Ekonomi-teknoloji haberleri (16.07.2021)

Diyabet hastalarının gözdesi Superior Seedless Çeşidi Sofralık Üzüm ihracat yolcusu

Ege Bölgesi’nin önemli ihraç ürünlerinden, Superior Seedless üzümünün ihracat yolculuğu 16 Temmuz 2021 tarihinde başladı. Superior Seedless üzümü düşük şeker oranı ve mayhoş tadı nedeniyle özellikle diyabet hastalarının gözdesi.

Superior Seedless üzümü, 2020 yılında yüzde 74’lük artışla 6,6 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye’nin 2020 yılında sofralık taze üzüm ihracatı ise toplamda yüzde 5’lik artışla 150 milyon dolardan, 158 milyon dolara ulaştı.

Superior Seedless üzümünün Ege Bölgesinin önemli ihraç ürünlerinden olduğunu belirten Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Superior Seedless Çeşidi Sofralık Üzüm” için oluşturulan Hasat ve İhraç Tarihlerini Belirleme Komisyonu tarafından Manisa iline bağlı Alaşehir, Salihli, Sarıgöl ilçeleri ve Denizli iline bağlı Buldan ilçesi muhtelif bağlarda yapılan incelemeler ve alınan numunelerin Manisa Bağcılık ve Araştırma Enstitü Müdürlüğü Laboratuvarında yapılan analizler sonucunda Superior Seedless Çeşidi Sofralık Üzümlerin, 15 Temmuz 2021 tarihinden itibaren kesimine, 16 Temmuz 2021 tarihinden itibaren ihracına karar verildiğini kaydetti.

Türkiye’nin 2019 yılında 3,8 milyon dolarlık Superior Seedless üzümü ihraç ettiği bilgisini veren Uçak, “2020 yılında yüzde 74’lük artışla 6,6 milyon dolara yükseldi. Sultani çekirdeksiz üzüm ve red globe üzümünden sonra en çok ihraç edilen taze üzüm türü oldu. Türkiye’de üretilen üzüm çeşitleri içerisinde turfanda olarak nitelendirilebilecek bir ürün. Sofralık üzüm ihracatında lider konumda olan sultani yaş üzüme göre ortalama 15 gün önce olgunlaşıyor. Türk üzüm ihracatçılarına piyasaya 15 gün önce girme fırsatı sunuyor. Diyabet hastaları tarafından tercih edilen Supeior Seedless üzümünün bu yıl rekoltesinde düşüşler olsa da ihracatta geçen yılki seviyeyi korumayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Superior üzümü en çok Ruslar tercih etti

Türkiye, 2020 yılında 6,6 milyon dolarlık Superior Seedless Çeşidi Sofralık Üzümü ihraç ederken, Superior üzümünü en çok 3,2 milyon dolarlık tutarla Rusya Federasyonu tercih etti. Türkiye, 28 ülkeye Superior üzümü ihraç ederken, Rusya’yı Ukrayna, Beyaz Rusya, Polonya ve Suudi Arabistan takip etti.

Taze üzüm ihracatından Türkiye, 2020 yılında 158 milyon dolar döviz getirisi elde ederken, 111 milyon dolarlık büyük kısmını Çekirdeksiz Sultani üzümden elde etti. Red Globe üzümü 7,3 milyon dolar ihraç edilirken, Superior Seedless 6,6 milyon dolarlık ihracat performansı gösterdi. Yalova incisi ise; 5,2 milyon dolarlık talep gördü.

Yaklaşık her iki kişiden birisi bayram tatilde Akdeniz’i tercih ediyor
Gelişen teknolojiler sayesinde araştırma dünyasında öne çıkan online anketlerin daha fazla kişiyle, daha kısa sürede ve daha az maliyetle yapılmasını sağlayan havucum.com, yaklaşan 9 günlük bayram tatili için anket düzenledi. Ankete göre katılımcıların neredeyse yarısı tatilde Akdeniz Bölgesi’ni tercih ederken yüzde 72’lik büyük bir kesim bu tatilini ailesiyle geçirmeyi planlıyor.
Online anketlerle daha geniş bir kitleye ulaşarak araştırmaların daha kısa sürede ve daha az maliyetle gerçekleşmesini sağlayan havucum.com’un anketine göre katılımcıların yüzde 72’si tatil planı yapıyor ve yarısından fazlası da planlarını Akdeniz Bölgesi’nde yapıyor.
Türkiye’nin en çok tercih ettiği tatil bölgesi Akdeniz oldu
Katılımcıların yüzde 43’ü tatilini Akdeniz Bölgesi’nde geçireceğini aktarıyor. Devamında ise yüzde 34’le Ege Bölgesi, yüzde 10 ile Karadeniz Bölgesi geliyor. Ulaşım tercihleri incelendiğinde ise katılımcıların üçte ikisinden fazlası (yüzde 69) tatil yapacakları bölgeye şahsi araçlarıyla ulaşacak. Yüzde 14’ü şehirler arası otobüsü, yüzde 12’si uçağı ve yüzde 5’i de arkadaşının aracını tercih ediyor.
Bayramda aile saadeti
Bayram tatilini kiminle geçirecekleri sorulduğunda katılımcıların yüzde 72’si ailesiyle, yüzde 24’ü eşi ile birlikte geçirmeyi planlıyor. Yüzde 4’lük bir kesim de tatilini arkadaşları ile ya da tek başına geçirecek. Katılımcılar tatil maliyetleri için ortalama 2.000-5.000 TL arasında bir bütçe ayırıyor.
Eski adetler devam ediyor
Bayramların vazgeçilmezi olan harçlık konusunda ise katılımcıların yüzde 74’ü küçüklerine ortalama 50 ile 200 TL arasında harçlık vermeyi planlıyor.

ÇİP KRİZİ VE BAYRAM İKİNCİ ELİ HAREKETLENDİRDİ

Bir önceki yıla oranla yüzde 28’lik bir daralma yaşayan ikinci el otomotiv sektöründe bayram dönemi yoğunluğu yaşanıyor. 2021 yılının ilk 6 ayında 3 milyon adede ulaşan ikinci el otomobil satışlarında, özellikle küresel çip krizi sebebiyle yıl sonuna kadar önemli oranda artış meydana geleceği öngörülüyor. 2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, bayram döneminde ikinci el otomobil satışlarında hareketlilik başladığını, showroom ve telefon trafiğinin arttığını dile getirdi.

Ülgür 2021 yılının ilk altı ayı için ise şu değerlendirmede bulundu:

“Pandemi ve sıfır otomobil kampanyalarının sürdüğü Ocak ve Şubat aylarında durgun bir seyir izleyen Pazar, Mart ayıyla birlikte mevsimsel satış adetlerini yakalayarak toparlanmaya başlamıştı. Piyasa, Mayıs ayında uygulanan kısıtlama dönemi sonrası Haziran ayıyla birlikte gerek fiyat gerekse satış adedi olarak hızlı bir yükseliş trendine girdi. Fiyatların yükselişine baktığımızda ise 21 Mart sonrası hızlı kur artışını takiben sıfır otomobil satan markaların fiyatlara arka arkaya zam yapmaları neden oldu. Şimdi ise kampanyalarının sona ermesi ve sıfır otomobillerdeki yükselen fiyatlar, tüketiciyi yeniden ikinci el otomobile yöneltti. Showroom trafiği arttı. Ayrıca telefonlarımız da susmuyor.”

 Çip Krizi İkinci Elde Satışları Artıracak

Otomobil üretimini yavaşlatarak tedarik sorunlarına yol açan çip krizinin bir süre daha devam edeceğinin öngörüldüğünü söyleyen Ülgür, otomobil arzında sorunların devam etmesiyle ikinci el otomobillerin değerleneceğini belirtti. Özellikle 1-3 yaş aralığındaki araçların tercihte ön plana çıkacağını ve fiyatlarının daha da yükseleceğini ifade eden Ülgür, kurlardaki yukarı-aşağı aşırı hareketler ve olası sıfır araç ÖTV barem düzenlemelerinin de ikinci el otomobil satışlarında yılın ilk yarısından daha yüksek bir oranda gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi.

Faizler Yüksek Seyrediyor

2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, 2021 yılında kredi faiz oranlarının ise oldukça yüksek olduğunu sözlerine ekleyerek “Aylık ortalama yüzde 1.75-2 aralığındaki faiz oranları kredi kullanımını cazip kılmıyor. Diğer yandan Temmuz ayı başında, kredi vadelerindeki düzenleme ve kredi kullanım oranlarının düşürülmesi pazarı olumsuz etkiledi. Vadelerin kısalmasının yanı sıra, ödenecek peşinatların da artmasıyla birçok satış iptal oldu. Sektörün daha iyi bir geleceğe ulaşması için finansal çözümler konusunda mutlaka farklılık yaratılması gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.

OTONOMİ ÜÇÜNCÜ OLAĞAN GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİ AYDIN ERKOÇ YENİDEN BAŞKAN

Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük otomotiv ticaret ve yaşam merkezi Otonomi’nin 3. Olağan Genel Kurulu tüm üyelerin katılımıyla gerçekleşti; Aydın Erkoç güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi.

Açılışı 2016 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilen, 600’den fazla oto galeriye ev sahipliği yapan, noterleri, ekspertiz merkezleri, sigorta firmaları ve oto yıkama merkezleri ile otomotive dair her şeyi bünyesinde barındıran Otonomi’nin 3. Olağan Genel Kurulu, motorlu araç satıcılarının yoğun katılımı ile gerçekleşti. Kuruluşundan itibaren merkeze başkanlık eden, aynı zamanda Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu’nun da (MASFED) Başkanı olan, sektörün duayen isimlerinden Aydın Erkoç oy çokluğu ile başkan seçildi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan toplantıda bugüne dek otomotiv sektörü adına yapılan çalışmalar üyelerle paylaşıldı. Otonomi’de gerçekleşen programın açış konuşmasını yapan Erkoç, “Açıldığı günden bugüne ikinci el otomotiv sektörünün başkenti haline gelen Otonomi hızlı büyümesini sürdürüyor. Şu an yüzde 100 dolu kapasitede hizmet veriyoruz. Çok şükür, araç ticaretini bir standarda kavuşturup kurumsallaştıran ve saygın, güvenilir bir mesleki faaliyet haline getiren Otonomi, diğer illerde de örnek model oluşturarak ismini de ülke çapında yaygınlaştırıyor. Zengin portföyü, mükemmel işleyişi, çok yönlü ve entegre hizmetleriyle sektöre önemli bir soluk getiren merkezimiz her geçen gün kendini geliştirmeye, ikinci el otomotivin kalbi olmaya devam ediyor. Biz de bu durumdan çok memnunuz. Siz kıymetli meslektaşlarımızın desteğiyle bugünlere geldik. Yeni dönem itibariyle kurumsallığı önceleyerek markamızın kalitesini daha da artıracak, sektörümüz için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Konuşmasında kayıt dışılık ile mücadele kapsamında yapılan çalışmalardan da bahseden Erkoç, 31 Temmuz itibariyle Yetki Belgesi uygulamasının hayata geçeceğini, bu sayede kayıt dışı ticaretin giderek azalacağını ifade etti. Erkoç, ‘’Amacımız kayıt dışı otomobil satışı yapanları engellemek… 2020 yılında Türkiye’de 9 milyona yakın araç el değiştirmiş, bunun yalnızca 1 milyon 600 binini motorlu araç satıcıları ve otomobil bayileri gerçekleştirmiş. Çoğunluğunu devlete hiçbir vergi ödemeyen, ayaküstü tabir ettiğimiz kişiler alıp satmış. Burada devletin de ciddi bir vergi kaybı oluyor. Biz bunun önüne geçilmesi için uğraşıyoruz, yeni dönemde de bu yönde çalışmalarımıza devam edeceğiz’’ dedi.

Otonomi’nin Ankara’nın yanı sıra ülke ekonomisine de büyük katkılar sunduğunun ve 6000’in üzerinde kişiye istihdam sağladığının altını çizen Erkoç, yeni dönemde de genç ve dinamik isimlerden oluşan yeni yönetim kurulu ile beraber sektörün gelişmesi ve standartlarını yükseltmek için canla başla çalışacaklarını ifade etti.

Yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu;

Aydın Erkoç, Ömer Göktaş, Mert Başaran, Hakan Çağlayanel, Mustafa Yılmaz Kızılbeyli, Mahmut Ulucan, İsmail Aydınkaş, Selim Aslan, Levent Demirkaya, Sedat Dilek, Murat Akseli, Ertan Yıldız.

Open i-Pro Multi-AI Sistemi, en yeni yapay zekâ güvenlik uygulamalarının gücünden faydalanıyor
Sınır analizlerine dayalı basitleştirilmiş sezgisel yönetim için yapay zekâyı mevcut CCTV altyapısına daha uygun maliyetle entegre edilmesini sağlıyor.
Panasonic, mevcut CCTV altyapısına sorunsuz bir şekilde entegre ederek şirketlerin son teknoloji yapay zekâ kameralarının ve uygulamalarının gücünden faydalanması için tasarlanan i-Pro Multi-AI Sistemi’ni duyurdu. Ücretsiz olan eklenti yazılımı, kullanıcıların yapay zekâ analizlerini video yönetim sisteminin yanı sıra birçok i-PRO kameradan da kolayca yönetmesini sağlıyor. Görüntü kalitesinden veya ağ performansından ödün vermeden daha hızlı, daha verimli ve doğru yapay zekâ destekli güvenlik çözümü oluşturuyor.
Panasonic ve Genetec’in ortak düzenlediği LinkedIn Lıve çevrimiçi etkinliğinde tanıtılan i-Pro Multi-AI Sistemi, yerleşik VMS Video Insight’ın yanı sıra Genetec Security Center’ın en son sürümü ile (V5.10.1) entegre edildi. Yapay zekâ özellikli en yeni i-PRO S ve X Serisi kameralar ve ücretsiz yapay zekâ güvenlik uygulamaları bir araya gelerek yapay zekâ odaklı yeni bir güvenlik ekosistemi yaratıyor.
Sistem, sınır analizine sahip yapay zekâ özellikli i-PRO kameraları kullanarak Video Yönetim Sistemi (VMS) sunucusu ve müşteri tarafındaki eklentilerle birlikte çalışıyor. i-Pro Multi-AI Sistemi, yüksek oranda doğru analizler sağlamak üzere yapay zekâ özellikli kameradan elde ettiği derin öğrenme imkanını kullanarak en iyi çekilen görüntüleri ve meta verileri topluyor ve filtreliyor. Güçlü veriler, yapay zekâ temelli tespit ve alarmlar, arananlar listesini izleme ve CCTV altyapısının kapasitesini artırmak üzere zaman kazandıran vaka sonrası aramalar için kullanılabiliyor.
Ücretsiz Yapay Zekâ uygulamaları ile tamamlanıyor
Multi-AI Sistemi, AI-VMD ve AI Privacy Guard gibi i-PRO’nun mevcut dahili yapay zekâ uygulamalarının yanı sıra üç yeni yapay zekâ uygulaması olan AI Face, AI People ve AI Vehicle Detection ile birlikte kullanılabiliyor. Uygulamaların tamamı, meta veriye dayalı hızlı ve kolay görüntü araması sağlıyor. Bu uygulamalar, şehrin güvenlik kameraları ve kamu güvenliği için uygun olmasıyla öne çıkıyor.
AI Face Detection yüksek kesinlikte yüz tanıma sağlıyor. Uygulama, düşük ışıklandırmaya sahip ortamlarda, arkadan aydınlatmanın olduğu mekanlarda ve özellikle mevcut pandemi koşullarında maskeyle kapatılan yüzler için daha da verimli bir kullanım sunuyor.
AI People, insan yüzünün karakteristik özelliklerini tespit edebiliyor, sınıflandırabiliyor ve cinsiyet, yaş ve kıyafet rengi gibi kullanışlı kategorilere ayırabiliyor. Bu detaylı bilgiler, bir kişiyi kolayca tanımlamak için daha sonradan araştırılabiliyor.
AI Vehicle Detection, araç tipi ve rengi gibi araçların karakteristik özelliklerini tespit edebiliyor ve sınıflandırabiliyor. Ek olarak yapay zekâyı tamamen görsel kullanımdan daha ileri taşımak amacıyla harici mikrofonlardan elde edilen korna, silah sesi, bağırma veya bardak kırılması gibi seslerin sınıflandırması özelliği varsayılan olarak ekleniyor.
Panasonic Business Avrupa Güvenlik Çözümleri Başkanı Gerard Figols, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yapay zekâ destekli kameralarımızın ve uygulamalarımızın yanında i-PRO Multi-AI Sisteminin tanıtımı, CCTV altyapılarını bir sonraki seviyeye taşımak isteyen işletmelere güçlü bir yapay zekâ temelli yeni güvenlik ekosistemi yaratma olanağı tanıyor. Bu sistemler halihazırda Genetec gibi piyasada öncü olan üçüncü parti VMS tedarikçileri ile uyumlu bir şekilde kullanılabildiği için güvenlik pazarını yapay zekâ ile tanıştırmak düşük maliyetli ve kolay hale geliyor.”

BugBounter pandemi sonrası veri güvenliğine dair önemli bilgiler paylaşıyor
Pandemiyle birlikte dijital dönüşüm yolculuğunda pek çok konu temelden değişti. Pandemi öncesinde önem sırasında üst noktalarda yer alan siber güvenlik ise daha da kritik hale geldi. BugBounter da pandemi sonrası siber güvenlik hakkında kritik noktaların altını çiziyor.
Pandemiden önce de şirketlerin en önemli konuları arasında yer alan siber güvenlik, bugün çalışanların işlerine uzaktan devam etmesiyle daha da önemli hale geldi ve bu değişime ayak uyduramayan şirketler bugün daha da zorlanmaya devam ediyor. Şirketlerin güvenlik açıklarını bulma ve doğrulama ihtiyacını bünyesindeki 900 bağımsız araştırmacıyla hızlı ve güvenilir bir şekilde karşılayan BugBounter.com, pandemiyle birlikte son bir yılda önemli etkiler yaratan yeni normalde siber güvenliklerini sağlamak için çalışan şirketlere önemli ipuçları sunuyor.
Gartner’ın yayınladığı bir araştırmaya[1] göre yöneticiler en çok siber güvenliğin kontrol noktalarında yaşanabilecek sorunlardan endişe duyuyor. Daha sonra yeni çalışma modeli ve uzaktan çalışanları yönetme sürecine dair çekinceler yer alıyor. Şirketlerin BT ekipleri uzaktan çalışanlar için VPN erişim kapasitesini artırırken güvenlik ekipleri de uzaktan erişim ilkelerini güncelledi ve ofisten çalışma için belirledikleri ilkelerden uzaklaştı.
Pandemi aynı zamanda şirketlerin güvenlik ihtiyaçlarını da değiştirdi. Bu kapsamda şirketler güvenlik için ayırdığı bütçeyi artırdı. Bu noktada şirketlerin sistemlerini olası güvenlik açıklarına karşı uygun maliyetle denetlemesini sağlayan ödül avcılığı (bug bounty) yaklaşımı da öne çıktı.
BugBounter Kurucu Ortağı Murat Lostar, konuyla ilgili şunları söyledi: “Şirketlerin neredeyse tamamı, pandeminin yarattığı değişime süreç içerisinde cevap verdi. Bu noktada çalışanlar işlerini artık sadece ofisten değil, kendi evlerinde veya seçtikleri noktalarda şirket ağları yerine evlerindeki veya mobil cihazlarındaki bağlantıları kullanarak yapıyor. Başka bir deyişle, çalışanlar şirket kaynaklarına BT’nin güvenliğini doğrudan sağlamadığı ağlar üzerinden erişiyor. Bu yüzden şirketlerin sistemlerini olası zafiyetlere karşı dönemsel değil sürekli kontrol ettirmesi gerekiyor. Bug bounty programları da sistemlerini en uygun maliyetle denetletmek isteyen BT ve güvenlik ekiplerinin en önemli yardımcıları arasında yer alıyor çünkü sadece varlığı kanıtlanmış bir güvenlik açığı için ücret ödeniyor. Yanlış bilgilerle ve hipotez raporlarla BT ekiplerinin zamanı ve bütçesi boşa gitmiyor. Ödül avcılığı sayesinde şirketler kendi belirledikleri ödüller ve zamanlamalar ile sistemlerinin güvenliğini kendi bütçelerine ve iş planlarına uygun olarak kontrol ettirebiliyor. Platformumuza kayıtlı olan bağımsız siber güvenlik araştırmacıları buldukları zafiyetleri raporladıktan sonra yetkilendirdiğimiz ekiplerimiz bu zafiyetleri kısa sürede doğruluyor, derecelendiriyor ve şirketin belirlediği güvenlik ekiplerine iletiyor.”

TOYOTA PLAZALAR ARTIK “ENGELSİZ TESİSLER”

Toyota “herkes için hareket etme özgürlüğü” düşüncesiyle bir mobilite şirketine evrilme kararı almasından sonra Türkiye’deki tüm plazalarını “engelsiz tesislere” dönüştürdü ve sektöründe bir ilki daha gerçekleştirerek öncü rolünü sürdürdü. Türkiye’de de engelliler için mobilite kavramına paralel olarak 360 derece çalışmalarına ara vermeden devam eden Toyota, daha önce de duyma engelliler için Görüntülü Çağrı Merkezi, görme engelliler için de resmi web-sitesini uygun hale getirmişti.

Toyota’nı 60 yetkili satıcı ve servislerinde gerçekleşen “engelsiz tesisler” projesi kapsamında; engelli otoparkı,  görme engelliler için engelli otopark alanından engelli giriş kapısına kadar duyumsanabilir yüzey, kot farkı olan giriş kapılarında rampa ya da düz ayak girişleri ile  en az bir müşteri giriş kapısı engelli müşteri girişine uygun hale getirildi. Fiziksel koşulları uygun olan plazalarda da hem satış hem servis müşteri giriş kapıları engelli müşteri girişine uygun hale getirilirken, engelli giriş kapılarına en yakın noktalara da engelli otoparkları işaretlendi. Ayrıca yine fiziki koşulları uygun olan tüm plazalarda engelli tuvaletlerinin yapımı da tamamlandı.

Türkiye’ye yayılan 60 plazasında gerçekleştirilen engelsiz dönüşüm projesini başarıyla tamamlayan Toyota bu süreçte; zihinsel, görme, işitme ile ortopedik engel grubundan çeşitli yaş ve meslek grubuna ait engelli bireyler ve sivil toplum kuruluşları ile ortak hareket etti. Bunun yanında ayrıca; plazalarda görev alan 1.145 kişi de Blindlook tarafından gerçekleştirilen “Engel değil iletişim eğitimine”  katılarak sertifika almaya hak kazandı.

YEŞİL MUTABAKAT’IN ÖNEMİNİ ANLATTI

TV 24 kanalında Helin Aslan’ın sunduğu “Moderatör” programına konuk olan VAT Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş, enerji verimliliği hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu oluşturuldu. Yeşil Mutabakat’ın detaylarını ve önemini anlatmak için TV 24’de yayınlanan Moderatör programına konuk olan VAT Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş, sürdürülebilir bir dünya ve ticaret için anlaşmanın şartlarının önemli olduğunu kaydetti.

“2050 YILINDA KARBON NÖTR HEDEFİNE ULAŞILACAK”

Yeşil Mutabakat konusunun hem ülkemiz hem de dünyamız için ne kadar önemli olduğunu belirten Karataş, öne çıkan başlıkları şu cümlelerle anlattı: “4 Kasım 2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşmasına birçok ülke imza atmıştı. Daha sonra ise Avrupa Birliği sorumluluk alarak Avrupa Yeşil Mutabakatı sözleşmesini hazırladılar ve devreye aldılar. Bu anlaşma kapsamında kirliliğin ortadan kaldırılması, inşaat ve renavasyonda birtakım değişikliklerin yapılması, sürdürülebilir hareketliliğin oluşturulması gibi çevremizi koruyan 7 önemli başlık bulunuyor. Yeşil Mutabakat ile Avrupa Birliği tüm dünyayı yakından ilgilendiren küresel ısınma ve iklim krizi gibi sorunların önüne geçmeyi hedefliyor. Tüm bu çalışmalar neticesinde ise 2050 yılında karbon nötr hedefine ulaşmayı planlıyor” dedi.

“İHRACATTA KARBON VERGİSİ İSTENECEK”

Karataş, ihracatının yüzde 41’ini Avrupa’ya yapan Türkiye gibi ülkeler için Yeşil Mutabakat anlaşmasının çok önemli olduğuna dikkat çekerken anlaşmanın beklentilerini şu sözlerle anlattı. “Avrupa Birliği ülkeleri Yeşil Mutabakatın devreye girmesiyle birlikte şirketlerden üretim sırasında yaptığı karbon salımını belgelemesini isteyecek. Şayet şirketler karbon salımı yüksek ürünler getiriyorsa sınırda ek vergi ile yükümlendirecek. Avrupa Birliği, doğayı kirleten ve karbon salımı yüksek ürünler üreten ülkelerden vergi alacak ve elde ettiği bu geliri doğayı koruma çalışmaları için kullanacak.” dedi.

ŠKODA Yeni Nesil FABIA’nın Üretimine Başladı

 ŠKODA, dördüncü nesil ilk FABIA’yı banttan indirdi. Çekya’da Mlada Boleslav’da üretilen FABIA için 110 milyon Euro yatırım yapılarak üretim tesisi kapsamlı bir şekilde yenilendi. Yeni nesil FABIA’nın, Kasım ayından itibaren Türkiye pazarında satışa sunulması planlanıyor.

Dördüncü nesil FABIA, önceki nesillerin başarısını daha ileriye taşımayı hedefliyor. 1999’da tanıtılan ilk FABIA en çok satan B segmenti araçlardan biri olarak 1.7 milyon adetlik satışa ulaştı. 2007’de tanıtılan ikinci nesil model de 1.7.milyon adet satılırken, 2014’te gösterilen üçüncü nesil FABIA ile birlikte bu model dünya çapında toplam 4.5 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaşarak OCTAVIA’nın ardından markanın en çok satan ikinci modeli oldu.

MQB-A0 platformuna geçiş yapan FABIA, sınıfının en geniş otomobili olmasının yanında daha fazla konfor, daha dinamik sürüş, yeni güvenlik ve asistan sistemleri sunacak.

ŠKODA FABIA, SCALA ve KAMIQ modelleriyle aynı üretim hattından çıkıyor. Üretim hattının yanı sıra diğer atölyelerde de yapılan çalışmalarla birlikte sayısız kompleks üretim adımları artık robotlarla gerçekleştiriliyor.

Dördüncü nesil ŠKODA FABIA çekici tasarımıyla bu başarıyı daha da ileriye taşıyacak. FABIA yeni nesil modelle ilk kez dört metrelik uzunluğu aşarak daha da fazla yaşam alanı ve bagaj hacmi sunacak.