Ekonomi-teknoloji haberleri (07.09.2021)

Dilşad Akçayöz ‘Aklımda bir söz vardı’ sessizliklere dair… Heykel Sergisi

Çocukluk ile yetişkinlik arasında, toplumun biçimlendirme arzuları ve kendi gerçekliği kıskacında sıkışmış, sıkıştırılmış genç bireylerin içsel yolculukları ve  sessizlikleri bunlar.  Belki de hepimizin bir defa çıktığı kendini var ettiği,  özgürleştiği ve en büyük umudun içinde olduğunu keşfettiği bir yolcuk vardır. Bazı çocukların yolculukları ise daha kırılgan ve hassastır. Ben buna cam kalpli kayıp çocuk-lar diyorum.  Aslında kalbi camdan olan çocukların sessizliklerine ve umutlarına dair bir şeyler söylemek istedim sadece..  “Aklımda bir söz vardı, sessizliklere dair…” Bu verilmiş bir söz ve söylenmemiş ikinci bir söz arasındaki sessizliği ifade ediyor. Bu yüzden zaman kavramını ortadan kaldırıyor.

1989 İstanbul doğumlu Akçayöz, 2009 yılında Marmara Üniversitesi Heykel Bölümü Lisans eğitimine başlamıştır. 2015 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Ana Sanat Dalı Yüksek Lisan Eğitimine başladı. Çeşitli sempozyumlarda yer alan sanatçı birçok karma sergiye katılmıştır. İstanbul’da kişisel atölyesinde araştırma ve üretimini sürdüren sanatçı, Ziyattin Nuriev atölyesinde yetişmiş ve eğitim döneminde çok sayıda yerli ve yabancı sanatçıyla çalışmıştır. Dilşad Akçayöz’ün ‘Aklımda bir söz vardı’ sessizliklere dair… isimli heykel sergisi 15 Eylül – 10 Ekim tarihleri arasında Nişantaşı Galeri Selvin’de görülebilir.

Vertiv™ Liebert® RXA ve Liebert® MBX, Edge, Colocation ve Orta Ölçekli Veri Merkezleri için Esnek ve Güvenli Güç Dağıtımı Sağlıyor

Kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümlerinin küresel sağlayıcısı Vertiv (NYSE: VRT), bugün veri merkezi yönetimini ve ölçeklenebilirliği basitleştirmek için iki yeni güç dağıtım sistemini tanıttı. Liebert® RXA uzaktan güç paneli (RPP) endüstrinin en küçük ayak izlerinden birinde yüksek yoğunluklu güç uygulamaları için esnek ve güvenli bir çözümken Liebert® MBX busway sistemi, her boyuttaki veri merkezinde güvenilir havadan elektrik dağıtımına izin vererek ekipman için kullanılabilir alan bırakıyor. Her iki ürün de Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da (EMEA) mevcut.

Birçok veri merkezi geleneksel olarak sunucu raflarına enerji vermek için amaca yönelik elektrik güç dağıtım sistemlerini kullanıyor. Bununla birlikte özel çözümler daha uzun teslim süreleri gerektiriyor ve orjinal ekipman üreticileri (OEMs) tarafından ön sertifikalandırılmalarının yapılmamış olması hizmet verirken sorunlar yaratabiliyor.

Özellikle sunucu odalarına veya ağ dolaplarına esnek bir şekilde yerleştirilebilen, yerden tasarruf sağlayan yeni Liebert RXA gibi standartlaştırılmış bir uzaktan güç paneli (RPP), yüksek yoğunluklu uygulamalar için özel yapım sistemlere karşı kendini kanıtlamış bir alternatif. Önceden oluşturulmuş ve yapılandırılmış, onaylanmış ve test edilmiş Liebert RXA, şube devrelerine bağlandıktan sonra kullanıma hazır elektrik dağıtımı sağlayarak tesisin faaliyete geçmesini, genişlemesini ve daha büyük veri merkezileri ağlarının genel yönetimini basitleştiriyor.
Çözüm, zemin alanını optimize ederken farklı tesis ihtiyaçlarını ve gelecekteki büyümeyi karşılamak için esnek özellikler ve çoklu yapılandırma seçenekleri sunuyor. Ayrıca, bu yeni nesil standartlaştırılmış uzaktan güç panelleri (RPP), yerleşik akıllı izleme yetenekleri sağlıyor ve Vertiv™ Liebert® DPM aracılığıyla akıllı güç izleme ve sistem kontrolü, herhangi bir yük dengesizliğine daha hızlı yanıt verebiliyor, kritik sistemlerin kullanılabilirliğini artırıyor ve değerli sunucu ekipmanına zarar verebilecek ve plansız kesintilere neden olabilecek sorunları önleyebiliyor. Yenilikçi tasarımı sayesinde Liebert RXA, endüstrinin en küçük ayak izlerinden birini sunarken parmak güvenlikli özellikler operatörler için yüksek güvenlik sağlıyor.

Zemin alanı bir seçenek olmadığında, Liebert® MBX busway, soğutma hava akışını en üst düzeye çıkarmanın doğal faydasıyla, her büyüklükteki veri merkezinde güvenilir ve ölçeklenebilir güç dağıtımı sağlayan çok amaçlı bir raf üstü çözümünü temsil ediyor. Bu birinci sınıf busbar sistemi, ihtiyaç duyulan minimum dış destekle geliştirmeleri ve uyarlamayı destekleyen çeşitli kapasite ve bağlantı seçenekleri sunarak, işletmelerin zaman içinde güç dağıtım altyapısını uygun bir maliyetle optimize etmelerine ve uyarlamalarına olanak tanıyor. Çalışırken değiştirilebilir dağıtım kutuları ve uyarlanabilir busbar, geliştirmeler ve düzen değişiklikleri sırasında bile kritik yüklere sürekli güç dağıtımı yaparak esnekliği ve kullanılabilirliği en üst düzeye çıkarıyor. Hafif ve sağlam alüminyum busway şasisi, servis sırasında maksimum güvenliği sağlamak için entegre parmak güvenliği özellikleri ve çığır açan tasarımıyla IP2X sertifikalı ve IEC 61439-2 uyumlu.

Vertiv’in AC Gücü Küresel Teklifi için Kıdemli Direktörü ve EMEA AC Güç İş Lideri Giovanni Zanei, “Veri merkezi alanının birinci sınıf olması, daha fazla cihazın girişi ve daha yüksek yoğunluklara geçişle birlikte, veri merkezi güç altyapısının güvenli, ölçeklenebilir ve hızlı bir şekilde dağıtılması için artan bir baskı var” diyor. Zanei sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu kurulumu kolay sistemler, sürekli değişen talepleri karşılamak için yeterince kompakt ve esnek olan paketlenmiş güç dağıtımı sağlıyor. Sunucu barındırma tedarikçileri ve veri merkezi yöneticileri, Vertiv’in güç dağıtım sistemlerini yerleştirerek, küresel bir üretici tarafından üretilen ve onaylanan yüksek kaliteli ekipman sayesinde sistemin kesintisiz çalışmasını garantiye almaya yardımcı oluyor.”

Liebert RXA and Liebert MBX, Vertiv’in oda bazlı güç dağıtım birimleri (PDUb) ve Geist™ kabin PDU’larını içeren geniş, sektör lideri güç dağıtım portföyüne katılıyor.

Ahmet Kumkumoğlu Pfizer Türkiye Dahili Uzmanlıklar Satış & Pazarlama Lideri oldu
Pfizer Türkiye Dahili Uzmanlıklar Satış & Pazarlama Liderliğine Ahmet Kumkumoğlu atandı. 11 yıldır Pfizer ailesinin bir üyesi olan ve 2020’den beri Onkoloji Biyobenzerler ve Pazarlama Mükemmelliği Lideri rolünü başarıyla sürdüren Ahmet Kumkumoğlu, 1 Eylül itibariyle yeni görevinde Pfizer Türkiye Dahili Uzmanlıklar Satış & Pazarlama Liderliğini üstlenecek.

2008 yılında Sabancı Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği bölümünden mezun olan Ahmet Kumkumoğlu, sonrasında aynı üniversitede MBA eğitimini tamamladı. 2010 yılında Pfizer ailesine Pazarlama Enformasyon Proje Müdürü olarak katılan Kumkumoğlu, 2012 – 2016 yılları arasında çeşitli iş birimlerinde Ürün Müdürü olarak görev yaptı. Kumkumoğlu, Eylül 2016’da Pazara Erişim ve Fiyatlandırma Müdürü olarak görev aldı ve Temmuz 2017’de de Kurumsal İlişkiler Lideri görevini üstlendi. Bu rolünde Pfizer Türkiye’nin kurumsal stratejisinin oluşturulmasına liderlik ederek sağlık politikalarının oluşturulma sürecine katkıda bulundu.  Ahmet Kumkumoğlu, 2020’den bu yana Onkoloji Biyobenzerler ve Pazarlama Mükemmelliği Lideri görevini sürdürmekteydi.
Ahmet Kumkumoğlu yeni görevi ile ilgili şunları söyledi: “Lider yetiştirmeye odaklı bir şirket olan Pfizer, insan kaynağı politikalarını da bu değer doğrultusunda örüyor ve çalışanlarına bireysel gelişim, yüksek performans ve başarı için her türlü olanağı yaratmayı hedefliyor. Aynı zamanda rotasyon kültürüyle de kariyer yolculuklarımızda çok çeşitli pozisyonları üstlenme fırsatı veriyor. Pfizer’in bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.”

Türkiye 2020/21 sezonunda 291 milyon dolar kuru kayısı ihracatı gerçekleştirdi

Türkiye’nin kuru kayısı ihracatı 2020-21 sezonunda 87 bin 119 ton karşılığı 291 milyon 749 bin dolar oldu.

Kuru kayısı ihracatı 2019-20 sezonuna göre miktar bazında yüzde 10 düşerken, döviz bazında yüzde 16 artış gösterdi.

2019/20 sezonunda 2 bin 792 dolara ihraç edilen bütün kuru kayısı, 2020/21 döneminde 119 ülkede 3 bin 500 dolara alıcı buldu.

Türkiye’nin kuru kayısı üretim ve ihracatında dünya lideri konumda olduğunu hatırlatan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, 1 Ağustos 2020 tarihinde başlayan kuru kayısı ihracat sezonunda 119 ülkeye 291 milyon dolarlık kuru kayısı ihraç edildiğini açıkladı.

“Geçtiğimiz sezon kuru kayısı ihracatından 252 milyon 451 bin dolar döviz geliri elde etmiştik. Bu seneki hedefimiz 300 milyon dolara çok yaklaştık ancak kuru kayısı rekoltesindeki düşüş yüzünden hedefimizi yakalayamadık. Türkiye’ye son yıllarda ortalama 1,4 milyar dolar döviz kazandıran sektörümüzde kuru kayısı, çekirdeksiz kuru üzümden sonra Türkiye’ye en çok döviz kazandıran ürünümüz. Türkiye’nin kuru kayısı rekoltesinin 2021 yılında 94 bin 938 ton olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu rakamın büyük bir bölümü yine ihracata gidecek. Rekoltede yüzde 8 azalma var ama kalite iyi. Dolayısıyla bu sezon daha katma değerli ihraç ederek 300 milyon doları aşacağımızı öngörüyoruz.”

ABD 45 milyon dolarla birinci sırada

Kuru kayısı ihracatında ilk sıradaki ülkeler arasında; geleneksel pazar ABD’nin yüzde 30 artışla 45 milyon dolarla birinci sırada olduğunu açıklayan Celep, “125 milyon dolarlık kısmını yüzde 23 artışla Avrupa kıtasına gerçekleştirdik. Almanya yüzde 21 ilerlemeyle 28 milyon dolarla ikinci, Fransa yüzde 15 ivmeyle 25 milyon dolarla üçüncü sırada yer alıyor. Birleşik Krallık’a yüzde 31, Brezilya’ya yüzde 10, Hollanda’ya yüzde 41, Polonya’ya yüzde 51, Kanada’ya yüzde 14 ihracat artışlarımız oldu.” dedi.

Çin’e kuru kayısı ihracatı yüzde 36 arttı

Birol Celep, “Amerika ülkelerine yüzde 24 artışla 69 milyon dolarlık, Afrika ülkelerine 12 milyon dolarlık ihracatımız var. Kuru kayısıda Asya ve Okyanusya ülkelerine yüzde 18 ihracatımızı artırdık. Asya ve Okyanusya bölgesine ihracatımızda Çin yüzde 36 yükselişle 6 milyon dolarla ilk sırada. Yeni Zelanda yüzde 4, Endonezya ve Singapur yüzde 10, Vietnam yüzde 17, Hong Kong yüzde 26, Hindistan yüzde 34, Japonya yüzde 48, Tayland yüzde 159 ilerleme kaydettiğimiz yerler. Ortadoğu ülkelerine yaptığımız 12 milyon dolarlık kuru kayısı ihracatında da Dubai yüzde 329 ile en fazla ihracat artışı yaşadığımız pazar.” diye konuştu.

KARGODA DİJİTALİZASYON İNSAN KAYNAKLI HATALARI SIFIRA İNDİRGEYECEK

Kargo sektörünün hızlı büyüyen oyuncusu GKN Kargo, lojistik sektöründe dijitalizasyona geçiş sürecini başlattı. “Lojistik planlama ve zamanı doğru yönetme işidir” diyen GKN Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Akyürek, “Yaptığımız iş insan hatası kabul etmiyor. Müşterilerin yaşadığı tüm olumsuzlukların kaynağı çoğunlukla insan hatasından kaynaklanıyor. Bu durumun önüne geçmek için dijitalizasyon sürecini başlatmıştık. Son yatırımımızla kargonun alımından, takibine, aracın yoldaki durumuna ve rotadaki hava durumuna kadar tüm değişkenleri tek sistem üzerinden görebiliyoruz. Böylece insan hatası ortadan kalkmış oluyor” şeklinde konuştu.

Lojistik hayatımızın her alanını etkileyen en önemli sektörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Tükettiğimiz her ürünün, üretildiği yerden, tüketiciye ulaşmasında yaşanan yolculuk iyi planlama ve zaman yönetimi gerektiriyor. “Lojistik planlama ve zamanı doğru yönetme işidir” diyen GKN Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Akyürek, “Planlama ve zaman yönetimi insan hatası kabul etmez. Bu nedenle dijitalizasyon yatırımlarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

“KARGO SEKTÖRÜNDE OLUMSUZLUKLARIN KAYNAĞI İNSAN HATASIDIR”

“Kargo sektöründe müşterilerin yaşadıkları olumsuzlukların çoğunluk sebebi insan hatasıdır” ifadelerini kullanan Gökhan Akyürek, “Kargo gönderimlerini yönetmek çok fazla değişkeni hesaba katarak, doğru planlama yapmayı gerektirir. İnsan hatası yalnızca yanlış bir iş yapmaktan kaynaklanmaz, bir değişkeni görmezden gelmek, önemsiz görmek, hesaba hiç katmamak da insan hatasıdır. Yola çıkacak aracın durumu, rotada yağış olacak mı? Yola çıkacak şoför rotaya hâkim mi? Geçilecek şehirlerde, yollarda bakım, onarım çalışmaları var mı? Gibi pek çok değişken göz önüne alınmalı, ona göre karar verilmeli ve müşteri doğru bilgilendirilmedir. Bu kadar çok değişkenin olduğu bir sektörde dolayısıyla hata payı çoktur. Her hata müşteriye olumsuzluk olarak geri dönecektir” diye konuştu.

“DİJİTALİZASYON SADECE BARKOD OKUTMAK DEĞİLDİR”

Bugün tüm sektörlerin dijitalleşmenin bir parçası olduğunu belirten Akyürek, “Hepimiz zamana ayak uyduruyoruz. Önemli olan çağı yakalayabilmek hatta mümkünse onu geçebilmek. Lojistiğe sahip tüm operasyonlar ve kargo şirketleri, gönderimi yapılacak ürünlerin envanterlerini, gidecekleri destinasyonları, işin planlamasını dijital çözümlerle gerçekleştiriyor. Ancak geldiğimiz noktada sadece barkod okutarak ‘dijitalizasyon sürecini tamamladık’ demek yanlış bir önermedir. Çok daha fazlasını dijitalleştirmek mümkünken ve teknoloji hızla gelişirken bu konuda herhangi bir şeyi ‘tamamlamış’ olamayız. Takip ederiz ve uygulayabiliriz ancak siz ‘tamamladım’ dediğinizde başka bir yenilik çıkacak ve ‘tamamladım’ dediğiniz sistem eskiyecektir” ifadelerini kullandı.

“TÜM DEĞİŞKENLERİ TEK BİR SİSTEMDEN GÖREBİLİYORUZ”

GKN Kargo olarak geçtikleri dijital dağıtım operasyon sistemini tanıtan Gökhan Akyürek, “Yeni dijital yatırımımızla müşterilerimize yüzde 98’e varan doğruluk oranıyla gönderimlerinin ne zaman ulaşacağını söyleyebiliyoruz. Çünkü insanın hesaba katmadığı tüm değişkenleri yazılımımız bizlere söylüyor. Gideceğimiz rotaları bölgelere bölerek en efektif rotaları oluşturmamıza yardımcı oluyor. Bölgeye özel tanımlamalar yapabiliyoruz. Şoförlerimizin performansını ölçebiliyoruz. Onları tecrübelerine göre belirli rotalara atabiliyoruz. Yol durumu, hava durumu, araç durumu gibi dış etkenleri takip edebiliyoruz. Barkod okutmanın dışında, kargo gönderimini etkileyecek tüm değişkenleri tek bir ekrandan takip edebiliyoruz” diye konuştu.

“DİJİTALİZASYON SÜRECİNE DEVAM EDECEĞİZ”

“Teknolojik yenilikler, yaptık, oldu diyebileceğimiz işler değildir” diyen Akyürek, “Teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Yaptığımız yatırım bugün, çağı yakalamamız için önemli bir adım olsa da yarın çıkacak yeni sistemleri, uygulamaları da bünyemize katmaya devam edeceğiz. O nedenle ‘dijitalizasyon sürecimizi tamamladık’ demiyoruz. Dijitalleşmeye, müşterimize en iyisini sunmaya devam edeceğiz diyoruz” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.