Ekonomi-Teknoloji haberleri (19.05.2021)

‘Yeşil Fatura uygulaması Türkiye’nin sürdürülebilir enerji konusundaki kararlığının işaretidir’

Elektrik faturalarında yer alacak ‘yeşil işaret’ uygulamasını değerlendiren Türkiye’nin temiz enerji firması Üçay Grup CEO’su Turan Şakacı, “Küresel Isınma’nın hissedilir değerlere gelmesi devletleri bu konuda karar almaya itti. Elektrik faturalarındaki yeşil işaret uygulaması Türkiye’nin sürdürülebilir ve çevre dostu enerji konusundaki kararlığının işaretidir” ifadelerini kullandı.

“Küresel Isınma’nın etkilerini açıkça gördüğümüz bir dönemde yaşıyoruz” diyen 20 yılı aşkın tecrübesiyle mekanik ve endüstriyel mühendislik sektörünün önde gelen şirketlerini bünyesinde barından ÜÇAY Grup CEO’su Turan Şakacı, “Tüm dünyada Küresel Isınma karşısında önlemler alınırken, Türkiye’nin yeşil fatura uygulamasını duyurması, enerji üretiminde sürdürülebilir ve çevreci seçenekleri artıracağımızın taahhüdü ve bu konudaki kararlığın bir işaretidir” dedi.

‘İNGİLTERE YEŞİL PLANI, AB YENİ EMİSYON HEDEFLERİNİ DUYURMUŞTU’

Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde İngiltere, Küresel Isınma ile ilgili kapsamlı bir mücadele planı olarak görebileceğimiz ‘yeşil planı’ duyurmuştu diyen Turan Şakacı, “İngiltere’nin yeşil planı, Küresel Isınma ile mücadelede bugüne kadar duyurulan en kapsamlı planlardan biriydi. İngiltere 2030 yılına kadar enerji kaynaklarının önemli bir bölümünü yalnızca sürdürülebilir kaynaklardan elde etmeyi planlıyor. Avrupa Birliği de (AB) geçtiğimiz Temmuz ayında 2030 yılı emisyon hedeflerinin 2020 değerlerinden en az yüzde 30 oranında düşürüleceğini duyurdu. Bu duyurunun ardından temiz enerji teknolojilerine 750 milyar Euro’luk hibe verileceğini açıkladı” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE TEMİZ ENERJİYE YÖNELEN ÜLKELER ARASINDA’

Avrupa’da başlayan temiz enerji akımına Türkiye’nin de katıldığını ifade eden Turan Şakacı, “Türkiye son 10 yılda yenilenebilir enerji kaynaklarına yaptığı yatırımla temiz enerji akımının önemli bir parçası olmayı sürdürüyor. Türkiye için temiz enerjiye yapılan yatırımlar, enerjide dışa bağımlılığı da sona erdirmesi açısından önem arz ediyor. Geçtiğimiz yıl ürettiğimiz enerjinin yüzde 13’ünü güneş ve rüzgâr kaynaklı elde ettik. En kirletici yakıtlar arasında yer alan kömürden elde edilen enerjinin oranı ise yüzde 5’lerde kaldı. Bu oran son 30 yıldır düzenli olarak düşürülüyor. Yenilebilir kaynaklardan enerji üretiminde ilk 10’da olmayı sürdürüyoruz. Bu oranın artırılacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

“YEŞİL FATURA UYGULAMASI TEMİZ ENERJİYİ ÖZENDİRECEK”

Yeşil fatura uygulamasıyla tüketicilerin yeşil enerjiye yönelebileceğini söyleyen Üçay Grup CEO’su Şakacı, “Bu uygulamayla tüketicilerin yeşil enerjiye özendirileceğini düşünüyoruz. Giderek artan çevreci kaynakları kamuoyuna tanıtmak, hayatımızın devamlılığını sağlayan enerjinin, dünyamızı kirletmeyen kaynaklardan geldiğini bilmek tüketiciye bilinç kazandıracaktır. Üçay Grup olarak bizler de yenilenebilir enerji çözümlerimizle tüketicinin daima yanında olacağız” diye konuştu.

“AR-GE ÇALIŞMALARIMIZ YENİLENEBİLİR KAYNAKLAR İÇİN”

“Üçay Grup olarak geleceğimizi yenilenebilir enerjide görüyoruz” ifadelerini kullanan Turan Şakacı, “Sektörde 90’lı yıllarda doğalgaz başladı. Doğalgazlı iklimlendirme çalışmaları geçmiş 20 yılımızda da çok aktif olarak kullanıldı. Önümüzdeki süreçte ise doğalgazı artık biraz daha geri planda bırakıp yenilenebilir enerji kullanımına yöneleceğiz. Sistemi artık elektrik enerjisiyle çözüp, elektriği de güneşten ya da rüzgardan yenilebilir şekilde üreteceğiz. Isı pompasıyla da ısıtma soğutma sistemlerini ve sıcak su kullanımının tasarlanmasını sağlayacağız. Doğalgazla alakalı şu anda sektörde 7-8 bin firma var ve bunların hepsi kombi, radyatör ve doğalgaz işi yapıyor. Bunların hepsi işlerinde başarılı mühendisler ve ustalar. Biz sektörün bu noktada biraz daha evirileceğini, yeni bir vizyona geçeceğini ve geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla kendi tarafımızda ekiplerimizin içerisindeki teknik personel sayısını artırıp, özellikle yenilenebilir enerjiyle alakalı eğitimler verip personel alımına başladık. Sektörün geleceğinde kendi vizyonunu, kendi dümenini bu yana çevirecek yapıların daha kuvvetleneceğini düşünüyoruz. Vizyonuna doğalgazın yanına ısı pompasını, güneş enerjisini, rüzgar enerjisini ve alternatif enerji kaynaklarını alan yapıların çok daha iyi noktalara geleceğini öngörüyoruz. Bizlerde bu anlamda kendi çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Canpark AVM, alışveriş ve yaşam keyfi sunuyor

Anadolu Yakası’nın örnek Avm’si Canpark Alışveriş ve Yaşam Merkezi, tam kapanmanın sona ermesiyle, 17 Mayıs günü itibariyle çalışanlarının ve ziyaretçilerinin sağlıklı ortamlarda alışveriş yapmaları için “güvenli ortam” ilkesi ile hareket etmeye devam ediyor.

İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeye göre 1 Haziran’a kadar devam edecek olan kademeli normalleşme döneminde, AVM hafta içi 10.00- 20.00 saatleri arasında hizmet verirken, hafta sonları kapalı olacaktır. Bu süreçte, cafe ve restoranlar gel-al ve paket servis ile hizmete devam edecek.

Anadolu Yakası’nın kalbi olan Ümraniye’de alışveriş ve yaşam keyif sunduklarını kaydeden Canpark AVM Genel Müdürü Alp Atilla, şunları söyledi:

Canpark AVM olarak, ziyaretçilerimizin marketten eczaneye, giyimden teknoloji ve kişisel bakıma kadar her türlü ihtiyacını tek çatı altında güvenle karşılamak için gece gündüz alışveriş merkezimizin her metrekaresinde hassasiyetle çalışıyoruz. Ziyaretçilerimizden aldığımız geri dönüşlerde, 7 yıldır Anadolu Yakası’nın kalbi olan Ümraniye’de, AVM içinde yer alan markalar ve mağazalar karmamız ile popülerliğimizi koruyoruz. Özellikle 1 yılı aşkın süredir devam eden pandemi sürecinde, ziyaretçi sayılarımız ve %95’i aşan mağaza doluluk oranımız bunun en güzel kanıtıdır” dedi.

AVM içerisine, ameliyathane standartlarında temiz hava sağlıyor

Son bir yılı aşkın süredir yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren Canpark AVM Genel Müdürü Alp Atilla, şunları anlattı:

Alışveriş merkezimiz yaşayan bir organizma ve biz sağlıkla uzun yıllar ziyaretçilerimize en iyi hizmeti vermek için çalışıyoruz. Türk Standartları Enstitüsünden aldığımız TSE Güvenli Hizmet Belgesi, büyük bir hassasiyetle uyguladığımız maske, mesafe ve hijyen uygulamaları, HES kodu uygulaması, AVM İçinde aynı anda bulunması gereken kişi sayısı gibi uygulamaların yanı sıra, TÜV SÜD tarafından sertifikalandırılan ve Canovate Group tarafından geliştirilen Hycanx Hepa + UVC Kombo Kanal Tipi Hava Temizleme Sistemimiz sayesinde, alışveriş merkezi içerisine Class 8 yani ameliyathane standartlarında temiz hava sağlıyoruz. Canpark Alışveriş ve Yaşam Merkezi olarak tek gayemiz, tüm dünyanın içinde bulunduğu bu zorlu sürecin biran önce tamamlanması ve keyifli sosyalleşme alanlarının tam kapasiteli olarak hizmete devam etmesidir” diye konuştu.

“TEKNOLOJİYE DİRENÇ GÖSTERMEK, GELİŞİMİ ENGELLER”

Halıcı Group CEO’su ve Toplum 5.0 Akademi Başkanı Dr. Hüseyin Halıcı, “Dijitalleşme neticesinde insanlar teknolojiye direnç gösteriyorlar ve bu da geleceği şekillendirmemizi engelliyor.” dedi.

Dr. Halıcı, MEF Üniversitesi’nin IVY MEF Sosyal Kulübü tarafından düzenlenen Kariyer Zirvesi’nde, öğrencilere, Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 ile ilgili bilgiler verdi, kariyer deneyimlerini paylaştı.

“YAZILIMIN YANINDA MEKANİK DE ÖNEMLİ”

Sunumuna Endüstri 4.0’ın tanımıyla başlayan Dr. Halıcı, “Yapay zeka önderliğinde, bilişim ve iletişimin endüstride yoğunlukla kullanıldığı, insandan bağımsız (otonom) bir yapı olarak tanımlayabiliriz. Bu otonom yapıda, yazılımın yanı sıra mekaniğin de hassas ve uygulamaya göre uygun olması gerekiyor.” dedi.

Dr. Halıcı, sanayinin dijital dönüşümünü; büyük veriden kuantum bilgisayarlara, siber güvenlikten ileri otomasyon teknolojilerine ve yapay zekaya kadar bütün teknolojileri kapsayan komple bir bütün olduğunu dile getirdi.

“FİZİKSEL İŞLER OTONOM YAPILAR TARAFINDAN YAPILACAK”

İnsanlığın teknolojik açıdan henüz yolun başında olduğuna dikkat çeken Dr. Halıcı, düşmeyen uçak, çarpışmayan otomobil, depremden etkilenmeyen yapılar ve bıçak izinin olmadığı ameliyatların gelecekte var olacağını söyledi.

Çalışma hayatının “insanca” çalışma odaklı olacağını ve bu yöne doğru evrileceğini dile getiren Dr. Halıcı, fiziksel işgücünden zihinsel işgücüne dönüşün başladığını, bunun daha da artacağını ifade ederek “Fiziksel çalışılacak işlerin tamamının makinalar, otonom yapılar ve yazılımlar ile yapılacağını öngörüyorum.” ifadelerin kullandı.

“TÜRK SANAYİSİNİN İLERLEMESİNE KATKI VERİYORLAR”

Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Dr. Halıcı, dijitalleşen dünyada bilgiye ulaşmanın kolay olduğunu, ancak bilginin nasıl kullanılması ve değişen dünyada nasıl bir pozisyon alınması gerektiği gibi konuların önem taşıdığını belirtti.

Düzenlenen bu tür etkinliklere katılımın önemini vurgulayan Dr. Halıcı, toplantıların öğrencilere yeni bakış açıları kazandıracağını ve ufuklarının gelişeceğini söyledi.

Gerek uzmanlık alanında gerekse uzmanlık alanı haricinde yüksek lisans ve doktora yapılmasının öneminin altını çizen Dr. Halıcı, iş hayatına bakışı değiştirdiğini, sistematik olarak ilerlemeye imkan verdiğini, öngörüleri geliştirdiğini, özgüven kazandırdığını ifade ederek akademik kariyer yapan kişilerin, Türk sanayisinin gelişmesine ve ilerlemesine olumlu katkıları olduğunu kaydetti.

“İNSANLIĞIN YARARINA YAPILIYOR VE TEMELİNDE İNSAN VAR”

Sanayinin dijital dönüşümünün başlangıcıyla ve bu kapsamda ülkelerin geliştirdiği vizyonlarıyla ilgili bilgiler veren Dr. Halıcı, “İnsanın olmadığı bir dijital yapının eksik kalacağı gerekçesiyle, Japonya 2016 yılında ilk kez Toplum 5.0 ya da Süper Akıllı Toplum adını verdiği bir toplumsal yapı kavramını ortaya attı. Bu anlayış; siber alan olarak nitelendirilen sanal dünya ile fiziksel alan olarak nitelendirilen gerçek dünyanın birbiriyle maksimum seviyede entegre olduğu yeni bir toplum anlayışını ifade ediyor. Dolayısıyla Toplum 5.0 kavramı üzerinden hareket etmenin doğru olacağı, sadece üretimi düşünmekten ziyade finanstan sağlığa ve sanata kadar her alanda insanlığın yararına olan ve insanın temelinde olduğu bir yapının kurulması amaçlanıyor.” şeklinde konuştu.

“PANDEMİ SONRASI FİZİKSEL OLARAK BİR ARAYA GELECEĞİZ”

Dr. Halıcı, 2021 yılının başında faaliyete geçirdikleri Toplum 5.0 Akademi ile ilgili olarak da şu ifadeleri kullandı:

“Dijitalleşme neticesinde insanlar teknolojiye direnç gösteriyorlar ve bu da geleceği şekillendirmemizi engelliyor. Teknolojiden korkulmaması, endişe duyulmaması, teknolojinin insanlığın yararına olduğunu, dijital dönüşüm-insan iş birliğinin sağlanması gerektiği gibi hususları göz önüne alarak Toplum 5.0 Akademi ismiyle bir akademi kurduk. Halihazırda dijital ortamda aktif olan Akademimiz, pandeminin ardından fiziksel ortamda da katılımcılarıyla buluşacak.”

İzmir, Türkiye’deki dijital turizm altyapısını tamamlayan ilk şehir oldu Visitİzmir yayında

Mobil turizm uygulaması Visitİzmir, 30 ilçeyi kapsayan 11 kategori ve 2 bin 300’den fazla noktayla erişime açıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Vakfı Başkanı Tunç Soyer, “Başka bir turizm mümkün” anlayışından doğan bu uygulamanın amacının şehrin refahını metropol ve kırsal alanda bir bütün olarak artırabilmek olduğunu söyledi

Koronavirüs sonrası sürece yönelik turizmde dijitalleşmenin ilk adımı İzmir’de atıldı ve İzmir, dijital turizm altyapısını tamamlayan Türkiye’deki ilk şehir oldu. Cep telefonuna indirilebilen Visitİzmir mobil turizm uygulaması sayesinde, İzmir’i gezmek isteyenler şehrin 2 bin 300’den çok noktası hakkında bilgi alarak, dilediği yere dilediği zaman erişebilecek.

Projeyle ilgili açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Vakfı Başkanı Tunç Soyer, Visitİzmir mobil turizm uygulamasının amaçlarının metropol ve kırsal alanda bir bütün olarak şehrin refahını artırabilmek olduğunu söyleyerek “Başka bir turizm mümkün anlayışımızın bir örneği olan bu yenilikçi çalışma, şehirdeki tüm kurumların vizyon ortaklığının bir sonucu. Turizmin dünya genelinde dijitalleştiği ve küçük ölçekli turizmin yaygınlaştığı pandemi sürecinde önemli bir adım attık. İzmir dijital turizm altyapısını tamamlayan ilk şehir oldu. Visitİzmir sayesinde turistler İzmir’in 30 ilçesinde, 12 ay boyunca farklı noktaları ziyaret edebilecek. Şehrin az bilinen yüzlerce cazibe noktasına kolayca erişerek turizm sektörünün ve esnafımızın ekonomisini büyütecek” dedi.

“Bir şehir vizyon ortaklığı ortaya koyduk”

Başkan Tunç Soyer, turizmde dijitalleşmeye vurgu yaptı. İzmir’in, tüm zenginlikleriyle dijital dünyada var olmasının büyük önem taşıdığını belirten Soyer şöyle konuştu: “Hızla değişen ve dönüşen günümüz dünyasında dijitaldeki varlığınız çok önemli… Biz de bu amaçla şehrimizin tüm paydaşlarıyla birlikte Visitİzmir projesini başlattık. Bir şehir vizyon ortaklığıyla hareket ettik. Bu proje, İzmir Vakfı tarafından hazırlanan İzmir Turizm Tanıtım Stratejisi’nin ilk önemli adımı niteliğinde. Proje kapsamında, Vakfımız İzmir Kalkınma Ajansı ile birlikte kırk uzmanın desteğini alarak bir yıl süreyle çalıştı. Projeye Sun Express de ortak oldu ve tüm aşamaları destekledi. Veri toplamayla başlayan ve kapsamlı bir dijital turizm ansiklopedisine dönüşen Visitİzmir’in altyapısında güçlü bir envanter var. Bu nedenle Visitİzmir, şehrimizin olağanüstü zenginliğini ortaya koyan ve noktalar arasında erişimin nasıl olacağını gösteren bir dijital turizm altyapısı. Başka bir turizm mümkün anlayışımızın bir örneği olan bu projenin ana amacı, şehrimizin refahını metropol ve kırsal alanda bir bütün olarak artırabilmek. Projenin bir paydaşı olan tüm kurumlara ve İzmir Vakfı’nın tüm üyelerine teşekkür ediyorum.”

Tümüyle yerli yazılım

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yazılım şirketi İzmir Teknoloji (eski adıyla ÜNİBEL) tarafından tümüyle yerli yazılımla gerçekleştirilen şehir rehberi niteliğindeki Visitİzmir, hem mobil uygulama hem de internet sitesi üzerinden hizmet veriyor. Visitİzmir’in tüm içeriğine visitizmir.org internet sitesi üzerinden de erişilebiliyor. Google Play ve App Store’dan ücretsiz indirilebilen uygulamanın Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki dil seçeneği bulunuyor.

11 farklı kategoride 2 bin 300’den fazla nokta

2 bin 300’den fazla tarihi ve turistik noktaya dair bilgi, fotoğraf ve videonun yer aldığı uygulama, İzmir’in tarihi, kültürel, doğal zenginliklerini keşfetmek isteyenlere rehberlik ediyor. Konum bilgisi ile bu noktalara nasıl ulaşılabileceğini harita üzerinden gösteriyor. Bergamalı sepet ustasından Çeşme’deki lüks otellere, İzmir’in 8 bin 500 yıl öncesine uzanan ilk yerleşim yeri Yeşilova Höyüğü’nden müze ve sanat galerilerine ya da az bilinen doğa alanlarına ve bu alanlardaki canlılara kadar tüm noktalara dair detaylı bilgilere Visitİzmir üzerinden ulaşılabiliyor.

Projenin ilk ayağında, İzmir Kalkınma Ajansı tarafından oluşturulan uzman ekipler gastronomi, tarih ve kültür, somut olmayan kültürel miras, doğa ve kırsal gibi 11 farklı kategoride İzmir’in turistik cazibelerine dair yazılı ve görsel bilgileri dijital veri tabanına işledi. 12 ayda tamamlanan dijital turizm altyapısı, konunun uzmanları ve Visitİzmir kullanıcıları tarafından düzenli olarak güncellenecek, sisteme yeni bilgiler girilecek.

Visitİzmir bir sosyal medya platformu

Visitİzmir aynı zamanda bir sosyal medya platformu ve tanıtım mecrası olarak tasarlandı. Visitİzmir uygulaması ile kullanıcılar, İzmir’in turistik değerlerine dair yorum yapabiliyor, fikirlerini diğer kullanıcılarla paylaşabiliyor. Bunun yanı sıra kendi turizm noktalarını beğenip, favorilerine ekleyebiliyor ve yepyeni noktalar önerebiliyor. Duran, statik bir yazılım değil etkileşim halinde sürekli gelişen ve büyüyen bir altyapı olarak Visitİzmir sürekli güncelleniyor. Şehirdeki güncel etkinlikleri ve yenilikleri kullanıcılarına ulaştıran Visitİzmir, İzmir’in tanıtım mecrası olarak da işlev görüyor.

Türkiye’nin Çin’e doğal taş ihracatı yüzde 41 arttı

Türk doğal taş sektörü en büyük ihraç pazarı Çin Halk Cumhuriyeti’nden vazgeçmiyor. Dünya’nın en büyük doğal taş fuarı konumundaki Xiamen Uluslararası Doğal Taş Fuarı’na pandemiye rağmen bu yıl 7 Türk firması katılırken, Uzun yıllardır Xiamen Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu başarılı bir şekilde gerçekleştiren Ege Maden İhracatçıları Birliği bu yıl info stand ile katıldı.

2022 yılından itibaren Xiamen Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu düzenlemek için çalışmalarını başlattıklarını dile getiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, 2021 yılında Uluslalarası katılımın sağlandığı hol sayısının 8’den 2’ye düşürülmesi, fuar idaresi tarafından 2021 yılı için vize garantisi verilememesi ve Çin’de karantina uygulamasının olması nedeniyle Milli Katılım Organizasyonu yapmadıkları bilgisini verdi.

Çin’e doğal taş ihracatımız yüzde 41 arttı

2021 yılında pandemi şartlarının hafiflemeye başlamasıyla birlikte Türk doğal taş sektöründe büyük bir toparlanma yaşandığına temas eden EMİB Başkanı Kaya, “2021 yılının Ocak-Nisan döneminde Türk doğal taş sektörü olarak ihracatımızı yüzde 26 arttırarak 620 milyon dolara ulaştık ve pandemi sonrasında oluşan kara bulutları dağıttık. 2020 yılının ilk dört aylık döneminde Çin’e yaptığımız doğal taş ihracatı 139,5 milyon dolar iken, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 41’lik artışla 196,5 milyon dolara yükselttik. Çinli ithalatçılarımızı 25-28 Ağustos 2021 tarihlerinde İzmir’de düzenlenecek olan dünyanın en büyük iki doğal taş fuarından biri olan İzmir Marble Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

“2020 yılında Türkiye Milli Katılım Organizasyonu pandemi nedeniyle iptal edilen Xiamen Uluslarası Doğaltaş Fuarı’nda, EMİB organizasyonu ile 72 firma yer alacaktı” diyen Kaya sözlerini şöyle tamamladı: “Bireysel katılımlarla 150 civarında Türk firması Çin’e ve dünyanın her tarafından gelen alıcılara doğal taş ihracatımızı arttırmak için tanıtım yapacaktı. 2022 yılında daha önceki yıllarda katılım gerçekleştirdiği alanda milli katılım organizasyonuna devam edecek.

Pandemi başlamadan önce Türk doğal taş firmalarının ürünlerini Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak Çin’e ulaştırmıştık. Firmalarımız adına, bu ürünleri Çin’de 2022 yılında Xiamen Fuarı’nda tanıtmak amacıyla depoluyoruz.”

18-21 Mayıs 2021 tarihleri arasında açık kalacak olan Xiamen Uluslarası Doğaltaş Fuarı’nda, Ege İhracatçı Birlikleri’nin standında Türkiye’nin Guangzhou Ticaret Müşavirimiz Serdar Afşar, Çin’den ve dünyanın dört bir tarafından gelen doğal taş ithalatçılarına Türk doğal taş sektörü hakkında bilgi veriyor ve Türkiye’yi temsil ediyor.

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nce, Türk doğal taş sektörünün tanıtımını yaptığı Çin’in sosyal medya platformu wechat üzerinde de Türk doğal sektörü ve Türk firmaları potansiyel alıcı firmalara tanıtılıyor.

Bu sene Xiamen Uluslarası Doğaltaş Fuarı’na Türkiye’den; “Atlas Marble Ind. & Foreign Trade Ltd., Çekiçler İnşaat Taş. Tic ve San. A.Ş., Dimer Mermer İnşaat San. ve Tic. A.Ş., İltaş Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Leonardo Mermer Madencilik A.Ş., MRT Mining Industry INC. ve Sezgin Marble” firmaları katılırken, doğal taş sektörüne yönelik yayın yapan Marble Trend Magazine ve TURKISH STONE WORLD MAGAZINE dergileri de Xiamen Fuarı’nda yerlerini aldılar.

Enerji depolama sektörü, 2030’da 500 milyar doları geçecek

Dünyada elektrikli araçların hızlı bir şekilde hayatımıza girmesiyle birlikte, son 3 yıldır pil teknolojileri ve pazarı katlanarak büyümeye devam ediyor. 2021 yılı başı itibariyle, dünya pil pazarı büyüklüğü 45 milyar doları geçti. 2025 yılında, pazarın büyüklüğünün 100 milyar doları geçeceği ve kurulu gücün 230 GW’ı aşacağı belirtiliyor.

Önümüzdeki 10 yıl içinde enerji depolanma ihtiyacının katlanarak artacağını anlatan TTT Global Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

2025 yılı ve sonrası evlerde powerwall benzeri pil sistemleri ve güneş enerji santrallerine entegre storageplant’ların yaygın kullanımın patlamasıyla birlikte, pazarın 10 yıl içinde katlanarak büyümesi ve 2030’da 500 milyar doları geçmesi bekleniyor” dedi.

Tesla, 2020’de 135 bin eve powerwall kurulumu gerçekleştirdi

Elektrikli araç üretiminde, son 3 yılda görülen artış hızı tahminleri yıkacak şekilde gerçekleşiyor. Tam bunlar gündemdeyken, otomotiv sektörüne yüzde yüz elektrikli ve otonom destekli araçlarıyla üst perdeden giriş yapan ve sadece 10 yılda değerini dünyadaki en büyük yedi otomotiv markasının toplamından daha büyük bir değere taşıyan Tesla, yepyeni bir kulvara daha girdi.

Tesla’nın, 2020’de 135 bin eve powerwall kurulumu gerçekleştirdiğini ifade eden TTT Global Group Başkanı Dr. Akın Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

ABD’de Nevada’da çölün ortasına 5 milyar dolarlık yatırımla inşa edilen 35 GWh kapasiteli dünyanın en büyük fabrikasında otomobil pillerinin yanında, evler için “powerwall” adı verilen 7,5-13,5 kWh depolama kapasiteli akıllı batarya sistemleri üretilmeye başlandı. Inverter ve gateway’leriyle birlikte yaklaşık 10 bin dolara kurulumu gerçekleştirilen bu sistemler, içinde 6-7 kişinin aktif yaşadığı 300-350 m2’lik bir villanın ısıtma, soğutma ve tüm elektrik ihtiyacını kesintisiz sağlayabiliyor. Son 2 yıl içinde, ABD’de 100 binin, Avustralya’da 35 binin üzerindeki eve kurulum gerçekleştirildi. 2021’de ise, 250 bin eve kurulum yapılması planlanıyor. Talebin de, her yıl katlanarak artması bekleniyor” diye konuştu.

Avrupa’da, dev fil fabrikası yatırımları dikkat çekiyor

Çevresel hassasiyetlerin gelişmesiyle birlikte Avrupa’da elektrikli araç tercihi artmaya başladı. Bu ek olarak, evlere batarya sistemleri kurulmasının tercih edilen enerji çözümlerinden birisi olduğunun altını çizen TTT Global Group Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti:

Bu doğrultuda, Avrupa’da pil fabrikası yatırımları büyük hız kazandı. Tesla, Berlin’de dünyanın en büyük pil fabrikasını yapıyor. Fabrikanın yıllık kapasitesi, 100 GWh olarak planlanıyor ve kapasite 250 GWh’e çıkarılabilecektir. Alman üreticiler; Çinli, Koreli ve Japon teknoloji ortaklarıyla 5 gigafactory daha inşa ediyorlar. Almanya’nın dışında, Macaristan, Polonya, İspanya, Portekiz, Slovakya, Norveç, Fransa ve Çek Cumhuriyeti’nde toplam yatırım tutarı 30 milyar Euro’yu geçen pil fabrikası yatırımları da dikkatleri çekiyor. Avrupa’da, 2017 yılından önce lityum-iyon pil hücresi fabrikası olmadığı dikkate alındığında, yapılan yatırımların nasıl stratejik bir tercih ve yönelim olduğu daha net görünüyor” dedi.

Aspilsan, Türkiye’nin ilk Lityum-İyon pil hücresi fabrikasını Kayseri’de kuruyor

Aspilsan, Türkiye’nin ilk lityum-iyon pil fabrikası yatırımının temelini 2020 sonunda Kayseri’de attı. Yatırımın son derece hayati ve stratejik olduğunu anlatan TTT Global Group Başkanı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:

Aspilsan, Türkiye açısından son derece hayati ve stratejik bir yatırım olan bu yatırım ile, başlangıçta yılda 21,6 milyon pil hücresi üretilmesi hedefleniyor. Önümüzdeki yıllarda yapılacak ilave yatırımlarla, fabrikanın üretim kapasitesi 5 GWh/yıl’a çıkabilecektir. 2023 yılında pilot tesisinde üretime geçmeyi hedefleyen fabrika, Kayseri’de Mimarsinan Organize Sanayi Bölgesi’nde 25 bin metrekare kapalı alanda faaliyet gösterecektir. Fabrika yeni nesil pil ve şarj teknolojilerinin üretilmesi ve geliştirmesi konusunda öncü olacaktır. Fabrika, Türkiye’nin ve bölgenin ilk yüksek kapasiteli pil hücresi fabrikası olma özelliğini taşıyacaktır. Nitekim, lityum-iyon pil teknolojileri için, yakın gelecekte en az elektrikli araçlar kadar, evlerde enerji depolama konusu önemli bir pazar potansiyeli oluşturacaktır” şeklinde konuştu.

Enerji depolama ve batarya sistemleri konusunda ön plana çıkan firmalar:

Tesla (ABD), Panasonic (Japonya), Siemens Energy (Almanya), LG Chem (Güney Kore), VRB Energy (Kanada), Fluence (ABD), Total (Fransa), Black & Veatch (ABD), ABB (İsviçre), Eve Energy Co. Ltd. (Çin), GE Renewable Energy (Fransa), Hitachi Chemical Co., Ltd. (Çin), Hitachi ABB Power Grids (İsviçre), Samsung SDI (Güney Kore), Kokam (Güney Kore).

KOP’tan 2021 Yılı İçin 111 Milyon TL’lik Destek

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 2021 Yılı KOP Mali Destek Projelerini Onayladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 2021 yılı KOP Mali Destek Programına girmeye hak kazanan projeleri onayladı. KOP Bölgesindeki illerden gelen 132 proje yaklaşık 111 milyon TL kaynak aktarılacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı Mali Destek Çağrı Programı Bakan Mustafa Varank tarafından onaylandı. KOP Kırsal Kalkınma (KOP KIRSAL), KOP Tarımsal Eğitim ve Yayım Projesi (KOP TEYAP), KOP Bölgesinde Okuma Kültürünün Geliştirilmesi Projesi (KOP Okuyor), KOP Sosyal Gelişim Programı (KOPSOGEP), KOP Küçük  Ölçekli Sulama İşleri Programı (KOP KÖSİP) ile Hayvancılık, YAS’da Su ve Enerji Revizyonu ve Tarımsal Araştırma başlıkları kapsamında 132 projenin yer aldığı 2021 Yılı Mali Destek Programı ile Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat illerine toplamda 110 milyon 864 bin TL finansman desteği sağlanacak.

Bölgenin tarım, modern ve akıllı tarımsal sulama ve hayvancılık alanlarındaki dönüşümünü tamamlayıcı, istihdam artışını özendirici ve yeni iş alanlarının oluşmasına öncülük eden projelerin yer aldığı 2021 yılı KOP Mali Destek Programının tüm bölgeye ve ülke ekonomisine çok önemli katkı sunacağına inandığını ifade eden KOP İdaresi Başkanı Mahmut Sami Şahin, 2020 yılında baş gösteren ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sürecinin ülke ekonomisine olan etkilerinin, yerindelik ilkesiyle etkin ve verimli üretim destekleriyle aşılacağını belirterek; “Tüm dünya ekonomilerinin darboğaza girdiği bu günlerde Bakanımız Sayın Mustafa Varank tarafından gerçekleştirilen proje onayları hem üreticimizin hem de vatandaşlarımızın devletine olan inancını artırmaktadır. İdare olarak sorumluluk sahamızdaki bölgelerde, su kaynaklarının verimli kullanımı için sulama sistemlerinin rehabilitasyonu ve yaygınlaştırılması, hayvancılık ve bitkisel üretim altyapısı alanlarındaki projeleri destekliyoruz, güncel bir konu olan iklim değişikliği ile mücadele için yenilenebilir enerji, enerji dönüşümü, enerji verimliliği ve çevre uygulamaları, bunlara ilaveten  toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, akıllı tarım teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve  kırsal kalkınma alanlarında hazırlanan projelere de mali destek sağlayacağız.” dedi.

“Üretimi ve İstihdamı Önceleyen Projeleri Önemsiyoruz”

Valilikler, Kaymakamlıklar, Belediyeler, Kamu Üniversiteleri, Yükseköğretim Kurumları, İl Özel İdareleri, Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlükleri, Orman Bölge/Şube Müdürlükleri, Kamu adına faaliyet yürüten Araştırma Kuruluşları, İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri, Milli Eğitim İl ve İlçe Müdürlükleri gibi tüm kamu kurum ve kuruluşları tarafından sunulan projeler için protokol imzalarının atılmaya başlanacağını kaydeden Başkan Şahin şunları söyledi:

“KOP Bölgesinin ekonomik yapı içerisindeki payının artırılması ve geliştirilmesine yönelik projelerin yürütülmesi ve teknoloji düzeyi yüksek üretim faaliyetleri payının artırılması öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Sadece ekonomik faaliyetlerle kalmayıp, sosyal bakımdan da Bölge’nin geliştirilmesi ve özellikle kırsal alanda göçü azaltacak yerinde istihdamı özendirecek ekonomik ve sosyal faaliyetlerin gerçekleştirilmesi de bizim için çok önemli. Bölgenin en önemli dinamiği elbette ki tarımdır. Bu nedenle yağış ve su varlığı bakımından Türkiye’nin en yetersiz bölgelerinin başında gelen KOP Bölgesinin çok geniş tarım alanlarının doğru ve etkin kullanımı için proje üretimini her aşamasında destekliyoruz. Bu vesile ile 2021 Yılı Mali Destek Programında onaylanan projelerin hazırlanmasından emekleri olan tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızın ilgili personeline, proje fikirlerinin oluşmasındaki katkılarından dolayı sayın Valilerimize ve bizlere bu projeleri uygulama imkânı sağlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank’a, Kalkınma Ajansları Genel Müdürümüze ve personelimize teşekkür ediyorum. Projelerimiz hem bölgemize hem ülkemize hem de geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

SUWEN İLE EVDE GİYİNME SANATI

 Ürün fonksiyonları ve modern tasarımlarıyla iç giyimden ev giyimine, çoraptan korseye, plaj koleksiyonlarından lohusa gruplarına kadar çeşitlilik sunan SUWEN,  yeni sezon pijama takımları, gecelikleri ve sabahlıkları ile ev giyiminde her moda uygun tarzlar arayanları mutlu ediyor.

Kalitesi ve tasarım anlayışı ile her beden ve her yaştaki kadına, ev giyiminde rahatlığı ve şıklığı bir arada sunan SUWEN, yeni sezonda da fark yaratıyor. Mevsimin renklerinden, enerjisinden aldığı ilhamla, yıldızlı, meyveli, çiçekli gibi desenlerle tasarlanan yeni SUWEN ev giyim koleksiyonunda, klasiklerden vaz geçmeyenler için de çizgili, dantelli gibi seçenekler yer alıyor. Her kadının, moduna ve ihtiyacına uygun, konforlu, bir o kadar da tarz sahibi ev giyim parçalarını bulacağı yeni SUWEN koleksiyonundaki şort takımlar, babydollar, askılı takımlar, gecelikler, sıcak havada terleme yapmayan, pamuklu, yumuşacık, cilt dostu kumaşlarıyla ilgi uyandırıyor.

Her daim şık ve rahat, kaliteli ve sağlıklı tercihler yapmaya değer veren kadınların tarzına göre tasarımlara hayat veren SUWEN’in yeni sezon ev giyim koleksiyonuna, tüm SUWEN mağazalarından ve https://www.suwen.com.tr/ adresli online alışveriş sitesinden ulaşabilirsiniz.

“Ev tekstilinde parlak günlergeri dönüyor”

Pınar Taşdelen Engin, “UTİB olarak yılın ilk dört ayında ihracatımızı yüzde 49,88 oranında artırarak 144,8 milyon dolardan 217 milyon dolarak çıkararak sektörün performansına önemli katkı sağladık.”

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Türkiye ev tekstili ihracatının yılın ilk dört ayında 1 milyar dolar ihracat sınırına yaklaşmasının, pandemiye rağmen sektörün özverili çalışmalarının bir sonucu olduğunu söyledi. 2020 yılının ilk aylarında COVİD/19 salgını nedeniyle yaşanan şokun ikinci yarıdan itibaren atlatılarak ihracatın yeniden artış trendine girdiğini belirten Engin, dört aylık rakamların sektörün 2021 yılında yeniden altın günlerine döneceğinin sinyallerini verdiğini açıkladı.

Geçen yılın ilk dört ayında 674.4 milyon dolarlık ihracata imza atan sektörün, 2021 yılının aynı döneminde ihracatını yüzde 44,27 oranında artırarak 973 milyon dolara ulaştığını belirten UTİB Başkanı Engin, “Ocak-Nisan döneminde en fazla ihracatı 153 milyon dolar ile sektörün ana pazarı olan Almanya’ya gerçekleştirdik. Onu sırasıyla 119 milyon dolar ile ABD, 49 milyon dolarla İtalya izledi. 48 milyon dolarlık ihracat yaptığımız Fransa’ya ihracat artışı yüzde 74,3 olurken, bu dönemde 181 ülke ve bölgeye ihracat yapmamız dikkat çekici. En fazla ihracat yaptığımız ürünler ise Havlu, Yatak Çarşafları, perdelik kumaş ve diğer ev tekstil ürünleri oldu” diye konuştu.

UTİB ihracatı yüzde 50 arttı

Aynı dönemde Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği üzerinde yapılan ihracatı da değerlendiren Pınar Taşdelen Engin, “UTİB olarak yılın ilk dört ayında ihracatımızı yüzde 49,88 oranında artırarak 144,8 milyon dolardan 217 milyon dolarak çıkararak sektörün performansına önemli katkı sağladık. Bu dönemde en fazla ihracatı 35 milyon dolar ile Almanya’ya gerçekleştirirken, ABD’ye yüzde 44,62’lik artışla 18,6 milyon dolar, İspanya’ya yüzde 104,60 oranında artışla 14 milyon dolar ve İtalya’ya yüzde 90,92’lik artışla 12,2 milyon dolarlık ihracat yaptık. Fransa’ya yüzde 150’nin üzerinde artışla 10,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğimiz Ocak-Nisan döneminde Rusya’ya ihracatımızı yüzde 118,56 artırarak 6 milyon dolara ulaştık. UTİB olarak toplam 121 ülkeye ihracat yaptığımız dört aylık dönemde en fazla ihracat yaptığımız ürünler ise sırasıyla perdelik kumaş, perdeler ve diğer ev tekstili ürünleri oldu” dedi.

Eve kapanmalar ev tekstiline talebi artırdı

Dünya üzerinde yaşanan pandemi nedeniyle insanların uzun süreler eve kapanmasının, ev tekstilinde değişim sürecini hızlandırdığını kaydeden UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Pandemi öncesinde insanların büyük bir bölümü iş hayatı nedeniyle evlerinde çok fazla zaman geçirmiyordu. Özellikle öncelikli pazarımız olan AB ülkelerinde çalışan nüfusun büyük çoğunluğu evlerini sadece yatmak için giriyorlardı. Ancak, kapanmalarla birlikte insanlar içinde yaşadıkları evlerin farkına vardılar ve değişiklik arayışına girdiler. Buna bağlı olarak bir talep artışı yaşandı. 2020 yılının ikinci yarısından itibaren başlatılan aşı çalışmalarının ardından Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede normalleşmenin sinyalleri geliyor. Önümüzdeki dönemde taleplerin daha da artmasını bekliyoruz. Lojistik sektöründeki konteyner krizi, yüksek navlun ücretleri ve hammadde gibi sorunların aşılmasıyla birlikte ihracatta çok hızlı bir yükseliş yaşayacağımızı düşünüyorum.”

Tasarım katma değeri artırıyor

Türkiye’nin ev tekstilinde Avrupa’nın en güçlü ülkesi olduğuna değinen UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Mevcut yatırımlarımız, üretim kalitemiz, hızlı hareket edebilme kabiliyetimiz bizin küresel rekabette en güçlü yanlarımız. Buna bir de son dönemlerde sektörün gerçekleştirdiği AR-Ge ve Tasarım konusundaki yatırımlarını eklersek, mevcut durumumuzun daha da güçleneceği açık. Bunu başarabilmek için yenilikler yapmalıyız. Pandemi nedeniyle değişen tüketici alışkanlıklarına göre yeni tasarımları pazarlara sunmalıyız. UTİB olarak bu konuyu çok önemsiyoruz ve 2009 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması ile yeni tasarımcıların, sektöre girmesine olanak sağlıyoruz. Gelinen noktada yarışmada dereceye giren genç tasarımcıların tamamına yakınının sektörde faaliyet göstermesi, bu alanda attığımız adımların ne kadar doğru olduğunu bir göstergesi” diye konuştu.

Başvurular 31 Mayıs’a kadar sürecek

UTİB’in geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle ilk kez online olarak gerçekleştirdi Ev Tekstili Tasarım Yarışması’nı bu yıl da tümüyle dijital ortama taşıdıklarını bildiren Pınar Taşdelen Engin, “Bu yıl eğitim sürecini daha da geliştirerek master class kurgusunda çok kapsamlı ve işlevsel bir program hazırladık. Yarışmanın final sürecine kadar sürecek eğitim çalışmaları yine ödül niteliğinde olacak. Başvuruların 31 Mayıs 2021 tarihine kadar süreceği yarışmaya katılmak isteyenler, gerekli şartlara https://evtekstiliyarismasi.com adresinden ulaşılabilecekler. Kariyerine tekstil tasarımcısı olarak devam etmek isteyen tüm gençleri bekliyoruz” sözleriyle tüm gençleri yarışmaya davet etti.