Ekonomi-teknoloji haberleri (11.06.2020)

GENÇ İŞSİZLİĞİ, SEKTÖRLER ARASI GEÇİŞLE DÜŞÜREBİLİRİZ

TÜİK tarafından açıklanan mart ayı işsizlik rakamlarını değerlendiren İKÜ İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, istihdamı artırmak için yapısal önlemlere dikkat çekerken, özellikle genç işsizliği düşürmek için sektörler arası geçişin önemini vurguladı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mart ayı işsizlik rakamlarına göre, Türkiye’de işsizlik oranı, martta geçen yılın aynı ayına göre 0,9 puan azalışla yüzde 13,2 oldu. İşsizlik rakamlarını değerlendiren İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, istikrar kalkanı paketinin önemine değinerek gençlerin potansiyelinden sanayi sektöründe yararlanılması gerektiğini dile getirdi.

İşgücüne katılım oranında azalma var

Şubat ayına göre işsizlik rakamlarında 0,4 puanlık bir düşüş yaşandığını belirten Prof. Dr. Alçın, koronavirüs salgının Türkiye’de başladığı dönemde çok fazla işten çıkarmalar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Alçın, “Bu durumun işsizlik oranlarına yansımamasının temel nedeni istihdam oranı azalırken son bir yıl içinde işgücüne katılım oranında da azalmanın olmasıdır. Geçen yıl mart ayına göre istihdam, 1 milyon 662 bin kişi azalmış. Daha yüksek oranda işgücüne katılım da azaldığı için olumlu bir seyir ortaya çıktı. İstihdam, sanayi sektöründe 26 bin kişi artmış. Tarımda 538 bin, inşaatta 248 bin ve hizmet sektöründe istihdam edilenlerin sayısı ise 903 kişi azalmış.” İfadelerinde bulundu.

İşgücüne katılmayan, eğitimine de devam etmiyor

Mart ayı işsizlik rakamlarının tam olarak reel ekonomideki durumu yansıtmadığını belirten Prof. Dr. Sinan Alçın, “Genç işsizlikte, geçen yıl aynı dönemde yüzde 25,2 olan oran, bu yıl 24,6’a düşmüş durumda. Eğitimde de istihdamda da olmayanların oranı ise artıyor. Bu oran 2019’un mart ayında yüzde 23,7 iken şimdi yüzde 27,9’a kadar çıkmış durumda. Yani işgücüne katılmayanlar, ağırlıklı olarak eğitimlerine de devam etmiyor. İş arama sürelerinde 1-2 ay iş arayanlar yüzde 34,2’yi oluşturuyor. İkinci sırada bir yıl ve daha uzun süre iş arayanlar var. Uzun süre iş bulamayanlar, iş arama ümidini yitiriyor. Geçen yıl iş arama ümidini yitirenler 563 bin kişi olarak açıklanmıştı. Bu yıl bu rakam 1 milyon 174 bine çıkmış. Ama göstergeler bize hizmet sektöründe istihdam kayıplarının olduğunu işaret ediyor. Pandemi döneminin en önemli özelliklerinden biri bütün dünyada yaygın ve sürekli istihdam kayıplarının olmasıdır. Türkiye’de de aynı durum geçerli.” diye konuştu.

Ekonomik İstikrar Kalkanı paketiyle alınacak önlemler önemli

Alınacak önlemlerin bir kısmının Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından geçtiğimiz günlerde ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ adıyla kamuoyuna açıklandığını hatırlatan Prof. Dr. Alçın, “Dün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ama tam hali henüz oluşmamış olan paketle de alınacak önlemler önemli. Bu önlemler arasında kısa çalışma ödeneğinin uzatılmasını, ücretsiz izin uygulamasının uzatılmasını gösterebiliriz. Bu konularda da beklentiyle uyumlu kararlar alındığını görüyoruz.” diyerek sözlerini sürdürdü. Yapısal olarak sektörel geçişin sağlanması konusunda da görüşlerini dile getiren Prof. Dr. Alçın, “Özellikle Y ve Z kuşağı ile mevcut işsizlik rakamlarında ağırlıklı kitle oluşturan gençlerin genel olarak bilgi ve becerilerini sanayi ile buluşturmak gerekiyor. Yeni dönemin çoklu yetenekleri 21. yüzyıl yetkinliklerini içerecek biçimde sanayi sektöründe dönüşmelidir” dedi.

İşsizliği azaltmak için sektörler arası geçiş olmalı

Sektörel geçişin sağlanması gerektiğine de vurgu yapan Prof. Dr. Alçın, “Hizmet sektöründeki istihdam kaybının yerine konulması mümkün görünmüyor. O yüzden sanayi sektörünün işsizliği kapatacak şekilde genişlemesi gerekiyor. Buna yönelik adımlar atılmalıdır.” dedi.

Nitelikli ürünlerin rekabet edeceği küresel bir ekonomiye ilerliyoruz

Pandemi sonrası dünyada fiyat rekabetinin belirleyici olmayacağını aktaran Prof. Dr. Alçın, “Bunun yerine nitelikli ürünlerin birbiriyle rekabet ettiği bir ekonomik küresel görünüme doğru ilerliyoruz. Buraya hazırlıklı olunabilmesi için de gençlerin potansiyelinden sanayide yararlanılmalıdır. Bunun olmadığı durumda, bütün dünyada ve Türkiye’de, hizmet alanları bir anlamda köpük olarak son 40 yılda aşırı genişlemiş durumda. Buralarda istihdam kaybının yakın dönemde yerine konulmasını beklememek gerekiyor.” diye konuştu.

İstihdam için yapısal önlem şart

Yapısal önlemlerin istihdam piyasası açısından oldukça önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sinan Alçın, “Açıklanması düşünülen paket içerisinde yer aldığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ifade edilen bir diğer uygulama da emeklilik sigortası. Ücretsiz izin döneminde sadece sağlık sigortası yatırıldı. Fakat bu ücretsiz izinde geçirilen 3 aylık süre içerisinde belki bir 3 ay daha geçirilecek süre emeklilik hesabına katılmıyor. Sanırım bununla ilgili bir uygulama yapılacak. Eğer öyle bir uygulama hayata geçerse en azından ücretsiz izin döneminde bin 170 lirayla geçinme durumuyla karşı karşıya olan yurttaşlar, bu süreci en azından emekliliklerinde saydırabilecekleri bir süre olarak hesaplayabilecek.” ifadelerinde bulundu.

Uyumsoft, ülkemize dijital uzmanlar yetiştirmeye devam ediyor

Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, “Ülkemize ‘dijital uzmanlar’ yetiştirmeye devam ediyoruz”

Türkiye’nin inovasyon lideri olarak, sektöre “dijital uzmanlar” yetiştirmeye devam ettiklerini kaydeden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi:

“Anadolu’nun bilişim vadisi olmasına önderlik etme hedefimiz bulunuyor. Uyumsoft olarak müşteri hizmetlerimizi, İstanbul’un yanında Tokat ve Malatya’dan yönetiyoruz. UyumAkademi ile, hem ofislerimizin bulunduğu Anadolu kentlerinde, hem de üniversite öğrencilerine 10 yılı aşkın süredir düzenlediğimiz Yaz Staj Okulu’nda, ülkemize dijital uzmanlar yetiştirme devam ediyoruz” dedi.

ERP Komitesi ve Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp’ın moderatörlüğünde, 9 Haziran günü düzenlenen “Pandemi sürecinde e-Dönüşümün önemi” webinarına, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, Digital Planet Satış ve Pazarlama Direktörü Erdinç Börekoğlu, İşNet Genel Müdürü Mehmet F. Can ve eLogo Genel Müdürü Başak Kural konuşmacı olarak katıldılar. Sektör temsilcileri konuşmalarında, dünden bugüne ve önümüzdeki süreçte e-Belge uygulamaları pazarındaki gelişmeleri anlattılar.

Uyumsoft, e-Belge’de lider özel entegratörler arasında

Uyumsoft’un, e-Belge’de lider özel entegratörler arasında olduğunu anlatan Mehmet Önder, şunları kaydetti:

“Global iş dünyasının teknolojik dönüşümüne, yenilikçi yaklaşımlarımız ve akılcı iş modellerimiz ile rehberlik ediyoruz. e-Belge uygulamalarında (e-Fatura, e-Arşiv, e-SMM, e-İrsaliye, e-Defter, e-Bilet vd) pazarın lider özel entegratörleri arasındayız. Uyumsoft olarak, 24 yıldır 25 binden fazla işletmenin, e-Belge uygulamaları, ERP (kurumsal kaynak planlama yazılımı), CRM (müşteri ilişkileri yönetimi yazılımı) HRM (insan kaynakları yönetimi yazılımı), Ticari Paket Yazılımlar (ekoCari, Eko Ticari, ekoSMM, e-ofis, Banka Bakiyem) projeleri dahil dijital dönüşümlerine öncülük ediyoruz. Nitekim, içinde bulunduğumuz pandemi döneminde işletmeler, dijital dönüşüm yatırımları yapmanın ne kadar önemli olduğunu birkez daha görmüş oldular” diye konuştu.

Uyumsoft’un, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat, Gaziantep ve Bakü’deki 7 ofisinde 250’nin üzerinde çalışanı ve eko-sisteminde 300’ü aşkın iş ve çözüm ortağının bulunduğu kaydeden Mehmet Önder, bugüne kadar 50’nin üzerinde firmanın kurulmasına destek olarak  sektöre kazandırdıklarını söyledi.

Ülkemiz, e-Fatura’da “dünyada örnek” bir başarıya imza atıyor

Ülkemizin, 2013 yılında e-Fatura ile birlikte e-Belge uygulamalarına geçişinde, global çapta başarılara imza attığını ifade eden Mehmet Önder, şunları belirtti:

“Türkiye olarak, e-Belge uygulamalarına, Avrupa’dan çok daha sonra girdik. Bu yılın sonu itibariyle, dünyada örnek ülke olarak gösterileceğimiz bir başarıya imza atmış olacağız. e-Belge uygulamalarına çok hızlı adapte olduk. Çok iyi sonuçlar çıkardık. Çok yol kat ettik. Özel entegratörler ve mükellefler olarak, işi başarmış durumdayız. Dünya çapındaki başarımız için, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) başta olmak üzere, dijital dönüşüme katkı sağlayan özel entegratör firmalarına, iş- çözüm ortaklarımıza ve bizleri tercih eden  müşterilerimize teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Bilişim sektörü, hem rekabeti, hem birlikte iş yapmayı öğrenmelidir

Global çapta başarılara imza atabilme noktasında, Türk bilişim sektörünün, hem rekabet etmeyi, hem de birlikte iş yapabilmeyi öğrenmesi gerektiğinin altını çizen Mehmet Önder, şunları anlattı:

“Önümüzdeki dönem, firmaların tek başlarına değil, eko-sistemleri ile iş yapabileceği bir dönemdir. Türk bilişim sektörü olarak, bulunduğumuz coğrafyada ve dünyada başarılara imza atmayı istiyorsak, tıpkı inşaat sektöründe olduğu gibi birlikte hareket edebilmeliyiz. Bilişim sektörümüz, hem rekabeti, hem birlikte iş yapmayı öğrenmelidir” diyerek sözlerini tamamladı.

TOYOTA’NIN TÜM PLAZALARINDA EN ÜST DÜZEYDE HİJYEN İLE MÜŞTERİLER AĞIRLANIYOR

Pandemi ilanıyla birlikte “esnek çalışma ve randevulu müşteri ağırlama” sistemiyle sıkı hijyen kurallarını uygulamaya geçiren Toyota yetkili satıcıları şimdi de normalleşme sürecine adım adım hazırlanıyor. Bu amaçla Toyota Plazalar müşterileriyle birlikte, çalışan sağlığını da koruyan bir dizi sağlık önlemini devreye alarak hizmet vermeye başladı. Normalleşme sürecinde artan müşteri taleplerine cevap verecek olan plazalarda “temas ve sosyal mesafe” ile ilgili tedbirler elden bırakılmıyor.

Normalleşmenin başladığı süreçte müşteri trafiğinin artış eğiliminde olması nedeniyle tüm Toyota Plazalarda “COVID-19 Hijyen Standartları Sağlık ve Güvenlik Kılavuzu” oluşturuldu. Belirlenen standartların plazalarda eksiksiz olarak hayata geçirilmesi için gerekli hijyenik malzemeler de plazalara dağıtıldı. Toyota’dan yapılan açıklamada “Çalışanlarımız ve plazalarımızı ziyaret edecek olan müşterilerimizin sağlıklarının korunması en önemli önceliğimiz olacaktır. Çünkü müşterilerimizin sağlını önemsiyoruz ve onları plazalarımızda güven içinde ağırlıyoruz” denildi.

Önlemler 59 Plazada Uygulanacak

Haziran ayı başından itibaren başlayan normalleşmenin ilk adımında Toyota’nın tüm Türkiye’ye yayılmış 59 plazasında alınan önlemler ve hijyen tedbirleri şu şekilde sıralandı;

  • Satış ve satış sonrası tüm hizmetler randevu ile veriliyor,
  • Müşteri ziyaretlerinde, bekleme salonlarında, bankolarda 1,5 metrelik sosyal mesafe titizlikle korunacak şekilde organize ediliyor ve tokalaşmadan kaçınılıyor,
  • Temas gereken yeni araç satış, servis bankoları gibi tüm alanlarda pleksi araçlar ve sosyal mesafe kurallarına uygun güvenlik işaretçileri ve şeritleri kullanılıyor,
  • Plazalarda maske takılması zorunlu ve el dezenfektanı mutlaka bulunduruluyor,
  • Araç bakım ve teknik destek hizmetlerinde teknisyenler koruyucu ekipmanlar ile hizmet veriyor,
  • Araç içi temas noktalarında tek kullanımlık kılıflar kullanılıyor,
  • Yeni araç tesliminde ile bakım/onarım sonrasında araçlar dezenfekte ediliyor,
  • Tüm plazalarda bilgilendirme, yönlendirme ve uyarı işaret posterleri yer alıyor.
  • Bahçelere yaz geldi
  • Papatya Mobilya tasarımcılarından 2020 bahçe trendleri hakkında kullanışlı tüyolar
  • İçinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle evde kalmaya özen gösterdiğimiz bu dönemde bahçelerimiz temiz hava ile temas edebileceğimiz en güvenli mekanlar haline geldi. Evlerimizin bu en konforlu mekanında hem doğayla iç içe bir görünüm hem de görsel bir zenginlik yaratmak istiyoruz. Dekorasyon tercihleri kişiden kişiye değişse de bahçe mobilyalarında da güncellenen trendler olduğunu hepimiz biliyoruz. Şayet bahçenizi dekore etmeyi düşünüyor ve nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız, gelin, Papatya Mobilya’nın tasarım ekibinin önerdiği en sıcak bahçe trendlerine birlikte bir göz atalım.Dayanıklılık ön plandaMono renkler mi zıt tonlar mı?Küçük bahçeler için minimal formlar Bahçelerde doğal esintiler
  • Bahçeler temiz hava ve doğayla yakınlaşabileceğimiz en güvenli mekanlar şu sıralar. Peki, bahçelerimize doğayı en iyi şekilde nasıl yansıtabiliriz? Öncelikle renklerle. Bej, küllü kahve, acı kahve, açık gri, kiremit kırmızısı, hardal sarısı gibi doğada çokça rastladığımız tonlar, bahçeleri doğal bir efektle canlandırıyor.  Teak, iroko, kayın ve meşe gibi farklı türden natürel malzemeler ise doğal bahçelerin olmazsa olmazı.
  • Eğer küçük bir bahçeye sahipseniz dikkat etmeniz gereken en önemli şey fonksiyonel ve kullanımı kolay mobilyalar. Küçük mekanları rahatlatan bu tür mobilyaların üst üste istiflenebilir, monoblok ve kolayca temizlenebilir bir yapıda olması konfor yaratan en temel unsurlar.  Bu tip alanlarda yer değişikliğinin rahatça yapılabilmesi için minimal dokunuşlarla tasarlanan, küçük ebatta, zarif mobilyaları tercih edebilirsiniz. Aynı zamanda genişlik algısı yaratan sade bir düzen, açık renkler, enine çizgilerle tasarlanmış formlar, geniş ama alçak tasarımlar ideal görünüyor. Örneğin bu yılın trendlerinden olan açık tonlardaki alçak ve geniş oturumlu bir L koltukla küçük bahçenizi ferahlatabilirsiniz.
  • Bahçe mobilyalarının evin iç mekan tasarımında kullanılan renkler ile uyumlu olması gerekir mi? Bu sorunun cevabı tamamen genel mekanınızın stiline ve sizin tercihlerinize bağlı. Zaman zaman mono renkler oldukça göz kamaştırıcı olsa da zıt renklerin kombinasyonundan oluşan mekanlar da son derece çarpıcı bir atmosfer yaratabiliyor. Örneğin pembe ve kırmızı gibi yan yana gelemeyeceği düşünülen renkler bu yılın trendleri arasında olup kendi içerisinde mükemmel bir uyum yakalayabiliyor. Öte yandan çok gösterişli ve komplike mekanlarda boğucu bir atmosfer yaratmadan mobilya seçmenin yolu her zaman olduğu gibi bu yıl da pastel tonlardan geçiyor. Mono veya zıt renklerle bahçenizi kendi tercihlerinize göre kişiselleştirebilirsiniz.
  • Seçeceğimiz her eşyada dayanıklılık en çok önem verdiğimiz kriterlerin başında geliyor. İster sadeliği ön planda tutup minimal mobilyalar, ister geçmişle flört edip vintage objeler tercih edin ama dayanıklılıktan asla vazgeçmeyin. Nem, yüksek ısı ve sert yağmurların etkilemediği, korozyona karşı dirençli, uzun ömürlü ve dayanıklı malzemelerle üretilmiş mobilyalar bahçe dekorasyonundaki başlıca önceliğiniz olmalı. Polipropilen plastik ve metal gibi farklı malzemelerin kombiniyle oluşmuş, dayanıklılık testlerine tabi tutulmuş ürünlere göz atabilirsiniz.
  • İçinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle bahçelerimiz temiz hava ile temas edebileceğimiz en güvenli mekanlar haline geldi. İster istemez evlerimizin bu en konforlu mekanında hem doğayla iç içe bir görünüm hem de görsel bir zenginlik yaratmayı arzu ediyoruz. Dekorasyon tercihleri kişiden kişiye değişse de her şeyde olduğu gibi bahçe mobilyalarının da bir modası var.  Tam da zamanı gelmişken, gelin, Papatya Mobilya’nın tasarım ekibinin önerdiği en sıcak bahçe trendlerine bir göz atalım.
  • E.C.A.’dan yeni nesil klima
  • Spylos klima ile çevre dostu yüksek verimlilik
  • Kendi kendine temizlenebilen evaporatör
  • Hassas anti karbon filtre
  • Akıllı klima kiti ile uzaktan erişim opsiyonu
  • Yaz mevsiminin gelmesiyle beraber sıcaklıklar da arttı. İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde de evlerin ideal sıcaklık ve nem oranlarını belirlemek önem taşıyor. Bu noktada hem hijyen kontrolü sağlamak hem de bunaltıcı sıcaklarla baş etmek için yaz aylarında klimalar büyük kurtarıcı. Evde ideal sıcaklık ortamını oluşturmak için yenilikçi çözümler sunan E.C.A. Spylos duvar tipi split klima hem sağlığınızı tehdit etmiyor, hem de yeni nesil teknolojilerin zengin avantajlarını yaşam alanlarınıza taşıyor.Süper sessiz çalışma, temiz hava dengesi sağlayan teknolojiE.C.A. Spylos duvar tipi split klima 9.000 BTU/h, 12.000 BTU/h, 18.000 BTU/h, 24.000 BTU/h güç seçenekleriyle E.C.A. bayilerinden satın alınabiliyor
  • Gelişmiş kompresor frekansı sayesinde süper sessiz çalışma kabiliyeti olan Spylos duvar tipi split klima, R32 soğutucu gaz ile yüksek verimli, sürdürülebilir ve çevre dostu bir profil çiziyor. Spylos,  sahip olduğu akıllı kanat yönlendirme, 24 saat zamanlayıcı özelliği, otomatik restart ile konforlu bir kullanım vadederken özel dizaynı ile uzun mesafeye hava üfleyebilme performansı gösteriyor. Opsiyonel olarak akıllı klima kiti temin edilebilen E.C.A. Spylos duvar tipi split klima, cep telefonu ile yaşam alanlarına uzaktan bağlanma imkanı sunarak mekanın istenilen iklim ayarında sabit kalmasını sağlıyor. ECA Spylos klima, özel tasarım filtresi ile havadaki temiz hava ve nem dengesini maksimum düzeyde tutuyor. Öte yandan hassas anti karbon filtre ile kapalı oda içinde oluşması muhtemel bakteri ve mikroorganizmaların da önüne geçiyor.
  • 30 yılı aşkın süredir iklimlendirme sektörünün en güçlü markalarından biri olarak faaliyetlerini sürdüren E.C.A., Spylos duvar tipi split klima ile kullanıcılarına güvenilir ve hijyenik bir çözüm sunuyor. Spylos duvar tipi split klima, A++ enerji sınıfıyla ve içerdiği inverter donanımıyla soğutma konforunu artırırken enerji tüketimini azaltıyor, ortalama tüketim değerleri ile kullanıcısının yüzünü güldürüyor. Oldukça gelişmiş özelliklere sahip bir klima modeli olan Spylos, yeni nesil teknolojisi ve estetik tasarımıyla ilgi odağı oluyor.
  • Pandemi Demediler 2 Yatırıma İmza Attılar
  • Yaklaşık üç aydır corona virüsünün yaygınlaşmasını önlemek amacıyla dünyanın birçok ülkesi teyakkuz halinde yaşam mücadelesi vermekte. Olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasakları derken tüm dünyada etkisi hissedilen ve Türkiye’deki yaşamı da durma noktası getiren koronavirüs (COVID-19) salgını iş dünyasını da büyük ölçüde etkiledi. Koronavirüs (COVID-19) salgını önce bir sağlık krizi olarak başladı. Yüzbinlerce kişinin enfekte olması ve onbinlerce kişinin vefat etmesiyle, insani ve toplumsal bir krize dönüştü. Şirketler, ofisler kapandı; çalışanlar uzaktan çalışma sistemine geçti. Virüs salgınıyla alınan tedbirler daha şimdiden çalışma biçimlerimizi düzenlerken, gündelik hayat pratiklerimizi değiştirdi. Elbetteki bu değişiklikten etkilenenler sadece çalışanlar olmadı. Bu süreçte yatırım fonları ve melek yatırım ağları da iş yapış biçimlerini yeni döneme adapte etti. Yani corona virüsüne karşı geliştirdikleri önlemlerle bağışıklık sistemlerini güçlendirmenin yollarını buldular. Buna paralel olarak video konferans ile toplantı yapmaya başlayan şirketler, yeni yapacakları yatırım görüşmeleri için de bu yöntemi kullanarak yatırım süreçlerini devam ettirmeyi başardılar. Bu başarıya imza atan Melek gruplarından biri de EGİAD Melekleri oldu. Ege Bölgesi’nin Hazine’ye akredite ilk melek yatırım ağı olan EGİAD Melekleri, Kovid-19’un tüm engellerini aşarak ikisi de İzmirli olan, iki ayrı girişime totalde yaklaşık 350 bin TL yatırım yaptı. Türk girişimcinin İngiltere’de kurduğu, sosyal ve çevresel etki yaratan girişimlere, projelere, yardım kuruluşlarına destek olmayı sağlayan Goodsted 1 milyon 575 bin Pound değerleme ile 10 bin Pound; pozisyonları tartışabileceğiniz VAR Online ise 1.5 milyon TL değerleme ile 230 bin TL yatırım aldı. Teknoloji kapasitesine sahip, globalde potansiyeli olan işlere erken aşamada yatırım yapan EGİAD Melekleri, yatırım yaptıkları şirketlerle görüşmek için video-konferans yöntemini kullanarak bu süreçte ilerlemesini devam ettirdi.Yatırımlara ilişkin değerlendirmede bulunan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan, yeni yola çıkmış iş fikirlerine finansman sağlayan melek yatırımcılık ekosisteminin gittikçe büyüdüğüne dikkat çekerek, “EGİAD Melekleri olarak genç girişimlere sermaye yatırarak gelişmelerine ve pazarda yer edinmelerine yardımcı olma hedefindeyiz. Finansman dışında mentorluk yaparak onların gelişmiş iş ağına da sahip olmalarını sağlama gayretindeyiz. Henüz yolun başında olan genç girişimcilerin ayakta kalmalarını sağlayacak finansman kaynağını yaratmak büyük önem taşımakta. Bu zorluğu aşabilmek için alternatif finansman yöntemleri bulunuyor. Finansman yöntemlerinin başında da melek yatırımcılık geliyor. Yolun başında olan iş fikirlerine yatırım yapan, şirketlerin büyümeleri ve gelişmeleri için sermaye sağlayan kişiler olarak melek yatırımcıların oluşturduğu ekosistem giderek gelişmekte. Bu girişimlere yatırdığımız sermaye ile onlara can suyu olurken, yaptığımız mentorluk ve sağladığımız network ile de sağlıklı bir yapıya kavuşmalarına yardım ediyoruz” dedi.Dünyanın zorlu bir sınavdan geçtiğini ifade eden EGİAD Başkanı, iş dünyasının bu dönemde bir yandan mevcut krizi yönetmeye çalışırken diğer yandan yeni dönemde iş yapmanın yollarını aramaya devam ettiğini kaydetti. Alternatif sistem ve yaklaşımlar geliştirmeye odaklandıklarını vurgulayan Aslan, “Bu zorlu süreci tecrübelerin paylaşımı, yeni deneyimler edinilmesi anlamında olumlu hale dönüştürdük. Köklü denilebilecek değişimlere şahit oluyoruz. Koronavirüs salgını dünyaya son 100 yıl içindeki 3. en büyük ekonomik krizi yaşatmaya başlarken bizim yatırmalara devam etmemiz yine de bir ışık olduğunu gösteriyor. Tablo ne kadar zorlu ve karanlık olursa olsun, tünelde bir ışık görünmekte. Bu dönemin sadece bugüne değil, geleceğimizi inşa edecek yatırımlara gebe olduğunu düşünüyoruz. Pandemi sonrası her sektörde canlanma olacaktır. Pandemi sürecinde girişimcilerin desteklenmesi büyük önem taşımakta. Kriz döneminde risk alıp yatırım yapmamız geleceğin yatırımlarla kurtulacağına olan inancımızdandır.” dedi.Yerel ödeme platformu Payguru Londra merkezli girişim sermayesi şirketi Helios Investment Partners destekli TPAY MOBILE tarafından satın alınıyor 2015 yılında kurulan ve işyerlerine Mobil Ödeme, Nakit Ödeme ve Banka Havalesi hizmetleri sunan ödeme platformu Payguru, Ortadoğu ve Afrika’daki büyük yatırımlarıyla dikkat çeken mobil ödeme şirketi TPAY MOBILE tarafından satın alınıyor. TPAY MOBILE’ın büyük çoğunluğu ise Afrika odaklı bir özel sermaye şirketi olan Londra merkezli Helios Investment Partners’a ait. Müşterilerine, mobil operatörlerle yapmış olduğu entegrasyonlar üzerinden mobil ödeme hizmeti, benzer şekilde bankalarla yapmış olduğu entegrasyonlar üzerinden ise  ATM/nakit ödeme ve banka transfer hizmeti gibi bir dizi ödeme seçeneği sunan  yeni nesil ödeme platformu Payguru,  Ortadoğu ve Afrika’nın (MEA) lider mobil ödeme sağlayıcısı ve Helios Investment Partners portföy şirketi olan TPAY MOBILE (www.tpaymobile.com) tarafından satın alınmak üzere bir anlaşmaya giriyor. Bu yatırımla her iki şirket, son kullanıcılara ve üye iş yerlerine avantaj sağlayan farklı ödeme çözümlerini ve platformlarını daha da zenginleştirerek, çok daha geniş bir coğrafyada bütünleşik olarak sunmayı amaçlıyor. Satış işlemleri, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ve Rekabet Kurumu’nun onayının ardından resmi olarak tamamlanacak.

    Ortadoğu ve Afrika’nın (MEA) önde gelen ödeme çözüm sağlayıcısı olan TPAY MOBILE, üye iş yerlerinin tek bir entegrasyon yoluyla 580 milyondan fazla tüketiciden mobil ödeme veya dijital cüzdan uygulamaları aracılığıyla ödeme kabul etmesini sağlıyor. Mobil ödeme, Ortadoğu ve Afrika’da çoğunluğu banka hesabına sahip olmayan nüfusun yüzde 50’sinden fazlası tarafından kullanılan önemli bir ödeme yöntemi ve TPAY MOBILE, üye işyerlerinin, 24 ülkede bu yöntemi veya dijital cüzdan uygulamalarını kullanan müşterilere ulaşmalarını, son kullanıcılar tarafından satın alınan ürün ve hizmetlerin bedellerinin son kullanıcıların mobil operatör faturaları veya dijital cüzdanlarında bulunan fonlar aracılığıyla tahsil edilmesini sağlıyor.Payguru Yönetim Kurulu Başkanı Işık Uman, konuyla ilgili şunları söyledi: “5 yıl içinde organik büyüme yoluyla ve dışarıdan hiç yatırım almadan başarılı ve kȃrlı bir iş yürütmüş olmaktan gurur duyuyoruz. Bölgede lider bir aktör olan TPAY MOBILE’a katılacağımız için sevinçliyiz. TPAY MOBILE birleşmesiyle, TPAY MOBILE’IN Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki kurumsal varlığı ve ilişkileri aracılığı ile ürünlerimizin Türkiye dışına ihracatı için muazzam bir fırsat kapısı açıyoruz. Bu birleşme aynı zamanda yerel üye işyerlerimize Payguru ile yapacakları tek bir entegrasyon ile MEA ülkelerindeki son kullanıcılardan ödeme tahsil etme fırsatı da veriyor olacak”. Özellikle bu dönemde yapılan yatırımlar çok önemli Türkiye’nin fintek alanındaki güçlü ülkelerden biri olduğunun altını çizen Uman, sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Fintek Türkiye’de büyüyen bir sektör; Türkiye’nin gerek bilgi teknolojileri, gerek telekomunikasyon gerekse bankacılık teknolojilerindeki gelişmiş altyapısı ve kurumlarda oluşmuş olan inovasyon kültürü, Türk Fintek sektörünün birçok küresel şirketin ilgiyle takip ettiği ve yatırım yapmak istediği bir pazar haline gelmesini sağladı. Buna ek olarak Kasım 2019’daki son mevzuat değişiklikleri, Türkiye’deki fintek sektörünün çok daha liberal bir hale gelmesini sağladı. Bu değişiklikler, Türk fintek şirketlerinin inovasyona dayanan yeni ürün geliştirerek pazara sunmasını ve şirketlerin bu çerçevede adil rekabet şartları altında büyümesini kolaylaştırıyor; ayrıca bu yeni teknolojilere erişimin yabancı yatırımcıların gözünde daha cazip hale gelmesini ve bu pazarda daha çok ürünün ortaya çıkmasını sağlıyor. Ülkemizin böyle bir dönemde yatırımları çekmeye devam etmesi çok önemli ve Türkiye’de çok daha fazla sayıda başarılı girişimcilik öykülerinin çıkmasını bekliyoruz.”   “Ortadoğu ve Afrika’da lider dijital ödeme platformu kurmak” TPAY MOBILE Kurucusu ve CEO’su Sahar Salama da şöyle dedi: “TPAY MOBILE her geçen gün daha da hızlanan bir büyüme performansı gösteriyor ve Payguru satın alması, Ortadoğu ve Afrika’nın önde gelen dijital ödeme platformu olma, sınıfının en iyi kullanıcı deneyimini garanti etme, iş ortaklarımıza yenilikçi hizmetler sunma ve ayrıca bölgemizdeki tüm nüfusun dijital ve finansal dünyaya erişimini ve katılımını sağlama vizyonumuzun gerçekleşmesini hızlandırıyor. Bu işlem bölgedeki ayakizimizi de güçlendiriyor; ayrıca Payguru’nun sağlamış olduğu ürün ve hizmetler sayesinde yeni iş kollarına girerek tüm bölgede katma değerli hizmetler sunmamızı sağlıyor. Bölgesel ve küresel fintek sektörü büyüme anlamında bir dönüm noktasında ve bu da Payguru’yu aramıza katmak için mükemmel bir zaman.”   Salgın sırasında Türk şirketlerin birleşme ve satın alımları devam etti Pragma CEO’su ve Payguru’nun finans danışmanı Değer Şahbaz da satın alımla ilgili şunları söyledi: “Payguru’nun büyüyen bir fintek şirketi olması, hem yerel hem de uluslararası stratejik ve finansal yatırımcıların ilgisini çekti. Helios Investment Partners destekli TPAY MOBILE, üye iş yerlerine  sundukları ürün portföyü, hizmetlerin sunulduğu coğrafi alan ve her 2 firmanın sahip olduğu  son kullanıcıların ve kurumların finansal dünyaya katılımını arttırmaya yönelik ortak vizyonları göz önüne alındığında tüm yatırımcılar arasındaki en iyi seçenekti. Payguru hızlı büyüyen ve ileri teknolojiye sahip şirketlerin bölgesel başarı öyküleri yazabileceğini gösteren mükemmel bir örnek olarak bu zor zamanlarda bile küresel yatırımcıları çekebileceğini gösteriyor.”   Satın alım işlemi mevzuat onaylarından geçecek. Satın alımın ardından Payguru’nun yönetiminde ve operasyonlarında herhangi bir değişiklik olmayacak. Payguru Yönetim Kurulu Işık Uman ve Payguru Yönetim Kurulu Üyesi Onur Ergüney, birleşmeden sonra oluşacak bölgesel pozisyonlarda görev alacak.
    PROMETEON’DAN KAMYON VE OTOBÜSLERE ÖZEL YÜKSEK KİLOMETRE ÖMRÜ SUNAN PIRELLI “R:01 II+” SERİSİDünyanın endüstriyel lastik odaklı tek şirketi, Pirelli marka premium endüstriyel ve ticari lastiklerin lisanslı üreticisi Prometeon, kamyon ve otobüsler için tasarladığı “R:01 II+” serisini Türkiye koşullarına özel olarak geliştirdi. Yüksek kilometre performansı, yakıt tasarrufu ve dört mevsim dayanıklılık sunan serinin her iki lastiği de 295/80 R22.5, 315/70R 22.5, 315/80R 22.5 ebatlarıyla satışa sunuluyor.Serinin ön aks lastiği “FR:01 II+” ve çeker aks lastiği “TR:01 II+” artırılmış taban genişliği ve Türkiye koşullarına özel olarak geliştirilen taban hamur bileşimi sayesinde kullanıcılarına üstün kilometre performansı sunuyor. Segmentinde az rastlanır bir özellik olarak; hem ön aksta hem de çeker aksta M+S ve 3PMSF (kar tanesi) işaretlemesine sahip R:01 II+ serisi, kullanıcılarına dört mevsim boyunca üstün yol tutuş ve yüksek çekiş gücü sunuyor. Serinin her iki lastiği de Avrupa Komisyonu etiketlemesine göre ıslakta tutunma kategorisinde belirli ölçülerde “A” belirli ölçülerde “B” etiket değeri ile düşük fren mesafesi ve bu sayede mükemmel sürüş güvenliği vadediyor. Her iki lastikteki yenilikçi taban deseni ve Türkiye koşullarına özel olarak geliştirilen taban hamur bileşimi sayesinde kullanım ömrü boyunca elde edilen düşük dönme direnci, kullanıcılarına yakıt tasarrufu sağlıyor. Düşük karbon salınımı ve sahip olduğu ses seviyesi değerleri ile çevreci bir seri olan “R:01 II+”, düşük gürültü seviyesi ile de kullanıcılarına yüksek sürüş konforu sunuyor. Yakıt tasarrufu ve karbon salınımı sonuçlarına ilişkin karşılaştırma yapmayı mümkün kılan, Avrupa Komisyonu kriterlerini baz alan hesaplama aracına yoluzmani.com adresinden ulaşmak mümkün.      

  • * Saha testi 315/80R 22.5 ölçüsünde ve toplamda 120 adet lastikte yapılmıştır.
  • Prometeon tarafından yapılan saha testi* sonuçlarına göre, çeker aks lastiği TR:01 II+, ilk kullanım ömründe 270.000’den fazla km yaparken en yakın rakibine göre %10 daha yüksek kilometre performansı sağlıyor. FR:01 II+ ön aks lastiği ise aynı test sonuçlarına göre 323.000 km ile yine en yakın rakibine göre daha iyi performans vadediyor.
  • Düşük dönme direnciyle daha yüksek yakıt tasarrufu sağlıyor
  • “R01 II+” serisi, yüksek kilometre ömrü ve dört mevsim performans vadediyor
  • Pirelli marka kamyon, otobüs, tarım ve iş makinesi lastiklerinin lisanslı üreticisi Prometeon’un kamyon ve otobüsler için tasarladığı çok yönlü “R:01 II+” serisi; kullanıcılarına yüksek kilometre ömrü, yakıt tasarrufu ve dört mevsim mükemmel performansı bir arada sunuyor.  
  • Kriz Döneminde Risk Alıp Yatırım Yapıyoruz
  • Girişimlere Cansuyu Oluyoruz

SAN DECO İLE BOYA ARTIK RENKTEN ÇOK DAHA FAZLASI

Yarım asırlık tecrübesiyle dekoratif boya alanında uzmanlaşan San Deco, geliştirdiği inovatif ürünlerle boyaya estetiğin yanı sıra fonksiyonel bir nitelik kazandırıyor. San Deco, kara tahta boyasından şeffaf yazı tahtası boyasına, magnet özellikli boyalardan projeksiyon boyasına kadar çeşitlenen fonksiyonel ürün gamıyla boyayı yaşamın her alanında vazgeçilmez kılıyor.

 

Üstün teknolojik alt yapısı, yürüttüğü Ar-Ge çalışmaları, tasarım vizyonu, inovatif ürün gamı ve yenilikçi koleksiyonları ile boya sektörüne yön veren San Deco, duvarlara renk katmanın ötesine geçerek günlük yaşamın içindeki farklı ihtiyaçlara cevap veren fonksiyonel ürünleri tüketicilerin beğenisine sunuyor.

Boyayı estetik görünümüne kazandırdığı işlevsel yaklaşımla yaşamın her alanına taşıyan San Deco; kara tahta etkisini boya formunda duvarlarla buluşturan San Deco Chalkboard, şeffaf yazı tahtası boyası San Deco Writewall ve San Deco Magicis, manyetik tutma özelliği ile duvarlara çekim gücü kazandıran San Deco Magnetic ve projeksiyon boyası San Deco Projector ile  fonksiyonel boya ürün gamını genişletiyor.

Çok fonksiyonlu ve eğlenceli ürünlerle boyanın zihinlerdeki konvansiyonel imajını silen San Deco, konut, eğitim, ofis ve restoran gibi farklı fonksiyonlardaki mekanlar için sunduğu tasarım odaklı çözümlerle boyanın renkten çok daha fazlasına sahip olabileceğini gösteriyor.

Hem Modern, Hem de Nostaljik: San Deco “Chalkboard”

San Deco, Chalkboard koleksiyonu ile, Z kuşağının belki yetişemediği, X ve Y kuşaklarının ise çocukluklarından kalma bir anı olarak hatırladıkları kara tahtaları siyah renginin yanında, alternatif 4 farklı renk seçeneğiyle evlere ve ofislere taşıyor, üstelik boya formunda! Su bazlı yapısı ve kolay uygulamasıyla çocuk odalarından mutfaklara, ofislerden toplantı odalarına oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan San Deco Chalkboard eski alışkanlıkları teknolojiyle yeniden yorumluyor.

Karşı Konulamaz Çekim Gücü: San Deco Magnetic

Artık buzdolaplarına daha fazla yüklenmeye gerek yok! San Deco Magnetic ile tüm magnetlerinizi ve unutulmaz seyahat anılarınızı duvarlarınıza asabilirsiniz. Su bazlı yapısı ve mıknatısları tutma özelliği ile duvarlara karşı konulamaz bir çekim gücü kazandıran San Deco Magnetic boya ile yaşam alanlarınızın dekorasyonuna sürprizli dokunuşlar yapabilirsiniz.

İçinizde Kalacağına Duvarlarınızda Yazsın: San Deco Writewall – San Deco Magicis

İçinizden duvarlarınıza yazı yazmak geliyor ve kendinizi tutuyor musunuz? Ya da duvarlara resim çizmek isteyen çocuklarınızı engellemek için büyük bir çaba harcıyor olabilirsiniz. San Deco Writewall ve San Deco Magicis ürünleriyle istediğiniz her yüzeyde hiçbir endişe taşımadan hayal gücünüzü yansıtabilirsiniz. San Deco Writewall beyaz, mavi, pembe, inci krem renk seçenekleriyle, San Deco Magicis ise şeffaf yapısı ile uygulandığı yüzeylere marker kalemlerle yazılıp silinebilirlik özelliği kazandırıyor.

San Deco Projector ile Projeksiyon Perdelerine Son!

Toplantı odaları, konferans salonları, sınıflar, amfiler ve sunum ihtiyacı olan diğer tüm alanlarda kullanılan projeksiyon perdelerinin devri artık bitmiş olabilir. San Deco Boya, Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirdiği projeksiyon boyası San Deco Projector ile perdeye güçlü bir alternatif sunuyor.

Su bazlı ve tam mat görünümlü fonksiyonel bir iç cephe boyası olan San Deco Projector, ışığın bir kısmını içine hapseden formülüyle kullanıldığı alanlarda perdeye kıyasla daha yüksek kalitede görüntü sağlıyor. Projeksiyon perdesinden %30 oranında daha üstün görüntü performansı sunan San Deco Projector, uzun süreli sunum, video ve film gösterimlerinde gözde oluşan yorgunluk hissinin de önüne geçiyor. Yüzey boyası niteliğiyle yer kaplamadığı için daha geniş mekan kullanımına imkan tanıyan Projector, uygulama kolaylığı ile ev, okul ve işyeri gibi alanlarda kısa sürede duvar yüzeyine uygulanarak, birkaç saat içerisinde kullanıma hazır hale getirilebiliyor.