Ekonomi-teknoloji haberleri (12.05.2019)

AHBİB’DEN NİSAN AYINDA 88 MİLYON DOLARLIK İHRACAT

Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Nisan ayında 88,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yılın Nisan ayında 85 milyon dolar olarak gerçekleşen AHBİB ihracatı, 2019 yılı Nisan ayında % 3 oranında artış gösterdi.

Nisan ayı ihracat rakamlarını değerlendiren Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin ARSLAN, 2019 yılı Nisan ayı sektörel bazda ihracat rakamlarına göre; Türkiye Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri sektör ihracatının 599 milyon dolar olarak gerçekleştiğini, sektörün bu dönemde Türkiye toplam ihracatındaki payının % 4 olduğunu belirtti.

Ülkelere göre ihracat rakamlarını da ele alan Arslan, “Irak’a yaptığımız sektör ihracatı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre artış göstererek Nisan ayında %22’lik pay ile 130 milyon dolar değerinde sektör ihracatı gerçekleşti. Bunu Suriye ve Birleşik Devletler %6’lık eş pay ile takip etti” şeklinde bilgi verdi.

Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak ülke geneli sektör ihracat payımız %14

Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği’nin aylık sektör ihracat rakamlarına da değinen Arslan, 2019 yılı Nisan döneminde 88,4 milyon dolarlık Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri ihracatı gerçekleştirdiklerini ve ülke geneli Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri ihracatındaki payın %14 olduğunu belirtti.

– En Fazla İhracat Yapılan Ürün Grubu Pastacılık Ürünleri

Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2019 yılı Nisan ayı değer bazındaki ihracatını ürün gruplarına göre inceleyen Arslan, 88,4 milyon dolarlık sektör ihracatı içerisinde, pastacılık ürünlerinin 21,6 milyon dolarlık değeri ve % 24’lük payı ile ilk sırada olduğunu kaydetti. Arslan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Pastacılık ürünleri grubunda en fazla ihracat, 8,2 milyon dolar ile ‘tatlı bisküvi ve gofretler’ e ait. Ülkelere göre incelendiğinde ise, 2019 yılı Nisan ayında Irak  % 19’luk payı ve 17,2 milyon dolarlık ihracat değeri ile ilk sırada yer aldı. Ardından, 9,9 milyon dolarlık ihracat değeri ve % 11’luk payı ile Suriye geldi” dedi.

– 2019 yılında Ocak-Nisan dönemi sektör ihracatımız 349 milyon dolara ulaştı

Arslan, 2019 yılı Ocak-Nisan döneminde Birliğimiz kanalıyla yapılan hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatının 349 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ifade ederek, “bu dönemdeki sektör ihracatında Irak, Suriye, İran, Yemen, Suudi Arabistan, İtalya, Lübnan ve Almanya Birliğimiz aracılığıyla en çok ihracat yaptığımız ülkeler oldu” dedi.

FETOB üye otellerini uyarıyor!

İstanbul seçimleri dolayısıyla Fethiye’ye gelemeyecek turistlere cezai şart uygulanmasın

Fethiye Otelciler Birliği Başkanı (FETOB) Başkanı Bülent Uysal, 23 Haziran’da tekrar edilecek olan İstanbul seçimlerinin turizm sektörüne etkisini değerlendirdi. Oluşabilecek iptallere karşı üye otellerine öneride bulunduklarını söyleyen Uysal, cezai şart uygulanmamasını, erken rezervasyonlar için ise başka bir tarihe kaydırmanın söz konusu olması gerektiğini söyledi.

Dün Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından açıklanan İstanbul seçimlerinin tekrarı haberi, turizm sektörünü hareketlendirdi. 23 Haziran’da yapılması ön görülen seçimler, önceden alınmış tatillere denk geldi. Bu noktada açıklamada bulunan Fethiye Otelciler Birliği Başkanı (FETOB) Başkanı Bülent Uysal, üye otellerini bu konuda öneride bulunduklarını belirtti.

“Tatilleri ileri tarihe almalar söz konusu olabilir”

Oluşabilecek iptallere karşı cezai şartların uygulanmaması gerektiğini düşündüklerinin altını çizen Uysal, erken rezervasyon ile önceden alınan tatillerin ise başka bir tarihe kaydırılması gerektiğini söyledi. Bu noktada otellere büyük iş düştüğünün söyleyen, belirlenen yeni seçim tarihinden sonra tüm turizm bölgelerinde olduğu gibi Fethiye’de de değişiklik taleplerinin olacağına inandıklarını da aktaran Fethiye Otelciler Birliği Başkanı (FETOB) Başkanı Bülent Uysal, “23 haziran’a denk gelen rezervasyonlarda misafirlerden giriş tarihinin bir gün sonraya kaydırılması ya da tamamen farklı tarih talepleri olabileceğini ön görüyoruz. Bu tür durumlarda otelcilerimize, mevcut rezervasyonlardaki erken rezervasyon indirimlerini korumalarını ve herhangi bir cezai şart uygulamamalarını öneriyoruz. Bu bakımdan İstanbul’lu misafirlerin hak kaybına uğramamaları gerektiğini düşünüyoruz. Yine bu noktada; İstanbul’da oy kullanıp, tatillerini Fethiye’de geçirmek isteyen misafirlerimize; iptal yerine tarih değişikliğine gitmelerini tavsiye ediyoruz.  Üyelerimizle bire bir görüşmelerimizde de misafirlerimize yardımcı olma noktasında yapıcı yaklaşımları  gözlemliyoruz. Dolayısıyla seçim yenilenmesinin iç pazarda oteller açısından kaybının minimum olacağını  düşünüyor ve Fethiye Otelciler Birliği olarak bu yönde çaba harcıyoruz.” dedi.

Sultanahmet Köftecisi’nden 2 Yeni Şube…

Yüzyıllık lezzete artık Kadıköy Çarşı ve Meydan AVM’de de ulaşmak mümkün

 İstanbul’un asırlık lezzetdurağı 1920 Sultanahmet Köftecisi, şube ağına Meydan AVM ve Kadıköy Çarşı’yı dakattı.

1920 Sultanahmet KöftecisiYönetim Kurulu Üyesi Timur Tezçakın, her iki şubenin de soft açılışlarınınyapıldığını, resmi açılışlarının ise Ramazan’dan sonra gerçekleştirileceğini söyledi.

Sultanahmet Köftecisi’nin klasikdükkân konseptini, çağdaş dokunuşlarla İstanbul’un değişik noktalarınataşıdıklarını anlatan Tezçakın, şunları söyledi:

“Kurucumuz Mehmet SeracettinEfendi’nin 1920 yılında keşfettiği lezzet, Türk mutfağını sınırlarımızınötesinde temsil ediyor. Almanya’da, İngiltere’de, Azerbaycan’da, KKTC’defranchise şubelerimiz var. İstanbul’da da yeni şube açma çalışmalarımız hızlasürüyor. İstanbul’daki şube ağına Kadıköy Çarşı ve Ümraniye’deki Meydan AVM’yide kattık. Sultanahmet Köftecisi’nin yeni şubelerinde köfte-piyaz-irmikhelvasından oluşan klasik lezzet üçlüsünün yanı sıra Ramazan’a özel menümüzde  yer alacak.“

Sultanahmet Köftesi’nin, özenleseçilen etlerin hiç baharat kullanılmadan soğan, tuz ve ekmek ile mükemmelorandaki karışımı ile hazırlandığını ve usta eller tarafından kömür ateşindepişirilerek servis edildiğini anımsatan Tezçakın, “Bir asırdır bu lezzeti aynenkorumayı başardık. İstanbul’daki şubelerimizde, Sultanahmet’teki merkezdükkanda günlük olarak hazırlanan köfteler servis ediliyor. Sultanahmet’tekidükkandaki lezzetin aynısını şubelerimizde de yakalamak mümkün olacak” diyekonuştu.

1920 Sultanahmet Köftecisi’nin merkezşubesinin yanı sıra İstanbul’da, Kadıköy-Selamiçeşme, Çağlayan, Şerifali,Viaport ve Demirören AVM şubeleri de bulunuyor.

“TÜSİAD BU GENÇLİKTE İŞ VAR! EGE” FİNALİ EGİAD EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİ!

2019 dönemi itibari ile bir girişimcilik programına dönüşen TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! en çok başvuru aldığı bölgelerden biri olan Ege Bölgesine yönelik kurgulanan modelle, girişimci gençleri desteklemeye devam ediyor. EGİAD Sosyal Kültürel Etkinlikler Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğe, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, TÜSİAD Girişimcilik ve Gençlik Yuvarlak Masa Başkanı İrem Oral Kayacık, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan, BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen ve yarışan genç girişimciler katıldı. EGİAD Sosyal Kültürel Etkinlikler Merkezi Portekiz Sinegogunda gerçekleşen Final Etkinliğinde birinci; taciz, tecavüz ve istismara uğrayan bireylere hukuksal ve psikolojik destek sağlayan bir platform olan Purple olurken; ikinci, firmaların veya kişilerin kullandıkları 3D yazıcılar ile oluşturdukları atık filamentleri tekrardan kullanılabilir filament haline getiren bir filament ekstrüzyon makinesi FilaboX; üçüncü ise bakıma ihtiyacı olan bireyler ile kısa süreli çalışmak isteyen bakıcıları buluşturan bir platform olan Easy Care – Tıkla Gelsin Bakıcım oldu.

Türkiye genelinde üniversite öğrencilerine, yenilikçi bakış açısı ve girişimcilik yetkinliği kazandırmak amacıyla 2011’den bu yana düzenlenen TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! 2019 dönemi itibariyle bir girişimcilik programına dönüştü. Bu çerçevede programın en çok başvuru aldığı bölgelerden biri olan Ege Bölgesi’ne yönelik tasarlanan TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Ege modeli, EGİAD ve BASİFED iş birliğinde hayata geçirilmişti. Bölgenin iş dünyası dernekleri, melek yatırımcı ağları ve girişimcilik merkezleri ile birlikte oluşturulan TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Ege modeli ile, genç girişimci adaylarına yönelik Ege’de bir girişimcilik kampı düzenlenmesi, kampa katılan ekiplerin fikirlerini iş insanlarına sunması ve seçilen ekiplerin iş insanları ile birlikte iki ay süresince girişim fikirleri üzerinde çalışması amaçlandı.

Etkinlik EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan’ın açılış konuşması ile başladı. Aslan, Türkiye’nin yenilik stratejisine sahip öncü bir şehri olarak İzmir’in gelişimi, iç ve dış hedef kitlelere tanıtımı, rekabetçiliğinin artırılmasının kurum olarak öncelikleri arasında yer aldığını belirterek, “İçerisinde olduğumuz inovasyon çağında, İzmir’in, global sermaye, şirketler, yetenek ve yeni fikirleri kendine çekmesi adına neler yapılması gerektiğini düşünmeliyiz. Bunları yaparken bir diğer amaç da yaşanacak şehir olarak öne çıkan İzmir’in “çalışılacak, iş yapılacak ve yatırım yapılacak şehir” imajını da güçlendirmektir. Bölgedeki teknoparklar, sanayi bölgeleri, insan kaynaklarındaki çeşitlilik, çok kozmopolit olmayan şehir yapısı, kentimize farklı fırsatlar sunuyor. Sanayi 4.0 açısından birçok yerli ve yabancı şirketin yatırımda İzmir’i tercih ettiğini, birçok firmanın da sürdürülebilirlik hedefiyle üretim ve yönetim birimlerini şehrimize kaydırdığını görmekteyiz. Katma değeri yüksek yatırımları, girişimcilik açısından öncülüğü, teknoloji üssü olmak üzere yaptığı yatırımları ve girişimleri ile İzmir, Türkiye’nin yükselen yıldızı olarak yerini almaktadır. İzmir’de girişimcilik eko-sisteminin son yıllarda kaydettiği gelişme bu alandaki potansiyeli de göstermektedir. İstanbul’un dışında Melek Yatırımcılık ve Girişimcilik alanında en hızlı yol alan kent İzmir olmuştur. Bu bağlamda, EGİAD’ın Hazine Müsteşarlığı’na akredite olan Melek Yatırım Ağı EGİAD Melekleri de giderek artan bir ivme ile girişimci gençler ve genç yatırımcılar arasında güçlü bir köprü rolü oynamaktadır. EGİAD iş dünyası, bu konuda özellikle gençlere destek olmayı amaçlamaktadır. EGİAD Melekleri bu güne kadar 500’den fazla girişimci genç ile temas kurmuş, 12 girişimci-melek yatırımcı toplantısı organize etmiş ve 7 girişim projesine yatırım yapmıştır. Bunların yanı sıra birçok girişimciye mentorluk desteği de sağlamaktadır” dedi.

İzmir’de girişimcilik ekosisteminin gelişmesi için öncelikli olarak hem stk’ların hem üniversitelerin hem de diğer ekosistem paydaşları tarafından atılması gereken adımlar bulunduğuna dikkat çeken Aslan, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Özel sektörün girişimcileri desteklemesi, girişimciler ile işbirlikleri kurması, okulların, öğrencilere girişimcilik bilincini yerleştirmesi, iş insanları arasında melek yatırımcılık farkındalığının arttırılması, girişimcilik ile ilgili etkinliklerin arttırılması, Devlet destekleri ile ilgili olarak destek olan girişimciler ile fayda analizi yapılması ve varsa ise eksikliklerin tespit edilip nasıl giderilebileceği üzerine görüşülmesi, yurtdışında bulunan diğer ağlar ve paydaşlar ile ilişkilerin sürekli olarak geliştirilmesi ve kesintisiz bilgi paylaşımının sağlanması öncelikler arasındadır. Doğru stratejiler ile şehrin paydaşlarının hedef ve eylem birliği sayesinde İzmir’in çok daha başarılı bir profil ortaya koyacağına olan inancımız tamdır.”

TÜSİAD Girişimcilik ve Gençlik Yuvarlak Masa Başkanı İrem Oral Kayacık ise, sözlerine, “Özgür düşüncenin, sorgulamanın ve çözüm üretme kültürünün geliştiği bir toplumda, gençlerin değer yaratacak işler ortaya koyacaklarına inanıyoruz. 8 sene önce bir pilot uygulama olarak başlattığımız TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!’ın etki alanını her dönem geliştirmek ve girişimciliği gençlerin DNA’sına kazımak için çalışıyoruz” diyerek başladı.

Her dönem en çok başvuru alınan ilk üç bölgeden biri olan Ege Bölgesi’nin, sahip olduğu ticari kültür ve geniş ekonomik tabanın yanı sıra dinamik genç nüfusu ile önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Oral Kayacık, “Geçtiğimiz yıllarda TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Girişimcilik Bayrağını 3 dönem üst üste İzmir’e getiren ve her dönem TÜSİAD üyeleri ile çalışma fırsatı yakalayan girişimcilerin ortaya çıkmasında; bölgedeki üniversitelerin, teknokentlerin, TTO’ların, girişimcilik merkezlerinin ve STK’ların önemli bir rolü olduğu kuşkusuz. Ege girişimcilik ekosisteminin yarattığı bu pozitif atmosfer, İstanbul dışında da güçlü girişimcilik merkezlerinin yakın zamanda oluşacağına olan inancımızı artırıyor.

TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! hafızasına şöyle bir baktığımızda Ege Bölgesine ait birbirinden değerli hikayeler karşımıza çıkıyor. 2012 yılında İzmir’den başvuran ve finale kalan bir üniversite öğrencisi olarak tanıdığımız Gürkan Gediz, bugün Hamsi Finger girişimi ile Türkiye’nin en büyük balık ekmek zinciri olmayı başardı. Denizden.al’ı kuran Gürkan, bugün e-ticaret ve güneş enerjisi yatırımları da yapıyor. Bugün Ege finalinde jüri üyeliğini üstlenen Şükrü Ünlütürk’ün, 2017 döneminde TÜSİAD Rehberliğini yaptığı Selin Küçük, kurduğu şirket ile haritacılık, inşaat, arkeoloji, restorasyon, madencilik gibi arazi çalışmalarına dijital teknolojileri entegre ederek, sahada eş zamanlı veri toplama-işleme imkânı sağlayan, ergonomik tasarımlı ürünler geliştiriyor. 2016 yılında Cem Boyner ile eşleşerek TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!’da üçüncü olan Nurdan ve Yağmur Boğa; bu dönem Öget Kantarcı ile eşleşerek üçüncü olan DysApp ekibinden Esra, Büşra, Öykü, Deniz ve İnan bu modeli ilk olarak Ege Bölgesinde yapmamıza dair inancımızı destekleyen diğer girişimcilerimiz” dedi.

Değerlendirmeler sonunda kapanış konuşmasını BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski yaptı.

BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya Ösen, gençlerin girişimcilik anlamında teşvik edilmesi ve desteklenmesinin, geleceğin Türkiye’si için atılacak en önemli adım olduğuna vurgu yaparak, “Ekonomik büyümenin önemli bir bileşeni olarak karşımıza çıkan girişimcilik, işsizlik sorununa karşı en etkili çözümdür. Uluslararası pazarda etkin bir oyuncu olmak, dijitalleşen dünyaya ayak uydurmak, Endüstri 4.0’dan Toplum 5.0’a dönüşen yeni dünya düzeninden geri kalmamak adına fikir üreten, ürettiği fikri hayata geçiren, yarattığı projeyle üretime ve istihdama katkı sağlayan girişimcilere her alanda büyük bir ihtiyaç var. Tüm bunlardan uzak kalan toplumlar maalesef ekonomik anlamda daha da zor süreçlere hazırlıklı olmalıdır. Dünya tarihine baktığımızda bugün geldiğimiz noktaya ulaşmamızı sağlayan her adım bir fikir olarak başladı. Tüm bu fikirler hayata geçtiği noktada önemli dönüşümler yaşandı. Girişimciliğin temelinde de fikir yatar. O sebeple fikri olan, bir hayali olan gençlere tavsiyem asla geri durmayın. Fikrinizi projeye dökün ve emin olun ki her doğru proje mutlaka yatırımcısını bulur. Önemli olan istemek, fikir üretmek ve o fikrinizi doğru bir şekilde temellendirmek” dedi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise konuşmasına, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen birbirinden parlak genç girişimcilerin projelerini dinleyerek, Türkiye’nin geleceği için umutlandıklarını belirterek başladı. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı şunları söyledi: “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Ege paydaşlarımızla kurguladığımız ilk yerel programımız. Bu programın meyvelerini vermekte olduğunu görmek bizlere gurur veriyor. Hayalimiz bu programların nicelerini Türkiye’nin farklı bölgelerinde çalışır hale getirmek, genç girişimcilerimize geleceği yazmaları için daha çok destek vermek! Programa katılan tüm girişimcilerimizi cesaretleri, azimleri ve kararlılıkları için bir kez daha kutluyorum. Önümüzdeki senelerde de Ege’den daha nice başarılı girişimlerin çıkacağına olan inancımızı yenilemek istiyorum.”

TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!’dan Ege’ye Özel Girişimcilik Kampı

TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Ege Girişimcilik Kampı 21-22 Şubat tarihlerinde EGİAD ve BASİFED iş birliğinde, Yaşar Üniversitesi ev sahipliğinde İzmir’de gerçekleştirilmişti. Kampa Türkiye genelinde ilk 150 iş fikri arasına giren ekiplerden Ege Bölgesinde yer alan 5 üniversiteden 38 girişimci adayı katıldı. 20’nin üzerinde konuşmacının yer aldığı TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Ege Girişimcilik Kampında girişimci adayı gençler, iş modeli kanvasından müşteri kazanımına, ihtiyaç doğrulamadan fikri hakların korunmasına, destek ve yatırım süreçlerinden sunum tekniklerine kadar birçok konuda eğitim alma fırsatını yakaladı. Ege bölgesi girişimcilik ekosistemi ve iş dünyası üyesi birçok isimle tanışma ve bağlantı kurma olanağı buldu.

İş İnsanları Rehberliğinde Çalışan Ege Girişimcileri 7 Mayıs’ta Final İçin Yarıştı

İki günlük kampın ardından bir hafta boyunca iş modeli kanvasları ve sunumları üzerinde çalışan girişimci adayları, 2 Mart 2019 Cumartesi günü EGİAD ev sahipliğinde düzenlenen sunum gününe katılmıştı. İş fikri sunumlarını yapan 15 ekip arasından seçilen ve iki ay boyunca girişim fikirlerini gerçekleştirmeleri yolunda iş insanlarından rehberlik alan ekipler, 7 Mayıs tarihinde sahneye çıkarak son sunumlarıyla final için yarıştı. İki ay boyunca iş fikirlerini iş planına dönüştürmek için rehberlerle birlikte çalışan ekipler, final gününde iş planlarını TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Ege jürisine sundular. 13.00 – 17.00 saatleri arasında EGİAD Sosyal Kültürel Etkinlikler Merkezi Portekiz Sinegogunda gerçekleşen Final etkinliği ile dereceye giren girişimci sunumlarına çeşitli ödüller verildi. Ödüller şu şekilde oldu;

Birinci ekibe, EGİAD Melekleri Yatırımcılarıyla Buluşma, Kuluçka Merkezi Desteği, EGİAD Melekleri’nden 6 ay mentorluk desteği alma.

İkinci ekibe, EGİAD Melekleri Yatırımcılarıyla Buluşma, Kuluçka Merkezi Desteği.

Üçüncü ekibe, EGİAD Melekleri Yatırımcılarıyla Buluşma.

Üniversite öğrencisi genç girişimci adaylarının gerekli mekanizmalar ile desteklendikleri takdirde, Türkiye’nin büyümesi ve kalkınmasında kilit bir rol oynayacakları inancından yola çıkarak TÜSİAD 2011 yılından beri Bu Gençlikte İŞ Var! iş fikri yarışmasını düzenlemektedir. Türkiye genelinde üniversite öğrencilerine, yenilikçi bakış açısı ve girişimcilik yetkinliği kazandırmayı amaçlayan yarışma 2019 dönemi itibariyle bir girişimcilik programına dönüşmüştür. TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! 2018 Dönemi başvuruları değerlendirildiğinde, 1621 başvuru arasından Ege Bölgesi’nden toplamda 383 başvuru alındığı; ön eleme sonrasında ilk 150’de bulunan iş fikirlerinin yaklaşık üçte birinin Ege Bölgesinden geldiği göz önünde bulundurularak, pilot projenin ilk olarak bu bölgede başlatılmasına karar verilmiştir. TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!’ın 2019 döneminde ön elemeyi geçerek ilk 150 iş fikri arasında yer alan Egeli gençlerin katılımı ile ilk defa İstanbul dışında bir şehirde Girişimcilik Kampı düzenlenmiş oldu. Bu ekipler arasından Ege Rehberleri ile eşleşerek iş fikirlerini geliştirme imkânı yakalayan 6 ekip dinlendi. Bu süreçte ekiplere Alp Avni Yelkenbiçer, Frederic Pagy, Levent Kuşgöz, Neşe Gök, Özüm İlter Demirci ve Yonca Güngör Çınar rehberlik etti.

Dereceye Girenler;

1. PURPLE

Rehber: Alp Avni Yelkenbiçer – Yelkenbiçer Grup

Purple taciz, tecavüz ve istismara uğrayan bireylere hukuksal ve psikolojik destek sağlayan bir platformdur. Bu platformla istismara uğrayan bireylerin haklarını aramalarına ve psikolojik destek alarak yaşamlarına daha sağlıklı devam etmelerine destek olunması hedeflenmektedir.

Fatma Öykü GONCA

İzmir Ekonomi Üniversitesi

Psikoloji

Elif Linda Grace ALTINTAŞ

İzmir Ekonomi Üniversitesi

Mütercim Tercümanlık

Safanur BOL

İzmir Ekonomi Üniversitesi

Mutfak Sanatları ve Yönetimi

Asude Sare BALIKLILI

İzmir Ekonomi Üniversitesi

Yazılım Mühendisliği

2. FİLABOX

Rehber: Yonca Güngör Çınar – Ege Asal Metal

FilaboX firmaların veya kişilerin kullandıkları 3D yazıcılar ile oluşturdukları atık filamentleri tekrardan kullanılabilir filament haline getiren bir filament ekstrüzyon makinesidir. FilaboX’ın bir diğer özelliği ise, firmaların veya 3D yazıcı kullanıcılarının piyasadan alabilecekleri granül hammaddeleri ile çok daha uygun bir fiyata kendi 3D yazıcı filamentlerini üretebilme olanağını sağlamasıdır.

Nijat TARVERDİYEV

Celâl Bayar Üniversitesi

Biyomühendislik

Umut ŞENSÖZ

Celâl Bayar Üniversitesi

Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Muhammet Mert TUNCEL

Celâl Bayar Üniversitesi

Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Turab MAMMADLİ

Celâl Bayar Üniversitesi

Uluslararası Ticaret

3. EASY CARE – TIKLA GELSİN BAKICIM

Rehber: Levent Kuşgöz – İzmir Vinç

Tıkla Gelsin Bakıcım; bakıma ihtiyacı olan bireyler ile kısa süreli çalışmak isteyen bakıcıları buluşturan bir platformdur. Bu platform bakıma muhtaç hasta ve hasta yakınlarının yanında olmayı hedeflerken, yarı zamanlı çalışmak isteyen, bu konuda deneyimli bakıcılara da iş imkânı sunmaktadır.

Bilge CANITEZ

İzmir Ekonomi Üniversitesi

Psikoloji

Tuğçe ALKAN

İzmir Yaşar Üniversitesi

Endüstri mühendisliği

Demet YELEKÇİOĞLU

İzmir Ekonomi Üniversitesi

Psikoloji

Ayça DANIŞ

İzmir Ekonomi Üniversitesi

Psikoloji


Yarışan 6 Ekip ve Mentorleri;

Alp Avni Yelkenbiçer – Yelkenbiçer Grup

Purple Ekibi: Fatma Öykü Gonca, Elif Linda Grace Altıntaş, Safanur Bol, Asude Sare Balıklılı

Frederic Pagy – Özlem Tarım Ürünleri

Cupid’ness Ekibi: Buse Bakal, Egemen Solak

Levent Kuşgöz – Kuşgöz İzmir Vinç Kiralama

Tıkla Bakıcım Gelsin Ekibi: Bilge Canıtez, Tuğçe Alkan, Demet Yelekçioğlu, Ayça Danış

Neşe Gök – İnci Holding

Car4future Ekibi: Oğuzhan Sarıtaş, Kutluhan Hakan, Doğucan Seyidoğlu

Özüm İlter Demirci – Bayteks Tarım Ürünleri

Meshine Ekibi: Yunus Emre Aşkın, Burak Yörük, Abdulkadir Şehmus Özgün

Yonca Güngör Çınar – Ege Asal Metal

Filabox Ekibi: Nijat Tarverdiyev, Umut Şensöz, Muhammet Mert Tuncel, Turab Mammadli

Jüri Üyeleri;

Mustafa Aslan – EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı

Seda Kaya Ösen – BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı

Bilge Kalpaklıoğlu – TÜSİAD Bu Gençlikte İş Var! Çalışma Grubu Üyesi

Şükrü Ünlütürk – EGİAD Danışma Kurulu Başkanı

Aydın Buğra İlter – EGİFED Yönetim Kurulu Başkanı

Dünyada aile şirketleri için öne çıkan yeni değer ulvi bir amaca sahip olmak 
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği üyeleriyle bir araya gelen Dinamo Danışmanlık kurucu ortağı Evrim Kuran, aile şirketlerinin yeni nesillerine yönelik yaklaşımlara dair güncel bilgiler paylaştı. Türkiye’deki gençlerin yurtdışındaki akranlarına kıyasla yaşamsal sorunlara karşı direnç göstermeye bağlı olarak umutsuzluğa kolay kapılmadığının altını çizen Kuran, içinde yaşanılan dönemde toplumsal fayda odaklı ulvi bir amaç benimsemenin yükselen bir değer olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin, aile şirketlerinin sürdürülebilir büyümesi ve devamlılığı konusunda dünyanın en başarılı ülkesi olması vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, şirketlerde sürdürülebilirlik ve kuşak araştırmaları alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Evrim Kuran’ı üyeleriyle buluşturdu.
TAİDER üyeleri ile “Telgraftan Tablete: Türkiye’nin 5 Kuşağına Bakış” başlıklı bir söyleşi gerçekleştiren Evrim Kuran, dünyada şirketlerin ömrünün kısaldığını ve aile şirketlerinin güçlü ve sürdürülebilir büyümesinin başta yeni nesillerin istihdamı olmak üzere pek çok alanda toplumlara önemli katkılar sunabileceğini ifade etti. Şirketlerin devamlılığının yeni nesillerin istihdamı açısından kritik rol oynadığının altını çizen Kuran, “Türkiye yüzde 72 oranla OECD ülkeleri arasında gençlerin en stresli olduğu ülke. Ülkemizdeki genç ergenlere ilişkin yapılan bir araştırmada ise genç ergenlerimizin stres seviyesinin %50 olduğu ortaya çıktı fakat buna rağmen genç ergenlerimizin umutsuzluk seviyesi diğer ülkelerdeki akranlarına kıyasla daha düşük. Bu oldukça ilginç bir sonuç. Sebebini ise yaşamın zorluklarına karşı dirence bağlayabiliriz. Gençlerimiz problemlerle karşılaştığında sorunlarını çözüyor, görece daha rahat koşullarda büyüyen gençlerse başkalarından yardım bekliyor” diyerek gençlerdeki sorun çözme becerisinin gelişmesinin önemini vurguladı.
Şirketinizdeki gençlerin sorun çözmesine izin verin
Dünya Ekonomik Forumu’nun, 2030 itibarıyla çocukların sahip olması gereken yetkinlikler arasında bilişsel esneklik, yaratıcılık ve karmaşık problemleri çözme becerilerinin yer aldığını hatırlatan Evrim Kuran, “Gençlerin sorun çözmelerine olanak tanıyın. Bunu hem yeni nesil aile şirketi üyeleri hem de aile şirketlerinin çalışanları için uyguladığınızda bunun şirket performansına yansıdığını da görebilirsiniz. Küresel bir işveren markası danışmanı olarak, çalışmak için en iyi şartları sunan şirketlere verilen ödüllerde sıklıkla şirkette ne kadar eğlenildiğinin vurgulandığına sık tanık oluyorum. Oysa yeri geldiğinde sorunlarla karşılaşmak ve çözüm yollarını keşfetmek çalışanın şirkete daha çok bağlanmasına sebep olabiliyor” diye konuştu.
Dünyada öne çıkan yeni değer ulvi bir amaca sahip olmak
Aile şirketlerinin yaşanan dönüşüm çağındaki önemine de değinen Evrim Kuran, “İçinde bulunduğumuz dönemde sürekli olarak yeni teknolojileri ve yaşamlarımızdaki değişimleri konuşuyoruz. Başta yeni yetenekleri şirketlere çekmek olmak üzere pek çok alanda rekabetin yoğun olduğu çağımızda aslında neyin değişeceğini değil, neyin değişmeyeceğini konuşmalıyız. Bu da kültürün ta kendisidir. Aile şirketleri ve sahip oldukları kültürler bu anlamda çok değerli. Dünyada önemli bir trend haline gelen ‘Ulvi Amaç’ (Purpose) kavramı şirketleri toplumsal fayda odaklı birer duruş sahibi olmaya yöneltiyor. Bir duruşa sahip olmak, elini taşın altına sokup sorumluluk almak kültürel farklılaşma noktaları olacak. Şirketler artık neyiyaptıklarından çok neden var olduklarını öne çıkarıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Red Hat ve Microsoft iş birliği ile Azure işlevleri OpenShift’te kullanılabiliyor
Microsoft, geliştirici konferansı olan Microsoft Build’de tüm konteyner iş yükleriyle uyumlu olan ve göreve göre ölçeklenen kapasite sunmayı amaçlayan yeni açık kaynak projesi KEDA’yı duyurdu. KEDA (Kubernetes-based event-driven autoscaling) Kubernetes temelli göreve bağlı otomatik ölçekleme anlamına geliyor. Red Hat, hem bu projeyi gerçekleştirerek hem de kurumsal Kubernetes ve Red Hat OpenShift Konteyner Platformu’ndaki konteynerleri kullanan müşterilerine fayda sağlayarak KEDA’ya katkıda bulunuyor. KEDA’yı kullanarak Azure İşlevleri’ni Red Hat OpenShift Konteyner Platformu’nun geliştirici ön gösteriminde birleştiren Red Hat, yönetilen bir hizmet olan Azure’da çalıştığı gibi OpenShift’te de çalışacak şekilde tasarladı. Böylece hem hibrit bulutta hem de bina içinde çalışabiliyor.
KEDA projesi ile Red Hat, Azure İşlevleri’ni geliştirici ön gösterimi olarak Red Hat OpenShift Konteyner Platformu’nda kullanıcılara ulaştıracak. Böylece hem Azure hizmetlerindeki hem de Knative’deki ek kaynakları ve görevleri kullanabilen hibrit bir FaaS çözümü sunarken, Red Hat OpenShift Konteyner Platformu üzerinden çalışan uygulamaların göreve bağlı geliştirmelerinin de çok daha hızlı gerçekleşmesini sağlayacak.
Hibrit ve çoklu bulut stratejileri artık bir standart halini aldı. Red Hat’in Microsoft ile gerçekleştirdiği bu iş birliği, Red Hat’in son birkaç yılda yaptığı gibi, hibrit bulutta müşterilere çok daha fazla seçenek sunacak.
OpenShift’te Azure İşlevleri’nin yer almasıyla geliştiriciler, Java ve C# gibi birçok programlama dilini kullanarak, kullanıcı ara yüzü ile veri tabanı arasındaki veri alışverişini sağlayan algoritma olan işletme mantığı yazmaya odaklanabilecek. Bu sayede geliştiriciler Azure İşlevleri’nin Visual Studio Code ve func CLI için eklentilerine yönelik deneyim sahibi olacak.
Azure hizmetlerinin (Yapay Zeka, Öğrenen Makineler, Azure Cosmos DB, Azure IoT Hub) kullanıcıları ve diğer bulut sağlayıcıları, hizmetleri aracılığıyla görevleri göndererek ve o görevleri Azure İşlevleri sayesinde portatif bir şekilde işleyerek sistemin kilitlenme ihtimalini azaltacak. Kubernetes’teki hizmetlerin daha verimli, otomatik ve ölçeklenebilir bir şekilde çalışmasını sağlamak için tasarlanan bir açık kaynak aracı olan Operator Framework ile geliştirilen çözümün bu yıl içerisinde OperatorHub.io’da da kullanıma açılması planlanıyor.
Microsoft Build 2018’de konuşan Microsoft Yönetim Kurulu Başkanı Satya Nadella, “Git gide daha da ileri bir düzeye ulaşan uygulamaların buluttan sınıra yaygın bir bilişim yapısına sahip olması gerekiyor. Dağıtık, göreve bağlı, sunucusuz ve yeni bir uygulama modeli gerekiyor” dedi.
Siloları ortadan kaldırmayı ve ortak bir veri modeli belirlemeyi hedefleyen Açık Veri İnisiyatifi’ne (Open Data Initiative) benzer bir şekilde açık gelecek yolunda ilerleyen Red Hat’in Microsoft ile gerçekleştirdiği iş birliği, aynısını bilişim yapısına da uygulamayı planlıyor. Bu sayede müşteriler ve iş yükleri açığa çıkacak ve uygulamaları her yerde geliştirebilmek ve hizmete alabilmek isteyen geliştiricilere daha fazla seçenek sunulabilecek.

Banvit, Paketlenmiş Et Ürünleri sektöründe 7. kez “Türkiye’nin en beğenilen şirketi”

Capital Dergisi’nin ZENNA Araştırma ve Danışmanlık Şirketi işbirliğiyle, bu yıl 18.’sini gerçekleştirdiği “Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri 2018” araştırmada Banvit yedinci kez “Paketlenmiş Et Ürünleri” sektöründe Türkiye’nin en beğenilen şirketi oldu.

Türkiye’nin en beğenilen şirketleri, 30 Nisan Salı akşamı İstanbul ‘The Ritz Carlton Otel’de düzenlenen ödül töreninde bir araya geldi. 18 yıldır iş dünyasının en beğenilen şirketlerini öne çıkaran araştırma sonucunda Banvit A.Ş. yedinci kez lâyık görüldü. Ödül, Banvit A.Ş. İcra Kurulu Üyesi ve Satış Direktörü Nerdin Alp’e, Ekonomist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talat Yeşiloğlu tarafından verildi.

Ağustos – Kasım 2018 tarihleri arasında online anket tekniği uygulanarak gerçekleştirilen araştırmaya 59 sektörden, 500’ün üzerindeki şirketi temsilen 1.480 yönetici katıldı. Anket, tüm iş dünyası temsilcilerinin görüşleri üzerinden hesaplanırken sektörlerin en beğenilen şirketleri, ilgili sektörün profesyonellerinin görüşleri alınarak belirlendi. Ankete katılan yöneticilerden kendi şirketini dışarıda tutarak hem Türkiye hem kendi sektörü için en beğendikleri şirketleri belirtmeleri istendi.

Araştırma, Türkiye ve sektörler için en beğenilen şirketleri belirlemenin dışında, en beğenilen şirket olmayı sağlayan performans kriterlerini de ölçerek ideal şirketlerin fark yaratan performans alanlarını da ortaya çıkardı. Bu kapsamda 22 performans kriteri sorgulandı ve hem bu kriterlerin öncelikleri hem şirketlerin hangi kriterlerle farklılaştığı gözler önüne konuldu.

VERİMDER UYARIYOR: SAHTE ENERJİ KİMLİK BELGESİ (EKB)’NE DİKKAT!

 EV ALIRKEN EVİNİZİN  ENERJİ KİMLİK BELGESİNİ KONTROL EDİN, ENERJİDE SINIFTA KALMAYIN

 Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği VERİMDER’in gelenekselleşen Anadolu Buluşmaları’nın onuncusu Manisa’da gerçekleştirildi. Yerel medya mensupları ve kanaat önderlerinin ilgi gösterdiği toplantıda ana gündem, ısı yalıtımının enerji verimliliğine katkısı ve Enerji Kimlik Belgesi (EKB) oldu.

 Konut satın alacak ya da kiralayacak tüketicilerin, sahte EKB düzenlemesine karşı uyarıldığı toplantıda EKB’nin sahte düzenlenmesi ya da kullanılması durumlarında karşı karşıya kalınacak hukuksal yaptırımlara ilişkin bilgi verildi.

 Dünyamızda kısıtlı olan enerji kaynaklarını daha verimli kullanarak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için Türkiye’de enerji verimliliği ve tasarrufu yöntemleri konularında farkındalık oluşturmayı ana amaç olarak belirleyen Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği VERİMDER, Enerji Kimlik Belgesinin (EKB) önemine ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin on farklı ilinde enerji verimliliği konusunda konularını kanaat önderleri ve medya ile işbirliği halinde değerlendiren VERİMDER geleneksel “Anadolu Buluşmaları”nın onuncusunu Manisa düzenledi.

“YENİ EVİNİZ ENERJİDE SINIFTA KALMASIN”

 VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, “Anadolu Buluşmaları”nın onuncusunda Enerji Kimlik Belgesi (EKB) ile ilgili olarak: “Tüketilen enerjinin yaklaşık %40’ı binalarda kullanılmaktadır. Binalarda kullanılan enerjinin yaklaşık %80’i  ısıtma ve soğutma için tüketiliyor. Isı yalıtımı ile bu tüketilen enerjide %50’ye varan tasarruf sağlanabilir. Cebinizden boşa harcanan bütçenizin yanı sıra doğaya yapılan zarar da yine israf edilen enerjiden kaynaklanıyor. Bu nedenle de binalarda ısı yalıtımı yapmak ve binalarda zorunlu hale gelen Enerji Kimlik Belgesi’ne (EKB) sahip evlerde oturmak büyük önem taşıyor. Yapılaşmanın giderek arttığı ülkemizde, tüketiciler yeni ev alırken, gelecekte hem bütçesinden harcayacağı miktarı hem de içinde yaşadığı ve çocuklarına bir gelecek olarak bırakacağı çevreyi düşünmek zorunda. Bu nedenle de ev alırken ya da kiralarken, mutlaka Enerji Kimlik Belgesi(EKB)’ni sorgulayın. Binanın enerji sınıfının minimum “C” sınıfı, olmasına dikkat edin” dedi.

 SAHTE ENERJİ KİMLİK BELGESİ’NE DİKKAT!

 Birkaç ay içerisinde artık ev alım, satım ve kiraya verme işlemlerin zorunlu hale gelecek Enerji Kimlik Belgesi’nin (EKB) sahtelerinin de piyasada yaygın olarak yer aldığını söyleyerek tüketiciyi bu konuda uyaran Çevre Hukukçusu Avukat Arsin Demir ise toplantıda yaptığı değerlendirmede şu önemli başlıklara vurgu yaptı: “Binaların enerji ihtiyacı ile enerji tüketim sınıflandırması ve çeşitli sistemlerin birbiri ile uyumu ile ilgili bilgileri içeren Enerji Kimlik Belgesi (EKB), yetkisi olmayan kurum ve kuruluşlar tarafından da sahte olarak hazırlanarak tüketiciler ile buluşturuluyor. Ancak bakanlık tarafından verilen yetki ile Enerji Kimlik Belgesi (EKB) vermeye yetkilendirilen kuruluşlar; yeni tasarlanan binalar için, binanın projelendirme çalışmalarında bulunmuş olması şartı aranmaksızın Enerji Kimlik Belgesi(EKB) Uzmanları, mevcut binalar için Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketleri ve son yönetmelikteki düzenlemeye göre SMM hizmetleri belgesine sahip, Etüt-Proje Sertifikasına sahip, kalibre edilmiş ısı ve sıcaklık görüntüleme cihazlarına sahip olmak gibi şartları sağlayan mimar/mühendislerde mevcut binalar için Enerji Kimlik Belgesi düzenleyebilir. Enerji Kimlik Belgesi’nin sahte ya da geçersiz olması durumunda iptal edilir ve yeniden belgenin temin edilmesi istenir.”

UHKİB’DEN KONFEKSİYON SEKTÖRÜNDE ENDÜSTRİ 4.0 SEMİNERİ…

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) tarafından, “Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektöründe Endüstri 4.0 URGE Projesinin” “Yalın Üretim ve Konfeksiyon Sektöründe Uygulamaları” konulu eğitim düzenlendi.

UHKİB tarafından düzenlenen ve 2 gün süreyle gerçekleştirilen eğitim, Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Genel Sekreterlik Hizmet Binası’nda yapıldı.

Çok sayıda ihracatçı firmanın temsilcisinin katıldığı seminer konuşan Hugo Boss Sanayi Tekstil Limited Şirketi’nden Orçun Açıkgöz, öncelikle teorik anlatıma yer verilen eğitimin devamında katılımcılara hat dengeleme, günlük ve sezonluk planlama gibi konulardan başlayarak uygulamalar yaptırıldı.

Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe faaliyet gösteren firmalar için Yalın üretimin Endüstri 4.0 ile bağlantısı, günün rekabet koşulları içerisinde önemli bir faktör halini aldığını ve Dijital Dönüşümün; bir tercihten ziyade bir zorunluluk olarak görüldüğünü söyleyen Açıkgöz, eğitim hakkında şunları söyledi:

“Bu kapsamda Endüstri 4.0’ın firmalara adaptasyonu için verilen eğitimlerden biri olan Yalın Üretim felsefesinin temel konuları olarak eğitimde; kitle üretimi simülasyonu, yalın üretime geçiş, yalın düşüncenin gelişimi, kitle üretimi ve sorunları, yalın üretim simülasyonu, ilkelerin konfeksiyona yönelik uygulanışı, kazanımlar, üretim bantlarını yalın üretim prensiplerine göre oluşturma örnekleri yer aldı.”

Açıkgöz’ün yaptığı sunumların ve açıklamaların ardından eğitim, soru-cevap kısmı ile sona erdi.

İK’nın gündeminde dijitalleşen değerlendirme araçları var

Şirketlerin doğru yetenekleri bulabilmeleri için işe alım ve terfi süreçlerinde değerlendirme araçlarından faydalanmaları artık kaçınılmaz hale geldi. Son dönemlerin en popüler kavramlarından biri olan dijitalleşme ise değerlendirme araçlarında radikal sayılabilecek değişiklikler meydana getirdi. Artık değerlendirme süreçlerinde tercih edilen birçok araç dijital olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin önde gelen ölçme ve değerlendirme firmalarından Assessment Systems, dijitalleşme ile dönüşen yeni değerlendirme anlayışını ve son trendleri açıklıyor.

Artık dijital bir çağda yaşıyoruz. Dijitalleşmenin, işe alım ve terfi süreçlerinde kullanılan değerlendirme araçlarına olumlu yönde birçok etkisi var. Adaylara ilişkin birçok farklı veriyi, oldukça kısa sürede elde etmenizi ve objektif bir değerlendirme yapmanızı sağlayarak ölçüm güvenilirliğini artırıyor. Diğer taraftan, yeni nesil işgücü içerisinden yetenekleri bulmak, kuruma kazandırmak ve kalıcı olmalarını sağlamak, klasik İK araçlarıyla çok zor görünüyor. Dijitalleşen değerlendirme araçları özellikle Y kuşağı adayların stresli, uzun süreli ve sıkıcı buldukları değerlendirme sürecini, eğlenceli içerikler, kısa süreli mobil uygulamalar ile konforlu bir hale dönüştürüyor.

Dijitalleşen değerlendirme sadece online değerlendirmeyi ifade etmez!

Eskiden yüz yüze yapılan mülakatların, online platformlara taşınması ya da kağıt kalem usulü yapılan değerlendirme araçlarının artık online yapılıyor olması birçok kişi için değerlendirmenin dijitalleşmesini anlatıyor. Ancak bu kadarla sınırlı değil. Ölçüm güvenilirliğini artırmak ve aday deneyimini iyileştirmek için bundan çok daha fazlasına ihtiyaç var.

Assessment Systems CEO’su Levent Sevinç, değerlendirmenin yaşadığı dönüşümü 5 maddede anlatıyor:

  • Analitik Yaklaşımlar

Analitik yaklaşımlardan, insan kaynağına ilişkin büyük verinin analiz edilmesini ve bu analizin önemli kararlarda kullanılmasını anlıyoruz. Bu sayede, insan kaynaklarının önemli gündem maddelerinden olan işten ayrılma, işe en uygun adayları bulma, performansı yüksek çalışanları tahmin etmeye dönük modeller geliştirmek mümkün. 

  • Duygu Analizi

Metinleri analiz ederek bilgi edinmeyi sağlayan bu içerik analiz yöntemi ile kısa sürede çalışanların ya da adayların yazdıkları metinlerden hareketle duygularına ya da kişilik özelliklerine ilişkin sonuçlar elde edilebiliyor.

  • Yapay Zeka

Dijitalleşmenin dönüştürdüğü birçok alanda olduğu gibi değerlendirme alanında da başrolü yapay zeka üstleniyor. Yapay zekanın değerlendirmede en çok kullanıldığı alanlardan biri mülakat. Chatbotlar ile yapılan mülakatların yine yapay zeka üzerinden değerlendirilmesi İK profesyonelleri için oldukça zaman kazandırıcı bir değişim. Yapay zekanın mülakatlara bir diğer katkısı ise doğru sorular ile objektif bir değerlendirme yapılıyor olması. Mülakatlar yanında yapay zeka ile çalışan vaka çalışmaları ile herhangi bir değerlendiriciye ihtiyaç olmadan yetkinlikler ölçümlenebiliyor.

  • Gerçek Zamanlı Performans

Yılda bir kez yapılan performans değerlendirmeyi zamana yayan gerçek zamanlı performans bir mobil aplikasyon üzerinden çalışıyor. Bu sistemde puan yok. Çalışanın odağını ¨Ben kaç aldım?¨ sorusundan ¨Dışarıdan nasıl algılanıyorum? Nasıl Gelişebilirim?¨ sorularına çekmeye çalışan bu sistemde çalışan davranışları ve iş sonuçları ile ilgili devamlı geribildirim alıyor. Davranışını devam ettirmesi ya da üzerinde düşünmesini teşvik eden bu geribildirimleri sadece yönetici değil, iş sonucu ile ilgili fikir beyan edebilecek tüm çalışanlar yapabiliyor. Ayrıca çalışan da yaptığı bir işi paylaşarak geribildirim isteyebiliyor.

  • Oyunlaştırma

Günümüzde özellikle genç adaylar uzun süreli değerlendirme araçları yerine kısa sürede tamamlanan ve keyifli bir içerik sunan değerlendirme yöntemlerini tercih ediyor. Oyun Bazlı Değerlendirme, yeteneklerin firma ile ilgili algısını olumlu yönde etkiliyor. Bir bilgisayar oyunu kurgusu ile hazırlanan bu araçlar mobil olarak uygulanabiliyor. Davranış olurken gözlemlemesi ve arka planındaki karmaşık davranış modellemesi ile birçok özelliğe ilişkin kapsamlı sonuç sunuyor. Hem muhakeme hem de kişilik ile ilgili bilgi verebilen Oyun Bazlı Değerlendirme, en çok işe alım sürecinin ilk adımında kullanılıyor.

Assessment Systems CEO’su Levent Sevinç, şirketlerin bu dijitalleşme trendlerine uygun olarak insan kaynaklarındaki değerlendirme yaklaşımlarını baştan kurgulamaları gerektiğinin önemini vurguluyor. Değerlendirmedeki bu dönüşümün yeteneği bulma, çekme ve kurumda kalmasını sağlamada katkı sağlayacak adımlar olduğunu belirtiyor ve İnsan Kaynakları birimini yönetim ekibi için önemli bir stratejik partner haline getirdiğinin altını çiziyor.

Dünyada rakibi olmayan Bursa Siyahı İnciri ihracat pazarlarını bir bir fethediyor

 Geçtiğimiz yıl Bursa’dan 6 bin 498 Türkiye genelinde 17 bin 32 ton Bursa Siyahı İnciri ihraç edildiğini aktaran UYMSİB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan,  “Bu rakamlar azımsanacak rakamlar değil. Ancak incirde potansiyelimiz bunun çok üzerinde. Bursa Siyahı İncirimizi Almanya, Birleşik Krallık, Hollanda, Fransa, İsviçre, Avusturya, Hong Kong, İtalya, Belçika ve Çek Cumhuriyeti ülkelerine ihraç ediyoruz” dedi.

 Yazgan, “Dünyada bir pazar yok ki Bursa Siyahı İncirinde bize rakip olsun. Rakipsiz pazar olduğumuz için önümüz açık. Bursa Siyah İncirinde önümüze koyduğumuz hedef pazarları bir bir fethediyoruz. Geçtiğimiz yıl Çin pazarına girdik. Bu yıl da Uzakdoğu Ülkeleri, İskandinav Ülkeleri ve ABD pazarlarına girmeyi hedefliyoruz.”

 Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), lezzeti, raf ömrü ve iri görünümüyle dünyanın en kaliteli siyah inciri kabul edilen Bursa Siyahı’nın verimliliğini artırmak için çalışmalarına devam ediyor. Bursa Siyahı inciri üreticisi 100 kişilik bir çiftçi grubu ile Erbeyli’deki incir bahçelerine gezi düzenleyen UYMSİB, Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü’nde üreticilere yönelik bilgilendirme toplantısı düzenlendi. İncir Üreticileri Birliği’nin de desteğiyle gerçekleştirilen organizasyonda incirin genetik kaynaklarının muhafaza edilmesi, sofralık incir çeşitlerinin geliştirilmesi, organik kuru incirin depo dayınım süresinin ve meyve kalitesinin korunması gibi incire dair tüm hayati önem taşıyan konular masaya yatırıldı.

Bursa Siyahı ihracatında yüzde 5’lik artış

Geçtiğimiz yıl Bursa’dan 6 bin 498 Türkiye genelinde 17 bin 32 ton Bursa siyahı inciri ihraç edildiğini aktaran UYMSİB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan, “Bu rakamlar azımsanacak rakamlar değil. Ancak incirde potansiyelimiz bunun çok üzerinde.  Geçtiğimiz yıl Bursa’dan 15 milyon 32 bin dolar, Türkiye genelinde 38 milyon 897 bin dolar değerinde ihracat gerçekleştirdik. Bu yıl ihracat rakamlarımızda geçtiğimiz yıla göre yüzde 5 ‘lik artış olacağı yönünde beklenti var” dedi.

Bursa Siyah İncirinde hedef Uzakdoğu Ülkeleri, İskandinav Ülkeleri ve ABD

Bursa Siyahı incirinin kalitesini koruyarak ihracatını artırmak amacıyla Erbeyli’deki organizasyonu gerçekleştirdiklerini ifade eden Yazgan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu toplantılardan son derece olumlu sonuçlar alacağız. Bursa Siyahı İncirimizin kalitesini korumakla yükümlüyüz. Kirazın, armudun, elmanın Çin pazarında rakibi var ama Bursa Siyahı’nın dünyada hiçbir rakibi yok. Bu da bizim elimizi güçlendiren en büyük enstrüman. Hedefimiz yeni pazarlara bu ürünü ihraç ederek, ülkemize döviz girdisi sağlamak. Bursa Siyah incirinde önümüze koyduğumuz hedef pazarları bir bir fethediyoruz. Geçtiğimiz yıl Çin pazarına girdik. Bu yıl da Uzakdoğu Ülkeleri, İskandinav Ülkeleri ve ABD pazarlarına girmeyi hedefliyoruz. “

Türk doğaltaş sektörü ABD pazarında eski günlere dönmeyi hedefliyor

Türk doğaltaş sektörü Amerika’da yaşanan Mortgage krizi öncesinde yıllık 515 milyon dolar ihracat rakamına ulaştığı Amerika Birleşik Devletleri pazarında eski günlerine dönmek için atağa kalktı.

Amerika Birleşik Devletleri’nin halen Çin’den sonra en büyük ihraç pazarları olduğunu dile getiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, 8-13 Nisan 2019 tarihleri arasında 15 doğaltaş ihracatçısı firmanın katılımı ile düzenledikleri “Sektörel Ticaret Heyeti”nin çok verimli geçtiğini kaydetti.

“Sektörel Ticaret Heyeti” sayesinde ABD Doğaltaş pazarındaki trendler hakkında bilgi sahibi olduklarını anlatan Kaya, “ABD’nin Çin’e uyguladığı ilave vergiler sonrasında Türk doğaltaşının ABD pazarında daha çok talep görmeye başladığına şahit olduk. ABD Başkanı Trump’ın, Çin’e yüzde 10 olarak uygulanan ilave vergilerin önümüzdeki dönemde yüzde 25’e çıkarılacağını açıklaması Türk doğaltaş sektörümüz açısından daha büyük fırsatlar yaratacaktır. Sektörel Ticaret Heyeti sayesinde firmalarımız rekabetçiliklerini ölçme şansı yakaladı, pazara sunulması gereken ürünler hakkında bilgi edindi. En önemlisi, firmalarımız fiyat politikalarını gözden geçirme şansı yakaladı” diye konuştu.

Heyet içerisindeki firmaların birbiriyle işbirliği yapma şansı yakaladığının da altını çizen EMİB Başkanı Kaya sözlerini şöyle sürdürdü; “15 Türk firmamız Amerikalı ithalatçılarla 300 civarında ikili iş görüşmesi gerçekleştirdi. Bu görüşmelerin üçte birinin olumlu sonuçlanmasını bekliyoruz.”

ABD’ye 2019 yılı içinde bir çıkarma daha yapılacak

Amerika Birleşik Devletleri’nin yıllık 3.5 milyar dolar seviyesinde doğaltaş ithal ettiği bilgisini veren EMİB Başkanı Kaya, “Türkiye’nin ABD’ye doğaltaş ihracatında 2017 yılında 515 milyon dolara ulaşsak da, 2018 yılında 381 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Amacımız orta vadede 1 milyar dolar ihracat yapmak. ABD pazarındaki konumumuzu güçlendirmek için 2019 yılı içinde bir sektörel ticaret heyeti organizasyonu daha yapacağız” diyerek sözlerini noktaladı.

EMİB’in Amerika Sektörel Ticaret Heyeti Organizasyonuna şu firmalardan temsilciler katıldı; “Alimoğlu Mermer San. Ve Tic. A.Ş., Ege Antik Mermer San.Tic. Ltd. Şti., Denmar Dekoratif Mermer San. Ve Tic. Ltd. Şti., Beden Marble, CCK Natural Stone, Çizgi Marble, Ege Doğaltaş, Gazimer Marble, Mekmar Marble, Reisoğlu Marble, Uğur Mermer, Ekrem Demirel Maden, Aydın Mermer, Stonext Yapı Taşı San. Tic. Ltd. A.Ş. ve Orhan Özsarı Marble”

FIRSAT EŞİTLİĞİ MODELİ SERTİFİKASI İLK KEZ BİR ÜNİVERSİTEYE VERİLDİ

KAGİDER önderliğinde kadın istihdamını teşvik etmek için geliştirilen Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) Programı kapsamında bağımsız bir denetleme sürecinden geçerek sertifika almaya hak kazanan ilk üniversite olan İstanbul Gedik Üniversitesi’nin sertifikası düzenlenen tören ile Mütevelli Heyet Başkanı Hülya Gedik ve Rektör Prof. Zafer Utlu’ya takdim edildi.

 İşe alım, eğitim, kariyer planlama ve geliştirme gibi süreçlerdeki eşitsizlikleri saptamak ve iş yaşamında cinsiyet ayrımcılığına dayalı yaklaşımlara son vermek amacıyla KAGİDER önderliğinde gerçekleştirilen Fırsat Eşitliği Modeli Projesi kapsamında Sertifika almaya hak kazanan ilk Üniversite olan İstanbul Gedik Üniversitesi’nde Sertifika Takdim Töreni gerçekleşti.

Törenin açılışında konuşma yapan Hülya Gedik, İstanbul Gedik Üniversitesi Kurucusu Halil Kaya Gedik’in “çalışma hayatında eşitlik felsefesine inanan” bir insan olarak yönetim kurulu başkanlığını hayatta iken kendisine bıraktığını, şirketlerde kadın çalışanları her zaman desteklediğini ve bu bakış açısının bir kurumsal kültüre dönüştüğünü belirterek değerlendirmeden başarı ile çıkan İstanbul Gedik Üniversitesi’nin  aldığı sertifikanın hak edilmiş bir başarı olduğunu belirtti.

Gedik Meslek Yüksekokulu’nda düzenlenen törende KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Bahar Kayserilioğlu ise “İstanbul Gedik Üniversitesi bu sertifika ile “yönetimin fırsat eşitliği konusundaki taahhüdünü, işe alım ve seçmede fırsat eşitliğini, eğitim fırsatlarına erişimde eşitlik uygulamalarını” önemsediğini herkese ilan etmiştir. Bu çalışmayı tamamlayan 30 firma arasında ilk üniversite olmanızdan dolayı kutluyoruz” diyerek Sertifikayı Mütevelli Heyet Başkanı Hülya Gedik ve Rektör Prof. Zafer Utlu’ya takdim etti.

İstanbul Gedik Üniversitesi  Kadın ve Toplumsal Cinsiyet ile Kadın Girişimciliği Uygulama ve Araştırma Merkezleri tarafından sürdürülen çalışmada emeği geçen Doç. Dr. Tuna Uslu, Genel Sekreter Vekili Gülperen Kordel, Dr. Öğr. Üyesi Ayşin Şişman, Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Deniz Ünan Göktan, Dr. Öğrt. Üyesi Ayşegül Akdemir’e teşekkür belgeleri verildi.

Törenin ikinci kısmında ise “Çalışma Hayatında Eşitlik Söyleşisi” gerçekleştirildi. Gazeteci ve Radyo Gedik Genel Müdürü Hande Demirel’in Moderatörlüğünde  “Evrensel insan hakları anlayışıyla Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için zihniyet ve davranış değişikliği yaratmayı” hedefleyen YANINDAYIZ Derneğinden Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Erkan Tozluyurt ve Kagider Yönetim Kurulu Üyesi Esra Bezircioğlu dernekleri ile birlikte yürüttükleri çalışmaları anlatarak cinsiyet eşitliği kültürünün kurumsallaşması konusuna vurgu yaptılar.