Ekonomi-teknoloji haberleri (07.04.2022)

İTÜ’NÜN ULUSLARARASI ÖDÜLLÜ ETKİNLİĞİ GOBI İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI!

Avrupa’nın En İyi Uluslararası Öğrenci Zirvesi ödülüne layık görülen ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) ilk uluslararası öğrenci zirvesi olma özelliğini de taşıyan Global Opportunities in Business and Investment (GOBI) 11 Nisan’da kapılarını açıyor. Dünyanın dört bir yanındaki öğrencilere ve iş dünyasına ulaşacak olan etkinlik, “İnsanı Yeniden Tanımla” sloganıyla alanında çok sayıda uzman ismi ağırlayacak. Etkinliğin her adımı online olarak da yayınlanacak.

Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri tarafından 13 yıldır “Bu Bir Hayal Ürünüdür!”mottosu ile dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılara ev sahipliği yapan Global Opportunities in Business and Investment (GOBI)etkinliği için geri sayım başladı. Ulusal ve uluslararası bir organizasyon olmasıyla da bilenen GOBI, evrensel konularda rehber olmayı, onlara yeni fırsatlar sunmayı amaçlayarak bu yıl “İnsanı Yeniden Tanımla!” sloganıyla kapılarını aralıyor. Dünyanın dört bir yanında iş dünyasının ve akademik çevrenin yakın takibinde olan etkinlik, alanında çok sayıda profesyonel ismi ağırlayarak sektörel gündemin nabzını tutacak.

ETKİNLİK ONLİNE OLARAK DA İZLENEBİLECEK

Etkinlik 11-12-13 Nisan 2022 tarihlerinde İTÜ Maçka Fakültesi Mustafa Kemal Amfisi’nde hibrit bir şekilde gerçekleştirilecek etkinliğe İTÜ ağırlıklı olmak üzere İstanbul’un çeşitli lise ve üniversitelerinden katılım olacak. Etkinliğin her adımı aynı zamanda online şekilde dünyanın dört bir yanından da canlı olarak izlenebilecek.

ALANINDA PROFESYONEL ÇOK SAYIDA İSİM KATILACAK

Alanında profesyonel ve birçoğu C-Level olan isimler etkinliğe online ya da fiziki katılımlar gerçekleştirecek. Yaklaşık 40 dakika civarında sürecek oturumlarla İnovasyon, Değerler, Evrensellik, Teknoloji, Değişim, Potansiyel, Etki, Evrensellik, Zorluk, ve İnsan temaları üzerinde duracak. Canlı yayın ekibi 3 gün boyunca zirvenin tüm oturumlarının gobistanbul.com adresinden takip edilebilmesini sağlayacak.

Zirvede Kaliforniya Üniversitesi Profesörü Daniel Kammen, Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler, Migros Up Grup Müdürü Dr. Ayşegül Özkavukcu, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü Başkanı & İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Özsoy, Yazar & Yönetmen Mu Tunç, DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, Van Horne CEO’su Fesih Zeki Mert, Brandistanbul PR Ajansı Başkanı Hatice Kumalar ve Vizyon Stratejisti Elif Çetin gibi alanında profesyonel çok sayıda isim evrensel konuları işleyecek.

Enflasyonist ortamda şirket yönetiminin 4 altın kuralı

Covid-19 pandemisi nedenli oluşan arz sıkıntıları, beraberinde ertelenen talep patlaması, son gelişmelerden olan Rus –Ukrayna savaşı konusu ve tüm bunlar fiyatların genel seviyelerinde önlenemez bir yükselişi beraberinde getirdi. Bunun yanında gıda güvenliğindeki belirsizlik, lojistikteki sıkıntılar, emtia fiyatlarında artış da bu durumu her geçen gün derinleştirmekte ve hem iş yapış tarzlarımızı, hem de iş yapmanın maliyetini maalesef olumsuz etkilemektedir. Aynı zamanda, ülkemizde TL para biriminin diğer para birimleri karşısında değersizleşmesi, politika faizi ile piyasa faizi arasındaki makasın giderek açılması ve bu durumun finansmana erişimi daha da zorlaştırması, enerji ve akaryakıttaki fiyat artışının maliyetlere yansıması gibi nedenler durumu daha da derinleştirmektedir.

Enflasyonun artma hızı ile ÜFE ve TÜFE arasındaki makasın dikkate alındığında, ülkemizdeki enflasyonun bir süre daha devam edeceğinin anlaşıldığını ifade eden Canovate Group Finans Direktörü Hediye Yıldırım, şunları söyledi:

Fiyatların genel seviyesindeki artış olarak nitelediğimiz enflasyon, her şeyden önce firmalar için kaynak ihtiyacı ve beraberinde de kaynak maliyeti artışlarına neden olmaktadır. Kaynak ve kullanım tarafında nominal büyümeye neden oluyor gözükse de, maalesef reel anlamda gerçek bir büyümenin karşılığı olarak karşımıza çıkmamaktadır. Şirketlerin enflasyonist dönemden etkilenme derecesi, varlıklarının TL-YP para cinsi kompozisyonuna, alacak, stok ve borçlarının devir hızlarına, üretilen mal ve hizmetlerin talep elastikiyetine, nispi fiyatlardaki değişmeye ve borçtan yararlanma kabiliyetlerine ve en önemlisi de belirsizlik kavramı ile baş edebilme kapasitelerine bağlıdır. Özellikle planlama ve bütçeleme kavramları ve bunun yanında nakit akış ve karlılık yönetimi en önemli kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır.” dedi.

Enflasyonist ortamda şirket yönetiminin temel kuralları hakkında bilgiler veren Canovate Group Finans Direktörü Hediye Yıldırım, şunları anlattı:

1-Enflasyonist dönemlerde nakit akış yönetimi:

Hammadde fiyatlarının artması, işçiliklerin maliyetinin yükselmesi, kredi limitlerinin daralması sebebiyle, aynı fiziki üretim ve satış hacmini koruyabilmek için daha fazla işletme sermayesine gereksinim duyulmaktadır. Hele de, ihracatının %60 tan fazlasını ithal ettiği ürünler ile sağlayan bizim gibi ekonomilerde, kurdaki kırılganlık kaynaklı genel fiyatlarda artış, işletme sermayesi ihtiyacını katlamaktadır. Enflasyon nedeniyle TL parasal varlıkların sürekli değer kaybetmesi, hammadde fiyatlarının artması nedeniyle satın almada güçlüklerle karşılaşıldığından gereğinden fazla stok yapma ihtiyacı doğmaktadır. Bu durum, stokların artmasına, nakit değerlerin azalmasına ve nakit dengesinin bozulmasına yol açmaktadır. Bu sayılan sebeplerden dolayı artan finansman ihtiyacını karşılamak ve elde zorunlu olarak tutulan likit değerlerdeki reel kayıplara karşı korunmak için genellikle borçlanma yoluna gidilmekte ve tüm işletmeler aynı yönde davrandığından borç para bulmak güçleşmektedir. Firmalar, ancak yüksek faiz haddi ile ve çoğu zaman kısa vadeli olarak borçlanabilmektedir. Reel faiz yükünün artması, borç vadelerinin kısalması işletmelerin finansal risklerini arttırdığı gibi, artan fon gereksiniminin yalnızca dış kaynaklardan sağlanması, işletmelerin yabancı kaynak, özkaynak dengelerinin de bozulmasına yol açmaktadır. Bu durumda, reel değerini koruyan nakit kraldır. Bu amaçla tahsilat vadelerinin öne çekilmesi, stok döngüsünün kısaltılması ve piyasa kredi vadelerinden daha çok yararlanılması elzemdir. Şirketin mali duran varlıklarının bir kısmının da elden çıkarılması ve nakde dönüştürülmesi de bir diğer olumlu etki olacaktır.

2-Enflasyonist dönemlerde karlılık yönetimi:

Karlılık kavramlarının ise, nominal değerlerinden çok reel değerleri üzerinden değerlendirilmesi diğer dikkat edilmesi gereken konudur. Bu dönemde, tüketici stok yapma eğilimine girdiğinden şirketler için kısa dönemde talep artışı söz konusudur. Buna karşın yüksek enflasyon döneminde tüketicide fiyata duyarlılık düşüktür ve şirketler fiyatlarını daha kolay arttırabilirler. Bu noktada, firma karlılığının nominal artması beklenebilirken, satın alma maliyetlerinde de eş zamanlı artış söz konusu olduğu için reel anlamda karlılık artışı önemlidir. Aynı durum faaliyet karlılıkları ve FAVÖK üzerinden de değerlendirilmelidir. Örnek vermek gerekirse, daha önce %20 FAVÖK karlılığı önemli bir karlılık ifadesi olarak karşımıza çıksa da, günümüzde enflasyondan ari değerlendirildiğinde, %60’ın üzerinde enflasyonun olduğu bir ortamda, %-40 oranında negatif reel bir FAVÖK karlılığı ifade etmektedir. Borç ödemesi bazında bakıldığında yine, aktif ve pasif tarafın kur bazında değerliliği, kaynakların YP cinsinden pozisyonunun lehte mi aleyhte mi olduğuna göre karar vermek elzemdir. Güncel piyasa faiz rakamları üzerinden de irdelemek gerekmektedir.

3-Enflasyonist dönemlerde verimlilik ve kalite yönetimi:

Bir diğer taraftan enflasyon; üretim verimliliği ve kalite gibi değerleri de olumsuz etkilemektedir. Sonucunda da, üretim maliyetlerini arttırmaktadır. Enflasyonun da etkisi ile izlenen hatalı fiyatlamayı da içeren yanlış satış politikaları, üretimde maliyet hesabında yanılsamalar, işletme performansını olumsuz yönde etkilemekte, sonucunda ise ortaklar ve yöneticilerin işletmeye yönelik gerçek kriterlere dayanmayan hatalı kararlarına neden olmaktadır.

4-Enflasyonist dönemlerde stratejik yönetim:

Fiyatların genel seviyelerindeki artış ortamında kendisini gösteren “risk” ve “belirsizlik” kavramları, yatırım kararlarını ve bunların rasyonalitesini de olumsuz etkilemektedir. Kaynak bulma sıkıntısı, işletmeleri dış kaynak arayışına yöneltmektedir. Kaynak bulma sıkıntısı kaynaklı, yatırımların tamamlanması gecikmekte ve artan maliyetler firmaları olumsuz etkilemektedir. Rasyonel temellerden uzak, gerçek kar artışlarına dayanmayan yatırımlar için verilecek kararlar işletmeleri uzun süre etkileyebilir. Karlılığın reel değerinden fazla olması ve elde edilmesindeki kolaylık, firma yöneticilerini rahatlığa yöneltebilir ve rasyonel kararlar vermesini engelleyebilir. Zamanında yapılmayan yerinde yatırımlar ise, firmalar için pazar kaybına neden olacaktır.

Konut satın alırken bunlara dikkat!

Konut satın alırken tapu kaydından ruhsatına, ipotekli olup olmadığından cephesine kadar birçok faktöre dikkat etmek, sonrasında herhangi bir problemle karşılaşmamak adına büyük önem taşıyor. Satın alınacak konutun güvenilir bir şirketten alındığına emin olunması, bu noktada şirketin daha önce yapmış olduğu projelerin incelenmesi gerekiyor. Evin semti, bölgesi, gelişme potansiyeli gibi konulara da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Siltaş Yapı Satış ve Pazarlama Koordinatörü Erdinç Tunç, konut almanın püf noktalarını açıkladı.

Büyük yatırımlarla sahip olunabilen, belki de kimilerimiz için bir ömür birikim yapılarak alınabilen konutları seçerken ileride herhangi bir sorunla karşılaşmamak adına dikkat edilmesi gereken çok sayıda faktör bulunuyor. Tapu kaydından ruhsatına, ipotek durumundan cephesine kadar birçok konunun titizlikle incelenmesi gerekiyor. Siltaş Yapı Satış ve Pazarlama Koordinatörü Erdinç Tunç, konut alırken göz ardı edilmemesi gereken püf noktalarını açıkladı.

Satın alacağınız konutun tapu kaydını, ruhsatını ve deprem riskini sorgulayın

Konut satın almadan önce Tapu Müdürlüğü’ne gidilmesinin faydalı olacağını açıklayan Erdinç Tunç, “Böylece satın alınacak evin DASK poliçesini görebilir, vergi borcunun olup olmadığını sorgulayabilir ve iskan ruhsatını inceleyebilirsiniz. Tüm bu hususlar ilerde bir sorunla karşılaşılmaması adına oldukça önemli. İster sıfır bir projeden ister halihazırda satışta olan bir evi satın alırken haciz ve ipotek konusunu da araştırmak gerekir. Çünkü üzerinde ipotek bulunan sıfır daire, müteahhitin borçları nedeniyle yeniden satılabilir.” şeklinde konuştu.

Güvendiğiniz şirketleri tercih edin

Satın alınacak konutun güvenilir bir şirketten alındığına emin olunması gerektiğini vurgulayan Tunç, “Bu noktada şirketin daha önce hayata geçirdiği projelerinin detaylı olarak incelenmesinde fayda var. Ayrıca şirket hakkında araştırma yaparak şirket hakkındaki yorumları görebilir ve başladığı projeyi bitirmemiş ya da taahhütlerini yerine getirmeyerek proje sakinlerini mutsuz etmiş şirketlerden uzak durabilirsiniz.” dedi.

Evin cephesi ve gerçek metrekaresi de önemli

Satın alınan evin söylenen ve gerçekte olan metrekareleri arasında fark olup olmadığının dikkatle incelenmesi gerektiğini belirten Tunç, “Bir evin satış brütü, daire brütü, daire net alanı gibi farklı alan tanımlamaları olur. Bu noktada bir sürprizle karşılaşmamak için hangi tanıma göre olan alandan satın alma yapacağınızı iyi anlamalısınız. Dairenizi hangi cephede tercih edeceğiniz de önemli. Güney cepheler sıklıkla tercih edilmekle birlikte yazın fazla güneş alabiliyor. Burada bir cephenin diğerinden daha iyi ya da kötü olmasından ziyade tercihler devreye giriyor.” diye konuştu.

Evinizin bölgesi onun değerini artırır

Satın alınması düşünülen evin semti, bölgesi ve gelişme potansiyeli gibi konularının da değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Erdinç Tunç; “Konutun konumu, toplu ulaşım imkanları ve sosyal yaşam alanlarına yakınlığı gibi imkanlar evin değerini de etkiler. Örneğin havalimanına yakın bir eviniz varsa değeri de o yönde artacaktır. Site içinde bir ev almayı planlıyorsanız yönetim planını inceleyerek, ortalama aidat bedelleri ve aidatın içine nelerin dahil olduğunu öğrenmelisiniz. Ev satın alırken tüm bu anlattıklarıma ek olarak daha birçok faktörün bulunduğunu belirtmek isterim. Bu noktada güvenilir kaynaklardan iyi bir araştırma yapılarak ev alınması çok mühim.” diyerek sözlerini tamamladı.

Otomotiv ihracatı martta 2,7 milyar dolar oldu

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre Türkiye otomotiv endüstrisinin mart ayı ihracatı yaklaşık yüzde 7 düşüşle 2,7 milyar dolar oldu. Ülke ihracatında ikinci sırada yer alan sektörün aldığı pay da yüzde 12 olarak gerçekleşti. Geçen ay tedarik endüstrisi ve otobüs-midibüs-minibüs ürün gruplarında çift haneli artış yaşanırken, binek otomobiller ihracatı çift haneli düştü. AB Ülkelerine ihracat yüzde 6 geriledi, Orta Doğu Ülkelerine ise yüzde 16 arttı.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik: “Bu yılın ilk çeyreğinde bir yandan çip krizi kaynaklı sorunlar devam ederken, diğer taraftan otomotivde Euro/Dolar paritesi kaynaklı 500 milyon dolarlık ihracat kaybı söz konusu. Buna paralel yılın ilk üç ayında otomotiv endüstrisi ihracatımız yaklaşık yüzde 3 düşüşle 7,5 milyar dolar oldu. İlk üç aydaki ortalama aylık otomotiv ihracatımız ise 2,5 milyar dolar.”

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre Türkiye ihracatının 16 yıldır üst üste lider sektörü olan otomotiv endüstrisinin mart ayı ihracatı yüzde 6,7 düşüş ile 2,7 milyar dolar oldu. Ülke ihracatında ikinci sırada yer alan sektörün aldığı pay da yüzde 12 olarak gerçekleşti.

Mart ayında tedarik endüstrisi ve otobüs-midibüs-minibüs ürün gruplarında çift haneli artış yaşanırken, binek otomobiller ihracatı çift haneli düşüş gösterdi. AB Ülkelerine yönelik ihracat yüzde 6 geriledi, Orta Doğu Ülkelerine ise yüzde 16 artış yaşandı.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, ilk çeyrek rakamlarına yönelik değerlendirmesinde, “Henüz geride bıraktığımız bu yılın ilk çeyreğinde otomotivde Euro/Dolar paritesi kaynaklı 500 milyon dolarlık ihracat kaybı söz konusu. Çip krizinin etkisi de halen devam ediyor. Buna paralel yılın ilk üç ayında otomotiv endüstrisi ihracatımız yaklaşık yüzde 3 düşüşle 7,5 milyar dolar oldu. İlk üç aydaki ortalama aylık otomotiv ihracatımız ise 2,5 milyar dolar” diye konuştu.

Tedarik endüstrisi ihracatı yüzde 11 arttı

Martta en büyük ürün grubunu oluşturan Tedarik endüstrisinin ihracatı yüzde 11 artışla 1 milyar 162 milyon dolar olurken, Binek Otomobil ihracatı yüzde 34 azalarak 685 milyon dolar, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı yüzde 3 azalarak 534 milyon dolar, Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatı yüzde 27 artarak 124 milyon dolar oldu.

Tedarik endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya ihracatta %9 oranında artış görülürken, yine önemli pazarlardan Fransa’ya %16, ABD’ye %25, Birleşik Krallık’a %17, İspanya’ya %51, Polonya’ya %21, Romanya’ya %22 ihracat artışı,  Rusya’ya %65, Slovenya’ya %28, Mısır’a %40 ihracat düşüşü görüldü.

Binek otomobillerde önemli pazarlardan Fransa’ya %70, İtalya’ya %24, İspanya’ya %22, Almanya’ya %44, Birleşik Krallık’a %33, Polonya’ya %20, Belçika’ya %38 ihracat düşüşü görülürken, İsrail’e %10, Bulgaristan’a %84 ihracat artışı yaşandı.

Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda İtalya’ya %18, ABD’ye %24, İspanya’ya %15 ihracat artışı, Fransa’ya %17, Romanya’ya %40, İsveç’e %37 ihracat düşüşü oldu.

Otobüs Minibüs Midibüs ürün grubunda ise en fazla ihracat yapılan ülke olan Fransa’ya %168, yine önemli pazarlardan, İtalya’ya %30, Azerbaycan ve Çekya’ya çok yüksek oranlı ihracat artışı, Almanya’ya %39 ihracat düşüşü görüldü. Diğer ürün grupları arasında yer alan Çekiciler ihracatı ise Mart 2022’de %16 artarak 142 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Almanya’ya ihracat yüzde 5 düştü

Ülke bazında en büyük pazar olan Almanya’ya yüzde 5 azalışla 411 milyon dolar ihracat yapıldı. Geçen ay Birleşik Krallık’a da yüzde 4 azalışla 269 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Martta İtalya’ya ihracat da %2 azalarak 241 milyon dolar olurken, Fransa’ya %30, Belçika’ya %14, Polonya’ya %67, Mısır’a %31, Fas’a %21, Rusya’ya %68 ihracat düşüşü, İsrail’e %13, Çekya’ya %133, Danimarka’ya %27 ihracat artışı kaydedildi.

AB’ye ihracat yüzde 6 azaldı

Ülke grubu bazında en büyük pazar olan Avrupa Birliği ülkelerine martta ihracat %6 azalarak 1 milyar 807 milyon dolar oldu. Martta Avrupa Birliği ülkeleri ihracattan %67 pay aldı. Geçen ay ayrıca Afrika Ülkelerine %16, Bağımsız Devletler Topluluğu Ülkelerine %50 ihracat düşüşü, Ortadoğu Ülkelerine %16 ihracat artışı görüldü.

Katılım Emeklilik’le hayata BES’li başladılar

Katılım Emeklilik, sektörün derinleşmesindeki öncülüğünü 18 yaş altı BES kapsamında, gençlere yönelik çalışmalarıyla da sürdürüyor. Katılım Emeklilik ile 20 binin üzerinde genç ve çocuk BES’li olurken bunların 1500’ünü yenidoğan 0 yaş grubundaki bebekler oluşturdu. Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Sektörde gençlere yönelik en iddialı BES ürününü hazırlayarak hem ailelerin hem de gençlerin geleceklerini güvence altına almalarını kolaylaştırmak istedik” dedi.

Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “18 yaş altı düzenlemesinin ardından gözlemlediğimiz gibi gençlerin BES’e olan ilgisi memnuniyet verici. Ailelerin de teşvikiyle gençler arasında geleceği güvence altına alma, tasarruf yapma fikri daha çok yayılıyor. Katılım Emeklilik olarak her zaman olduğu gibi bu konuda da öncü uygulamalarımızla destek oluyoruz. Gençlerin BES’e daha kolay girmeleri için çok avantajlı bir 18 yaş altı BES ürünü hazırladık; Erken BES ” şeklinde konuştu.

20 bin genç Erken BES’li oldu

Sincek şöyle devam etti; “872 bin BES sözleşmesine, 230 bin sigorta sözleşmesine ve 6,7 milyar TL fon büyüklüğüne ulaşan Katılım Emeklilik; hedeflediği şekilde BES’te 18 yaş altı segmentinin de en iddialı oyuncularından biri oldu. Avantajlı paketimizle üretimin yaklaşık yüzde 8’ini gerçekleştiriyor, ilk 5’te yer alıyoruz. EGM verilerine göre 18 yaş altı BES’li sayısı 282 bine, bu kategorideki fon tutarı da devlet katkısı dahil 650 milyon TL’ye ulaştı. Bu kategoride, Katılım Emeklilik olarak 18 yaş altı BES katılımcı sayımız 20 bini geçti.

En iddialı 18 yaş altı BES paketi

Herkesin yararlanabilmesi amacıyla minimum 100 TL’lik bir katkı payıyla plana dahil olmak mümkün. Giriş aidatını başlangıçta almıyor, sistemden çıkışa erteliyoruz. Ayrıca beş yıl sistemde kalan katılımcılar için giriş aidatını hiç almıyoruz. Bunlara ilave olarak katkı payını düzenli yatıran katılımcılara da yönetim gider kesintisi yapılmıyor. Ayrıca yüzde 30 devlet katkısı Erken BES planımızda da bulunuyor. Ayrıca erken BES’te yaş gruplarına göre değişen pek çok ek hizmet sunuyoruz. Erken BES’e giren çocukların yaşlarına uygun olarak sunduğumuz paketlerle çocuklarımızın diş ve göz sağlığına yönelik check up’lar, oyun terapisi, psikolojik ve eğitim danışmanlığı gibi büyüme döneminde ihtiyaç duydukları pek çok hizmete erişimlerini kolaylaştırıyoruz. 18 yaş altı BES’te de Katılım Emeklilik’in farkını net olarak gösteriyoruz.

Gençlere yönelik tematik fon

Tüm bu avantajlı paketlere ilave olarak da gençler arasında finansal okur yazarlığın artırılmasına katkı sağlayacak bir fon da hazırladık. Katılım Emeklilik ve Hayat A.Ş. Gençlere Yönelik Atak Katılım Değişken Emeklilik Yatırım Fonu katılımcılara sunulmasının ardından geçen kısa sürede başarılı sonuçlar elde etti. Gençlere yönelik tematik sektördeki tek fon olan fonumuz, dinamik fon yönetimiyle hız seven gençlerin tüm ihtiyaçlarına yönelik özellikler taşıyor. Performans değerlendirme kriterine göre geçen seneyi başarılı geçiren fon büyüme odaklı bir yaklaşımla yönetiliyor ve uzun vadede yüksek getiri elde etmeyi hedefliyor. Faiz içermeyen hisse senedi, kira sertifikası, altın ve döviz bazlı menkul kıymetler gibi yatırım araçlarının tamamına ya da bir kısmına yatırım yaparak istikrarlı getiri sağlamayı amaçlıyor.”

Türkiye’yi bölgesel üretim üssü yapmaya hazırlanan Xylem ilk adımını attı

Kendisini dünya genelindeki en zorlu su sorunlarını çözmeye adamış lider su teknolojisi şirketi Xylem, Türkiye’deki faaliyetlerinin kapsamını genişletiyor. Ülkemizi bölgesel ve küresel bir üretim üssü haline getirmenin ilk adımı olarak merkez ofisini iş dünyasının son yıllardaki gözde lokasyonlarından Ataşehir’e taşıyan şirket, yeni ofisinin açılışını Xylem Türkiye Genel Müdürü Altuğ Bilgiç’in ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Açılışa katılan Xylem Kıdemli Başkan Yardımcısı Franz Cerwinka ile Xylem Orta Doğu ve Türkiye Direktörü Naji Skaf, Türkiye’nin yüksek potansiyeline ve gücüne olan inançları doğrultusunda yeni yatırımlara imza atacaklarının sinyalini verdi. Etkinliğin açış konuşmasını yapan Xylem Türkiye Genel Müdürü Altuğ Bilgiç ise yeni ofislerini Xylem’in Türkiye’deki yeni yapılanmasını ateşleyecek bir adım olarak gördüklerini belirtti.

Dünyanın temiz su ihtiyacını sağlamada yaratıcı çözümler üreten küresel su teknolojisi şirketi Xylem; dünya genelindeki 17 bin çalışanı ile suyun daha iyi kullanımı, korunması ve gelecekte yeniden kullanılması için yeni teknolojiler geliştiriyor. Geçtiğimiz yılın sonlarında Türkiye’nin önde gelen pompa ve su arıtma sistemleri şirketi Anadolu Flygt’ı satın alan şirket, şimdi ülkemizdeki faaliyetlerinin kapsamını daha da genişletiyor. Türkiye’yi bölgesel ve küresel bir üretim üssü olarak konumlamayı amaçlayan Xylem, yeni yapılanmasının ilk adımı olarak Türkiye merkez ofisini iş dünyasının son yıllardaki gözde lokasyonlarından Ataşehir’e taşıdı. Xylem Türkiye Genel Müdürü Altuğ Bilgiç’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen açılışa Xylem Kıdemli Başkan Yardımcısı Franz Cerwinka ile Xylem Orta Doğu ve Türkiye Direktörü Naji Skaf da katıldı.

“Türkiye’yi bölgesel ve küresel bir üretim merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz”

Etkinliğin açış konuşmasını yapan Xylem Türkiye Genel Müdürü Altuğ Bilgiç, “Yeni ofis açılışımızı Xylem’in Türkiye’deki yeni yapılanmasını öne çıkaracak ve ateşleyecek bir adım olarak görüyoruz. Attığımız bu adımla Xylem Türkiye’yi daha da ileri götürecek iş gücüne yakın olabilmeyi ve bünyemize katacağımız yeni yeteneklerle ekibimizi daha da güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Anadolu Flygt’ı satın almamızla başlayan ve yeni ofisimizin açılışıyla devam eden bu yeniden yapılanma esasında Türkiye’yi bölgesel ve küresel bir üretim merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Ülkemiz konumu, ulaşım kolaylığı, nitelikli insan kaynağı gibi pek çok özelliği itibarıyla çok elverişli bir noktada bulunuyor. Bu güç ve Xylem’in bize duyduğu güven ışığında önümüzdeki dönemde çok daha güzel haberler vermeye devam edeceğiz. Şu an bu ofis açılışımızın yalnızca bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim. Ülkemiz için yatırım yapmayı ve istihdam yaratmayı sürdürürken, Türkiye’yi Xylem için büyük bir üretim merkezi haline getirmek adına çalışarak ekonomimize ve insanımıza daha yüksek katma değer sunacağız. Bu ofisin hem bize uğurlu geleceğine hem de yeni başarılarımız için ilk adım olacağına gönülden inanıyorum.” dedi.

“Türkiye’de inanılmaz bir potansiyel görüyoruz”

Etkinlikte Xylem Kıdemli Başkan Yardımcısı Franz Cerwinka da konuşma yaptı. Xylem’in Türkiye’deki yeni yapılanması konusunda görüşlerini paylaşan Franz Cerwinka, “Xylem olarak, müşterilerimize yalnızca ürün değil çözüm de sunuyoruz. Dijital çözümlere, servislere ve mobiliteye yatırım yapıyor; müşterilerimizin çözüm ortağı olabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu anlamda Türkiye’de büyük bir fırsat, inanılmaz bir potansiyel görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye’deki faaliyetlerimizin kapsamını daha da genişletmek istiyoruz. Yeni ofisimizin de bu doğrultuda atılmış doğru adımlardan biri olduğunu düşünüyoruz. Ofisimiz artık şehrin çok daha merkezi bir noktasında. Müşterilerimize, çalışanlarımıza ve hedeflerimize şimdi çok daha yakınız. Doğru bir takım ve doğru adımlarla hedeflerimize ulaşacağımıza inancımız tam.” şeklinde konuştu.

Yeni başlangıçlar yolda…

Xylem Türkiye’nin yeni yapılanmasındanduyduğu mutluluğu paylaşan Xylem Orta Doğu ve Türkiye Direktörü Naji Skaf ise “Türkiye çok fazla fırsatı bünyesinde barındırmayı başarmış bir ülke. Ekonomisi, insan kaynağı, tüketicileri, elverişli ekosistemi bu pazarı bizim için çok cazip hale getiriyor. Biz de bu anlamda yeni hedefler belirliyoruz. Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde zaten büyük bir üretim tesisimiz bulunuyor. Yeni dönemde daha fazla ürünü burada üretmek ve lokalleştirmek istiyoruz. Umuyoruz ki yeni ofisimizle birlikte attığımız bu adım pek çok başlangıcı da beraberinde getirecek.” dedi.

Sertrans, Türkiye’deki fark yaratan ihracat hikayelerini gün yüzüne çıkartıyorSertrans Logistics, Türkiye’de ihracatın gelişmesine katkıda bulunan, başarısı ülke sınırlarını aşan üretici ve işletmelerin bilinirliğini artırmak üzere Fark Yaratan İhracat Hikayeleri projesini hayata geçiriyor. Her bir hikayenin yeni bir hikayeye ilham kaynağı olup, yeni girişimlere cesaret vereceğine inandığını söyleyen Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, hikayeleriyle fark yaratanların toplumsal ve ekonomik gelişime büyük katkı sağlayacağını belirtti. Tedarik zinciri yönetiminde verdiği katma değerli lojistik hizmetleriyle 30 yılı aşkın süredir ulusal ve uluslararası markaların çözüm ortağı olan Sertrans Logistics, Türkiye’deki ekonomik büyüklüğünden bağımsız, ihracat başarısı elde etmiş ürünleri ve bu ürünlerin üreticilerini tespit edip, bu başarıların bilinirliğini artırmak üzere Fark Yaratan İhracat Hikayeleri projesini hayata geçiriyor. “İhracat ekonomisi her geçen gün büyüyor”Bir ülkenin kalkınmasının, gelişmesinin ve gelecek nesillere daha güçlü bir ülke bırakmanın yolunun güçlü bir ihracat büyümesinden geçtiğini söyleyen Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş, projenin önemini şu sözlerle anlattı: “İhracat, bireysel ve toplumsal gelişimin sağlamasının yanı sıra ülke ve ülke kültürünün dünyada tanınması için de fırsatlar sunuyor. Ülkemiz girişimci ihracatçısının sayesinde her geçen gün daha büyük ihracat başarılarına imza atıyor ve ihracat ekonomisi her geçen gün biraz daha büyüyor. Tüm dünyadaki derin ekonomik darboğaza rağmen ihracatçımız yeni başarılara imza atmak adına çalışmaya ve yeni rekorlara imza atmaya devam ediyor. Türkiye’nin genç, teknolojiye yatkın nüfusu ve konvansiyonel üretim gücünü bir kenara koyacak olursak; bu başarının bir tarafında da ülkenin her bir yerinde yeşeren, tutku ile akılcı yatırımlarını kucaklaştıran, ilham veren girişimcilerimiz var. İşte bu projeyle amacımız bu ilhamın mimarlarını, ihracatın gelişmesine katkıda bulunan yerel üreticileri ve işletmeleri herkese tanıtmak.” “İhracat demek güçlü ve müreffeh bir Türkiye demek”Hiç duyulmayan ama başarısı Türkiye sınırlarını aşan pek çok ihracat hikayesi olduğunun altını çizen Nilgün Keleş, “İstiyoruz ki her bir hikaye, yeni bir başarıya ilham kaynağı olsun ve kendi girişimi için cesaret versin. İhracat hikayeleriyle fark yaratanlar, yeni hikayelere yol açsın. Toplumsal ve ekonomik gelişime katkı sağlasın. Sadece ülkemiz özelinde değil, dünya genelinde bu hikayeler bilinir ve konuşulur olsun diye yola çıkıyoruz. Çünkü bizim için ihracat demek, güçlü ve müreffeh bir Türkiye demek” dedi. 10 ihracat hikayesi kitap oluyorFark Yaratan İhracat Hikayeleri projesi kapsamında, bu yıl özelinde alanında fark yaratan ve önemli ihracat başarısı elde eden 10 ihracat hikayesinin, ülkemizin önde gelen gazeteci ve yazarların kalemiyle hikayeleştirilerek kitap haline getirileceğini ve farklı dillere çevrilerek yurt dışında çeşitli kanallar üzerinden geniş kitlelerle paylaşılacağını belirten Keleş, kitapta yer alacak hikayelere dair ise şunları dile getirdi: “Araştırma sürecinde çok farklı sektörlerde çok farklı hikâyelerle karşılattık. Kitapta yer alacak hikayeler arasında sağlık sektörüne yönelik ürettiği ürünle Dünya Sağlık Örgütü’nün de önemli tedarikçisi haline gelmiş, 100 ülkeye ihracat yapan, üretiminin yüzde 95’ini yurt dışına satan üreticiden ceviz ağacından yaptığı gitarları dünyanın farklı ülkelerine ihraç eden Bitlisli girişimcimize kadar çok farklı hikayeler mevcut. Bu yılki süreçte Isparta’dan, Erzincan’dan, Tekirdağ’dan, Antalya’dan birçok girişimcimizin hikâyesi yer alacak.”

Deri sektöründe ihracatın yıldızları ödüllerine kavuştu

 Pandemi döneminde Türkiye’de ilk sanal fuarı gerçekleştiren Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği, önümüzdeki dönemde Metaverse’te deri ürünlerinin üç boyutlu pazarlanacağı sanal AVM kurmak için harekete geçti.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Genel Kurulu’nda konuşan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Pandemi döneminde sanal ortamda satış yapılabildiğini gördük. Dijital platformlarda başlattığımız çalışmaları ileri taşıyacağız. Günümüzde Metaverse gerçeği var. Sanal showroom nasıl yapılır, deri sektöründe sanal bir AVM kurmak için çalışacağız. Sanal Showroom kurulumu ile ilgili başarılı projeler yapan İzmirli bir firma ile iletişim halindeyiz” diye konuştu.

22 firma deri sektörünün ihracatının yüzde 52’sini yaptı

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Genel Kurulu’nda, Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar güven tazelerken, EDMİB’in 2021 yılındaki 170 milyon dolarlık ihracatının yüzde 52’sini gerçekleştiren 22 firma için “Deri İhracatının Yıldızları Ödül Töreni” düzenlendi.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2021 yılı seçimli genel kurulu Ege İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda yapıldı. Divan Başkanlığını Güven Tuzcu yaparken, katiplikleri Yerdal Gürten ve Kadir Tuncer yaparken, Genel Kurulda Erkan Zandar’ın hazırladığı liste 47 oyla seçimi kazanırken, Zandar yeni listesinde 5 değişikliğe gitti.

4 yıl önce seçim maratonuyla göreve geldiklerini anlatan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, bu sefer birlik ve beraberlik içinde ilerlediklerini dile getirdi.

Deri ve deri mamulleri sektöründe 4 ana grupları olduğunu aktaran Zandar, “Pandemi sürecinde zorlu iki yıl geçirdik. Buna rağmen ihracatımızı artırmayı başardık. 4 yıl önce yönetim kuruluna seçilme yeterliliğine sahip firma sayımız 25 iken bugün 60 firmaya ulaştık. İhracatı tabana yaydık. 4 yıllık dönemde deri konfeksiyon ve tabakhanelerde yaşadığımız kayıpları gidermek önümüzdeki 4 yıllık dönemde öncelikli çalışma konularımız olacak” şeklinde konuştu.

Göreve geldikten sonra İtalya’da düzenlenen Expo Riva Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonu yapmaya başladıklarını ifade eden Zandar sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu Türk Deri Sektörü açısından gurur verici. Önümüzdeki dönemde daha da gençleşen Yönetim Kurulumuzla Güney Kore, Kuzey Amerika pazarlarına odaklanacağız. Odaklanacağımız bir diğer konu ise sektörün kalifiye personel ihtiyacına cevap vermek olacak.”

Genel Kurulda konuşan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Geçmiş Dönem Başkanı Jak Galiko, toplumda gelir dağılımını sağlayacak politikalar geliştirilmesi gerektiğini, ihracatta da KOBİ’lerin güçlendirilmesinin zorunlu olduğuna vurgu yaptı.

Genel Kurulda yapılan seçim sonrasında Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’ni 2022-2026 döneminde yönetecek kadrolar şu şekilde oluştu.

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

ZANDAR DIŞ TİCARET LTD.ŞTİ. – ERKAN ZANDAR

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu

GÜNDOĞDULAR DERİ SAR. AKS. KONF. TEKS. İML. İHR. SAN. TİC. LTD.ŞTİ.-HALİL GÜNDOĞDU

AGAMODA DERİ KONFEKSİYON SAN. TİC. A.Ş.-ÖMER AĞARTIOĞLU

SEPİCİLER ÇAYBAŞI DERİ SAN. TİC. A.Ş.-MEHMET SEPİCİ

NEVZAT ONAY AYAKKABI VE DERİ MAM. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.-ERHAN ONAY

ON-AR AYAKKABI KALIP SAN. TİC. LTD. ŞTİ.-ERKAN ONMUŞ

ÜSTÜNDAĞ AYAKKABI VE AYAKKABI MALZ. SAN. TİC.LTD. ŞTİ.-FATİH ÜSTÜNDAĞ

ÜLKÜCAN AYAKKABI VE AYAKKABI MALZ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.-HASAN TOLGA ÜLKÜCAN

DERKİMPA DERİ SANAYİ DIŞ TİCARET A.Ş.-MUSTAFA ARIOĞUL

MEHMET GÜLER AYAKKABI VE DERİ MAM. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.-FIRAT GÜLER

NARİNBEBE AYAKKABI TEKSTİL GID.SAN. TİC. LTD. ŞTİ.-NAGİHAN BOZKURT

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu

SEVİMLİ DERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.-HATİCE DENİZ KİBRİTÇİ

TOPBAŞ AYAKKABI VE YAN SAN. A.Ş.- ENİS TOPBAŞ

RIFAT SARI ÜÇEL AYAKKABI DIŞ TİC. PAZARLAMA TEKS. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.-RIFAT SARI

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nde 2021 yılında en çok ihracat yapan firmalar şunlar oldu.

En fazla ihracat gerçekleştiren firma; SEPİCİLER ÇAYBAŞI DERİ SAN.TİC. A.Ş.

En fazla ihracat gerçekleştiren ikinci firma; AGAMER DERİ KONFEKSİYON İNŞ. SAN. TİC.A.Ş.

En fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü firma; MARC CHANTAL DERİ VE TEKSTİL ÜRÜNLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

Gümüş kategorideki firmalar; “NARİNBEBE AYAKKABI TEKSTİL VE GIDA SAN.TİC.LTD.ŞTİ., LİDER DERİ ÜRÜNLERİ SAN.VE TİC A.Ş., HAKEM AYAKKABI VE MALZ.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ, DEMOD DERİ KONFEKSİYON SAN.TİC.LTD.ŞTİ., ON-AR AYAKKABI KALIP SANAYI VE TICARET LTD.STI.”

Bronz kategorideki firmalar; “GÜNDOĞDULAR DERİ SARACİYE AKS. SAN. TİC. LTD.ŞTİ., SİMİN AYAKKABI VE YAN SAN.ÜR. SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ., DERKİMPA DERİ SANAYİ DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, ESKATEK DERİ SAN.TİC.LTD.ŞTİ., MUSTAFA KOÇ AYAKKABI TEKSTİL SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ., DOGO TASARIM SAN.TİC.A.Ş., META AYAKKABI SAN.TİC.A.Ş., GÜZEL AYAKKABI VE MALZEMELERİ DERİ SAN.TİC.LTD.ŞTİ, MEHMET GÜLER AYAKKABI VE DERİ MAM.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ., ÜSTÜNDAĞ AYAKKABI VE AYAKKABI MALZEMELERİ SAN. TİC.LTD.ŞTİ., SEÇKİN COMFORT AYAKKABI OTOMOTİV SAN.TİC.LTD.ŞTİ., NEVZAT ONAY AYAKKABI VE DERİ MAMULLERİ SAN.TİC.LTD.ŞTİ., ZANDAR AYAKKABI TEKSTİL TURİZM SU ÜRÜNLERİ SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ., GENÇLER DERİ MAMÜLLERİ AYAKKABI SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ”