Ekonomi-teknoloji haberleri (17.12.2022)

Demokrat Denetim Platformu: Vergi müfettişlerinin özlük hakları iyileştirilmeli

Demokrat Denetim Platformu’ndan yapılan açıklamada Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde görev yapan vergi müfettişlerinin özlük haklarında iyileştirme talep edildi.

Vergi Müfettişlerinin özlük haklarında iyileştirme talep eden platform, vergi müfettişlerinin özlük haklarının yoksulluk sınırı altında kalmasını büyük ayıp ve mağduriyet olarak niteledi.

Vergi müfettişlerinin özlük haklarının yoksulluk sınırı altında kaldığı belirtilen açıklamada, meslekten istifaların arttığına dikkat çekildi. Öte yandan bu durumun çok sayıda mağduriyet oluşturduğu vurgulanırken büyük ayıp olarak nitelendirildi.

Demokrat Denetim Platformu’ndan yapılan açıklamada “Vergi müfettişleri diğer müfettiş grupları içerisinde özlük hakları olarak gerilemiş ve yoksulluk sınırı altında maaş alan Müfettişler sınıfı haline gelmiştir. Önemli görevler icra eden vergi müfettişlerinin bu durumu devlet-i aliye yakışır bir durum değildir” denildi.

“Görmezden gelinmemeli, karar vericilerin gündeminde yer almalı”

Karar verici yetkililere seslenilen açıklama şöyle: “Vergi müfettişlerinin özlük haklarının yoksulluk sınırı altında kalması bu ülkeye yapılmış ayıp ve meslektaşlarımız açısından da mağduriyet oluşturmaktadır. Vergi müfettişleri diğer müfettiş grupları içerisinde özlük hakları olarak gerilemiş ve yoksulluk sınırı altında maaş alan Müfettişler sınıfı haline gelmiştir. Önemli görevler icra eden vergi müfettişlerinin bu durumu devlet-i aliye yakışır bir durum değildir. Vergi müfettişlerinin özlük haklarındaki gerileme görmezden gelinmemeli ve Sayın karar vericilerin gündeminde yer almalıdır. Yine atamalarını bekleyen vergi müfettiş yardımcısı meslektaşlarımızın da aylarca bekletilmesi mağduriyet oluşturmaktadır. Talebimiz bu mağduriyetlerin bir an önce giderilmesidir.”

“Vergi müfettişlerinin özlük hakları aşağıda kaldı”

Vergi müfettişlerinin özlük haklarının düşük kalması nedeniyle birçok müfettişin istifa ederek özel sektöre geçtiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Devletin dört temel direği vardır. Bunlar; yasama, yürütme, yargı ve denetim. İşte bu dördüncü direk olan denetim; yasama, yürütme ve yargı için devletin olmazsa olmazıdır. Denetim elemanları, bir devletin ana omurgasıdır. Gelinen noktada vergi müfettişlerinin özlük hakları, icra ettikleri fonksiyona göre çok çok aşağıda kalmıştır. Söz konusu sebeplerden dolayı her geçen gün birçok meslektaşımız istifa ederek özel sektöre geçiş yapmaktadır. Bir vergi müfettişinin yetişmesinde, uzun ve donanımlı eğitim süreci göz önünde bulundurulduğunda, asla kaybedilmemesi gerek meslek grubu olduğu açıktır. İstifaların önüne geçilmelidir. Bunun için de bir an önce özlük haklarında iyileştirme yapılmalıdır.”

Wyser, Sosyal Beceriler Raporu: 2030 Yılına Kadar Sosyal Beceri Gerektiren İşlerin Sayısı İki Kat Artacak

İnsan kaynakları alanında lider, global seçme ve yerleştirme firmalarından Wyser’in “Sosyal Beceriler Raporunda”; sosyal becerilerin her zamankinden daha fazla önemli hale geleceği gerçeği öne çıktı. İş dünyasında doğru çalışanları elde tutmanın hayati önem taşıdığının ortaya konduğu raporda; ayrıca çalışanların iş yerlerine yönelik aidiyet bağlarının nitelikleri de ele alınmıştır. Ayrıca, işe alım sürecinde seçme ve yerleştirme standartlarına nasıl ve ne ölçüde yansıdığı da paylaşıldı.

Covid-19 salgını, çalışma hayatını ve dünya ekonomisini büyük ölçüde etkileyerek dönüştürmeye başladı. Bu dönüşümden en çok etkilenen şüphesiz insan kaynakları oldu. Wyser’in yayınladığı ‘Sosyal Beceriler Raporu’na göre pandemi dönemi ile birlikte yöneticiler arasında yeni ve son derece farklı becerilere olan ihtiyaçları katlanarak artırdı.

Bununla birlikte sadece teknik beceriler ve dijital beceriler değil, aynı zamanda “sosyal beceriler” olarak bilinen, ileri bilişsel beceriler grubunun da önemi ortaya çıkmıştır. Rapor; şirketlerin özellikle empati ve genel olarak kişiler arası ilişkilerle ilgili olan sosyal becerilere odaklanmasını; neredeyse iki katına çıkardığını gösteriyor. Rapor sürecinde yapılan araştırmaya katılanların yarısı liderlik (%50) gibi becerileri tercih ettiklerini söylerken, bunu eleştirel düşünme (%48) , değişime adapte olabilme ve yaşam boyu öğrenme (%40) takip etmektedir.

‘Sosyal ve Duygusal Beceriler’ İstihdamda Belirleyici Olacak…

Raporda, son yıllarda en çok gelişen becerilerin, ileri bilişsel becerilerin yanı sıra sosyal ve duygusal beceriler olduğu ortaya çıktığı ve bunun önümüzdeki yıllarda istihdam üzerinde belirleyici bir etkisi olacağı da vurgulandı. Bu nedenle, işletmelerin işe alım süreçlerinde role ve şirket kültürüne en uygun kişiyi belirlerken “sosyal yönlerini” değerlendirmeye çok daha fazla odaklanmaya başlayacakları da ortaya kondu. Hatta raporda yer verilen Deloitte verilerine göre sosyal beceri gerektiren işlerin sayısı 2030 yılına kadar diğer iş türlerine kıyasla iki kat fazla artacağı da belirtilmiştir. ANZSCO’nun iş alanlarını sosyal beceri gerektiren meslekler şeklinde sınıflandırmasına göre; en çok sosyal beceri gerektiren mesleklerin raporda sıralaması ise; yöneticiler, mühendisler, (BIT) bilişim alanında çalışanlar, satış temsilcileri, ofis yöneticileri olarak paylaşıldı.

Çalışanların Sadece %26’sı Kendini Değerli Hissediyor…

İnsan kaynakları alanında dünyaca ünlü lider seçme ve yerleştirme firmalarından Wyser açıkladığı Sosyal Beceriler Raporu’nda; işe alım sürecinde ‘sosyal becerileri nasıl ölçebiliriz?’ sorusuna da yanıt aradı. Etkili iletişim, empati ve sabır gibi becerilerin sosyal beceriler olmadığı, bunların insani ve öğrenilmeleri gereken beceriler olduğu da raporda paylaşıldı. Doğru çalışanları elde tutmanın hayati önem taşıdığının vurgulandığı raporda; çalışanların sadece %26’sının iş yerinde kendilerini ‘çok değerli’ hissettikleri belirtilirken, %33’ünün kendilerine yeterince değer verilmediğini düşündüğüne dikkat çekilmiştir.. Raporda yer alan global beceri değerlendirme platformu sağlayıcısı Thomas International araştırma verilerine göre ise, çalışanların %43 gibi şaşırtıcı bir oranının %10’luk bir maaş artışı için şirketlerinden ayrılmaya hazır olduğu ortaya kondu.

İşe Alım ve Personel Değerlendirmesindeki 6 Özellik

Raporda Wyser’in benimsediği HPTI (Yüksek Potansiyel Özellik Göstergesi) değerlendirmesi ile ölçülen kişilik özellikleri; bağlılık, adaptasyon, merak, risk yaklaşımı, belirsizliğin kabulü ve rekabetçilik olarak belirlendi. Bu özelliklerin aday araştırma ve seçme sürecinde, adayla ilgili derin öngörüler sağlandığının vurgulandığı rapora göre HPTI değerlendirmesinden yararlanarak en iyi eşleşmenin bulunabileceğine dikkat çekildi. Seçilecek adayın bir bütün olarak şirkete ilişkin özelliklerinin yanı sıra, yöneteceği ve parçası olacağı ekibin de tanımlanmasının önemine vurgu yapan ‘Sosyal Beceriler Raporu’na göre ölçülen altı özellik ve iş hayatındaki önemi şöyle özetlendi;

İşe bağlılık

Yüksek işe bağlılık seviyesine sahip kişiler, hedeflere ve onlara nasıl ulaşacaklarına odaklanma eğilimindedirler. Genellikle kendi kendilerini motive ederler. Bu özelliğin daha düşük olduğu kişiler ise rahat, uyumlu, her şeyi oluruna bırakan kişilerdir.

Adaptasyon

Yüksek adaptasyon düzeyine sahip kişiler, baskı altında sakindir ve nadiren stres veya negatif duygular yaşar. Bu özelliğin daha düşük seviyelerine sahip olanlar stres ve baskıya karşı daha yoğun duygusal tepkiler verebilirler.

Merak

Merak düzeyi yüksek olan kişiler genellikle çevrelerindeki yeniliklerden, öğrenmekten ve çeşitlilikten hoşlanırlar. Bu özelliği daha düşük seviyede olanlar ise, geleneksel yaklaşımları ve güvenilir yöntemleri tercih ederler.

Belirsizlik Kabulü

Belirsizliği kabullenme düzeyi yüksek olan kişiler, belirsiz durumlarda başarılı olur ve karmaşıklığın tadını çıkarır. Bu özelliğin daha düşük seviyelerde olduğu kişiler, sorunlara yüksek düzeyde netlik ve doğrudan çözümler getirilmesini tercih eder.

Risk Yaklaşımı

Yüksek düzeyde risk yaklaşımına sahip kişiler, kişisel sorunları proaktif bir şekilde çözmeye isteklidirler ve yüzleşmekten korkmazlar. Bu özelliğe daha düşük düzeyde sahip olanlar ise, daha uyumlu olma ve başkalarıyla çatışmaktan kaçınma eğilimindedir.

Rekabetçilik

Yüksek düzeyde rekabetçiliğe sahip kişiler güç ve etki ile motive olurlar ve her zaman kazanmak isterler. Bu özelliğin daha düşük seviyelerine sahip olanlar, grup işbirliğine odaklanan ve rekabetçi olmayan ortamları tercih ederler.

Ali Kuşçu Uzay Evi’nde uzay yolculuğu devam ediyor

Eyüpsultan Belediyesi Ali Kuşçu Uzay Evi’nde, uzayı merak eden, problem çözmeyi seven, hayal gücü geniş öğrencilere yönelik düzenlenen eğitimler yoğun katılımla devam ediyor.

Anaokul, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik eğitim programları kapsamında; gezegenler, gök olayları, astronotların yaşamı, takım yıldızlar, Ay’a yolculuk, uzay istasyonu ve roketler konularında eğitimler veriliyor.

81 İLDEN 85 BİN ÖĞRENCİYE HİZMET VERDİ

Ali Kuşçu Uzay Evi kurulduğu günden bu yana hem yüz yüze hem de online eğitimlerle 81 ilden 85 bin öğrenciye hizmet verdi.

ÖĞRENCİLERİN YAŞ GRUPLARINA GÖRE FARKLI ATÖLYE ÇALIŞMALARI YAPILIYOR

Haftanın dört günü, üç seans olarak gerçekleştirilen eğitimlerde öğrencilere özel olarak hazırlanan videolarla konu anlatımı yapılıyor. Video gösteriminin ardından ise uzay tulumlarını giyen öğrenciler yaş gruplarına ve bilgilerine göre çeşitli atölye çalışmalarına katılıyor.

UZAY MACERASINA SİZ DE KATILIN

Eğitimlere katılan öğrenciler tüm anlatılan konuları büyük bir dikkatle dinliyor. Burada aldıkları eğitimi çok faydalı bulduklarını belirten öğrenciler özellikle görerek öğrenmenin kendileri için çok daha akılda kalıcı olduğunu belirtiyor. Özellikle eğlenerek öğrendiklerinin de vurgusunu yapan öğrenciler tüm öğrencilerin buraya gelerek uzay macerasına katılması tavsiyesinde bulunuyorlar.

Eğitimlere bireysel olarak gelmek isteyenler için ise Cumartesi günleri 10:00-11:30 saatleri arasında eğitimler düzenleniyor.

Randevu sistemiyle düzenlenen eğitimler için öğretmenler 02124401566 numaralı telefonu arayıp kayıt yaptırabiliyor.

Lexus’un Daha İyi Hissettiren Klima Teknolojisi nanoe X Tüm Ürün Gamında Yerini Alıyor

Premium otomobil markası Lexus, otomobillerinin tamamında olduğu gibi klima sistemlerinde tüm detaylara önem veriyor. Aracın içerisindeki havanın mümkün olduğu kadar saf ve temiz kalmasını sağlamak adına, yeni nesil nanoe X teknolojisini tüm ürün gamında sunuyor.

Lexus’un kabininde herkes için sağlıklı bir atmosfer sunulmasını sağlayan nanoe X klima teknolojisi, bilimsel yöntemleri kullanarak havayı temizliyor. Klimanın hava akımına bıraktığı su molekülleri içerdiği mikroskobik hidroksil radikallerle, virüsleri, bakterileri, polenleri ve diğer alerjenleri engelliyor. Aynı zamanda küfün yayılmasına karşı da etki gösteriyor. Araç içerisinde kötü kokuları yok eden nanoe X kliması, cildin ve saçların nemli kalmasını sağlayarak içeride herkesi rahat etmesine yardımcı oluyor.

Yeni nesil nanoe X teknolojisi ilk kez 2021 yılında Lexus ES ile tanıtılmıştı. Bununla birlikte yeni UX, yeni RX ve yeni tam elektrikli RZ modellerinde de yerini alarak tüm ürün gamında kullanılıyor.

Bağımsız organizasyonlar ve akademik kuruluşlar tarafından test edilen nanoe X klimanın bir saat içerisinde virüslerin ve bakterilerin %99’undan fazlasını engelleyebileceğini kanıtladı.

Daha önce Lexus araçlarında yer alan ilk nanoe teknolojisinin yeni nesli olan nanoe X, kabine yayılan hidroksil radikal parçacıklarının sayısını saniyede 480 milyardan 4.8 trilyona çıkararak 10 kat artırıyor ve bu sayesinde etkinliğini de yükseltiyor.

Bu gelişmiş hava temizleme teknolojisinin avantajları, her yolculukta kendisini gösteriyor. Özellikle çok kirli kentsel alanlarda araç kullanırken kabinde her zaman temiz hava solunmasını sağlıyor.

Beş G20 ülkesi güçlerini etki yatırımı için birleştirdiEtki Yatırımları için Güç Birliği Raporu, Türkiye’nin MIKTA platformu dönem başkanlığı kapsamında, beş G20 üyesi ülkeden (Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya) oluşan bölgeler arası çalışma grubu tarafından hazırlandı. Rapor, 15 Aralık 2022 Perşembe günü düzenlenen MIKTA yan etkinliğinde çevrimiçi olarak kamuoyuna sunuldu. Rapor kapsamında, beş ülkenin Ulusal Danışma Kurulları, etki yatırımı ekosistemlerini geliştirmek için ülkeler arasında iş birliğine yönelik fikirler oluşturmak üzere Global Steering Group (GSG) ile birlikte çalıştılar.Yaşadığımız toplumların, insanlara ve gezegene fayda sağlayan daha sürdürülebilir ekonomik kalkınma modellerine geçmesi gerektiğine dair büyüyen bir küresel fikir birliği bulunuyor. Politika ve özel sektör temsilcileri, bu değişimi sağlamak için iddialı taahhütler ortaya koyuyor. Bunlar arasında Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ve iklim değişikliği anlaşmaları (Net Sıfır taahhütleri ve Paris Anlaşması gibi) yer alıyor.15 Aralık’ta MIKTA yan etkinliğiyle lansmanı gerçekleşen Etki Yatırımları için Güç Birliği raporu, beş MIKTA ülkesindeki etki yatırımının mevcut durumunun yanı sıra yerel düzeydeki önemli zorluklar, fırsatlar ve politika önerilerini vurguladı. Etki Yatırımları için Güç Birliği raporu, Global Steering Group for Impact Investment (GSG) desteği, Meksika, Endonezya, Kore Cumhuriyeti ve Avustralya’dan proje ortaklarının değerli katkılarıyla Etki Yatırımı Danışma Kurulu Türkiye (EYDK) öncülüğünde hazırlandı.Rapor, etki yatırımını sürdürülebilir finans alanında hızla büyüyen ve gelecek vadeden bir yatırım uygulaması olarak sunmayı ve ayrıca MIKTA ülkeleri arasında ve etki yatırımı ekosistemleri ile politika yapıcılar arasında daha fazla iş birliğini teşvik etmeyi amaçlıyor.MIKTA platformu, iş birliğinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ayrımları ortadan kaldırabileceği ve önemli konularda uzlaşma sağlayabileceği fikri üzerinde çalışan beş G20 üye ülkesinden oluşan bölgeler arası bir gruptur.Rapor, önemli bir ilk kaynakEtkinlik, Etki Yatırımı Danışma Kurulu Başkanı Şafak Müderrisgil’in açılış konuşmasıyla başladı. Şafak Müderrisgil konuşmasında, “Rapor, MIKTA ülkeleri için etki yatırımı bağlamında nerede durduklarını ve ulaşmayı öngördükleri hedefleri gösteren önemli bir ilk kaynak olmakla birlikte, ülkelerin kendi hükümetleri ile etki yatırımı politikalarının oluşturulmasında ve MIKTA platformu çerçevesinde işbirliklerinin sağlanması için gerekli zemini hazırlıyor” sözleriyle GSG ağında yer alan beş ülke Ulusal Danışma Kurulu desteğiyle oluşturulan raporun önemi ve gelecek dönemdeki potansiyel iş birliklerine değindi. Etki Yatırımı, MIKTA ortaklığı için gelecek vadeden bir iş birliği alanıMIKTA 2022 dönem başkanlığını yürüten Türkiye Cumhuriyeti adına Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Ekonomik İşler Genel Müdürü ve Büyükelçi Esen Altuğ, etki yatırımının MIKTA ülkeleri için önemini, iş birliği potansiyelini vurgulayarak, “Türkiye halihazırdaki MIKTA Başkanı olarak, Ulusal Danışma Kurulumuz tarafından düzenlenen etki yatırımı tartışmalarına katılmaktan memnuniyet duyuyor. Etki Yatırımı, MIKTA ortaklığı için yeni ve gelecek vadeden bir iş birliği alanı olacak” dedi ve diğer MIKTA ülkelerinin dışişleri bakanlıklarına iş birliği çağrısında bulundu. MIKTA Ulusal Danışma Kurulu temsilcileri panelde konuştuBüyükelçi Esen Altuğ’un konuşmasının ardından GSG Politikalardan Sorumlu Yöneticisi Sebastian Welisiejko moderasyonunda MIKTA Ulusal Danışma Kurulu temsilcilerinin katıldığı bir panel gerçekleştirildi. Panelde MIKTA NAB’leri, iş birliğini güçlendirmek, 2023 yılı için bir takip raporu hazırlamak ve bölgeler arası bir iş birliği platformu oluşturmak için üç ayda bir araya gelme sözü verdiler.

Sebastian Welisiejko, GSG, Politikalardan Sorumlu Yöneticisi

“Etki sermayesi ve özel sermaye, sosyal ve çevresel kalkınmaya yönelik ortak isteklerimizi yerine getirmede büyük bir rol oynuyor. Önümüzde duran göz korkutucu zorluklara yanıt vermek için yalnızca kamu bütçeleri yeterli değil. Bu nedenle, hükümetin desteğiyle özel sermaye, gerçekten etkili olan nihai hedefimize ulaşmak için bu zorlukları etkili ve şeffaf bir şekilde ele alma seferberliğimize yardımcı olabilir.”

Carolina Puerta, Alianza por la Inversión de Impacto México, Genel Müdür

“Meksika bağlamında, etkinin ne olduğu konusunda farkındalığı artırmak ve etki yatırımı ile ilgili terminolojiye ilişkin bilgileri yaymak çok önemli. Finans sektörünün sorunlarına bir çözüm olarak etki yatırımını görmesi ve bu konuda harekete geçmesi onlar için çok umut verici bir fırsat. Özel sektör de benzer şekilde etki yatırımına daha fazla dahil olmaya çalışmakta.”

Romy Cahyadi, Instellar, Genel Müdür (Endonezya)

“Asya’daki etki yatırımı ekosistemi, çeşitli güçler ve paydaşların bir araya gelmesiyle çok hızlı büyümekte. Hükümetle birlikte çalışarak, bizi başarıya götürmek için gelecek yılın başlarında güçlü bir eylem planı hazırlamayı umuyoruz.”

Chul Woo Moon, Kore Cumhuriyeti Ulusal Danışma Kurulu, Başkan

“Kore’de mükemmel fırsatlar ortaya çıkmakta ve etki yatırımı uygulamalarını iklim teknolojisine, adil geçişe, istihdama, covid sonrası sosyal refaha ve uluslararası kalkınma yardımlarına yerleştirmek için ilgili politika desteklerine acilen ihtiyaç bulunmakta.”

Şafak Müderrisgil, Etki Yatırımı Danışma Kurulu, Başkan

“EYDK, GSG üyesi olduğundan beri küresel etki yatırımı ortamında bir aktör haline geldi. Her yerde olduğu gibi, Türkiye’de de etki yatırımı için farkındalık yaratma ve kapasite geliştirme devam eden bir süreç olarak öne çıkıyor. Sosyal etki tahvilleri ve etki fonları gibi etki yatırım araçları için özel ve karma sermayeyi harekete geçirmek, önümüzdeki dönemde önceliğimiz olacak.”

David Hetherington, Impact Investing Australia, Genel Müdür

“Yeni Avustralya Hükümeti, etki yatırımı konusunda hevesli ve Etki Yatırımı Görev Gücü’nden 2020 tavsiyelerini yeniden gözden geçirmesini istedi. Avustralya Ulusal Danışma Kurulu, II etki yatırımı toptancısı kurulması da dahil olmak üzere Görev Gücü için bu tavsiyeleri geliştiriyor.”Son olarak, MIKTA ülkelerinin Ulusal Danışma Kurulları, etkinliğin kapanışında 2023 yılı için en öncelikli konularını paylaştılar:Meksika: Kavramların ve anlatının aynı düzlemde olmasını sağlamak ve farkındalığı artırma.Endonezya: Erken etki yatırımı için karma bir finans fırsatı oluşturmak.Kore Cumhuriyeti: Kore hükümeti ve özel sermayenin desteğiyle bir iklim etki fonu oluşturmak.Türkiye: İslami finans ve etki yatırımının güçlerini birleştirmek.Avustralya: Bir etki yatırımı toptancısını* (wholesaler) garanti altına almak.

DEMİRYOLU BU ÜLKENİN BİR KÜLTÜRÜDÜR
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, demiryolunun bu ülkenin kültürü olduğunu belirterek, ilk yerli tasarım lokomotif motoru Özgün’ün 8 silindirli olarak üretildiğini, mühendislik altyapısının ise 12 ve 16 silindirliğe de cevap verecek şekilde tasarlandığına dikkati çekti. Karaismaioğlu, Özgün motorun lokomotifler dışında gemi sanayinde aranan bir motor olacağını söyledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “160 Serisi Özgün Motor Ailesi Lansmanı”na katıldı. 100 yılda yapılacak işleri 20 yıla sığdırdıklarını ve tarihin bunu yazacağını belirten Karaismailoğlu, 20 yıl öncesinde Türkiye’de az gelişmiş bir altyapı olduğunu, gelinen noktada ise havayolu altyapısının tamamen bitirildiğini, karayolu altyapısının çok önemli kısmının tamamlandığını söyledi. 29 bin kilometreye ulaşmış bölünmüş yol ağı ile Türkiye’deki hareketliliğin önündeki engelleri kaldırdıklarını dile getiren Karaismailoğlu, “20 yıl önce Türkiye genelinde 8 milyon araç vardı. Bugün Türkiye genelindeki kayıtlı araç sayısı 26 milyon. Ama trafik sıkışıklığı 20 yıl öncesinden çok çok daha az. Çünkü bu yaptığımız yatırımlar sayesinde bütün engelleri ortadan kaldırdık. Anadolu’nun her tarafında sanayinin, üretimin, istihdamın, turizmin, tarımın gelişmesinde bu ulaştırma altyapısındaki büyük yatırımlar bulunuyor.  Türkiye’nin yüzyıllardır önünde bulunan tıkanıkları kaldırdık” dedi.
Bir birimlik ulaştırma altyapı yatırımının üretime tam 10 kat, milli gelire 6 kat etki ettiğine işaret eden Karaismailoğlu, bu etkilerin Anadolu’nun her köşesinde görüldüğünü söyledi. 20 yılda 183 milyar dolarlık yatırım yapıldığının altını çizen Karaismailoğlu, bu yatırımların üretime etkisinin 1 trilyon, milli gelire 600 milyon dolar olduğunu kaydetti. Yatırımlarla her yıl 1 milyon kişiye istihdam sağlandığını aktaran Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Ulaştırma altyapımızı tamamladık. 183 milyar dolarlık yatırımın yüzde 65’ini karayollarına yaptık. Karayollarında önemli bir eksiğimizi tamamladık. Artık bundan sonra demiryolları ağırlıklı bir yatırım dönemine girdik. Türkiye genelinde 13 bin 100 kilometre demiryolu ağımız var. Bunun 1400 kilometresi hızlı tren hattı. Şu anda yapımı devam eden tam 4 bin 500 kilometrelik demiryolu hattında yoğun bir çalışmamız var. Bu yoğun çalışmamız sonucunda hızlı tren bağlantılı 8 ilimizi 52’ye çıkarmak için çabalıyoruz” ifadelerini kullandı.
ARAÇ VE EKİPMANLARIN YERLİ VE MİLLİ YAPILMASI ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye’de demiryolu tarihinin çok eski olduğunu, 1850’lilerde Türkiye’de demiryolu tarihinin başladığını kaydeden Karaismailoğlu, yaklaşık 167 yıllık demiryolu kültürünün olduğunu belirtti. “Demiryolu bizim bayatımızın bir parçası” diyen Karaismailoğlu, bunu geliştirmeyi, hızlı tren konforunu Türkiye’ye yaymayı hedeflediklerini ifade etti. Master planlarının hazırlandığını anımsatan Karaismailoğlu, bugün 19.5 milyon olan demiryolunda taşınan yolcu sayısını 270 milyona çıkarılacağını kaydetti. Geçen yıl demiryollarında 38 milyon ton yük taşındığını, yapılacak yatırımlarla birlikte bunun 440 milyon tona çıkaracaklarını anlatan Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“Demiryollarının yaygınlaştırılması sonucunda burada çalıştırılacak araç ve ekipmanlarının yerli ve milli olarak yapılması çok önemli. Özellikle İstanbul’daki metrolarda dünyanın demiryolu markalarının bütün metro araçları var. Bugün demiryolu sektöründe çok önemli seviyeleri geride bıraktık. Yakın zamanda açılışını yapacağımız Gayrettepe-Havalimanı Metro hattımızda kullanacağımız araçların yüzde 60 yerlilik oranı ile Ankara’da üretiyoruz. Yine bu hattımızda devrim gibi bir şey gerçekleştirdik. Yerli ve milli sinyalizasyonumuzu Aselsan’la ortak çalışma yürüttük. Şu anda sertifika çalışmaları devam ediyor. Aynı şekilde Gebze-Darıca Metro hattımızın araçlarını da Ankara’da özel sektörümüz üretiyor. Sinyalimizi de Gayrettepe-Havalimanı’nda olduğu gibi yerli ve milli olması için çalışmalarımıza başladık. Kayseri’de tramvay hattımızda kullanılacak araçlardan birini teslim aldık. Gaziray’daki kullanılacak araçları Adapazarı’nda üretilecek. Bunun da çalışmaları devam ediyor. Önümüzdeki yıl Gaziray’da yerli ve milli araçlarımız çalışmaya başlayacak.”
Sadece Türkiye’nin 2035 yılına kadar olan ihtiyacının 17,5 milyar dolar olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, “Yakın komşularımız yakın coğrafyadaki ihtiyaçları da düşündüğünüz de buradaki hakikaten 17.5 milyar doların kat be kat üzerinde bir pazar var. Bu pazardan da önemli bir pay almak için hem devletimizin kurumları hem de özel sektörün dinamizminden bu pazarı hep birlikte gerçekleştireceğiz. Bu ihtiyacı yerli milli kaynaklardan sağlayacağız. Bu yaptığımız demiryolu çalışmalarında özellikle Gebze-Köseköy hattımız var. Burada da çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmalarımızın burada bahsetmemizin önemli nedeni hem Tübitak’ın hem de bilişim Vadisi’nin istasyonları da bu hat üzerinde olacak. Yapım süreçleri devam ediyor. Hem bilişim vadisi hem de Tübitak’ın istasyonlarını da yakın bir zamanda bitiriyoruz. Peşinden sinyalizasyon sistemini de kurduğumuzda bundan sonra Tübitak’ta bilişim vadisinde çalışan arkadaşlarımız raylı sistemin konforundan faydalanmaya başlayacaklar” değerlendirmesinde bulundu.
ÖZGÜN MOTORUNU LOKOMOTİFLERDE KULLANACAĞIZ
Özgün Motor projesinin çok kıymetli olduğunun altını çizen Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
“Tübitak Ruteyle çalışmalar yapıyoruz. Demiryolu sektöründeki bu demiryolu araçlarını ihtiyacımızın önemli bir kısmını, altyapısını Tübitak Rute ve TCDD’deki çalışma arkadaşlarımızla birlikte önemli seviyeleri aşmış durumdayız. Biliyorsunuz geçtiğimiz yıl üç tane önemli demiryolları fabrikası Eskişehir Adapazarı ve Sivas’ta ki fabrikaların güçlerini birleştirerek önemli bir aşamaya geçtik. Artık Adapazarı’nda hem banliyö trenlerimiz hem de milli elektrikli trenlerimiz, Eskişehir de lokomotiflerimiz ve demiryolu bakım ekipman araçlarımızı üretiyoruz ve Sivas’ta da vagon ihtiyacımızın çok önemli bir kısmını karşılıyoruz. Milli Elektrikli trenimizin imalatları bitti. Şu an test sürüşleri 10 bin kilometreye ulaştı. İkinci tren setimizin de imalatları tamamlandı. Bir taraftan da seri imalatlarımıza da başladık. Önümüzdeki günlerde bu sertifikasyon ve test sürüşleri tamamlandığında yerli milli trenimiz de demiryolu raylarımızda görmeye başlayacağız. Peşinden 160 kilometre hıza ulaşacak trenimiz 225 kilometre hıza sahip yerli milli elektrikli trenimizin de tasarım çalışmaları bitmek üzere. Onun da ilk prototipinden sonra seri imalatlarımıza başlayacağız. Özgün Motor 8 silindirli olarak üretildi ama mühendislik altyapısı 12 ve 16 silindirliğe de cevap verecek şekilde tasarlandı. Demiryolu araçlarımızda özellikle lokomotiflerimizde kullanmaya başlayacağız ama önümüzdeki günlerde gemi sanayinde de tersanelerde de aranan bir motor olacak.”
Forbes ve The Financial Times’tan AstraZeneca’ya çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık çalışmaları nedeniyle üç ödül birden AstraZeneca; çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık alanlarında hayata geçirdiği projeler ve uygulamalarıyla Forbes’un “Dünyanın En İyi İşverenleri 2022” ve “En İyi Kadın Dostu Şirketler 2022” listeleri ile The Financial Times’ın “Çeşitlilik Liderleri 2023” listesine girdi.  Yenilikçi ve araştırmacı ilaç şirketlerinden AstraZeneca, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık alanlarında faaliyet gösterdiği bölgelerde hayata geçirdiği projeler ve uygulamalarıyla dünyanın önde gelen yayın grupları tarafından açıklanan 3 farklı listede yer alarak önemli bir başarıya imza attı. AstraZeneca Forbes’un “Dünyanın En İyi İşverenleri 2022” ve “En İyi Kadın Dostu Şirketler 2022” listeleri ile The Financial Times’ın “Çeşitlilik Liderleri 2023” listesine girme başarısını gösterdi. Aldıkları ödüllerle ilgili açıklamada bulunan AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Feyza Aysan, “AstraZeneca’da herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu, inovatif düşünme ve üretkenliğin teşvik edildiği bir ortam yaratmak için çalışıyoruz. Yenilikçi yaklaşımlar ve fikirler geliştirebildiğimiz; çeşitliliğin, eşitliğin ve kapsayıcılığın temel alındığı bir ortam oluşturmaya büyük önem veriyoruz. AstraZeneca’nın bu alanlardaki çalışmalarıyla dünyanın önde gelen yayın kuruluşları tarafından takdir edilmesinden ve en iyiler listelerinde yer aldığını görmekten gurur duyuyorum.  Farklı bakış açılarına saygı duyulan, etik ve şeffaf bir iş kültürünün olduğu bir ortam yaratmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

United Colors of Benetton’dan Renkli ve Pırıltılı Yeni Yıl Koleksiyonu

United Colors of Benetton Yeni Yıl Koleksiyonu çocukları renk ve pırıltıyla buluşturuyor. Çocuklar için hazırlanan koleksiyonda ekose desenleri, payetler, çam ağacı ve noel baba figürleri ön plana çıkıyor.

United Colors of Benetton’da ‘Christmas’ kutlamaları başlıyor. Yeni yıla özel hazırlanan çocuk koleksiyonunda yılbaşı renk ve desenleri dikkat çekiyor. Kız çocukları için hazırlanan koleksiyonda krem, kırmızı ve siyah renkleri tercih edilirken, erkek çocukları için hazırlanan tasarımlara krem, kırmızı, siyaha ek olarak gri ve yeşil renkleri de eşlik ediyor.

Payetli lurex trikoların, payetli etek ve elbiselerin bulunduğu kız çocuk koleksiyonunda ekose polar tasarımları, bol örgüler ve fit elbiseler de yer alıyor.

‘Christmas’ Temalı Trikolar Ön Planda…

Benetton’un yeni yıl için hazırladığı çocuk koleksiyonunun en dikkat çeken parçaları ‘christmas’ temalı trikolar oluyor. Yılbaşı ağacı ve kurabiyeleriyle renkli ve eğlenceli tasarımların yaratıldığı koleksiyonda yeni yılın vazgeçilmez ikonları; yılbaşı ağacı ve noel baba figürleriyle yeni yılın en sevilen parçaları belirleniyor.

United Colors of Benetton Yeni Yıl Çocuk Koleksiyonu tüm Benetton mağazalarında ve benetton.com.tr adresinde, çocukları sürpriz hediyelerle mutlu etmek isteyenler için satışa sunuluyor.