Ekonomi-teknoloji haberleri (07.12.2021)

E-Ticaret’in Hızını Dövizdeki Artış da Kesemedi

E-Ticaretin hızını dövizdeki aşırı değerlenme de kesemedi, Efsane Cuma ve diğer Kasım ayı kampanyalarında yine rekorlar kırıldı.

Türkiye’nin ilk para iadeli alışveriş sitesi Avantajix.com’un kurucu ortağı Güçlü Kayral, 11.11, Efsane Cuma ve Siber Pazartesi gibi üç ayrı global kampanyanın düzenlendiği Kasım ayında e-ticaretin cirosunun yaklaşık 50 milyar TL olarak açıklanmasının beklendiğini söyledi.

İŞLEM HACMİNDEKİ ARTIŞ YÜZDE 80-85

2020 Kasım’ında cironun 27,2 milyar TL olduğunu anımsatan Kayral, şunları söyledi:

“Geçen yılın Kasım’ına göre işlem hacminde yüzde 80-85 aralığında artış olacak. Aslına bakarsanız genel beklentinin biraz altındayız. Sektör, yüzde 100-120 oranlarında tarihi artışlar bekliyordu. Dövizdeki aşırı değerlenme, yeni rekorlar kırılmasına engel olamasa da rekorun seviyesini biraz aşağı çekti. Belirsizliğin çok yoğun olduğu bu tür dönemlerde genelde insanlar alışverişten çekinir, tasarrufa önem verir. Ancak kampanyalar o kadar cazipti ki milyonlarca kişi dayanamadı, AVM’lere akın etti, sabahlara kadar e-ticaret pazaryerlerinde gezindi.”

ARALIK’TA DA KAMPANYALAR SÜRECEK

Kasım kampanyalarında elektronik başta olmak üzere, hazır giyim, ayakkabı, küçük ev aletleri, ev tekstili ve kişisel bakım ürünleri kategorilerinde yoğunluk yaşandığını bildiren Kayral, “E-Ticarette kampanyalar Aralık ayında da sürecek. Özellikle Yılbaşı öncesi yine satış rekorları kırılacaktır. Eğer, dövizdeki dalgalanma sona ererse, bu yıl Aralık ayı ciroları Kasım ayını da geçebilir. Genel beklenti, Kasım-Aralık’ta işlem hacminin 100-120 milyon TL aralığında olması. 2021 sonunda Türkiye geneli e-ticaret hacminin de 450 milyar TL’ye ulaşmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Kayral, 11.11, Efsane Cuma ve Siber Pazartesi kampanyalarına Avantajix üzerinden katılanların, indirimlere ek olarak para iadesi de alarak çok daha ucuza alışveriş yaptıklarını anımsatarak, Aralık ayındaki kampanyaların da Avantajix.com üzerinden talip edilebileceğini sözlerine ekledi.

5G ile şehir içi veri merkezlerinin önemi artıyor Mobil iletişimin yaygınlaşması için oluşturulan hücresel iletişim şebekelerinin sonuncusu olan 5G teknolojisi; daha yüksek sayıda veri merkezlerine, uç bilişime ve yeni şartlarda ortaya çıkan güvenlik ihtiyaçlarına cevap verecek yeni veri merkezi çözümlerine ihtiyacı artıracak. Premier DC Veri Merkezi ve Sadece Hosting Yönetim Kurulu Danışmanı Sadi Abalı, yakın gelecekte tanışacağımız 5G teknolojisinin, bireysel ve kurumsal kullanıcılara yakın mesafelerde bulunan veri merkezlerinin önemini gün geçtikçe artırdığını söylüyor.  Yakın gelecekte hayatımıza girecek olan 5G teknolojisi, kablosuz bağlantıya sahip her şey üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak. 4G’den çok daha hızlı bir veri iletişimi sağlayacak olan bu teknolojiyle, nesnelerin internetine ve otonom sistemlere dayalı hizmetler güçlenirken, insanların daha çok robot teknolojilerini ve makineleri kontrol ettiği bir dünyaya geçiş olacak. Veri merkezlerinin önemi çok daha fazla artarken, yeni çözümler kullanıcılara yakın noktalarda ve çok sayıda veri merkezlerine ihtiyacı beraberinde getirecek. Premier DC Veri Merkezi ve Sadece Hosting Yönetim Kurulu Danışmanı Sadi Abalı, bu yeni teknolojinin veri merkezlerine olan etkisini şu sözlerle anlatıyor: “Yönetilen hizmetlerin ve bulut hizmetlerinin giderek öne çıktığı dönemleri yaşıyoruz. Yakın bir gelecekte tanışacağımız 5G teknolojisi, veri merkezlerinin önemini gün geçtikçe artırıyor. Veri işleme ve veri analitiği konularında genel bulut hizmetlerinin yanı sıra özel bulut alanlarının oluşturulması ve sunucu barındırma hizmetlerine gösterilen ilgi artıyor. Akıllı telefonlar, tabletler ve kişisel bilgisayarlar (PC), yoğun birer veri toplama cihazları olmakla birlikte, hızlı hesaplama gerektiren analitik işlemler için pek de uygun değiller. Yapay zekâ, IoT ve benzeri yoğun işlem gücü isteyen konularda bulutta, yani veri merkezinde işlem gören uygulamalar artacak. 5G teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla, altyapılardaki siber tehdit yüzeyleri de büyük bir hızla büyümeye devam edecek ve gerek uç noktalara hizmet eden veri merkezlerinde, gerekse kullanıcıların bulunduğu noktalardaki güvenlik önlemleri çok daha önemli hale gelecek. İşletmeler de ağ altyapılarındaki zararlı trafiği henüz ağda fazla ilerlemeden en kısa mesafede ve en kısa sürede algılamak ve durdurmak için birçok yeni önlem almak zorunda kalacak. Uç noktalarda ve uzaktan çalışmada işletmeler bugünkü durumda dahi çok zayıf. Buna karşı şu anda harekete geçmeleri ve önlemler almaları gerekir” dedi.

ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜNDE DİJİTAL İK PROGRAMLARI: YENİ OYUN KURUCU HERO

Günümüzde toplumlar ve işletmeler sosyal, ekonomik, kültürel ve teknolojik açıdan hızlı ve sürekli değişimin yaşandığı bir dönem içerisindedirler. Özellikle teknoloji, her geçen saniye değişmekte ve birçok farklı teknolojik ürün, sistem hayatımıza girmektedir. Globalleşmeyle birlikte iş dünyasında birçok iş kolu ve hizmet değişimin eşiğindedir. Her geçen gün değişen teknoloji ile birlikte bazı meslek kollarına ihtiyaç kalmazken bazı meslek kollarında dijital dönüşüm yaşanmaktadır. Dolayısıyla firmalar sektörde devamlılıklarını sağlayabilmek, ilerleyebilmek, en önemlisi ise büyük resimde fark yaratırken aynı zamanda öne çıkabilmek için kendilerini dijitale adapte etmek zorunda kalmaktadır.

Kurumlara en önemli rekabet gücü sağlayan insan faktörünü bünyelerine kazandıran insan kaynakları da bu dijital dönüşümden en çok etkilenen birimlerden olmuştur.

İnsan kaynakları birimi eskiden sadece resmi işlemlerin yapıldığı personel müdürlüğü vasfındayken değişen kuşaklar, çalışma şartları ve modellerinden sonra artık insan odaklı bir anlayış ile yönetimin stratejik iş ortağı olarak varlığını sürdürmektedir. Bu yeni kimliği ile insan kaynakları departmanı, kurumuna, minimum gider ve zamanla maksimum verimi ve katkıyı sağlayarak kendi alanında fark yaratabilir hale gelmiştir. Kurumsal dönüşümün başlangıcı, insan kaynaklarının işleyişinin bu dönüşüme adapte olmasından ve kurum içerisinde bu dönüşümü kurumun kültürü haline getirmesinden geçmektedir. Dolayısıyla insan kaynaklarının çizdiği yol haritası, kurumun kendi sektöründeki yol haritasına da katkı sağlamaktadır. Aynı açıdan değerlendirildiğinde günümüz şartlarında bu dönüşümlere kendisini en hızlı şekilde adapte edip yol haritasını güncellemesi gereken sektörlerin başında da sağlık sektörü gelmektedir. Zorlu pandemi şartlarını da göz önüne alırsak insan sağlığının en çok tehdit altında olduğu bu dönemde sağlık sektöründeki insan kaynaklarının işi diğer sektördeki insan kaynaklarına oranla bir hayli güçleşmektedir. Sağlık sektöründeki çalışma şartlarının zorluğu, ağırlıklı olarak vasıflı mesleklerdeki insanları bulma, bulunan nitelikli çalışanları kuruma kazandırırken onları hem geliştirme hem de kariyer rotalarını doğru şekilde çizme gerekliliği sağlık sektöründeki insan kaynakları yönetimini diğer sektörlere oranla daha zorlu ilerleyen bir süreç haline getirmektedir. Dolayısıyla globalleşmeyle birlikte yapay zekaya bağlı ortaya çıkan birçok hizmetin bütünleşik sistemler içinde birbirleri ile entegre edilmesi hem zamandan kazanç hem de maddi anlamda kâr sağlamaktadır. Değişimin getirdiği bu kolaylıklar sayesinde de dijital yazılımlar, firmaların iş yükünü azaltırken aynı zamanda çalışan açısından bakılınca da bu firmaların tercih edilen iş yeri haline gelmelerine, bu sayede firmaya en büyük katma değeri sağlayan gücü yani insan faktörünü kuruma kazandırmaktadırlar. Doğru insan gücüne sahip bir kurum ise uzun vadeli olarak sektördeki paydaşları ile rekabet ederek doğru hamlelerle gelişimini sürdürebilir konuma gelmektedir.

Dijitalleşen İK’ya yeni bir kahraman: HERO

Artı365 Danışmanlık olarak geliştirdiğimiz dijital insan kaynakları yazılımı ‘HERO’ sayesinde özel sağlık kuruluşları; iş başvurusunda bulunan tüm adayların CV havuzunu oluşturabilir, bu havuzdan seçilen adayların mülakatını düzenleyip, işe alım süreçlerini organize edebilir. Yeni başlayan personellerin HERO sistemine giriş yapmalarını sağlayacak isimlerine özel oluşturulmuş kullanıcılar ile yönetici ve personel arasındaki bağ, sistem üzerinden kontrollü bir şekilde yönetilebilir. Personeller istek ve taleplerini sistem üzerinden iletebilirken bu talepler doğrultusunda sınırsız sayıda onaylayıcı kişi belirlenerek onay süreci istenilen doğrultuda planlanabilir. Personeller bu alanda izin, avans, eğitim talebi, işe giriş bildirimi, bilgi güncelleme vb. birçok isteği yöneticilerinden talep edebilir. Yöneticinin onayından geçmeyen hiçbir talep onaylanmış olarak gözükmeyeceğinden bu süreç takip edilebilir bir şekilde düzenlenmiş olacaktır. Ayrıca devamsızlık ve disiplin süreçleri sistem üzerinden takip edilip ilgili evraklar personele yönlendirilerek konu ile alakalı kendisinden savunma talebinde bulunarak kayıtları oluşturulabilir. Tüm bunların yanında sağlık sektöründe ekstra önem taşıyan kalite yönetimi, evrak sirkülasyonunun yoğun olduğu bir birimdir fakat ‘Form ve Basım Yönetimi’ modülümüz sayesinde tüm kalite birimi, form ve yönergeleri personelin ulaşabileceği bir konumda bulundurarak istenilen zamanda hızlıca ulaşılabilecek bir düzende ayarlayabilir. Personelin tüm evrakları taranarak sistemde ‘Doküman’ yönetimi modülümüzdeki ‘Kişisel’ alanına kaydedilir ve bu evraklar KVKK kuralları dâhilinde saklanır. Uzaktan çalışma modülümüzde, icap nöbeti için görevlendirilen personellerin kayıtları tutulabilirken ayrıca sistem üzerinde uzaktan çalışma yapan personeller de listelenebilir. Personellere uygulanacak performans ve çalışan memnuniyeti anketleri sistem üzerinden oluşturularak gizli yanıt yöntemi ile şeffaf bir anket çalışması sağlanabilir.

BUÜ’den tekstil ve hazır giyim ihracatçısına nitelikli personel desteği

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu ile Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) arasında gerçekleştirilen protokol ile moda tasarım alanında iş dünyasının talep ettiği nitelikli personel kaynağı oluşturulacak.

UHKİB ile BUÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, moda tasarım alanında eğitim, atölye ve laboratuvarların ortak kullanımı için işbirliği anlaşması imzaladı. Protokol sayesinde öğrencilerin mesleki eğitim uygulamaları ve yaz stajları konusunda karşılıklı adımlar atılarak nitelikli insan kaynağı oluşturulacak. Ortak çalışmalar sayesinde Türkiye’nin hazır giyim ve konfeksiyon alanındaki rekabetçiliğine katkı sağlanması hedefleniyor.

Eğitim işbirliği protokolü BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir arasında imzalandı. Törende Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan, UİB Genel Sekreteri Mümin Karacakayalılar, kurum temsilcileri, akademik ve idari personel de hazır bulundu.

İNOVATİF ÇÖZÜMLER İLE TOPLUMA DESTEK

Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, yapılan protokolün Üniversite-Sanayi işbirliği açısından kıymetli bir örnek olduğuna işaret etti. İhracatın önem kazandığı günlerden geçildiğini aktaran Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Protokol sayesinde ülke kalkınmasına ciddi katkılar sunan UHKİB ile bulunduğu şehrin ortak aklını temsil eden Bursa Uludağ Üniversitesi’nin teorik bilgilerinin harmanlanacağı projeler elde etme imkânına kavuşmuş olacağız. Üniversiteler, içerisinde bulundukları toplumun sorunlarını çözmek, ihtiyaçlarını gidermek ve fikir alışverişleri ile inovatif sonuçlar elde etmek için çalışıyor. Yetiştirdiği insan kaynağı, ulaştığı bilimsel ve teknolojik veriler ile topluma hizmeti önceliyor. Biz bu bilinç ile ilk görev günümüzden itibaren gayretle çalışıyoruz. Tüm ekibimiz bu anlayış içinde hizmet ediyor. Bugün imzalayacağımız protokol de bu anlayışın sonucunda ortaya çıkmıştır. Paydaşı olacağımız bu işbirliğinden dolayı mutluluk duyuyoruz. Toplumumuzun, milletimizin, iş dünyamızın, akademik camiamızın ve öğrencilerimizin kazançlı çıkacağına inanıyoruz. Hepimiz için hayırlı olsun” diye konuştu.

GÜNDEMİR: ÜRÜN DEĞİL, TASARIM BEKLİYORLAR

UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir ise; “İşimiz ihracat. Ancak bizden ürün değil, tasarım istiyorlar. Bu tasarımı yapmak için elemana ihtiyacımız var. Sektörümüzün ve Bursa’mızın buna çok ihtiyacı var. Üniversitemiz ile görüşmelerimiz sonucu, Dörtlü bir işbirliği yapmaya karar verdik. Üniversite başta olmak üzere, UHKİB, İstanbul’dan İMA ve sanayi işin içerisinde olacak. Dolayısıyla ihtiyaçlarımızı bu şekilde karşılayacağımızı düşünüyoruz. Bizler de imkân ve desteklerden dolayı herkese teşekkür ediyoruz. İnşallah başladığımız heyecanı önümüzdeki senelerde devam ettiririz” açıklamasında bulundu.

Konuşmaların ardından taraflar işbirliği protokolüne imza attı.

Katılım Emeklilik, 2021’de de büyüdü

Katılım Emeklilik faizsiz BES’in yanı sıra katılım sigortacılığı tarafında da yaşamın her alanına dokunan sigortacılık ürünleriyle büyümesini sürdürüyor. Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Sağlık branşındaki markamız Katılım Sağlık, pandemi döneminin en hızlı büyüyen markalarından biri olurken diğer branşlarda da esnek ve ihtiyaca odaklanan avantajlı ürünlerimizle iddialı büyümemiz sürüyor” dedi.

Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek,Katılım esaslı BES ve katılım sigortacılığında öncü rol almaktan gurur duyuyoruz. 850 bin BES sözleşmesi, 220 bin sigorta sözleşmesi, 5,4 milyar TL’yi aşan fon büyüklüğümüz ve getiri şampiyonu olan faizsiz fonlarımızla her yıl sektörün üzerinde büyümeye ve sektörümüzü büyütmeye devam ediyoruz. Özellikle Katılım Sağlık, kendine özgü bir kulvarın açılmasını ve derinleşmesini sağladı. Sigorta Birliği verilerine göre katılım sigortacılığında Katılım Sağlık, 57 milyon TL prim üretimi ve yüzde 60 pazar payıyla liderliğini sürdürürken Hayat branşında 69 milyon TL prim üretimi ve yüzde 23 pazar payına sahibiz.” şeklinde konuştu.

Katılım sigortacılığı yüzde 18 büyüdü

Katılım sigortacılığının prim üretimini ekim ayının sonu itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında artırdığına dikkat çeken Ayhan Sincek, “Katılım sigortacılığına ilgi giderek artıyor. Toplam prim üretimi 4 milyar TL’yi geçti. Pandemiyle birlikte insanlarda tasarruf ve geleceği güvence altına alma bilinci arttı. Faize duyarlı insanlarımızın beklentilerini ise katılım sigortacılığı, hem ürün kalitesi ve sunulan hizmetler hem de teknolojik alt yapı ve ulaşılabilirlik olarak çok iyi karşıladı. Bu da büyümeyi getirdi.” ifadelerini kullandı.

Katılım Sağlık, ihtiyaca odaklanıyor

Sincek sözlerine şöyle devam etti, “Katılım Emeklilik olarak katılım sigortacılığında da ürün ve hizmet kalitemizle örnek olmaya devam ediyoruz. Katılım Sağlık’la sağlıkta da faizsiz hizmet verilebileceğini ilk defa biz uygulamaya alarak ispatladık. Bu alandaki liderliğimizi ise sürdürüyoruz. Sağlıkta alt yapımız ve ürünlerimiz ihtiyaca odaklanıyor. Şimdi bu algoritmayı, alt yapıyı daha da hızlandırıyoruz ve ürün çeşitliliğini artırıyoruz.

Müşterilerimiz kendilerine uygun ürünü seçebiliyor, aldıkları hizmeti online takip edebiliyor, isterlerse de uzmanlarımızdan telefonla destek alabiliyor. Sunduğumuz ek asistans hizmetleri sayesinde ambulanstan doktora, check-uptan mamografi veya PSA testine, diyetisyenden psikoloğa kadar zengin bir yelpazede bu ek avantajlar sıralanıyor. Ayrıca sunduğumuz diş sağlık paketi gibi ek avntajlarla ile yılda bir kez ek ücret ödemeden diş hekimi muayenesi, diş röntgen filmi, diş taşı temizliği, teşhis ve tedavi planlaması, oral hijyen eğitimi ve vitalite kontrolü gibi ek hizmetlerle katılımcılarımızın sağlıkla gülümsemesini sağlıyoruz.

Tamamlayıcı ürünlere rağbet sürüyor

SGK’lı vatandaşlarımız, Tamamlayıcı Sağlık paketlerimizden birini tercih ederek, anlaşmalı hastanelerde katılım payı ödemeden gönül rahatlığıyla sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyorlar. Yatarak ve ayakta tedavi seçeneklerini birlikte isteyenler Tam Katılım Tamamlayıcı Sağlık Sigortası yaptırabilir. Sadece yatarak tedavi süreçlerini güvence altına almak isteyenler ise Gülümseten Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’yla da anlaşmalı özel hastanelerdeki yatarak tedavilerde fark ücretlerini güvence altına alabilirler.

Katılım Emeklilik olarak katılım sigortacılığında şu ana kadar ortaya koyduğumuz bu başarıyı, önümüzdeki yıllarda da arttırarak ve yeni başarılar, yeni ürünler, yeni fırsatlar ve avantajlar sunarak sürdürmeyi hedefliyoruz.

Yıl sona ererken BES katılımcılarımıza kritik olan bilgilendirmemizi de yapmak istiyorum, şöyle ki; BES’te verilen yüzde 25 devlet katkısının üst limiti asgari ücrete göre belirleniyor. Bu üst limit bir yıl içinde yıllık toplam brüt asgari ücret tutarının yüzde 25’ini geçemiyor. 2021 yılı içinde ödediği toplam katkı payıyla bu limitin altında kalan katılımcılar için yüzde 25 devlet katkısından maksimum yararlanma fırsat yıl sonuna kadar sürüyor. Çünkü her yılın devlet katkısı hakkı, ilgili takvim yılıyla sınırlı. İmkanı olanlara, yüzde 25 devlet katkısından maksimum yararlanabilmeleri için aradaki katkı payı farkını yıl sonuna kadar yatırmalarını öneriyoruz. Henüz BES’e girmemiş vatandaşlarımız için de sisteme girmeleri, toplu para yatırarak bu yılın devlet katkısından da yararlanabilmeleri için tam zamanı…”

Foodback girişimci desteklerine 2022’de de devam edecek2021 yılında 100 girişime ulaşarak 250.000 TL ödül dağıtan Foodback, yıl boyu toplam 11 program gerçekleştirerek 80 uzmanı konuk etti. Foodback’in kurucularından Tuğçe Ergün, “Herkesin sürdürülebilirliği konuştuğu bu dönemde sadece konuşmak değil, aksiyon almak önemli. Özellikle de gıda zinciri krizinin gittikçe arttığı görülüyor. Bu yüzden tüm kurumsal firmaları bu mücadelede aksiyon almaya davet ediyoruz. Bugün bir girişimcinin fikri, yarın dünyanın değişmesine yardımcı olacak” dedi.Dünyada hızla artan küresel iklim krizinin tarım üzerine olan etkilerini azaltacak ve gıda kıtlığı gibi önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak sorunlara çözüm arayan girişimciler, Foodback ve EIT Food tarafından destekleniyor.Impact Hub İstanbul’un oluşturduğu Foodback platformu, Türkiye’de daha iyi bir tarım ve gıda sistemi yaratabilmek adına EIT Food (AB İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü) Gıda Fonu tarafından destekleniyor.Daha adil bir tarım ve gıda sistemi için yeni teknolojilerin hayata geçmesinin önemli olduğuna inanan EIT Food Hub Türkiye – Foodback ekibi, bu sene farklı aktörleri destekleyen birbirinden güçlü 11 etkinlik ve çalıştaya imza attı.Alanında uzman kişileri doktora ve 60 yüksek lisans öğrencisiyle bir araya getirerek “Food System Skills (Gıda Sistemi Becerileri)” atölyesi gibi etkinlikler yapan Foodback ekibi, ayrıca doktora öğrencilerini Pınar, Coca-Cola gibi firmaların pazarlama ve Ar-Ge ekipleriyle bir araya getirerek, kariyer odaklı bir networking etkinliğiyle öğrenciler için gıda ve tarım sektörlerindeki farklı fırsatlarını öne çıkardı.“Küresel iklim krizinin gıda üzerindeki etkisini nasıl en aza indiririz?” sorusunun yanıtının girişimcilerin, kurumların, STK’ların ve KOBİ’lerin bir araya gelerek çözüm getirecekleri bir ortak inovasyon alanı yaratmak olduğuna inanan Foodback ekibi; bunu gerçekleştirmek için hem kapasite geliştirici Etki Atölyesi düzenledi hem de 2021’in Şubat ayından itibaren gerçekleştirdiği Konuşuyoruz Serisi ile sektörün farklı yerlerindeki uzmanları, girişimciler ve öğrencilerle bir araya getirdi.Yıl içerisinde Alternatif Protein, Alternatif Plastik ve Hack Your Application – Etkili Başvuru Yapma Atölyesi gibi birçok farklı başlıkta seminer ve atölye düzenleyen Foodback; daha iyi bir gıda ve tarım sistemi için çalışmalarına 2022 senesinde de devam edecek.Foodback’in EIT Food işbirliği çerçevesindeki 2022 planları arasında; gıda ve tarım girişimcilerinin farklı kurumlarla iş geliştirmelerini desteklemek, Ar-GE odaklı çalışan ekiplerin girişimcilik dünyasıyla yakınlaşmasını sağlamak, gıda zincirindeki meseleleri gündeme taşıyarak tartışmaya açacak etkinliklere devam etmek ve öğrencilerin gıda ve tarım dünyasında farklı fırsatları keşfetmesini sağlamak bulunuyor.

Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Aylık en yüksek reel getiri külçe altında oldu

En yüksek aylık reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %9,10, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %15,93 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi %6,69, Amerikan doları %6,08 ve Euro %4,28 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) %8,07 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) %8,53 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise BIST 100 endeksi %13,37, Amerikan doları %12,72 ve Euro %10,81 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) %2,32 ve DİBS %2,80 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.
Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %9,72, TÜFE ile indirgendiğinde ise %20,17 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %13,57, TÜFE ile indirgendiğinde ise %5,33 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Altı aylık değerlendirmeye göre Amerikan doları; TÜFE ile indirgendiğinde %13,43 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlarken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise %0,78 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %17,12, TÜFE ile indirgendiğinde ise %5,26 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri Amerikan dolarında gerçekleşti

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde Amerikan doları; TÜFE ile indirgendiğinde %10,35 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı olurken; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde ise %13,43 oranında yatırımcısına kaybettirmiştir.Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından BIST 100 endeksi %13,88, külçe altın %15,22, Euro %16,56, mevduat faizi (brüt) %27,60 ve DİBS %32,29 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir. TÜFE ile indirgendiğinde ise BIST 100 endeksi %9,77, külçe altın %8,06 ve Euro %6,36 oranlarında yatırımcısına kazandırırken; mevduat faizi (brüt) %7,72 ve DİBS %13,70 oranlarında yatırımcısına kaybettirmiştir.

Hilti’den İnşaat Sahalarının Yeni Başrolleri

Sürdürülebilir değer yaratma misyonu ile endüstriyel yapıların ve konutların inşasında sektör profesyonellerinin iş ortağı olarak konumlanan Hilti, gelenekselleşen “Marketing Wave’’ etkinliği ile şantiyelerde fark yaratacak yeni ürünlerini tanıttı. Etkinlikte; inşaat profesyonellerinin işini kolaylaştırmak için tasarlanan Hilti DCH 150-SL Kanal Açma Makinesi, özellikleriyle muadillerini geride bırakan Hilti DGH 150 Beton Silme Makinesi, teknolojisiyle şantiyelerde tozdan eser bırakmayacak Hilti VC 40L-X Elektrikli Süpürge ve tüm askılama uygulamalarına hitap edecek Hilti MW Portfolyosu’nun tanıtımı gerçekleştirildi. İnşaat sahalarında katma değer yaratacak teknolojilere imza atmak için çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini söyleyen Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan, 2021 yılı içinde toplam 9 yeni ürünü sektör profesyonellerinin işlerini kolaylaştırmak için piyasaya sunarken sadece ürünleriyle değil 360 derece hizmet anlayışlarıyla da iş ortaklarının projelerine hem maliyet hem de güvenli iş sahası oluşturma anlamında destek olduklarını belirtti.

İmza attığı ekipmanların yanı sıra kendi geliştirdiği yazılımlar ve mühendislik desteğiyle de inşaat profesyonellerin ihtiyaçlarına entegre olarak cevap veren Hilti, satış ekibine özel olarak düzenlediği geleneksel “Marketing Wave” etkinliği ile pazara sunacağı yeni teknolojilerini tanıttı. Bu yıl ikincisi düzenlenen etkinlikte aralarında Hilti DCH 150-SL Kanal Açma Makinesi, Hilti VC 40L-X Elektrikli Süpürge, Hilti DGH 150 Beton Silme Makinesi ve Hilti MW Portfolyosun’nunda olduğu dört yeni ürünün lansmanını gerçekleştirdiklerini dile getiren Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan, 2022 yılında da inovatif teknolojilerinin sektöre büyük bir hareketlilik getireceğini ve performanslarıyla pazarda fark yaratacaklarını vurguladı.

Maksimum üretkenlik, sürdürülebilir verimlilik sağlayan yeni ürünler tanıtıldı

Lansman ürünleri arasında yer alan Hilti DCH 150-SL Kanal Açma Makinesi’nin birçok farklı özelliğiyle öne çıktığını söyleyen Özgecan Işıltan; “Smart Power teknolojisi sayesinde güç çıkışını kesilen malzemeye göre ayarlıyor. Bu özelliği ona istikrarlı bir şekilde yüksek kesme performansı sağlarken aynı zamanda motoru aşırı yüklemeye karşı da koruyor. Marketing Wave etkinliği kapsamında lansmanını yaptığımız bir diğer ürün Hilti DGH 150 Beton Silme Makinesi ise 2100 W motor gücü ve 5 vites seçeneği ile zorlu uygulamalarda bile yüksek verimli bir motor deneyimi sunuyor. Maksimum performans için optimize edilen ekipman, Hilti silme diskleri sayesinde taşlama makinelerine göre 2 kata kadar daha fazla silme oranı sağlıyor” dedi.

Yeni Hilti VC 40L-X Elektrikli Süpürge’yi ise en zorlu şantiye şartlarına karşı geliştirdiklerini ifade eden Işıltan; “Dayanıklı sağlam gövdesi ve kompakt tasarımı ile mükemmel hareket kabiliyeti sağlayan yeni Hilti VC 40L-X Elektrikli Süpürge, iş sahalarındaki genel temizlik için tüm beklentileri karşılıyor” sözleriyle yeni ürünlerin dikkat çeken özelliklerini anlattı.

Hızlı ve çok yönlü özelliği ile şantiyede maksimum esneklik dönemi

Lansmanda öne çıkan Hilti MW Portfolyosu’nun içerdiği farklı çaplarda çelik halatlar, ana bağlantı elemanları ve kilitlerle birlikte tüm askılama uygulamalarına uygun çözümler sunduğunu söyleyen Işıltan; “Portfolyoda yer alan tüm teknolojiler, şantiyeye büyük esneklik kazandırırken, geniş bir yelpazede mekanik ve elektrikle ilgili tüm uygulamalarda kullanılabiliyor. Farklı konfigürasyonlarda bağlantılar sağlayan MW portföyü, Hilti’nin sunduğu tüm beton ve çelik üzerine olan ankraj çözümleri ile çalışıyor. MW portföyünde yer alan ekipmanlar, dişli tijl/rotlar ile yapılan geleneksel askılamalara göre yöntemlerle karşılaştırıldığında kurulumu daha hızlı, ayarlanması daha kolay… Üstelik uzun mesafe ve zorlu ana malzemeler için daha fazla esneklik sağıyor. Çok yönlü olması, özel alet gerektirmemesi ve estetik görünümüyle inşaat profesyonellerinin işini kolaylaştıran Halat Sistemi, güvenliği ön planda tutarak hiçbir kesim ve sıcak çalışma gerektirmiyor. EN 61439 direktiflerine uygun olarak tasarlanan sistem, geleneksel yöntemlere göre 4 kata kadar daha hızlı kurularak inşaat sahalarının çözüm ortağı olmaya hazırlanıyor” sözleriyle açıklamasını tamamladı.