Ekonomi-teknoloji haberleri (25.02.2019)

Tüm bakanlara Türk balığı tüketin çağrısı

Bol protein kaynağı balığın tüketiminin artması için Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 15 bakana yazı yazarak Türk balığı tüketiminin artması için destek istedi.

Bodrum’da düzenlenen “Su Ürünleri Sektör Değerlendirme Toplantısı”nda konuşan Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. M. Altuğ Atalay, su ürünleri sektöründe tüketimi arttırmak için Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin büyük bir gayret gösterdiğini, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar başta olmak üzere tüm bakanlara yerli balık tüketimi arttıracak tedbirler alınmasını rica eden yazı gönderdiğini söyledi.

Türkiye’nin 2018 yılında 315 bin ton su ürünleri üretim rakamına ulaştığını ve 958 milyon dolar ihracat yaptığını anlatan Atalay, 2023 yılı için ise; 600 bin ton üretim hedefi koyduklarını sözlerine ekledi.

Sinan Kızıltan: Çin, Hindistan ve Brezilya hedef pazarlarımız olacak

2018 yılının çetin geçen bir yıl olduğunu, Ağustos sonrasında yaşanan finansal darboğaz nedeniylebalık ihraç fiyatlarında gerileme yaşandığını, bu nedenle 1 milyar 28 milyon dolara ulaşabilecek olan ihracatın 958 milyon dolarda kaldığını ve 70 milyon dolar kayıp yaşadıklarını belirten Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, balık ihraç fiyatlarının tekrar yükselmeye başladığını 2019 yılında Çin, Hindistan ve Brezilya pazarlarına yoğunlaşma kararı aldıklarını kaydetti.

Türkiye’de Çin’den bir heyeti ağırladıklarını anlatan Kızıltan, “Türkiye’de üretim tesislerimizi gezdirdik. Son derece verimli bir ziyaret oldu. Tarım ve Orman Bakanımız önümüzdeki süreçte Çin’e gidecek. Bu pazarı açabilirsek Su ürünleri, hayvansal mamuller ve diğer alt sektörlerde hedeflere ulaşma yolunda büyük bir adım atacağız” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin 2018 yılı su ürünleri ihracatında Hollanda’nın 148 milyon dolar ile zirvedeki yerini koruduğunu anlatan Kızıltan, İtalya’ya 101 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını, bu ülkeleri 68’er milyon dolarlık ihracatla Rusya ve İngiltere’nin izlediğini dile getirdi.

Girit; Sektör olarak ihracatta 2.5 milyar doları aştık

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit ise; 2023 yılı ihracat hedeflerini ilk yakalayan sektörlerden biri olacaklarını, 2018 yılında yaşanan ekonomik daralmaya karşın Kanatlı sektörünün ihracatta 1 milyar dolar psikolojik sınırı geçtiğini, su ürünleri sektörünün de 1 milyar dolar barajına çok yaklaştığını, toplamda ise; 2.5 milyar dolar ihracat barajını geçerek başarılı bir yılı geride bıraktıklarını söyledi.

Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün tüm alt kategorilerinde üretimde dünyanın ilk 10’u arasında yer aldıklarına işaret eden Girit, “Üretimimizi ihracat ile taçlandırmamız gerekiyor. Her alt sektörümüz yüzde 20 ile 35 arasında üretimlerini ihracata gönderiyor. Hedefimiz bu rakamı arttırmak” dedi.

“Su Ürünleri Sektör Değerlendirme Toplantısı”na, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’nden temsilciler katılırken, Ekonomist Fazıl Oral, “Güncel teknolojik ve ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirme” konulu sunum yaptı.

Etkinlik ve Fuarların Başarısı için Yeni Trendler M.I.C.E Sektörünün Çıtası Yükseliyor!

“Fuarcılık sektöründe ziyaretçi sayısını artırmak için geçmişte en fazla tercih edilen yol, kalemden oyuncağa kadar eşantiyon dağıtımı yapılmasıydı. Günümüzde bilinçli ve nitelikli müşteri kavramının oluşması ve teknolojinin maksimum imkanlar sunmasıyla sektörde başarılı fuar konseptleri yaratmanın kriterleri de değişti” açıklamasında bulunan Discover Events Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Ete, sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Doğru ziyaretçiye ulaşmak artık daha kolay!

“Geçmiş yıllarda kalemden anahtarlığa ve oyuncağa kadar çeşitli eşantiyon dağıtımı ile stantlara ziyaretçi çekiliyordu. Lakin katılımcılar doğru hedef kitleye ulaşmakta ya da ulaştığı kitleye kendini ifade etmekte sıkıntılar yaşayabiliyordu. Günümüzde ise teknolojik gelişmeler ve bilinçli müşteri kavramının oluşmasıyla doğru ziyaretçi kitlesine ulaşmak ve katılım yapılan fuarda teknolojiden faydalanarak markanın kendini en doğru şekilde ifade etmesini sağlamak mümkün” açıklamasında bulunan Discover Events Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Ete, mobil duyurular, aplikasyonlar, interaktif sunumlar ve sanal gerçeklik deneyimleri ile doğru kitlenin stantlarda daha uzun ve verimli kalmasının sağlandığını, yapılan uygun prezentasyon ile potansiyel bayi-müşteri kitlesinin de daha kolay kontak sağladığını belirtiyor.

“Stant tasarımları ve ürünlerin sunulma şekli tamamen değiştiriyor”

 İslam İşbirliği Teşkilatı Helal Expo ve Dünya Helal Zirvesi gibi Türkiye’nin prestijine ve ticaretine katkı sağlayan organizasyonlara imza atan  ve projenin oluşturulması; pazarlama ve satış aktiviteleri, kurumsal ilişkiler, operasyon yönetimi ve operason konularında A’dan Z’ye hizmet veren Discover Events, yurt dışında önemli fuarlara milli katılım sağlayarak Türk firmaların bu organizasyonlara katılımlarını da organize ediyor. “Yurt dışında organizatörler fuarlarına katılım yapan firmaların stant kurulumlarında özellikle görsel avantaj sağlayabilecek detaylara önem veriyor” diyen Discover Events Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Ete,  gelişen teknoloji ile fuar stantlarının tasarlanma ve yeni ürünlerin sunulma şeklinin de tamamen değişeceğini söylüyor.

“Teknoloji geliştikçe insanların üretim yaptıkları ürünü yada hizmetlerini tanıtma yolları da buna paralel olarak gelişmekte. Şu anda kullanılan stratejilerin arasında hologramlar, robotlar ve interaktif standlar ön planda çıkıyor. Bu konuda kendisini geliştirebilen firmalar, fuar katılımcılarının her tür teknolojik taleplerini yerine getirebiliyor, inovatif çözümler üretebiliyorlar. Biz de Discover Events olarak müşteri kitlesinin dikkatini çekmek ve kaliteli bir deneyim yaşamasını sağlamak için teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Ete, bu bağlamda müşterilerinin her tür beklentisine uygun çözümler geliştirebileceklerini belirtiyor.

Fortinet Güvenlik Zirvesi, bu yıl da siber güvenlik gündemine yön verecek

26 Şubat’ta Ankara JW Marriott Otel’de düzenlenecek olan Fortinet Güvenlik Zirvesi’nde, siber güvenlik alanındaki son gelişmeler, siber güvenliğin geleceği ve Fortinet’in Security Fabric yaklaşımı konuşulacak.

Kapsamlı, entegre ve otomatik siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri Fortinet® (Nasdaq: FTNT), 26 Şubat’ta Ankara JW Marriot Otel’de Fortinet Güvenlik Zirvesi’ni gerçekleştirecek. Etkinlik kapsamında, dijital devlet, dijital dönüşüm, endüstriyel kontrol sistemleri, SD-WAN, SD-Şube ve bulut teknolojileri gibi önemli konu başlıkları siber güvenlik ekseninde ele alınacak.

Fortinet Türkiye PUB, CIS Bölge Başkanı Derya Aksoy’un açılış konuşmasıyla başlayacak etkinlik, Aksoy’un ve Fortinet Türkiye Ülke Müdürü Serdar Yalçın’ın, Türkiye’de Fortinet’in yakaladığı başarılar ve siber güvenlik alanındaki öncülüğüne dair sunumları ile devam edecek.

Siber güvenlikte çözüm odaklı ve vizyoner yaklaşımın önemi vurgulanacak
Teknoloji gündeminin nabzının tutulacağı etkinlikte öne çıkan konu başlıklarından biri de Fortinet Security Fabric olacak. Bu kapsamda, yapay zeka algoritmaları, kullanıcı davranışı analizi, modern ağ erişim kontrolü, modern tehdit avı gibi yeteneklerle zenginleştirilmiş, endüstrideki en etkin ve en yüksek performanslı güvenlik mimarisi olan Fortinet Security Fabric’in gündeme ve geleceğe dair nasıl çözümler oluşturduğu hakkında bilgiler verilecek.

Etkinlik ile ilgili görüş bildiren Fortinet Türkiye Ülke Müdürü Serdar Yalçın, “Statik yaklaşımlar artık siber güvenliğin sağlanmasında yetersiz kalıyor. Otomasyon ve entegrasyon gerekliliklerinin daha fazla hissedilir olduğu günümüzde, Fortinet Security Fabric, ihtiyaç duyulan çözüm odaklı vizyoner bir yaklaşım sağlıyor. Sadece güvenlik duvarından ibaret olmayan bu kavram, üçüncü parti güvenlik entegrasyonları ile de zenginleşebiliyor. Tehdit izi sürme, keşfetme ve reaksiyon gibi birçok yeteneği de kendi içinde barındıran bu mimari, tüm atak vektörlerini kontrol edebilmesinin yanı sıra geniş bir görünürlük de sağlıyor. Kurumlara, siber güvenlik alanında vizyoner ve çözüm odaklı bakış açısı kazandırabilmek için düzenlediğimiz etkinliğimizde tüm müşterilerimizi ve iş ortaklarımızı aramızda görmek istiyoruz” dedi.

Fortinet yönetim ekibi ve siber güvenlik uzmanlarının yanı sıra, Kamu dan değerli katılımcıların bulaşacağı panel de sektörünün ve siber güvenlik vizyonunun değerlendirileceği etkinlik, Kaan Sekban Stand up Show ile sona erecek.

En çok ev aranan şehirlerde konut fiyatları
Zingat.com’un açıkladığı verilere göre, Türkiye’nin üç büyük ili 2018 yılında en çok satılık ve kiralık konutun arandığı şehirler oldu. Geçtiğimiz yıl en fazla satılık konut aranan il İstanbul olurken, İstanbul’u sırasıyla Ankara ve İzmir takip etti. Kiralık konut aramalarında da birinci yine değişmedi. İzmir ikinci, Ankara ise üçüncü sıraya yerleşti.
“Emlak. Bilgi. Güven.” sloganıyla yola çıkan gayrimenkul bilgi ve pazarlama platformu Zingat.com, geçtiğimiz yıl en çok satılık ve kiralık konutun arandığı ilk 10 ili açıkladı. Buna göre platformda en çok satılık konut aranan ilk 10 şehir sırasıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Aydın, Kocaeli, Muğla, Samsun, Antalya ve Balıkesir oldu. 2018’de Zingat.com üzerinde en çok kiralık konut aranan ilk 10 şehir ise İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Kocaeli, Bursa, Muğla, Aydın, Trabzon ve Samsun olarak sıralandı.
İstanbul’da konut 20 yılda kendini ödüyor 
Zingat.com hem satılık hem kiralık konut aramalarında başı çeken üç büyükşehirdeki konutların fiyat bazında bölge ortalamalarını da paylaştı. Zingat.com Bölge Raporu Ocak 2019 verilerine göre İstanbul’da ortalama 100 metrekarelik bir konutun satılık fiyatı 393 bin 254 TL iken, İzmir’de 303 bin 214 TL ve Ankara’da 183 bin 892 TL oldu. Ortalama 100 metrekare için kiralık konut fiyatı ise İstanbul’da 1.606 TL, İzmir’de 1.335 TL ve Ankara’da 804 TL olarak paylaşıldı. Öte yandan, İstanbul’da konut geri dönüş (amortisman) süresi 20 yıl iken, İzmir ve Ankara’da 19 yıl olarak açıklandı.

DÜNYANIN EN İYİ SİYAH İNCİRİ BURSA’DA…

Uludağ Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) lezzeti raf ömrü ve kalitesiyle yurtdışında büyük bir beğeniyle tüketilen, İngiliz Kraliyet ailesinin mutfağına kadar giren Bursa Siyah İnciri’ndeki son gelişmeleri değerlendirmek adına gerçekleştirdiği Çalıştayda incir üreticileri, ihracatçıları, muhtarlar ve sektör temsilcilerini bir araya getirdi.

Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Konferans Salonunda düzenlenen ve UYMSİB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıya; Bursa Vali Yardımcısı Abidin Ünsal, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, UYMSİB Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Aşkar, Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümran Ertürk, Osmangazi İncir Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Osman Özkan, Alanar Meyve Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Taner, incir üreticileri, ihracatçıları, üretimin yapıldığı mahallelerin muhtarları ve sektör temsilcileri katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan UYMSİB Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Aşkar, “Bursa’da 40 kadar köyde yetiştirilen ve 1990 yılında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilmiş ve Türkiye meyve ihracatında önemli bir ihraç ürünü olan ‘Bursa Siyah İnciri’nin 2018 yılı itibariyle Türkiye geneli ihracatı 38,8 milyon dolar ve 17 bin 033 tondur. Birliğimizden ihracatı ise, 15 milyon dolar olup, Birliğimiz toplam ihracatı içinde yüzde 11’lik bir paya sahiptir. Bu denli önemli ürünümüzün yetiştiriciliğinde geçmişte karşılaşılan sorunların tekrarlanmaması ve gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlara çözümler üretilebilmesi, yetiştiriciliğinin geliştirilmesi noktasında Çalıştayımızın faydalı olmasını temenni ediyor, katılımınız için teşekkür ediyorum” dedi.

Bursa ile özdeşleşecek…

Bursa’nın çok ciddi bir tarım potansiyeli barındırdığını söyleyen Bursa Vali Yardımcısı Abidin Ünsal da, Bursa Siyah İnciri’nin Bursa ile özdeşleşecek bir ürün olduğunu ifade ederek, düzenlenen Çalıştay’ın bu hedefe hizmet edeceğine inandığını dile getirdi.

“Bursa Siyah İnciri kentimize değer katıyor”

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bahçe Bitkileri Daire Başkanı Gökhan Kızılcı ile Bursa Tarım İl ve Orman Müdürü Hamit Aygül’ün de birer konuşma gerçekleştirdiği programda Bursa’nın çok verimli ve bereketli bir şehir olduğunun altını çizen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise şehrin tarım potansiyelini önemsediklerini dile getirdi.  Aktaş, “Bursa, Türkiye’nin en önemli sanayi şehirlerinden bir tanesi ancak aynı zamanda da bir tarım şehri. Kentimize değer katan bir çok önemli tarım ürününe sahip olduğumuz düşünüyorum. Bursa Siyah İnciri de aynı şekilde. Bize düşen çiftçimizle, üreticimizle el ele vererek ürünlerimizin kalitesini yükseltmek, markalaştırmak ve daha fazla katma değer getirmesini sağlamak. Ürünlerimizi özellikle yurtdışında markalaştırmak için bir takım fuarlara katılıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu tarz fuarların sayısını artıracağız” şeklinde konuştu.

Programın açılış konuşmaları bölümünden sonra söz alan Alanar Meyve Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Taner ihracatçıların beklenti ve önerilerini dile getirirken Osmangazi İncir Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Osman Özkan da üreticilerin beklenti ve taleplerini anlattı.

Öte yandan UYMSİB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan’ın moderatörlüğünü yaptığı panel kısmında; Prof. Dr. Mustafa Erkan, Dr. Birgül Ertan, Aytekin Belge, Prof. Dr. Ümran Ertürk, Dr. Serpil Erilmez, Dr. Dilek Poyraz, Dr. Mehmet Fatih Tolga, Dr. Özlem Doğan, Mesut Özen, Gürsel Çetin, Prof Dr.Rahmi Türk, Bursa Siyah İnciri’yle ilgili çeşitli sunum ve bilgileri katılımcılarla paylaştılar.

Otsimo, İçimdeki Hazine projesiyle artık tüm özel çocuklara ulaşıyor

Otsimo; T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Turkcell iş birliğiyle hayata geçirdiği “İçimdeki Hazine” projesiyle Türkiye’deki tüm otizmli çocuklara hak ettiği eğitimi ücretsiz olarak veriyor.

Projeyi Twitter’dan duyuran Otsimo’nun Kurucu Ortağı Hasan Zafer Elcik, “Bugün Otsimo için büyük bir gün! Artık ‘İçimdeki Hazine’ olarak T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Turkcell’in  destekleriyle Türkiye’deki bütün çocuklara daha ulaşılabilir özel eğitimi ulaştırıyoruz” dedi.

167 ülkeden kullanıcıya sahip olan Otsimo’ya, yurtdışından “Otsimo” ismiyle ulaşılabiliyor. Türkiye’de ise proje kapsamında “İçimdeki Hazine” olarak indirilip kullanılacak. Otsimo Kurucu Ortağı Hasan Zafer Elcik, “Bu projeyle Türkiye’deki bütün çocuklara daha erişilebilir bir eğitim sunmuş olduk. Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde okullarda yer alırken, Turkcell desteğiyle de herkes için ulaşılabilir olacağız” dedi ve ekledi: “Yola çıkma nedenimiz özel eğitimi demokratikleştirmekti ve İçimdeki Hazine, bu yoldaki en büyük başarımız.”

Lansman toplantısı gerçekleşen proje için görüşlerini belirten Turkcell Pazarlama Direktörü Ömer Barbaros Yiş, “Daha çok çocuğumuza ulaşacak ve destek vereceğiz. Şu an itibarıyla İçimdeki Hazine sınıflarıyla 10 ilde 11 sınıfla, bin çocuğumuzun hayatına dokunuyoruz. İçimdeki Hazine uygulamasıyla Türkiye’deki 1 milyon otizmlinin birçoğuna hızlıca ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

Mili Eğitim Bakanlığı Himayesinde “İçimdeki Hazine Eğitim Sınıfları”

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda, otizmli çocuklar için İçimdeki Hazine eğitim sınıfları oluşturuldu. Öğrencilerin bireysel özellikleri dikkate alınarak hazırlanan eğitim programlarında kullanılmak üzere çeşitli materyaller bu sınıflarda yer alıyor.

Bireysel eğitim programlarında yer alan gelişim alanları öğrenciler arası farklılık göstermekle birlikte materyallerin kullanım şekilleri de farklılık gösterebiliyor. Öğrencilerin teknolojiye olan ilgisinin öğretim amaçlı kullanılabilmesi için öğrenci ve öğretmenlere tabletler veriliyor ve İçimdeki Hazine uygulamasına bu tabletlerle kolay erişim sağlanması amaçlanıyor.

Şimdiye kadar İstanbul, İzmir, Uşak, Ankara, Karabük, Nevşehir, Osmaniye, Kilis, Çorum, ve Tekirdağ’da toplam 11 okulda eğitim sınıfları kuruldu ve binden fazla öğrenciye ulaşılması hedefleniyor.

Ege Bölgesi’nde tüm iller dış ticaret fazlası verdi

Türkiye’de ihracatın başladığı yer olan Ege Bölgesi, 2018 yılında ihracatını yüzde 14’lük artışla 18 milyar 177 milyon dolardan, 20 milyar 745 milyon dolara çıkardı.

İzmir’de faaliyet gösteren Ege Serbest Bölgesi ve İzmir Serbest Bölgesi’nin 2018 yılında yaptığı 2,3 milyar dolarlık ihracatta dahil edildiğinde Ege Bölgesi’nin ihracat rakamı 23 milyar 110 milyon dolara ulaştı.

Türkiye 2018 yılını 168,1 milyar dolarlık ihracatla geride bırakırken; Ege Bölgesi, Türkiye’nin ihracatından aldığı yüzde 12,3’lük pay ile en fazla ihracat yapan ikinci bölge özelliğini korudu.

Ege Bölgesi’nin 2018 yılı ithalat rakamı ise; yüzde 8’lik gerilemeyle 16 milyar 555 milyon dolardan, 15 milyar 201 milyon dolara düştü.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerinden yapılan derlemeye göre; Ege Bölgesi 2018 yılında 5 milyar 544 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verirken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 137’ye ulaştı. 2018 yılında Türkiye’nin ihracatının ithalatını karşılama oranı ise; yüzde 75 olarak kayıtlara geçti.

Ege Bölgesi’nin dış ticaret hacmi 36 milyar dolar

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan yazılı açıklamaya göre; Ege Bölgesi’nin dış ticaret hacmi 2017 yılında 36 milyar 738 milyon dolar iken, 2018 yılında 35 milyar 946 bin dolara geriledi. Ege Bölgesi’nde Balıkesir dahil 9 ilin tamamı dış ticaret fazlası verdi.

İzmir’in ihracatı ilk kez 10 milyar doları aştı

Ege Bölgesi’nin ihracatında lider il konumundaki İzmir’in 2018 yılı ihracatı 10 milyar 237 milyon dolarlık tutarla tarihi zirveye ulaştı. İzmir’in bundan önceki en yüksek ihracat rakamı 2014 yılında yakaladığı 9,6 milyar dolar idi. İzmir’in 2018 yılı ithalat rakamı ise; 9 milyar 118 milyon dolar oldu. İzmir’in dış ticaret hacmi 19 milyar 355 milyon dolar olurken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 112 olarak gerçekleşti.

Manisa 4,4 milyar dolar ihracat yaptı

Ege Bölgesi’nin en fazla ihracat yapan ikinci ili Manisa, 2018 yılında 4 milyar 429 milyon dolarlık ihracata imza atarken, 2 milyar 775 milyon dolarlık ithalat yaptı. Manisa’nın dış ticaret hacmi 7 milyar 204 milyon dolar olurken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 160 oldu.

Denizli, 3 milyar 370 milyon dolar ihracat yaparken, ithalatı 1 milyar 989 milyon dolar oldu. Denizli, 5 milyar 360 milyon dolarlık dış ticaret hacmine ulaşırken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 169 oldu.

Aydın, 721 milyon dolar ihracata karşılık, 258 milyon dolar ithalat gerçekleştirdi. Aydın her 100 dolarlık ithalatına karşılık 279 dolar ihracat rakamına ulaştı.

Muğla 500 milyon dolar ihracat barajına ulaştı

Su ürünleri ve hayvansal mamuller, madencilik ve yaş meyve sektörlerinin ihracatta güçlü olduğu Muğla 2018 yılında 499 milyon 231 bin dolarlık ihracata imza attı ve 500 milyon dolar barajına ulaştı. Muğla’nın 2018 yılı ithalat rakamı ise; 235 milyon dolar oldu. Muğla’nın ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 212’ye ulaştı.

İhracatın ithalatı karşılama oranı rekortmeni Afyon oldu

Ege Bölgesi’nde ihracatın ithalatı karşılama oranı rekortmeni mermerin başkenti Afyonkarahisar oldu. Afyonkarahisar, 83 milyon 100 bin dolarlık ithalat karşılığı 342 milyon dolar ihracata imza attı. Afyonkarahisar, her 100 dolarlık ithalat karşılığı 411 dolar ihracat yaptı.

Seramik ürünlerinin merkezi Kütahya 2018 yılında 285 milyon dolarlık ihracat yaparken, ithalatı 109 milyon dolarda kaldı.

Battaniye, halı üretim merkezi Uşak ise; 214 milyon dolar ithalat karşılığı ülkemize 246 milyon dolar kazandırdı.

Türkiye’nin hayali Ege Bölgesi’nde gerçeğe dönüştü

Türkiye’nin “Dış ticaret fazlası veren ülke” mottosuyla 2019 yılına girdiğini hatırlatan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Bölgesi’nin tarih boyunca dış ticaret fazlası verdiğini belirterek, “Darısı Türkiye’nin başına” diye konuştu.

İzmir ve Ege Bölgesi’nin Türkiye’de ihracatın başladığı nokta olduğuna işaret eden Eskinazi, İzmir’de faaliyet gösteren serbest bölgelerin yaptığı ihracatla birlikte 2018 yılında 23 milyar 110 milyon dolara ulaşan Ege Bölgesi ihracat rakamını 2019 yılı sonunda 25 milyar dolara çıkarmak için inovasyon, Ar-Ge ve tasarım odaklı projelere yoğunlaşacaklarını kaydetti.

Yeni araştırmaya göre Android kullanan kurum sayısı artıyor ancak güvenlik endişeleri de sürüyor
Panasonic Business’ın gerçekleştirdiği son araştırmaya göre el terminallerinde Android kullanan kurum sayısı artıyor, ancak güvenlik konusu hala endişeye sebep oluyor. Mobil telefonlar dışında kurumların tablet ve el terminallerinin ortalama yüzde 72’sinde Android işletim sistemi yer alıyor. Cihaz satın alan kurumların yüzde 60’ı Android’i kurumlarına entegre ettiklerini belirtirken, gelecek 3 yılda Android’li cihaz sayısında artış bekleniyor.
Android’in diğer işletim sistemlerine kıyasla sunduğu 3 avantaj sorulduğunda sıralamayı yüzde 59’un cevabı olan esneklik, yüzde 58’in cevabı olan güvenlik ve yüzde 52’nin cevabı olan uygun maliyet oluşturuyor.
Güvenlik endişeleri
Kurumlar, yılda ortalama 4 defa daha fazla güvenlik yaması yapmaları gerektiğini belirtiyor. Güvenlik yamalarını hizmete alma yöntemi ise firmadan firmaya farklılık gösteriyor. Kurumların yüzde 66’sı güvenlik yamalarını BT departmanından, yüzde 38’i Mobil Cihaz Yönetim (MDM) çözümü olarak, yüzde 30’u da ekipman üreticilerinin internetten gönderdiği yazılım güncellemeleri olarak alırken, yüzde 23’ü yamayı kullanıcılarına yaptırıyor. Yüzde 22 BT destek şirketiyle, yüzde 16 da satıcılarıyla gerçekleştiriyor.
Özellik beklentileri
Kurumsal Android cihazları söz konusu olduğunda mobil cihaz alan kurumlar aşağıdaki özelliklerin standart olarak yer almasını istiyor:

%
Kurumun ihtiyaçlarını karşılaması için özelleştirilebilir işletim sistemi 50
Android for Work 47
Yazılım güncellemeleri için İlke Yönetim Aracı/Konsolu 41
Gelişmiş Android Security desteği 37
Sertifikalı üçüncü taraf güvenlik çözümlerinin yer alması 35
Ücretsiz ve kullanıma hazır performans ve yönetim uygulamaları 35
Kademelendirme, EMM sertifikaları, lisans ve özelleştirilmiş MDM uygulamaları 33
SCOMO Yazılım Bileşenleri yönetim nesnesi 30
Aynı üreticinin farklı cihazları arasında uyumluluk 30
İnternet üzerinden FOTO yazılımı 29
Opsiyonel modüler tabanlı geliştirici paketi 23

Güncelleme beklentileri
Kurumlar şu anda her cihazdaki Android işletim sistemlerini yılda ortalama 5 kere güncelliyor. Aynı zamanda cihaz sağlayıcılarının cihazın ömrünün bitiminden 3 yıl sonrasına kadar Android işletim sistemini desteklemesini istiyor
Her Android cihazı aynı değil
Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Pazarlama Genel Müdürü Jan Kaempfer, gerçekleştirdikleri araştırmayla ilgili şunları söyledi: “Android mobil cihazlarının kurumsal dünyada yarattığı etki artmaya devam ederken BT departmanlarının bu cihazları nasıl verimli bir şekilde yöneteceği ve koruma altına alacağı ise hala belirsizliğini koruyor.  Kurumların her Android mobil cihazının aynı olmadığını bilmesi önemli. Kurumların sağlayıcılarının sunduğu yönetim ve güvenlik özelliklerini ve Android mimarlığı deneyimini yakından incelemesi gerekiyor. En yeni internet üzerinden yapılan güncellemeler ve yönetim konsolları sayesinde doğru yönetim ve güvenlik özelliklerine sahip doğru cihazı seçen BT departmanları, güncellemeleri otomatikleştirerek önemli ölçüde zaman ve maliyet tasarrufu yapabiliyor.”

9. Türkiye Ev Tekstili Yarışması’nda heyecan dorukta

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından bu yıl 9’uncusu düzenlenecek “Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’na başvurular gençlerin yoğun ilgisi ile devam ediyor. Ön elemeleri 22 Şubat tarihinde tamamlanacak yarışmada, birinciye 10 bin TL, ikinciye 7 bin 500 TL, üçüncüye ise 5 bin TL ödül verilecek.

UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Türkiye’nin 2023 İhracat Stratejisi kapsamında ülkemizde Ar-Ge ve tasarım kültürünün yerleşmesi ve teknoloji ile bütünleşmesinin hedeflendiği yarışmamız, ihracatın katma değerini artıracak yeni tasarımcıların yetiştirilmesi açısından büyük önem taşıyor.”

Ev ve mekan tekstilinde genç yetenekleri sektöre kazandırarak sektörün gelişimine katkı sağlamak Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak amacıyla Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından bu yıl 9’uncusu düzenlenecek Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nın ön eleme sürecine katılmaya hak kazanabilmek için rumuz alanların dosya yükleme süresi 22 Şubat tarihinde sone eriyor. Online elemeye katılmaya hak kazananların duyurusu 4 Mart tarihindehttps://evtekstiliyarismasi.com adresi üzerinden yapılacak

Güzel Sanatlar, Sanat ve Tasarım, Mimarlık ve Mühendislik fakültelerinin tekstil, moda, moda ve tekstil tasarımı, tekstil mühendisliği, grafik tasarım, endüstri ürünleri tasarımı, görsel iletişim tasarımı, iç mimarlık ve mimarlık bölümleri 3. ve 4. sınıf öğrencileri ile yüksek lisans öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği yarışmanın online jüri değerlendirmesi ise 11- 22 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Akademisyen, sanayici ve tasarımcılardan oluşan jüri üyeleri atölye çalışmasına katılmaya hak kazanacak 10 yarışmacıyı belirleyecek ve 27 Mart tarihinde yarışmanın web sitesinde açıklanacak.

Ödüller Türkiye Tasarım Haftası’nda dağıtılacak

Bursa’da 29 Nisan – 3 Mayıs tarihlerinde Finlandiya Aalto Üniversitesi Tekstil ve Tasarım Profesörü, Yaratıcı Direktör Maarit Salolainen mentorlüğünde finalistler UTİB’te tasarım atölyesine katılacak. Ayrıca fabrika ziyaretleri gerçekleştireceklerdir. Final elemesi de Moderatörümüz Elif Sezgin koordinatörlüğünde final eleme jürisi tarafından 6 Mayıs’ta yapılacak. Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nda dereceye girenlerin ödülleri ise Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) organizasyonunda gerçekleştirilecek Türkiye Tasarım Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenecek ödül töreninde verilecek.

Yarışmanın bu yılki teması sürdürülebilirlik

Katılımcılar bu yıl, geçmiş yıllardan farklı olarak, tek ürün yerine kapsül koleksiyon olarak hazırladıkları çalışmalarla yarışmaya başvurabilecek. Buna göre, katılımcılar, ev tekstili ürünlerinden oluşan en az 3, en fazla 6 ürünün yer aldığı bir kapsül koleksiyon hazırlayarak, kurgulanan bir yaşam alanı içerisinde belirtilen pafta formatı ile sunum yapacak. “Ürün Tasarımı Kategorisi” nde gerçekleştirilecek Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nda perdelik kumaş, perde sistemleri, koltuk, döşemelik kumaş, banyo tekstili, yatak odası tekstili, duvar tekstili gibi ev tekstili ürünlerinden yola çıkarak farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek estetik ve fonksiyonel nitelikleri üstün olan ürünler yer alacak. Bu yıl ki teması sürdürülebilirlik olan Türkiye Ev Tekstili Yarışması’nda birinciye 10 bin TL, ikinciye 7 bin 500 TL ve üçüncüye de 5 bin TL para ödülü verilecek.  Yarışmada ayrıca dereceye giren 3 kişiye Ticaret Bakanlığı’nın uygun görmesi halinde yurtdışı eğitim imkanı sağlanacak. Dereceye girenler bunu yanında online İngilizce eğitimi, staj ve tasarım tescil ödüllerine de sahip olabilecekler.

Ev ve mekan tekstilini kapsayan ürünler

Uluslararası pazarlarda moda ve trend yaratabilecek Türk ev tekstili ürünlerinin ortaya çıkmasında sektörün tasarımcı kimliğine yardımcı olmak amacıyla Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nı düzenlediklerini belirten UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Türkiye’nin 2023 İhracat Stratejisi kapsamında ülkemizde Ar-Ge ve tasarım kültürünün yerleşmesi ve teknoloji ile bütünleşmesini de hedefleyen yarışmamız ihracatın katma değerini artıracak yeni tasarımcıların yetiştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Yarışmamız ilk bakışta bir desen yarışması olarak algılanabilir ancak durum çok farklı. Yarışma, perdelik kumaş, perde sistemi, koltuk, döşemelik kumaş, banyo tekstili, yatak odası tekstili, duvar tekstili gibi farklı ihtiyaçlara hizmet edecek ev ve mekan tekstili ürünlerini kapsıyor” diye konuştu.

Finalistlere eserlerinin prototiplerini üretebilme fırsatı veriliyor

Taşdelen Engin, Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nda finale kalacak öğrencilere atölye çalışmalarıyla da büyük bir destek sağladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: “Atölye çalışmalarımıza geçen yıl başladık. Amacımız gençlerimizin bilgi ve deneyimlerini artırmak. Atölye çalışmalarımızı yarışmamıza ve öğrencilerimize sağladığı katkıdan dolayı geleneksel hale getirdik. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da finale kalmaya hak kazanan 10 finalistimiz, mentor eşliğinde katıldığı çalışmalarda hem tasarım teknik altyapısını öğrenecek hem de yarışmamıza başvurdukları tasarımlarını geliştirme fırsatı yakalayacaklar. En önemlisi ise eserlerinin prototiplerini fabrikalarda üretebilme hakkına sahip olacaklar.”

 Türkiye Ev Tekstili Sektörü

2018 yılında 2,7 milyar dolar ev ve mekan tekstili ihracatı gerçekleştiren Türkiye, bu sektörde dünyanın 4. en büyük ihracatçısı konumunda. Net ihracatçı konumunda olan Türkiye Ev Tekstili Sektörünün ortalama ihracat kilogram birim fiyatı 8,5 USD. Avrupa ve Kuzey Amerika kıtasına yoğun şekilde ihracat gerçekleştiren sektör, aynı zamanda Uzak Doğu, Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika’ya da ihracatını artıracak operasyonlar sürdürüyor.

AloTech Nevzat Aydın ile dünyaya açılacak
AloTech, yemeksepeti.com CEO’su Nevzat Aydın’ın yatırımıyla yaklaşık 8 milyon dolar değerlemeye ulaştı. Şirket, Nevzat Aydın’ın sağladığı desteği AloTech’i tüm dünyaya duyurmak ve ABD’de başlattığı SaaS (Hizmet olarak Yazılım) satıcı kanalını dünyanın dört bir yanına ulaştırmak için kullanacak.
300’den fazla müşterisi ve 12.000’den fazla kullanıcı sayısıyla Türkiye’deki en büyük çağrı merkezi altyapı sistemi olan AloTech, gerçekleştirdiği imza töreninde yemeksepeti.com CEO’su Nevzat Aydın’ın sağladığı destek ile büyümeye devam ediyor. Şirket, elde ettiği bu önemli desteği ABD’nin Austin Şehri’nde başlattığı SaaS (Hizmet olarak Yazılım) satıcı kanalını ve bu kanal aracılığıyla AloTech’i dünyaya tanıtmak için kullanacak.
yemeksepeti.com CEO’su Nevzat Aydın, “AloTech geliştirdiği teknoloji ve kendi pazarında sağladığı başarı ile yurtdışında ciddi büyüme potansiyeline sahip az sayıdaki Türk girişimlerinden biri. Cenk ve İdris’in bu çabalarını takdir etmenin ötesinde girdikleri bu maceralı ve zor yolda tecrübelerimi paylaşmak ve daha büyük başarılara imza atma yolunda destek olmak benim için de heyecan verici” dedi.
“Tüm dünyaya tanıtacağız”
AloTech CEO’su Cenk Soyak, konuyla ilgili “AloTech’in sahip olduğu ileri teknoloji altyapısı sayesinde yurtdışında birçok büyüme fırsatını barındırıyor olması, yapılan yatırımların en önemli sebeplerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Bu noktada Nevzat Aydın gibi girişimcilik dünyasının en önemli isimlerinden birinin, yatırımların durgun olduğu bir dönemde bize destek sunması büyük bir ayrıcalık. Önümüzde 27 – 28 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek olan CCW Europe (Customer Contact Week Europe) bulunuyor. AloTech olarak dünyanın en büyük çağrı merkezi fuarlarından birinde yer alacağız ve şirketimizi tüm dünyaya tanıtacağız. Aynı zamanda tüm dünyaya yayılacak bir bayi – entegratör zincirini oluşturma projemize de başlayacağız” dedi.
AloTech Kurucu Ortağı ve CTO’su İdris Avcı ise “AloTech olarak geliştirdiğimiz teknoloji tüm dünyada ilk ve tek. Aynı zamanda Meksika’dan Avustralya’ya, İtalya’dan İspanya’ya dünyanın birçok ülkesinde kabul gören ve kullanılan bir teknoloji. Sistemimizin kurulumunu çok hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyoruz. Nevzat Aydın’ın bize olan inancıyla AloTech’i daha fazla ülkeye ve kişiye ulaştırmak ve küresel bir marka olmak için çalışıyoruz. Kendimizi dünyaya tanıtırken, ülkemizi de temsil eden sayılı teknoloji şirketinden biri olacağımızın bilincindeyiz.” dedi.

Türk organik sektörü üç koldan tanıtım atağına kalktı

Organik tüketiminde dünya lideri Almanya, ABD ve Japonya’da Türk organik sektörü tanıtılıyor.Tanıtım atağı dünyanın en büyük fuarı olan BioFach Organik Ürünler Fuarı kapsamında Almanya’da start altı. Bundan sonraki duraklar Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri olacak.

Türkiye’de 1980’li yıllarda başlayan organik üretim bugün, 543 bin hektar alanda 2.4 milyon ton üretim rakamına ulaştı.

Organik ihracatının yüzde 75’i Ege Bölgesi’nden

Yıllık 250 milyon dolar ihracat gerçekleştiren ve kendisine 1 milyar dolar ihracat hedefi belirleyen Türk organik sektörü, Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri öncülüğünde dünya genelinde tanıtım atağına kalktı.

Türkiye’de organik sektöründe Ticaret Bakanlığı tarafından koordinatör birlik olarak görevlendirilen Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye Tanıtım Grubu’na Türk organik sektörünün dünya genelinde tanıtımı amacıyla sunduğu “Türkiye Organik Sektörü’nün Tanıtımı, Tanınırlığının Ve Güvenilirliğin Arttırılması” isimli projenin kabul edilmesi sonrasında tanıtım atağına en büyük organik ürün tüketicilerinden Almanya’da başladı.

Türkiye Milli Katılım Organizasyonu Ege İhracatçı Birlikleri tarafından 1998 yılından beri başarıyla gerçekleştirilen ürünler konusunda dünyanın en büyük fuarı olan BioFach Organik Ürünler Fuarı’nda dünyanın dört bir tarafından gelen organik ürün ithalatçılarına Türkiye’nin organik sektöründe kat ettiği mesafe anlatıldı.

Organik sektörü tek çatı altında buluşacak

Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy’un moderatörlüğünde düzenlenen seminerde Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler Çalışma Komitesi Başkanı Mehmet Ali Işık, Türkiye’de organik sektörünün geldiği noktayı ve bundan sonraki süreçte hedeflerini anlattı.

Organik üretimin Türkiye’de hem ürün çeşitliliği, hem de organik üretim yapılan alanlar anlamında sürekli geliştiği bilgisini veren Işık, “Ülkemizde organik tarımın ve ihracatın gelişimi için Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altında kurulmuş olan Organik Ürünler Çalışma Komitesi’ni genişletme kararı aldık. Türkiye’de faaliyet gösteren tüm ihracatçı birliklerine Komitede yer almaları için davete çıktık. TİM, Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin ve Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği ve KSKDER gibi STK’ların temsilcilerini de Komiteye davet edeceğiz. Bu sayede ülke çapında organik sektöründe faaliyet gösteren tüm paydaşlar bir çatı altında buluşmuş olacak ve sektöre ilişkin stratejiler birlikte belirlenecek. Bu sayede gerek iç, gerekse dış pazarda yaşanan sorunların çözümü daha hızlı ve kolay olacak” şeklinde konuştu.

Türk organik sektörü bundan sonra ABD ve Japonya’da tanıtılacak

EİB Organik Komitesi Başkanı Mehmet Ali Işık, Türk organik sektörünün ortaya koyduğu 1 milyar dolar ihracat hedefine ulaşması için Türkiye Tanıtım Grubu’na sundukları proje kapsamında Almanya’dan başladıkları tanıtım kampanyasına Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri ile devam edecekleri bilgisini verdi.

İnsan sağlığı ve çevre duyarlılığının dünya genelinde yükselen değer olmakla birlikte organik ürüne hak ettiği değeri en fazla ABD, Avrupa Birliği ve Japonya’nın verdiği bilgisini paylaşan Işık sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin organik ürünler üretim ve ihracat potansiyelinin artması için bu üç pazara yoğunlaşıyoruz. Ege İhracatçı Birlikleri’nin Almanya’da BioFach organik ürünler, Japonya’da Foodex ve ABD’de Fancy Food gıda fuarlarını uzun yıllardır başarıyla düzenliyor olması bu pazarlardaki yetkinliği projemizin hızla başarıya ulaşmasına katkı sağlayacak ve ihracat hedeflerimize ulaşacağız.”

Türkiye’de çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı, fındık, zeytin, zeytinyağı, yumurta, bal, pamuk, ürünleri başta olmak üzere 200’den fazla Çeşit organik ürün üretiliyor.

Ortadoğu sofralarını Türk gıda ürünleri süslüyor

Ortadoğu’nun en büyük gıda fuarı olan Dubai Gulfood 2019 Fuarı’nda Türk meyve sebze mamulleri görücüye çıktı. Türk gıda sektörü, 171 firma ile fuarın en büyük katılımcılarından biri olurken, Ortadoğulular, Türk meyve sebze mamullerine hayran kaldı.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, 2019 yılının ilk tanıtım atağını, 6-8 Şubat 2019 tarihlerinde Almanya’da düzenlenen dünyanın en büyük yaş meyve sebze fuarı Fruit Logistica Fuarı’nda yaparken, ikinci tanıtım etkinliği 17-21 Şubat 2019 tarihlerinde düzenlenen Dubai Gulfood Fuarı oldu.

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan yazılı açıklamaya göre; Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği standında fuar süresince; katılımcılara sarma, turşular, soslar, reçeller kuru domates tadım seansları düzenlendi.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, Ortadoğu ülkelerinin geleneksel ihraç pazarlarından olduğunu, Ortadoğu pazarına 2018 yılında yüzde 10’luk artışla artışla 363 milyon dolar meyve sebze mamulleri ihraç ettiklerini bu pazardaki konumlarını güçlendirmek istediklerini söyledi.

İhracat hedefimiz 1 milyar 50 milyon dolar

Petrol gelirleriyle zenginleşen Ortadoğu ülkelerinde meyve sebze ve mamulleri üretiminin yok denecek kadar az olduğuna dikkati çeken Uçak, “Ortadoğu ülkeleri gıda ihtiyacını ithalatla karşılıyor. Bu ülkelere gerek coğrafi yakınlığımız, gerekse tarihi bağlarımız ihracatımızı geliştirmemiz için uygun bir zemin sağlıyor. Bizler de, yapacağımız tanıtım çalışmalarıyla Türkiye’nin ihracatının artmasına ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği adına 2019 yılı için ortaya koyduğumuz 1 milyar 50 milyon dolar ihracat hedefine ulaşmak için çaba gösteriyoruz” diye konuştu.

Gulfood Fuarı’nda toplamda 4 bin 256 katılımcı firma yer alırken, Türkiye 171 firma ile katıldı. 100 binden fazla kişinin ziyaret ettiği Gulfood Fuarı’nda Amerika, Avrupa, Afrika, Avusturalya ve Asya’dan bir çok ülke milli katılım düzenledi.

Gulfood Fuarı’nda; Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’ni Yönetim Kurulu üyeleri Emin Demirci, Mehmet Kırıcı, Denetim Kurulu üyeleri Kenan Unat ve Aydın Yıldırım temsil ederken, EYMSİB’nin standını Türkiye’nin Abu Dabi Büyükelçisi Can Dizdar, Dubai Başkonsolosu Mustafa İlker Kılıç ve Dubai Ticaret Müşaviri Hasan Önal ziyaret etti.

Ortadoğu’da en büyük ihraç pazarımız Irak

Türkiye, 2018 yılında Ortadoğu ülkelerine 541 bin ton meyve sebze mamulleri ihraç ederken, 363 milyon dolar döviz geliri elde etti. Irak, 181 milyon dolarlık ihracatla zirvede yer alırken, Irak’tan sonra en fazla meyve sebze mamulleri ihraç ettiğimiz ülke 43,6 milyon dolarlık tutarla Suriye oldu. İsrail, 35 milyon dolarlık Türk meyve sebze mamulleri tercihi ile üçüncü sıraya adını yazdırdı. Birleşik Arap Emirlikleri’ne 31 milyon dolarlık, Suudi Arabistan’a ise; 28 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri ihracatı yapıldı.

Ayakkabı sektörü Rusya atağında

Türkiye’ye 2018 yılında 888 milyon dolar döviz kazandıran Ayakkabı sektörü, 2019 yılı için 1 milyar dolar ihracat hedefi koyarken en büyük ihraç pazarı Rusya’daki konumunu güçlendirmeye gidiyor. Türk ayakkabı ihracatçıları 2018 yılında Rusya’ya yüzde 78’lik artışla 132 milyon 131 bin dolarlık ayakkabı ihracatı gerçekleştirdi.

Ege İhracatçı Birlikleri’nden yapılan yazılı açıklamaya göre; Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin Türkiye Milli Katılım Organizasyonu ile 25-28 Şubat 2019 tarihlerinde Moskova Sokolniki Park’ta gerçekleştirilecek Euro Shoes Premiere Collection Fuarı’na 13 Türk firması katılacak. Bireysellerle birlikte 18 Türk firması Türkiye’nin ayakkabı ihracatını arttırmak için çaba gösterecek.

2019 yılında tanıtım atağını İtalya’nın Garda şehrinde 12-15 Ocak 2019 tarihleri arasında düzenlenen Expo Riva Schuh Fuarı’ndan başlattıklarını hatırlatan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, 2019 yılında ikinci duraklarının ise Rusya olacağını kaydetti.

Rusya’ya ayakkabı ihracatında hedef 250 milyon dolar

Türkiye’de ayakkabı sektöründe iç pazarda yaşanan daralma sonrasında ayakkabı üreticilerinin ihracatı öncelikli olarak gündemlerine aldıkları bir süreç yaşandığı bilgisini veren Zandar, “Türkiye’nin ayakkabı ihracatı 2018 yılında 260 milyon çift karşılığı 888 milyon dolara ulaştı. Rusya ayakkabı ihracatımızda Irak’ı geçerek lider konuma yükseldi. 3 milyar doların üzerinde yıllık ayakkabı ithalatı yapan Rusya’ya çok daha fazla ihracat yapabiliriz. Orta vadede Rusya’ya ayakkabı ihracatında 250 milyon dolara ulaşmayı hedefliyoruz. 2019 yılı ayakkabı ihracat hedefimiz ise; 1 milyar dolar barajını aşmak” diye konuştu.

Türkiye, Rusya’nın ayakkabı ithalatında dördüncü büyük ülke konumunda. İlk üç sırada ise; Çin, İtalya ve Vietnam yer alıyor.

Ege Deri ve Deri Mamulleri’nin Türkiye Milli Katılım Organizasyonu ile Moskova Euro Shoes Premiere Collection Fuarı’na katılacak Türk ayakkabı firmaları ise şunlar olacak; “BİLECANLAR AYAKKABI, ESTİLE AYAKKABI, ERZAN AYAKKABI, META AYAKKABI, NOD AYAKKABI, ÖNDER AYAKKABI, ÖZİL AYAKKABI, RIFAT SARI ÜÇ-EL, RİPKA MODA AYAKKABI, TUVEREKLİ AYAKKABI, ZANDAR DIŞ TİCARET, ÖZKAN AYAKKABI, HAKEM AYAKKABI”

Maden İhracatının Yıldızları Ödüllerine Kavuştu

Türkiye’nin yeraltı zenginliklerini ekonomiye kazandıran ve 2018 yılında ülkemize 4.7 milyar dolar döviz sağlayan Madencilik sektörü daha katma değerli ihracat için İzmir Çeşme’de “Sektör Toplantısı” ve “Maden İhracatının Yıldızları” ödül töreninde bir araya geldi. 2018 yılındaki ihracat rakamları ile ihracatın yıldızı olan 22 İzmir ve Manisalı maden ihracatçısı firma ödüllerine kavuştu.

Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) tarafından organize edilen etkinlik 23 Şubat 2019 Cumartesi günü Çeşme Boyalık Beach Otel’de gerçekleşti. “Sektör Toplantısı” ve “Maden İhracatının Yıldızları” ödül töreninde bir araya gelen Egeli maden ihracatçıları, sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini masaya yatırdı.
Kaya: “Birlikteliğin Gücünü İspatladık”
Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya bütün başarıların iş birliği ve paydaşlık anlayışı sonucu ortaya çıktığını vurgulayarak madencilik ailesinde tüm konulara bu anlayışla yaklaştıklarını ve böylece sorunları daha kolay çözebildiklerini ifade etti. Son maden kanunu ile ilgili çekinceleri bir arada hareket ederek giderdiklerini, bu konuda birlikte hareket etmenin gücünü ispatladıklarını belirten Kaya, tüm paydaşlarımız ile sektörün menfaati için üzerimize düşen ne varsa yapıyoruz, yapmak için çalışıyoruz şeklinde konuştu.
73 Firma ile Çin Çıkarması
Türkiye’nin ekonomik kalkınması için ihracatın önemine vurgu yapan Kaya, katma değerli üretimi ve ihracatı artırmak için UR-GE, ticaret heyeti ve fuar katılımları gibi tüm faaliyetleri gerçekleştirdiklerini, önümüzdeki hafta 6-9 Mart arası Çin Halk Cumhuriyeti’nin Xiamen kentinde gerçekleştirilecek “Xiamen Doğaltaş Fuarı”na 73 firma ile katılım sağlayacaklarını ifade etti.
Her Katılımcı için Tema Vakfı’na 1 Fidan
Maden sektörünün kamuoyunda olumsuz bir imajı bulunduğu belirten Kaya, bu olumsuz algıyı yıkmak için çalıştıklarını söyledi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türkiye’de toplam orman alanlarının sadece %0,25’lik bölümü madencilik sektörüne tahsis ediliyor, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin %58’i ise madencilik sektörünün katkılarından oluşuyor. Madencilik sektörü doğaya zarar vermiyor aksine katkı sağlıyor. Bugünkü organizasyonumuzda da doğaya nasıl katkı sağlayabiliriz diye düşündük ve her katılımcı için Tema Vakfı’na bir fidan bağışlamaya karar verdik.” şeklinde konuştu.
TurkEximbank İhracatçılar ile Buluştu
Açılış konuşmasının ardından bilgilendirme sunumları ile devam eden etkinlikte Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz EİB’in madencilik sektörü ile ilgili faaliyetleri ve güncel sektörel durum gibi konularda dinleyicileri bilgilendirdi. İşbırakmaz’ın ardından Türk Eximbank uzmanı Vural Gökar Koyun ihracatın finansmanı hakkında bir sunum gerçekleştirdi ve krediler hakkında ihracatçıların sorularını yanıtladı. Turk Eximbank sunumunu, EİB Devlet Yardımları Şubesi çalışanlarınca Ticaret Bakanlığı tarafından sunulan devlet destekleri hakkında bilgilerin paylaşılması ve eğitimci, yazar, danışman Serdar Çakır’ın “Dış Ticarette Değer Yaratma” konulu sunumları takip etti. Bilgilendirme sunumlarının ardından ödül törenine geçildi.
22 Firma Ödüle Kavuştu
Etkinlikte 2018 yılında İzmir ve Manisa illerinde 2 milyon dolar ve üzeri ihracat gerçekleştiren 6 maden ihracatçısı, 16 doğaltaş ihracatçısı toplam 22 firma ödüllerine kavuştu. Ödüllerin takdimi Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Alimoğlu ve Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Faik Tokatlıoğlu gerçekleştirdi. Ödül töreninin ardından etkinlik gala yemeği ile devam etti.
Madencilik sektörü 2 milyon ve üzeri ödül alan firmalar:

İNTER ABRASİV SAN.VE TİC.A.Ş

İPM ENDÜSTRİYEL MADENCİLİK A.Ş

TURKMEX ÇİNKO ÜRETİM VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
HARBORLITE AEGEAN ENDUSTRI MINERALLERİ SAN.A.S.

GRAFİT MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İPM İPERLİT MADENCİLİK VE İNŞ. LTD.ŞTİ
Doğaltaş Sektörü 2 Milyon dolar üzeri ihracat yapan 16 Firma:

DÜNYA TAŞ İTHALAT İHRACAT MADENCİLİK TİCARET A.Ş

OLIMAR MADENCILIK ITH.VE IHR. SAN.VE TIC.LTD.STI

VEDAT ZOR ADAMER MERMER TEDARİK VE SAN.TİC.
SEZGİN İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ

BABOMAR MERMER SAN.VE TİC.LTD. ŞTİ
DIRECT CONTAİNER İNŞAAT D.TAŞ İÇ DIŞ TİC. SAN.A.Ş
İNTERTAŞ DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
İZKO İÇ VE DIŞ TİC.PAZ.LTD.ŞTİ
HUKA DOĞALTAŞ SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ
ARSLANLAR TAAHHÜT İNŞAAT HAF.MAD.SAN TİC.LTD.ŞTİ
TOLGA ÖNER İNŞAAT MERMER DIŞ TİC.SAN.LTD.ŞTİ

NİF DOĞALTAŞ DIŞ TİC.LTD.ŞTİ
LUDİ REİS MERMER SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ
OLİMAR DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
DORAMAR MERMER DIŞ TİC. SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ
MAVİDENİZ İTH.İHR.PAZ.TİC.A.Ş.

TAİDER, Aile Şirketlerine Gelecek Nesilden Bakış konulu panel düzenledi
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İş Adamları Derneği ile TUGIAD Türkiye Genç İş Adamları Derneği Bursa Şubesi iş birliğiyle düzenlenen “Aile Şirketlerine Gelecek Nesilden Bakış” panelinde, aile şirketlerinde kurumsallaşma, sürdürülebilirlik, nesiller arası doğru iletişim konularında bilgiler paylaşıldı.
Etkinliğin açılış konuşmalarını TAİDER Yönetim Kurulu Başkan Vekili Vehbi VARLIK, BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Hadi TÜRKAY ve TÜGİAD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ersoy TABAKLAR yaptı.
TAİDER Başkan Vekili olarak açılış konuşmasını gerçekleştiren Vehbi VARLIK henüz genç bir cumhuriyet olan ülkemiz aile şirketlerinin 2. nesilden 3. nesile geçiş aşamasında olduğunu aktardı. Sadece Türkiye’de değil dünyada da aile şirketlerinin sürdürülebilirlik konusunda sorunlar yaşadığını ifade eden Varlık, “Aile şirketlerinin nesilden nesile sürdürülebilirliğini sağlayan araçların başında kurumsallaşma gelmektedir. Aile şirketlerinin kurumsallaşması, diğer şirketlerden farklı olarak yalnızca şirketin değil aile yapısının da kurumsallaşmasıyla mümkün olabiliyor” dedi.
BUSİAD Başkanı Ergun Hadi TÜRKAY konuşmasında, aile şirketlerinin yaşadığı sıkıntıların yanı sıra ekonomik sorunların da arttığı bir dönemden geçildiğini ifade etti. Türkay, çalışma hayatında başarıyı artırmak için kadının iş hayatındaki yeri ve fırsat eşitliğinin önemine vurguda bulundu.
TÜGİAD Bursa Şube Başkanı Ersoy TABAKLAR ise aile şirketlerinin ekonominin belkemiği olduğunu ifade ederek, aile işletmelerinin uzun ömürlü olmasına katkı sağlamak amacıyla, alanında başarılı akademisyenlerle iş birliği içinde “Bursa’da Aile İşletmeleri’nin Dünü, Bugünü ve Geleceği” başlıklı bilimsel bir çalışma gerçekleştireceklerini ifade etti.
TAİDER Bursa İl Temsilcisi Dilara KORGAVUŞ’un oturum yöneticiliğini üstlendiği panelin konuşmacıları ise TAİDER Üyeleri Onur EREN, Nuri Cem ERBAK ve TÜGİAD üyesi Zeynep ŞEMSİ AYSALAR oldu.
Ünver Group 3. nesil temsilcisi olan Dilara KORGAVUŞ, “Dünyanın her yerinde aile şirketleri benzer sorunlar yaşıyor ancak sorunlar benzer olsa da çözümler aileden aileye değişiklik gösteriyor. TAİDER’in gerçekleştirdiği bu tarz etkinlik ve deneyim paylaşımı toplantılarının, aile şirketlerimizin nesiller boyu sürdürülebilirliğinin sağlanması için çok kıymetli olduğuna inanıyorum” dedi.
Uludağ İçecek 4. nesil temsilcisi Nuri Cem ERBAK, 2014 Haziran ayında aile anayasası oluşturmak için çalışmalara başladıklarını ve sürecin devam ettiğini söyledi. ERBAK, oy birliğiyle karar alma yöntemini belirlediklerini kaydederken aile anayasası sürecinin en önemli kazanımının şirketin 4. nesil dört kuzenin birbirini yakından tanımasına ve aile konularının aile meclisinde tartışılmasına fırsat ve alan sağladığı için çok değerli olduğunu aktardı.
İnci Holding iştiraki İnci Akü’deki görevinden ayrılarak kuzeniyle birlikte SekizGen şirketini kuran Onur EREN ise İnci Ailesi olarak 22 yıldır aile meclislerinin olduğunu ve 20 yıldır da aile anayasasına sahip olduklarını kaydetti. İnci Holding’de 25 yaşında satış ve pazarlama departmanında kariyerine başlayan Eren, “Genç yaşta aldığım sorumluluklar özgüvenimi ve cesaretimi artırdı. Yurtdışında çalıştığım süreçte otomotivde e-ticaret üzerine birçok örnek gördüm. Ülkeye döndüğümde bunu uygulamaya karar verdim” dedi.
Berdan Cıvata Genel Müdürü Zeynep ŞEMSİ AYSALAR ise şirketin babası ve amcası tarafından kurulduğunu, ikinci nesil olarak kuzenleriyle birlikte şirket yönetiminde olduklarını, icra görevlerini profesyonellere bıraktıklarını söyledi. Kurucu nesillerin başlattığı kurumsallaşma sürecinin şeffaflık ve hesap verilebilirlik sağladığını söyledi.