafından atanan firmalar ve yetkililer tarafından denetleniyor. Denetimlerde tam notlar alınarak, misafirlerinin güven içinde konaklaması ve keyifli anlar geçirmeleri sağlanıyor. Global ölçekte alınan bu ödül, tüm gayretlerin güzel bir kanıtı olmaktadır.

HAZIRGİYİM VE TEKSTİL SEKTÖRÜ İSPANYA İLE BAĞLARINI DİJİTALDE GELİŞTİRİYOR

Ticaret Bakanlığı desteğiyle Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) ile Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ETHİB) tekstil ve konfeksiyon sektörlerinin lider pazarlarından İspanya’ya beş gün sürecek dijital ticaret heyetini bugün başlattı. 45 Türk firması 100’den fazla İspanyol alıcıyla iş görüşmesi gerçekleştirmek için el sıkıştı.

İspanya Tekstil ve Konfeksiyon Dijital Ticaret Heyeti’nin açılış töreni Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Uz, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle ve Türkiye Cumhuriyeti Madrid Büyükelçisi Burak Akçapar katılımıyla gerçekleşti.

Açılış programı sonrasında Türkiye’nin Madrid Ticaret Müşaviri Nazlı Seza Onat ve Barselona Ticaret Ataşesi Elif Berrak Taşyürek İspanya pazarıyla ilgili bilgilendirme sunumu yaptı.

İspanya’nın 2020 yılında gerçekleştirdiği tekstil ithalatının yüzde 12’si ülkemizden

Türkiye Cumhuriyeti Madrid Büyükelçisi Burak Akçapar, “EİB, UTİB, TİM’in ülkemizin Avrupa’nın en büyük tekstil üretici olmasında çok büyük katkıları var. İspanya ile Türkiye yıllar içinde güçlenerek artan bir ticaret hacmine ulaştı. Tekstil sektörü Türkiye’nin ihracatının itici gücü. 2020’de tüm ülkelere gerçekleştirilen toplam ihracatımızın yüzde 43’ünü tekstil ve konfeksiyon sektörü oluşturdu. İspanya’nın 2020 yılında gerçekleştirdiği tekstil ithalatının yüzde 12’si ülkemizden. Ülkemiz, Çin ve Bangladeş’ten sonra üçüncü büyük tedarikçi durumunda. Pandemi etkisiyle küresel değer zincirleri alternatif pazarlara yöneliyor. AB ile Gümrük Birliği çerçevesindeki ilişkilerimiz, lojistik, yüksek kalite ve standartlara uygun sürdürülebilir üretim ve ihracat kapasitemizle İspanya pazarında tesis ettiğimiz entegrasyondan memnuniyet duyuyoruz. İspanya’nın önde gelen firmalarını pandemi döneminde bu kadar yüksek katılımcıyla ilk defa bir araya getiren bu etkinlik İspanya-Türkiye arasında hedeflediğimiz 20 milyar euro ticaret hacmine giden yolda çok önemli bir adım.” dedi.

İlk dört ayda İspanya’ya ihracatımız yüzde 41,3 artarak 2 milyar 917 milyon dolara ulaştı

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, 2020 yılında İspanya’nın 6 milyar 685 milyon dolarla en çok ihracat yapılan yedinci ülke olduğunu, Türkiye’nin ise İspanya’nın en büyük on ikinci tedarikçisi konumunda olduğu bilgisini verdi.

“Pandeminin etkisiyle küresel ticarette yaşanan daralmadan nasibini alan ikili ticari ilişkilerimiz, bu yıl güçlü bir toparlanma ivmesi yakaladı. Yılın ilk dört ayında, İspanya’ya ihracatımız, yüzde 41,3 artarak 2 milyar 917 milyon dolara ulaşmıştır. Bu artış trendi yılın tamamında belirgin bir şekilde devam edecektir. Pandeminin başından bugüne kadar 57 ülkede 73 Sanal Ticaret Heyeti organizasyonuna imza attık. İnanıyorum ki, bu heyetler ülkemizi, 2021 yılında erişmek ve aşmak istediğimiz, 184 milyar dolar ihracat hedefine, hatta 200 milyar dolar seviyelerine ulaştıracaktır.”

3,5 milyar dolar tekstil ve 21 milyar dolar konfeksiyon ithalatı gerçekleştiren bir pazar

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Pınar Taşdelen Engin, İspanya’nın yılda yaklaşık 3,5 milyar dolar tekstil ve 21 milyar dolar hazır giyim ve konfeksiyon ithalatı gerçekleştiren bir pazar olduğunu vurguladı.

“Türkiye’nin İspanya’ya tekstil ihracatı 2021 ilk 4 aylık dönemde yüzde 51 artış ile 119 milyon dolara yükseldi. İspanya 2021 yılı aynı dönemde UTİB’in ihracatında ise 3’üncü sırada yer alıyor. Bununla birlikte İspanya’yı bizim için özel yapan en önemli şeylerden biri de dünyanın en büyük hazır giyim şirketlerinden olan Inditex. Inditex dünyada 8 bine yakın (7.799) fabrikada üretim yaptırıyor. Türkiye’nin bu üretimde önemli bir ağırlığı var. Çok sayıda ülkede devam eden söz konusu üretimlerin ve girdilerin satın alım kararları, merkezden ve ülke ofisleri olarak müşterek kararlarla alınıyor. Dolayısıyla biz İspanya Dijital Sektörel Ticaret Heyetimiz ile sadece İspanya pazarına değil söz konusu firmaların farklı ülkelerdeki organizasyonlarına yönelik de çalışma yapmış olacağız ve bunun bu ülkelere yaptığımız ihracata da katkısı olmasını hedefliyoruz.”

İspanyol alıcılar kumaşı ve modeli aynı potada değerlendirmek istiyor

Mottolarını ‘from fabric to fashion’ olarak açıklayan Engin, ardındaki yaklaşımı “İspanyol alıcı firmaların entegre bir yaklaşımı var.” diyerek şu sözlerle açıkladı:

“Yani sadece kumaşı görmek ya da sadece üretecek hazır giyim firmasıyla konuşmakla yetinmek istemiyorlar. Kumaşı görmek, üreticisiyle anlaşmak, ama aynı zamanda da hazır giyim üretimini gerçekleştirecek firmayı aynı potada değerlendirmek istiyorlar. Yani tam anlamıyla kumaştan modaya bir yaklaşım. Biz de bu ticaret heyeti buluşmasıyla İspanyol alıcıların bu arzusuna tam anlamıyla cevap verebileceğimizi umuyoruz. Her iki sektörün, yani tekstil ve hazır giyimin küme markaları olan Turkish Textile Network ve Aegean Has Apparel’ı da bu vesileyle 2022-2023 sezonları hazırlığı öncesinde İspanyol alıcı markalarla buluşturuyoruz. Sektörlerimizin çatı kuruluşları olarak el ele verdik, güç birliği yaptık, “Biz, bu işi başarırız.” dedik. Bu ölçekte gerçekleştirilen benzer dayanışmaların örneklerinin çok fazla olmadığını düşünüyorum. Bu tarz kolektif çalışmaların sektördeki tüm kuruluşları içine alarak devam etmesi de en büyük temennim.”

Türkiye’nin hazırgiyim ihracatı Ocak-Nisan’da yüzde 32 artışla 6,3 milyar dolara ulaştı

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, 2020 yılında Birlik olarak 167 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini ve geçen yılki seviyeleri 1,3 milyar doları yakaladıklarını hatırlattı.

“2021 yılında Türkiye geneli hazırgiyim ihracatı Ocak-Nisan döneminde geçen yıla göre yüzde 32 artışla 6,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.  Birliğimizden ise 2021 yılı Ocak-Nisan döneminde geçen yıla göre yüzde 28 artışla 468 milyon dolar ihracat yapıldı. Durumumuzu daha doğru değerlendirmek için salgın öncesi rakamlar ile kıyaslandığında; Ocak-Nisan döneminde 2021 yılında 2019 yılının aynı dönemine göre Türkiye geneli ihracatın yüzde 6 arttığını, Birliğimizde ise yüzde 9 ilerleme kaydedildiğini görüyoruz. Sonuç olarak 2 yıl öncesine göre sektörümüzde ihracat rakamlarımız olumlu seyrediyor. İhracat artışımız bizleri 1,5 milyar dolar olan yıl sonu ihracat hedefimiz için umutlandırıyor.”

Son dönemde sürdürülebilir siparişlerimizde önemli artışlar var

Sertbaş, salgın öncesinde sektörün çevreyle ilgili kamuoyunda sahip olduğu olumsuz algıyı değiştirmek için Ege İhracatçı Birlikleri olarak çalışmalara başladıklarını 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettiklerini anlattı.

“Pandemi ile bu yöndeki çalışmalarımız hız kazandı. Bildiğiniz gibi pandemi hayatın her alanında olduğu gibi hazırgiyim ve modada da alışkanlıkları değiştirdi. Tüketicilerin tercihlerindeki hassasiyetlere bağlı olarak markalar da biz üreticilerden sürdürülebilir üretim şartlarını sağlamamızı talep ediyorlar. Son dönemde sürdürülebilir siparişlerimizde önemli artışlar var. Üreticilerimiz her geçen gün sürdürülebilir üretim konusunda kendilerini geliştiriyorlar ve firmalarımız bu konunun bir tercih değil zorunluluk olduğunun bilincinde. Biz de EHKİB olarak sürdürülebilirlik konusunda üyelerimiz arasında farkındalığı artırmak için projeler gerçekleştiriyoruz ve online eğitimler düzenliyoruz.”

Ocak-Nisan döneminde ise Türkiye geneli tekstil ihracatı yüzde 46 yükselişte

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Uz ise 2020’de tüm olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye geneli tekstil ihracatında bir önceki döneme göre sadece yüzde 8 ihracat kaybı olduğunu söyledi.

“Birliğimizin tekstil ihracatında ise 2020 yılı itibariyle bir önceki yıla göre artışa geçtik ve yüzde 6 artışla 240 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2021 yılı Ocak-Nisan döneminde ise Türkiye geneli tekstil ihracatı geçen yıla göre yüzde 46 artışla 3,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Birliğimizin 2021 yılı Ocak-Nisan dönemi ihracatı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 110 oranında artarak 136 milyon dolar olarak gerçekleştirdi. 2019 yılına göre değerlendirdiğimizde de Ocak- Nisan döneminde yüzde 93 gibi önemli bir ihracat artışı gerçekleştirildi. Pandeminin zorlu koşularına rağmen gerçekleşen önemli ihracat artışları bu yıl için ihracat hedefimizi rahatlıkla yakalayabileceğimizi gösteriyor.”

Organik pamuğa en yakın Ege pamuğu, rejenere iplikler bizi öne çıkaran hammaddeler

Hedef pazarların artık hepsinin sürdürülebilirlikle ilgili vaatleri ve taahhütleri bulunduğunu anlatan Uz’a göre sürdürülebilirlik artık geri dönülmez bir süreç ve dünya çapındaki markaların geri dönüştürülmüş, sürdürülebilir elyaflardan üretilen ürünleri tercih etmeleri de bu yönde odaklanmaya zorunlu kılıyor.

“Bölge olarak organik pamuğa en yakın Ege pamuğu ve Türkiye’de üretilen geri dönüştürülmüş ipliğin yüzde 75’inin üretildiği Uşak’ın rejenere iplikleri bizi öne çıkaran hammaddeler. Pamuk, polyester ve yünün geri dönüştürülerek ipliğe dönüştürüldüğü ilimizde bu konuda önemli yatırımlar gerçekleştirilmiş durumda. 2021 yılında da daha az karbon izi bırakarak yeşil ekonomiye uyumlu sürdürülebilir üretimle ihracat yapmayı hedefliyoruz. Pandemiyle aynı zamanda dijitalleşme konusunda çok hızlı dönüşümler yaşandı ve bu durumun uzak pazarları yakın hale getirmesinden faydalanarak 2020 yılında düzenlenen sanal fuarlar ve sanal ticaret heyeti organizasyonlarıyla yeni ticari bağlantılar gerçekleştirdik. Bundan sonra da dijitalleşmeyle yeni ve mevcut ihracat pazarlarına ulaşmaya devam edeceğiz. Gelişmeleri takip ederek üyelerimize yönelik bilgilendirme webinarları da düzenlemeye devam ediyoruz.”

Moda endüstrisi İspanya’ya dijitalden ulaşıyor

 Ticaret Bakanlığı desteğiyle Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB), Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ETHİB) ile Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tekstil ve konfeksiyon sektörlerinin lider pazarlarından İspanya’ya beş gün sürecek dijital ticaret heyetini bugün başlattı. 45 Türk firması 100’den fazla İspanyol alıcıyla iş görüşmesi gerçekleştirmek için el sıkıştı.

Dünya Gazetesi Yöneticisi Hakan Güldağ’ın moderatörlük yaptığı İspanya Tekstil ve Konfeksiyon Dijital Ticaret Heyeti’nin açılış töreni Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Uz, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle ve Türkiye Cumhuriyeti Madrid Büyükelçisi Burak Akçapar katılımıyla gerçekleşti.

Açılış programı sonrasında Türkiye’nin Madrid Ticaret Müşaviri Nazlı Seza Onat ve Barselona Ticaret Ataşesi Elif Berrak Taşyürek İspanya pazarıyla ilgili bilgilendirme sunumu yaptı.

İspanya’nın 2020 yılında gerçekleştirdiği tekstil ithalatının yüzde 12’si ülkemizden

Türkiye Cumhuriyeti Madrid Büyükelçisi Burak Akçapar, “EİB, UTİB, TİM’in ülkemizin Avrupa’nın en büyük tekstil üretici olmasında çok büyük katkıları var. İspanya ile Türkiye yıllar içinde güçlenerek artan bir ticaret hacmine ulaştı. Tekstil sektörü Türkiye’nin ihracatının itici gücü. 2020’de tüm ülkelere gerçekleştirilen toplam ihracatımızın yüzde 43’ünü tekstil ve konfeksiyon sektörü oluşturdu. İspanya’nın 2020 yılında gerçekleştirdiği tekstil ithalatının yüzde 12’si ülkemizden. Ülkemiz, Çin ve Bangladeş’ten sonra üçüncü büyük tedarikçi durumunda. Pandemi etkisiyle küresel değer zincirleri alternatif pazarlara yöneliyor. AB ile Gümrük Birliği çerçevesindeki ilişkilerimiz, lojistik, yüksek kalite ve standartlara uygun sürdürülebilir üretim ve ihracat kapasitemizle İspanya pazarında tesis ettiğimiz entegrasyondan memnuniyet duyuyoruz. İspanya’nın önde gelen firmalarını pandemi döneminde bu kadar yüksek katılımcıyla ilk defa bir araya getiren bu etkinlik İspanya-Türkiye arasında hedeflediğimiz 20 milyar euro ticaret hacmine giden yolda çok önemli bir adım.” dedi.

İlk dört ayda İspanya’ya ihracatımız yüzde 41,3 artarak 2 milyar 917 milyon dolara ulaştı

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, 2020 yılında İspanya’nın 6 milyar 685 milyon dolarla en çok ihracat yapılan yedinci ülke olduğunu, Türkiye’nin ise İspanya’nın en büyük on ikinci tedarikçisi konumunda olduğu bilgisini verdi.

“Pandeminin etkisiyle küresel ticarette yaşanan daralmadan nasibini alan ikili ticari ilişkilerimiz, bu yıl güçlü bir toparlanma ivmesi yakaladı. Yılın ilk dört ayında, İspanya’ya ihracatımız, yüzde 41,3 artarak 2 milyar 917 milyon dolara ulaşmıştır. Bu artış trendi yılın tamamında belirgin bir şekilde devam edecektir. Pandeminin başından bugüne kadar 57 ülkede 73 Sanal Ticaret Heyeti organizasyonuna imza attık. İnanıyorum ki, bu heyetler ülkemizi, 2021 yılında erişmek ve aşmak istediğimiz, 184 milyar dolar ihracat hedefine, hatta 200 milyar dolar seviyelerine ulaştıracaktır.”

İspanya’ya tekstil ihracatında yüzde yüzde 51, hazırgiyim de yüzde 39 ilerleme

Gülle, “Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, 2020 yılında 17 milyar 143 milyon dolar, tekstil ve hammaddeleri sektörü, 7 milyar 287 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Sektörümüzün

Ocak-Nisan dönemindeki ihracatı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 46 artışla 3 milyar 223 milyon dolara ulaştı. Tekstil ve hazırgiyim sektörlerimiz, güçlü birikimleriyle pandeminin olumsuz etkisini üzerinden atmış durumda. Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörümüz, en büyük ikinci pazarı olan İspanya’ya, yılın ilk dört ayında, ihracatını yüzde 39 artırarak 799 milyon dolara ulaştırmayı başardı. Tekstil ve Hammaddeleri sektörümüz de, en büyük sekizinci pazarı olan İspanya’ya, yılın ilk dört ayında, ihracatını yüzde 51 artırarak 119 milyon dolara ulaştırdı. Yakaladığımız bu artış trendi yıl boyunca devam ederek hedeflerimize ulaşmamıza büyük katkı sağlayacak.” dedi.

3,5 milyar dolar tekstil ve 21 milyar dolar konfeksiyon ithalatı gerçekleştiren bir pazar

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Pınar Taşdelen Engin, İspanya’nın yılda yaklaşık 3,5 milyar dolar tekstil ve 21 milyar dolar hazır giyim ve konfeksiyon ithalatı gerçekleştiren bir pazar olduğunu vurguladı.

“Türkiye’nin İspanya’ya tekstil ihracatı 2021 ilk 4 aylık dönemde yüzde 51 artış ile 119 milyon dolara yükseldi. İspanya 2021 yılı aynı dönemde UTİB’in ihracatında ise 3’üncü sırada yer alıyor. Bununla birlikte İspanya’yı bizim için özel yapan en önemli şeylerden biri de dünyanın en büyük hazır giyim şirketlerinden olan Inditex. Inditex dünyada 8 bine yakın (7.799) fabrikada üretim yaptırıyor. Türkiye’nin bu üretimde önemli bir ağırlığı var. Çok sayıda ülkede devam eden söz konusu üretimlerin ve girdilerin satın alım kararları, merkezden ve ülke ofisleri olarak müşterek kararlarla alınıyor. Dolayısıyla biz İspanya Dijital Sektörel Ticaret Heyetimiz ile sadece İspanya pazarına değil söz konusu firmaların farklı ülkelerdeki organizasyonlarına yönelik de çalışma yapmış olacağız ve bunun bu ülkelere yaptığımız ihracata da katkısı olmasını hedefliyoruz.”

İspanyol alıcılar kumaşı ve modeli aynı potada değerlendirmek istiyor

Mottolarını ‘from fabric to fashion’ olarak açıklayan Engin, ardındaki yaklaşımı “İspanyol alıcı firmaların entegre bir yaklaşımı var.” diyerek şu sözlerle açıkladı:

“Yani sadece kumaşı görmek ya da sadece üretecek hazır giyim firmasıyla konuşmakla yetinmek istemiyorlar. Kumaşı görmek, üreticisiyle anlaşmak, ama aynı zamanda da hazır giyim üretimini gerçekleştirecek firmayı aynı potada değerlendirmek istiyorlar. Yani tam anlamıyla kumaştan modaya bir yaklaşım. Biz de bu ticaret heyeti buluşmasıyla İspanyol alıcıların bu arzusuna tam anlamıyla cevap verebileceğimizi umuyoruz. Her iki sektörün, yani tekstil ve hazır giyimin küme markaları olan Turkish Textile Network ve Aegean Has Apparel’ı da bu vesileyle 2022-2023 sezonları hazırlığı öncesinde İspanyol alıcı markalarla buluşturuyoruz. Sektörlerimizin çatı kuruluşları olarak el ele verdik, güç birliği yaptık, “Biz, bu işi başarırız.” dedik. Bu ölçekte gerçekleştirilen benzer dayanışmaların örneklerinin çok fazla olmadığını düşünüyorum. Bu tarz kolektif çalışmaların sektördeki tüm kuruluşları içine alarak devam etmesi de en büyük temennim.”

Türkiye’nin hazırgiyim ihracatı Ocak-Nisan’da yüzde 32 artışla 6,3 milyar dolara ulaştı

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, 2020 yılında Birlik olarak 167 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini ve geçen yılki seviyeleri 1,3 milyar doları yakaladıklarını hatırlattı.

“2021 yılında Türkiye geneli hazırgiyim ihracatı Ocak-Nisan döneminde geçen yıla göre yüzde 32 artışla 6,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.  Birliğimizden ise 2021 yılı Ocak-Nisan döneminde geçen yıla göre yüzde 28 artışla 468 milyon dolar ihracat yapıldı. Durumumuzu daha doğru değerlendirmek için salgın öncesi rakamlar ile kıyaslandığında; Ocak-Nisan döneminde 2021 yılında 2019 yılının aynı dönemine göre Türkiye geneli ihracatın yüzde 6 arttığını, Birliğimizde ise yüzde 9 ilerleme kaydedildiğini görüyoruz. Sonuç olarak 2 yıl öncesine göre sektörümüzde ihracat rakamlarımız olumlu seyrediyor. İhracat artışımız bizleri 1,5 milyar dolar olan yıl sonu ihracat hedefimiz için umutlandırıyor.”

EHKİB’in İspanya’ya Nisan ayı ihracatında yüzde 203 artış

EHKİB’in ülkelere göre ihracatında 2020 yılında geçmiş yıllarda olduğu gibi sırasıyla İspanya, Almanya ve İngiltere’nin ilk üç sırada olduğuna değinen Burak Sertbaş, “En büyük pazarımız İspanya’ya ihracatımız Nisan ayında geçen yıla göre yüzde 203 gibi önemli oranda arttı. Bu tarz etkinliklerle en büyük pazarımızdaki payımızı artırmayı umuyoruz. Ana pazarlarımızdaki pandemiyle ilgili olumlu yöndeki gelişmeler de ihracat artış hedefimiz konusunda olumlu sinyaller veriyor. Hazırgiyim sektöründe diğer sektörlerde olduğu gibi pandemiyle birlikte önemi daha da artan “Sürdürülebilirlik” ve “Dijitalleşme” kavramları doğrultusunda yeni dönem stratejilerimizi planlıyoruz.” dedi.

Son dönemde sürdürülebilir siparişlerimizde önemli artışlar var

Sertbaş, salgın öncesinde sektörün çevreyle ilgili kamuoyunda sahip olduğu olumsuz algıyı değiştirmek için Ege İhracatçı Birlikleri olarak çalışmalara başladıklarını 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettiklerini anlattı.

“Pandemi ile bu yöndeki çalışmalarımız hız kazandı. Bildiğiniz gibi pandemi hayatın her alanında olduğu gibi hazırgiyim ve modada da alışkanlıkları değiştirdi. Tüketicilerin tercihlerindeki hassasiyetlere bağlı olarak markalar da biz üreticilerden sürdürülebilir üretim şartlarını sağlamamızı talep ediyorlar. Son dönemde sürdürülebilir siparişlerimizde önemli artışlar var. Üreticilerimiz her geçen gün sürdürülebilir üretim konusunda kendilerini geliştiriyorlar ve firmalarımız bu konunun bir tercih değil zorunluluk olduğunun bilincinde. Biz de EHKİB olarak sürdürülebilirlik konusunda üyelerimiz arasında farkındalığı artırmak için projeler gerçekleştiriyoruz ve online eğitimler düzenliyoruz.”

EHKİB’den Türkiye’nin sürdürülebilirlik temalı ilk URGE projesi

Türkiye’nin sürdürülebilirlik temalı ilk URGE projesini gerçekleştirdiklerini bu projeyle firmaların sosyal, kurumsal ve çevresel alanda bir dönüşüm sağlayabilmesi için destek verdiklerinden bahseden Burak Sertbaş, hedeflerinin Ege Bölgesi’nin yeşil üretimde lider olmasını sağlamak olduğunun altını çizdi.

“Dünyanın en büyük sivil sürdürülebilirlik inisiyatiflerinden biri olan Birleşmiş Milletler Global Compact Üyeliğini başlattık. Moda Devrimi Sergisi gibi birçok organizasyon ve proje düzenledik. Hatta 2020’de EİB 15. Moda Tasarım Yarışmamızın temasını sürdürülebilirlik ve dijitalleşme çerçevesinde Tech-Tility olarak belirledik ve yarışmamızı Aralık ayında dijital ortamda gerçekleştirdik. Bu sene de 16’ıncısını düzenleyeceğimiz yarışmamızın yeni teması pandeminin yarattığı akımlardan biri olan Contact-Less/temassız. Contact-less temamız, fiziki temas ile teknoloji yoluyla milyarlarca insanla kurulabilen dijital temasın gerçekliği kavramının yanı sıra, Avatarlar, biyo- malzemelerin yükselişi, sürdürülebilirlik kavramının artık bir kavramdan çıkarak yaşamsal bir zorunluluğa dönüşümü kavramlarını da öne çıkarıyor.”

EHKİB dijital dönüşüme öncü oluyor

Sertbaş, EHKİB’in dijitalleşmede yaşanan dönüşüme bağlı olarak faaliyetlerine hız kazandırdığını söyleyerek hayata geçirdikleri projeleri şu sözlerle sıraladı:

“15 Temmuz- 14 Ağustos tarihleri arasında Uluslararası Hazır giyim Federasyonu ve Sourcing Journal İşbirliğinde, Foursource E-Ticaret Platformunun altyapı desteğiyle gerçekleşen Global Apparel Sourcing Expo dijital fuarına 30 üye firmamızın katılımına destek olduk. Firmalarımızın dijital fuarlara katılımlarına yönelik desteğimizi Premier Vision ile devam ettirdik. 2020 yılının Eylül ayında ve bu yıl 15-19 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilen Premiere Vision dijital fuarına 19 firmamız ile katıldık ve firmalarımızın uluslararası platformlarda tanıtımlarını gerçekleştirebilmek amacıyla Premiere Vision’un çevrimiçi pazar yerinde Haziran sonuna kadar yer almaları için anlaşma yaptık.

Yine bir diğer etkinliğimiz Hollanda Sanal Ticaret Heyetine 25 firma ile katılım sağladık.”

AHA projesiyle hazır giyim üreticilerimizin farklarını tüm dünyanın bilmesini amaçladık

Burak Sertbaş, dijital platformlarda yer alma çalışmaları kapsamında, hem Birlik üyelerinin hem sektörün uluslararası platformlarda tanıtımının yapılması amacıyla AHA (Aegean Has Apparel) projesini yürüttüklerini de sözlerine ekledi.

“Bu projemizle Ege Bölgesinde yer alan Hazır giyim üreticilerimizin farklarını tüm dünyanın bilmesini amaçladık. Oluşturduğumuz web sitesinde üye firmalarımızın bilgilerinin yer almasını sağladık, AHA aracılığı ile tanıtımlarını gerçekleştiriyoruz. Dijitalleşme konusunda değinmek istediğim bir diğer konu, Genel Sekreterliğimiz binasında yer alan ve 360 derece ürün çekim imkânı veren, üyelerimizin hizmetine sunulan cihazımız. Dijital platformlarda ürünlerimizi daha detaylı ve profesyonel şekilde sunmamıza olanak tanıyor.”

Ocak-Nisan döneminde ise Türkiye geneli tekstil ihracatı yüzde 46 yükselişte

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Uz ise 2020’de tüm olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye geneli tekstil ihracatında bir önceki döneme göre sadece yüzde 8 ihracat kaybı olduğunu söyledi.

“Birliğimizin tekstil ihracatında ise 2020 yılı itibariyle bir önceki yıla göre artışa geçtik ve yüzde 6 artışla 240 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2021 yılı Ocak-Nisan döneminde ise Türkiye geneli tekstil ihracatı geçen yıla göre yüzde 46 artışla 3,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Birliğimizin 2021 yılı Ocak-Nisan dönemi ihracatı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 110 oranında artarak 136 milyon dolar olarak gerçekleştirdi. 2019 yılına göre değerlendirdiğimizde de Ocak- Nisan döneminde yüzde 93 gibi önemli bir ihracat artışı gerçekleştirildi. Pandeminin zorlu koşularına rağmen gerçekleşen önemli ihracat artışları bu yıl için ihracat hedefimizi rahatlıkla yakalayabileceğimizi gösteriyor.”

Organik pamuğa en yakın Ege pamuğu, rejenere iplikler bizi öne çıkaran hammaddeler

Hedef pazarların artık hepsinin sürdürülebilirlikle ilgili vaatleri ve taahhütleri bulunduğunu anlatan Uz’a göre sürdürülebilirlik artık geri dönülmez bir süreç ve dünya çapındaki markaların geri dönüştürülmüş, sürdürülebilir elyaflardan üretilen ürünleri tercih etmeleri de bu yönde odaklanmaya zorunlu kılıyor.

“Bölge olarak organik pamuğa en yakın Ege pamuğu ve Türkiye’de üretilen geri dönüştürülmüş ipliğin yüzde 75’inin üretildiği Uşak’ın rejenere iplikleri bizi öne çıkaran hammaddeler. Pamuk, polyester ve yünün geri dönüştürülerek ipliğe dönüştürüldüğü ilimizde bu konuda önemli yatırımlar gerçekleştirilmiş durumda. 2021 yılında da daha az karbon izi bırakarak yeşil ekonomiye uyumlu sürdürülebilir üretimle ihracat yapmayı hedefliyoruz. Pandemiyle aynı zamanda dijitalleşme konusunda çok hızlı dönüşümler yaşandı ve bu durumun uzak pazarları yakın hale getirmesinden faydalanarak 2020 yılında düzenlenen sanal fuarlar ve sanal ticaret heyeti organizasyonlarıyla yeni ticari bağlantılar gerçekleştirdik. Bundan sonra da dijitalleşmeyle yeni ve mevcut ihracat pazarlarına ulaşmaya devam edeceğiz. Gelişmeleri takip ederek üyelerimize yönelik bilgilendirme webinarları da düzenlemeye devam ediyoruz.”

TEKSMER’den koronavirüse karşı antiviral kumaş

Katma değerli üretime yönelik teknik tekstil sektöründeki alt yapı çalışmalarının ivme kazandığına değinen Nuri Uz sözlerine şöyle devam etti:

“2014 yılında kurduğumuz ve öncelikli çalışma alanları koruyucu, medikal ve sportif teknik tekstiller olan Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi olan TEKSMER’in bu süreçte önemi daha da arttı. TEKSMER’in öncelikli alanlarının pandemi sürecinde öne çıkan ürün grupları ile kesişmesi Bölgemiz teknik tekstil üretim ve ihracatı için avantaj sağladı ve sağlamaya devam edecektir. Yakın zamanda TEKSMER koronavirüse karşı antiviral kumaş geliştirdi. Covid-19’a neden olan koronavirüsü iki saat içinde etkisiz hale getiren kumaş, bikomponent lif çekim teknolojisi ile geliştirilen liflerden elde ediliyor ve içeriğindeki bakır nanopartikülleri sayesinde virüsü yüzde 94 oranında elimine ediyor.”

Türkiye pazara en yakın dikey entegre üretim ülkesi

Nuri Uz, “Aynı zamanda pandemi öncesinde başladığımız “Teknik Tekstil Sektöründe İhracat Potansiyelinin Artırılması” konulu URGE projemiz, bu süreçte pandeminin de etkisiyle katılımcı firmalarımıza yönelik “Koruyucu ve Medikal Teknik Tekstil Ürün Geliştirme” konulu danışmanlık hizmeti ile devam etti. Önümüzdeki dönemde pazara yakınlık en önemli rekabetçi avantajlardan biri olacaktır. Türkiye’nin de pazara en yakın dikey entegre üretim ülkesi olarak pazarda avantaj elde edeceğini düşünüyorum. Tekstil sektörü olarak bu avantajımızı sürdürmek için var gücümüzle çalışacağız. İspanya sahip olduğu markalar, alım gruplarıyla tekstil ve hazır giyim sektörlerimiz için çok güçlü ve büyük bir pazar.” diye konuştu.

Türk ve Rus otomotiv devleri, ihracatı artırmak için aynı masada

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) Rusya’ya geçen yıl 468 milyon dolar olan sektör ihracatını artırmak üzere düzenlediği Otomotiv Dijital Sektörel Ticaret Heyeti programına, aralarında Rus Kamaz ve Avtator gibi OEM firmalarının da olduğu toplam 71 firma katılıyor. Türk ve Rus firmalar, dört gün boyunca online ikili iş görüşmeleri ile ticareti artırmayı hedefliyor.

Programın açılışında konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Bu yıl 30 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. Ocak-Nisan döneminde ihracatımız yüzde 34 arttı ve 10,2 milyar dolar oldu. Yarı iletken çip krizi, hammadde tedarikinde yaşanan sorunlar ve emtia fiyatlarının yükselmesi gibi yeni problemlerle karşı karşıya olsak da hedefe ulaşacağımıza inanıyoruz.”

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) hedef pazarlarda ihracatı artırmak üzere dijital platform üzerinden düzenlediği Otomotiv Sektörel Ticaret Heyeti programları, Rusya ile devam ediyor. OİB’in Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliğiyle 24-28 Mayıs tarihleri arasında düzenlediği Rusya Otomotiv Dijital Sektörel Ticaret Heyeti programı, OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik ev sahipliğinde gerçekleştirilen webinar programı ile açıldı. Açılışa TİM Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle de katıldı. Türkiye’den 26, Rusya’dan Kamaz ve Avtator gibi OEM firmalarını da içeren 45 firma olmak üzere toplam 71 firmanın katılımıyla gerçekleştirilen programda, dört gün boyunca firmalar arasında online ikili iş görüşmeleri yapılacak.

ÇELİK: “RUSYA’YA İHRACATTA TEDARİK ENDÜSTRİSİNİN PAYI BÜYÜK”

Programın açılışında konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Türkiye’nin Rusya’ya otomotiv ihracatı 2013 yılında 1,1 milyar dolara kadar yükselmişti. Ancak sonraki yıllarda bu rakamlara ulaşılamadı. Rusya’ya 2016 yılında 237 milyon dolara kadar gerileyen otomotiv ihracatımız sonraki yıllarda tekrar artış trendi yakaladı ve 2019 yılında 528 milyon dolar, 2020 yılında da 468 milyon dolar olarak gerçekleşti” dedi.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, Rusya’nın tedarik endüstrisinde ise en fazla ihracat gerçekleştirdikleri sekizinci ülke olduğunu vurgulayarak “Rusya’ya tedarik endüstrisi ihracatımız geçen yıl yaklaşık 400 milyon dolar oldu. Toplam otomotiv ihracatımız içinde tedarik endüstrisinin payı ise yüzde 83. Rusya’nın tedarik endüstrisi ithalatı 10 milyar dolar civarında ve Türkiye, Rusya’nın tedarik endüstrisi ithalatında yedinci sırada yer alıyor” bilgisini paylaştı.

“2021 YILI İHRACAT HEDEFİMİZ 30 MİLYAR DOLAR”

Otomotiv endüstrisinin 2020 yılında 7 milyar dolar dış ticaret fazlasına ulaştığını hatırlatan Başkan Çelik, şunları söyledi: “Otomotiv endüstrisi küresel çapta zor bir yılı geride bıraktı. Pandemi nedeniyle özellikle 2020 yılı ilk yarısında otomotiv endüstrisinde daha önce görülmemiş ölçüde büyük kayıplar yaşanmasına neden oldu. Bu yıl ise otomotiv endüstrisinin ihracat hedefini 30 milyar dolar olarak belirledik. Bu yıl Ocak-Nisan döneminde ihracatımız yüzde 34 arttı ve 10,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yarı iletken çip krizi, hammadde tedarikinde yaşanan sorunlar, emtia fiyatlarının yükselmesi gibi yeni problemlerle de karşı karşıyayız. Bu durum ihracatımıza da doğal olarak yansıyor. Tüm olumsuzluklara rağmen hedefe ulaşacağımıza inanıyoruz.”

TOPLAM 71 FİRMA KARŞILIKLI TİCARET İÇİN GÖRÜŞECEK

Pandemi nedeniyle bu yıla da yüz yüze heyet ve fuar organizasyonları yerine online etkinlikler ile başladıklarını ifade eden Çelik, “Geçtiğimiz yıl Meksika, Almanya ve Birleşik Krallığa, bu yıl da şu ana kadar Vietnam-Tayland ve Güney Afrika Cumhuriyeti’ne yönelik Dijital Sektörel Ticaret Heyetleri düzenledik. Rusya Federasyonu organizasyonumuz bu yılın üçüncü, toplamda altıncı Dijital Sektörel Ticaret Heyeti programımız. Etkinliğimize Türkiye’den 26, Rusya’dan 45 olmak üzere toplam 71 firma katılım sağlıyor. 2021 yılı içerisinde pandeminin seyrine göre yüze yüze etkinliklerimize başlamayı hedeflesek de, yılın ilk yarısında etkinliklerimiz dijital olarak devam edecek” dedi.

GÜLLE: “OTOMOTİV, RUSYA’YA İHRACATI ARTIRACAK POTANSİYELE SAHİP”

TİM Başkanı İsmail Gülle de, “Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ilişkiler iniş-çıkış yaşadı ama buna rağmen köklü geçmişimizden dolayı ilişkilerimiz hiçbir zaman kopmadı. İki ülke arasındaki karşılıklı yatırımlar toplam 20 milyar dolar düzeyini aştı. Ama özellikle enerji alanındaki ithalatımız sebebiyle ciddi bir dış ticaret açığı veriyoruz. 2020 yılında Rusya’dan yaptığımız ithalatımızın yarısını mineral yakıtlar ve yağlar oluşturuyor. Bu anlamda Rusya’ya ihracatımızı artırma potansiyelimizin yüksek olduğu sektörlere eğilmemiz gerekiyor. Otomotiv de potansiyeli ve gücüyle bunu gerçekleştirebilecek en önemli sektör konumunda. Otomotiv sektörümüzün 2020’de Rusya’ya ihracatı 468 milyon dolar olarak gerçekleşti. Otomotiv özelinde Rusya büyük bir potansiyel olmasına karşın ihracat rakamlarının yeterli seviyede olmadı. Bu gibi etkinliklerle bu rakamları daha yukarılara çıkartacak iş birliklerine fırsat sağlanacak. Rusya, 144 milyonu aşkın nüfusu, jeopolitik konumu, köklü tarihi ve ekonomik büyüklüğüyle önemli bir konumda. En kısa sürede Rusya’ya olan toplam ihracatımızı 4,5 milyar dolar seviyesinden 10 milyar doların üzerine taşıyacağımıza inanıyoruz” dedi.

Rusya Otomotiv Dijital Sektörel Ticaret Heyeti programının açılışına katılan Moskova Ticaret Başmüşaviri Feridun Başer, Moskova Ticaret Müşaviri Murat Haydar Öztürk ve Tirsan Kardan CEO’su Tolga Özer de bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi. Türk ve Rus otomotiv firmaları arasında yapılacak online ikili iş görüşmeleri, 28 Mayıs Cuma günü sona erecek.